uluslararası iktisat teorisi

advertisement
DİKKAT!......BU ÖZET 8 ÜNİTE VE 29 SAYFADIR
BURADA İLK ÜNİTE GÖSTERİLMEKTEDİR…
ULUSLARARASI
İKTİSAT
TEORİSİ
KISA ÖZET
KOLAYAOF
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
2
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 2
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
İÇİNDEKİLER
1. ÜNİTE- Erken Ticaret Teorileri…………………………………………………..………………………....….……4
2. ÜNİTE-Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları………………………………………..…………….……..…..7
3. ÜNİTE- Neoklasik Dış Ticaret Teorisi: Denge Analizi.... ..................................................10
4. ÜNİTE- Faktör Donatımı Teorisi: Heckscher-Ohlin Modeli..............................................12
5.ÜNİTE- Yeni Dış Ticaret Teorileri............. …………………………………………………………..…….....15
6. ÜNİTE- İçsel Ekonomiler, Firmalar ve Tekelci Rekabet……………………………..…..……………...18
7. ÜNİTE- Büyüme ve Uluslararası Faktör
Hareketleri........................................................20Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
3
8. ÜNİTE- Ekonomik Entegrasyon……………………………………………………………….……............….24
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 3
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
1.Ünite – Erken Ticaret Teorileri
MERKANTİLİSTLERDE VE FİZYOKRATLARDA DIŞ TİCARET
Merkantilizm
Merkantilizm üç asır boyunca (XVI. yy.-XVIII. yy.) dağınık iktisadi kavramları ve birçok devletin
politikalarını açıklayan genel bir terimdir. Merkantilist dönemde iktisadi mekanizmayı
açıklamak için analitik çabalar başladı ve iktisat politikasının başlı başına ele alınmasının
gerekliliği anlaşıldı. Ortaya çıkmış ulus-devletlerin gerekli ve amaçlarına göre yeni ekonomik
kavramlar ve uygulamalar geliştirildi. Merkantilist düşüncede devlet gücünün devamı ve
kuvvetlendirilmesi, zorunlu olarak diğer ülkelerin zararına olabilirdi. Uluslar politikalarında
yeteri kadar akıllı, güçlü ve insafsız olurlarsa, dünya ekonomik pastasındaki paylarını
artırabilirler, diğer ülkelerde kendileri için daha küçük bir paya razı olurlarsa kuvvetli ülkelerle
birlik içinde yaşayabilirlerdi. Ülkeler amaçlarına ulaşmak için yurt içi ve dışını kapsayan
düzenlemelere gitmişlerdir.
Yurt içi düzenlemeler; tarımın teşvik edilmesi, sanayi üretiminin yüksek kaliteli olmasını
garanti eden düzenleme ve teşvikler, üretimde düşük fiyatları sağlama (özellikle ihracat
potansiyeli olan mallar için kesinlikle yapılmıştır) gibi araçları içermektedir. Dış
düzenlemelerin amacı, ithalata harcanacak değerli madenleri en az düzeyde tutmak, ihracat
yoluyla altın ve gümüş girişini en yüksek düzeye çıkarmaktır. Böylece, Merkantilist dönemde
yüksek derecede işlenmiş malların ihracatını teşvik etmek, buna karşılık ithalatlarını
yasaklamak gerekli olmuştur. Hammaddelerin ithal edilerek işlenmesi ve yeniden ihracatı
teşvik edilmekte, buna karşılık hammaddelerin satışı ise engellenmekte idi. Ayrıca, ulaştırma
hizmetlerinin mal ticareti kadar önemli olduğu ortaya çıkmış, birçok ulus (özellikle İngiltere)
deniz ticaret filolarını geliştirerek ulaştırma hizmetlerinden en büyük payı almaya
yönelmiştir.
Fizyokratlar
XVIII.yy.da Merkantilist uygulamaların politik ve ekonomik temellerine birçok yönden
eleştiriler başladı. Sonuçta Merkantilizm, yerini kısa bir süre “Fizyokratlara” daha sonra da
günümüze kadar küçük bazı değişikliklerle gelen laissez faire, laissez passer ideoloji ve
uygulamalarına bıraktı. Bunlar serbest piyasa ve serbest uluslararası ticaret düşüncelerine
ağırlık veren liberal kapitalist sistemdir. Fizyokratlar, XVIII.yy.da yaşamış bir grup Fransız
yazardır. Quesnay, Mirabeau, Mercier de la Rivieve, La Trosne, Dupont de Nemours
bunlardan birkaçıdır. Fizyokrat düşünceye göre, gerçek zenginlik sadece topraktan elde edilir.
