Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaç Tedavisi Alan Bireylerin

advertisement
DEUHYO ED 2010, 3(1), 2-8
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
2
Hastalık Modifiye Edici Antiromatizmal İlaç Tedavisi Alan Bireylerin Tedavi
Algılarının Uyuma Etkisi*
Dilek Sezgin ** Hatice Mert ***
Özet
Giriş: Romatizmal hastalıkların tedavisinde hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaç (disease-modifying anti-rheumatic drug [DMARD])
tedavisi önemli rol oynamakta, ilaçlar uzun dönemde düzenli kullanıldığında etkili olmaktadır. Bu nedenle hastaların ilaç tedavisine uyumu
önem taşımaktadır. İlaç tedavisine uyumun önemli bir belirleyicisi de tedaviye ilişkin algılardır.
Amaç: Araştırma DMARD tedavisi alan bireylerin tedaviye ilişkin algılarının uyuma etkisini incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak
yapılmıştır.
Yöntem: Araştırmaya bir üniversite hastanesinin Romatoloji polikliniğinde izlenen, en az üç aydır romatizmal hastalığı nedeniyle DMARD
tedavisi alan, 18 yaş ve üzerinde 300 hasta alınmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından düzenlenmiş anket formu
kullanılmıştır. Formda bireye, hastalığa, tedaviye ilişkin özellikler, ilaç tedavisine uyum ve tedaviye ilişkin algılar ile ilgili sorular yer
almaktadır. Verilerin analizinde iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi (t testi) kullanılmıştır.
Bulgular: Olguların uyum puan ortalamaları 7.85±2.28 olarak bulunmuştur. Olguların uyum puanlarının, ortalamanın üzerinde olduğu
söylenebilir. Sürekli ilaç kullanmanın günlük yaşamı etkilediği, ilaçların yan etkileri olacağı ve sürekli kullanıldığında ilaca bağımlı olma
algısının uyumu etkilemediği belirlenmiştir. İlaç kullanmanın gerekli olduğunu, ilaçların yan etkileriyle baş edebildiğini, kullanılan ilaçların
yakınmaları azalttığını, kullanılan ilaçların yararlı olduğunu ve düzenli ilaç kullanımı ile hastalığın ilerlemeyeceğini düşünen bireylerin uyum
puan ortalamaları, düşünmeyen bireylere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.
Sonuç: Elde edilen bulgulara göre; ilaç tedavisine uyumda, bireylerin ilaçlarla ilgili algılarının etkili olabileceği belirlenmiştir. Bu nedenle,
DMARD kullanan bireylerin ilaç kullanma konusundaki algılarının tartışılması ve gereksinimlerine yönelik eğitim verilmesi önerilmektedir.
Anahtar Sözcükler: Uyum, Tedavi Algısı, İlaç Uyumu, Hemşirelik, Hastalığı Modifiye Edici Anti-romatizmal İlaçlar.
Effects of Medication Perceptions of Patient Who Take The Disease Modifying Anti- Rheumatic Drugs in Rheumatic
Disease on Adherence
Background: Disease-modifying anti-rheumatic drugs (DMARDs) plays an important role to treatment of rheumatic disease, drugs are
thought to be effective only if the patients adheres to long term treatment. Therefore patients adherence to treatment is important. Treatment
perception is an important determinant of medication adherence.
Objectives: This descriptive study was performed to identify effects of subjects’, who undertake DMARDs, treatment perceptions on
adherence.
Methods: The study sample included 300 patients, aged 18 years or over and receiving DMARDs for at least three months. Data were
collected with a questionnaire developed by the researcher. The questionnaire was composed of questions about general and disease
characteristics, treatment given, adherence to treatment and perceptions regarding the treatment. Data were analyzed with t- test.
Results: The mean score for adherence to treatment was 7.85±2.28. The case's adherence score is higher than the mean score of adherence
to treatment. According to the results of the study, perception of effecting the daily life because of using the medicine all the time,
perceptions of adverse effect, perceptions of being addict didn't effect the adherence rate to medication. In addition, adherence to treatment
was influenced by the following perceptions: “It is necessary to receive disease modifying antirheumatic drugs, “the drugs used decrease
complaints and are useful, regular drug use prevents disease progression and perception of overcoming with adverse effect.
Conclusion: In conclusion that, patients perceptions of treatment effects on adherence to treatment. Therefore, it is suggested that the
people's who taking DMARD therapy, medication perception should be discussed and the people educated according to their needs.
Key Words: Adherence, Perceptions of Treatment, Adherence to Treatment, Nursing, Disease Modifying Anti-rheumatic Drugs.
R
omatizmal hastalıklar eklem tutulumu ile karakterize,
ağrı ve önemli derecede deformitelere neden olabilen,
kronik, ilerleyici, inflamatuar hastalıklardır (Rapoff ve
Barttlett, 2007). Romatizmal hastalıklar, tedavi edilemez
olmasına karşın, tedavide kullanılan hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlar (disease-modifying anti-rheumatic drugs [DMARDs]) eklem hasarının önlenmesinde, eklem bütünlüğünün ve fonksiyonunun sürdürülmesinde etkilidir (Hill, Bird ve Johnson, 2001; Miller ve Simon, 2007).
Bu ilaçlar uzun dönemde düzenli kullanıldığında etkili
olduğu için hastaların ilaç tedavisine uyumu son derece
önemlidir (Hill ve ark., 2001; Rapoff ve Barttlett, 2007).
Ancak kronik hastalıkların tedavisinde istenilir düzeyde i-
laç uyumunu başarmak oldukça zordur (Vermiere, Hearnshaw, Royen ve Denekens, 2001). Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ) gelişmekte olan ülkelerde uzun dönem tedavi alan,
kronik hastalığı olan bireylerin uyum düzeylerinin %50’
den daha düşük olduğunu bildirmiştir (World Health Organization [WHO], 2003).
