Psikiyatr Dr. Hande Karakılıç Ankara Kasım 2013 Akış.. Giriş Grup tanımı Grup işlevi Grup sürekliliği Grup dinamiği Takım Örgüt Kitle Soru: bu nedir? Bir Ebru sanat eseridir.. Hareket kazandırılan su molekülleri üzerinde yer alan boya pigmentlerinin oluşturduğu formlar Ebru sanatının dayandığı temeldir. Su moleküllerinin birbirleriyle etkileşimleri ve birbirlerine göreceli konumlanmaları oluşan formun ne olacağını belirler. Sonuç olarak, bir önceki resimdeki gibi kaotik, karmaşık soyut bir görüntü ya da… Ya da manalı resimler çıkar ortaya.. Bireyler su damlası gibidir… İnsanlar da grup içinde aynen Ebru sanatındaki su molekülleri gibi hareket ederler. Her boya pigmentinin kendine has bir renge sahip olması gibi, insanlar da belirli özellikler, duygu, düşünce ve niyetler barındırırlar. Su moleküllerinin aralarındaki etkileşime benzer şekilde, insanlar da birbirleriyle çeşitli etkileşimlere girip, farklı farklı konumlarda yer alabilirler. İnsanlar bir araya geldiklerinde; büsbütün karmaşık, karışık bir şekil ya da anlamlı bir bütün oluşturabilirler. Ebruyu ebru yapan el... Bir ebru sanat eserinin oluşumunda suya devinim kazandıran sanatçının eli elzemdir. Benzer şekilde, grup içindeki insanların oluşturdukları görüntüye etki edebilen pek çok grup dışı etken de bulunabilir. Soru: bu dış etkenler ne olabilir? Kader KAZA Kısmet Tesadüf Doğal Afet çevrenin talep ve beklentileri Dış kısıtlamalar Etnik ortam Sosyokültürel ortam Ekonomik ortam Siyasi ortam AİLE Çevik Kuvvet Soru: Grubu nasıl tanımlarsınız? Gerçek hayattan grup örnekleri verebilir misiniz? Toplum içiçe geçen sayısız altgruptan oluşur.. Toplum içiçe geçen sayısız altgruptan oluşur.. Hepimiz çeşitli grupların üyesiyiz. Biçimsel gruplar: meslek grupları, dernekler, sendikalar, örgütler, şirketler,vs. Doğal gruplar: aile, arkadaş, akraba, komşu,vs. Grup tanımı Günlük dilde, grup kelimesi “çoğul olmayı” belirler. Sosyal psikolojide, değişik tanımlar vardır: 1. Bir kalabalığın grup olması için ortak amaçlar, normlar, kendilerini grup olarak hissetmeleri gerekir. 2. Grup etkileşim halinde olan birden fazla insandır. Etkileşim halinde olmak için, sadece birbirinin varlığından haberdar olmak bile yeterlidir. (örn.1) Allport (XX. yy başı): “birey davranışının başkalarının varlığı sonucu hızlandırılması, farklılaştırılması” Öğrenci Meryem.. Örn. 1 – Meryem dersanede bir odada yalnız başına ÖSS soruları çözmektedir. Çalıştığı odaya dersanenin diğer sınıfından tanımadığı öğrenciler girer, onlar da oturup ÖSS soruları çözmeye başlarlar…kimse kimseyle konuşmuyor, herkes sadece sessizce soru çözüyordur. Öncesinde tek başına olan Meryem’in performansında değişiklik olur.. Soruları çok daha hızlı ve iyi bir şekilde çözmeye başlar. Taraftar muhasebeci Mithat bey.. Örn. 2 – Mithat bey kendi halinde, halim selim bir memurdur. Küçük çaplı bir şirkette muhasebecidir. Çevresinde efendi, kibar, hatta aşırı nazik biri olarak tanınır. Evden işe, işten eve bir yaşam düzeni vardır. Tek zevki futboldur. Takımının hiçbir maçını kaçırmaz ve bulunduğu şehirde olursa, mutlaka karşılaşmaları izlemeye gider. Maç esnasında halim selim Mithat bey sanki başka bir insan