Sanayi, mevcut olan nesneleri birleştirmekten öte bir şey yapmadığından verimsizdir. Ticaret,
nesneleri çevrede hareket ettirmekten başka bir şey değildir. Fizyokratlar “doğal düzene”
inanmışlardır. Onlara göre, iç ve dış ticaret serbest olmalı, uluslararası ticarette
korumacılıktan kaçınmalıdır. Bu yüzden Fransa’da tahıl ihracatının yasaklanıp, ithalatın
serbest olmasına karşı çıkmışlardır. İhracatın kısıtlanması; tüketici lehine, üretici aleyhinedir.
Bu da tarıma büyük ölçüde zarar verecektir. Hâlbuki kısıtlamalar kaldırılsa ihracat artacak ve
tarım üreticilerinin eline yüksek gelirler geçecektir. Fizyokratların istediği de budur.
KLASİK TEORİNİN VARSAYIMLARI
İskoçyalı Adam Smith 1776 yılında “Ulusların Zenginliğinin Doğası ve Nedenleri Üzerine Bir
Araştırma (An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations)” adlı kitabını
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 4
4
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
yayınladı. Kitap yayınlandıktan sonra liberal ekonominin başyapıtı oldu. Böylece klasik iktisat
düşüncesi dönemi başladı. A. Smith kitabında serbest piyasayı savunmakta, bireyin ekonomik
özgürlüğüne müdahale edilmemesini istemekteydi. Devletin ekonomiye müdahalesi
ekonomideki kaynakların etkin kullanımını engellemektedir. Oysaki serbest piyasanın
aktörleri tüketici ve üreticiler kendi menfaatleri yönünde hareket ederek hem kendi
açısından hem de toplum açısından maksimuma ulaşır. Ülke içindeki ticaretin yaygınlaşması
iş bölümü ve uzmanlaşmayı artırarak toplam üretimin (gelirin) artmasına yol açar ve sonuçta
ülkenin maddi refah seviyesi yükselir. Mutlak ve karşılaştırmalı üstünlükler teorilerini
açıklayan A. Smith, R. Torrens, D. Ricardo ve izleyicileri açık veya saklı birçok varsayımdan
hareket etmişlerdir. Varsayımlardan başlıcaları şunlardır:
1) Ülke içinde ve ülkeler arasında ticaret, takas usulüyle yapılmaktadır.
2) Ticarete giren mallar iki tanedir. Ticaret iki ülke arasında yapılmaktadır.
3) Ulaşım, sigorta vb. maliyetler sıfırdır.
4) Emek-değer teorisi geçerlidir
5) Üretimde sabit maliyetler geçerlidir.
6) Üretim faktörleri gerek ülke içinde, gerekse bölgeler itibariyle hareketliliğe sahiptir
7) Mal ve üretim faktörü piyasalarında tam rekabet koşulları geçerlidir
8) Ticaret, gelir dağılımına etki etmemektedir
MUTLAK ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
Ülkeler arasında serbest ticaret yapılmasının her iki ülkenin de yararına olacağının
savunulduğu Mutlak Üstünlükler Teorisi A. Smith tarafından 1776’da yayınladığı Ulusların
Zenginliği kitabında ortaya atılmıştır. Teorinin amacı uluslararası iş bölümü ve ticaretin
nedenini açıklamaktır. Mutlak Üstünlükler Teorisi’ne “Doğal Yeteneklere Göre İş Bölümü
Kanunu” da denir. Teori, statik uluslararası ticaret teorisini arz yönünden ele alan teorilerden
biridir Mutlak Üstünlük: Bir mal üretiminde işgücü verimliliğinin yüksek olması.
