T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2596 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1564 ÜCRET VE ÖDÜL YÖNETİMİ Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Cevat ACAR (Ünite 1-4) Prof.Dr. Saime ÖNCE (Ünite 5) Doç.Dr. Erkan ERDEMİR (Ünite 6-8) Editör Doç.Dr. Serap BENLİGİRAY ANADOLU ÜNİVERSİTESİ i www.hedefaof.com Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. “Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright © 2012 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Çalışkan Öğretim Tasarımcıları Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Kitap Koordinasyon Birimi Yrd.Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Grafiker Gülşah Yılmaz Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Ücret ve Ödül Yönetimi ISBN 978-975-06-1264-0 1. Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 3.500 adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Haziran 2012 ii www.hedefaof.com İçindekiler Önsöz .... 1. Ücret Yönetimi. iv 2 2. İş Değerlemesi. ... 3. Piyasa Ücret Araştırması. 24 48 4. İşlerin Ücretlendirilmesi. .. 64 5. Ücret ve Kesintileri. ... 84 6. Ödüllendirme. 7. Ödüllendirme Stratejisi. .. 108 . 8. Ödüllendirme Sistemi. .. 132 .. 152 iii www.hedefaof.com Önsöz Bir işletme örgütünün nitelikli insan kaynaklarını elde etmesi yeterli değildir. Asıl önemli olan emek, zaman ve para harcanarak elde edilen bu kaynağın işletmede kalmasının, çalışma hevesinin sürmesinin ve işletmeye bağlılığının artmasının sağlanması, nitelikli insanların rakip işletmelere gitmelerinin önlenmesidir. Bunun sağlanması için ücretlendirme ve ödüllendirme olağanüstü önem taşır. Bir kişinin çalışmakta olduğu işletmeden memnun olması için öncelikle aldığı ücretin adil olduğunu düşünmesi gerekir. Herkesin sahip olduğu niteliklere, yaptığı işin değerine, gösterdiği performansa ve piyasa ücret oranlarına göre ücret alması durumunda adil bir ücret sisteminin varlığından sözedilebilir. Bunun için iş değerlemesi ve performans değerlemesi sistemlerinin kurulması, piyasa ücret araştırmasının yapılması gerekir. Ayrıca performansla bağlantılı teşvikli ücret programları uygulanmalı ve parasal olan ya da olmayan çeşitli ek olanaklar sağlanmalıdır. Günümüzde işletmelere stratejik bir rekabet avantajı sağlayacak ücret yönetimine gereken ilginin gösterilmediğine inanıyoruz. Ücret konusu toplu sözleşmeler sırasında sık sık uyuşmazlık konularının başında gelen büyük bir sorun olarak ya da ekonomik kriz nedeniyle işgücü azaltımları, ücret düşürmeleri, üretim birimlerini emeğin daha ucuz olduğu ülkelere taşımalar gibi uygulamalarla gündeme gelmektedir. Bu durum ülkemizin birbiri ardına yaşadığı ekonomik krizlerden, küresel etkilerden, işverenlerin geçmişten bu güne aktardıkları alışkanlıklarından, işgücü arzının yapısından vb. pek çok faktörden kaynaklanabilir. Ancak işletmeler gerçekten nitelikli işgücü yaratmayı önemsiyorlarsa, performanslarını geliştirmek, adil ve dengeli bir ücret yapısıyla Personelinin moral ve tatmin düzeylerini yükseltmek, işletmeye bağlılıklarını artırmak, örgüt kültürlerini ve örgütsel değişimlerini desteklemek ve sendikalarla uyumlu bir şekilde çalışmak istiyorlarsa, ücret yönetimine hak ettiği önemi vermeleri gerekir. Bu kitabın içeriğinde hem son derece önemli, hem de neredeyse tüm işletmelerin sorunlar yaşadığı, uygulanması zahmetli, çatışmalara ve memnuniyetsizliklere yol açabilecek en hassas konulardan ücretlendirme ve ödüllendirme yer almaktadır. Ücret ve ödül sistemleri etkili olacak şekilde kurulduğunda ve işletildiğinde yüksek bir fayda sağlayacaktır. Hem çalışanlar hem işverenler için önemli olan bu tür sistemlerin önemini, etkili bir şekilde nasıl kurulacağını ve işletileceğini bulabileceğiniz bu kitabın öğrenciliğiniz ve sonrasında sizin için önemli bir bilgi kaynağı olmasını dileriz. Bu kitap titiz ve özverili çabaların ürünüdür. Kitapta yer alan üniteler kendi alanlarında uzun yıllar bilimsel ve uygulamalı araştırmalar yaparak çeşitli bilimsel çalışmalar üretmiş değerli öğretim üyeleri tarafından hazırlanmıştır. Yazarlarının yanı sıra kitabın tasarımından dizilmesine, çeşitli açılardan kontrolünden basılmasına kadar her aşamada pek çok kişinin katkısı vardır. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Editör Doç.Dr. Serap BENLİGİRAY iv www.hedefaof.com www.hedefaof.com 1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ücreti ve temel bileşenlerini aktarabilecek, Ücretin ve ücret yönetiminin önemini açıklayabilecek, Ücret yönetimi sürecinin önemli aşamalarını ifade edebilecek, Başlıca ücret yapılarının neler olduğunu ve nasıl uygulandığını betimleyebilecek, Ücret sistemlerinin özelliklerini ve kullanım alanlarını özetleyebilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ücret Ücret Yönetimi Değişken Ücret Ücret Sistemi Ek Olanak Ücretlendirme Süreci Maddi Ödül Ücret Eğrisi Sosyal Yardım Ücret Yapısı İçindekiler Ücretin Tanımı ve Önemi Ücretin Bileşenleri Ücret Yönetimi Sistemi ve Süreci Ücret Yapıları Ücret Sistemleri www.hedefaof.com 2 Ücret Yönetimi GİRİŞ Kuramsal olarak bir örgütte yer alan herkese aynı ücretin verilebileceği söylenebilirse de, gerçek hayatta böyle bir durum pek mümkün değildir. Çünkü, ücret örgüte sunulan emeğin veya yapılan katkının karşılığıdır ve bireylerin emek ve katkıları eşit değildir. Hem ücretle ilişkili özellikleri açısından hem de üstlendikleri işler ve çalışma koşulları bakımından personelin durumları farklılık gösterir. Sözü edilen bu farklılıklar nedeniyle, bireylerin ücret konusudaki beklentileri ve talepleri de farklılaşır. Tüm bu farklılıkların bir sonucu olarak bireylere verilecek ücretlerin de farklılaştırılması gerekir. Bunun için etkili bir ücret yapısı oluşturulması önem kazanır. Ücret yönetimi, en önemli insan kaynakları yönetimi işlevidir. Bu işlev işletmelerde çalışanların ücretlendirilmesine dair politika, yapı, sistem ve uygulamaları kapsar. Ücretlendirmeye ilişkin planlama, organizasyon, yürütme ve kontrol aşamalarını kapsayan ücret yönetimi sürecinin özünde, ücret yönetimi sisteminin oluşturulması ve uygulanması vardır. Bu bakış açısıyla, ücret yönetimi sürecinde ücret yönetimi sisteminin oluşturulması, kontrol edilmesi ve devamlılığının sağlanması gerekir. Kitabınızın bu ilk ünitesinde öncelikle ücret kavramını ve önemini inceleyeceğiz. Daha sonra ücret yönetimi sisteminin temel unsurları ve bir ücret sistemi oluşturulurken izlenecek aşamalar üzerinde duracağız. ÜCRETİN TANIMI VE ÖNEMİ Ücret, emeğin bedeli veya çalışmanın karşılığı olarak emek sahibine sağlanan yararlardır. Ücret Türkçe’ye karşılık, bir iş karşılığı olarakverilen ayni ya da nakdi değer, kira, sevap, ödül gibi anlamlara gelen Osmanlıca’daki “ecir” sözcüğünden türemiştir. Ücret, İngilizce’de “wage”; Fransızca’da “salaire”; Almanca’da “lohn” kavramlarıyla ifade edilir. Bununla birlikte, İngilizce’de “pay(ment)” (ödeme), “wage” (ücret), “salary” (maaş), “reward” (ödül) terimlerinin sıkça ücret yerine kullanıldığı da gözlemlenmektedir. Türkçe’de “maaş, aylık, haftalık, gündelik (yevmiye)” vb., ücret yerine kullanılan terimlerdir. İktisadi açıdan ücret, bir üretim faktörü olarak emeğin fiyatı, bedeli (karşılığı) olarak tanımlanır. Tarihsel süreç içinde girişimcilik sermaye/işletme sahipliğinden ayrılmış ve bunun sonucu patronyöneticilerin yanında esasen ücret karşılığı çalışan profesyonel yöneticilerin sayı ve oranı artmıştır. Böylece ücret, hem emekçilerin hem de profesyonel yönetici statüsünde girişimcilik işlevlerini yerine getiren kişilerin iktisadi faaliyete katılmasının karşılığı olmuştur. Ücretin sosyal siyaset yaklaşımıyla ve daha çok temel ücret için geçerli olan tanımları yapılmıştır. Bu tanımlardan birinde ücret, bedeni veya fikri emeğin üretime katkısı karşılığında ödenen bedeldir. Bir diğer tanımda ücret, teşebbüsün kâr veya zararına bağlı olmayan ve müteşebbis tarafından emek sahibine üretilen malın satışı beklenmeden ödenen, miktarı önceden belirlenmiş bir gelirdir. www.hedefaof.com 3 İş hukuku açısından ücret, işçinin iş sözleşmesinden doğan hakkı olarak kabul edilir. Bu açıdan ücret, iş sözleşmesinin temel bir unsurudur ve devlet müdahalesi veya toplu iş sözleşmeleri ile korunmuştur. Ücret, Anayasa’nın 55. maddesinde “... emeğin karşılığıdır” şeklinde; 4857 Sayılı İş Kanunu’nda (m.32) “..bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar”; Gelir Vergisi Kanunu’nda “..işverene tâbi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışan kimseye, hizmet karşılığı verilen para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir” şeklinde tanımlanmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) 95 Sayılı Sözleşmesinin 1. maddesinde ise, ücret daha ayrıntılı olarak “yapılan veya yapılacak bir iş veya hizmet karşılığında yazılı veya sözlü iş sözleşmesi uyarınca, bir işveren tarafından bir işçiye her ne ad altında ve hangi hesaplama biçimiyle olursa olsun ödenmesi gereken ve parasal olarak değerlendirilebilen, karşılıklı anlaşmalar veya ulusal yasalarla saptanan bedel ya da kazançtır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlar ışığında ücret, “yapılan veya yapılacak bir iş ya da hizmet karşılığında, personele farklı şekillerde sağlanabilen ve para cinsinden ifade edilebilen tüm maddî kazançlardır” şeklinde tanımlanabilir. Ücret işverenler, çalışanlar, devlet, toplum ve ekonomi açısından önemlidir: • İşletmeler veya işletme sahipleri ve yöneticileri açısından ücret örgütsel stratejileri uygulamak ve amaçlara ulaşmak için katlanılması gereken önemli bir gider veya maliyettir. • Çalışanlar açısından ücret, asıl ve çoğu durumda tek geçim kaynağı olduğu için önemlidir. İşgörenler açısından, aldıkları toplam ücretin düzeyi (yüksekliği) veya yeterliliği ile adil olması özellikle önemlidir. • Kamu maliyesi açısından ücretler önemli bir vergi kaynağıdır. Kamu işverenleri için de, kamu kuruluşlarında çalışan işçi ve memurların ücretleri, diğer işletmelerde olduğu gibi önemli bir gider kalemidir. • Devletin ekonomik ve sosyal politikaları açısından da ücret önemli bir araçtır. Asgarî ücret, sosyal sigortalar, işsizlik sigortaları, özel personel gruplarnın ve ailelerinin desteklenmesi, teşvikler vb. ne dair politikalarda ücretler, dikkate alınması gereken önemli bir etmendir. • Toplum ve genel ekonomi açısından da ücret önemlidir. Bu bağlamda, toplumun yaşam ve refah düzeyi, ekonomik canlılık, sektörlerin ve ekonominin rekabet gücü, ekonomik ve toplumsal istikrar, gelir dağılımı vb. konular açısından ücretler üzerinde önemli etkilere sahip bir ekonomik faktördür. Kısacası, ücretin ve ücretlilerin toplum ve ekonomideki payının büyüklüğü ve ilgili diğer nedenlere bağlı olarak, ücretler, hem mikro hem de makro düzeyde önemli ve iyi yönetilmesi gereken bir olgudur. ÜCRETİN BİLEŞENLERİ Ücretin bileşenleri temel ücret ve temel ücrete ilave edilen değişken ücret, ek yararlar ve sosyal yardımlardır. Ücret, çoğunlukla, gerek hesaplanma ve ödenme biçimi, gerekse nitelik bakımından doğrudan ve dolaylı farklı bileşenlerden oluşan bir pakettir. Bu anlamda ücret, istihdam karşılığında işveren tarafından çalışanlara sağlanan maddi (parasal, nakdî) ve maddi olmayan (parasal olmayan, aynî, mal ya da hizmet şeklinde) tüm ödemeler veya karşılıklardır. Örneğin bir satış personeline, her ay temel bir ücretin (anakök ücret) yanı sıra, satış miktarına bağlı olarak prim ve bunlara ek olarak yemek, ulaşım hizmeti veya parası ile bir takım sosyal yardımlar da sağlanabilir. Şekil 1.1‘de görüldüğü gibi, ücretin temel bileşenleri temel ücret, değişken ücret, ek yararlar ve sosyal yardımlardır. Bunlardan temel ve değişken ücretler işin ve personelin değeriyle ilişkili olmaları nedeniyle doğrudan; ek yararlar ve sosyal yardımlar işin ve personelin değeriyle daha düşük düzeyde ilişkili olmaları nedeniyle dolaylı ücret bileşenleri arasında sayılır. www.hedefaof.com 4 Doğrudan ücret, personelin işinin ve performansının değeriyle pozitif ve yüksek bir korelasyon içinde olan ücret unsurlarını içerir. Buna göre, personelin işinin değeri, sahip olduğu beceri veya yetkinlik düzeyi arttıkça temel ücreti; performansı arttıkça da değişken ücreti artacaktır. Buna karşılık, dolaylı ücret unsurlarının iş ve personelin değeriyle ilişkisi daha dolaylı ve düşüktür. Örgüteki üyeliğe bağlı ücretler olarak da adlandırılan dolaylı ücreti oluşturan ek yararların ve sosyal yardımların düzeyi genellikle personelin iş, beceri-yetkinlik ve performans düzeyine göre fazlaca değişkenlik göstermez. Örneğin, temel ücret veya maaş (doğrudan ücret) düzeylerine, iş ve performans düzeylerine göre çalışanlar arasında farklılık gösterirken dolaylı ücret kalemleri içinde sunulan yemek veya taşıma hizmetinde genellikle pek bir farklılaşma olmamaktadır. Ücret Paketi Doğrudan Ücret Temel Ücret Dolaylı Ücret Değişken Ücret Ek Yararlar Sosyal Yardımlar Şekil 1.1: Ücretin Bileşenleri Temel ücret, genellikle personelin üstlendiği işin değerine, bazen de sahip olduğu beceri ve yetkinliklere göre belirlenen ve belirli bir dönem boyunca- garanti edilmiş olan ana-kök ücreti ifade eder. Temel ücret, hem toplam ücret içindeki payının, hem de diğer bileşenlere etkisinin büyüklüğü nedeniyle en önemli bileşendir. Temel ücretler, genellikle piyasadaki benzer işlerin ücret düzeyleri de dikkate alınarak iş değerlemesine dayalı olarak belirlenir. Böylece, eşit değerde işleri yapan personelin aynı temel maaşı alması sağlanmış olur. Bunun yanısıra, çoğu durumda işin değerinin yanında, personelin kıdemine, liyakatına, sahip olduğu ek becerilere ve yetkinliklere göre de temel ücret düzeyi değişir. Değişken ücret, personelin ölçülebilir performansına göre verilen teşvikli (özendirici) ücret bileşenidir. Performans ücreti olarak da adlandırılan bu bileşenin toplam ücret içindeki payının son zamanlarda artmış olduğu gözlenmektedir. Değişken ücretler garantili olmayan, personelin performans ve katkı düzeyine göre varlığı ve miktarı değişebilen bileşenlerdir. Temel ücretin yanında personelin performansına dayalı olarak yapılan prim, komisyon, kâr payı, ikramiye vb. adlar altında teşvikli ödemeler değişken ücretin en tipik örnekleridir. Ek yararlar ya da olanaklar, temel ücrete ek olarak personele yapılan ödemelerdir. Yemek, barınma ve ulaştırma sağlanması ya da bu tür ihtiyaçların karşılanması için ödeme yapılması; yabancı dil, iş güçlüğü ya da makam tazminatı verilmesi vb. şeklinde yapılan ödemeler ek yararların tipik örnekleridir. Bazı ek yararlar özellikle üst düzey yöneticilere sağlanan ilâve özel olanaklar ve ayrıcalıklardır. Bunlar hayat ve sağlık sigortaları, özel araba, telefon, konut (lojman), dinlenme odası, özel otopark vb. şeklinde olabilir. Sosyal ücret de denilen sosyal yardımlar, çalışılmayan zamanlar için ödenen ücret, sosyal güvenlik katkıları, işsizlik ve iş göremezlik ödenekleri, emeklilik planları, aile ve çocuk yardımları, doğum ve ölüm yardımları vb. şeklinde olabilir. Bu tür ödemeler genellikle yasalar gereği sağlanır. ÜCRET YÖNETİM SİSTEMİ VE SÜRECİ Ücretlendirmeye ilişkin planlama, organizasyon, yürütme ve kontrol aşamalarını kapsayan ücret yönetimi sürecinin özünde, ücret yönetimi sisteminin oluşturulması ve uygulanması vardır. Ücret yönetimi, ücretlerin belirlenmesi ve ödenmesiyle ilgili bir ücretlendirme sisteminin plânlanması, örgütlenmesi, yürütülmesi ve kontrol edilmesini içeren bir süreçtir. Bu süreç, bordrolamanın ötesinde daha geniş bir anlam ve içeriğe sahiptir. Stratejik ücret yönetimi, stratejik insan kaynakları yönetiminin www.hedefaof.com 5 bir uzantısı olup, kısaca, ücretlemeye dair faaliyetlerin stratejik bir yaklaşımla ele alınmasını ve yürütülmesini ifade eder. Bir işletmenin rekabet üstünlüğünün onun çalışanlarına bağlı olduğu anlayışına dayanan stratejik insan kaynakları yönetimi, işletme performansını iyileştirmek, yenilikçiliği ve esnekliği destekleyen bir örgüt kültürü oluşturmak için insan kaynakları yönetimi ile örgütün stratejik amaç ve hedeflerinin birbirine bağlanmasını ve uyumlaştırılmasını ifade eder. Bu doğrultuda, yeni ücret anlayışını yansıtan stratejik ücret yönetimi esas olarak işletme stratejileri ile ücret yönetimi arasında bağ ve uyum kurulmasını vurgular. Stratejik ücret yönetiminde örgütün rekabet üstünlüğü kazanmasına ve sürdürmesine yardım edecek ücretleme kararları üzerinde odaklanılır. Stratejik ücret yönetiminde hangi konular ön plana çıkar? Ücret yönetimi, bir sistem ve süreç olarak ele alınabilir. Sistem olarak ücret yönetimi, örgütün insan kaynakları yönetimi sisteminin bir alt sistemidir. Her sistem gibi, ücret yönetimi sistemi de çeşitli alt sistemlerden oluşur ve çevresiyle etkileşim içindedir (Bkz. Şekil 1.2). Bir ücret yönetimi sistemi kurulurken temel etkileşimler dikkate alınarak bazı aşamaların gerçekleştirilmesi gerekir. Şekil 1.3’de görüldüğü gibi bu aşamaların başında amaçların ve politikaların belirlenmesi gelir. Daha sonra esas alınacak bir ücret yapısı ve ücret sistemi oluşturulur. Bu süreçte gerekli görev ve sorumluluklar tanımlanır. Şekil 1.2: Ücret Yönetimi Sistemi Ücretleme sürecinde öncelikle iç ve dış çevre analizleri yapılarak, örgütün ücretlemeye ilişkin amaçları ve bu amaçlara ulaşmada izleyeceği politikalar belirlenmelidir. Ücret yönetiminde amaç ve politikalar önemli bir yere sahiptir. Amaçlar, ücretleme yoluyla ulaşmak istenen yeri, elde edilmek istenen sonuçları ifade eder. Bir ücret yönetimi sürecinde öncelikle amaçların belirlenmesi gerekir. Ücret yönetiminin genel amaçları şunlardır: • Örgütün ihtiyaç duyduğu sayı ve nitelikte insanları işletmeye çekmek, • Nitelikli personelin tatminini ve bağlılığını sağlamak (onları elde tutmak), • Personeli motive ederek performanslarını korumak ve artırmak, • Ücret maliyetlerini kontrol etmek, • Yasal, çevresel vb. gereklere uymak, • Böylece, örgütün başarı ve rekabet üstünlüğü kazanmasına katkı sağlamak. Politikalar, amaçlara ulaşmaya çalışırken nasıl davranılacağını belirleyen ilkelerdir. Ücret politikaları, ücret yönetimi sürecinde karar vericilere ve uygulamacılara yol gösterir. Örneğin, yüksek ücret politikası işletmedeki ücret seviyelerinin piyasa ortalamasının üzerinde olmasını, ücret tespit ve artışlarında buna uygun davranılmasını öngörür. Politikalar, ücretlendirme sürecindeki önemli konularla ilgili olmalı, ayrıca örgütün bütününe ve insan kaynakları yönetimine dair amaç ve politiklarına uygun olmalıdır. Ücret politikaları, aşağıda örnekleri verilen konularla ilgili olabilir: www.hedefaof.com 6 • Ücret paketinin hangi bileşenlerden oluşacağı, her bir bileşenin payının ne olacağı, • Temel ücret yapısının hangi kritere dayalı ve nasıl olacağı, • Personelin katkılarının ücrete nasıl yansıtılacağı (ücret-performans ilişkisi), • Personelin ücretlerinin neye göre ve nasıl hesaplanacağı ve ödeneceği (ücret sistemi), • İşletmenin ücret düzeylerinin piyasa ortalamalarına göre nasıl olacağı (düşük-eşit yüksek), • Ücret yönetimi sisteminin kimler tarafından nasıl yönetileceği, • Ücretleme konusunda açıklık mı yoksa gizlilik ilkesinin mi geçerli olacağı. Şekil 1.3: Ücret Yönetimi Süreci Kaynak: Acar, 2007. Ücret yapısının oluşturulması aşamasında işler ve personel açısından temel ücret düzeylerini ve farklılıklarını tanımlayan ücret yapısı oluşturulur. Ücret yapısının oluşturulması, ücret yönetim sisteminin oluşturulmasında öncelikli ve altyapısal bir öneme sahiptir. Ücret yapıları, genellikle iş değerlemesi ve ücret araştırması verilerinden yararlanılarak oluşturulur. Ücret sistemlerinin belirlenmesi aşamasında ödeme dönemleri itibarıyla bireysel ücretlerin hesaplanmasına ve ödenmesine ilişkin düzenlemeler yapılır veya plânlar hazırlanır. Ücret yapılarına ve sistemlerine ilişkin daha ayrıntılı bilgiyi ilerleyen bölümlerde bulabileceksiniz. www.hedefaof.com 7 Ücretleme işlevine ilişkin görev ve sorumlulukların belirlenmesi aşamasında ücret yönetimi sürecindeki iş ve görevlerin kimler tarafından, nasıl bir yetki ve sorumluluk dağılımı içinde gerçekleştirileceği üzerinde durulur. Genel olarak bakıldığında ücret yönetimi sisteminin uygulanmasına ilişkin görevlerin büyük ölçüde insan kaynakları bölümü tarafından yerine getirildiği; bu süreçte özellikle muhasebe-finans gibi işlevler ile hat yöneticilerinin de çeşitli roller üstlendiği gözlenmektedir. Sistemin oluşturulması konusunda ise, sözü edilen aktörlerin yanında, üst yönetim, dış danışman ve uzmanlar, personel/sendika temsilcileri vb. de devreye girdiği görülmektedir. Temel ücret yapısının belirlenmesi, ücret sistemlerinin tasarımlanması ve ücretlemeye ilişkin görev ve sorumlulukların belirlenmesi ile ücret yönetimi sistemi kurulmuş olur. Uygulama aşamasında ücret yönetimi sisteminin işletilmesi aşamasında kurulan bu sistem işletilir. Ücret yapısına ilişkin uygulama mevcut ücretlerin öngörülen yeni yapıya uyumunun sağlanması ile ücret tespit, artış ve ayarlamalarının yapıda öngörülen ücret sınırlarına uygun olarak gerçekleştirilmesini içerir. Ücret sistemlerine ilişkin uygulama ise, personelin temel ücret hadleri, devam ve performans durumları ücret paketinin bileşimi de dikkate alınarak ödeme dönemleri itibarıyla toplam ücretlerinin hesaplanmasına ve ödenmesine dair bordrolama faaliyetlerini içerir. Her sistem gibi ücret yönetimi sisteminin de uygulama sonuçlarının değerlenmesi ve kontrol edilmesi gerekir. Değerleme ve kontrol aşamasında amaçlar ile uygulama sonuçlarının karşılaştırılması, elde edilen sonuçlara ve yaşanan değişmelere göre ücret politika, yapı ve sistemlerinde gerekli değişiklikler yapılarak sistemin devamlılığının sağlanması hedeflenir. ÜCRET YAPILARI Ücret yönetimi sisteminin temel bileşenlerinden biri olan ücret yapıları, temel ücret düzeylerinin ve farklılıklarının nasıl olacağını gösterir. Ücret yapıları temel ücretlerle veya ücret hadleriyle ilgilidir; toplam ücret sistemi ve bireysel ücretlendirme için bir altyapı veya çerçeve oluşturur. Ücret yapıları, ayrıca işletmenin ücret politikalarının uygulanması için mantıklı bir çerçeve/temel oluşturmak bakımından önemlidir. Bu anlamda ücret yapısının ücret yönetimi sisteminin iskeletini veya omurgasını oluşturduğu söylenebilir. Bu nedenle uygun bir ücret yapısının oluşturulması ve uygulanması, ücret yönetimi sisteminin başarısı için hayati öneme sahiptir. Bir ücret yapısı üç temel konuda verilecek kararlara göre oluşturulur: 1) Ücret farklılıkları için esas alınacak kriterin ne olacağı, 2) Ücret derece veya düzey/kademe sayısının ne olacağı ve 3) Düzeyler arasında ve aynı düzey içinde ücret farklılıklarının ne kadar, nasıl olacağı. İlk konu, ücret farklılıklarında işin değerinin mi, kişilerin değerinin mi esas alınacağıyla ilgildir. Buna göre ücret yapıları, işe dayalı (zamana ve performansa) ve kişiye (beceri ve yetkinliklere) dayalı yapılar diye ikiye ayrılır. İşletmeler duruma göre kişiye dayalı, işe dayalı veya işin ve kişin değerini birlikte hesaba katan karma yapıları benimseyebilir. İkinci konu, ücret yapısında kaç farklı ücret seviyesinin bulunacağıdır. Bu durum işlerin tek tek ya da sınıflandırılarak ücretlendirilmesine göre farklılık gösterecektir. Biçimsel Olmayan ve Biçimsel Ücret Yapıları Ücret yapısı, işler ve çalışanlar arasında göreli ücret düzeyleri veya farklılıkları olduğuna göre, her örgüt veya işletmenin mutlaka bir veya birden çok ücret yapısı olacaktır. Bu yapılar biçimsel olmayan yapılar ve biçimsel yapılar şeklinde ikiye ayrılabilir. Biçimsel veya sistematik olmayan ücret yapıları, genellikle zaman içinde, çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşan veya sistematik yöntem ve yaklaşımlara başvurmaksızın oluşturulan ve her örgütte bulunan yapılardır. Sistemli veya biçimsel yapılar, bilinçli ve plânlı çalışmalara dayalı olarak oluşturulmuştur. Bilimsel ve sistematik yaklaşımla hazırlanan, etkili bir ücret yapısının sağlayabileceği yararlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: www.hedefaof.com 8 • Daha kolay bir ücret yönetimi: Ücret yapıları, ücretlerin yönetiminde kullanılabilecek bir çerçeve ve standard oluşturur. Üstlendikleri işe veya beceri ve yetkinlik seviyelerine göre kişilere hangi düzeyde ve aralıklarda ücret verileceği, bu yapıda belirlenmiştir. Böylece, işe yeni alınacak, işleri değişecek kişilere verilecek ücretler önceden bilinir. Ayrıca, ücret aralıkları, ücret artışları, çeşitli ayarlamaları ve kişiler arası ücret farklılıkları için de bir çerçeve sunar. • Maliyet kontrolü: Ücret yapıları, iş ve yetkinlik kademelerine göre temel ücret (ve bazen toplam sabit ücret) düzeylerini ve sınırlarını gösterir. Çoğu yapıda, her kademe için taban ve tavan ücret seviyelerinin belirlenmiş olması, ücret maliyetlerinin planlanmasını ve kontrolünü kolaylaştırır. • Stratejik bir ücret yönetimi: Stratejik ücretlendirmede iç ve özellikle de dış çevre koşullarına uygun bir ücretlendirme yapılması amaçlanır. Yine, ücret yapıları oluşturulurken hem örgütün iç koşulları hem piyasa ücret düzeyleri dikkate alınır. Böylece, stratejik anlayışa uygun bir ücretlendirme yapılmış olur. • Ücretlemeye ilişkin sorunların çözümü: Ücret eşitsizlikleri ve dengesizlikleri, işveren-personel ilişkilerinde önemli ve yaygın bir sorun kaynağıdır. Biçimsel ücret yapıları, ücret düzey ve farklılıklarını akılcı bir temele dayandırdığı için ücretlemeye ilişkin şikayet ve sorunların çözümünü kolaylaştırır. • Ücret adaleti: Ücret yapılarının en önemli yararı ücret adaletini veya eşitliğini sağlamaktır. Bilimsel temele dayalı ücret yapıları sayesinde eşit değerde işi yapan veya beceri ve yetkinlik bakımından eşit düzeyde olan personele eşit ücret verilmesi mümkün olur. • Personel tatmini, bağlılığı ve motivasyonu: Ücretlendirmede eşitlik ve adaletin sağlanması çalışanların memnuniyetini, işlerine ve örgütlerine bağlılıklarını ve motivasyonlarını olumlu şekilde etkiler. Böylece, devamsızlık ve işgücü devir oranları da düşer. • Performans gelişimi: Tatminin, bağlılığın ve motivasyonun artması, bireysel ve örgütsel performansın korunması ve geliştirilmesini destekler. • Personelin gelişimi: Ücret yapıları değer ve ücret bakımından işlerin veya bu işleri yapan personelin hiyerarşik olarak kademelendirilmesini içerir. Yapı içinde bir üst kademeye yükselmek, çoğunlukla personelin ücretinin de artması anlamına gelir. Personelin beceri ve yetkinliklerinin artması, kademeler arası veya kademe içinde yükselme ve ücret artışına yol açar. Bu özellikleri nedeniyle ücret yapıları, hem çalışanların eğitim ve gelişimini, hem de kariyer gelişimini destekleyici ve hızlandırıcı bir etkiye sahiptir. Ücret düzeylerinin sayısı, düzeyler arasındaki ücret farklılıkları ve bu farklılıkların dayandığı ölçüte göre farklı ücret yapılarının ortaya çıkmasına neden olur. Ücret yapı larının oluşturulurken ve yapılar türlere ayrılırken esas alınacak üç temel boyut veya karar konusu vardır. Bunlar; 1) Ücret farklılıklarının dayandığı ölçüt, 2) Derece veya düzeylerinin sayısı, 3) Derece veya düzeyler arasındaki ve içindeki ücret farklılıklarıdır. Ücret yapılarının niteliği ve biçimi, bu boyutlara göre şekillenir (Milkovich ve Newman, 2002: 59). Söz konusu boyutlar ve bu boyutlara göre örgütler arasında, hatta örgüt içinde ortaya çıkabilecek başlıca ücret yapısı türleri Tablo 1.1’de verilmiştir. Ücret yapılarını belirleyen ilk boyut, ücret farklılıklarının hangi ölçüte dayalı olacağıdır. Bu konuda iki temel ölçüt vardır: 1) İşin değeri, 2) İşi yapan kişinin değeri. Bu ölçütlere göre ücret yapıları işe dayalı, kişiye dayalı ve karma yapılar şeklinde üçe ayrılır. www.hedefaof.com 9 İşe ve Kişiye Dayalı Ücret Yapıları İşe dayalı ücret yapılarında temel ücretler, işlerin göreceli değerine göre farklılıklaşır. Oldukça köklü ve yaygın olarak kullanılan bu yapılarda personelin temel ücreti, üstlendiği işin değerine göre değişir. İşe dayalı yapıların oluşturulması ve uygulanması için öncelikle iş analizleri yapılarak iş tanımları ve iş gerekleri hazırlanır. İş değerlemesi yoluyla işlerin göreceli değerleri belirlenir, göreli değerlerine göre işler tek tek veya gruplanarak sıralanır ve bunun sonucunda bir iş yapısı oluşturulmuş olur. Daha sonra yapılan iç ve dış ücret analizleri (piyasa ücret araştırması) sonucunda elde edilen verilerinden yararlanarak her bir iş düzeyi için ücret düzeyleri ve aralıkları belirlenerek ücret yapısı tamamlanır. Üstlendikleri işlere bakılarak personelin temel ücretleri yapıya göre belirlenir ve ayarlanır. Uygulama sonuçlarına ve meydana gelen değişmelere göre güncellenerek bu yapının devamlılığı sağlanır. İşe dayalı ücret yapıları kitabınızın ikinci ve dördüncü ünitelerinde ayrıntılı bir biçimde incelenmektedir. Tablo 1.1: Ücret Yapısı Türleri Biçimsel Olmayan Yapılar *Belli bir ölçüte dayanır. *Zaman içinde, çeşitli faktörlerin etkisiyle kendiliğinden oluşur. *Sistematik değildir. Biçimsel Yapılar Yapının dayandığı ölçüt İşe dayalı Kişiye dayalı Karma Düzey sayısı Tek ücretlemeye dayalı Toplu ücretlemeye dayalı Düzeylerarası ücret farkı Hiyerarşik-dik Basık-eşitlikçi Açık Usta-kalfa-çırak sisteminin bir uzantısı olan kişiye dayalı yapılarda, personelin temel ücret veya maaşları, sahip oldukları beceri ve yetkinliklerin hangi seviyede olduğuna göre belirlenir. Kişiye dayalı yapılarda kişiler, ilâve beceri ve yetkinlik kazandıkça, iş değişikliği olmaksızın ücret artışı elde ederler. Günümüzün yeni çalışma kültürü, personelin iş tanımlarında belirtilen görevlerin ötesine geçmelerini, daha fazla şeyi bilmelerini, düşünmelerini ve sonuçlarla ilgili daha fazla sorumluluk almalarını gerektirmektedir. Bu yüzden rekabet üstünlüğünü sağlamak için sürekli öğrenme ve iyileştirmeyi, esnekliği, katılımı ve ortaklığı destekleyen ücret sistemlerine ihtiyaç vardır. Kişiye dayalı yapılar, bir bakıma bu ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Bu yaklaşıma göre, insan kaynakları yönetimi sisteminin yapı taşı iş değil işi yapan bireydir. Artık yavaş yavaş ayrıntılı iş tanımları yerini personelin belirli bir çalışma alanında başarılı olması için gerekli becerileri ve yetkinlikleri içeren beceri ve kişi tanımlarına bırakmaya başlamıştır. Kişiye dayalı yapılar özellikle bilgi işçiliğinin ve bireylerin mal ve hizmete katkısının daha değerli olduğu durumlara uygundur. Personelin kendi işini yönetmesine olanak tanıyan iş zenginleştirme ve özerk çalışma gruplarının var olduğu durumlar da bu yapılara uygundur. Bu bağlamda, personelin farklı işlerde çalışmasını (ve farklı becerilere sahip olmasını) gerektiren takım temelli örgütlerin yaygınlaşması; proje ve süreçlerde kişilerin beraberce çalışmasının işler arası geçişimi artırması ve yenilikçi stratejilerin benimsenmesi vb. değişmeler, kişiye dayalı yapıların yaygınlaşmasında etkili olmaktadır. Kişiye dayalı ücretleme, ilgili yazında bilgiye dayalı ücretleme (knowledge-based pay), beceriye göre ücretleme (pay for skill), beceriyle ilişkili ücret (skill related pay), beceri ve yetkinliklere göre ücretleme (pay for skill and competencies), bilgi, beceri ve yetkinliklere göre ücretleme vb. olarak ta anılmakta ve farklı biçimlerde tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, son zamanlarda beceri ve yetkinliklere veya sadece yetkinliklere dayalı ücretleme kavramının daha çok kullanıldığı söylenebilir. Kişiye dayalı ücret yapıları, personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklere göre temel ücretlerin farklılaştırılmasını içerir. Bu yapı, özellikle personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklerin ve bunları geliştirmelerinin ödüllendirilmek istendiği durumlara uygundur. Kişiye dayalı yapıların oluşturulması ve uygulanması için öncelikle beceri/yetkinlik analizleri ile örgütte varolan işlerin gerektirdiği beceri ve www.hedefaof.com 10 yetkinlikler belirlenir, tanımlanır. Tanımlanan beceri ve yetkinlikler kademelendirilerek, beceri ve yetkinlik yapısı oluşturulur. Daha sonra her beceri ve yetkinlik kademesi için ücret düzey ve aralıkları belirlenerek ücret yapısı kurulur. Performansın ve eğitim durumunun değerlenmesi ve belgelenmesi yoluyla da personelin sahip olduğu beceriler bakımından hangi yetkinlik düzeyinde olduğu belirlenir ve ücretleri uygun oldukları yetkinlik kademesi için öngörülen seviye ve aralıklara göre ödenir. İşe ve kişiye dayalı yapıların oluşturulması, bazı farklılıklar içermekle birlikte, esasen benzer aşama ve faaliyetleri gerektirir. Her iki yapı türünde de; 1) önce işlerin içerik ve gerekleriyle ilgili bilgilerin toplanması ve düzenlenmesi, 2) analiz/değerleme birimi olarak esas alınacak iş-beceri-yetkinlik faktörlerinin tanımlanması ve 3) daha sonra söz konusu faktörlere dayalı olarak gerekli değerleme ve ölçümlerin yapılması ve 4) buna göre iş, beceri ve yetkinlik yapısının oluşturulması ve ücretlendirilmesi söz konusudur. Bu benzerliğe rağmen işe ve kişiye dayalı yapılar, gerek tasarım gerekse uygulama açısından, doğal olarak farklılıklar da içermektedir. Genel bir bakış açısı sağlamak üzere Tablo 1.2’de işe ve kişiye dayalı yapıların benzer ve farklı yönleri özet olarak verilmiştir. Teorik olarak, işe ve kişiye dayalı yapı ayrımı uygun olmakla birlikte, bu iki tür yapının birbirinden zorunlu olarak ayrı olması da gerekli değildir. Gerçek hayatta, personelin davranış ve becerilerine atıf yapmadan bir işi tanımlamak (ve değerlemek) son derece güçtür. Benzer şekilde bir personelin işle ilgili bilgi ve yetkinliklerini iş içeriğine atıf yapmadan tanımlamak da zordur. Bu yüzden her iki ölçüt, yapı oluşturmada benzer kararları gerektirir. Her ikisinde de, işler ile gerekli beceri ve yetkinlikler bir biçimde dikkate alınır. Tamamen işe veya kişiye dayalı yapılar yanında, yukarıda da belirtildiği gibi, her iki değer ölçütüne dayalı karma ücret yapıları da bir diğer seçenek olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, bir işletme içinde bazı alt gruplar için işe, bazıları içinse kişiye dayalı yapılar geliştirilebilir. Örneğin, yönetim işleri için işe veya yetkinliğe, büro işleri için işe, işçilik işleri için beceriye dayalı yapılar kullanılabilir. Tablo 1.2: İşe ve Kişiye Dayalı Ücret Yapılarının Karşılaştırılması İşe Dayalı Beceriye Dayalı Yetkinliğe Dayalı Değerlenen faktör Değerleme faktörleri Beceri blokları Yetkinlikler Değer ölçüsü Faktör derece ağırlıkları Beceri düzeyleri Yetkinlik düzeyleri Ücrete dönüştürme mekanizması İşlerin puanına veya önem düzeyine göre ücret yapısını oluşturma Yapılan işe ve piyasaya göre Belgelendirme ve dış piyasaya göre becerilerin fiyatlandırılması Belgelenen becerilere ve piyasaya göre Ücret artışı sağlama koşulu Terfi Beceri kazanma Yetkinlik geliştirme Yönetimin amacı *Personeli işe bağlamak *Terfi ve yerleştirme *İşe göre ücretleme yoluyla maliyet ve bütçe kontrolü yapma *Becerilerin etkin kullanımı *Eğitim *Eğitim, belgelendirme ve iş dağıtımı yoluyla maliyet kontrolü *Yetkinliklerin değer kattığından emin olma *Yetkinlikleri geliştirme fırsatları verme *Belgelendirme ve görevlendirme yoluyla maliyetleri kontrol etme Beceri kazanmaya çalışma Yetkinliklerini geliştirme *Beceri analizleri *Beceri belgelendirme Yetkinlik analizleri Yetkinlik belgelendirme *Sürekli öğrenme *Esneklik *İşgücü azaltma olanağı *Sürekli öğrenme *Esneklik *Yatay hareket olanağı *Bürokrasi artışı *Maliyet kontrolünün zorluğu *Bürokrasi artışı *Maliyet kontrolünün zorluğu Ücret yapısı Personelin amacı Prosedürler Elde edilebilecek yararlar Sınırlılıklar Daha fazla ücret kazanmak için terfi peşinde koşma *İş analizleri *İş değerlemesi *Piyasa ücret araştırması *Açık beklentiler *İlerleme duygusu *Ücretin yapılan işin değerine dayalı olması *Bürokrasi artışı *Esnek olmama www.hedefaof.com 11 Belgelendirme ve dış piyasaya göre yetkinliklerin fiyatlanması Geliştirilen yetkinliklere ve piyasaya göre Kişiye dayalı ücretleme yapıldığı zaman elde edilebilecek bazı yararlar arasında personelin farklı alanlarda eğitimlerinin ve gelişimlerinin özendirilmesi, böylece birimlerin iş yapma kapasitelerinin artırılması, daha nitelikli ve esnek bir işgücü ve istihdam olanağının sağlanması sayılabilir. Kişilerin üstlendikleri işin gereklerinin ötesinde beceri ve yetkinliklere sahip olmaları söz konusu olduğundan başka işlere atanmaları daha kolay olmaktadır. Ayrıca artan işgücü niteliği ve esnekliği, işgücü ihtiyacının iç kaynaklardan karşılanma oranını artırdığı için, daha az personelle daha fazla iş yapmak mümkün olur; daha yalın ve öğrenen örgütler ortaya çıkardığı için gözetim ihtiyacını azaltır; örgüt ve iş yapısındaki yalınlaşmaya bağlı olarak daha az iş sınıfı içeren daha yalın ve esnek ücret yapısı ortaya çıkarır; personelin kendi ücretleri üzerindeki denetimlerini artırdığı için iş tatminini artırıcı, devamsızlık ve işgücü devrini azaltıcı bir etki yapabilir; personelin ücret sistemlerine ilişkin adalet algısını, memnuniyetini ve ve performansını artırır. Kişiye dayalı ücret yapılarının sağlayacağı yararların yanında bazı sınırlılıkları da vardır. Kişiye dayalı yapıların sınırlılıkları arasında, ücretlerin beceri ve yetkinlik artışına bağlı olarak artması yüzünden ücret ve eğitim maliyetlerinin yükselmesi, ücretlemeden kaynaklanan idari yüklerin artması, teknik personele gözetimcilerden yüksek ücret alma olanağının doğması nedeniyle çalışma barışının zarar görmesi, terfi etmeksizin tavan ücretlere ulaşma olasılığının bulunması dolayısıyla ücret motivasyonunun ve tatminin düşmesi, buna karşılık maliyetlerin artması, yetişmiş işgücünün işten ayrılması sayılabilir. Ayrıca bu tür yapıların geliştirilmesinin, uygulanmasının ve piyasaya uyumunun sağlanmasının nispeten güç olması da kişiye dayalı yapıların kısıtları arasında sayılabilir. Ücret yapısının işe mi yoksa kişiye mi dayanacağı önemli bir karar konusudur. Geleneksel işe dayalı ücret ve kişiye dayalı ücret yapılarından hangisinin uygun olduğu işletmenin ve bölümlerin koşullarına göre değişir: İşe dayalı yapılar daha çok işlerin standartlaştırıldığı, iş yapılarının ve kullanılan teknolojinin istikrarlı olduğu, personelin sık sık birbirinin işlerini yapma ihtiyacının bulunmadığı, belirli bir işi öğrenmek için fazlaca eğitimin gerektiği, işgücü devrinin düşük olduğu, zaman içinde personelin hiyerarşik kademeler boyunca yükselmesinin beklendiği durumlar için uygundur. Farklı işleri öğrenme yetenek ve isteğine sahip eğitimli bir işgücüne sahip olunduğunda, teknolojinin ve örgüt yapısının sıkça değişmesi gerektiğinde, örgüt çapında personelin katılımı ve takım çalışması teşvik edildiğinde, personelin yukarıya doğru hareket fırsatları sınırlı ancak yeni beceriler öğrenme fırsatları bol olduğunda, üretim kaybı yaratacak düzeyde devamsızlık ve işgücü devir maliyetleri yüksek olduğunda (Seri-süreç teknolojisi kullanan işletmeler gibi) kişiye dayalı yapıların kullanılması uygundur. Hiyerarşik ve Basık Ücret Yapıları Ücret yapılarıyla ilgili temel stratejik tercihlerden biri yapının ne ölçüde hiyerarşik olacağıyla ilgilidir. Bu açıdan ücret yapıları hiyerarşik ve basık gibi iki uç arasında bir dağılım gösterir. Hiyerarşik (dik) yapılarda hem derece sayısı, hem düzeylerarası ücret farkı fazladır. Buna karşılık basık (eşitlikçi) yapılarda, düzey sayısı ve düzeyler arası ücret farkı daha azdır. Böylece en düşük ve en yüksek ücret düzeyleri arasındaki fark da daha düşüktür. Hiyerarşik ve basık ücret yapılarının temel özellikleri, Tablo 1.3’de özetlenmiştir. Tablo 1.3’de de görüldüğü gibi, ücret düzey ve farklılıklarının dayandığı ölçüt açısından hiyerarşik ve eşitlikçi yapılar arasında bir farklılık yoktur. Başka bir deyişle, basıklıkhiyerarşiklik, hem işe hem de kişiye dayalı yapılar için geçerli bir özelliktir. Bunun dışında, hiyerarşik yapılarda hem derece/düzey sayısı ve hem de düzeyler arası ücret farklılığı daha çoktur. Hiyerarşik yapılar, iş akışına ve organizasyonuna sıkıca bağlı iken eşitlikçi yapılarda daha gevşek bir uyum vardır. Hiyerarşik yapılarda, bireyler ve bireysel performans ile terfi; eşitlikçi yapılarda ise takımlar, eşit davranma ve işbirliği daha ön plandadır. Ücret yapısının hiyerarşik mi yoksa basık mı olacağı, büyük ölçüde iş ve örgüt yapısına bağlı bir olgu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, istikrarlı ortamlarda faaliyet gösteren ve biçimsellik düzeyi yüksek örgütlerde hiyerarşik; dinamik çevrede faaliyet gösteren işletmelerde ise basık yapıların tercih edilmesinin uygun olacağı söylenebilir. Başka bir deyişle, ücret yapısının hiyerarşik veya basık olması, ilgili koşulların sonucu olarak ortaya çıkan örgüt yapısının hiyerarşik veya eşitlikçi olmasına bağlı bir durumdur. www.hedefaof.com 12 Eşitlikçilik-hiyerarşiklik boyutu, tekil ücret yapısı açısından ele alınabileceği gibi, örgüt içindeki farklı ücret yapıları arasındaki farklılık veya benzerlik açısından da incelenebilir. Nitekim, söz konusu boyutu eşitlikçilik-seçkincilik (elitism) olarak adlandıran Gomez-Meija ve arkadaşları, konuyu örgüt düzeyinde farklı yapılar arası bir olgu olarak ele almaktadırlar. Yazarlara göre, eşitlikçi ücret yönetimi sisteminde personelin çoğunluğu aynı ücret planına tabidirler. Seçkinci yapıda ise, farklı örgüt düzeyleri ve/veya personel gruplarına göre farklı ücret planları uygulanır. Buna göre, örneğin hisse senedi seçeneklerinin sadece üst düzey yöneticilere; bazı teşviklerin yalnızca satışçılar gibi belirli personel gruplarına uygulanması seçkinci bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Benzer şekilde, alt düzey iş gruplarında daha basık; profesyonel ve yönetsel iş ve personel grupları için çok düzeyli daha hiyerarşik yapıların uygulanması da, seçkinci yaklaşıma örnek olarak verilebilir (Gomez-Meija ve diğ., 2001:331). Tablo 1.3: Hiyerarşik ve Basık Yapıların Temel Özellikleri Hiyerarşik Yapı Eşitlikçi Yapı Düzeyler Çok Az Ücret farklılığı İş veya kişi Az Ölçüt İş veya kişi Destek (Uygunluk) Sıkı uyum Gevşek uyum İş organizasyonu Bireysel çalışanlar Takımlar Adalet Performans Eşit muamele (Özendirilen) Davranışlar Terfi için fırsatlar İşbirliği Kaynak: Milkovich ve Newman, 2002: 74. Hiyerarşiklik veya basıklıkla ilişkili bir diğer boyut, ücret yapılarının iş akışına ve örgüt yapısına ne ölçüde uygun olacağıyla ilgilidir. Bu açıdan ücret yapıları örgüt yapısı ve iş akışına sıkıca bağlı olan ve olmayan yapılar olarak ikiye ayrılabilir. Müşteri yönelimli ve düşük maliyet stratejisi izleyen, işlerin ve süreçlerin ayrıntılı olarak tanımlandığı, standartlaşmanın yüksek olduğu işletmelerde (örneğin, McDonalds ve Wal-Mart gibi), ücret yapısı iş ve örgüt yapısına sıkıca bağlı, işler arası ücret farklarının az olduğu daha biçimsel bir özellik gösterecektir. Buna karşılık, değişim ve belirsizliğin yüksek olduğu bir çevrede yenilikçilik stratejisini benimseyen (örneğin, 3M gibi) işletmelerde çeviklik, yenilikçilik ve uyum önemlidir. Bu yüzden bu tür işletmelerde sürekli değişimi ve yenilikçiliği desteklemek için ücret yapılarının örgüt yapısına daha az bağımlı ve esnek olması uygun olacaktır. Yapının hiyerarşik veya basık olması diğer faktörler yanında, esas olarak işletmenin iş ve örgüt yapısına bağlı bir olgu olduğu için geleneksel hiyerarşik örgüt yapılarına sahip işletmelerde, ücret yapısının da hiyerarşik bir özellik göstermesi, beklenen bir durumdur. Benzer şekilde, basık veya yalın örgüt yapılarına sahip işletmelere eşitlikçi yapılar daha uygun olacaktır. Piyasa Yönelimli ve İşletme Yönelimli Ücret Yapıları Ücretleme açısından eşitliğin sağlanması önemli bir ilkedir. Eşdeğer iş ve personelin eşit ücret almasını ifade eden eşitlik ilkesi iç ve dış eşitlik olarak ikiye ayrılır. İç eşitlik, bir işletme içindeki ücret yapısının algılanan adilliğini ifade eder. Dış eşitlik ise, işletme içi ücretlerin piyasadaki diğer işverenler tarafından ödenen ücretlere eşit olmasını ifade eder. İlkinde her bir iş örgüt içi hiyerarşiye göre; ikincisinde işler, piyasa ücret düzeylerine göre ücretlenir. Piyasa veya iç yönelimlilik, ücret yapısının belirlenmesinde piyasanın mı işletme içi durumun mu daha belirleyici olacağını ifade eder. Piyasaya duyarlı ve hemen her iş için işgücü piyasasından personel temin eden, işleri piyasadakilere benzer olan, kariyer yolları çok iyi belirlenmemiş işletmeler, ücret yapılarını piyasaya göre tasarlar. Hatta en uç noktada, iş değerleme yapmaksızın, yatay ve dikey olarak ücret düzeyleri piyasaya göre belirlenir. Bazı işletmelerde ise, iş değerlemesi ile belirlenen iç iş yapısı, ücret yapısını belirleyen esas faktör olarak dikkate alınır. Benzersiz işlere sahip örgütler için bu yaklaşım daha uygundur. Bu işletmelerde ayrıca bir kaç giriş işi hariç, içerden temin ve terfi ağırlıklıdır. Bu işletmelerde sadece giriş işleri için piyasa ücretleri dikkate alınabilir. www.hedefaof.com 13 Ücret yapıları geliştirilirken iç veya dış eşitliğe önem verme yanında, her iki eşitliğin de sağlanması hedeflenebilir. Bu durumda işletme içi ücret düzeylerinin hem işletme içi adaleti, hem de piyasa düzeylerine uygunluğu sağlar bir yapı oluşturmasına çalışılacaktır. İdeal olarak, hem iç hem de dış eşitliğin sağlanması amaç olarak tanımlanabilirse de, her hangi bir işletmenin iç ve dış eşitliğe atfettiği göreli önem değişebilir. Buna göre, kimi işletmeler iç eşitliğe, diğerleri ise dış eşitliğe daha fazla önem verebilirler. Bu konudaki temel tercih, ortaya çıkacak ücret yapısını da etkileyecektir. İç eşitliğe daha fazla önem verildiğinde işletme içi işlerin göreli değerine dayalı bir yapı; dış eşitliğin daha fazla önemsenmesi durumunda piyasa yönelimli bir yapı ortaya çıkaracaktır. Ücret düzeyine ilişkin olarak piyasa ortalamalarına göre yüksek ücret, eşit ücret veya düşük ücret verme seçeneklerinden biri tercih edilebilir. Bu ücret poltikası örgütün tümü için, belirli alt birimler veya iş grupları için uygulanabilir. Ancak farklı bölümler için farklı poltikalar uygulanması, özellikle düşük ücretlilerde memnuniyetsizliğe ve ayrımcılık suçlamalarına neden olabilir. Ücret yapıları oluşturulurken hangi çalışmaların yapılması zorunludur? ÜCRET SİSTEMLERİ Ücret sistemleri, çeşitli bileşenlerin oluşturduğu toplam ücretin hesaplanmasıyla ve ödenmesiyle ilgilidir. Ücret sistemleri, bireysel ücretlerin hesaplanması ve ödenmesine ilişkin plânlardır. Ücret sistemleri, ücret yapısının düzeyleri ve sınırlarıyla belirlenen kök ücretlere ilave olarak ücret paketinde hangi bileşenlere hangi oranlarda yer verileceğine ve bu bileşenlerin tutarının nasıl belirleneceğine, çalışma süresinin ve iş performansının nasıl hesaba katılacağına vb. ilişkin önceden belirlenmiş kurallara bağlı olarak bireysel ücretlerin hesaplanmasını ve ödenmesini içerir. Uygulamada bordrolama olarak adlandırılan faaliyetler, aslında ücret sistemlerinin uygulanmasıyla ilgilidir. Buna göre ücret sistemlerinin oluşturulması ve uygulanması sırasındaa cevaplanacak başlıca soruları ş şekilde özetlemek mümkündür: Ücret paketinde hangi bileşenler yer alacak? Temel ücret nasıl belirlenecek? Ücret tutarının belirlenmesinde personelin değeri (potansiyeli ve performansı) hesaba katılacak mı? Doğrudan ücret dışında personele ek yarar ve sosyal yardımlar başlığı altında ödeme yapılacak mı? Yapılacaksa, bunlar neye göre nasıl belirlenecek ve ödenecek? Ücretin temel bileşenlerine ilişkin farklı sistemler olabilir. Bununla birlikte, doğrudan veya çıplak ücretin hesaplanmasına ilişkin sistemler özel bir öneme sahiptir. Temel ücret sistemleri farklı şekillerde sınıflandırılabilir. Ücret sistemleri esas olarak zamana dayalı ücret sistemleri ve özendirici/teşvikli ücret sistemleri olarak ikiye ayrılabilir. Bireysel açıdan ücret sistemi ne ifade etmektedir? Zamana Dayalı Ücret Sistemleri Zamana dayalı ücret sistemleri; geleneksel, ölçülmüş iş miktarına ve değişken günlük ücrete dayalı ücret olarak gruplanabilir. Zamana dayalı ücret sistemlerinin temel özelliği, ücretlerin hesaplanmasında esas alınan temel faktörün personelin çalışma süresi olmasıdır. Bu sistemlerde ücret kazancı çalışılan zamana bağlı olarak artar veya azalır. Zamana dayalı ücret sistemleri üçe ayrılır; geleneksel zaman ücret sistemi, ölçülmüş iş miktarına göre günlük ücret ve değişken günlük ücret. Geleneksel zamana dayalı ücret Ü =Ç xÜ g s m www.hedefaof.com 14 sisteminde, bireysel ücretler saat, gün, hafta, ay gibi bir zaman birimi ile zaman birimi başına belirlenen temel ücret esas alınarak hesaplanır. Ücret geliri (Üg), çalışılan süre (Çs) ile zaman birimi için belirlenen temel ücret miktarı (ücret haddi) (Üm) çarpılarak bulunur. Geleneksel sistemde, ücret gelirinin hesaplamasında personelin çalışma hızına ve miktarına, yaptıkları işin kalitesine, kısaca performansına bakılmaz. Temel ücreti ve çalışma süresi aynı olan tüm personele performanslarına bakılmaksızın aynı ücret verilir. Zamana dayalı ücret sistemi kullanıldığında elde edilebilecek yararları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: • Anlaşılması, anlatılması ve uygulanması kolay bir yöntemdir. • Sistemin kurulma ve uygulanma maliyeti düşüktür. • Personel ile işverenler arasında anlaşmazlığa neden olacak bir sorun kaynağı oluşturmaz. • Personele ücret güvencesi ve düzenli bir ücret geliri sağlar. • Çalışma hızını artırmadığı için kalite düşüklüğü, israf, yıpranma artışı ile güvenlik sorunlarına yol açmaz. • Temel ücretlerin iş değerlemesine göre belirlenmesi ve etkin performans denetiminin sağlanması durumunda tatmin edici sonuçlar verebilir. Zamana dayalı ücret sisteminin yukarıda sıralanan yararlarına karşılık bazı sakıncaları da bulunmaktadır. Bu sakıncalar şunlardır: • Bu sistemde personelin verimliliği ve performansı hesaba katılmaz. Bu nedenle, adil olmayan ve işgücü maliyetleri ile denetim giderlerini artıran bir sistemdir. • Performansın dikkate alınmaması ve farklı performans gösterenlere aynı ücretin verilmesi, özellikle yüksek performans gösteren personelin tatminini, motivasyonunu ve performansını olumsuz etkiler. • Performansı özendirici olmaması işgücü maliyetlerini artırır, işletmenin performansını ve rekabet gücünü de olumsuz etkiler. • Özellikle yüksek performanslı personel ile işveren arasında sorunlara ve çatışmalara neden olabilir. • Tatmin, bağlılık ve motivasyon sorunları nedeniyle devamsızlık ve işgücü devri artar. Bu sakıncalarından dolayı zamana dayalı ücret sistemleri her işe ve örgüt yapısına uygun değildir. Ancak bu ücret sistemlerinin uygun olduğu bazı durumlar vardır. Örneğin, üretim ya da çıktıların ölçülmesinin imkansız ya da çok zor ve maliyetli olduğu, personelin çabasıyla iş veriminin değişmesinin pek de mümkün olmadığı, performans ölçme sistemlerinin bulunması, iş hızının artmasıyla birlikte kalitenin bozulduğu, personelin ve donanımın güvenliğinin tehlikeye girme olasılığının yüksek olduğu, iş akışında öngörülmeyen ve önlenemeyen beklenti ve kesintilerin meydana geldiği, çok hassas ve pahalı donanım ve malzemelerle iş yapıldığı vb. durumlarda bu sistemlerin kullanılması daha uygun olmaktadır. Geleneksel zamana dayalı ücret sisteminin özellikle performansı dikkate almamasıyla ilgili sakıncalarını gidermek veya hafifletmek için başka sistemler önerilmiştir. Bunların en bilinenleri ölçülen günlük ücret ve değişken günlük ücret olarak adlandırılır. Ölçülen günlük ücret sisteminde, iş ölçümü yapılarak bir işgününde ve belirli bir zaman diliminde gerçekleştirilmesi gereken iş miktarı belirlenir. Personele bu işin belirlenen miktarda, belirlenen sürede ve zaman diliminde gerçekleştirmesi gerektiği bildirilir. Olağan koşullarda personelin ücreti, yine zaman birimi başına belirlenen temel ücret ve çalışma süresi dikkate alınarak hesaplanır. Ancak, kendi kusuru dolayısıyla öngörülen iş miktarını tamamlayamayanların hesaplanan ücretlerinden verim düşüklüğü oranında kesinti yapılır. Verim düşüklüğü personelden kaynaklanmıyorsa, ücret kesintisi yapılmaz. www.hedefaof.com 15 Değişken günlük ücret de ise, iş ölçümüyle belirlenen zaman birimi başına performansı gerçekleştiren ve gerçekleştiremeyenlere farklı kök ücretler uygulanır. Performansı öngörülen düzeyin altında kalanlara daha düşük; üzerine çıkanlara ise daha yüksek bir saatlik ücret uygulanır. Böylece, personel belirli bir seviyenin üzerinde performans göstermek için teşvik edilmiş olur. Özendirici Ücret Sistemleri ücret sistemleridir. Özendirici ücret sistemleri parçabaşı/akord ücret sistemleri ve primli Özendirici (teşvikli) ücret sistemleri, ücret hesabında personelin performansının dikkate alındığı sistemlerdir. Başka bir deyişle, bu tür sistemlerde hesaplanan ücret paketinde temel ücrete ilave olarak performansa dayalı değişken ücret ve diğer bileşenler de yer alır. Teşvikli sistemler, iki ana başlık altında incelenebilir: 1) Parçabaşı/akord ücret sistemleri ve 2) Primli ücret sistemleri. Parçabaşı ücret sistemleri bazen ayrı olarak ele alınsa da her iki sistem, akord ücret sistemleri başlığı altında ele alınabilir. Parçabaşı/para-parça akordu ücret sisteminde parça (ürün birimi) başına bir ücret haddi (kök ücret) belirlenir. Ücret geliri, ücret haddi ile üretilen birim sayısı çarpılarak bulunur. Zaman akordu ücret sisteminde zaman birimi (örneğin, saat) başına bir kök ücret haddi belirlenir. Ayrıca, iş ölçümü yoluyla bir birim ürünün standard süresi belirlenir. Personelin ücret geliri, çalışılan fiilî süreye göre değil, ürettiği ürünlerin standard süreleri toplamına göre hesaplanır. Zaman akordu ücret hesaplanırken aşağıdaki formül kullanılır: Parçabaşı ve zaman akord sistemleri, saf ve asgari ücret garantili akord sistemler şeklinde iki şekilde uygulanır. Saf (arı) akord sistemlerinde, garanti edilmiş bir asgari ücret yoktur ve personelin ücret geliri performansına gore değişir. Asgari ücret garantili sistemde ise, performans ne kadar düşerse düşsün, personelin alacağı garantili bir ücret vardır. Uzun süreli işlerde genellikle asgari ücret garantili akord sistemler uygulanır. Akort ücret sistemi kullanıldığında aşağıdaki yararların elde edilmesi mümkündür: • Üretim ve verim artışı sağlanır. • Personelin ücret geliri, performansla orantılı olarak artar. Bu, personeli daha iyi performans göstermeleri için motive eder. • Aynı süre içinde daha fazla ürün elde edilmesi sonucu, birim maliyetler düşer. • İşletme ve ürün maliyetleri daha kolay hesaplanır. • Artan iş hacminin mevcut personelle karşılanma oranı artar. • Gözetim ve denetim ihtiyacı ve masrafları düşer. Akort ücret sisteminin yukarıda sıralanan yararlarına karşılık bazı sakıncalı yönleri de bulunmaktadır. Bu sakıncaları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: • Çalışma hızı ve verim artışı kaliteyi olumsuz etkileyebilir. www.hedefaof.com 16 • Fazla ve hızlı çalışma personelin yorulmasına, yıpranmasına, dikkatlerinin dağılmasına ve iş kazalarına yol açabilir. • Hammadde ve malzeme israfı olabilir ve araç gereçlerin arıza oranları yükselebilir. Ayrıca bakım masrafları artabilir. • Zaman etüdlerinin yapılması ve akort sisteminin oluşturulması uzmanlık gerektirir, bu da sistemin kurulması ve işletilmesine ilişkin maliyetleri artırabilir. • Akort süresine erişemeyen düşük performanslı personelin memnuniyetsizliğine, şikayetine ve bunlara bağlı sorunlara yol açabilir. • Standartların saptanmasında yanlışlık yapılırsa veya teknolojik gelişme ve değişmeler sisteme yansıtılmazsa, işveren ile çalışanlar arasındaki ilişkiler bozulabilir. Primli ücret sistemleri, prime esas kriterin tekli ya da çoklu olmasına göre, tek faktörlü ve çok faktörlü; esas alınan performans düzeyine göre de bireysel, grup ve örgüt primli ücret sistemleri olarak adlandırılır. Primli ücret sistemleri, genellikle garanti edilmiş belirli bir kök ücretin karşılığı olan performans seviyesini aşanlara, kök ücretin yanında prim olarak adlandırılan ve personelin performansına göre değişen ilâve bir ödemenin yapılmasını öngören teşvikli sistemlerdir. Satış personeline garanti edilmiş aylık maaş yanında her ay gerçekleştirdikleri satış miktarına göre prim verilmesi bu sistemin tipik ve yaygın bir örneğidir. Primli ücret sistemleri; 1) Tek faktörlü ve çok faktörlü ücret sistemleri, 2) Bireysel, grup ve örgüt primli ücret sistemleri olarak sınıflandırılabilir. Tek faktörlü primli ücret sistemleri, verimlilik, kalite, tasarruf gibi faktörlerden sadece birinin kullanılması durumunda ortaya çıkar. Çok faktörlü primli ücret sistemlerinde birden fazla kriter için prim verilmesi öngörülür. Örneğin, ürün miktarı yanında ürün kalitesine ve/veya malzeme tasarrufuna