KADINLARIN EKONOMİ HAYATINDA ROLÜ, GİRİŞİMCİLİK VE BULGARİSTAN İLE BURGAZ BÖLGESİNDE KÜÇÜK ÇAPLI İŞ KURMA ARAÇLARI İÇİNDEKİLER І. Giriş. ІІ. Kadının Bulgar toplumundaki rolüne tarihi bakış 1. Sosyalist toplum (1989 yılına kadar) – kadınlardan beklentiler, istihdam, “kadın” ve “erkek” meslekleri anlayışı, kadının ailedeki rolü vb. 2. Pazar ekonomisi ve demokratik topluma geçiş döneminde değişikliler (1989 - 2007). 3. Bulgaristan – AB’nin tam üyesi ІІІ. Bugün itibarıyla nüfus durumu ve istihdam yapısının analizi 1. Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde nüfus durumunun tarifi 2. Bulgaristan ve Burgaz’da istihdam yapısı 3. Burgaz Bölgesinde işsizlik yapısı ІV. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan politikası 1. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan yasal mevzuatına bakış 2. Bulgaristan’da istihdam alanında eşit muamele ve ayrımcılık karşıtlığı V. Bulgaristan’da resmi makamların ve ayrımcılıktan koruma kurumlarının rolü VІ. Bulgaristan’ın çağdaş ekonomik hayatında kadınların rolü 1. Bulgaristan’da şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket), sektör, faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler. 2. Burgaz Bölgesinde şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket), sektör, faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler 3. Girişimci kadının profili (özellikler, gerekli vasıflar vb.) VІІ. Küçük ve orta işletme kurmak için destekleyici araçlar 2 І. Giriş “Kadınların Ekonomi Hayatında Rolü, Girişimcilik Ve Bulgaristan İle Burgaz Bölgesinde Küçük Çaplı İş Kurma Araçları” Analizi, Burgaz Ticaret ve Endüstri Odası tarafından gerçekleştirilen 2007CB16IPO008-2011-2-023 “Bulgaristan – Türkiye Sınır Bölgesinde Cinsiyetler Arasında Eşitliğe Saygının Arttırılması” projesi kapsamında hazırlanmıştır. Proje CCI № 2007CB16IPO008 Bulgaristan – Türkiye Sınırötesi İşbirliği Programı IPA ikinci daveti çerçevesinde finanse edilmektedir. Projenin başlıca amacı Bulgaristan – Türkiye Sınır Bölgesinde Burgaz ve Kırklareli İllerinde cinsiyetler arasında eşitlik ilkesinin daha iyi anlaşılmasının sağlanması, buna saygı duyulması ve uygulanması, kadınların işgücü piyasasında ve girişimcilikte rolünün iyileştirilmesidir. Projenin hedef grupları küçük ve orta şirketlerin temsilcileri, yüksek idari ve yönetici görevlerinde bulunan kadınlar, yerel idare ve kurumların temsilcileri, sivil toplum örgütler, işsiz kadınlardır. İşbu analiz ile sosyalist toplumdan bugüne kadar olan dönemde Bulgar kadınının toplum hayatındaki rolüne geri dönülmesi amaçlanmaktadır. Analizde Bulgaristan’ın ve özellikle Burgaz Bölgesinin ekonomik gelişimine ağırlık verilmektedir. Ekonomik gelişim, bölgedeki istihdam ve işsizlik analiz edilirken, kadın mesleklerinin ağırlıklı oldukları ekonomi sektörlere özel dikkat çevrilmiştir. Analizde ayrıca Bulgaristan’da cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanlarına özellikle değinilmiş olup, çalışma hakkı, sarf edilen emeğin karşılığında eşit ücret hakkı ve işgücü piyasasında eşit muamele hakkı konularında kadınların ayrımcılıktan korunmasına ilişkin farklı yöntemlere yer verilmiştir. Bulgaristan’ın çağdaş ekonomi hayatında kadınların önemli rolü olduğu göz önünde bulundurularak analizde girişimci kadınlara ve yönetici kadınlara özellikle yer verilmiş, kadınların bulundukları işletmelere ilişkin istatistikler ve başarıl girişimci kadın profili sunulmuştur. Analizde küçük ve orta büyüklükte işletmelerin kurulması ve geliştirilmesini destekleyen Avrupa ve ulusal mali araçlar da yer almış olup, daha ziyade kadın girişimciliğini destekleyen programlara ağırlık verilmiştir. 3 ІІ. Kadının Bulgar toplumundaki rolüne tarihi bakış 1. Sosyalist toplum (1989 yılına kadar) – kadınlardan beklentiler, istihdam, “kadın” ve “erkek” meslekleri anlayışı, kadının ailedeki rolü vb. Bulgaristan toplumunda kadınlara yönelik özel bir ilgi sosyalist toplum olarak adlandırılan dönemde gösterilmeye başlanmıştır. Bulgaristan toplumunun ve ekonomisinin hızlandırılmış bir şekilde sanayileşme ve şehirleşmesiyle modernleşmeye gitme arzusu başlıca hareket mekanizmasıdır. Bu bağlamda yeni sosyal-siyasi sistemde kadından geleneksel beklentiler değişikliğe uğramakta ve somut siyasi kararlar ve stratejik belgelerde bu konu ele alınmaktadır. 20. Yüzyılın 60’lı yılları sonunda ve 70’li yılların başında parti ideolojisi sosyalist toplumun yönetim sisteminin geliştirilmesine odaklanmakta ve buraya kadının ve ailenin geleneksel ataerkil yaşam tarzından uzaklaştırılmasına yönelik girişimler de dâhildir. Bu özgürleştirme kaçınılmaz olarak o dönemde çelişkili olan “kamu” ve “özel” terimleri arasında bir sınır konulmasını da içermektedir. Kadının üretim sektörüne girmesi ve hızlandırılmış sanayileşme sayesinde istihdam alanında daha fazla yer alması, daha fazla mesleki imkânlar, daha iyi eğitim ihtiyacı ve üzün süreli eğitim görme gibi kayda değer değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda “… aile (çocuklar da) bir sübjektif önemde hedef olarak gittikçe daha sorunlu hale gelmektedir”1. Böylece sosyalist toplumda bir taraftan bir kadının usanmayan işçi, biçerdöver sürücüsü, traktör sürücüsü vb. imajı ön plana çıkarılmakta, erkekten geri kalmayan, hatta endüstrinin her alanında ve her pozisyonunda erkekle rekabet edebilen çağdaş Bulgar kadınına “modern” bir imaj oluşturulmakta, diğer taraftan ise kadının artan çalışma meşguliyeti, sorumlulukları ve ev angajmanları açısından negatif nüfus değişiklikleri gözlemlenmektedir. 1967 yılında “Kadınlar için ikinci vardiyayı kaldıralım!” başlığıyla yayınlanan makalede eleştirisel bir sonuca yer verilmiştir, şöyle ki “bir sosyalist toplum, genel kültür ve daha yüksek mesleki eğitim hedefine giderken, üyelerinden yarısının pedagojik ve aile sorumluluklarında ciddi ve bazen aşılamayan zorluklarla karşı karşıya kalmasına müsaade etmemelidir2”. Kamuoyunun dikkati gittikçe bir gerçeğe, “ikinci vardiyaya” doğru yönelmeye başlamıştır, yani mesai saatleri sona erince kadınların evlerinde sarf ettikleri emek oldukça ciddi zaman ve çaba gerektirmekte, dolayısıyla bu da modern toplum ve üretim kapasiteleri gereksinimlerine uygun olarak kamu hizmetlerinin gelişmediğine bir işarettir. Bunun paralelinde özgürleşme ve üretim süreci ile yeni sosyal1 2 4 siyasi sistemde eşit olarak yer alan bir yeni otonom imaj ile birlikte kadın bir anne olarak spesifik sosyal fonksiyonlarının taşıyıcısı olamaya devam etmektedir. Bunu en üst düzeyde alınan siyasi kararlarda görebiliyoruz. Örneğin Bulgaristan Komünist Partisi’nin (BKP) 1971 yılında düzenlenen 10. Kongresinde alınan Kararlara göre “Geniş bir şekilde üretim alanına giren kadınımız erkekten daha fazla sorumluluk taşır oldu. Kadının sosyalist toplumdaki yeri ve rolüne ilişkin tüm bilimsel konseptler esas alınarak, bir anne olarak asli görevini yerine getirmesini, bununla birlikte çalışma sürecine dâhil olmasını, mesleki ve kültürel açıdan gelişmesini, toplum yönetiminde yerini ve rolünü sabitleştirmesini sağlayacak en iyi koşulların oluşturulmasına yönelik geniş bir etkinlikler programının uygulamaya alınması zorunludur.” Sosyalist toplumda yönetim ve siyaset yapma ilkeleri uyarınca organizasyon ve siyasi açıdan başrol partinindir. Gerekli reformların gerçekleştirilmesi ve siyasetin tamamının yürütülmesi için olumlu atmosferin oluşturulabilmesini teminen kamu örgütleri ve yapıları kurulmakta olup, başlıca amaçları partinin kadınlarla çalışmalarının kolaylaştırılmasıdır. Örneğin, Vatan Cephesi ve Sendikalar ile birlikte Bulgar Kadınları Komitesi “kadınlarla kendi başına çalışmalar yürütecek” 3 üçüncü bir kamu örgütü olarak Bulgaristan Komünist Partisi’nin Merkez Komitesi 1968 yılı Haziran Toplantısının kararları arasında yer almıştır. Kadınlara yönelik yeni sosyal statü ve formüle edilmiş politikaların yorumlanması amacıyla yönetimde bilimsel yaklaşım uygulanmakta, buna dâhil olarak Bulgaristan Bilimler Akademisi bünyesinde “Gelişmiş sosyalist toplum koşullarında kadın” adıyla sorunlar komisyonu kurulmuştur. Bu komisyonun görevi kadın emeği ve istihdamı olduğu kadar evlilik, aile, çocukların eğitimi gibi konularında eşgüdüm sağlamak ve bilimsel araştırmaları bu yönlere doğru yoğunlaştırmaktır4. Kadınlara yönelik politikaların yönlendirilmesi ve yürütülmesi için parti tarafından özellikle kurulan örgütler dışında, kadınların yeni statüsü ve kamu görevlerinin yorumlanmasına ilişkin kilit nitelikte muhtelif stratejik belgeler de düzenlenmiştir. Kadınların kamu ve siyasi hayatta yer almalarına ilişkin olarak cinsiyet eşitliği ilkesi ideolojik açıdan 1944 yılında “İki cinsiyetten kişilerin haklarının eşitlenmesi Genelgesi-Kanunu'nda yansıtılmıştır ve burada şöyle denilmiştir: “İki cinsiyetten kişiler ekonomi, devlet, kültür ve toplum-siyasi hayatın her alanlarında eşit haklardan yararlanır”. Kilit nitelikte diğer bir belge ise “Gelişmiş sosyalist toplum inşasında kadın rolünün arttırılması” konulu 06.03.1973 tarihli Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro’nun Kararıdır. Bu kararla kadının bir işçi, toplum 3 4 5 eylemcisi ve anne olarak birleştirici imajına ilişkin yeni sosyalist yorum getirilmeye başlanmıştır. Böylece Bulgar kadınına ilişkin yeni bir vizyon şekil almakta ve bu şekil kadının üretici ve toplum eylemcisi olduğu kadar anne, ev hanımı ve eş yönlerini içermektedir. Bazı analizlere göre bu farklı yönleri kadını sosyalist toplumda “toplumsalın” ve ”özelin” arasında bir yere konumlandırmaktadır. Burada “toplumsal” istihdamı ve kadınların toplum hayatına katılımlarını ifade etmekte, “özel” ise aileye yoğunlaşmaktadır.5 Sosyalizm döneminde kadınlara yönelik hazırlanan ve takip edilen politikalar, toplumsal ve özel görevler arasındaki bu çelişkiyi çözmeye çalışmakta ve cinsiyet eşitliğine ulaşmada başlangıç noktasının emek olduğu öne sürülmektedir. Bu nedenle “annelik fonksiyonunun” yerine getirilmesi de belirli bir süre için toplumsal çalışma meşguliyeti olarak algılanmaktadır. Kadınların işgücü piyasasına erişimini kolaylaştırmaya ve onların sosyal ve ekonomi statüsünü iyileştirmeye yönelik başlıca tedbirler ve genel politika, kadınların üretimde ve iş sürecinde yer almalarıyla ilgili sorunlara yoğunlaşmıştır. Kadınlara daha fazla mesleki kariyer ve eğitim imkânları sağlamak amacıyla çocuklara yönelik hizmetlerin ve altyapının modernleştirilmesi gerekliliği tanımlanmıştır. 2. Pazar ekonomisi ve demokratik topluma geçiş döneminde değişikliler (1989 2007) Sosyalizm döneminde gelişmiş sosyalist toplum inşasında rolleri nedeniyle kadınların özgürleşmesi bir gereklilik olmuşsa da, serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminde (1989’dan itibaren) durum çarpıcı bir şekilde değişmiştir. Bu dönemde Bulgaristan’ın siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarında meydana gelmiş olan değişikliklere ilişkin çok sayıda analizlere göre geçiş döneminde yüksek bedel ödeyen ve “kaybeden” kadınlar olmuştur6. Yapılan ekonomik reformlar ve piyasa mekanizmalarının yerleşmesi o döneme kadar mevcut olan istihdam ve akabinde yerleşik sosyal politikalar ve değerlerde kökten değişikliklere yol açmıştır. Planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş devletin ekonomiden ve sosyal alanda birçok fonksiyonundan el çekmesini gerektirmiştir. Bunun neticesinde sosyalizm döneminde garanti edilen istihdam ve sosyal güvenlik ortadan kalkmıştır. Serbest piyasa mekanizmaları ve serbest rekabet ilkeleri uyarınca herkesin kendi başının çaresine bakması görüşü hakim olmuş ve dolayısıyla belirli bir sosyal gruba yönelik herhangi bir ayrıcalıklı yaklaşım veya politika yürütülmesi ortadan kalkmıştır. 5 6 Vladimirova, Katya. 6 Yeni ekonomik gerçeklerin ve radikal yapısal reformların etkisine ilaveten, geçmişteki siyasi rejimin politikalarının “sosyalist” politikalar oldukları ve yeni modern demokratik toplum inşası sürecinde bunların tamamen reddedilmesi gerektiği görüşü de kadınları olumsuz etkilemiştir. Böylece tamamen yeni bir sosyal-ekonomik düzenin inşasına girişilirken, kadının toplumdaki yeri ve rolü dâhil sosyal alanda birçok başarılı uygulamalar da reddedilmiştir7. Devletin ekonomiden el çekmesi ve başlıca düzenleyici ve hareket mekanizması olarak özel sermaye aracılığı ile serbest piyasa fikrinin ön plana çıkmasıyla, o zamana kadar kadınların işgücü piyasasında haklarını8 garanti eden yasal mevzuatın ortadan kalkmasını ve/veya uygulanmamasını beraberinde getirmiştir. Bu süreçlerin ve şekillenen eğilimlerin neticesinde 20. Yüzyılın 90’lı yılların başında kadınlar arasında işsizlik oranın yükselmesine sebep olmuş ve bundan en fazla yaşlı kadınlar, düşük eğitimli kadınlar ve Türk ile Roman etnik gruplardan9 kadınlar etkilenmiştir. Kadınlar arasında işsizlik oranı artması (90’lı yılların başlarında toplam işsiz olanlardan % 60’ı kadındır) genellikle ekonominin yeniden yapılandırılmasından ve işletmelerin birçoğunun özelleştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Böylece mühendis, tekniker ve diğer alanlardan uzman olan çok sayıda kalifiye kadın işini kaybetmiştir. Köylerde ve daha küçük yerleşim yerlerinde istihdam imkânlarının olmaması özellikle Türk ve Roman azınlıklarından kadınları etkilemiş ve bunlardan çoğu için tek seçenek ev işi olmuştur. Kadınlar arasında ekonomik aktivitede düşüş ile birlikte kadın ve erkek ücretleri arasında farklılık boy göstermeye başlamıştır. İstihdam imkânlarının kamu sektöründen özel sektöre kaymasıyla birlikte “informal” denilen gri ekonomi (kayıt dışı ekonomi) gelişmiştir. Böylece özel sektörde istihdam edilenlerin sayısı kamu sektörüne göre kayda değer ölçüde artsa da, kadınlar dâhil birçok kişi gri sektörde çalışmaya başlamıştır. Bu tür bir istihdamın özellikleri arasında uzun süre çalıştırılma (haftalık 40 saat normunu aşan), elverişsiz ve sağlıksız çalışma koşulları, düşük maaş veya alternatif olmadığı için yarı zamanlı çalıştırılma yer alıyor.10 Bunun neticesinde kadınlar, çocuk bakımı ve ailede hizmet de eklenince, işgücü piyasasında gittikçe daha dezavantajlı duruma gelmekte ve cinsiyetlere yönelik sosyal yaklaşım sorunları ile kadınlardan olan beklentileri daha da derinleştirmektedir. Kadınların (erkeklerle kıyasla) kişisel gelişme, mesleki eğitim vb. konularda fiilen ayırabilecekleri zamanın eksikliği cinsiyetler arasında eşitsizlik için başlıca etken olmaktadır. 7 8 Yine orada. Yine orada. 9 Çalışma saatleri ve koşulları, nüfus davranışları. Bulgaristan Bilimler Akademisi Nüfus Araştırma Merkezi, İstihdam Kurumu ve Çalışma ve Sosyal Politika Bakanlığı tarafından 2003 yılında yapılan sosyolojik araştırma. 10 7 Serbest piyasa ekonomisine geçiş ve etkili sivil toplum oluşturulması döneminde kadınlara yönelik istihdam olanaklarının sınırlı olması toplumu uzun vadeli etkileyecek birkaç negatif gelişmeyi beraberinde getirmiştir. Bunlardan ilki gri ekonomide istihdam edilen kadınların sayısının artmasıdır. 90’lı yılların başlarında yaşanan bu eğilim, kayıt dışı ekonominin içerisinde bulunan kadınların yasal sektörde pozisyonlarını geri almaları ve iş hakları ile eşitlik taleplerinde bulunmaları konusunda kalıcı bir cesaretsizlik ve/veya imkânsızlıkla karşı karşıya kalmaları oldukça negatif sonuçlar doğurmuştur. İkinci gelişme küçük yerleşim yerlerinde ve Bulgar köylerinde istihdam imkânlarının olmayışı ve üretim yapılmaması göçü bir alternatife dönüştürmüş olup, yurtdışında düşük vasıflı işlerde çalışma (hasta bakıcısı, ev hizmetçisi, otel hizmetçisi, tarım işçisi) çok sayıda kadın için tek gelir kaynağı olmuştur. Üçüncü bir gelişme de “eşitlik” konusunda her türlü ayrıcalıklı yaklaşım açısından değişen anlayış sonucu aile değerlerinde de aşamalı olarak değişiklik yaşanmasını getirmiştir. Kadınların aile ve meslek hayatının bir arada götürmelerindeki zorluklar nedeniyle 20. Yüzyılın 90’lı yıllarından sonra doğum oranında ve evliliklerde düşüş kaydedilmiştir. 