T. C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI TRABZON AKÇAABAT DARICA EĞİTİM MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ HADİSLERDE RÜYA VE YORUMU BİTİRME TEZİ Adem ŞEN Tez Danışmanı Hayati DOKSANOĞLU TRABZON-2006 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER .................................................................................................................. I ÖNSÖZ ........................................................................................................................... III KISALTMALAR ............................................................................................................ IV GİRİŞ ............................................................................................................................... V I. ARAŞTIRMANIN AMACI ve ÖNEMİ .................................................................. V II. ARAŞTIRMANIN SINIRLARI ve YÖNTEMLERİ.............................................. V BİRİNCİ BÖLÜM RÜYA VE YORUMU I- RÜYA ....................................................................................................................... 1 A. Rüya’nın Tanımı .................................................................................................. 1 B. Rüyanın Kısımları ................................................................................................ 3 C. Rüya ile Eş Anlamlı Kullanılan Kelimeler .......................................................... 6 D. Rüya Görme ......................................................................................................... 7 II. RÜYA TABİRİ (YORUMU) ................................................................................... 9 A. Tabir (Yorum) ...................................................................................................... 9 B. Tabir İlmi ............................................................................................................. 9 C. Rüya Tabirinde Dikkat Edilecek Hususlar ......................................................... 11 III. KUR'ÂN’DA RÜYA VE YORUMU ................................................................... 13 A. Hz. İbrahim’in Rüyası ve Yorumu..................................................................... 13 B. Hz. Yusuf (as)’un Rüyası ve Yorumu ................................................................ 14 C. Hz. Muhammed’in Rüyası ve Yorumu .............................................................. 15 D. Hz. Yusuf’un Zindan Arkadaşı Olan İki Gencin Rüyaları ................................ 16 E. Mısır Melikinin Rüyası ...................................................................................... 17 İKİNCİ BÖLÜM HADİSLERDE RÜYALAR VE YORUMLARI I. HZ. PEYGAMBER’İN RÜYALAR İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİ ....... 18 A. Rüyanın Nübüvvetten Cüz Olması .................................................................... 18 B. Rüya, Allah’tan; Hülm ise, Şeytandandır .......................................................... 18 C. Allah’tan Müjde Olan Rüyalar ........................................................................... 19 I D. Rüya Üç Kısımdır .............................................................................................. 20 E. Hz. Peygamber’in rüyada görülmesi .................................................................. 20 F. Rüya gören ne yapmalı? ..................................................................................... 21 G. Görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmek ......................................................... 21 H. Doğru sözlü olanın rüyası .................................................................................. 22 İ. Seher vakti görülen rüya ...................................................................................... 22 J. Rüya nasıl yorumlanmalıdır? .............................................................................. 22 II. HZ. PEYGAMBER’İN RÜYALARI VE YORUMLARI ..................................... 23 A. Vahiy Niteliğinde Olan Rüyaları ve Yorumları ................................................. 23 B. Hz. Peygamber’in Geleceğe Dair Rüyaları ve Bunları Yorumlaması ............... 25 C. Âhiretle İlgili Rüyaları ve Yorumları ................................................................. 28 D. Çeşitli Konularla İlgili Peygamberimizin Gördüğü Rüyalar ............................. 29 III. HZ. PEYGAMBER’İN SAHABELERİN RÜYALARINI YORUMLAMASI ... 33 IV. SAHABENİN HZ. PEYGAMBER’İN HUZURUNDA YORUMLADIĞI RÜYALAR ................................................................................................................. 39 A. Hz.Ebubekir (ra)’in Hz.Peygamber’in huzurunda yorumladığı rüyalar ............ 40 SONUÇ ........................................................................................................................... 43 BİBLİYOGRAFYA ........................................................................................................ 45 II ÖNSÖZ İnsanoğlunun var oluşundan bugüne kadar rüya, insanların dikkatini çekmiştir. İnsanlar, rüyalarının içeriklerini, nedenlerini ve herhangi bir anlam taşıyıp taşımadığını anlamaya çalışmışlardır. İlâhî kaynaklı olsun veya ilâhî kaynaklı olmasın bütün dinlerde rüya işlenmiştir. İlâhî kaynaklı kutsal kitaplarında rüya ile ilgili örnekler anlatılmıştır. En son din olan İslam dininin ana kaynakları olan Kur'ân-ı Kerim ve Hadislerde de rüyayla ilgili örnekler anlatılmış ve yorumu yapılmıştır. Biz de hadislerde rüya ve yorumu konusunu araştırmayı amaçladık. Amacımız, hadislerin rüya ve yorumuna bakışını genel ilkeleriyle belirlemeye çalışmaktır. Bu araştırma giriş, iki bölüm ve sonuç olmak üzere, beş kısımdan oluşmaktadır. Giriş kısmında araştırma hakkında genel bir değerlendirme, birinci bölümde rüyanın tanımı, içeriği hakkında genel bilgiler verildi. İkinci bölümde Hz. Peygamber (sav)’in rüyaları ve yorumları, ana başlığı altında Rasûlüllah (sav)’ın rüyalarla ilgili değerlendirmeleri, rüyaları ve yorumları şeklinde incelemeye çalışıldı. Bu çalışmada, beni sabırla ve dikkatle takip eden, çalışmanın çeşitli kademelerinde yardımını esirgemeyen ve çalışmaya olan katkılarından dolayı değerli danışman hocam, Hayati DOKSANOĞLU bey’e bu çalışmayı hazırlamamda her türlü imkanı sağlayan değerli müdürümüz sayın Zeki YAVUZYIMAZ beye ve eğitim merkezindeki diğer hocalarıma, yaptıkları fedakarlıktan ve gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı şükranlarımı ifade etmek isterim. Adem ŞEN TRABZON–2006 III KISALTMALAR a.s. : Aleyhisselam bt. : Bint cc. : Celle celâluhû Çev. : Çeviren H. : Hicrî Hz. : Hazreti İ.A. : İslam Ansiklopedisi M. : Milâdî r.a. : Radiyallahu Anh s. : Sayfa sav. : Sallalahu Aleyhi ve Selem T.D.V. : Türkiye Diyanet Vakfı Trc. : Tercüme Eden v. : Vefatı yy. : Yüzyıl IV GİRİŞ Rüya olgusu, ilk insandan itibaren dikkat çekmiş, rüyanın içeriği ve taşıdığı anlam kavranmaya çalışılmıştır. Bazı rüyalar, görüldüğü gibi ve yorumlandığı şeklinde gerçekleşmiş, bu durum insanların rüya ve yorumuyla ilgilenmelerine neden olmuştur. Hz. Peygamber (sav)’in işaret ettiği gibi rüya yorumcusu uzman derecesinde bilgi birikimine sahip olmalıdır. Ayrıca uzmanlık da yeterli değildir, bu konuda yetenek ve Allah vergisi bir ilme sahip olması gerekmektedir. I. ARAŞTIRMANIN AMACI ve ÖNEMİ Bu araştırma, rüya ve yorumuna hadislerin bakışını genel esaslar içerisinde belirlemeye çalışmakta ve zihinlerde oluşan sorulara cevap vermeyi amaçlamaktadır. Buna göre çalışmanın amacı: 1. Rüyanın tanımını, içeriğini anlatmak, 2. Rüya yorumu ile ilgili ön bilgiler sunmak, hadislerin rüya yorumuna bakışını belirlemek, 3. Rüya ve yorumu ile ilgili hadisleri tespit edip konularına göre sınıflandırmak. II. ARAŞTIRMANIN SINIRLARI ve YÖNTEMLERİ Kapsamlı bir konu olması nedeniyle bu araştırma, aşağıdaki sınırlar içerisinde yapılmıştır: 1. Rüyanın tanımında ve açıklamasında İslam kaynakları yanında daha çok Türkçeye çevrisi yapılmış Batı kaynaklarından yararlanılmıştır. 2. İslam ve Batı kaynaklarından yararlanılarak rüya yorumu, tabirin tarihçesi, tabir ilmi genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılmıştır. 3. Konuyla ilgili hadis metinleri, muteber kabul edilen hadis kaynaklarından seçilmiştir. V 4. Seçilen metinler, tespit edilen başlıklar altında toplanmış ve tasnif edilmiştir. 5. Seçilen metinlerle ilgili kaynakların dipnotlarında Concordance sistemi esas alınmıştır. VI BİRİNCİ BÖLÜM RÜYA VE YORUMU I- RÜYA Allah’ın yarattığı en mükemmel varlık, insandır. İnsanın yaratılışında inanan bir toplum için ibret verici deliller vardır1. Rüya’da insan yaradılışından bu yana var ola gelen bir olaydır. İlk insandan günümüze kadar rüya, insanlığın dikkatini çekmiş ve rüyaların görülme nedenleri merak edile gelmiştir. Günümüzde de rüya insanlığın ilgi alanına girmekte, bu sebeple değişik ilim dallarında rüyanın ne olduğu ve niçin görüldüğü gibi sorulara cevap aranmaktadır. Araştırmamın bu kısmında rüya kavramı bütün yönleriyle tanıtılacaktır. A. Rüya’nın Tanımı Rüya, lügatte uykuda görülen; uyanıklıkta göz veya kalp gözüyle görülen şeyler, kalpte oluşan düşünce ve fikir anlamlarında kullanılmıştır2. Türkçede rüya kelimesi, uykuda görülen şey anlamında kullanılmakla birlikte aynı anlamda düş, ağır basma, seyr, vak’a, vâkıa, zuhûrât, düş görmek, kara basan, kara kura basmak, kara kura düş görmek kelimeleri de kullanılmaktadır3. Rüyanın tanımında farklı görüşler bulunmaktadır. İlim adamları rüyayı tanımlarken içinde bulundukları kültürleri, meslekleri ve dünya görüşlerini yansıtmışlardır. İlk dönemlerde felsefeciler rüyayı bir mesaj olarak algılamışlardır 4. 19. yy ve 20. yy’ın ilk yarısına gelindiğinde ise rüyalar, psikolojik olgular olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple psikologların geneli, rüyanın kişisel korkular, baskılar, tavırlar ve gerçekleştirilemeyen arzulardan kaynaklandığını söylemişlerdir. Bu tanıma uymayan, 1 Câsiye suresi 45/4. 2 İbn-i Manzur, Lisânu’l-Arab, XIV, 297. 3 Tatçı Mustafa-Çeltik Halil, Türk Edebiyatında Tasavvufî Rüya Tabirnameleri, Giriş, s. 13. 