Kronik hastalıklardan birisi olan romatizmal hastalıklarda da tedaviye uyumun %16-84 arasında değiştiği (Hill,
2005a; Rapoff ve Barttlett, 2007) ve DMARD’lara uyum
oranının %43-100 arasında olduğu belirtilmektedir (Gürçay, Ekşioğlu, Yüzer, Bal ve Çakçı, 2006; Koneru, Kocharla, Higgins ve Ware, 2008). Yapılan çalışmalarda,
DMARD alan hastaların tedaviye uzun süre devam
* Çalışma 11. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi Hemşirelik Bilimsel Danışma Kurulu tarafından sözlü sunum olarak kabul edilmiştir. **
Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü İç Hastalıkları Hemşireliği Araştırma Görevlisi, DEÜ Hemşirelik Yüksekokulu,
İnciraltı, İZMİR. e-posta: dileksezginn@hotmail.com Tel: 232 - 412 47 73 Faks: 232 – 412 47 98 *** Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik
Yüksekokulu, İç Hastalıkları Hemşireliği.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2010, 3(1), 2-8
etmedikleri görülmektedir (Hill, 2005a; Rapoff ve Barttlett, 2007; Wong ve Mulherin, 2007). Uyum, bireye, hastalık ve sağlık durumuna, tedaviye, terapötik çevreye ilişkin
özellikler olmak üzere birçok faktörle ilişkilidir (Berry,
Bradlow ve Bersellini, 2004; Goodacre ve Goodacre,
2004; Hill 2005a; Horne, Weinman ve Hankins, 1999;
Vermiere ve ark., 2001).
İlaç tedavisine uyumun önemli bir belirleyicisi de tedaviye ilişkin algılardır. Romatizmal hastalığı olan bireylerin tedaviye ilişkin algıları incelendiğinde; bireylerin
tedavinin gerekliliği konusunda olumlu düşündükleri ancak ilaçların toksik etki riski ve uzun dönemdeki etkileri
konusunda endişe duydukları bildirilmektedir (Fraenkel,
Bogardus, Concato ve Felson, 2002; Vermiere ve ark.,
2001). Wong ve Mulherin (2007), DMARD tedavisi alan
hastaların kan değerlerinde değişme, deri sorunları (döküntü), mide bulantısı, mide yanması, solunum sistemi ve
karaciğer komplikasyonları gibi yan etkileri nedeniyle tedaviyi bıraktıklarını ve tedaviyi yararlı olarak algılamadıkları durumlarda yaşadıkları yan etkilerle daha çok ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Goodacre ve Goodacre (2004)
yaptıkları kalitatif çalışmada, DMARD tedavisi alan bireylerin tedaviyi almak ya da almamak gibi seçeneklerinin
olmadığını düşündüklerini, eklem yapısının korunmasında,
ağrının giderilmesinde ve yaşam kalitesinin yükseltilmesinde bu ilaçların gerekli olduğuna inandıklarını ancak
olası yan etkileri nedeniyle endişe yaşadıklarını bildirmişlerdir. Neame ve Hammond (2005) yaptıkları çalışmada
ilaç kullanımı ile ilgili endişesi olan hastaların tedaviye
uyum oranının düşük olduğunu saptamışlardır.
Tedaviye uyumsuzluk, tedavinin başarısızlığına, beklenmeyen semptomlara, sakatlıklara, gereksiz tanı testlerinin uygulanmasına, hastanede kalma süresinin uzamasına,
tekrarlı yatışların ve maliyetin artmasına neden olmaktadır
(Ruddy, Haris, Sledge ve Sergent, 2001; Rapoff ve Barttlett, 2007). Bundan dolayı sağlık alanında uyum, hasta
açısından son derece önemlidir. Hemşire kuramcılardan
Roy, bireyi çevresi ile sürekli etkileşim halinde olan ve
yaşadığı değişikliklere uyum yapmaya çalışan bir sistem
olarak ele almıştır. Roy’a göre insan davranışları uyumun
bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Roy, karşılaşılan her
uyaran için uyum boyutlarının değişiklik gösterdiğini belirtir. Uyaran bireyin uyum sağlama beceri ve boyutlarında
ise uyum sağlar, bunun üstündeyse uyum sağlayamaz. Roy
hemşirenin amacını, sağlık ve hastalık sürecinde bireyin
uyumlu davranış gösterebilmesine yardım etmek olarak
tanımlamakta ve hemşirelik uygulamalarının uyumu kolaylaştırıcı nitelikte olması gerektiğini belirtmektedir (Alligood ve Tomey, 2006). Hemşireler hasta ve ailesi ile
işbirliği yaparak hastanın ilaç tedavisine göstereceği
yumda çok önemli etkiye sahiptirler. Hemşire hastanın
tedaviye uyumunu etkileyebilecek genel ve kişiye özel
nedenleri saptamaya çalışmalı, bunları hastanın uyumunu
arttıracak şekilde kullanmalı, uyumsuzluğa neden olabilecek olumsuz etkileri ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. Bu
nedenle hastaların tedaviye uyum durumu ve etkileyebilecek faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenlere
yönelik girişimler uygulandığında tedaviye uyum artabilir
ve hastaların yaşadıkları problemler azaltılabilir. Tedaviye
uyumun artması ile bireylerin yaşam kaliteleri yükseltilerek toplum sağlığının gelişmesine katkıda bulunulabilir.
Türkiye’de romatizmal hastalığı olan bireylerin ilaç tedavi-
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
3
sine uyum düzeylerine ilişkin çok az sayıda çalışma mevcuttur (Gürçay ve ark., 2006; Tekin, 2007); hastaların
tedavi algısının uyuma etkisini inceleyen çalışmaya ise
rastlanamamıştır.