3. Bulgaristan – AB’nin tam üyesi Bulgaristan’ın Avrupa Birliğine üyeliği konusunda müzakerelerin başladığı 2000 yılında Bulgaristan’da cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik sorunlar ve politikalara daha çok sese ve dinamik getirilmiştir. Bir üye ülke adayı olarak Bulgaristan’ın esas sorumluluğu, kadınlara ve erkeklere eşit muamele direktifleri dâhil olmak üzere, ulusal yasal mevzuatını Avrupa Birliği yasal mevzuatı ile uyumlu hale getirmesini gerektirmektedir. Ülkemiz Avrupa İstihdam Stratejisini de kabul ederek, burada yer alan hedeflere ulaşmayı garanti edecek ulusal düzeydeki plan ve programlar hazırlamak mecburiyetindedir. İlgili direktiflerin Bulgaristan mevzuatına aktarılması sürecinde yeni eşitlik mekanizmaları ve politikaları da işleme alınmıştır. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, cinsiyet eşitliği konusunda devlet politikasının hazırlanması, koordine edilmesi ve uygulanmasından sorumlu kurum haline gelmiştir. Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde Eşit İmkânlar Danışma Kurulu oluşturulmuş olup, 2000 yılından itibaren periyodik olarak toplum hayatının her alanında devlet politikasının yürütülmesine yönelik stratejiler, planlar ve programlar hazırlanmaktadır11. Hedefe odaklı devlet politikası ve Avrupa Birliği nezdinde verilen taahhütler dâhil olmak üzere somut tedbirlerin belirlenmesi ve yürütülmesine ilişkin hazır 11 8 mekanizmaların yanısıra sorunların tanımlanmasında ve çözüm arayışlarında sivil toplumun rolü aşamalı olarak artmaktadır. Bulgaristan 01.02.2007 tarihinde Avrupa Birliği tam üyesi olmuştur ve Birliğin en önemli değerlerinden olan kadın erkek eşitliği konusunda çalışmalarına devam etmiştir. Bu bağlamda ülkemiz kaydedilen genel ilerlemeye katkıda bulunmuş olup, diğer taraftan ise Avrupa düzeyinde hazırlanan ve/veya kabul edilen eşit muamele alanındaki yasal mevzuat, gender mainstreaming politikası (cinsiyet mensubiyetine ilişkin perspektifin tüm diğer politikalar ile entegrasyonu), kadınlara destek amacıyla spesifik tedbirler gibi politikalar ve tedbirleri uygulamakla yükümlüdür. Kadın ve erkek eşitliği stratejisi 2010-2015 arasındaki dönemde cinsiyet eşitliği alanında Avrupa Komisyonunun çalışma programı olup, cinsiyetler arasında eşitliği teşvik etmeye ve kadın ve erkekler için eşti ekonomik bağımsızlık, eşit iş için eşit ücret, karar almada eşitlik vb. dâhil birkaç tematik önceliğin gerçekleştirilmesine yöneliktir.12 Kadınların Bulgar toplumundaki rolüne ilişkin tarihi bakış, kadınlardan beklentiler ve dolayısıyla cinsiyetler arasında eşitlik alanında hazırlanan ve uygulanan politikalar iki ana sonucun yapılmasına imkân tanımaktadır. Birincisi, eşitlik bir ilke olarak Bulgaristan mevzuatında sosyalizm döneminde yer almıştır. Burada sorun somut tanımlamada ve yasal çerçeveden ziyade cinsiyetler arasında eşitlik konusunda bu mevzuattan kaynaklanan garantinin fiiliyatta bir eşitliğe (siyasi, ekonomik ve sosyal) dönüştürmektedir13. İkincisi, cinsiyetler arasında eşitlik “mücadelesi” birkaç aşamadan geçmektedir ve bu aşamaların arasında fark genellikle eşitliğe ulaşmak için öngörülen konsept ve mekanizmalardadır. Sosyalist dönemde kadınların katılımını teşvik etmeye yönelik politikalarda daha ziyade tek bir türden koruma tedbirleri üzerinde durulmuş ve kadınların “özgürlüğü” amacıyla sosyal koruma mekanizmaları hızla geliştirilmiştir. Oysa serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminde (1989’dan itibaren) eşitlik (cinsiyet eşitliği dâhil) tam özgürlük ve tüm imtiyazların ve (çoğu durumlarda) korumaların ortadan kaldırılması olarak algılanmaktadır. Bulgaristan’ın Avrupa Birliğine katılımı için hazırlık, Bulgaristan yasalarının Avrupa yasaları ile uyumlaştırılması ve aktif bir sivil toplumu oluşturulması döneminde politikaların hedefi kadın ve erkeklere eşit şans imkânı yaratılması/teşvik edilmesi üzerine yönelmiştir. Avrupa Birliği üyesi ülke sıfatıyla Bulgaristan bu temele dayalı olarak sosyal ve ekonomi politikasını geliştirmeye ve kadınların siyasi ve ekonomik potansiyelini ortaya çıkarmak için elverişli koşullar oluşturmaya devam etmektedir. 12 http://ec.europa.eu/justice/gender-equality/index_bg.htm Cinsiyetlerin siyaset alanında eşitliği. Bulgaristan’ın tecrübesi. Nova Ananieva. ÖZGÜRLÜK, EŞİT HAKLAR, EŞİTLİK: GEÇİŞ DÖNEMİ SPİRALİNDE BİTMEYEN MÜCADELE 13 9 ІІІ. Bugün itibarıyla nüfus durumu ve istihdam yapısının analizi. 1. Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde nüfus durumunun tarifi. 2011 YILINDA Bulgaristan’da yapılan son nüfus sayımına göre 01.02.2011 tarihi itibarıyla ülke nüfusu 7,36 Milyon kişidir. Tablo 1’de ülke için toplam nüfus ve Burgaz İlinde (işbu analizin konusu olan il) bulunan belediyelerin verilerine yer verilmiştir. Tablo 1. İl, belediye, yerleşim yeri ve cinsiyete göre nüfus (adet) – 31.12.2012 tarihi itibarıyla İl Belediye Toplam Ülke için toplam Şehirlerde Toplam Erkek Kadın Toplam Köylerde Kadın Erkek Toplam Erkek Kadın 7 284 552 3 545 073 3 739 479 5 307 868 2 564 091 2 743 777 1 976 684 980 982 995 702 Burgaz 414 154 202 534 211 620 309 995 150 553 159 442 104 159 51 981 52 178 Aytos 28 579 13 957 14 622 19 827 9 628 10 199 8 752 4 329 4 423 Burgaz 211 535 102 472 109 063 200 745 97 104 103 641 10 790 5 368 5 422 Kameno 10 253 5 141 5 112 4 316 2 122 2 194 5 937 3 019 2 918 12 073 12 753 18 212 8 830 9 382 6 614 3 243 3 371 3 771 1 803 1 968 2 379 1 175 1 204 1 392 628 764 Nesebır 23 634 11 780 11 854 15 950 7 889 8 061 7 684 3 891 3 793 Pomorie 27 539 13 526 14 013 18 873 9 187 9 686 8 666 4 339 4 327 Primorsko 6 052 3 003 3 049 3 919 1 963 1 956 2 133 1 040 1 093 Ruen 28 759 14 540 14 219 - - - 28 759 14 540 14 219 Sozopol 12 603 6 237 6 366 6 336 3 113 3 223 6 267 3 124 3 143 Sredets 14 959 7 358 7 601 8 974 4 404 4 570 5 985 2 954 3 031 Sungurlare 12 229 5 993 6 236 3 163 1 560 1 603 9 066 4 433 4 633 Tsarevo 4 651 4 764 7 301 3 578 3 723 2 114 1 073 1 04 Karnobat 24 826 Malko Tırnovo 9 415 Bulgaristan Ticaret Odasının (BTO) 2013 yılında yaptığı analizine göre Burgaz İlinde nüfus durumu Bulgaristan’daki genel nüfus durumuna kıyasla iyi sayılabilir. Örneğin Burgaz İlinde nüfusun -%2,3 oranında azaldığı (gözlem 2011-2012 yıllarını kapsamaktadır), ülke genelinde 10 ise nüfusun -%8,214 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. Burgaz’da nüfusun doğal artış katsayısı negatiftir, ancak ülkenin birçok diğer iline göre daha düşüktür (negatif değer olarak). Burgaz İlinin özelliklerinden birisi Bulgaristan’ın en çok şehirleşmiş illerinden olmasıdır. Burgaz İlinde şehirlerde yaşayanların oranı % 75’e yakın. Nüfusun şehirlerde (özellikle İl Merkezi olan Burgaz’da) yoğunlaşmasının başlıca nedeni ekonomik ve mali krizin ağır etkileri ve köylerde istihdam imkânlarının olmamasıdır. İldeki yüksek düzeyde şehirleşme ve göreceli olarak oldukça elverişli iş ortamının olmasına rağmen 2012 yılında Burgaz İlinde mekanik nüfus artışı negatif olmuştur, diğer bir deyişle ili terk edenler ile yerleşenlerden daha çok olmuştur. Burgaz İlinden göç genellikle Sofya ve yurtdışına yöneliktir, Burgaz’a göç edenler ise genellikle komşu Sliven ve Yambol İllerindendir15. 65 yaş üzerindeki nüfus ile 14 yaş altı nüfus arasındaki oran göstergesinin 2010-2012 yılları arasında olumsuz yönde seyrettiğini, fakat bu göstergeye göre sıralamada Burgaz İlinin Sliven İlinden sonra ikinci yerde olduğunun belirtilmesi önem taşımaktadır16. Tablo 2’de Burgaz İli sınırları içerisinde bulunan belediyelerde yaşayan nüfusun eğitim seviyesini göstermektedir. Görüldüğü üzere Burgaz İlinde nüfusun % 17,6’sı yüksek eğitim, % 42’si lise mezunudur, 7 yaş ve üzeri kişilerden % 5 civarında ilkokulu tamamlayamamıştır. Tablo 2. Yerleşim yerleri ve eğitim seviyesine göre 7 yaş ve üstü nüfus - 01.02.2011 tarihi itibarıyla İller Toplam Yüksek Lise Orta İlk Tamamlan- Hiç okula Çocuk (7 mamış ilk Belediyeler gitmemiş yaş dâhil) Yerleşim yerleri ÜLKE İÇİN TOPLAM 6891177 BURGAZ 1348650 2990424 1591348 536686 328803 80963 14303 385224 67759 162079 96004 31714 20363 6310 995 26378 2683 10084 8407 2782 1659 692 71 198064 49777 94142 33977 9693 8478 1564 433 9627 480 3241 3619 1143 617 500 27 23673 2738 9086 7091 2717 1503 463 75 3539 346 1249 1160 481 193 104 6 NESEBIR 20577 3162 9871 4766 1619 947 152 60 POMORİE 25549 2917 9943 7805 2713 1725 362 84 5645 639 2434 1561 649 271 82 9 26488 731 5835 12855 3756 2110 1108 93 AYTOS BURGAZ KAMENO KARNOBAT MALKO TIRNOVO PRİMORSKO RUEN Bulgaristan Ticaret Odası analizi. Yine orada. 16 Yine orada. 14 15 11 SOZOPOL 11731 1385 4555 3887 1150 583 139 32 SREDETS 13690 1231 4962 4049 1939 912 562 35 SUNGURLARE 11639 643 3087 4540 2036 821 472 40 8624 1027 3590 2287 1036 544 110 30 TSAREVO Ülkede eğitim kalitesine ilişkin yapılan araştırmalar Burgaz İlinde eğitim kalitesinin ülke ortalamasının altında olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, insan sermayesinin kalitesi ve kadro yetiştirmeyle ilgili olarak işverenler ve iş çevrelerinde kaygılanma sebebidir. Burgaz İlinde üç yükseköğrenim kurumu faaliyet göstermesine rağmen çalışan nüfustan üniversite mezunu olanların sayısı ülke ortalamasının grisinde kalmaktadır. Lise düzeyinde eğitimde tanımlanan sorunların başında öğretmen-öğrenci oranıdır. Bunun yanı sıra diğer illerle kıyasla kişi başına düşen daha az sayıda okul mevcuttur. Neticede lise öğrencileri diğer illerdeki öğrencilere göre daha kötü sonuçlar (mezuniyet sınavı vb.) vermektedir. Fakat diğer taraftan Burgaz İlinden okuldan ayrılan öğrencilerin sayısı ülke çapında en düşük düzeydedir 17. Etnik grup mensubiyeti verilerine göre Burgaz İli nüfusunun % 80’i Bulgar olup, % 13,3’ü kendilerini Türk ve % 5’i Roman olarak belirlemiştir. Etnik mensubiyete İl ilişkin zorunlu Etnik grup Kendisini Bulgar Türk Roman 6680980 5664624 588318 325343 370544 298128 49354 26014 13847 BURGAZ 191653 KAMENO Belediye Yerleşim yeri ÜLKE İÇİN TOPLAM Diğer belirlemeyen olmayan soruya cevap verenler 49304 53391 18424 2632 2006 8766 3101 77 223 179383 6264 3871 1407 728 9200 7989 327 654 147 83 22787 19030 2125 1202 289 141 3390 2902 23 429 16 20 NESEBIR 20511 18367 1240 565 199 140 POMORİE 24523 17992 4947 1307 176 101 5003 4268 84 577 37 37 24492 1619 21241 1300 10 322 BURGAZ AYTOS KARNOBAT MALKO TIRNOVO PRİMORSKO RUEN 17 BTO’nun başka bir analizi 12 SOZOPOL 11202 8889 523 1678 88 24 SREDETS 13320 10912 230 2063 68 47 SUNGURLARE 10873 6193 3553 929 76 122 7576 6737 31 748 42 18 TSAREVO Tablo 3’de görüldüğü üzere bu oranlar İlin belediyelerine göre oldukça farklılık göstermektedir. Burgaz şehrinde kendilerini Bulgar olarak nitelendirenlerin oranı % 90 iken, Aytos Belediyesinde Türk nüfusu % 33, Ruen’de ise % 86’ının üzerindedir. Belirli etnik grup temsilcilerinin bazı belediye ve köylerde daha yoğun oldukları anlaşılmaktadır. Çoğu kez bu durum belirli belediye sınırları içerisinde yaşam tarzını, benimsenen çalışma alışkanlıklarını ve kalıpları etkilemektedir. 2001-2011 yılları arasında Bulgaristan’da ailelere ilişkin verilerin kıyaslanması ilgi çekicidir, zira bu veriler sayesinde aile hayatıyla ilgili şekillenmiş beklenti eğilimleri ve dolayısıyla bu tür eğilimlerin özel ve meslek hayatının uyumuna etkisi hakkında tahminlerde bulunulabilir. Tablo 4. İl ve aile yapısına göre aileler (adet) İller Aile yapısı Ülke için toplam Karı kocadan oluşan bekâr çocuksuz / bekâr çocuklu aile 1.03.2001 1.02.2011 toplam şehirlerde köylerde toplam şehirlerde köylerde 2 369 100 1 623 612 745 488 2 123 224 1 537 777 585 447 2 079 072 1 401 621 677 451 1 810 441 1 294 734 515 707 Bir ebeveyn bekâr çocuklu 290 028 221 991 68 037 312 783 243 043 69 740 Бургас 127 871 90 066 37 805 122 256 91 771 30 485 113 520 79 057 34 463 106 526 79 010 27 516 14 351 11 009 3 342 15 730 12 761 2 969 Karı kocadan oluşan bekâr çocuksuz / bekâr çocuklu aile Bir ebeveyn bekâr çocuklu 2001 yılında çocuklu bir ebeveynden oluşan ailelerin oranı ülke çağında % 12,2 imiş. 2011 yılında bu oran % 14,7’ye yükselmiştir. Aynı eğilim, daha küçük çaplı olmakla birlikte, Burgaz İli için de geçerlidir. Burgaz İlinde toplam ailelerden bir ebeveynli aile oranı % 11,2’den (2001 yılı) % 12,9’a (2011 yılı) yükselmiştir. Gözlemlenen bu eğilimlere sebep olan sosyal faktörler ve bundan doğan sonuçlar ile ilgili derin bir analiz için bu veriler yeterli olmasa da, yine de aşağıdaki argümanları destekleyici niteliktedirler: 13 Bulgar toplumunda evliliğe ve onun önemine yönelik bakış aşısında belirli ölçüde değişiklik gözlemlenmektedir; Bir ebeveynli aile ve/veya hanelerin artması istihdamda artış (daha fazla saat mesai, ek iş vb.) gerekliliğini doğurmaktadır; Küçük çocuklu bir ebeveynin yoksulluk ve sosyal dışlanma riski artmakta, bu veliler uygun istihdam imkânı bulamamakta veya çalışabilmesi için çocuğuna/çocuklarına bakım sağlayamamaktadır. 2. Bulgaristan ve Burgaz’da istihdam yapısı. Ekonomik aktivite katsayısı veya 15 ve üzeri yaşta işgücü ve nüfus arasındaki oran, farklı koşullardan etkilenen bir tür sosyal-demografik faktördür. Bu, her 3 ayda bir gözlemlenen standart bir ölçüdür. Aşağıdaki tablo 2013 yılının dördüncü çeyreği için Bulgaristan’da işgücü ve ekonomik aktivite katsayısı verilerini yansıtmaktadır. Tablo 5. İşgücü ve ekonomik aktivite katsayıları (15-64 yaş)–2013 yılı dördüncü çeyreği. Cinsiyet, ikamet, eğitim seviyesi Toplam İşgücü -Bin Ekonomik aktivite katsayıları - % 3 317.6 68.6 Erkek 1 771.1 72.8 Kadın 1 546.5 64.4 Şehirlerde 2 597.9 71.1 Köylerde 719.7 61.0 Yüksek 943.6 85.9 Lise 1 953.0 72.7 1 277.8 77.9 Orta 356.0 41.7 İlk ve altı 65.1 33.1 Cinsiyete göre İkamete göre Eğitim düzeyine göre Meslek edinenler dâhil 14 Tablodaki verilerden de görüldüğü üzere, kadınların ekonomik aktivite katsayısı erkeklerin katsayısından daha düşüktür (kadınların 64.4, erkeklerin ise 72.8), ama bu göstergeye göre en büyük fark eğitim düzeyi kriterinde görülmektedir. Buradan, eğitim ve ikamet yeri faktörlerinin nüfusun ekonomik aktivite katsayısına cinsiyete göre daha fazla etki yaptığı sonucu çıkartılabilir. Örneğin üniversite mezunlarının ekonomik aktivite katsayısı 85.9’a kadar yükselmekte, ilköğretim mezunları için bu sayı 41.7 ve eğitim seviyesi daha düşük olanlar için 33.1’dir. Şehirlerde ekonomik aktivitesi olan nüfusun oranı % 71’in üzerinde, köylerde ise % 61’dir. Sıradaki tabloda altı planlama bölgesinde (istatistiki bölgeler) işgücü durumunun kıyaslamasının yapılmasına imkân tanıyan veriler yer almaktadır. Tablo 6. İşgücü ve ekonomik aktivite katsayıları 15-64 yaş arasında nüfus için – 2013 yılı dördüncü çeyreği. Ekonomik aktivite İşgücü - Bin İstatistiki bölge İstatistiki alt bölge katsayıları - % Erkek Kadın 3 317.6 1 771.1 1 546.5 68.6 72.8 64.4 Kuzeybatı 334.9 183.7 151.2 65.8 70.3 61.1 Kuzey Merkezi 361.1 199.9 161.2 65.4 71.5 59.2 Kuzeydoğu 431.9 233.9 198.1 67.3 72.1 62.3 Güneydoğu 460.2 251.2 209.0 66.0 71.4 60.5 Güneybatı 1 056.5 548.7 507.8 72.2 75.5 69.0 Güney Merkezi 673.0 353.7 319.3 69.3 72.2 66.4 Toplam Toplam Toplam Erkek Kadın Veriler analizi edildiğinde Güneydoğu Planlama Bölgesine (Burgaz, Yambol, Sliven ve Stara Zagora İllerini içermektedir) ilişkin birkaç ana sonuç çıkarılabilir: İşgücü ile ilgili – istihdam edilenlerin toplam sayısı itibarıyla bölge üçüncü sıradadır (Başkent Sofya’nın yer aldığı Güneybatı Bölgesi ve İdari Merkezi Plovdiv olan Güney Bölgesinden sonra) – 460,2 Bin kişi; Cinsiyete göre işgücü ile ilgili eğilim aynıdır – Güneydoğu Bölgesi istihdam edilen erkek sayısı (251,2 Bin) ve kadın sayısı (209 Bin) itibarıyla yine Güneybatı ve Güney Merkezi Bölgeden sonra ülke çapında üçüncü sıradadır; 15 Güneydoğu istatistiki bölgedeki hem erkeklerin (71,4) hem kadınların (60,5) ekonomik aktivite endeksi ülke çapındaki diğer istatistiki bölgelerin neredeyse tamamına göre daha düşük seviyededir. Bu göstergeye göre Güneydoğu Bölgesi beşinci (sondan bir sıra önce) sıradadır; Güneydoğu Bölgesinde kadınların ekonomi aktivitesi katsayısı (60,5) erkeklere göre oldukça düşüktür, fakat aşağı yukarı aynı fark diğer istatistiki bölgelerde de gözlemlenmektedir (Güneybatı ve Güney Merkezi Bölgeler hariç). Dolayısıyla, Burgaz Bölgesinde istihdam edilenlerin sayısı oldukça yüksek olmasına rağmen ekonomik olarak aktif nüfus oranı Bulgaristan’ın diğer bölgelerine göre daha düşüktür ve bu durum kadınlar açısından daha da belirgindir. Bulgaristan’da kadınların daha düşük ekonomik aktivitesine ilişkin gözden geçirdiğimiz verilerden sonra istihdam edilenlerin statüsü de ele almamız ilgi çekecektir. Aşağıdaki tabloda 2013 yılının dördüncü çeyreği itibarıyla istihdam edilen erkek ve kadınların statüsü sunulmuştur. Tablo 7. İstihdam statüsü ve