olur. Nezaketin yerini küfür, sakinliğinin yerini asabiyet alır..stadyumun kapısından çıktığı anda ise eski kişiliğine bürünür. Tarikat mensubu David’in akibeti.. Örn. 3 David cinsel arzularından tamamen kurtulmak üzere cinsel organının kesilmesi talebiyle ürolog’a başvurmuş, ürolog tarafından psikiyatriste sevk edilmiş genç bir erkektir. Muayenede ve görüşmede talebinin aciliyetini açıklayacak ne bir gerekçesi ne de cinsel kimliğiyle ilgili bir karmaşası bulunmamıştır. Sonrasında David 20 kişiyle birlikte bir evde ölü bulunmuştur. ABD’de “Ascension Monastery”Yükseliş Tapınağı isimli bir tarikata mensup olduğu anlaşılmış ve toplu intihar kurbanlarından biri olarak kayda geçmiştir. Soru: İnsan niçin bir grubun üyesi olma gereksinimi duyar? Grubun işlevi nedir? Grup üyesi olma gereksinimleri.. İnsanın kendini bir grubun üyesi olarak görme eğilimi ilkel insandan günümüze kadar görülen bir olgudur. Bir grubun üyesi olma eğilimi; diğer insanlar ve doğa ile savaşımda, güvenlikte hissetme, acıdan kaçınma, haz ve doyuma ulaşma gereksinimlerinin bir sonucudur. Gereksinimlerden örnekler Temel gereksinimler: açlık, susuzluk, cinsellik, merak ve duyusal uyarılma, hareket etme, kurcalama, yeterli olma… Sosyal gereksinimler: sevecenlik ve birlikte olma, sosyal onay ve kendilik değeri, başarı, konum sahibi olma… Gereksinimler grup tercihlerini belirler Örneğin; Beslenme gereksinimi ağırlıklı kişiler; av grupları, alkol gruplarına,vs. dahil olurlar. Merak ve duygusal uyarılma gereksinimi ön planda olan kişiler; savaş karşıtı gruplar, araştırma grupları, kanser destek grupları, spor kulüplerine,vs. dahil olurlar. Grup işlevi Önemli sosyal, ruhsal gereksinimlerin karşılanması için (örn. bir yere ait olma, ilgi görme, vs) Yalnız başımıza altından kalkamayacağımız işlerin hakkından gelebilmek için..” bir elin nesi var, iki elin sesi var” Grup üyesi olarak, üye olmayanların erişemeyeceği bilgilere, ayrıcalıklara ulaşmak için Grup dışı düşmanlara karşı korunmak, güvende hissetmek için Olumlu bir sosyal kimlik edinmek için Grup üyesi kendisi ve diğer üyeler hakkında kendi kendine bazı sorular sorar – Amacı benimkiyle aynı mı? – Benim düşüncelerime saygılı ve hoşgörülü davranacak mı? – Diğerleri beni kabullenecek mi? – Hatalarımı dışa vurmamı nasıl karşılayacaklar? – Beni yargılayacaklar mı? – Hepimiz aynı gemide miyiz? – Diğerleri üzerinde nasıl bir etki bırakırım? Grup üyesi kendisi ve diğer üyeler hakkında kendi kendine bazı sorular sorar. – Benim hakkımdaki görüşlerini dürüstçe söyleyecekler mi? – Duygularımı dışa vurabilir miyim? – Onlar hatalarını dışa vuracaklar mı? – Diğerleri ile ne kadar yardımlaşabilirim? – Grup içerisinde ne kadar sorumluluk üstlenmem gerekir? – Benim burada işim ne? Grup sürekliliğini bozan ikilemler.. Karşılıklı destekleyici duygular X kardeş rekabetine ve egemenlik mücadelesine girme ikilemi. Kişisel hırs X başkasına için çabalama ikilemi. Grubun rahatlatıcı ortamına katılma arzusu X bireyselliğini kaybetme korkusu arasında ikilem. Daha iyisine sahip olma duygusu X grup içinde mevcut konumunu koruma isteği arasında ikilem. Başkalarına yardım etme ve verme isteği X kaybetme, geride kalma korkusu arasında ikilem. Grup sürekliliğini sağlayan ilkeler 1. Grup için uygun bir mekanın, bir toplanma yerinin olması. 