Amaç
Bu çalışmanın amacı, DMARD tedavisi alan bireylerin
tedaviye ilişkin algılarının uyuma etkisini incelemektir.
Yöntem
Araştırmanın Tipi ve Yeri
Araştırma DMARD tedavisi alan bireylerin tedaviye ilişkin algılarının uyuma etkisini incelemek amacı ile tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Çalışma, bir üniversite hastanesinin
Romatoloji polikliniğinde yürütülmüştür.
Araştırmaya Katılanlar
Araştırmaya 18 yaş ve üzeri olan, en az üç aydır romatizmal hastalığı nedeniyle DMARD tedavisi almış ve araştırmaya katılmayı kabul eden 300 birey alınmıştır. Hastaların
ortalama üç aylık periyodlarla kontrole gelmesi nedeniyle
ve üç aydan sonra örneklemin kendini tekrarlayacağı düşünülerek veri toplama süresi üç ay olarak planlanmıştır.
Araştırmaya alınan bireylerin yaş ortalaması 49.29,
%77’si kadın, yarısından fazlası ilköğretim mezunu, büyük
çoğunluğu evli, %81.7’si çalışmamakta ve yaklaşık tamamının sosyal güvencesi bulunmaktadır. Olguların hastalığa
ve tedaviye ilişkin özellikleri Tablo 1’de verilmiştir.
Veri Toplama Araçları
Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından düzenlenmiş anket formu kullanılmıştır. Formda bireye, hastalığa
ve tedaviye ilişkin özellikler, ilaç tedavisine uyum ve
tedaviye ilişkin algılar ile ilgili sorular yer almaktadır.
İlaç tedavisine uyum düzeyini belirlemek amacıyla
düzenlenen sorular literatür incelenerek hazırlanmıştır (Chambers ve ark., 2008; Eski ve Pınar 2005; Gürçay ve ark.,
2006; Hill, 2005a; Horne, 2006; Koneru ve ark., 2008;
Tekin, 2007; Vermiere ve ark., 2001; WHO, 2003). İlaç
tedavisine uyumun objektif olarak değerlendirilmesi güçtür
ve uyumun değerlendirilmesinde “altın yöntem” olarak tanımlanabilecek ideal yöntem bulunmamaktadır (Hill,
2005b; Rapoff ve Barttlett, 2007). Basit, pratik ve ekonomik olmasından dolayı hasta bildirimi sık tercih
edilmektedir. Hasta bildirimi, hastanın bireysel bildirimine
göre uyum durumunun değerlendirilmesidir. Bilgiler doğrudan görüşmeler ya da bireysel raporlandırmaya göre
bireyden alınmaktadır (Rapoff ve Barttlett, 2007). Bu çalışmada klinik olarak uygulanabilir olması nedeniyle anket
formu yardımıyla hasta bildirimlerine göre uyum ölçülmüştür. Uyum düzeyini belirlemek amacıyla düzenlenen
anket formunda; doktorun önerdiği ilacı içme, ilacın önerilen dozda (miktarda) alınması, ilaçların önerilen zaman
aralığında alınması, ilaçların önerilen zamanda alınması
(sabah-akşam, aç-tok), ilaç bittiğinde düzenlenmesi için
doktora başvurma, herhangi bir nedenle ilacın alınmadığı
günlerin olmasına yönelik altı soru bulunmaktadır. Anket
formunda uyumu belirlemek için düzenlenen ilk beş
soruya evet yanıtını veren bireyler iki puan, bazen yanıtını
veren bireyler bir puan, hayır yanıtını veren bireyler sıfır
puan almışlardır. Anketin altıncı sorusu ters puanlanmıştır.
durumunun yüksek, puanın düşük olması uyum durumunun düşük olduğunu göstermektedir.
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2010, 3(1), 2-8
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
4
Tablo 1. Olguların Hastalığa ve Tedaviye ilişkin Özellikleri (n:300)
Hastalığa İlişkin Özellikler
n
%
Tanı
Romatoid Artrit
Ankilozan Spondilit
Spondilartropati (SPA)
Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF)
Diğer
148
25
18
15
94
49.3
8.3
6.0
5.0
31.4
67
132
53
48
21.1
42.6
18.9
17.4
101
199
33.7
66.3
99
155
30
16
31.5
51.9
11.0
5.6
86
41
36
70
31
16
20
28.7
13.7
12.0
23.3
10.3
5.3
6.7
Bir İlaç Kullanma
İki ve Daha Fazla İlaç Kullanma
233
67
77
23
Toplam
300
100
Hastalık Süresi
0-12 ay
13-60 ay
61-120ay
121 ay ve üzeri
Ek Kronik Hastalık Varlığı
Var
Yok
Tedaviye İlişkin Özellikler
DMARD Kullanma Süresi
0-12 ay
13-60 ay
61-120 ay
121 ay ve üzeri
Kullanılan İlaç Adı
Metotreksat
Sulfasalazin
Kolşisin
Diğer (tek ilaç)
Metotreksat + sulfasalazin
Metotreksat + leflunomid
Diğer (iki ve fazlası ilaç)
Kullanılan İlaç Sayısı
Bu soruya evet yanıtı verenler sıfır puan, bazen yanıtını verenler bir puan, hayır yanıtını verenler iki puan
almışlardır. Anketten alınan toplam puan sıfır ile on iki
puan aralığındadır. Alınan puanın yüksek olması uyum
Tedaviye ilişkin algı bölümünde, literatür ışığında hazırlanmış tedaviye ilişkin olumlu ve olumsuz toplam sekiz
ifade ifade yer almaktadır (Berry ve ark., 2004; Cameron,
1996; Esin, Bulduk, Dural, Şenolan ve Temel, 2007;
Goodacre ve Goodacre, 2004; Horne, 1999; Horne ve
Weinman 1999; Horne, Weinman, Barber, Eliot ve
Morgan, 2005; Horne ve ark., 1999; Neame ve Hammond,
2005; Ross, Walker ve MacLeod, 2004). Bu ifadeler şunlardır: Sürekli ilaç kullanmanın günlük yaşamı etkilediğini
düşünme, ilaç kullanmaya gerek olmadığını düşünme, ilaçların yan etkilerinin olacağını düşünme, ilaçların yan etkileri ile baş edemeyeceğini düşünme, sürekli ilaç kullanıldığında bağımlı olacağını düşünme, ilaçların yakınmaları
(ağrı, sabah tutukluğu) azalttığını düşünme, kullanılan ilaçların yararlı olduğunu düşünme, ilaçların düzenli kulanımında hastalığın ilerlemeyeceğini düşünme. İfadeler evethayır şeklinde yanıtlanmıştır.