4 Ersevim İsmail, Freud ve Psikoanalizin Temelleri Üzerine, 1 geleceği gören ve yaratıcı çözümler rüyalar ise, mantıksal çıkarım ve rastlantı eseri kabul edilerek bir kenara atılmıştır5. Bir kısım tıpçılar da, rüyayı iç yaşantıların bir yanı, beynin kendine has bir faaliyeti veya vücut organlarının bir kısmının çalışıp bir kısmının çalışmaması sonucu ya da ağır aksak çalışması sonucu uyku bozukluğu sonucu görülen şeyler6 olarak tarif etmişlerdir. Bütün dinler, rüyalar hakkında görüş belirtmişler ve rüyalara önem vermişlerdir. Hz. İsa’dan 7 asır önce, Asur Kralı döneminde rüyalar, Tanrı tarafından gönderilen mesajlar olarak benimsenmiştir. Mısır Firavunları da, rüyaları Tanrı ve Tanrıçaların yol gösterici mesajları olarak kabul etmişlerdir7. Çinlilere göre rüya, manevî ruh, bedenden çıkıp ölülerin ruhlarıyla veya canlı ile haberleşip; bu izlenimlerle vücuda dönmesidir8. Eski Yunanlı ve Romalılara göre rüya, Tanrılardan bir mesajdır9. Yahudilik ve Hristiyanlıkta da rüyaya önem verilmiş; Allah’tan iyi veya kötü anlamda gönderilen mesajlar olarak kabul edilmiştir. Kötü rüyalar, uyarıcı özellik taşıyan rüyalar olarak açıklanmıştır10. İslam Âlimleri, Kur'ân ve Hadisler ışığında rüya ile ilgili değişik tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlarda ne kadar farklılıklar olsa da esasta birleşmişlerdir11. Bunlara göre rüya, kişinin uykuda gördüğü, Cenâb-ı Hakk’ın melek ve şeytan vasıtasıyla kalbine, yoruma muhtaç bir şekilde, kinaye yoluyla ya da anlamsız, karmakarışık yarattığı hayallerdir12. Bir başka tanımda da, olmuş ve olacak şeylerin Allah tarafından hayalde teşekkül ettirilip, misallerinin Allah tarafından uyku esnasında nefse gösterilmesidir13. 5 Dee Nerys, Rüyaları Anlamak, s. 47. 6 Köknel Özcan-Özuğurlu Kurban, Tıpta Ruh Bilim, s. 56. 7 Dee Nerys, age., s. 36. 8 Günay Umay, Âşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi, s. 301. 9 Günay Umay, age., s. 96. 10 Günay Umay, age., s. 96. 11 Canan İbrahim, Hadis Ansiklopedisi-Kütüb-ü Site, IV, s. 507. 12 Aynî, Umdetü’l-Kari, XX, 3. 13 Canan İbrahim, age., IV, s. 507. 2 B. Rüyanın Kısımları Rüyalar, bakış açılarına göre değişik kısımlara ayrılmışlardır. İslam alimleri ve psikologlar, bu konuda değişik değerlendirmelerde bulunmuşlardır. İbn-i Hacer ise, rüyayı yedi kısma ayırmıştır: 1. Hak Rüya: Allah tarafından müjde niteliğinde olan rüyalar, 2. Kişinin nefsi ile konuştuğu rüyalar, 3. Şeytanın üzüntü verdiği rüyalar, 4. Arzuların tesiriyle görülen rüyalar, 5. Şeytanın eğlenmesiyle görülen rüyalar, 6. Uyanıkken yapmaya çalıştığını rüyada görme, 7. Karışık, yalancı rüyalar14. Başka bir sınıflandırma da şöyledir: 1. Allah tarafından doğrudan veya bir melek vasıtasıyla gerçekleşen doğru bir telkindir ki, asıl rüya budur. 2. Nefsin kendi kendine meydana getirdiği eski hatıraların mücerret hayaletinin telkinidir. 3. Şeyânî bir telkindir ki. bu dış tesirden doğmuş olan yalan bir çağrışım ve hayaletten ibarettir15. Psikologlar ise, rüyaları kısımlara ayırırken, inançları bu sınıflandırmaya etki etmiştir. Freud, rüyaları 3 kısma ayırmıştır: 1. Hem hissedilebilen, hem de akılla idraki mümkün olar rüyalar ki, çoğu kere çocukların rüyaları böyledir. 14 Canan İbrahim, age., IV, s. 508. 15 Günay Umay, age., s. 98. 3 2. Günlük hayatla ilgili ve açık mana ifade eden rüyalar vardır, ancak bir yönleriyle öyle tuhaf ve şaşırtıcıdırlar ki, günlük hayatımıza almamız mümkün değildir. 3. Zihnin faaliyetinin hiçbir şekliyle bağlantılı olmayan, karışık ve manasız, duygusuz görülen rüyalar en çok rastlanan türdür16. Jung ise, rüyaları temelde insan kaynaklı ve ilâhî kaynaklı olmak üzere 2’ye ayırdıktan sonra 4 kısımda incelemiştir: 1. Bedenin etkisi ve dış etkilerle görülen rüyalar, 2. Zihnin etkisi ile görülen rüyalar, 3. Şeytanın etkisi ile görülen rüyalar, 4. Tanrı tarafından gösterilen rüyalar17. Bu değerlendirmelerden sonra bir kısım İslam alimlerinin yaptığı gibi, Peygamber’in sınıflandırılmasını esas alarak rüyaları 3 kısımda incelemek mümkündür. Bunlar: 1. Allah’tan müjde olan sâlih rüyalar, 2. Şeytanın üzüntü vermek amacıyla gösterdiği rüyalar, 3. Nefsin konuşmasıyla meydana gelen rüyalar18. 1. Allah’tan Müjde (Büşra) Niteliğinde Olan Rüyalar Bu rüyalara sâdık, sâlih, hasen rüyalar da denmiştir. Kaynağı, ilâhî olup; ya Allah tarafından ya da Allah’ın görevlendirdiği bir melek aracılığıyla gösterilir. Nablûsî’nin tercümesini yapan M. Said Çöğenli ve Ali Bayram, sâdık rüyaları 5 kısma ayırmışlardır19: 16 Günay Umay, age., s. 102. 17 Apaydan Halil, “Rüya ve Fonksiyonu”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı 9, s. 278. 18 Buhârî, Tabir, 26; Müslim, Rüya, 6; İbn-i Mâce, Rüya, 3; Tirmizî, Rüya, 1, 7, 10. 19 Çöğenli M. Said-Bayram Ali, Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, I, s. 41, 43. 4 1. Yoruma gerek olmayan sâdık rüyalar. Bu rüyalar nübüvvetin haberidir. Hz. Peygamber ve Hz. İbrahim ile ilgili rüyalar20, bu çeşit rüyalardır. 2. Allah tarafından müjde olan sâlih rüyalar. Bazen bu rüyalar uyarıcı niteliğinde olur. 3. Görevli meleğin uyku esnasında Allah’ın emriyle kula gösterdiği rüyalar 4. Rumuzlu, hakikate işaret eden rüyalardır. Bunların benzetme yoluyla yorumlanması gerekir. Mesela zehir görmenin zinaya işaret etmesi gibi. 5. Rüyayı görenin kendi nefsi ve gördüğü mekânın delaletiyle yorumlanan rüyalar. Mesela bir kimse mescide tambur çaldığını görürse o kimse, Allah’a dönüp tövbe etmesi gerekir. Sâdık rüyaları, Peygamberler, Peygamberlerin yolunda giden Sâlihler, bazen de bunların dışındaki kişilerin görebileceği rüyalardır21. Kişi açısından önemi ve değeri olan rüyalar, bu çeşit rüyalardır. Bu rüyalar, gelecekten bir haber ve bilgi, Allah (cc)’tan müjde ve uyarı olabilir. Bu çeşit rüyalar, Hz. Yusuf kıssasında görüldüğü gibi 22 Müslüman olmayanlar tarafından da görülebilir. 2. Şeytanın Etkisiyle Görülen Rüyalar Bu rüyalar da değişik adlarla isimlendirilmişlerdir. İslam alimleri, bu rüyalara “yalancı rüyalar, ( أحالمanlamsız rüyalar) ve ( أضغاث أحالمkarmakarışık anlamsız rüyalar)” demişlerdir. Hz. Peygamber: “Rüya, Allah’tan; Hülm ise, şeytandandır.”23 diyerek bu çeşit rüyalara hülm demişlerdir. Bu çeşit rüyalar, dinî bakımdan bir mesaj taşımazlar. Yorumlanması durumunda ise, hayırlara, güzelliklere yorumlanması gerekir. 20 Fetih suresi 48/27; Sâffât 37/202–206. 21 Aynî, age., XX, s. 3 22 Yusuf suresi 12/36, 41, 43, 46. 23 Müslim, Rüya, 1, 3; Mâlik, Rüya 4; Buhârî, Tabir, 3, 4, 10, 14; Tıb, 39; İbn Mâce, Rüya, 4. 5 3. Nefsin Etkisiyle Görülen Rüyalar Kişinin uyanıkken zihninden geçen düşüncelerin, günlük istek ve arzuların, bedenin biyolojik ihtiyaçlarının etkisiyle ve daha önceden başından geçmiş bir kısım olayların tesiriyle gördüğü rüyalardır24. İslam alimleri, dînî bir mesaj taşımaması sebebiyle bu çeşit rüyaların tabirini yapmamışlardır. Çoğu zaman içgüdülerin tesiriyle ortaya çıkan bu rüyalar, nefsin veya şeytanın oyunu şeklinde değerlendirilmiş ve bu rüyalardan korunma yöntemleri anlatılmıştır25. 19. yy’dan itibaren psikologlar, rüyalarla bilimsel olarak ilgilenmiş; rüyaların kişilerin şahsiyeti ile ilgili önemli özelliklerini kavramada yol gösterici olduğunu kabul etmişlerdir. C. Rüya ile Eş Anlamlı Kullanılan Kelimeler 1. Hülm: Arapça’da ( )حلمfiilinden türemiş olup, değişik anlamlarda kullanılmaktadır. Çoğulu “”أحالمdır. Çoğunlukla kötü ve çirkin şeylere delâlet eden rüyalara “ ”أحالمdenilmiştir. Hz. Peygamber’in: “Rüya, Allah’tan; Hülm ise, şeytandandır.” 26 hadisinde hülm kelimesi, bu anlamda kullanılmıştır. Bazen de أضغاثeklenerek “ ”أضغاث أحالمdiye terkip halinde kullanılır. Yusuf suresindeki “Yorumcular dediler ki: Bunlar karmakarışık düşlerdir.”27 âyetinde de bu şekilde kullanılmıştır. 2. Büşrâ: Büşrâ, Arapça’da ( )بشرfiilinden mastardır. Sevinçli ve müjdeli haber verme anlamına gelir. Yunus suresindeki “Dünya hayatında da âhirette de onlara müjde vardır.”28 anlamındaki büşrâ bu anlamdadır. 24 Çöğenli M. Said-Bayram Ali, age., I, s. 40, 41. 25 Günay Umay, age., s. 101. 26 Müslim, Rüya, 201; Buhârî, Tabir, 3, 4, 14; Tıb, 39; Mâlik, Rüya 4; Tirmizî, Rüya, 5. 27 Yusuf suresi 12/44. 6 3. Menâm: Menâm, Arapça’da ( )نومfiilinden mastar olup; uyumak anlamındadır. Bazen gözümüzle gördüklerimizin, uykuda görülmesi anlamında kullanılır. 4. Ehâdis: Ehâdis, Arapça’da ( )حدثfiilinden türeyen hadis kelimesinin çoğuludur. İnsana uykuda ve uyanıkken işitme ve ilham yoluyla ulaşan sözlere “hadîs” denir. Yusuf suresindeki “ve bana olayların yorumunu da öğrettin.”29 ayetinde ki olaylar kelimesi, bu anlamdadır. D. Rüya Görme Rüya, uykuda görülen şeylerdir. Uyku da, insan hayatının üçte birini kapsar. Uyku, biyolojik bir ihtiyaçtır. Genel olarak uykusuz kalan kişide üçüncü günden sonra davranış bozuklukları görülür30. Uyku ile ilgili net bilimsel bulgular tam olarak elde edilmemiş, ancak önemli bazı neticelere ulaşılmıştır. Yatınca beden, daha sonra gevşer ve biz uyuruz, uyuyunca kalp atışları ve nefes yavaşlar, kan basıncı ve vücut ısısı da düşer31. Yüzyıllar boyu uykunun tek amacının fiziksel olarak vücudu dinlendirmek olduğu varsayılmıştır. Yapılan araştırmalara göre, uykunun fiziksel ihtiyaçtan ziyade ruhsal dinlenmeye yönelik olduğu kabul edilmiştir32. 1. Rüya Nasıl Gerçekleşir? 1920’lerde araştırmacılar, alfa ve beta olmak üzere iki çeşit beyin dalgası keşfetmişlerdir. 1960’lara gelindiğinde yapılan araştırmalarda deneğin gözlerini kapamasıyla, beyin dalgalarının betadan alfaya değiştiği görülmüştür. Yine aynı araştırmalarda uykunun, altı düzey olduğu görülmüştür. Bu uyku düzeylerine bağlı 2 çeşit uyku vardır: Bunlar, REM (Rapid Eye Movement-Hızlı Göz Hareketi) ve NREM (Non Rem-Hızlı Göz Hareketi Olmayan) olarak tanımlanır. NREM uykunun, gece içinde birkaç düzeyi vardır. İlki 90 dakika sürer. Bunu 10 dakikalık bir REM (hızlı göz 28 Yunus suresi 10/64. 29 Yusuf süresi 12/101 30 Köknel Özcan-Özuğurlu Kurban, age., s. 54. 31 Dee Nerys, age., s. 17. 32 Dee, Nerys, age., s. 17. 7 hareketi) takip eder. Gece içinde NREM ve REM durumları birbirini takip eder. Başlangıçta NREM durumlar, uzundur. Uyku ilerledikçe, süreler kısalır. REM durumlar uzar. REM uyku, yüz kaşları ve ellerindeki hareketlerden anlaşılır. Bu durumda eller, kollar, hareketsiz kalır. Kan basıncı ve kalp atışları artar. En önemlisi gözler, göz kapaklarının altında hareket eden bir şeyi takip eder gibi hızla sağa sola hareket eder. Araştırmalar, bu durumda uyandırılan birinin rüya gördüğünü tespit etmişlerdir33. REM durumunun toplam süresi, uykunun toplam süresinin % 20-25’i kadardır. Normal uyku süresinde yaklaşık beş-altı kez REM uyku, yani rüyalı uyku olur. En net rüyalar, uykunun 6. düzeyinde olduğu tespit edilmiştir34. Bunun da; yani uykunun 6. düzeyi olarak adlandırılan bu düzeyin genelde seher vaktine denk düşmesi, bu konudaki hadis-i şerifin doğruluğunu ortaya koymaktadır35. Yapılan araştırmalarda ertesi gün hatırlansın veya hatırlanmasın herkesin, her gece muayyen devreler içerisinde rüya gördüğü anlaşılmış, rüyaları çoğaltmak veya azaltmak veya dışarıdan gelecek uyarımlarla rüyayı başlatmanın imkânsız olduğu sonucuna varılmıştır36. Yine yapılan araştırmalarda, organizma rüya görmekten alıkonulmamaktadır. Organizma, rüya dönemi dışında uyandırılırsa, davranış bozukluğu sergilememiştir. Rüya görme esnasında uyandırılan, rüya görmesi engellenen organizmalar ise, birçok davranış bozukluğu sergilemişlerdir37. Organizmanın her gece muayyen miktar rüya görmesinin zaruret olduğu, kesin bir şekilde anlaşılmıştır. Bu rüya görme olmadığında gerek ruh sağlığı, gerekse beden sağlığı tehlikeye düşmektedir38. 