Çocuklarda Korkuyla Başa Çıkma Korku tehlike karşısında ortaya çıkan ve canlıyı korumaya yönelik bir tepkidir. Normal gelişim sürecinin bir parçası olduğu gibi, kişinin kendini tehlikelerden sakınmasını sağlar. Çocuklar Nelerden Korkar? Çocukluk korkuları genellikle kısa süreli ve geçicidir. Farklı yaş gruplarında farklı korkular öne çıkar. Bu korkuların sürekli ve yoğun bir şekilde hissedilmesi, rutin hayat akışlarını engelleyecek biçimde olması çocuğun gelişimine zarar verebilir. Bu nedenle korkuların sebeplerini en kısa zamanda tespit etmek ve gereken önlemi almak çok önemli. Çocukların korkmak için iyi nedenlere sahip olmalarına rağmen, korkular genelde bilinmeyenle ilgilidir. Konu hakkında yapılmış araştırmalar çocukların büyük çoğunluğunun gerçek tehlikelerden (deprem, sel, yangın...) değil (travma durumları hariç), olağanüstü varlıklardan (canavarlar, hayaletler, zombiler...) korktuğunu ortaya çıkarmış. Uzmanlar bu tip korkuların çocuklarda görülmesinin en önemli sebebini çocukların gelişmiş hayal güçlerine bağlıyor ve durumun normal olduğuna işaret ediyorlar. Ancak bu korkulardan yoğun şekilde etkilenen çocukların da var olduğunu ve bu çocuklarda gerçek dünya ile hayal dünyasını birbirinden ayıramama problemine rastlandığını belirtiyorlar. Çocuklara korkularını yenmeleri için yardım ederken, bu tehlikenin farkında olmak ve gereken zamanda gereken müdahaleyi yapmak ailelere ve eğitimcilere düşen önemli görevlerden biridir. Bazı korkular, belli yaş dönemleri için normal sayılır. Örneğin, bebeklik dönemimde ilk korku anneyi kaybetme korkusudur. Bu dönemde yüksek sesten korkulması da doğaldır. Bebeğin yaklaşık 8. ayda geliştirdiği ve bir buçuk yıla kadar sürebilen yabancı korkusu da normal kabul edilir. Çocuğun beş yaş civarında geliştirdiği; örneğin, zombi, canavar gibi hayali figürlerden korkması da ruhsal gelişimi için beklenebilir bir durumdur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı korkuların belli yaş dönemlerinde ortaya çıkabilecekleri, ancak bu korkuların bir süre sonra ortadan kaybolmalarının da gerekli olduğudur. Örneğin, 6 yaşındaki bir çocuk hala yabancılardan korkuyorsa, bu üstünde durulması gereken bir durumdur. Korkuların bir kısmı sonradan öğrenilir. Örneğin, çocuk ilk defa bisiklete binmeyi öğrenirken annesinin yüzündeki ifadeyi ve davranışlarını inceler. Eğer annesi, çocuğa destek veriyorsa ve onun gittikçe kendine güven kazanmasını sağlıyorsa, çocuk bisiklete binmeyi zevkli bir durum olarak algılayacak ve bütün dikkatini bu etkinliğe yöneltecektir. Diğer yandan çocuk bu öğrenme sürecini yaşarken sürekli endişeli bir yüz ifadesiyle onu izler ve uyarılarda bulunursa veya onu azarlarsa, çocuk dikkatini vermesi gereken etkinlikten ziyade, hayatında kendisi için çok önemli olan kişiyle ilgilenecek ve o durumla bağlantılı olarak ortaya çıkan endişesi giderek yükselecektir. Bu da çocuğun o durumdan korkmasına ve kaçmasına sebep olacaktır. Benzer şekilde korkuya bir örnek daha verebiliriz, çocuk annesiyle uçağa biner ve annesini bembeyaz olmuş bir yüzle görür. Annenin panik içinde olduğunu anlarsa, o da uçaktan korkmaya başlayabilir. Korku şartlanma olarak da ortaya çıkabilir. Bebeklik döneminde yüksek sesten korkmanın normal olduğundan bahsetmiştik. Bu dönemde, bebek tam banyosunu yaparken, dışarda çok büyük bir gürültü meydana geldiğini varsayalım. Bu talihsiz durum, bebeğin bir su veya banyo fobisi geliştirmesine neden olabilir. Korkuya neden olan bir diğer faktör de endişelerdir. Endişenin yarattığı korkuya en çok karanlıkta ve uykuya dalarken yalnız kalındığında rastlanır. Çocuk, yaklaşık 3 yaşından itibaren toplumun kurallarıyla annesi ve babası aracılığıyla daha çok tanışmaya başlar. Artık istediğini yapmada eskisi kadar özgür değildir. Bunun sonucunda, çocuk kendini bu sıkıntılı duruma sokan anne ve babasına karşı bir öfke duymaya başlar, ancak bu duygusunu onlara yansıtmaya çekinir. Yine de böyle bir duyguya sahip olduğu için suçluluk hisseder. Ona rahatsızlık veren bu durumla baş edebilmek için, anne ve babasını ya da genel olarak toplumu ve kuralları temsil eden birtakım korkutucu figürler bularak, korku ve suçluluk duygularını onlara yansıtır; bunlar bir zombi, hayalet ya da ejderha olabilir. Uykuya dalmadan önce çocuk bilinçle