Anket sorularının içeriği konusunda, altı kişiden uzman görüşü alınmış ve gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Oluşturulan görüşme formu Romatoloji Polikliniğinde 10
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
hastada uygulanmış, bu veriler araştırmaya dahil edilmemiştir.
Anket formu araştırmacı tarafından, yüz yüze görüşme ile doldurulmuştur. Hastalara çalışmanın amacı anlatılmış, çalışmaya katılmayı kabul edenlerin kullandığı ilaçları, doz ve sıklıkları doktor reçeteleri ile karşılaştırılmıştır.
Araştırmanın Değişkenleri
İlaç tedavisine uyum puan ortalaması bağımlı değişken,
DMARD tedavisi alan bireylerin tedaviye ilişkin algıları
ise bağımsız değişkendir.
Verilerin Değerlendirilmesi
Veriler SPSS 15.0 programında analiz edilerek, bireysel,
hastalığa, tedaviye ilişkin özellikler ve hastalık modifiye
edici ilaç tedavisine uyum durumu sayı-yüzde ile gösterilmiştir. Tedaviye ilişkin algıların, ilaç tedavisine uyma durumuna etkisi iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi
(t testi) ile değerlendirilmiştir (Akgül, 2005; Aksakoğlu,
2006).
Araştırma Etiği
Çalışmanın yapılabilmesi için Dokuz Eylül Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu etik kurulu ve araştırmanın yürütüleceği kurumdan izin alınmıştır. Çalışmanın amacı
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2010, 3(1), 2-8
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
bireylere açıklanmış, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak
kabul eden bireylerden sözlü onam alınmıştır. Anket uygu-
5
laması sonrasında, bireylere gereksinimi olduğu konularda
bilgi verilmiştir.
Bulgular
Olguların Tedaviye Uyum Özellikleri
Tablo 2. Olguların Hastalık Modifiye Edici İlaç Tedavisine Uyum Puan Ortalamaları (n:300)
Minimum
Maximum
X
SS
0
12
7.85
2.28
Uyum Puanı
Olguların hastalık modifiye edici ilaç tedavisine uyum
puan ortalamaları 7.85 ± 2.28 (min:0, max:12) olarak
bulunmuştur (Tablo 2).
Tablo 3. Olguların Hastalık Modifiye Edici İlaç Tedavisine Uyum Durumu (n:300)
Tedaviye Uyum Durumu
Doktorun önerdiği ilacı içiyorum
İlaçlarımı önerilen dozda (miktarda) alıyorum
İlaçlarımı önerilen zaman aralığında alıyorum
İlaçlarımı önerilen zamanda alıyorum (aç-tok)
İlacım bittiğinde düzenlenmesi için doktora gidiyorum
Herhangi bir nedenle ilacımı almadığım günler oluyor
Evet
n (%)
256 (85.3)
189 (63.0)
104 (34.7)
186 (62.0)
199 (66.4)
221 (73.6)
Olguların Tedaviye İlişkin Algılarına Göre Uyum Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması
Çalışmada, sürekli ilaç kullanmanın günlük yaşamı etkilediği, ilaçların yan etkileri olacağı, sürekli ilaç kullanımında
bağımlı olma algısına göre uyum puan ortalamaları karşılaştırıldığında iki grup arasında anlamlı fark saptanmamıştır (Tablo 4). İlaç kullanmanın gerekli olduğunu,
Bazen
n (%)
38 (12.7)
81 (27.0)
156 (52.0)
27 (9.0)
40 (13.3)
14 (4.7)
Hayır
n (%)
6 (2.0)
30 (10.0)
40 (13.3)
87 (29.0)
61 (20.3)
65 (21.7)
Toplam
n (%)
300 (100)
300 (100)
300 (100)
300 (100)
300 (100)
300 (100)
ilaçların yan etkileriyle baş edebildiğini, kullanılan ilaçların yakınmaları azalttığını, kullanılan ilaçların yararlı olduğunu ve düzenli ilaç kullanımı ile hastalığın ilerlemeyeceğini düşünen olguların uyum puan ortalamaları, düşünmeyen olgulara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede
yüksek bulunmuştur (Tablo 4).
