Yönetim ve İletişim Yönetimin önemli işlevlerinden birini de “iletişim” oluşturmaktadır. İletişimin etkin ve hızlı olabilmesi için; iletilmeye çalışılan fikir, düşünce, istek, soru vb. iletinin alıcılara “düşünüldüğü” ve “istenildiği” nitelikte aktarılması gerekmektedir. İletişim; Yazılı, Sözlü, Sembolle, İşaretle yapılmaktadır. “İşe dilden başlarım. Çünkü dil düzensiz olursa, sözler düşünceyi anlatamaz, düşünce anlatılamazsa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılamazsa adetler ve kültür bozulur, adetler ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar, adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun için hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” Konfüçyüz İletişimin ögeleri; Kaynak- bilgi-kanal- alıcı- gei bildirim. Söyleme – yaz, “Yaptığını Yaz, Yazdığını Yap” Sözlü iletişim; 1. Düşünsel doku: “ Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, ama söyleyeceği her şeyi düşünerek söyler”. “İki düşün bir söyle”. Zihinsel birikim; eğitim, deneyim ve görgü ile beslenir. 2. Dilsel doku: Seçilen sözcüklerin yerli yerinde kullanımı, anlamı tam belirten sözcüklerin seçimi önemlidir. İyi konuşmak için sözcük hazinesi zengin olmalıdır. 3.Fiziksel doku: Konuşmaya büyük ölçüde destek sağlar. Bunlar jestler, mimikler, elkol hareketleri, ses tonu, sesin alçalıp yükselmesi, tonlama, duraksama vb.dir. Mesaj: Anlaşılır olmalıdır. Zamanına yollanmalıdır. Açık ve net olmalıdır. Uygun yolu izlemelidir. Dikkatle dinlenilmelidir. İyi bir plan bağlamında sunulmalıdır. İletişim ortamı düşünülmeli, neyi, ne zaman, nasıl iletmek gerekiyor dikkat edilmelidir. Yerine ulaşıp ulaşmadığı saptanmalıdır. Mümkünse alacak olana doğrudan iletilmelidir. Aracı kullanılmamalıdır. Çevre faktörleri ( gürültü, ses vb.) dikkate alınmalıdır. Yüz yüze iletişimde vücut dili önem taşı. Yazılı mesajlarda sayfa düzeni, yazım kuralları ve temiz görünüme önem verilmelidir. “ Zekasız kuvvet yıkabilir, fakat yapamaz” ( Cenap Şehabettin) Yazı ve raporlar edebi yönden değil, yönetimde daha kolay, hızlı ve etkili iletişim açısından açıklanacaktır. Yazı ve yazınsallık kavramı Yazı; düşünce ve kavramları karşılayan, onları anlatmaya, iletmeye yarayan dilsel simgeler (işaretler) dizgesidir. Başka bir deyişle, düşüncenin ve yargının ikinci aşaması olan iletişimin somutlaştırılarak görselleştirilmesidir. Yazıda kavram - anlam ve dil ilişkisi yalınkattır. İşaretler, iletilmek istenen yargıyı (iletiyi) en yalın, anlaşılır biçimde simgeler. Alıcı (okur), bu simgelerin karşıladığı iletiyi yine en yalın biçimiyle algılar ve anlar. Başka bir deyişle; ‘yazı’da en temel amaç, iletmek ve anlatmaktır. Yazı kavramına dilsel açıdan baktığımızda ise, iletiyi taşıyacak tümceleri oluşturan sözcüklerin, ağırlıklı olarak “sözlük anlam’dan yararlandıklarını, diğer bireysel anlamlarla (görüntü ve çağrışım anlam) bağıntı kurmadıklarını, o dili kullanan bireylerin ortak anlam evrenine gönderme yaptıklarını görürüz. Soyut dil Soyut dil sözcükler kavramlar (duygular,imgeler) düşünce bireysel anlam (söz) s Ö Z L Ü D İ L göstergeler Bütünleşik göstergeler (tümceler) yargılar Toplumsal anlam (yazı) Y A Z I L I D İ L Bir yazıya hazırlık Bildiğimiz Bir Konuya Hazırlık Temel kaynak : Birikim Birikim üç ana öğeden oluşur: deneyimler gözlemler okunan/dinlenen/gözlenenler. Yazıdan