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER TEORİSİ
İşgücü Verimliliği ve Karşılaştırmalı Üstünlükler: Ricardo Modeli
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi de statik uluslararası ticaret teorisinin arz yanlı
teorilerinden biridir ve en önemlisidir 1815 yılında R. Torrens ve 1817 yılında D. Ricardo,
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ile bir ülkenin iki mal üretiminde de mutlak üstünlüğe
sahip olmaması durumunda da yani karşılaştırmalı olarak dezavantaja sahipse, ülkeler
arasında ticaret yapılabileceğini ve ülkelerin bu serbest ticaretten kârlı çıkabileceğini ileri
sürmüşlerdir. Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisine göre; iki malda da mutlak üstünlüğe sahip
olmayan ülke, daha az dezavantaja sahip olduğu malın üretiminde uzmanlaşmalı ve böylece
bu malın üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olmalıdır.
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’nin Genişletilmesi Karşılaştırmalı Üstünlüklerin Parasal
Ücretlerle Açıklanması
Parasal ücretlerin karşılaştırmalı üstünlükler analizine sokulması parasal maliyetler ve parasal
fiyatların arkasında saklı olan reel maliyetleri de yansıtır. Yalnız bunun için ülkelerde fiyat ve
ücret esnekliğinin olması şarttır.
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi’nin İkiden Çok Mala Uygulanışı
Karşılaştırmalı üstünlüğün ikiden çok mala uygulanışını J. Viner ve G. Haberler’in
analizlerinden yararlanarak açıklamaya çalışalım.
İki ülke ele alalım. Ülkeler yine B ülkesi ve A ülkesi olsun.
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 5
5
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
Ticarete giren mallar, İ, J, K, L,.............,N’dir.
B ülkesinde malların işgücü maliyetleri, i1, j1, k1, l1,.............n1;
A ülkesinde malların işgücü maliyetleri, i2, j2, k2, d2,.............n2;
Parasal maliyetler ise;
B ülkesinde Pi1, Pj1, Pk1.............Pn1;
A ülkesinde Pi2, Pj2, Pk2.............Pn2; olsun
İşgücünün ücretinin ise B ülkesinde W1, A ülkesinde W2 olduğunu kabul edelim.
Böylece, B ülkesinde parasal maliyetler;
Pi1=i1. W1
Pj1=j1. W1
Pk1=k1. W1
Pn1=n1. W1
A ülkesinde parasal maliyetler;
Pi2=i2. W2
Pj2=j2. W2
Pk2=k2. W2
...................
...................
Pn2=n2. W2
Ayrıca, her iki ülkede nispi maliyetleri işgücü miktarı tayin ettiğinden B ülkesinde:
Pi1=Pj1: Pk1: Pl1................Pn1=
i1: j1: k1: l1:.........................n1
A ülkesinde;
Pi2=Pj2: Pk2: Pl2..............Pn2=i2: j2: k2: l2 :.........................n2
Diğer taraftan A ülkesinin döviz kuruna R dersek;
B ülkesinin A ülkesine göre A malında aynı para birimleri cinsinden karşılaştırmalı
üstünlüğünün olabilmesi için,
i1W1R<i2W2 olması şarttır.
A ülkesinin B malında B ülkesine göre karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olabilmesi için de
j1W1 R>j2W2 olması gerekir.
Bundan dolayı;
i1/i2<(W2/W1) R ve
A ülkesinin B malında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olup, o malı ihraç etmesi için,
j1/j2>(W2 /W1) R olmalıdır.
Bu son iki denklemden
i1/i2<j1/j2 olduğu görülür.
Bütün mallar dikkate alınırsa,
i1/i2<j1/j2<k1/k2<l1/l2 .................... <n1/n2 olacaktır.
Aslında bu ifade malların işgücü maliyetlerine oranından başka bir şey değildir.
Öyleyse bu durumda ticareti belirleyecek olan her iki ülkedeki ücret oranını gösteren
W/WR ifadesidir. Örneğin, W/WR = 1 ise, her iki ülkede ücret seviyesi eşit demektir. Bu
durumda B ülkesinin ihraç mallarını A ülkesine göre işgücü maliyetleri daha düşük olan mallar
teşkil edecektir; ithalatını ise işgücü maliyetleri daha yüksek olan mallar oluşturacaktır.