Tablo 4. Olguların Tedaviye İlişkin Algılarına Göre Uyum Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:300)
Tedaviye ilişkin algılar
Sürekli ilaç kullanmanın günlük yaşamı etkilediğini düşünme
İlaç kullanımına gerek olmadığını düşünme
İlaçların yan etkilerinin olacağını düşünme
İlaçların yan etkileri ile baş edemediğini düşünme
Sürekli ilaç kullanıldığında bağımlı olacağını düşünme
İlaçların yakınmaları (ağrı, sabah tutukluğu) azalttığını düşünme
Kullanılan ilaçların yararlı olduğunu düşünme
İlaçların düzenli kullanımında hastalığın ilerlemeyeceğini düşünme
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
Uyum Puan Ortalamaları
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
Evet
Hayır
n (%)
208 (69.3)
92 (30.7)
117 (39)
183 (61)
249 (83)
51 (17)
118 (39.3)
182 (60.7)
160 (53.3)
140 (46.7)
210 (70)
90 (30)
186 (62)
114 (38)
125 (41.7)
175 (58.3)
X ± SS
7.71 ± 2.28
8.17 ± 2.25
6.91 ± 2.46
8.45 ± 1.94
7.81 ± 2.33
8.08 ± 2.02
7.33 ± 2.44
8.19 ± 2.11
7.81 ± 2.22
7.91 ± 2.35
8.25 ± 2.09
6.92 ± 2.44
8.55 ± 1.96
6.72 ± 2.32
8.46 ± 2.12
7.42 ± 2.29
t
p
-1.624
.105
-6.032
.000
0.774
.440
-3.250
.001
-0.382
.703
4.799
.000
7.315
.000
4.020
.000
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2009, 3(1), 131-136
Tartışma
Olguların Hastalığı Modifiye Edici İlaç (DMARD)
Tedavisine Uyum Durumu
Olguların uyum puan ortalamaları 7.85 olarak bulunmuştur (Tablo 2). Olguların uyum puanlarının,
ortalamanın üzerinde olduğu söylenebilir. DMARD
tedavisi ile ilgili yapılan çalışmalarda ankilozan
spondilitli hastalarda tedaviye uyum oranı %60-100
(Gürçay ve ark., 2006), sistemik lupus eritamatozus
(SLE) olan hastalarda %56 (Chambers ve ark.,
2008) olarak bulunmuştur. Koneru ve arkadaşları
(2008), SLE hastalarının tedaviye uyumunu inceledikleri çalışmalarında prednison tedavisine uyumun
%39, hidoksiklorokin tedavisine uyumun %51,
diğer immünosüpresif tedaviye (metotreksat, azatioprin) uyumun %57 olduğunu bildirmişlerdir.
Bu çalışmada, olguların çoğunluğu doktorun
önerdiği ilacı içtiğini, ilacını önerilen dozda ve zamanda aldığını, ilacı bittiğinde düzenlenmesi için
doktora gittiğini belirtmiştir (Tablo3). Tekin
(2007), romatoid artritli hastaların tedaviye uyumunu incelemek amacıyla yaptığı çalışmasında hastaların %49.1’inin ilaçlarını düzenli kullandığını belirtmiştir.
Çalışmada olguların yaş ortalamasının genç
olması, çoğunluğunun çalışmaması ve yaklaşık tamamının sosyal güvencesinin olması nedeniyle
uyum düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu düşünülmektedir.
Olguların Tedaviye İlişkin Algılarına Göre Uyum
Durumu
Sürekli ilaç kullanmanın günlük yaşamı etkilediğini
düşünmenin tedavi uyumuna etkisi
Mevcut çalışmada sürekli ilaç kullanmanın günlük
yaşamı etkilediğini düşünenlerin uyum puan ortalaması (7.71±2.28), günlük yaşamı etkilemediğini
düşünenlere (8.17±2.25) göre daha düşük bulunmasına karşın, uyum puan ortalamaları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır
(Tablo4). Yapılan çalışmalarda çoklu ilaç kulanımının günlük yaşamı, dolayısıyla uyumu etkilediği
belirtilmektedir. Koneru ve arkadaşları (2008), günde bir kezden fazla ilaç kullanmanın uyumu olumsuz etkilediğini, Horne ve arkadaşları (2005), alınan
ilaç sayısının az olmasının ve günlük ilaç alımının
iki kezden az olmasının uyumu olumlu yönde etkilediğini belirtmişlerdir.
Bu çalışmada, olguların bir günde aldığı ilaç
sayısı bir-üç arasında değişmekte ve %77’si tek ilaç
kullanmaktadır. Hastaların çoğunluğu haftada bir
gün kahvaltı öncesi aç olarak metotreksat, her gün
yemekten sonra tok karnına diğer DMARD’ları almaktadırlar. Bireyler, metotreksat tedavisini almaları gereken günde alamadıklarında ertesi gün alabilmekte, haftalık alınması gereken doz tamamlanabilmektedir. Ayrıca olguların çoğunluğunun çalışmaması nedeniyle de günlük yaşamlarının olumsuz etkilenmediği düşünülebilir.
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
6
İlaç kullanımına gerek olmadığını düşünmenin
tedavi uyumuna etkisi
Çalışmada ilaç kullanmanın gerekli olduğunu düşünenlerin uyum puan ortalamaları (8.45±1.94),
gerekli olmadığını düşünenlere (6.91±2.46) göre
anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (Tablo 4). Yapılan çalışmalarda, ilaçların sağlık için gerekli olduğuna inanan hastaların uyumunun yüksek olduğu
(Carter, Taylor ve Levenson, 2003; Horne ve Weinman, 1999; Ross ve ark., 2004), ilaca gereksinimi
konusunda şüphe eden hastaların uyum oranının düşük olduğu (Neame ve Hammond, 2005) saptanmıştır.
Pek çok hasta ilacın etkisini gözleyerek ilacı
durdurur ya da dozu değiştirir ve kendisi için gerekli olup olmadığını kontrol eder. Bu nedenle
kronik hastalığı olan bireylerde tedaviye uyumun
sağlanabilmesi için gereklilik algısı önemlidir.