önce; birikim kaynakları harekete geçirilir: Düşünme Var olan bilgi birikimi, neden-sonuç ilişkisiyle gözden geçirilir: Analiz Sonuçlara varılır : Bakış açısı ana düşünce ve yan düşünceler . Yazı, kurgulanır. : Planlama yaşantı gözlem Analiz okuma-dinleme BİRİKİM İrdeleme Ayıklama Seçme Neden-sonuç ilişkisi Sonuç Bakış açısı Anadüşünce yandüşünceler Planlama Düşünceyi Geliştirme yöntemleri Anlatım biçimleri Nasıl yazmalı? Neleri kullanmalı? Tanımlama Örnekleme Karşılaştırma Tanık gösterme Sayısal veriler kullanma Açıklayıcı anlatım Tartışmacı anlatım Bilmediğimiz konuya hazırlık Daha önceden bilgi sahibi olunmayan bir konuda yazma hazırlığı daha farklıdır. Temel kaynaklar :a) Kısa, özlü bilgi için: ansiklopediler b) Konunun bir yönü için: gazete, dergi makaleleri ve internet. c) Konuyu derinliğine incelemek için: bilimsel makaleler ve kitaplar Yazı aşamasından önce : a) Kaynaklardan ulaşılan düşünce ve yargıları not etme, b) Kaynaklardan ulaşılan yargıları yorumlama, irdeleme, c) Kişisel birikimle ulaşılan yargıları, kaynaklardan elde edilenlerle birleştirme, d) Sonuçlara varma, e) Planlama çalışması yapılır. Araştırma - inceleme Birikim Değerlendirme ve yorumlama Karşılaştırma Seçme Özet çıkarma Neden-sonuç ilişkisi Yargı Anadüşünce Planlama Yan düşünceler Alıntı seçme Göndermelerin saptanması Düşünceyi Geliştirme yolları Nasıl yazmalı? Neleri kullanmalı? Tanımlama Örnekleme Karşılaştırma Tanık gösterme Sayısal veriler kullanma Dipnot ve kaynakça Dipnot ve kaynakça gerek bilimsel çalışma gerekçe her türlü raporda (denetim, yönetsel vd.) kullanılması gereken başvuru ve gönderme yöntemidir. Bilimsel çalışmalarda (Makale, eleştiri, inceleme-araştırma vb.): 1. Yöntem (Amerikan sistemi) : Metin içinde gönderme: Yazarın soyadı ve yapıtının yayımlandığı tarih verilir. “.......Ercan (2002) ekonomiyi incelediği kitabında........ Kaynakça hazırlama: Alıntı yapılan yazarın kitabı ise, kaynakçada şu biçimde gösterilir: Ercan, U. (2005). Türk Ekonomisinin Sorunları, Ankara: Bilgi Yayınevi. Alıntı yapılan metni yalnızca dipnot olarak kullanmak gerektiğinde: ………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………… Türk ekonomisinin makro sorunlarını inceleyen ekonomist Ufuk Ercan, “Türkiye bu büyüme hızıyla makro dengeleri düzeltebilir ama mikro düzeyde gelir dağılımını dengeleyemediği sürece sağlam temeller üzerinde yükselemez” * diyerek, ekonominin toplumsal boyutuna dikkat çekiyor…………………………………… *Ercan, U. (2005). Türk Ekonomisinin Sorunları, Ankara: Bilgi Yayınevi, s. 27 ……………………………………………………………………………………………………………………… …………………………………………………… Türk ekonomisinin makro sorunlarını inceleyen ekonomist Ufuk Ercan, “Türkiye bu büyüme hızıyla makro dengeleri düzeltebilir ama mikro düzeyde gelir dağılımını dengeleyemediği sürece sağlam temeller üzerinde yükselemez” * diyerek, ekonominin toplumsal boyutuna dikkat çekiyor. Gerçekten de ekonominin seyrini, tabandaki dengeler açısından irdelemeden anlayamayız. Bu konuda yapılan çalışmalar, bütün dünyada toplumsal altüst oluşların buradan kaynaklandığını gösterir. Ufuk Ercan da “Ekonomi aynı zamanda sosyal düzenlemeler bütünüdür” ** diyerek, istatistikleri inceliyor ve yargılara varıyor………………. *Ercan, U. (2005). Türk Ekonomisinin Sorunları, Ankara: Bilgi Yayınevi, s. 27 ** Ercan, agy, s. 52 Eğer alıntı yapılan kaynak, dergi, gazete, yıllık gibi bir süreli yayında yayımlanmış bir makaleyse: Alptekin, M. (2004), “Unutulan Gerçekler”, Cumhuriyet, 24 Eylül. Alıntı, bir dergi ya da gazeteden, yazarı bilinmeyen bir yazıdansa: 2. Yöntem (Avrupa sistemi) : Çalışanların Sorunları, (2003), Milliyet gazetesi. 