2. Rüya Görmeyi Sağlayan Etkenler Yeni keşfedilen aletlerin yardımıyla insanların uyku seyri içinde geçirdikleri safhalardan birinden bir diğerine veya doğrudan doğruya uyanıklığa geçişte, rüyaların 33 Dee Nerys, age., s. 19-21. 34 Köknel Özcan-Özuğurlu Kurban, age., s. 54, 55; Dee Nerys, age., s. 17-22. 35 Tirmizî, Rüya, 3; Dârimî, Rüya, 9. 36 Özbaydar Sabri, Rüyaların Fonksiyonu, s. 64. 37 Özbaydar Sabri, age., s. 67-68. 38 Özbaydar Sabri, age., s. 82. 8 görüldüğü biyolojik olarak tespit edilmişse de, “Hangi şartlar, rüyayı meydana getirmektedir?” gibi pek çok soru, halen cevapsızdır. Rüyanın görüldüğü, aynı aletlerle tespit edilmekle beraber, rüyanın ne olduğunu kişi aktardığı için, zihnin çalışma şeklini ve ayrıca şuur altının durumlarını tespit etmek şu an için imkânsızdır39. Bu sebeple rüya görmeyi sağlayan etkenler hakkında kesin ifadeler kullanmak mümkün değildir. Biz sadece şunu söyleyebiliriz: Rüyalar, Allah (cc)’ın, kuluna uykusunda gösterdiği görüntülerdir. II. RÜYA TABİRİ (YORUMU) İnsanlar, gördükleri rüyaları niçin görürler, rüyalar ne demek ister? vb.. sorular, tabiri (yorumu) ortaya çıkarmıştır. Zamanla tabir olgunlaşmış ve sınırları belirlenmiştir. Araştırmamızın bu kısmında tabir kavramı, tabir ilmi, ilmî tarihçesi ve meşhur tabirciler tanıtılacaktır. A. Tabir (Yorum) Arapça ()عبَّ َر َ kökünden alınmış تفعيلbabından mastar olup, “geçmek, geçirmek, rüyayı tefsir etmek ve onun için en uygun izahı yapmak” manasına gelir40. B. Tabir İlmi Tabir ilmi, gerekli şartları taşıyan kişilerin, rüyaları usulüne göre yorumlama sanatıdır. Rüya yorumu (tabiri), Kur'ân ve sünnetle sahihtir. Bu sebeple İslam Alimleri, bu konuya önem vermişler ve bu alanda eserler yazmışlardır. İslam Dünyasında zamanla ilmî yeterliliğe sahip ilim adamlarının çabalarıyla, rüya tabiri ilmi gelişmiş ve sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. İslamiyetten önce, rüya yorumu konusunda çalışmalar yapılmış ve bu alanda da eserler yazılmıştır. 1. Tabir İlminin Tarihçesi İnsanlık, başlangıçtan günümüze kadar, rüya konusuyla ilgilenmiştir41. Arista (MÖ. IV. yy): “Rüyalar ve Onların yorumları Üzerine” adlı çalışmasıyla, bu konuda ilk 39 Günay Umay, age., s. 95. 40 İbn-i Manzûr, age., IV, 529. 41 Günay Umay, age., s. 93. 9 eseri yazan kimsedir42. Bugün elimizde bulunan en eski rüya yorumu kitaplarından biri British Museum’da yer alan Mısır Dönemi kitabıdır. (M. Ö. 2000–1800)43Yine İsa’dan 7 yüzyıl önce Asur Kralı Asur Banibal zamanından kalma Ninevah’da Kral’ın rüyalarından bahseder44. Asurlar ve Mısırlılar, rüya yorumu konusunda diğer milletlerden daha ileri seviyede idiler45. Eski Yunan ve Romalılar da rüya yorumunda Mısırlılardan etkilenerek eserler yazmışlardır. Hindlilerin kutsal kitabı “Vedeler”da rüya yorumundan bahsedilir46. Yanudilikte Talmut kitabının son kısmında rüya yorumu konusu işlenmiş; hatta Hrıstiyanlar arasında rüya tabircileri de çıkmıştır47. İslamiyetin ortaya çıkması ile rüya yorumuna da yeni bir ufuk gelmiştir. Bu konunun Kur'ân-ı Kerim’de işlenmiş olması ve Hz. Peygamber’in uygulamalarında görülmüş olması, önemini bir kat daha arttırmıştır. Günümüzde bilim ve teknolojinin gelişmesi sonucu rüya yorumu konusunda da bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak rüya yorumunda işin ilahi tarafını ya inkar ederek; ya da ihmal ederek; ya da rüyayı kesin bilgi derecesine götürerek bazı sapmalara gidilmiştir. 2. Meşhur Tabirciler Nablûsî yorumcuları onbeş tabakaya ayırmıştır: 1. Peygamberler: Hz. İbrahim, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as). 2. Sahâbe-i Kirâm: Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Selam, Ebû Zer-i Gifârî, Enes b. Mâlik, Hz. Âişe, Hz. Esma. 3. Tâbiîn: Said b. Müseyyeb, Hasan-ı Basrî, Ata b. Ebî Rebah, Sâbi, Zührî, İbrahim en-Nehaî, Ömer b. Abdilaziz, Katâde, Mücâhid, Tavus, Saîd b. Cübeyr. 42 Ersevim İsmail, age., ?????. 43 Özbaydar Sabri, age., s. 15. 44 Ersevim İsmail, age, s. 287. 45 Günay Umay, age., s. 95. 46 Günay Umay, age., s. 95. 47 Günay Umay, age., s. 95. 10 4. Fakihler: Ebû Sevr, Evzaî, Süfyân-ı Servî, Şâfiî, Ebû Yusuf, İbn-i Ebî Leyla, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhûye, Buveytî, Mansur b. el-Mutemir. 5. Zâhidler: Muhammed b. Vasî, Temîm ed-Dârî, Şakîk-i Belhî, Mâlik b. Dirâr, Süleyman et-Teymî, Yahya b. Muaz. 6. Tabir İlminde Eser Yazanlar: İbn-i Sîrîn, İbrahim b. Abdillah b. Kirmânî, Abdullah b. Müslim el-Kuteybe, Ebû Ahmed Halef b. Ahmed er-Râzî, 7. Filozoflar: Eflâtun, Mihradiris, Aristoteles, Batlamyus, Yakup b. İshak elKindî ve Ebû Zeyd el-Belhî. 8. Tabibler: Calinus, Bukrat, Bahtişar, Ahran, Muhammed b. Zekeriyya erRâzî. 9. Yahudilerden: Yahya b. Ahdıb, Ka’b b. Eşref, musa b. Yakup. 10. Hrıstiyanlardan: Huneyn b. İshak, Ebû Mihlet, Zeynu’t-Taberî. 11. Mecusilerden: Hürmüz b. Esrir, Mihr b. Mahdikan, Adıl Mâlik Nûşirivân, Hesimur ve Camasip. 12. Arap Müşriklerinden: Ebû Cehl b. Hişâm, Abdullah b. Ubey, Nevfel b. Abdillah, Ömer b. Abdüvüb, İbn-i Zebârî, Ebu Asi. 13. Kâhinlerden: Şatıh, Sak Hazreci Evzece, Katamî, Ebû Zurâre. 14. Sihirbazlar: Abdullah b. Hilal, Kırad b. Zeyd el-İblî. 15. Feraset Sahibi Olanlardan Bazıları: Said b. Sinan, İlyah b. Muâviye, Muâviye b. Gülsüm48. C. Rüya Tabirinde Dikkat Edilecek Hususlar Rüya tabirinde iki önemli hususa dikkat edilmelidir. Birincisi, rüya yorumcusu, ikincisi ise, rüya ve rüyayı görendir. 48 Nablûsî, İslam Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, s. 60–62. 11 1. Tabircide bulunması gereken özellikler a. Tabircinin rüyalarda görülen misal alemindeki şekillerin şahâdet alemindeki karşılıklarını bilmesi gerekir. b. Tabirci, rüyanın doğru olup olmadığına, tabirinin tez çıkmasına, görülen şeyin mahiyetine, görüldüğü zamana, iklime ve mevsime, gören şahsın inanç ve zihniyetine, bilgi ve mevkine, hal ve davranışlarındaki dürüstlük ve sahteliğine dikkat etmelidir. c. Tabirci, yaptığı yorumun rüyayı gören üzerinde etki yapacağını bilerek kendisinin zeki ve takva sahibi olması, Kur'ân ve Hadise âşinâ olması ve diğer ilimlerden haberdar olması, dinleri mezhepleri, örf ve âdetleri, kültürleri, atasözlerini, şiir vb.. şeyleri bilmelidir. d. Tabirci, Peygamberin rüya ve yorumları dışındaki rüyaların bağlayıcı olmadığını bilmelidir49. e. Tabirci, bu ilmin Vehbî ve keşfî ilimlerden olduğunu bilmelidir50. f. Rüya ve hulmü birbirinden ayırabilmelidir. g. Yorumlarını hep hayra yormaya çalışmalıdır51. 2. Rüyalarda ve rüya sahibinde olması gereken özellikler a. Yorumlanacak rüyanın sâdık rüya olması gerekir. b. Rüyanın şekli, yönü, mahreç ve miktarı bilinmeden rüya tabirinde acele edilmemelidir. c. Rüya sahibi, kendini kıskanan, iyi niyetli olmayan insanlara rüyasını anlatmamalı ve tabir ettirmeye çalışmamalıdır. d. Rüya sahibi tam bilmediği, hatırlayamadığı rüyaları tabir ettirmemelidir. 49 Çöğenli Sadi-Bayram Ali, age., s. 60. 50 Elmalılı, age., IV, s. 2869. 51 Çöğenli Sadi-Bayram Ali, age., s. 60. 12 e. Rüya sahibi, hoşlanmadığı rüyaları, başkalarına anlatmamalı; tabir ettirmemelidir52. III. KUR'ÂN’DA RÜYA VE YORUMU Kur'ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf ve Hz. Muhammed (AS) Peygamberlerin ve Hz. Yusuf’un zindan arkadaşları ile Mısır Melikinin rüyaları ve yorumlarından bahsedilmektedir. A. Hz. İbrahim’in Rüyası ve Yorumu Hz. İbrahim (as), bir oğlu olmasını arzu etmektedir. Bu istek, o kadar çok ileridir ki; bir oğlu olursa Allah için kurban edeceğini vaad eder. Allah (cc), Hz. İbrahim’e bir oğul nasib eder. Oğul belirli bir yaşa gelince; Hz. İbrahim, oğlunu rüyasında kurban ettiğini görür. Bu durum Kur'ân-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “… (oradan kurtulan İbrahim); Ben Rabbime gidiyorum. O, bana doğru yolu gösterecek, ‘Rabbim! Bana Salihlerden olacak bir evlad ver’ dedi. İşte o zaman biz, onu bir oğul ile müjdeledik. Babasıyla beraber yürüyüp gezecek yaşa gelince ‘Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?’ dedi. O da cevaben: ‘Babacığım! Emr olunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.’ dedi. Her ikisi de (Allah’ın emrine) teslim olup, onu (Oğlu İsmail’i) yanı üzerine yatırınca: ‘Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten çok acı bir imtihandır. Biz, oğluna bedel olarak büyük bir kurban verdik. Geride gelecekler arasında ona iyi bir nam bırakacaktır. İbrahim’e selam’ dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü O, bizim mümin kullarımızdandır.”53 Sonuç olarak Hz. İbrahim, vahiy niteliğinde bir rüya görmüş ve bunu uygulamak istemiştir. Hz. İbrahim’e mükâfat olarak başka bir kurban verilmiş ve niyeti de, Allah tarafından kabul edilmiştir. 52 Nablûsî, age., s. 58-62. 53 Sâffât suresi 37/99–11. 13 B. Hz. Yusuf (as)’un Rüyası ve Yorumu Kur'ân-ı Kerim’de Hz. Yusuf’un rüyası anlatılmaktadır. Hz. Yusuf, çocukken rüyasında kendisine 11 yıldız, ay ve güneşin secde ettiğini görür ve rüyayı babası Hz. Yakup (as)’a anlatır. Babası, bu rüyasını kendisini kıskanan kardeşlerine anlatmamasını ister. Çünkü Hz. Yakup rüyanın yorumunu tahmin ederek, kardeşlerinin Hz. Yusuf’a zarar verebileceklerini düşünmektedir: “…Bir zamanlar Yusuf, babasına (Yakup’a) demişti ki: ‘Babacığım (rüyamda) onbir yıldızla, güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederken gördüm.’ (Babası): ‘Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır.’ İşte böyle Rabbin seni seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önceki iki atan İbrahim ve İshak’tan nimetini tamamladığı gibi, sana ve Yakup soyuna nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin, çok iyi bilendir, hikmet sahibidir.”54 Burada Hz. Yusuf’a “rüyaların yorumu öğretilecek” ayeti, rüya yorumunun; Allah tarafından öğretilen bir ilim olduğu görüşünü desteklemektedir. Ayetlerin devamında Hz. Yusuf kıssası anlatılmış, son kısmında ise, Hz. Yusuf’un rüyasının yorumuna yer verilerek şöyle anlatılmıştır: “Ana ve babasını tahtın üzerine çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: ‘Ey babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana çok şey lutfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lutfedendir. Kuşkusuz O, çok iyi bilendir, hikmet sahibidir. Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin. Beni Müslüman olarak öldür ve beni Salihler arasına kat.”55 54 Yusuf suresi 12/4 55 Yusuf suresi 12/100–101. 