İlaçların yan etkilerinin olacağını düşünmenin
tedavi uyumuna etkisi
Çalışmada, ilaçların yan etkileri olacağı algısının
tedaviye uyumu etkilemediği bulunmuştur (Tablo
4). Bireylerin ilaçların yan etkileri olduğunu bilmesinin, yan etki yaşama korkusunun ve yan etki
yaşamanın uyumu olumsuz etkilediğini gösteren çalışmalar mevcuttur (Horne ve ark., 2005; Neame ve
Hammond, 2005; Berry ve ark., 2004; Fraenkel,
Bogardus, Concato, Felson ve Witting, 2004; Goodacre ve Goodacre, 2004; Vermiere ve ark., 2001;
Horne, 1999; Horne ve Weinman, 1999; Horne ve
ark., 1999). Wong ve Mulherin (2007), hastaların
DMARD tedavisini, ilaçların yan etkilerinin olması
nedeniyle bıraktıklarını belirtmişlerdir. Meriç (2006), anksiyolitik ve antidepresan kullanan bireylerin
tedaviye uyumlarını incelediği çalışmada bireylerin
%14.3’ünün yan etki yaşadıkları için tedavilerini
bıraktıklarını belirtmiştir. Yan etki yaşamanın uyumu olumsuz etkilediği belirtilmesine karşın, yapılan
çalışmalarda yan etkilere bağlı uyumsuzluk gelişme
oranının %5-10 arasında olduğu belirtilmektedir
(Gascòn, Ortuňo, Llor, Skidmore ve Saturno, 2004;
Jokisalo, Enlund, Halonen, Takala ve Kumpusalo,
2003).
Bu çalışmada ise olguların %83’ünün ilaçların
yan etkilerinin olacağını düşünmelerine rağmen, ilaç tedavisini sürdürdükleri görülmektedir. Bu
sonuç hastaların çoğunluğunun yan etkiler ile baş
edebileceğine inanmaları, ilaçların yakınmaları azalttığı ve yararlı olduğuna ilişkin algıları ile ilişkili
olabilir.
İlaçların yan etkileri ile baş edemediğini
düşünmenin tedavi uyumuna etkisi
Tedavinin yan etkileriyle baş edebileceklerini düşünenlerin uyum puan ortalamaları (8.19±2.11), baş
edemeyeceğini düşünenlere (7.33±2.44) göre yüksek bulunmuştur. Bu fark istatistiksel olarak da
anlamlıdır (Tablo 4). Çalışmadan elde edilen sonuç,
yan etki ile baş edebilme algısının uyumu olumlu
etkileyeceğini göstermektedir. Bir olayı kontrol
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2009, 3(1), 131-136
edebilmenin temelinde kişinin baş edebileceğine ilişkin inancı yer almaktadır. Kişi yaşamındaki olaylarla baş edebileceğine inanıyorsa durumu tehdit olarak algılamaz ve önerilen ilacı alma gibi belirli
davranışları gösterebilir. Çünkü sağlıklarını etkileyebileceklerine inanırlar. Tam tersi kadere inanan
kişiler bu eylemleri gerçekleştiremez (Partridge,
Avorn, Wang ve Winer, 2002). Cameron (1996) da,
hastaların yaşamlarını değiştirme ya da kontrol etme yeteneklerinin farkında olmalarının tedaviye uyumlarını ya da gönüllülükleri etkilediğini belirtmektedir.
Sürekli ilaç kullanıldığında bağımlı olacağını
düşünmenin tedavi uyumuna etkisi
Sürekli ilaç kullanıldığında bağımlılık gelişeceğini
düşünen ve düşünmeyen olguların uyum puan
ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunmuştur (Tablo 4). Çalışmada hastaların
yarısından fazlasının sürekli ilaç kullanımına bağlı
bağımlılık gelişme düşüncesi bulunmasına karşın
tedavilerini sürdürmeleri, tedavi rejimini yararlı olarak algılamaları, tedavinin yakınmalarını azalttığını ve yan etkilerle baş edebildiklerini düşünmeleri
nedeniyle olabilir.
İlaçların yakınmaları (ağrı, sabah tutukluğu)
azalttığını düşünmenin tedavi uyumuna etkisi
Kullanılan ilaçların yakınmaları azalttığını düşünen
olguların uyum puan ortalaması (8.25±2.09), yakınmaları azalttığını düşünmeyenlere (6.92±2.44)
göre ileri derecede anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (Tablo 4). Berry ve arkadaşları (2004), RA
ve diğer kas-iskelet sistemi ağrısı sorunu yaşayan
bireylerin ilaç tedavisine ilişkin risk ve yarar algısını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada ağrının
azalmasının %75 oranında yarar algısını oluşturduğunu belirtmiştir. Diğer yarar algılarını oluşturan
etmenlerin sabah katılığının ve eklem şişliğinin
azalması, kendini iyi hissetme, iyi uyuyabilme olduğunu saptamıştır. Meriç (2006), anksiyolitik ve
antidepresan kullanan bireylerin %96.4’ünün hastalığı için iyi olduğunu, %94.6’sının hastalık belirtilerini azalttığını düşünmeleri nedeniyle ilaçlarını
uygun bir şekilde kullandıklarını belirtmiştir.
Hastalar, ilaçların ağrı, sabah tutukluğu gibi
yakınmaları azalttığına inandıkları ve bu durumu
deneyimledikleri için uyumları olumlu etkilenmiş
olabilir.
Kullanılan ilaçların yararlı olduğunu düşünmenin
tedavi uyumuna etkisi
Kullanılan ilaçların yararlı olduğunu düşünen olguların uyum puan ortalaması (8.55±1.96), olmadığını düşünenlere (6.72±2.32) göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (Tablo4). Svensson,
Kjellgren, Ahlner ve Säljö (2000), hastaların ilaçları
doğal olmayan ve zararlı maddeler olarak değerlendirdikleri için kullanmak istemediklerini ve bu
durumun tedaviye uyumu olumsuz etkilediğini
belirtmiştir. Meriç (2006), çalışmasında hastaların
tedaviye yönelik engel algılarının olmasının
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
7
tedaviyi bırakmada etkili olduğunu belirtmiştir.
