Rize Müftülüğü | İl Müftüleri Toplantısı Sona Erdi

advertisement
İl Müftüleri Toplantısı Sona Erdi
Açıklama: İl Müftüleri Toplantısı sonuç bildirgesiyle sona erdi...
Kategori: Haber Arşivi
Eklenme Tarihi: 05 Haziran 2014
Geçerli Tarih: 19 Temmuz 2017, 00:41
Site: Rize Müftülüğü
URL: http://www.rizemuftulugu.gov.tr/haber_detay.asp?haberID=1555
Mardin’de dört gün süren İl Müftüleri Toplantısı, Dini Yayınlar Genel Müdürü Dr. Yüksel Salman
tarafından okunan sonuç bildirgesiyle sona erdi. 81 il müftüsünün ve Diyanet İşleri Başkanlığının
üst yönetiminin katıldığı değerlendirme oturumunun ardından kamuoyu ile paylaşılan sonuç
bildirgesinde şu ifadelere yer verildi;
“İslam’ın inanç değerlerini aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrite karşı Diyanet’in
vatandaşlarımızı bilgilendirme sorumluluğu vardır…”
Diyanet İşleri Başkanlığı, İslâm’ın evrensel ilkeleri ile yüce değerlerinin toplumumuza ve
insanlığa doğru bir şekilde ulaştırılması amacıyla küresel ölçekte faaliyet gösteren saygın bir
Anayasal kurumumuzdur. Başkanlığımızın görev ve yetkisi, ilgili kanunlar tarafından belirlenmiş
olup güven ve itibarını aziz milletimizin ilgi ve itimadından, tarihsel bilgi, birikim ve
tecrübesinden almaktadır. Bu yetkiyle, yüce dinimizin inanç değerlerini ve ahlaki umdelerini
aşındırmaya yönelik her türlü ifrat ve tefrit karşısında vatandaşlarımızı doğru bilgilendirme
sorumluluğunun bilincinde olarak, ortaya çıkan gelişmeleri dikkatle değerlendirmektedir.
“Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu oluşturan ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve
zayıflatılması tasvip edilemez…”
Başkanlığımız sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı belli başlı dini problemler karşısında ihtiyaç
duyulan bilgiyi vaaz ve hutbeler başta olmak üzere hemen her fırsatta milletimizle paylaşmakta,
Kur’an ve Sünnet’ten mülhem açıklamalarını irşat dili çerçevesinde, belli bir usul ve üslup
dairesinde gerçekleştirmektedir. Dini Mübin-i İslâm’ın evrensel hakikatleri ve yüce değerleri hiç
bir tartışmaya fırsat vermeyecek derecede açıktır. Millet varlığımızın temelini, harcını ve ruhunu
oluşturan bu yüce ilkelerin ve ahlâkî değerlerin zedelenmesi ve zayıflatılması tasvip edilemez.
“Diyanet İşleri Başkanlığı kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya
daima özen göstermektedir…”
Diyanet İşleri Başkanlığı, uhdesine verilen görevlerin gereğini yerine getirirken, kuruluşundan bu
yana özenle geliştirdiği ve kurumsallaştırdığı dengeli ve sağduyulu konumunu korumaya daima
özen göstermektedir. Başkanlığımızın bu tutumu müftülerimizin dikkat, özen ve hassasiyetleriyle
uygulanmakta ve her türlü gündelik tartışmaların içine çekilme çabaları sonuçsuz kalmaktadır.
“Sosyal ve doğal trajik hadiseler yaşanmadan önce farkındalık oluşturacak bir dil
geliştirilmelidir...”
Yakın geçmişte yaşanan bazı toplumsal ve doğal olaylar; trajik hadiselerin ardından üretilen teselli
dilinin yeterli olmadığını, acı sonuçlar doğuran sosyal ve tabii hadiseler daha yaşanmadan önce
bireysel, toplumsal ve kamusal yükümlülükler konusunda farkındalık oluşturmayı mümkün
kılacak yeni bir irşad dilinin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
“Hakikati tekeline alan dini nüfuz alanı oluşturma ve toplumun dini dokusunu dejenere
etme girişimleri asla onaylanamaz…”
Sivil girişimlerle ortaya çıkan dini oluşumlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumsal bir
gerçekliktir. Önemli olan sosyo-kültürel dini oluşumların, dinin sahih bilgisi ve temel kaynakları
ekseninde toplum yararına faaliyet göstermeleridir. Bunun toplumun dini kültürel hayatına
yapacağı katkı yadsınamaz. Ancak bu oluşumların açık, şeffaf, hesap verebilir, toplumu
ayrıştırmayan, dini duyguları ve güveni istismar etmeyen bir yapıda olmaları son derece önemlidir.