da prim verilmesi gibi. Çok faktörlü kombine sistemler ile tek faktörlü sistemler arasındaki en belirgin özellik seçilen birden çok kriterin prim amacını oluşturma açısından bütünleyici nitelikte olmasıdır. Personelin seçilen birden fazla kriter içinden herhangi birini ön plana çıkararak tercih etmesi, sistem bütünlüğünü olumsuz etkilememelidir. Bu açıdan kombine sistemler oluşturulurken seçilen prim kriterlerinin prim amacına uygun nitelikte olmasına özen gösterilmesi gerekir. Primli ücret sistemleri birey, grup veya örgüt performansına dayalı olabileceği gibi, bunların birden fazlasına dayanan karma sistemler şeklinde de olabilir. Örneğin, her satış personeline bireysel satış miktarlarına göre prim verildiğinde bireysel performansa; bir satış grubundaki tüm personelin toplam satışına göre prim verildiğinde grup performansına dayalı bir primli sistem ortaya çıkar. Karma sistemlerde ise, hem birey hem grup performansına göre prim verilir. Grup veya örgütün toplam performansına dayalı sistemlerde, önce grup veya örgütün toplam performansına göre toplam prim miktarı hesaplanır. Sonra, hesaplanan bu prim belirli bir esasa, söz gelimi temel maaşlarının toplam içindeki payına göre bireylere dağıtılır. Primli sistemin hangi düzeyde uygulanacağını belirleyen faktörlerin başında performansın hangi düzeyde ölçülebilir olduğu ve neyin teşvik edilmek istendiğidir. Buna göre, her bir personelin performansının ölçülmesi olanaksız veya çok zor olduğunda mecburen grup performansına dayalı bir sistem uygulanacaktır. Her düzeyde performans ölçülebilir olduğunda, bu defa performansın hangi düzeyde (birey, grup veya örgüt) teşvik edilmek istendiğine göre prim sistemi tercih edilir. Primli ücret sistemlerinin performansı çok yönlü teşvik etmeyi ve ödüllendirmeyi sağlaması nedeniyle uygulama alanı oldukça geniştir. Primli ücret sistemleri uygulandığında elde edilmesi olası yararlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Performansı çok yönlü olarak teşvik etme ve ödüllendirme olanağı sağlar. • Personelin tatminini, motivasyonunu ve performansını olumlu yönde etkiler. www.hedefaof.com 17 • Performans artışı nedeniyle birim maliyetler düşer, işletmenin rekabet gücü artar. • Gözetim ve denetim ihtiyacını ve giderlerini azaltır. Primli ücret sisteminin sakıncalarını da aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür: • Özellikle çok faktörlü ve grup temelli sistemlerin geliştirilmesi ve uygulanması uzmanlık ve titiz çalışma gerektirmesi nedeniyle zordur. • Sistem iyi tasarlanmadığı ve personele memnuniyetsizlikler ortaya çıkabilir. • Tek faktörlü sistemlerde bir konuda performans gelişirken diğer konularda performans düşüklüğü yaşanabilir. • Birey performansına dayalı sistemler kişiler arası yardımlaşmayı, işbirliğini ve grup performansını olumsuz etkileyebilir. • Grup ve örgüt performansına dayalı sistemler bazı üyelerin kaytarmasına ve iş yükünün personel arasında dengesiz şekilde dağılmasına yol açabilir. • Teşvik düzeyinin yüksek olması yorgunluğu, yıpranmayı, kazaları, arızaları ve israfı artırabilir. • Düşük performanslılarla ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. açıkça anlatılamadığında şikayetler ve Zaman akordu ile primli ücret sistemleri arasındaki temel farklılıklar nelerdir? Diğer Ücret Sistemleri Daha çok doğrudan (temel ve değişken) ücretle ilgili yukarıdaki sistemlerin yanında, dolaylı ücret bileşenleriyle (ek yararlar ve sosyal yardımlarla) ilgili ücret sistemleri de vardır. Bunlar temel ücret sistemleri gibi, performansla ilişkili olan ve olmayan sistemler şeklinde sınıflandırılabilir. Örneğin, yılsonlarında gerçekleşen kârın bir bölümünün personele dağıtılmasını öngören kâr paylaşım plânları, performansla ilişkilidir. Buna karşılık, ek ücret bileşenlerinin kişilerin tercihlerine göre değişkenlik gösterdiği esnek yan haklar ve kafeterya tipi ücretleme ise, performansla ilişkili değildir. Genel anlamda, burada ele alınan temel ücretlerin artışına ilişkin yöntemler ve plânlar da sistem olarak ele alınabilir. Ancak ücret sistemi denince öncelikle doğrudan ücretin, sonra da dolaylı ücretlerin belirlenmesine dair plânlar akla gelir. Sonuç olarak hangi bileşenlerle ilgili olursa olsun sistemleri sınıflandırmada kullanılabilecek en anlamlı ölçütün performans olduğu açıktır. Buna göre, sistemler performansla ilişkili olan ve olmayan sistemler olarak ikiye ayrılır. Günümüz ücret sistemlerinde personele belirli bir ücret garantisi sağlanarak, ücretin geri kalan bölümünün mümkün olan her durumda performansa dayalı olarak verilmesinin uygun olacağı yönünde yaygın bir inanç vardır. www.hedefaof.com 18 Özet ücretlerin hem işin hem de kişinin değerine uygun olması gerekir. Ücret, personelin emeğinin karşılığı olup, çoğu durumda çeşitli ücret bileşenlerinden oluşan bir toplamı (paketi) ifade eder. Toplam ücret temel (kök) ücret, değişken ücret ile ek yarar ve sosyal yardımlardan oluşur. Ücret, örgütler/işverenler, personel, hükümet, toplum açısından önemli bir faktördür. Ücretleme sürecinde, öncelikle örgüt ve çevre analizleri yapılarak, örgütün ücretlemeye ilişkin amaçları ve bu amaçlara ulaşmada izleyeceği politikalar belirlenmelidir. Daha sonra temel ücret yapısı oluşturulur. Bu aşamada, işler ve personel itibarıyla temel ücret düzeylerinin ve farklılıklarını tanımlayan ücret yapısı oluşturulur. Ücret yapısının oluşturulması, ücret yönetimi sisteminin oluşturulmasında öncelikli ve alt yapısal bir öneme sahiptir. Ücret yapıları, genellikle iş analizi, iş değerlemesi ve ücret verilerinden yararlanılarak araştırması oluşturulur. Ücret sistemlerinin oluşturulması aşamasında ödeme dönemleri itibarıyla bireysel ücretler hesaplanır ve ödenmesine ilişkin düzenlemeler veya plânlar yapılır. Ücretlendirmede temel amaç, ihtiyaç duyulan sayı ve nitelikte personelin işletmeye çekilmesi; bağlılıkları, tatminleri ve motivasyonları sağlanarak nitelikli insanlaürın elde tutulması; bunların sonucunda örgütsel ve bireysel performansın artırılmasıdır. Ücret maliyetlerini kontol etmek ile yasal ve diğer gereklere uymak da ücretlemenin amaçları arasında yer alır. Hizmet sektörünün gelişmesi, rekabetin artması gibi birçok değişim ücret yönetiminin önemini artırmaktadır. Ücret sistemleri, personelin temel ücret haddi, ücret paketinin bileşimi, devam ve performans durumu ile ilgili verilere dayalı olarak dönemlik toplam ücretin nasıl hesaplanacağını ve ödeneceğini gösterir. Örneğin, bir işçinin aylık toplam ücretinin belirlenmesi için saatlik ya da günlük kök ücretinin ne olduğu, ayda kaç gün çalıştığı, yasal vb. gerekler sonucu verilmesi gereken ek yararların ve sosyal yardımların neler olduğu; performansa dayalı bir ücret sistemi uygulanıyorsa aylık performansının ne olduğu ve bunun ücrete nasıl yansıtılacağı gibi hususların tanımlanması gerekir. Bu işlemler ücret sistemlerinin oluşturulmasıyla ilgilidir. İnsan kaynakları yönetiminin önemli işlevlerinden biri olan ücret yönetimi, işletmenin amaç ve stratejilerine uygun ücret ve ödül sistemlerinin kurulmasını ve uygulanmasını içerir. Bu süreçte, temel bir ücret yapısının oluşturulması, ücret sistemlerinin tasarlanması, ücretleme konusundaki görevlerin ve sorumlulukların belirlenmesi; sonra da bu şekilde oluşturulan ücret yönetimi sisteminin uygulanması söz konusudur. Ücret yapılarını belirleyen ilk boyut, ücret farklılıklarının hangi ölçüte dayalı olacağıdır. Bu konuda iki temel ölçüt vardır: 1) İşin değeri ve 2) Kişinin değeri. Bu ölçütlere göre ücret yapıları işe ve kişiye dayalı olarak tasarlanır. İşe dayalı yapılarda işin değerine göre; kişiye dayalı yapılarda ise personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklere göre ücretler farklılaştırılır. Karma yapılarda ise, ücret farklılıkları hem işin değeri, hem de kişilerin beceri ve yetkinlik düzeyleri dikkate alınarak belirlenir. Her iki kriterin birlikte kullanıldığı karma yapılar da, genellikle her kademenin taban ücreti işin değerine göre belirlenir ve kişilerin sahip oldukları beceri ve yetkinliklere göre belirlenen taban ve tavan ücret sınırları arasında kişilerin ücretleri farklılaştırılır. Karma yapılar, aslında ücret aralıklarını içeren işe dayalı yapılar olarak da kabul edilebilir. Ücret politika, sistem ve uygulamaları, örgütün genel amaç ve stratejilerine uygun ve katkı sağlayacak nitelikte olmalıdır. Bunun için, www.hedefaof.com 19 Kendimizi Sınayalım 1. Ücret işverenler açısından aşağıdakilerden hangisi nedeniyle önemlidir? 6. Eşit değerde iş yapana eşit ücretin sağlanması aşağıdakilerden hangisinin oluşmasına yol açar? a. İşletmenin toplam giderleri a. Stratejik ücret yönetiminin b. İşçilik maliyetleri b. Maliyet kontrolünün c. Ücret geliri c. Performans gelişiminin d. Personel tatmininin d. İşletmenin toplam gelirleri e. Ücret adaletinin e. Ülke genelindeki gelir dağılımı 2. Aşağıdakilerden hangisi bileşenlerinden biri değildir? 7. Geleneksel zamana dayalı ücret sisteminde ücret geliri aşağıdakilerden hangisine bağlı olarak artar? ücretin a. Temel ücret a. Kazanılan bilgi ve beceriye b. Emeklilik ücreti b. Birim zamandaki verimliliğe c. Performans ücreti c. İş kalitesine d. Ek yararlar d. Çalışma süresine e. Sosyal yardımlar e. Müşteri memnuniyetine 3. Aşağıdakilerden hangisi, ücret yönetiminin amaçlarından biri değildir? 8. Akord ücret sistemi hangisinde uygulanır? a. Nitelikli insanları işletmeye çekmek a. Temel ücret belirli değilse b. Personelin bağlılığını artırmak b. Maaş garantisi yoksa c. İşgücü devrini artırmak c. Performans ölçülebilirse aşağıdakilerden d. Ücret düzeyleri yüksekse d. Performansı artırmak e. Performans ölçülemezse e. Maliyetleri kontrol etmek 4. İşe dayalı ücret yapılarında temel hareket noktası genellikle aşağıdakilerden hangisine dayalıdır? 9. İş sonuçlarının ölçülemediği, işin hassas, kullanılan malzeme ve araçların değerli olduğu durumlarda aşağıdaki ücret sistemlerden hangisi uygundur? a. İşin değerine a. Geleneksel zamana dayalı b. Personelin performansına b. Parçabaşı c. Piyasa ücret düzeylerine c. Ölçülmüş iş miktarına dayalı d. Aylık enflasyon oranına d. Grup primine dayalı e. Personelin yetkinliğine e. Bireysel prime dayalı 5. İş yapısı aşağıdakilerden hangisini gösterir? a. İş ortamının güvenli olup olmadığını 10. Aşağıdaki ücret sistemlerinden hangisinde ücret paketi içinde performans ücretine yer verilmemiştir? b. Ücret aralıklarının geniş mi, dar mı olduğunu a. Grup primi c. İşyerinin nasıl organize edildiğini b. Parça akordu d. İşlerin değer bakımından sırasını c. Zaman akordu e. Ücretin nasıl ödeneceğini d. Bireysel prim e. Geleneksel zamana dayalı www.hedefaof.com 20 Yaşamın İçinden Enflasyonsuz Ortamda Ücret Yönetimi önemli bir görev düşüyor. Çalışanlarına, enflasyonsuz ortam gereği daha düşük (ama o günün gereği) ücret artışları verirken nedenleri ile birlikte bunu paylaşmaları, farklı işletmelerden doğru örneklerle şeffaf paylaşıma gitmeleri olacak. …Enflasyonlu Dönem: Neredeyse işletmelerin tamamı ücret artışlarında enflasyon verilerini kullanıyor. Enflasyon verilerini elde ederken kullandıkları kaynak ise Devlet İstatistik Enstitüsü. Aynı işletmelerin yaklaşık %75’i yılda iki kez, sadece %10 civarındaki bir kısmı ise yılda bir kez zam yapmakta. Enflasyona ve çalışanlarının artan gelir vergisi dilimlerine karşı işletmeler yılda iki kez zam yapmayı tercih ediyorlar ve bu şekilde çalışanlarının enflasyon karşısındaki kaybını azaltmayı öngörüyorlar. Benzer davranışlar uluslararası işletmelerin çalışanlarına maaşlarının döviz bazındaki kaybını engellemek için kısa periyodlarla zam vermesinde de gözlenebiliyor. Enflasyondan sonra sırasıyla “Bireysel Performans”, “Kıdem” ve “Firma Kârlılığı” ücret artışında önemli rol oynuyor. Çünkü işletmelerin elinde, ücret artışlarında kullanabilecekleri ve iyi çalışan personellerine farklı olduklarını hissettirebilecekleri daha geniş artış aralıkları mevcut. Bu iyi bir şans ve birçok işletme tarafından tercih ediliyor. Çalışanlar, rakamsal olarak yüksek zamlara alışıklar. Hele ülkemizde 2000 yılındaki kriz öncesinde alınan zam oranlarının neredeyse tamamı %50’nin üzerinde gerçekleşiyor. Enflasyon zammının olmadığı bir ortamda çalışanları birbirinden ayırdederken teşvik edici yöntemler kullanılacak. Bugün işletmelerin yaklaşık %60’lık bir kısmı herhangi bir teşvik edici sistem kullanmıyor. Kullananlar ise çoğunlukla bireysel prim vermekteler. Az da olsa kar payı ve hisse paylaşımına gidenler de mevcut. Görüldüğü gibi yeterli değil. Hele teşvik sistemlerinin öneminin oldukça artacağı bu dönemde çalışanlar için önemli bir tercih kriteri olacak. Örneğin, Amerika’da olduğu gibi artık “emeklilik programları” (işletme çalışanlarını emekli olacakları döneme hazırlayan programlar) işletmelerin tercih edilmesinde önemli rol üstlenebilir. Düşük enflasyonlu ülkelerdeki işletmelerin uyguladığı sistemleri incelemek ve bunları adapte etmek bir yöntem olarak kullanılabilir. Yılda tek ücret artışı, enflasyona değil performansa bakarak. Yıl içinde çok küçük enflasyon oynamaları ücrete yansıtılabilecek. Ayrıca işletmeler, ücret belirlemesi ve artışlarında, kendi sektöründeki piyasa artışına ve şartlarına da bakacak ve bunu kullanacaklar. Şimdiden hiç de azımsanmayacak bir kesim bunu yapmaya başladı bile. Ayrıca performansı iyi olmayan çalışanlar için “sıfır” veya “eksi” artışların yapılabilmesi bile mümkün olacak. Enflasyonsuz Dönem: Bu kavramı enflasyonun düşüş trendine girdiği dönem olarak da düşünebiliriz. İşletmelerin yaklaşık %70’i çalışanlarına son iki yılda %20’nin altında zam veriyor. Bunların içerisinde önemli bir kısım ise hiç ücret artışı gerçekleştirmiyor. İlk bakışta normal değil gibi görünse de, enflasyonun düşüşte olduğu, tek haneli enflasyona geçiş sürecinde olunduğu düşünüldüğünde bu istatistiklerde alışılandan çok daha düşük ücret artışları olacak gelecekte. İşletmelerin büyük çoğunluğu enflasyonun olmadığı veya düşük olduğu bir ortamda yılda tek ücret artışı uygulamakta. Ve bu ücret artışı artık enflasyon ağırlıklı olmayacak. Çünkü enflasyon yok! Ücret artışında farklı kriterler rol oynayacak. …İşletmeler, bugüne kadar sadece enflasyon artışı ile mutlu ettikleri çalışanlarına daha farklı çözümler bulma yoluna gidecekler. Çünkü tek haneli enflasyondaki ücret artışı, bu oranda az artışa alışık olmayan çalışanların neredeyse tamamında bir psikolojik mutsuzluk yaratacak. Temel ücret kavramı yerine “toplam kazanç” kavramı önem kazanacak. Tek haneli enflasyon yerleştikçe, uzun dönemde ücret artışı için gelecek dönem enflasyon tahminleri kullanılacak. Sonuçta, ülke ekonomik koşulları nasıl olursa olsun işletmeler ücret sistemlerini kurmak ve yönetmek durumundadırlar. Enflasyonun yüksek veya düşük olması sadece yönetilen ücret sistemi içerisindeki kurguyu etkileyecektir. Düşük enflasyonlu dönemde bu bilgiler hepimizin işine yarayacaktır. Bilmem aynı fikirde misiniz? Peki şimdi neler oluyor ve bundan sonra n’olcak? İşletmeler için “iyi çalışanları elde tutma sanatı” önem kazanacak. Buradan yola çıkan işletmeler çalışanlarının ihtiyaçlarını ön planda tutacak ve onlara farklı olduklarını hissettirmek zorunda kalacaklar. Çalışanlar da kendi ihtiyaçlarına en iyi karşılık bulacakları işletmeleri tercih edecekler. Enflasyonlu ortamda yüksek ücret artışları görmeye alışmış çalışanlar bu dönemde artış rakamlarını yadırgıyorlar. Buna alışmak zaman alacak. Bu süreçte işletmelere Kaynak: Orhan Erkut, http://triohrc.com/detay.php?kt=04&id=12 (Erişim: 2 Nisan 2009) www.hedefaof.com 21 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 3 Ücret sistemleri personelin temel ücret haddi, ücret paketinin bileşimi, devamlılık ve performans durumu ile ilgili verilere dayalı olarak dönemlik toplam ücretin nasıl hesaplanacağını ve ödeneceğini gösterir. Örneğin, bir işçinin aylık toplam ücretinin belirlenmesi için saatlik kök ücretinin ne olduğu, ayda ne kadar çalıştığı, yasal vb. gerekler sonucu verilmesi gereken ek yararlar ve sosyal yardımların neler olduğu; performansa dayalı bir ücret sistemi uygulanıyorsa, aylık performansının ne olduğu ve bunun ücrete nasıl yansıtılacağı gibi hususların tanımlanması gerekir. Bu işlemler, ücret sistemlerinin oluşturulmasıyla ilgilidir. Bireysel ücret oluşturulan bu sistemde tek tek bireyler için hazırlanan ücret paketlerini ifade eder. 1. b Yanıtınız yanlış ise “Ücretin Tanımı ve Önemi” bölümünü gözden geçiriniz. 2. b Yanıtınız yanlış ise “Ücretin Bileşenleri” bölümünü gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise “Ücret Yönetim Sistemi ve Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. 4. a Yanıtınız yanlış ise “Ücret Yapıları” bölümünü gözden geçiriniz. 5. d Yanıtınız yanlış ise “Ücret Yapıları” bölümünü gözden geçiriniz. 6. e Yanıtınız yanlış ise “Ücret Yapıları” bölümünü gözden geçiriniz. 7. d Yanıtınız yanlış ise “Ücret Sistemleri” bölümünü gözden geçiriniz. Sıra Sizde 4 8. c Yanıtınız yanlış ise “Ücret Sistemleri” bölümünü gözden geçiriniz. Akord sistemlere kıyasla primli sistemlerin hem daha fazla türü vardır, hem de uygulama alanı daha geniştir. Çünkü, akord sistemler genellikle verime dayalı iken; primli sistemler verim yanında kalite, tasarruf, işbirliği gibi çok sayıda faktöre dayalı olabilir. Ayrıca, primli sistemlerde garanti edilen asgari bir ücretin olması da yaygın olarak kullanılmalarını sağlayan bir faktördür 9. a Yanıtınız yanlış ise “Ücret Sistemleri” bölümünü gözden geçiriniz. 10. e Yanıtınız yanlış ise “Ücret Sistemleri” bölümünü gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Stratejik ücret yönetiminde ön plana çıkan konular arasında geleneksel ücret yapıları yerine geniş band yapısı, odağı işten bireye çeviren yetkinliğe dayalı ücretleme, işletme içi eşitlikten çok piyasaya uyuma daha fazla önem verilmesi, birey veya takım performansına bağlı değişken ücretlerin artan rolü, bireysel başarıların tanınmasına ve ödüllendirilmesine verilen önemin artması sayılabilir. Sıra Sizde 2 Sistematik açıdan, işe dayalı bir ücret yapısının oluşturulması için iki temel çalışmanın yapılması gerekir. Bunlar; 1) İş değerlemesi ve 2) Ücret araştırması’dır. İş değerlemesi ile, işletmedeki işlerin göreli değerleri belirlenir. Ücret araştırmaları ile de benzer işlere ait piyasadaki ücret düzeyleri belirlenir. Bu kapsamda, doğal olarak işletmenin mevcut ücret düzeyleri ve yapısı da analiz edilir. Bu analizlerle elde edilen verilerden yararlanılarak, işletmenin yeni ücret yapısı oluşturulur. www.hedefaof.com 22 Yararlanılan Kaynaklar Benligiray, S. (2009). “Ücret ve Yönetiminin Önemi”, Performans ve Ücret Yönetimi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi AÖF Yayını, No: 1016. Acar, A. C. (2007). İşletmelerde Ücret Yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama. İstanbul: LitaretürYayınları Ataay, İ. D. (1990) İş Değerlendirme ve Başarı Değerlendirme Yöntemleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını, No: 235, İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, No:128. Bingöl, D. (2003). İnsan Kaynakları Yönetimi. 5.Baskı, İstanbul: Beta Basım. Geylan, R. (1996). Personel Yönetimi. Eskişehir: Birlik Ofset. Ataay, İ. D. ve Acar, A. C. (2008). “Ücret Yönetimi” İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.399-504. Gomez-Meija, L. R.; Balkin, D. B. and Robert L. C. (2001). Human Resources Management. 3rd ed., New Jersey: Prentice Hall. Ataay, İsmail D. (2008). “İş Değerleme”, İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.343-398. Milkovich, G. T. and Newman J. M. (2002). Compensation. 7th ed., Boston: McGraw-Hill. Benligiray, S. (2007). Ücret Yönetimi. İstanbul: Beta Basım. Özışık G. G. (2002). İşletmelerde Ücretlendirmenin İlkeleri. İstanbul: Literatür Yayıncılık. Benligiray, S. (2009). “Ücret Sistemleri”, Performans ve Ücret Yönetimi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi AÖF Yayın, No: 1016. Sabuncuoğlu, Z. (2005). İnsan Kaynakları Yönetimi (Uygulamalı), Bursa: Furkan Ofset. www.hedefaof.com 23 2 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; İş değerlemesini betimleyebilecek, İş değerlemesinin amaçlarını ve başlıca yararlarını açıklayabilecek, Başlıca iş değerleme yöntemlerine göre işlerin nasıl değerleneceğini ifade edebilecek İş değerleme sonucunda elde edilen bilginin nasıl kullanıldığını açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar İş Değerlemesi Puan yöntemi İş Analizi Faktör Karşılaştırma Yöntemi Sıralama Yöntemi Faktör Sınıflama Yöntemi Ücret Yapısı İçindekiler Giriş İş Değerlemesinin Tanımı ve Önemi İş Değerlemesinin Amaçları ve Kullanım Alanları İş Değerleme Süreci İşlerin Değerlenmesi İş Değerleme Yöntemleri İş Değerlemesinin Sonucu: İş Yapısı 24 www.hedefaof.com İş Değerlemesi GİRİŞ İşe dayalı bir ücret sisteminde dahili eşitliği sağlayacak bir ana-kök ya da taban ücret yapısının kurulması için kullanılan ortak analiz birimi “iş” dir. İş, bir ya da birden çok kişinin bedensel ve/veya düşünsel gücünü kullanmak suretiyle ortaya koyduğu eylemdir. Bu eylemler çeşitli faktörlere göre işletme için farklı değerlere sahiptir. İşlerin farklı değerlerinin bilimsel esaslara göre belirlenmesi ve ücret adaletinin sağlanmasına bir temel oluşturması için işlerin bu değerleri yansıtacak bir sıraya konması gerekir. İş değerlemesi, genellikle bir kuruluşta mevcut her işin, o kuruluşta bulunan diğer tüm işler arasındaki göreceli değerini ortaya çıkaran bir sistem olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli kaynaklarda iş değerlemesinin farklı tanımlarına rastlamak mümkündür. Yapılan tanımlarda genellikle iş değerlemesinin işlerin önem ve güçlüklerine göre birbirleriyle karşılaştırılmaları sonucunda değerlendirilmesi ve ücretlendirilmesi olduğu ileri sürülmektedir. Ancak bu ve benzer tanımlara dayanarak iş değerlemesinin bir ücret sistemi olduğu kanısına kapılmamak gerekir. İş değerlemesi bir ücret sistemi değildir, işe dayalı adil bir ücret sisteminin kurulmasına temel dayanak oluşturacak objektif ve bilimsel standartlar elde etmek için kullanılan bir tekniktir. Bu teknik çok aşamalı bir süreç özelliği taşımaktadır. Bu, bir örgütte iş değerlemesi temeline dayalı bir ücret sistemi kurmak için belirli aşamalardan geçmek gerektiği anlamına gelmektedir. Kitabınızın bu ünitesinde iş değerleme çalışmasının aşamaları ve kullanılan yöntemler incelenecektir. İŞ DEĞERLEMESİNİN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ İş değerlemesi, belirli sınırlılıkları olmakla birlikte, sistematik ve bilimsel bir yöntem olarak kabul edilir. İş değerlemesi, bir örgütteki işlerin göreli değerlerini sistemli olarak belirleme süreci veya işyerindeki işler arasındaki değer farklılıklarını ortaya çıkarma amacına yönelik bir yöntem olarak tanımlanabilir. Bu süreçte, işler bir veya birden fazla ölçüte göre değerlendirilerek işlerin göreli değerleri belirlenir. İş değerlendirmenin temel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir: • İş değerlemede, personel değil işler değerlendirilir. İşler değerlendirilirken o işleri yapan personelin yeterliliklerine ve performanslarına bakılmaz. İş değerlendirmesi, belirli sınırlılıkları olmakla birlikte, sistematik ve bilimsel bir yöntem olarak kabul edilir. • İş değerlemesi bir karşılaştırma(mukayese) sürecidir. Bu süreçte işler, doğrudan veya dolaylı olarak birbirleriyle karşılaştırılarak her bir işin göreli değeri belirlenir. • İş değerlemesi bir yargılama sürecidir. Bu yargılama, gerek iş tanımlarındaki bilgilerin yorumlanmasında gerekse, iş tanımlarıyla değerleme faktör ve derece tanımlarının karşılaştırılmasında gerekir. • İş değerlemesi genellikle analitik bir süreçtir. İş değerleme yargısal ama bilgiye dayalı yargılar içeren bir süreçtir. İşlerin analizi ve tanımlaması ile değerlendirilmesinde analitik plânlar ve araçlar kullanılır. 25 www.hedefaof.com • İş değerlemesi sistemli ve yapılandırılmış bir süreçtir. Değerleme yöntem ve planları/ölçekleri şeklinde ortaya çıkan bu çerçeve, tüm değerleyicilerce kullanılan dil, kriterler vb. ortak olmasını sağlar. İŞ DEĞERLEMESİNİN AMAÇLARI VE KULLANIM ALANLARI İş değerlemenin asıl amacı, işlerin göreli değerleriyle uyumlu biçimde ücretlendirilmesini sağlayarak ücret adaletini (eşitliğini) gerçekleştirmektir. Eşit değerde işe eşit ücret ilkesini hayata geçirerek, personelin ücret ve iş memnuniyetini sağlamak da iş değerlemesinin en genel amaçları arasındadır. İş değerlemenin başlıca amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Sistemli, adil ve akılcı bir ücret yapısı için temel oluşturmak, • Böylece, eşit değerde işe eşit ücret ilkesini hayata geçirmek, • Değişen veya yeni ortaya çıkan işleri değerlemek ve sınıflamak için üzerinde anlaşılmış bir araç oluşturmak, • Diğer örgütlerdeki işler ve ücret hadleri ile işletmedeki ücretleri karşılaştırmak için bir araç sağlamak, • Bireysel performans ölçümü için bir temel sağlamak, • Ücret anlaşmazlıklarının çözümünde başvurulabilecek bir araç sağlayarak bu anlaşmazlıkları azaltmak, • Üst düzey işlere doğru personeli motive etmek, • Ücret adaleti yoluyla personelin tatmin ve bağlılığını sağlamak, • Personel ve sendikalarla yapılan ücret pazarlıkları için işe dayalı ve nesnel bilgi ve temel sağlamak, • Ücret maliyetlerinin kontrolünü kolaylaştırmak, • Diğer insan kaynakları işlevlerinde kullanılabilecek işlere dair bilgiler sağlamak (seçim, planlama, kariyer yönetimi vb.). • İşlerin ve organizasyonun gözden geçirilmesini, yeniden tasarlanmasını ve güncellenmesini sağlamak. İŞ DEĞERLEME SÜRECİ İş değerleme sürecinin ilk aşaması hazırlık ve plânlamadır. Daha sonra işler analiz edilir, iş tanımları ve iş gerekleri hazırlanır ve işler değerlenir. Sonuçta da değerlemeden elde edilen veriler iş yapısının ve ücret yapısının oluşturulmasında kullanılır. İş değerlemesi Şekil 2.1’de görüldüğü gibi, bazı temel aşamalardan oluşan bir süreçtir. Sürecin herbir aşaması alt başlıklar halinde incelenecektir. Hazırlık ve Planlama Çalışmaları Hazırlık ve planlama aşamasında, iş değerlemesinin amaç ve kapsamı, değerleme yöntemi ve faktörleri, proje organizasyonu ve görevlileri belirlenir ve diğer hazırlık çalışmaları yapılır. Bu çalışmaları kısaca inceleyelim. 26 www.hedefaof.com Amacın ve Kapsamın Belirlenmesi Yukarıda belirtildiği gibi, iş değerlemesinin temel amacı, işlerin göreli değerine uygun bir iş-ücret yapısını oluşturarak eşit değerde işlere eşit ücret verilmesini sağlamaktır. Bunun dışında başka amaçlar da güdülecekse, bu da baştan belirlenmelidir. İş değerlemesinin kapsamı, hangi işlerin değerlendirileceğini ifade eder. İş değerleme projesinde, duruma göre, bir işletme veya örgütteki işlerin tamamı veya bir kısmı değerlendirilebilir. İş sayısının az olduğu küçük işletmelerde ve sayısal olmayan iş değerleme yöntemlerinin kullanılması durumunda bütün işlerin bir defada ve aynı yöntemle değerlenmesi mümkündür. İş sayısı çok olduğunda ve sayısal değerleme yöntemleri tercih edildiğinde ise, ana iş grupları için farklı iş değerleme çalışmalarının yapılması, daha uygundur. Şekil 2.1: İş Değerlemesi Süreci Genellikle büyük örgütlerde, “büro/profesyonel (beyaz yakalı), üretim/operasyon (mavi yakalı), yönetim gibi ana iş gruplarına dahil olan işler, ayrı değerlendirme ölçek veya planlarına göre değerlendirilir. Çünkü özellikle belirli bir büyüklüğe ulaşmış işletmelerdeki işlerin içerik ve gerekleri, ciddi farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle tüm işlerin tek bir planla, bir defada ve aynı faktörlere/ölçeğe göre değerlenmesi uygun olmaz. Bir organizasyonda neden iş değerlemesine ihtiyaç duyulur? Değerleme Yönteminin ve Faktörlerinin Belirlenmesi Amaç ve kapsam belirlendikten sonra, iş değerlemesinde kullanılacak yöntem ve faktörler belirlenmelidir. Bu, uzman ve danışmanların da katkısıyla, daha çok üst yönetim ve insan kaynakları yöneticilerinin kararına bağlı bir konudur. Yöntem ve faktörler konusunda karar verirken, işletmenin iş değerleme ile ulaşmak istediği amaçlar, örgüt ve iş özellikleri, işletmenin finans, personel ve süre bakımından olanakları, iş değerleme yöntemlerinin özellikleri vb. dikkate alınmalıdır. Yöntem ve faktörlerin belirlenmesi, iş analizi ve iş tanımlarının kapsam ve içeriğini belirlemek açısından da büyük önem taşır. Örneğin, işlerin bir bütün olarak veya bir-iki faktöre göre karşılaştırılmasını/ değerlenmesini içeren sıralama ve sınıflama yöntemleri için çok ayrıntılı iş analizlerine ve iş tanımlarına pek gerek duyulmaz. Buna karşılık yaygın şekilde kullanılan puan yöntemi için, daha ayrıntılı analizlere ve faktörlere ilişkin bilgileri de içeren ayrıntılı iş tanımlarına gerek vardır. Puan yöntemi kadar olmasa da, faktör karşılaştırma yönteminde de ayrıntılı iş analizlerine gerek vardır. Bu yüzden, iş analiz ve tanımların ihtiyaca uygun olarak hazırlanabilmesi için, ilk aşamada kullanılacak yöntem ve faktörler belirlenmelidir. Proje Ekibi ve Organizasyonu İş değerlemesi, ne kadar yetkin olursa olsun tek kişinin yapamayacağı ve çok sayıda kişinin katkı ve katılımını gerektiren bir çalışmadır. Bu nedenle, iş değerleme projesinin ilk aşamasında, proje organizasyonunun, bu kapsamda yapılacak işlerin ve bu işleri yapacak kişilerin sahip olmaları gereken niteliklerin, sonra da rol alacak kişilerin belirlenmesi gerekir. 27 www.hedefaof.com Değerleyici olarak görevlendirilecek kişilerde üç temel nitelik aranmalıdır: • Yeterli bilgi ve anlayış: Değerleyiciler, iş değerleme, yöntem ve faktörler, değerlemede dikkate edilecek hususlar vb. konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip olmalıdırlar. • Nesnel değerleme niteliği: Değerleyiciler subjektif etkilerden uzak ve tarafsız bir biçimde, işleri, iş gereklerine dayalı olarak değerleyebilme yeteneğine sahip olmalıdır. • Temsil özelliği: Değerleyiciler, değerlenen işleri ve o işlerde çalışanları temsile edecek şekilde farklı iş gruplarından ve hiyararşik düzeylerden seçilmelidir. İlk iki nitelik, değerlemelerin geçerlilik ve güvenilirliği; üçüncüsü ise kabul edilirliği açısından önemlidir. İş değerleme ekibi, gerekli niteliklere sahip üyelerin bulunması halinde tamamen işletmenin mevcut personelinden ve yöneticilerinden oluşabilir. İşletmede uygun kişilerin bulunmaması ya da personelin oluşturduğu bir grubun uygun görülmemesi durumunda iş değerlemesi, işletme dışı kişilerden oluşan bir grup tarafından da yapılabilir. Ancak, çoğunlukla tercih ve tavsiye edilen yol, iş değerlenmesinin çoğu işletme içinden ve 2-3 dış uzman üyeden oluşan karma bir ekip tarafından yapılmasıdır. İş değerlemesinin tamamen işletme içi personel veya dışarıdan uzmanlar tarafından yapılmasının bazı ciddi sakıncaları vardır. Tarafgirlik; ücret, unvan ve kişiliklerin etkisinde kalma; işletme körlüğü gibi değerleme hataları, işletme içinden gelen üyeler için daha fazla geçerlidir. Uzmanlık ve deneyime rağmen, işletme ve işler hakkında yeterince bilgiye sahip olmamak veya böyle algılanmak ile belirli iş gruplarını temsil niteliğine sahip olmamak da, dış uzmanlarr için önemli bir zaafiyet oluşturur. Bu gibi sakıncaları önlemek için, işletme içinden ve dışından gelen üyelerden oluşan karma değerleme ekipleri daha uygundur. Hazırlık aşamasında görev alacak kişilerin olağan işleri de dikkate alınarak çalışma programının yapılması, işletme çalışanlarının iş değerleme konusunda bilgilendirilmesi ve eğitimi, proje ekibinin eğitimi gibi faaliyetler de gerçekleştirilmelidir. Burada, iş değerlemesinin çoğu durumda haftalarca hatta aylarca sürebileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Ayrıca, iş değerlemesinde görev alacak kişiler, gerekli bilgileri kazandırmak ve tazelemek için, iş analizleri, iş tanımları, iş değerleme yöntemleri, değerleme hataları ve değerlemede dikkat edilecek hususlar vb. konusunda eğitilmelidir. İşlerin Analiz Edilmesi İş değerlemede, işi yapanlar değil işler değerlenir. İşler değerlenirken o işleri yapanların yeterliliklerine ve performanslarına bakılmaz. İş analizi, işler hakkında sistemli bir bilgi toplama ve düzenleme süreci olarak tanımlanabilir. İş analizleri, iki temel faaliyeti içerir: 1) İşlere ilişkin verilerin toplanması ve 2) Bu verileri kullanarak İş tanımlarının ve iş gereklerinin hazırlanması. İş analizleri, iş değerlemesi sürecinde mutlaka yapılması gereken bir çalışmadır. Çünkü, işlerin değerleri iş analizleri sonucu elde edilen verilere dayalı olarak hazırlanan iş tanımları (job description) ve iş gerekleri (job specification) kullanılarak belirlenir. İş değerlemesinin başarısı ve geçerliliği, iş tanımlarındaki bilgilerin doğruluğuna ve yeterliliğine bağlıdır. İş analizlerini daha iyi anlatabilmek için bazı kavramlar üzerinde durmakta yarar vardır. Bu kavramların başında iş gelir. İş (job), bir kişi tarafından üstlenilen ve genellikle birbiriyle ilişkili olan görevler topluluğudur. Örneğin, “müşteri hizmetleri temsilciliği”, farklı görevleri içeren bir iştir. Görev (task), özel amaç veya sonuçları olan ve işi oluşturan temel parçalardır. Örneğin, “müşterilere doğru bilgiler vermek” bir görevdir. İş ailesi (Job family), birbiriyle yakından ilgili ve içerik bakımdan benzer işler grubudur. Bu kavram, bazen “iş veya kariyer ailesi” ve “meslek” terimleriyle geçişimli olarak ta kullanılır. Pazarlama, İnsan kaynakları, finans, mühendislik vb. benzer içerikte işleri içeren iş aileleri; bazen de meslekler olarak kabul edilir. Meslek (occupation), birbiriyle ilişkili ve içerikleri genel olarak benzer olan işler grubudur. İş analizlerinde, esas olarak belirli görevleri içeren “işler” incelenir ve tanımlanır. Ancak, daha ayrıntıya inilerek “görevler” ya da daha genel bir bakışla “iş aileri” üzerinde 28 www.hedefaof.com odaklanan analiz çalışmaları da söz konusu olabilmektedir. İş analiz ve tanımlarında ne kadar ayrıntıya inileceği, amaca ve yönteme göre değişir. İş değerleme açısından bakıldığında, sınıflama ve sıralama yöntemleri’ne kıyasla puan ve faktör karşılaştırma yöntemleri için daha ayrıntılı analiz ve tanımlara ihtiyaç vardır. İş analizlerinde veriler veriler, anket, görüşme, gözlem, kayıtların incelenmesi veya bunların birden fazlasını içeren karma yöntemlerle toplanabilir. İş Tanımlarının ve İş Gereklerinin Hazırlanması İş analizlerinin yapılış amacına göre iş tanımları da farklılaşır. İş değerlemede kullanılacak iş tanımlarının işleri değerlemek için gerekli değerlendirme faktörleriyle ilgili bilgileri de içermesi gerekir. Çünkü işler, geliştirilen ölçek veya planlara göre ve hazırlanan iş tanımlarındaki bilgilere dayalı olarak değerlendirilir. Bu amaçla yapılacak iş analizlerinde toplanan veriler, Tablo 2.1’de gösterildiği gibi gruplandırılabilir. Bir iş tanımının temel olarak üç bölümden oluşması önerilir. Bu bölümler, 1) İş tanımının yapıldığı tarihin, işin adının, eski ve değişen diğer adlarının ve kodunun, işin bağlı olduğu ana ve varsa ikincil bölümlerin adlarının ve kodlarının, en yakın nezaretçisinin adının, bu işi yapan kişilerin sayısının, bu iş için şu anda ödenen ücretin vb. gibi sözkonusu işi tanıtan bilgilerin yer aldığı işin kimliği bölümü, 2) İşin kapsamı ve amacı hakkında genel bir fikir vermek amacıyla hazırlanmış işin özeti bölümü ve 3) İçerdiği görevlerin ve sorumlulukların, bu işi diğer işlerden ayıran belli başlı özelliklerin daha ayrıntılı bir şekilde belirtildiği esas bölümdür. Tablo 2.1: İş Analizlerinde Toplanan Veriler İşle İlgili Veriler İşin Kimliği İşin unvanı, Bölümü, Bbirimi, Örgüt İçindeki Yeri, İşte çalışan personel sayısı, İşin ücreti, İş grubu, Kodu vb. İşin İçeriği Görev ve sorumluluklar, Faaliyetler, Hareket kısıtları, İş kapsamında tanınan yetki, Performans kriterleri, Çelişen iş talepleri, Çalışma koşulları, Roller, Bedensel ve zihinsel çaba gerekleri vb. İşi Yapan Personelle İlgili Veriler Personelin Nitelikleri Mesleki ve teknik bilgi, El becerileri, Sözlü ve yazılı iletişim becerileri, Sayısal beceriler, Mekanik beceriler, Kavramsal beceriler, Yönetsel beceriler, Liderlik becerileri, Kişilerarası beceriler, iş deneyimi, Gerekli belge ve sertifikalar, Diğer beceri ve yetkinlikler vb. İş İlişkileri İşletme içi: Üstler, akranlar, astlar, farklı bölümlerde çalışanlarla olan iş ilişkileri, İşletme dışı: Müşteriler, tedarikçiler, resmi kurum ve kuruluşlar, mesleki kuruluşlar, sendikalar ve personel grupları, sivil toplum örgütleri, toplumla olan iş ilişkileri vb. Kaynak: Milkovich ve Newman, 2002: 96. İşle ilgili görev ve sorumluluklar sistematik bir biçimde yazılmalıdır. Görev ve sorumlulukların aldığı zaman ve işlem sıklıkları belirtilmelidir. Çünkü geleneksel olarak çalışma zamanının görevlere dağılımı, o görevlerin önemlerini yansıtmaktadır. Yapılış zorluklarının yanı sıra seyrek olarak yapılıyor olsalar bile, bazı görevlerin personelde farklı ve üst düzey nitelik gerektirmesi mümkündür. Bu nedenle sürekli, belirli zaman aralıklarıyla ve seyrek olarak yapılan tüm görevlerin belirtilmesi gerekir. Bir iş tanımı hazırlanırken işi tanımlayan objektif unsurlara yer verilmelidir. Metin herkes tarafından anlaşılır olmasını sağlayacak cümlelerle ve sözcüklerle hazırlanmalıdır. Anlatımların yorumlara yol açmaması, okuyan herkesin aynı anlamı çıkmalarını sağlayacak şekilde olması gerekir. Hazırlanan iş tanımları doğru ve tam olup olmadıkları açısından iş tanımlarını hazırlayan kişiler, tanımlanan işleri yapan kişiler ve bölüm sorumluları tarafından kontrol edilmelidir. Bu kontrol sürecine sendikalar da katılabilir. Ancak bazen iş tanımlarını kontrol eden yöneticiler tanımların iş analizi verilerine dayalı olarak hazırlandığını unutarak iş tanımları üzerinde kendi amaçlarına ve beklentilerine uygun bazı düzeltmeler yapma eğiliminde olabilmektedirler. Gerçek bir iş tanımı yapılmak isteniyorsa, iş tanımlarının en son kontrollerinin iş analizi verileriyle karşılaştırılarak yapılması gerektiği unutulmamalıdır. 29 www.hedefaof.com İş analizi ve iş tanımı verilerinden yola çıkılarak hazırlanan iş gerekleri, temel olarak iki bölümden oluşur. Birinci bölümde işin kimliği belirtilir. İş gereklerinde bu bölüm iş tanımlarındaki kadar ayrıntılı değildir. İşin tanımıyla gerekleri arasında ilişki kurulmasını sağlamak amacıyla bu bölümde işin adı, kodu ve bağlı olduğu bölüm belirtilir. İlave olarak bu bölümde iş değerlemesi tamamlandıktan sonra işin sırası, sınıfı, derecesi ya da toplam puanı ve sınıfı-derecesi gibi bilgiler yer alır. İkinci bölümde ise, iş değerlemesinde kullanılacak ana ve alt faktörler ile tanımları yer alır. İş gerekleri özellikle insan kaynakları planlamasında, personel bulma ve seçmede, eğitimde, terfi ettirmede, kariyer geliştirmede ve iş değerlemesinde kullanılır. İş gereklerinin iş değerlemesi açısından önemi, değerlemede esas alınacak faktörlere yer vermesidir. Bu faktörler işi yapan personelde bulunması gereken beceri, yetkinlik, fiziksel ve düşünsel çaba, sorumluluk gerekleriyle çalışma koşullarıdır. İş gereklerinde bu faktörlere ilişkin ifadeler onların işteki paylarını ve zorluk derecelerini gösterecek şekilde düzenlenir. Her faktörün başlığının yanında, iş değerlemesi sonucunda bu faktörün değerine ilişkin göstergenin belirtileceği bir alan bırakılır. Bu gösterge kullanılan iş değerlemesi yöntemine göre harf, sınıf adı, puan vb. şekilde olabilir. İŞLERİN DEĞERLENMESİ İşlerin değerlenmesi, değerleyiciler tarafından, iş tanımları kullanılarak, belirlenen yönteme göre yapılır. Değerlemelerin nasıl bir programla ve ne sürede yapılacağı, değerlenecek iş sayısına, yönteme, değerleme için ayrılabilecek zamana göre değişir. İş sayısının çok olduğu, sayısal yöntemlerin kullanıldığı durumlarda değerlemelerin bir defada yapılması pek mümkün olmamakta, değerleme süreci bir dizi toplantıyı ve daha uzun bir süreyi gerektirmektedir. İş tanımlarının ve değerleme planının önceden değerleyicilere dağıtılması, değerlemelerin hzıını ve etkenliğini artıracaktır. İş değerleme ekibi işleri değerlerken iki temel yaklaşımdan birini benimseyebilir: 1) Önce her üye bireysel olarak işleri değerlendirir, sonra bu değerlemeler belirli yöntemlerle birleştirilerek kurulca ortak bir karara varılır, 2) Önceden bireysel değerleme yapılmaksızın işler ekip tarafından beraberce değerlendirilir. Bireysel değerlemelere dayalı ilk yaklaşım, biraz zaman alıcı olmakla birlikte, her üyenin değerleme yapmasını ve üyelerin toplantılara hazırlıklı olarak gelmelerini sağladığı için önerilen bir yoldur. Değerlemeleri ekip üyelerinin birlikte ve eş-zamanlı olarak yapmaları ise, işin daha hızlı yürütülmesi açısından uygundur. Ancak bu yaklaşımda, bir kaç etkili üyenin değerlemesinin kurul kararı olarak çıkması, birçok üyenin edilgen konumda kalması, çoğu üyenin toplantılara hazırlıksız gelmesi ve böylece sağlıklı olmayan kararların ortaya çıkması sakıncası vardır. İş değerleme sürecinde kurullardan nasıl yararlanılır? İŞ DEĞERLEME YÖNTEMLERİ İş değerleme yöntemleri, değerlemelerin hangi faktörlere göre ve nasıl yapılacağını belirler. Geleneksel ve biçimsel temel iş değerlendirme yöntemleri, sıralama, sınıflama, faktör karşılaştırma ve puan yöntemidir. Sıralama ve sınıflama yöntemleri sayısal olmayan; puan ve faktör karşılaştırma yöntemleri sayısal yöntemler olarak nitelendirilir. Yukarıda sözü geçen geleneksel yöntemler dışında, geliştiricisinin adıyla anılan Hay yöntemi veya planı, karar bandları, kontrol listesi, kılavuz işler ve olgunlaşma eğrisi, piyasaya göre değerleme yöntemleri vb.nden de söz edilebilir. Ancak bu yöntemler, ayrı yöntemler olmaktan ziyade, yukarıda belirtilen temel yöntemlerin, özellikle de puan ve faktör karşılaştırma yöntemlerinin değişik uygulamaları olarak kabul edilebilir. 30 www.hedefaof.com Sıralama Yöntemi Sıralama yöntemi, sayısal olmayan iş değerleme yöntemidir. Sıralama yöntemi (ranking method), işlerin bir bütün olarak veya işin önemi-değeri gibi genel bir faktöre göre, birbirleriyle kıyaslanarak göreli değerlerinin belirlenmesini içeren, sayısal olmayan bir yöntemdir. Bu yöntemde önce değerlenecek işler analiz edilerek iş tanımları ve gerekleri hazırlanır. İş tanımlarının, diğer yöntemlerdeki kadar ayrıntılı olması gerekmez. Gene de, hazırlanacak iş tanımları, işlerin değerini, önemini ve güçlük düzeyini belirlemek için gerekli bilgileri içermelidir. İşlerin sıralanmasında basit sıralama ve ikili karşılaştırma yöntemleri kullanılır. Basit sıralama doğrudan ya da kart yöntemiyle yapılabilir: 1) Doğrudan sıralamada işler tanımlarına dayalı olarak en değerliden en az değerli olana doğru veya tersi yönde bir sıraya konur. Burada, her değerleyici veya değerleme ekibi bir listenin en başına en önemli işi, en altına da en az önemli işi koyar ve diğer işleri de ikisi arasında önem düzeyine göre sıralandırır. 2) Basit sıralamanın değişik bir uygulaması kart yöntemidir. Buna göre, her işin ünvanı ve özet tanımı kartlara yazılır ve işler önce kolay- zor işler diye gruplanır, daha sonra alt gruplara bölmek suretiyle gruplandırma devam ettirilerek nihai iş sırası elde edilir. Kart tekniğiyle sıralama, sıralamayı bir tablo veya kağıt üzerinde yapmaya kıyasla daha esnek bir yoldur. İkili karşılaştırma (paired comparison) uygulamasında, her iş diğer işlerle tek tek karşılaştırılır ve bu karşılaştırma yapıldıktan sonra hangi işin daha değerli olduğuna karar verilir. Bu yöntemle çok sayıda işin değerlendiği durumlarda gerekli karşılaştırma sayısı fazla olabilir. Karşılaştırma sayısı=N(N-1)/2 formülüyle hesaplanır. Örneğin 10 işin sıralanması için 45; 20 işin karşılaştırılması için 190 karşılaştırma yapmak gerekir. İkili karşılaştırma kart ve matris yöntemi olarak adlandırılan iki şekilde uygulanabilir: 1) Kart yönteminde, her bir işin unvanı ve özet tanımı ayrı ayrı kartlara yazılır ve sonra her karttaki iş, diğer tüm kartlardaki işlerle tek tek karşılaştırılarak değerlenir. Bu ikili karşılaştırmalarda diğerinden önemli olduğu düşünülen işe ait karta bir işaret konulur. Tüm işler bu şekilde birbiriyle eşleştirilerek karşılaştırıldıktan sonra, toplam işaret sayısına göre işler sıraya konulur. Bir işin daha fazla işaret almış olması, o işin daha değerli olduğunu gösterir. 2) Matris yönteminde karşılaştırılacak işler satırlara ve sütunlara yazılır ve böylece oluşturulan matristeki tüm işler birbirleriyle karşılaştırılır. Bu ikili karşılaştırmalarda, kart yönteminde olduğu gibi daha değerli olan işlere işaret konulması yoluna gidilebileceği gibi; basit sayısal değerler de kullanılabilir. Örneğin; Şekil 2.2’de verildiği gibi, daha değerlidir=2; eşit değerdedir=1 ve daha az değerlidir=0 şeklinde üç seçenekli bir değerlendirme de yapılabilir. Böyle bir yaklaşım benimsendiğinde her işin karşısındaki sözkonusu değerler toplanarak ve toplamların büyüklüğüne göre işler sıralanarak değerlendirme tamamlanır. Tablo 2.2: Karşılaştırma Matrisi Örneği İşler A B C D E F G İ İşaret sayısı 3 10 A B X 2 0 X 0 1 2 2 0 1 0 0 0 1 1 2 0 1 C D 2 0 1 0 X 0 2 X 1 0 0 0 1 0 2 0 1 0 10 0 E F 2 2 1 2 1 2 2 2 X 2 0 X 1 2 2 2 1 2 10 16 G H 2 1 1 0 1 0 2 2 1 0 0 0 X 0 2 X 1 0 10 3 İ 2 1 1 2 1 0 1 1 X 9 31 H www.hedefaof.com Sıralama yöntemi, oldukça basittir; fazlaca analiz, zaman, uzmanlık ve maliyet gerektirmez. Bu özellikleriyle sıralama yöntemi, iş sayısının fazla olmadığı, işler arası değer farklılıklarının fazla olduğu, acil değerlemenin gerekli olduğu durumlara uygundur. Bu yöntem, sayısal yöntemlere göre yapılacak değerlemelerden önce apaçık görülebilen ücret dengesizliklerini gidermek, diğer yöntemlere göre yapılan değerlemeleri kontrol etmek amacıyla da kullanılabilir. Bununla birlikte yöntemin bazı kısıtları ve zayıflıkları da vardır. İlk olarak, yöntem iş sayısının çok olduğu büyük örgütler için uygun değildir. Çünkü özellikle ikili karşılaştırmalarda iş sayısı arttıkça gerekli karşılaştırma sayısı geometrik diziyle artış gösterir. Ayrıca, işler burada bütün olarak veya genel bir faktöre göre değerlendirildiği için değerlemelerin öznel yargılardan, işi yapanların kişilik, unvan ve mevcut ücretlerinden etkilenme olasılığı vardır. Değerleme sayısal sonuç vermediğinden yöntem, işlerin değeri ve ücretleriyle ilgili ayrıntılı analizler yapmaya da pek elverişli değildir (Ataay, 2000:354). Bu zayıflıklarına rağmen, iş sayısının az, işler arası değer farkının ve ücret dengesizliklerinin çok olduğu durumlarda uygun bir yöntemdir. Sınıflama Yöntemi Önceden belirlenmiş dereceleme yöntemi de denilen bu yöntem ilk kez 1909’da E.O.Griffenhagen, 1922’de Carnegie Teknoloji Enstitüsü Personel Araştırma Bürosunca geliştirilen ve 1923’te ABD hükümetince uygulanmıştır. Sınıflama (grading, classification) yöntemi, işlerin önem ve değer bakımından gruplandırılması veya sınıflandırılmasını içeren nitel (sayısal olmayan-kalitatif) bir yöntemdir. Sınıflama yöntemi, önceden belirlenen sayıda iş derecesi veya sınıfı oluşturmayı içerir (Cherrington, 1995:421; Ingster, 2000:80; Ataay,1990:34). Diğer yöntemlerden farklı olarak bu yöntemde işlerin değeri tek tek değil grup olarak belirlenir. Başka bir ifadeyle, ayrı ayrı her bir işin göreceli değeri değil işin hangi iş sınıfı veya grubuna girdiği belirlenir. Bu yüzden, sınıflama yöntemiyle elde edilen iş değerleme sonuçları, değerine göre her bir işe ayrı ücret vermeyi öngören tek veya nokta ücretlemeye elverişli olmayıp, ancak toplu ücretlemeye imkân verir. Sınıflama yöntemi kullanılarak işler değerlenirken öz olarak şu aşamalar izlenir: 1) Diğer yöntemlerde olduğu gibi, önce işler analiz edilir ve tanımlanır. 2) Sınıf veya iş grubu sayısı belirlenir. İşlerin sayı ve çeşitliliğine bağlı olarak değişse de, sınıf sayısı gereğinden az veya çok olmamalıdır. 3) Sınıfların tanımı yapılır. Bu aşamada, değerlemede esas alınan bir veya birkaç değerleme faktörüne göre sınıf tanımları yapılır. Tablo 2.2’de, bir sınıflama planı örneği verilmiştir. 4) İşler değerlenir. İş tanımları ile sınıf tanımları karşılaştırılarak her bir iş uygun görülen iş sınıfına dağıtılır. Bütün işler, sınıflara dağıtıldığında, iş değerlemesi tamamlanmış olur. Tablo 2.3: İş Sınıflama Plânı Örneği İş Sınıfı 1 2 3 4 5 6 7 Sınıf Tanımı Büyük ölçüde fiziksel nitelikli çok basit işler 2-3 haftalık kısa bir eğitimden sonra yapılabilecek, bir kaç açıkça tanımlanmış kurala uygun olarak, yakın denetim ve gözetim altında yerine getirilen basit görevleri içeren işler. Genelllikle basit ve açık, fakat belli ölçüde karmaşık rutin işlemler içeren, bir ölçüde bireysel bilgi ve uyanıklık gerektiren ve genel kontrol ve nezaret altında yapılan işler. Bağımsız iş düzenlemesi, bazen inisiyatif kullanmayı içeren, uzak veya seyrek nezaret altında yapılan, bir veya bir kaç alanda ayrıntılı prosedürlere aşina olmayı gerektiren işler. Rutin çalışmayı, fakat belli ölçüde rutin olmayan sorunlara cevap vermek için kişisel sorumluluk üstlenmeyi ve/veya az sayıda kişi üzerinde sınırlı kontrol kullanmayı gerektiren işler. Tek düze olmayan çalışmayı, bir kaç alt düzey işlevi koordine etmeyi ve belli ölçüde küçük iş gruplarına nezaret etmeyi; rutin işler için belirli düzeyde kişisel bilgi ve sorumluluk üstlenmeyi gerektiren işler. Rutin görevleri içeren belirli bir birim veya bölümün yönetilmesini ve/veya uzmanlık bilgisi gerektiren bireysel görevleri yerine getirmeyi içeren işler. Kaynak: Pearson, 1991:160. 32 www.hedefaof.com Bu yöntemde işlerin sınıflanmasında yaygın şekilde kullanılan üç ölçüt veya faktör; görevlerin zorluk veya karmaşıklığı, sorumluluk ve işin gerektirdiği nitelikler olarak sıralanabilir. Puan ve faktör karşılaştırma yöntemlerinden farklı olarak işler bu ölçütlere göre, bütün olarak değerlendirilir. Sınıflama yöntemi, bütün işlerin büyük ölçüde büro ve yönetsel görevler içerdiği örgütlerde, örneğin sigorta şirketlerinde etkili biçimde uygulanabilir. Ancak iş içeriğinin büyük farklılıklar gösterdiği; örneğin, teknik işler, muhasebe, üretim işleri vb. birçok fonksiyonu içeren bir üretim işletmesinde veya sağlık işletmelerinde bazı güçlükler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte sınıf sayı ve tanımlarının uygun biçimde belirlenmesiyle, çok sayıda işin bulunduğu büyük örgütlerde ve işletmelerde de uygulanabilen bir yöntemdir. Nitekim merkezi ve yerel kamu yönetimi örgütlerinde sınıflama yöntemi, yaygın biçimde kullanılmaktadır. Sınıflama yönteminin uygulanması, anlaşılması ve anlatılması kolaydır. İşlerin değerlenmesi, kısa sürede ve düşük maliyetle gerçekleştirilebilir. Çok sayıda işin değerlenmesi için de kolaylıkla kullanılabilir. Değişen ve yeni işlerin sisteme göre değerlenmesine imkân veren bir esnekliğe sahiptir. Ancak sınıflama yönteminin bazı sakıncaları da vardır. Sınıf tanımlarının yapılması ve işlerin genel bir iki faktöre göre değerlenmesi güç olabilir. Yöntem, genel değerleme hatalarına; ücret, kişilik, unvan etkisiyle yanlış değerlemeye açıktır. Ayrıca, özellikle çok sayıda nitelikli işin değerlenmesi de zor olabilir. Değerleyicilerin tüm işleri ayrıntısıyla bilmeleri her zaman mümkün olmayacağından, genel bir sınıf tanımlamasına göre işleri geçerli ve güvenilir biçimde sınıflamak da mümkün olmayabilir. Bunların yanında, işler sınıflar (gruplar) olarak sıralandığı için, bu yöntem işleri tek tek ücretlemeye uygun değildir. Ülkemiz kamu sisteminin ücret yapısının sınıflama yöntemine dayandırıldığı söylenebilir mi? Faktör Karşılaştırma Yöntemi Faktör karşılaştırma (factor comparison) yöntemi, sayısal bir iş değerlendirme yöntemidir. Puan ve sıralama yöntemlerinin bazı özelliklerinin birlikte kullanıldığı faktör karşılaştırma yöntemi, ilk kez 1926 yılında Eugene Benge tarafından uygulanmıştır. Anahtar işlere ve faktörlere göre oluşturulan bir “faktör karşılaştırma ölçeği” esas alınarak işlerin bir ekip (kurul ya da komite) tarafından değerlendirilmesini içeren bir yöntemdir. Faktörler, değerlenecek işlerin hepsinde farklı düzeyde de olsa geçerli olan, işlerin değerini etkileyen, işler arası değer farklılıklarını ortaya koyan, tanımlanabilen ve değerlenebilen temel iş özellikleri, iş gerekleri ve iş koşullarıdır. Özgün şekliyle sonradan pek yaygın olarak kullanılmayan faktör karşılaştırma yöntemi, iki temel varsayıma dayanır. Bunlardan ilki, bir örgütteki sınırlı sayıdaki anahtar işin ücretleri arasında uygun bir ilişki (dağılım) olduğu; ikincisi anahtar işlerin ücretlerinden türetilen faktör karşılaştırma ölçeğinin, diğer işlerin değerlenmesinde kullanılabileceğidir. Bu varsayımlar doğrultusunda, iş değerlemesi, anahtar işlere göre oluşturulan faktör karşılaştırma ölçeği kullanılarak gerçekleştirilir. Bu aşamaları kısaca inceleyelim. İşlerin incelenmesi ve faktörlerinin seçilmesi: Diğer yöntemlerde olduğu gibi, bu yöntemde de öncelikle işler analiz edilir ve değerlemede kullanılacak faktörler belirlenir ve tanımlanır. Faktör karşılaştırma yöntemini tasarlayanlar tarafından belirli faktörlerin kullanılması önerilmiştir. Bu faktörler; beceri, bedensel çaba, zihinsel çaba, sorumluluk ve çalışma koşullarıdır. Bununla birlikte, iş grubunun özelliğine ve diğer etmenlere bağlı olarak değişik (3 ile 7) sayıda ve farklı faktörler kullanılabilir. Anahtar işlerin seçilmesi ve tanımlanması: İş analizi bilgilerine dayalı olarak değerleme komitesi, 15-20 anahtar iş seçer. Bu yöntemde anahtar (kilit, mastar) işler ve işlerin seçimi son derece önemlidir. Çünkü yöntem, anahtar işlere dayalı olarak uygulanır. Anahtar işlerin seçiminde temel ölçüt, ücretlerinin (değerleriyle) uygunluğudur. Anahtar işler, işletmede ve iş kolunda bilinen, farklı yerlerdeki tanım ve 33 www.hedefaof.com içerikleri aynı veya çok yakın olan, bir grup işi temsil eden, genellikle önemleriyle orantılı ücret ödenen işlerdir. Anahtar işler belirlendikten sonra bu işlerin tanımları, değerlendirme faktörleri ile ilgili bilgileri içerir şekilde yapılmalıdır. Anahtar işlerin faktörlere göre sıralanması: Anahtar işler, her bir faktöre göre sıralanır ve bu sıralama sonuçları, iş (önem/güçlük) sırası olarak adlandırılabilecek bir tablo halinde düzenlenir. Bu sıralamada, şu soruya cevap aranır: (Örneğin, beceri faktörü açısından) İşler, en fazla beceri gerektirenden en az beceri gerektirene doğru nasıl sıralanır? Tablo 2.3’de işlerin tüm faktörlere göre sıralandığı bir örnek yer almaktadır. Anahtar işlerin ortalama ücretlerinin faktörlere dağıtılması ve ücret sırasının oluşturulması: Anahtar işlerin ortalama ücretleri belirlenir ve her bir işin ortalama ücreti, faktörlere paylaştırılır. Bu dağıtım (paylaştırma) işlemi bittikten sonra, her bir faktör açısından ücret payı büyüklüğüne göre işler sıralanır, bu sıralama da ücret sırası tablosu şeklinde düzenlenir. Tablo 3.4’de işlerin ücretlerinin faktörlere göre dağıtıldığı zaman oluşan sıraları ve bu sıraların Tablo 3.3 ile karşılaştırılması sonucunda uyumsuzluk bulunan işler görülmektedir. Tablo 2.4: Faktörlere Göre İş Sırası Örneği İşler A B C D E F G H I Beceri 1 3 2 4 5 6 7 8 9 Zihinsel Çaba 1 4 3 2 6 5 11 7 8 .. Faktörler Bedensel Çaba 9 7 12 8 4 6 5 10 13 .. Sorumluluk 2 3 4 5 7 1 8 9 14 .. Çalışma Koşulları 11 3 7 6 8 4 2 12 13 .. Kaynak: Ataay, 1990: 45. Faktör karşılaştırma ölçeğinin oluşturulması: Anahtar işlerin faktörlere ve her bir faktörden aldıkları puan paylarına göre oluşturulan sıraları karşılaştırılır. Bu karşılaştırmada, her bir faktörden iş ve ücret sırasının aynı olması sağlanmaya çalışılır. Bunun için, iki sıralama arasındaki küçük ve sınırlı sayıdaki uyumsuzluklar, ücret paylarında ayarlamalarla uyumlaştırılmaya çalışılır. Ufak ayarlamalarla uyumlaştırılamayan işler, anahtar işler listesinden çıkarılır. Örneğin, Tablo 2.4’de D işinin iş ve ücret sıraları arasında ciddi uyumsuzluk olduğundan bu iş anahtar işler listesinden çıkarılır. I işi ise, iki faktörden birer sıralık uyumsuzluk gösterdiğinden; iş ve ücret sıraları tekrar gözden geçirilerek uyumlaştırılabilir. Bu işlemlerden sonra, kalan anahtar işlere göre bir faktör karşılaştırma ölçeği düzenlenir (Bkz. Tablo 2.5). 34 www.hedefaof.com Tablo 2.5: Ücret Sırası Tablosu Örneği İşler Faktörler Beceri Zihinsel Çaba Bedensel Çaba Sorumluluk Çalışma Koşulları A 1 1 9 2 11 B 3 4 7 3 3 C 2 3 12 4 7 D 7* 2 14* 10* 5* E 5 6 4 7 8 F 6 5 6 1 4 G 7 11 5 8 2 H 8 7 10 9 12 I 10* 8 13 13* 13 .. .. .. .. Faktör karşılaştırma ölçeği, yukarıdaki işlemlerden sonra kalan anahtar işlere dayalı olarak tasarlanan ve diğer işlerin değerlenmesinde kullanılan bir değerlendirme aracıdır. Ölçek, sol ilk sütunda olası ücret tutarlarının, sonraki sütunlarda değerleme faktörlerinin yer aldığı bir tablodur. Anahtar işler, her bir faktörden aldıkları ücret payının karşısına gelecek şekilde ölçeğe yerleştirilir. Böylece ölçeğin geliştirilmesi işlemi tamamlanmış olur. Diğer işlerin ölçeğe göre değerlendirilmesi: Faktör karşılaştırma ölçeği yukarıda anlatıldığı gibi tamamlandığında, anahtar işler dışında kalan diğer işler, her bir faktör açısından ilgili anahtar işlerle karşılaştırılarak ölçeğe yerleştirilir. Tüm işler için bu yerleştirme bittiğinde işlerin değeri belirlenebilir hale gelmiş demektir. Tablo 2.6: Faktör Karşılaştırma Ölçeği Örneği Ücret () . 