14 C. Hz. Muhammed’in Rüyası ve Yorumu Kur'ân-ı Kerim’de Hz. Muhammed ile ilgili 3 adet rüyadan bahsedilmektedir. Bunlar: Bedir Savaşından önce gördüğü rüya, Mekke’nin fethinden önce gördüğü rüya, İsrâ suresi 60. ayette işaret edilen rüya. 1. Bedir savaşından önce Gördüğü Rüya “… Hatırlayınız ki (Bedir savaşında) siz vadinin yakın kenarında (Medine tarafında) idiniz. Kervan da sizden aşağıda (deniz sahilinde) idi. Eğer savaş için sözleşmiş olsaydınız, sözleştiğiniz vakit hususunda ihtilafa düşerdiniz. Fakat Allah (cc), gerekli olan emri yerine getirmesi, helak olanın açık bir delille (gözüyle gördükten sonra) helak olması, yaşayanın da açık bir dille yaşaması için (böyle yaptı). Çünkü Allah, hakkıyla işitendir, bilendir. Hatırla ki Allah, uykuda onları sana az gösterdi. Eğer onları sana çok gösterse idi elbette çekinecek ve bu iş hakkında münakaşaya girecektiniz. Fakat Allah (sizi bundan ) kurtardı. Şüphesiz O, kalplerin özünü bilir. Allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman, onları sizin gözlerinizde az gösteriyor; sizi de onların gözünde çoğaltıyordu. Bütün işler, Allah’a döner.”56 Bu ayetlerde Hz. Peygamber’in Bedir savaşına başlamadan önce, müşrikleri gerçek sayılarından az gördüğü; bunun da bir mükafat olduğu anlatılmaktadır. 2. Mekke’nin fethinden önce gördüğü rüya Hz. Muhammed (as), Mekke’nin fethinden bir yıl kadar önce bir rüya görmüştü. Bu rüyada Müslümanlar, Mekke’ye giriyor ve hac görevlerini yapıyorlardı. Bütün Müslümanlar, bunu Mekke’nin fethedileceği şeklinde algıladılar. Hz. Peygamber ve ashabı, aynı yıl Mekke’yi ziyaret için yola çıktılar; ancak Mekkeli müşrikler, o yıl Müslümanların ziyaretine engel oldular. Bir anlaşma yapılarak, Müslümanların ertesi sene ziyaretlerine izin verildi. Münafıklardan bazıları Rasulüllah’ın rüyası hakkında ileri geri konuştular. Âyet-i Kerîme’de Hz. Peygamber’in rüyası desteklenerek, konuya açıklık getirilmektedir57. 56 Enfâl suresi 8/42-44. 57 Elmalılı, age., VI, 4438. 15 “Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse siz, güven içerisinde başlarınızı traş etmiş ve kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir. İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi.”58 3. İsrâ suresinin 60. ayetinde işaret edilen rüya “Hani sana; Rabbin insanları çepeçevre kuşatmıştır, dedik. Sana gösterdiğimiz o görüntüleri ve Kur'ân’da lanetlenen o ağacı ancak insanları sınamak için meydana getirdik. Biz onları korkuturuz da; bu, onlara büyük bir azgınlıktan başka bir şey sağlamaz.”59 Bu ayette Rasulüllah’a gösterilen görüntülerden bahsedilmektedir. Bu görme işleminin uykuda mı, uyanıkken mi olduğu ihtilaflıdır. İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre, bu görüntüler uyanıklık halinde görülmüştür. D. Hz. Yusuf’un Zindan Arkadaşı Olan İki Gencin Rüyaları Hz. Yusuf (as), bir iftira neticesi zindana atılır. Onunla birlikte iki genç daha girer; bu iki genç, gördükleri rüyanın yorumunu Hz. Yusuf’a sorarlar. O da, bunların rüyalarını tabir eder. Daha sonra rüyalar, Hz. Yusuf’un yorumladığı şekilde gerçekleşir. Konuyla ilgili ayetler şöyledir: “Onunla birlikte zindana iki delikanlı daha girdi. Onlardan biri dedi ki, Ben (rüyamda) şarap sıktığımı gördüm. Diğeri de, ben başımın üstünde kuşların yemekte olduğu bir ekmek taşıdığımı gördüm. Bunun yorumunu bize haber ver. Çünkü biz, seni güzel davrananlardan görüyoruz, dedi. Yusuf dedik, size yedirilecek yemek gelmeden önce onun yorumunu mutlaka size haber vereceğim. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Şüphesiz ben, Allah’a inanmayan kavmin dininden uzaklaştım; onlar, ahireti inkâr edenlerin kendileridir.”60 58 Fetih suresi, 48/27. 59 İsrâ suresi, 17/60. 60 Yusuf suresi, 12/36-37. 16 “Ey zindan arkadaşlarım! (Rüyalarınıza gelince) biriniz (daha önce olduğu gibi) efendisine şarap içirecek; diğeri de asılacak ve kuşlar, onun başından (beynini) yiyecekler. Yorumunu iş (bu şekilde) kesinleşmiştir.”61 E. Mısır Melikinin Rüyası Yusuf (as) hapisteyken melik, bir rüya görür ve bundan çok etkilenir. Tabirini öğrenmek için tabircileri, kâhinleri ve ileri gelenleri toplar ve onlara rüyasını anlatır. Rüyası remizli ve karışık olması sebebiyle oradakiler, bu rüyayı tabir edemeyeceklerini söylerler. Yusuf (as)’a zindan arkadaşlığı yapan zat, bunu duyunca Hz. Yusuf’u hatırlar. Kendi durumunu ve rüyasının yorumunu Melik’e anlatır. Melik de o zatı Hz. Yusuf’a gönderir. Yusuf (as), rüyayı yorumlar. Bu yorumu, melik beğenir. Hz. Yusuf’u zindandan çıkarıp hazinesinin başına getirir. Zamanla rüyanın yorumu aynen gerçekleşir. Konuyla ilgili ayetler şöyledir: “Melik dedi ki, ben rüyamda yedi arîk ineğin yediği yedi semiz inek gördüm. Ayrıca yedi yeşil başak ve diğerlerini de kuru gördüm. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, benim rüyamı bana yorumlayınız. (Yorumcular) dediler ki, bunlar, karmakarışık düşlerdir. Biz böyle düşlerin yorumlarını bilenlerden değiliz. (Zindandaki) iki kişiden kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra (Yusuf’u) hatırlayarak dedi ki, ben size onun yorumunu haber veririm. Beni hemen zindana gönderin. (Yusuf’un yanına gelerek dedi ki) Ey Yusuf! Ey doğru sözlü kişi! (Rüyada görülen ) yedi arîk ineğin, yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar) hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki insanlara (isabetli yorumlarla) dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler. Yusuf dedi ki, yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç biçtiklerinizi başağında bırakırsınız (stok edersiniz). Sonra bunların ardından saklayacaklarınızdan az bir miktar (tohumluk) hariç o yıllar için biriktirdiklerinizi yiyip bitirecek yedi kıtlık yılı gelecektir. Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki, o yılda insanlara (Allah tarafından) yardım olunacak ve o yılda (meyve ve sebze ve yağ) sıkacaklar.”62 61 Yusuf suresi 12/41. 62 Yusuf suresi 12/43–49. 17 İKİNCİ BÖLÜM HADİSLERDE RÜYALAR VE YORUMLARI Yaptığımız araştırma sonucunda rüya ve yorumu ile ilgili rivayetler, muteber kabul edilen kaynaklarda üç binden fazladır. Mükerrerler çıkarıldığında 100 (yüz) civarında rüya olayından bahseden hadislerden bahsedilir. Hadis kaynaklarında “rüya yorumu” konusundaki rivayetlerin bir kısmı, ayrı bölüm ve başlık altında, bir kısmı da, diğer konuların içinde uygun yerlerde kaydedilmiştir. Bazı kaynaklarda ise, tespit edebildiğimiz kadarıyla bu konu ile ilgili rivayetlere hiç değinilmemiştir. I. HZ. PEYGAMBER’İN RÜYALAR İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİ Hz. Peygamber, rüyaların önemini, ne olduğunu, nasıl görüldüğünü, çeşitlerini ve nasıl yorumlanacağını anlatmış; bunlar da muhaddisler tarafından kayıt altına alınarak günümüze kadar hadis kaynakları aracılığıyla ulaşmıştır. Hz. Peygamber’in bu değerlendirmeleri, hadis ilimleri ışığında bu bölümde değerlendirilecektir. A. Rüyanın Nübüvvetten Cüz Olması Hz. Peygamber (as), “Mü’min’in rüyası 46 cüzden bir cüzdür.”63 Buyurmuştur. Hadis kaynaklarında bu konuda birçok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetlerin bir kısmında rüya kelimesine sâlih, sâdık, hasen kelimeleri eklenmiştir. Bazı rivayetlerde “kırk altı” yerine “kırkbeş, yetmiş, elli, kırk dört, kırk, kırk dokuz ve yirmi altı” sayıları bulunmaktadır. B. Rüya, Allah’tan; Hülm ise, Şeytandandır Hz. Peygamber (as): “Rüya, Allahtandır; Hülm ise, Şeytandandır.”64 buyurmuştur. Bu rivayeti açıklayıcı meyanda başka bir rivayette Rasulüllah (as) şöyle 63 Mâlik, Rüya, 1, 3; Dârimî, Rüya, 6; Buhârî, Tabir, 2, 4, 10, 26; Müslim, Rüya, 6-9; İbn-i Mâce, Rüya, 1, 3, 6, 9; Ebû Davud, Edeb, 88; Tirmizî, Rüya, 1-3, 10. 18 buyurmuştur: “Sizden birisi sevdiği bir rüya görürse bilsin ki, o Allah tarafındandır. Rüya sahibi, bu rüya üzerine Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Buna karşılık hoşlanmadığı bir rüya görürse, muhakkak ki bu rüya, şeytandandır. Bu durumda rüya sahibi, rüyanın şerrinden Allah’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin. Bu suretle o rüya, sahibine zarar vermez.”65 Genel anlamda rüya, uykuda görülen şeyler demektir. Ancak mücerred anlamda rüya, güzel, doğru, has rüya demektir. Bu iki rivayette olduğu gibi ve daha önce bahsedildiği üzere “hülm ve hulüm” uykuda görülen, hoşlanılmayan rüya çeşididir. “Rüya, Allahtandır” sözünde rüya kelimesinin Allaha izafe edilmesi güzel rüyanın şereflendirilmesi içindir. “Hulm ise, şeytandandır.” sözünde hoşlanılmayan rüyanın şeytana izafe edilmesi, bu tür rüyanın şeytanın özelliği olan yalancılık, karışıklık ve korkutmak sıfatlarına uygunluğunun belirtilmesidir veya bu tür rüyanın şeytanın arzu ve hevesine uygunluğunun izafe edilmesidir66. C. Allah’tan Müjde Olan Rüyalar Ebû Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah’ı şöyle derken işittim, “Mübeşşirat tan başka nübüvvetten (ilham alacak) başka bir şey kalmadı.” Sahabiler, “Mübeşşirat nedir?” diye sordular. Rasulüllah, “Sâlih rüyadır.” diye buyurdu67. İbn-i Abbas dedi ki: Rasulüllah (as) hastalığında evinin kapısının perdesini açtı. (Mescid-i Nebevî’deki) cemaat safları Ebubekir (ra)’in arkasında duruyorlardı. Rasulüllah (as) şöyle buyurdu: “Ey İnsanlar! Peygamberliğin belirtilerinden yalnız güzel rüya kaldı. O rüyayı Müslüman kişi görür veya onun için (başkası tarafından) görülür.”68 64 Mâlik, Rüya, 4; Dârimî, Rüya, 4; Buhârî, Tabir, 2-4, 10, 14; Bed’u’l-Halk, 11; Müslim., Rüya, 1, 3; Ebû Davud, Edeb, 88; Tirmizî, Rüya, 5. 65 Buhârî, Tabir, 3; Müslim, Rüya, 3–5; İbn-i Mâce, Rüya, 17; Tirmizî, Rüya, 7. 66 İbni Hacer, Fethul-Bari 14, 423 67 Mâlik, Rüya, 3; Buhârî, Tabir, 9; Ebû Davud, Edeb, 96. 68 Müslim, Salat, 479 19 Mübeşşirat, (kelime olarak) mübeşşirenin çoğuludur. Bu ise, büşra; müjde (sevindirici haber) demektir. Yukarıdaki Ebû Hureyre rivayetinde “mübeşşirat”ın güzel rüya olduğu, Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır. Ubâde b. Sâbit dedi ki, ben, Rasulüllah (as)’a Allah’ın şu sözünü sordum: “Dünya hayatında da, âhirette de büşrâ onlarındır.”69 Hz. Peygamber şöyle cevap verdi: “O (ayetteki büşrâ), güzel rüyadır. Onu Müslüman kişi görür veya (başka Müslüman tarafından) onun için görülür.”70 D. Rüya Üç Kısımdır (Ebû Hureyre Hz. Peygamber’den rivayetle şöyle diyordu.) Rüya üç sınıftır: Nefsin konuşması, şeytanın korkutması ve Allah tarafından olan müjde. Kim rüyada hoşlanmayacağı bir şey görürse; bunu hiç kimseye anlatmasın ve kalkıp namaz kılsın.71 E. Hz. Peygamber’in rüyada görülmesi Ebû Hureyre şöyle demiştir: Ben Peygamber (as)’den işittim şöyle buyuruyordu: “Her kim beni rüyada görürse gerçekte beni görmüştür. Çünkü şeytan, bana benzer bir surete giremez.”72 Ebû Saîd el-Hudrî Peygamber (as)’den şöyle işitmiştir: “Her kim beni rüyasında görürse onun gördüğü gerçektir. Çünkü şeytan, benim şekil ve hilkatime giremez.”73 Bu rivayetler konusunda değişik yorumlar yapılmıştır. Bazılarına göre Asr-ı Saadette Peygamber (as)’i gören Müslümanların, ölmeden önce O’nu görme şerefine nail olacakları ve sahabîlik mertebesine erişecekleri manası kastedilmiştir. Çünkü Rasulüllah vefat ettikten sonra ilk rivayette belirtildiği gibi O’nu dünya gözüyle ve uyanıklık halinde görmek mümkün değildir. 69 Yunus suresi 10/64. 70 İbn-i Mâce, Rüya, 1. 71 Buhârî, Tabir, 26; Müslim, Rüya, 6; Tirmizî, Rüya, 1, 7, 10; İbn-i Mâce, Rüya, 3. 72 Buhârî, Tabir, 10; Müslim, Rüya, 11; Tirmizî, Rüya, 4, 7; İbn-i Mâce, Rüya, 2. 