İslam’ın temel bilgi kaynakları olan Kur’an, sünnet ve Müslümanların tarihsel tecrübesini aşarak,
kendinden menkul iddialarla ve sübjektif deneyimlerle hakikati tekeline alarak dini nüfuz alanı
oluşturma ve toplumun dini dokusunu dejenere etme girişimleri asla onaylanamaz.
“İslam’ın temel referanslarıyla ters düşen, dinin yüksek hakikatlerini süfli emellerle
değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez…”
Milletimiz, tarih boyunca dini yozlaştıran dini görünümlü tezahürlere karşı dikkatli ve feraset
içinde olmuştur. Birey ve toplumun din algısına ve yorumuna saygı duyulması bugünün
dünyasında ortak bir yaklaşımdır, ancak İslam’ın temel referanslarıyla ters düşen, mesiyanik
kavramlarla söylem örgüsü kuran, yaygın kitlenin zihninde karışıklıklara meydan veren, dinin
yüksek hakikatlerini ve toplumun ahlaki değerlerini süfli emellerle ve basit içeriklerle
değersizleştiren yaklaşımlar asla kabul edilemez.
“Din hizmetleri, genç kuşakların kendi değerleriyle buluşmasını, manevi potansiyellerini
keşfetmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır…”
Gençlerin medeniyet değerlerine dair gönüllü bir aidiyet bilinci geliştirmesine ve özgüveni yüksek
bireyler olmasına yardımcı olacak bir dil ve üslup üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bu sebeple
din hizmetleri, genç kuşağın kendi değerleriyle buluşmasını, kendi manevi potansiyellerini
keşfetmesini, açığa çıkarmasını ve geliştirmesini sağlayan bir yaklaşımı esas almalıdır.
“Çocuk ve kadın cinayetleri, ailelerinden kopartılan çocuklar, çocuk yaşta evlilikler İslâm’ın
barış ve rahmet mesajlarına ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir…”
Son zamanlarda yazılı ve görsel medyada yoğun biçimde yer verilen çocuk ve kadın cinayetleri,
annelerinden ve ailelerinden kopartılan çocukların yürek burkan haberleri ve gündemden
düşmeyen çocuk yaşta evlilikler toplum olarak, İslâm’ın barış ve rahmet mesajlarına ve merhamet
eğitimine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir. Gelinen noktada toplumsal bir duyarlılığa
ihtiyaç duyulmaktadır.
“İslam coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet ve
istikrarsızlık gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir…”
Müslüman coğrafyası tarihin en zor süreçlerinden birini yaşamaktadır. Yapısı gereği farklı dillerin,
mezheplerin ve dinlerin tarihten bugüne birlikte yaşadığı bu coğrafyada yeni gerilim alanları
oluşturularak din, dil, düşünce, inanış üzerinden gerilim alanları oluşturulmak istenmektedir. Din
ve dini imgeler üzerinden aşırılığa, şiddet ve tedhişe uygun ortamlar oluşturularak Müslüman
toplumların yaşama alanları tahrip edilmekte, inanç değerleri ve güvenlikleri zedelenmektedir.
İslam coğrafyasının acı, göz yaşı, ıstırap, açlık, toplumsal kaos, iç savaş, şiddet ve istikrarsızlık
gibi olumsuz kavramlarla anılıyor olması oldukça üzüntü vericidir. Bu bağlamda Nijerya’da
yaşanan Boko Haram adlı terör örgütünün yüzlerce kız çocuğunu kaçırması eylemi utanç vericidir.
Bu durumu vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Başta Müslümanlar olmak
üzere bütün insanlık camiasına düşen öncelikli görev, nefret ve şiddet üreten ortamları gidermek,
huzur ve güvenin sağlanması için el birliği ile çaba göstermektir.