8,50 8,00 7,50 7,00 6,50 6,00 5,50 5,00 4,50 4,00 3,50 3,00 2,50 2,00 1,50 1.00 0,50 .. Faktörler Beceri Zihinsel Çaba Bedensel Çaba .. İ İşl. Elekt. Çalışma Koşulları .. . Montaj İşçi. Meydancılık İ İşl. Elekt. Tornacılık Marangoz Montaj İşçi. Marangoz Tornacılık Meydancılık . .. Montaj İşçi. . Montaj İşçi. . . Meydancılık İşl. Elekt. . Meydancılık . 35 Sorumluluk www.hedefaof.com Faktör karşılaştırma ölçeğinde, her işin her bir faktörden aldığı para tutarları toplanarak işlerin değerini gösteren toplam ücret veya puanlar elde edilir. Bu toplamlara göre işler sıralandığında işlerin önem ve değer sırası (iş yapısı) elde edilmiş olur. Faktör karşılaştırma yönteminde söz konusu ücret tutarları iki şekilde kullanılabilir: 1) Eğer, anahtar işlerin ücretleri olması gereken ideal veya uygun ücretler olarak kabul ediliyorsa, değerleme sonuçları, her bir işin uygun ücretini verir. Bu durumda, bu yönteme göre iş değerlemesiyle, bir bakıma hem iş yapısı, hem de ücret yapısı elde edilmiş olur. 2) Eğer anahtar işlerin ücretlerinin uygunluğu konusunda bir fikirbirliği yok ve bu ücretlerin piyasa düzeyleri vb.ne göre tekrar gözden geçirilmesi gerektiği düşünülüyorsa, bu durumda elde edilen sonuçlar, işlerin önemini gösteren puanlar olarak kabul edilir. Böylece, iş değerlemesi ile puan yönteminde olduğu gibi, iş yapısı elde edilmiş olur. Piyasa ücret araştırması verileri, ek olanaklar ve sosyal yardımlar da dikkate alınarak işlere veya iş gruplarına göre ayrıca ücret düzeyleri belirlenerek ücret yapısı elde edilir. Faktör karşılaştırma yöntemi, işletmenin özelliklerine göre, oldukça nesnel değerlemelere imkân verir. Alt faktörlere inilmediğinden daha esnektir ve faktörler arası geçişim azdır. Değerleme ölçeğinin kullanımı kolaydır. Buna karşılık, özellikle ölçeğin geliştirilmesi nispeten güçtür ve uzmanlık gerektirir. Uygulanması, fazlaca kayıt ve işlemler ile uzun zaman gerektirir ve maliyetlidir. Değerleyicilere ve personele yöntemin anlatılması, göreli olarak daha zordur. Ayrıca faktör karşılaştırma yöntemi, karmaşıklığı, uygulanmasının güç ve uzmanlık gerektirir olması gibi nedenlerle özgün biçimiyle pek fazla uygulanmayan bir yöntemdir. Buna karşılık, bazılarınca aynı metodolojiye dayandığı kabul edilen ve zaman içinde geliştirilen Hay yöntemi, değişik iş kollarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Puan Yöntemi Puan yöntemi (point method), İngiltere’de Puan yöntemi olarak adlandırılırken ABD’de “faktör puan yöntemi” diye bilinir. Bu yöntem, daha ayrıntılı ve sayısal değerlendirmeye imkân vermesi ve yalınlığı nedeniyle Dünya’da ve Türkiye’de en fazla kullanılan iş değerlemesi yöntemi olduğu söylenebilir. Puan yönteminde işler, ana faktörlere ve bunların altında toplanan (alt) faktörlere göre değerlenir. Örneğin, ana faktörlerden beceri, işin gerektirdiği ve üstlenecek personelin sahip olması gereken bilgi, eğitim, yetenek vb. nitelikleri, yani iş gereklerini içerir. Diğer ana faktörler ise, işin içeriğinden ve yerine getirildiği koşullardan kaynaklanan personelin maruz kalabileceği durumları tanımlar. Ana faktörler genellikle değişmez. Ancak, kullanılan alt faktörler, duruma göre değişiklik gösterir. Kullanılan alt faktörlerin sayısı, 3 ile 25 arasında değişmekle birlikte, çoğu plânda faktör sayısının 10 civarında olduğu söylenebilir. Puan yöntemine göre iş değerlemesi, amaca uygun olarak geliştirilen, faktörler ve dereceleri ile bunlara ait puan ağırlıkları içeren bir faktör-puan ölçeğine göre gerçekleştirilir. Dolayısıyla, puan yöntemine göre iş değerleme süreci, öz olarak söz konusu ölçeğin geliştirilmesi ve kullanılmasıyla ilgili faaliyetleri içerir. Puan yönteminin aşamalarını kısaca inceleyelim. Puan yönteminde, kullanılacak iş tanımlarının belirlenen değerleme faktörleriyle ilgili bilgileri içerir şekilde daha ayrıntılı olarak hazırlanması gerekir. İş analizlerinın yapılması; iş tanımlarının ve gereklerinin hazırlanması: Bu yönteme göre iş değerlemesi için hazırlanacak iş tanımlarında, işi tanıtıcı bilgiler ve işin içerdiği görev ve sorumluluklar bulunmalıdır. Ayrıca beceri, çaba, sorumluluk ve çalışma koşulları başlıkları altında yer alan faktörlerle ilgili bilgilerin yer aldığı iş gerekleri hazırlanmalıdır (Armstrong,1997:188) Ancak, değerlenecek tüm işlere ilişkin analiz ve tanımların ilk aşamada bitirilmesi, her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü, değerleme faktörleri belirlenmeden iş analizleri ve tanımlarında hangi bilgilere, nasıl ve ne kadar yer verileceğini belirlemek uygun ve isabetli olmaz. Diğer yandan, iş analizi bilgileri olmadan değerleme faktörlerini belirlemek te pek doğru olmaz. Bu yüzden, ilk aşamada, seçilecek belirli anahtar işlerin analiz edilerek tanımlanması ve bu analiz bilgilerinden faktörlerin belirlenmesi, derecelendirilmesi ve ağırlıklandırılması aşamalarında yararlanılması yoluna gidilmelidir. Böylece, faktörlerin değerlenecek işlerle ilişkili olma şartı da yerine getirilmiş olacaktır. 36 www.hedefaof.com Kullanılacak faktörler kesin olarak belirlendikten sonra, anahtar işler dışında kalan işlerin analizinin yapılması ve tüm işlere dair nihai tanımların oluşturulması uygun olacaktır. Böylece, iş tanımlarının iş değerleme faktörleriyle ilgili bilgileri içerir şekilde hazırlanması mümkün olacaktır. Kısacası, iş analizleri ve iş tanımları, bütünüyle ilk aşamada tamamlanan bir çalışma değil, izleyen aşamalardan sonrasına da sarkan ama değerleme aşamasından önce bitirilmesi gereken bir süreçtir. Faktörlerinin seçilmesi ve tanımlanması: Puan yönteminde faktörlerin belirlenmesi ve tanımlanması hayati bir öneme sahiptir. Çünkü, işlerin göreli değerleri, bu faktörler ve tanımları kullanılarak belirlenir. Faktörler iş analizi bilgilerine dayanılarak belirlenir. Faktörlerin sayıları ve nitelikleri duruma göre değişebilir. Bir örgütte yer alan işlerin birbirlerinden farklı gruplar oluşturmaları nedeniyle bunların aynı faktörler kullanılarak değerlenmesi doğru olmaz. Örneğin, üretim işleri ve büro işleri yapısal olarak farklılıklar içerir ve değerlerini oluşturan faktörler de farklılık gösterir; dolayısıyla farklı plân ve faktörlere göre değerlenmeleri daha uygundur. Puan yönteminde faktörler, genellikle ana ve alt faktörler şeklinde iki kademeli bir yapı arzeder. Gerek faktörlerin belirlenmesi ve tanımlanması, gerekse ağırlıklandırma aşamasında bu iki kademeli yapıdan yararlanılır. Bu konuda genelde benimsenen yaklaşım; önce ana, sonra alt faktörlerin belirlenmesitanımlanması ve ağırlıklandırılması şeklindedir. Ana faktörler konusunda genelde bir görüş birliği vardır; değişik plan ve uygulamalarda gözlemlenen farklılıklar alt faktörler konusunda ortaya çıkmaktadır. Puan (ve faktör karşılaştırma) yönteminde kullanılan tipik ana faktörler aşağıda açıklanmıştır. • Bilgi-Beceri: Değerlenecek işi gereğince yapabilmek için ilgili personelin sahip olması gereken (asgari) nitelikleri, yani iş gereklerini temsil eder. İş-meslek bilgisi ve öğrenim, iş deneyimi, ön yetişme ve uyum süresi, çeşitli yetenek ve beceriler, yabancı dil vb. bu ana faktörün alt faktörlerine örnek olarak verilebilir. • Sorumluluk: İlgili iş kapsamında sahip olunan yetkiye bağlı olarak, örgütsel kaynaklar ile iş süreç ve sonuçları üzerindeki (olumlu-olumsuz) etkiyi belirlemeye yönelik faktördür. Alt faktörler bakımından değişik iş değerleme planlarında farklılığın en fazla ortaya çıkan faktörün sorumluluk olduğu söylenebilir. İşçilik işleri için, sorumluluk alt faktörleri; malzemeden ve üründen, araç-gereçten, üretimden, başkalarının işinden, başkalarının güvenliğinden vb. sorumluluk gibi faktörlerin yaygın biçimde kullanıldığı gözlenmektedir. Büro ve yönetim işlerinde ise, iş içeriğine bağlı olarak örneğin, müşteri ilişkileri ve memnuniyetinden sorumluluk, mali sorumluluk, yasal sorumluluk, temsil sorumluluğu vb. başka sorumluluk faktörleri kullanılabilir. • Çaba: İş gereklerinin yerine getirilebilmesi için harcanması gereken fiziksel, zihinsel ve psikolojik emeği değerlemeye yönelik bir faktördür. Bu faktör, genellikle bedensel çaba ve zihinsel çaba olarak iki alt faktöre ayrılmakla beraber, farklı planlarda ek olarak psikolojik çaba vb. faktörlerin kullanıldığına da tanık olunmaktdır. Ayrıca, bazen bedensel çaba yerine işin fiziksel talepleri, zihinsel çaba yerine işin zihinsel talepleri ve psikolojik çaba yerine işin duygusal/ psikolojik talepleri olarak adlandırılan faktörler kullanılır. • Çalışma koşulları: İlgili iş kapsamında maruz kalınan çalışma ortam koşullarını ve ortamın personel açısından içerdiği olumsuz-zararlı-tehlikeli şartları ve etkileri belirlemeye yönelik bir faktördür. Bu faktör, çoğu iş değerleme planında, özellikle doğrudan üretim işleri için fiziksel koşullar ve etkilere vurgu yapan çalışma ortamı ve işin tehlikleri diye iki alt faktöre ayrılmıştır. Ancak, diğer iş grupları için bu faktörler dışında/yanında işin olumsuz ruhsal etkileşim, gerilim, çatışma vb. psikolojik koşullarına dair alt faktörlerin kullanıldığı da gözlenmektedir. Ana ve alt faktörlerin seçiminde; a)faktörlerin değerlenecek bütün işler için geçerli olmasına, b) işlerin değerini etkilemesine, c) örgütün stratejilerine ve değerlerine dayalı ve uygun olmasına, d) optimum sayıda olmasına, e) derecelere ayrılabilmesine, f) açık olarak tanımlanabilmelsine, g) herbirinin işin belirli bir özelliğini ya da yönünü ölçmesine, birbirine geçişim yapmamasına ve h) ilgili taraflarca (yönetim, personel, sendika gibi) kabul edilmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu hususlar arasında, özellikle kullanılacak faktör sayısının optimum olması, değerlendirme planının geçerliliği açısından büyük önem taşır. Gereğinden az faktörün kullanılması, değerlendirmelerin duyarlılığını azaltacaktır. Faktör sayısının gereğinden çok olması ise, faktörler arası geçişimlere ve hatalı sonuçlara yol açabilecektir. Bu konuda 37 www.hedefaof.com yapılan çalışmalara ve deneyimlere göre optimum faktör sayısının 10 civarında olduğu söylenebilir. Ayrıca, faktörlerin değerlenecek tüm işler için geçerli ve derecelenebilir olması da önemlidir. İş değerlemesinde, işler arasındaki göreli değer farklılıkları belirlenmeye çalışıldığından; işler arasında farklılık arzetmeyen ve işlerin tümü veya çoğunluğu açısından geçerli olmayan iş özellikleri, faktör olarak kullanılmamalıdır. Faktör derecelerinin belirlenmesi ve tanımlanması: Kullanılacak ana ve alt faktörler belirlenip tanımlandıktan sonra, her bir alt faktörün derecelerinin belirlenmesi ve tanımlanması gerekir. Faktör derecesi, her hangi bir alt faktörün değerlenecek iş grubu açısından geçerlilik ve gereklilik düzelerini ifade eder. Örneğin, deneyim faktörünün dereceleri, işlerin gerektirdiği deneyim sürelerine göre belirlenip aşağıdaki gibi tanımlanabilir: İş deneyimi İşi gereğince yapabilmek için gerekli olan aynı ya da benzer işlerde çalışma süresi 1 2 Deneyim gerektirmeyen veya 3 aylık bir deneyimle yapılabilecek işler 3 3 aydan 1 yıla kadar deneyim gerektiren işler 1-3 yıl deneyim gerektiren işler 4 3-5 yıl deneyim gerektiren işler 5 5 yıldan fazla deneyim gerektiren işler Faktör derece sayısının tüm faktörler için eşit olması gerekli değildir, işlerin ve ilgili faktörün özelliğine göre, değişik faktörler için farklı sayıda derece oluşturulması yoluna gidilebilir. Örneğin, çalışma ortamı/koşulları faktörü için çok farklı koşulların söz konusu olduğu üretim işleri için 5 derece; koşulların çok farklılık göztermediği büro işleri içinse 3 derece belirlenmesi yoluna gidilebilir. Derece sayıları da, işler arası farklılığı belirlemeye elverişli ve optimum olmalıdır. Sayının gereğinden az olması, ölçeğin hassasiyet ve ayırdedicilik niteliğini zayıflatır. Derece sayısının çok olması ise, karşıklığa, dereceler arası geçişime ve böylece hatalı değerlemelere yol açabilir. Çoğu değerleme planında derece sayısının 3 ila 8 arasında değiştiği; bütün veya çoğu faktörlerin beş dereceli olarak tanımlandığı planların ise yaygın olduğu söylenebilir. Örneğin, Türk Metal Sanayi İş değerleme Sisteminde tüm faktörler için beş dereceli bir ölçek kullanılmıştır. Faktör ve Derecelerin Ağırlıklandırılması: Ağırlıklandırma (weighting), faktörlerin ve derecelerin puan değerlerinin belirlenmesini ifade eder. Ağırlıklandırma işlemlerinin tamamlanmasıyla, işlerin değerlenmesinde kullanılacak faktör-puan ölçeği veya plânı kullanıma hazır hale getirilmiş olur. Faktör ve derece puanlarının belirlenmesi, yetkin bir ekip (kurul) tarafından yapılmalıdır. İşlerin değerlenmesinde de görev alabilecek bu ekip üyelerinin iş değerleme metedolojini bilen, işletme ve işleri iyi tanıyan, tarafsız ve bağımsız yargılama yeteneğine ve temsil özelliklerine sahip olmasına özen gösterilmelidir. Ağırlıklandırma süreci, dikey olarak ana ve alt faktörlerin göreceli puan değerlerinin ve yatay olarak da alt faktör derecelerinin puanlarının belirlenmesini içerir. Faktörlerin ağırlıklandırılması, işlerin önemini belirlemedeki göreceli etki ve ağırlıklarına uygun olarak faktörlere yüzdesel puanlar verilerek gerçekleştirilir. Burada, önce ana faktörlerin puanları belirlenir, sonra ana faktörlere ait puan payları alt faktörlere, yine göreli ağırlıklarına uygun olarak paylaştırılır. Faktörlerin ağırlıklandırılması için çeşitli istatistiksel yöntemler kullanılabileceği gibi benzer ölçek veya plânlardan da yararlanılabilir. Ana ve alt faktörlerin puan değerleri saptandıktan sonra, sıra her bir alt faktöre ait derecelerin ağırlıklandırılmasına gelir. Derecelerin puanlanmasında ana ilke, alt derecelerden üst derecelere gidildikçe puan değerinin artmasıdır. Örneğin, deneyim faktörünün ilk derecesinin puan ağırlığı 10 ise, 2. derece 20, 3.derece 30 vb. şeklinde olmalıdır. Kısacası, birbirini izleyen derecelerin puanları eşit olmalı ve bir üst derecenin puanı önceki dereceden mutlaka yüksek olmalıdır. Çünkü, daha üst dereceler, ilgili faktörün daha fazla gerekli ve geçerli olduğunu gösterdiği için puan ağırlıklarının da buna uygun olması gerekir. Faktör derecelerinin puan değerlerinin saptanmasında; ilk ve son derece puanları ile ara derecelerin puanlarının belirlenmesi gerekir. Bu konuda değişik yöntemler uygulanabilir. Faktörlerin ve alt 38 www.hedefaof.com faktörlerin puanlanmasında; ilk dereceye göre ağırlıklandırma, son dereceye göre ağırlıklandırma ve dengeli ağırlıklandırma yöntemleri kullanılır. İlk dereceye göre ağırlıklamada, önce ilk derecelerin puanının belirlenmesi ve bu puanlardan hareketle diğer derecelerin puanlarının belirli bir düzene göre artırılmasıyla saptanması söz konusudur. Son dereceye göre ağırlıklamada, belirlenen son derece puanlarından hareketle diğer derece puanlarının saptanması söz konusudur. Dengeli ağırlıklamada ise, önce ilk ve son derece puanlarının ve sonra diğer ara derecelerin puanlarının bu iki sınır arasında olacak şekilde belirlenmesi söz konusudur. Ara derecelerin puanlarının belirlenmesinde ise, aritmetik, geometrik ya da düzensiz artış yaklaşımları benimsenebilir. Aritmetik diziye göre artış veya azalışla ağırlıklandırmada, dereceler arası puan farkı eşittir. Geometrik diziyle ağırlıklandırmada, dereceler arası puan farkı katlanarak artar. Düzensiz ağırlıklamada ise, dereceler arası puan farkları değişkenlik gösterir. Söz konusu yöntemlere göre, bir faktöre ait derece puanları Tablo 2.6’da örneklendirildiği gibi olabilir. Tablo 2.7: Derece Puan Artış Yöntemleri Örneği Aritmetik diziyle artış 1.Derece 2.Derece 3.Derece 4.Derece 5.Derece 10 20 30 40 50 Geometrik diziyle artış 10 20 40 60 120 Düzensiz diziyle artış 10 15 25 35 50 Faktör ve derecelerin ağırlıklandırılmasında, biçimsel olarak hangi ağırlıklandırma yöntemine uyulacağından çok ortaya çıkan derece puanlarının ilgili derece tanımlarıyla uyumlu olması önemlidir. O nedenle, belirlenen bir yöntemle saptanan derece puanlarının derece tanımlarıyla karşılaştırılması ve uygunluğunun gözden geçirilmesi yararlı olacaktır. Uygulamada genellikle dereceler arası eşit puan farkı içeren aritmetik diziyle artış yönteminin benimsendiği söylenebilir. Faktör ve derecelerin puanlarının belirlenmesiyle, işlerin değerlenmesinde kullanılacak faktör-puan ölçeği (plânı) tamamlanmış olur. Bundan sonra, her bir iş bu ölçeğe ve iş tanımlarına dayalı olarak değerleyiciler tarafından aşağıda anlatıldığı şekilde ayrı ayrı değerlendirilir. Tablo 2.7’de, büro ve idarî işler için geliştirilmiş bir faktör-puan ölçeği örneği yer almaktadır. Tablo 2.8: Faktör Puan Ölçeği Örneği Ana Faktörler Faktör Ağırlığı (%) 16 I 32 II 64 III 96 IV 128 V 160 Yabancı dil 5 0 20 30 40 50 Deneyim 9 18 36 54 72 90 İşin niteliği-karmaşıklığı 12 24 48 72 96 120 Bilgi-belge ve mali sorumluluk 11 0 44 66 88 110 İş-hizmet sorumluluğu 11 22 44 66 88 110 Gözetim sorumluluğu 5 0 20 30 40 50 İş-müşteri ilişkileri ve temsil sorumluluğu 6 12 24 36 48 60 Zihinsel çaba 12 24 48 72 96 120 Bedensel çaba 5,5 11 22 33 44 55 İşin tehlikeleri 4 8 16 24 32 40 Çalışma ortam şartları 3,5 7 14 21 28 35 Toplam 100 Alt Faktörler İş Koşulları (%7.5) Çaba (%17.5) Sorumluluk (%33) Bilgi-Beceri (%42) Öğrenim ve iş bilgisi Derece-Puan 39 www.hedefaof.com 1000 İşlerin değerlenmesi: Puan yönteminde işler faktör ve derece tanımları ile bunlara ait puanları içeren faktör puan ölçeğ ile iş tanımları kullanılarak değerlenir. Değerlemeler, her işin tanımıyla ölçekte yer alan faktör ve derece tanımları karşılaştırılarak gerçekleştirilir. Bu karşılaştırmada, her hangi bir iş için, her bir faktöre ait en uygun derece (ve o dereceye ait puan) belirlenir. Uygun derecenin hangisi olduğuna karar verilirken, iş tanımındaki bilgilerle derece tanımlarının aynı olması gerekmez. Faktör ve derece tanımları, tüm işlere uygulanacak şekilde tanımlandığından, her bir işin özel durumu ve tanımına bire bir uymayabilir. Bu sebeple, iş tanımına en fazla uyan derecenin seçilmesi yoluna gidilmelidir. Bir işin her bir faktörden aldığı puanlar toplanarak, işin toplam puanı belirlenir. Örneğin, yukarıdaki ölçeğe göre A işine tüm faktörler için ikinci derece tanımlarının uygun olduğu varsayılırsa; A işinin toplam puanı 200 olacaktır. Bu şekilde tüm işler, puan ölçeğine göre değerlenip toplam puanları bulunduktan sonra, işlerin değerlenmesi tamamlanmış olur. Değerleme sonunda bir işin puanı yüksek olduğu ölçüde, o işin değerli ve önemli olduğu kabul edilir. Puan büyüklüğüne göre işler sıralandığında, iş sırası elde edilir. Puan yöntemi, ayrıntılı analiz ve değerlemelere dayalı olması, nesnel ve hata payı düşük değerlemelere olanak vermesi, anlaşılması ve anlatılmasının kolay olması, değişikliklerin yapıya yansıtılmasına elverişli olması vb. avantajlarının yanında; değerleme planının geliştirilmesinin uzmanlık, zaman ve karmaşık işlemler gerektirmesi, uygulanmasının daha uzun süre alması gibi sakıncaları da olan bir yöntemdir. Ancak yararlarının baskın olması nedeniyle uygulamada en yaygın iş değerleme yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Anahtar işler seçilirken nelere dikkat edilmelidir? İŞ DEĞERLEMESİNİN SONUCU: İŞ YAPISI İş değerlendirmesi sonucunda, işlerin göreceli değerlerine veya önem düzeylerine göre tek tek veya gruplandırılarak hiyerarşik bir sırası elde edilir. İşlerin bu şekilde sıralanması iş yapısı (job structure) olarak da adlandırılır. İş sırası veya yapısı, kullanılan yönteme göre değişik şekillerde ortaya çıkar. Sıralama yönteminde, Tablo 2.8’de görüldüğü gibi, iş sayısı kadar iş sırası elde edilir. Tablo 2.9: İş Sırası Tablosu Örneği İş Sırası 1 İş Unvanı Kalıp Ustalığı 2 Tesviyecilik 3 Elektrikçilik 4 Tornacılık 5 6 Kaynakçılık Meydancılık Puan ve faktör karşılaştırma yöntemlerinde işler, her işe ait puan veya para değerinin büyüklüğüne göre sıralanır. Tablo 2.9’da puan ve faktör karşılaştırma yöntemleri kullanılarak y.apılan iş değerlemesi sonucunda elde edilen iş yapısı örneği yer almaktadır. 40 www.hedefaof.com Tablo 2.10: İş Puan Tablosu Örneği Sıra No İşin Unvanı Puanı 1 Elektrik Ustabaşılığı 850 2 Kalıp Ustalığı 715 3 Tesviyecilik 620 4 Tornacılık 542 5 Kaynakçılık 496 . Sınıflama yönteminde ise, önem sırasına göre düzenlenmiş iş sınıfları veya gruplarına hangi işlerin girdiği belirtilir. Tablo 2.10’da puan ve faktör karşılaştırma yöntemleri kullanılarak yapılan iş değerlemesi sonucunda elde edilen iş yapısı örneği yer almaktadır. Tablo 2.11: İş Sınıflama Tablosu Örneği İş Sınıfı 1 2 3 4 5 Tanım Düşük nitelikli işler Orta nitelikli işler Yüksek nitelikli işler İlk kademe gözetim işleri Üst gözetim işleri İşler Temizlikçi, meydancı, odacı, taşıma elemanı vb. Puantör, montaj işçiliği, soğuk demirci vb. Ustalık işleri: elektrik, elektronik, torna, kaynak ustalıkları vb. Posta başılık ve teknisyenlik işleri vb. Ustabaşılık, teknikerlik, vardiya amirliği vb. Sıralama, faktör karşılaştırma ve puan yöntemine göre iş değerlemesiyle, tek tek her işin sıra, ücret ve puan olarak göreli önem düzeyi ve sırası elde edilir. Bu yöntemlerin uygulanması durumunda farklı değerdeki her iş için farklı ücret düzeyi belirlenebileceği gibi, iş gruplarına göre ücret farklılaştırılması yoluna da gidilebilir. Sınıflama yönteminde ise işler önceden tanımlanan iş sınıflarına veya gruplarına göre sıralanır. Başka bir deyişle, bu yöntemde işlerin tek tek değil topluca (iş grupları veya sınıfları itibariyle) bir sırasının elde edilmesi söz konusudur. Bu nedenle, diğer yöntemlerin aksine sınıflama yöntemiyle ancak iş gruplarına göre ücret düzey veya aralıklarının belirlendiği toplu ücretlemeye dayalı basamak ve braket (band) tipi ücret yapıları oluşturulabilir. Yani, sınıflama yönteminde tek tek her bir işin değeri belirlenmediği için, her bir işe değerine göre ayrı ücret vermeyi öngören tek ücretleme mümkün değildir. Bununla birlikte, her bir iş sınıfı içindeki işler, kendi aralarında ayrıca bir sıralamaya tabi tutulabilir. Bu durumda, her işin ayrı ayrı değeri belirlenmiş olacağından tek ücretleme de mümkün hale gelir. İş değerleme sonucunda elde edilen iş yapısı içindeki işler ve iş grupları için uygun ücret karşılıklarının belirlenmesi ile işe dayalı ücret yapısı ortaya çıkacaktır. İş değerlemeye dayalı böyle bir ücret yapısı, eşit değerde işe eşit ücret ilkesini hayata geçirmek ve buna bağlı yararları elde etmek için son derece önemlidir. İş değerlemesine dayalı ücret yapısının nasıl oluşturulacağı ilgili ünitede ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İş değerlemesi konularında daha ayrıntılı bilgiyi Ahmet Cevat Acar’ın “İşletmelerde Ücret yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama” ile Serap Benligiray’ın “Ücret Yönetimi” ve kitaplarından okuyabilirsiniz. 41 www.hedefaof.com Özet Daha adil ve dengeli bir ücret yapısının kurulması, personelin işine bağlılığını, moralini ve çalışma isteğini yükseltip daha verimli bir işgücü yaratılmasını sağlamak için iş değerlemesi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra iş değerlemesi personelle, işlerle ve ücretlerle ilgili kararların adil ve objektif verilere dayanması, personel ile yönetim ve sendikalar ile yönetim arasında ilişkilerin daha anlayışlı ve güvenli bir ortamda sürmesini sağlamak için yapılmalıdır. Uygulamalar iş değerlemesi yapılan işletmelerde işçi-işveren ilişkileri için daha olumlu anlaşma zemini bulunduğunu, ilişkilerin iyi yönde gelişmesinin sağlandığını ve anlaşmazlıkların azaldığını göstermektedir. Bunlara ilave olarak verimlilik artışı sağlamak, insan kaynakları işlevlerine objektiflik kazandırmak, iş etüdü çalışmalarına ışık tutmak ve ücret giderlerinin kontrolünü kolaylaştırmak için de iş değerlemesi yapılmalıdır. İş değerlemesi, işlerin göreli değerlerinin belirlenmesi sürecidir. Bu süreçte önce iş analizleri yapılarak değerlenecek işler işlere ait iş tanımları ve gerekleri hazırlanır. Daha sonra bu tanımlar ile seçilen yönteme göre işler değerlenir. İş değerlemesinde kullanılmak üzere dört temel yöntem vardır. Bazı işletmeler iki ya da daha fazla temel yöntemin özelliklerini birleştirerek her yöntemin çok sayıda farklı versiyonu geliştirmişlerdir. Ancak hepsinin temelini oluşturan sözkonusu yöntemler sırama, sınıflama, puan verme ve faktör karşılaştırma yöntemleridir. Bunlar, bazı faktörler dikkate alınarak gruplanabilir: 1) İşi bir bütün olarak ya da spesifik faktörlere dayalı olarak değerlemelerine göre, 2) İşleri bazı standartlarla ya da birbirleriyle karşılaştırmalarına göre, 3) Sürecin sayısal olmasına ya da sayısal olmamasına göre. Sınıflama ve sıralama yöntemleri işi bir bütün olarak değerlerken, puan verme ve faktör karşılaştırma yöntemleri işleri spesifik faktörlere dayalı olarak değerlerler. Sıralama ve faktör karşılaştırma yöntemleri işlerin birbirleriyle karşılaştırılmalarını gerektirirken, sınıflama ve puan verme yöntemleri işleri belirlenen bir standartla karşılaştırırlar. Sıralama ve sınıflama yöntemleri sayısal olmayan yöntemlerdir. Buna karşılık faktör karşılaştırma ve puan verme yöntemleri sayısaldır. İş değerlemesi sonunda, göreli değerleri bakımından işlerin tekli veya gruplar halinde sırası elde edilir. Kısaca, iş yapısı (hiyerarşisi) olarak adlandırılan bu sıralamaya göre de o işlerde çalışan personelre ödenecek ücretler belirlenir. 42 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 1. İş değerlemesinin en uygun aşağıdakilerden hangisinde yapılmıştır? 6. Aşağıdaki iş değerleme yöntemlerinden hangisinde bir değerleme ölçeği kullanılmaz? tanımı a. Sıralama a. İşlerin göreli değerini belirleme sürecidir. b. Sınıflama b. İşlerin tehlike düzeyini belirleme işlemidir. c. Puan c. İşlerin ücretlerini belirleme işlemidir. d. Faktör karşılaştırma d. Bir işin ne ölçüde başarılı şekilde yerine getirildiğini belirleme sürecidir. e. Sıralama ve sınıflandırma e. Kişilerin iş başarısı açısından karşılaştırılması sürecidir. 7. Belirli faktörler yanında faktör derecelerinin de kullanıldığı yöntem(ler) aşağıdakilerden hangisidir? 2. İş değerlemesi genellikle aşağıdakilerden hangisini gerçekleştirmek için yapılır? a. Sıralama a. İş tanımları ve iş gereklerini hazırlamak b. Sınıflama b. Personelin eğitim ihtiyacını belirlemek c. Puan c. Personelin başarı düzeylerini belirlemek d. Faktör karşılaştırma d. İşlerin göreli önemiyle uyumlu ücretlendirme yapmak e. Sınıflandırma ve faktör karşılaştırma 8. Puan yönteminde en çok kullanılan faktör derece sayısı kaçtır? e. İş koşullarını daha güvenli hale getirmek a. 3 3. İşleri değerlemek için, hangisinin önceden yapılmış olması gerekir? b. 4 a. Piyasa ücret araştırmasının c. 5 b. İş analizleri ve iş tanımlarının d. 6 c. Performans değerlemesinin e. 7 d. İş sıralamasının 9. Aşağıdakilerden hangisi hem işleri çok sayıda faktöre göre ayrıntılı değerlemeye olanak veren, hem de karmaşık olmayan iş değerleme yöntemidir? e. İnsan kaynakları planlamasının 4. Aşağıdakilerden hangisi sayısal iş değerleme yöntemleridir? a. Sıralama a. Sıralama-sınıflama b. Sınıflama b. Sıralama-puan c. Puan c. Sınıflama-faktör karşılaştırma d. Faktör karşılaştırma d. Sıralama-faktör karşılaştırma e. Sınıflandırma ve faktör karşılaştırma e. Puan-faktör karşılaştırma 5. Aşağıdakilerden hangisi işlerin tek tek ücretlendirilmesine uygun değildir? 10. Aşağıdakilerden hangisi iş değerlemesi sonunda hazırlanan işlerin önem sıralamasını tanımlar? a. Sıralama a. Ücret yapısı b. Sınıflama b. İş yapısı c. Puan c. Ücret doğrusu d. Faktör karşılaştırma d. İş ailesi e. Sıralama ve sınıflandırma e. Başarı sırası 43 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı 1. a Yanıtınız yanlış ise “İş Değerlemesinin Tanımı ve Önemi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Bir organizasyonda iş değerlemesine ihtiyaç duyulmasının çeşitli nedenleri olabilir. Bu nedenlerin başında işlerde yönetim tarafından planlanan değişikliklerin yapılmış olması ya da kendiliğinden oluşan değişikliklerin farkedilmesidir. Bu değişiklikleri farkedenler organizasyonun yöneticileri, ücret komisyonunun üyeleri ya da denetçileri olabilir. Benzer şekilde yöneticiler, özellikle de insan kaynaklardan ve endüstriyel ilişkilerden sorumlu olanlar, varolan durumla ilgili huzursuzluklarını ifade edebilirler. Yöneticiler işlere karşılık ücret oranlarının informel yolla belirlenmesi yerine sistematik bir şekilde belirlenmesinin daha adil olacağını hissedebilirler. Ya da geçmiş yıllarda yapılmış fakat zaman içinde sapmalar nedeniyle etkililiği bozulmuş olan iş değerlemesine dayalı ücret yapısının yeniden düzenlenmesi gerektiğini ileri sürebilirler. Sıra Sizde 1 2. d Yanıtınız yanlış ise “İş Değerlemesinin Amaçları ve Kullanım Alanları” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 3. b Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 4. e Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 5. b Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 6. a Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 2 Katılımcı yaklaşımda, iş değerleme çalışmaları doğrudan yönetimin kontrolünden çıkarılıp bağımsız bir kurul ya da komite tarafından yürütülür. Farklı aşamalarda görevlendirilmek üzere birden fazla iş değerleme kurulu/komitesi kurulması mümkündür. Örneğin, kapsam ışı ve kapsam içi personelin işlerini değerlemek üzere iki farklı kurul oluşturulabilir. Kapsam içi işleri değerlemek için oluşturulan kurulun önerileri bir üst kurulun onayına sunulabilir. Katılımcı yaklaşımda personelin işlerin değerlenmesi aşamasına katılımlarının sağlanması önemlidir. Ancak bu kurulların yetki ve sorumlulukları yönetim sorunlarına neden olmayacak şekilde düzenlenmelidir. 7. c Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 8. b Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 9. c Yanıtınız yanlış ise “İş Değerleme Yöntemleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 10. c Yanıtınız yanlış ise “İş Değerlemesinin Sonucu: İş Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 3 Türkiye’de kamu kesiminde kullanılan sınıflama/derecelendirme sistemi, iş değerlendirmeyle ilgili olmayan bir personel sınıflama sistemidir. Türkiye’de kamu kesimindeki memuriyet işlerinde çalışan kamu görevlileri için uygulanan bu sınıflama/dereceleme sistemi, 1950’lerden itibaren ve en son 1990’lı ve 2000’li yıllardaki “iş (kadro) odaklı sınıflama girişimlerine rağmen, esas olarak kişi odaklı bir personel sınıflama/kariyer (rütbe) sistemidir. Bu sistem içinde de hizmetler (işler), ana gruplar itibarıyla bir “sınıflama”ya tabi tutulmuş olmakla birlikte, bu sınıflama, kamu hizmetlerini gruplara ayırmaktan ibaret olup, söz konusu hizmetler arası bir önem hiyerarşisini yansıtmaz. 44 www.hedefaof.com Sıra Sizde 4 Anahtar işler, genel olarak değerlenecek tüm işlerin faktörler bakımından dengeli dağılımını temsil edecek nitelikte olmalıdır. Çünkü değerlenecek işlerin sadece küçük bir grubunu örnekleyen anahtar işler sınırlı veri sağlarlar. Bu işlerin kapsamları ve bunlar karşılığında ödenen ücretler konusunda işverenler ve personel arasında hiçbir anlaşmazlık olmamalıdır. Bir işin tanımı ya da ücretinin ne olması gerektiği konusunda bir tartışma varsa, anahtar iş olarak seçilmemelidir. Anahtar işler personel ve organizasyon için önemli, çok sayıda personel tarafından yapılan ve endüstride yaygın olarak bilinen işler olmalıdır. İş gerekleri çeşitli olmalı ve organizasyonun farklı bölümlerini ya da hiyerarşik yapısını temsil etmelidirler. Bir iş değerlemesinde anahtar olarak seçilen her iş birbirinden farklıdır. Ayrıca piyasa ücret araştırmaları genellikle bu işler esas alınarak yapılır. Anahtar işlerin kapsamları zaman içinde göreceli olarak sabittir, sık sık değişmez. Bu bakımdan kullanılan anahtar işlerin sürekli gözlem altında tutulmaları gerekir. Bunlara ilave olarak anahtar işlerin istihdam örneklerinde bir ayırımcılık yapıldığı görülmemelidir (Örneğin, kadın egemen işler ya da erkek egemen işler gibi). 45 www.hedefaof.com Yararlanılan Kaynaklar Bernard, İ. (2000). “Job Evaluation Methods”, The Compensation Handbook: A State-of-Art Guide to Compensation Strategy and Design. 4th Ed., Lange A.Berger ve Dorothy R.Berger, New York: McGraw-Hill, ss.79-90. Acar, A. C. (2007). İşletmelerde Ücret Yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama. İstanbul: Litaretür Yayınları. Armstrong, M. (2005). Job Evaluation: A Guide to Achieving Equal Pay. London, GBR: Kogan Page, Ltd. Bingöl, D. (2003). İnsan Kaynakları Yönetimi, 5. Baskı, İstanbul: Beta Yayın. Armstrong, M. (2004). Reward Management. London: Kogan Page Ltd. Dessler, G. (2003). Human Resource Management, 9th. Ed., New Jersey: Prentice Hall. Armstrong, M. (2009). Armstrong’s Handbook of Human Resource Management Practice. 11th Ed., London, GBR: Kogan Page, Ltd. Dufetel, L. (1991). Job Evaluation: Still at the Frontier” Compensation & Benefits Review, Vol. 23, No. 4, ss. 53-67. Ataay, İ. D. (2008). “İş Değerleme”, İnsan Kaynakları Yönetimi, C. Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.343-398. Ingster, B. (2000). “Methods of Job Evaluation”, The Compensation Handbook: A State-of-Art Guide to Compensation Strategy and Design. 4th Ed., Lange A.Berger ve Dorothy R.Berger, New York: McGraw-Hill, s. 79-90. Ataay, İ. D. (1990). İş Değerlendirme ve Başarı Değerlendirme Yöntemleri, İstanbul: İÜ İşletme Fakültesi Yay. No: 235, İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No:128. Milkovich, G. T and Jerry M. N. (2002). Compensation. 7th ed., Boston: McGraw-Hill. Ataay, İ. D. ve Acar A. C. (2008). “Ücret Yönetimi”, İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss. 399504. Özışık, G. G. (2002). İşletmelerde Ücretlendirmenin İlkeleri. İstanbul: Literatür Yayıncılık. Benligiray, S. (2009). “İşe Dayalı Ücret Sistemlerinin Temeli Olarak İş Değerlemesi”, Performans ve Ücret Yönetimi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi AÖF. Yay. No: 1016. Sabuncuoğlu, Z. (2005). İnsan Kaynakları Yönetimi (Uygulamalı). Bursa: Furkan Ofset. Benligiray, S. (2007). Ücret Yönetimi, İstanbul: Beta Yayın. 46 www.hedefaof.com www.hedefaof.com 3 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Piyasa ücret araştırmasını tanımlayabilecek, Piyasa ücret araştırması türlerini açıklayabilecek, Piyasa ücret araştırmalarının amaç ve yararlarını yorumlayabilecek, Biçimsel-sistemli bir piyasa ücret araştırmasının hangi aşamalardan oluştuğunu ifade edebilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ücret Özel Ücret Araştırması Piyasa Ücret Düzeyi Kulüp Ücret Araştırması Piyasa Ücret Araştırması Ücret Araştırması Biçimsel Ücret Araştırmaları Biçimsel Olmayan Ücret Araştırmaları İçindekiler Giriş Piyasa Ücret Araştırması ve Türleri Piyasa Ücret Araştırmasının Amaçları Piyasa Ücret Araştırması Süreci 48 www.hedefaof.com Piyasa Ücret Araştırması GİRİŞ Bir işletmenin ücret politika, yapı, sistem ve uygulamalarının rekabetçi olması için piyasa ücretlerinin izlenmesi ve dikkate alınması gerekir. Bunun için özellikle piyasadaki rakip işletmelerin hangi ücret politikalarını uyguladıkları, anahtar işlerde çalışanlarına ne kadar ücret ödedikleri, toplam ücret paketi içinde hangi bileşenlere, ne oranda yer verdikleri, dönemlik ücret artış oranlarını ne düzeyde tuttukları vb. konularda veri toplanması gerekir. Bu konuda iş ilanları ve şirketlerin yıllık raporlarındaki ücret bilgilerinden ve çeşitli kurum ve kuruluşlarca yayımlanan istatistik, faaliyet ve araştırma raporları vb. basılı malzemelerden yararlanılabileceği gibi, özel temaslar yoluyla ve biçimsel piyasa ücret araştırmalarıyla elde edilen verilerden de yararlanılabilir. Kitabınızın bu ünitesinde piyasa ücret araştırmaları ve türleri, amaçları ve izlenen süreç incelenecektir. PİYASA ÜCRET ARAŞTIRMASI VE TÜRLERİ Piyasa ücretleri işletmenin ücret yapısının dış eşitliği sağlayacak şekilde oluşturulmasında ve ayarlanmasında kullanılır. Piyasa ücret araştırması, geniş ve dar anlamda tanımlanabilir. Geniş anlamıyla piyasa ücret araştırması, piyasadaki ücretleme uygulamalarına ilişkin her türlü veri toplama faaliyetlerini içerir. Dar anlamda ise, biçimsel ve sistemli olarak gerçekleştirilen veri toplama ve analiz çabaları, ücret araştırması olarak adlandırılır. Bilimsel esaslara göre gerçekleştirilen biçimsel piyasa ücret araştırmaları ile daha ayrıntılı, geçerli ve güvenilir veriler sağlanacağı bir gerçektir. Genel bir bakış açısıyla piyasa ücret araştırması, belirli bir piyasadaki işverenlerin ücret politika, sistem ve uygulamaları ile anahtar işlere ait ücret düzeylerine ilişkin bir veri toplama ve analiz faaliyeti olarak tanımlanabilir. Ücret araştırmalarının özünde işgücü piyasasından ücretlerle ilgili veri toplanması vardır. Ancak bu tek-standart biçimde gerçekleştirilen bir veri toplama faaliyeti değildir. Ücret araştırmaları başvurulan veri kaynakları, benimsenen yöntem, araştırmanın kim(ler) tarafından ve kimin için yapıldığı, hangi konularda veri toplandığı vb. göre sınıflandırılabilir (Bkz. Tablo 3.1). Tablo 3.1: Ücret Araştırması Türleri Araştırma yöntemine göre Başvurulan veri kaynağına göre Araştırmanın kim(ler) için yapıldığına göre Araştınmayı kimin yaptığına göre Biçimsel-sistemliolmayan araştırmalar Birincil kaynak araştırması Özel araştırmalar İşletme tarafından yapılan araştırmalar Biçimsel-sistemli araştırmalar İkincil kaynak araştırması Kulüp (grup) araştırmaları İşletme dışı (uzman) kişi ve kuruluşlarca yapılan araştırmalar Karma araştırmalar Kamuya açık araştırmalar 49 www.hedefaof.com • Biçimsel araştırmalar: Verilerin bilimsel yöntemlere göre toplanıp analiz araştırmalardır. Biçimsel olmayan araştırmalarda ise, bilimsel yöntemlere uyulmaz. edildiği • Birincil kaynak (saha, alan) araştırmaları: Ücret verilerinin doğrudan ilgili işletmelerden, bu işletmelerin ücretleme konusunda bilgili yöneticilerinden ya da personelinden sağlayan araştırmalardır. • İkincil kaynak araştırmaları: Veriler çeşitli basılı, yazılı yayınlardan elde edilen araştırmalardır. Her iki kaynaktan yararlanmayı içeren karma araştırmalar da söz konusu olabilir. • Özel araştırmalar: Sadece tek bir işletme için yapılan araştırmalardır. • Kulüp araştırmaları: Toplanan verilerin katılmacı işletmelerle paylaşıldığı araştırmalardır. • Kamuya açık araştırmalar: Araştırmadan elde edilen sonuçları isteyen herkesin yararlanmasına sunan araştırmalardır. • Son olarak ücret araştırmaları, işletme tarafından veya işletme dışı uzman kişi ve kuruluşlarca yapılan araştırmalar şeklinde sınıflandırılabilir. Ücret araştırmalarının kullanılan araştırma yöntemine göre sınıflandırılmasının ve incelenmesinin daha uygun olacağına inanıyoruz. Bu nedenle piyasa ücret araştırmalarını biçimsel olmayan ve biçimsel ücret araştırmaları başlıkları altında inceleyeceğiz. Biçimsel Olmayan Ücret Araştırmaları Biçimsel olmayan ücret araştırmalarında piyasa ücret verisi işletmelerin kendi yöneticileri ve uzmanları tarafından informel yollarla toplanır. Biçimsel olmayan ücret araştırmaları, piyasa ücret verisini belirli bir plana ve sisteme ya da bilimsel araştırma yöntemlerine bağlı olmaksızın informal yollarla toplayan araştırmalardır. Bilimsel ve kapsamlı ücret araştırmalarının oldukça zor ve maliyetli olması veya işletmenin sistemli araştırmalara gerek duymaması, bu tür araştırmalarla yetinilmesinin başlıca nedenleridir. Biçimsel olmayan araştırmalar birincil, ikincil veya her iki türde kaynaklardan, çoğunlukla işletmelerin kendi yöneticileri ve uzmanları tarafından veri toplanmasını içerir. Birincil kaynaklara dayalı biçimsel olmayan araştırmalarda, piyasa ücret verileri işletmeler ve yöneticiler arasında çeşitli nedenlerle kurulan/var olan ilişki ve iletişimler (yüz-yüze, telefonla, internet aracılığıyla kurulan ikili ilişkilerde, işmeslek ve sosyal amaçlı çeşitli toplantılarda vb.) yoluyla toplanır/paylaşılır. İkincil kaynaklara dayalı veri toplamada ise, piyasa ücret verileri iş ilanlarından, kamuoyuna açıklanmış işletme raporlarından, genel ve mesleki yayınlardan, internet kaynaklarından vb. sağlanır. Belirli bir piyasadaki işletmelerin yönetici ve uzmanları arasındaki temas ve ilişkilere dayalı araştırmalarda biçimsel kulüp araştırmalarına benzer şekilde, genellikle ücret verilerinin işletmeler arasında karşılıklı olarak paylaşılması söz konusudur. Biçimsel olmayan piyasa ücret araştırmaları, hemen hemen her işletmenin olanaklar ölçüsünde yaptığı yaygın bir veri toplama biçimidir. Bu şekilde ücret verisi toplamak, fazla uzmanlık, çaba ve para gerektirmez. Ancak, bilimsel araştırma yöntemlerine uyulmadığı için, toplanan verilerin geçerlilik ve güvenirliği, yani piyasadaki gerçek durumu yeterli ve doğru biçimde yansıtma yeteneği oldukça sınırlıdır. Bununla birlikte, biçimsel olmayan yöntemlerle de olsa veri toplamak, piyasa ücretleri konusunda hiç bilgi sahibi olmamaktan daha iyidir. Bu tür araştırmalar, ilgili yönetici ve uzmanların çevrelerinin geniş, ilişkilerinin düzenli ve güvene dayalı, araştırma beceri ve isteklerinin yüksek olması ölçüsünde, oldukça yararlı sonuçlar verebilir. 50 www.hedefaof.com Biçimsel Ücret Araştırmaları Biçimsel ücret araştırmaları, önceden yapılan bir plana, sistemli ve bilimsel yöntemlere uygun olarak gerçekleştirilen ve daha geçerli ve güvenilir sonuçlar veren araştırmalardır. Bu araştırmalar, diğer sistemli-bilimsel araştırmalar gibi çeşitli aşamalardan oluşan planlı ve düzenli bir süreçtir. Biçimsel piyasa ücret araştırmaları üçe ayrılır; 1) Özel araştırmalar, 2) Kulüp araştırmaları ve 3) Uzman kişi ve kuruluşlarca yapılan dönemlik/yıllık araştırmalar. Biçimsel ücret araştırmalarında piyasa ücret verisi bilimsel ve sistematik bir yaklaşımla toplanır. Özel araştırmalar, işletmelerin kendileri için yaptıkları veya yaptırdıkları biçimsel ücret araştırmalarıdır. Bu araştırmalara özel denmesinin nedeni, araştırmanın yapan/yaptıran işletmenin olanak ve ihtiyaçlarına göre tasarlanması ve elde edilen veri ve sonuçların kullanımının sadece yapan/yaptıran işletmeye ait olmasıdır. Özel araştırmalar çoğunlukla birincil kaynaklardan (doğrudan piyasadaki işletmelerden) veri toplanmasını içerir. Bununla birlikte, planlanan araştırmanın amaç ve kapsamı için yeterli ikincil (basılı ve yazılı) kaynağın bulunması durumunda, bu tür kaynaklar dayalı olarak da biçimsel araştırmalar söz konusu olabilir. Kulüp (grup veya dernek) araştırması: Genellikle aynı iş kolunda faaliyette bulunan bir grup işletmenin standart bir formata göre ve düzenli olarak ücret verilerini paylaşmalarını içerir (Armstrong, 2006, 683-685). Bu tür araştırmalar, bir işletme tarafından yapılan/yaptırılan özel araştırmalara, diğer işletmelerin genellikle olumlu bakmamasının bir sonucu olarak da görülebilir. Kulüp araştırmaları, grup içinden bir işletmenin önderliği ve sorumluluğu altında gerçekleştirilebilir. Bu durumda önder/sorumlu işletme, araştırmayı gerçekleştirir ve sonuçları gruptaki diğer işletmelerle paylaşır. Araştırmayı yapma sorumluluğu, uzun süreli olarak grup içinden güçlü bir işletme tarafından üstlenilebilir veya bu görev işletmeler arasında dönüşümlü olarak yerine getirilebilir. Kulüp araştırmaları, bir piyasa ve iş kolundaki işletmeler arasındaki ilişki ve iş birliğinin gelişmiş olduğu durumlara uygundur. Buna karşılık, piyasadaki işletmeler arasında iş birliğinin zayıf, rekabetin şiddetli ve gizlilik politikasının yaygın olduğu durumlarda ise, bu tür araştırmalar pek mümkün değildir. Ayrıca, bazı durumlarda bu araştırmaların haksız rekabetle ilgili kural ve düzenlemelere aykırı görülme ve yasal takibata uğrama olasılığı da vardır. Danışman/uzman kişi ve kuruluşlarca yapılan dönemlik araştırmalar: Bu araştırmalar uzman kişiler, özel danışmanlık şirketleri, üniversite ve araştırma kuruluşları, sendika ve meslek örgütleri, ilgili devlet ve hükümet kuruluşları vb. tarafından, genel bir formata göre yapılan araştırmalardır. Bu araştırmalarda, veri toplama, analiz ve raporlama belirli bir işletmenin talebine göre değil, bazen oldukça geniş olarak tanımlanan piyasadaki genel talebe uygun olarak tasarımlanır. Bu, özellikle kamu kuruluşlarınca yapılan ve genel kullanıma açık olan araştırmalar için geçerli bir durumdur. Bu araştırmalarda elde edilen ve sunulan veriler, genellikle belirli bir iş kolu ve coğrafi bölgeyle sınırlı alt piyasalardaki durumu işletmelerin ihtiyaç duydukları ayrıntıda yansıtmayabilir. Buna karşılık, özellikle yaygın biçimde örgütlenmiş belirli mesleki kuruluşlar ile özel kuruluşlarca, işletmelerin özel ihtiyaçlarına daha uygun veriler sunulması söz konusu olabilmektedir. Fakat genellikle bu araştırmalara ait sonuçların işletmenin özel ihtiyaçlarına göre tekrar analiz edilmesi ve düzenlenmesi gerekebilir. Dış uzman kişi ve ticari kuruluşlarca yapılan araştırmalardan yararlanmak için genellikle bir bedel ödemek gerekir. Ancak, özellikle kamu kuruluşları ve mesleki örgütlerce yapılan bazı araştırmalardan yararlanmak, isteyen tüm işletmeler veya üyeler için bedelsiz olabilir. Bu araştırmalardan yararlanırken araştırmacı kişi veya kuruluşun yeterlilik ve güvenilirliği ile verilerin güncelliğine, özellikle dikkat etmek gerekir. Bilimsel araştırma nedir? 51 www.hedefaof.com PİYASA ÜCRET ARAŞTIRMASININ AMAÇLARI İşletmeler değişik zamanlarda, farklı amaçlarla çeşitli piyasa ücret araştırmaları yapabilirler veya yaptırabilirler. Bu araştırmaların ortak veya genel amacı, 1) Piyasadaki diğer işverenlerin ücretleme politikalarına, yapılarına, sistemlerine ve uygulamalarına ilişkin veri toplamak (piyasadaki durumu öğrenmek) ve 2) Bu verilere göre işletmenin ücret politikalarını, yapılarını, sistemlerini ve uygulamalarını belirlemek veya ayarlamaktır. Başka bir deyişle, ücret araştırmalarının amacı işletmenin piyasadaki durumu öğrenmesini ve izlemesini mümkün kılmak; böylece ücretleme konusundaki karar ve uygulamalarının daha isabetli, stratejik ve rekabetçi bir nitelik kazanmasını sağlamaktır. Bu genel amaçlar çerçevesinde, piyasa ücret araştırmalarının öne çıkan alt amaç veya hedefleri; ücret düzeylerini ve artışlarını ayarlamak, ücret yapısını oluşturmak ve ayarlamak, ücret paketi içinde yer alan ücret bileşenlerinin miktar ve oranlarını ayarlamak, rakiplerin ücret maliyetlerini tahmin etmek, ücretlemeyle ilgili özel durum ve sorunlar için çözümler üretmektir. İşletmeler ve diğer kuruluşlar, düzenli aralıklarla yaptıkları artışlarla ücret düzeylerini ayarlarlar. Bu ayarlama ve artışlar, piyasa ortalamalarına göre tüm ücretlerde genel ve sabit oranlı ya da değişken oranlı artışlar şeklinde olabilir. Değişken artışlar, ücretlerin kıdem ve performans düzeyleri, enflasyon oranı, işletmenin ödeme gücü gibi faktörlere bağlı olarak personele farklı oranlarda zam yapılmasını ifade eder. Böylece, rakiplerin genel ücret seviyeleri ile yaptıkları ve düşündükleri ücret artış oranlarını belirlemek ve buna göre işletmenin ücret seviyelerini ve artışlarını ayarlamak ücret araştırmalarının yapılma neden veya amaçlarının başında gelir. Piyasa ücret araştırmalarının önemli bir amacı da, işletmenin ücret yapısını (işlere ait ücret düzeyi ve farklılıklarını) piyasaya göre ayarlamak, böylece ücretlemede dış eşitliği sağlamaktır. Bunun için anahtar işlerin piyasa ücret düzeyleri ile ilgili verilerden yararlanılır. Bu, özellikle personel temininde ağırlıklı olarak dış kaynaklardan yararlanan piyasaya duyarlı işletmeler için önemli bir amaçtır. Piyasa ücret yapısına ilişkin veriler, yapılan iş değerleme sonuçlarının geçerliliğini sağlamak için de kullanılır. Örneğin, işletmenin yaptığı iş değerlemesi sonucunda, satış temsilciliği ve bazı sekreterlik işleri aynı iş grubuna girmiş olabilir. Fakat söz konusu işlerin piyasa ücretleri farklılık gösteriyorsa, bu işlerin doğru değerlendirilip değerlendirilmediğini yeniden kontrol etmek uygun olacaktır. Ayrıca, iş değerleme sonuçları ve anahtar işlerin ortalama ücretlerine göre çizilen piyasa ücret eğrisine göre, işletmenin ücret düzeylerine ilişkin (yüksek, eşit veya düşük ücret) politikasını belirlemek de önemli bir amaçtır. Ücret araştırması verilerinden yararlanılarak hem ücret maliyetlerini kontrol etmeyi, hem de uygun adayları cezbetmeyi ve elde tutmayı sağlayacak bir ücret yapısı oluşturulur. Genel olarak veya belirli iş grupları itibarıyla toplam ücretini (ücret paketi veya karmasını) oluşturan ücret bileşenlerinin (temel ücret, değişken ücret, ek olanaklar ve sosyal yardımlar) tutarını ve toplam içindeki payını piyasaya göre ayarlamak da, ücret araştırmalarının amaçları arasındadır. Ancak bu konuda sağlıklı veri toplamak nispeten daha zordur. Rakiplerin ücret maliyetlerini tahmin etmek ve buna göre işletmenin ücretlerini ve ürün fiyatlarını ayarlamak, özellikle rekabetin yoğun olduğu iş kollarında önemli bir amaçtır. Rekabetin artması, standartlaşma ve hizmet sektörünün gelişmesi gibi değişmeler, ücret maliyetlerinin fiyatlandırma ve kârlılık açısından önem ve etkisini artırmaktadır. Bu nedenle, rakiplerin ücret maliyetlerini tahmin etmeye yönelik piyasa araştırmaları önem kazanmaktadır. Yukarıda sayılan amaçlar dışında, ücretlemeye ilişkin özel durum veya sorunların piyasa koşullarına uygun biçimde çözülmesi için de ücret araştırmalarından yararlanılabilir. Bu tür durumlara belirli bir iş veya iş grubu için başlangıç ücret seviyelerinin belirlenmesi, özellikle yeni ortaya çıkan ve aday bulmada zorluk çekilen işlerin ücretlerinin ve unvanlarının belirlenmesi, anahtar işler için iş gereklerinin belirlenmesi, toplu iş görüşmeleri için ücret tekliflerinin oluşturulması, genel ücret yapısı dışında istisnai ve özel durumda bulunan (örneğin, danışmanlar, çağrı üzerine çalışanlar, kısmi-esnek çalışma düzenlemelerine göre istihdam edilenler gibi) personelin ücretlerinin belirlenmesi örnek olarak verilebilir. 52 www.hedefaof.com İ letmeler piyasa ücret ara tırması yapmasalar ne olurdu? PİYASA ÜCRET ARAŞTIRMASI SÜRECİ Sistemli ve biçimsel açıdan piyasa ücret araştırması birbirini izleyen aşamalardan oluşan bir süreçtir. Bu sürecin aşamaları Şekil 3.1’de de görüldüğü gibi şunlardır: 1) Araştırmanın planlanması, 2)Araştırma verisinin toplanması, 3) Verilerin analiz edilmesi ve sonucunun raporlanması ve 4) Elde edilen sonuçların kullanılması. Ara tırmanın Planlanması Piyasa ücret ara tırması yapılırken bilimsel ve sistematik bir süreç izlenir. Bu sürecin ilk a amasında ara tırma planlanır, daha sonra veriler toplanır, bu veriler analiz edilir ve raporlanır. Planlama aşamasında araştırmanın amacı, kapsamı, veri toplama ve analiz yöntemi, araştırma ekibi vb. belirlenir ve buna göre gerekli çalışmalar programlanır. Yukarıda belirtildiği gibi, ücret araştırmalarının amacı piyasadaki ücret politika, sistem, uygulamaları ile anahtar işlerin ücret düzeylerine ilişkin geçerli ve güvenilir bilgi elde etmek ve bu bilgilere göre örgütün ücretleme politika, yapı, sistem ve uygulamalarında gerekli ayarlamaları yapmaktır. Duruma göre araştırmanın amacı farklılaşabilir. Örneğin, sadece dönemlik ücret artışlarını öğrenmeye yönelik araştırmalar yanında, anahtar işlerin ücret düzeyleri, toplam ücret bileşenleri, çeşitli ücret politikaları vb. konusunda veri toplamayı amaçlayan araştırmalar da yapılabilir. Şekil 3.1: Piyasa Ücret Araştırması Sürecinin Aşamaları Araştırmanın kapsamı amaca göre değişir ve araştırmada hangi işletmelerden, hangi konularda ve hangi işler hakkında veri toplanacağını ifade eder. Ücret araştırmaları genellikle belirli bir iş kolu, coğrafi bölgedeki veya işlevsel alanlardaki (mühendislik, İK, satış, finans gibi) pozisyonların piyasa ücret düzeylerini incelemek için tasarlanır (Lichty, 2000: 91). Örgütün ihtiyacına ve olanaklarına göre araştırmaya dâhil edilecek işler, işletmeler ve konular farklılaşır. Amacına bağlı olarak ücret araştırmaları uluslararası, ulusal, belirli bir bölge, belirli bir iş kolu, sektör ya da mesleki alan düzeyinde planlanabilir. Belirli bir işletme açısından araştırma kapsamının belirlenmesinde, iş gücü ve ürün piyasasında rakip olan, aynı sektör veya iş kolunda ve yakın coğrafi alanda faaliyette bulunan, iş ve örgüt yapısı bakımından benzer olan işletmelere ve anahtar işlere öncelik verilmesi uygun ve yaygın bir yaklaşımdır. 53 www.hedefaof.com Ücret Verisinin Toplanması Piyasa ücret araştırmalarında veri toplanması aşamasında anket ve görüşme yöntemleri kullanılır. Ücret araştırmasında gerekli veriler çoğunlukla anket ve görüşme yoluyla toplanır. Bunlara ek olarak, yukarıda söz edilen diğer veri kaynaklarından yararlanılması da mümkündür. Birincil kaynaklardan veri toplama niteliğindeki bir araştırmada kullanılan başlıca yöntemler anket ve görüşmedir. Anket, istenen verilerin basılı ve yazılı soru formları ile toplanmasıdır. Anket formlarının cevaplayıcılara iletilmesi ve toplanması sırasında posta veya internetten yararlanılabilir. Anket yönteminin uygulanması kolaydır ve maliyeti diğer yöntemlere göreceli olarak daha düşüktür. Ancak, anketlerin cevaplanma oranları genellikle düşüktür. Görüşme (mülakat) yönteminde ise, gerekli veriler araştırmaya katılan işletmelerin ücretleme politikaları ve uygulamaları konusunda bilgi sahibi olan yöneticileriyle kurulan doğrudan ve karşılıklı (yüz yüze, eş-zamanlı) iletişim yoluyla toplanır. Bu yöntemle toplanan verilerin görüşme formlarına kaydedilmesi yaygın ve uygun bir uygulamadır. Görüşme, cevaplanma oranını artıran buna karşılık fazlaca zaman ve emek gerektiren bir yöntemdir. Bu nedenle de maliyeti yüksektir. Ücret araştırmalarında toplanan veriler; a) örgütlerle/işletmelerle ilgili veriler, b) ücretleme sistemiyle ilgili veriler ve c) anahtar işlerle ilgili ücret verileri şekilde sınıflanabilir. Bu sınıflar altında hangi konulara ilişkin veriler toplanabileceği Tablo 3.2’de gösterilmiştir. Bunlar, anket ve görüşme formlarında hangi soruların yer alabileceğini de göstermektedir. Tablo 3.2: Piyasa Ücret Araştırmalarında Toplanan Veriler Veri Grubu Verilerin İlgili Olduğu Konular İşletmeye ilişkin veriler İşletmenin adı, ortaklık yapısı, iş kolu, ürünleri, büyüklüğü (üretim, satış ve personel sayısı vb. açısından), istihdam gruplarına göre personel sayısı vb. Ücret politikaları ve sistemleriyle ilgili veriler Geçmiş dönemde yapılan, gelecek dönem için planlanan ücret artış oranları; ücret artışlarının hangi aralıklarla yapıldığı; artışın sabit mi değişken mi olduğu; değişken artışların hangi kriterlere (kıdem, performans, enflasyon vb.) dayalı olduğu; sendika faaliyeti ve toplu sözleşme yapma durumu;sendikalı personelin ücret artışlarının nasıl belirlendiği vb. Anahtar işlere ait veriler İşlerin unvanları ve özet tanımları; çalışanlara ödenen en düşük, en yüksek ve ortalama ücret düzeyleri; toplam ücret içinde ana-kök ücret, değişken ücret, ek yararlar ve sosyal yardımların oranı ve tutarı; çalışanların niteliklerine ilişkin veriler vb. İşletmelere ilişkin veriler; işletmenin kuruluş yeri, yılı, çalışan sayısı, mavi ve beyaz yakalı personel oranları/sayıları, ürünleri, hukuksal ve örgütsel yapısı, kullandığı teknoloji vb. konulara ilişkindir. Bu tür veriler örgütsel özelliklere dayalı analiz ve kıyaslamalar için kullanılır. İkinci grup veriler örgütlerin ücretleme konusundaki politika, yapı, sistem ve uygulamalarıyla ilgilidir. Bu çerçevede örgütlerin genel ücret politikaları, temel ücret yapıları, ücret sistemleri, dönemlik ücret artışları, toplam ücret paketi içinde hangi bileşenlere ne ölçüde yer verdikleri, belirli iş ve personel gruplarına özgü ücret uygulamaları vb. konularda veri toplanır. Bu veriler anılan konularda ücret araştırması yapan/yaptıran örgütün gerekli kıyaslama ve ayarlamaları yapması için kullanılır. Anahtar işler, belirli iş kolunda faaliyet gösteren hemen hemen tüm işletmelerde bulunan, bilinen, tanımları ve içerikleri aynı veya çok benzer olan, bir grup işi temsil eden tipik işlerdir. 