73 Buhârî, Tabir, 10; Müslim, Rüya, 10-13. 20 Bir kısım ilim ehli de, “Kim rüyasında Hz. Peygamber’i görürse, o kimse âhirette de O’nu görme şerefine kavuşacaktır.” şeklinde görüş belirtmişlerdir. Bu yoruma göre Hz. Peygamber’i rüyasında gören kimselerin cennetlik olduğu müjdelenmektedir74. Hz. Peygamber rüyada görülürse o rüya, hak ve gerçektir. Bu çeşit rüyalar, karışık rüyalardan, şeytanın benzetmelerinden ve taklitlerinden uzaktır. Şeytan, ne rüya âleminde ne de uyanıklık halinde hiçbir kimseye Rasulüllah suretinde görünemez. Kendisini böyle tanıtamaz75. F. Rüya gören ne yapmalı? Ebû Saîd el-Hudrî anlatıyor: Hz. Peygamber (as), şöyle buyurdu: “Sizden biriniz, sevdiği bir rüya görürse bilsin ki o, Allahtandır. Rüya sahibi, bu rüyası üzerine Allah’a hamd etsin ve başkasına da söylesin. Buna aykırı hoşlanmadığı bir rüya görürse bu rüya, şeytandandır. Bu halde de rüya sahibi, rüyanın şerrinden Allah (cc)’a sığınsın ve rüyasını kimseye söylemesin. Umulur ki o rüya, sahibine zarar vermez.”76 Câbir b. Abdillah’tan rivayet edildiğine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Biriniz hoşlanmadığı rüya görünce (uyandığında) hemen sol tarafına üç defa tükürsün ve üç defa şeytandan Allah’a sığınsın ve üzerinde oturduğu taraftan diğer tarafa dönsün.”77 G. Görmediği rüyayı gördüğünü iddia etmek İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Kim görmediği bir rüyayı gördüğünü iddia ederek yalan söylerse, (kıyamet günü) ona iki arpa tanesini düğümlemekle sorumlu tutulur ve hiçbir zaman yapamayacağı bu işle ona azab edilir.”78 Yine Rasulüllah (as), “yalanlardan en büyük yalan rüyasında görmediği şeyi iki gözüne göstermek iddiasıdır.” buyurdu79. 74 İbni Hacer Fethu- Bari,14,423 75 Hatipoğlu Haydar, Sünen-i İbn-i Mâce Tercemesi ve Şerhi, X, s. 100. 76 Buhârî, Tabir, 3, 4, 6; Müslim, Rüya, 3-5; İbn-i Mâce, Rüya, 17; Tirmizî, Rüya, 7. 77 Mâlik, Rüya, 4; İbn-i Mâce, Rüya, 4, Tirmizî, Rüya, 1. 78 Buhârî, Tabir, 45; İbn-i Mâce, Rüya, 8; Tirmizî, Rüya, 8, Ebû Davud, Edeb, 88. 79 Buhârî, Tabir, 45. 21 Görmediği bir rüyayı gördüğünü söyleyen bir kimse bilerek yalan söylemiş olur ve bu yalanı uydurma sözlerle anlatmaya çalışmış kabul edilir. Rüya konusunda yalan söyleyen kimse, peygamberliğin bir cüzü olan güzel rüyayı, Allah’ın gösterdiğini ileri sürmekle; Allah’a iftira etmiş olmaktadır. Allah’a iftira da, yaratıklarına iftiradan daha büyük ve daha ağır olup; cezası da daha ağırdır80. H. Doğru sözlü olanın rüyası Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Zaman (bitime) yaklaşınca, müminin rüyası yalan çıkmaz. Müminlerin rüya bakımından en doğru olanı, en doğru sözlü olanıdır ve müminin rüyası, Peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür.”81 Hz. Peygamber (as), doğru olan kişinin rüyasında da doğru olacağını söylemiş; onun doğru davranışlarına ödül olarak Peygamberliğin kırk altı cüzünden olan sâdık rüyalar gördüğünü belirtmiştir. İ. Seher vakti görülen rüya Ebû Saîd (ra)’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (as), şöyle buyurmuştur: “Rüyaların en doğrusu, seher vaktinde görüler rüyalardır.”82 Semûre b. Cündeb (ra)’den rivayet edildiğine göre o, şöyle dedi. Rasulüllah (as) sabah namazını bize kıldırdıktan sonra yüzünü cemaate çevirir ve bu gece içinizde rüya gören var mı? diye sorardı.83 Bu rivayet de, yukarıdaki rivayeti desteklemektedir. Çünkü sabah namazı vakti, günün başlangıcı; uykunun sonu olduğu için rüyaların içeriklerinin en iyi bilindiği vakittir. J. Rüya nasıl yorumlanmalıdır? Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Rüyada gördüğünüz şeylerin, nesnelerin isimlerini, o rüyanın yorumunda esas alınız. (Birden fazla yoruma muhtemel) rüya, ilk yorumcunun yorumuna göredir. (Yani onun 80 Hatipoğlu, age., X, s. 111. 81 Müslim, Rüya, 6; İbn-i Mâce, Rüya, 9; Tirmizî, Rüya, 1, 10. 82 Dârimî, Rüya, 9; Tirmizî, Rüya, 3 83 Mâlik, Rüya, 3; Buhârî, Cenâiz, 93; Tabir, 48; Müslim, Rüya, 17, 23; Ebû Davud, Sünnet, 8; Tirmizî, Rüya, 10. 22 yorumuna göre gerçekleşir.)” Zevâid’de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki Yezîd b. Eban er-Rakkâşî, zayıf bir râvidir84. Rüyada görülen şeylerin isimlerini, kıyas yapılarak rüya yorumunda kullanılmalıdır. Mesela rüyada Salim isimli bir adam görüldüğünde onu selamet manasına yormak gerekir85. Hadislerde belirtilen “rüya ilk yorumcuya aittir” sözünden kastedilen; birden çok yoruma muhtemel bir rüya yorumlanırken dikkatli olunması, rüya yorumunu ancak uzman kişilerin yapması için bir uyarıdır. Çünkü bu yorum, rüya sahibini etki altında bırakabilir86. Hz. Peygamber (as), Hz. Aşie’ye hitaben: “Ey Aişe! Müslümanın rüyasını yorumladığınızda; rüyayı hayırlı bir şekilde yorumlayınız87. Bu rivayet de, yorumcu için önemli bir referanstır. Rüya, yorumlanacaksa; güzel bir şekilde yorumlanmalıdır. II. HZ. PEYGAMBER’İN RÜYALARI VE YORUMLARI A. Vahiy Niteliğinde Olan Rüyaları ve Yorumları İbn-i Abbas (ra)’tan rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Peygamberlerin rüyaları vahiydir.” İbn-i Abbas (ra), bu sözü Hz. Yusuf (as): “…Ben (rüyamda) on bir yıldızla, güneşi ve ayı gördüm…”88 âyetini açıklarken söylemiştir. İbn-i Ömer, Ubeyd b. Umeyr89, aynı görüşleri belirtmişlerdir. Hz. Aişe şöyle demiştir: “Rasulüllah’ın ilk vahiy başlangıcı uykuda sâliha rüya görmekle olmuştur. Hiçbir rüya görmezdi ki, sabah aydınlığı gibi açıkça meydana gelmesin90. Bu rivayette, Hz. Peygamber’in rüyaları, bir çeşit vahiy ve Kur'ân vahyine hazırlık niteliğinde olduğu belirtilmektedir. Hz. Peygamber’in vahiy niteliğinde olan rüyaları Kur'ân-ı Kerim ve hadislerde işaret anlaşılmaktadır. 84 İbn-i Mâce, Rüya, 7. 85 Hatipoğlu, age., X, s. 109, 110. 86 Davutoğlu , Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, X, 5979. 87 Dârimî, Rüya, 13. 88 Yusuf suresi, 12/4. 89 Buhârî, Vudu, 3; Ezan, 161. 90 Buhârî, Tabir, 1. 23 edilen hadislerin içeriğinden İslam alimlerinin çoğunluğu Hz. İbrahim (as), Hz. Yusuf (as) ve Hz. Muhammed (sav)’in Kur'ân-ı Kerim’de anlatılan rüyalarını örnek göstererek, “Peygamberlerin rüyaları, vahiydir” görüşüne katılmışlardır. Bu rivayetlerden de anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber’in bazı rüyaları, vahiydir. Vahiy niteliğinde olabilecek Hz. Peygamber’in rüya ve yorumları ulaşılabildiği kadarıyla aşağıda zikredilecektir. 1. Rüyada misvak ikramı Abdullah b. Ömer’in rivayetine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Kendimi rüyamda bir misvakla misvaklanırken gördüm. Derken beni iki adam çekti. Biri, diğerinden daha büyüktü. Bende misvakı küçük olana verdim. Bana; büyüğe denildi. Ben de onu, büyüğe verdim.”91 2. Müseyleme ve Ansî’nin durumlarının bildirilmesi İbn-i Abbas’tan rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Yalancı Müseyleme, Hz. Peygamber zamanında Medine’ye geldi ve ‘Muhammed, kendisinden sonra bu işi bana bırakırsa, ona tâbi olurum” demeye başladı. Medine’ye kendi kabilesinden birçok insan gelmişti. Hz. Peygamber, beraberinde Sâbit b. Kays b. Şemmâs olduğu halde onun yanına geldi. Hz. Peygamber (as)’in bir hurma dalı parçası vardı. Arkadaşlarının arasındaki Müseyleme’nin başında durarak: “Ben, şu parçayı istemiş olsan; onu sana vermem. Ben, Allah’ın senin hakkındaki emrine tecavüz edemem. (Bana itaatten) geri dönersen Allah, mutlaka seni tepeleyecektir. Öyle zannederim ki sen, rüyanda hakkında bilgi verilen kimsesin. İşte Sâbit benim adıma sana cevap verecek.” buyurdu. Sonra Rasulüllah, oradan ayrıldı ve gitti. İbn-i Abbas, Hz. Peygamber’in: “Öyle zannederim ki sen, rüyada bana hakkında bilgi verilen kimsesin” sözünü sordum. Ebû Hureyre bana, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu haber verdi: “Uyurken elimde iki altın bilezik gördüm. Bunların hali beni meşgul etti. Derken rüyamda bana, onları üflemem vahyedildi. Ben de üfürdüm ve uçtular. Bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı (peygamberlik iddiasında bulunan) 91 Buhârî, Sivâk, 2; Müslim, Rüya, 13. 24 kişi diye tevil ettim.” Bunlardan biri San’a’nın reisi Ansî; diğeri, Yemâame’nin reisi Müseyleme idi92. 3. Kadir gecesinin bildirilmesi Ebû Seleme’den rivayet edildiğine göre o, şöyle dedi: Ebû Said’e sordum, Rasulüllah’dan Kadir Gecesinin hangi gün denk geldiğini işittin mi?; o da, evet dedi. Devamında Ebû Selem dedi ki: Sonra Rasulüllah (as) ile birlikte Ramazan’ın onuncu günü itikâfa girdik. Ramazan’ın yirminci günü sabahı Hz. Peygamber, bize bir hutbe îrâd etti ve şöyle buyurdu: “Kadir gecesi bana gösterildi. Sonra o Kadir gecesi bana unutturuldu.”93 Râvi, Ebû Said’e Kadir gecesinin hangi güne (geceye) denk geldiğini bilip bilmediğini sormuş, Ebû Said de Rasulüllah’tan bunu duyduğunu söylemiş; daha sonra Ebû Said’e bunu soran râvi; yani Ebû Seleme Peygamber ile birlikte itikâfa girdiğinde bunu Peygamberden bizzat duyduğunu nakletmiştir. Peygamber (as), kadir gecesinin unutturulması, Müslümanların her geceyi Kadir gecesi gibi bilip ona göre ibadet yapmaları açısından bizler için bir rahmettir.?? B. Hz. Peygamber’in Geleceğe Dair Rüyaları ve Bunları Yorumlaması Hz. Allah (cc)’ın geleceğe dair bir takım olayları Sevgili Habîbine rüyalar yoluyla bildirdiği bir takım rivayetlerde anlatılmaktadır. Peygamber (as), bir takım olayların sonucunu rüyalar vasıtasıyla öğrenmiştir. 1. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer ile ilgili rüyası ve yorumu İbn-i Ömer, Peygamber (as)’in şöyle buyurduğunu anlattı: “Ben (rüyamda) iken insanları bir kuyunun etrafından toplanmış vaziyette iken gördüm. Ebubekir kovayı aldı bir ya da iki kova su çekti. Fakat O’nun su çekişinde bir zaaf ve güçlük vardı. “Allah Ebubekir’e mağfiret etsin.” Sonra kovayı Ebubekir’in elinden Ömer b. Hattâb aldı. Ömer, bu kovayı alınca elinde büyük bir kovaya dönüştü. Ben, insanların içinde Ömer gibi işini tam ve sağlam yapan görmedim.”94 92 Buhârî, Menâkıb, 25; Megâzî, 70, 71; Müslim, Rüya, 21; İbn-i Mâce, Rüya, 10; Tirmizi, Rüya, 10. 93 Buhârî, Ezan, 135; İtikâf, 1, 9; Leyle-i Kadir, 2, 3; Müslim, Sıyam, 211, 214, 215, 217. 94 Buhârî, Tabir, 28-30; Tirmizi, Rüya, 10. 25 Ebubekir’in bir ya da iki kova su çekmesine karşılık Ömer’in koca bir kova ile su çekmesinde Ebubekir’in devlet başkanlığı zamanında mürted isyanlarıyla uğraşması ve başkanlığının az bir süre devam etmesi sebebiyle İslam fetihlerinin azlığına; Ömer zamanında hiçbir engelle karşılaşılmayarak uzun zaman fetihlerin devam etmesine işaret vardır denilmektedir95. 