cinsiyete göre istihdam edilen kişiler – 2013 yılı dördüncü çeyreği (Bin olarak) İstihdam statüsü Toplam Erkek Kadın Toplam 2 931.6 1 555.6 1 376.0 İşverenler 125.3 93.0 32.3 Kendi namına çalışan kişiler 229.8 142.8 87.1 İşçiler 2 557.6 1 312.6 1 245.0 - özel işletmelerde 1 832.4 1 011.1 821.3 - kamu işletmelerinde 725.2 301.4 423.7 18.9 7.3 11.6 Maaş almayan aile işçileri Sunulan verilere göre 2013 yılı sonunda Bulgaristan’da işveren kadınlar % 26’nın altında, kendi namına çalışanlardan kadınların oranı ise % 38’in biraz altındadır. Ülke çapında özel ve kamu sektöründe istihdam edilenlerden yaklaşık % 49’u kadın olup, kamu işletmelerinde çalışanların arasında kadınlar ağırlıktadır (kamu sektöründe istihdam edilen kadınların oranı % 58, özel sektörde ise % 45’in altındadır). “Ücretsiz aile işçileri” olarak 16 nitelendirilenlerden % 60’ın üzerinde kadındır. Bu şekilde önümüze çıkan bu verilerden ücret düzeylerinde mevcut farklılıklar ve kadın ve erkeklerin mesleki kariyerlerinde memnuniyetleri konusunda tahminlerde bulunulabilir. Ancak bunun yapılabilmesi için, eğitim düzeyi, mesleki eğitim, kişisel gelişme gerekliliği/olanakları vb. gibi farklı faktörlerin etkisi ve değerlendirmesi dâhil, kadınların istihdam edildikleri başlıca sektörler ve icra ettikleri faaliyetler daha ayrıntılı bir şekilde analiz edilmelidir. Kadınların büyük bir bölümü istihdam edilenler kategorisinde yer almakta olup, sayıları (istihdam edilen toplam 1.245.000 kadından 821.300’ü) özel işletmelerde en yüksektir. Ulusal İstatistiki Enstitüsü’nün 2013 yılı dördüncü çeyreği itibarıyla meslek sınıfları ve ekonomik faaliyetlere göre istihdam edilen kişilere ilişkin veriler Tablo 8 ve 9’da sunulmuştur. Tablo 8. Meslek sınıfları ve cinsiyete göre istihdam edilen kişiler - 2013 yılının dördüncü çeyreği (Bin olarak) Meslek sınıfları Erkek Kadın 2 931.6 1 555.6 1 376.0 Yöneticiler 212.7 137.4 75.3 Uzmanlar 468.7 149.0 319.7 Tekniker ve uygulama uzmanları 261.2 148.8 112.4 Yardımcı idari personel 187.0 52.4 134.6 Hizmet, ticaret ve güvenlik alanında çalışan personel 619.5 258.5 361.0 108.4 66.8 41.6 Kalifiye işçiler ve benzer zanaatkârlar 377.6 272.2 105.5 Makine operatörleri ve montajcı 369.2 274.5 94.7 Özel eğitim gerektirmeyen meslekler 301.1 175.9 125.2 Toplam Toplam Aşağıdakiler dâhil: Tarım, ormancılık, avcılık ve balıkçılık sektörlerinde çalışan kalifiye işçiler Tablo 8’deki verilere göre “yönetici” kategorisinde istihdam edilen toplam kişilerden kadınların oranı % 35,4. “Uzman” olarak sınıflandırılanlardan kadınların oranı % 68,2, teknik 17 ve uygulama uzmanlarından kadınların oranı % 43’tür. Yardımcı idari personel (bu mesleklerde istihdam edilenlerden yaklaşık % 72’si) sınıfında olduğu gibi, hizmet ve ticaret (% 58,3) alanında kadınların üstün rolünün altı çizilmelidir. Kalifiye işçiler/zanaatkârlar ve makine operatörlerinden dörtte biri kadındır (% 27,9 ve % 25,6), özel eğitim gerektirmeyen mesleklerle iştigal eden kadınların oranı ise % 41,6’dır. Araştırmanın yükü nedeniyle belirli ekonomi faaliyetlerine ilişkin verilerin yeterince doğru sayılamayacağı dikkat çekmektedir. Tablo 9’da farklı ekonomi faaliyetler itibarıyla erkek ve kadınların istihdamı bilgilerine yer verilmiştir. Ekonomi faaliyetleri Toplam Erkek Kadın Toplam 2 931.6 1 555.6 1 376.0 Tarım, ormancılık ve balıkçılık 194.6 136.6 58.0 Madencilik ve taş ocakçılığı 24.6 20.5 (4.1) Üretim sanayii 569.3 289.5 279.8 Elektrik, ısı ve gaz şeklinde yakıt üretimi ve dağıtımı 39.4 30.3 9.1 Su tedariki; kanalizasyon, çöp yönetimi ve dönüşümü 36.0 26.0 10.0 İnşaat sektörü 207.1 184.0 23.0 Ticaret; otomobil ve motosiklet tamiri 521.3 242.4 278.9 Ulaşım, depolama ve posta hizmetleri 176.3 141.6 34.7 Otel ve restoran işletmeciliği 140.4 57.3 83.1 79.0 48.3 30.7 Mali ve sigorta faaliyetleri 54.4 20.2 34.2 Emlakçılık 9.7 (3.7) 6.0 Mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar 85.6 34.3 51.4 Enformasyon ve sanat ürünleri oluşturulması ve dağıtımı, telekomünikasyon 18 Ekonomi faaliyetleri Toplam Erkek Kadın İdari ve yardımcı faaliyetler 114.6 78.2 36.4 Devlet idaresi 236.0 128.4 107.6 Eğitim 187.0 37.8 149.2 Sağlık ve sosyal faaliyetler 156.3 32.6 123.6 Kültür, spor, eğlence 40.6 18.8 21.8 Diğer faaliyetler 59.5 25.0 34.5 ( ) – alıntının düşük hacimli olması nedeniyle parantez içine alınmış olan veriler yaklaşık verilerdir Sunulan veriler, ekonomi faaliyetleri itibarıyla istihdam eğilimlerine ilişkin bazı sonuçların çıkartılmasına ve ülke çapındaki ekonomi faaliyetlerinde kadınların rolü ve eşit imkânlar sağlanması konusunda tahminlerde bulunulmasına olanak vermektedir. Örneğin eğitim ve sağlık/sosyal çalışmalar gibi belirli faaliyetlerde bir “kadınlaşma” gözlemlenmekte olup, burada kadınların oranı % 79,8 ve % 79,1’dir. Otel ve restoran işletmeciliği, mali ve sigorta faaliyetleri, emlakçılık ve mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar alanlarında çalışanlardan % 60 civarında ve biraz üzerinde kadındır. Diğer taraftan inşaat ve madencilik sanayiinde kadınların sayısı erkeklere göre daha azdır (inşaat sektöründe istihdam edilenler % 29,8 ve madencilik sanayiinde % 16,7’si kadındır). Tarım (tarımda kadınların oranı % 29,8) ve genel olarak endüstri sektöründe kadınların istihdamında kayda değer düşüş eğilimi gözlemlenmektedir. Daha yoğun emek gerektiren sektörlerde istihdam edilen kadınların sayısında düşüş yaşanmakla birlikte hizmet sektöründe sayıları artmaktadır. Bu eğilim Avrupa ve Dünya çapında 2000 yılı itibarıyla gözlemlenmektedir. Bu bağlamda Bulgaristan işgücü piyasasının mantığı ve buradaki süreçlerin, Avrupa ve küresel çapta ekonominin ve süreçlerin18 yapısında yaşanan eğilimler ve değişiklikleri takip ettiği ve onların yansıması olduğu sonucuna varılabilir. Bulgaristan’da hizmet sektöründe ve özellikle eğitim, sağlık ve sosyal faaliyetler alanında “kadınlaşma” sürecinin yerleşmesi negatif bir eğilim olan kadın ve 18 UNIFEM 19 erkekler arasında ücret farklılığının meydana gelmesine yol açmaktadır. Eurostat’ın 2013 yılında yayınlanan bir araştırmasına göre Bulgaristan’dan erkekler kadınlardan % 12 daha yüksek ücret almakta ve bu gösterge itibarıyla Bulgaristan AB-2719 sıralamasında orta sıralarda yer almaktadır. Bu durum, kadınların daha fazla sayıda eğitim, sağlık ve sosyal faaliyetler alanlarında istihdam edilmeleriyle izah edilebilir, çünkü bir taraftan bu alanlarda işten çıkarmaya karşı daha büyük ölçüde güvence söz konusudur, fakat diğer taraftan daha düşük maaşların ödendiği mesleklerdir. Ücretlerde farklılık sorununa ilişkin bir dizi araştırmaya göre aynı durum banka sektörü için de söz konusu olduğu ilginçtir. Son yıllarda istikrarlı bir şekilde kadınların banka sektöründe istihdamlarında artış gözlemlenmektedir. Daha yüksek eğitim düzeyi gerektiren bu sektörde ücretler kıyasla düşük seviyededir. “Erkek” ve “kadın” meslekleri olarak bu koşullu ayrım konusuna ilaveten işletme/sektör20 içerisinde kadınların daha ziyade icra pozisyonlarında istihdam edildikleri ve daha az sayıda kadının yönetici pozisyonunda bulunduğu belirtilmelidir. Bu da erkeklere göre kadınların daha düşük ücretlerle çalıştırılması için bir sebeptir. Cinsiyete göre istihdam analizi ve kadın erkek arasında ücret farklılığı sorunu ele alınırken, serbest piyasaya geçiş döneminde baş gösteren başlıca bir eğilimin göz önünde bulundurulması gerekir. Yukarıda da açıkladığımız üzere söz konusu olan “informal” (veya “gri”, “kayıt dışı”) ekonominin meydana gelmesi ve yayılmasıdır ki 2000 yılında Bulgaristan ekonomisinin21 % 25 ila % 40 arasındaki bölümü kayıt dışıdır. Kadınların geçiş döneminde karşılaştıkları spesifik sorunlar nedeniyle kayıt dışı ekonomide sayıları sürekli artmaktadır. Bu durum, kadınların erkeklere göre daha fazla taviz vermeye hazır olmaları ve daha elverişsiz koşullarda ve ücret karşılığı çalışmaya razı olmalarından kaynaklanmaktadır. İşbu analizin, genel olarak, Bulgaristan ve Burgaz İli ekonomisinde kadınların rolüne yönelik olduğu cihetle Burgaz Bölgesinde istihdamın bazı spesifik koşulları ve özelliklerinin gözden geçirilmesi önemlidir. Burgaz İli, elverişli coğrafi konumu ve ulaşım olanakları nedeniyle ekonomik olarak oldukça iyi gelişmiştir. Özellikle turizm, ulaşım hizmetleri ve bağlantıları (liman ve havaalanı sayesinde) çok büyük gelişme sağlayan sektörlerdir. Coğrafi konumu itibarıyla ekonominin bir sektörü olan turizm ön plana çıkmaktadır (Ülkede turizmin % 40’ı Burgaz İlinde gerçekleştirilmektedir). Genel olarak ülke çapında da mevcut olan eğilime göre Burgaz İlinde de ekonominin büyük bölümü hizmet sektöründen oluşmakta olup, arkasından 19 http://www.24chasa.bg/Article.asp?ArticleId=1826764 UNIFEM 21 UNDP. Human Development Report. 1999 20 20 sanayi ve tarım gelmektedir. Bulgaristan Ticaret Odası’nın 2012 yılına ait bir analizine göre İlde gelişmiş başlıca sanayi alt sektörleri aşağıdadır: Petrol rafinerisi – İlin sanayi üretiminin % 70’i; Kimya sanayii – elyaf ve plastik üretimi; Gıda sanayii – şarap ve balık konserveleri üretimi; Makine imalatı – vagon üretimi, havalandırma ve arıtma cihazları üretimi, gemi inşaatı; Ormancılık ve kerestecilik; Tekstil – giyim üretimi. Burgaz İlinde işletmelerin büyük bir bölümü (% 94,8) mikro-şirketlerdir (en fazla 10 kişi istihdam edilen) ve tüm istihdam edilen kişilerden %28’i22 bu şirketlerde çalışmaktadır. Bulgaristan Ticaret Odası’nın Burgaz İlindeki işgücü piyasasına ilişkin durum ve eğilimlerle ilgili analizi bölgede istihdam edilen kişilerin mesleki-eğitimsel yapısı hakkında birkaç başlıca sonuca varılmasına imkân tanımaktadır: 2012 yılında en fazla kişi “Özel eğitim gerektirmeyen meslekler” grubunda çalışmıştır – 25.104 kişi (Görev ve Mesleklerle İlgili Ulusal Sınıflandırma uyarınca); “Halka hizmet, güvenlik ve ticaret personeli” grubunda istihdam edilenlerin sayısı da oldukça yüksektir – 23.726 kişi; “Mesleki grupsuz” grubunda istihdam edilenlerin sayısı 18.186 kişidir; “Analitik uzmanlar” kategorisinde 13.609 kişi ve “İdari personel” kategorisinde 12.061 kişi istihdam edilmektedir; “Tarım, ormancılık, balıkçılık ve avcılık sektörlerinde kalifiye işçi” grubunda istihdam edilenler yalnızca 914 kişidir; En çok kişi hizmet sektöründe ve özellikle toptan ve perakende ticaret, restoran işletmeciliği, inşaat ve ulaşımda istihdam edilmektedir. Kıyasla yüksek sayıda kişi (kadınlar dâhil) devlet idaresinde, eğitim ve sağlık sektörlerinde istihdam edilmektedir23; İstihdamın bu özellikleri ile Güneydoğu İstatistiki Bölgeye ilişkin yukarıda sunulan istihdam verileri ve kadın ve erkeklerin ekonomik aktivite katsayıları göz önünde bulundurulduğunda Burgaz İlindeki işgücü piyasasında kadınların imkânlarıyla ilgili birkaç sonuç ve öngörülerde bulunulabilir. İlk olarak hizmet sektörünün ve özellikle turizmin ön plana çıkması bu 22 23 Analiz Valeri Analiz Valeri 21 sektörlerde göreceli olarak daha fazla sayıda kadının istihdam edilmesi demektir. Turizm ve turizmin yan sektörlerinde (örneğin restoran işlemeciliği, tatil yörelerinde toptan ve perakende ticaret, yine bu yörelerde emlakçılık vb.) istihdam mevsimlik olarak yüksek düzeydedir. Dolayısıyla istihdam edilenlerin (kadınlar dâhil) güvenlik düzeyi ve mali bağımsızlıkları daha düşüktür ve işgücü piyasasında durumları daha elverişsizdir. İlaveten, daha ziyade düşük ücretler nedeniyle mevsimlik işçi olarak gençlerin tercih edilmesi nedeniyle turizm (otelcilik, restoran işletmeciliği) sektöründe zor iş bulan 40 yaşın üzerinde kadınların durumu daha da karışık bir hale gelmektedir. İkinci olarak, eğitim, sağlık, sosyal faaliyetler gibi daha düşük maaşların ödendiği belirli ekonomi sektörleri ve faaliyetlerinin “kadınlaştırılmalarına” ilişkin ulusal düzeydeki eğilim Burgaz İlinde de gözlemlenmektedir. Bu eğilim, ilde “ortanın altında” olarak değerlendirilen eğitim kalitesiyle birlikte, bu sektörlerdeki insan potansiyelinin kalitesi ile ilgili genç kadrolar üzerinde olduğu gibi profesyonelliğini ispatlamış olanların üzerinde de sosyal-psikolojik baskı oluşturmaktadır. Üçüncü olarak da, Burgaz İlindeki ekonomi yapısı, istihdamın mevsimlik ağırlığı, önde gelen sektörler ve buna bağlı olarak yaşanan şehirleşme ve nüfusun Burgaz şehri ve büyük tatil kasabaları ve merkezlerinde yoğunlaşması büyük bir nüfus dengesizlik durumu meydana getirmektedir. Daha küçük belediyeler ve yerleşim birimlerinde istihdam imkânları bulunmamakta ve tek seçenek Avrupa Birliği24 tarafından finanse edilen programlarla geçici olarak yaratılan istihdamdır. Bu kasabalar ve köylerde kadınlar oldukça elverişsiz durumdadır ve tek alternatifleri ev işidir. 3. Burgaz Bölgesinde işsizlik yapısı Bulgaristan ve Burgaz İlinde nüfusun istihdamı ve ekonomik aktivitesine ilişkin güncel veriler ele alındıktan sonra işbu analizin amaçları doğrultusunda ve kadınların ulusal ve bölgesel düzeyde ekonomi hayattaki rolleri hususunun daha iyi anlaşılabilmesini teminen işsizlik ve kadınlar açısından eğilimler konusunun da gözden geçirilmesi önemlidir. Tablo 10’da 15-64 yaş arası işsiz kişilerin verileri ve 2013 yılının dördüncü çeyreğinde işsizlik katsayılarına yer verilmiştir. İşsizlik katsayısı işsiz kişilerin sayısı ile işgücü arasında oranı göstermektedir. 24 Hasan Ademov? 22 Tablo 10. Cinsiyet, ikamet ve eğitim seviyesine göre işsiz kişiler ve nüfusun işsizlik katsayısı (15-64 yaş arası) – 2013 yılı dördüncü çeyreği İşsiz kişiler - Bin Toplam İşsizlik katsayısı - % 437.4 13.2 Erkek 248.5 14.0 Kadın 188.9 12.2 Şehirlerde 289.8 11.2 Köylerde 147.5 20.5 Yüksek 60.7 6.4 Lise 245.4 12.6 148.2 11.6 Orta 100.9 28.3 İlk ve altı 30.4 46.7 Cinsiyete göre İkamete göre Eğitim seviyesine göre Mesleki eğitim almış olanlar dâhil Tablo 10’da görüldüğü üzere 2013 yılının dördüncü çeyreğinde toplam işsiz kişilerden % 43,2’si kadındır. İşsizlik katsayısı kadınlar için daha düşüktür (erkekler için % 14,0’e karşı % 12,2). Şehirleşmiş bölgelere göre köylerde daha yüksek işsizlik katsayısı gözlemlenmekte, fakat en çarpıcı farklılık eğitim seviyesine göre karşımıza çıkmaktadır. İstihdam analizi ve eğitim faktörü konusunda çıkartılan sonuçlar uyarınca işsizlik konusunda da olumsuz etkiye en fazla maruz kalanlar ilkokul ve altında eğitim görenlerdir (işsizlik katsayısı % 46,7). Buna karşılık en iyi durumda yüksek tahsilli olanlardır (% 6,4 işsizlik oranı). Daha önce çalışıp çalışmadıkları ve işten ayrılma veya işlerini kaybetme sebeplerine ilişkin 2013 yılında yapılan araştırmaya göre işsizlerden % 60’tan fazlası işten çıkarma veya mevsimlik (geçici) işin sona ermesi nedeniyle işlerini kaybetmiştir. Ankete katılanların arasında işten çıkarılan kadınların oranı % 45, geçici/mevsimlik işin sona ermesinden dolayı işsiz kalan kadınların oranı ise % 40,5. 23 Tablo 11. Daha önce işi olanlar, işi bırakma nedeni ve cinsiyete göre işsiz kişiler – 2013 yılı dördüncü çeyreği (Bin olarak) Toplam Toplam Erkek Kadın 439.8 249.5 190.3 371.8 207.8 164.0 Personel azaltma, işten çıkarma 148.7 81.6 67.0 Geçici veya mevsimlik işin sonuçlanması 120.7 71.8 48.9 Çalışma koşullarından memnuniyetsizlik 25.7 16.4 9.3 Diğer 30.9 16.3 14.6 Belirtilmemiş (son 8 yılda çalışmayanlar dâhil) 45.8 21.6 24.2 68.0 41.7 26.3 Daha önce istihdam edilmiş işsizler İşi bırakma sebebine göre: İlk işini arayan işsizler 2013 yılı sonu itibarıyla işsizlerden yalnızca 25,7 Bini (veya % 5,8) iyi olmayan (kişilere göre) çalışma koşulları nedeniyle işten ayrıldıkları, bunlardan yeni iş aramaya sebebin çalışma ortamından memnuniyetsizlik olduğunu beyan eden kadınların sayısı ise sadece 9,3 Bin (% 36,2 civarında) olduğu dikkat çekmektedir. Şu ana kadar sunulan verilere göre işsiz kadınların sayısı işsiz erkeklerin sayısından daha az. Kadınlarda işsizlik katsayısı da erkeklere göre daha düşük. 