Goodacre ve Goodacre (2004), tedaviyi yararlı olarak algılamanın, tedaviyi kabullenmede olumlu etki
oluşturduğunu, tedavinin yararlı olarak algılanmadığı durumlarda bireylerin yan etkilerle daha çok
ilgilendiğini, sıklıkla yan etki yaşadıklarını belirtmiştir. Horne (1999), hastaların yaşadıkları semptomların ilaç tedavisiyle azaldığı ya da ortadan
kalktığı durumlarda tedaviyi yararlı bulduklarını ve
tedaviye uyumlu olduklarını belirtmiştir. Cameron
(1996), hastaların; hastalıklarının kendilerine zarar
vereceğini düşündüklerini, tedavinin alınmasıyla
sağlıklarını düzelteceklerine inandıklarını, ilaçların
hastalık komplikasyonlarını azaltacağını düşündüklerini belirtmiştir.
Yapılan çalışma sonucuna göre olguların tedavinin etkili olduğuna inanmalarının uyumu artırdığı
düşünülmektedir. Hastaların ilaç kullanmanın yararlarını algılamaya yönelik olumlu tutumlarının olması, hastaların desteklendikleri takdirde tedaviye
uyumu olumlu yönde geliştirmeye yönelik çaba
gösterebileceklerini düşündürmektedir.
İlaçların
düzenli
kullanımında
hastalığın
ilerlemeyeceğini düşünmenin tedavi uyumuna etkisi
Düzenli ilaç kullanımı ile hastalığın ilerlemeyeceğini düşünen olguların uyum puan ortalaması
(8.46±2.12), hastalığın ilerleyeceğini düşünenlere
(7.42±2.29) göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (Tablo 4). Düzenli ilaç kullanımı ile hastalığın
ilerlemeyeceğini düşünme uyumu olumlu etkilemektedir.
DMARD’ların ağrı kesici olarak düşünülmesinden çok, hastalığa ait ilaç olarak görülerek daha
fazla güven vermesinin ve bireylerin tedaviyi yararlı olarak algılamalarının uyumu olumlu etkilediği
düşünülmektedir.
Sonuçların Uygulamada Kullanımı
Kronik hastalığı olan bireylerin bakımında hemşirelerin karşılaştığı önemli klinik problemlerden birisi
önerilen tedaviye uyumsuzluktur. Bu çalışmadan
elde edilen sonuçlar ilaç tedavisine uyumda, bireylerin ilaçlarla ilgili algılarının etkili olabileceğini
göstermiştir. Bu nedenle, DMARD kullanan bireylerin ilaç uyumunu artırmak için, spesifik gereksinimlerinin karşılanması önemlidir.
Çalışma sonucuna göre, DMARD kullanan bireylere ve ailelerine, ilaçlarını düzenli ve uzun süre
kullanmalarının gerekliliği, yan etkileri ile nasıl baş
edebilecekleri ve hastalık ve semptomları üzerine
etkileri anlatılabilir ve ilaç kullanma konusundaki
endişeleri tartışılabilir.
Çalışmada tedaviye uyuma etki eden
etmenlerin bir kısmı incelenebilmiştir. Uyuma etki
eden diğer etmenlerin belirlenebilmesi için kalitatif
çalışmalara gereksinim vardır.
Kaynaklar
Akgül, A. (2005). Tıbbi araştırmalarda istatistiksel analiz
teknikleri, SPSS uygulamaları. (3. Baskı, s. 177-180).
Emek Ofset: Ankara.
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
http://www.deuhyoedergi.org
DEUHYO ED 2009, 3(1), 131-136
Aksakoğlu, G. (2006). Sağlıkta araştırma ve çözümleme. (2.
Baskı, s. 198-202). Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük
Basımevi: İzmir.
Alligood, M. R. & Tomey, A. M. (2006). Nursing Theory
Utilizatin veApplication. (Third Edition, pp.17, 311).
United States: Mosby Year Book Inc.
Berry, D., Bradlow, A., & Bersellini, E. (2004). Perceptions
of the risks and benefits of medicines in patient with
rheumatoid arthritis and other painful musculoskeletal
conditions. Rheumatology, 43 (7), 901-905.
Cameron, C. (1996). Patient compliance: recognition of
factors involved and suggestions for promoting
compliance with therapeutic regimens. Journal of
Advanced Nursing, 24, 244–250.
Carter, S., Taylor, D., & Levenson, R. (2003). A Question
of choice-compliance in medicine taking: a preliminary
review. Erişim: 04.03.2009.
http://easi.negrisud.it/etica/DWL/CP/OI/aquestionofchoice.pdf
Chambers, S., Raine, R., Rahman, A., Hagley, K., Ceulaer,
K, & Isenberg, D. (2008). Factor influencing adherence
to medications in a group of patients with systemic lupus
erythematozus in Jamaica. Lupus, 17, 761-769.
Esin, M. N., Bulduk, S., Dural, Ç., Şenolan, G., & Temel, E.
(2007). Erişkin bireylerin ilaç kullanma ile ilgili
davranışları. İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale
Hemşirelik Dergisi, 15 (60), 139-145.
Eski, Ö., & Pınar, R. (2005). Kardiyovasküler problemi olan
yaşlılarda ilaç kullanım hatalarının incelenmesi. Turkish
Journal of Geriatrics, 8 (3), 141-147.
Fraenkel, L., Bogardus, J., Concato, J., & Felson, D. (2002).
