Slayt 1 - fenbilimleri

advertisement
SİMBİYOTİK YAŞAM
Bazı canlılar tek başlarına besin ihtiyaçlarını
karşılayamadıkları için başka canlılarla birlikte
yaşarlar.
Bu şekilde iki farklı tür arasında beslenme
yönüyle bir alış veriş etkileşimi gerçekleşir.
İki organizmadan birinin ya da ikisinin canlılığını
sürdürmesi için birlikte bulunmalarına simbiyoz
(birlikte yaşam) denir.
1. Mutualizm
Beraber yaşayan iki canlının birbirinden karşılıklı
olarak faydalanmasıdır.
Mutalist yaşayan canlılar arasında karşılıklı
madde değişimi yapılır.
İkisi birbirine bağlı olup ayrılmaları durumunda
her ikisi de zarar görür.
İnsanlarla, bağırsaklarında yaşayan vitamin
üreten bakteriler arasındaki ilişki
Otçul memelilerle selüloz sindirici bakteriler
arasındaki ilişki
Yaban arıları ile çiçekler arasındaki ilişki
Mantarlarla su yosunları arasındaki ilişki
Baklagillerle azot bakterileri arasındaki ilişki
2. Kommensalizm :
Beraber yaşayan iki canlıdan birinin yarar gördüğü,
diğerinin etkilenmediği yaşama şeklidir.
Buradaki beraberlikte konak canlı etkilenmezken
konuk, canlı konaktan besin alır. Ayrılmaları
durumunda konuğun yaşamı olumsuz etkilenir.
ÖRNE: Köpek balıklarıyla vantuz (echeneis) balıkları
arasındaki ilişki
II.ÇEVRENİN CANSIZ VE CANLI ETMENLERİ
3. Parazit Yaşama
Beraber yaşayan canlıların birinin yarar, diğerinin zarar
gördüğü beraberliktir.
Konuk canlının beslenme ve sindirim yapıları gelişmediği
için, tek başına yaşayamaz ve konak bir canlının vücudunu
beslenmede kullanır.
Parazit canlı vücut içinde ve organlarda bulunuyorsa iç
parazitlik;
Vücut dışında bulunuyorsa dış parazitlik gerçekleşir. Bit, pire,
sivrisinek, yara mantarı, klorofilsiz bitkiler dış;
Tenya, bağırsak solucanı ve mikroplar iç parazitliğe örnektir.
Hem Ototrof,Hem Heterotrof Beslenme
Azot bakımından fakir topraklarda yaşayan bazı bitkiler de bu
beslenme şekli görülür.
İbrik otu (Nephentes) ve sinek kapan ( Dionea )gibi böcek yiyen
bitkiler fotosentez yaparak kendi besinlerini üretir.
Ayrıca büyümeleri için gerekli olan amino asitleri ve diğer azotu
bileşikleri yakaladıkları böcekleri sindirerek sağlarlar.
Bu bitkilere böcek yiyen bitkiler denir.
Fotosentez yolu ile karbonhidrat sentezlerler.
Fakat azot gereksinimlerini yakaladıkları böceği hücre dışı sindirim
enzimleri ile parçalayarak karşılarlar.
Nephentes
Nephentes
DİONEA
DİONEA
DİONEA
DİONEA
BESİN ZİNCİRİ
VE
ENERJİ PRAMİDİ
C. BESİN ZİNCİRİ
Canlılar arası ilişkinin temelinde beslenme bulunur.
Canlı organizmalar organik besin ihtiyaçlarını karşılamak için kendisine uygun olan
diğer organizmaların vücudunu kaynak olarak kullanırlar.
Üretici ve tüketici canlılar arasında bir zincirin halkaları şeklindeki beslenme
ilişkisine besin zinciri denir.
Bütün canlıların kullandığı enerjinin temel kaynağı güneş enerjisi olup besin zinciri
bu enerjinin canlıdan canlıya aktarılmasını sağlar.
Besin zincirleri fotosentez yapılmasıyla başlar ve artıkların çürütülmesiyle biter.
