uluslar arası örgütler

advertisement
……………
 İki tip uluslar arası örgütten bahsedilebilir.
Bunlar;
 Hükümetler Arası Örgütler
 Hükümet Dışı Örgütler
Genel Olarak Uluslar arası örgütlerin sayıca
artmasında;
 İkinci Dünya savaşının getirdiği yıkımlardan
sonra devletler uluslararası alanda işbirliği ve
ortak değerler etrafında örgütlenme ihtiyacı
duymaları
 Teknolojinin
ilerlemesine
bağlı
olarak
devletlerarası koordinasyonun gerekli görülmesi
 Küreselleşmeyle beraber devletlerarası ilişkilerin
yoğunluk kazanması etkili olmuştur.
A-)Hükümetlerarası Örgütler
Tanım: Devletlerin bir araya gelerek
aralarında yaptıkları bir andlaşma ile
oluşturdukları, üye devletlerden ayrı
hukuki kişiliği, kendi yasası ve organları
olan bir varlık olarak tanımlanabilir.
- Örgütün bir andlaşmaya dayanması
- Hukuksal kişiliğinin olması
- Kurumsal nitelik arz etmesi (kendine has
sürekli bir yapı ve organlara sahip olması)
 Örnek
• BM
 AB
 NATO
 AGİT (Avrupa Güvenlik ve İş birliği
Teşkilatı)
 IMF
 Dünya Bankası
 ……… vs
B-) Hükümet Dışı Örgütler (NGO-nongovernmental organizations)
Tanım: Bir uluslararası andlaşma ile
oluşturulmamış, uluslararası alanda gayri
ticari amaçla faaliyet gösteren ve daha çok sivil
nitelikteki toplulukların bir araya gelerek
oluşturdukları örgütlere Hükümet dışı
örgütler denir. Bu tip kuruluşlar çoğunlukla
“dernek” tipi örgütlenmeler olup iç hukuka
tabidirler.
Örnek
 Green Peace (Yeşil Barış)
Uluslararası Af Örgütü
Sosyalist Enternasyonal
Uluslararası İşçi Sendikaları
Konfederasyonu
Uluslar arası Kızılhaç Örgütü
Uluslar arası Af Örgütü
İnsan Hakları İzleme Örgütü
…….Vs
*** Hükümetler arası örgütlerle hükümet
dışı örgütleri kıyasladığımızda;
Hükümetler arası örgütler uluslararası
hukukun sujeleri(Özneleri) iken hükümet
dışı örgütler uluslar arası hukukun sujeleri
değildir.
Hükümet dışı örgütler her ne kadar uluslar
arası yetkiye sahip olmasalar da bazı
durumlarda uluslar arası örgüt nezdinde
danışman statüsüne sahip olabilirler.
Uluslararası Örgüt Türleri
 A-) Coğrafi Alana Dayalı Ayrım:
 i-) Evrensel Uluslar arası Örgütler: Dünya çapında
faaliyette bulunma amacıyla kurulup, bir coğrafi
alanla sınırlı kalmaksızın muhtelif bölgelerden
devletlerin üye olduğu örgütler. Ör: Birleşmiş
Milletler
 İi-) Bölgesel Örgütler: Faaliyetleri ve üyelikleri
belirli bir bölgeyle sınırlı tutulmuş örgütler. Ör:
Afrika Birliği, Nato, Avrupa Birliği gibi…
B-) Örgütün Faaliyet Konusuna Dayalı Ayrımlar
B.1- ) Genel Konulu Örgütler: Daha çok genel ve
siyasi konuları ele alan örgütlerin faaliyetleri
genel konulu Örgütler nezdinde değerlendirilir.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AGİT gibi
örgütler….
B.2-) Uzman Örgütler:
i-) Teknik Konulu Örgütler: Dünya Posta Birliği
(1878), Uluslar arası Telekomünikasyon Birliği
(1865) Dünya Meteoroloji Örgütü gibi örgütler
daha çok teknik konularla alakalı örgütlerdir.