2013 yılı sonu itibarıyla cinsiyete göre işsiz kalınan sürelerin de görülmesi ilginçtir. Tablo 12. İşsiz kaldıkları süre ve cinsiyete göre işsiz kişiler - 2013 yılı dördüncü çeyreği (Bin olarak) İşsizlik süresi Toplam Erkek Kadın Toplam 439.8 249.5 190.3 5 aya kadar 117.5 63.8 53.7 6 - 11 ay 58.7 36.2 22.4 12 - 23 ay 97.9 52.6 45.2 2 yıl ve üstü 165.8 96.9 69.0 24 Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2013 yılı dördüncü çeyreğine ilişkin güncel verilerine göre kalıcı olarak işsiz kalan erkekler ağırlıktadır ve dolayısıyla cesaretlerinin kırılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Burada kullanılan istatistiki verilerin iş bulma kurumlarına kayıtlı olan kişileri kapsadığını belirtmek önemlidir, dolayısıyla “resmi istatistik” ekonomik açıdan aktif olmayan ve cesaretleri kırılan kişileri içermemektedir. Bu şekilde elde edilen verilerden iki öngörüde bulunulabilir: İşsiz kadınların bir bölümü resmi istatistiğin kapsamına girmemiştir (özellikle ülkenin daha yoksul ve/veya kırsal kesimlerinde yaşayanlar) Kadınlar, daha kolay uyum sağladıkları ve daha elverişsiz çalışma koşullarına tolerans göstermeye eğilimli olduklarından erkeklere göre daha kolay iş bulmayı/işlerini korumayı başarmaktadır. İlk bakışta birbirine zıt olan bu iki sonuç aslında aynı anda geçerli olabilmektedir. Ekonominin yapısına (hizmet sektörünün ağırlığı, belirli sektörlerde ve ülkenin belirli bölgelerinde mevsimlik istihdam), iş nedeniyle göç ve bu göçten en çok etkilenen sosyal gruplara ilişkin daha derin bir analiz, Bulgaristan’da kadınların değişken işgücü piyasasına kolay uyum sağladıkları tezi lehine gerekçeler ortaya çıkarabilir. Ulusal düzeyde durum hakkında verilen sunulduktan sonra işbu analizin amacı doğrultusunda ilgili göstergelerin yerel düzeydeki göstergelerle kıyaslanması gerekmektedir. Tablo 13’de ülkenin 6 istatistiki bölgesinde erkek ve kadınların arasında işsiz kişilerin sayısı ve işsizlik katsayısı bilgilerine yer verilmiştir. Tablo 13. İşsiz kişiler ve işsizlik katsayıları, 15-64 yaş arası – 2013 yılı dördüncü çeyreği İşsiz kişiler - Bin İstatistik bölgeler İstatistik alt bölgeler Toplam Toplam Erkek Kadın İşsizlik katsayısı - % Toplam Erkek Kadın 437.4 248.5 188.9 13.2 14.0 12.2 Kuzeybatı 54.0 32.2 21.8 16.1 17.5 14.4 Kuzey Merkezi 55.4 34.9 20.5 15.3 17.5 12.7 Kuzeydoğu 72.0 38.2 33.8 16.7 16.3 17.1 Güneydoğu 59.8 33.5 26.3 13.0 13.3 12.6 Güneybatı 105.9 59.4 46.4 10.0 10.8 9.1 Güney Merkezi 90.3 50.2 40.1 13.4 14.2 12.6 25 Buradan çıkartılabilecek başlıca sonuç Güneydoğu Bölgesinde işsizlik katsayısının (% 13,0) başkent Sofya’yı da içeren Güneybatı Bölgesinden (% 10,0) sonra ülkenin en düşük ikinci katsayısıdır. Kadınlar için işsizlik katsayısı % 12,6’dır ve ülke ortalamasının (12,2) biraz üstünde olan bu gösterge yine Güneybatı Bölgesinden sonra ikinci sıradadır. 2010-2012 döneminde Burgaz Bölgesinde işsizlik oranı, meydana gelen ekonomi ve mali krizin ağır neticeleri ile inşaat sektörü ve gayrimenkul piyasasının kötüleşen durumu nedeniyle kayda değer ölçüde artmış ve hatta Bulgaristan ortalamasını aşmıştır. 2012 yılına yaklaşıldığında eğilim tersine dönerek işgücü piyasasında iyileşme başlamıştır. Burgaz Bölgesinde başlıca ekonomi sektörleri hizmet (% 63,8), sanayi (% 31,4) ve tarımdır (% 4,8). Hizmet sektöründe en önemli yer (ve pay) turizm ve inşaata düşmektedir. Turizm ve inşaat çok etkilenen sektörler olması nedeniyle işgücü piyasasını ve oluşturulan işyerlerinin kalitesini de etkilemektedirler. Burgaz Bölgesi ekonomisine yönelik analizlerin başlıca sonuçlarına göre burada yeterli sayıda yıllık ve iyi ücret ödenen işyerleri oluşturulamamaktadır25. “Bölge İstihdam İdaresi” tarafından sunulan bilgiye göre serbest işyerlerinden yaklaşık % 50’si eğitim seviyesi ilköğretim ve altında olan kişilere yöneliktir. İlan edilen işyerlerinin büyük bir bölümü mevsimlik pozisyonlardır. Sektörlere bakıldığında geleneksel olarak en çok ilan edilen işyerleri “otel ve restoran işletmeciliği”, “ulaşım, depolama ve posta” ve “gıda sanayii” sektörlerindendir. En az sayıda ilan edilen işyerleri “madencilik”, “kültür, spor ve eğlence” ve “mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar” sektörlerindendir. Uzmanlar için ilan edilen bir işyerinin 1 aydan fazla boş kalması (işgücü piyasası ve boşta olan kadrolar arasında geçişme) negatif bir eğilim olarak nitelendirilmektedir. Bulgaristan ve Burgaz Bölgesinde işsizlik konusu ışığında kadınların durumuna daha derinlemesine bir bakışta bulunulduğunda Burgaz Bölgesindeki eğilimin ulusal düzeyde tanımlananlarla aynı olduğu görülmektedir. Mali ve ekonomi kriz meydana geldikten sonra ülke çapında işgücü piyasasında karmaşık bir durum baş göstermiş ve neticeleri hem erkekler hem kadınlar için olumsuz yönde olmuştur. Kadınlar arasında istihdam ve işsizlik açısından birkaç “risk” potansiyeli taşıyan grup tanımlanabilir. İlk grupta, yeni çalışmaya başlayacak veya profesyonel kariyerlerinin başında bulunan 25 ila 34 yaş arası genç kadınlar yer almaktadır. Farklı araştırmalara göre bu yaş grubundan kadınların istihdam imkânlarına erişimleri ekonomik ve sosyal bağımlılıkları nedeniyle 25 Bulgaristan Ticaret Odası analizi. 26 zorlaşmaktadır. Gerekli vasıfları taşımalarına rağmen birçok durumda bu riskli gruptan olan kadınlara, tecrübe eksikliği ve/veya aile kuracakları ve çocuk yetiştirecekleri (gerçek veya olası) için kariyer yapma imkânı verilmemektedir. 2000 yılından sonra kadınlar için ebeveyn fonksiyonları ile çağdaş koşullarda ve mevcut sosyal altyapıda çalışan kişi fonksiyonlarını bir arada yürütmelerinin zorlaştığı sonucu çıkartılabilir26. İşgücü piyasasında risk altında olan ikinci kadın grubu 45 yaş üzeri kadınlardır. Bunlardan büyük bir bölümü eğitim almış ve kalifiye elemanlardır ve çoğu farklı bir ekonomi ortamda (sosyalist rejim döneminde) istihdam edilmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçişten önce, serbest piyasa mekanizmalarının yürürlükte olmadığı ve işgücü piyasasında rekabetin27 bulunmadığı bir dönemde bu kadınlara devlet tarafından garanti edilen istihdam sağlanmıştır. Bu kadınlar, işgücü piyasasında değişen koşullara uyum sağlayabilmek için yeni mesleki eğitim almaları ve kişisel ve profesyonel kabiliyetlerini arttırmaları konusunda büyük ölçüde zorluklarla karşılaşmaktadırlar. İlave olarak, işverenlerin büyük bir bölümü daha genç kadroları işe almayı tercih etmektedir, hatta geçmişte iş ilanlarında yaş sınırı (40 veya 45’e kadar) belirtilmesi sıkça rastlanılan bir uygulama olmuştur. Sonuçta 45 yaş üzerinde kadınlardan çoğunun iş arama veya kaliteli iş aramaya uyum sağlama konusunda cesaretleri kırılmıştır. Birçok durumda tek alternatifleri, koşulların, ücretlerin ve sosyal edinimlerin oldukça kötü olduğu kayıt dışı ekonomide istihdam aramaktır. İşgücü piyasasında dezavantajlı durumda bulunan diğer kadın grubu da “kendi kendini geçindiren” olarak adlandırılan kadınlardır. Bu gruba yaşlı dul kadınlar ve çocuk/çocuklarına tek başına bakan anneler dâhildir. Yalnız yaşayan yaşlı kadınların sayısının oldukça yüksek olması nüfusun yaşlanmasına ve Bulgaristan’da kadınların ömrünün erkeklere göre daha uzun olmasına bağlıdır. Yakınlarının (çocuk, diğer akrabalar) yardımına güvenemeyen bu kategorideki kadınlar, sosyal ve ekonomik dışlanmışlığa düşmemek için iyi olmayan koşul ve ücret karşılığında çalışma yolları aramak zorunda kalmaktadır. Çocuklarına yalnız bakan anneler, çocuklarının bakımını aile partnerleri olmadan aileye gelir sağlama ve geçindirme zorunluluğu ile karşı karşıya kalmaktadır. İlave olarak bu kadınlar, ek eğitim için daha az zaman (ve kaynak) ellerinde bulundurmakta, daha düşük seviyede mesleki hareketlilik özelliği taşımakta, dolayısıyla işgücü piyasasının değişen koşullarına daha zor uyum sağlamaktadırlar. Diğer taraftan işverenler yalnız anneleri, kişisel ve mesleki angajmanlarını uyum içinde yürütemeyecekleri, sıklıkla işe gelemeyecekleri vb. çekincelerden dolayı işe almada temkinli davranmaktadırlar. Tüm bu faktörler yalnız annelerin işgücü piyasasında 26 27 UNIFEM UNIEF 27 dezavantajlı pozisyonda bulunmalarına ve çoğu kez anne olarak sosyal haklarında taviz vermelerine sebep olmaktadır28. İşgücü piyasasında sorunlu olan diğer kadın grubu Roman asıllı kadınlardır. Roman azınlığının sosyal entegrasyonu, Bulgaristan’ın Avrupa entegrasyonu sürecinde olduğu gibi ülkede faal bir sivil toplum tesisi ve demokrasi ile sosyal eşitlik ilkelerinin yerleştirilmesi sürecinde karşılaşılan bir sorundur. Roman kadınları ve bu etnik grubun büyü bir bölümü için düşük seviyede eğitim ve tamamen farklı bir sosyal-kültür davranış modeli özelliği söz konusudur. Romanlarda işsizlik, kadınlar dâhil, çok yüksek düzeydedir ve büyük bir bölümü iş aramamakta veya kayıt dışı ekonomidedir. Roman kadınların, çok sayıda çocukları sayesinde sosyal yardımlarla (annelik ücreti, çocuk parası) geçinmeleri olumsuz bir uygulamadır. İstihdam Kurumunun 2013 yılı Eylül ayı itibarıyla verilerine göre 2013 yılı başlarından itibaren İş Bulma Kurumu aracılığı ile iş bulan toplam 141.000 kişiden yalnızca 12.000’i Roman asıllıdır29. ІV. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan politikası 1. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık karşıtlığı alanında Bulgaristan yasal mevzuatına bakış Ayrımcılık olayının farklı yüzleri ve kendini gösterme şekilleri bulunmaktadır. Bunların hepsi, ayrımcılığın meydana geldiği temel olan belirtiyi işaret eden adla toplumda popüler olmuştur. Ayrımcılık: (Latince discriminatio — „ayrım yapmak“) kişisel özellikleri yerine sınıf, kategori, ırk, etnik mensubiyet, din, cinsel yönelim veya başkaca temele dayalı olarak bir insana veya gruba davranılması veya algılanması. Ayrımcılığın yapıldığı belirtiye göre farklı ayrımcılıklar söz konusudur – dini, etnik, cinsiyet, cinsel yönelim vb. İnsanların belirli özelliklerine göre resmi veya gayri resmi olarak ayrı gruplara bölünmeleri durumunda, dâhil oldukları gruba göre hak, sorumluluk ve imkânlar verildiğinde veya alındığında, farklı gruplardan insanlara farklı, haksız ve rasyonel olmayan tavırla yaklaşıldığında ayrımcılık söz konusudur. Rasyonel bir belirti üzerine insanların gruplara ayrılması ayrımcılık değildir. Ayrımcılık anlayışı, özgürlüğü, güvenliği ve barışı riske atmaktadır. Barış dönemlerinde potansiyel olarak yüksek istihdam ve sosyal güvenlik düzeyine ulaşılmasına, yaşam standardının yükseltilmesine, yaşam kalitesinin iyileştirilmesine, ekonomik ve sosyal uyum ve dayanışmanın tesisine engel olabilir. 28 29 UNIFEM http://pressadaily.bg/publication/24467-wse-poweche-romi-bezrabotni/ 28 Bir dizi uluslararası antlaşmalar ve Avrupa Birliği’nin yasal mevzuatı uyarınsa ayrımcılık yasaklanmıştır. Ulusal düzeyde ayrımcılık Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası, Ayrımcılıktan Koruma Kanunu ve Ceza Kanunu’nda yasaklanmıştır. Ayrımcılığa karşı konulması için, yasalarla dahi olsa, yasak getirilmesi yeterli değildir. Yasağın, önlemlerin alınması ve olayın özü ve sosyal boyutlarının algılanması dâhil, bütünleşmiş bir yaklaşımla etkili bir şekilde uygulanması gerekir. Ayrımcılıkla mücadele Avrupa Birliği için başlıca önceliktir. Birlik temelinde özgürlük, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerine saygı, yasalara uyulması ilkeleri yatmaktadır. İstihdam ve çalışma alanında eşit imkânlar sağlanması vatandaşların ekonomi, sosyal ve kültür hayatına verimli bir şekilde iştirak etmelerine katkıda bulunmaktadır. 1997 yılında imzalanan Amsterdam Antlaşmasıyla Avrupa Birliğine, cinsiyet dâhil birçok özellikten dolayı ayrımcılığın yasaklanması yönünde yasal mevzuatın kabul edilmesi yetkisi verilmiştir. Avrupa Birliği, insan onuruna, özgürlüğe, demokrasiye, eşitliğe, hukuk devletine saygının yanı sıra azınlıklara mensup kişiler dâhil insan haklarına saygı değerleri üzerine kurulmuştur. Bu değerler üye devletler için ortak olup, çoğulculuk, ayrımcılığın olmaması, hoşgörü, adalet, dayanışma ve kadın erkek eşitliği toplumun özellikleridir. Ayrımcılığın yasak olması ve vatandaşların temel hak ve özgürlüklerine saygı duyulması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin başlıca ilkleri arasındadır. Sözleşmenin ayrımcılığı yasaklayan 4. maddesinde “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır” denilmektedir. Ayrımcılık yasağı Bulgaristan mevzuatının aşağıdaki yasalarında da yerini bulmuştur: Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasasında “tüm insanlar özgür ve onur ve hak açısından eşit doğar, kanunlar karşısında tüm insanlar eşittir. Irk, milliyet, etnik mensupluk, cinsiyet, köken, din, eğitim, inanç, siyasi mensubiyet, kişisel ve toplum durumu veya mal varlığına dayalı hiçbir hak kısıtlaması veya ayrıcalığa müsaade edilmez” denilmektedir /Anayasanın 6. maddesi/. Ayrımcılıktan Koruma Yasası ile tüm mağdur kişilerin ayrımcılığın tüm şekillerinden korunmasını düzenlemektedir. Amacı her kişiye yasalar karşısında eşitlik, muamele ve olanaklarda eşitlik, ayrımcılığa karşı etkili koruma sağlamaktır. Ayrımcılıktan Koruma Yasası Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla mücadele konusundaki 2000/43/EC, 29 2000/78/EC, 2000/73/EC, 2004/113/EC, 2006/54/EC ve diğer direktiflerini ulusal mevzuata nakletmiştir. Ayrımcılıktan Koruma Yasasının 4. maddesi 1. fıkrasında, cinsiyet, ırk, milliyet, etnik mensubiyet, insan genomu, vatandaşlık, köken, din ve inanç, eğitim, inançlar, siyasi mensubiyet, kişisel veya toplum durumu, özürlülük, yaş, cinsel yönelim, medeni durum, mal varlığı veya yasalarla veya Bulgaristan Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla belirlenen diğer belirtiler nedeniyle her türden doğrudan veya dolaylı ayrımcılık yasaklanmaktadır. Benzer durumlarda farklı yaklaşım uygulanmak suretiyle doğrudan veya farklı durumlarda benzer yaklaşım uygulanmak suretiyle dolaylı olarak eşitliğin dışına çıkış şekline göre kanunda doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki tür ayrımcılık tanımlanmıştır. Doğrudan ayrımcılık Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 1. fıkrasında yer alan özelliklere dayalı olarak bir kişiye, kıyaslanabilir benzer durumlarda başka bir kişiye uygulanan, uygulanmış veya uygulanacak muameleye göre daha elverişsiz muamelede bulunulmasıdır / Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 2. fıkrası/. Elverişsiz muamele, hakları ve yasal çıkarları doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren her işlem, hareket veya hareketsizliktir. Bu nedenle bir davranışın doğrudan ayrımcılık olup olmadığı değerlendirmesi şekillenirken birkaç öğenin kontrol ve tespit edilmesi gerekmektedir: farklı özellikleri olan, fakat benzer durumda bulunan kişilere yönelik farklı yaklaşım ki bu yapılırken ayrımın mutlaka önyargılı ve/veya amaçlı olarak yapılması gerekmemektedir. Dolaylı ayrımcılık Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın 4. maddesi 1. fıkrasında yer alan özelliklere dayalı olarak bir kişinin görünürde tarafsız bir talimat, kıstas veya uygulamayla diğer kişilere göre daha elverişsiz duruma getirmektir. Ayrımcılıktan Koruma Yasası, yukarıda belirttiğimiz 4. madde 1. fıkrada yer alan özelliklere dayalı şiddet, ayrımcılığa azmettirmek, ırk ayrılığı ve takibi, fiziki özürlü kişilerin erişimini zorlaştıran mimari ortamın yapımı ve devam ettirilmesi gibi hareketler de ayrımcılıkla eşitlendirilmektedir. 2. Bulgaristan’da istihdam alanında eşit muamele ve ayrımcılık karşıtlığı 2.1. Bulgaristan mevzuatı uyarınca istihdam alanında eşit muamele. Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın I. Bölümü II. Faslında (12-28. maddeler) çalışma hakkının kullanımı sırasında, kişinin hakları ve tarafların (işveren ve işçi veya görevli) hukuki sorumlulukları, bu sorumlulukların yerine getirilmesi ve uygulanması düzeni, kişisel 30 hakların ihlaline son verilmesi veya engellenmesi, sorumlulukların yerine getirilmemesi durumlarında cezai sonuçlar gibi ayrımcılığa karşı hukuki koruma konusu düzenlenmiştir. Ayrımcılıkla ilgili kabul edilen hukuki yasaklar ve sorumluluklar ile İş Kanunu’nun 8. maddesi 3. fıkrasında zikredilen çalışma hakkı başlıca bir ilke olarak geliştirilmekte ve ayrıntılarına girilmektedir. Ayrımcılıktan Koruma Yasası’nın I. Bölümü II. Faslında yer alan hükümler İş Kanunu’ndaki ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıktan koruma ile ilgili hükümleri tamamlamaktadır. Ayrımcılıktan Koruma Yasası ile iş hukuku alanında bireysel iş ilişkilerinde taraf olan işveren için yasaklar ve hukuki sorumluluklar getirilmiştir. Hukuki savunma, işgücünün taşıyıcısı olarak hukuki iş ilişkisi çerçevesinde işverenden gerçek ve hukuki bağımlılığı bulunması nedeniyle daha dezavantajlı durumda olan işçiye yöneliktir. Ayrımcılıktan Koruma Yasasında iş hakkı uygulanmasında korumaya ilişkin özel bir bölüm konulmuştur. İş hakkı uygulanırken ayrımcılıktan koruma seçme ve işe alınmayla ilgilidir. Yasanın 12. maddesi uyarınca bir işyerinin boş olduğu ilan edilirken işveren cinsiyet, ırk, milliyet, etnik mensubiyet, insan genomu, vatandaşlık, köken, din ve inanç, eğitim, inançlar, siyasi mensubiyet, kişisel veya toplum durumu, özürlülük, yaş, cinsel yönelim, medeni durum, mal varlığı veya yasalarla veya Bulgaristan Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla belirlenen diğer belirtilerle ilgili şart koşma hakkına sahip değildir. Seçme ve işe alınma konusunda uyulması gereken birkaç türden koruma mevcuttur. Başlıca hipotezler şunlardır: İşyeri ilan edilirken koruma – işverenlere, iş ilanını düzenlerken yasada yer alan ayrımcılık belirtileri ile ilgili koşullar öne sürmesi kesinlikle yasaklanmaktadır. İş görüşmesi sırasında koruma (iş sözleşmesi imzalanmadan önce) – işveren, ayrımcılık belirtileri ile ilgili bilgi isteme hakkına sahip değildir; yasaya göre ayrımcılık teşkil etmeyen durumlar hariç olma üzere işveren ayrımcılık belirtileri temeline dayalı işe almayı reddetme veya daha elverişsiz koşullarda işe alma hakkına sahip değildir. Çalışma esnasında koruma (iş sözleşmesi imzalandıktan sonra) – burada koruma eşit çalışma koşulları, eşit ücret, iş/görev sorumluluklarının yerine getirilmesiyle ilgili eşit değerlendirme, mesleki eğitime erişim, seviye yükseltme ve kariyer gelişimi, disiplin idaresinin aynı şekilde uygulanmasını içermektedir. İş/görev sözleşmesinin feshi sırasında koruma – iş ilişkisinin tek taraflı olarak feshedilmesi durumunda işveren tüm işçi ve görevlilere aynı kıstasları uygulamak zorundadır. 31 İş sözleşmesi imzalanmadan önce işveren adaydan, 7. madde uyarınca durumlar veya Gizli Bilgileri Koruma Kanunu uyarınca gizli bilgilere erişim izni alınmasına yönelik yapılacak araştırma gereği durumlar hariç olmak üzere, 4. madde 1. fıkrada yer alan belirtilerle ilgili bilgi isteme hakkına sahip değildir. Ayrımcılıktan Koruma Yasasında hamile kadınları ve anneleri doğrudan koruyan özel metinler mevcuttur. İşveren hamilelik, annelik veya çocuk bakımı nedeniyle işe almayı reddetme hakkına sahip değildir. Hamilelik, annelik veya çocuk izni kullanan bir anne veya İş Kanunu’nun 163. maddesi 8. fıkrası uyarınca veya çocuk bakımı için izin kullanan bir kişi iznin sona ermesi veya ara verilmesi nedeniyle işbaşı yaptığında aynı görevine veya eşdeğer görevi yapma hakkına sahiptir ve izne çıkmasaydı çalışma koşullarında yapılmış olacak her iyileştirmeyi hak eder. İşveren aynı iş için eşit ücret ödenmesini sağlar. İşveren, 4. madde 1. fıkra uyarınca belirtilere (yaş, cinsiyet, ırk vb.) bakılmaksızın, mesleki eğitim ve mesleki eğitim seviyesini yükseltme, mesleki kariyer ve görevinde terfi gibi konularda aynı değerlendirme kıstasları uygulayarak eşit imkânlar sağlar. Hamilelik ve doğum ve/veya çocuk bakım izninden dönüldükten sonra Yasanın 13. maddesi 3. fıkrası uyarınca yeni teknolojik değişiklik devreye alındıysa mesleki vasıfta değişikliğe yönelik eğitim sağlanır. İşyerinde cinsel taciz dâhil şiddete maruz kaldığını düşünen bir işçi veya görevliden işverene şikâyet ulaştığında hemen gerekli incelemeler yapılmalı, şiddetin sonlandırılması için tedbirler alınmalı, ayrıca şiddet başka bir işçi veya görevli tarafından yapıldıysa hakkında disiplin cezaları öngörülmelidir. İşveren sendikalarla işbirliği halinde işyerlerinde her türden ayrımcılığın önlenmesi için etkili tedbirler almak zorundadır. Söz konusu yasanın amaçlarına ulaşılması için işveren işe alımlarda, gerektiğinde, belirli bir iş veya belirli bir görev için daha az temsil edilen cinsiyetten veya etnik gruplarda kişilerin adaylığını teşvik etmek zorundadır. İşveren, eşit diğer koşullarda, işçiler arasında daha az sayıda temsil edilen belirli cinsiyet veya etnik gruba mensup işçi ve görevlileri mesleki gelişim olanaklarına katılmalarını teşvik etmek zorundadır. Ayrımcılık sayılmayan durumlar Ayrımcılıktan Koruma Yasasının 7. maddesi 1. fıkrasında yer almaktadır. Ayrımcılık varsayımında dışlanmış durumlar aşağıdadır: 32 İşe alımlarda veya iş ile ilgili belirli avantajlar sunulmasında alt yaş sınırı, mesleki tecrübe veya çalışılmış süre koşullarının belirlenmesi; yasal bir amaca ulaşılması için bunun objektif bir şekilde haklı olması ve ulaşılması için gerekenleri aşmaması koşuluyla; Belirli bir görevin icra edilmesi için eğitimden geçilmesi gerekliliği veya emekli olmadan önce görev için mantıklı süre gerekliliği ile ilgili olarak işe alım için üst yaş sınırı belirlenmesi; yasal bir amaca ulaşılması için bunun objektif bir şekilde haklı olması ve ulaşılması için gerekenleri aşmaması koşuluyla; Korumadan yararlanmak istemediklerini işverene yazılı olarak bildirmedikleri takdirde hamile kadınlara, tüp bebek tedavisinin ilerlemiş aşamasında bulunan kadınlara ve annelere yönelik kanunla belirlenen özel koruma; Emeklilik sigortasının amaçları için yaş ve kanunla belirlenen çalışma süresi; Eğitime erişim için alt ve üst yaş sınırının belirlenmesi; eğitimin doğası bakımından yasal bir amaca ulaşmak için bunun objektif açıdan haklı olması veya gerçekleştirildiği koşullar ve amaca ulaşmak için kullanılan araçlar gerekenleri aşmaması koşuluyla; Kadın ve erkeklerin eğitime dengeli olarak katılımlarına ilişkin tedbirler; gerekli ölçüde ve süre için; Özellikle ve sadece kadınların girişimciliğini teşvik eden inisiyatiflere yönelik tedbirler alınırken kişilere yönelik farklı muamele; yalnızca kadınların yeterince temsil edilmeyen cinsiyet olduklarında veya profesyonel kariyerlerinde çıkarsız duruma düşmelerini önlemek veya telafi etmek için. Cinsiyetin önemli ve belirleyici mesleki gereksinim olduğu faaliyetlerin listesi Çalışma Ve Sosyal Politikalar Bakanının İçişleri Bakanı ile istişare edilen Genelgesi ile belirlenir. İşverenin sorumlulukları yalnızca ayrımcılığa müsaade etmemek ve ayrımcılığa karşı koruma sağlamakla sınırlı değildir. İşveren Yasa metnini şirkette işçilerin ve görevlilerin erişebileceği bir yere koymalıdır. Olanaklarda eşitlik sağlanması konusunda Yasa’da belirlenen teşvik tedbirleri önemli yer tutmaktadır. Teşvik tedbirleri işe alınırken olduğu gibi, az temsil edilen cinsiyet ve az temsil edilen etnik gruptan kişiler olmak üzere bu iki gruba yönelik mesleki gelişme konusunda da uygulanır. Az temsil edilen cinsiyeti teşvik etmek için aynı kural devlet ve yerel resmi kurumlarda görev tayinlerinde de geçerlidir. Belirli bir görev için adaylar eşit ise, daha az temsil edilen cinsiyetten olan aday göreve alınır. Eşit aday ile ilgili görev için istenilen özelliklerin dışında spesifik bazı özellikler söz konusu ise, bu aday, daha az temsil edilen cinsiyetten adaya yönelik ayrımcılık teşkil etmiyorsa, göreve alınır. Bu 33 kural, kurul, bilirkişi grupları, yönetim kurulları, danışma ve diğer organların üyeleri belirlenirken de, seçim veya yarışma usulü ile belirlenmeleri dışında, geçerlidir. Yasanın ayrımcılıktan korumaya yönelik öngördüğü diğer haklar sendikal haklardır. Branş veya mesleki örgütlerde eğitim gereksinimi dışında Yasanın 4. maddesinde sıralanan belirtilere dayalı olarak sendikalara kayıt, üyelik ve katılım için koşullar öne sürülemez. Eşit ücret konuları uluslararası ve ulusal kaynaklarla olduğu gibi, Avrupa Birliği hukuki kaynaklar tarafından da düzenlenmektedir. 2.2. İş için eşit ücret konusunda koruma. Cinsiyet eşitliği, Avrupa yasal mevzuatı ve Bulgaristan Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca oluşturulan ulusal yasal mevzuat ile düzenlenmekte olan ve Bulgar toplumunda yerleşik bir değerdir. İşgücü piyasasında cinsiyet eşitliği, Avrupa İstihdam Stratejisi ve 2005-2010 Dönemi Süregelen Mesleki Eğitim Ulusal Stratejisi öncelikleri temeline dayalı olan 20042010Dönemi İstihdam Stratejisinin hedefidir. İstihdam Stratejisinde kadınlar işgücü piyasasında risk altında grup olarak nitelendirilmektedir. Kadınların ekonomik aktivitelerini teşvik etmek üzere iş ve aile hayatında uyum sağlayacak tedbir ve programların hazırlanması ve uygulanması gerekliliğinin önemi vurgulanmaktadır. İş için eşit ücret ödenmesi güvencesi, bazıları aşağıda yer alan birçok uluslararası anlaşmalarla düzenlenmiştir: Uluslararası Çalışma Örgütünün ücret eşitliğine ilişkin 100 Sayılı Sözleşmesi (1951) – 1. Maddenin 1. Fıkrasında “ücret” deyiminin işçinin çalıştırılması nedeniyle işveren tarafından kendisine nakdi veya ayni olarak doğrudan doğruya veya bilvasıta ödenen normal, kök veya asgari ücret veya aylıkla, sağlanan bütün diğer menfaatleri içine alan bir terim olarak belirlenmekte olup, "Eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasında ücret eşitliği" deyiminin ise cinsiyet esasına dayanan bir ayırım gözetmeksizin tespit edilmiş bulunan ücret hadlerini ifade ettiği görülmektedir. Yine Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1958 yılında Çalışma ve Meslekler Alanında Ayrımcılık ile ilgili 111 Sayılı Sözleşme kabul edilmiştir. Bu sözleşmeye göre “çalışma” ve “meslek” ifadeleri mesleki eğitme erişimi, işe ve çeşitli mesleklere erişimi kapsadıkları gibi çalışma koşullarını da kapsamaktadırlar. Konuyla ilgili diğer kaynaklar: 34 fırsat eşitliğine, iki cinsiyetten işçilere ve görevlilere ve aile sorumlulukları olan işçi ve görevlilere eşit yaklaşıma ilişkin Uluslararası Çalışma Örgütünün 156 Sayılı Sözleşmesi; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme (11. madde); Irksal Ayrımcılığın Tüm Biçimlerinin Sona Erdirilmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme (5. madde – taraf devletlere ırksal ayrımcılığın tüm biçimlerini yasaklamaları ve sona erdirilmesi, özellikle çalışma hakkının kullanımı, özgürce meslek seçimi, adaletli ve elverişli çalışma koşulları, işsizlikten koruma, eşit iş için eşit ücret, adaletli ve yeterli ücret konularında ırk, renk, ulusal veya etnik mensubiyet gözetmeksizin herkesin kanunlar karşısında eşit olma hakkının garantilenmesi zorunluluğu getirilmektedir). Avrupa Birliğinin birincil hukuku olan Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Antlaşmanın 157. maddesi eşit iş veya eşit değerde iş için eşit ücret ilkesinin uygulanması her üye devlet tarafından sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. 2. paragraftaki tanıma göre “ücret”, işçinin işverenden istihdam edilmesi nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak aldığı, nakdi veya ayni, temel veya asgari ücreti, maaşı veya diğer herhangi bir bedeli ifade eder. Avrupa Birliğinin İşleyişi Hakkında Antlaşmanın 157. maddesine ilişkin Protokol No.33’de düzenleme geliştirilmiş olup, buradaki ifadede “…17 Mayıs 1990 tarihinden önceki istihdam dönemleri ile ilgili olmadıkları takdirde, uygulanabilir ulusal hukuk çerçevesinde bu tarihten önce dava açan veya bu tür talepte bulunan işçi veya iddiada bulunanlar hariç olmak üzere, profesyonel sosyal sigorta şemaları uyarınca el edilen gelirler ücret sayılmaz” denilmektedir. Eşit fırsatlar ve istihdam ile meslek alanlarında erkek ve kadınlara eşit muamele ile ilgili 2006/54/EC Direktifinin 4. maddesinde "Aynı iş için veya eşit değer atfedilen işler için, ödemenin bütün boyutları ve koşulları bakımından cinsiyet temeline dayalı olarak doğrudan veya dolaylı ayrımcılık ortadan kaldırılır. Özellikle ücreti belirlemek için bir meslek sınıflandırma sistemi kullanıldıysa, kadınlar ve erkekler için aynı kıstas esas alınır ve sistem, cinsiyete dayalı herhangi bir ayrımcılığı dışlayacak şekilde düzenlenir” hükmü yer almıştır. Uygulamada olan yasal mevzuat her ne kadar erkek ve kadınların ücretlerinde ayrımcılığa müsaade etmese de, VS/2009/0384 sözleşmesi uyarınca Avrupa Komisyonu ve Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından finanse edilen “Eşitliğe Doğru İlerleme: Ayrımcılığı önlemek ve ayrımcılıkla mücadelede etkili ve yenilikçi ulusal uygulamalar” konulu proje çerçevesinde yürütülen bir araştırmanın sonuçları aşağıdadır: 35 Alıntı: EŞİTLİK VE AYRIMCILIK KONUSUNDA ULUSAL ÇAPTA YÜRÜTÜLEN ARAŞTIRMA SONUÇLARININ ANALİZİ Emek karşılığı ödenen ücretlerde cinsiyetler arasında eşitsizlik mevcuttur. Ankete katılanlardan % 15’i aynı görevde bulunulduğu takdirde erkeklerin kadınlara göre daha yüksek ücret aldıklarını belirtmişlerdir. Ankete katılanlardan yaklaşık yarısına (% 43,9) göre erkek ve kadınlar eşit ücret almaktadır. Cinsiyetin ve ailede çocuk bakılmasının görevde terfi konusunda olası ret cevabı alınmasına sebeptir, her ne kadar az sayıda kişi bunu belitmiş olsa ve sık rastlanılan bir durum olmasa da. Küçük çocuklu kadınların yüksek görevlerden uzak durmalarına ayrımcılıktan ziyade “gönüllü” tercihlerinin sebep olduğunu kabul edebiliriz. Yine de geleneksel olarak belirli kamu kurumları yönetimine ilişkin cinsiyet ayrımı gündemdedir. Bu durum en belirgin şekilde polis teşkilatında karşımıza çıkmaktadır. % 70,6 oranında kişi belirli pozisyonda bulunan yönetici erkek olduğu takdirde ona güvenmektedir. Diğer pozisyonlarda erkek tercih edenler yarısının altında. V. Bulgaristan’da resmi makamların ve ayrımcılıktan koruma kurumlarının rolü Bulgaristan’ın tüm kurum ve kuruluşları Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası, İş Kanunu, Ayrımcılıktan Koruma Yasası ve ayrımcılıktan koruma tedbirlerinin öngörüldüğü diğer yasal mevzuata uymak zorundadır. 1. Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu. Yasal mevzuatın doğru uygulandığını takip eden ve kontrol işlevi de olan resmi kurum Ayrımcılıktan Koruma Komisyonudur. Komisyon Ayrımcılıktan Koruma Yasası uyarınca, ayrımcılığı önlemek, ayrımcılıktan koruma, fırsat eşitliği sağlama, adıgeçen yasanın ve muamelede eşitlik konusunu düzenleyen diğer yasaların uygulanması ve bunlara uyulmasını kontrol etmek üzere kurulan bağımsız özel devlet organıdır. Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunun bölgesel temsilcilikleri bulunmaktadır. Bu temsilcilikler Ayrımcılıktan Koruma Yasasının uygulanması ile ilgili vatandaşlara yardım ve ücretsiz danışmanlık 36 sağlamakta, yasanın yaygınlaştırılmasına yönelik bilgilendirme kampanyaları düzenlemektedir. Komisyon tarafından inceleme başlatılması için: İlgili taraflar yazılı şikâyette bulunmalı; Komisyon inisiyatifini kullanmalı; Geçek ve tüzel kişiler, devlet ve yerel makamlar ihbarda bulunmalı. Komisyona muhatap şikâyet veya ihbar ihlalin gerçekleştiği günden itibaren üç yıla kadar yapılmalıdır. İhlalden şikâyetin yapıldığı güne kadar üç yıldan fazla süre geçtiyse inceleme başlatılmaz, başlatılmış olan inceleme varsa sonuçlandırılır. Aynı konuda mahkeme nezdinde dava başlatıldığı tespit edilirse, Komisyon inceleme BAŞLATMAZ. Başlatılan bir inceleme, şikâyet veya ihbar geri çekildiğinde veya Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu tarafından belirlenen süre içerisinde düzeltme yapılmadığı takdirde iptal edilir. Şikâyet veya ihbar aşağıdakileri içermelidir: Şikâyette/ihbarda bulunanın adı; Adresi veya müracaatta bulunanın adresi ve yönetim merkezi; Şikâyetin/ihbarın dayandırıldığı olayın açıklaması (kendisine yönelik ayrımcılıkla ilgili olarak ne zaman, nerede, kimden yapıldığı; şikâyette belirtilen kişilerin kişisel olarak hangi harekeleri veya hareketsizlikleri olmuştur; bu kişiler davalı tarafın görevlileri ise, sözleşmeden kaynaklanan hukuki sorumlulukları çerçevesinde hangi hareket veya hareketsizlikleri olmuştur ve bunlar ne ölçüde davalı tarafın sorumluluğunu gerektirir); Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu’nun Ayrımcılıktan Koruma Yasasında belirlenen yetkileri bakımından taleplerin somut olarak belirtilmesi. Elinde bulunan yazılı belgelerin sunulması veya Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu tarafından incelenmesinde yarar görülen delillerin belirtilmesi (örneğin şahit olarak dinlenmesini istediği kişilerin belirtilmesi, olaya taraf olmayan üçüncü şahıslarda bulunan yazılı delillerin nerede bulunduklarının belirtilmesi). Tarih ve şikâyette bulunanın veya temsilcisinin imzası. İnceleme dosyası oluşturulduktan sonra Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu Başkanı, şikâyetin türüne göre dosyayı Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunun üç veya beş üyesinden 37 oluşan heyetine (beş üyeden oluşan heyetler çoklu ayrımcılık şikâyetlerini inceler) paylaştırır. İnceleme sürecinde tüm kişiler, devlet ve yerel makamlar Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu ile işbirliğinde bulunmalıdır. Kendilerinden talep edilen bilgi ve belgeleri sunmak zorundadırlar, yazılı açıklama istenildiğinde yerine getirmelidirler. Komisyonun talep ettiği bilgileri sunmayı reddettiklerinde suçlu kişiler cezalandırır. Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu aşağıdaki zorunlu idari tedbirleri uygulayabilir: Ayrımcılığın önlenmesine ilişkin yasal mevzuat ihlallerinin ortadan kaldırılması için işverenlere ve resmi görevlilere zorunlu talimatlar verebilir; Ayrımcılığa sebep olan veya olma ihtimali bulunan işverenin yasalara aykırı kararları ve talimatlarının uygulanmasını durdurabilir. Tüm kişilerin ayrımcılıktan korunma haklarının etkili bir şekilde uygulanmasını sağlayan önemli bir teminat şikâyette bulunanların Ayrımcılıktan Koruma Komisyonunda yürütülen inceleme sürecinde olduğu gibi, mahkeme sürecinde de harç ve masraf ödememelidir. 2. Bulgaristan Helsinki Komitesi. Bulgaristan Helsinki Komitesi ayrımcılığa karşı aktif bir şekilde faaliyet gösteren diğer bir örgüttür. Bulgaristan Helsinki Komitesi bağımsız, insanların siyasi, idari, kültürel, sosyal haklarını savunan sivil toplum örgütüdür. 1992 yılında kurulmuştur. Örgütün çalışmalarında öncelik, azınlıklar, dezavantajlı durumda insanlar, hürriyetleri kısıtlanmış insanlar, çocuklar, kadınlar olmak üzere en savunmasız grupların haklarını savunmaktır. Bulgaristan Helsinki Komitesinin hedefleri insan haklarına saygı ve bu hakların savunulmasını teşvik etmek, Bulgaristan yasal mevzuatın uluslararası standartlara uygun hale getirilmesine yönelik lobi faaliyetlerinden bulunmak, hakların savunulmasıyla ilgili kamuoyunda tartışmaları teşvik etmek, hak savunma fikrinin geniş kitlelere yaygınlaştırmaktır. 38 Bulgaristan Helsinki Komitesinin çalışmaları Bulgaristan’daki hakların savunulması durumunun sistematik bir şekilde gözetlenmesine dayanmaktadır. Bulgaristan Helsinki Komitesi faaliyetlerinde kadınların, etnik ve dini azınlıkların, çocukların, psikolojik, entelektüel ve duygusal sorunları olan kişilerin haklarına, tutukevlerinde durum, ayrımcılık, şiddet ve kötü davranışlardan koruma, mülteci ve sığınmacıların hakları, ifade özgürlüğü, bilgi erişimi, cezai adalet sisteminin sorunlarına önem vermektedir. Bulgaristan Helsinki Komitesi, hakları ihlal edilen kişilere yönelik, danışmanlık hizmeti şeklinde veya ulusal ve uluslararası mahkemelerde davaları üstlenerek hukuki yarımda bulunmaktadır. Komite aynı zamanda insan haklarına ilişkin eğitim alanında faaliyet göstermekte, toplumda hak savunma fikrinin yaygınlaştırılmasına ile ilgili konferans, seminer, sivil etkinlik veya başkaca sivil faaliyetlerde bulunmaktadır. VІ. Bulgaristan’ın çağdaş ekonomik hayatında kadınların rolü 1. Bulgaristan’da şirketlere ilişkin istatistiki veriler – sayı (işletme, şirket), sektör, faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı 2004 yılında 221.000 imiş. Birçok analizcinin, 2007 yılında Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi olduğunda Bulgar şirketleri için bir dizi yeni koşullar getirilmesi sonucu KOBİ’lerin bunları yerine getiremeyeceği ve çoğunun kapatılacağına ilişkin çekincelerine rağmen KOBİ’lerin sayısında % 12,7 oranında büyüme gözlemlenmiştir (2008 yılında 279.180 KOBİ, 2011 yılında 306.367 KOBİ). Bulgaristan Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyesi olduğu 2007 yılına göre 2011 yılında KOBİ’lerin sayısı artmış, Bulgar girişimciler Avrupa Birliği ve Birleşik Pazar’ın getirdiği yeni koşullara ve ön görürlüğe uyum sağalabilmişlerdir. Bulgaristan İstatistik Enstitüsü verilerine göre 2012 yılında KOBİ’lerin sayısı 309.017’e ulaşarak bir önceki yıla göre % 0,9 oranında artış kaydedilmiştir. Mikro ve küçük işletmeler arasındaki dengede değişiklik meydana gelmiştir. Mikro işletmelerin tüm işletmelere göre oranı 2004 yılında % 90 iken, bu oran 2011 yılında % 92’ye yükselmiş ve bu da ilave 81.000 mikro işletme demektir. Bu yıllarda Bulgaristan’daki orta ve büyük işletmelerin sayısı istikrarlı kalmıştır. 39 2012 yılı verileri, işletmelerin ortadan küçüğe ve küçükten mikroya geçiş eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. 2009 yılına göre 2010 yılında orta büyüklükteki işletmelerin sayısı % 8,3 oranında, küçük işletmelerin sayısı % 7,7 oranında, mikro işletmelerin ise % 0,7 oranında azalmıştır. Aynı zamanda 2010 yılında yeni kurulan işletmelerin sayısı 2009 yılı ile kıyaslandığında % 36,2 oranında daha azdır. 2011 yılında kapatılan işletmelerin sayısı 2010 yılına göre % 51,6 daha fazla olmuş, 2012 yılında 2011 yılına göre bu oran % 1 daha düşük kalmıştır. Kapatılan KOBİ’lerin sayısında en büyük azalma madencilik sektöründe gerçekleşmiştir. 2008-2011 döneminde işletmelerin sayısında 27.000’in biraz üzerinde artış söz konusudur (% 10 civarında). Yeni kurulan şirketler genellikle perakende ticaret sektöründe faaliyet göstermekte, imalat sektöründe ise işletmelerin sayısında sadece son yılda net olarak 796 azalma görülmüştür (sanayi işletmelerinin % 2,6’sı kaybolmuştur). Ekonominin finans dışı sektöründeki işletmelerin sayısı 2011 yılında, gelişim eğiliminde bir önceki yıl yaşanan düşüş devam ederek 351.420’dir. 2010 yılında % 0,9’a karşı 2011 yılında işletmelerin sayısında düşüş % 0,6 olmuş ve ele aldığımız bu göstergenin değişimindeki tempoda azalma görülmüştür. Gözlemlenen bu negatif dinamik ülkede hala düşük olan ekonomik aktivitenin bir yansıması olup, böylece yeni işletmelerin kurulması ve mevcut işletmelerin ayakta kalması kısıtlanmaktadır. Aşağıdaki tabloda Bulgaristan’da ve Avrupa Birliğinde işletmelerin türlerine göre paylaşımı yer almaktadır: Tablo: Büyüklükleri itibarıyla Bulgaristan’da işletmelerin yapısı ve dinamiği Bulgaristan Mikro Küçük Orta Küçük ve Büyük Toplam Orta Pay 92,15% 6,5% 1,2% 99,8% 0,2% 100% Büyüme - 0,6% - 0,8% - 1,5% - 0,6% - 0,4% -0,6% Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) ekonomi sektörlere göre dağılımı 2008 Ekonomi Faaliyetleri Sınıflandırılması (EFS) esas alınarak aşağıdaki tabloda görülmektedir: 40 KOBİ 365 484 14 805 350 679 53 602 390 30 354 1 781 713 20 364 297 077 139 973 19 303 26 453 8 892 Adet Büyük 756 15 741 434 17 300 19 44 54 307 67 44 23 32 Toplam 366 240 14 820 351 420 54 036 407 30 654 1 800 757 20 418 297 384 140 040 19 347 26 476 8 924 KOBİ Yapısı Büyük Toplam KOBİ Büyüme Büyük Toplam 100% 15,3% 0.1% 8.7% 0.5% 0.2% 5.8% 84.7% 39.9% 5.5% 7.5% 2.5% 100% 58.6% 2.3% 40.5% 2.6% 5.9% 7.3% 41.4% 9.0% 5.9% 3.1% 4.3% 100% 15.4% 0.1% 8.7% 0.5% 0.2% 5.8% 84.6% 39.8% 5.5% 7.5% 2.5% -0,6% -3.2% 1.3% -1.7% 28.4% 6.9% -7.5% -0.1% -2.4% -0.1% -0.4% 6.6% -0,4% -0.2% -5.6% 2.0% -5.0% -2.2% -6.9% -0.6% -6.9% -2.2% -4.2% 3.2% -0,6% -3.1% 1.0% -1.7% 27.9% 6.3% -7.5% -0.1% -2.4% -0.1% -0,4% 6.6% 21 061 37 092 0 8 21061 37100 6.0% 10.6% 0.0% 1.1% 6.0% 10.6% 1.9% 1.0% 14.3% 1.9% 1.0% 8 566 35 737 64 69 8 630 35 806 2.4% 10.2% 8.6% 9.3% 2.5% 10.2% 3.4% 4.5% 3.2% 1.8% 3.4% 4.5% EFS 2008 TOPLAM Tarım, ormancılık ve balıkçılık Tarım hariç TOPLAM Sanayi Madencilik ve taş ocakçılığı Üretim Elektrik enerjisi üretimi ve dağıtımı Su tedariki İnşaat Hizmet Ticaret Otel ve restoran işletmeciliği Ulaşım Enformasyon oluşturulması ve dağıtımı Emlakçılık Mesleki faaliyetler ve bilimsel araştırmalar İdari ve yardımcı faaliyetler Diğer Kaynak: Ulusal İstatistik Enstitüsü, Yapısal İş İstatistikleri, kendi hesaplamaları Bölgesel paylaşım konusunda en çok sayıda KOBİ’nin bulunduğu Sofya’yı Plovdiv ve Varna izlemektedir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı itibarıyla Burgaz dördüncü sıradadır. Aşağıdaki haritada küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin illere göre dağılımı yer almaktadır: Kaynak: Ulusal İstatistik Enstitüsü, Bölgesel İstatistikler 41 2011 yılında yeni kurulan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sayısı aşağıdaki alanlarda en yüksektir: Perakende ticaret - 10 608; Toptan ticaret – 3 540; Restoran işletmeciliği – 3 070; Emlakçılık – 2 537; Karayolu taşımacılık – 1 893; Otomobil, motosiklet vb. ile toptan ticaret – 1 228; Özel inşaat faaliyetleri – 1 073; Diğer mesleki faaliyetler (tasarım, fotoğrafçılık, tercümanlık) – 1 007; Hukuk ve muhasebe faaliyetleri – 818; Bina inşaatı – 792. İşletmelerin mülkiyetine ilişkin olarak istatistiki verilere göre girişimci erkeklerin payı 1991-2011 yılları arasındaki dönemde azalarak % 79’dan % 55’e kadar düşüş yaşanmıştır. Buna karşılık kadın girişimcilerin sayısı artmakta olup 2011 yılında % 45 oranındadır. Küçük ve orta büyüklükte işletmelerin mülkiyeti ile ilgili hareket dinamiği yüzde olarak aşağıdaki tabloda yer almaktadır: Tablo: İşletme mülkiyetinin kadın ve erkekler arasında paylaşımı yüzde olarak aşağıdaki tabloda yansıtılmıştır: 1991 1997 2004 2011 Erkek 79 70 60 55 Kadın 21 30 40 45 Toplam 100 100 100 100 42 İşletmelerin gelirleri ve giderleri 2011 yılında KOBİ’lerin gelirleri bir önceki yıla göre % 10,4 oranında yükselerek 150.230,7 Milyon Leva olmuştur. Büyük işletmelerde de % 10,5 oranında benzer bir yükselme ile gelirleri 71.510,3 Milyon Levaya ulaşmıştır. 2011 yılında KOBİ sektörü finans dışı işletmelerin bir önceki yıla ait toplam gelirlerindeki % 67,7 olan payını korumaktadırlar. KOBİ sektörünün her türden işletmelerinde yükselme kaydedilmiştir. Mikro işletmelerde gelirler % 5,1 yükselerek 47.694,9 Milyon Leva ve küçük işletmelerde gelirler % 14,1 yükselerek 50.998,8 Milyon Levaya ulaşmıştır. 2011 yılında toplam gelirlerde mikro işletmelerin payı azalmıştır (1,1 puan ile % 21,5’e), küçük işletmelerde ise hafif yükseliş (0,7 puanla) ile payları % 23 olmuştur. Gelirlerde bu düşüş 2009 yılında, işletme sayısında azalma ve sektörde istihdamda daralma nedeniyle başlamıştır. Orta büyüklükte işletmelerde gelirlerde 51.536,1 Milyon Levaya kadar yükselme (% 12) gözlemlenmektedir. Bu işletmelerin toplam gelirlerdeki payı % 23,2 oranına kadar hafif yükselmiştir (Tablo 3-9). KOBİ sektöründeki işletmelerin giderleri 2011 yılında 2010 yılına göre % 10,3 oranında yükselmiştir. Gelirler 147.129,2 Milyon Levaya ulaşmış olup, bu rakam 13.756,9 Leva daha fazladır. Toplam giderlerde KOBİ’lerin payı % 68 olan 2010 yılı paylarını korumuştur. Büyük ölçekli işletmelerin giderleri daha yüksek oranda artmıştır – 2010 yılına göre % 10,5 artarak 68.978,3 Milyon Levaya ulaşmıştır. Mikro işletmelerde gelirlerde giderlere göre büyüme temposunun daha yüksek olduğu (gelirlerde % 5,1, giderlerde % 4,6), toplam giderlerdeki paylarının % 22’e gerilediği (1,3 puan) gözlemlenmektedir. Bu işletmelerin düşük ekonomi aktiviteye uyumları gecikme süresiyle gerçekleşmektedir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde tersi görülüyor – giderleri gelirlere göre daha yüksek tempo ile artmakta (giderler % 14,3 ve gelirler % 12,3) ve elde ettikleri gelirlerle artan giderleri telafi etmeyi başaramamaktadırlar. 2. Burgaz Bölgesinde şirketlere ilişkin istatistiki veriler – adet (işletme, şirket), sektör, faaliyet alanı, şirketin türü (mikro, küçük, orta), ciro, kadınlara ait işletmeler. Burgaz İli Bulgaristan’ın 28 İli arasında en büyük ildir. Güneydoğu Bulgaristan’da bulunan Burgaz İlinin yüzölçümü 7.748,1 km2. Nüfusu 415.817 kişi30. Karadeniz’e sahili olan Varna ve Dobriç İlleri ile kıyaslandığında en uzun sahil şeridine sahiptir. 30 2011 yılında yapılan nüfus sayımı verileri. 43 Burgaz İlinde yüksek düzeyde sanayileşme mevcuttur. İlde üretimin % 79’unu sağlayan, uzun vadeli aktiflerin % 80’inin kullanan ve çalışanlardan % 47’sine istihdam sağlayan başlıca sektör sanayidir. Petrokimya üretimi başta olmak üzere sanayinin tüm ana sektörleri temsil edilmiştir. Temsil edilen ana sanayi sektörleri: kimya ve petrokimya sanayii, gıda sanayii, şarap ve tütün sanayii, elektrik ve elektronik sanayii, makine imalatı ve metal işletme sanayii. Çok yönlü özelliği ile sanayi Burgaz’ın ekonomi yapısında önde gelen sektördür. Otomobil üretimi, düşük ve yüksek voltajlı tesisatlar ve kısmen elektronik dışında tüm sektörlerde faaliyet gösterilmektedir. Üretimlerden bazıları ülke çapında tektir veya belirleyici rol oynamaktadırlar, örneğin açık ve koyu petrol ürünleri, sentetik lifler, plastik ve diğer kimya ürünleri, gemi inşaatı, havalandırma ve arıtma cihazları, yük vagonları üretimi, balık sanayii vb. Aşağıdaki sanayi dalları büyük önem taşımaktadır: Petrokimya /petrol rafinerisi/ - sanayi üretiminin % 70’ini sağlamaktadır; Gıda sanayii ve şarapçılık - % 12,2; Elektrik ve ısı enerjisi üretimi - % 3,6; Tekstil sanayii - % 2,4. Burgaz İlinin gelişmesinde en önemli etki “Hizmet” sektörü yapmaktadır – ilde oluşan brüt katma değerden % 63,8. İkinci sırada sanayi % 31,4 ile ve sonunda tarım % 4,8 ile yer almaktadır. Son yıllarda hizmet sektörünün payında, sanayinin payı ve özellikle tarımın payına göre artış gözlemlendiği belirtilmelidir. Aşağıdaki tabloda Burgaz İlinde faaliyet gösteren işletmelerin sayıları sektör bazında gösterilmiştir31: 31 Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2011 yılı verileri 44 Ekonomik faaliyetler (А21) İşletmeler Adet BURGAZ İLİ İÇİN TOPLAM 25 546 A TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIK SEKTÖRÜ 740 B MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞI 22 C ÜRETİM SANAYİİ 1 311 D ELEKTRİK, ISI VE GAZ ŞEKLİNDE YAKIT ÜRETİMİ VE DAĞITIMI 101 E SU TEDARİKİ; KANALİZASYON HİZMETİ, ÇÖP YÖNETİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ 30 F İNŞAAT SEKTÖRÜ 1 976 G TİCARET; OTOMOBİL VE MOTOSİKLET TAMİRİ 9 776 H ULAŞIM, DEPOLAMA VE POSTA HİZMETLERİ 1 730 I OTEL VE RESTORAN İŞLETMECİLİĞİ 2 950 J ENFORMASYON VE SANAT ÜRÜNLERİ OLUŞTURULMASI VE DAĞITIMI, TELEKOMÜNİKASYON 272 L EMLAKÇILIK 2 067 M MESLEKİ FAALİYETLER VE BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR 1 727 N İDARİ VE YARDIMCI FAALİYETLER 655 P EĞİTİM 114 Q SAĞLIK VE SOSYAL FAALİYETLER 620 R KÜLTÜR, SPOR, EĞLENCE 311 S DİĞER FAALİYETLER 1 144 45 Burgaz Bulgaristan’ın beşinci zengin ilidir. İlde kişi başına düşen gayrisafi milli hâsıla ülke ortalamasının % 90’ına eşittir. Hanede kişi başına düşen gelir de yaklaşık aynı düzeydedir. Burgaz’ın önünde Sofya (Başkent) ve Sofya, Varna ve Stara Zagora İlleri yer alıyor. İl Bulgaristan’ın gayrisafi yurtiçi hâsılasının % 5,22’sini sağlamaktadır. İl ekonomisinin çeşitlilik özelliği düşüktür. İl ekonomisi için en önemli sektörler turizm ve ticarettir. Burgaz İlinde 2011 yılı itibarıyla ülkenin yatak kapasitesinin % 37’isi yer almakta ve geceleme gelirlerinde üçte biri elde edilmektedir. Ekonominin bu yapısı zafiyettir – uzun vadede az sayıda sektöre bağlı olmak, işgücü piyasasında da etkisi gözlemlenen olası yapısal Silistra Vidin Sliven Razgrad Montana Tırgovişte Kırcali Pleven Haskovo Yambol Pernik Küstendil Şumen Dobriç Pazarcik Veliko Tırnovo Loveç Blagoevgrad Smolyan Ruse Vratsa Plovdiv Gabrovo Ülke ortalaması Burgaz Sofya Stara Zagora Varna Sofya (Başkent) sorunların yaşanması demektir. Kaynak: Kişi başına düşen gayrisafi milli hâsıla – 2011 yılı illere göre kıyaslama verileri. İstihdam geleneksel olarak ülke ortalamasının gerisinde kalmakta ve özellikle 2010 yılından sonra sert bir düşüş kaydedilmektedir. İşsizlik hızlı artışla 2011 yılında % 12,6 oranına ulaşmıştır. Bu gösterge itibarıyla Burgaz, aralarında Blagoevgrad, Vratsa, Gabrovo, Loveç, Pleven gibi diğer 15 ilin arasında yer almaktadır. Turizm, inşaat, ticaret ve taşımacılık sektörlerinde mevsimlik istihdam halk için büyük önem taşımaktadır. İlde denize kıyısı olan belediyeler ile il içerisinde yer alan belediyelerin gelişiminde çok büyük farklılıklar gözlemlenmektedir. Denize kıyısı olan belediyeler oldukça daha 46 zengindir ve burada işsizlik oranı daha düşüktür. Diğer belediyelerde geçim genellikle emekli maaş ve sosyal yardımlarla sağlanmaktadır. Burgaz 2000-2010 yılları arasındaki dönemde birikimli olarak yapılan yabancı yatırım açısından Sofya’dan sonra ikinci sırada ve kişi başına yapılan yabancı yatırım sıralamasında üçüncü sıradadır. Ancak verilerin analizi gerçekleştirilen yabancı yatırımların miktarı ile uzun vadeli duran varlıkların edinilmesine yönelik genel giderler arasında çok zayıf bağ olduğunu göstermektedir. Buradan yola çıkarak yabancı yatırımların genellikle üretim dışı faaliyetlere (örneğin tatil mülkleri satın almak) yöneldikleri tahmininde bulunulabilir. Bu nedenle söz konusu yatırımlar yeni kalıcı işyerlerinin oluşturulmasını etkilememektedir (örneğin Sofya Başkent ve büyük ölçüde Varna’da). Burgaz İlinde yer alan belediye idareleri Avrupa Birliği’nin operasyonel programlarından mutlak değer olarak en çok kaynak kullanmışlardır (2011 yılı sonu itibarıyla 72,3 Milyon Euro). Fakat kişi başına bölününce ilimiz bu konudaki sıralamada, ülke ortalamasının % 67 üzerinde oranla sekizinci sırada yer almaktadır. İşletmelerin hukuki şekilleri bu işletmelerin boyutlarının bir göstergesidir. ET (Adi Şirket) ve EOOD (Tek Kişilik Limited Şirketi) türünden şirketlerin ağırlıkta olması küçük işletmelerin söz konusu olduğunu göstermektedir. Tersi, AD (Anonim Şirketi) ve EAD (Tek Kişilik Anonim Şirketi) şirket türleri kural olarak büyük organizasyonların hukuki şekilleridir, fakat Burgaz İlinde sayıları azdır. Burgaz Limanı ülkenin en büyük limanıdır. Balkan Dağlarının güneyinde tek petrol terminalini de içermekte olup, iyi gelişmiş demir ve kara yolu ağı mevcuttur. Elverişli iklim 47 koşulları sayesinde Burgaz Havaalanı Balkan Yarımadasının en kullanışlı havaalanıdır ve sadece burada ses hızını aşan uçaklara hizmet verilebilmektedir. 