2. Grubun belirli bir yaşam süresinin belirlenmesi. 3. Grubun boyutunun belirlenmesi. 4. Gruba yeni üyelerin katılımı ve seçimi için şartların belirlenmesi. 5.Toplanma sıklığının, süresinin ve amacının belirlenmesi. 6. Grubun boyutuyla ilgili politikanın belirlenmesi. 7. Grubun amacının ve hedefinin belirlenmesi gerekir. Grup bütünlüğünü sağlayan ilkeler Grup üyeleri kendilerini denetlemelidir. Grup sorumluluğunu üyeler bütün olarak yüklenmelidir. – Bu norm gelişmezse, bu, grup üyelerinin lidere bağımlı olmasına yol açar, lider her şeyin yükünü üstlenince yorgun ve sinirli olur, amaca ulaşmakta terslikler olur. Grup üyelerinin düşüncelerini birbirleriyle açık yüreklilikle paylaşmaları gerekir. Böylelikle güven artar. Grup bütünlüğünü sağlamak için ilkeler Üyeler grubu ne denli önemserse grup o denli etkili olur. Toplantılar ne kadar düzenli olursa o kadar iyidir. Grup üyeleri birbirine yardımın değerini anlayıp, bunu göz önüne aldıklarında, grup daha iyi işlev görür. Grup içerisinde güvenli ve destekleyici ortam sağlanmalıdır. Grubun işleyişi amaca yönelik fakat yapılanmamış, provasız ve özgürce etkileşim içerisinde olmalıdır. Soru: Grup dinamiği ne demek? Grup dinamiği Tanım: bir grup içinde oluşan neden-sonuç ilişkileri, grupların oluşmasının ve işleyişinin incelenmesidir. Kesin olan, bireyin, grup içinde, yalnız olduğu zamankinden farklı davrandığıdır (“sosyal hızlanma”). Bütün gruplarda üyeler arasında statü (mevki) farkı bulunur (“grup hiyerarşisi”). Grup yapısıyla grup normuna uyma davranışı ilişkilidir.. Dittes & Kelley’ın (1956) deneyi: bir çalışma grubu oluşturulmuş, bunlar bir süre birlikte çalıştırılmış, ardından üyelerin her birine grubun kendisini ne derece kabul ettiği, ona ne kadar değer verdiği hakkında bilgi verilmiş. Aslında üyeler arasında değer görme açısından pek bir farklılık bulunmamasına rağmen, her bir üyeye farklı farklı asılsız mesajlar verilmiş. Grup yapısıyla grup normuna uyma davranışı ilişkilidir.. tip 1 üyeye: “grup seni seçti, sana değer veriliyor, grup içinde kalman isteniyor.” tip 2 üyeye: “seni isteyenler de var, istemeyenler de, ortadasın, durumun ileride iyileşebilir de, kötüleşebilir de.” tip 3 üyeye: “grup seni seçmedi, grup içinde olman fazla değerli görülmüyor” denmiş. Orta statü- “benimseme ile uyma” Grup normuna en fazla uyumu, kendilerini grubun kısmen kabullendiğini sanan orta düzeydekiler göstermiş. Bir miktar destekleri vardır, ama yerleri sağlam değildir. Grup desteğini tam olarak sağlamak ya da tamamen reddedilmek kendi ellerindedir. Bu yüzden yerlerini sağlamlaştırmak ve statülerini yükseltmek için en içten şekilde grup normlarına bağlanır ve hevesle normlara uyarlar. Uyum davranışlarını hem grup içindeyken, hem de yalnızken göstermektedirler. Yani “benimseme ile uyum” olmuştur. Alt statü – “itaat ile uyma” En alt statüde, ortadakiler kadar olmasa bile, bir miktar uyum davranışı izlenmiş. Ancak bu üyeler grup normunu sadece grup içindeyken kabullenmişler, yalnızken ise norma aldırış etmemişler. İtaat nedeni, yani gruba uyar gözükme, gruptan