bilinçdışı arasındadır. İçinde biriktirdiği öfkelerin farkına varır, bunları bastıracak gücü kendinde bulmakta zorlanır. O zaman da, aslında bu duyguların yaşanmasına neden olan, ama aynı zamanda da ona destek olan ve güven veren annesini ya da babasını yanında ister. Onlar yanında olduğu zaman onların varlığından ve sevgisinden emin olur ve uykuya dalabilir. Karanlıkta, çocuğun kendini yine kontrolünü kaybetmiş olarak hissettiği bir andır ve endişe vericidir. Bu endişeyle baş etmek için de yine bir dış desteğe ihtiyaç duyabilir. Okul korkusuna gelecek olursak, okulun herhangi bir döneminde görülebilir. Özellikle anaokulunda çocuk anneye adeta yapışır, onu bir türlü bırakmak istemez, ağlar, hırçınlaşır. Annenin yanında kalmasını istediğinden anne günlerce, okulda çocuğun yanında bekler. Ya da çocuk birden bire okula gitmek istemez; zorlanır, midesi bulanır, kusar, zorlamalara direnir. Yoldan veya okuldan döner gelir. Uykusu bozulur, iştahı kesilir. Ödevlere ilgisi kalmaz. Her sabah somatik bir belirti ortaya çıkartır. Örneğin, başı, karnı ağrır veya bulantısı olur, ateşi yükselir, hatta kusar. Evde rahattır. Ağır vakalarda ise çocuk evde bile huzursuzdur. Bunun kaynağı genellikle anneden ayrılma korkusudur. Okul korkusu görülen çocuklar genellikle uslu, sessiz, uyumlu, anneye aşırı bağımlıdırlar. Bu durumda yapılan en büyük hata anne babanın çocuğu okuldan uzak tutmaları, kararsız tutarsız davranmaları olmaktadır. Çocukta korkuyla baş ederken, korkunun bir yaş dönemi özelliği mi olduğu, yoksa korkuya neden olan belli bir olayın olup olmadığı iyice araştırılmalıdır. Anne ve babalar, çocukla kurdukları ilişkiyi gözden geçirmeliler, çocukla birlikte bu konuyu ele almalılardır. Neler yapmalısınız? - Çocuklarınızın korkularına gülmeyin, korkularını hafife almayın ve yargılamayın. - Çocuklarınız neden korktuklarını söylediklerinde dinleyin. Duygularını haklı kılın, örneğin onlara ‘’Köpeklerden korkuyorsun çünkü seni ısırabilirler. Onların uzaklaşmasını ve seni yalnız bırakmalarını istiyorsun.’’ Bazen duygularını haklı kılmak korkularını azaltmak için yeterlidir. - Korkularla yaşamak yerine onlarla uğraş verme yolları bulmalarına yardım edin. ‘’Sana şimdi en çok ne yardımcı olur? Gece lambası mı yoksa oyuncak ayın mı? Onlara korkmamalarını söylemek yeterli değildir, çözüm aramak gerekir. Korktukları zaman sizinle uyumalarına izin vermek ‘’Sen korkunla başa çıkamazsın. Bırak ben senin için halledeyim’’ demenin ince bir yoludur. Karanlıktan korkuyorsa odasına gece lambası koyun. Dolabının içinde canavar olduğunu düşünüyorsa beraber dolabı kontrol edin. - Çocuklarınızla birlikte okuyabileceğiniz, korkularla ilgili harika kitaplar var, çocuklarınız korkularında yalnız olmadıklarını görebilirler. - Eğer çocuklarınız fazlasıyla korkuyor görünüyorlarsa, bunu sürekli kendi korkularından bahsederek veya onları henüz hazır olmadıkları bir şeyi yapmaya zorlayarak siz yaratıyor olabilirsiniz. Çocuklarınız bir şeyi denemeye hazır olduklarını düşünüyorlarsa, onları kendi korktuğunuz şeyleri yapmaktan vazgeçirmek ya da onlara izin vermekte aceleci davranmak yerine, yapacakları şeyi güvenli kılmak için ufak adımlar atmalarında yardımcı olun. - Ara sıra kendi korkularınızı paylaşmanızda sakınca yoktur fakat çocukların sizinle aynı korkulara sahip olmasını beklemeyin. Üstesinden gelebildiğiniz korkularınızdan bahsetmeniz onlar için rahatlatıcı olabilir. Bu onlara korkuların normal olduğu güvenini verecektir. - Eğer çocuklarınız daha önce hiç karşılaşmadıkları ve ne olduğunu bilmedikleri yeni bir durumdan korktuklarında, onlara olumsuz bir karar vermeden iki ya da üç kez denemelerini önerin. - Çocuklarınız yanınızdan ayrılmaya korkuyorlarsa, onlarla vakit geçirin fakat aynı zamanda kısa süreler için sizden uzak kalmaları gereken zamanlar yaratın. - Çocuklarınızı üstesinden gelemeyecekleri bir takım durumlarla zorlamayın böylece ileride cesur olabilsinler. Bazı çocuklar havuza atlayarak öğrenirler suyun nasıl olduğunu, bazıları ise yüzlerini suya sokmadan önce kenarda diğerlerini izlerler. Bu farklılıkları göz önünde bulundurarak çocuklarınıza güvenin. KAYNAKÇA: Jane Nelsen & Lynn Lott , 2004, A'dan Z'ye Pozitif Disiplin, Hayat yayınları, I ̇stanbul. Rachman,S.J. 1978. Fear and Courage Uzman