Okul Öncesi Dönemde Cinsellik Hemen her ana babanın aklına takılan soru şudur: Çocuklarımızı cinsel hayat konusunda aydınlatmamız gerekli mi? Günümüzde bu soruya verilen yanıt kesinlikle olumludur. Eğer çocuk, doğum, cinsiyet farkı, ana ve babanın rolü gibi konuları ana babasından öğrenmese, başka kaynaklardan cevaplar aramaya başlayacaktır. O zaman sonuç hiç de istendiği gibi olmayabilir. Çocuğun meraklarını yetkili bir kişi karşılamazsa, ortaya çıkacak sonuçları bütünüyle bilebileceğimizi söyleyemeyiz. Bugün yalnız orta yaşa yaklaşmış kişiler değil, genç ana babaların pek çoğu da cinsel bilgilerin sır olarak saklandığı bir ortamda yetişmiştir. Ana babaları onlara ne doğum olayı ne de anne ve babanın çocukların oluşmasıyla ilgili rolü konusunda bir şey söylemişlerdir. Çocukların cinsellikle ilgili sordukları sorulara eksik ya da kaçamak cevaplar vermek neredeyse bir gelenektir. Bazen de bu cevaplar iyi niyetli , ama beceriksizcedir. Çocuğa nereden gediği konusunda bilgi verme yasağı kimi zaman da susarak gösterilir. Bu yasak o kadar ağırdır ki, çocuk soru sormaması gerektiğini bilinçsizce hisseder. Sorusuna yanıt aldığı kimi zaman, ana babanın konuşma biçimleri, esrarlı ses tonları bu konuyu açıklamada serbest olmadıklarını ortaya koyar. Bu tavır çocuklar tarafından “bununla ilgilenmek yasaktır” diye anlaşılır. Bu da çocukların meraklarını iki kat arttırır, araştırmalarını derinleştirir.Ama ne yazık ki,yapılanlar hep bir hata duygusuyla karışır. Cinsel bilgi konusunda yardımsız olan çocuk, sonuçta doyumsuz bir merak edinir ve suçluluk duygusuyla yüklenir. En kötüsü de, cinsel olayların pek güzel bir şey olmadığı, bu yüzden ilgilenilmemesi gerektiği sonucuna varır. Sonuçta ilgilenilen konunun yasak, pis ya da günah olduğu inancı yerleşir. Bilinçaltına itilen bu inanç, bir çok yetişkin insanın hayatını etkiler. Çünkü böyle bir yasaklar ortamında, hata ve utanç kavramlarıyla gelişen cinsel istek, gereksinim ve davranışlar, kişiyi ileride kuracağı evlilikte güzel, sağlıklı, mutlu bir fizik sevgi kavramına götürebilir mi ? Örneklersek, bir ergene evliliğin güzel bir şey olduğu; duyguların, sevginin fizik yanını güzelleştirdiği iyi anlatılmazsa her zaman bu fizik yan üzerinde bir kaygı ya da iğrenme kalabilir. Çocukluklarında fizik sevgiye yanlış hazırlanan kişilerin bunu bütünüyle dışladıkları ve cinsel işlevlerini kötü bir görev gibi yerine getirdikleri birçok uzmanca saptanmıştır. Cinsel olaylardan hiç söz etmemek çocuğa bu duyguları daha çok bastırması gerektiği izlenimini verir Cinsellik tabu durumuna gelir, giderek düşünme bile yasaklanır. Çocuk böylece susar, soru sormaktan vazgeçer ve görünüşte bu konulara ilgi göstermez. Ancak içinden, bebeklerin nereden geldikleri,erkekler ve kızlar arasındaki farkı, niçin yalnız evli insanların çocuğu olduğunu sorar durur. Bu durumda en büyük tehlike, bu sorunları daha (bilgili) bir arkadaşın yanıtlamasıdır. Bu cevaplar genellikle çocuğun ana babasına olan güvenini kaybettirir. Ayrıca çocukta saplantılara yol açabilir. Çocukta cinsiyet farkıyla ilgili sorular 2. yaşta doğumla ilgili olanlarsa 3-4 yaşta başlar. Ancak merakın sağlıksız doyumu vardır. Bu, ana babanın pek de doğal ve açık yürekli olmayan davranışıyla benimsettiği gereksiz gizleyişlerin doğurduğu doyumdur. Kınanan merak, saplantı durumuna gelir. Kimi ana babalar,”bu benim çocuğumu ilgilendirmiyor”, “çocuğum bunlarla hiç ilgilenmemiştir”, “eminim ki, bunları hiç düşünmüyor” derler. Bu durumda da çoğunlukla yanılırlar. Not: Aydos Anaokulu velileri için özel olarak uyarlanmıştır. Aydos Anaokulu Yakacık 0216 671 02 94 Eylül 2010