Besin zincirinin başında üreticiler bulunurken, diğer halkalarında tüketici özellikteki
canlılar bulunur.
1. halka - Üreticiler
2. halka - Otçullar
(Birincil Tüketiciler)
3. halka - Etçiller
(İkincil Tüketiciler)
4. halka - Yırtıcılar
(Üçüncül Tüketiciler)
5. halka - Çürükçüller (Ayrıştırıcılar)
:
(Fotosentezle organik besin üretirler, güneş enerjisini ilk
olarak kullanırlar.)
(Üreticilerin depoladığı enerjiyi birinci derece tüketici
olarak kullanırlar.)
(Üreticilerin depoladığı enerjiyi ikinci derece tüketici
olarak kullanırlar.)
(Üreticilerin depoladığı enerjiyi üçüncü derece tüketici
olarak kullanırlar.)
(Ölen canlıları ve kalıntılarını ayrıştırarak beslenirler.
Artan besin ve enerjinin fazlası, toprakta birikerek fosil
yakıtların oluşmasına neden olur.)
D. ENERJİ PİRAMİDİ
Besin zincirinin her bir halkasındaki canlıların birey sayılarının karşılaştırılmasıyla
enerji piramidi oluşur.
Bu nedenle enerji piramidinin ilk katında üreticiler ve son katında yırtıcı canlılar
bulunur.
Çürükçüller her bir katla ilişki halindedir.
Güneşten alınan ışık enerjisi 1. kattan yukarıya doğru besinler içerisinde
aktarılmaktadır.
Enerji piramidinde, aşağıdan yukarıya doğru her kattaki;
– Canlı sayısı azalır,
– Tür sayısı azalır,
– Toplam besin ve enerji miktarı azalır,
– Vücutta biriken artık oranı artar,
şeklinde değişmeler görülür.
Enerji piramidin her bir katındaki besin ve enerjinin bir kısmı canlının yaşamında
kullanılırken depo edilen miktarı sonraki katlara aktarılır.
6.pH
Doğadaki sular asidik ve bazik özellikleri
bakımından büyük faklılıklar gösterirler.
Ortamın pH derecesi organizmanın yaşamsal
faaliyetlerini etkiler.
Canlılar kendileri için uygun pH derecesi olan
yaşama ortamlarını tercih ederler.
MADDE VE ENERJİ AKIŞINDA ÜRETİCİ,TÜKETİCİ VE
AYRIŞTIRICI İLİŞKİSİ
Çevrenin canlı (biyotik) ve cansız (abiyotik) öğeleri
arasındaki ilişkilerde enerji önemli bir etkendir.
Canlının yaşaması için enerji ihtiyacı vardır.
Enerji iş yapabilme yeteneğidir.
Enerjinin temel kaynağı güneştir.
Güneş enerjisi, bitkiler tarafından kimyasal enerjiye
dönüştürülerek besinlerin yapısına katılır.
Besin maddelerini üreten yeşil bitkiler, diğer canlıların
enerji gereksinimi karşıladıkları için I. Basamağı
oluştururlar.
Ot obur denilen bitkilerle beslenen hayvanlar ikinci
basamağı oluşturur.
Ot oburlar bitkilerden aldıkları enerjinin bir miktarını
kendi yaşamları için kullanır,bir miktarını da üst
basamağa yani et oburlara aktarır.
1. Üretici Beslenme (Ototrofluk) Kendi besinlerini
kendi sentezleyen, su (H2O), karbondioksit (CO2) ve
inorganik tuzlardan fotosentezle organik maddeyi
oluşturan canlılardır. Kendi içinde:
Fotosentetik Autotroflar (biyokimyasal olaylar için
gereksinim duydukları enerjiyi güneş ışınlarından
sağlayan canlılardır.
Örn : Bitkiler,mavi-yeşil algler, yeşil ve mor
bakteriler.)
Kemosentetik Autotroflar (kendileri için gerekli olan
enerjiyi amonyak (NH3),hidrojensülfür (H2S) gibi
belli organik maddeleri oksitleyerek sağlayan
canlılardır.