İi-) Ekonomik ve Mali Örgütler: Ekonomi ve mali
konularla alakalı faaliyet yürüten örgütlerdir. Uluslar
arası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, Dünya Ticaret
Örgütü gibi.
İii-) Savunma Örgütleri: NATO, Varşova Paktı gibi
örgütler…
İv-) Sosyal ve İnsancıl Amaçlı Örgütler: Daha geniş bir
kategorideki faaliyetleri yürüten örgütler. Dünya
Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslar arası Çalışma Örgütü
gibi…
**Bazı örgütler birden fazla kategoriye dahil olabilir.
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü hem sosyal ve insancıl
bir örgüttür hem de teknik yönlü bir örgüttür.
C-) Yetkilerin Niteliğine Dayalı Ayrım
i-) İş Birliği Örgütleri: Temelde eşgüdümü
amaçlayıp,
üye
devletlerin
egemenliğine
dokunmaz. Dünya Posta Birliği gibi.
İi-) Ulus Üstü Örgütler: Bütünleşme amaçlı faaliyet
gösteren örgütlerdir. Belirli konularda üye
devletler yetki devrinde bulunmuştur. Örgüt
kararlarının bir kısmı üye devletlerin ülkesinde
doğrudan etkili olup yurttaşlar için hak ve
yükümlükler doğurur. Avrupa Birliği Örgütü bu
tip örgütlerdendir.
KURUCU ANDLAŞMA VE HUKUKİ KİŞİLİK
 Örgütlerin
resmi
kurulma
aşamasında
oluşturmak zorunda oldukları andlaşmadır.
Kurucu andlaşma uluslar arası örgütlerin
anayasası gibi işlev görmektedir.
 Kurucu andlaşma karma nitelik taşıdığından
yarattığı hak ve borçlar üye devletler arasında ve
ayrıca uluslar arası örgütle devletler arasında
etkilidir.
 İç
normlar hiyerarşisi bakımından Kurucu
Andlaşma ondan türemiş olan işlemlere (örneğin
örgüt kararları, bütçe kuralları vs) üstündür.
 Türemiş
işlemlerin
kurucu
andlaşmaya
uygunluğu
denetimini
sağlayan
organlar
mevcuttur.
Örnek: Avrupa Birliği Adalet Divanı, Konsey ve
Komisyon kararlarının Avrupa Birliği Hukukuna
uygunluğunu denetlemektedir. Benzer şekilde
BM örgütünde UAD, Genel Kurul ve Güvenlik
Konseyinin
Başvurusu
üzerine
uygunluk
konusunda görüşünü verir.
 Örgütün Kurucu Andlaşması genellikle bir süre
sınırlamasına bağlı tutulmaz. Uluslar arası
örgütler, uluslar arası konferanslardan farklı
olarak süreklidir. Tek istisnası Avrupa Kömür ve
Çelik topluluğunu kuran 1951 tarihli Paris
Andlaşmasında görülmüş olsa da (ki bu andlaşma
50 yıllık süre için yapılmıştı) daha sonra bu
topluluğun Avrupa Birliği şeklinde devam
etmesiyle bu istisna da ortadan kalkmış oldu.
 ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLERE ÜYELİK
Uluslar arası örgütlere üyelik hukuki olarak kurucu
andlaşmaya taraf olmak yoluyla gerçekleşir.
Üyeliğe Kabul
Genelde sadece devletler uluslar arası örgüt üyesi
olabilir. İstisnai olarak bazı uluslar arası örgütler
de üyeliğe kabul edilebilmektedir.
Kabul Koşulları
Uluslar arası örgütlere üyelikler genelde açık ve
kapalı uluslararası örgüt ayrımı neticesinde
beliren koşullara bağlıdır.
Açık uluslar arası örgütler, bir takım koşullarla tüm
devletlerin üye olabilecekleri örgütleri ifade eder.
Öte yandan Kapalı Uluslar arası örgütler ise
herhangi bir sonraki üyeliğe kapalı olanları ifade
edeceği gibi, üyelik kabulünü bir karar organına
bırakabilir.