Karşılaştırmalı Üstünlüğün İkiden Çok Ülke İle Açıklanışı
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 6
6
ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ
Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi ikiden çok ülke söz konusu olduğu zamanda aynen iki ülke
hâlindeki duruma benzer şekilde ortaya çıkacaktır. Örneğin n sayı- da mal, m sayıda ülke söz
konusu ise,
1. ülkenin i1/i2<j1/j2<k1/k2<l1/l2......................<n1/n2
2. ülkenin i2/i3<j2/j3<k2/k3<l2/l3......................<n2/n3
............................................................................................... m. ülkenin im-1/im<jm-1/jm<km1/km<lm-1/lm..........<nm-1/nm olacaktır. Eğer nispi işgücü maliyetlerine göre herhangi bir
malda uzmanlaşan ülke, dünya talebinin tümünü karşılayamazsa, nispi işgücü maliyetlerine
göre bu malı ikinci (ve üçüncü vs) derecede etkinlikle üretmesi gereken ülkeler üretecek ve
dünya talebinin geri kalan kısmını karşılamak için ihraç edeceklerdir.
Dinamik Karşılaştırmalı Üstünlükler
Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi yapısı itibariyle statiktir. Statik olması dolayısıyla sürekli
eleştiri konusu olmuştur. Çünkü ülkeler eğer karşılaştırmalı üstünlüklere göre uzmanlaşırsa
hep aynı malda (ya da sektörde) uzmanlaşmış olarak kalacaktır. Bu da günümüzde mamul
mal üretip satan sanayileşmiş ülkelerin hep sanayi malı ihracatçısı, diğer ülkelerin de
hammadde (tarım ve maden) ihracatçısı olarak kalmaları anlamına gelir. Oysa Karşılaştırmalı
Üstünlükler Teorisi’nde (D. Ricardo’nun görüşüne göre), verimlilik farklılığına neden olan
ülkelerdeki teknoloji farklılığı zaman içinde değişir. Teknolojide geri durumda olan ülkeler
zamanla ileri teknolojiye geçebilir. Böyle bir değişim olursa, ülkeler eskisine göre farklı malda
(veya sektörde) karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olabilir
2.Ünite – Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları
FIRSAT MALİYETİ VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER
Neoklasik iktisatçılar, birinci ünitede açıklanan varsayımlardan emek-değer teorisinin
geçerliliğini savunmanın güç olduğunu görmüşlerdir. Gerçekten de bir malın üretiminde
emeğin yanında diğer üretim faktörlerinin de (sermaye, doğal kaynaklar ve girişim) önemi
açıktır. Ayrıca, işgücünün tüm ülkelerde aynı niteliklere sahip olmadığını da söyleyebiliriz.
Gottfried Haberler, emek dışındaki üretim faktörlerinin de modele katılması durumunda,
karşılaştırmalı üstünlükler teorisinin emek-değer teorisine dayanmadan da işlediğini ortaya
koymuştur. Burada yeni bir kavram karşımıza çıkmaktadır: fırsat (alternatif) maliyeti. G.
Haberler emek-değer teorisi yerine Friedrich von Wieser’in tanımladığı “alternatif maliyet”
kavramını kullanmıştır. Bu yaklaşıma göre maliyet, belirli bir girdi veya girdilerden üretimde
kullanılan mutlak miktarlarıyla değil de vazgeçilen alternatiflerle ölçülmektedir. Bu nedenle
de fırsat maliyeti olarak adlandırılır. Bu yaklaşım sayesinde ülkeler arasında karşılaştırmalı
üstünlüklere bakılırken sadece emek-değer teorisinin öngördüğü gibi malların üretiminde
kullanılan emeğin maliyeti dikkate alınmaz. Fırsat maliyetleri yaklaşımına göre üretim
maliyeti, bir birim mal üretmek için gerekli olan kaynakların toplam maliyetine eşittir.
Böylece maliyet, üretimde kullanılan belirli girdilerin mutlak miktarlarıyla değil, vazgeçilen
alternatifle ifade edilmektedir.
ÜRETİM MALİYETİ VE ÜRETİM İMKÂNLARI EĞRİSİ
Üretim imkânları eğrisi (dönüşüm eğrisi), bir ülkenin sahip olduğu üretim faktörlerine bağlı
olarak üretebileceği mal ve hizmet miktarlarını göstermektedir. Üretim imkânları eğrisini
hatırlayabilmek için A ülkesinde sadece X ve Y mallarının üretiminin yapıldığını varsayalım.
Ekonomideki doğal kaynaklar, toprak, işgücü ve sermayenin X malı üretiminde kullanılması
Kolayaof.com 0 362 2338723
Sayfa 7
7
Download