2. İslam ordularının yapacağı seferleri rüyasında görmesi ve yorumlaması Enes b. Mâlik (ra) şöyle dedi ki: Rasulüllah, Mihan kızı Ümmü Haram’ın yanına gidip ziyaret ederdi. Ümmü Haram, Ubâde b. Sâbit’in nikâhı altında idi. Birgün Rasulüllah, yine ziyaretine geldi. O da Rasulüllah’a yemek getirdi ve başını taradı. Sonra Rasulüllah, bir müddet uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ümmü Haram dedi ki: Ya Rasulallah! Seni güldüren nedir? diye sordum. “Rüyamda bana ümmetimden bir kısım mücahitlerin şu deniz ortasındaki tahtlar üzerindeki hükümdarlar halinde; yahut tahtlar üzerine kurulmuş hükümdarlar misali, gemilere binerek Allah yolunda deniz harbine gittikleri gösterildi de ona gülüyorum” buyurdu. Ümmü Haram dedi ki: Ya Rasulallah! Beni de o deniz gazilerinden kılması için dua ediver diye rica ettim. Rasulüllah, bana dua buyurdu. Sonra Rasulüllah, başını yatağa koydu (bir müddet daha uyudu). Sonra gülümseyerek uyandı. Bunun üzerine yine ben, Ya Rasulallah! Seni güldüren nedir? diye sordum. Rasulülah, bu defa da önce dediği gibi: “Bana yine ümmetimden bir kısım mücahitlerin hükümdarların tahtlarına kuruldukları gibi Allah yolunda gazaya gittikleri gösterildi.” buyurdu. Ümmü Haram dedi ki: Ya Rasulallah! Beni de onlardan kılması için dua ediver, dedim. Rasulüllah: “(Hayır) sen, önceki (deniz) gazilerindensin.” buyurdu. 95 Sofuoğlu Mehmet, Sahih-i Buhârî ve Tercemesi, XV, s. 6892 (Dipnot). 26 (Enes b. Mâlik dedi ki) Ümmü Haram, Muâviye’nin Şam valiliği zamanında, deniz gazasında gemiye binmiş Fakat denizden karaya çıktıkları zaman Ümmü Haram bindirildiği katırdan düşerek öldü ve Allah yolunda şehit olmuştur96. 3. Hz. Aişe ile evleneceğinin rüyada bildirilmesi Hz. Aişe (r. anha) Rasulüllah (as)’ın şöyle buyurduğunu anlattı: “(Ey Aişe) Seni iki defa rüyamda gördüm. Bir adam, ipekten bir parça üzerinde senin suretini taşıyordu. O adam: Bu (suretin sahibi) senin müstakbel zevcendir, diyordu. Şimdi ben, o sureti açıyorum ki (ani yüzünden anlıyorum ki) o suret, sendin. Cibril’in o sözü üzerin ben, “Eğer şu rüyam Allah tarafından gösterilmiş ise Allah bunu gerçekleştirecektir” dedim.”97 Bu rivayetten anlaşıldığına göre Peygamber (as), aynı rüyayı iki defa görmüştür. Hz. Peygamber, müstakbel eşinin kim olduğunu Hz. Aişe ile evlendikten sonra bilmektedir. O halde Peygamber (as) bu rüyayı, rüyayı gördükten çok sonra yorumlamaktadır. 4. Hz. Peygamber’in rüyasında hicret edeceği yeri görmesi Ebû Musâ’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (as), şöyle buyurmuştur: “Ben, kendimi rüyamda Mekke’den hurmalıkları bulunan bir yere muhacir olarak gidiyor gördüm. Zihnime o gidecek olduğum yerin Yemâme ya da Hacer (Bahreyn ya da Yemâme’de bir şehir) olduğu fikri düştü. Bir de gördüm ki o yer, Yesrib denilen Medine imiş. Ben, yine bu rüyamda kendimi gördüm ki; bir kılıç hareket ettirdim de bu kılıç, orta yerinden kırıldı. yorumladım. Bunu Uhud harbinde isabet alan müminler şeklinde Sonra o kılıcı diğer bir sefer daha hareket ettirdim. Bu sefer kılıç, olduğundan daha güzel bir hale döndü. Bunu da fetihler ve mümin toplanması şeklinde Allah’ın getirdiği neticelere yordum. Ben, yine o rüyada bir sığır (ın boğazlandığını) görmüştüm. Allah en hayırlısıdır (Allah’ın sevabı, Allah için ölenlere daha hayırlıdır). Bunu da Uhud günü şehid olan mümin neferlere yordum. Bir de gördüm ki; asıl hayır, Uhud günü musibete uğramalarının ardından Allah’ın onlara hayır nevinden getirdiği 96 Buhârî, Rüya, 12. 97 Buhârî, Tabir, 21; Menâkibu’l-Ensâr, 44. 27 şeyler ve Bedir gününden sonra Allah’ın bizlere verdiği doğruluk ve sebat, mükafatıdır.”98 5. Medine vebasının mahyea taşınması Abdullah b. Ömer (ra) dedi ki Hz. Peygamber (as), şöyle buyurmuştur: “Ben rüyamda şöyle gördüm: Sanki (Sudanlı) siyah, saçı başı dağınık bir kadın Medine’den çıktı da Mahye’ya –ki arası Cuhfe’dir- varıp orada durdu. Ben, bu rüyamı Medine vebasının Mahye’aya taşınacağına yordum.”99 Medine, ilk zamanlar hastalıklı ve Bathan deresinden çıkan pis sular sebebiyle havası bozuk bir yerdi. Rasulüllah’ın bu rüyasından ve alınan tedbirden sonra Medine’nin havası düzelmiştir. Rasulüllah’ın bu rüyası, tabiriyle tebliğ buyurduğu rüyalardan olup tabirde bir mesel olmuştur100. C. Âhiretle İlgili Rüyaları ve Yorumları 1. Cennet’te Hz. Ömer’e ait bir köşk olması ile ilgili gördüğü rüya Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulüllah’ın huzurunda bulunduğumuz sırada O, şöyle buyurdu: “Ben, uyuduğum sırada kendimi cennette gördüm. O sırada bir kadınla karşılaştım ki; o kadın, bir köşkün kenarında abdest almakta idi.” Ben, bu köşk kimindir? diye sordum. Oradakiler, Ömer’e attir dediler. Ömer’in kıskançlığını hatırladım da hemen yüzümü arkaya çevirdim. Ömer ağladı ve, Ya Rasulallah! Anam babam feda olsun! Sana karşı mı kıskanacağım? dedi101. Buhârî, bu rivayeti Said b. Müseyyeb, Câbir b. Abdillah ve Ebû Hureyre’den ayrı ayrı senetlerle nakletmiştir. 98 Buhârî, Tabir, 38; Müslim, Rüya, 4 99 Buhârî, Tabir, 41-43; Tirmizî, Rüya, 10. 100 Sdfuoğlu, age., XV, s. 6906 (Dipnot). 101 Buhârî, Tabir, 31, 32. 28 2. Varaka b. Nevfel’in âhiretteki durumunun gösterilmesi Hz. Aişe’den rivayet edilmiştir: Rasulüllah (as)’a Varaka hakkında soru soruldu. Hz. Hatice (r. anha), Rasulüllah’a şöyle dedi: O, seni tasdik etti ve sen Peygamberliğini ilan etmeden önce vefat etti. Rasulüllah, buyurdu ki: “Rüyada bana gösterildi ki; O’nun üzerinde beyaz bir elbise vardı. Cehennem ehlinden olmuş olsaydı; üzerinde başka bir renk elbise olurdu.”102 Bu hadisi yorumlayan rüya tabircileri, ölmüş kimsenin beyaz elbiseler içinde görülmesi, cennetlik olduğuna işaret etmişlerdir. D. Çeşitli Konularla İlgili Peygamberimizin Gördüğü Rüyalar 1. Rüya’da Hz. İsa ve Deccal’in gösterilmesi Abdullah b. Ömer’den gelen bir rivayette. Rasulüllah, şöyle buyurmuştur: “Ben, bu gece rüyamda kendimi Kâbe’nin yanında buldum ve ben orada esmer bir adam gördüm ki; o görmekte olduğum esmer, erkeklerin en güzeli idi. Onun kulak memelerne geçmiş bir saçı vardı ki; o da görmekte olduğum saçların en güzelinden olup, bunları taramış idi ve bu saçlar, su damlatıyordu. Bu zat, iki adamın omuzları üzerine dayanıp Kâbe’yi tavaf ediyordu. Ben, Bu kimdir? diye sordum. “Bu, Meryem oğlu Mesihtir” denildi. Bu sırada ben, düz değil; çok kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat ve sanki salkımından dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi gibi olan bir adamla karşılaştım. Ben ,O kimdir? diye sordum. “Deccal mesihtir” denildi.”103 Rüyada Kâbe’yi tavaf etmek; Hacca gitmek, evlenmek, devlet işinin görülmesi, ana-babaya iyilik, bir alime hizmet etmek ve günahlardan temizlenmek şeklinde yorumlanmıştır104. 102 Tirmizî, Rüya, 10. 103 Buhârî, Tabir, 11, 33; Müslim, İman, 274. 104 Sofuoğlu, age., XV, s. 6897 (Dipnot). 29 2. Rüyada yerin hazinelerinin verildiğinin görülmesi Ebû Hureyre’den gelen bir rivayette Hz. Peygamber, şöyle buyurmuştur: “Bana güzel konuşmanın anahtarları verildi. Ben, korku salmak suretiyle yardım olundum. Bir da ben, dün gece uyuduğum sırada, bana arzdaki hazinelerin anahtarları getirildi ve benim avucumun içine konuldu.” bulurdu. (Sonra) Ebû Hureyre, Rasulüllah (as) (Bu hazinelerin hiçbirine nâil olmadan gitti.) Şimdi bu hazineleri yerlerinden sizler çıkarırsınız, demiştir105. Yeryüzü hazinelerinin verilmesi, Hz. Peygamber (as)’den sonra, Allah’ın Muhammed ümmetine birçok müyesser kılması, Kisrâların ve Kayzerlerin hazinelerinin ganimet olarak alınması şeklinde tefsir edilmiştir106. 3. Hz. Ömer’in faziletinin rüyada gösterilmesi İbn-i Ömer şöyle demiştir: Ben, Rasulüllah (as)’ı şöyle derken işittim: “Uykuda iken bana bir kadeh süt getirildi. Ondan kana kana içtim ve etkisini ta tırnaklarımın ucunda hissettim. İçtikten sonra artanı Ömer’e verdim.” buyurdu. Sahabiler, Ya Rasulallah! Bunu, ne ile te’vîl ettin? diye sordular. Rasulüllah (as): “İlim ile” cevabını verdi107. Hz. Ömer’in faziletiyle ilgili Peygamber (as)’in gördüğü başka bir rüya da şöyledir: Rasulüllah (as): “Ben uyuduğum esnada insanlar bana arz olunuyordu. Üstlerinde gömlekler vardı. Bu gömlekler, kiminin göğsüne kadar ulaşıyordu, kimi daha kısaydı. Bu sırada Ömer b. Hattâb, benim yanıma uğradı. Onun gömleğinin ucu, arkasından sarkmış, yerlere sürünüyodu.” buyurdu. Sahabiler, Ya Rasulallah! Bunu ne ile te’vîl ettin? diye sordular. Rasulüllah (as): “Din ile” cevabını verdi108. Rasulüllah’a soru soranın Ebûbekir es-Sıddîk olduğu ve gömleğin din ile tabir edileceği; gömlek uzunluğunun, sahibinin ardından eserlerinin bekasına delâlet ettiği 105 Buhârî, Tabir, 11, 22. 106 Sofuoğlu, age., XV, s. 6874 (Dipnot). 107 Buhârî, Tabir, 15, 16, 36; Tirmizî, Rüya, 8. 108 Buhârî, Tabir, 17, 18; Tirmizî, Rüya, 9. 30 üzerinde ittifak etmişlerdir. Bir de gömlek uzunluğu, rüyalarda övülen meselelerdendir. Uyanıkken gömlek yere sürüklendiğinde ise, yerilir109. 4. Ukbe b. Râfi’in evinde İbnu’t-Tab hurması ikram edilmesi Enes b. Mâlik’ten gelen bir rivayette Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Ben, bir gece uyuyan kişinin rüyasında göreceği rüyasında gördüm ki; biz, Ukbe b. Râfi’in evinde bulunuyoruz. Derken bize İbn-i Tab hurması nevinden yaş hurmalar getirildi. Ben, bu rüyayı dünyada bizim için bir rif’at ve yükseklik, âhirette âfiyet, dinimiz en güzele ulaşacak (kökleşecek) diye tabir ettim.”110 Rasulüllah (as), rüyasında kendini Ukbe b. Râfi’in evinde görmüş. “Ukbe”yi, aynı kökten gelen “Ukbâ, âkibet” kelimeleri ile te’vîl etmiştir. “Râf’i”, yüksek ve yükselen gibi manalar ifade eder. Rasulüllah (as)). “Dünyada yükseklik bize, âhirette hayırlı âkibet bize.” şeklinde te’vîl etmiştir. 5 Rüyada boyuna takılan ip (sicim) ve ayağa vurulan pranga görülmesi Ebû Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Rasulüllah (as), şöyle buyurmuştur: “Ben (rüyada), ( غلboyuna takılan ip)den hoşlanmam ve ( قيدayağa takılan pranga görmeyi) severim. Rüyada ( قيدpranga) görmek, dinde sebat etmektir.”111 غل: Boyuna takılan ip (bukağı), lala manasına geldiği gibi; ele vurulan kelepçe manasına da gelir. Buhârî bunu, lala manasında almıştır. Rüyada lala denilen boyun halkasının görülmesinin hoş karşılanmamasına gelince âyette geçen “şüphesiz biz boyunlarına çenelerine kadar lalalar (bukağılar) geçirdik. Bundan dolayı başları yukarı doğru kalkıktır.”112; bu açıklama cehennemliklere ait bir özellik olduğu için, rüyada lala (bukağı) görmek, hoş karşılanmamış; cehennemde ceza görmeye yorumlanmıştır. قيد: Ayağa takılan pranga (zincir)dir. Rüyada قيدgörmek, din dairesinin dışına çıkmamak ve dinde sebat etmek olarak yorumlanmıştır113. 109 Sofuoğlu, age., XV, s. 6883. 110 Müslim, Rüya, 18. 111 Buhârî, Tabir, 26; Müslim, Rüya, 6. 112 Yâsin suresi 36/8. 113 Hatipoğlu, age., X, s. 129. 31 6. Rüyada süt, gemi, deve ve yeşillik görülmesi Rasulüllah (as), şöyle buyurdu: “Rüyada süt görmek, fıtrata; gemi, kurtuluşa; deve, üzüntüye; yeşillik, cennete işaret eder.”114 Hz. Peygamber, burada rüyada görülen nesnelerin hangi anlamlara geldiğini anlatmaktadır. Başka rivayetlerle karşılaştırıldığında bu yorum, kesinlik ifade etmez. Çünkü Peygamber, rüyada süt görmeyi ilim ve din ile yorumlamaktadır. 