Kızamık Açıklama: Hasta evinde uygun koşullar sağlandığında rahatlıkla tedavi edilebilir ve komplikasyonlardan korunur. Beslenme ve ortam özellikle önemlidir. Küçük hasta en az on gün yalnız kalacağından, özellikle nezleli ve döküntülü dönemlerde odasının rahat ... Kategori: Çocuk Sağlığı Eklenme Tarihi: 29 - Ocak - 2012 Geçerli Tarih: 19 - Temmuz - 2017, 05:04 Site: Şifanur URL: http://www.sifanur.com/haber/2799-kizamik.html KIZAMIK Kızamığı tanımlayan eski Arap hekimler, çiçek hastalığının bir türü olarak değerlendirmişlerdir. Avrupa’ya VII.( yüzyılda Doğu’dan ve Afrika’dan geldiği düşünülür; o dönemden bu yana zaman zaman salgınlara yol açmıştır. İngiliz hekim Thomas Sydenham, Londra’da 1660 ve 1664′te görülen salgınları incelemiş; kızamıkla “büyük hastalık” adı verilen çiçek hastalığı ve kızılın farkını ortaya koymuştur NEDENLERİ Kızamığın etkeni olan virüs, hastaların burun ve yutak salgılarıyla çıkan damlacıklarda bulunur; ağız ya da burundan üst solunum yollarına ya da dolaylı olarak konjunktiva mukozasına girer. Vücuda girdiği yerde üreyerek düşük miktarda bütün vücuda yayılır. Daha sonra ikinci kez, çok daha uzun süreli ve kitlesel olarak kana yayılır; bu döneme ilişkin ilk belirtiler virüsün bulaşmasından yaklaşık 9-10 gün soma ortaya çıkar. Hastalık bu aşamadan sonra, 14-15′inci güne değin çok bulaşıcıdır. Virüsün vücuda girmesinden yaklaşık 14 gün sonra döküntülerin başlamasıyla virüsün üremesi azalır; 16. günden sonra genellikle kanda virüse rastlanmaz. Yalnız idrarda bulunan virüs bu ortamda varlığını günlerce sürdürür. Döküntüler kanda hastalığa özgü antikorların belirmesi ve hastanın iyileşmeye başlamasıyla aynı dönemde görülür; kızarıklıkların pul pul dökülmeye başlamasıyla bulaşıcılık dönemi bütünüyle sona erer. BULAŞMA Kızamık tüm dünyada yaygın olarak rastlanan doküntülü bir hastalıktır. Etkeni, çok küçük ve vücudun dışındaki kimyasal ve fiziksel etkenlere karşı çok az direnci olan bir virüstür. Hastadan sağlıklı kişilere üst solunum yollan yoluyla ve özellikle konuşurken ve öksu-rürken çıkan tükürük damlacıkları aracılığıyla kolayca bulaşır. Bulaşmanın bu kadar kolay oluşu nedeniyle kızamık genellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında küçük salgınlar halinde görülür. Kızamık salgınında hastalığa önce çocuklar yakalanır; erişkinlerin büyük bir bölümü ile üç aylıktan küçük bebekler salgını, hastalığa yakalanmadan atlatabilir. İlk bakışta tuhaf görünen bu olay kolayca açıklanabilir. Vücut ilk kez virüsle karşılaştığında hastalığa yakalanır ve virüse özgü antikor üretmeye başlar. Kandaki bu antikorlar virüsle yeniden karşılaştığında, virüsü etkisizleştirir; böylece hastalığa karşı direnç geliştirılmiş olur. Sütçocuklan anne karnındaki yaşamlarında bu antikorları annelerinden aldıklarından, erişkinlerin büyük bir bölümü de çocukluk çağında hastalığa tutulduklarından salgından etkilenmezler. Hastalığın ileri derecede bulaşıcı olması nedeniyle 2-4 yılda bir kızamık salgınları ortaya çıkar. Bir toplulukta salgın görüldüğünde, bağışıklığı olmayan bütün bireyler hastalanır ve bağışıklık kazanır; bu nedenle, hastalığa yakalanacak yeni bireylerin ortaya çıkması için belli bir süre geçmesi gerekir. KIZAMIK BELİRTİLERİ Kızamıkta sıklıkla belirgin olarak birbirinden ayrılabilen dört dönem gözlenir: Kuluçka dönemi, döküntü öncesi dönem (prodrom dönemi), döküntülü dönem ve iyileşme dönemi. Bulaşma kuluçka döneminde anında başlar, virüs 8-12 gün boyunca vücutta belirti vermeden ürer. Normal olarak 10. günde döküntü Öncesi dönem başlar, ateş hızla yükselir ve ağızda yanağın içinde, azıdişleri hizasında kırmızı bir alanla çevrili küçük beyaz lekeler belirir; bu lekeler ilk tanımlayan hekimin adıyla anılır (Koplik lekeleri). 