23 Ocak. s.2. Kitap için: Kitapçıoğlu, Tahsin, Bankacılığın Sorunları, Temel Yayıncılık, İstanbul, 1974, s. 360 Dergilerden alıntı için: Ateş, Hasan, Vergi Sorunları ve Çıkış Yolları, Çağdaş Maliye, XVII. cilt, sayı 205 (Temmuz 2005), s. 321 Bir yazının ögeleri KONU Üzerinde yargılara varılacak OLGU DURUM SORUN’dur Konuyu Sınırlandırma İletinin doğru ve öz olarak aktarılabilmesi için konuyu sınırlandırmak gerekir. Çünkü konu, istenildiğinde bambaşka açılardan işlenebilir. Birbirinin karşıtı yargılar geliştirilebilir. Dilde ekonomiklik ilkesi: Herhangi bir yazıya başlamadan önce veri toplanır. Ancak yazıya geçirilirken toplanan veriler ayıklanır, seçilir ve amaca en uygun olanlar yazılır. Bu bir yerde konunun sınırlandırılmasıdır. 5N-1K Formülü: Ne – konuyu verir. Neden- Amacı verir. Nasıl- Yöntemi belirler. Nerede- Yer ve mekanı belirler. Ne Zaman- Süre ve süreci verir. Kim- ilgili ve sorumluları belirler. Anadüşünce Oluşturma Konu seçilip sınırlandırıldıktan, bakış açısı oluşturulduktan sonra, okura iletilmek istenen düşünce de ortaya çıkmış demektir. Bu düşünceye yazının ana düşüncesi denir. Yazının yazılış amacı, bu ana düşünceyi aktarmaktır. Yazıda başvurulan bütün yöntemler bu ana düşünceyi pekiştirmek, geliştirmek amacını taşır. Yandüşünceler Bir yazıda, ana düşünceyi pekiştiren, okuru ana düşünce konusunda düşünmeye ve inandırmaya yönelten yan düşüncelerdir. Örnek: Konu : Hoşgörü Bakış açısı : Toplumsal yaşamda hoşgörü Anadüşünce : Toplumsal barış bireylerin hoşgörüsüyle sağlanabilir. Yandüşünceler: Hoşgörü bireylerin eğitim düzeyiyle orantılıdır Gelişmiş toplumlarda hoşgörü de gelişmiştir Toplumsal hoşgörü bireylere de özgürlük sağlar. Uygulama çalışması: Konu : Bankaların halkla ilişkilerdeki sorunları Konuyu Sınırlandırma (bakış açısı) > > > > > > > Banka reklamlarının inandırıcılığı ve çekiciliği Toplumsal gereksinimlerle örtüşen banka politikası Güvenilirlik Müşteriyle, çalışanların ve yöneticilerin ilişkisi Ulaşılabilirlik – mekân sıcaklığı Müşteri açısından zaman verimliliği > Sorun çözebilirlik becerisi Seçilen bakış açısı: Toplumsal gereksinimlerle örtüşen banka politikası Toplumsal yaşamın ve gereksinimlerin iyi izlenmesi Demografik hareketlerin izlenip; bankanın buna göre yaygınlaşması Tatil, bayram, özel günler gibi belirli zamanlara uygun politika Gelir gruplarının gereksinimlerinin doğru saptanması Anadüşünce: Banka, toplumun yaşam biçimine, hedef kitlenin ekonomik değişimlerine ayak uydurmalıdır. Planlama GİRİŞ Doğru ve etkileyici, akılda kalıcı başlık. Konuya hangi bakış açısıyla yaklaşılacağının okur tarafından algılanacağı bölüm. Genellikle bir ya da iki paragraftan oluşan bölümdür. GELİŞME Yazının asıl bölümüdür. Düşünceler birbirine bağlanarak oluşturulan bölümdür. Her düşünce en az bir paragrafta işlenir. Paragraflar birbirini mantıksal örgüyle izler. Bölümün son paragrafı, sonuç bölümüne düşünsel hazırlık niteliği de taşır SONUÇ: Anadüşüncenin yeniden vurgulandığı, yargının pekiştirildiği bölümdür. Bir ya da iki