7. Uhud savaşı ile ilgili gördüğü rüya Hz. Peygamber (as), şöyle buyurdu: “Rüyamda gördüm ki; sanki ben, çok sağlam bir zırhın içindeyim. Bir de boğazlanan sığır gördüm. Ben, şöyle yorumladım. Bu zırh, Medinedir. Sığır ise, bir topluluktur. Vallah bu (onlar için) daha hayırlıdır. Şayet biz, Medine’de kalırsak, onlar üzerimize geldiklerinde, onlarla savaşırız.” Bunun üzerine (oradakiler); Vallahi! Onlar üzerimize cahiliye döneminde bile gelememişlerdi. Müslüman olduktan sonra mı gelecekler? dediler. (Bunun üzerine Hz. Peygamber): “O halde istediğiniz gibi yapın” buyurdu. (Sonra) Ensâr’ın bazısı bazısına, Hz. Peygamber’in görüşünü geri çevirdik deyip geldiler ve Ya Rasulallah! Senin istediğin gibi olsun, dediler. Bu kez Hz. Peygamber, şöyle buyurdu: “Şimdi durum şu ki; hiçbir Peygamber’e zırhını giyince savaşmadıkça onu çıkarmak (yakışmaz)”115 Hz. Peygamber, Uhud Savaşı öncesi gördüğü rüyayı ve bu rüyadan çıkardığı yorumu, Medinelilere anlattı. Ancak tecrübesiz ve bilgisiz gençler, bu öneriyi kabul etmezler. Rüyanın yorumuna göre, Medine’de savunma savaşı yapılacaktı. Ancak onlar, yüz yüze savaşmak istiyorlardı. Bedir Savaşı’nın kazanılmasının da onlara vermiş olduğu heyecanla bu görüşü savundular. Dışarıda savaşma fikri ağır basınca Hz. Peygamber, bu görüşe uydu. Aynı zamanda önemli kararlar alınacağında şûrâya başvurmak (meşveret) fikri de bu hadisten anlaşılmaktadır. 114 Buhârî, Tabir, 19. 115 Dârimî, Rüya, 13. 32 III. HZ. PEYGAMBER’İN SAHABELERİN RÜYALARINI YORUMLAMASI Hz. Peygamber, sahabelere gördüğü rüyaları anlatır; sahabelerin de gördükleri rüyaları anlatmasını ister ve bunları (sahabilerin anlattığı rüyaları) yorumlardı. Bir çok sahabi de, gördüğü rüyayı, Hz. Peygamber (as)’e yorumlatırdı. 1. Abdullah b. Zeyd’in rüyasını yorumlaması Abdullah b. Zeyd, anlatıyor: Rasulüllah (as), halkı namaza toplamak için bir çan yapılmasını emrettiği zaman ; ben uyurken yanıma bir adam geldi. Elinde bir çan vardı. Ben, — Ey Allah’ın kulu! Bu çanı bana satar mısın? dedim. Adam: — Peki âlâ, ama bunu ne yapacaksın? diye sordu. Ben, — Bununla insanları namaza çağıracağım, dedim. Bana: — Sana bu iş için daha hayırlı bir şey göstereyim mi? dedi. Ben de ona, — Elbette! Dedim. — Öyleyse şunu söyle, diyerek bana öğretti. (“Ezanın lafızlarını” öğretti.) - ( هللا أكرب4 defa), ( أشهد أن ال إله إال هللا2 defa), ( أشهد أن حممدا رسول هللا2 defa)…. Abdullah b. Zeyd, devamında dedi ki: (Rüyamdaki bu zat) Benden biraz uzaklaştı, sonra tekrar söze başlayıp, - Sonra namaz kılacağın vakit şunu söylüyorsun, dedi ve kamet lafızlarını öğretti. Sabah olunca heyecanla Rasulüllah’a gelerek (rüyamda) gördüklerimi anlattım. Bana: “İnşallah bu, Hak bir rüyadır. Kalk, rüyada görmüş olduğu Bilal’e öğret. O, bunları söyleyerek ezan okusun. Zira O’nun sesi, daha gürdür” buyurdu. Ben de Bilalle beraber kalktım. O’na teker teker arz ettim. O, bunları yüksek sesle söyleyerek; ezan okumaya başladı. Bunu evinde olan Ömer b. el-Hattâb işitmişti. Hemen koşarak geldi 33 ve Ey Allah’ın Rasulü!, diyerek; Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki; O’nun gördüğünün aynısını ben de gördüm, dedi. Bunu işiten Rasulüllah (as): “Elhamdülillah! Şimdi bu rüya, daha sağlam oldu.” buyurdu.116 Diğer bir rivayette de şöyle bir ziyade vardır: (Bilal ezanı okuyup sıra ikâmete gelince) Abdullah: O’nu ben gördüm; ben okumak isterim, dedi. Rasulüllah: “Öyleyse sen de İkamet getir!” buyurdu.117 Ebû Umeyr b. Enes, Ensâr’dan olan amcasından naklen anlatıyor: Rasulüllah (as), halkı namaza toplama meselesine eğildi. Kendisine, namaz vakti gelince bir bayrak dik, onu görünce halk, birbirine haber verir, denildi. Bu, Hz. Peygamber’in hoşuna gitmedi. Bunun üzerine O’na boynuz hatırlatıldı. Bu, Yahudilerin borazanı idi. Bu, Peygamber (as)’in hoşuna gitmedi ve “Bu, Yahudi işidir” dedi. Bunun üzerine çan hatırlatıldı. Efendimiz: “Bu, Hristiyanların işidir” dedi. Bu konuşmalardan sonra Abdullah b. Zeyd el-Ensârî’ye rüyasında ezan gösterildi118. 2. Abdullah b. Ömer’in rüyasını yorumlaması İbn-i Ömer (ra), şöyle demiştir: Rasullülah (as) zamanında sahabilerden bazıları rüya görürlerdi de; bu rüyalarını Rasulüllah (as)’a anlatırlardı. Rasulüllah (as) da, o rüyalar hakkında Allah’ın dilediği tabirleri söylerdi. Ben, o sırada yaşı küçük bir çocuk idim. Evlenmeden önce mescide barınıyordum. Kendi kendime, eğer sende bir hayır varsa, bu adamların gördüğü gibi rüya görürsün! dedim ve nihayet bir gece; Allah’ım! Eğer bende bir hayır görüyorsan, bana bir rüya göster, diye dua ettim. Ben uyumakta iken birden yanıma iki melek geldi. Onlardan her birinin elinde demirden yapılmış, ucu çengelli birer sopa vardı. Onlar, beni cehenneme doğru götürüyorlardı. Onların ikisinin aralarında olduğum halde: Ey Allah’ım! Cehennem’den sana sığınırım, diye dua ediyordum. Sonra bana şu gösterildi: Beni elinde demirden yapılmış çengelli bir sopası olan bir melek karşıladı ve bana: 116 Ebû Davud, Salât, 28 (Hadis No: 499); Tirmizî, Salât, 139 (Hadis No: 19). 117 Ebû Davud, Salât, 30 (Hadis No: 512). 118 Ebû Davud, Salât, 27, 28 (Hadis No: 498, 505–507). 34 —Asla korkmayasın; sen, güzel bir adamsın; bir de namazını çoğaltsan, dedi. Akabinde beni götürdüler ve nihayet cehennemin kenarında durdurdular. Bir de baktım ki; cehennem, kuyu duvarı gibi örülmüştü. O’nun örülü kuyunun yanları gibi bir çok çıkıntılı yanları vardı. Ben, cehennem içinde başları aşağı olmak üzere; zincirlere asılmış bir takım insanlar gördüm. Onun içinde Kureyş’ten tanıdığım bir çok insan vardı. Akabinde melekler beni sağ taraftan götürdüler. Ben (uyandıktan sonra) bu rüyamı, kız kardeşim Hafsa’ya anlattım. Hafsa da bunu, Rasulüllah’a arz etti. Bunun üzerine Rasulüllah (as): “Abdullah, iyi bir adamdır (Bir de gece namazını kılmayı âdet edinse)” buyurmuştur. Râvi Nâfi‘, İbn-i Ömer, bundan sonra gece namazını çok kılmaya başladı, dedi119. Hz. Peygamber, Abdullah’ın rüyasını iyiye yormuştur. Çünkü Abdullah öne ateş getirildiği halde kendisine “niçin korkuyorsun? Korkma!” denilerek teselli edilmiş ve ateşe atılmaktan korunmuştur. Bu, O’nun sâlih oluşuna delildir. Kusuru, gece namazı kılmaması idi. Böylece bu rüya, ona tenbih ve uyarı oldu. Bu sayede o, gece namazını; ateşten ve ateşe yaklaşmaktan koruyan belli başlı ibadetlerden olduğunu anladığı için Abdullah (ra), ölünceye kadar gece namazını terk etmemiştir120. İbn-i Ömer şöyle anlatır: Ben rüyamda gördüm ki, sanki elimde ipekten bir kumaş parçası vardı. Bununla cennette hangi tarafa doğru işaret etsem; muhakkak o, beni oraya doğru uçuruyordu. Bu rüyamı Hafsa’ya anlattım. Hafsa da bunu Hz. Peygamber (as)’e arz etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (as) : “Şüphesiz, bu kardeşin ne iyi bir adamdır.” buyurdu121. 119 Buhârî, Tabir, 35, 36; Teheccüd, 21; İbn-i Mâce, Rüya, 10. 120 Canan İbrahim; Hadis Ansiklopedisi, IV, s. 538. 121 Buhârî, Tabir, 25. 35 3. Abdullah b. Selâm’ın rüyasını yorumlaması Abdullah b. Selâm, şöyle demiştir: Ben, rüyamda kendimi sanki bir bahçe içinde gördüm. Bahçenin arkasında sanki bir direk vardı. Bu direğin en yüksek yerinde de tutunacak bir kulp; bir çember vardı. Bana, — Haydi! Direğe çık, denildi. — Gücüm yetmez, dedim ve oradaki kulpa sımsıkı yapıştım. Neticede o kulpa sımsıkı yapışır vaziyette iken uyandım. Akabinde bu rüyamı Peygamber (as)’e anlattım. Rasulüllah (as): “Gördüğün bu bahçe, İslam bahçesidir. O direk de, İslam direği olan tevhittir. O kulp da, çok sağlam olan İslam kulpudur. Sen, ölünceye kadar, İslam kulpuna yapışacak, yaşayacaksın.” buyurdu122. 4. Ümmü’l-Ala’nın rüyasını yorumlaması Ensâr kadınlarından olan Ümmü’l-Ala (r. anha), Muhacirler Medine’ye hicret ettiklerinde; Muhacirleri kur’a ile aralarında taksim ettiklerini söyledi ve şöyle devam etti: Bizim ailemizin payına Osman b. Mazun düşmüştü. Biz, Osman’ı evlerimizde misafir ettik. Fakat Osman’ bir müdet sonra ölümcül bir hastalık yakaladı. Vefat edince yıkandı ve kendi elbisesi içinde kefenlendi. Sonra Rasulüllah (as), cenazenin yanına geldi. O sıra ben (cenazeyi tezkiye ederek), Ey Ebâ’s-Saîb! Allah’ın rahmeti senin üzerine olsun. Benim şahadetim şudur ki, Allah Teâlâ muhakkak sana ikrâm etmiştir, dedim. Bunun üzerine Rasulüllah: “Allah Teâlânın bu ölüye ikram ve inayet buyurduğunu sana bildiren nedir?” buyurdu. Bende O’na, - Ey Allah Rasulü! Babam sana feda olsun. Allah (bu imanlı kuluna ikram etmez de) kemi ikram eder?, dedim. 122 Buhârî, Tabir, 19, 23; İbn-i Mâce, Rüya, 10. 36 Bu defa da Rasulüllah (as): “Osman b. Mazun gelince, yemin ederim ki O’na ölüm gelmiştir ve yine yemin ederim ki ben, Allah’ın Rasulü olduğum halde bana nasıl muamele edileceğini bilemem!” buyurdu. Bunun üzerine Ümmü’l-Ala dedi ki, — Vallahi, bundan sonra ben, kimseyi tezkiye etmeye cesaret edemiyorum, demiştir. Buhârî, hadisin devamında şu rivayeti getirmiştir: Rasulüllah (as): “Ben Osman b. Mazun’a da ne yapılacağını bilemem!” buyurdu. Ümmü’l-Ala (r. anha), - Rasulüllah’ın bu sözü beni kederlendirdi ve akabinde uyudum. Rüyamda Osman’a ait, akmakta olan bir pınar gördüm. Uyanınca bu rüyayı Rasulüllah’a haber verdim. Rasulüllah: “ Senin Osman için gördüğün akar pınar (O’nun sevb getiren) O’nun amelidir.” buyurdu123. 5. Ümmü’l-Fadl (Lübâbe binti el-Hâris)’in rüyasını yorumlaması Ümmü’l-Fadl (r. anha)’dan rivayet edildiğine göre kendisi, — Ey Allah’ın Rasulü! Ben rüyamda gördüm ki; sanki senin uzuvlarından bir uzuv (organ), benim evimde idi, dedi. Rasul-i Ekrem (as) O’na: “”Bir hayır gördün. (Kızım) Fâtıma bir oğlan çocuğu doğurur. Sen de onu emzirirsin” buyurdu. Sonra Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i doğurdu. Ümmü’l-Fadl da (bebeği) Kusem’in sütü ile O’nu emzirdi124. Ümmü’l-Fadl Lübâbe binti el-Hâris (r. anha), Hz. Abbas (ra)’ın zevcesi idi. Aynı zamanda Peygamber (as)’in zevcesi Meymûne binti el-Hâris’in kız kardeşi idi. Hz. Peygamber’in yengesi ve baldızı durumunda idi125. 123 Buhârî, Tabir, 13, 27; Menâkibu’l-Ensâr, 46. 124 İbn-i Mâce, Rüya, 10. 125 Hatiboğlu, age., X, s. 125. 37 6. Bir a‘râbî’nin rüyasını yorumlaması Câbir (ra)’den gelen bir rivayette Câbir (ra), dedi ki: Bir a‘râbî, Hz. Peygamber’e geldi ve — Ey Allah’ın Rasulü! Ben uykuda gördüm ki; sanki başım vurulup yuvarlandı; ben arkasından seyrettim, dedi. Rasulüllah (as), a‘râbîye: “ Uyku içinde şeytanın seninle oynamasını insanlara söyleme” buyurdu. Câbir dedi ki; bundan sonra Rasulüllah (as), oradakilere hitab ederek; şöyle buyurdular: “Sakın sizin hiçbiriniz, uykusunda şeytanın kendisi ile oynamasını söyleyip; anlatmasın.”126 7. Bir adamın terazi ile ilgili rüyasını yorumlaması Ebû Bekre (ra)’den rivayet edilmiştir: Rasulüllah (as) birgün: “İçinizden rüya gören var mı?” diye sordu. Adamın biri, — Ben gördüm, dedi ve devamla, sanki bir terazi gökten indi. Sen ve Ebubekir tartıldınız ve sen, Ebubekir’den ağır geldin. Sonra Ebubekir ve Ömer tartıldı ve Ebubekir ağır geldi. Sonra Ömer ve Osman tartıldı ve Ömer ağır geldi. Sonra terazi kaldırıldı, dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (as)’ın yüzünde hoşnutsuzluk eseri gördük127. Hz. Ömer’in tartılmasından sonra terazinin kaldırılması; Hz. Ömer’in devrini müteakip fitnelerin baş göstereceğine işaret sayılmış ve bu rüya, Hz. Peygamber (as)’in hoşnutsuzluğuna sebep olmuştur. 