2-3 günden fazla sürmeyen bu donemde çocuk isteksiz, yorgun ve uykuludur; iştahı azalmıştır, aksırır, hırıltılı, inatçı ve kuru bir öksürüğü vardır; sulanan ve kızaran gözleri güçlü ışıktan rahatsız olduğundan ışıklı ortamlardan uzak durur. Bu aşamada kızamığa henüz tanı konmamış olsa da son derece bulaşıcıdır ve çocuğun enfeksiyonu aile bireylerine yayma olasılığı yüksektir. Ateşin geçici olarak azalmasıyla doküntülü dönem başlar. Döküntüler başlangıçta düz, sınırlan belirgin pembe renkli küçük lekeler biçimindedir; daha sonra hafifçe kabanr, büyür, sayılan artar ve giderek koyulaşıp kırmızılaşır. Döküntüler çıkarken ateş yeniden yükselir ve çocuğun genel durumu kötüle-şir. Sürekli yatmak ister ve çok yorgundur, gözleri kolayca sulanır, aksırıklar yerini gerçek bir soğuk algınlığına bırakır, Öksürük hâlâ hıntılı ve çok rahatsız edicidir, özellikle küçük çocuklarda ishal görülür. Döküntülerin ortaya çıkmasından üç ya da dört gün sonra, ateş hızla düşer; kırıklık hali, öksürük ve soğuk algınlığı kaybolur, çocuk rahatlamış görünür. Döküntüler de ilk ortaya çıktığı bölgelerden başlayarak hızla solar. Kızarıklıkların pullanarak dökülme döneminin ardından çocuğun tümüyle iyileştiği söylenebilir. Döküntüler hiçbir iz bırakmadan hızla kaybolur; özellikle yüz ve boyun çevresindeki deri pul pul dökülür. Ne var ki, hastalığın bu son evresi her zaman fark edilmez, özellikle hastalığın hafif geçtiği olgularda hiç görülmez. KOMPLİKASYONLAR [Tüm olguların yaklaşık yüzde 6’smda komplikasyonlar görülür; iki yaşma kadar ve erişkinlerde bu oran daha yüksek olabilir. En sık rastlananlar solunum sistemi komplikasyonlandrr; döküntülerin ortaya çıkmasından önceki dönemde ve dö-küntülü dönemde başlayan ve olguların büyük bir bölümünde kızamık virüsünün doğrudan etken olduğu bronş-akciğer iltihapları (bronkopnömoni) ile genellikle bakteri kökenli enfeksiyonlara bağlı olarak iyileşme döneminde görülen bronş-akciğer iltihaplan ayırt edilmelidir. İlki özellikle küçük çocuklarda çok ağır geçer ve virüs kökenli olduğundan antibiyotik tedavisiyle tedavi edilmez. Geç dönemde görülen bakteri kökenli bronş-akciğer iltihaplarında, ateş, irinli ve balgamlı öksürük İle solunum güçlüğü görülür. Bu tablo, antibiyotiklerle tedavi edilebildiğinden pek tehlikeli sayılmaz. Bir başka solunum sistemi kompli-kasyonu da üç yaşından küçük çocuklarda görülen ve solunum güçlüğüne neden olan gırtlak iltihabıdır (larenjıt). Geçmişte çok sık görülen irinli kulak iltihabı (otit) antibiyotik tedavisinin uygulanmasından sonra giderek azalmıştır; virüs kökenli İltihabın yerleştiği ortakulak mukozasında bakterilerin üre-mesiyle oluşur. Kızamık komplikasyonlarından en tehlikeli olanı son yıllarda daha sık görünen beyin iltihabıdır (ensefalit). Bin olgudan birinde görülen beyin iltihabı sıklıkla 2-9 yaş arasında ortaya çıkar. İyileşme döneminde ateşin yeniden yükselmesiyle başlar, havale nöbetleri ve koma görülür. Ender rastlanan bazı olgularda çok erken dönemde, döküntüler ortaya çıkmadan önce de başlayabilir. Klinik belirtiler genellikle çok değişken ve ağırdır. Çocuğun 1-2 gün içinde ölmesine yol açan biçimleri de vardır. TİPİK OLMAYAN BİÇİMLER Kızamık tipik olmayan biçimlerde de «taya çıkabilir. Bu durum hastalığın gidişinde normal olmayan durumlardan, değişik belirtilerin çok hafif ya da çok şiddetli ortaya çıkmasından kaynaklanabilir. Döküntüler, hatalı tanıya neden olacak kadar kızamıkçığa benzeyebilir; çevreden yalıtılmış ve soluk lekeler ya da içi sıvı dolu kesecikler biçiminde ve yaygın kanamalarla başlayabilir. Ağır belirtiler daha çok kötü beslenen ve Önceden geçirdiği hastalıklar nedeniyle zayıf düşmüş çocuklar ile bu hastalığın önemli bir ölüm nedeni olduğu azgelişmiş ülke bireylerinde gözlenir. Döküntü ortaya çıkmadan önce kızamık tanısı koymak, hastalığın bulaşıcı olup olmadığı da bilinmiyorsa, çok güçtür. İlk belirtiler (ateş, soğuk algınlığı, öksürük vb) kesinlikle hastalığa özgü değildir ve grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarında da görülür. Erken dönemde görülen Koplik değişik belirtilerin çok hafif ya da çok şiddetli ortaya çıkmasından kaynaklanabilir.Döküntüler, hatalı tanıya neden olacak kadar kızamıkçığa benzeyebilir; çevreden yalıtılmış ve soluk lekeler ya da içi sıvı dolu kesecikler biçiminde ve yaygın kanamalarla başlayabilir.