atılmamak içindir. Grup tarafından beğenilmediklerini bildikleri için, grup cazibesini bir dereceye kadar kaybetmiştir. Zaten en altta oldukları için, norma uymamakla fazla kaybedecekleri bir şey de yoktur. Statüleri daha fazla azalamaz. Yani benimseme değil, “itaat ile uyum” söz konusu olmuştur. Üst statü–“kendine özgü davranabilme yetkisi” En üst statüdekilerin de uyma davranışı ortadakilerden daha az bulunmuş. Grupta üst statüde olanlar, önce grubun normlarına sıkı sıkı uyarak statülerini yükseltir ve lider olurlar. Liderliği kesin kabul edildikten sonra, bir dereceye kadar grup normlarından bağımsız davranabilme özgürlüğü elde eder. Grup tarafından sevilmenin getirdiği güven duygusuna sahiptir. Kazanabileceği kadar statü kazanmıştır, statüsünü yükseltmek için normlara uymakta büyük titizlik göstermesi gerekmez. Yani üstlerde, “kendine özgü uyum sağlama” özgürlüğü bulunur. Bu deneyin topluma uyarlanışı.. Orta sınıfın toplum kurallarına en çok uyan kesim olduğu bilinir. Alt sosyoekonomik kesimlerin toplumsal kurallara daha az uydukları izlenir. En yukarı tabakalardakilerin de toplum kuralları açısından daha rahat oldukları gözlenir. Grubun bireysel tutuma etkisi Grup tutum değişimini arttırabilir de, engelleyebilir de: 1. 2. Tutum değişimi grup normu doğrultusundaysa; grup bunu arttırır. Tutum değişimi grup normuna ters düşüyorsa; grup bunu engeller. Üye kendi grubuna benzer grupların normlarının da kendi grubununkilere benzediğini varsayar. (örn. Hiristiyan kulübü) Tutum benimsenmesinde grup desteği çok önemlidir. (örn. Savaş sonrası beslenme düzenlerinin değişmesi önerisini benimsemede ABD’li kadınların sergiledikleri dayanışma – söz birliği oranı konferansta %3 / söz birliği oranı tartışma grubunda %32) Grubun bireysel tutuma etkisi Sosyal kimlik kuramı; insanların kendilerini ve başkalarını çeşitli gruplara ait olarak algılama eğiliminde olduklarını savunur. İnsanların tutumları, ait oldukları grupların fikirleri ve davranış özelliklerinden etkilenir. İnsanlar özgüvenlerini ve imajlarını korumaya güdülenmiştir. Kendimizi özdeşleştirdiğimiz bir grubun başarısıyla gururlanır, başarısızlık karşısında utanç duyarız (örn. takım tutma) Grubun bireyin verimliliğine etkisi Performans yapılacak işin türüyle bağlantılıdır. Steiner (1972, 1976) işleri sınıflandırmıştır: Eklemeli: gruptaki her üyenin katkılarının birleşmesiyle sonuç ortaya çıkar (örn. ortaklaşa yemek yapmak) Dengeleyici: gruptaki üyelerin katkılarının ortalaması alınarak sonuca varılır (örn.uzmanların enflasyon oranı tahmini) Ayrışımlı: grubun en iyi üyesinin performansı bütünün performansını belirler (örn. liseler arası matematik yarışması) Tümlemeli: grubun en zayıf üyesi bütünün performansını belirler (örn. dağcılık) Grubun bireyin verimliliğine etkisi Gruptaki üye sayısı arttıkça, grup performansı bir yere kadar artmakta, ancak belli bir sınırdan sonra düşüş göstermektedir. Bunun nedeni, çok sayıda katkının koordine edilmesindeki zorluk ve bundan dolayı motivasyonda düşme olmasıdır. Soru: Beyin yıkama nasıl yapılır? Beyin yıkama.. Beyin yıkama da grup dinamiğine müdahaleyle gerçekleştirilir. Esas olarak, grubun yapısı