Örn : Nitrit,nitrat,sülfür ve demir bakterileri.)
2. Tüketici Beslenme (Heterotrofluk) :Ototrof organizmaları
ve çürüyen maddeleri besin olarak kullanan canlılardır.
Hayvan ve mantarların tümü ile birçok bakteri türü bu
gruba girmektedir. Heterotrof organizmalar beslenme
özellikleri yönünden,
1. Holozoik Formlar (besinlerini katı parçacıklar halinde
alarak sindiren canlılardır.Örn : Hayvanların
birçoğu.)Aldıkları besinin yapısına göre üçe ayrılır:
– a- Herbivor (sadece bitkilerle beslenenler)
– b- Karnivor (sadece etle beslenenler
– c- Omnivor (hem ot, hem etle beslenenler)
2. Saprofitik Formlar (organik maddeleri doğrudan hücre
zarlarıyla absorbe eden canlılar. Örn : Mayalar, küfler,
bakterilerin birçoğu)
3. Parazitik Formlar (bitkisel ya da hayvansal parazitler
konukçu olarak tanımlanan bir bitki ya da hayvan üzerinde
ya da içinde yaşar ve besinini konukçudan sağlayan
canlılardır.)
Holozoik Beslenme : Holozoik formlar besinlerini katı parçacıklar halinde alan, sindirip
emilimlerini sağlayan canlılardır. Hayvanların çoğu bu gruba dahildir. Holozoik olarak
beslenen hayvanlar, aldıkları besin yapısına göre :
Beslenme de kullandıkları kaynağa göre dört alt grubu bulunur.
a. Otçul beslenme :(Herbivor) Besin ihtiyacını bitkisel besinlerden karşılarlar. Bitkilerin
kök, gövde, yaprak, meyve ve tohumlarında depolanmış olan besinleri kullanırlar. Ağız ve
sindirim kanalları otların sindirimini sağlayacak şekilde farklılaşmıştır. Ağızlarında azı
dişlerin sayısı fazla olup yüzeyleri de genişlemiştir. Sindirim kanalları otların selülozunu
parçalayabilmek için etçillere oranla daha uzun yapıdadır. At, inek, keçi, koyun, serçe,
çekirge, kelebek, ağaç kakan bu gruba girer.
b. Etçil beslenme :(Karnivor) Besin ihtiyacını hayvansal kaynaklardan karşılarlar.
Hayvansal organizmaların vücudunda depolanmış olan besinleri kullanırlar. Ağız ve
sindirim kanalları etlerin parçalanmasını sağlayacak şekilde farklılaşmıştır.
Ağızlarında köpek ve kesici dişleri gelişmiş yapıdadır. Sindirim kanalları otçullara göre
daha kısa uzunluktadır. Aslan, şahin, yılan, köpek,köpek balığı, kurbağa, akrep, bit, kurt,
tilki, kartal, timsah bu gruba girer.
c. Hem otçul hem etçil beslenme (Omnivor) Besin kaynağı olarak hayvansal ya da
bitkisel kökenli organizmaları kullanırlar. Ağız ve sindirim kanalları hem etçil hem otçul
beslenecek şekilde farklılaşmıştır. İnsan, ayı, kaplumbağa, domuz, tavuk, fare ve bazı
balıklar bu gruba girer.
d. Çürükçül beslenme (Saprofitlik) : Ölü bitki ve hayvan kalıntılarıyla, organik atıkların
üzerine enzimler salgılayarak bu maddeleri parçalarlar ve kendileri için gerekli olan
organik maddeyi bünyelerine alırlar. Ayrıştırıcıların yaptıkları bu beslenme şekline
saprofit ( çürükçül ) beslenme denir.
Çürütme faaliyeti sonucu çevrede bulunan canlı kalıntılarını ayrıştırarak toprağa
karıştırırlar. Böylece doğal temizlik sağlanır. Toprağın mineral oranının artmasını sağlar.
Bakterilerin büyük bir kısmı, küf mantarları, şapkalı mantarlar ve maya mantarları bu
gruba girer.
Download