8. Kadir gecesi ile ilgili sahabe rüyalarını yorumlaması Abdullah b. Ömer’den rivayet edildiğine göre o, şöyle dedi: Bir takım insanlara, Kadir gecesi rüyalarında, Ramazan’ın son yedi günü içerisinde gösterildi. Bunun üzerine Peygamber (as) : 126 Müslim, Rüya, 2; İbn-i Mâce, Rüya, 5. 127 Ebû Davud, Hulefa, 3; Tirmizî, Rüya, 10. 38 “Sizler, Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi günü içerisinde araştırınız” buyurdu128. Yedi, O’nun içine dâhildir. Bir topluluk, Kadir gecesini Ramazan’ın son on gecesi içinde görünce; diğerleri de onu son yedi gecesi içerisinde görünce, sanki bunların hepsi yedi üzerinde birleşmiş oldular. Bunun üzerine Peygamber (as) : “Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi günü içerisinde araştırınız” buyurdu. Bu rivayeti tamamlayıcı olarak Abdullah b. Ömer’in diğer rivayeti de şöyledir: Rasulüllah (as), ashabına: “Ben sizin rüyalarınızı son yedi gün içerisinde uyuşmuş (uzlaşmış) görüyorum. Kim Kadir gecesini araştırırsa, son yedi içerisinde araştırsın” buyurdu129. 9. Abbas b.Abdülmuttalib’in rüyasını yorumlaması Abbas b. Abdülmuttalib (ra)’den rivayet edildiğine göre o, şöyle dedi: Bir gece rüyamda güneş, sağlam bir ip (urgan) göğe (yukarıya) doğru yükseliyordu. O, bu rüyasını Hz. Peygamber (as)’e anlattı. Hz. Peygamber de, kendini kastederek şöyle buyurdu: “(Rüyanda göge doğru yükselen bu kişi) Kardeşinin oğludur.”130 Hz. Peygamber (as), güneşi kendisi; güneşin yükselişini Peygamberliği ve İslam dini, ipi de vahiy; yani Kur'ân olarak yorumlamıştır. IV. SAHABENİN HZ. PEYGAMBER’İN HUZURUNDA YORUMLADIĞI RÜYALAR Muteber hadis kitaplarında Hz. Peygamber’in huzurunda rüya yorumu yapan birkaç sahabiden bahsedilmektedir. Hz.Aişe’nin yorumu, daha önce verilmesi nedeniyle burada rivayete tekrar değinilmeyecektir. 128 Buhârî, Tabir, 8; Leyle-i Kadir, 2; Mâlik, İtikâf, 14. 129 BuHârî, Salâtü’t-Terâvîh, 3; Sofuoğlu, age., XV, s. 6867 (Dipnot). 130 Dârimî, Rüya, 13. 39 A. Hz.Ebubekir (ra)’in Hz.Peygamber’in huzurunda yorumladığı rüyalar Sahabe arasında rüya yorumunda en meşhur kişi, Hz. Ebubekir’dir. Hadis kaynaklarında Hz.Ebubekir’in yorumladığğ rüyaları anlatan birçok rivayetler vardır. Örnek olması açısından buraya birkaçını almaya çalıştık. 1. Bir adamın rüyasını yorumlaması İbn-i Abbas (ra), şöyle haber veriyor: Bir kişi Rasulüllah (as)’a geldi ve şöyle dedi: — Ya Rasulallah! Ben, bu gece rüyamda yer-gök arasında bir bulut gördüm, ondan yere yağ ve bal damlıyordu (yağıyordu). İnsanların da yağdan ve baldan avuç avuç almakta olduklarını gördüm. Kimi çok, kimi az topluyordu. Bu sırada yerden göğe bir ip uzandığını gördüm. Onun ardı sıra seni görüyordum ki; Ya Rasulallah! Sen o ipe tutunup yukarıya (göğe) doğru yükseldin. Sonra o ipi başka bir kimse tuttu; o da yükseldi. Sonra başka bir kimse daha tutup (üçüncü kimse), yükseldi. Sonra (dördüncü biri) tuttu, fakat bu defa ip, koptu. Sonra ip, bağlanıp birleştirildi. Bunun üzerine Ebubekir (ra): — Ya Rasulallah! Anam, babam sana feda olsun! Vallahi bana verinizde; bu rüyayı yorumlayayım, dedi. Rasulüllah da : “Haydi, yorumla!” diye izin verince Ebubekir şöyle diyordu: — Bu zatın gördüğü bulut, İslam’dır. O’ndan yağan yağ ve bal, Kur'ân’dır. O’nun tatlılığından, çok ya da az (kabiliyet derecelerine göre Müslümanlar) faydalanacaktır. Gökten yere inen ip, üzerinde bulunduğun hak ve adalet ipidir. Sen, onu tutuyorsun. Allah da seni yükseltiyor. Senden sonra hak ve adalet ipini senden başka birisi tutacak ve o da yükselecektir. Sonra başka birisi daha tutacak ve o da yükselecektir. Bir kimse daha tutacak; fakat ip, kopacak; sonra onun için ip bağlanacak; o da yükselecek. Bu tabirin sonunda Ebu Bekir: 40 — Ya Rasulallah! Anam, babam sana feda olsun! Bu tabirde isabet mi ettim. Yoksa hata mı ettim, bana haber verir misin? diye sordu. Rasulüllah (as): “Bazısında hata ettin, bazısında isabet ettin” buyurdu. Ebubekir (ra): - Ya Rasulallah! Vallahi hata ettiğim yerleri bana söyle. Rasulüllah (as): “Allah’ın adını vererek ısrar etme” buyurdu131. Hz. Peygamber (as)’in “Bir kısmında isabet ettin, bir kısmında hata ettin” sözünü açıklayan şârihler, değişik görüşler belirtmişlerdir: * Hz. Ebubekir’in yağ ve balı Kur'ân olarak yorumlaması, hatalıdır. Doğrusu Kur'ân ve Sünnet olmalıdır. * Rüyanın tabirini Rasulüllah’a bırakmalıydı; bu hataydı. * Elinde ip kopan Hz. Osman (ra) idi. Fitneler sonucu, hak ve adalet ipi kopmuş ve Hz. Osman, şehid edilmiş. Bundan sonra ip, başkası için bağlanmış. Hz. Ebubekir’in yorumunda ise, ipin Hz. Osman için bağlandığı anlatılmaktadır. Rüyanın tabirinde doğru olan, ipin Hz. Osman’ın kavminden başkası için bağlanıldığına hamledilmeli idi. Ebubekir (ra), tabirindeki hatalı yerlerin bildirilmesini Allah’ın adını vererek rica ettiği halde; Hz. Peygamber (as)’in bunu söylememesi, fitne ve fesat hadiselerini açıklayıp da gönüllerde endişe uyandırmama isteğine dayanır132. 2. Hz. Peygamber’in hurma ile ilgili rüyasını yorumlaması Câbir’den gelen bir rivayette Hz. Peygamber (as), günlerden bir gün şöyle buyurdu: “Uykumda bir rüya gördüm ki; bir adam, bana bir ölçek kuru hurma getirdi. Ben de, onları yedim de içlerinde bir çekirdek buldum. Bu çekirdeği (çiğneyince) beni incitti. Sonra adam, bana bir başka ölçek hurma verdi. O zaman: ‘Muhakkak ki, senin 131 Buhârî, Tabir, 11, 47; Müslim, Rüya, 17; İbn-i Mâce, Rüya, 10; Ebû Davud, Sünnet, 9; Tirmizî, Rüya, 10. 132 Sofuoğlu, age., XV, s. 6913. 41 verdiğin hurmanın içinde çekirdek buldum’???. Ardından (verdiği hurmaları) yine yedim!” Bunun üzerine Hz. Ebubekir, şöyle dedi: — Gönlünü ferah tut Ya Rasulallah! Bu, gönderdiğin askerî birliğe işaret ediyor. Onlar, iki defa ganimet elde etmiş; her ikisinde de senin zimmetini (güvenceni) tanıyan, kabul eden bir adam bulmuşlardır133. 133 Dârimî, Rüya, 13. 42 SONUÇ İslam âlimleri bazı farklılıklar bulunsa da, “Rüya; kişinin uykusunda Allah’ın yaratmasıyla meydana gelen hayallerdir” tanımında birleşmişlerdir. Rüya çeşitlerini tespitte psikologlar ve İslam âlimleri değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. İslam âlimleri, rüyaları Hz. Peygamber (sav)’in hadislerinde de işaret ettiği gibi üçe ayırmışlardır: 1. Allah’tan müjde ve uyarı olan rüyalar, 2. Şeytanın üzüntü vermek için gösterdiği rüyalar, 3. Kişinin iç dünyasından kaynaklanan sebeplerle gördüğü rüyalar. Rüya tabiri, hem Kur'ân’da hem de hadislerle örneklerle anlatılmıştır. Dolayısıyla rüya tabiri için Kur'ân ve Hadislerde bir engel yoktur. Kur'ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Muhammed (as), Peygamberlerin rüyaları ile Mısır meliki ve zindana atılan iki gencin rüya ve yorumları anlatılmaktadır. Hz. Peygamber (sav)’in rüyaları ve yorumları, geçtiği üzere anlatılmıştır. Efendimizin gördüğü rüyalar, konuları itibariyle çeşitlidir. Bunlar: 1. Vahiy niteliğinde olan rüyalar, 2. Gelecekle ilgili rüyaları ve yorumları. Örn: Hicret edeceği yerin rüyada gösterilmesi gibi. 3. Âhiret âleminin, cennet ve cehennemin rüyada gösterilmesi, 4. Çeşitli konular hakkındaki rüyalar ve yorumlarıdır. Hadislerde sahabenin görüp Hz. Peygamber (sav)’in yorumladığı rüyalarda anlatılmıştır. İslam âlimleri, rüya yorumu hakkında kısaca şunları belirtmişlerdir. Peygamberlerin rüyaları dışında hiçbir rüya, bağlayıcı değildir. Kişi, rüya yolu ile bazı doğruları öğrenebilir. Bu rüya ile ister amel eder, isterse amel etmez. Bu kişinin kendisini ilgilendirir. İslam inanç sistemine göre rüya ile sosyal hayat tanzim edilmez. 43 Rüyaların bir kısmı anlamlıdır. Bir kısmı ise anlamsızdır. Anlamlı olan rüyaların ise, bir kısmı açık; bir kısmı ise rumuzludur. Rumuzlu rüya yorumlatılacaksa uzmanına yorumlatılmalıdır. Herkes, rüya yorumu yapamaz. 44 BİBLİYOGRAFYA Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdillah eş-Şeybânî (v. 241/855), Müsned, İstanbul, Çağrı yaınları 1992 Apaydın, Halil, “Rüya ve Fonksiyonu”, 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 9, Samsun 1997. Aynî, Bedruddin, Ebû Muhammed b. Ahmed (v. 855/1455), Umdetü’l-Kârî Şerh-u Sahîhi’l-Buhârî, I-XX, İstanbul, çağrı yayınları 1992 Buhârî, Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah (v. 256/870), Câmiu’s-Sahîh, I-VIII, İstanbul Çağrı Yayınları, 1992. Canan, İbrahim, Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte, I-XVIII, Ankara, Akçağ Yayınları, 1998. Çöğenli, M. Said-Bayram, Ali, Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, I-II, İstanbul, 1993. Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman, Ebû Muhammed (v. 255/869), es-Sünen, I-II, İstanbul, Çağrı Yayınları, 1992. Davutoğlu, Ahmet, Sahîh-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, I-X, İstanbul 1983. Dee, Nerys, Rüyaları Anlamak, Çev: Nilüfer Kavalalı, İstanbul, 1997. Ebû Davud, Süleyman b. Eş‘as es-Sicistânî el-Ezdî (v. 275/888), Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992. Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1988 Ersevim, İsmail, Freud ve Psikoanalizin Temelleri Üzerine, İstanbul, 1997. Günay, Umay, “Âşık Tarzı Şiir Geleneği ve Rüya Motifi”, Ankara, 1986 (Türk Tahir Kurumu) Hatipoğlu, Haydar, Sünen-i İbn-i Mâce Tercümesi ve Şerhi, I-X, İstanbul, 1983. 45 İbn Hacer, Ahmed b. Ali Eb’l-Fadl el-Askalânî eş-Şâfiî (v. 852/1448), Fethu’l-Bârî, Beyrut, 1996. İbn Haldun (v. 1406 M.), Mukaddime, İstanbul, 1989. İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd el-Kazvinî (v. 273/886), es-Sünen, İstanbul, 1992. İbn Manzûr, Ebu’l-Fadl CEmâlü’d-Din (v. 711/1311), Lisânu’l-Arab, I-XVIII, Beyrut, 1955. Kaya, Nusret, Evrenin Sembol Dili, İstanbul, 1999. Köknel, Özcan-Özuğurlu, Kurban, Tıpta Ruhbilim, İstanbul, 1983. Kur'ân-ı Kerim ve Açıklamalı Meâli, TDV Yayınları, Ankara, 1993. Mâlik, Ebû Abdilah, Malik b. Enes (v. 179/795), Muvatta’, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992. Miras, Kamil (v. 1957), Sahih-i Buhârî Muhtasarı, tecrid-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, I-XII, Ankara, 1982–1983. Müslim, Ebu’l-Hüseyn Müslim b. Haccac el-Kuşeyrî en-Neysâbûrî (v. 261/874), elCâmiu’s-Sahîh, İstanbul, Çağrı Yayınları, 1992. Nablûsî, Abdulgani b. İsmail (v. 1143/1731), İslam Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, Çev. Ali Bayram-M. Sadi Çöğenli, İstanbul, 1981. Nesâî, Ahmed b. Şuayb Ebû Abdirrahman (v. 303/915), es-Sünen, İstanbul, Çağrı Yayınları, 1992. Sofuoğlu, Mehmed, Sahih-i Buhârî ve Tercümesi, I-XVI, İstanbul, 1989. Tatçı, Mustafa-Çeltik, Halil, Türk Edebiyatında Tasavvufî Rüya Tabir Nâmeleri, Ankara, 1995. Tirmizî, Muhammed b. İsa Ebû İsa (v. 279/892), es-Sünen, İstanbul, Çağrı Yayınları, 1981. 46 47