Bazı Örnekler
Örnek 1: Birleşmiş milletler Andlaşmasının
4. maddesine göre, barışçı bir devlet olmak
ve bu andlaşmadaki yükümlülükleri yerine
getirmeyi kabul etmek ve buna muktedir
olmak, Örgüte üyeliğin koşullarıdır.
Yöntem bakımından Güvenlik Konseyinin
(Veto Yetkisiyle birlikte) tavsiyesi, ayrıca
Genel Kurul oylarının üçte iki çoğunluğu
aranır. Bu bakımdan BM’in bir açık örgüt
olduğu söylenebilir.
Örnek 2:
Avrupa Birliği Andlaşmasının 49.maddesine göre,
Örgüt tüm Avrupa devletlerine ilke olarak açıktır.
Ancak, Komisyonun tavsiyesi üzerine Konsey,
kabul
kararını
oybirliğiyle
alır.
Yapılan
değişiklikler sonucu Avrupa Parlamentosunun
onayı da aranmaktadır. Örgütün salt bölgesel
nitelikte olması ve bilhassa bütünleşme amacı
taşıması dolayısıyla üyeliğe kabul için özellikle
oybirliği aranmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı
Avrupa Birliği Örgütü “kapalı” bir örgüt olarak
değerlendirilebilir.
***Spesifik Düzenlemeler:
Bazen bir örgüte üyelik, bir diğer örgüte üyeliğin
koşuludur. Bazen de belirli bir örgüte üyelik, bir
diğerine üyeliği sağlamaktadır.
Örnek: Uluslar arası Para Fonu (IMF) üyeliği, Dünya
Bankası üyeliği için şarttır. Benzer şekilde,
Uluslar arası Telekomünikasyon Birliğine üyelik,
İntelsat (Dünya Uydularıyla alakalı iletişim
Organizasyonu) üyeliği için gereklidir.
Diğer taraftan Milletler Cemiyeti’ne üyelik Uluslar
arası Çalışma Örgütüne üyeliği de beraberinde
getirmişti.
ÜYELİĞİN SON BULMASI
Üyelik, ihraç ve çekilme olmak üzere iki şekilde son
bulur.
i-) Üyelikten İhraç: Üyelikten ihraç nadiren başvurulan
bir yoldur. Bunun koşulları kurucu andlaşmada
belirtilmektedir. Örneğin: BM andlaşmasının 6.
maddesine göre, andlaşmadaki ilkeleri sürekli
biçimde ihlal eden bir üye Güvenlik Konseyinin
Tavsiyesi üzerine Genel Kurulca ihraç edilebilir.
Kurucu Andlaşmada hüküm yoksa, Andlaşmalar
Hukukuna Dair Viyana Sözleşmesinin 60. maddesine
göre taraflardan birinin esaslı ihlali göz önünde
bulundurularak üyeliğe son verilebilmektedir.
****Uluslar arası Örgütler çok ağır ihlaller olmadığı
müddetçe üyelikten ihracı hemen gündeme
getirmezler. Öncesinde ihlalde bulunan ülkelerin
bazı haklarını askıya alarak daha hafif yaptırımda
bulunurlar.
Örnek: BMÖ 5. ve 9. maddesi uyarınca, son iki yıla
tekabül eden katkı payının ödenmemesi halinde
o ülkenin Genel Kurulda oy hakkı askıya alınır.
Benzer şekilde, Uluslar arası Çalışma Örgütü ile
Uluslar arası Sivil Havacılık Örgütünde “makul
süre” içinde katkı payının ödenmemesi aynı
yaptırıma bağlanmıştır.
İi-) Üyelikten Çekilme
Üyelikten
çekilme
özgürlüğü
devletlerin
iradeleriyle vermiş olduğu kararlar neticesinde
ortaya çıktığından teorik olarak her egemen
devletin örgüt üyeliğinden çekilme hakkı vardır.