paragraftan oluşur. UYGULAMA ÇALIŞMASI “Toplumsal gereksinimlerle örtüşen banka politikası ” bakış açılı; “ “Banka, toplumun yaşam biçimine, hedef kitlenin ekonomik değişimlerine ayak uydurmalıdır” ana düşünceli konuya bir giriş paragrafı yazınız. Kendi kurguladığınız uygulamaya bir giriş paragrafı yazınız. Yazma evresi üç aşamalı bir süreçtir: 1. Sözcük 2. Tümce 3. Paragraf Paragraf Paragraf, bir yazının düşünce birimidir. Yazıda aktarılmak istenen iletileri ortaya koyan tümcelerin bir araya getirilmiş biçimidir. Paragraftaki tümceler, belirli bir mantık ve düzen biçiminde bir araya getirilir. Paragrafın oluşum mantığına uymayan tümceleri art arda sıralamak, iletilmek istenen yargıyı, yazının düşüncesini zedeler, anlaşılmasını zorlaştırır. Her paragraf, içinde taşıdığı düşünceyi, yargıya dönüştürüp belirli bir kurguyla aktarır. İyi yazı, okuyucusuna en çok bilgi veren, ama ondan en az zman alan yazıdır. Bir yargıyı farklı tümce yapılarıyla yazabilme Tümce: Bankanın ilgili şubesinin ilçedeki esnaf tarafından tanınırlığı düşüktür. Seçenekler: 1. Olgunun esnaf açısından anlatımı: İlçedeki şube, esnafça iyi tanınmamaktadır. 2. Olgunun banka açısından anlatımı: Şube, ilçe esnafına kendini yeterince tanıtamamıştır. 3. Olgunun yönetim açısından anlatımı: Bankanın tanınırlığı, reklamlarının etkisi yörede düşüktür. Yazıyı (raporu) okuyacak olana ışık tutmak açısından önemlidir! İyi Yazı Yazmanın İlkeleri 1. Tümceler kısa yazılmalıdır. 2. Sade yazmak, karmaşık yazmaya yeğlenmelidir. 3. Gereksiz sözcükler yazıdan çıkarılmalıdır. 4. Söz varlığı zenginleştirilmelidir. 5. Aktif yapı ve kişisel olmayan ifade kullanılmalıdır. 6. Betimleyici ifadeler kullanılmalıdır. 7. Okuyucunun deneyim ve bilgisi ile bağlantı kurulmalıdır. 8.Konuşulduğu gibi yazılmalıdır. (Akıcı ve sade anlatım) 9. Tekdüze yazılmamalıdır. 10. Açık ve amacı gerçekleştirmek için yazılmalıdır. İyi Yazının Özellikleri İyi bir yazı; A. Tamam, B. Kısa, C. Açık, D. Doğru olmalı ve E. Uygun bir uslüp ile yazılmalıdır Yazı Tamam Olmalıdır. Yazı amacına erişmek için gerekli bütün bilgileri kapsamalı, okuyanın aklına gelebilecek her çeşit soruyu yanıtlamalıdır. Bunun için bir fikri kapsayan bir paragraf; Kim, Ne, Ne Zaman, Nerede, Niçin, Nasıl sorularına yanıt verebilmelidir. İnsanları ikna etmek için; Onları bilgilendirmek, Güven duymalarını sağlamak, söylenilen ve yazılanlarda dürüst olmak, İş ahlakı bilinciyle hareket etmek gerekir. Yazı Kısa Olmalıdır. Genellikle yazıların uzun yazıldığı bir gerçektir. Yapılan araştırmalar, yazı ve raporlarda % 25-50 oranında gereksiz kısımlar olduğunu ortaya koymuştur. Bunların yazı ve raporlardan çıkarılması suretiyle yazının daha kısa fakat etkin hale getirilmesi mümkündür. Ancak unutulmamalıdır ki, bir fikri ya da konuyu kısa yazarak aktarmak, uzun yazarak anlatmaktan çok güçtür. Yazı Açık Olmalıdır Yazı, okuyan tarafından rahatlıkla anlaşılacak ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde yazılmalıdır. Ayrıca okuyucu yazıyı mümkün olduğu kadar çabuk ve kolay anlayabilmelidir. Yazar, düşünceler kendisinin olduğu ve ne söylemek istediğini çok iyi bildiği için, yazının okuyan tarafından da kolayca anlaşılabileceğini zannetmek gibi bir hataya düşmemelidir. Bu konuda şunlar söylenebilir. 1. Kullanılan sözcük ve ifadeler o yazıyı okuyacakların kültür seviyesine uygun olmalıdır. 