bozulur, kişi tek başına bırakılır, grup desteğinden yoksun kalır, sonra bu yalnız kalan kişi değerlerine zıt propagandaya maruz bırakılır. Grup desteğinden yoksun kalan kişi, karşı tarafın değerlerini kolayca kabullenir. Beyin yıkama.. Kore savaşı esirleri örneği.. Kore’deki esir kamplarında er, subay ayırt etmeden bütün askerler aynı şekilde giydirilmiş, en alt kademedekilere büyük sorumluklar verilmiş, üst rütbelilere sıradan adi işler verilmiş, bu ve benzeri tedbirlerle katı askeri hiyerarşi kırılmış, normlar yıkılarak, grup yapısı ortadan kaldırılmış. Propaganda yalnız kalan bireylere sürekli uygulanmış, korunmasız kişi üzerinde etkin olmuştur. Kore savaşı esirleri örneği..ABD/TÜRKİYE ABDaskerleri TÜRK askerleri “İtaat ile uyma” Biçimsel iş grubu özellikleri “benimseme ile uyma” Doğal aile grubu özellikleri Sonuç: Türk askeri grup yapısını korumuş, tek başına hissetmemiş, arkasında grubu hissetmiş, propagandaya direnmiş. Soru: TAKIM nedir? Takım tanımı Kendi kendini yöneten küçük gruptur. Bireysel ve aktif katılım gerektiren, hedeflerini kendi belirleyen oluşumdur. Takımın gelişmeye, öğrenmeye ve yeniliklere açık olması gerekir. Farklı fikirlerin varlığı ve çatışması dinamizm ve ivme sağlar ancak fikir birliğine ve birlikte harekete de ulaşılması gerekir. Takım çalışması İletişim tekniklerini kullanarak, takım sayesinde sistem kurmak, geliştirmek ve yaşatmak, belirlenen hedefi yerine getirip, ürün ortaya koymak hedeflenir. Takım işleyişi İletişim net olmalıdır. Dayanışma esastır. Verimsiz rekabete yer yoktur. Takımın hedeflerini gerçekleştirmeye adanmışlık vardır. Kişisel yetenek ve bilgi takım başarısı doğrultusunda kullanılır. Takım ortamı fikirlerin, soruların ve sorunların açıkça ifade edilebilmesine el verecek şekilde güvenli olmalıdır. Farklı bakış açılarına saygı gösterilir. Çatışmalar örtbas edilmez, ortaya konur ve çözüm aranır. Soru: Örgüt nedir? Örgüt tanımı Tanım 1: Ö. belli amaçlara ulaşmak için bir insan grubunun çabalarını düzenleştirmeye yarayan belirli yapı, kural ve süreçlerin bütünüdür. Tanım 2: Ö. insanların elle tutulabilen veya tutulamayan bir ürün oluşturmak için belli bir amaç doğrultusunda yaptıkları planlı ve eş güdümlü hareketlerdir. Bu hareketler (işler) genellikle formel bir üyelik gerektirir ve belli bir yapı ve kurallar altında gerçekleşir. Böylece belli bir iş, eş güdümlü, iş bölümüne ve uzmanlaşmaya dayalı bu sistem sayesinde yerine getirilebilecektir. Örgüt tipleri Örgütler ikiye ayrılır: 1. planlanmış ve biçimsel örgütler 2. plansız ve biçimsel olmayan (kendiliğinden oluşmuş) örgütler. Örgüt yapısı Örgütte biraraya gelen kişiler genellikle bir hiyerarşi kapsamında ast-üst ilişkileri bağlamında çalışır. Bu hiyerarşik düzen belirli işlevlerin ve sorumlulukların mevcut alt yapılara veya kişilere paylaşımını, dağılımını yansıtır. Bölümler, tesisler, departmanlar, çalışma grupları tipik alt yapı örnekleridir. Örgüt kültürü Örgüt kültürü (kurum kültürü) kısaca öğeler tarafından paylaşılan temel değerler olarak tanımlanabilir. İşlerin nasıl yapıldığına dair ortak görüşler, davranışlar, paylaşılan inanç, tutum ve beklentiler, ortak semboller ve mitler ve örgütün kahramanları