54 www.hedefaof.com Anahtar işlere ilişkin ücret verileri son derece önemlidir. Çünkü ücret araştırmalarında genellikle tüm işler yerine anahtar işlerin ücretleriyle ilgili veriler toplanır. Ayrıca sadece temel ücret düzeyleri değil, diğer ücret bileşenlerinin düzeyleriyle ilgili veriler de toplanmalıdır. Bu işlere ait ücret verileri, özellikle örgütün ücret düzeylerine ilişkin politikalarının belirlenmesinde kullanılır. Ücret düzeylerine ilişkin veriler genellikle en düşük, en yüksek, ortalama, mod, medyan ücret düzeyleri şeklinde ortaya konulur (Dreher ve Dougherty, 2002: 79-82; Milkovich ve Newman, 2002: 245). Anahtar işlere ilişkin veriler arasında bu işlerde çalışan kişilerin eğitim, kıdem, yaş durumu vb. veriler de toplanır. Piyasa ücret araştırmalarında anahtar işlere göre gerçekleştirilen iş eşleştirme özellikle önemlidir. İş eşleştirme, işletmedeki işlerin piyasadaki benzerlerini bulmayı ve karşılaştırmayı içerir. İşleri eşleştirmede kullanılabilecek başlıca ölçütler iş unvanı, özet iş tanımları, kısa iş tanımları, ayrıntılı iş tanımları ve iş değerleme planlarıdır (Armstrong, 1997, 167-168; Armstrong, 2006, 682-683). Bunlardan sadece iş unvanlarına bakılarak yapılan eşleştirmeler genellikle yanıltıcı olur. Özet iş tanımlarının kullanılması daha doğru sonuçlara ulaştırır. İş tanımları ayrıntılı olduğu ölçüde eşleştirmeler daha isabetli olacaktır. En güvenilir olanlar sektör düzeyinde veya danışmanlık şirketlerince uygulanan ortak/benzer bir iş değerleme planına ve bu plandaki iş ve faktör tanımlarına göre yapılan eşleştirmelerdir. Ancak eşleştirme için gerekli iş tanımlarıyla ilgili verilerin ayrıntılı bir biçimde toplanmasının oldukça zor olacağı da bir gerçektir. Çünkü çoğu katılmacı, işletmesindeki anahtar işlerin ayrıntılı tanımlarını vermede pek gönüllü davranmayacaktır. En kolay olanı ortak bir planın bulunması hâlinde iş değerlemesine dayalı eşleştirmelerdir. Eşleştirme işleminde anahtar işlerin yaygın iş unvanlarının yanı sıra daha seyrek kullanılan, alternatif iş unvanlarının da olabileceği gözden uzak ırak tutulmamalıdır. Tanımları benzer olan işler, unvanları farklı olsa da eş değer işler olarak kabul edilmelidir. Örneğin, iş tanımları aynı olmak şartıyla, İK müdürü ile personel müdürü unvanına sahip işler eş değer işler olarak alınabilir. Süper iş, piyasa birebir karşılığı bulunmayan, beceri ve yetkinlikleri oldukça geniş kapsamlı iştir. İşe dayalı ücretlendirme için piyasa ücret düzeylerini ve yapısını belirlemek genellikle sorun teşkil etmez. Ancak bu durum beceri ve yetkinliklere dayalı ücretlendirme söz konusu olduğunda önemli bir kısıt oluşturur. Çünkü beceri ve yetkinliklere dayalı yapılar için referans oluşturacak ücret verileri bulmak genellikle zordur. Bu nedenle, işe dayalı piyasa ücret verilerinin beceri ve yetkinliklere dayalı yapılarda kullanılacak şekilde dönüştürülmesi gerekir. Bu konuda yüksek-düşük yaklaşımı ve piyasa sepeti yaklaşımlarından yararlanılabilir. Yüksek-düşük yaklaşımında, ilgili beceri bloku kapsamına giren en düşük ve en yüksek ücretli anahtar işlerin (örneğin, vasıfsız işçi ile takım liderinin) ücretlerini birleştiren ücret doğrusu beceriye dayalı yapı için referans olarak alınır. Piyasa sepeti yaklaşımında ise, beceri ve yetkinlikleri en geniş olarak tanımlanmışiş, süper işe dönüştürülür ve buna uygun anahtar işler belirlenir. Bu anahtar işlerin ücretlerinin süper işle ne oranda örtüştüğüne dayalı olarak geleneksel anahtar işlerin piyasa ücretleri belirlenen ağırlıklarla hesaba katılarak süper işin ücreti belirlenir. Örneğin, Tablo 3.3’de verildiği gibi, yetkinliğe dayalı olarak belirlediğimiz süper iş pazarlamacı; ilgili piyasa anahtar işleri de giriş düzeyi mühendis, pazarlama yöneticisi ve finansal analist olsun. Bu işlerin ağırlıkları sırasıyla %20, %35 ve %45 olarak belirlenmiş ise, anılan işlerin ortalama ücretleri belirtilen oranlarda yetkinliğe dayalı geniş işin ücretine etki eder (Milkovich ve Newman, 2002: 242-246). Verilerin Analiz Edilmesi ve Sonucun Raporlanması Piyasa ücret araştırmalarında anahtar işlerin ücretlerinin analizinde genellikle ortalama, mod, medyan gibi merkezi eğilim ve dağılma ölçüleri ve bazen de regresyon analizleri kullanılır. Bu analizlerle elde edilen sonuçlar sayısal tablolar veya grafikler şeklinde sunulur. 55 www.hedefaof.com Tablo 3.3: Süper İşlerin Piyasa Ücretinin Belirlenmesi Anahtar işler Süper İş’teki (=Pazarlamacı) Katkıları (%) Anahtar İşlerin Ort. Yıllık Ücreti Süper İşin Ücretine Katkısı Giriş Düzey Mühendis 0,20 46500 9300 Pazarlama Yöneticisi 0,35 88000 30800 Finansal Analist 0,45 60000 27000 Toplam: 1.00 67100 Ayarlama (%10) 6710 Süper iş için önerilen yıllık Ücret 73810 Kaynak: Milkovich ve Newman, 2002: 246 Ortalama ücret, piyasa ücretleri için istatistiksel referans noktası işlevi görür. Genellikle aritmetik, bazen de ağırlıklı ortalama olarak hesaplanır. Basit aritmetik ortalama, her bir anahtar işin ücretlerinin toplamının işletme sayısına bölünmesiyle bulunur. Bir işe ait ortalama ücret, işletmenin o iş için referans veya hedef ücret tutarının belirlenmesi için kullanılabilir. Ayrıca, piyasa ücretlerinin standart sapması da hesaplanıp, ücret bantlarının alt ve üst sınırlarının belirlenmesinde kullanılabilir. Tablo 3.4’de verilen örnekte piyasa ücret ortalaması, 3827,5’dır. Mod ücret, belirli bir işe ait frekansı en yüksek olan ücret düzeyidir. Verilen örnekte, mod ücret düzeyi, frekansı dört olan 4000’dir. Medyan ücret, ücretlerin büyükten küçüğe doğru veya tersine sıralandığı bir dizide orta sıraya düşen ücret seviyesidir. Medyan ücret, söz konusu dizinde ikinci çeyreklik veya yüzde 50’lik sırada yer alan ücret düzeyini gösterir. Özellikle, veri toplanan işletme sayısının az olduğu küçük örneklerde piyasa düzeyleri için ortalama yerine medyan ücreti esas almak daha uygundur. Örnek’te medyan ücret, Tablo 3.4: X İşine Ait 3775’dir. (Örnek sayısının çift olduğu durumlarda medyan, orta sıraya Ücretler düşen iki ücretin –verilen örnekte 3750 ile 3800’ün- ikiye bölünmesi İşletme Aylık Ücret suretiyle bulunur.) (Lichty, 2000: 95-99; Milkovich ve Newman, 2002: 1 2000 255-257; Armstrong, 2006: 683). 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 2450 2700 2750 3000 3200 3500 3500 3600 3750 3800 4000 4000 4000 4000 4500 5000 5300 5500 6000 En düşük ve en yüksek ücret, araştırma kapsamında incelenen her bir anahtar işe ait alt ve üst ücret sınırlarını gösterirler. Tablo 3.4’de verilen örnekte, en düşük ücret 2000; en yüksek ücret 6000’dir. Çeyreklik (kartil/kuvartil) ücret, ücret düzeylerinin büyüklüğüne göre sıralandığı bir serinin yüzde 25’lik dilimlere bölünmesi hâlinde ortaya çıkan sınır ücret düzeylerini ifade eder. Buna göre en düşük ücretten itibaren ilk yüzde 25’e düşen ücret ilk çeyrek(lik) ücret; yüzde 50. sıraya düşen ikinci çeyrek(lik) ücret; yüzde 75. sıraya düşen ücret ise üçüncü çeyreklik ücret olarak adlandırılır. Örnekte, 5. sıradaki 3000 ilk; 10.sıradaki 3750 ikinci ve 15. sıraya düşen 4000 üçüncü çeyreklik ücret seviyelerini gösterir. Yukarıda belirtilen istatistiksel ölçüler işletmenin ücret düzeyleri ile ilgili politikasının belirlenmesinde kullanılır. Bir işletmenin ücret düzeyleri; a) en düşük ve birinci çeyrek civarında belirlendiğinde düşük, b) maksimum ve üçüncü çeyrek civarında belirlendiğinde yüksek ve c) aritmetik ortalama, mod, medyan ve ikinci çeyrek ücret düzeyi civarında belirlendiğinde eşit ücret politikası benimsenmiş olacaktır. Ücret araştırmalarında yukarıda sayılan istatistiksel kavram ve ölçüler dışında iş unvanı, alternatif iş unvanı ve özet iş tanımı gibi kavramlar da önemlidir. İş unvanı, anahtar işler için yaygın olarak kullanılan 56 www.hedefaof.com tanımlamayı; alternatif iş unvanı ise, yaygın olmamakla birlikte aynı iş içeriğini ifade etmek için kullanılan diğer tanımlamaları ifade eder. Örneğin, insan kaynakları işlevinin yöneticiliği için -yaygın- iş unvanı, insan kaynakları müdürü, alternatif unvanlar ise, personel müdürü, personel ve eğitim müdürü vb. olabilir. Tanım ve içeriği aynı olan işlerin unvanı farklı olsa da bu işler aynı işler olarak kabul edilmelidir. Bunun için araştırmalarda işlerin özet tanımlarıyla ilgili bilgiler de toplanmalıdır. Ancak, kimi araştırmalarda, sadece unvan benzerliğine bakılmakla da yetinilebilmektedir ki bu, yukarıda değinildiği gibi bazen hatalı sonuçlar verebilmektedir. Piyasa araştırmasıyla elde edilen veriler analiz edilerek elde edilen sonuçlar karar vericilere rapor edilmelidir. Biçimsel araştırmalarda raporların da bilimsel yazım ve sunum yöntemlerine uygun olması gerekir. Duruma göre, özellikle kulüp araştırmalarında birden fazla araştırma raporu hazırlanması gerekebilir. Böyle bir durumda en kapsamlısı araştırmayı yapan veya yaptıran şirket için hazırlanan rapordur. Katılmacı işletmelere sunulan raporlar ise daha kısa olabilir. Katılmacı işletmelere sunulan raporlarda gizlilik kurallarına uyulmasına özen gösterilmelidir. Üst yönetime sunulan kapsamlı raporlarda ayrıca daha kısa, yöneticiye özet bölümünün olması tavsiye edilir. Tipik bir araştırma raporununun başlıca bölümleri; amaç ve kapsam, yöntem, bulgular ve analiz sonuçları, sonuç ve öneriler şeklinde sıralanabilir. Raporlarda, anahtar işlere ait kısımlar özel bir öneme sahiptir. Bu kısımlarda her bir anahtar işe ait, unvan, özet iş tanımı, en düşük, en yüksek, ortalama ücretler, personel nitelikleri vb. ile ilgili bilgiler sunulur. Yapılan piyasa ücret araştırmasına ilişkin hazırlanacak rapor hangi özelliklere sahip olmalıdır? Elde Edilen Sonuçların Kullanılması İşletmenin yeni ücret politikasına ilişkin doğru, işletme içi mevcut ücret dağılımını temsil eden ücret doğrusu ile piyasadaki yapıyı temsil eden piyasa ücret doğrusu karşılaştırılarak belirlenir. Rekabetin artması, işletmelerin piyasa koşullarını izlemelerini ve dikkate almalarını gerektirmekte, bu ise piyasa ücret araştırmalarının önemini artırmaktadır. Piyasa ücret araştırması sonucunda elde edilen verilerden yararlanılarak ücretleme konusunda stratejik ve rekabetçi bir yaklaşım geliştirilmesi mümkün olur. Piyasa ücret araştırması, işletmenin ücret yapısının oluşturulması için her zaman zorunlu olmasa da yararlı, bazı durumlarda gerekli bir çalışmadır. İşlerin değerini ve işletmece ödenen mevcut ücretlerini bilmek, iç eşitliği sağlayacak yeni bir ücret yapısının oluşturulması için yeterlidir. Bununla birlikte, işletmenin yeni ücret yapısı oluşturulurken söz konusu işlere ait piyasa ücret düzeylerinin dikkate alınması, stratejik ücret yönetimi açısından piyasaya uyum ve dış eşitliği sağlamak için tercih ve tavsiye edilen bir yoldur. Ücretlemede dış eşitliği sağlamak için anahtar işlere ait ücret bilgileri son derece önemlidir. Bu işlere ait piyasa ücret ortalamaları ve iş değerleme sonuçları kullanılarak piyasa ücret yapısı ve bu yapıyı temsil eden Şekil 3.2’de görüldüğü gibi bir piyasa ücret eğrisi (ya da doğrusu) çizilir. Piyasa ücret yapısı işlerin ücretlenmesinde bir kıyaslama ve referans ölçütü olarak kullanılır. İşletmenin ücret düzeylerine ilişkin olarak piyasa ortalamasına göre yüksek, eşit veya düşük ücret politikalarından hangisini tercih edeceği piyasa ücret eğrisi dikkate alınarak belirlenir. 57 www.hedefaof.com Şekil 3.2: Piyasa Ücret Eğrisi Örneği Ücret eğrisi ve ya doğrusu nedir? 58 www.hedefaof.com Özet Genel bir bakış açısıyla piyasa ücret araştırması, belirli bir piyasadaki işverenlerin ücret politika, sistem ve uygulamaları ile anahtar işlere ait ücret düzeylerine ilişkin bir veri toplama ve analiz faaliyeti olarak tanımlanabilir. Geniş anlamıyla piyasa ücret araştırması piyasadaki ücretleme uygulamalarına ilişkin her türlü veri toplama faaliyetlerini içerir. Dar anlamda ise, biçimsel ve sistemli olarak gerçekleştirilen veri toplama ve analiz çabaları, ücret araştırması olarak adlandırılır. Piyasa ücret araştırmaların ortak veya genel amacı, 1) Piyasadaki diğer işverenlerin ve ücretleme politika, yapı, sistem uygulamalarına ilişkin veri toplamak (piyasadaki durumu öğrenmek) ve 2) Bu verilere göre işletmenin ücret politika, yapı, sistem ve uygulamalarını, rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde belirlemek veya ayarlamaktır. Bu genel amaçlar çerçevesinde birçok alt amaçla ücret araştırması yapılabilir. İşletmelerin ücret artış oranlarını, ücret yapısını, yeni işler için başlangıç ücret düzeylerini belirlemek/ayarlamak; toplu pazarlık için ücret teklifi oluşturmak, rakiplerin ücret maliyetlerini tahmin etmek, özel sorunlar için çözüm üretmek gibi amaçlarla araştırması yapmaları mümkündür. Ücret araştırmaları, başvurulan veri kaynaklarına, benimsenen yöntemlere, araştırmanın kim(ler) tarafından ve kimin için yapıldığına vb. göre sınıflandırılabilir. Ayrıca ücret araştırmaları; 1) Biçimsel olmayan ücret araştırmaları, 2) Biçimsel ücret araştırmaları şeklinde de sınıflandırılabilir. Biçimsel araştırmalar, verilerin bilimsel yöntemlere göre toplanıp analiz edildiği araştırmalardır. Biçimsel olmayan araştırmalarda ise, bilimsel yöntemlere uyulmaz. Biçimsel ücret araştırmaları önceden yapılan bir plana, sistemli ve bilimsel yöntemlere uygun olarak gerçekleştirilen araştırmalardır. Bu araştırmaların başlıca aşamaları şu şekilde sıralanabilir: 1) Araştırmanın planlanması (Bu aşamada, araştırmanın amacı, kapsamı, yöntemi, kimlerce yapılacağını içeren araştırma planı hazırlanır.), 2) Veri toplanması (Bu aşamada gerekli veriler, görüşme, anket, ikincil kaynak taraması vb. yoluyla toplanır.), 3) Analiz ve raporlama (Toplanan veriler çeşitli yöntemlerle analiz edilerek, karar almada kullanılır hâle dönüştürülür. Araştırma raporu hazırlanır ve ilgililere sunulur.) ve 4) Sonuçların kullanılması (Raporda sunulan bilgiler, işletmenin ücretleme politika, sistem ve uygulamalarında gerekli değişiklik ve ayarlamaların yapılması için kullanılır.) Birincil kaynak araştırmalarında ücret verileri doğrudan ilgili işletmelerden, bu işletmelerde ücretleme konusunda bilgili yönetici ve personelden sağlanır. İkincil kaynak araştırmalarında ise, veriler çeşitli basılı, yazılı yayınlardan elde edilir. Her iki kaynaktan yararlanmayı içeren karma araştırmalar da söz konusu olabilir. Özel araştırmalar, bir işletme için yapılır. Kulüp araştırmalarında ise toplanan veriler, katılmacı işletmelerce paylaşılır. Kamuya açık araştırmalar ise, isteyen herkesin yararlanmasına açık araştırmalardır. Son olarak ücret araştırmaları, işletme tarafından veya işletme dışı uzman kişi ve kuruluşlarca yapılan araştırmalar şeklinde sınıflandırılabilir. 59 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 1. İşletmelerin kendileri için yaptıkları veya yaptırdıkları piyasa ücret araştırmalarına ne ad verilir? 6. İş eşleştirmesinin asıl amacı aşağıdakilerden hangisidir? a. Kulüp araştırması b. İş unvanlarını standardize etmek b. Özel araştırma c. Uzman araştırması c. İşletmedeki anahtar işlerin piyasadaki eş değerlerini belirlemek d. Biçimsel araştırma d. Ortalama piyasa ücret düzeyini hesaplamak e. Biçimsel olmayan araştırma e. Ücret artış oranlarına karar vermek 2. Aşağıdaki araştırma türlerinden hangisinde ücret verileri yazılı ve basılı kaynaklardan toplanır? 7. Aşağıdaki araştırma türlerinden hangisinde katılımcı işletmeler ücret verilerini birbirleriyle paylaşır? a. Birincil kaynak a. Özel b. İkincil kaynak b. Uzman c. Özel c. Biçimsel d. Biçimsel olmayan d. Kulüp e. Kulüp e. Biçimsel olmayan 3. Aşağıdaki araştırmalardan hangisinde işletmelerden veri toplamak daha güçtür? 8. İnsan kaynakları müdürlüğü işinin alternatif iş unvanı aşağıdakilerden hangisidir? a. Özel a. Üretim müdürlüğü b. Kulüp b. Pazarlama müdürlüğü c. Uzman kuruluşlarca yapılan c. Finans müdürlüğü d. Biçimsel olmayan d. Personel müdürlüğü e. İkincil kaynaklara dayalı e. Satın alma müdürlüğü 4. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin piyasa ücret araştırması yapma amaçlarından biri değildir? 9. Bir işletmedeki işlerin ücret düzeylerini belirlemek için aşağıdaki piyasa ücret verisinden hangisi gereklidir? a. Personelin geliştirmek a. Rakiplerin ücret artış oranları kariyerini planlamak a. İş tanımlarını ortadan kaldırmak ve b. Ücret paketinde hangi özendirici bileşenlere yer verildiği b. Toplu iş görüşmeleri için ücret teklifi oluşturmak c. Anahtar işler için niteliklerini belirlemek uygun c. Rakiplerin yapmadıkları personel değerlemesi yapıp d. İş yerinde sendikanın olup olmadığı d. Genel ücret yapısı dışında kalan danışmanlık, çağrı üzerine çalışma, kısmiesnek çalışma vb.ne göre istihdam edilenlerin ücretlerini belirlemek e. Anahtar işlerin ortalama ücretleri 10. Ücretlemede dış eşitliği sağlamak için ücret düzeylerine ilişkin olarak aşağıdaki politikalardan hangisini uygulamak gerekir? e. Yeni ortaya çıkan ve personel bulmada zorluk çekilenişlerin ücretlerini ve unvanlarını belirlemek a. Düşük ücret b. Gizlilik politikası 5. Eşit ücret politikası uygulamak isteyen bir işletmenin aşağıdaki ücret düzeylerinden hangisini esas alması doğru olmaz? c. Yüksek ücret d. Bazı işlerde düşük, bazılarında yüksek ücret e. Eşit ücret a. Mod ücret b. Ortalama Ücret c. Üçüncü çeyreklik ücret d. Medyan Ücret e. İkinci çeyreklik ücret 60 iş www.hedefaof.com Yaşamın İçinden Ücret beklentisine ne yazsam? Düzenli bir ücret politikasına sahip firmaların, başlangıç pozisyonları için teklif ettiği ücret ve diğer yan haklar, genellikle belirlenmiş oluyor. Çok fazla esnekliğin gösterilmediği bu firmalarda önerilen ücreti kabul veya reddetmekten başka şansınız da bulunmuyor. Bu nedenle de başvurulan şirket, adayın gerçekten çalışmak istediği bir firma ise ücret bölümünün boş bırakılması tavsiye ediliyor. “Bu haneyi boş bırakan adayın, ücret konusunda esnek olduğuna dair genel bir görüş var. Bu nedenle aday, aranan özelliklere sahipse ve ücret bilgisini boş bırakmışsa, mutlaka mülakata çağırılır” diyor insan kaynakları danışmanı Nazlıaka. İş arama sürecinin önemli aşamalarından biri olan ücret belirleme konusunda adayların kafası karışık. Başvuru formlarının ‘kritik’ satırı, “ücret beklentisi” hanesine ne yazmanız gerektiğini uzmanlara danıştık. İş başvurularının en kritik süreçlerinden biri “talep edilen ücret” konusudur. Kimi zaman başvuru formu doldurulduğu esnada kimi zaman da birkaç görüşmenin ardından söz sırası mutlaka “maaş beklentiniz” e gelir. Bazı şirketler birkaç görüşmenin ardından ücret meselesini gündeme getirmeyi tercih ederken bazıları da henüz başvuru aşamasında adaya istediği ücreti sorar. Peki bu kritik süreçte taraflar nasıl davranmalı? Bu zor konuya doğru yaklaşım ne olabilir? Danışmanlık firması Human Resources Management’ın kurucu ortağı Aylin Nazlıaka, “Şirketler, adayın kendisini nasıl konumlandırdığını anlamak için başvuru formlarına ‘istenilen ücret’ bölümü koymayı tercih ediyor. Buraya yazdıkları bilgiye göre de adayları mülakata çağırıp çağırmamaya karar veriyor” saptaması yapıyor. Adayın piyasa ortalamasının altında bir ücret talep etmesinin büyük şirketler tarafından “acaba yetkinliklerine mi güvenemiyor” şeklinde yorumlandığını belirten Nazlıaka, yalnızca düşük kar marjları ile çalışan KOB‹’lerin düşük ücret talep eden adayları kabul ettiğini ifade ediyor. Bu nedenle yapılandırılmış bir ücret sistemi olmayan şirketlerin ücret politikasını, başvuru formlarında belirtilen ücretler belirliyor. Amaç ise istihdam edeceği en iyi adayı, en düşük ücretle işe alabilmek. Büyüklüğü ne olursa olsun eğer firma, adaydan bir ücret belirtmesini bekliyorsa direkt bir rakam yerine, ücret aralığı yazmanın daha doğru olacağını belirtiyor uzmanlar. Adaylara bir de tavsiyeleri var: Başvuruda bulunacağınız firmanın ücret yapısını ve söz konusu pozisyona, o sektörde hangi aralıklarda ücret ödendiğini mutlaka araştırın! Eğer halihazırda çalışan iseniz veya araştırma yapmadan gittiyseniz, eski işinizden aldığınız maaşın biraz üzerinde bir fiyat istemek doğru yol olarak kabul ediliyor. Ancak bu durum, başvurduğunuz işin büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir. Ücret talebinde kritik tavsiyeler: 1) Mülakatlarda ücret konusuna olabildiğince geç girmeye çalışın. 2) Maaş konusunu tartışmaktan çekinmeyin. Teklif edilen ücreti, karşı çıkmadan kabul etmek zorunda değilsiniz. 3) İstediğiniz rakama dair aşırı ısrardan kaçının. 4) Kesinlikle çalışmak istediğiniz bir şirketse “talep edilen ücret” kısmını boş bırakın. 5) Mutlaka ücret yazmanız istenirse tek bir rakam yerine ücret aralığı yazmayı tercih edin. 6) Başlangıç ücret miktarı şirketlerin yapısına göre değişse de genelde yabancı şirketler yeni mezunları, yerellere göre daha yüksek maaşla işe alır. 7) En yüksek başlangıç ücreti ise bin ila 2 bin 500 TL arasında değişen rakamlarla bilişim sektöründe. Bunu finans ve muhasebe dalları takip ediyor. 8) Lisans, yüksek lisans ve doktora dereceleri ise şirketlerin (ne yazık ki) sadece dörtte birinde giriş maaşını etkiliyor. 9) Lisans durumuna önem veren şirketler, yüksek lisans ve doktorası olan mezunlara yüzde 10-15 daha fazla ücret veriyor. Kritik süreçte “Bu pozisyon için beklediğiniz ücret düzeyi nedir?” sorusunun artık kemikleşmiş birkaç cevabı bulunuyor. Bu cevaplar şirketin büyüklüğüne, adayın halihazırda çalışıp çalışmadığına, açık pozisyona ve hatta kişinin yetiştiği çevreye göre değişiklik gösterse de “Önemli olan çalıştığım yerdeki huzurum”, “Kişisel gelişimime önem veriyorum” ya da “Hak edene gerekli ücreti vereceğinizi düşünüyorum, zaten kendimi gösterir hak ederim” gibi klişe cevaplar artık ‘para’ etmiyor. İnsan kaynakları danışmanlarının ortak görüşü ‘iş görüşmesine gittiğinizde ya da başvuru formu doldururken, ücret kısmını açık veya tartışılabilir bırakmakta fayda var’ şeklinde. Nazlıaka “Eğer kesinlikle çalışmak istediğiniz bir firmaya başvurduysanız ücret bölümünü boş bırakın” önerisinde bulunuyor. Kaynak: http://www.isteinsan.com.tr 61 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 2 Piyasa ücret araştırması işletme içi ücret yapısının tasarımı için zorunlu olmasa da yararlı bir veri kaynağıdır. İşlerin değerini ve işletme tarafından ödenen mevcut ücretleri bilmek iç eşitliği sağlayacak yeni bir ücret yapısının tasarlanması için yeterlidir. Bununla birlikte işletmenin yeni ücret yapısı oluşturulurken söz konusu işlere ait piyasa ücret düzeylerinin dikkate alınması stratejik ücret yönetimi bağlamında piyasaya uyum ve dış eşitliği sağlama açısından tercih ve tavsiye edilen bir yoldur. Bu doğrultuda çoğu işletme iç ücret yapısını ve düzeylerini belirlemek için piyasa ücret verilerinden yararlanmaktadır. 1. b Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması ve Türleri” bölümünü gözden geçiriniz. 2. b Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması ve Türleri” bölümünü gözden geçiriniz. 3. a Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması ve Türleri” bölümünü gözden geçiriniz. 4. a Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırmasının Amaçları” bölümünü gözden geçiriniz Sıra Sizde 3 5. c Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. Her raporun kendine özgü içeriği, biçimi ve anlatımı vardır. Bu bağlamda bir rapor hazırlama süreci geleneksel kompozisyon derslerinde önerilenlerden öte bazı bilgi ve beceriler gerektirir. Öncelikle her raporun kendi içinde belli ve bilinen bir sistemi yansıtan bir iç tutarlılık sergilemesi gerekir. Hazırlanan rapor yapılan çalışmanın ve çalışmayı yapanın niteliklerini yansıtan en somut belgedir. Bu yönüyle de açık bir değerlendirme aracıdır. Genelde, içerik ve biçim açısından, raporların hazırlanmasında üç temel amaç gözetilir. Bunlar; 1) Amaca uygunluk, 2) Anlaşılırlık, 3) Etkililiktir. Raporlar hazırlanış amacına uygun bir içerik ve yapıda olmalı, dil ve anlatım yönünden okuyucu kitle tarafından kolayca anlaşılmalıdır. Türkçe dil bilgisi kurallarına uyularak ulaşılan sonuçlar açık, anlaşılır bir dille kaleme alınmalıdır. Raporda araştırmanın amacı, kapsamı, varsayımları ve kısıtları, kullanılan yöntem ve başvurulan kaynaklar açıklanmalıdır. 6. c Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz 7. d Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. 8. d Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. 9. e Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. 10. e Yanıtınız doğru değilse “Piyasa Ücret Araştırması Süreci” bölümünü gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Araştırma bilginin bulunması, geliştirilmesi ve gerçeğe uygun olup olmadığının kontrol edilmesi için harcanan çabadır. Araştırmanın bilimsel nitelik kazanabilmesi ve bilimsel bir amaca hizmet edebilmesi için bilimsel yöntemle, bir başka deyişle belli kurallara, yöntemlere ve tekniklere uyularak yapılması gerekir. Bilimsel yöntem, kanıtlanmış bilgi elde etme sürecidir. Bilimsel araştırma ya da bilimsel süreç, problemin tanımı ile başlar. Çıkış noktası ne olursa olsun, ancak iyi tanımlanabilen problemlerde çözüme ulaşmak olasıdır. Bilimsel süreç genelde yoğun gözlem, algılama, hüküm verme, ayrıntılı deney ve testlerden ve bunlar arasındaki yanılsamalardan sonra genel çözüme ulaşır. Bu süreçte önce saçmalıklar, bariz hatalar olmak üzere yanıltmalar ayıklanır, engeller saptanır ve uygulandıkça yetersizlikler ortaya konur. Sıra Sizde 4 Ücret doğrusu ya da eğrisi, işlerin göreli değeri ile ücret düzeyleri arasındaki ilişkinin grafiksel olarak gösterilmesini ifade eder. Bu doğru, aynı zamanda işlerin ücret derece ve aralıklarının belirlenmesinde de kullanılır. Ücret politikası doğrusu diye de adlandırılan yeni doğrunun hem iş değerlemesi hem de ücret araştırması sonuçlarına uygun olması istenir. Böylece yeni yapı hem iç eşitlik veya uyum, hem de dış eşitlik veya rekabetçilik özelliklerine sahip olacaktır. 62 www.hedefaof.com Yararlanılan Kaynaklar Acar, A. C. (2007). İşletmelerde Ücret Yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama. İstanbul: LitaretürYayınları. Bazal, F. (2006). “Sektörün Ücret Liderleri” Capital, http://www.capital.com.tr/haber. aspx?HBR_KOD=3446 (Erişim: 27 Mart 2009) (Erişim: 27 Mart 2009). Acar, A. C. (2007). İşletmelerde Ücret Yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama. İstanbul: LitaretürYayınları Benligiray, S. (2007). İstanbul: Beta Basım. Armstrong, M. (1997). Employee Reward. 2nd. Ed., London: Institute of Personnel and Development. Karasar, N. 81998). Bilimsel Araştırma Yöntemi. 8. Basım, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Ataay, İ. D. (1990) İş Değerlendirme ve Başarı Değerlendirme Yöntemleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını, No: 235, İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, No:128. Lichty, D. T. (2000). “Compensation Surveys”; The Cpmpensation Handbook: State-of-theArt Guide to Compensation Stratetegy and Design; Ed.: Lance A.Berger ve Dorothy R.Berger, New York: McGraw-Hill, ss.91-97. Ataay, İ. D. (2000). “İşletmelerde Ücret Yönetimi” İnsan Kaynakları Yönetimi, T.Kaynak ve diğ., İstanbul: İÜ İşletme Fakültesi Yayını, No:276, İÜ, İşletme Fakültesi İİE Yayını, No:406, ss.251-336. Lichty, D. T. (2000). “Compensation Surveys”; The Cpmpensation Handbook: State-of-theArt Guide to Compensation Stratetegy and Design; Ed.: Lance A.Berger ve Dorothy R.Berger, New York: McGraw-Hill, ss.91-97. Ataay, İ. D. ve Acar, A. C. (2008). “Ücret Yönetimi” İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.399504. Milkovich, G. T. and Newman J. M. (2002). Compensation. 7th ed., Boston: McGraw-Hill. …..”Ücret beklentisine ne yazsam? http://www.isteinsan.com.tr/kariyerim/ilkisim/ ucret_beklentisi_ne_ne_yazsam.html (Erişim: 26 Mart 2009) Ataay, İsmail D. (2008). “İş Değerleme”, İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.343-398. 63 Yönetimi. Dreher, G. F. and Thomas W. D. (2002). Human Reseource Strategy: A Behavioral Perspective For The General Manager. Boston: McGraw-Hill. Armstrong, M. (2006). Handbook Of Human Resource Management Practice. 10th Ed., London, Gbr: Koganpage, Limited. Ücret www.hedefaof.com 4 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; İşlerin ücretlendirilmesi aşamasında dikkate alınması gereken faktörleri ifade edebilecek, İşe dayalı yapılarda işlerin ücretlendirilmesi sürecini ve sürecin ayamalarını özetleyebilecek, Kişiye dayalı yapılarda işlerin ücretlendirilmesi sürecini ve sürecin ayamalarını özetleyebilecek, İşe dayalı yapılar ile kişiye dayalı yapılarda ücretlendirmenin farklılıklarını açıklayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ücret Ücret Bandı Ücretlendirme Ücret Basamağı İşe Dayalı Ücret Yapıları Ücret Yapısı Kişiye Dayalı Ücret Yapıları Nokta Ücretlendirme Ücret Aralığı Toplu Ücretleme İçindekiler Giriş İşlerin Ücretlendirilmesi İçin Stratejik Kararların Verilmesi İşe Dayalı Yapılarda İşlerin Ücretlendirmesi Kişiye Dayalı Yapılarda Ücretlendirme 64 www.hedefaof.com İşlerin Ücretlendirilmesi GİRİŞ Ücret yapısı veya farklılıkları makro ve mikro düzeyde ele alınabilir. Makro düzeyde (işgücü piyasasında) ücret yapısı coğrafi bölgeler, işkolları, toplumsal kesim veya gruplar, meslekler, belirli nitelik seviyeleri, işletmeler vb. arasındaki ücret farklılıklarını ifade eder. Mikro seviyede yani örgüt düzeyinde ücret yapısı, bir işletme örgütü içindeki ücret farklılıklarıyla ilgilidir. Örgütlerde ücret yapısı, farklı iş ve becerilere göre ücretlerin sıralanışını veya düzenini ifade eder. Örgütsel ücret yapısı, örgüt içindeki farklı işlerdeki personelin ücretleri arasındaki farklılıklar yanında piyasaya göre örgütün ücret düzeylerinin durumunu da yansıtır. Başka bir deyişle, örgütün ücret yapısı, piyasa ücret düzeyleri ve yapısı ile doğrudan veya dolaylı olarak bir etkileşim içindedir. Bu nedenle, mikro ve makro düzeyde ücret yapılarını birbirinden tamamen bağımsız olgular olarak görmek, doğru değildir. İşletme ücret yapıları, piyasa ücret yapılarından az ya da çok ama mutlaka etkilenecektir. Diğer yandan, piyasa ücret yapıları, söz konusu piyasada yer alan örgütsel ücret yapılarının toplamı veya sonucu olarak da kabul edilebilir. İşlerin ücretlendirilmesi, göreceli değerlerine ya da önem ve güçlük derecelerine göre temel ücret düzeylerinin ve farklılıklarının belirlenmesini içerir. Bu, ücret yönetimi yazınında işe dayalı ücret yapısının oluşturulması olarak adlandırılır. Bu süreçte, genellikle temel ücret-değişken ücret-ek yararlar ve sosyal yardımlardan oluşan toplam ücret paketinin en önemli bileşeni olan temel veya kök ücretler belirlenir. Ücret yapısının nesnel temellere dayalı olarak oluşturulması, ücretlemede iç ve dış eşitliği, ücret memnuniyetini sağlamak, böylece personel ve işletme performansını geliştirmek açısından son derece önemli bir çalışmadır. Bu ünitede işlerin ücretlendirilmesi süreci incelenecektir. İŞLERİN ÜCRETLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN STRATEJİK KARARLARIN VERİLMESİ Ücret yapılarının oluşturulması sürecinde öncelikle bazı stratejik kararların verilmesi ve yapıların bu kararlara göre biçimlendirilmesi gerekir. Ücret yapılarının bazı özelliklere sahip olması gerekir. Ücret yapıları: 1) Örgütün amaç ve stratejilerinin gerçekleştirilmesine uygun olmalı ve katkı sağlamalı, 2) Örgütün iş ve örgüt yapısı, işgücü özellikleri vb. özelliklerine uygun olmalı, 3) Personel için adil ve 4) Çevre koşullarına uygun olmalıdır. Bu özellikler doğrultusunda ücret yapılarına ilişkin olarak bazı konularda karar verilmelidir. Sözkonusu kararlar kaç tane ücret yapısının olacağı, ücret yapısının işe dayalı mı kişiye dayalı mı olacağı, iç eşitliğin mi dış eşitliğin mi önemseneceği, eşitlikçi mi seçkinci mi olunacağı, ücret düzeylerinin piyasaya göre konumunun ne olacağı konularında kararlar verilmelidir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir örgütte tek bir ücret yapısının olması gerekli değildir ve çoğu durumda uygun da değildir. Bir örgütteki tüm işlerin ve bu işleri yapan personelin ücretleri tek bir ücret yapısı ile düzenlenebileceği gibi yönetsel, profesyonel, teknik, satış, el işçiliği vb. iş ve personel grupları için farklı ücret yapıları oluşturulabilir. Hatta üst düzey yöneticiler gibi bazı gruplar, biçimsel yapı dışında tutulabilir. Uygulamada, genellikle saat ücretli ve aylıklı iş grupları için ayrı ücret yapıları geliştirilmektedir. Benzer şekilde, yönetsel ve profesyonel işler-üretim işleri-büro işleri için farklı yapılar 65 www.hedefaof.com uygulanması yaygındır. Bunların yanısıra, yüksek ve düşük ücretli iş grupları, teşvikli ücret uygulanan ve uygulanmayan işler vb. için de ayrı yapılar geliştirilebilir (Bkz. Tablo 4.1). Farklı iş grupları için birden fazla ücret yapısı oluşturulmasının iki temel nedeni vardır. İlki, farklı tipteki işleri birbirleriyle karşılaştırmak ve tek bir iş yapısı altında toplamak pek kolay değildir. İkincisi, belki daha önemlisi, farklı iş grupları için uygun ücret doğrularının oldukça farklı olmasıdır. Örneğin, genellikle mavi yakalı işler için düşük eğimli, yönetsel işler içinse oldukça yüksek eğimli ücret doğruların söz konusu olması ve bu ücret doğruları arasında bir bağlantı ve geçişimin olmaması gibi nedenler örgüt içinde birden fazla yapı oluşturulmasına yol açabilmektedir. Tablo 4.1: Farklı İş Grupları İçin Farklı Ücret Yapıları Örneği Yönetsel Grup Teknik Grup Büro İşleri Genel müdür yard. Baş mühendis İdari Amir Bölüm müdürü Şeflik Kıdemli mühendis Uzman mühendis Yönetici sekreteri Sekreter Proje yöneticiliği Gözetmenlik Mühendis Tekniker Bilgi işlemci Büro elemanı Teknisyen İşe dayalı Yetkinliğe dayalı İş dayalı Üretim İşleri Montajcı I Muayeneci I Paketleyici Malzeme İşleyici I Muayeneci II Montajcı II Pres Operatörü Değirmenci Makinist I Üretim operatörü Beceriye dayalı Kaynak: Mikovich, 143. Örgütte bir veya birden çok ücret yapısının olması, kullanılan iş değerleme yöntemine de bağlıdır. Sıralama, sınıflandırma ve faktör karşılaştırma yöntemleri istendiğinde, örgütteki tüm işleri içeren bir iş yapısı ve buna bağlı olarak tek bir ücret yapısı oluşturmaya elverişlidir. Buna karşın bu yöntemlerin de genellikle tüm işleri değil, ana iş gruplarını değerlemek için kullanıldığı da belirtilmelidir. Puan yöntemi ise, diğerlerine kıyasla çoğunlukla belirli iş grupları için ayrı planlar oluşturularak uygulanır. Çünkü, bu yöntemde kullanılan faktörler ve bunların puan ağırlıkları, ana iş grupları arasında ciddi farklılıklar gösterebilmektedir. Birden fazla ücret yapısı oluşturulması piyasa ücretleri ile işletme ücret düzeyleri arasındaki çatışmaları azaltmak için de kullanılabilir. Böylece, piyasaya bağımlı iş ailelerine ait yapılar böyle olmayan iş ailelerinin yapılarını bozmamış olur. Örgüt içinde ayrı ücret yapılarının olması durumunda, özellikle iç eşitliğin sağlanması ve ayrımcılığa düşülmemesine dikkat edilmelidir. Örgütte yer alacak ücret yapılarının sayısı ve türü; 1) Farklı iş kollarına giren ve farklı işlevler için farklı beceriler gerektiren ayrı iş hatlarının varlığı, 2) Farklı işgücü piyasaları ve ücret profillerine sahip farklı iş gruplarının bulunması, 3) Farklı kültürler veya çalışma çevrelerinin olması (mesela, kendini yöneten iş takımlarını içeren müşteri-hizmet örgütleri (geniş band sistemi içinde beceriye dayalı bir yapı olabilir); veya işlevsel olarak örgütlenmiş üretim iş yeri (daha kademeli, adımlar içeren bir yapı) ve 4) İşletmenin, hepimiz birimiz içinci bütüncül (tek yapı) bir örgüt mü yoksa, mekezkaç, girişimci (çok yapı) bir örgüt mü istediği, gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Ayrıca, örgütteki farklı yapılar, gerek dayandıkları ölçüt, gerekse yapısal özellikler bakımından farklılıklar gösterebilir. Örneğin, yönetsel, teknik, büro ve üretim işleri için ayrı yapılar oluşturulabilir. Bunlardan yönetsel işlerle büro işleri, iş değerlemesine; teknik işler, yetkinliklere ve üretim işleri beceriye dayalı olarak tasarımlanabilir. İşlerin ücretlendirilmesinde en önemli ilke ve amaç nedir? 66 www.hedefaof.com İŞE DAYALI ÜCRET YAPILARINDA İŞLERİN ÜCRETLENDİRİLMESİ İşlerin ücretlendirilmesi için öncelikle iş değerlemesi yapılarak işlerin göreli değerinin belirlenmesi gerekir. Bunu bir iş hiyerarşisinin oluşturulması ve iş hiyerarşisindeki farklı değerdeki her bir iş veya iş grubu için farklı ücret düzeylerinin belirlenmesi aşamaları izler. Daha sonra ücret yapısı uygulanır. İşlerin Sıralarının Belirlenmesi ve Gerekli Düzenlenmelerin Yapılması İşlerin, eşit değerde işe eşit ücret ilkesine göre ücretlendirilmesi için, önce iş değerlemesinin yapılması gerekir (Bkz. Şekil 4.1). İkinci ünitede ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi, iş değerlemesi; iş analizleri yoluyla iş tanımları ve gereklerinin hazırlanması, bu iş tanımları ve gerekleri kullanılarak, belirli faktörlere (beceri, çaba, sorumluluk gibi) ve en uygun yönteme (sıralama, sınıflama, puan, faktör karşılaştırma) göre işlerin değerlenmesi ve göreli değerlerinin belirlenmesini içerir. Göreli değerlerine göre işlerin sıralanmasıyla, iş yapısı veya hiyerarşisi ortaya çıkar. Daha sonra, iş yapısındaki farklı değerdeki işler veya iş grupları, işletme içi mevcut ücret düzeyleri ve piyasa ücret düzeyleri de göz önüne alınarak, ücretlendirilir. Şekil 4.1: İş Değerlemesine Göre İşlerin Ücretlendirilmesi Kaynak: Gomez-Meija ve Balkin, 1992: 11’den uyarlanmıştır. İşlerin ücretlendirilmesi iki temel adımda gerçekleştirilir: 1) İş yapısının veya hiyerarşisinin düzenlenmesi, 2) İş yapısındaki farklı değerdeki her bir tekil iş veya iş grubu için ücretlerin belirlenmesi. İş yapısının oluşturulması için iş değerlemesinden; ücret düzeylerinin belirlenmesi için ücret analiz ve araştırmalarından yararlanılır. İş yapısının düzenlenmesi, işlerin göreli değerlerine göre tek tek veya gruplandırılarak sıralanmasını ifade eder. İkinci adımda ise, farklı değerdeki her bir iş veya iş grubu için, tek bir ücret haddi mi, yoksa bir ücret aralığı mı belirleneceğine karar verilir. Ücretlendirme sürecinde, önce iş yapısı ve ücretlendirme yaklaşımı konusundaki seçeneklere göre, Tablo 4.2’de verilen ücret yapısına karar verilmelidir. 67 www.hedefaof.com Tablo 4.2: İş ve Ücret Yapısını Oluşturmada Temel Tercihler İş Yapısı Ücretleme yaklaşımı İşlerin tek tek sıralanması İşlerin gruplanarak/sınıflanarak sıralanması Tek bir ücret haddi Nokta ücretleme Basamak tipi yapı Ücret aralığı Tekil iş ücret aralıkları Band, braket veya alan tipi yapı İş yapısı ve ücret düzeylerine ilişkin tercihlere göre dört temel ücret ücretlendirme yapısı ortaya çıkar: 1) İşleri tek tek ücretlendirme: a) Her iş için tek bir ücret düzeyi belirleme (Nokta ücretleme), b) Her iş için ücret aralıkları belirleme (Tekil iş ücret aralıkları), 2) İşleri gruplandırarak (toplu) ücretlendirme: a) Her iş grubu için tek bir ücret belirleme (Basamak tipi yapı), b) Her iş grubu için ücret aralıkları belirleme (band tipi ücret yapısı). Bu yapılar içinde en yaygın olanı, her bir iş grubu(kademesi) için belirli aralıklarda değişen ücretler verilmesini öngören band tipi ücretlemedir. Sözkonusu ücret yapıları, aşağıda ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İşlerin ücretlendirilmesinde ilk adım, iş değerlemesi sonuçlarına göre işleri sıralamaktır. İşlerin tek tek veya gruplar halinde sıralanmasıyla, iş hiyerarşisi veya iş yapısı ortaya çıkarılmış olur. İş sıralaması, kullanılan iş değerleme yöntemine göre farklılık gösterir. Tablo 4.3’de görüldüğü gibi, sıralama yönteminde işler en önemliden en az önemli işe doğru (veya tam tersine) numaralandırılarak sıralanır. Puan ve faktör karşılaştırma yöntemlerinde iş sıralaması, işlerin puan veya para değeri büyüklüğüne göre yapılır. Sınıflandırma yöntemi ise, otomatik olarak sınıflanlandırılmış (gruplandırılmış) halde iş yapısını(sırasını) verir. Tablo 4.3: Farklı Yöntemlere Göre İş Değerleme Sonuçları İş unvanı Elektrik ustabaşılığı Mekanik ustabaşılığı Kalıp ustalığı Tesviyecilik Elektrikçilik Tornacılık Kaynakçılık ..................... Meydancılık Sıralama Yöntemi (İş sırası) 1 Değerleme Yöntemlerine Göre İş Değerleme Sonuçları ve İş Sırası Puan/faktör Karşılaştırma Yöntemleri Sınıflandırma Yöntemi (Puan/para büyüklüğüne göre iş (İş sınıfları halinde sırası) sıralama) 850 Sınıf.1 2 825 3 4 5 6 7 ...... 37 756 678 670 655 630 ........ 240 Sınıf.2 Sınıf.3 Sınıf Sınıf . . İş değerleme sonuçlarına göre ortaya çıkan iş sırası, genellikle, işlerin ücretlendirilmesinde benimsenen yaklaşıma göre düzenlenir. Ücret yapısının oluşturulması sürecinde, amaca göre düzenlenen bu iş yapısı esas alınır. Ücretleme amacıyla iş yapısının düzenlenmesi konusunda, iki temel yaklaşım vardır: 1) İşleri tek tek ücretlendirme (tek ücretleme) ve 2) İşleri gruplandırarak ücretlendirme (toplu ücretleme). Tek ücretleme, farklı değerdeki her bir işe farklı ücret verilmesini öngörür. Bu yaklaşım benimsendiğinde, her işin (sıralama, puan ve faktör karşılaştırma yöntemlerinden birine göre) değerinin belirlenmesi ve buna göre sıralanması yeterlidir. Bu tür ücretlemede, farklı değerdeki iş sayısı kadar farklı ücret düzeyi belirlenir. Örneğin, farklı değerde 50 iş varsa, 50 adet farklı ücret düzeyi veya aralığı belirlenir. Tek ücretlemenin iki türü vardır. Bunlardan biri nokta ücretleme, diğeri tekil iş ücret aralığıdır. Nokta ücretlemede farklı değerdeki her bir iş için tek bir ücret haddi belirlenir. Bu yaklaşımda ücret politikası eğrisi veya doğrusu ücret yapısını gösterir. Her işin temel ücreti söz konusu işin puan değerinden çizilen bir dikmenin yeni ücret yapısını temsil eden ücret politikası doğrusuyla kesiştiği noktaya denk gelen (Üc) ücret düzeyidir (Bkz. Şekil 4.2). Tek ücretlemenin tekil iş-ücret aralığı olarak 68 www.hedefaof.com adlandırılan ikinci biçiminde, farklı değerdeki her bir iş için farklı ücret aralıkları (taban ve tavan ücret sınırları) belirlenir (Bkz. Şekil 4.3). Tek ücretleme, işler arasındaki değer farklılıklarını bire bir ücretlere yansıtmayı öngördüğünden, eşit değerde işe eşit ücret (ücret adaleti) ilkesine uygundur. Ancak, tek ücretleme çok sayıda ücret düzeyinin ortaya çıkmasına (ve buna bağlı karışıklıklara) yol açması ve nokta ücretlemede, işin değeri dışındaki faktörlere göre ücret farklılığına izin vermemesi vb. nedenlerle kullanışlı ve esnek olmayan bir yapıdır. Bu nedenlerle, tek ücretleme fazla kullanılmayan bir ücretleme biçimidir. Bununla birlikte, az sayıda ve önem dereceleri oldukça farklı işlerin bulunduğu ve personeln ücret adaletine fazlaca önem verdiği durumlarda özellikle tekil iş ücret aralığı yapısı benimsenebilir. Şekil 4.2: Nokta Ücretleme: Her İşe Tek Ücret Haddi Uygulamada yaygın bir yaklaşım olan toplu ücretleme ise, yakın değerdeki işleri gruplandırılarak, her iş grubuna farklı ücretler verilmesini içerir. Sınıflandırma yöntemine göre iş değerlemesi, otomatik olarak bu tür ücretlemeye uygun bir iş yapısını verir. İşler diğer yöntemlere göre değerlendiğinde ise, iş yapısının yeniden düzenlenmesi ve iş gruplarının oluşturulması gerekir. Bu tür ücretlemede, aynı gruba giren tüm işler eşit değerde sayılır ve aynı düzeyde veya aralıkta ücret alırlar. Örneğin, iş değerleme puanları 250 ile 300 arasında olan işler bir grup olarak tanımlandığında, bu puan aralığındaki tüm işlerin ücret düzey veya aralığı aynı olur. Toplu ücretlemenin yaygın iki türü vardır. Bunlardan biri basamak tipi ücret yapısı, diğeri band tipi ücret yapısıdır. Son yıllarda ortaya çıkan geniş band yapısı, iş sınıflarının ve ücret aralıklarının oldukça geniş bir şekilde tanımlanan bant tipi ücret yapısının bir türüdür. Şekil 4.3: Her Bir İş İçin Ücret Aralıkları Öngören Yapı Basamak tipi ücretlemede, iş yapısındaki her bir iş grubu (ve bu gruba giren tüm işler ve personel) için tek bir ücret düzeyi belirlenir (Bkz. Şekil 4.4). 69 www.hedefaof.com Basamak tipi ücretleme, aynı sınıftaki işler arası nitelik ve önem farkının az olduğu, personelin iş rotasyonu veya takım çalışması biçiminde sık sık grup içindeki farklı işlerde çalıştırıldığı durumlar için uygundur. Bu tip ücretleme, daha yalın ve basit olmakla birlikte, işler arası değer farklılıklarını ücretlere yansıtma (ücret adaleti) bakımından zayıf bir yapıdır. Ayrıca, iş grupları için sadece bir tek ücret düzeyi belirlendiğinden; işin değeri dışındaki deneyim, beceri ve performans gibi etmenlere göre ücret farklılaştırılması yapılmasına ve yapı içinde söz konusu etmenlerin de yönetilmesine elverişli değildir. Band tipi ücretlendirme, en yaygın ücret yapısı türüdür. Bu tür ücretlendirmede, belirli değer aralığına giren her bir iş grubu (job grade) için belirli ücret aralıkları belirlenir. Örneğin, iş değerleme puanı 200300 arasında olan işlerin taban (en düşük) ücreti 1000, tavan(en yüksek) ücreti 2000’dir denildiğinde bant tipi yapı ortaya çıkar. Bu tür ücretlemede, aynı iş grubunda bulunan personele, o derece için belirlenen taban ve tavan ücret sınırları arasında ücret ödenir. Ücret aralığı içinde ilerleme veya ücret farklılaşması personelin kıdem, performans, yetkinlik veya katkı vb. niteliklerine dayalı olarak gerçekleşir. İşin değeri dışındaki faktörlere göre kişiler arasında ücret farklılaştırmasına olanak sağlaması ve esnekliği nedeniyle uygulamada en fazla benimsenen ücret yapısıdır. Uygulamada yaygın band tipi ücret yapısının görünümü, Şekil 4.5’de verildiği gibidir. Bununla birlikte, iş gruplarının ve ücret aralıklarının nasıl tanımlandığına, gruplar arasında öngörülen ücret farkının ne kadar ve nasıl olacağına, ardışık bandların konumuna göre farklı band yapıları ortaya çıkar. İ Gruplarının Belirlenmesi İş gruplarının belirlenmesi önem ve güçlük bakımından bir birine yakın olan işlerin, birbirini izleyen gruplara (sınıflara) ayrılmasını ifade eder. Ücretleme açısından aynı grupta yer alan tüm işler, eşdeğer kabul edilir. İşlerin kaç gruba ve nasıl bölüneceği, kullanılan iş değerleme yöntemi, iş sayısı, iş değerleme sonuçlarına göre işlerin nasıl dağılım gösterdiği, örgüt-iş yapısı vb. faktörlere bağlıdır. Yapı içindeki iş grubu sayısı, iş sayısına ve işlerin değer bakımından dağılımına göre, genellikle 6-8 ile 15-18 arasında değişebilir. İşler, sınıflandırma yöntemine göre değerlendiyse, sınıf sayısı ve yapısı zaten bellidir. Diğer yöntemlerde, sınıf sayısı ve yapısı, sözü edilen faktörlere göre, sıra veya puanları yakın işler gruplandırılarak belirlenir. Örneğin, braket tipi ücretlemede ilk beş sıradaki veya puanı 900’ün üzerindeki işler birinci, sonraki beş iş veya 850-899 puan aralığındaki işler ikinci grup (braket) olacak şekilde düzenlenir. İş değerlemede yaygın olarak kullanılan puan yönteminde, işleri eşit puan aralıklarına göre sınıflandırmak yaygın ve pratik bir yaklaşımdır. Örneğin, 50 tane iş değerlenmiş ve hepsinin iş değerleme puanları (en düşüğü 230, en yükseği 930 olmak üzere) farklı çıkmış, olsun. İş gruplarının puan sınırları=En yüksek Puan-En düşük Puan/ İstenen Sınıf Sayısı formülüne göre belirlenebilir. İşler 7 gruba ayrılacaksa, (930-230)/7=100 sonucuna göre 100’er puanlık aralıklarla 230-329 puan arası 1.; 330-429 puan arası 2.grup...vb. şeklinde iş sınıfları tanımlanır. 70 www.hedefaof.com Bu yaklaşım, her zaman uygun olmayabilir. Unvan ve tanım, hiyerarşik düzey vb. bakımından benzer işlerin aynı veya yakın iş sınıflarına düşmesi de istenen bir durumdur. Bu nedenle, iş sınıflarının iş değerleme sonuçları yanında, diğer benzerlikleri de dikkate alarak ve personelin katılımıyla belirlenmesi uygun olacaktır. İ Yapısına Göre İ lerin Ücretlerinin Belirlenmesi İ yapısı olu turulduktan sonra i letme içi ve piyasa ücret analizlerinden yararlanılarak tek ücretlemede her bir i ; toplu ücretlemede i grupları için hedef ücret düzeyleri ve/veya ücret aralıkları belirlenerek ücret yapısı olu turulur. İş değerlemesi sonuçlarına göre işlerin ücretlendirilmesi için, yeni ücret politikası eğrisinin çizilmesi gerekir.Ücret eğrisi (ya da doğrusu), istatistiksel anlamda, iş değerleme sonuçları ile işlere ait ortalama ücretlerin ilişkisini yansıtan bir eğilim (trend) veya regresyon fonksiyonudur.Yeni ücret politikası eğrisi, farklı değerdeki işlerin olması istenen ücret düzeylerini, bir başka deyişle yeni ücret yapısını gösterir. Şekil 4.4: Basamak Tipi Ücret Yapısı Ücret politikası eğrisi; 1) İşletme içi mevcut ücret dağılımını/yapısını temsil eden mevcut ücret eğrisi, 2) Piyasa ücret yapısını temsil eden piyasa ücret eğrisi ve 3) Ücret yapısını etkileyen diğer faktörler dikkate alınarak çizilir. Ücret eğrilerini çizmek için, iş değerleme sonuçlarına göre işletme içi mevcut ücretler ve anahtar işlerin piyasa ücretleri incelenmelidir. Bu konuda kullanılabilecek bir çizelge örneği Tablo 4.4’de verilmiştir. Şekil 4.5: Band Tipi Ücret Yapısı 71 www.hedefaof.com Tablo 4.4: İş Değerleme Sonuçlarına Göre Mevcut İşletme ve Piyasa Ücretlerinin Analizinde Kullanılabilecek Bir Çizelge Örneği İşin Mevcut Ücreti Personel Sayısı Ortalama Ücret Gideri En yüksek İş Değerleme Puanı/Sınıfı (Derecesi) (Sıralı) Ortalama İş Unvanı En Düşük İş/Sınıf Sıra/No Anahtar İşlerin Piyasa Ortalama Ücreti İşletmenin mevcut ücret eğrisi, iş değerleme sonuçları ile bu işlere işetm tarafından ödenen mevcut ortalama ücretler kullanılarak çizilir. Piyasa ücret eğrisi içinse, anahtar işlerin piyasa ortalama (mod veya medyan olarak) ücret düzeyleri kullanılır. İşlerin değeri x; ortalama ücretleri y ekseninde olacak şekilde ücret dağılım diyagramı düzenlenir. Her bir işin diyagramdaki yeri, ücret ve puan değerlerinin kesiştiği noktalar şeklinde gösterilir. Bu noktaların sergilediği dağılımı temsil edecek şekilde ücret eğrisi çizilir. Bu eğri (ya da doğru) işletmenin veya piyasanın ücret yapısını gösterir. Ücret eğrileri, göz kararıyla (kestirme yoluyla) yaklaşık olarak veya istatistik yöntemlerden yararlanılarak çizilebilir. Göz kararıyla çizimde, eğrinin ücret dağılımını en iyi şekilde temsil etmesi veya ortalamasına özen gösterilir. İstatistiksel yöntemde trend veya regresyon tekniklerinden yararlanılır. Bu konuda istatistik paket programları ve bilgisayarlar kullanılır. Ücret doğrularının grafiksel görünümü, Şekil 4.6’da verildiği gibidir. İşletmenin mevcut ücret eğrisi, mevcut ücretlerin işlerin değeriyle ne ölçüde uyumlu veya uyumsuz olduğunu ve sapmaları (doğrunun hayli altında veya üstünde olan yüksek ve düşük ücretleri) gösterir ve yeni ücret yapısının nasıl olabileceği konusunda bir ön fikir verir. Ayrıca, bu eğri piyasa ve yeni ücret doğruları ile yapılacak karşılaştırmalar için de kullanılır. Şekil 4.6: Mevcut, Piyasa ve Yeni Ücret Politikası Doğruları Yeni ücret politikası eğrisi, işletmenin mevcut ücret eğrisi ile piyasa ücret eğrileri karşılaştırılarak ve diğer faktörler de dikkate alınarak çizilir. Dikkate alınması gereken diğer faktörlere örnek olarak ücretlemeye ilişkin sorunlar; kullanılan iş değerleme yöntemi; sendikanın varlığı, rolü ve tutumu; ücret maliyetleri, enflasyon oranı; işletmenin ücretleme gelenekleri, ödeme gücü, gelişme planları, piyasadaki durumu; piyasadaki işsizlik oranları, teknolojik değişiklikler vb. sayılabilir. Bir ücret politikası eğrisinin temel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir: 72 www.hedefaof.com • İşletmenin yeni temel ücret düzeylerini ve yapısını yansıtır. Bu eğri, farklı iş düzeylerinin hedef ücretlerini (nokta ve basamak tipi ücretlemede ise doğrudan ücret yapısını) gösterir. • Eğrinin piyasa ücret eğrisine göre konumu, işletmenin ücret düzeylerine ilişkin politikasını gösterir. Politika doğrusunun, piyasa ücret doğrusunun yukarısında olması yüksek, altında olması düşük, yakınında olması eşit ücret politikasının benimsendiğini gösterir. • Eğrinin eğimi, farklı iş kademeleri arasındaki ücret farkını yansıtır. Eğimin (kademeler arası ücret farkının) az olması basık, fazla olması ise hiyerarşik (dik) bir yapı ortaya çıkarır. Doğru olarak da adlandırılan ücret eğirisi, genellikle eğitimi gittikçe artan iç bükey bir eğri görünümdedir. Ücret Aralıklarının Belirlenmesi Genellikle, farklı değerdeki işler veya iş grupları için tek bir ücret düzeyi değil ücret aralıkları belirlenir. Ücret aralığı, belirli bir iş veya iş grubu için, en düşük (taban) ve en yüksek (tavan) ücret sınırlarının belirlenmesiyle ortaya çıkar. Taban ve tavan ücret sınırları, genellikle ücret politikası eğrisi üzerinde yer alan hedef ücret seviyesi (orta nokta) esas alınarak belirlenir. Hedef ücret düzeyi, herhangi bir iş veya iş grubu için en uygun ücret düzeyini gösterir. Genellikle referans ücretin belli bir oranda (örneğin, %10-1520-25 vb.) eksiltilmesi ile taban ücret; aynı oranda artırılması ile de tavan ücret seviyesi belirlenir. Farklı değerdeki işler için ücret aralığı belirlemek, işin değeri dışında personelin kıdem, beceri ve yetkinlik, performans düzeyi vb. özelliklerine göre temel ücret farklılaştırmasına olanak vermesi nedeniyle çoğunlukla tercih edilen bir ücretleme yaklaşımıdır. Bu özellikleriyle, ücret aralığı içeren yapılar aslında hem işin hem de personelin değerine göre ücret farklılaşmasını öngören karma yapılardır. Bir başka önemli konu birbirini izleyen iş grupları arasındaki ücret farklarının belirlenmesidir. Bu konu, ardışık ücret kademeleri arasındaki ücret farkının az mı, çok mu; sabit mi, yoksa değişken mi olacağıyla ilgilidir. Orta noktalar arası ücret farkının sergilediği trendücret politikası eğrisini(n eğimini) yansıtır. Genellikle üst kademelere çıkıldıkça farkın arttığı iç bükey ücret eğrisi ortaya çıkar. Orta noktalar arasında fark az olduğunda basık; çok olduğunda hiyerarşik bir ücret yapısı ortaya çıkar. En alt ve en üst gruplar arasındaki ücret farkı, basık yapılarda az, hiyerarşik yapılarda ise fazladır. Farklı kademelerdeki işler arasındaki değer farklarının çok olduğu durumlarda, kademeler arası ücret farkı da çok olabilir. Bu konuda ardışık referans ücret düzeyleri arasında sabit oranlı (değişen ve gittikçe artan tutarlı) farklılaştırmaya gitmek, yaygın bir yaklaşımdır. Kademeler arası artış oranının belirlenmesinde bazı formüller de kullanılabilir. Ardışık bandların nasıl konumlandırılacağı, aralarında geçişim olup olmayacağı da önemli bir tasarım konusudur. Bu açıdan ücret yapıları, geçmeli, binmeli ve aralıklı band yapıları şeklinde üç alt türe ayrılır. Geçmeli yapılarda, bir alt grubun tavan ücreti, bir üst iş grubunun taban ücretinden yüksektir. Bandlar arası geçişim oranı, ücret eğrisinin eğimine ve ücret aralıklarının genişliğine göre değişir. Uygulamada, geçmeli yapılar yaygındır. Binmeli bandlarda ise, bir alt grubun tavan ücreti ile sonraki grubun taban ücreti eşittir ve bandlar arası geçişim yoktur. Aralıklı bandlarda ise, üst grubun taban ücreti, bir alt grubun tavan ücretinden yüksektir. Band tipi ücretleme, aynı iş grubundaki kişiler arasında kıdemlere, performanslara, becerilere ve yetkinliklere vb. göre ücret farklılaştırmasına olanak sağlaması ve esnek olması nedeniyle en yaygın ücret yapısı türüdür. 73 www.hedefaof.com Ücret Yapısının Uygulanması Farklı değerdeki her bir iş veya iş grubu için ücret düzeyleri veya aralıkları belirlendiğinde, yani ücret yapısı kurulduğunda, personeller değil işler ücretlendirilmiş olur. İşlere göre ücret düzeylerinin belirlenmiş olması, band tipi yapılarda, bireysel ücretlerin ne kadar olması gerektiğini de göstermez. Ayrıca, tüm yeni yapılarda öngörülen ücretlerle mevcut bireysel ücretler de çoğunlukla birbirine uymaz. Tüm bu durumlar, yapının uygulanması diye adlandırılan ve bireysel ücretlerin yapıya uyumunu amaçlayan faaliyetlerin gerçekleştirilmesini gerektirir. Ücret yapısının uygulanması mevcut bireysel ücretlerin yapıya uygunluğunun analizi ve uyumsuz (yüksek ve düşük olan) ücretlerin yapıya uyumunun sağlanmasını; ücret teklif, tespit, artış ve farklılaştırmalarının yapıya uygun olarak yapılmasını; yapının güncellenerek devamlılığının sağlanmasını; ücret yapısının oluşturulması ve uygulanmasıyla ilgili yazılı düzenlemelerin yapılması ve ilgililere duyurulmasını içerir. Bu aşamada öncelikle, ücret yapısının oluşumu ve uygulanması ile ilgili yönetmelik, yönerge veya prosedürler vb. düzenlemeleri içeren bir ücretleme el kitabı hazırlanmalı; bilgilendirme ve uygulama buna göre yapılmalıdır. Daha sonra bireysel ücretlerin öngörülen yapıya uyumu için mevcut bireysel ücretlerin öngörülen yapıya ne ölçüde uyup uymadığının analiz edilmeli, uyumsuz ücretlerin, yapıya uyumunun sağlanması için plânlanma yapılması ve uygulanması aşamalarını içerir. Personelin mevcut ücretlerinin öngörülen yapıyla karşılaştırılmasını içeren bireysel ücret analizlerinin başlıca amaçları; 1)Mevcut ücretlerin yapıya uygunluğunu (yüksek ve düşük ücretleri) belirlemek, 2) Tasarlanan yapının getireceği ek maliyeti hesaplamak, 3) Sapmalar ve ek maliyetlere göre yapıya nihai şeklini vermek ve 4) Mevcut ücretlerin yeni yapıya uyumunu plânlamaktır. Mevcut ücretlerin yapıya uygunluğunu belirlemek için Tablo 4.5’de verilen Tablodan yararlanılabilir. Ayrıca, karşılaştırma oranı denilen “Mevcut Bireysel Ücret/Hedef Ücret” formülünden de yararlanılabilir. Tablo 4.5: Bireysel Ücret Analizi İçin Bir Çizelge Örneği İş sırası/ Puanı/ Derecesi 1 E.Ustb. 925 2000 2500 3000 1 E.Ustb. 925 2000 2500 3000 ... 