1989 yılında Burgaz’da Serbest Gümrük Bölgesi hizmet vermeye başlamıştır. Bir turizm merkezi olan Burgaz, “Slanchev Briag” (Sunny Beach) tatil merkezi, “Elenite” ve “Düni” tatil köyleri, Nesebar ve Sozopol müze şehirleri, Ropotamo koruma alanı ve Istranca Doğa Parkı için çıkış noktasıdır. Ulaşım altyapısı ve komünikasyonlar karayolu altyapısının, enerji, elektrik dağıtım ve komünikasyon ağlarının gelişmesine vesile olmaktadır. Aşağıdaki tabloda ciro ve Burgaz İlinin Gayrisafi Milli Hâsılaya katkısına ilişkin 2011 yılı verileri özetlenmiştir: Faaliyet Faaliyetten Üretilen ürünler1 BURGAZ İLİ İÇİN TOPLAM Satışlardan elde edilen elde edilen net gelir 10 770 783 15 226 068 için yapılan gelir masraflar Kazanç 14 053 142 15 189 950 530 170 A TARIM, ORMANCILIK VE BALIKÇILIK SEKTÖRÜ B MADENCİLİK VE TAŞ OCAKÇILIĞI C ÜRETİM SANAYİİ 180 182 256 163 183 773 239 344 28 195 38 558 45 405 37 847 53 133 .. 7 357 957 7 168 449 7 325 806 42 505 153 022 196 266 185 978 189 207 7 933 62 516 64 776 61 922 59 869 4 882 1 005 317 1 271 138 968 910 1 214 945 122 217 509 134 4 434 331 4 352 414 4 376 500 114 477 500 280 542 167 520 040 45 918 6 772 629 D ELEKTRİK, ISI VE GAZ ŞEKLİNDE YAKIT ÜRETİMİ VE DAĞITIMI E SU TEDARİKİ; KANALİZASYON HİZMETLERİ, ÇÖP YÖNETİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ F İNŞAAT SEKTÖRÜ G TİCARET; OTOMOBİL VE MOTOSİKLET TAMİRİ H ULAŞIM, DEPOLAMA VE POSTA HİZMETLERİ 504 441 48 I OTEL VE RESTORAN İŞLETMECİLİĞİ 346 167 471 473 426 506 471 856 48 193 57 194 59 061 54 268 53 660 5 891 144 225 261 740 125 415 268 917 44 014 ARAŞTIRMALAR 106 161 110 749 82 398 94 074 20 504 N İDARİ VE YARDIMCI FAALİYETLER 114 650 121 784 112 950 118 742 8 732 P EĞİTİM 14 190 16 734 14 078 8 650 .. Q SAĞLIK VE SOSYAL FAALİYETLER 77 569 94 521 75 115 82 294 12 501 R KÜLTÜR, SPOR, EĞLENCE 82 344 89 123 73 501 93 719 11 643 S DİĞER FAALİYETLER 21 317 22 188 20 997 19 194 4 025 J ENFORMASYON VE SANAT ÜRÜNLERİ OLUŞTURULMASI VE DAĞITIMI, TELEKOMÜNİKASYON L EMLAKÇILIK M MESLEKİ FAALİYETLER VE BİLİMSEL İldeki her sektörün 2006-2010 yılları arasındaki dönemde Gayrisafi Milli Hâsılaya katkısı aşağıdaki grafikte sunulmaktadır. Görüldüğü üzere ekonomiye en yüksek oranda katkı hizmet sektöründen gelmektedir. 49 3. Girişimci kadının profili (özellikler, gerekli vasıflar vb.) Cinsiyet eşitliği 90’lı yılların başından itibaren Avrupa Komisyonunun gündeminde yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Hedef farklılıkları ortadan kaldırmak ve Avrupa Birliği Antlaşması kavramları uyarınca cinsiyetlerin eşit imkânlarını teşvik etmektir. Konuya yasama, entegrasyon, pozitif hareketlerle yaklaşılmaktadır. Başlıca sorunlar arasında kadın istihdamını arttırmak, işgücü piyasasında durumlarını iyileştirmek, cinsiyetler arasındaki sosyal mesafeyi ortadan kaldırmak yer almaktadır. Bulgaristan’da kadınların sayısı ülke nüfusunun % 51,5’ine tekabül eden yaklaşık 3.975.423’tür. Bulgaristan istihdam katsayısı göstergesinde Avrupa Birliği ülkelerinin ortalama seviyesinin gerisinde kalmaktadır. Bulgaristan’da cinsiyete dayalı mesleki ve sektörel ayrım diğer Avrupa ülkelerine yakındır. Bulgar kadınları erkeklere göre daha eğitimlidir ve hayat boyu eğitimde daha aktiftirler. Bulgaristan’da küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin durumu ve gelişmeleri ile Bulgaristan’ın küçük ve orta işletmelerinde kadınların rolüne ilişkin yıllık raporda, küçük ve orta büyüklükte işletme kurulması ve başarılı bir şekilde geliştirilmesinin girişimcilik ruhunun teşvik edilmesi ve kendi işini geliştirme becerileri ile ilişkili olduğunun altı çizilmektedir. İşletmecilikte hedef odaklı eğitim önemlidir. İstatistikler küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde girişimci kadınların ve yöneticilerin sayısı sürdürülebilir bir şekilde arttığını göstermektedir. Sektörlere göre dağılım – Bulgaristan’da girişimci kadınlar genellikle ticaret ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren küçük şirketler yönetmektedir. Kadınların başında bulundukları danışmanlık şirketlerinin sayısında kayda değer artış söz konusudur. Girişimci kadınların bilgisayar ve Internet hizmetlerinden yararlanmaları olumlu bir eğilimdir. Finansman kaynaklarına erişim – Bulgaristan’da ve Avrupa Birliğinde kendi işinin erbabı olan kadınların ortak bir sorunları vardır. Bu sorun, özellikle yeni faaliyete geçen şirketler için finansman kaynaklarına erişimdir. Girişimci Bulgar kadınlardan % 62’si şirket faaliyetlerini kendi kaynakları ile başlattıklarını ifade etmektedir. Kredi geçmişlerinin eksikliği ve kadınlara yönelik yeterince güvenin olmaması Avrupa Birliği ülkelerinde kadınlara ait olan şirketlere kredi verilmesi için bir engel teşkile etmektedir. Bu nedenle kadın girişimciliğini destekleyecek teşkilatların kurulması ve meslek kuruluşları tarafından özel destek verilmesi gerekliliği doğmaktadır. Evden çalışma – Bulgaristan’da evlerinden çevrimiçi çalışabilen şirket sahibi ve şirket yöneticisi kadınların sayısı yok denilecek kadar az, oysa bu tür çalışma diğer Avrupa 50 ülkelerinde çok yaygındır ve Milyonlarca görevliye tam veya yarım gün çalışma imkânı sağlanmaktadır. Başarılı bir işe başlamak için gerekli olan girişimcilik özellikleri büyüme elde etmek için gerekli olan özellikler ile genellikle örtüşmemektedir. Bu özellikler en azından işler belirli büyüklüğe geldikten sonra yönetilebilmesi için gerekli özellikler değildir. Girişimcinin rolü, işler geliştikçe ve büyüdükçe değişmelidir, fakat çoğu durumlarda girişimci bu değişikliği yapamamaktadır. Yakın bir geçmişte gerekli bir işgücü olan kadın işçiymiş. Bu nedenle o dönemde kadınların çoğunun işi varmış, ancak 1190 yılından sonra işyerlerini kaybetmişlerdir. Karşılarında iki seçenek duruyormuş: ya evden çıkmayacaklar (pazara gitmek için çıkış hariç) veya kendilerine gelir sağlayacak bir şeyler yapmak ki aile bütçesi rahatlayabilsin. Girişimci kadınlar (mutlaka iş sahibi olanlar) değişimin uzmanlarıdır. Onlar mevcut bir işi optimize edebilmekte, onlara her yerde rastlanabilir ve doğru anda doğru yerde doğru insan olarak tarif edilmektedirler. “Bugünün girişimci kadını nasıl özellikler taşımalı?” – “Kamuoyunda iş kadınının imajı: işlevsel ve işlevsiz etkileri” konulu bir tez çalışması çerçevesinde yapılan araştırmaya göre kadının taşıması gereken özellikler şunlardır: Oyunculuk ustalığı ve psikoloji – kadınlar oyunculuk dâhisidir; onlar, kendileri de farkına varmadan, farklı roller oynamakta ve böylece ilave puan kazanmaktadırlar. Ticaret oyununda, iş kadınlarının mükemmel aktris olmalarının yanı sıra, onlar ayrıca çok iyi psikologdurlar – bu öncelikleri doğalarından kaynaklanmakta ve sıkça bilinçaltında bunu kullanılmaktadır; İncelik ve dikkatli olmak – erkeklere göre kadınlar insanlar arasındaki ilişkileri ve kendilerine yönelik davranışları daha iyi hissederler; iş kadınları fazla ısrarcı olmamakta ve erkek taktikleri kullanmamakta, tam tersi, duruma ve karşılarındaki kişiye uyum sağlamaktadırlar; her kadın sadece dinlemeyi değil, karşısındaki kişiyi duymayı da bilir. Kadın muhatabının sözlerinden, ses tonundan, mimik ve jestlerinden hakkında fikir edinir ve çoğu kez bu fikir o kişinin kendisine takdim edildiği görüntüyle örtüşmez. Sezgi (dillere düşen o kadın sezgilerinden bahsetmek zorunludur) – bu hayrete düşüren duyguya birçok kadının sahip olduğu inkâr edilemez. Bu duygu sayesinde kadınlar, bazen bilinçaltından, baş ağrısı yaratacak durumlarda kaçınabilmekte ve şanslarını yakalayabilmektedirler. Sunulan bu özellikler ile bu tip kadınların (girişimci için çağdaş anlayış) risk konusunda daha dikkatli bir değerlendirme yapabildikleri, diyalog ve uzlaşma için daha iyi 51 beceriler bulundurdukları ve işbirliğine daha eğilimli olduklarına ilişkin yeni teoriler arasında bir bağlantı olduğu ispatlanmaktadır. GİRİŞİMCİ BULGAR KADINI EĞİTİMLİDİR, EVLİDİR, ÇOCUKLARI VARDIR VE EVİNDE GEREKLİ DESTEĞİ GÖRÜR Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin Komünikasyon Stratejisi çerçevesinde “İş Hayatında Kadınlar” Derneğinin gerçekleştirdiği araştırmadan bir sonuç. Ankete 20-55 yaş arasında 848 kadın katılmıştır. Kadın girişimciliğin önündeki bariyerler. Avrupa uygulamalarında kadın girişimciliğinin önünde aşağıdaki engeller tanımlanmıştır: Sosyolojik-kültürel engeller. Kadın girişimciliğin rolü ve ülkenin sosyalekonomik gelişimi konusunda toplumdaki tutum kadınların girişimcilik aktivitesi üzerine büyük etki yapmaktadır. Kadınlar hakkında klişeler ekonominin birçok sektöründe erkek girişimciliği ve yöneticiliğinin üstün olasıyla ilgilidir. Bu sektörlerde kadınlara daha az güvenilmekte ve/veya daha kötü imaja sahiptirler, daha kötü meslek alışkanlıkları gibi başkaca negatif özelliklere sahip oldukları öne sürülmektedir. Dolayısıyla olası müşteriler, partnerler ve tedarikçiler girişimci kadınları küçümsemekte ve bu nedenle kadınlar bilgilerini, becerilerini ve imkânlarını tekrar ve tekrar ispatlamak zorunda kalmaktadırlar. Kadının toplumdaki rolüne ilişkin geleneksel görüş engel olabilmekte ve girişimcilik konusunda kadınların cesaretini kırabilmektedir. Kadınların insan sermayesi. Piyasa imkânlarının tespit edilmesi ve kullanılması becerisi girişimcinin eğitimi ve tecrübesine bağlıdır. Küreselleşme ve bilim ve teknolojilerin hızla ilerlediği bugünün koşullarında ekonominin birçok sektöründe başarılı iş başlatılması ve bu işin geliştirilmesi için sadece eğitim düzeyi değil, eğitim alınan bilim dalı de önemlidir. Kadınların eğitim düzeyi erkeklerin eğitim düzeyinden farklı olmasa da, kadınlar daha ziyade beşeri ve sosyal alanları tercih etmektedir. Teknik ve doğa bilimleri dalları seçmemeleri yüksek teknolojik bir işletmeye girişmeleri için bir engeldir. Kadınların işe alınmasında düşey ve yatay ayırım, başarılı bir girişimciliğe adım atmaları konusunda gerekli olan yönetici ve meslek tecrübesi edinmelerinin önünde ciddi bir engeldir. 52 Ekonomi ve mali engeller. Geleneksel olarak kadınlar ilk sermayeyi erkeklere göre daha zor edinirler ve bu da giriştikleri işin ayakta kalmasını ve başarılı olmasını olumsuz etkiler. Geleneksel olarak “erkek” sektörlerinde çalışan kadınlar yatırımcı ve bankalar tarafından daha az güvenilir sayılırlar. Ellerinde bulunan kısıtlı mali kaynaklar nedeniyle kadınlar personel, donanım, teknoloji vb. gibi diğer önemli kaynakları sağlamakta da daha fazla zorluklarla karşılaşırlar. Personel ve personel çeşitliliği eksikliği kadın girişimcilerine ait şirketlerin büyüklüğünü etkilemektedir. Kadın girişimciliğinde ilk sermayenin ve personel çeşitliliğinin olmaması aynı zamanda şirketin kârından memnuniyetsizliğe yol açmakta ve büyüme planlarını etkilemektedir. “Yumuşak” engeller. Uygun teknik, bilimsel ve iş ağlarının eksikliği fikrin gerçek girişime dönüşmesini; olası müşterilere, partnerlere ve tedarikçilere ulaşılmasını; piyasa, piyasanın olanakları ve sorunları hakkında bilgi edinilmesini; bilgi, tecrübe ve destek alınmasını engelleyebilir. Belirli sektör ve iş alanlarında başarılı olmuş olumlu örnek teşkil eden kadınların ve bu kadınların tecrübesini aktaracakları olası adayların eksikliği de girişimcilik aktivitesini olumsuz etkilemektedir. İlgili alanda yeterlilik eksikliği kadınların kendi işini başlatmaları konusunda cesaret kırıcı bir etken olmaktadır. Kadın girişimciliğini teşvik eden tedbirler. İş başlangıcı ve yönetimine ilişkin kurumsal ortamın iyileştirilmesi girişimciliği teşvik edecektir. Merkezi ve yerel idarelerin yeni küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ve özelinde kadın girişimciliğe yönelik verimli hizmet konusunda gerekli kapasitelerinin olması da önemlidir. Girişimci kadınların daha ziyade hizmet ve ticaret sektöründe çalıştıklarından dolayı bu sektörlere yönelik politikalar ve tedbirler onların spesifik ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalıdır. Küçük kasaba ve köylerde şirket yöneten kadınlara özel itina ile yaklaşılmalı, çünkü burada büyük şehirlerde çalışanlarla kıyasla kaynak tedariki konusunda daha büyük zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Kendi işini başlatan kadınların finansmana erişimleri kayda değer ölçüde iyileştirilmelidir. Kredi kurumları, yatırımcılar ve iş ortakları başarılı olma olasılığı bulunan girişimci kadınları teşhis etmeli, onların kişisel özelliklerine, kendilerine ait iş başlatılmasındaki motivasyonlarına, yöneticilik tecrübeleri ve eğitimlerine ve yönetim tarzlarına daha çok dikkat çevrilmelidir. İş başlatılırken, personel ve sermaye eksikliği gibi ilk dönemdeki koşullar bu işin uzun vadede gelişmesini etkilemektedir. Ülkede başlıca sorun işgücü piyasasındaki düşey ayrımdır ve dolayısıyla yönetici pozisyonunda daha da düşük oranda kadının bulunmasıdır. Bu durum ileri teknoloji ve yöneticilik ihtisaslarına yönelmelerinin teşvik edilmesiyle değişebilir. Kadınların yönetici 53 kabiliyetlerini yükseltmelerine yardımcı olacak eğitim kurslarına daha fazla ağırlık verilmelidir. Girişimcilikle ilgili bilgilerin artması için lise ve yükseköğretimde girişimcilik eğitimine daha geniş yer verilmelidir. Böylece gençler yeni ve/veya küçük bir şirketin kurulmasının ve yönetilmesinin farklı yönleri ile tanışmış olacak ve bu da onların girişimcilik niyetlerini olumlu yönde etkileyecektir. Kadınların yönetici görevlerine uygun olmadıklarına dair yerleşmiş olan klişelerle mücadele devam etmeli fakat bu zaman alacaktır. Bu nedenle kadınlar tarafından kurulan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik kredi şemaları önerilmelidir. Akıl hocalığı ve başarılı girişimci kadınların tanıtılması, özellikle kadınların daha az katılımı olan alanlarda, kendi işini başlatmak isteyen kadınlar için olumlu kadın modeli teşkil edecektir. VІІ. Küçük ve orta işletme kurmak için destekleyici araçlar Avrupa Birliği’nin Yapısal Fonları, dayanışma ve daha az gelişmiş bölge ve sosyal gruplara mali destek verilmesi ilkesine dayalı bölgesel politikaların gerçekleştirilmesinde başlıca araçtır. Yapısal Fonlar 2007-2013 dönemi için iki mali aracı kapsamaktadır: Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF) ve Avrupa Sosyal Fonu (ESF). Avrupa Birliği’nin ekonomik ve sosyal yakınlaşma politikasının gerçekleştirilmesi ve bölgelerin sosyal ve ekonomik gelişmelerindeki farklılıkları azaltmak için her program döneminde Avrupa Birliği düzeyinde birkaç spesifik hedef belirlenmektedir. 