bu ortak kültürü oluşturur. Örgütün üst yönetimi (kurucular, liderler) birey ve grup davranışını belirleyen ortak kültürün yaratılmasında etkilidirler. Örgüt kültürü ayrıca çevreye uyum ve iç bütünleşme sorunlarının çözülmesi sırasında gelişir. Örgüt Psikolojisi Çalışma dünyasında özellikle çalışanların davranışlarını ölçmeye ya da belirlemeye ve belki de değiştirmeye yönelik araştırmalar ve bunun sonucunda elde edilen bilgiler Örgüt Psikolojisinin uğraş alanıdır. İnsan davranışı üzerinden ortak bir kurum kültürü oluşturmayı, iş verimini çoğaltmayı, iş dünyasında kişisel gelişimi sağlamayı amaçlar. Ayrıca, iş ortamında plan yapma, kalite yönetimi, personel eğitimi, seçimi ve performans değerlendirme konularında da katkı sağlamaktadır. Soru: kitle psikolojisi nedir? Kitle psikolojisi (“psychologie des masses”) [kitle-kalabalık] “Psychologie des foules”= Kalabalıklar Psikolojisi (Gustave Le Bon, 1895) Çağının tüm Avrupa’yı sarsan devrimlerinden esinlenmiştir. Kitle tanımı: Sıradan anlamı; ulusları, meslekleri, cinsiyetleri biraraya toplayan, rastlantılardan bağımsız bir bireyler topluluğudur. Ruhbilimsel anlamı; belli bazı durumlarda topluluk halinde bulunan bireylerin, tek başlarına bulundukları durumdan değişik bir özellik kazanmalarıdır. Kalabalığın özellikleri Kalabalık içindeki bireyin davranışı değişir. Kalabalık içinde birey rüzgar gülü gibi oradan oraya savrulabilir. Kalabalık “özgün” bir nitelik kazanır ve bu nitelik kalabalığı oluşturan bireylerin niteliklerinden farklıdır. Bireyler bir araya gelip kalabalık oluşturduklarında,”ortak bir ruha” sahip, “kişiler-üstü” (“supraindividual”) bir varlık ortaya çıkarırlar. Kalabalık içindeki bireyin ruhsal durumu, tek başına olduğundaki ruhsal durumundan farklılaşır. Bu “ortak ruh”, bireyleri kalabalık içinde değişik biçimde düşünmeye ve davranmaya iter. Kalabalığın özellikleri Le Bon kalabalığın özelliklerini şöyle özetler: 1. Kalabalıklar homojen bir yapıya sahiptir. Yani bireysel duygular, inançlar bir potada erir, bir anlamda tek bir “kitle zihniyeti” oluşur. 2. Heyecanlar ön plana çıkar. Ani dışavurumlar olur. Bireylerin hareketlerine akıldan çok duygular egemendir. 3. Kalabalıkların kendine özgü bir düşünme biçimi vardır. Çarpık bir mantık söz konusudur, önyargılar yargılardan daha ağırlıklı hale gelebilir. Sloganlarla iletişim gerçekleşir. Özetle, çok alt düzey bir mantık hakimdir. Kitle iletişimi “Düşünsel bulaşma”: kalabalık içinde düşünceler bireyden bireye daha kolay aktarılır. Görüşler çoğalır ve güçlenir. Bulaş olması için bireylerin aynı mekanda bulunuyor olması gerekmez.(örn. 1968 gençlik hareketi) “Lider güdümlü”: Le Bon’a göre, “kitle çobanından vazgeçemeyen bir sürüdür”. Kalabalık içinde iradesi yiten birey içgüdüsel olarak toplum içinde irade sahibi kişilere yönelir. Düşünce ve inançlarını kitleye benimsetmek isteyen önder başlıca üç teknik kullanır: a. b. c. Sav ortaya atma, Tekrarlama, Bulaştırma. Sav kanıttan yoksun ve basit olabilir, benimsenmesi için önemli olan sık sık tekrarlanmasıdır. (örn. Hitler Almanya’sı) Kitle psikolojisi – Allport’un yorumu Le Bon’un kalabalıklar kuramını geliştirdi. Le Bon’dan farklı olarak, bireyin