2. Fikirleri aksettiren sade ve herkesçe bilinen sözcükler seçilmelidir. 2. Kullanılan sözcükler tam olarak istenilen anlama gelmeli (doğru sözcükler seçilmeli), çeşitli anlamlara gelen sözcükler kullanılmamalıdır. 4. Tümce yapısı açık ve kısa olmalıdır. 5. Düşünce, fikir ya da emir en etkili biçimde tanımlanmalı ya da açıklanmalıdır. 6. Her paragraf bir ana fikre ayrılmalıdır. 7. Yazım kuralları ve noktalama doğru kullanılmalıdır. Yazı Doğru Olmalıdır Olayı ya da düşünceyi yanlış aksettiren bir tümce güçlüklere neden olabilir. Bundan ötürü verilen bilgiler olgulara tamamen uymalı, onları canlandırmalı ve okuyucuya olguyu aynen yansıtmalıdır. Yazım ve noktalama hatalarının da yanlış anlamalara neden olabileceği unutulmamalıdır. Bir yazı (rapor) öncelikle "gerçek olay"ı yansıtmalı, olayla ilgili düşünceler, yorumlar, dilek ve temenniler... bu başlıklar altında ayrıca yazılmalıdır. Yazı Uygun Üslup İle Yazılmalıdır Üslup NE yazılacağı ile değil, bir yazının "Nasıl yazılacağı" ile ilgilidir. Kullanılan üslup o yazıyı okuyanı, yazara dost ya da düşman yapabilir. Yazı konuşulduğu gibi yazılmalıdır. Aynı sözcükleri arka arkaya dizmekten (monotonluktan) kaçınılmalıdır. Gerekirse aynı anlama gelen başka sözcükler kullanılmalıdır Uygun Üslup ile Yazmak İçin 1. İyi bir üslupla yazılan yazılarda tümceler edilgen değil, etken çatıda kurulmalıdır. 2. Yazılarda sevilmeyen (tutulmayan) sözcükler yerine, sevilen (tutulan) sözcükler seçilmelidir. 3. Değişik öğrenim görmüş gruplara gönderilen ya da halka hitap eden yazılarda teknik, hukuki, tıbbi vb. sözcükler kullanmaktan kaçınılmalıdır. 4. Soyut sözcük ve kavram yerine somutlarının kullanılmasına özen gösterilmelidir. Örneğin: "çalışanı takdir ve teşvik ediniz" tümcesinde "çalışanın kim olacağı" ile "takdir" ve "teşvik"in biçimi açık (somut) değildir 5. Bölümden bölüme, paragraftan paragrafa ve fikirden fikre geçerken araya bir geçiş paragrafı, geçiş tümcesi ya da sözcüğü konularak, okuyan yeni bir konuya ya da fikre hazırlanmalıdır. 6. Yazım ve noktalama hatası yapılmamalıdır. 7. Yazılarda kullanılan üslubun seçiminde yazıyı okuyacakların kültür seviyeleri göz önünde bulundurulmalıdır. 8. Yazar, T. Dil Kurumu ya da Dil derneği, Yazım Klavuz’undaki esasları daima göz önünde tutmalıdır. Biten Yazının Kontrolü Bir yazının (Kitap, makale, yönetmelik, rapor, tez, broşür, genelge...) yazılması tamamlandıktan sonra, fazla uzun, soğuk ve anlaşılması güç bir yazı ortaya çıkmadığından emin olmalıdır. Bunun için de biten yazı bütünü ile: 1. Düzen (bölümler, kısımlar, paragraflar, madde ve fıkraların harflenmesi ve numaralandırılması) yönünden, 2. Kapsam bakımından gözden geçirilmeli ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır. Türkçe tümce yapısı Her dilin kendi oluşum mantığına göre bir tümce yapısı vardır. O yapı, dili kullananların belleğinde yer alır. Düşünme , yazma ve okuma edimleri bu mantığa göre biçimlenir. Buna göre algı gerçekleşir. KİM NE YAPTI Türkçe tümce yapısı bu iki temel üzerinde yükselir. NE YAPTI KİM nasıl nereye ne ile ne nerede ne durumda Ne kadar neyi nereden kimi neden Ne zaman KİM Ne zaman nerede Ne için Ne kadar NE YAPTI Genel müdür / bugün / toplantı salonunda / yeni yasa konusunda / bir saat / konuştu Teşekkür Ederiz. FİGEN KETENCİ TUNCAY KARA