7.1. Bulgaristan’da Avrupa Birliği Fonları, 2007-2013 Bu temele dayalı olarak ve belirli istişare ve eşgüdüm mekanizmaları ve yöntemleri sayesinde üye ülkeler ulusal düzeyde operasyonel program (OP) hazırlamakta ve yönetmektedirler. Bulgaristan’da 2007-2013 döneminde operasyonel programlar yedi adettir: “Ulaşım”, “Çevre”, “Bölgesel Kalkınma”, “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi”, “Bulgaristan Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini Geliştirme”, “İdari Kapasite” ve “Teknik Yardım”. Bunların arasından iş çevreleri için “Bulgaristan Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini Geliştirme” en çok ilgi çeken programdır. Programın muhatapları küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), büyük işletmeler, araştırma enstitüleri, üniversiteler, sermaye fonları vb. Program tamamen, ülkede rekabet ekonomisinin geliştirilmesini destekleyen şirketlere/kurumlara kaynak sağlamaya yöneliktir. “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Programının yürütülmesinde, aralarında ekonominin bilgiye ve yenilikçi faaliyetlere dayalı 54 olarak kalkınması, işletmelerin verimliliğini arttırmak ve elverişli ticaret ortamının gelişmesi, işletmelerin gelişmesi için mali kaynak, Bulgar ekonomisinin uluslararası piyasalarda pozisyonlarını pekiştirmek, teknik yardım32 konularının da yer aldığı birkaç önceliğe odaklanılmaktadır. “Rekabet Edebilirlik” Programı çerçevesinde yeni kurulan işletmelere (genellikle yenilikçi) yönelik tedbirlerin yanı sıra Bulgaristan ekonomisinin belirli öncelikli sektörlerinde faaliyet gösteren çalışır durumdaki şirketlere (küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ve büyük işletmelere mali yardımda bulunulmasına ilişkin kıstaslar, gereksinimler ve parametrelerden oluşan farklı şemalar bulunmaktadır) yönelik tedbirler de içermektedir. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programın ana amacı istihdamın arttırılması ile hayat kalitesini iyileştirmek, kaliteli eğitime erişim, hayat boyu eğitim ve sosyal katılımın hızlandırılmasıdır. Programın içerdiği stratejik öncelikler: yeni işyerlerinin açılmasını teşvik etmek ve katılımı destekleyen bir işgücü piyasasının geliştirilmesi; istihdam edilenlerin verimliliğini arttırmak ve uyumlarını hızlandırmak; bilime dayalı bir ekonominin tesisi için işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda yapılacak eğitimin kalitesini yükseltmek; eğitime erişimi kolaylaştırmak; sosyal katılım ve sosyal ekonominin teşviki; işgücü piyasasında, sosyal ve sağlık hizmetlerinde kurumların etkinliğini arttırmak; sınırötesi ve bölgeler arasında işbirliği, teknik yardım33. Programın muhatapları: eğitim ve bilim enstitüleri, mesleki eğitim merkezleri, sivil toplum örgütleri (STÖ), işgücü piyasası ile ilgili kurumlar, danışmanlık şirketleri, işverenler vb. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programın olası kullanıcılarının geniş bir yelpazeyi kapsaması nedeniyle hem işverenler, hem yeni iş başlatan girişimciler için caziptir. Program çerçevesinde öngörülen finansman şemaları geçici sübvansiyonlu istihdam imkânı (örneğin, staj programları olanakları, görevli veya uzmanların sigorta ve/veya ücret masraflarının belirli bir süre için karşılanmasına ilişkin tedbirler, özel eğitim alındıktan sonra kendi ekonomik faaliyetlerini başlatanları finanse eden tedbirler vb.) vermektedir ve bu şekilde yeni bir iş başlatılırken veya bir iş büyütülürken rekabet önceliği sunmaktadır. 7.2. Kırsal Kesimlerin Kalkınması Programı dört öncelikli başlık içermektedir: tarım ve orman sektörlerinin rekabet güçlerinin arttırılması; çevre ve köy doğasını iyileştirmek (toprak yönetimi) kırsal kesimlerde hayat kalitesi ve köy ekonomisinin çeşitlendirilmesi; entegre programlar ve yerel inisiyatif grupları arasında işbirliği aracılığı ile 32 33 “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Program “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Program 55 tarımsal gelişme34. Ayrı başlıkların çerçevesinde farklı tedbirler (finansman şemaları) tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları tarım sektöründe olduğu gibi ekonominin diğer sektörlerinde de bağımsız iş başlatılmasına olanak sağlamaktadır. Örneğin, 1 numaralı öncelikli başlık çerçevesinde genç çiftçilerin (40 yaşına kadar) kuracakları çiftlikleri ve mevcut çiftliklerin modernizasyonunu teşvik eden tedbirler çok başarılı olmuştur. Tedbir 112’de (Genç çiftçilerin kurduğu çiftlikler) genç kadın çiftçiler tarafından çiftlik kurulmasına yönelik ayrıca teşvikler (bu kıstasa cevap veren adaylara iş planlarının değerlendirilmesinde ilave puanlar verilir) bulunmaktadır. Programın yürütülmesi sırasında 3 numaralı öncelikli başlık altında yer alan ve kırsal kesimde tarım dışı faaliyetlerin (örneğin köy turizmi, yenilenebilen kaynaklardan enerji üretimi) geliştirilmesine imkân veren tedbir 311 ve tedbir 312 büyük ilgi görmüştür. Tüm operasyonel programların yürütülmesi sırasında Avrupa Birliği’nin yatay ilkelerine uyulur ve bu ilkelere uyum ile her somut projenin bu ilkelere uyulmasına yaptığı katkı gerekçelendirilmelidir. 2007-2013 dönemindeki yedi operasyonel program çerçevesinde karşılıksız mali destek verilmesine ilişkin prosedürlerin analizi ve değerlendirilmesi yapılırken, cinsiyet eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın ne derecede uygulandığı da ele alınmıştır. Analizdeki başlıca sonuçlar, “İdari Kapasite” Operasyonel Program ve “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programının tüm şemalarında yatay ilkelere yer verildiğini göstermektedir. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programında ayrıca yatay ilkeleri birisine ilişkin olarak özel bir el kitabı da hazırlanmıştır. “Ulaşım” ve “Çevre” Programları yaşam kalitesinin genel olarak yükselmesine, çevrenin korunmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. “Bölgesel Kalkınma” Operasyonel Programı sürdürülebilir kalkınma ve savunmasız gruplar için eşit imkânlar sunulmasına yönelik şartların oluşturulması üzerine odaklanmaktadır. “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Program, yeni işyerlerinin açılması ve eşit istihdam olanaklarının sunulması üzerine odaklanmak suretiyle ekonomik büyümeye katkıda bulunmaktadır. Ancak analizde yer alan ve önümüzdeki program döneminde öngörülen tedbirlerin planlanması ve etkili bir şekilde yürütülmesi için önemli sayılabilecek sonuçlardan birisi, muhataplara yönelik olduğu kadar gerçekleştirilen projelerin35 gözleminden sorumlu görevli ve birimlere yönelik olarak yatay ilkelerinin özü ve uygulanmasına ilişkin özel eğitim ve açıklama kampanyalar yapılmasının gerekliliğidir. 34 “Kırsal Kesimlerin Kalkınması” Programı 35 56 7.3. 2014-2020 program dönemi Yeni 2014-2020 dönemi için Avrupa’nın yakınlaşması için yeniden düzenlenen politikası Lizbon Stratejisi’nin stratejik hedefleri ile yakından ilişkilendirilmiş, “Avrupa 2020”nin amaçlarını yerine getirmekte ve genel olarak sürdürülebilir ekonomik büyüme ve işyerleri oluşturulmasına yöneliktir. Finansmanların fonksiyonları ve mekanizmalarına ilişkin Avrupa Birliği düzeyinde öngörülen reformlar sayesinde alınacak tedbirlerden en uygun etkiye ulaşılması hedeflenmektedir (mevcut mali kaynaklardan azami etki hedeflenmektedir). Yatırımlardan büyük bir bölümü aşağıdaki öncelikli alanlara yönlendirilecektir: bilimsel araştırmalar ve yenilikler, bilişim ve iletişim teknolojileri, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin rekabet gücü, düşük oranda karbon dioksit ekonomisi, istihdam ve hareketlilik, daha iyi eğitim, sosyal katılım, daha iyi kamu idaresi36. “Avrupa 2020” stratejisinin uygulanması sırasında Bulgaristan dâhil Avrupa Birliğine üye tüm ülkeler Stratejinin icrası için ulusal hedeflerini belirler. Bulgaristan için bu hedefler şunlardır: 2020 yılı itibarıyla 20-64 yaş arası nüfusun % 76’sından az olmamak kaydıyla istihdam edilmesi; 2020 yılına kadar yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısını 260.000 kişi ile azaltmak; Ulusal düzeyde “Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020”, ülkenin 2020 yılına kadar gelişmesine ilişkin politikaların hedeflerini içeren önde gelen stratejik ve program belgesidir. “Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020” Bulgaristan’ın 2020 yılına kadar sosyal ve ekonomik gelişmesine yönelik entegre bir belge olup, Avrupa Birliği’nin Avrupa: 2020 Stratejisi ışığında öncelikleri ile Bulgaristan’ın ulusal öncelikleri arasında bağlantıyı yansıtmaktadır. Avrupa: 2020 Stratejisi Avrupa Birliği’nin 2014-202037 dönemindeki bölgesel politikasına ilişkin program belgesi için temel teşkil etmektedir. Programda tanımlanan öncelikler devlet politikalarını üç başlığa doğru yöneltmektedir: insan sermayesinin kalitesinin arttırılması ve işgücü piyasası ile bağlarının güçlendirilmesi; yeniliklerin teşvik edilmesi ve Bulgar ekonomisinin rekabet gücünün arttırılması; fiziki ve kurumsal altyapının iyileştirilmesi. Bu şekilde tanımlanan stratejik hedeflere ulaşmak üzere söz konusu politikaların gerçekleştirilmesinde yatay ilkeler olarak adlandırılan ilkelerin Avrupa’nın yakınlaşması için yeniden düzenlenen politikası. http://ec.europa.eu/regional_policy/sources/docgener/infographic/cohesion_policy_20142020_bg.pdf 37 Ulusal kalkınma Programı: Bulgaristan 2020 36 57 uygulanması önemli rol oynamaktadır. Bu ilkeler, sektörler arasında sorunların daha iyi tanımlanarak uzun vadede sürdürülebilir kalkınma tesis edilebilmesi için entegre yaklaşım uygulanmasını ve sektörler arasında işbirliğini garantilemektedir. Bulgaristan 2020 Programı, belirlenen hedeflere etkili bir şekilde ulaşılması gerekliliği ve sonuçların devamlılığının garantilenmesi ışığında aşağıdaki yatay politikaların uygulanması üzerine odaklanmaktadır: Сtoplum hayatının tüm alanlarına aktif bir şekilde katılmaları amacıyla cinsiyetler arasında eşitliğin sağlanması için koşulların oluşturulması; Verimli bir şekilde sosyal katılımlarını teşvik etmek amacıyla özürlülere eşit imkânlar sağlanması; Dengeli nüfus gelişimi; Hayat kalitesini iyileştirmek ve onurlu bir yaşlanma ağlamak amacıyla emeklilik sisteminin yeterliliği ve sürdürülebilirliğini arttırmak; Yüksek hızda geniş şeritli erişimin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi; Elektronik yönetim ve kamu sektöründe hizmetlerin geliştirilmesi; Kamu sektöründe şeffaf yönetim ilkelerinin sabitleştirilmesi38. Cinsiyet eşitliğini teşvik politikasının stratejik amacı “başarılı kişisel ve mesleki gelişimleri ve ülkenin toplumsal, ekonomik ve siyasi hayatının tüm alanlarında eşitliğin teşviki ışığında eşit muamele, toplumun kaynaklarına eşit erişim ve kadın ve erkeklerin karar alımlarında eşit katılımı konularında teminat verilmesidir39”. 38 39 Yine orada. Yine orada. 58 Sonuç Bulgaristan toplumunda kadınlara yönelik özel bir ilgi sosyalist toplum olarak adlandırılan dönemde gösterilmeye başlanmıştır. Bulgaristan toplumunun ve ekonomisinin hızlandırılmış bir şekilde sanayileşme ve şehirleşmesiyle modernleşmeye gitme arzusu başlıca hareket mekanizmasıdır. Böylece sosyalist toplumda bir taraftan bir kadının usanmayan işçi, biçerdöver sürücüsü, traktör sürücüsü vb. imajı ön plana çıkarılmakta, erkekten geri kalmayan, hatta endüstrinin her alanında ve her pozisyonunda erkekle rekabet edebilen çağdaş Bulgar kadınına “modern” bir imaj oluşturulmakta, diğer taraftan ise kadının artan çalışma meşguliyeti, sorumlulukları ve ev angajmanları açısından negatif nüfus değişiklikleri gözlemlenmektedir. Bulgar kadını sosyalist toplum döneminden günümüze kadar önemli ölçüde gelişme kaydetmiştir. Bugün Bulgar kadını, yasal mevzuat uyarınca kadınlar için kısıtlama getirilen sektörler dışında, işgücü piyasasında erkeklerle eşittir. Bulgaristan’da girişimci kadınlar ve yönetici pozisyonlarında bulunan kadınların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. İstatistiki veriler açıkça 1991-2011 yılları arasındaki dönemde girişimci erkeklerin oranında azalma olduğunu ve bu oranın % 79’dan % 55’e kadar gerilediğini göstermektedir. Buna karşılık olarak girişimci kadınların payı artarak 2011 yılında % 45’e ulaşmıştır. İstihdam ile ilgili olarak günümüzde Bulgaristan’da kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olup, çalışma alanındaki yasal mevzuatta eş ve anne görevlerini yerine getirirken kadınların korunmasına yönelik özel tedbirler öngörülmüştür. Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılığa karşı olan uluslararası ve Avrupa ilkeleri tamamen Bulgaristan yasal mevzuatına aktarılmıştır. Yasalarımızda cinsiyet, ırk, ten rengi, dil, din, siyasi ve diğer inançlar, ulusal ve sosyal köken, ulusal azınlığa mensubiyet, mülk, doğum veya başka özelliklere dayalı ayrımcılığa müsaade edilmektedir. Yukarıdaki analizin sonunda, çağdaş toplumda Bulgar kadınına eşit haklar, istihdam ve iş ile sorumlu görevler alma imkânları verildiği sonucunda bulunabiliriz. 59 KAYNAKÇA: Ayrımcılıktan Koruma Yasası; İş Kanunu; Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu - http://www.kzd-nondiscrimination.com/; “Eşitliğe Doğru İlerleme: Ayrımcılığı önlemek ve ayrımcılıkla mücadelede etkili ve yenilikçi ulusal uygulamalar” konulu VS/2009/0384, 2010 sayılı proje çerçevesinde Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu tarafından yayınlanan Muamelede Eşitlik El Kitabı. “Ayrımcılık Karşıtı Hukuk – ayrımcılıktan korunmanın hukuki boyutları”, Ayrımcılıktan Koruma Komisyonu, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve “Açık Toplum” Enstitüsü yayını, Sofya, 2011 Kamuoyunda iş kadınının imajı: işlevsel ve işlevsiz etkileri – tez soyutlaması, Sofya Üniversitesi, Gazetecilik ve Kitle İletişim Fakültesi. Bulgaristan’da kadın girişimciliği – sorunlar ve imkânlar – Müh. Radka Stamenova, Meridian 22 OOD Şirketi Yöneticisi, Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası İcra Kurulu Üyesi. Ayrımcılık yasağı ve işveren tarafından eşit çalışma koşullarının sağlanması. 2014-2020 döneminde Burgaz İlinin gelişmesine ilişkin Bölge Stratejisi. Küçük ve orta ölçekli işletmelerinde 2012-2013 döneminde girişimciliğin ve yeniliklerin geliştirilmesi perspektiflerinin araştırılması, Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeleri Teşvik Kurumu. Küçük ve orta ölçekli işletmeleri teşvik için ulusal strateji 2014-2020. Ulusal İstatistik Enstitüsü – www.nsi.bg. Bölgesel profiller: Gelişme göstergeleri, “Bulgaristan için Amerika” Vakfı tarafından finanse edilen Serbest Piyasa Ekonomisi Enstitüsü’nün 2012 ve 2013 yılları yayınları. KAYNAKÇA: “Bulgaristan’ın serbest piyasa ekonomisine ve Avrupa entegrasyonuna geçiş sürecinde cinsiyet eşitliği: politika değişimi – kadınların katılımı ve gelişiminden kadın ve erkekler arasında gerçek eşitliğin başarılmasına kadar” – Katya Vladimirova, Bulgaristan’da Sosyalizm Tarihi Üzerine Araştırmalar, Geçiş Süreci II, 2013. 60 “Kadınların çalışma alanlarının genişletilmesi: „Разширяване полето на труд на жените: üreme ve mesleki kariyer” – Katya Vladimirova, Kadınlara Yönelik Araştırmalar ve Politikalar Merkezi, 2011. ''Kadınlar, İş, Küreselleşme” – UNIFEM’in mali desteği ile Sosyal Analizler Kurumu ve WAD Vakfı tarafından yürütülen “Bulgaristan’ın gayrı resmî ekonomisinde kadınlar” konulu proje dahilinde hazırlanan rapor, 2003. „Özgürleşme, eşit haklar, eşitlik: geçiş süreci spiralinde bitmeyen mücadele” – Nora Ananieva. CİNSİYETLERİN POLİTİKA ALANINDA EŞİTLİĞİ. BULGARİSTAN TECRÜBESİ, 2013. „Kamu ve özelin arasında sosyalist dönemin kadını (1967 – 1973): Bulgaristan’da sosyalist dönemde vizyonlar, çelişkiler ve siyasi faaliyetler –Bulgaristan Komünist Partisi’nin Merkez Komitesi tarafından alınan 6 Mart 1973 tarihli Kararın analizi. Gelişmiş sosyalist toplumun tesisinde kadının rolünün yüceltilmesi” – Savina Şarkova. Burgaz Bölgesinde iş gücünün gözden geçirilmesi: başlıca eğilimler, sorunlar ve bölgedeki gelişmelere ilişkin öngörüler. Bulgaristan Ticaret Odası analizi, 2012. Bölgesel profiller: kalkınma göstergeleri. Serbest Ekonomi Enstitüsü, 2013. Bölgesel profiller: kalkınma göstergeleri. Serbest Ekonomi Enstitüsü, 2012. Yedi operasyonel programlarına ilişkin karşılıksız mali yardım verilmesi prosedürleri ve proje seçimi kıstaslarının analizi ve değerlendirilmesi – “2007 – 2013 Ulusal Stratejik Referans Çerçevesinde yer alan hedefler uyarınca yapısal araçların gerçekleştirilmesine ilişkin değerlendirme” konulu 0025-CKZ-1.1 projesi. Temmuz, 2012. Bulgaristan 2020 Ulusal Kalkınma Programı. “Avrupa yakınlaşması için yeniden düzenlenen politika”- http://ec.europa.eu/inforegio Avrupa Birliği’nin yapısal fonlarına ilişkin bileşik bilgi sitesi - www.eufunds.bg "İşbu belge Avrupa Birliği’nin mali desteği ile hazırlanmıştır. Belgenin içeriği konusunda sadece Burgaz Endüstri Odası sorumlu olup, hiçbir şekilde bu belgenin Avrupa Birliği’nin resmi görüşünü yansıttığı kabul edilmemelidir.” 61