Unwillingness of rheumatoid arthritis patients to risk
adverse effect. Rheumatology, 41, 253-261.
Fraenkel, L., Bogardus, J., Concato, J., Felson, D., &
Witting, D. R. (2004). Patient preferences for treatment
of rheumatoid arthritis. Annals of Rheumatic Disaeses,
63, 1372-1378.
Gascòn, J. J., Ortuňo, M. S., Llor, B., Skidmore, D., &
Saturno, P. J. (2004). Why hypertensive patients do not
comply with the treatment. Family Practice, 21 (2), 125130.
Goodacre, L. J., & Goddacre J. A. (2004). Factor
influencing the beliefs of patients with rheumatoid
arthritis regarding disease-modifying medication.
Rheumatology, 43, 583-586.
Gürçay, E., Ekşioğlu, E., Yüzer, S., Bal, A., & Çakçı, A.
(2006). Ankilozan spondilitli hastalarda ilaç uyumunu ve
uyumsuzluğunu etkileyen faktörler. Türkiye Fiziksel Tıp
ve Rehabilitasyon Dergisi, 52, 163-167.
Hill, J. (2005a). Adherence with drug therapy in the
rheumatic diseases part one: A review of adherence rates.
Musculoskeletal Care, 3 (2), 61-73.
Hill, J. (2005b). Adherence with drug therapy in the
rheumatic diseases part two: measuring and improving
adherence. Musculoskeletal Care, 3, 143-156.
Hill, J., Bird, H., & Johnson, S. (2001). Effect of patient
education on adherence to drug treatment for rheumatoid
arhritis: a randomised controlled trial. Annals of
Rheumatic Diseases, 60, 869- 875.
Horne, R. (2006). Compliance, adherence and concordance:
implications for asthma treatment. CHEST, 130, 65-72.
Horne, R. (1999). Patients beliefs about treatment: the
hidden determinant of treatment outcome? Journal of
Psychosomatic Research, 47 (6), 491-495.
Horne, R., & Weinman, J. (1999). Patient beliefs about
prescribed medicines and their role in adherence to
treatment in chronic physical illness. Journal of
Psychosomatic Research, 47 (6), 555-567.
Tedavi Algısının Uyuma Etkisi
8
Horne, R., Weinman, J., & Hankins, M. (1999). The beliefs
about medicines questionnaire: the development and
evaluation of a new method for assessing the cognitive
representation of medication. Psychology and Health, 14,
1-24.
Horne, R., Weinman J., Barber, N., Elliot, R., & Morgan,
M. (2005). Concordance, adherence and compliance in
medicine taking. Report for the National Co-ordinating
Centre for NHS Service Delivery and Organisation R &
D (NCCSDO). London.
Jokisalo, E., Enlund, H., Halonen, P., Takala, J., &
Kumpusalo, E. (2003). Factors related to poor control of
blood pressure with antihypetensive drug therapy. Blood
Pressure, 12, 49-55.
Koneru, S., Kocharla, L., Higgins, G. C., & Ware, A.
(2008). Adherence to medications in systemic lupus
erythematozus. Journal of Clinical Rheumatology, 14 (4),
195-201.
Meriç, M. (2006). Anksiyolitik ve antidepresan kullanan
bireylerin
tedaviye
uyumlarının
incelenmesi.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara, Türkiye.
Miller, D. R, & Simon, L. S. (2007). Farmakolojik
girişimler: Küçük moleküller. In Dinç A. (Ed.),
Romatizmal Hastalıklarda Klinik Tedavi (3. Baskı, sy.
227-235). Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği.
Neame, R., & Hammond, A. (2005). Beliefs about
medications: a questionnaire survey of people with
rheumatoid arthritis. Rheumatology, 44, 762-767.
Partridge, A. H., Avorn, J., Wang, P. S., & Winer, E. P.
(2002). Adherence to therapy with oral antineoplastic
agents. Journal of The National Cancer Institute, 94 (9),
652- 661.
Rapoff, M. A., & Barttlett, S. J. (2007). Çocuk ve
Erişkinlerde Uyunç. In Dinç, A. (Ed.), Romatizmal
Hastalıklarda Klinik Tedavi (3.baskı, sy. 279-284).
Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği.
Ross, S., Walker, A., & MacLeod, M. J. (2004). Patient
compliance in hypertension: role of illness perceptions
and treatment beliefs. Journal of Human Hypertension,
18, 607-613.
Ruddy, S., Haris, E. D., Sledge, C. B., Sergent, J. S. (2001).
Kelley's Textbook of Rheumatology. (6th ed.). W.B.
Saunders Company.
Svensson, S., Kjellgren, K. I., Ahlner, J., & Säljö, R.
(2000). Reasons for adherence with antihypertensive
medication. International Journal of Cardiology, 76,
157-163.
Tekin, M. (2007). Romatoid artritli hastalarda tedavi
uyumunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve uyum
artırma önerileri. Uzmanlık Tezi, İstanbul Göztepe
Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği, İstanbul,
Türkiye.
Vermiere, E., Hearnshaw, H., Royen, P. Y., & Denekens, J.
(2001). Patient adherence to treatment: three decades of
research a comprehensive review. Journal of Clinical
Pharmacy and Therapeutics, 26, 331-342.
Wong, M., & Mulherin, D. (2007). The influence of
medication beliefs and other psychosocial factors on
early discontination of disease modifying anti-rheumatic
drugs. Musculoskeletal Care, 5 (3), 148-159.
World Health Organization. (2003). Adherence to long
term therapies: evidence for action. Geneva, Switzerland.
Dergiye geliş tarihi: 02.09.2009
Kabul tarihi: 05.01.2010
Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi
http://www.deuhyoedergi.org
Download