Ancak, her kurucu andlaşma üyelikten ayrılmayı
ayrı şartlara bağladığından bir örgütten ayrılmak
isteyen devlet, kurucu andlaşmanın tarafgilliğini
kabul ettiğinden eğer varsa andlaşmadaki
çekilme koşullarını yerine getirmek zorundadır.
 ***Üyelikten çekilme isteği bazı durumlarda
mali, askeri ve siyasi yönlerden güçlü olan
devletlerin
örgüt
üzerindeki
baskısını
yansıtabilir. ABD’nin 1977’de Uluslararası
Çalışma Örgütünden bir süre ayrılması bu
örgütü mali açıdan bir hayli zor durumda
bırakmıştır.
HAVA SAHASI İHLALİ
 Birinci Dünya Savaşı ile birlikte devletin hava
sahası üzerindeki egemenlik hakkının tam
olduğu yönündeki görüş ağır basarak teamül
hukuku halini almıştır. Bu hava sahasının ihlali,
uluslararası hukuktaki devletin ülkesi üzerindeki
egemenliği ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.
Hava sahası sadece kara ülkesi üzerinde değil aynı
zamanda devletin karasuları üzerinde de
bulunmaktadır.
Karasuları
bir
devletin
kıyılarından denize doğru 12 deniz miline kadar
olan mesafeyi kapsayabilmektedir.
 Zaman içerisinde gerek askeri gerek sivil olsun başka
devletlerin hava sahasına izinsiz giren birçok uçak
düşürülmüştür. Bazen yanlışlıkla da olsa hava sahası
ihlalleri çok sayıda masum insanın hayatının sona
ermesi ile sonuçlanmıştır.
 İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde artık bu teamül
hukuku kuralının devlet uygulamasında “hava
sahasına izinsiz giriş yapan hava aracının
hareketlerini kontrol altına almada ülkenin egemeni
olan devlet hava aracı ve içindekileri gereksiz ve
makul olmayan büyük bir tehlikeye maruz
bırakmamalıdır” şeklindeki yorumlanmasının daha
doğru olacağı ifade edilmeye başlanmıştır. Bu yoruma
göre tehdit oluşturduğuna dair ciddi gerekçelere
dayanan bir kanaat olmadıkça izinsiz giren bir hava
aracına saldırıda bulunmak mümkün olmamalıdır.

 1981 yılında Birleşmiş Milletler’in bir uzmanlık kuruluşu olan
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) yaptığı bir çağrıyla
hava sahası ihlal edilen devletin izinsiz giren uçağa karşı silah
kullanmaması tavsiyesinde bulunmuştur.
 1983 yılında SSCB, 269 yolcu taşıyan bir Güney Kore uçağını
düşürmüştür. BM Güvenlik Konseyi Güney Kore uçağının
düşürülmesini kınayan bir karar almış, ardından 1984 yılında
ICAO Şikago Sözleşmesi’ne ekleme yaparak izinsiz olarak kendi
ülkesi üzerinde uçan uçaklara karşı devletlerin belirlenmiş bir
havaalanına iniş yapmasını isteme haklarının olduğunu
belirtmiştir. Ayrıca sivil uçağın yolcularının hayatını ve uçağın
güvenliğini tehlikeye atmamaları ve uçuş esnasında sivil uçağa
karşı silah kullanmaktan tüm devletlerin kaçınması gerektiği,
taraf devletlerin “tanıdığı” Sözleşmeye eklenmiştir.
 Gelinen noktada günümüzde artık hava sahası
içinde bulunan yabancı bir uçağı hemen
düşürme yetkisi bulunmamaktadır.
 İlk önce uçağa hava sahasının ihlal edildiği
bildirilecek ve uygun olduğu şekliyle ya hava
sahasını terke ya da ilgili devlete inişe davet
edilecektir. Ancak tüm bunlara olumlu cevap
vermeyen ya da saldırı tehlikesi taşıdığına dair
ciddi
emareler
bulunan
uçağın
düşürülebilmesi mümkün olacaktır.
Download