“Bu yılın Ramazan teması, ‘Hiç Kimse Kimsesiz Kalmasın; Bu Ramazan ve Her Zaman’…
Camiler Haftası teması, ‘Cami ve Gençlik’…”
Başkanlığımızın, Ramazan ayının manevi atmosferinden istifadeyi artırmak amacıyla her sene bir
tema belirlediği ve bu çerçevede toplumun bütün kesimlerine ulaşmak ve yeni farkındalıklar
oluşturmak istediği malumlarıdır. Bu yıl ramazan ayında “kimse yalnız kalmasın” başlığıyla
yoksul, yetim, yaşlı, engellilerle kalabalıklar içinde yalnız kalan kardeşlerimize Ramazanın rahmet
ikliminin ve şefkat soluğunun ulaşması için el birliği ile çaba sarf edilecektir. Camiler Haftasında
da “Cami ve Gençlik” konusunun ele alınması ilke olarak kararlaştırılmıştır.
“Milletimizin yaz Kur’an Kurslarına olan ilgisinin her geçen yıl artarak devam etmesi
memnuniyet vericidir…”
Milletimizin, okulların tatil olmasını müteakip başlayan Yaz Kur’an Kurslarına olan ilgisinin her
geçen yıl artarak devam etmesi memnuniyet vericidir. Müftülüklerimiz bu yıl da gereken her türlü
hazırlığı yaparak, camilerimizde yavrularımızı en iyi şekilde ağırlamayı ve en yüksek düzeyde
istifadeyi mümkün kılacak tedbirleri alarak verimli bir eğitim ve öğretim gerçekleştireceklerdir.
“TÜİK Anketi millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama imkanı konusunda ümit
vermiştir…”
Diyanet İşleri Başkanlığımızca TÜİK’e yaptırılan “Türkiye’de Dini Hayat” araştırmasının verileri,
İslam’ın bu toplumun ortak değeri ve milletimizin kimlik yapısının temel bileşeni olduğunu bir
kez daha ortaya koymuştur. Millet olarak geleceği birlikte inşa etme ve yaşama imkanı konusunda
da ümit vermiştir. Ayrıca Başkanlık olarak hizmet kusurlarımızı görmeye vesile olmuştur.
Araştırma sonuçları bilimsel çalışmalara da kaynaklık etmek üzere kamuoyu ile paylaşılacaktır.
“Türkiye Diyanet Vakfının yurt içinde öğrenci yurdu projelerinin yaygınlaştırılmasına
devam edilecektir…”
Ülkemizle birlikte yurt dışında da geniş bir coğrafyada hizmet veren Türkiye Diyanet Vakfı,
yeniden yapılanma çalışmalarını genişleterek devam ettirmektedir. Bu bağlamda yurt sathında il
ve ilçe temsilciliklerinin yeniden yapılandırma süreci başlatılmıştır. Dini ve hayri hizmetlerde daha
geniş katılımlı hizmet projelerine ilaveten, yurt içi ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerini artırma
ve geliştirme gayretleri sürmektedir. Özellikle yurt içinde öğrenci yurtları projelerinin
yaygınlaştırılmasına devam edilecektir.
“Ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dini problemler Başkanlığımız tarafından
değerlendirilmektedir…”
Bugün ülkemizde ve dünyada yaşanan birçok dini problem, kamuoyu tarafından
değerlendirilmekte ve tartışma konusu yapılmaktadır. Başkanlığımıza da kamuoyunda tartışılan
konulara ilişkin pek çok husus yansımaktadır. Başkanlığımız gerek il müftüleri istişare
toplantılarında ve gerekse değişik toplantılarda yapılan açış konuşmalarında güncel dini konulara
değinilmekte ve kamuoyu aydınlatılmaktadır.
“Toplantıda dile getirilen güncel bazı hususların, kamuoyu tarafından ilgiyle karşılanmış
olması memnuniyet vericidir…”
İl müftüleri istişare toplantısı esnasında dile getirilen güncel bazı hususların, kamu oyu tarafından
ilgiyle karşılanmış olması memnuniyet vericidir. Ancak bu tür açıklamaların değişik amaçlarla
kullanılmaması ve farklı anlamlara çekilmemesi temennimizdir.
Download