kalabalık içindeki davranışlarının tek başına olan davranışlarından bütünüyle farklı olmadığını savunmuştur. İnsan davranışlarının kalabalık içinde daha belirginleştiğini öne sürer. Kalabalık içindeki birey bazı davranışlarını daha kolay dışa vurur hale gelir. Artan bir duygu yoğunluğu, ani heyecanlanma ve telkine yatkınlık (başka bir birey tarafından etkilenebilirlik derecesi) vardır. Kitle psikolojisi – Allport’un yorumu Tek başınayken çevresine karşı daha dirençli olan kişi, kalabalık içinde kolay etkilenir hale gelir. Kalabalık içinde öfke, coşku gibi duygular yaşayarak rahatlar. Sevgi/nefret, iğrenme/hayranlık arasında orta yol kalmamıştır sanki, kişi uçlardadır. Saldırganlık duyguları üzerindeki denetim azalır, daha rahat ortaya çıkar. Bazen tüm bu nedenlerden dolayı, kalabalık içerisinde bulunmanın rahatlatıcı işlevi olabilmektedir (örn. spor karşılaşmaları) Kitle psikolojisi – Telkine yatkınlık Telkine yatkınlık derecesini belirleyen etkenler: 1. Kalabalığın yenilmez bir yapıya sahip olduğu duygusu 2. Önderin özellikleri 3. Bireylerin kalabalık içerisinde sorumluluk duygularının bir kısmını yitirmeleri. Bireysel yasakların kalkması. Kimliksizleşme – Bireyselliğin yitirilmesi Le Bon’un düşüncelerinin devamında, 70’li ve 80’li yıllarda yapılan deneysel çalışmalarda, kalabalık içindeki bireyin dürtüleri üzerindeki denetimin kalkmasının nedenleri araştırılmıştır. Gruba üye olmanın değil, grup içinde anonim/tanınmaz olmanın ve ben-farkındalığının azalmasının bireyselliğin yitrilmesine yol açtığı ortaya çıkmıştır. Teşhis olasılığı olmayan durumlarda suç işleme eğiliminin artması da benzer mekanizmaya dayanır (örn. işkence, savaş suçları) Soru: Cinayet unsuru barındıran, suç teşkil eden ve mahkumiyet gerektiren bir kitle hareketi adı verir misiniz? Thomas Shipp ve Abram Smith. 7 Ağustos 1930, Marion, Indiana. Linç olgusu Linç kelimesi ABD’li “Charles Lynch”’in soyadından türetilmiş İngilizce bir kelimedir (“lynching”). Bu kişi; Amerikan Devrimi esnasında karşıt siyasi görüşlü kişilerin yargısız infazını emreden bir sulh hakimidir. Yine ABD tarihinde Amerikan Sivil Savaşında zencilere yönelik linç eylemlerine sık rastlanmaktadır. XX. yy’da Ku Klux Klan çok sayıda benzer eylem gerçekleştirmiştir. Türkiye’de linç eylemine cumhuriyet ilk dönemlerinden itibaren rastlanmaktadır. Daha çok siyasal içerikli olmuştur. Linç olgusu Tanım: yasadışı şekilde, bir insan topluluğu/kalabalığı/kitlesinin bir bireye kasten saldırması, kişinin yaralanmasıyla ya da ölmesiyle sonuçlanan şiddet uygulamasını tanımlar. Kalabalığın, iki veya daha fazla kişiden oluşması, kişiye zarar verme niyeti sergilemesi ve yasadışı bir oluşum olması gerekir. Zarar verme niyeti kalabalık bir araya gelmeden önce ya da sonra oluşmuş olabilir. Dikkatiniz için teşekkür ederim.. İletişim için: 0 312 4281117 handekarakilic@hotmail.com www.handekarakilic.com Bir önceki ders içerik Grup dinamiği nedir? Kalabalıkların özellikleri Kolektif davranış ve özellikleri Toplumsal olayların hazırlık safhası Eylem taktikleri ve biçimleri Topluluk içinde bulunan kişi tipleri Toplumsal olaylarda genel prensipler Toplumsal olaylara müdahale esasları