4 ..... Montaj Ustası ..... 680 .... 1000 ..... 1250 .... 1500 İş Sıra/ Sınıf No İş Unvanı Öngörülen Sınıf Ücreti Taban Personel Adı Mevcut Ücreti Mevcut Ücret/ Orta Nokta Yapıya uygunluk Tavana göre Fazlalık/ Tabana göre Eksiklik Ali Aydın Oğuz Pak ..... Tuğrul Koç 2250 0,9 Uygun 0 1850 0,74 Düşük -150 ...... 1720 ... 1,376 Yüksek .... 220 Referans Tavan Ücret aralıkları dışında kalan yüksek ve düşük ücretlerin öngörülen yeni ücret yapısına uyumu, çeşitli şekillerde sağlanabilir. Bu konudaki seçenekler arasında; 1) Yüksek ücretli personele ücretleri öngörülen aralıklara girinceye kadar zam uygulanmaması veya düşük zam yapılması, 2) Yüksek ücretli personelden yükseltme için gerekli niteliklere sahip olanların mevcut ücretlerine uygun başka bir işe hemen veya belirli bir süre sonra terfi ettirilmesi, 3) Aşırı yüksek ücretli işlere ait değerleme sonuçlarının yeniden gözden geçirilmesi ve yanlış değerlendirildiği tespit edilen işlerin yeniden değerlenerek uygun banda kaydırılmaları, 4) Yüksek ücretler için herhangi bir işlem yapılmayarak, ücret uyumsuzluğu hoşgörülmesi sayılabilir. Ücretleri bu anlamda uyumsuzluk gösteren personel sayısının az ancak, kilit öneme sahip bir grubu oluşturması durumunda personelin uygun işlere terfi ettirilmelerinin veya işten ayrılmalarının beklenmesi önerilebilir. 74 www.hedefaof.com Düşük ücretlerin uyumlaştırılması için kullanılabilecek seçenekler arasında; 1) Düşük ücretlerin derhal iş grubuna ait taban ücret seviyesine yükseltilmesi, 2) Düşük ücretlerin bir defada değil kademeli olarak (bir kaç-artış dönemi sonunda) öngörülen taban ücret seviyesine çıkarılması ve 3) Özellikle çok düşük ücretli işlerin yeniden değerlenmesi ve yanlış değerlendiği tespit edilen işlerin uygun band veya banda kaydırılması sayılabilir. Düşük ücretli personel sayısının ve ücret farkının az olduğu durumlara ilk seçenek; düşük ücretli personel sayısının çok, mevcut ve öngörülen ücretler arasındaki farkın fazla olduğu, bu nedenle de uyumu bir defada sağlama maliyetinin yüksek olacağı durumlarda da ikinci seçenek uygundur. Mevcut ücretlerin yapıya uyumunu sağlamada genellikle benimsenen yaklaşım, bir-kaç zam döneminde düşüklere daha fazla, yüksekler daha az ve belki sıfır zam yaparak, anılan ücretleri uygun hale getirmektir. Ücret yapısındaki taban-orta nota-tavan ücret seviyeleri, belirli dönemler itibarıyla genel enflasyona göre yükseltildiği için, artırılmayan veya düşük oranda yükseltilen “yüksek” ücretlerin uyumu mümkün hale gelir. Bireysel Ücret Farklılaştırması ve Dönemlik Ücret Artışları Ücret aralığı içeren ücret yapılarında aynı işteki veya iş grubundaki personel arasında ücret farklılaştırmasının ve bunu sağlamak için ücret artışlarının nasıl yapılacağı önemli bir konudur. Her iş veya iş grubu için tek bir ücretin belirlendiği nokta ve basamak tipi ücretleme ücret farklılaştırması ve değişken ücret artışının izlenmesine uygun değildir. Buna karşılık, ücret bandı içinde ücret artış ve farklılaştırması; 1) Kıdeme, 2) Başarıya (performansa), 3) Becerilere ve yetkinliklere, 4) Karma yönteme (birden çok faktöre) göre olabilir. Kıdeme dayalı ücret artışında, genellikle her hizmet yılı için personelin temel ücretlerine belirli oranda bir kıdem zammı eklenir. Kıdem artışları, ücret aralığının ara kademelere bölünmesi ve her kıdem dönemi sonunda personelin ücretlerinin bir üst kademeye yükseltilmesi şeklinde de uygulanabilir. Böylece aynı iş-ücret grubunda yer alan farklı kıdeme sahip personelin ücretleri arasında bir farklılık oluşur. Kıdeme dayalı artış, esnek olmaması ve başarıyı dikkate almaması yüzünden sıkça eleştirilmektedir. Bu nedenle bazı işletmelerde kıdem artışının belirli ölçüde performans veya liyakatla ilişkilendirdiği (kıdem zammı için en azından yetersiz performans gösterilmemesi şartı gibi) uygulamalar devreye sokulmuştur. Başarı veya liyakat artışı denilen bu yöntemde ipersonelin temel ücretlerinde dönemlik (genelde yıllık) performans değerleme sonuçlarına (ve ücret yapısı içindeki konumlarına) göre, değişen oranlarda artış yapılır. Böylece, aynı işte ya da iş grubundaki kişilerin ücretleri performanslarına göre farklılaşır. Bu konuda, Tablo 4.6’te verilen performans artış cetvelinden (matrisinden) yararlanılabilir. Tablo 4.6: Performansa Dayalı Ücret Artış Cetveli Artışa Konu Bireysel Ücretin Yapı İçindeki Konumu Tavan Üstü 4.Çeyrek 3.Çeyrek 2.Çeyrek 1.Çeyrek Taban altı Performans Değerleme Sonucu Yetersiz % Zayıf % Orta % İyi % Pekiyi % 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 2 3 3 4 5 6 7 8 4 5 6 7 8 9 5 6 7 8 9 10 Artışlar sonunda ücretlerin öngörülen sınırlar içinde kalması için mevcut ücretin ücret aralığındaki konumu da dikkate alınır. Tablo 4.6’te görüldüğü gibi, performans düzeyinin yüksekliği zam oranını artırıcı, mevcut ücretin yüksekliği ise zam oranını azaltıcı bir etki gösterir. Yetersiz performans gösterenlerin ücretlerinde artış yapılmaması ve üstün performans göstere, ortalamanın üstünde ücret alanlara göreli olarak düşük zam yapılması sorun oluşturabilir. Bu gibi sorunlara karşı ücret aralığının geniş tutulması ve yetersiz performans gösterenlerin ücretlerine düşük de olsa bir zam yapılması yoluna gidilebilir. Performansa dayalı ücret artışları, temel maaşta kalıcı artış, veya dönemlik -geçici- performans zamları şeklinde uygulanabilir. 75 www.hedefaof.com Becerilere ve yetkinliklere dayalı ücret artışları, personelin yeni beceriler kazanmalarına ve yetkinlik düzeylerini geliştirmelerine bağlıdır. Bu artışlar, belgelendirme (sertifika, ehliyet, diploma alma), eğitim (bir eğitim programını başarıyla bitirme) ve iş performansına göre genellikle hemen değil, belirli dönemlerde uygulanır. Beceri-yetkinlik ücretini almaya devam edebilmek için becerilerin belirli aralıklarla yeniden değerlenmesi, yaygın bir yaklaşımdır. Karma yöntemle ücret artışı, iki biçimde kullanılabilir. İlkinde bireysel ücret artışlarının birden fazla kritere (örneğin, kıdem, performans vb.) göre yapılır. İkincisinde ücret artışıücret yapısı içinde farklı iş gruplarında farklı kirterlere göre (örneğin, alt iş gruplarında kıdeme, üst gruplarda performansa göre) yapılır. Uygulamada genellikle kıdem, enflasyon ve performans artışının birlikte uygulandığı söylenebilir. Ancak, özellikle ücret artışlarının toplu sözleşmelerle belirlendiği durumlarda, performans ve beceri artışlarının pek uygulanmadığı, artışların çoğunlukla enflasyon ve kıdeme dayalı olarak uygulandığı görülmektedir. İşlerin ücretlendirilmesi her yıl yapılan bir faaliyet değildir. Oluşturulan bir ücret yapısı, dayandığı örgüt ve iş yapısı devam ettiği sürece yıllarca uygulanır. Ancak, yapının devamlılığını (geçerliliğini) sağlamak için gerekli güncelleştirmelerin yapılması gerekir. Bu kapsamda; 1) Hedef, taban ve tavan ücretler, piyasadaki genel fiyat ve ücret artış oranlarına göre her yıl otomatik olarak güncellenmeli, 2) Tanımı ve içeriği değişen işler, yeni iş tanımlarına göre yeniden değerlenerek, uygun iş kademelerine yerleştirilmeli, eğer iş kademeleri/grupları değiştiyse, bu işlerde çalışanların ücretleri yeni kademenin ücret düzey veya aralıklarına uyumlaştırılmalı, sözkonusu işlem yeni oluşturulan işler için de yapılmalı, 3) Ücret yapısı ve artışlarına ilişkin talep ve itirazlar değerlendirilerek uygun biçimde çözümlenmeli ve 4) Ücret yapısıyla ilgili düzenleme ve değişiklikler ilgililere duyurulmalıdır. KİŞİYE DAYALI ÜCRET YAPILARINDA ÜCRETLENDİRME Kişiye dayalı ücret yapıları, personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklere göre temel ücretlerin farklılaştırılmasını içerir. Kişiye dayalı yapıların oluşturulması ve uygulanması süreci topluca Şekil 4.7’de görülebilir. Kişiye dayalı ücretlendirme sürecinin ilk aşamasında beceri/yetkinlik analizleri ile yapıya dahil edilecek işlerin gerektirdiği beceri ve yetkinlikler belirlenir ve tanımlanır. Tanımlanan beceri ve yetkinlikler kademelendirilerek bir beceri ve yetkinlik yapısı oluşturulur. Daha sonra her beceri ve yetkinlik kademesi için ücret düzey ve aralıkları belirlenerek bir ücret yapısı (genellikle geniş band tipi) kurulur. Bir sonraki aşamada performanslarının, eğitim başarılarının değerlenmesi ve belgelemesi sonucunda personelin sahip olduğu beceri ve yetkinlikler bakımından hangi yetkinlik düzeyinde olduğu belirlenir ve ücretleri uygun oldukları yetkinlik kademesi için öngörülen seviye ve aralıklara göre ödenir. Şekil 4.7: Beceriye Dayalı Ücret Yapısının Oluşturulması Süreci Kaynak: Milkovich ve Newman, 2002:160’den uyarlanmıştır. Beceri, uygulamaya yansıyan öğrenilmiş yetenekler veya bir görevi yetkin biçimde yerine getirebilmek için gerekli bilgi ve yeteneklerdir. Yetkinlik, işteki performansla ilişkili, kabul gören standartlara göre ölçülebilen, eğitim ve geliştirme yoluyla iyileştirilebilen, kişinin işinin önemli bir parçasını (yani bir veya daha fazla anahtar rol veya sorumluluğunu) etkileyen birbiriyle ilgili bilgi, tutum ve beceriler topluluğudur. Yetkinliklerin becerileri kapsadığı ve ilâve olarak kişisel ve davranışsal yeterlilikleri de içerdiği söylenebilir. 76 www.hedefaof.com Beceri ve yetkinlik analizleri, çeşitli iş analizi yöntemleriyle bir örgütteki veya iş ailesindeki işlerin gereği yapılması için gerekli beceri ve yetkinliklerin belirlenmesi, bunlar hakkında sistemli biçimde bilgi toplanması, beceri ve yetkinliklerin tanımlanması sürecidir. Bu analizler genel iş analizleriyle başlar; fakat sadece personelin görevlerini belirlemekle yetinmeyerek daha ayrıntıya iner. Bu süreçte söz konusu görevleri yapmak için gerekli spesifik beceri ve yetkinlikler ile bunların gereklilik düzeyleri (beceri/yetkinlik profilleri) de belirlenir. Bu özellikleriyle beceri ve yetkinlik analizleri, iş analizlerinin daha gelişmiş bir türü olarak kabul edilebilir. Bu analizlerin geleneksel iş analizlerinden farkı, işleri daha geniş olarak ele almak ve iş gereklerini daha ayrıntılı olarak analiz etmek ve tanımlamaktır. Beceriye ve yetkinliğe dayalı ücret sistemlerinin temel unsurları nelerdir? Beceri ve yetkinlik analizlerinde, geleneksel iş analizlerinde kullanılan görüşme, gözlem gibi yöntem ve teknikler yanında; rol analizi, uzman görüşü, atölye çalışması, hata analizleri, fonksiyonel analizler, kritik olay, repertuvar ölçeği, görev-süreç analizleri, iş yetkinlik değerlemesi gibi çok sayıda yöntem ve teknikten yararlanılır. Bu analizlerde temelde işin içeriği-kişinin nitelikleri- işin optimal düzeyde yerine getirilmesi arasında açıkça bağ kuracak kritik davranış, bilgi, beceri, yetenekler ve diğer kişisel özelliklerin belirlenmesi amacına yönelik faaliyetler gerçekleştirilir. Beceri ve yetkinlik analizleriyle belirlenen yetkinliklerin amaca göre tanımlanması ve düzenlenmesi gerekir. Benimsenen yaklaşıma göre görev, iş veya rol düzeyinde gerekli yetkinlikler belirlendikten sonra yetkinliklerin ve düzeylerin tanımlanması ve düzenlenmesi gerekir. Başka bir deyişle, amaca uygun olarak beceri-yetkinlik modelleri ve/ya çerçevelerinin oluşturulması, düzeylere göre yetkinlik profillerinin hazırlanması gerekir. Genellikle, bir örgütteki bütün işler için ayrı ayrı beceri ve yetkinlik analizi yapmak gerekmez. Çoğu durumda, iş unvanlarına değil (giriş-orta ve üst düzey gibi) iş düzeylerine ve bu düzeyler içindeki iş ailelerine odaklanılır. Söz konusu düzeyler içindeki benzer işler iş aileri şeklinde gruplandırılır. Bir iş ailesi, aynı örgüt düzeyinde yer alan ve örgüt amaçlarının gerçekleştirilmesinde benzer rollere sahip olan bir iş grubudur. Yetkinlik analizlerinde çoğunlukla bu iş aileleri esas alınır. Örneğin, 2500 personele sahip bir üretim firmasının yaptığı gibi, örgütteki pozisyonlar için “saat ücretliler; gözetimciler ve üst yöneticiler” şeklinde üç düzey belirlenebilir. Saat ücretli pozisyonlar da, “üretim, üretim destek ve bakım işleri” olarak üç iş ailesine ayrılabilir. Sonra da her iş ailesindeki düzeyler için yetkinlikler belirlenip, buna göre seçim, eğitim ve ücretleme sistemleri geliştirilebilir. Beceri ve yetkinliklere dayalı ücret yapısı önce yapılan analizlere dayalı olarak tanımlanan beceri ve yetkinliklerin farklı beceri/yetkinlik düzeylerini gösterecek şekilde hiyerarşik olarak düzenlenin. Daha sonra beceri/yetkinlik düzeyleri için ücret düzeyleri ve aralıkları belirlenir. Böylece becerilere ya da yetkinliklere dayalı bir ücret yapısı kurulmuş olur. Şekil 4.8’de ve Şekil 4.9’da beceri ve yetkinliklere dayalı iki ücret yapısı verilmiştir. Tablo 4.7’da ise, teknik işler grubundan temsili bir iş ailesi için ücret yapısı örneği verilmiştir. Bu tür yapılarda ücret düzeyleri genellikle geniş band yapısı içinde yer alır ve kesin sınırlar yerine referans ücretleri esas alınır. Bir diğer farklılık, işe dayalı yapılarda, bir üst düzeyin ücretini almak için iş değişikliği gerekirken, yetkinliğe dayalı yapılarda gerekli yetkinliklere sahip olmak yeterlidir. Böylece, örneğin mühendis düzeyindeki bir personel, herhangi bir terfi almadan uzman mühendis ücreti alabilir. Tablo 4.7: Teknik İşler Grubu İçin Yetkinliğe Dayalı Ücret Yapısı İş/Rol Düzeyleri Baş Mühendis Kıdemli Mühendis Uzman Mühendis Mühendis Tekniker Teknisyen Ücret Aralıkları Taban Ücret 3000 2500 2000 1500 1250 1000 77 www.hedefaof.com Tavan Ücret 6000 5000 4000 3000 2500 2000 Beceri ve yetkinliklere dayalı ücret yapılarında bireysel ücretler, kişilerin sahip olduğu beceri ve yetkinliklerin yapıda hangi kademe veya düzey denk geldiğine göre belirlenir. Bunun için, bireysel beceri ve yetkinliklerin çeşitli yöntemlerle belirlenmesi gerekir. Kişilerin sahip olduğu beceri ve yetkinliklerin belirlenmesinde kullanılan başlıca yöntemler performans ölçümü/değerlemesi, eğitim başarısının ölçülmesi, test ve belgelendirmedir. Personelin hangi beceri ve yetkinliklere ne ölçüde sahip oldukları, dönemlik performans değerleme sonuçları, eğitim programları sonunda yapılan test ve sınav sonuçları, yine diğer testler ve bunlara ait geçerli belgeler kullanılarak belirlenebilir. Ücret artışına yol açacağı için, sözkonusu yöntemlerle elde edilen sonuçların geçerli ve güvenilir olması gerekir. Bunun için bu ölçme ve değerlendirme yöntemlerine ilişkin prosedürlerin de ayrıntılı olarak belirlenmesi ve ciddi olarak uygulanması gerekir. Aksi halde, kişilere gerçekte sahip olmadıkları beceri yetkinlikler için fazladan ücret verilmiş olacaktır. Şekil 4.8: Teknisyenlik İş Grubu İçin Beceriye Dayalı Bir Ücret Yapısı Örneği Kaynak: Milkovich&Newman, 2002:162. Kişiye dayalı ücret yapılarıyla ilgili önemli bir konu, kazanılan yeni beceri ve yetkinliklerin ücretlere ne zaman yansıtılacağıdır. Bu konuda iki yoldan biri tercih edilebilir: 1) Derhal artış, 2) Belli dönemlerde artış. İlkinde kişinin beceri-yetkinlik kazanımı geçerli yöntemlerle tespit edildiğinde hemen ücretinde artış yapılır. İkincisinde ise, artışlar, 3, 46, 12 aylık periyotlarda yapılır. Diğer bir konu da, kazanılan beceri ve yetkinlik ile bunların karşılığı olan ücret veya artışının ne kadar süre geçerli olacağıdır. Bu konuda da iki seçenek vardır: 1) Bir beceri veya yetkinlik ve onun karşılığı olan ücret bir kere kazanıldıktan sonra sürekli olarak geçerli olur. 2) Beceri ve yetkinlikler ile ücret karşılıkları belirli süreler için geçerlidir, anılan süreler sonunda geçerliliği yeniden test edilmeyen beceri ve yetkinlikler için ücret ödenmez. Kişiye dayalı ücretlendirme, kişilerin üstlendikleri işlerde kullandıkları beceri ve yetkinliklerle sınırlı olmadığı için bazı beceri ve yetkinlikler pek hatta hiç kullanılmaz. Kullanılmayan yeterliliklerin de kaybedilmesi söz konusu olabilir. Bu nedenle, beceri ve yetkinliklerin belirli sürelerle yeniden ölçülmesi, daha uygun bir yaklaşımdır. farklılıklar nelerdir? Ki iye dayalı ücret yapıları ile geleneksel i e dayalı yapılar arasındaki 78 www.hedefaof.com Şekil 4.9: Yetkinliğe Dayalı Tipik Ücret YapısıÖrneği Kaynak: DeCenzo ve Robbins, 1996:370’den uyarlanmı tır. Ücret yapıları olu turulurken nelere dikkat edilmelidir? 79 www.hedefaof.com Özet İşlerin ücretlendirilmesi, göreceli değerlerine ya da önem ve güçlük derecelerine göre temel ücret düzeylerinin ve farklılıklarının belirlenmesini içerir. Bu süreçte, genellikle (temel ücretdeğişken ücret-ek yararlar ve sosyal yardımlardan oluşan) toplam ücret paketinin en önemli bileşeni olan temel veya kök ücretler belirlenir. Ücret yapısının nesnel temellere dayalı olarak oluşturulması, ücretlemede iç ve dış eşitliği, ücret memnuniyetini sağlamak, böylece personel ve işletme performansını geliştirmek açısından son derece önemli bir çalışmadır. istendiği durumlara uygundur. Kişiye dayalı yapıların oluşturulması ve uygulanması şu gerçekleşir: a) Beceri/yetkinlik analizleriyle örgütte varolan işlerin gerektirdiği beceri ve yetkinlikler belirlenir, tanımlanır. b) Tanımlanan beceri ve yetkinlikler kademelendirilerek, beceri ve yetkinlik yapısı oluşturulur. c) Her beceri ve yetkinlik kademesi için ücret düzey ve aralıkları belirlenerek (genellikle geniş band tipi) ücret yapısı kurulur. d) Personelin performansının ve eğitim başarısının değerlenmesi ve belgelendirilmesi yoluyla personelin sahip olduğu beceriler bakımından hangi yetkinlik düzeyinde olduğu belirlenir ve ücretleri uygun oldukları yetkinlik kademesi için öngörülen seviye ve aralıklara göre ödenir. İşe dayalı yapılarda işlerin ücretlendirilmesi ya da ücret yapısının oluşturulması sürecinin aşamaları şunlardır: 1) İş değerlemesi yapılarak işlerin 2) İş göreli değerinin belirlenmesi, hiyerarşisinin/yapısının oluşturulması, 3) İş hiyerarşisindeki farklı değerdeki her bir iş veya iş grubu için farklı ücret düzeylerinin veya aralıklarının belirlenmesi. 4) Mevcut bireysel ücretlerin durumunun analiz edilmesi ve yapıya uyumunun sağlanması, 5) Yapıya uygun olarak dönemlik ücret artış ve ayarlamalarının yapılması 6) Aynı iş grubundaki kişiler arasında öngörülen taban ve tavan sınırlar arasında kıdem, performans vb. faktörlere göre ücret farklılaştırması ve 7) Uygulama sonuçları ve değişmelere göre ücret düzey ve aralıklarında gerekli güncellemelerin yapılması ve böylece ücret yapısının devamlılığının sağlanmasını, içerir. Kişiye dayalı ücretleme geleneksel işe dayalı ücretleme yapı ve sistemlerinden farklı bir mantığa dayanır. İşe dayalı ücretlemede, işgörenin herhangi bir zamanda yapmakta olduğu “işe” göre ücret vermek esastır. Beceri, bilgi ve yetkinliklere dayalı ücretlemedeyse, işgörenlerin kapasitelerinin (capabilities) ödüllendirilmesi söz konusudur. Ayrıca; ücret artış ve ayarlamaları; bilgi, beceri ve yetkinliklerin biçimsel şekilde belgelendirilmesinden sonra gerçekleştirilir. Oysa, işe dayalı ücretlemede, işgörenin ücretinin değişmesi, yetenek ve becerilerine değil işinin değişmesine bağlıdır. Örneğin, puan yöntemine göre iş değerlemesinde şirket açısından “işin değerine göre” bir puanlama (ve ücretleme) söz konusu iken yetkinliklere dayalı ücretlemede, örgütün amaçlarına ulaşmasına yardım etme konusunda işgörenin kattığı değere göre bir puanlama (ve ücretleme) söz konusudur. Kısacası, işe dayalı yapılarda “işin değeri”; kişiye dayalı yapılarda ise sahip olduğu beceri ve yetkinliklere bağlı olarak “işgörenin değeri, ücretlemeye temel oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi ücret yapısı işletme veya işgücü piyasası düzeyinde göreli ücret düzeyleri ile farklı bireyler ve gruplar arası ücret farklılıklarının nasıl bir yapılanma ve örüntü sergilediğini ifade eden bir kavramdır. İşletme veya örgüt ücret yapıları işletme içinde yer alan değişik iş veya personelin göreli ücret düzeylerini ve bunlar arasındaki ücret farklılıklarını tanımlar. Bu özellikleriyle ücret yapısı, ücret yönetiminin temel amaç ve ilkeleri arasında yer alan ücret adaleti veya eşitliğini belirleyen önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Kişiye dayalı ücret yapıları, personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklere göre temel ücretlerin farklılaştırılmasını içerir. Geleneksel çırak-kalfa-usta hiyerarşisinin günümüzdeki uzantısı olan bu yeni yapı türü, özellikle personelin sahip oldukları beceri ve yetkinliklerin ve bunları geliştirmelerinin ödüllendirilmek 80 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 6. 1. Ücret yapısını en iyi aşağıdakilerden hangisi tanımlar? İş yapısı aşağıdakilerden hangisini gösterir? a. İşlerin değer bakımından gruplandırılmış halde sırasını a. Ücret toplamı tekli ve b. Kişinin işinin örgüt hiyerarşisindeki yerini b. Ücret düzey ve farklılıkları c. İşin unvan sıralamasındaki yerini c. Ücret paketi d. Mevcut ücretler bakımından işlerin sırasını d. Ücret düzeyi e. Personelin yetkinliklerini geliştirmek e. Performansa göre ücretleme 7. 2. Kişiye göre ücret yapılarında, ücretler hangi ölçüte göre farklılaştırılır? Uygulamada en yaygın ücretleme türü aşağıdakilerden hangisidir? a. Nokta ücretleme a. İşin değeri b. Tekil iş ücret aralığı b. Kişinin beceri ve yetkinlikleri c. Basamak tipi ücretleme c. Kişinin performansı d. Band tipi ücretleme d. İş görenin aile durumu e. Geniş band yapısı e. İş görenin ihtiyaçları 8. 3. İşlerin ücretlendirilmesinde aşağıdakilerden hangisidir? asıl Yüksek uydurmak amaç ücretleri için öngörülen aşağıdakilerden yapıya hangisi yapılamaz? a. Eşit işe eşit ücret vermek a. Düşük zam b. Performansı eşit olanlara eşit ücret b. Sıfır zam c. Kıdemi fazla olana yüksek ücret c. Ücreti düşürmek d. Beceriye göre ücret d. Yüksek ücretli iş görenleri yüksek ücretli uygun bir işe yükseltmek e. Yetkinliğe göre ücret e. Yapıdaki tavan ücret düzeyini yükseltmek 4. İşlerin ücretlendirilmesinde ücret farklılığı aşağıdakilerden hangisine dayalıdır? 9. Grup hedef ücreti 1000 olan bir iş grubunun a. Personelin performans düzeyi ücret aralığı +/- %25 şeklinde tanımlanmışsa, taban ve tavan düzeyleri kaç b. Personelin hizmet süresi olur? c. İşin göreli önem derecesi a. 900-1100 d. İşin unvanı b. 800-1200 e. Personelin kariyer hedefi c. 750-1250 5. Hangi iş değerleme yöntemi, işleri tek tek ücretlendirmeye elverişli değildir? d. 700-1300 a. Sıralama e. 600-1400 b. Sınıflama 10. En yüksek ücret zammı aşağıdakilerden hangisine verilir? c. Puan a. Performansı düşük- Yüksek ücret d. Faktör karşılaştırma b. Performansı yüksek- Ücreti yüksek e. Sıralama ve sınıflama c. Performansı yüksek- Ücreti düşük d. Performansı ve ücreti orta düzeyde e. Performansı yüksek- Ücreti orta düzeyde 81 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 2 Kişiye dayalı ücret yapı veya planlarının önemli unsurlarının başında işle ilgili becerileri veya yetkinlikleri tanımlayan bir sistem ve kişinin ücretini onun becerilerine veya yetkinliklerine bağlayan bir prosedürün belirlenmesi gelir. Daha sonra personelin belirlenen becerileri öğrenmesine, yetkinliklerini geliştirmesine imkân veren bir eğitim sistemi kurulmalıdır. Biçimsel bir beceri-yetkinlik test (ölçüm, değerleme, belgelendirme) sistemi ile personelin işler arasında hareketine olanak veren esnek bir iş tasarımı yapılmalıdır. Kişiye dayalı yapıların ilk bileşeni, beceri ve yetkinlik yapısı ile bu yapıya dayalı ücret yapısını tanımlamaktadır. Diğerleri ise, bir bakıma söz konusu yapının işleyişi veya kullanılmasıyla ilgili unsurları ifade etmektedir. Kişiye dayalı yapılarda, kişilerin beceri ve yetkinliklerin geliştirilmesine ve değerlenmesine ilişkin eğitim ve değerleme düzenlemeleri de sistemin önemli unsurlarıdır. Ayrıca, kişiye dayalı yapılar iş tasarımı ve istihdam koşullarında esnekliği de öngörmektedir. 1. b Yanıtınız doğru değilse “Giriş” bölümünü gözden geçiriniz. 2. b Yanıtınız doğru değilse “İşlerin Ücretlendirilmesine İlişkin Stratejik Kararların Verilmesi” bölümünü gözden geçiriniz. 3. a Yanıtınız doğru değilse “İşe Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. 4. c Yanıtınız doğru değilse “bölümünü gözden geçiriniz 5. b Yanıtınız doğru değilse “İşe Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. 6. a Yanıtınız doğru değilse “İşe Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. 7. d Yanıtınız doğru değilse “İşe Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. 8. c Yanıtınız doğru değilse “İşe Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. Sıra Sizde 3 İşe dayalı yapılar ile kişiye dayalı yapılar arasında önemli farklar bulunur. İlk fark işe dayalı yapılarda personelin gerekli yetkinlikleri kazanıp kazanmadığına bakılmaksızın iş için belirlenen ücreti alması; kişiye dayalı yapılarda ise, bir ücret artışı elde etmeden önce personelin amirince ve/veya yetkililerce işin gerektirdiği becerilere yeterince sahip olduğunun belgelendirilmesidir. İkinci fark işe dayalı yapılarda personelin işi değişince genellikle ücretinin de değişmesi; kişiye dayalı yapılarda ise, ücret artışının sağlanması için, iş değişikliğinin gerekmemesi, yeni beceri ve yetkinliklere sahip olunduğunun gösterilmesidir. Benzer şekilde, personel daha düşük ücretli bir işe atansa da, beceri ve yetkinliğine dayalı olarak daha yüksek ücret almaya devam eder. Üçüncü fark, ücret bandı içindeki ücret düzeyini işe dayalı yapılarda kıdemin; kişiye dayalı yapılarda ise beceri ve yetkinliklerin etkilemesidir. Dördüncü fark, kişiye dayalı yapılarda daha fazla gelişme ve ilerleme fırsatı olmasıdır. Çünkü, becerilerin örgüt çapında yapılandırılması, daha fazla gelişme ve ücret artışı fırsatı sağlar. Ayrıca personelin becerileri daha fazla işte kullanılabilir olduğundan hareket esnekliği de fazladır. İşe dayalı yapılarda ise, kişilerin ilerleme ve terfisi boş iş veya pozisyonların varlığına bağlıdır. 9. c Yanıtınız doğru değilse “Kişiye Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. 10. c Yanıtınız doğru değilse “Kişiye Dayalı Yapılarda Ücretlendirme” bölümünü gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Ücretleme ve ücret yapıları açısından eşitlik önemli bir ilke ve amaçtır. Eşdeğer iş ve işgörenlerin eşit ücret almasını ifade eden eşitlik ilkesi ikiye ayrılır: İç ve dış eşitlik. İç eşitlik, bir işletme içindeki ücret yapısının algılanan adilliğini ifade eder. Dış eşitlik ise, işletme içi ücretlerin piyasadaki diğer işverenlerce ödenen ücretlere eşit olmasını ifade eder. İşletmenin ücretleme felsefesine bağlı olarak ücret yapılarının oluşturulmasında 1) İç eşitlik, 2) Dış eşitlik (Piyasaya göre ücretleme) diye de adlandırılan iki temel yöntem veya yaklaşımdan biri benimsenebilir: İlkinde her bir iş işletme içi hiyerarşiye göre ücretlenir. İkincisindeyse, örgütteki işler piyasa ücret düzeylerine göre ücretlenir. 82 www.hedefaof.com Sıra Sizde 4 Yararlanılan Kaynaklar Ücret paketinin temel ücret veya maaş dışı ücret unsurlarını da içerdiği göz önüne alındığında ücret yapılarının tasarımı yapıldığında personelin her ödeme döneminde alacağı ücret miktarları belirlenmiş olmaz. Sadece personel ücretlerinin temel/sabit bir tutardan oluştuğu ve değişken unsurlar ve ek yararların söz konusu olmadığı durumlarda, ücret yapısında ifade edilen ücret düzeyleri bireylerin gelirlerini gösterir. Bununla birlikte, çoğu durumda ücret paketi içinde temel ücret veya maaşın oranı ve değişken ücret kalemleri üzerindeki etkisi hesaba katıldığında, temel ücretlerin eşitlikçi bir biçimde belirlenmesinin önemi ortaya çıkar. Acar, A. C. (2007). İşletmelerde Ücret Yapısının Oluşturulması ve Bir Uygulama. İstanbul: LitaretürYayınları. Acar, A. C. (2009). “İşlerin Ücretlendirilmesi”, Performans ve Ücret Yönetimi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fak. Yayını, No: 1016. Alayoğlu, Nihat (2004). “Aile Bireylerinin Ücretlendirilmesinde Âdil Bir Sistem Kurulmaının Aile İşlletmelerinin Başarısındaki Rolü ve Önemi” 17-18 Nisan, 1. Aile ‹flletmeleri Kongresi. Ataay, İ. D. (1990) İş Değerlendirme ve Başarı Değerlendirme Yöntemleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını, No: 235, İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, No:128. Ücret yapıları oluşturulurken dikkat edilmesi gereken bir başka konu da farklı iş ve personel grupları için esas alınacak temel ücretin personelin ücret kazançlarını belirlemedeki etkisinin farklı olmasıdır. Örneğin, saat ücretliler ile aylıklıların ücret gelirleri içinde temel ücretlerin payı farklılaşmaktadır. Genellikle maktu aylık veya maaş alan beyaz yakalıların ücret gelirleri içinde söz konusu temel veya kök ücret, oldukça yüksek orana sahipken, saat ücretlilerde adı geçen oran daha düşük olabilmektedir. O nedenle, ücret yapıları oluşturulurken bu gibi farklılıkların dikkate alınması gerekir. Ataay, İ. D. ve Acar, A. C. (2008). “Ücret Yönetimi” İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.399-504. Ataay, İ. D. ve Acar, A. C. (2008). “Ücret Yönetimi”, İnsan Kaynakları Yönetimi, C.Uyargil ve diğ., İstanbul: Beta Yayın, ss.399504. Benligiray, S. (2007). Ücret Yönetimi. İstanbul: Beta Basım. Bingöl, D. (2003). İnsan Kaynakları Yönetimi, 5.Baskı, İstanbul: Beta Basım. Hiyerarşi içinde işlerin nereye yerleştirileceğini ve göreli konumlarını, ücret düzeylerinin ne olacağını, ücret artışlarının hangi aralıklarda olacağını belirleme, eşdeğer işlere eşit ücret verme, ücretleme uygulamalarının izlenmesini ve kontrolünü mümkün kılma açısından ücret yapıları önemli işlevlere sahiptir. Ayrıca ücret yapıları, işgörenlere kariyer ve ücret fırsatları konusunda bilgi/mesaj verme aracı olarak ta iş görür. De Cenzo, David A. and Robbins, Sb P. (1996). Human Resources Management; Fifth Ed.;, New York: John Wiley&Sons,Inc. Gomez-Meija, L. R.; Balkin, D. B.and Cardy, R. L. (2001). Human Resources Management;3rd ed.; New Jersey: Prentice Hall. Milkovich, G. T. and Newman J. M. (2002). Compensation. 7th ed., Boston: McGraw-Hill. Sabuncuoğlu, Z. (2005). İnsan Kaynakları Yönetimi (Uygulamalı). Bursa: Furkan Ofset. Uyargil, C. (1994). İşletmelerde Performans Yönetimi Sistemi. İstanbul: İÜ İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, No: 154. Zaim, S. (1992). Çalışma Ekonomisi, İstanbul: Filiz Kitabevi. 83 www.hedefaof.com 5 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ücret kavramını ifade edebilecek, Ücreti oluşturan unsurları tanımlayabilecek, Ücretlerden yapılması gereken indirimleri belirleyebilecek, Bir işçinin net ücretini hesaplayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ücret Ücretin Hesaplanması Ücretin Unsurları Sosyal Sigorta Primleri Asgari Geçim İndirimi Gelir Vergisi Oranları Ücret Bordrosu Kısa Vadeli Sigorta Kolları Asgari Ücret Uzun Vadeli Sigorta Kolları İçindekiler Giriş Ücret ve İlgili Kavramlar Ücretlerden Kesintiler Asgari Ücret Asgari Geçim İndirimi Ücret Kesintilerinin Hesaplanması 84 www.hedefaof.com Ücret ve Kesintileri GİRİŞ Temel üretim faktörlerinden birisi olan emeğin karşılığında ödenen ayni ve nakdî değerler ücret olarak ifade edilmektedir. Çalışlanlar için en önemli gelir kaynağı emeklerinin karşılığında elde ettikleri ücrettir. Çalışanlara emeklerinin karşılığında ödeme yapan işverenler için ise ödenen ücret bir gider unsurudur. Dolayısıyla ücret işçi için bir hakkı, işveren için ise bir yükümlülüğün doğmasına yol açar. İşçi ücretlerinin doğru hesaplanması her iki taraf için de son derece önemlidir. İşletmede çalışanların ücretlerinin tahakkuku yapılırken “Ücret Bordroları” düzenlenir Aynı zamanda bu brüt ücretler üzerinden düşülmesi gereken bazı vergi, prim, fon ve indirimler de olduğu için çalışanlarının ücretinin doğru hesaplanması sadece işçi ve işveren açısından değil birçok kurum ve devlet açısından da son derece önemlidir. Ücretin tahakkuku ve ödenmesi ilgili yasalara ve iş sözleşmesine uygun olmalı ve çalışana üzreti tam olarak ve zamanında ödenmelidir. Ücret hesaplanmasında dikkate alınması gereken önemli düzenlemelerden bazıları 4857 sayılı İş Kanunu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ve bunlarda değişiklik yapılmasını sağlayan kanunlar, tebliğler ve düzenlemelerdir. Gelir Vergisi hasılatı içerisinde önemli bir yere sahip olan ücretler hem yapısal hem de vergilendirme tekniği bakımından diğer gelir unsurlarından farklı bir yapıya sahiptir. Değişik yasalar uyarınca değişik kesintiler yapıldıktan sonra net ücret çalışana ödenir; bu kesintiler ise işveren tarafından ilgili kurumlara ödenir. Bu ünitede ücret hakkında genel bir bilgi verdikten sonra ücretten yapılacak indirimler ve net ücretin hesaplanması ele alınacaktır. ÜCRET VE İLGİLİ KAVRAMLAR Temel üretim faktörlerinden birisi olan emeğin üretime fikren ya da bedenen katkı sağlaması nedeniyle iş gücüne bir bedel ödenmesi gerekir. Üretime düşünsel veya fiziksel emeğini katan işgücüne veya çalışanlara, verdikleri hizmetleri karşılığında ödenen ayni ve nakdî büyüklüğe ücret denilmektedir. Hukuki açıdan ücret, hizmet sözleşmesi çerçevesinde işgörenin yapmış olduğu iş karşılığında işveren tarafından işgörene sağlanan menfaatlerin tümüdür. 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesine göre ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesine göre ücret, belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatlerdir. http://www.iskanunu.com/4857-sayili-is-kanunu/4857-sayili-iskanunu-turkce/ http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.5447&sourceXmlSearch=&Mevz uatIliski=0 85 www.hedefaof.com Ücret terimi geniş anlamda veya daha dar anlamda kullanılabilmektedir. Dar anlamda ücret terimi ile bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutarlar kastedilmektedir. Bu ücret işçinin asıl ücretidir ve kök ücreti ifade etmektedir. Geniş anlamda ücret ise yasa ve sözleşme ile işçiye sağlanan para veya para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerin, yani prim ve sosyal yardımların kök ücrete eklenmesi ile oluşan ücrettir. Buna giydirilmiş ücret de denilmektedir. Ücretin Kapsamı Ücret üç kısımdan oluşur. Bunlar kök ücret, ek yararlar ve sosyal yardımlardır. En kapsamlı haliyle ücret terimi kök ücret, primler ve sosyal yardımlar olmak üzere üç kısımdan oluşur. Kök Ücret: Baz ücrete genel anlamda ücret, çıplak ücret, temel ücret de denmektedir. İşçiye sağlanan yan çıkarların yani ikramiye, prim, sosyal yardımlar ile diğer ek ödemelerin katlmadığı ücrete kök ücret denir. Buna göre kök ücret, bir üretim birimi başına ya da bir zaman birimi başına işçiye ödenmesi gereken parasal tutardır. Kök ücret nakit olarak ve Türk parası olarak ödenmelidir. Primler: Prim adıyla çalışanlara verilen ödemeler, normal koşullara oranla işçinin yükleneceği ek yük ve külfetleri, gösterdiği özel ve olağanüstü çabaları karşılamaya yönelik ilave ödemelerdir. Bu özel çalışmalar için normal ücretin üzerinde ücret oran tutarları öngörülebilir. Türkiye’de prim adı altındaki ödemelerin çoğu yasal bir zorunluluk hâline dönüşmüştür. Normal mesainin üstündeki çalışmalar, birden fazla vardiyalı işletmelerde gece vardiyaları, ağır, tehlikeli ve beceri isteyen riskli işler için özel primler öngörülebilir. Sosyal Yardımlar: Kök ücret ve primlere ek olarak çalışanlara çeşitli sosyal yardımlar verilebilir. Örneğin, ücretli yıllık tatiller, parasız öğle yemeği, yol parasının ödenmesi veya çalışlanların servis araçlarıyla taşınması, sosyal sigorta ödemeleri dışında doğum, hastalık, ölüm, evlenme yardımları, çocuk zammı, eğitim yardımı ve diğer aynı yardımlar olabilmektedir. İş Kanununda, açık bir şekilde eklentilerin dâhil olduğu belirtilmeksizin ücret, normal çalışma ücret şeklinde geçen ibareler kök ücreti, yani çıplak ücreti ifade etmektedir. Ücretin Türleri Ücretler çok farklı açıdan sınıflandırılabilir. Konumuz gereği İş Kanunu’nda yer alan ücret türlerini ele alacağız. İş Kanununa göre ücret türleri Asgari ücret, yarım ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücretidir. Asgari ücret: İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarının günün fiyatları üzerinden hesaplanması yoluyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen ve ilan edilen ücrete asgari ücret denir. İş sözleşmesi ile çalışan ve 4857 Sayılı İş Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir. Asgari ücret, bu Komisyon tarafından, 16 yaşından küçükler ve 16 yaşından büyükler için olmak üzere ayrı ayrı belirlenir. Belirlenen asgari ücret, işçilere tüm ülke çapında, işkolu ve başkaca bir ayrım yapılmaksızın uygulanmak zorundadır (4857 / Md. 39). İş Yasası kapsamında olsun olmasın tam süreli olarak çalışan işçiler, asgari ücretten daha düşük ücretle çalıştırılamaz. Yarım ücret: İşyerinde işçiyi bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir durumun oluşması halinde (örneğin; deprem, sel felâketi, makinelerde arıza çıkması, fabrikanın revizyona girmesi, genel bir hammadde sıkıntısı gibi) çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye, bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir. İşin durması bir haftadan fazla sürerse işçi veya işveren, iş sözleşmesini feshedebilir. Sözleşmeyi işçi de işveren de feshetse işçinin tazminat hakları doğar (4857/Md. 40). 86 www.hedefaof.com Fazla çalışma ücreti: Ülkenin genel yararları, işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü hallerde fazla çalışma söz konusu olabilir. Fazla çalışmalar “fazla çalışma” ve “fazla sürelerle çalışma” olmak üzere ikiye ayrılır. Fazla çalışma, İş Kanununda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. Denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesiyle ödenir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır. Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar ise fazla sürelerle çalışmalar olarak nitelendirilir. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir. Hafta tatili ücreti: İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce (çalışma süresinie ilişkin 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde) kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir (4857 / Md. 46). Genel tatil ücreti: İş Kanunu kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak; tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücret ödenir (4857 / Md. 47). İşçinin tatil günü ücreti çalıştığı günlere göre bir güne düşen ücretidir. Parça başına, akort, götürü veya yüzde usulü ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti, ödeme döneminde kazandığı ücretin aynı süre içinde çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. Saat ücreti ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti saat ücretinin yedibuçuk katıdır. Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir. Ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen ücretlerin hesabında; 1) Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler, 2) Primler, 3) İşyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama, tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler, 4) Sosyal yardımlar dikkate alınmaz (4857/Md.50). Yıllık izin ücreti: İş Kanununda yapılan düzenlemeler çerçevesinde en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir (4857/md.53). İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin iznine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Yıllık ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ayrıca ödenir. (4857/md.57) Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmayıp da akort, komisyon ücreti, kâra katılma ve yüzde usulü ücret gibi belirli olmayan süre ve tutar üzerinden ücret alan işçinin izin süresi için verilecek ücret, son bir yıllık süre içinde kazandığı ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden hesaplanır. Ancak, son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, izin ücreti işçinin izine çıktığı ayın başı ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır. 4857 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca yıllık izin ücretleri, iş kazası ve meslek hastalıkları (kısa vadeli sigorta kolları) primlerinden istisna edilmiştir. Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 80. Maddesinin (c) bendinin, “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.” hükmü karşısında bu istisnanın artık uygulanma imkânı kalmamıştır. Bu nedenle yıllık izin ücretleri de çalışma ücretleri gibi işçi ve işveren yönünden sigorta primine tabi tutulmaya devam edilecektir (Bkz: 23.11.2008 tarih ve 27063 sayılı Resmî Gazete). Diğer taraftan 4857 sayılı Kanunun 61. Maddesine göre, işçinin hak kazanıp da kullanmamış olduğu yıllık izinlerine ait ücretlerinin iş sözleşmenin feshinde ödenme zorunluluğu olduğundan, bu ücretler de iş sözleşmesinin feshedildiği ayın kazancına dâhil edilerek sigorta primine tabi tutulacaktır. http://www.isvesosyalguvenlik.com/mevzuat/mvz002.htm http://www.calismadunyasi.com/5510-sayili-kanun 87 www.hedefaof.com Ücretin Ödenme Şekli ve Zamanı Ücret prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir. İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarını yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz. İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır. Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz (4857/md.34). İş sözleşmesinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. İşçilik Maliyetleri Ücretler, işveren açısından işçilik maliyetlerini oluşturduğu halde işgücünü sağlayan taraflar için de gelir olduğu için bu gelirin hesaplanması ve hak sahiplerine belli zamanlarda ödenmesi idari ve mali sorumluluklar gerektirir.İş gücüne yapılan maaş ve ücret ödemeleri, primleri, yasalar gereği ya da gönüllü olarak ödenen çeşitli tazminatlar, primler ve eğitim giderleri işçilik giderlerini oluşturur. İşçilikle ilgili, en önemli sorun çalışılan zamanın belirlenmesidir. Bunun için işçinin işletmede bulunduğu süre ölçülürken aynı zamanda bu işçinin iş yerinde bulunduğu süre içinde hangi işlerde çalıştığını belirlemek gerekmektedir. Bordro ya da ücret bölümü her bir işçinin brüt ve net ücretlerini belirleyerek toplam ücretleri gösteren bordroyu düzenler ve her bir işçinin gelirine ilişkin kayıtları tutar. İşçilere ödenecek net ücretler, sigorta ve vergi kesintileri hesaplanır. Bu hesaplamalarda sigorta primi işveren payları ve diğer ödemeler de dikkate alınarak işçilik maliyetlerinin toplamı bulunur. Ücretlerin dağıtımı yapılıp maliyetler belirlendikten sonra bu maliyetler siparişlere, mamullere, imalat süreçlerine ya da bölümlere yüklenir. İşçiliğin karşılığı yapılacak ödeme, çalışılan zaman birimi (saat, gün, hafta, ay, yıl) imal edilen birim ya da bunların bir karışımı olarak belirlenir. Ücret Muhasebesi bölümü, imalat raporlarından ve zaman kartlarından elde edilen bilgilere dayanarak her işçinin brüt ücreti, her işçiden yapılacak kesintileri ve toplam net ücreti hesaplar. Brüt ücretler; fazla çalışma ücretini, primlerini, gece zammını, vardiya zammını, kasa tazminatını, yemek yardımını, süt-yoğurt yardımını, yakacak yardımını, çocuk zammını, giyim, öğrenim, sağlık, ilaç yardımını içerir. Bu nedenlerden dolayı, işçilik maliyetlerinin kontrolü ve muhasebeleştirilmesi, işletmelerde pek çok bölümün çalışmalarını ilgilendirir. Örneğin, işçinin işletmede bulunduğu zamanın ve bu zamanın hangi işlere harcandığının saptanması bir puantaj konusu olup, endüstri mühendisliği ile ilgili bölümlerin çalışmalarını ilgilendirir. İşçinin iş akdine ve yasalara göre belli bir zaman döneminde hak ettiği ücretin tahakkuk ettirilmesi hak edilen ücretin ve eklerin saptanması, kesintilerin yapılması ve net tutarın kendisine ödenmesi, personel servisinin görevidir. Belli bir dönem içinde tahakkuk ettirilen işçilik maliyetlerinin, dolaylı-dolaysız ayrımının yapılarak, o dönemin imalat maliyetlerine yüklenmesi maliyet muhasebesi servisinin görevidir. İşçilik maliyetlerini oluşturan ücretler esas ücret ve eklerinden oluşur (Bkz. Tablo 5.1). 88 www.hedefaof.com Tablo 5.1: Esas Ücret ve Ekleri Normal mesai ücretleri Ücret Sayılan Ödemeler Ücret benzeri ödemeler Sosyal yardımlar Asıl, esas, normal, çıplak ve kök ücret aynı anlamı taşır. Fazla mesai ücretleri; fazla mesai primleri (fazla mesai ücret artışları); üretim primi; gece zammı vardiya primi; yıllık izin ücretleri; hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri; ihbar tazminatı; kıdem tazminatı; toplu iş sözleşmesi zam farkları; yolluklar. İkramiyeler; kıdem teşvik ikramiyeleri; performans ikramiyeleri; 6772 sayılı yasaya göre ödenen ücretler. Sosyal sigorta işveren payı; tasarrufu teşvik işveren payı; iştirak primi; konut ve kira yardımı; çocuk zammı; aile yardımı; doğum, ölüm ve evlenme yardımları; eğitim ve öğretim yardımı; yiyecek, içecek yardımı; giyecek yardımı; yakacak yardımı. Fazla çalışma nedir? Fazla çalışma süresinin üst sınırı var mıdır? Bir işçi fazla çalışma sürelerine uyulmadığında nereye başvurabilir? ÜCRETLERDEN KESİNTİLER Ücret kavramı yasal kesintilerden arındırılmış olan net ücret ve yasal kesintiler yapılmamış brüt ücret olarak iki şekilde ortaya çıkmaktadır. İşverenin çalışana ödediği ve ücret bordrosunda gösterilen ücret brüt ücrettir. Brüt ücretten sosyal sigorta primleri, vergiler ve diğer kamu kesintileri, sendika aidatı vb. kesintiler çıkarıldıktan sonra çalışanın eline geçen kısma ise net ücret denilmektedir. Sosyal Sigorta Primleri Sosyal sigorta (güvenlik) primi, 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun sigortalılara karşı güvence sağladığı sosyal tehlikelerden birinin gerçekleşmesi halinde yapılacak sosyal sigorta yardımları ile Kurum yönetim giderlerinin karşılığı olarak M.4/I (a) ve (c) bendine göre sigortalı olanlar için sigortalı kazancının belirli bir yüzdesi üzerinden; M.4/I (b) bendine göre sigortalı olanlar için ise sigorta primine esas alt ve üst kazanç sınırları arasından sigortalının belirleyeceği tutarların belirli bir yüzdesine göre alınan paradır. Prim, sahip olduğu özellikleri dolayısıyla kendine has bir finansman aracı olarak sosyal sigortaların en önemli gelir kaynağını oluşturur. Ücret ve gelirler üzerinden alınması dolayısıyla ücretin bir parçası, sigorta yardımlarına karşılık ödendiği için bir fiyat, zorunlu olarak tahsil edildiği için bir vergi olarak değerlendirilebilir (Özdamar, s.315). Prim matrahı, genel olarak primlerin hesabında esas alınacak matrah, sigortalının ücretidir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir. Prime esas kazançların hesabında; 1) Hak edilen ücretlerin, 2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların, 3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır. 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 80. maddesinde iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; 1) Hak edilen ücretler ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay için yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların brüt toplamının esas alınacağı (5510 Md. 80 1. Fıkra (a) bendi), 2) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarlarının prime esas kazanca tâbi tutulmayacağı (5510 Md. 80 1. Fıkra (b) bendi) hüküm altına alınmıştır. (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz. 89 www.hedefaof.com Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle primlerin türüne tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak iki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve edilir. Aylık kazancın hesaplanması: Sigortalılar ve işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesaplanmasında, sigortalının aşağıdaki üç tip geliri göz önünde bulundurulur ve bunların brüt toplamı esas alınır: Günlük kazancın hesaplaması: Primlerin hesabında günlük kazanç esas alınır. Günlük kazanç, prim matrahını oluşturan matrahın otuzda biridir. Temel ilke, o ay içinde alınmış ücretlerin toplamının çalışarak ya da çalışmaksızın, ücret alınmış günlerin sayısına bölünmesi yolundadır. Eğer sigortalı, ayın bütün günlerinde prime esas ücret almışsa, bu durumda günlük kazancı 30’a bölünerek hesaplanacaktır. Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Günlük kazancın alt ve üst sınırları: Günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri (günlük asgari ücret); üst sınırı ise günlük asgari ücretin 6,5 katıdır. Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır. Sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder (5510 Sayılı Kanun Md 82(Değişik birinci fıkra: 13/2/2011-6111/39 md.). Sigortalıların bu aynı sigortalılık haline tâbi olacak şekilde birden fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip eden ay içinde hissesi oranında sigortalıya defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile faiz ödenmez. 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalıların sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerine esas günlük ve aylık kazançlarının alt ve üst sınırlarını aşağıdaki Tablo 5.2’de görebiliriz. Birden çok iş yerinde çalışma durumu: Birden çok iş yerinde çalışan sigortalının, her işverenden elde ettiği kazançlar ayrı ayrı göz önüne alınır ve primler buna göre hesaplanır. Sigortalılar ve işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesaplanmasında, sigortalının o aya ait ücretinin ödenmiş olması şartı var mıdır? 90 www.hedefaof.com Tablo 5.2: Bir İşverene Bağlı Olarak Çalışan Sigortalılar İçin Günlük Kazancın Alt ve Üst Sınırları Özel sektörde Günlük kazanç alt sınırı Aylık kazanç alt sınırı Günlük kazanç üst sınırı Aylık kazanç üst sınırı Kamu sektöründe 2011 yılı Aralık ayının ikinci yarısı için 2012 yılı Ocak ayının ilk yarısı için 15/12/201114/1/2012 devresi için Aylık sınırı Aylık sınırı 31,35 26,85 886,50 760,50 940,50 805,50 192,08* 192,08 * 203,78 * 203,78 * 5.762,40 5.762,40 6.113,40 6.113,40 15/12/2011 ila 14/12/2012 tarihleri arasında sigorta primine esas kazanç alt sınırı 16 Yaşından 16 Yaşından Büyük Olanların Küçük Olanların 27,90 x 16 gün = 23,85 x 16 446,40 gün= 381,60 kazanç alt 29,55 x 14 gün = 25,35 x 14 413,70 gün = 354,90 446,40 + 381,60 + 413,70 = 354,90 = 860,10 736,50 15/1/2012 ila 14/6/2012 tarihleri arasında sigorta primine esas 886,50 760,50 kazanç üst 5.762,40 2012 yılı Haziran ayının ikinci yarısı için 2012 yılı Temmuz ayının ilk yarısı için 15/6/201214/7/2012 devresi için Aylık sınırı Aylık sınırı 1/1/2012 ila 30/6/2012 tarihleri arasında sigorta primine esas 16 Yaşından 16 Yaşından Büyük Olanların Küçük Olanların 29,55 25,35 1/7/2012 ila 31/12/2012 tarihleri arasında sigorta primine esas 16 Yaşından 16 Yaşından Büyük Olanların Küçük Olanların 15/12/2011 - 14/1/2012 döneminde sigorta primine esas kazanç üst sınırı; 16 Yaşından Büyük ve Küçük Olanlar İçin Aynı 181,35 x 16 gün = 2.901,60 192,08 x 14 gün = 2.689,12 2.901,60 + 2.689,12 = 5.590,72 5.762,40 15/6/2012 - 14/7/2012 döneminde sigorta primine esas kazanç alt sınırı 16 Yaşından 16 Yaşından Büyük Küçük Olanların Olanların 29,55 x 16 gün 25,35 x 16 gün = 472,80 = 405,60 kazanç alt 31,35 x 14 gün 26,85 x 14 gün = 438,90 = 375,90 472,80 + 405,60 + 438,90 = 375,90 = 911,70 781,50 15/7/2012 ila 14/12/2012 tarihleri arasında sigorta primine esas 940,50 805,50 kazanç üst 6.113,40 15/6/2012 - 14/7/2012 döneminde sigorta primine esas kazanç üst sınırı 16 Yaşından Büyük ve Küçük Olanlar İçin Aynı 192,08 x 16 gün = 3.073,28 203,78 x 14 gün = 2.852,92 3.073,28 + 2.852,92 = 5.926,20 6.113,40 Sigorta kollarını üç başlıkta ele alabiliriz: 1) Kısa Vadeli Sigorta Kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarıdır. 2) Uzun Vadeli Sigorta Kolları: Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarıdır. 3) Genel Sağlık Sigortası: Uzun ve kısa vadeli sigorta kollarını kapsar. 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 81. maddesi uyarınca; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %20'sidir. Bunun yüzde 9'u sigortalı hissesi yüzde 11'i işveren hissesidir. 91 www.hedefaof.com 5510 sayılı Kanunun 81.maddesi (ı) bendine Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) göre, Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin (%11) beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazine tarafından karşılanacağından, aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenirken, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, işveren hissesi oranı yüzde 11 değil, yüzde 6 olarak dikkate alınacaktır. 5510 sayılı Kanunun 83. maddesi uyarınca; kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre yüzde 1 ilâ yüzde 6,5 oranları arasında olmak üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. Bu primin tamamını işveren öder. Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tâbi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın yüzde 12,5'idir. Bu primin yüzde 5'i sigortalı, yüzde 7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi olanlar ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ve bu Kanunun geçici 13 üncü maddesinde belirtilenlerin genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın yüzde 12'sidir. İşkollarının, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre belirlenen oniki tehlike sınıfı vardır. 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre prim oranlarını aşağıda Tablo 5.3’de görebiliriz. Resmî Gazete bakabilirsiniz. Tehlike sınıflarını görmek için 25 Kasım 2009 tarihli, 27417 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin Tehlike Sınıfları Listesi Tebliği’ne Vergiler Gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde etmiş oldukları ücret gelirleri gelir vergisine tabidir. Ücret bedensel ya da zihinsel bir emek karşılığında işverenden elde edilen hasılayı ifade eder. Bu hasıla para şeklinde olabileceği gibi ayni veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir. Aylık (maaşücret), prim, ikramiye, sosyal yardımlar, zamlar gibi sürekli nitelikteki ödemelerin toplamı brüt ücrettir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması ücretin niteliğini değiştirmez. Tehlike sınıfları: http://www.calismadunyasi.com/prim-tarifecetveli.htm Gelir Vergisi açısından bir ödemenin ücret olarak mı yoksa başka bir gelir unsuru olarak mı vergilendirilmesi gerektiği aşağıda sayılan üç unsura göre tespit edilecektir. Bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret olacak, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmayacaktır. Ücret gelirini meydana getiren üç ana unsur vardır. Bu unsurlar; bir işverene tabi olma, belli bir iş yerine bağlı olma ve hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılmasıdır. 92 www.hedefaof.com Tablo 5.3: 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa Göre Prim Oranları SGK Prim Oranları Sigorta Kolu Sigortalı (İşçi) Payı (%) 4/a (SSK) Kapsamındaki Sigortalılar (İşçiler) İçin Prim Oranı İşveren Payı (%) Toplam (%) Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası 9 11 20 Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası (Fiili Hizmet süresi zammı uygulayan işletmeler için)* 9 12-14 21-23 Kısa Vadeli Sigorta Kolları (İş Kazası ve Meslek Hastalıkları, Hastalık, Analık Sigortası) - 1 - 6,5 1 - 6,5 5 1 15 7,5 2 21,5 - 27 12,5 3 36,5 - 42 Genel Sağlık Sigortası İşsizlik Sigortası Toplam *Fiili Hizmet Süresi Eklenecek İşlerde Çalışanlar İçin Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası Prim Oranı 60 gün eklenecek işlerde 9 90 gün eklenecek işlerde 190 gün eklenecek işlerde 4/b Kapsamındaki Sigortalılar (Bağ-Kur'lular) İçin Prim Oranları 12 21 12,5 21,5 14 23 Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası 20 Kısa Vadeli Sigorta Kolları (İş Kazası ve Meslek Hastalıkları, Hastalık, Analık Sigortası) 1 - 6,5 (işyerinin tehlike sınıf ve derecesine göre) Genel Sağlık Sigortası 12,5 Toplam 33,50 - 39 4/c (Devlet Memurları) Kapsamındaki Sigortalılar İçin Prim Oranı Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası 9 11 20 Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası (Fiili Hizmet süresi zammı uygulayan işletmeler için) 9 14,33-21 23,33-30 Genel Sağlık Sigortası 5 7,5 12,5 Toplam 14 Sosyal Güvenlik Destek Primi Oranı (4/a kapsamındakiler için) 7,5 (4/b kapsamındakiler için) 2008 % 12 2009 % 13 2010 % 14 2011 % 15 Sadece Genel Sağlık Sigortasına Tabi Olanlar İçin Genel Sağlık Sigortası Primi Oranı 12 18,5 – 28,5 32,5 – 42,5 22,5 + 1 ile 6,5 31 ile 36,5 • Bir işverene tabi olma: Herhangi bir ödemenin ücret olarak kabul edilebilmesi için gerekli olan ilk unsur çalışanın işverene tabi olmasıdır. İşveren, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dâhilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Çalışanın işverene bağlılığı fiilî olabileceği gibi kanun, tüzük, yönetmelik veya sözleşmelerlede saptanmış olabilmektedir. • Belli bir iş yerine bağlı olma: İş yeri ticari, sınai, zirai ve mesleki bir faaliyetin yürütülmesi için tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir. Bu yerlere bağlılık hukuki anlamda bir bağlılıktır. Hizmetin mutlaka fiilen iş yerinde yapılması zorunlu değildir • Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması: Ödeme bir hizmet karşılığı değilse ücret sayılmasına imkân yoktur. Hizmet karşılığı olarak yapılan ödeme,nakit (haftalık, aylık vb.), ayın (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) veya para ile temsil edilebilen menfaatler (konut, araç sağlanması gibi ) şeklinde olabilir. Ücret gelirleri gerçek ücretler ve diğer ücretler olmak üzere iki şekilde vergilendirilmektedir: 93 www.hedefaof.com • Gerçek ücretler: Ücretin işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatlerdir. • Diğer ücretler: Bazı kişilerin gerçek ücret üzerinden vergilendirilmesi ücretin saptanmasındaki güçlük nedeniyle mümkün olmamaktadır. Buna göre kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar, özel hizmetlerde çalışan şoförler, özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri, gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanların gerçek ücretlerinin tespitine imkân olmaması nedeniyle bunların safi ücretleri, takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının yüzde 25’i olarak tespit edilecektir. Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi gelirin gerçek ve safi tutarı üzerinden alınmaktadır. Ücretin Safi (Net) Tutarının Tespiti. Ücretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır. Bu indirimler; emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri, sosyal güvenlik destekleme primi, şahıs sigorta primleri, bireysel emeklilik katkı payları, sendikalara ödenen aidatlar (işçi ve memur sendikaları) ve sakatlık indirimidir. Damga Vergisi, maktu veya oransal alınan bir vergidir. Maktu vergi alınan kâğıtlarda, kâğıtların niteliğine göre vergi belirlenir. Oransal olarak alınan vergide ise matrah, kâğıtlarda yazılı olan paradır. Ücretlerin tümü, damga vergisine matrah oluşturur. Özel gider indirimi dışında bütün ödemeler üzerinden binde 6,6 (% 06,6)dır. Diğer İndirimler Emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri, Kanunla kurulan emekli sandıkları ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personellerinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere kurulan sandıklara ödenen aidat ve primler ücretin gayrisafi tutarından indirilebilir. Emeklilik aidatı ve sosyal sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi, yasal olarak kabul edilmiş bulunan kurumlara, yasalarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin tutarına ve oranına bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınmaktadır. Aidat peşin olarak toptan ödenmiş ise, ödenen tutarın tamamı indirim konusu yapılıncaya kadar gayrisafi ücret tutarından indirim konusu yapılması gerekir. Ücretin gerçek ve safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılan aidat ve primleri, herhangi bir nedenle geri alan ve kendilerine toptan ödeme yapılanların, yeniden iştirakçi durumuna girmeleri nedeniyle ilgili kuruma peşin ya da borçlanma suretiyle iade ettikleri aidat ve primleri tekrar ücret matrahından indirim konusu yapmaları mümkün değildir. Sosyal güvenlik destekleme primi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hesaplanarak işçiden kesilen sosyal güvenlik destekleme primi de ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında indirim unsuru olarak dikkate alınabilecektir. Şahıs Sigorta Primleri ve Bireysel Emeklilik Katkı Payları: Sigortanın ve emeklilik sözleşmesinin Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla; ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, ücretin gerçek safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. İndirim konusu yapılacak bireysel emeklilik katkı payları, ödendiği ayda elde edilen ücretin %10’unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta poliçeleri için ödenen primlerde ödendiği ayda elde edilen ücretin %5’ini) ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz. Sendikalara Ödenen Aidatlar (işçi ve memur sendikaları): İşçi sendikalarına ödenen aidatlar, aidatın ödendiğinin sendika tarafından verilecek bir makbuzla belgelendirilmesi kaydıyla, vergi matrahının tayininde gayrisafi ücret tutarından indirilebilecektir. Sendika aidatı işverenler tarafından ücretlerden kesilmek suretiyle ödenmekte ise ve bu şekilde ödenen aidatın ücret bordrosunda gösterilmesi durumunda makbuz aranmaz. Diğer taraftan, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu hükümleri uyarınca 94 www.hedefaof.com kamu görevlileri sendikalarından birisine üye olup, kendisinden sendika tarafından belirlenen tutar kadar kesilen sendika aidatının, ücretin safi tutarının tespitinde matrahtan indirim konusu yapılabilecektir. Sakatlık İndirimi: Gelir Vergisi Kanununa göre çalışma gücünün asgari yüzde 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgari yüzde 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgari yüzde 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve elde ettikleri ücret gelirlerinden aşağıda belirtilen aylık sakatlık indirimi tutarları düşülür. 2012’de uygulanan sakatlık indirim tutarları; birinci derecede sakatlar için 770, ikinci derece sakatlar için 380 ve üçüncü derece sakatlar için 180’dir. Ücretli kişinin kendisi özürlü ise sakatlık indirimi tutarı gelir vergisi kesintisi yapılırken ücret matrahından indirilerek uygulanır. Bu indirimden, kendileri özürlü olmadığı halde bakmakla yükümlü oldukları kişiler arasında özürlü bulunan hizmet erbabı da yararlanır. Ücret geliri yıl içinde kesintiye tabi olmadığı için gelir vergisi beyannamesi veren hizmet erbapları da bu indirimi yıllık olarak hesaplayıp beyanname üzerinden indirebilirler. Ancak, yıl içinde ücret matrahından indirim konusu yapılan sakatlık indirimi tutarının ikinci kez yıllık beyannamede indirim konusu yapılması mümkün değildir. Vergi oranları Bakanlar Kurulu tarafından her yılbaşında belirlenir. Oranlar belli tutar aralıklarında değişir. Örneğin, 2012 yılı Ocak ayından itibaren ücretler için geçerli olan vergi dilimleri ve oranları Tablo 5.4’de görüldüğü gibidir. Tablo 5.4: 2012 Yılı Ücretler İçin Gelir Vergisi Dilimleri ve Oranları 2012 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi Ücret Gelir Dilimleri 10.000’ye kadar 25.000’nin 10.000’si için 1.500, fazlası 88.000’nin 25.000’si için 4.500, fazlası 88.000’den fazlasının T88.000’si için 21.510, fazlası Oran (%) 15 20 27 35 Gelir Vergisi Matrahı (GVM)=Brüt Ücret- (SGK İşçi Payı+İşçi İşsizlik Sigorta Payı) Gelir vergisinin hesaplanabilmesi için ilk önce gelir vergisi matrahının bulunması gerekir. Bulunan gelir vergisi matrahı vergi dilimlerine uygulanır ve gelir vergisi kesintisi bulunur. Yükümlünün aylık gelirine önce ilk oranlar uygulanır. Daha sonra bu gelirler, kümülatif olarak toplanır ve ikinci dilime ulaşıldığında bir sonraki vergi oranı uygulanır. Ücretler yükseldikçe, kümülatif toplam da artacak ve net ücretlerde azalma olacaktır. Bundan dolayı uygulamada, genellikler yüksek ücretli çalışmak isteyenler net ücret anlaşmaları yapmakta, böylece kümülatif toplam dolayısıyla artan vergi oranlarından net ücretlerinin zarar görmesini engellemeye çalışmaktadırlar. Ayrıca, bu toplanan ücretlerin, bordroda ayrı bir sütunda toplanması da öngörülmüştür. Yani bir önceki ay itibarıyla vergi matrahları toplamlı bordroda bir kolonda gösterilir. Ücretin ödenmesi sırasında işverenler tarafından verginin kesilerek vergi dairelerine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek usulde elde edilen ücretlerin vergilendirilmesi esas olarak bu yöntemle yapılmaktadır. ASGARİ ÜCRET Kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmeliklerle yapılan düzenlemelerden en önemlilerinden birisi asgari ücret uygulamasıdır. sosyal ve ekonomik gelişmelere ve fiyat dalgalanmalarına bağlı olarak değişen ve işçinin yaşam ihtiyaçlarını minimum düzeyde gidermesini sağlayan ücrete asgari ücret denir. İşçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin asgari gıda, mesken, giyim, sağlık, aydınlatma, taşıt, kültürel eğlence gibi zorunlu gereksinimlerini karşılamaya yetecek miktarda olmalıdır. Asgari ücret uygulanmasında üç yol vardır: 1) Devletin bir kanunla tüm ülke çapında tek bir asgari ücret tespit etmesi, 2) Kanunla düzenlenen komisyonlar tarafından bölgeler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı asgari ücretin tespiti, 3) Toplu sözleşmelerle asgari ücretin düzenlenmesi. Asgari ücret tespitinde sadece fizyolojik değil, kültürel asgari geçim haddinin de dikkate alınması gerekir. 2012 Yılı Brüt Asgari Ücret Tutarları Tblo 5.5 ve Tablo 5.6’da görülmektedir. 95 www.hedefaof.com Tablo 5.5: 2012 Yılı Brüt Asgari Ücret Tutarları Dönem 01.01.2012 30.06.2012 01.07.2012 31.12.2012 16 Yaşını Dolduranlar Günlük Aylık 16 Yaşını Doldurmayanlar Günlük Aylık 29,55 886,50 25,35 760,50 31,35 940,50 26,85 805,50 Tablo 5.6: 2012 Yılında Özel Sektörde Bir İşverene Bağlı Olarak Çalışan 16 Yaşını Doldurmuş İşçiye Ödenecek Net Asgari Ücret Tutarları 01/01/2012-30/06/2012 01/07/2012-31/12/2012 Aylık Brüt Asgari Ücret 886,50 940,50 İşçiye Ait Sigorta Primi Kesintisi (%14) 124,11 131,67 8,87 9,41 113,03 119,91 5,85 6,21 Kesintiler Toplamı 251,85 267,20 Asgari Geçim İndirimi Hariç İşçiye Ödenecek Net Ücret Asgari Geçim İndirimi (Bekar ve Çocuksuz) 634,65 673,30 66,49 66,49 Asgari Geçim İndirimi Dahil İşçiye Ödenecek Net Ücret 701,14 739,79 İşçiye Ait İşsizlik Sigortası Primi Kesintisi (%1) İşçinin Asgari Geçim İndirimi Ödeyeceği Gelir Vergisi (%15 ) Damga Vergisi Kesintisi (‰ 6,6) Öncesi ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ Asgari geçim indirimi uygulaması, ücretlilerin vergi matrahları üzerinden vergi tarifesi kullanılarak hesaplanan gelir vergisinden, çalışanın medeni durumuna göre yılın başında uygulanan brüt asgari ücret esas alınarak hesaplanacak bir indirim tutarıdır. Asgari geçim indirimi uygulaması sadece gerçek usulde vergilendirilen (net ücret sözleşmesi ile çalışanlar dahil) gerçek kişilerin ücret gelirleri için yapılabilecektir. Ücretler dışındaki vergiye tabi gelirler, (ticari kazançlar, zirai kazançlar, serbest meslek kazançları, menkul sermaye iratları, gayrimenkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar) söz konusu uygulamaya tabi değildir. Ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişiler asgari geçim indiriminden yararlanabilecektir. Ancak; 1) Ücretleri diğer ücret kapsamında vergilendirilen hizmet erbabı, 2) Ücret geliri elde etmeyen diğer gerçek kişiler, 3) Başka bir kanun hükmü (4490 Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu, 4691 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu v.b.) uyarınca ücretlerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmayanlar, 4) Dar mükellefiyet kapsamında ücret geliri elde edenler asgari geçim indiriminden yararlanamazlar. www.ivdb.gov.tr/guncel/asgarı%20gecım%20ındırımı.pdf 265 Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğine göre, bir ücretlinin asgari geçim indirimi uygulaması kapsamında hak kazanacağı indirim tutarı aylık bazda hesaplanacak ve uygulanacaktır. Yani, ücretlinin medeni durumu, asgari ücretin, takvim yılı başındaki yıllık tutarı dikkate alınarak hesaplanan yıllık indirim tutarının 1/12’si, her ay ücret üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden indirim konusu yapılacaktır. Asgari geçim indirimi ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarına mükellefin kendisi için yüzde 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi içinyüzde 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için yüzde 7,5’i, diğer çocuklar için yüzde 5’i olmak üzere ücretlinin şahsi 96 www.hedefaof.com ve medeni durumu dikkate alınarak hesaplanan indirim oranlarının uygulanması sonucu bulunacak matrahın, gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine karşılık gelen yüzde 15’lik oranla çarpımı suretiyle bulunan tutarın 12’ye bölünmesi sonucu her aya isabet eden tutar hesaplanır. Tablo 5.7, Asgari Geçim İndirimi Tablosunu göstermektedir. Tablo 5.7: Asgari Geçim İndirimi Tablosu Asgari geçim indiriminden yararlanan Çalışanın kendisi Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş 1. çocuk 2. çocuk 3. çocuk 4. çocuk İndirim oranı (%) 50 10 7,5 7,5 5 5 Asgari geçim indirimini bir örnekle açıklayalım: Örneğin, evli, eşi çalışmayan ve eşinin herhangi bir geliri bulunmayan, iki çocuklu bir ücretlinin ücreti üzerinden hesaplanan gelir vergisinden indirilecek vergi tutarı hesaplanırken, matrah olarak, yıllık brüt asgari ücretin yüzde 75’i dikkate alınacaktır. Bu şekilde hesaplanan tutara da yüzde 15 vergi oranı uygulanarak, ücretlinin gelir vergisinden bir yıllık sürede indirilebilecek vergi tutarına ulaşılacaktır. Buna göre bir ücretlinin aylık dönemde hak kazanacağı indirim tutarını hesaplamada kullanılan formül aşağıdaki gibidir. Bu şekilde hesaplanan bu tutar ödenecek vergiden mahsup edilir. (Yıllık Brüt Asgari Ücret x Asgari Geçim İndirimi Oranı) x % 15)/12 Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 16 yaşından büyükler için asgari ücret 2012 yılının birinci altı aylık döneminde aylık brüt 886,50, ikinci altı aylık dönemi için ise aylık brüt 940,50 olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, asgari geçim indirimi tutarının hesaplanmasında, yukarıdaki formülde yer alan asgari ücretin yıllık brüt tutarı olarak, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarı olarak (886,50 X 12=) 10.638’nin dikkate alınması gerekir. Hesaplamalarda bu tutar 12 ay boyunca kullanılacak olup, 2012 yılının ikinci yarısında asgari ücretin farklı uygulanması bu hesaplamaları etkilemeyecektir. Asgari Geçim İndiriminin hesaplanması Tablo 5.8’de; aylık net ücretler ise Tablo 5.9’da görülmektedir. Gerçek usule tabi ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak hangi usul kabul edilmiştir, diğer usuller nelerdir? 97 www.hedefaof.com Tablo 5.8: 2012 Yılı Asgari Geçim İndiriminin Hesaplanmasına İlişkin Tablo 2012 Yılı Asgari Geçim İndiriminin Hesaplanmasına İlişkin Tablo (Asgari ücret; 2012 yılı için aylık 886,50 yıllık 10.638,00 olarak dikkate alınmıştır) Matrah İndirim Ücretlinin Medeni Oran (%) (Yıllık Brüt Asgari Tutarı Aylık Tutar Durumu Ücret X Agi Oranı) [(3) X %15] [(4)/12] (1) (2) (3) (4) (5) Bekâr 50,00 5.319,00 797,85 66,48 Evli Eşi Çalışmayan 60,00 6.382,80 957,42 79,78 Evli Eşi Çalışmayan 1 67,50 7.180,65 1.077,09 89,75 Çocuklu Evli Eşi Ç Alışmayan 75,00 7.978,50 1.196,77 99,73 2 Çocuklu Evli Eşi Çalışmayan 3 80,00 8.510,40 1.276,56 106,38 Çocuklu Evli Eşi Çalışmayan 4 85,00 9.042,30 1.356,34 113,03 Çocuklu* Evli Eşi Çalışan 50,00 5.319,00 797,85 66,48 Evli Eşi Çalışan 1 57,50 6.116,85 917,52 76,46 Çocuklu Evli Eşi Çalışan 2 65,00 6.914,70 1.037,20 86,43 Çocuklu Evli Eşi Çalışan 3 70,00 7.446,60 1.116,99 93,08 Çocuklu Evli Eşi Çalışan 4 75,00 7.978,50 1.196,77 99,73 Çocuklu Evli Eşi Çalışan 5 80,00 8.510,40 1.276,56 106,38 Çocuklu Evli Eşi Çalışan 6 85,00 9.042,30 1.356,34 113,03 Çocuklu Tablo 5.9: 2012 Yılı Asgari Geçim İndirimi Tutarları Dahil Aylık Net Ücret Medeni Durum Aylık Asgari Geçim İndirimi Bekar 66,49 Asgari Ücret Dahil Aylık Net Ücret 01/01/201230/06/2012 701,14 Evli eşi çalışmayan 79,79 714,44 753,09 Evli eşi çalışmayan 1 çocuklu 89,76 724,41 763,06 Evli eşi çalışmayan 2 çocuklu 99,73 734,38 773,03 Evli eşi çalışmayan 3 çocuklu 106,38 741,03 779,68 Evli eşi çalışmayan 4 çocuklu 113,03 747,68 786,33 Evli eşi çalışan 66,49 701,14 739,79 Evli eşi çalışan 1 çocuklu 76,46 711,11 749,76 Evli eşi çalışan 2 çocuklu 86,43 721,08 759,73 Evli eşi çalışan 3 çocuklu 93,08 727,73 766,38 Evli eşi çalışan 4 çocuklu 99,73 734,38 773,03 Evli eşi çalışan 5 çocuklu 106,38 741,03 779,68 Evli eşi çalışan 6 çocuklu 113,03 747,68 786,33 98 www.hedefaof.com Asgari Ücret Dahil Aylık Net Ücret 01/07/2012-31/12/2012 739,79 ÜCRET KESİNTİLERİNİN HESAPLANMASI Bir ay 30 gün olarak kabul edilir. İş Kanunu’na göre, çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Yine Kanun’a göre, Cumartesi ve Pazar çalışılmayarak, hafta içi günde 9 saat çalışılması yoluyla haftalık çalışmanın tamamlanması mümkündür. Eğer bir iş yerin de çalışma süresi 9 saati aşarsa, hafta içi fazla çalışma olarak adlandırılmaktadır. Hafta içi fazla çalışma ücreti, normal çalışma süresinin saat başına düşen tutarının %50 fazlası ile ödenir. Aylık ücretlerde saat ücreti aylığın 225 saate bölünmesiyle bulunur. Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir. 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren ödenecek ücretler ve “prim, ikramiye gibi her türlü istihkak” bankalar aracılığı ile ödenir. Ücret yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenebilir. Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz. Ücret ya da ücret sayılan ödemelerden yapılan sigorta ve vergi kesintileri yapılması sırasında birçok belge düzenlenmektedir. Bu belgelerin en önemlileri ücret bordrosu ve sigorta bildirgeleridir. Bordro düzenlemesi yapılırken, bordronun içine çıplak ücretin yanı sıra girmesi gereken o ay içinde tahakkuk etmiş olan fazla çalışma, prim, ikramiye ve bazı sosyal yardımlar da konulur. Ayrıca hafta tatili, genel tatil ücretleri de gösterilir. Ücret bordrosu üzerinde; • Hesaplanan Sosyal Sigorta İşçi Payı (Toplam ücretlerin sigorta taban ve tavan limitleri içinde kalan kısımlarının %14’ü), • Gelir Vergisi Stopajı (Toplam ücretlerden GVK’na göre hesaplanan özel sakatlık indirimleri ile sosyal sigorta işçi hissesinin ve %2 işsizlik sigortasının düşülmesinden sonra kalan kısmın %15 40’ı), • Damga Vergisi (Toplam ücretlerin doğum, ölüm ve çocuk yardımı hariç %06,6) kesilir ve geriye kalan işçiye net olarak ödenir. 99 www.hedefaof.com Ücret Bordrosu Formülleri: Brüt Ücret: Çıplak ücret + fazla çalışma primleri+ikramiyeler + hafta sonu ve diğer tatil ücretleri + sosyal yardımlar SGK Primi İşçi Payı: Brüt Ücret x %14 SGK Primi İşveren Payı: Brüt Ücret x Prim Oranı (%19,5 ile %25 arası) İşsizlik Sigortası İşçi Payı: Brüt ücret x %1 İşsizlik Sigortası İşveren Payı: Brüt ücret x %2 Gelir Vergisi Matrahı:[Brüt ücret - (SGK Primi İşçi Payı + İşsizlik Sigortası İşçi Payı)] Gelir Vergisi Stopajı: Gelir Vergisi Matrahı x Gelir Vergisi Oranı Damga Vergisi: Brüt Ücret x % 06,6 Net Ücret : Brüt Ücret – İşçi Kesintileri Toplamı Ödenecek Net Tutar: Net Ücret + Asgari Geçim İndirimi İşverene Maliyeti: Net Ücret + Tüm Yasal Kesintiler SGK İşçi Payı 886,50 x %14 = 124,11’den AZ; 5.762,40 x %14 = 806,74’den FAZLA olamaz. Kesilen Sosyal Sigorta İşçi payı, Hesaplanan İşveren payı ve İşsizlik Sigortası İşçi ve İşveren payları Sosyal Sigorta bildirgesi ile izleyen ayın sonuna kadar Sosyal Sigortalar Kurumuna; Gelir Vergisi stopajı ve Damga Vergisi, izleyen ayın yirmisine kadar muhtasar beyanname ile Vergi Dairesine yatırılır. Sosyal Sigorta İşveren payı Sosyal Sigorta Primleri Bildirgesi ile hesaplanır. Sosyal Sigorta İşveren payı, toplam sigorta primlerinden işçi hissesi olanyüzde 14’ün düşülmesi ile bulunur. Şekil 5.1’de bir bordro örneği yer almaktadır. http://kitap2.bordronet.com.tr/ 2012 yılında, birden fazla işverenden ücret alanlar, birden fazla işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, Gelir Vergisi Kanununda yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2012 yılı için 25 bin) aşmayan mükelleflerin tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretleri yıllık beyanname ile beyan etmeyeceklerdir. Ancak birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, Gelir Vergisi Kanununda yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşarsa, tüm ücretlerini (ilk işverenden aldıkları ücret de dahil) yıllık gelir vergisi beyannamesi ile vergi dairesine beyan edeceklerdir. Vergi; tüm işverenlerden alınan ücret gelirleri toplanarak hesaplanacak, yıl içinde kesilen gelir vergileri bundan mahsup edilecek, kalan miktar ise ücretli tarafından ödenecektir. Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı ücretli tarafından serbestçe belirlenecektir. http://www.muhasebedersleri.com/kurumsal-basvurular/aylik-ucretbordrosu.html http://www.hayatnotu.com/2012-ucret-bordrosu-kumulatif-aylik-uc-aylikmuhtasarmuhasebe-kaydi-hazir-excel-tablosu-programi-uygulamasi-dosyasi-indir.html 100 www.hedefaof.com Şekil 5.1: Ücret Bordrosu Örneği 101 www.hedefaof.com Tablo 5.10: Özel Sektörde Bir İşverene Bağlı Olarak Çalışan Sigortalılar için 2012 yılı asgari ücrete ilişkin bilgiler (16 yaşını doldurmuş, bekar işçiler için) 01.01.2012 - 30.06.2012 Asgari Ücret 886,50 Ssk Taban Matrahı 886,50 Ssk Tavan Matrahı 5.762,40 Gün 30 Günlük Ücreti 29,55 Brüt Aylık Ücreti 886,50 İşçi İşsizlik Sigortası (%1) 8,87 İşçi Ssk Payı (%14) 124,11 Gelir Vergisi Matrahı 753,52 Gelir Vergisi Tutarı (%15) 113,03 Asgari Geçim İndirimi Tutarı 66,49 Kalan Gelir Vergisi Tutarı 46,54 Damga Vergisi Tutarı (%06,6) 5,85 Kesintiler Toplamı (Agi Düşülmüş) 185,37 Net Ele Geçen Tutar (Agi Dahil) 701,13 Brüt Aylık Ücreti 886,50 İşveren Ssk Payı (%14,50) (Sigorta Primi İşveren Payından 5 Puanlık İndirim 128,54 Dikkate Alınmıştır. %19,50 - % 5)* İşveren İşsizlik Sigorta Fonu (%2) 17,73 Asgari Ücretin İşverene Toplam Maliyeti 1.032,77 *5763 Sayılı Kanunun24.Maddesine Dayanarak, 5510 Sayılı Kanunun 81. Maddesine Eklenen "I" Bendine İstinaden Gerekli Şartları Sağlayan İşverenlere SGK Primi İşveren Payında 5 Puanlık İndirim Öngörülmüştür. Gerekli Şartları Sağlamayan İşverenler İçin SGK Primi İşvren Payı %19,5 Olarak Devam Etmektedir. Bu İşverenler İçin SGK Primi İşveren Payı 1.077.10'dir. Bay (A) işletmede asgari ücretle çalışmaktadır. Bay A evli ve iki çocuğu vardır ancak eşi çalışmamaktadır. İşyerinin tehlike sınıfının %1 olduğunu varsayalım. Bu duruma göre Bay A’nın 2012 Ocak Ayına ilişkin net ücretini hesaplayınız. 102 www.hedefaof.com Özet Üretime düşünsel veya fiziksel emeğini katan işgücüne verdikleri hizmetleri karşılığında ödenen ayni ve nakdi büyüklüğe ücret denilmektedir. Aylık (maaş-ücret), prim, ikramiye, sosyal yardımlar, zamlar gibi sürekli nitelikteki ödemelerin toplamı brüt ücrettir. Hukuki açıdan ücret, hizmet sözleşmesi çerçevesinde işgörenin yapmış olduğu iş karşılığında işveren tarafından işgörene sağlanan menfaatlerin tümüdür. 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesine göre ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu 61. maddesine göre ücret, belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatlerdir. Dar anlamda ücret terimi ile bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutarlar kastedilmektedir. Bu ücret işçinin asıl ücretidir ve kök ücreti ifade etmektedir. Geniş anlamda ücret ise yasa ve sözleşme ile işçiye sağlanan para veya para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerin, yani prim ve sosyal yardımların kök ücrete eklenmesi ile oluşan ücrettir. Buna giydirilmiş ücret de denilmektedir. Gelir Vergisi açısından bir ödemenin ücret olarak mı yoksa başka bir gelir unsuru olarak mı vergilendirilmesi gerektiği aşağıda sayılan üç unsura göre tespit edilecektir. Bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret olacak, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmayacaktır. Ücret gelirini meydana getiren üç ana unsur bulunmaktadır. Bunlardan biri bir işverene tabi olma; ikincisi belli bir iş yerine bağlı olma ve üçüncüsü de hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılmasıdır. Ücret kavramı yasal kesintilerden arındırılmış olan net ücret ve yasal kesintiler yapılmamış brüt ücret olarak iki şekilde ortaya çıkmaktadır. İşverenin çalışana ödediği ve ücret bordrosunda gösterilen ücret brüt ücrettir. Brüt ücretten sosyal sigorta primleri, vergiler ve diğer kamu kesintileri, sendika aidatı vb. kesintiler çıkarıldıktan sonra çalışanın eline geçen kısma ise net ücret denilmektedir. tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır. Bu indirimler; emekli aidatı ve sosyal sigorta primleri, sosyal güvenlik destekleme primi, şahıs sigorta primleri, bireysel emeklilik katkı payları, sendikalara ödenen aidatlar (işçi ve memur sendikaları), sakatlık indirimi. Ücret ya da ücret sayılan ödemelerden yapılan sigorta ve vergi kesintileri yapılması sırasında birçok belge düzenlenmektedir. Bu belgelerin en önemlileri ücret bordrosu ve sigorta bildirgeleridir. Bordro düzenlemesi yapılırken, bordronun içine çıplak ücretin yanı sıra girmesi gereken o ay içinde tahakkuk etmiş olan fazla çalışma, prim, ikramiye ve bazı sosyal yardımlar da konulur. Ayrıca hafta tatili, genel tatil ücretleri de gösterilir. Ücret bordrosu formülleri şunlardır: Brüt Ücret: Çıplak ücret + fazla çalışma primleri+ikramiyeler + hafta sonu ve diğer tatil ücretleri + sosyal yardımlar SGK Primi İşçi Payı: Bürüt Ücret x %14 SGK Primi İşveren Payı: Brüt Ücret x Prim Oranı (%19,5 ile %25 arası) İşsizlik Sigortası İşçi Payı: Brüt ücret x %1 İşsizlik Sigortası İşveren Payı: Brüt ücret x %2 Gelir Vergisi Matrahı:[Brüt ücret - (SGK Primi İşçi Payı + İşsizlik Sigortası İşçi Payı) [ Gelir Vergisi Stopajı: Gelir Vergisi Matrahı x Gelir Vergisi Oranı Damga Vergisi: Brüt Ücret x % 06,6 Net Ücret : Brüt Ücret – İşçi Kesintileri Toplamı Ödenecek Net Tutar: Net Ücret + Asgari Geçim İndirimi İşverene Maliyeti: Net Ücret + Tüm Yasal Kesintiler Ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi, gelirin gerçek ve safi tutarı üzerinden alınmaktadır. Ücretin safi 103 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 1. İşçiye sağlanan ikramiye, prim, sosyal yardımlar ile diğer ek ödemelerin katılmadığı ücrete ne ad verilir? 6. Ücretlerden kesilecek Gelir Vergisi’nin hesaplanabilmesi için kullanılacak gelir vergisi matrah eşitliği aşağıdakilerden hangisidir? a. Kök ücret a. Gelir vergisi matrahı = Brüt Ücret- (SGK İşçi Payı+İşçi İşsizlik Sigorta Payı) b. Prim b. Gelir vergisi matrahı =Brüt Ücret- (SGK İşçi Payı+SGK İşveren Sigorta Payı) c. Sosyal yardım d. Net ücret c. Gelir vergisi matrahı =Brüt Ücret- (SSKİşçi Payı+İşveren İşsizlik Sigorta Payı) e. Çıplak ücret 2. İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarının günün fiyatları üzerinden hesaplanması yoluyla Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen ve ilan edilen ücrete ne ad verilir? a. Asgari ücret b. Yarım ücret d. Gelir vergisi matrahı =Kök Ücret- (SGK İşçi Payı+İşçiİşsizlik Sigorta Payı+ SGK İşveren Sigorta Payı) e. Gelir vergisi matrahı =Kök Ücret- (SGK İşçi Payı+İşçiİşsizlik Sigorta Payı+ SGK İşveren Sigorta Payı+İşveren İşsizlik Sigorta Payı) 7. Sosyal ve ekonomik gelişmelere ve fiyat dalgalanmalarına bağlı olarak değişen ve işçinin yaşam ihtiyaçlarını minimum düzeyde gidermesini sağlayan ücrete ne ad verilir? c. Brüt kazanç d. Yıllık kazanç e. Minimum kazanç a. Asgari ücret 3. Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalara ne ad verilir? a. Fazla çalışma b. Çıplak ücret c. Reel ücret d. Baz ücret e. Net ücret 8. İş Kanununa göre çalışma süresi bir haftada en çok kaç saat olabilir? b. Fazla sürelerle çalışma c. Azami çalışma a. 225 d. Zorunlu nedenlerle çalışma b. 30 e. Olağanüstü çalışma 4. Ücretten kesilecek Gelir Vergisi oranları aşağıdakilerden hangisi tarafından belirlenir? c. 40 d. 49 e. 45 a. İşveren 9. Asgari geçim indirimi uygulaması aşağıdakilerden hangisine ait ücret gelirleri için yapılabilecektir b. Anayasa c. İş Kanunu d. Bakanlar Kurulu diğer ücret a. Ücretleri vergilendirilen hizmet erbabı e. Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında 5. Birinci dereceden sakat sayılması için kişinin çalışma gücünün asgari yüzde kaçını kaybetmiş olması gerekir? b. Ücret geliri elde etmeyen diğer gerçek kişiler a. 90 d. Sadece gerçek usulde vergilendirilen (net ücret sözleşmesi ile çalışanlar dahil) gerçek kişilerin b. 85 c. 80 d. 60 c. Dar mükellefiyet kapsamında ücret geliri elde edenler e. Çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş ile evli işçiler e. 40 104 www.hedefaof.com 10. Ücret hesaplamasında damga vergisi tutarı hesaplanırken binde 6,6 oranı aşağıdakilerden hangisine uygulanır? a. Brüt ücret - Sosyal Güvenlik kesintileri 101,55 – 89,61 = 11,94 (8) İşveren payları:SSK işveren payı: Brüt ücret x %[19 + ( tehlike sınıfı / 2 )]:19 + ( 2 / 2 ) = 20 b. Gelir vergisi matrahı Brüt ücret 796,50 x 0.20 = 159,3 x %20 c. Asgari ücret İşsizlik sigortası işveren payı: Brüt ücret x %2: 796,50 x 0.02 = 15,93 d. Brüt ücret Net ücret= Brüt ücret- (SGK işçi payı+ İşsizlik sigortası işçi payı+ Ö.Gelir V+DV) e. Brüt ücret - Gelir Vergisi Net ücret=796,50-(111,51 +7,97 +11,94 +5,26) = 659,82 Yaşamın İçinden İşçi Ücret Hesaplaması Ve Muhasebe Kayıtları Örnek: İşletmenin 2011 Ocak ayında asgari ücretle çalışan bir işçisinin ücret bordrosu, asgari geçim indirimi ve muhasebe kayıtları aşağıdaki gibi olacaktır (İşçi evli, eşi çalışmamakta ve 2 çocuğu bulunmaktadır). İşyerinin tehlike sınıfı 2 dir Asgari Geçim İndirimli Aylık Ücret Bordrosunun Ayrıntılı Hesaplamaları: --------------------/------/-----------------------------770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı 971,73 Brüt ücretler: 796,50 SGK işveren payı: 159,3 İşsizlik sigortası işveren payı: 15,93 136 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabı 89,61 Asgari Geçim İndirimi 89,61 335 Personele Borçlar Hesabı 659,82 İşçinin aldığı Ocak ayındaki asgari ücret brüt: 796,50 (1) Net ücret: 659,82 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar Hs 106,77 SGK işçi payı: Brüt ücret x %14: 796,50 x 0.14 = 111,51 (2) Gelir vergisi: 101,51 İşsizlik sigortası işçi payı: Brüt ücret x %1: 796,50 x 0.01 = 7,97 (3) Damga vergisi: 5,26 Gelir vergisi matrahı: Brüt ücret – (SSK işçi payı + İşsizlik sigortası işçi payı): 361 Ödenecek Sosyal Kesintileri Hs 94,71 796,50 – (111,51 + 7,97 ) = 677,02 (4) SGK işçi payı: 111,51 Gelir vergisi: Gelir vergisi matrahı x %15: SGK İşveren payı: 159,3 677,02 x 0.15 = 101,55 (5) İşsizlik sigortası işçi payı: 7,97 Damga vergisi: Brüt ücret x %066: İşsizlik sigortası işveren payı: 15,93 Güvenlik 796,50 x 0.0066 = 5,26 (6) --------------------/------/------------------------------ Asgari Geçim İndirimi: 335 Asgari Geçim İndirimi Matrahı: Kendisi için oran %50 = 796,50 x 0.50 = 398,25 Eşi için oran %10 = 796,50 x 0.10 = 79,65 1. çocuk için oran %7,5 = 796,50 x 0.075 = 59,74 2. çocuk için oran %7,5 = 796,50 x 0.075 = 59,74 —————————————————– Asgari Geçim İndirimi Matrahı : 597,38 Personele Borçlar Hesabı 100 Kasa Hes. 659,82 ------------------/-------/---------------------------360 Ödenecek Vergi ve Fonlar Hs 106,77 Gelir vergisi: 101,51 Damga vergisi: 5,26 136 Diğer Çeşitli Alacaklar Hesabı 89,61 Asgari Geçim İndirimi 89,61 100 Kasa Hesabı 17,16 Asgari Geçim İndirimi: Asgari Geçim İndirimi Matrahı x %15: 597,38x 0.15 = 89,61 (7) Ödenecek Gelir Vergisi: Gelir vergisi – Asgari geçim indirimi 659,82 -------------/----/-----------361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri Hs 294,71 105 www.hedefaof.com SSK işçi payı: SSK İşveren payı: İşsizlik sigortası işçi payı: İşsizlik sigortası işveren payı: 15,93 111,51 159,3 7,97 100 Kasa Hesab 294,71 --------------/-----/-----------------------Kaynak: http://muhasebedersi.blogcu.com/2011-isci-ucrethesaplamasi-ve-muhasebe kayitlari/9660478 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. a Yanıtınız doğru değilse “Ücretin Kapsamı” bölümünü yeniden gözden geçiriniz. 2. a Yanıtınız doğru değilse “Ücret Türleri” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 3. b Yanıtınız doğru değilse “Ücret Türleri” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 4. d Yanıtınız doğru değilse “Vergiler” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 5. c Yanıtınız doğru değilse “Vergiler” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 6. a Yanıtınız doğru değilse “Vergiler” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 7. a Yanıtınız doğru değilse “Asgari Ücret” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 8. e Yanıtınız doğru değilse “Ücret Kesintilerinin Hesaplanması” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 9. d Yanıtınız doğru değilse “Asgari Geçim İndirimi” bölümünü yeniden gözden geçiriniz 10. d Yanıtınız doğru değilse “Ücret Kesintilerinin Hesaplanması” bölümünü yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi en çok 45 saattir. Kural olarak bu süre çalışılan günlere eşit bölünerek günlük çalışma süresi belirlenir. Fakat bu süre de (günlük çalışma süresi) en fazla 11 saat olarak belirlenebilir ve bu süreye fazla çalışma süresi de dâhildir. İş Yasası’nda belirtilen haftalık 45 saatlik veya günlük 11 saatlik çalışma süresini aşan çalışmalara fazla çalışma denir. Denkleştirme uygulanan işyerlerinde, denkleştirme sürelerine uygun olmak koşuluyla, haftalık 45 saatlik süre aşılabilir. Eğer denkleştirme sonucunda haftalık çalışma süresi 45 saate tekabül ediyorsa, 45 saatten fazla çalıştırıldığınız haftalar için artık fazla çalışma süresi hesaplanmaz. Fakat her halükarda günlük çalışma süreniz 11 saati aşıyorsa bu süre fazla çalışma sayılır ve bu durumda haftalık 45 saatin aşılıp aşılmadığına bakılmaz. İşçiye, bir yılda 270 saatten çok fazla çalışma yaptırılamaz. Fazla mesai yapılan her saat için normal saat ücretinin ½ fazlası ödenir. Örneğin normal 1 saatlik ücretiniz 10 ise fazla çalıştığınız her saat için ücretiniz 15 olarak hesaplanacaktır. Taraflar kendi aralarında yapacakları sözleşme ile daha yüksek oranlarda fazla çalışma ücreti kararlaştırabilirler fakat daha azı kararlaştırılamaz Daha fazla sürelerle çalıştırılıyorsanız Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne şikâyette bulunabilirsiniz. Çay-kahve veya yemek için genelde öğlen saatlerinde verilen ara dinlenmesi bu sürelerden sayılmaz ve ücretlendirilmez. Fakat bu sürede de çalıştırılmışsanız ücretlendirilmesi gerekir. Sıra Sizde 2 Sigortalılar ve işverenlerin bir ay içinde ödeyecekleri primlerin hesaplanmasında, sigortalının o ay hak ettiği ücretlerin tahakkuk ettirilmesi yeterlidir. Mutlaka ödenmiş olması koşulu aranmaz. Ancak ay içinde ödenen, prim, ikramiye gibi unsurlar ödemenin yapıldığı dönemde matraha dâhil edilecektir. Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir 106 www.hedefaof.com Sıra Sizde 3 Gerçek usule tabi ücretlerin vergilendirilmesi iki şekilde yapılmaktadır: Ücretten işveren tarafından vergi kesintisi yapılması ve elde edilen ücretin yıllık beyanname ile beyan edilmesi. Kesinti yoluyla vergilendirme, ücretlerin ödenmesi sırasında sorumlular tarafından verginin kesilerek vergi dairelerine yatırılmasına kesinti (tevkifat) usulü denilmektedir. Gerçek usulde elde edilen ücretlerin vergilendirilmesi esas olarak bu yöntemle yapılmaktadır. ücretin yıllık beyanname ile beyan edilmesinde, tek işverenden alınmış ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilmeyecek, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dâhil edilmeyecektir. Kesintiye tabi tutulmamış ücret gelirleri için “diğer ücretler” hariç, tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri 4857 Sayılı İş Kanunu 2821 sayılı Sendikalar Kanunu 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Yararlanılan Kaynaklar Benligiray, S. (2007). Ücret Yönetimi. İstanbul, Beta basım. Özdamar, M. (2009). 5510 Sayılı Kanuna Göre Sigorta Primine Esas Kazançların Hesaplanması, Mali Çözüm, Sayı 93, Yıl 2009. Sıra Sizde 4 SGK İşçi Prim Kesintisi (%14) 886,50 x %14= 124,11 SGK İşçi İşsizlik Prim Kesintisi (%1)886,50 x %1= 8,86 http://www.muhasebeciyizbiz.com/ucretgelirinin-vergilendirme-sekli.html SGK İşveren Prim Kesintisi (%19,5)886,50 x %19.5= 172,87 http://www.ilkayuyarkaba.av.tr/sayfalar.2624.fazl a-mesai-ucreti-nasil-hesaplanir-fazla-mesaiucreti-nasil-alinir-ispatlanir SGK İşveren İşsizlik Prim Kesintisi (%2) 886,50 x %2= 17,73 http://www.calismadunyasi.com/prim-tarifecetveli.htm İşçi Ücretlerinden Kesintileri Gelir Vergisi Matrahı http://www.calismadunyasi.com/5510_sayili_Sos yal_Sigortalar_ve_Genel_Saglik_Sigortasi_Kanu nu.htm 886,50 – (124,11+8,86) = 753,53 http://www.alomaliye.com/4857_sk.pdf Gelir Vergisi Tutarı (%15) http://www.calismahayati.net/guncelbilgi.htm 753,53 x %15= 113,03 http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehbe ri/2012_Ucret_rehberi.html Yapılan Vergi (Stopaj) Damga Vergisi (%06,6) 886,50 x %06,6) = 5,85 Net Ücret = (Brüt Ücret – İşçi Kesintileri Toplamı) http://www.ikademi.com/ucret-yonetimi/703ucret-nedir-ne-sekilde-odenir.html http://www.edipkaban.com/main.asp?pid=60 886,50 – (124,11 + 8,86 + 113,03 + 5,85) = 634,65 http://www.nuveforum.net/1738-genel-kulturuu/71349-ucret-nedir/ Ödenecek Net Ücret = Net Ücret + Asgari Geçim İndirimi http://www.istanbulsmmmodasi.org.tr/mevzuat.a sp 634,65 + 99,73 = 734,38 İşverene Maliyeti = Brüt Ücret + SGK İşveren Kesintileri 886,50 + (172,87 + 17,73) = 1.077,10 107 www.hedefaof.com 6 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ödül ve ödüllendirme kavramlarını tanımlayabilecek, Ödüllendirme uygulamalarının temel amaçlarını sıralayabilecek, Ödüllendirmenin kuramsal temellerini açıklayabilecek, İşletmelerde çalışanları motive etmede yararlanılan farklı ödül türlerini listeleyebilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ödül Performans Ödüllendirme Kurum Kültürü Ödül Sistemleri İhtiyaçlar Hiyerarşisi Çalışanları Elde Tutma İşlem Adaleti Motivasyon Öneri Sistemleri İçindekiler Giriş Ödüllendirme Kavramı Ödüllendirme Amaçları Ödüllendirmenin Kuramsal Temelleri Ödül Türleri www.hedefaof.com 108 Ödüllendirme GİRİŞ İşletme yönetmenin bir bilim olarak ele alınmaya başlandığı 1900’lü yılların başlarından itibaren yöneticiler çalışanları öncelikle diğer üretim faktörlerinden biri olarak kabul etmişler ve çalışanlarla ilişkilerini mekanik bir disiplin içerisinde kurgulamışlardır. Bu çerçevede her bir çalışana işletme içinde yerine getirmesi beklenen davranışlar ayrıntılı olarak bildirilmiş ve buna karşılık da belli bir ücret ödenmiştir. Uzun yıllar boyunca işverenler ile çalışanlar arasında gerçekleştirilen iş sözleşmelerinde çalışanların emeklerinin yegane karşılığı kendilerine ödenen ücret olmuştur. Oldukça standart bazı işleri yerine getirdiği ilk dönem sanayi işletmelerinde çalışanların ücret dışında bir beklentileri olup olmadığı pek dikkate alınmamıştır. Örgütsel davranış alanında 1930’lu yıllardan itibaren yapılmaya başlanan çalışmalar işletmelerin verimliliğinin artırılmasında üretim sistemlerine yönelik fiziksel düzenlemelerin yeterli olmayabileceğini, çalışma ortamının psikolojik koşullarının da çalışanların performansına etki edebildiğini ortaya koymuştur. Bunun bir başka sonucu da iş ilişkisi içerisinde çalışanların ücret dışında bazı beklentilerinin de gündeme gelmesidir. Bu beklentiler genellikle çalışanlara ücretlerin yanı sıra yapılan bazı ek ödemeleri, sosyal hakları, olanakları ve ödülleri kapsamaktadır. İşletmelerdeki insan kaynakları yönetimi uygulamaları açısından çalışanlara kök ücretler dışında yapılan ek ödemeler, sağlanan haklar ve olanaklar gibi çeşitli özendiriciler genellikle ücret paketleri içerisinde kabul edilirken ödül yönetimi farklı bir kategoride değerlendirilmektedir. İşletmeler arasında süregiden rekabette çalışanların çeşitli ücret paketlerinin yanında kapsamlı ödüllendirme sistemleriyle de desteklenerek motive edilmesi anlayışı giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle finansal açıdan sıkıntılı dönemlerde işletmeler çok da yüksek olmayan maliyetlerle etkin ödüllendirme sistemleri kurarak rekabet güçlerini korumaktadırlar. Yöneticinin güler yüzle edeceği bir teşekkürden aile boyu tatil fırsatlarına kadar geniş bir yelpazede uygulanmakta olan ödüllendirme sistemleri çalışanları elde tutmanın en önemli araçları olarak kullanılmaktadır. Tıpkı ücretlendirme sistemleri gibi ödüllendirme sistemleri de sadece çalışanların motivasyonunu artırmanın değil, aynı zamanda işletmelerin hedeflerinin paylaşılır hale gelmesinin, nitelikli adayların işletmeye çekilmesinin, çalışanların kendilerini geliştirmelerinin, belli bir kurum kültürü oluşturmanın da araçları arasındadır. Kitabınızın bu ünitesinde öncelikle ödüllendirme kavramı üzerinde durulacaktır. Ödüllendirmenin tanımı ve özelliklerinin belirtilmesinin ardından ödüllendirme sistemlerine temel oluşturan bazı kuramsal yaklaşımlar ele alınacaktır. Son bölümde ise ödüllendirme sistemlerinde kullanılan farklı ödüllendirme yöntem ve araçları anlatılacaktır. ÖDÜLLENDİRME KAVRAMI Çalışanların en önemli beklentileri tarih boyunca emeklerinin karşılığı olarak adil bir ücret almak olmuştur. Bu beklenti bugün de önemini aynen korumaktadır. Ancak günümüzde çalışanların performansının artırılmasını sağlamak için ücret sistemlerinin yanında ödüllendirme sistemleri de kullanılmaktadır. Çünkü belli bir aşamadan sonra ücretin tek başına motive edici özelliği azalmaktadır. Özellikle benzer ücreti başka işletmelerde de alabilecek bir çalışanı işletmeye bağlayacak ücret dışı bazı özendiricilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu özendiricilerin tümü hep birlikte ödüllendirme kavramı altında yer alır. Ödüller insanların belli bir çabanın karşılığı olarak elde ettiklerinde mutlu olacakları mükafatlardır. Ödül yönetimi veya ödüllendirme ise çalışanların uzun vadede işletme hedeflerine en etkin biçimde katkı www.hedefaof.com 109 sağlamak üzere kendilerinden beklenenleri ve karşılığında alacakları ödülleri belli bir strateji, politika ve süreç çerçevesinde ortaya koyan ödüllendirme sistemlerinin adil, eşit ve sürekli bir yapıda kurulması ve devam ettirilmesidir. Bu sistemler işletmedeki işlerin önem sıralarına göre değerlenmesi, bu işler için ödenecek ücret miktarlarının belirlenmesi, performans ölçüm sistemlerinin kurulması ve yönetilmesi, çalışanların performanslarının bireysel veya kurumsal ölçekte hangi ölçütlere göre ödüllendirileceğinin belirlenmesi çabalarını kapsamaktadır. Ödüller her zaman parasal nitelikte olmak zorunda değildir. Bazen yönetici tarafından dile getirilen bir takdir cümlesi, memnuniyet içeren dostça bir gülümseme veya beden diliyle ortaya konan samimi bir jest bile ödüllendirici olabilmektedir. Ödüllendirme kavramı işletmeler açısından dar kapsamlı veya geniş kapsamlı olarak iki şekilde tanımlanabilir. Geniş kapsamlı olarak bakıldığında işletmelerde baz ücret veya temel ücret olarak bilinen ve çalışanlara her koşulda alacakları taahhüt edilen ücretin dışındaki her türlü ödeme ve katkılar ödüllendirme olarak nitelendirilebilir. Buna kısa ve uzun vadeli değişken ücretler ve sağlık sigortaları, emeklilik programları, araba, cep telefonu vb. katkılar da dahildir. Dar anlamda ise ödüller sadece periyodik olmayan ödeme ve katkıları kapsamaktadır (Bkz. Şekil 6.1). Şekil 6.1: Ücret ve Ödüllendirme Boyutları Kaynak: Hızar, 2005: 125. ÖDÜLLENDİRME AMAÇLARI Ödüllendirme sadece çalışanların belli hedeflere ulaşmaları halinde elde edecekleri bazı özendiriciler sunularak daha yüksek bir motivasyonla çalışmak için özendirilmelerini kapsamamaktadır. İşletmelerde ödüllendirme sistemlerinden pek çok farklı amaçla yararlanılmaktadır. İşletme Vizyon ve Değerlerinin Çalışanlarca Paylaşılması Her işletmenin varlık nedenini oluşturan hedefleri ve her türlü faaliyetinde temel referans olarak aldığı bazı değerleri vardır. Bu vizyon ve değerlerin hayata geçirilmesinin en önemli yolu da işletme sahiplerinin veya yöneticilerinin belirlediği bu hedeflerin ve değerlerin çalışanlarca da benimsemesidir. İşletme yöneticileri çalışanlarına çeşitli mesajlar vermek için farklı iletişim kanalları kullanırlar. Bu araçlar yazılı veya sözlü doğrudan iletişim araçları olabileceği gibi liderlik, örnek olma, performans hedefleri belirleme, ücretlendirme kriterleri koyma gibi dolaylı kanallar da iletişim aracı olarak kullanılabilir. Çalışanlar hangi tür davranışların performans puanlarını artırdığını bilirlerse o tür davranışlara yoğunlaşacaklardır. www.hedefaof.com 110 Ödüllendirme sistemlerinin tasarımında da benzer bir durum söz konusudur. Yönetimin belirlediği ödüllendirme stratejisi ve öne çıkardığı ödüllendirme kriterleri aslında çalışanlara yönelik bir mesaj da içermektedir. Çalışanlar kısa sürede bu mesajı alacak ve ona göre davranmaya başlayacaklardır. Örneğin faaliyetlerini belli bir iş ahlakı ve sosyal sorumluluk anlayışı çerçevesinde yürütme vizyonuna sahip bir çalışanların iş ahlakına uygun davranışlarının ödüllendirilmesi, o işletmede ahlaki davranışların çalışanlarca da paylaşılması sonucunu doğuracaktır. Nitelikli Çalışanların İşletmeye Kazandırılması ve Elde Tutulması İçinde bulunduğumuz bilgi çağında yaşadığımız pek çok gelişme işletmeleri eskisinden farklı davranmaya zorlamaktadır. Kitle iletişim araçlarının ve özellikle de internetin yaygınlaşması iş arayanların işletmeler hakkında çok daha çabuk ve doğru bilgiler edinmelerini kolaylaştırmaktadır. Diğer yandan X kuşağı olarak da anılan bilgi çağı insanlarının en önemli özelliklerinden biri de önceki nesillerden farklı olarak çalıştıkları işletmelere olan bağlılıklarının giderek azalmasıdır. “Ekmek yenilen yere ihanet etmemek” biçimindeki geleneksel anlayış giderek bireylerin kendi menfaatlerini her şeyin üzerinde tuttukları bir toplumsal anlayışa doğru evrilmektedir. Bütün bu gelişmeler özellikle nitelikli adayların işletmelere kazandırılması ve elde tutulması konusunda işletmeler arasında yetenek savaşları yaşanmasına neden olmaktadır. Yetenek savaşlarında en nitelikli adayları işletmelere çekmenin araçlarından biri de etkin ödüllendirme sistemleridir. Özellikle ekonomik açıdan gelişmekte olan ülkelerde çalışanların önemli bir kısmı belli bir ekonomik geliri garanti edebilen yeteneklere sahiptirler. Bu nedenle çalışacakları işletmeleri seçerlerken bu yeteneklerini kullanabilecekleri ve geliştirebilecekleri yerleri tercih etmektedirler. Belli niteliklere sahip adaylar bu niteliklerinin fark edilmesini ve ödüllendirilmesini önemsemektedirler. Bu nedenle ödüllendirme sistemlerinin farklı niteliklere sahip adayları cezbedecek zenginlikte tasarlanması gerekmektedir. Ödüllendirme sistemleri bir yandan nitelikli adayların işletmelere kazandırılmasını hedeflerken diğer yandan da mevcut nitelikli çalışanların işten ayrılma niyetlerini de azaltmayı amaçlar. Yapılan araştırmalar işten ayrılmaların üçte birinin ücretle ilgili memnuniyetsizliklerden kaynaklandığını göstermektedir. İyi bir ödüllendirme sistemi çalışanların elde tutulması açısından bazen ücret politikalarından daha etkili olabilmektedir. Çalışanların elde tutulmaları yanında etkin ödüllendirme sistemlerinin bir diğer özelliği de uygun niteliklere sahip olmayan veya işletmenin çevresel koşullarında yaşanan değişimlere paralel olarak kendini yeterince geliştiremeyen çalışanların işletmeden ayrılmaları sonucunu doğurmasıdır. İşletmeler sadece kendi hedeflerine katkı sağlayan davranışları ve çalışanları ödüllendiren bir sistem kurduğunda gerekli katkıyı sağlayamayan çalışanlar işten ayrılmayı gündeme almak zorunda kalabileceklerdir. Ödüllendirme sistemlerinin amaçlarından biri de nitelikli çalışanların kazanılmasıdır. Acaba nitelikli çalışanların elde edilmesi için tasarlanan ödüllendirme sistemleri mevcut çalışanlar üzerinde hangi tür etkilerde bulunabilir? Mevcut Çalışanların Motivasyon ve Performansının Artırılması Ödüllendirme sistemlerinin en önemli hedefi çalışanların motivasyonunu artırarak onları daha yüksek bir performans ortaya koyma konusunda isteklendirmektir. Bir kavram olarak motivasyon kişiyi belli bir davranışı ortaya koyma konusunda harekete geçiren ve bu davranışı sürdürmeye de istekli olmasını sağlayan içsel bir güç olarak tanımlanabilir. Bu güç bazen bir düşünme biçimi, umut, arzu veya inanç olurken kimi zaman da belli ihtiyaç ve korkulardan kaynaklanabilmektedir. Motivasyon konusunda yapılan çok sayıda bilimsel çalışmanın ortak vurgusu motivasyon ve performansın bir arada bulunduğudur. Çalışanların motivasyonu arttıkça performansları da artmaktadır. Sanayi devriminin ardından ortaya çıkan fabrika tipi çalışma ortamlarında yöneticiler önceleri çalışanlarını motive edebilmek için sadece ücret, beslenme, barınma gibi temel ihtilaçlara odaklanmışlardır. Daha sonradan yapılan bazı araştırmalar çalışanların bu temel ihtiyaçları dışında bazı sosyal güdülerle de motive olabildiklerini ortaya koymuştur. www.hedefaof.com 111 Motivasyon her zaman belli hedeflere ulaşabilme arzusundan veya belli ihtiyaçları giderme isteğinden kaynaklanmayabilir. Kimi zaman korku ve endişeler de motive edici olabilmektedir. Özellikle teknolojik gelişmelerin ardından fabrikalarda yaşanan makineleşme ve seri imalat gibi yeni üretim sistemlerinin yaygınlaşması çalışanların işlerinden aldıkları tatmini azaltıcı bir rol oynamıştır. Bu nedenle insanların nasıl motive edilecekleriyle ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. İleride ödüllendirmenin kuramsal temelleri başlığı altında ayrıntılı olarak açıklanacak bu çalışmalar genellikle çalışanların belli beklentilerle işe geldiklerini göstermektedir. Ödüller bu beklentilerin karşılanmasında etkili olan en önemli unsurlardan biridir. Çeşitli motivasyon kuramları farklı güdülerin harekete geçirilebilmesi için farklı ödüllendirme sistemlerinin uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Ödüllendirmenin mevcut çalışanların motivasyonunu artırmayla ilişkili bir başka yönü de ücretlerden kaynaklanan içsel ve dışsal eşitsizliğin giderilmesidir. İşletmelerin çalışanlarına ödedikleri ücretlerin genel seviyesinin benzer işi yapan diğer işletmelerdeki ücretlerden farklı olması dışsal eşitlikle, işletmenin kendi çalışanları arasında benzer işi yapanlara ödediği ücretlerdeki farklılıklar da içsel eşitliğin konusudur. Bu farklılıklar mevcut çalışanların aleyhinde bir eşitsizlik ortaya çıkarıyorsa bu durum çalışanların motivasyonunu olumsuz etkileyecektir. Ödüllendirme sistemleri içsel veya dışsal eşitsizliklerin giderilmesinde önemli bir araç olabilir. Çünkü kimi zaman çalışanlar için ödüller ücretlerden daha motive edici olabilmektedir. Çalışanların Bilgi ve Yeteneklerinin Geliştirilmesi İşletmelerin içinde yaşadığımız bilgi çağında karşılaştıkları en önemli tehditlerden birisi de dış çevrelerinde yaşanan baş döndürücü değişimdir. Bu değişim o kadar hızlıdır ki işletmelerin sadece bu değişime ayak uydurmayı becerilebilmeleri bile önemli bir rekabet avantajı oluşturmaktadır. Çünkü değişime ayak uyduramayan birçok işletme yok olup gitmektedir. Uzun vadede hayatta kalan işletmeler her zaman yenilikler ortaya koyamasalar bile en azından değişime ayak uydurup mevcut konumlarını korumayı sürdürebilen işletmelerdir. Örneğin birkaç yıl önce belli bir bilgisayar programını iyi kullanabildiği için işe aldığınız bir çalışan birkaç yıl sonra o programın geçerliliğini yitirmesi üzerine işe yaramaz hale gelebilmektedir. Eskiyen makineleri, araç ve gereçleri değiştirmek çok zor değildir, ancak insanların değişimi bazen yüksek maliyetler getirebilmektedir. Bu nedenle çalışanların kendilerini bilgi ve beceri açısından sürekli yeniledikleri bir örgütsel öğrenme ortamının oluşturulması gerekmektedir. İşletmelerin rekabet ortamı içerisinde ihtiyaç duydukları insan kaynağının sahip olması gereken bilgi ve becerilerin sürekli geliştirilmesi için yararlanılabilecek en önemli unsurlardan birisi de ödüllendirmedir. İşletmeler çevresel gelişmelere uygun biçimde çalışanlarının hangi bilgilere ve becerilere sahip olmalarını istiyorlarsa ödüllendirme sistemlerini o bilgi ve becerileri ödüllendirecek şekilde kurmalıdırlar. Böylece çalışanlar kendilerinden neyin beklendiğini anlayacak ve kişisel gelişimlerini o çerçevede yönlendireceklerdir. Belirli becerilerin ödüllendirilmesi sadece mevcut çalışanları değil, iş piyasasındaki nitelikli adayları da işletmeye çekecek bir uygulama olabilir. Kurum Kültürünün Desteklenmesi İşletmeler sadece araç-gereç, malzeme-makine ve belli talimatlar dâhilinde bunları kullanan insanlardan oluşan bir ortam değildir. Örgütlerin bir de görünmeyen yönleri bulunmaktadır. Bu görünmeyen yön; bütün çalışanların bildiği, paylaştığı ve uyduğu, ama hiçbir yerde yazılı olmayan birtakım değer, inanç, tutum ve varsayımlardan oluşan kurum kültürüdür. Kurum kültürü ile ilgili yapılan araştırmalar işletmelerin belirli türdeki kurum kültürlerini işletmelerine benimsetebildikleri takdirde ekonomik anlamda rekabet avantajı elde edebileceklerini göstermektedir. Bu anlamda performans kültürü, yenilik kültürü, takım çalışması kültürü, kalite kültürü, girişimcilik kültürü, rekabetçilik kültürü, işbirliği kültürü, bürokrasi kültürü, insan odaklı kültür, müşteri odaklı kültür gibi farklı kurum kültürü tiplerinden bahsedilmektedir. Bunlardan herhangi birinin bir işletmede kabul görmesi için o kültürün çalışanlar tarafından benimsenmesi gerekmektedir. Çalışanların belli kurum kültürü tiplerini benimseyebilmeleri açısından ödüllendirme sistemlerinden yararlanılabilir. Ödül kriterlerinin benimsenmesinde ve ödüllendirilecek davranışların seçiminde o işletme www.hedefaof.com 112 için hangi kurum kültürünün daha önemli olduğuna karar verilmiş olması gerekmektedir. Tercih edilecek kurum kültürünün benimsenmesi için ödül sistemi buna göre kurulur. Ödüllendirme aracılığıyla motive olan çalışanlar zamanla belirlenen kurum kültürünü benimserler. Örneğin performansa dayalı bir ödüllendirme sistemi performans kültürünün gelişimini desteklerken, yenilik konusundaki önerilerin ödüllendirildiği bir işletmede de yenilik kültürü gelişecektir. Kurum kültürü ve diğer sosyal unsurların işletmeler açısından önemini daha iyi anlamak için Thomas J. Peters ve Robert H. Waterman’ın Altın Yayınlarınca çevrilen eserleri Yönetme ve Yükselme Sanatı: Mükemmeli Arayış adlı kitabını okuyabilirsiniz. Örgüt Yapısının Oluşturulması ve Güçlendirilmesi İşletmeler çevresel koşullara uyum sağlamak için kurum kültürleri gibi soyut unsurlar yanında örgüt yapıları gibi daha somut unsurlarla da ilgilenmek zorundadırlar. Bir işletmenin yapısı, çeşitli unsurların bileşiminden oluşmaktadır. İşletmelerin büyüklüğü ve yaşları, temel süreçleri, içinde faaliyet gösterdikleri çevre, strateji ve hedefleri, bilgi yönetim sistemleri ve çalışan personelin nitelikleri başta gelen yapı unsurları arasındadır. Bazen bu unsurlar finansal, örgütsel ve yatırım yapılacak farklı alanların seçimi anlamında stratejik boyutlar olarak da sınıflanmaktadır. Dolayısıyla bir işletmenin yapısı belli sayıda insanın, belli bir yerde, belli pazarlara ürün/hizmet sunmak üzere, belli faaliyetleri yerine getirecek şekilde bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. İşletmelerin rekabette öne geçmelerini sağlayacağı düşünülen çok çeşitli örgüt yapısı türlerinden bahsedilmektedir. Ancak bu türlerin hangisinin daha etkili olduğu da tartışmalıdır. İşletmeler açısından en iyi tek bir örgüt modelinden bahsetmek zordur. Ancak her bir işletme için farklı koşullarda geçerli olabilecek örgüt yapıları söz konusu olabilir. Hangi model tercih edilirse edilsin örgüt yapısının kurulması ve sürekliliği açısından ödüllendirme sistemleri önem taşımaktadır. İstenen yapının oluşturulmasına katkı sağlayacak farklı ödüllendirme sistemleri uygulanabilir. İşletmeler açısından en çok kullanılan iki örgüt yapısı bulunmaktadır: Dikey örgüt yapıları ve yatay örgüt yapıları. Dikey örgüt yapıları daha hiyerarşik ve bürokratik yapılarken, yatay örgüt yapıları daha eşitlikçi ve demokratik yapılardır. Dikey yapılar genellikle kamu örgütleri ve büyük örgütler için daha uygunken yatay örgüt yapıları takım bazlı çalışan küçük ve dinamik örgütler için daha avantajlıdır. Dikey örgütlerde bireysel ödüllendirme daha etkili sonuçlar ortaya çıkartırken yatay örgütlerde takım olarak ödüllendirme sistemleri daha etkili olmaktadır. İşletmelerin rekabet güçlerini artırmak için benimsedikleri dikey ve yatay örgüt yapıları dışında hangi tür örgüt yapılarından bahsedilebilir? Bununla ilgili olarak internet kaynaklarından ve Yönetim-Organizasyon ders kitaplarından yararlanabilirsiniz. Ücretlerden Kaynaklanan Maliyetlerin Kontrol Edilmesi İşletmeler açısından en önemli maliyet faktörlerinden birisi de işçilik maliyetleridir. Çalışanlara ödenen ücretlerin toplam maliyetler içerisindeki payı bazı sektörlerde çok yüksek oranlara ulaşabilmektedir. Ücret sistemlerinin doğru kurulamaması çoğu zaman işletmeleri önemli zararlarla karşı karşıya getirebilmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri ücret sistemlerinin çoğu zaman esneklikten yoksun oluşudur. İşletmenin performansının yüksek olduğu dönemlerde yaptığınız ücret artışlarını işler iyi gitmediği dönemlerde geri almanız genellikle mümkün olmaz. Ödüllendirme sistemleri ise daha esnek bir yapıya sahiptirler. Genellikle belirli başarıların ödüllendirildiği bu sistemlerde temel ücretle ilgili bir değişiklik olmadığından işletmenin performansının azaldığı dönemlerde ödüller de azalacaktır. Böylelikle çalışanlara yapılan ödemelerden kaynaklanan maliyetler kontrol altına alınabilecektir. Hatta kimi zaman doğrudan çalışanların performansına bağlı olarak değil de hammadde maliyetlerindeki bir düşme gibi çevresel koşullardan kaynaklanan performans artışlarında çalışanlar için bir ödüllendirme söz konusu olmadığından bu durum daha da avantajlı hale gelebilecektir. www.hedefaof.com 113 ÖDÜLLENDİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ Motivasyon, insanları belli davranışları gerçekleştirmeye isteklendiren ve o davranışı göstermeyi sürekli kılan içsel ve dışsal güçlerin bir karışımıdır. Ödüllendirme sistemlerinin en önemli amacı çalışanların motivasyonunun artırılmasıdır. Kimileri için insanın içinden gelen bazı dürtüler motive edici olurken kimileri için de dışsal bazı faktörler harekete geçirici olmaktadır. Bu faktörlerin ayrıntılı olarak tanımlanması geliştirilecek ödül sistemlerinin hangi güdüleri hedefleyeceğine karar verebilmek açısından önemlidir. Bu nedenle bilim insanları genel anlamda insanları nelerin motive ettiği konusunda çalışmalar yapmaktadırlar. Motivasyon kuramları adı altında gerçekleştirilen bu çalışmaların bulguları farklı türdeki işletmelerde farklı kişiliklere ve beklentilere sahip insanların farklı şekillerde motive edilebileceklerini göstermektedir. Motivasyonun farklı yönlerinin belirlenmesi buna uygun ödüllendirme sistemlerinin geliştirilmesi açısından çok önemlidir. Bu nedenle bu bölümde kısaca insanların ve özellikle de çalışanların motivasyonuyla ilgili kuramsal çalışmalardan bahsedilecektir. Motivasyon konusundaki kuramsal çalışmalar genellikle iki başlık altında sınıflandırılmaktadırlar. Motivasyonun içsel kaynaklarını açıklamaya çalışan kuramlar ve dışsal kaynaklarını açıklamaya çalışan kuramlar. İçsel Motivasyona Yönelik Kuramlar İnsanları belli davranışları gerçekleştirme konusunda hangi faktörlerin harekete geçirdiği konusunda yapılan ilk çalışmalar daha çok bütün insanların ortak güdüleri olan ihtiyaçları bulmaya odaklanmıştır. Her insanın en temel ihtiyaçlarını belirlemeye dönük bu çalışmalar genellikle her insanın içinden gelen birtakım ihtiyaçları temel almaktadır. Kapsam kuramları olarak da bilinen bu kuramların en önemlileri ihtiyaçlar hiyerarşisi ve başarma ihtiyacı kuramlarıdır. İhtiyaçlar Hiyerarşisi İhtiyaçlar hiyerarşisi kuramları genellikle insanların en temel evrensel ihtiyaçlarını belirleme ve sınıflandırma amacıyla geliştirilmişlerdir. Bu amaçla Maslow ve Herzberg tarafından geliştirilmiş iki kuramı bulunmaktadır. Maslow’un kuramı ihtiyaçlar hiyerarşisidir. Maslow’a göre, insan ihtiyaçları beş grup altında sınıflandırılabilir. Yeme, içme, cinsellik, yaşama gibi temel fizyolojik ihtiyaçlar; çevrenin ve geleceğin tehditlerden uzak olmasını ifade eden güvenlik ihtiyacı; diğer insanlarla bir arada olmayı ifade eden ait olma ve sevgi ihtiyacı; yapıp ettiklerinin başkaları tarafından takdir edilmesini ifade eden saygı görme ihtiyacı ve en son olarak da insanın bir anlamda kendini ölümsüz kılacak şekilde olumlu anılmasını sağlayacak birtakım buluşlara, başarılara imza atmasını ifade eden kendini gerçekleştirme ihtiyacı. Bu beş ihtiyaç basitten karmaşığa doğru belli bir sıraya sahiptir. Şekil 6.2’de de görüldüğü gibi en altta en basit ama en güçlü ihtiyaçlar bulunmakta, yukarıya doğru karmaşıklaşan ihtiyaçların şiddeti ise azalmaktadır. Maslow’a göre bu ihtiyaçlar karşılanmadan insan motive olamaz. İhtiyaçların karşılanmasına ise en alttan başlanmak zorundadır. Bir alttaki ihtiyaç karşılanmadan bir üstteki ihtiyaç gündeme gelmez. Örneğin açlıktan ölmek üzere olan bir insan geleceğini veya sosyal çevresini düşünmez. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi çalışanlar açısından yorumlandığında temel fizyolojik ihtiyaçlar ücret ile, güvenlik ihtiyacı sendika veya sigorta ile, ait olma ve sevgi gibi sosyal ihtiyaçlar kurum kültürü veya örgütsel bağlılık ile, saygı görme ihtiyacı ödüllendirilme ve terfi alma ile, kendini gerçekleştirme ise işin kendisine olan bağlılık, başarı ve yenilikçilik ile eşleştirilebilir. Herzberg’in Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine dayalı olarak geliştirdiği kuramı çift faktör kuramıdır. Herzberg’e göre, Maslow’un hiyerarşisinde yer alan ihtiyaçların tümü her insan için motive edici www.hedefaof.com 114 değildir. Çünkü işsizlik sigortası gibi sistemlere sahip veya ekonominin gelişmişliği nedeniyle iş bulmanın zor olmadığı gelişmiş ülkelerde belli bir gelir seviyesini korumak zor olmadığı için Maslow’un hiyerarşisindeki ilk üç basamağı oluşturan ihtiyaçların karşılanması çok zor olmayacaktır. Bir başka açıdan bakıldığında ilk üç basamak gelir düzeyi düşük mavi yakalı çalışanlar yani işçiler için motive edici olabilecekken daha yüksek gelire sahip mühendisler veya beyaz yakalılar olarak bilinen ofis çalışanları için motive edici olmayacaktır. Herzberg bu bakış açısıyla Maslow’un modelindeki ihtiyaçları iki gruba ayırmaktadır. Bunlar, hijyen faktörler ve motive edici faktörlerdir. Buna göre Maslow modelinde ilk üç sıradaki ihtiyaçlar giderildiklerinde motive edici olmayan ama giderilmediklerinde motivasyonu engelleyen hijyen faktörlerdir. Üst sıradaki iki ihtiyaç ise giderildiklerinde motive eden ve giderilmediklerinde motivasyonu engelleyen motive edici faktörledir. Şekil 6.2: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Bu iki ihtiyaçlar hiyerarşisi modeli ödüllendirme açısından değerlendirildiğinde şu sonuç ortaya çıkmaktadır. İşletmelerdeki ödüllendirme sistemleri gelir seviyesi daha düşük olan mavi yakalı çalışanlar için alt basamaklardaki ihtiyaçları hedefleyen ödül türlerinden oluşmalıdır. Gelir düzeyi daha yüksek olan beyaz yakalı çalışanlar, mühendisler veya yöneticiler içinse hiyerarşinin üst basamaklarındaki ihtiyaçlara yönelik ödüllendirme stratejileri daha etkili olacaktır. Maslow ve Herzberg’in ihtiyaçlar hiyerarşisi yaklaşımlarından hangisi Türkiye şartları açısından çalışanları ödüllendirme stratejilerinin belirlenmesinde daha fazla katkı sağlar. Ba arma İhtiyacı McClelland ve Atkinson insanların en önemli ihtiyaçlarının başarma ihtiyacı olduğunu ileri sürerler. Onlara göre insanlar belli konularda başarı gösterme ihtiyacı içerisindedirler. Buna bağlı olarak da başarısız olmaktan korkarlar. McClelland’ın modelinde insan ihtiyaçları üç başlık altında incelenmektedir. Bunlardan ilki, başka insanlarla iletişim içerisinde olma, sosyal gruplara katılma gibi kavramlarla ifade edilen ilişki kurma ihtiyacıdır. İkincisi, güç kazanma ihtiyacıdır. Güç kazanma ihtiyacı insanların başkaları üzerinde otorite kurma, sözünü dinletme, insanları etki altında bırakma istekleri gibi biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Üçüncüsü ise, hem ilişki kurma hem de güç kazanma ihtiyaçlarının temel nedeni olan başarma ihtiyacını ele almaktadır. Benzer şekilde Atkinson da insanların temel ihtiyaçlarını başarılı olma ihtiyacı olarak belirlemiştir. Atkinson’a göre, insanların motivasyonu başarılı olma istekleri ve başarısızlıktan korkmalarının, belli koşullar altında başarılı olma yada olmama beklentilerinin, başarılı olmaya özendiren unsurlara verilen www.hedefaof.com 115 değer ile başarısız olmanın sonuçlarına verilen değerin bir bileşiminden oluşmaktadır. Her iki yaklaşım arasındaki temel farklılık McClelland’ın başarma ihtiyacını öne çıkarmasına karşılık Atkinson’un başarısızlığa yönelik korkuları da modele dahil etmeye çalışmasıdır. Başarma ihtiyacına yönelik yaklaşımların ödüllendirme açısından en önemli sonucu insanların dışsal bir ödül olmadan da sırf kendilerine karşı olan saygılarının bir gereği olarak da başarılı olmak için gayret gösterebildikleridir. Bu anlamda yöneticilerin bir ödüllendirme stratejisi olarak çalışanların başarısız olmalarına neden olabilecek çevresel koşulları ortadan kaldırmaya çalışmaları yararlı olabilir. Başarma ihtiyacı kuramının bir diğer sonucu da insanların kendi başarılarından haz almakta olduklarıdır. Bu nedenle çalışanların başarıları sahiplenebilmeleri için belli ölçülerde sorumluluklar taşımalarının, sorumluluklarıyla orantılı yetkilerle donatılmalarının sağlanması ödüllendirici olabilecektir. Dışsal Motivasyona Yönelik Kuramlar Kapsam kuramları genel olarak insanları tek-tip beklentilere sahip bireyler olarak kabul etmekte ve herkesin benzer süreçlerle motive olabileceğini varsaymaktadır. Bu yaklaşımların bir diğer özelliği de genellikle tek-tip işletme yapıları ve üretim süreçlerini açıklayabilecek yaklaşımlar olmalarıdır. Oysa özellikle bilgi toplumuna geçtiğimiz yüzyılda insan motivasyonunu çok farklı dışsal etmenlerle açıklamaya çalışmak daha mantıklı görünmektedir. Bu anlamda süreç kuramları ihtiyaçları insanı güdüleyen faktörlerden sadece birisi olarak görmekte ve bunun dışında da bazı dışsal motive edici faktörler olabileceğini varsaymaktadır. Süreç kuramlarının en önde gelenleri beklenti kuramları, pekiştirme kuramları, eşitlik kuramı ve amaç belirleme kuramıdır. Bu kuramlar insanları belli davranışları göstermeye iten ihtiyaçları sınıflandırmaktan çok belli davranışların gelecekte de tekrarlanmasını sağlayabilecek mekanizmalar üzerinde durmaktadırlar. Beklenti Kuramları Beklenti kuramları birbirini tamamlayan iki farklı kuramdan oluşmaktadır. Bunlardan biri Vroom’un diğeri, Lawler ve Porter’in beklenti kuramıdır. Beklenti kuramları genel olarak insanların belli davranışlar gösterdiklerinde hangi sonuçlarla karşılaşacaklarını ve bu sonuçların kendileri için hangi ölçüde değerli olduklarını bildikleri varsayımına dayanmaktadır. Dolayısıyla bu beklentilere bağlı olarak bir davranış tercihi gündeme gelecektir. Vroom’un beklenti kuramına göre insan açısından motivasyonun gücü belli sonuçlara ulaşma beklentisi ile o sonuçlara ulaşmanın insan gözündeki değerinin (valens) bir çarpımıdır. Burada beklenti bir ihtimali ifade etmektedir. İhtimaller her zaman gerçekleşmeyebilirler. Ancak bazen sonuçlara verilen değerin yüksekliği ihtimalin düşük olması durumunda bile motive edici olabilir. Örneğin piyango biletlerine ikramiye çıkma ihtimalinin küçüklüğü olası ikramiyelerin büyüklüğü karşısında insanları piyango bileti almaktan alıkoymamaktadır. Tam tersi durumda ise bazen gerçekleşme ihtimali çok yüksek olan beklentiler, o beklentilerin sonuçlarının değerli olmaması nedeniyle motive edici olmaktan uzak kalabilirler. Vroom’un kuramının bir başka önemli kavramı da araçsallıktır. Buna göre beklentiler her zaman ilk akla gelen sonuçlar olmayabilir. Bazı sonuçlar ikinci derecedeki başka sonuçlara ulaşmanın araçları durumundadırlar. Ödüllendirme sistemleri açısından Vroom modeline göre çalışanların motive edilebilmeleri için öncelikle ödüller kullanılarak beklentilerin değerlerinin artırılması gerekmektedir (Bkz. Şekil 6.3). İkinci olarak belli sonuçlara ulaşma ihtimallerini artıracak tedbirler de alınmalıdır. Bu ihtimal sonuçlara ulaşma ile ödüller arasındaki mesafenin kısa olarak algılanmasıyla artacaktır. Bu nedenle karmaşık ödül sistemleri yerine performans ile ilişkilendirilmiş basit ödüllendirme sistemleri tercih edilmelidir. Lawler ve Porter’in beklenti modeli de Vroom’un modelinin biraz daha geliştirilmiş biçimidir. (Bkz. Şekil 6.4) Bu modele Vroom’un modelindeki beklenti, değer (valens) ve araçsallık kavramlarına ek olarak kişilerin özellikleri, rol algılamaları, performans, ödül türleri ve tatmin olma gibi kavramlar dahil edilmiştir. Buna göre çalışanlar belli beklentilere ulaşma konusunda belli ihtimaller çerçevesinde çeşitli davranışlarda bulunup bulunmamaya karar verirlerken, bu çalışanların kişisel bilgi ve becerileri ve www.hedefaof.com 116 işletme içerisinde tam olarak hangi işi gerçekleştirmeleri gerektiğine yönelik rol algılamaları da etkili olmaktadır. Bütün bu unsurlar doğru biçimde bir araya geldiğinde ortaya yüksek bir performans çıkacaktır. Bu performansın karşılığı da içsel veya dışsal ödüllerdir. İçsel ve dışsal ödüller bir sonraki konu başlığı altında ayrıntılı olarak incelenecektir. Yüksek performans karşısında ödüllendirilme kadar önemli olan bir başka faktör de ödüllendirmenin adil olmasıdır. Bu anlamda adil ödüllendirme hem kişinin beklentilerine uygun bir ödülle karşılaşmasını, hem de başkalarıyla karşılaştırıldığında herkesin hak ettiği ölçüde ödüllendirilmesini ifade etmektedir. Bu sürecin sonucunda ortaya çıkacak tatmin duygusu aynı zamanda sürecin devamlılığını sağlayacak şekilde, en baştaki beklentilerin değerini ve beklentilere ulaşma ihtimalini artıracak geribildirimi oluşturacaktır. Şekil 6.3: Vroom’un Motivasyon Modeli Kaynak: Koçel, 2011: 634. Ödüllendirme sistemleri açısından Lawler ve Porter modelinin en önemli katkısı çalışanların kendi ödülleri kadar başkalarının aldığı ödülleri de değerlendirmeye aldıklarını vurgulamasıdır. Yine çalışanların içsel ve dışsal ödüllere farklı derecelerde değerler atfedebilecekleri de dikkatten uzak tutulmamalıdır. Son olarak bu model döngüsel yapısıyla performans ve ödül arasındaki ilişkinin dinamik bir yapıya sahip olduğunu, bu nedenle modelin değişkenlerinin sürekli gözden geçirilip farklı işletmelere uygun modellerin geliştirilmesi gereğine de vurgu yapmaktadır. Pekiştirme Kuramları Beklenti kuramları insanları belli davranışlar göstermeye iten faktörün beklentiler ve o beklentilere atfedilen değerler olduğunu kabul ederken, pekiştirme kuramları ise tam tersi bir yaklaşımla insanların belli davranışların sonucunda elde ettikleri ödüllere göre motive olduklarını iddia etmektedir. Bir anlamda çevre tarafından benimsenen davranışlar tekrarlanırken benimsenmeyen davranışlar da tekrar edilmemektedir. Bilgi ve Yetenek Alg›lanan Eflit Ödül Valens Gayret Performans Bekleyifl ‹çsel Ödül D›flsal Ödül Tatmin Olma Alg›lanan Rol Şekil 6.4: Lawler ve Porter’in Motivasyon Modeli Kaynak: Koçel, 2011: 634. Pavlov ve Skinner adlı araştırmacıların hayvanlar üzerinde yaptıkları deneylerin sonucunda geliştirdikleri pekiştirme kuramları belirli davranışları özendirmenin iki farklı yönteminden bahsetmektedirler: ödüllendirme ve cezalandırma. Eğer yöneticiler belli davranışların yaygınlaşmasını istiyorlarsa o davranışları içsel veya dışsal ödüller vererek teşvik ederler. Eğer bir davranışın gösterilmesini istemiyorlarsa da cezalandırma yoluna giderler. Cezalandırma her zaman kınama, uyarma, www.hedefaof.com 117 ücret kesintisi, para cezası gibi çalışana doğrudan acı veya zarar verici şekillerde olmayabilir. Bazen belli haklardan mahrum etme, terfi ettirmeme, yetki kısıtlaması, pasif görevlere atama gibi cezalandırma yolları da uygulanabilmektedir. Ancak yapılan araştırmalar cezalandırmanın ödüllendirme kadar etkili bir özendirme mekanizması olmadığını göstermektedir. Ödüllendirme sistemleri açısından bakıldığında pekiştirme kuramlarının en önemli katkısı ceza yerine ödüllerin daha önemli olduğunu ortaya koymasıdır. İşletmelerin çalışanlarıyla iyi bir iletişim içinde olmaları ve çalışanlardan beklenen ve beklenmeyen davranışları açık biçimde ortaya koymaları gerekmektedir. Beklenen davranışların ortaya çıkması durumunda ise ödüllendirmenin vakit geçirmeden gerçekleştirilmesi de istenen davranışların pekiştirilmesi açısından önem taşımaktadır. Ancak pekiştirici ödüllerin hemen verilmesi yerine belli aralıklarla verilmesinin; davranışın tamamının ödüllendirilmesi yerine bir kısmının ödüllendirilmesinin daha etkili olduğunu iddia eden çalışmalar da bulunmaktadır. Eşitlik Kuramı Eşitlik kuramı çalışanların işletmeleriyle olan ilişkilerinde diğer çalışanlarla eşit muamele görme beklentilerine dayanmaktadır. Eşitlik kuramı temelde adalet algılamasıyla ilişkili bir kuramdır. Çalışanların adil bir ortamda bulunduklarına yönelik algılamalarının motivasyonlarını artırdığına ilişkin çok sayıda araştırma bulunmaktadır. İşletmelerde adalet konusu üç farklı açıdan ele alınmaktadır: Dağıtım adaleti, işlem adaleti ve etkileşim adaleti. Dağıtım adaleti, işletme kaynaklarının ve sorumlulukların, ödül ve cezaların eşit olarak dağıtılması anlamına gelmektedir. Çalışanlar bu konularda bir eşitlik beklentisi içindedirler. Bu beklenti çalışanların sadece kendilerinin aldığı ödül ve cezalarla değil başkalarınınkilerle de ilgilendiklerini ve karşılaştırmalarda bulunduklarını göstermektedir. Bu anlamda herkesin hak ettiği ücreti alması, ödüllendirmelerden ve sosyal yardımlardan adil biçimde yararlanması, işyerindeki görev ve sorumlulukların adil dağıtılması, çalışanlara işlerini yapabilmeleri için gerekli araç-gereç, malzeme ve olanakların eşit biçimde sağlanması, gerekli durumlarda cezaların adil biçimde belirlenmesi ve uygulanması gibi uygulamalar çalışanların motivasyonunu artırıcı özellik taşımaktadır. İşlem adaleti, işletmelerin gündelik faaliyetlerini sürdürürken gerçekleştirdikleri birtakım işlemlerde, yerine getirilen süreçlerde ve izlenen prosedürlerde çalışanlara adil davranılmasını ifade etmektedir. İşlem adaletine uygun bir yönetim işletmelerde çalışanları örgütsel adalet, örgütsel bağlılık, iş tatmini algılamalarını ve örgütsel vatandaşlık davranışlarını etkiler. İşe alma sürecinde adaylara adil şartlarda bir yarış olanağı tanınması, performans değerleme süreçlerinde adaletli davranılması, işe alım ve performans değerleme süreçlerinde etkin geribildirim sağlanması, işletmenin sağladığı eğitim fırsatlarının adil paylaşımı, tüm çalışanlara aynı düzeyde yönetime katılma olanağının tanınması, kariyer planlamaları ve terfilerde herkese eşit fırsat tanınması gibi uygulamalar da çalışanların motivasyonunu artırıcı özellik taşımaktadır. İşlem adaleti çalışanların işletmenin kendisine yönelik adalet algılamalarıyla ilişkiliyken, etkileşim adaleti daha çok çalışanların ilk amirleriyle olan ilişkileri çerçevesinde ortaya çıkmaktadır. İşletmelerde adil bir yönetimin üçüncü boyutu da etkileşim adaletidir. Etkileşim adaleti, çalışanların birbirleriyle olan iletişimlerinde ne ölçüde dürüst, açık, şeffaf ve duyarlı bir ilişki kurduklarıyla ilgili algılamalarıyla ortaya çıkan bir kavramdır. Bu kavram yöneticilerin, özellikle de ilk amirlerin astlarına karşı davranışlarında saygılı, açık yürekli ve içten olmalarının da bir nevi ödüllendirme anlamına gelebileceğini ifade etmektedir. Ödüllendirme sistemleri açısından çalışanların adalet ve eşitlik algılamalarındaki farklılıklar çok çeşitli sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Çalışanlar performanslarının karşılığını alma konusunda eşitsizlik yaşadıklarına inandıklarında ya daha fazla ödül talep etmekte veya performanslarını azaltmaktadırlar. Bazen devamsızlık, çeşitli biçimlerde iş yerine zarar verme veya işten ayrılma gibi sonuçlar da ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle ücretlendirme sistemlerinde olduğu gibi ödüllendirme sistemlerinde de eşitlik en temel ilkelerden biri olmalıdır. www.hedefaof.com 118 Amaç Belirleme Kuramı Amaç belirleme kuramı Edwin Locke tarafından geliştirilmiş bir kuramdır. Bu kurama göre kişilerin belli davranışları gösterme konusundaki motivasyonun şiddeti taşıdıkları amaçlara göre değişmektedir. İşletmeler açısından bu kuramın en önemli yönü çalışanların amaçlarıyla işletmenin amaçlarının uyumlaştırılmasıdır. Çünkü insanlar pek çok konuda pek çok farklı amaca sahip olabilirler. Bu amaçlar işletmeyle veya çalışma hayatıyla doğrudan ilişkili olabileceği gibi farklı içeriklerde de olabilir. Bu nedenle işletmeler öncelikle çalışanların amaçlarının işletme amaçlarıyla ilişkilendirilmesi üzerinde durmalıdırlar. Doğru amaçlar belirlenmesi ve bu amaçlara ulaşılması durumunda elde edilecek doğru ödüllerin seçilmesi çalışan amaçlarını işletme amaçlarıyla örtüştürecek ve motivasyonu artıracaktır. İşletme yönetimi alanında amaçların en etkin biçimde belirlenmesinin önemi üzerine amaçlara göre yönetim adıyla bir yönetim yaklaşımı da geliştirilmiştir. Amaç belirleme kuramının en önemli vurgusu öncelikle ortada açık-seçik belli amaçlar bulunması gerektiğidir. Belirgin biçimde tanımlanmış hedefler bulunması çalışanların motivasyonunu artırmaktadır. Bu amaçlar çalışanlarla birlikte belirlenirse daha da güdüleyici olacaklardır. Amaçlara ulaşma konusunda geribildirim alanlar almayanlara göre daha fazla motive olmaktadırlar. Son olarak, ulaşılması zor amaçlar ulaşılması kolay amaçlara göre daha motive edici olmaktadır. Buna göre ödüllendirme sistemlerinin açık ve belirgin kriterlere dayanması önemlidir. Bu kriterlerin ve hedeflere ulaşıldığında elde edilecek ödüllerin çalışanlarla birlikte belirlenmesi de motivasyonu artırıcı bir faktör olacaktır. Ödüllendirme sistemlerinin etkili bir geribildirim sistemi olarak veya geribildirim sistemleriyle birlikte kullanılmaları önemlidir. Bu yaklaşım ödüllendirme sistemleri açısından beklenti kuramlarıyla benzer özellikler taşıyor gibi görünse de arada amaçların karmaşıklık derecesi konusunda temel bir farklılık bulunmaktadır. Amaç belirleme kuramına göre amaçlar ne kadar erişilmesi zor olurlarsa kişinin motivasyonu da o kadar yüksek olacaktır. Dolayısıyla amaç belirleme kuramına göre beklenti kuramlarının aksine amaçların ve bu amaçlarla ilişkili ödüllendirmelerin karmaşıklık düzeyinin artması çalışanların motivasyonunu artırıcı bir sonuç da ortaya çıkarabilir. Gerçekten de son yıllarda büyük işletmeler tarafından bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin de katkılarıyla oldukça karmaşık performans değerleme, ücretlendirme ve ödüllendirme sistemleri uygulandığı görülmektedir. ÖDÜL TÜRLERİ İnsanların belli davranışlar göstermelerinin çok çeşitli motivasyonları olabilir. Bu motivasyonlar insandan insana, zamandan zamana, mekandan mekana farklılıklar gösterebilir. İnsanı motive eden faktörlerin belirlenmesi işletmeler açısından doğru faktörlerin ödüllendirilerek çalışanlar arasında istenen davranışların yaygınlaştırılması açısından önem taşımaktadır. Çok karmaşık güdülere sahip olmaları nedeniyle insanların motive edilmelerinde kullanılabilecek çok çeşitli ödüller bulunmaktadır. Bu nedenle ödüllerin sınıflandırılmasıyla ilişkili olarak çeşitli yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bu yaklaşımlar arasındaki temel farklılıklardan biri ödül kavramının neyi kapsadığıdır. Bazı yazarlar insanların güdülerindeki karmaşıklık nedeniyle ödül kavramının kapsamını oldukça geniş tutmuşlar ve işletmeden çalışana doğru yönelen her türlü olumlu davranışı, katkıyı ve ayni ve nakdi ödemeyi ödül olarak kabul etmişlerdir. Diğer bazı yazarlar ise Şekil 6.1.’de de görüldüğü gibi sadece temel ödeme ve sağlanan faydaların dışındaki katkıları ödül olarak kabul etmişlerdir. Ödül kavramının kapsamındaki farklı yaklaşımlar ödül türlerinin sınıflandırılmasında da farklı yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunlardan biri doğrudan ve dolaylı ödüllendirme ayırımıdır. Buna göre temel ücret gibi çalışanlara nakit olarak ödenen ödüller doğrudan ödüller olarak kabul edilirken özel sağlık sigortaları gibi ödüller ise dolaylı ödüller olarak kabul edilmektedir. Yine ödüllerin verilmesinde tercih edilen stratejilere bağlı olarak bireysel, takım bazlı veya örgütsel ödüllendirmeler de yapılabilmektedir. Bir çalışana belli bir başarısından dolayı bir maaş ikramiye verilmesi bireysel bir ödül iken belli bir projeyi başarıyla tamamlayan proje ekibine yönelik verilen iki günlük bir tatil takım bazlı ödüllendirme örneğidir. Kimi zaman ödüllendirmeler başarılı bir yılın ardından işletmedeki tüm çalışanlara verilen örgütsel ödüllendirme biçiminde de gerçekleştirilebilir. Bir başka ödüllendirme sınıflandırması da ekonomik, sosyo-politik ve yönetsel ödüller ayırımıdır. Kar paylaşımları ekonomik, iş güvencesi sağlama psiko-sosyal, yetki devri de yönetsel ödüllendirme türlerine örnek gösterilebilir. Son olarak ödüllendirmenin zamanını ve şeklini temel alan planlı ödüller ve sürpriz ödüller veya açık ödüller ve gizli ödüller gibi ayırımlar da yapılabilir (Bkz. Tablo 6.1). www.hedefaof.com 119 Tablo 6.1: Ödül Türleri Sınıflama Kriteri Ödül Türleri Ödüllendirmenin parasal olup olmamasına göre Ödüllendirmenin bireysel olup olmamasına göre Ödüllendirme amacına göre Doğrudan ödüllendirme-dolaylı ödüllendirme Ödüllendirmenin planlı olup olmamasına göre Ödüllendirmenin herkesin bilgisine açık olup olmamasına göre Psikolojik beklentilerin karşılanıp karşılanmamasına göre Planlı ödüller ve sürpriz ödüller Bireysel, takım bazlı ya da örgütsel ödüllendirme Ekonomik sosyo-politik ve yönetsel ödüller Açık ödüller ve gizli ödüller İçsel ödüller ve dışsal ödüler Bu bölümde ödül türlerinin sınıflandırılmasında ödüllendirmenin kuramsal temelleri bölümündeki ayırıma daha uygun olacağı için içsel ve dışsal ödüller ayırımı temel alınacaktır. Ödüllendirilme insan motivasyonunun en temel tetikleyicilerinden biri olduğundan farklı ödüllendirme biçimlerinin sınıflandırılmasında en temel psikolojik sınıflandırma olan içsel ve dışsal ödüller ayırımının daha anlamlı olacağı varsayılmıştır. Ancak ödül türleri açıklanırken ve örneklendirilirken gerektiği durumlarda her bir ödülle ilgili diğer sınıflandırmalara da atıflar yapılacaktır. İçsel ödüller, herhangi bir davranışı gerçekleştirmenin ödülünün tamamen o davranışı gerçekleştirmenin kendisinde bulunan bir özellikten kaynaklanması durumunu ifade etmektedir. Çalışanlar bazen belli bir işi sadece o işi yapmaktan büyük zevk aldıkları için büyük bir motivasyonla yapıyor olabilirler. Böyle durumlarda o kişileri motive etmek için başkaca ödüller vermeye gerek yoktur. Dışsal ödüller ise herhangi bir davranışı gerçekleştirmek için işin veya davranışın kendisi dışında bir başka faktörün motive edici olması durumunu ifade etmektedir. Bu durumda çalışanlara belli davranışları yerine getirmeleri karşılığında belli ücret ve ödüllerin karşılık olarak vaat edilmesi gerekmektedir. Bu durumda işin kendisi çalışanı motive etmek için yeterli olmamaktadır. İçsel ödüller daha çok kişilerin psikolojik beklentilerini karşılamaya dönük manevi ödüllerden oluşmaktayken, dışsal ödüller ise çalışma veya özel yaşam çevrelerinden kaynaklanan sosyolojik temelli beklentilerin karşılanmasına yönelik maddi yönü daha ön planda olan ödüllerdir. İçsel ve dışsal ödüllerin işletmelerde çalışanlara yönelik olarak doğru kullanımı son derece önemlidir. Çünkü genellikle içsel motivasyonu hedefleyen ödüller işletmeler açısından daha az maliyetli ödüllerdir. Dışsal ödüllendirmeler ise daha karmaşık ve maliyetli olabilmektedirler. Bu nedenle uygulamada hangi çalışanın içsel hangi çalışanın dışsal ödüllerle daha fazla motive olduğunun doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Yapılan araştırmalar içsel motivasyonlara sahip insanların dışsal ödüllerle karşılaştıktan bir süre sonra artık içsel ödüllerle motive olamadıklarını göstermektedir. Örneğin kendiliğinden ders çalışmayı alışkanlık edinmiş bir öğrencinin ders çalışması karşılığında ebeveynleri tarafından sadece bir “aferin” sözüyle bile olsa dışsal bir ödülle ödüllendirilmesi, zamanla öğrencinin kendiliğinden ders çalışma alışkanlığını kaybetmesine neden olabilmektedir. İçsel Ödül Türleri İçsel ödüller, yukarıda da belirtildiği gibi, işin kendisinin çalışana verdiği hazla ilişkili olan ödüllerdir. Bu tür ödüllerin yönetsel açıdan özendirici bir araç olarak kullanılabilmesinin yolu çalışanlar gözünde yaptıkları işin değerini, o işi yapıyor olmaktan dolayı aldıkları hazzın miktarını artırmanın yollarını bulabilmektir. İçsel ödüller bir anlamda çalışanların yeterlilik, başarı, sorumluluk, önemli olma, üretkenlik, işe yarama, kişisel gelişme sağlama gibi psikolojik beklentilerine yönelik manevi ödüllerdir Jest ve mimikler, takdir davranışları, yazılı veya sözlü teşekkür ifadeleri, hediyeler, izinler, yazılı veya görsel medyada yer alma, kararlara katılım, sorumluluk artışı, yetki devri, kişisel gelişim olanakları, inisiyatif kullanabilme, iş tasarımı, iş güvencesi, sosyal gruplara katılım ve sosyal uğraşlar gibi çok sayıda içsel özendiriciliği olan ödülden bahsedilebilir. www.hedefaof.com 120 Takdir ve Teşekkür Çalışma yaşamında yöneticilerin çalışanlara yönelik olarak uygulayabilecekleri belki de en az maliyetli, buna karşılık en etkili ödüllendirme türü takdir davranışlarıdır. Takdir davranışları belli başarılara karşılık olabileceği gibi genel bir beğeni ifadesi de olabilir. Bu davranışlar bazen yöneticinin çalışanına takdir ettiğini belirtir biçimde gülümsemesi gibi mimikler, ellerini kaldırıp bir çalışanın yaptığı bir davranışın takdir edildiğinin diğerlerine gösterilmesi veya çalışanın omuzuna dokunulması gibi jestler biçiminde çok basit davranışlardan da oluşabilir. Bu basit davranışlar bile çalışanlar açısından önemli bir motivasyon kaynağı olabilecektir. Çünkü böylesi davranışlar ödüllendirmenin kuramsal temellerinin anlatıldığı bölümdeki eşitlik kuramında geçen ve çalışanların amirleriyle kişisel ilişkilerindeki etkileşim adaletine yönelik beklentilerine karşılık gelmektedir. Genellikle bireysel nitelikte olan bu tür ödüllerin her zaman açıktan verilmesi de gerekmeyebilir. Bazen kişiler başkaları tarafından bilinmeyecek şekilde takdir edilmekten de hoşlanabilirler. Bu durumda yöneticinin çalışanıyla baş başa yemek yemesi gibi ödüllendirme yöntemleri de kullanılabilir. Ödüllendirmeler takdir davranışları kadar teşekkür uygulamaları yoluyla da gerçekleştirilebilir. Bu yöntem biraz daha resmi veya biçimsel bir nitelik taşır. En bilinen şekli yöneticilerin çalışanlara yönelik takdirlerini sözlü veya yazılı olarak teşekkür mesajı biçiminde iletmeleridir. Herkesin içinde yapılan bir teşekkür konuşması veya çerçeveletilip azılabilecek nitelikte bir teşekkür mektubu veya belgesi de önemli bir ödüllendirme aracı olabilir. Kimi işletmeler belli yılları dolduran kıdemli çalışanlarına teşekkür belgeleri vermektedirler. Teşekkür uygulamaları çalışanlara değer verildiğinin gösterilmesine yönelik uygulamalardır ve bazen belirli törenler şeklinde de gerçekleştirilebilir. Bu törenlerin en yaygınlarından biri personel tanınma programlarıdır. Bu programlarda her ay görevlerinde başarı gösteren çalışanlar diğer çalışanlar önünde yöneticiler tarafından övülerek onurlandırılırlar. Bu yöntemin en önemli ödüllendirme yöntemlerinden biri olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Bazı şirketler çalışanlarının doğum günlerini işyerinde kutlamaya dönük törenler düzenlemektedirler. Kimi zaman da çalışanlara maddi değerinden çok manevi değer ifade eden konser bileti, hatıra plaketi gibi hediyeler yoluyla da teşekkür edilebilir. Bazen de teşekkür belli miktarda izin kullandırma biçiminde de olabilir. Değer Verildiğini Gösterme Çalışanlara yönelik takdirleri ifade etme yanında çalışanların genel anlamda önemsendiğinin, kendilerine değer verildiğinin gösterilmesi de önemli bir ödüllendirme yöntemidir. Bunun en yaygın olarak kullanılan yöntemlerinden biri de işletmelerde “ayın çalışanı” belirlenmesi uygulamasıdır. Ayın çalışanı uygulaması olan işletmelerde belli kriterlere göre her ay bir kişi ayın çalışanı olarak belirlenir ve bu kişinin resmi belirlenen bir panoya yerleştirilerek bir ay boyunca sergilenir. Bu panolar tüm çalışanlar ve bazen de müşteriler tarafından görülebilecek yerlere konularak diğer çalışanların da özendirilmeleri sağlanmaya çalışılır. Ayın çalışanı seçimi bazen dışsal ödüllerle de desteklenebilmektedir. Çalışanlara değer verme uygulamalarından biri de çalışanların işletmeyle ilgili yazılı ve görsel medya ortamlarında veya canlı organizasyonlarda görünmesidir. Bu bazen işletmenin tanıtıyla ilgili bir kariyer günü toplantısına katılarak işletmeyi tanıtmak biçiminde olabilir. Bazen de işletmenin tanıtımı için hazırlanan basılı veya görsel malzemelerde çalışanların resimlerine, görüntülerine veya görüşlerine yer verilmesi biçiminde olabilir. Son yıllarda özellikle iş ilanlarında alınacak pozisyonda çalışanların görüntülerine yer verilmesi gibi uygulamalara da rastlanmaktadır. Çalışanlara yaptıkları işle ilgili olarak olumlu veya olumsuz geribildirimde bulunmak da onlara değer verildiğini göstermenin yollarından biridir. Samimi ve etkili bir geribildirim alan çalışan kendisine değer verildiğini ve kendisini geliştirmesi için teşvik edildiğini düşünecektir. Katılımcı Yönetim Çalışanları ödüllendirmenin en önemli yönetsel araçlarından biri de katılımcı bir yönetim anlayışı sergilemektir. Özellikle Türkiye’deki işletmelerde çalışanlar ve yöneticiler arasında güç mesafesinin yüksek olmasından kaynaklanan iletişim problemleri yaşanmaktadır. Güç mesafesi yöneten ve www.hedefaof.com 121 yönetilenler arasındaki güç farkını ifade eden bir kavramdır. Aslında bütün yönetim sistemlerinde astlar ve üstler arasında bir güç farkı bulunmaktadır. Ancak bu fark bazı kültürlerde daha fazla hissedilmektedir. Güç mesafesi yüksek toplumlarda çalışanların yöneticileriyle iletişim kurabilmeleri zorlaşır. Çoğu zaman güç mesafesinin büyüklüğü yöneticilerin işlerine de gelebilir. Yöneticilerin ofislerinin döşenmesinden bindikleri araçlara, yöneticiyle görüşmek için aşılması gereken bürokratik aşamalardan yönetici karşısında takınılması gereken beden diline kadar pek çok sembol yöneticilerin yüksek statülerini göstermelerine olanak tanır. Oysa bu yapı çalışanlar açısından kendilerini ifade etmeye olanak tanımadığından motivasyon düşüklüğüne yol açabilecek bir yapıdır. Diğer yandan içinde bulunduğumuz bilgi çağına uygun yönetim yaklaşımlarının temel özelliklerinden biri, işi en iyi çalışanların bildiği şeklindeki anlayıştır. İşletmeler yoğun rekabet ortamında ayakta kalabilmek için sürekli bir iyileştirme süreci içerisindedirler. Bu süreçte işletmeler çeşitli öneri sistemleri geliştirerek çalışanların işletme hakkındaki görüşlerini sürekli olarak almaktadırlar. Bu sistemler işletmelere önemli katkılar sağlamanın yanında çalışanlar açısından da önemsendiklerini gösteren ödüllendirme mekanizmalarıdır. Öneri sistemlerinin varlığı bile çalışanlar açısından bir ödül anlamına gelmekteyken bazı öneri sistemlerinde en çok öneri getiren çalışanlar dışsal olarak da ödüllendirilmektedirler. Öneri sistemleri dışında toplam kalite yönetimi anlayışı çerçevesinde uygulanan kalite çemberleri de katılımcı yönetim anlayışıyla gerçekleştirilen uygulamalardandır. Kalite çemberleri işletmelerdeki belli süreçlerin iyileştirilebilmeleri, belli sorunların çözülebilmeleri için işletmenin farklı birimlerinde farklı unvanlarda çalışanların bir araya geldikleri görüş alış-verişi ortamlarıdır. Çember ismi verilmesi ister sıradan işçi ister yönetici olsun bu gruplara katılanların kesinlikle eşit söz hakkına sahip olmalarıdır. Böylesi ortamlara katılmak da çalışanlar açısından ödüllendirici olmaktadır. Güçlendirme Katılımcı yönetim anlayışıyla paralel bir başka ödüllendirici yönetim anlayışı da çalışanların güçlendirilmesidir. İşletme yönetimi alanında son yıllarda ortaya çıkan bütün yeni yaklaşımların odak noktası çalışanların önemine yapılan vurgudur. En önemli üretim faktörü, insan kaynağı, insan değeri, entelektüel sermaye gibi sıfatlarla anılmaya başlayan insan; örgütsel öğrenme, toplam kalite yönetimi, ekip çalışması gibi önemli yönetim yaklaşımlarının temel unsurudur. Bu unsurun kendi yetki ve sorumluluk alanı çerçevesinde, örgüt adına inisiyatif ve karar alabilen ve bunu uygulayabilen nitelikte olması beklenmektedir. Çalışanlara yetki ve sorumluluk devretme ve onların inisiyatif kullanmalarını teşvik etme anlamına gelen çalışanların güçlendirilmesi uygulamaları, aslında işletmeler açısından verimliliği artırıcı bir yöntem olarak gündeme gelse de aynı zamanda motivasyonu da artıran uygulamalardır. Çalışanların kararlara katılımından bir derece gelişmiş bir durum olarak karar alma pozisyonuna gelmeleri çalışanlara olan güvenin de bir göstergesi durumundadır. Çalışanlara yaptıkları işle ilgili karar ve sorumluluk alabilme yetkisi devreden bu anlayış çalışanların yaptıkları işe ve işletmelerine olan bağlılıklarını artırıcı bir ödüllendirme yöntemidir. Eğitim Olanakları Sunma İşletmelerin çalışanlarına sağladığı eğitimler ve diğer kendini geliştirme olanakları sadece mevcut çalışanların motivasyonunu artırmakla kalmaz, aynı zamanda işletmeye iş başvurusunda bulunacak adaylar açısından da o işletmeyi tercih etmeyi sağlayacak cazip bir özellik olarak görülür. Çalışanlara kendilerini geliştirecek olanaklar sunmak da önemli bir yönetsel ödüllendirme yaklaşımıdır. Bilgi çağında yaşayan nesillerin en önemli özelliklerinden biri de bu kişilerin çalıştıkları işletmelere olan bağlılıklarının genel anlamda azalmasıdır. Artık iş arayanların önemli bir kısmı sadece ücret vb. dışsal ödüllere değil, işletmede sunulan kendini geliştirmeye dönük olanaklara da dikkat etmektedir. İşletmelerin zengin eğitim programları sunması, yüksek lisans eğitimi gibi alanlarda kendini geliştirmeye www.hedefaof.com 122 çalışanlara gerekli izinlerin sağlanması gibi uygulamaların varlığı kendi başına bir ödül olarak algılanmaktadır. Bugün kimi büyük işletmeler gelecekteki yöneticileri olabilecek potansiyele sahip çalışanlarını yurt dışı eğitimlere bile göndermektedirler. Çalışanlara eğitim olanakları sunma işletmeler açısından bir ödüllendirme stratejisi olduğu kadar insan kaynaklarına yönelik bir yatırım anlamına da gelmektedir. Böylece değişen çevre koşullarına hızla uyum sağlayabilecek dinamik bir insan kaynakları profili de yetiştirilmiş olacaktır. İş Tasarımı Çalışanlar için yaptıkları işten haz almalarını sağlayacak bir başka unsur da yaptıkları işi yapmaya değer bulmalarıdır. Bu ise o işin çalışanlar açısından yeterince ilgi çekici olmasını gerektirmektedir. Çalışanlar işlerine yönelik ilgilerini zamanla kaybedebilirler. Tükenmişlik sendromu olarak da ifade edilen bu durum onların motivasyonlarını düşürücü bir faktördür. Bu nedenle çalışanlar açısından işlerin çekiciliğini yüksek tutmak üzere iş tasarımı başlığı altında çeşitli uygulamalar yapılmaktadır. Bu uygulamalar genellikle iş genişletme ve iş zenginleştirme olarak iki farklı biçimde gerçekleştirilmektedir. İş genişletme çalışanların işlerini yerine getirme süreçlerinin belli bir noktasındaki belirli bir faaliyet üzerinde odaklanarak uzmanlaşmaları yerine birden fazla aşamada çalışarak monotonluktan kurtarılmalarını hedeflemektedir. İş zenginleştirmede ise işin yerine getirilmesiyle ilgili beklentileri zenginleştirerek işi daha ilginç hale getirmeyi amaçlar. Bunun en bilinen yöntemi de katılımcı yönetim başlığı altında da açıklandığı şekilde çalışanın sadece üretim faaliyetini yerine getirmesiyle yetinilmemesi; o faaliyetin tasarlanması, planlanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi aşamalarında da çalışanın görüşlerinin alınmasıdır. Böylece çalışan o işle ilgili daha zengin kapsamlı bir çalışma ortaya koymuş olacaktır. Bu durum ise çalışanların işlerinden daha fazla zevk almalarını sağlayacak bir ödüllendirme yaklaşımı olarak kabul edilmektedir. Bir başka iş tasarımı yöntemi de alternatif çalışma biçimlerine olanak tanınmasıdır. Bunların en başta geleni ise esnek çalışma sistemleridir. Esnek çalışma sistemleri bazen zaman anlamında mesailerin esnetilmesini, bazen de mekan anlamında çalışma yerinin esnetilmesini içerebilmektedir. Zaman esnekliği örneğin her hafta 40 saati doldurmak şartıyla her gün sabah 7-10 arası istenen saatte işe gelip akşam 5-8 arası istenen saatte işten çıkabilme şeklinde uygulanabilmektedir. Mekan esnekliği ise evden çalışma, uzaktan çalışma gibi özellikle bilgi sektöründeki çalışanlara uygun bir esnek çalışma biçimidir. Her sektöre veya her türlü işe uygun olmasa da esnek çalışma sistemleri de çalışanlar açısından ödüllendirici özellikler taşımaktadır. İş Güvencesi Çalışanların işlerini severek yapmalarını sağlamanın bir yolu da onlara iş güvencesi sağlamaktır. İş güvencesi çalışanların geleceğe yönelik beklentileriyle ilişkili bir kavramdır. Çoğu insan belli bir ücret karşılığında sürekli olarak çalışabileceği bir işe sahip olmak ister. Her yıl sözleşme yenileyen ve ertesi yıl tekrar çalışıp çalışmayacağını bilemeyen birinin motivasyonu düşük olacaktır. Yine işletmenin ertesi yıl açık kalıp kalmayacağından emin olunmadığı ekonomik sıkıntı dönemlerinde de çalışanlar aynı sorunları yaşayabilirler. Bu nedenle işletmelerin çalışanlarına olabildiğince uzun vadeye yayılan bir iş güvencesi paketi sunmaları da ödüllendirici bir özellik taşır. Örneğin Uzakdoğu ülkelerinin bir kısmında ömür boyu istihdam programları uygulanmaktadır. Çalışanlar gelecekleri için endişe duymaksızın kendilerini işlerine vermektedirler. İş güvencesinin bir diğer boyutu da psikolojik güvencedir. Çalışanların huzurlu bir çalışma ortamında faaliyet göstermelerini sağlayabilmek üzere gerekli tedbirlerin alınmasını ifade eder. İş yaşamında bazen karşılaşılabilen cinsel veya duygusal taciz, stres, çatışma, şiddet ve zorbalık uygulamaları gibi durumlar çalışanların motivasyonunu azaltacaktır. Bu gibi sorunların yaşanmadığı huzurlu çalışma ortamları ise çalışanlar kendilerini güven içerisinde hissettikleri için ödül niteliğindedir. Çalışma ortamının ısı, ışık, gürültü gibi özellikleri yanında çalışma ortam ve araçlarının da ergonomik özelliklere uygun biçimde düzenlenmiş olması çalışanlar açısından ödüllendirici bir durumu ifade eder. www.hedefaof.com 123 Sosyalleşme Olanakları Sunma İçsel ödüllerle ilgili son olarak belirtilmesi gereken unsur ise işin kendisi kadar işletmenin de benimsenmesiyle ilgili bir psiko-sosyal bir ödüllendirici faktör olan sosyalleşme olanaklarıdır. Özellikle son yıllarda gelişen teknolojik olanaklarla birlikte hem çalışanlar açısından başkalarıyla iletişime geçme yollarının çeşitlenmesi hem de işletmeler açısından işyerlerindeki her türlü iletişimi denetleyebilme olanaklarının artması çalışma hayatındaki sosyalleşme olanaklarının yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu anlamda işletmelerde internet kullanımının sınırları konusu giderek önem kazanmaktadır. Çalışanların işlerini aksatmayacak şekilde sosyalleşebilmelerini sağlayacak bilgi işlem politikaları sağlamak önemlidir. Diğer yandan geleneksel sosyalleşme biçimleri olan işyerlerindeki sosyal gruplara üye olmanın özendirilmesi, bu gibi grupların faaliyetlerine destek sağlanması gibi uygulamaların çalışanların motivasyonunu artırdığı çok uzun süredir bilinmektedir. Bunun yanında çeşitli kutlama organizasyonları düzenleme, gezi, piknik gibi faaliyetler, sportif ve sanatsal aktiviteler de önemli ödüllendiricilerdir. Örneğin son yıllarda bazı işletmelerin çalışanların ailelerine yönelik tanışma programları düzenledikleri görülmektedir. Sizce içsel ödüllerle motivasyonun içsel kaynaklarını açıklayan kuramlar arasında nasıl bir ilişki vardır? Her bir kuramsal açıklamayı içsel ödül türleriyle ilişkilendirerek açıklamaya çalışınız. Dışsal Ödül Türleri Dışsal ödüller çalışanların yaptıkları iş dışındaki faktörlerden dolayı ödüllendirilmeyi bekledikleri durumlarda gündeme gelmektedir. Yapılan araştırmalar dışsal ödüllerin uzun vadede içsel ödüller kadar motive edici olmadığını gösterseler de çalışanların işlerinden memnun olmadıkları durumlarda bile uygun dışsal ödüllerle motive edilebildiklerine dair bulgular da bulunmaktadır. Dışsal ödüller genellikle işletme tarafından çeşitli boyutlarıyla daha fazla kontrol edilebilen, daha somut ödüllerdir. Diğer sınıflandırmaları da dikkate aldığımızda içsel ödüller daha çok psiko-sosyal nitelikteyken dışsal ödüller ise daha ekonomik ödül türlerini kapsamaktadır. Yönetsel ödüller ise bazen içsel bazen de dışsal nitelikte olabilmektedirler. Dışsal ödüllendirme sistemleri daha çok ekonomik bir nitelik taşıdıklarından şu üç farklı başlık altında sınıflandırılabilirler: Doğrudan ödemeler, dolaylı ödemeler ve parasal olmayan ödüller. Doğrudan Ödemeler Doğrudan ödemeler geniş anlamda maddi ödüllendiriciler arasında kabul edilmektedirler. En yaygın doğrudan ödeme aracı da ücrettir. Her ne kadar ücretin tek başına özendiriciliği ile ilgili tartışmalar olsa da genel anlamda insanların çalışma hayatından en önemli beklentileri ücrettir. Doğrudan ödeme kapsamındaki ödüllendirmeler temel ücret; liyakata, beceriye ve performansa dayalı ücret sistemleri ve kazanç-kar paylaşımı gibi özendirici ücret planlarından oluşmaktadır. Ücretin yapısı ve anılan ücretlendirme sistemleriyle ilgili ayrıntılı bilgi önceki ünitelerde verildiğinden bu kısımda bu kavramlara sadece sınıflandırmanın tamamlanması açısından değinilmiştir. Doğrudan ödemelerin ödüllendirmeyle ilgili yanı daha çok ücret artışları veya diğer ödeme biçimleriyle ödüllendirme arasındaki ilişkinin kurulma biçimidir. Çalışanlar ücreti yaptıkları işin karşılığı olarak aldıklarında bunun motive ediciliği yani ödül niteliği ön planda olmayacaktır. Bu durumda ücret aslında çalışan açısından zaten hak edilmiş bir ödemedir. Hatta çoğu zaman otomatiğe bağlanmış, belli periyotlarla gerçekleşen ücret artışları bile bu kategoride değerlendirilebilir. Dolayısıyla gerek temel ücretlerdeki artışların gerekse diğer doğrudan ödemelerin bir şekilde ödüllendirme sistemiyle ilişkili hale getirilmeleri gerekmektedir. Doğrudan parasal ödemelerin ödüllendirme özelliği tartışmalıdır. Ancak bu tür ödemelerin doğru planlanmadığı ve uygulanmadığı zaman motivasyonu azaltacakları konusu üzerinde herhangi bir tartışma yoktur. Çalışanlar özellikle daha somut ödüller olan doğrudan ödemeleri eşitlik kuramının da dikkat çektiği üzere mutlaka başkalarıyla karşılaştırmalı olarak değerlendirirler. Bu açıdan ücretlerin ve diğer www.hedefaof.com 124 ödemelerin belirlenmesinde adalet ölçülerine bağlı kalınmalıdır. Aynı şekilde çalışanlar aldıkları doğrudan ödemeleri kendi performanslarıyla da karşılaştırmaktadırlar. Dolayısıyla özellikle performansa dayalı ücret sistemlerinin uygulandığı işletmelerde performans ve ödül ilişkisinin daha net şekilde ortaya konması gerekmektedir. Dolaylı Ödemeler Dolaylı ödemeler de işletmelerin çalışanlarını ödüllendirmek üzere sundukları maddi ve ekonomik ödüller arasındadır. Doğrudan ödemelerden farkı ise dolaylı ödemelerin doğrudan normal çalışma sürelerinin karşılığı olarak verilmemesidir. Dolayısıyla dolaylı ödemeler maaş kapsamında yer almayan ekonomik ödüllerdir. Ancak her ne kadar dolaylı ödemeler maaşlar gibi çalışmanın doğrudan karşılığı olmasalar da bir kısım dolaylı ödemeler diğerlerine göre ücretlere daha yakın ödemelerdir. Bunların en bilinenleri fazla mesai ücretleri, zamlı vardiyalar, yıllık ücretli izinler, çeşitli tatillerde çalışılmadığı halde çalışılmış gibi yapılan ödemelerdir. Bu tür ödemeler kendi başlarına bir ödül gibi görünmeseler de aslında uygulamada herkese aynı şekilde davranılmadığı, örneğin herkes mesaiye bırakılmadığı için gerektiğinde ödüllendirme veya cezalandırma aracı olarak da kullanılabilmektedirler. Nakdî ödemeler nakit para olarak yapılan ödemeleri ifade ederken aynî ödemeler ise para yerine yiyecek, kitap, kırtasiye, kıyafet, yakacak gibi maddi yardım türlerini ifade etmektedir. Yemek parası, yakacak yardımı, kırtasiye yardımı, erzak yardımı, kıyafet yardımı, eğitim-öğretim yardımı gibi yardımlar ise çalışmanın doğrudan kendisiyle ilişkileri biraz daha az olan dolaylı ödemelere örnektir. Bu ödemeler genellikle nakdi olmakla birlikte kimi zaman ayni olarak da yapılabilmektedir. Kimi zaman işletmeler çalışanlarına hisse senetlerinden indirimli olarak satın alma, ürünlerden indirimli olarak satın alma gibi haklar da tanımaktadır. Yapılan araştırmalar özellikle sosyal yardımlar biçimindeki dolaylı ödemelerin işgücü maliyetleri içindeki oranının çoğu zaman ücretler gibi doğrudan ödemelerden kaynaklanan maliyetlerden fazla olabildiğini göstermektedir. Bu tür yardımların belli periyotlarla herkese yönelik yapılması zamanla çalışanlar tarafından bir hak olarak algılanmalarına neden olmakta ve ödüllendirici özelliğini yitirmesine neden olabilmektedir. İhbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıpranma primi, iş güvenliği kıyafet ve araçları, ölüm yardımları, kreş hizmetleri, kredi olanakları, otopark hizmeti, kaza, işsizlik, emeklilik sigorta primleri, özel emeklilik planları ve danışmanlığı gibi iş güvenliği ve iş güvencesine yönelik ayni ve nakdi ödemeler de dolaylı ödemeler kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin 3M firması çalışanlarına şirket hisselerinden indirimli olarak satın alabilme hakkı tanımasının yanı sıra yol yardımı, servis, şirket araç ve telefonları, ailesini de kapsayan sağlık sigortası, hayat ve kaza sigortası, rekabetçi bireysel emeklilik planları ve check-up gibi olanaklar sağlamaktadır. Bu tür yardımların önemli bir kısmı yasal anlamda işçilerin hakları arasında bulunuyorsa da uygulamada ödüllendirici özellikler de kazanabilmektedirler. Örneğin kimi işletmeler çalışanları için özel sağlık kurumlarıyla sigorta anlaşmaları imzalayabilmekte, bazı çalışanlara kıdem tazminatları önceden parça parça veya bütün olarak verilebilmektedir. Dolaylı ödemelerin ödüllendirme sistemlerinde en fazla yer bulan biçimi öneri sistemleriyle ilişkilendirilmiş ödemelerdir. Öneri sistemlerine bağlı ödüllendirmeler genellikle bireysel, kimi zaman ise takım bazlı ödüllendirme türü içerisinde değerlendirilmektedir. Birçok işletme günümüzde işe yarayan öneriler getiren çalışanlarına parasal ödüller vermektedir. Bu öneriler bazen yeni bir ürün veya hizmet fikri geliştirmek olabileceği gibi mevcut üretim veya faaliyet süreçleriyle ilgili etkinlik artırıcı iyileştirmeler şeklinde de olabilir. Hatta bazı işletmelerin çalışanlarının tavsiye ettikleri elemanların işe alınmaları durumunda tavsiyede bulunan çalışanları ödüllendirdikleri bile görülmektedir. Örneğin Doğuş Otomotiv’in "Bir Önerim Var" adıyla hayata geçirdiği öneri ve ödül sistemi, çalışanların katılımını sağlayarak iş süreçlerinin iyileştirilmesi, artan hizmet kalitesine paralel olarak müşteri memnuniyetinin sağlanması, verimliliğin arttırılması ve öneri sahiplerinin ödüllendirilmesini amaçlamaktadır. Tüm çalışanlar, internet üzerinden ya da tüm birimlere yerleştirilen öneri kutularındaki formları doldurarak önerilerini iletebilmektedirler. Değerlendirme sürecinin ardından uygulamaya alınıp tamamlanan tüm projeler 3 aylık dönemlerde Öneri Değerlendirme Kurulu tarafından incelenip, puanlanmaktadır. Verilen puanlar çerçevesinde öneri sahiplerinin ve proje katılımcılarının hak ettiği ödüller, düzenlenen ödül organizasyonunda hak sahiplerine takdim edilmektedir. www.hedefaof.com 125 Garanti Bankasının Başarı Ödüllendirme Programı çerçevesinde hedeflere ve ölçümlenen performans sistemine bağlı olarak üstün performans göstererek katma değer yaratan veya iş ve kişisel hedeflerini gerçekleştirmek konusunda özveride bulunan ve başkalarına örnek teşkil eden çalışanlar "Başarı Programı" ile ödüllendirilmektedir. Başarılar kurumsal belleğe kaydedilmekte, örnek olaylar benzer başarıların devamını sağlaması amacıyla tüm çalışanlarla paylaşılmakta ve ödül alan çalışanlar intranette tanıtılmaktadır. Turkcell ise “İşte Buna Ödül Verilir” ödül programı çerçevesinde her yıl 4 ayda bir gerçekleştirilen “Turkcell Ödül Töreni”nde fark yaratan çalışanlarını ödüllendirmektedir. Çalışanlar iki yolla ödüle aday gösterilmektedir. İlki; “Çok İyi Bir Fikrim Var” uygulamasından iletilen fikrin gerçekleşmesi ile hem fikir sahibi hem de fikri gerçekleştiren çalışanlar; ikincisi, fark yaratan bir çalışması olan ya da kurum değerlerini yaşatan örnek davranışlarda bulunan çalışanlar. Parasal Olmayan Ödüller Dışsal ödüllerin üçüncü kısmı da parasal olmayan ödüllerden oluşmaktadır. İşletmelerde kafe, yemekhane, kantin gibi alanların yaygınlaştırılması ve kullanımlarının kolaylaştırılması gibi uygulamalar buna örnek verilebilir. Günümüz işletmelerinde özellikle beyaz yakalı çalışanların daha rahat ortamlarda çalışabilmeleri için çay-kahve makinalarının yaygınlaştırılması, çay molalarının sayısının ve sürelerinin artırılması, hatta bazen mavi yakalı işçilerin çalışma ortamlarında, üretim hatlarının arasında kafeterya gibi bölümlerin oluşturulması gibi uygulamalara gidilmektedir. Bu tip uygulamalar genellikle toplu veya örgütsel ödüllendirmeler kapsamındadır. Kimi zaman ise parasal olmayan ödüller daha bireysel biçimlerde olabilmektedir. Örneğin otoparkta kimi çalışanlara daha öncelikli yerler tahsis edilmesi, ofis araç-gereç ve mobilyaların yenilenmesi, daha iyi bir bilgisayar verilmesi, özel araba, sekreter, dizüstü bilgisayar veya telefon tahsis edilmesi, etkileyici ünvanlar verilmesi, kişiye özel kariyer planlaması yapılması, terfi, alternatif görevler arasından seçim yapabilme, öğlen yemeği, izin gibi hakların esnek zamanlarda kullanılabilmesi gibi ödüller daha bireysel başarılara endeksli ödüllerdir. Bu ödüllerden özellikle terfiler beyaz yakalı çalışanlar açısından en fazla motive edici ödüller arasındadır. Bu nedenle işletmelerde terfi politikalarının sadece işletmenin etkin biçimde çalışmasının bir aracı olarak değil, aynı zamanda çalışanların ödüllendirilmesinin bir aracı olduğu bilinciyle de hareket edilmelidir. Yukarıda örnekleri veriler ödüllendirme sistemlerinin nı şu web adreslerinden araştırabilirsiniz: http://solutions.3m.com.tr/wps/portal/3M/tr_TR/3MCareers/Home/WorkingAt3M/Two/ One/ http://www.garanti.com.tr/tr/garanti_hakkinda/insan_kaynaklari/insan_kaynaklari_politika lari/basari_odullendirme_programlari.page http://www.turkcell.com.tr/site/tr/turkcellhakkinda/Sayfalar/insan-kaynaklari/daha-fazlatakdir.aspx www.hedefaof.com 126 Özet Ödüller, insanların belli sonuçlar karşılığında bekledikleri maddi veya maddi olmayan karşılıklardır. Bu karşılıkların işletmelerde çalışanları işletme hedefleri doğrultusunda motive etmek ve böylece performanslarını artırmak amacıyla n doğru şekilde belirlenmeleri ve uygulanmaları sürecine de ödüllendirme veya ödül yönetimi adı verilmektedir. İşletmelerde çalışanları motive etmede kullanılan ödüllerle ilgili ödüllerin farklılıklarından kaynaklanan çeşitli sınıflandırmalar bulunmaktadır. Doğrudan veya dolaylı ödüller, planlı veya sürpriz ödüller, açık veya gizli ödüller, bireysel, takım bazlı veya örgütsel ödüller, ekonomik, sosyo-politik veya yönetsel ödüller gibi. Bu ünitede ödül türleri yukarıda belirtilen farklı sınıflandırmaları da kapsayacak şekilde ve ödüllendirmenin kuramsal temellerindeki ayrıma uygun şekilde içsel ödüller ve dışsal ödüller başlıkları altında açıklanmıştır. Ödüllendirmenin en temel amacı çalışanların motivasyonunu artırmaktır. Bu şekilde ödüllendirmenin diğer amaçları olan işletmenin vizyon ve değerlerinin çalışanlarca paylaşılması, nitelikli çalışanların işletmeye kazandırılması ve elde tutulması, mevcut çalışanların motivasyon ve performansının artırılması, çalışanların bilgi ve yeteneklerinin geliştirilmesi, kurum kültürünün desteklenmesi, örgüt yapısının oluşturulması ve güçlendirilmesi, ücretlerden kaynaklanan maliyetlerin kontrol edilmesi gibi sonuçlara ulaşılmış olacaktır. İçsel ödüller çalışanların en çok işin kendisinden kaynaklanan sebeplerle, yani sırf o işi yapmaktan haz almaları nedeniyle motive olmalarını durumunu destekleyen ödüllerdir. Bir anlamda çalışanların yeterlilik, başarı, sorumluluk, önemli olma, üretkenlik, işe yarama, kişisel gelişme sağlama gibi psikolojik beklentilerine yönelik manevi ödüllerdir. Takdir davranışları gösterme, çalışanlara değer verme, çeşitli teşekkür uygulamaları, katılımcı bir yönetim anlayışı, çalışanların yetki ve sorumluluk devriyle güçlendirilmeleri, eğitim vb. kişisel gelişim olanakları sunma, iş tasarımı yöntemleri uygulama, iş güvencesi sağlama, sosyalleşme ortamlarını destekleme gibi çok sayıda içsel özendiriciliği olan ödül bulunmaktadır. Ödüllendirme sistemlerinin en önemli kuramsal dayanağını insan motivasyonu alanında yapılmış kuramsal çalışmalar oluşturmaktadır. Bu çalışmalar genel olarak motivasyonun içsel kaynaklarını açıklamaya çalışan kapsam kuramları ve motivasyonun dışsal kaynaklarını açıklamaya çalışan süreç kuramları olmak üzere iki başlık altında incelenmektedir. Dışsal ödüller ise daha çok yapılan işin dışındaki birtakım faktörlerle ilişkili ödülleri ifade etmektedir. Bu faktörler kendi içinde ekonomik ve ekonomik olmayan faktörler olarak ayrılmaktadır. Dışsal ödüllerin en başta geleni bir doğrudan ödeme türü olan ücretlendirmedir. Ücret kapsamında yer almayan ancak yine de toplam ücret paketi içerisinde kabul edilen yemek yardımı gibi ayni ve yıpranma primi nakdi katkılardan oluşan dolaylı ödemeler de dışsal ödüllerdendir. Makam aracı veya sekreter tahsisi, unvan veya terfi verme, izin kullanımı gibi uygulamalar da parasal olmayan dışsal ödüllerdir. İnsanların ancak içlerinden gelen en temel insani ihtiyaçları doğrultusunda motive olabileceklerini varsayan içsel motivasyona yönelik kuramların en bilineni Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisidir. Bu model üzerinden geliştirilmiş bir başka ihtiyaçlar hiyerarşisi modeli de Herzberg’in çift faktör kuramıdır. McClelland ve Atkinson ise insanların en temel ihtiyaçlarının başarma ihtiyacı olduğunu öne süren birer kuramsal modeller geliştirmişlerdir. Dışsal motivasyona yönelik kuramlar ise insanların içten gelen ortak ihtiyaçlara göre değil de, kişiden kişiye değişebilen dışsal birtakım etmenlere bağlı olarak motive olabileceğini savunmaktadırlar. Dışsal motivasyona yönelik kuramların başlıcaları Vroom, Lawler ve Porter’in beklenti kuramları; Pavlov ve Skinner’in pekiştirme kuramları; dağıtım adaleti, işlem adaleti ve etkileşim adaletinden oluşan eşitlik kuramı ve Locke’un geliştirdiği amaç belirleme kuramıdır. www.hedefaof.com 127 Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdakilerden hangisi sadece anlamıyla ödül kavramı içerisinde yer alır? 5. Dikey örgüt yapılarında daha etkili olan ödül türü aşağıdakilerden hangisidir? dar a. Dolaylı b. Bireysel c. Sürpriz d. Planlı e. Sosyo-politik 6. Aşağıdakilerden hangisi içsel motivasyona yönelik kuramlardan biridir? a. Ücret b. Sağlık sigortaları c. Emeklilik programları d. Makam arabası e. Periyodik olmayan ödeme ve katkılar 2. İnsanların belli bir çabanın karşılığı olarak elde ettiklerinde mutlu olacakları mükafatlar aşağıdaki kavramlardan hangisini tanımlamaktadır? a. Beklenti b. Pekiştirme c. Eşitlik d. Başarma ihtiyacı e. Amaç belirleme 7. İş yaşamındaki ödül ve terfiler Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki hangi ihtiyaca karşılık gelir? a. Ücret b. Beklenti c. Prim d. Ödül a. Ait olma ve sevgi ihtiyacı b. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı c. Saygı görme ihtiyacı d. Fizyolojik ihtiyaçlar e. Güvenlik ihtiyacı 8. Aşağıdaki kuramcılardan hangisi insanların motivasyonunda başarısızlığa yönelik korkularının da etkili olduğunu ileri sürmüştür? e. İhtiyaç 3. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirmenin en önemli amacıdır? a. İşletme vizyon ve değerlerinin çalışanlarca paylaşılması b. Nitelikli çalışanların işletmeye kazandırılması ve elde tutulması c. Mevcut çalışanların motivasyon performansının artırılması d. Çalışanların geliştirilmesi bilgi ve a. Maslow b. Herzberg c. McClelland d. Atkinson e. Porter 9. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirme türüdür? ve yeteneklerinin e. Kurum kültürünün desteklenmesi 4. İşletmelerin çalışanlarına ödedikleri ücretlerin genel seviyesinin benzer işi yapan diğer işletmelerdeki ücretlerden farklı olması durumunu ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir? yönetsel bir a. Temel ücret b. Değişken ücret c. Bireysel emeklilik d. Sağlık sigortası e. Yetki devri 10. Özellikle beyaz yakalılar için en motive edici olduğu belirtilen parasal olmayan ödüllendirme türü aşağıdakilerden hangisidir? a. Dışsal eşitlik b. Bireysel eşitlik c. Değişken ücret d. İçsel eşitlik a. b. c. d. e. e. İşlem adaleti Kişiye özel kariyer planlaması Terfi Özel araba tahsisi Yeni bir bilgisayar verilmesi Esnek izin kullanımı www.hedefaof.com 128 Yaşamın İçinden Organizasyonda uygulanabilecek ödüller de çeşitli olabilir. Ödüller organizasyonun büyüklüğüne, organizasyonun emek-yoğun faaliyette bulunup bulunmadığına, yaptığı işe vs. göre tespit edilebilir. Orta büyüklükteki bir şirket için uygulanabilecek başlıca ödüller şunlar olabilir: Kalite ödülü, başkanlık özel ödülü, verimlilik ödülü, kârlılık ödülü, en başarılı ekip çalışması ödülü, yaratıcı fikir ve buluşlar ödülü, en iyi problem çözme ödülü, sıfır hata ödülü vb. Bu ödüller her organizasyonun kendi özel durumuna ve faaliyet alanına göre değiştirilebilir ve farklı adlar altında uygulanabilir. İnsan kaynakları yönetiminde takdir ve ödüllendirme çok önem taşımaktadır. Takdir etmek ve ödüllendirmek insanları daha fazla çalışmaya teşvik edecek en temel motivasyon araçlarından birisidir. Öncelikle, takdir konusunda organizasyonda yapılabilecekleri maddeler halinde özetlemeye çalışalım: Organizasyonda çalışanlara özel başarıları dolayısıyla sertifika ve/veya plaket verilmesi, belirli yıl hizmet veren çalışanlara sertifika ve/veya plaket verilmesi, kurs ve seminer programlarını başarıyla tamamlayanlara sertifika verilmesi, organizasyon içerisinde oluşturulmuş olan proje ve çalışma gruplarının yaptıkları çalışmaları üst ve orta kademe yöneticilere sunabilme imkanlarının yaratılması; proje çalışma gruplarının elde ettikleri başarıların ilan panolarında duyurulması, organizasyonda “ayın en başarılı personeli” ya da “ayın en başarılı kalite çember grubu” vs. şekillerde yapılan çalışmalarda üstün başarı gösteren kimselerin tüm çalışanlara duyurulması, organizasyonda kayıp ve israfları önleyen departmanlara veya kişilere teşekkür mektuplarının yazılması vb. Tablo 7.1: Çalışanlarlar İçin Kullanılabilecek Ödüller Ödül Adı Kalite Ödülü Başkanlık Özel Başarı Ödülü Verimlilik Ödülü Kârlılık Ödülü En İyi Ekip Çalışması Ödülü Yaratıcı Fikir ve Buluşlar Ödülü En İyi Problem Çözme Önerisi Ödülü Sıfır Hata Ödülü Buraya kadar çalışanların takdir edilmesi ile ilgili bilgileri özetlemeye çalıştık. Önemle belirtelim ki, takdir ve teşekkür yanı sıra organizasyonda çalışanlara maddi ve diğer türde (seyahat imkanı sağlanması vs.) destekler sağlanması da çalışanları motive edecek araçların başında gelir. Bunun için organizasyonda mutlaka bir “Çalışanları Ödüllendirme Politikası” nın tespit edilmesi ve bu politika çerçevesinde ödüller tespit edilmesi gereklidir. Ödüller için gerekli koşullar adil ve objektif kriterlere dayalı olarak tespit edilmelidir. Ödül Şartları Organizasyona bağlı birimlerde (örneğin, holdinge bağlı şirketler) en kaliteli mal ve hizmet sunan kuruluşa verilebilir. Organizasyona bağlı birimlerde yöneticilik yapan en başarılı üst yöneticilere verilebilir. Verimlilik yönünden en başarılı şirket ve kuruluşlara verilebilir. Karlılık yönünden en başarılı şirket ve kuruluş yönetici ve çalışanlarına verilebilir. Başarılı ekip çalışması yapan gruplara verilir. Yaratıcılığı ve yeni buluşları özendirmek amacıyla verilebilir. Organizasyondaki sorunları bulup ortaya çıkaran ve çözüm öneren kişilere ve ekiplere verilir. Organizasyona bağlı birimlerde en az hata oranı ile çalışan birimlere verilir. Kaynak: Aktan, C.C. Takdir ve Ödüllendirme. http://www.canaktan.org/yonetim/insan-yonetim/takdirodullendirme.htm Organizasyonda çalışanlara sağlanacak ödüller parasal olabileceği gibi, para dışında da ödüllendirmeler olabilir. (Bkz. Tablo 1.) Parasal ödüller; ücret artışı, ikramiye, prim, komisyon, kardan pay verme vs. şekillerde olabilir. Parasal olmayan ödüllere örnek olarak çalışanlara yurt dışı veya yurt içi seyahat imkanı sağlanması, terfi imkanı verilmesi vs. sayılabilir. www.hedefaof.com 129 Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı 1. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme kavramı” Ödül sistemlerinin tasarlanmasında en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de iç ve dış dengenin korunmasıdır. İç denge ödüllerin işletme içinde çalışanlar arasında hakça ve adil biçimde dağıtılması, dışsal denge de nitelikli çalışanları cezbetmek üzere adaylara vaat edilen ödül programlarının mevcut çalışanların motivasyonunu olumsuz etkilemeyecek biçimde belirlenmesidir. İçeridekilere verilmeyen ödüllerin dışarıdakilere önerilmesi iç huzuru bozabilir. Sıra Sizde 1 başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 2. d Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Kavramı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Amaçları”başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 4. a Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Amaçları başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 2 5. b Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Amaçları “başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Uzmanlaşmaya dayalı dikey örgütlenme ve proje bazlı çalışmalara uygun yatay yani yalın örgüt yapıları dışında son yıllarda matris örgütler, şebeke örgütler, sanal örgütler ve öğrenen örgütler gibi yeni örgütleme biçimleri ortaya çıkmıştır. Bu örgüt yapılarının en önemli özelliği bilgi yönetimi ve bilgi teknolojilerinin yoğun biçimde kullanımıdır. 6. d Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Kurumsal Temelleri“başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 7. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Kuramsal Temelleri “ başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 3 8. d Yanıtınız yanlış ise “ Ödüllendirmenin Kuramsal Temelleri “ başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Türkiye ekonomik olarak gelişmekte olan ülkeler arasında kabul edilmektedir. Bu nedenle gelişmiş ülkelerdeki çalışanları yansıtan Herzberg’in kuramından çok Maslow’un kuramı daha açıklayıcı olabilir. Ancak yine de gelir düzeyi yüksek beyaz yakalı çalışanlar için Herzberg’in modeli de katkı sağlayabilir. 9. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirmenin Türleri“ başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 10. b Yanıtınız yanlış ise “Ödül Türleri“ başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 4 İş güvencesi güvenlik ihtiyacı; takdir, teşekkür ve değer verilme saygı görme ihtiyacı; katılımcılık ve güçlendirme güç ihtiyacı; eğitim ve iş tasarımı kendini gerçekleştirme; sosyalleşme ise ilişki ve ait olma ihtiyaçları ile ilişkilendirilebilir. www.hedefaof.com 130 Yararlanılan Kaynaklar Koçel, T. (2011). İşletme Yöneticiliği, İstanbul: Beta Yayınları. Armstrong, M. (2010). Armstrong’s Handbook of Reward Management Practice, London: KoganPage. Lawler, E. (1996). “The Design of Effective Reward Systems”. R. Steers, L. Porter ve G. Bigley (Ed.), Motivation and Leadership at Work, New York: McGraw Hill International Press, s. 527-550. Bingöl, D. (2010). İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul: Beta Yayınları. Cüceloğlu, D. (2005). İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Yayınları. Robbins, S. P. ve Judge, T. A. (2012). Örgütsel Davranış, Ankara: Nobel Yayınları. Eren, E. (1998). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, İstanbul: Beta Yayınları. Silah, M. (2005). Endüstride Çalışma Psikolojisi, Ankara: Seçkin Yayınları. Ergin, C. (2002). İnsan Kaynakları Yönetimi: Psikolojik Bir Yaklaşım,. Ankara: Academyplus Yayınları. Solmuş, T. (2004). İş Yaşamında Duygular ve Kişilerarası İlişkiler, İstanbul: Beta Yayınları. Eroğlu, F. (2007). Davranış Bilimleri, İstanbul: Beta Yayınları. Hızar, H. (2005). “Değişken Ücret Yaklaşımları”, D. Yalım (Ed.), İnsan Kaynaklarında Yeni Eğilimler, İstanbul: Hayat Yayınları, s. 123-129. www.hedefaof.com 131 7 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ödüllendirme, strateji, ödül yönetimi ve stratejik ödül yönetimi kavramlarını tanımlayabilecek, Toplam ödül ve toplam ödüllendirme yönetimi yaklaşımlarını açıklayabilecek, Ödüllendirme stratejisinin işletme stratejileriyle ilişkisini yorumlayabilecek, Ödüllendirme stratejisinin geliştirilmesine yönelik aşamaları sıralayabilecek, bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ödül Stratejik Ödüllendirme Strateji Ödüllendirme Politikası Toplam Ödüllendirme Ödül Prosedürleri İlişkisel Ödüller Ödül Uygulamaları İşle İlgili Ödüller Jenerik Stratejiler İçindekiler Giriş Strateji ve Stratejik Ödül Kavramı Toplam Ödül ve Ödüllendirme Yönetimi Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi 132 www.hedefaof.com Ödüllendirme Stratejisi GİRİŞ Ödüllendirme uygulamalarının temel amacı çalışanların motivasyonunun artırılmasıdır. Bu amaçla kullanılabilecek birçok ödül türü bulunmaktadır. Her ödül farklı uygulama biçimlerine sahiptir. Kimi ödüller çalışanları takdir etmek gibi belli davranışlardan oluşurken kimi ödüller de çalışanlara bir şeyler verilmesini gerektirir. Verilen şeyler bazen natik para şeklindeyken bazen de erzak, kıyafet veya kırtasiye şeklinde parasal olmayan katkılardan oluşabilir. Kimi zaman da verilen şey yalnızca bir izinden ibaret bile olabilir. Bazen tüm çalışanlar toplu halde ödüllendirilirlerken bazen kişiye özel ödüllendirmeler de olabilir. Değişik ödül türleri farklı maliyetlere sahip olmaları açısından da değerlendirilmelidir. Bir yönetici için ödüllendirme dendiğinde ilk akla gelen şeyin çalışanlara para dağıtılması olması durumunda kısa süre sonra o işletmeyi finansal sıkıntıların beklemekte olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek yoktur. Oysa ekonomik olmayan ödüllendirmeler arasında maliyetleri neredeyse sıfıra yakın çok çeşitli ödüllendirme yöntemleri bulunmaktadır. Üstelik her zaman ödülün ekonomik değerinin artması beraberinde motive ediciliği de getirmemektedir. Diğer yandan ödüllendirilecek çalışanlar da birbirinden farklı özelliklere sahiptirler. Her biri farklı beklentilere, farklı değerlere ve farklı yeteneklere sahip farklı insanlardır. Kimisi yaptığı işin karşılığını alıp gitme derdindeyken kimisi işletmesi için fazladan neler yapılabileceğini düşünüyor olabilir. Kimi parasal ödüllerin peşindeyken kiminin aradığı sadece kıymetinin bilinmesi olabilir. Kimi herkesin içinde alacağı bir ödülün hayalini kurarken kimisi de gizlice ödüllendirilmekten hoşlanıyor olabilir. Kimisi aldığı ödülü hak edip etmediğini düşünürken kiminin gözü başkalarının aldığı ödüllerle kendisininkini karşılaştırmakta olabilir. Ödüllendirme uygulamalarını yürütecek işletmeler açısından da durum farklı değlidir. İşletmeler farklı büyüklüklere, farklı yönetim ve örgütlenme yapılarına, farklı sahiplik biçimlerine sahip olabilmektedirler. Kimi işletmeler kamu işletmesiyken kimi özel sektörde faaliyet göstermektedir. Kimi üretim işine odaklanmışken kimi de pazarlama veya hizmet sektöründedir. Kimi işletmeler küçük birer atölye veya ofiste faaliyet gösterirlerken kimileri holding haline gelmiş olabilir. Kimileri ulusal pazarı hedeflerken kimi işletmeler uluslararası alanda faaliyet göstermektedir. Her bir işletme burada belirtilen farklı özelliklerin farklı biçimlerde ve oranlarda bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Çok çeşitli ödüllerin, çeşitli işletmelerdeki çeşitli çalışanlara çeşitli biçimlerde uygulanabiliyor oluşu işletmeler açısından ödüllendirme kararlarının doğru verilmesini zorlaştırıcı bir faktördür. Üstelik işletmeler bu kararları verirlerken ödüllendirmeyle doğrudan ilgili olmadığı için burada değinilmeyen ancak dolaylı olarak da olsa ödüllendirme kararlarını etkileyen yasal düzenlemeler, ülke ekonomisindeki gelişmeler gibi çok sayıda çevresel faktörü de göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Bütün bu karmaşa içerisinde işletmelerin doğru ödüllendirme kararları verebilmelerinin öncelikli şartı ödüllendirme uygulamalarının ve sistemlerinin stratejik bir yaklaşımla ele alınmasıdır. Ödüllendirme ve strateji ilişkisi son yıllarda giderek daha çok üzerinde durulan bir kavramdır. Kitabınızın bu ünitesinde farklı kavramlar üzerinden ödüllendirme ve strateji ilişkisi açıklanacak ve işletmelerde ödüllendirme stratejilerinin nasıl geliştirildiği üzerinde durulacaktır. 133 www.hedefaof.com STRATEJİ VE STRATEJİK ÖDÜL KAVRAMI İşletmeler içinde bulundukları rekabet ortamı içerisinde çeşitli yöntemler uygulayarak hayatta kalmaya çalışırlar. Bu yöntemler genel olarak strateji olarak da tanımlanabilir. Ödüllendirme işletme stratejilerinin hayata geçirilmesi için önemli bir araçtır. Çünkü işletmeler için en önemli üretim faktörü olan insan kaynaklarını yani çalışanları belli amaçlar doğrultusunda yönlendirmek ve motive etmek ödüllendirme uygulamalarıyla başarılabilecek bir şeydir. Ödüllendirme, diğer yandan bir insan kaynakları yönetimi stratejisidir. Çünkü işletme stratejilerinin hayata geçirilmesinde insan kaynakları biriminin önemli rolü bulunmaktadır. Bu rol çerçevesinde insan kaynakları birimi tarafından yürütülmekte olan iş analizleri, işe alma, eğitim, performans yönetimi, ücretlendirme vb. insan kaynakları yönetimi işlevlerinin karşılığını bulduğu alan ödüllendirmedir. İşe alacak nitelikli adayları bulmak, eğitimleri için motive etmek, performanslarının tam karşılığını verebilmek, ücret sistemlerini daha etkin hale getirmek ancak ödüllendirme stratejilerinin kullanımı ile mümkün olmaktadır. Ödüllendirme stratejileri işletme stratejilerinin ve insan kaynakları yönetimi stratejilerinin önemli bir parçası, aracı olmakla birlikte, aslında kendi başına da bir stratejidir. Ödüllendiriyor olmanın kendisi bir stratejidir çünkü. Ödüllendirmeye biraz yakından bakıldığında ücretlendirmeyle çok yakın bir kavram olduğu, ücretlendirme ile ödüllendirmenin çoğu zaman aynı anlama geldiği bile düşünülebilir. Ancak ödüllendirmeyi stratejik kılan şey, ödüllendirmeyle çalışanlara yaptıkları işin karşılığı olarak sunulan şeyin anlamının ve kapsamının değişiyor oluşudur. Ücret ayın son günü ödendiğinde ücrettir, ama bayram dolayısıyla bir hafta önce ödendiğinde, ödenen şeyin miktarında ve isminde bir değişiklik olmadığı halde o artık bir ödül haline gelmiştir. Kısaca belirtmek gerekirse, ödüllendirmeyi ödüllendirici yapan özellik ödüllendirmenin başlı başına bir strateji olmasıdır. Peki, strateji nedir? Bir davranışı, uygulamayı stratejik yapan özellikler nelerdir? Ödüllendirme ve ücretlendirme arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. İkisini birbirinden ayıran çoğu zaman ödülün veya ücretin içeriğinden veya isminden çok, çalışana stratejik bir bakış açısıyla sunuluyor olmasıdır. Önceki ünitede de açıklandığı gibi ödüller insanların belli bir çabanın karşılığı olarak elde ettiklerinde mutlu olacakları mükafatlardır. Ödül yönetimi veya ödüllendirme ise çalışanların uzun vadede işletme hedeflerine en etkin biçimde katkı sağlamak üzere kendilerinden beklenenleri ve karşılığında alacakları ödülleri belli bir strateji, politika ve süreç çerçevesinde ortaya koyan ödüllendirme sistemlerinin adil, eşit ve sürekli bir yapıda kurulması ve devam ettirilmesidir. Bir başka deyişle ödül yönetimi çalışanları işletmeye yaptıkları katkılarla orantılı olarak eşit, adil ve doğru biçimde ödüllendirilmeleri için gerekli strateji ve politikaların planlanması, geliştirilmesi, koordine edilmesi, uygulanması ve denetlenmesi ile ilgilenir. Ödül yönetimi alanına giren başlıca faaliyetler ise iş değerlemesi, ücret kademelerinin ve artışlarının belirlenmesi, performans yönetimi, sabit ve değişken ödemelerin belirlenmesi, çalışanlara yönelik ücret dışı katkılar ve takdir mekanizmalarının belirlenmesi gibi uygulamalardır. Strateji kavramı ise genel olarak uzun vadede belli bir hedefe ulaşmak için gerekli kaynakların ve hedefe ulaştıracak faaliyetlerin planlanmasını ifade etmektedir. Herhangi bir faaliyetin stratejik olması demek aşağıdaki üç farklı özelliğe sahip olması demektir: • Rekabet odaklılık • Gelecek odaklılık • Bütüncül bir bakış açısı İşletmeciliğin ilk yıllarında işletmelerin rekabet yeteneklerini artırmak için kafa yoran bilim adamları genellikle işletmenin dört duvarı içerisindeki faaliyetlere odaklanmışlardı. Üretim süreçlerinin, montaj süreçlerinin, iş akış süreçlerinin hatasız ve verimli çalışması en önemli hedefler arasındaydı. Genellikle üretilen her şeyin kolaylıkla satılabildiği yıllarda adına bilimsel yönetim denilen bu yaklaşım işe yaramaktaydı da. Ancak yıllar geçtikçe artan rekabet sadece işletme içi süreçleri iyileştirmenin yeterli olmayacağı gerçeğini ortaya çıkardı. İşletmeler artık dış çevresel faktörlerin de önemini kavramaya 134 www.hedefaof.com başladılar. İşletmeler açısından dış çevrenin en önemli unsuru rakiplerdir. Rakipler dışında farklı beklentileriyle müşteriler, içinde yaşanılan toplum, yasa ve denetleme gücüyle devlet gibi farklı çevresel unsurlarla olan ilişkinin yönetilmesi de rekabetin bir parçası haline gelmiştir. Dolayısıyla stratejinin ilk anlamı işletmenin planlamalarını dış çevresindeki değişkenleri de dikkate alan rekabet odaklı bir şekilde gerçekleştirmesidir. Stratejinin ikinci unsuru ise gelecek odaklılıktır. Rekabet gelip geçici bir süreç değildir. İşletme hayatı boyunca piyasa koşullarıyla ve rakiplerle mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelede ayakta kalabilmenin koşullarından biri de olabildiğince uzağı görebilmek ve planlamaları mümkün olan en uzak geleceği hedefleyerek yapabilmektir. Tıpkı satranç oyunundaki oyuncular gibi işletmeler de kaç hamle ilerisini hesap edebilirlerse o kadar avantajlı olacaklardır. Üçüncü strateji unsuru ise bütüncüllüktür. Bütüncüllük işletme ile ilgili kararların alınmasında ve uygulanmasında işletmenin bir bütün halinde değerlendirmeye alınmasıdır. Bütüncül bakış açısı işletmelerde iki farklı boyutta ele alınmaktadır: Dikey entegrasyon ve yatay entegrasyon. Dikey entegrasyon, stratejilerin belirlenmesinde en üstten en alta kadar her düzeyden çalışanın planlama sürecine dahil edilmesidir. Yatay entegrasyon ise belirlenen stratejilerin hangi bölüme ait olurlarsa olsunlar uygulamada tüm diğer birimler tarafından da desteklenmesidir. Örneğin insan kaynakları birimi çalışan memnuniyetini artırıcı birtakım uygulamalar geliştirdiğinde bunun tüm diğer birimler tarafından da aynı vizyonla hayata geçirilmesi gerekmektedir. Stratejik ödül yönetimi işletmelerin ödüllendirme ile varmak istedikleri hedeflere ulaşmak üzere rekabet odaklı, geleceğe dönük ve işletme ile hem dikey hem de yatay anlamda bütünleşmiş ödüllendirme stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıdır. İşletme uzun vadede ödüllendirme ile nereye varma istemektedir ve bu hedefe hangi yollardan ulaşılacaktır soruları stratejik ödül yönetiminin temel sorularıdır. Bunun için öncelikle hem işletmenin hem de çalışanların temel beklentilerinin ortaya konması ve bu beklentilerin nasıl tatmin edileceği üzerine kafa yorulması gerekmektedir. Pek çok işletmede genel harcamalarının yarısına yakınının işgücü maliyetlerinden oluştuğu düşünüldüğünde ödüllendirmenin stratejik bir bakış açısıyla ele alınmasının önemi anlaşılacaktır. Stratejinin üç temel özelliği açısından değerlendirildiğinde ödüllendirme stratejilerinin stratejik olması demek öncelikle dışsal eşitlik unsurunun ödüllendirme kararlarına dahil edilmesi demektir. İşletmenin ödüllendirme sistemini kurarken başka işletmelerdeki uygulamaları da göz önünde bulundurması gerekmektedir. Ödüllendirmenin sadece çalışanlara para vermek olmadığı dikkate alındığında işgücü piyasasında fark edilir ödüllendirme stratejileri geliştirmenin uzun vadede getirisi daha nitelikli çalışanlara sahip olmak olacaktır. Bu da bizi stratejinin ikinci özelliğine götürmektedir. Strateji uzun vadeli bir plandır. Özellikle ekonomik olmayan ödüllerin motive edici özelliklerinin daha çok uzun vadede ortaya çıktığı ve içinde yaşadığımız bilgi çağında daha çok ekonomik olmayan ödüllerle motive edilebilen çalışanların çoğunluğu oluşturduğu dikkate alındığında stratejik ödül yönetiminin neden uzun vadeli bir bakış açısına sahip olması gerektiği daha iyi anlaşılabilir. Son olarak, stratejik ödül yönetimi hedeflerinin tüm işletmenin katkısıyla hazırlanması ve planlanan faaliyetlerin bütün birimlerin katılımıyla gerçekleştirilmesi konusu da ödüllendirme stratejileri açısından önemlidir. Ödüllendirme kriterlerinin çalışanların katılımıyla belirlenmesi hem şeffaflığı sağlayarak hem de dengeli hedefler belirleyerek herkesin memnun olacağı bir sistemin oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Diğer yandan eğer ödüllendirme stratejisi olarak yöneticilerin çalışanlarına sık sık teşekkür etmeleri gibi bir yöntem belirlendiğinde bu tür bir ödüllendirme davranışı bütün birim yöneticilerince paylaşılarak uygulamaya geçirilmelidir. Stratejik düşünmenin özelliklerinden ikisi olan rekabet odaklılık ve bütüncül bakış açısı işletmenin hangi çevresel unsurlarıyla daha fazla ilişkili olabilir? Neden? 135 www.hedefaof.com TOPLAM ÖDÜL VE ÖDÜLLENDİRME YÖNETİMİ Ücret, emeğin karşılığıdır. Bu yönüyle aslında bir ödül değil, haktır. Sadece temel ücret değil, ücretin kitabınızın önceki ünitelerinde de incelenen tüm bileşenleri aynı niteliğe sahiptir. Ancak toplam ödül kavramı bütüncül ve stratejik bir bakış açısıyla ödül yönetimini ücretlendirmeyi de içerecek şekilde ele almaktadır. Stratejik ödül yönetimi araştırmalarında son yıllarda geliştirilen önemli kavramlardan biri de toplam ödül ve toplam ödül yönetimidir. Bu anlayış pek çok işletmeye önemli rekabet avantajı sağlamış bulunan bir yönetim tekniği olan toplam kalite yönetiminden etkilenmiştir. Toplam ödül kavramı aslında çalışanlar için gerçekte neyin ödül olup olmadığı ile ilgili yapılan araştırmalardan doğmuştur. Geleneksel ödüllendirme programları çoğunlukla ekonomik ödüllerden oluşmaktaydı. Ancak daha önce de dile getirildiği gibi ekonomik ödüllerin motive ediciliği zamanla azalmaktadır. Zaten ekonomik ödüllendirmeler de genellikle ödüllendirme amacıyla verilmemektedir. Toplam ödül kavramı ise ödüllendirmenin en geniş tanımıyla ele alınmasına dayanmaktadır. Buna göre işletmeler tarafından çalışanlara yaptıkları iş karşılığında motivasyonlarını artırmak için sunulan her türlü ödeme, katkı ve davranış toplam ödüllendirme kavramının kapsamı içerisindedir. Toplam ödül yönetiminin en önemli katkısı geniş bakış açısı sayesinde işe alma, eğitim ve geliştirme, iş-yaşam dengesi, takdir uygulamaları, iş tasarımı ve katılımcılık gibi insan kaynakları yönetimi stratejileriyle ödüllendirme stratejilerini bir araya getirebilmesidir. İşletmelerde çalışanlara verilen ödüller genellikle iki farklı kategoriye ayrılmaktadır: İşle ilgili ödüller ve ilişkisel ödüller (Bkz. Şekil 7.1). İşle ilgili ödüller temel ücretler, değişken ücretler ve ücret dışı katkılar gibi dışsal ödüllerdir. Bunlara toplam ödemeler adı verilmektedir. İlişkisel ödüller ise daha çok işin kendisinden ve işletmenin sağladığı kendini geliştirme ve öğrenme imkanları gibi ekonomik olmayan içsel ödüllerden oluşmaktadır. İşle ilgili ve ilişkisel ödüllerin bileşimi de toplam ödülleri oluşturmaktadır. Toplam ödüllendirmeyi önemli kılan nokta bütün ödül türlerini içermesi değildir. Asıl önemli olan ödüllendirme stratejileri belirlenirken tüm ödül türlerini aynı anda dikkate almak ve işletmenin yapısına uygun en iyi bileşimi belirlemeye çalışmakla ilgili getirdiği yaklaşımdır. Şekil 7.1: Toplam Ödül Kavramı ve Bileşenleri Kaynak: Armstrong ve Brown, 2006: 22. Toplam ödüllendirme yönetimi yaklaşımının farklı boyutları Şekil 7.2 aracılığıyla daha da ayrıntılı olarak ele alınabilir. Buna göre ödüllendirmenin işle ilgili somut ve ilişkisel yani soyut boyutları yanında bir de ödüllendirmenin bireysel veya toplu yapılması ile ilgili bir boyut daha analize katılmaktadır. Şekilde de görüldüğü gibi nakit nitelikteki maaş vb. ödemeler bireysel ve somut ödüllere örnek verilirken, izinler, esnek çalışma imkanları, özel sigorta gibi uygulamalar da toplu somut ödüllendirmelere örnek verilmektedir. Buna karşılık öğrenme ve kişisel gelişim imkanları gibi ödüller bireysel soyut ödüller kapsamındayken işletmenin sahip olduğu değerler, liderlik anlayışı, çalışanların katılımı ve iş-yaşam dengesi gibi unsurlar da toplu ve ilişkisel ödüllendirmelere örnek verilmektedir. 136 www.hedefaof.com Şekil 7.2: Toplam Ödüllendirme Yönetiminin Farklı Boyutları Kaynak: Armstrong ve Brown, 2006: 25. Toplam ödül kavramı çalışanların istihdam ilişkileri içerisinde değerli buldukları her şeyi ve yöneticilerin nitelikli adayları bulma, elde tutma, motive etme ve memnun etme amacıyla kullanabilecekleri her türlü yöntemi kapsamaktadır. Toplam ödüllendirme yönetimi açısından bu sınıflandırmanın önemi farklı işletmeler için farklı ödüllendirme karmalarının oluşturulabilmesine imkan tanımasıdır. Örneğin ileride daha ayrıntılı açıklanacağı gibi, imalat sektörlerinde işin gereği olarak sistemin çalışanlardan önemli olması toplu ödüllendirme yaklaşımını daha kullanışlı kılmaktadır. Hizmet sektöründe ise daha çok yetenekli ve bağımsız bireylerden oluşan çalışanlar olduğundan bireysel ödüllendirmeler daha uygun olabilir. Ancak bazen daha farklı karışımlar da olabilir. Örneğin imalat sektöründe çalışan mavi yakalı işçilerle mühendislerin veya ofis çalışanı beyaz yakalıların beklentileri farklılaşabilir. Bu tür çalışanlara toplu fakat ilişkisel ödüller olan çalışma ortamı kutucuğundaki ödüllerin sunulması daha motive edici olacaktır. ÖDÜLLENDİRME STRATEJİSİNİN GELİŞTİRİLMESİ Ödüllendirmenin stratejiyle ilişkisi ve stratejik ödüllendirme yaklaşımının açıklanmasının ardından bu bölümde işletmeler için ödüllendirme sistemlerinin geliştirilmesine de temel oluşturacak şekilde bir ödüllendirme stratejisinin nasıl geliştirileceği üzerinde durulacaktır. Ödüllendirmede stratejik bakış açısının ortaya çıkması ve toplam ödüllendirme yönetimi gibi kavramların gündeme gelmesi ödüllendirme uygulamalarının işletme içindeki kapsamı kadar işletmelerin çevresel unsurlarıyla olan ilişkilerinin de kapsamını genişletmektedir. Bu çerçevede ödüllendirme stratejisinin geliştirilmesi konusu ödüllendirmenin stratejik çerçevesi ve ödüllendirme stratejisinin gelişim aşamaları başlıkları altında incelenecektir. Ödüllendirmenin Stratejik Çerçevesi Şekil 7.3 işletmelerde ödüllendirmenin stratejik çerçevesini göstermektedir. Bu çerçeve, stratejik ödüllendirmenin temel bileşenlerinin birbirleriyle farklı düzeylerdeki ilişkilerinden oluşmaktadır. Ödüllendirmenin stratejik çerçevesi aşağıda yer alan üç farklı düzeyde değerlendirilebilir: Birinci düzeyde ödüllendirme stratejilerine temel teşkil edecek işletme stratejisi ve insan kaynakları stratejileri bulunmaktadır. Bu üst stratejiler aynı zamanda işletmenin hem iç hem de dış çevreleriyle de ilişki içerisindedirler. İkinci düzeyde yine çevresel faktörlerle ilişki içerisindeki ödüllendirme stratejisi ve bu 137 www.hedefaof.com stratejinin işletme içerisinde nasıl uygulanacağına dair prensiplerin bir bütünü olan ödüllendirme politikası gelmektedir. Üçüncü düzeyde ise, ödüllendirme stratejilerinin uygulamaya dönük yüzleri olarak ödül uygulamaları, ödül prosedürleri ve ödül süreci bulunmaktadır. Şekil 7.3: Ödüllendirmenin Stratejik Çerçevesi Kaynak: Armstrong, 2010: 27. İşletmeler çok dinamik bir çevre içerisinde faaliyet göstermektedirler. Çevrelerinde de çok çeşitli çevresel unsurlar bulunmaktadır. Çok sayıdaki çevresel unsurdan bazıları işletmelerdeki ödüllendirme uygulamalarına etkileri açısından diğerlerine göre daha fazla etkide bulunmaktadır. Bu unsurlar iç çevresel ve dış çevresel unsurlar olarak sınıflandırılabilirler. İşletmelerin ödüllendirme stratejilerini etkileyen iç çevresel unsurları arasında çalışanların davranış tarzlarını belirleyen şirket kültürü, hangi sektörde faaliyet gösterdiğine göre değişen işletmenin yapısı ve işleyişi, içinde yaşadığımız bilgi toplumunda en önemli iki rekabet faktörü olan insan ve teknoloji sayılabilir. Ödüllendirmenin iç çevresel unsurları ile ödüllendirme arasındaki ilişki karşılıklıdır. Ödüllendirme stratejileri hem iç çevresel unsurlardan etkilenir, hem de onları işletme hedefleri doğrultusunda şekillendirmek üzere kullanılabilir. Ödüllendirme stratejileri üzerinde etkili olan dış çevresel unsurlar ise şunlar olabilir: • Diğer firmalarla yaşanmakta olan rekabetten kaynaklanan baskılar, • Gelişen teknolojiyle birlikte etkisi daha da çok hissedilmeye başlanan küreselleşme, • Beklentileri sürekli değişmekte ve artmakta olan emek piyasalarının beklentileri, • Küreselleşmeyle de bağlantılı olarak gelişen nüfus hareketleri, • Gelişmiş ülkelerde genç nüfusun hızla azalması gibi demografik trendler, • Artık küresel anlamda uygulanmaya başlanan çalışma yasalarına yönelik düzenlemeler ve • Eşitlik, adalet, sosyal sorumluluk gibi işletmelere yönelik artan toplumsal beklentiler. Ödüllendirmenin çevresel faktörlerinin her biri işletmenin ödüllendirme stratejilerini farklı biçimlerde etkilemektedir. Örneğin içsel unsurlar daha doğrudan etkilere sahipken dışsal unsurlar daha dolaylı etkilere sahiptir. Yine dışsal unsurlar işletmenin etkisine kapalıyken içsel unsurlar kimi zaman işletme tarafından da yönlendirilebilmektedir. Bu unsurlarla ödüllendirme stratejileri arasındaki ilişkiler ödüllendirme stratejilerinin oluşturulması ile ilgili aşamalardan çevre analizi aşaması başlığı altında örneklerle daha ayrıntılı olarak açıklanacaktır. 138 www.hedefaof.com Ödüllendirmenin iç çevresel unsurları ile ödüllendirme arasındaki ilişki karşılıklıdır. Ödüllendirme stratejileri hem iç çevresel unsurlardan etkilenir, hem de onları işletme hedefleri doğrultusunda şekillendirmek üzere kullanılabilir. Ödüllendirmenin üst düzeydeki stratejik unsurlarından biri de işletme stratejisidir. İşletme stratejisi aynı zamanda işletmenin iç çevresel unsurlarından da birisidir. Ödüllendirme stratejileriyle işletmenin genel stratejileri arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Denebilir ki işletme stratejisi neyi hedefliyorsa ödüllendirme stratejileri de onu hedefler. İşletme stratejisi işletmenin sahip olduğu kaynakları kullanarak ulaşmak istediği hedeflere nasıl ulaşabileceğine dair bir yol haritasıdır. İşletmelerin sahip oldukları kaynaklar genellikle verimlilik, kârlılık, yüksek performans, yenilikçilik, müşteri memnuniyeti, kalite, fiyat veya maliyet liderliği gibi rekabetçi avantajlardır. İşletme bunların bir kısmına sahipse rakipleri karşısında avantajlı duruma geçecektir. İşletmenin hedefleri ise genellikle işletmenin varoluş nedenlerini açıklayan misyon ifadelerinde ve işletmenin uzun vadede olmak istediği şeyi belirten vizyon ifadelerinde ortaya konmaktadır. İşletme stratejisi açısından en kritik nokta işletmenin kaynaklarını işletme hedefleriyle uyumlu hale getirmektir. Ödüllendirme stratejileri ise işletme hedefleriyle işletme stratejisi arasındaki uyumu sağlayan, bir anlamda ikisini birbirine bağlayan, yapıştıran bir unsur olarak işlev görmektedir. İşletmenin neleri ödüllendirdiği işletmenin neye değer verdiğinin de göstergesidir. İnsan kaynakları stratejisi de hem işletmenin iç çevresel unsurlarından biri hem de ödüllendirmenin üst düzey unsurlarından biridir. İşletmenin genel stratejisi için söylenenler işletmelerin insan kaynakları yönetimi stratejileriyle ilgili olarak da tekrar edilebilir. Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi ödüllendirme stratejileri, ücretlendirme stratejileri ve performans yönetimi stratejileri gibi insan kaynakları stratejileriyle çok yakından ilişkilidir. Ödüllendirme stratejileri bir anlamda bu stratejilerin bir alt stratejisi durumundadır. İşletme stratejileri insan kaynakları stratejilerini, insan kaynakları stratejileri de ödüllendirme stratejilerini belirler. Ödüllendirmenin stratejik çerçevesinin merkezini doğal olarak ödüllendirme stratejisi ve ödüllendirme politikaları oluşturmaktadır. Ödül stratejisi işletmelerin sahip oldukları kaynaklarla yakından ilişkilidir. İşletme kaynaklarının her birinin işletmenin hedeflerine ulaşmasına katkı vermek üzere nasıl desteklenebileceği ile ilgili yaklaşımlar geliştirmekle ilgilenir. Ödüllendirme stratejisi işletmenin uzun vadeli hedeflerine ulaşmak üzere ücret, değişken ücret, katkılar ve diğer ödüllerin çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını artırmanın bir aracı olarak kullanılabilmesine yönelik bir toplam ödüllendirme yaklaşımı içermelidir. Ödül politikası ise ödüllendirme uygulamaları ile ilişkili olarak karar almada rehberlik edecek birtakım prensiplerden oluşmaktadır. Bu prensipler örneğin içsel ve dışsal dengeyi sağlayacak ödül düzeyinin ne olacağı, bu iki unsur arasında dengenin nasıl kurulacağı, ödül politikaları hakkında çalışanlara ne kadar şeffaf davranılacağı, kar paylaşım oranları, çalışanların ödüllere göre kademelendirilmelerine yönelik esasların belirlenmesi gibi konuları içermektedir. Ödül uygulamaları, ödül stratejilerinin doğru uygulanabilmesi için yerine getirilmesi gerekli birtakım işlemleri ifade etmektedir. Örneğin ücret kademelerinin belirlenebilmesi için gerekli piyasa verilerinin toplanması ve analiz edilmesi gibi işlemler ödül uygulamaları kapsamına girmektedir. Ödül süreçleri ise ödül politikalarının ne şekilde hayata geçirildiğiyle ilgilidir. Örneğin ödüllerle ilgili yapılacak anketlerin ne şekilde uygulanacağı, yöneticilerin ücret ayarlamalarını nasıl yapacaklarına yönelik düzenlemelerdir. Ödül prosedürleri ise ödüllendirme sisteminin amaca uygun şekilde etkin ve verimli işleyip işlemediğinin, ödüllendirme stratejilerinin işe yarayıp yaramadıklarının anlaşılabilmesi için belirlenmiş işlem adımlarından oluşmaktadır. Örneğin yıllık olarak gerçekleştirilen ücret düzeyi değerlendirmeleri buna örnek verilebilir. 139 www.hedefaof.com Ödüllendirme Stratejisi Geliştirme Süreci Ödüllendirme stratejisinin hazırlanması uzun ve kapsamlı bir süreçten oluşmaktadır. Bu sürecin tüm aşamalarında dikkat edilmesi gereken bir takım noktalar bulunmaktadır. Öncelikle strateji hazırlama sürecine yönelik bir bakış açısının oluşturulması gerekmektedir. Üst yönetim tarafından oluşturulması gereken bu bakış açısının ödüllendirme stratejisinin hazırlanması sürecinde sürekli olarak gündemde tutulması gerekmektedir. Şekil 7.5 ödüllendirme stratejisinin hazırlanmasıyla ilgili temel aşamaları göstermektedir. Bu aşamaların ayrıntılı olarak incelenmesinden önce süreç boyunca dikkat edilmesi gereken bakış açısı ve yapılması gereken hazırlıklar üzerinde durulacaktır. Ödüllendirmeye İlişkin Doğru Bir Stratejik Bir Bakış Açısı Kazanılması Ödüllendirme stratejisinin hazırlanmasında ödüllendirmeye yönelik doğru bir bakış açısına sahip olmak zorunluluktur. Bu bakış açısı süreç boyunca uyulması gereken bazı prensiplerden oluşmaktadır. Bu çerçevede ödüllendirme stratejilerinin oluşturulması sürecinde sürekli olarak dikkat edilmesi gereken beş prensip bulunmaktadır. Bunların ilki ödüllendirme stratejisinin her şeyden önce işletmeye has bir strateji olması gerektiğidir. İşletmenin içinde bulunduğu sektör, yönetim yapısı, rakiplerinin stratejileri, çalışanları, teknolojisi gibi unsurlardaki farklılıklar her işletme için uygun tek bir stratejinin olamayacağını göstermektedir. Bu nedenle o dönemde moda olan birtakım ödüllendirme yöntemlerini benimsemekten ziyade işletmeye en uygun stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir. İkinci önemli nokta ödüllendirme stratejisi geliştirmenin devrimci değil evrimci bir süreç olduğudur. Ödüllendirme stratejisini geliştirme işi bembeyaz bir sayfa açmakla başlamaz. İşletmede zaten var olan birtakım uygulamaların incelenmesiyle işe başlanır. İşletmenin o zaman kadar oluşmuş bir kültürü, birikimi ve hafızası bulunmaktadır. Bu birikim yok sayılarak hiçbir strateji geliştirilemez. İyi bir ödüllendirme stratejisinin en önemli özelliği uygulanabilir olmasıdır. Ödüllendirme stratejisi yavaş yavaş, zaman içerisinde olgunlaşarak geliştirilmelidir. Ödüllendirme stratejilerinin hazırlanmasında dikkat edilecek ilk nokta hazırlanan stratejinin modaya uygun olmasından ziyade anlaşılabilir, uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasıdır. Üçüncü nokta ödüllendirme stratejisinin belli dengeleri gözetmesi gerektiğidir. Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi ödüllendirme stratejisi birbiriyle etkileşim halindeki çok sayıda unsurdan oluşmaktadır. Bu unsurların birine yapılacak bir müdahalenin diğerlerinde ortaya çıkaracağı etkilerin dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için ödüllendirme stratejisi unsurları arasında amaçlanan hedeflere etkileri bakımından bir sınıflandırma, bir öncelik sonralık sıralaması yapılması gerekmektedir. Daha sonra mevcut çevresel faktörler analiz edilerek doğru kararların alınması mümkün olacaktır. Örneğin ödüllerin çekiciliğini artırmaya çalışırken maliyetleri gözden kaçırmak, toplu ödüllendirme yaparken yüksek performans gösteren çalışanlara yönelik bireysel ödülleri ihmal etmek, dışarıdan nitelikli adayları cezbetmeye çalışırken mevcut çalışanların motivasyonunu bozmak gibi durumlar sık sık karşılaşılan denge problemlerindendir. Yine ödüllendirme stratejilerini uygularken aynı anda birçok stratejiyi uygulamaya çalışmak da problem oluşturabilir. Denge konusundaki bir başka nokta da ödüllendirme stratejisinin işletmedeki diğer uygulamalarla ilişkisi konusundadır. Örneğin performansa dayalı bir ödüllendirme sisteminin kurulabilmesi için işletmede etkin bir performans değerleme sisteminin yürürlükte bulunması gerekmektedir. Ödüllendirme stratejilerinin oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da çok karmaşık stratejilerden kaçınılmasıdır. Ödüllendirme stratejisi basit ve anlaşılabilir olmalıdır. Çalışanların anlayamayacağı, yöneticilerin uygulayamayacağı ve işletmenin değerlendiremeyeceği bir ödüllendirme stratejisi hiçbir işe yaramayacaktır. Sistem düşüncesinin en önemli kurallarından birisi sistem karmaşıklaştıkça ortaya çıkacak problemlerin daha da büyüyeceğidir. Bu nedenle ödüllendirme stratejisi geliştirilirken bu stratejinin nasıl uygulanabileceği üzerinde de dikkatle durulmalıdır. 140 www.hedefaof.com Hazırlık Yapılması Ödüllendirme stratejilerinin oluşturulmasında ikinci aşama hazırlık aşamasıdır. Bu aşamada öncelikle sürecin sahibinin kimler olduğu üzerinde durulmalıdır. Ödüllendirme stratejisi sadece bir kağıt parçası değil, işletme kaynaklarının hangi hedefler doğrultusunda ne şekilde dağıtılacağına yönelik sürekli geliştirilmeye devam eden bir planlamadır. Bu nedenle Ödüllendirme stratejilerinin oluşturulmasında sürecin en üst düzeyde sahiplenilmesi gerekmektedir. Bu amaçla çeşitli düzeylerde yöneticilerin ve çalışanların katılacağı bir komite oluşturulmalıdır. Bu komitenin başkanlığını ise insan kaynakları yönetimi müdürlerinin yapması daha uygun olacaktır. Ancak bu durum ödüllendirme stratejilerinin oluşturulmasını insan kaynakları biriminin bir faaliyeti haline getirmemelidir. Bu süreç bir insan kaynakları süreci değildir, insan kaynakları tarafından desteklenen ve kolaylaştırılan bir süreçtir. İnsan kaynakları birimi bu sürece katılacakların belirlenmesinden, katılımcıların rol ve sorumluluklarının belirlenmesinden sorumludur. Sürecin sorumlularının belirlenmesinin ardından ödüllendirme stratejisinin hazırlanmasında gerekli olacak bilgilerin toplanması aşamasına geçilmektedir. Bu bilgiler işletmenin iç ve dış çevresinden toplanacak bilgiler olacaktır. Mevcut veya geçmiş ödüllendirme stratejileriyle ilgili olarak kamu veya özel kuruluşlardan toplanacak istatistiki bilgiler, yazılı veya görsel medyadan toplanacak bilgiler, ödüllendirme stratejisi konusunda yapılmış kitap, makale, tez gibi araştırma metinlerinin toplanması, mevcut çalışanlarla ve yöneticilerle yapılacak mülakatlar, çevreden uzmanlarla, akademisyenlerle, danışmanlık firmalarıyla yapılacak görüşmeler bilgi toplamanın başlıca kaynakları ve yöntemlerini oluşturmaktadır. Bu bilgilerin nasıl toplanacağı ile ilgili ayrıntılı bilgi çevre analizi başlığı altıda verilecektir. Bu bilgilerin toplanmasının ardından ödüllendirme stratejisini hazırlayacak ekip toplanan bilgiler üzerinden aşağıda sırayla belirtilen analizleri yapmak için çalışmalara başlayacaktır. Sizce bir üniversitenin öğretim üyelerine yönelik ödüllendirme stratejisinin belirlenmesinde hazırlık aşamasında hangi tür bilgiler hangi kaynaklardan toplanabilir? Çevre Analizi Yapılması İşletmelerin genel stratejilerini ve insan kaynakları stratejilerini etkileyen çok sayıda iç ve dış çevre unsuru bulunmaktadır. Bu unsurların bir kısmı ise doğrudan ödüllendirme stratejisini ilgilendirmektedir. Ödüllendirme stratejisinin geliştirilmesinde çevre analizinin asıl ilgi alanını ödüllendirme stratejilerini doğrudan ilgilendiren iç ve dış çevre unsurları oluşturmaktadır. Bu aşamada çevre analizinin temel amacı ise gelecekte uygulanması planlanan ödüllendirme stratejilerinin geliştirilebilmesi için mevcut ödüllendirme stratejilerinin gözden geçirilmesidir. Çevre analizi iç ve dış çevre unsurları olmak üzere iki alanda gerçekleştirilebilir. İç çevre analizinde değerlendirilmesi gereken konular öncelikle mevcut ödüllendirme sisteminin yapısı ve amaçlarıdır. Mevcut prim uygulamaları, performans-ödül bağlantıları, ekonomik olan ve olmayan ödüllerin dengesi gibi konular iç çevre analizinin konuları arasındadır. Bu konuların değerlendirilebilmesi için genellikle işletmenin çeşitli düzeydeki çalışanlarının katıldığı odak grup görüşmesi tekniği kullanılabilir. Bu teknikte bir yönetici mevcut ödüllendirme sisteminin durumunu analiz etmek üzere katılımcılara sorular sorar ve genellikle katılımcıların ortak olarak dile getirdikleri bulguları belirlemeye çalışır. Yine benzer özelliklere sahip işletmelerin ödüllendirme stratejileri ile yapılacak kıyaslamalar da mevcut ödüllendirme stratejilerini değerlendirmenin yöntemlerinden birisidir. Dış çevre analizi ise öncelikle iş gücü piyasasının özelliklerinin değerlendirilmesini içermektedir. Dış piyasada hangi mesleklerde ne tür ücret ve ödül sistemlerinin uygulandığı, çalışanların beklentilerindeki değişimler, işgücü piyasasına yönelik yasal düzenlemeler hep bu çerçevede analiz edilmelidir. Bir diğer dış çevre analizi konusu ise yazın taramasıdır. Görevlendirilen bir uzman aracılığıyla ödüllendirme stratejileri hakkında yayınlanmış kitap, makale, konferans veya sempozyum metinleri taranarak konuyla ilgili son gelişmelerden haberdar olunmalıdır. Yine ödüllendirme stratejileri konusunda uzmanlaşmış araştırma şirketlerinin yayınladığı araştırma raporları da önemli veriler sağlayabilmektedir. Ülkemizde de 141 www.hedefaof.com birçok iş dünyası dergisi ve özel araştırma şirketleri bu konularda araştırmalar yapıp yayınlamaktadırlar. Genel olarak işgücü piyasası hakkında yapılmış bu araştırmaların dışında birçok şirket kendisinin işgücü piyasasında işveren imajını ölçmek için özel araştırmalar da yaptırmaktadır. İç çevre analizinde gerçekleştirilen odak grup çalışmalarından bir benzeri işletmenin hissedarları, yönetim kurulu üyeleri ve diğer paydaşlarının katılımıyla da gerçekleştirilebilir. Şekil 7.4: Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi Süreci Kaynak: Armstrong ve Brown, 2006:144. Ücret ve ödüllendirme stratejileri ile ilgili Türkiye’de yapılmış araştırmalarla örnek olarak ülkemizin önemli insan kaynakları dergilerinden biri olan HR dergi’nin 2010 yılı ücret araştırmasına aşağıdaki web adresindenulaşabilirsiniz: www.hrdergi.com/upload/data/file/HRdergi.ucret.2010.pdf 142 www.hedefaof.com İşletmenin Genel Stratejilerinin Analiz Edilmesi Ödüllendirmenin stratejik çerçevesinin açıklandığı bölümde de açıklandığı gibi işletme stratejileri işletmelerin uzun vadeli hedeflerine ulaşmak için sahip oldukları kaynakları ne şekilde kullanacaklarına dair yaklaşımları içermektedir. Kaynaklar işletmelerin diğer işletmelere göre daha avantajlı oldukları hız, maliyet, verimlilik, yenilikçilik gibi özelliklerini ifade etmektedir. Bu kaynakların hangi yönde kullanılacaklarına yönelik geliştirilen yaklaşımlar ise işletmelerin misyon ve vizyon ifadelerinde yer almaktadır. İşletmeler bu ifadelerin gereğini yerine getirebilmek için örgütlenme veya yönetim biçimlerini sürekli gözden geçirmekte ve yoğun rekabette öne geçmeye çalışmaktadırlar. İşletmelerin takip ettikleri rekabet stratejileri ile ödüllendirme stratejileri arasında bir ilişkinin bulunması da kaçınılmazdır. İşletmelerin rekabette en önemli araçlarından biri insan kaynakları olduğuna göre insan kaynaklarının motivasyonunu artırmaya yönelik ödüllendirme stratejilerinin belirlenmesinde de işletmelerin genel stratejilerinin etkili olması kaçınılmazdır. Bu kısımda işletme vizyon ve stratejileriyle ödüllendirme stratejileri arasındaki ilişkiye dair çeşitli örnekler verilecektir. İşletmenin vizyonuyla ödüllendirme stratejileri arasındaki ilişkiye Volvo’nun vizyonu ve ödüllendirme stratejileri arasındaki ilişki örnek verilebilir. Volvo’nun vizyon ifadesi; “Sonuç olarak bizim başarmak istediğimiz şey nedir? Varlığımızı devam ettirmek ve çalışanlarımıza, müşterilerimize, paydaşlarımıza ve topluma tatmin sağlayarak büyümek” şeklinledir (Baeten, 2004:228). Böyle bir vizyona sahip bir işletmenin örneğin üst yöneticilerini yıllık otomobil satışları üzerinden ödüllendirmesi düşünülemez. Bu vizyona ulaşmak için söz konusu işletme yöneticilerini ödüllendirirken çalışan memnuniyeti ve müşteri memnuniyeti anketlerinin sonuçları ile firma itibarıyla ilgili saha araştırmalarının sonuçlarını mutlaka göz önünde bulundurmaktadır. İşletme stratejilerini inceleyen uzmanlar genellikle işletmeler tarafından takip edilen çok yaygın bazı stratejiler tespit etmişlerdir. Jenerik stratejiler olarak da adlandırılan bu stratejilerden en bilinenleri Porter’in; a) Maliyet liderliği, b) Farklılaştırma ve c) Odaklanma stratejileridir. Porter’in maliyet liderliği stratejisi işletmenin rekabette öne geçmek için dikkatini tamamen üretim maliyetlerinin azaltılmasına yönelttiği ve olabildiğince ucuza mal satarak sürümden kazanmaya çalıştığı bir stratejidir. Çin’deki işletmelerin uzun yıllardır takip ettikleri her şeyi en ucuza üretme stratejisi buna örnektir. Farklılaştırma stratejisi ise işletmelerin müşteri beklentilerine odaklanmalarıyla ilişkili bir stratejidir. Müşterilerin olabildiğince farklı beklentilerini karşılamak üzere ürün veya hizmet çeşitliliğini ön plana çıkarmaya çalışan bir stratejidir. Örneğin birçok cep telefonu şirketi ürün farklılaştırması yoluyla farklı müşteri beklentilerini karşılamaya çalışmaktadır. Odaklanma stratejisi ise işletmenin belli bir alana odaklanmasıdır. Odaklanma stratejisi ise kendi başına bir strateji olmasa da maliyet liderliği veya ürün farklılaştırma stratejilerinden birini tercih ederek belli bir pazara odaklanmayı ifade etmektedir. Örneğin çok ucuz ürünler satmakla ünlü bir süpermarket zinciri bütün ülkeye yayılmak gibi geniş bir alana odaklanmayı seçebilirken, ürün farklılaştırmaya odaklanan bir film şirketi sadece çocukları hedeflerken ama animasyon, çizgi film, film gibi farklı ürünler geliştirmeye çalışabilir. İşletme stratejileri alanındaki en tanınmış yazarlardan Porter’in jenerik stratejilerini daha iyi anlamak için Michael Porter’in Sistem Yayınları tarafından yayınlanan Rekabet Stratejisi adlı kitaba bakılabilir. Porter’in iki temel jenerik stratejisi olan maliyet liderliği ve farklılaştırma işletmelerin ödüllendirme stratejileri açısından değerlendirildiğinde maliyet liderliği stratejisini belirleyen işletmelerin daha merkeziyetçi ödüllendirme sistemlerine sahip olacakları varsayılabilir. Çünkü böyle işletmelerde çalışanlar genellikle çerçevesi net çizgilerle çizilmiş, çoğunlukla uzmanlığa dayalı işler yapmaktadırlar. Kendilerinden yenilikler yapmaları beklenmemektedir. Performans hedefleri genellikle çalışanlar kontrol etmeye odaklıdır. Bu nedenle bu tip işletmelerde çalışanlardan beklenen belirlenen çalışma prosedürlerine tam olarak uyumdur. Ödüllendirme stratejisi açısından içsel eşitlik önemlidir. İşgücü devir oranı yüksek olmayan bu tür sektörlerde çalışanlar arasında rekabet olmadığından değişken ücretlendirme yerine herkese eşit sağlanan yardımlar veya izinler gibi katkılar daha uygun bir ödüllendirme stratejisi olacaktır. Farklılaştırma stratejisi açısından ise durum tam tersidir. Farklılaştırma stratejisi uygulayan işletmelerde merkezîlikten uzak ödüllendirme stratejileri daha uygundur. Farklı müşteri beklentilerini karşılamak için 143 www.hedefaof.com ürün geliştirmeye odaklanan bu tür işletmelerde çalışanlar daha rekabetçi bir istihdam ortamında faaliyet göstermektedirler. Performans hedefleri çalışanlarda belli davranışların ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlamaya yöneliktir. Yaptıkları işler genellikle birbirinden farklıdır ve ulaşılmak için rekabet edilen ödüller de farklı farklıdır. Yenilik yapmak bu tür işletmelerde önemli bir başarı kriteridir. Ödüllendirme stratejisi açısından ise dışsal eşitlik önemlidir. Yani işletme dışından yeni gelebilecek adayları cezbedecek bir ödüllendirme stratejisi gözetilmelidir. Bu nedenle bu tip işletmelerde primler, değişken ücretler, terfiler gibi daha kişiye özel ödüllendirme stratejileri daha uygun olabilir. Şirket Kültürünün Analiz Edilmesi Ödüllendirme stratejilerinin geliştirilmesinde işletmenin genel stratejilerinin analizinden sonraki aşama işletmenin önemli iç çevresel unsurlarından biri olan çalışanlarının ve şirket kültürünün analizidir. Altıncı ünitede de açıklandığı gibi, ödüllendirmenin amaçlarından biri de işletme içerisinde işletmenin hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak bir şirket kültürü oluşturmaktır. Kabaca bir işletmedeki işlerin nasıl yürüdüğünü, hangi değerlerin ve anlayışların insanların davranışlarına yön verdiğini tanımlama anlamında kullanılan şirket kültürü işletmeler için önemli bir stratejik unsurdur. Çalışanların belli değerlere uygun davranmaları işletmenin müşterileri nezdindeki itibarlarını artıracaktır. Bu nedenle ödüllendirme stratejileri benimsenen şirket kültürünün yerleşmesini destekleyecek şekilde planlanmalıdır. Örneğin, Tesco firması müşteri odaklı ve takım çalışmasına uygun bir şirket kültürü oluşturmak için çalışanlarına değer ödülleri vermektedir. Bunlardan müşteri odaklılık için belirlenen ödüllendirme kriterleri müşterileri anlama, müşteri ihtiyaçlarını ilk karşılayan kişi olma ve Tesco topluluğunun bir üyesi olma sorumluluğuna uygun davranma iken; takım kültürü konusundaki ödüllerin kriterleri ise takım olarak çalışma, birbirine güvenme ve saygı duyma, dinleme, destekleme ve teşekkür ederim deme, bilgiyi paylaşmanın tadını çıkarma olarak belirlenmiştir. Yukarıda örnek verilen Tesco Değer Ödülleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için şu web adresine bakabilirsiniz: dotcom.desco-careers.com/page.cfm/content/TescoValues/ Ancak işletmelerde belli bir kültürü hedefleyip oluşturmak da her zaman mümkün olmayabilmektedir. En azından kültürün oluşması uzun yıllar almakta ve kültürel değişim kolaylıkla gerçekleşememektedir. Bu nedenle bazen de işletmenin mevcut kültürel yapısının analiz edilmesi ve ona göre ödüllendirme stratejilerinin oluşturulması gerekebilir. Örneğin ödüllendirme stratejilerinin gelişimi kültür araştırmalarında temel alınan iki şirket kültürü açısından değerlendirilebilir. Bu kültürlerden birisi klan kültürü, diğeri ise piyasa kültürüdür. Klan kültürü kardeşliğe benzer ilişkilerden oluşan, uzun vadeli sözleşmelere dayalı, belli gelenekleri ve tarzları olan, meslektaşlar arası bir iletişim ağına sahip, birbirine bağımlı, sadık ve toplulukçu bir şirket kültürünü ifade eder. Böyle bir şirket kültüründe hiyerarşik temelli bir ödüllendirme stratejisi uygun olacaktır. Bu stratejiye göre ücret içinde değişken kısmın oranı olabildiğince az ve firmanın performansına bağlı olmalı, uzun vadeli sözleşmelere vurgu yapacak şekilde kıdem dikkate alınmalı, ödül kararının verilmesinde amir kanaati esas alınmalı, terfilerde ise öncelikle iç kaynaklardan bulunan adaylara öncelik verilmelidir. Piyasa kültürü ise bağımsızlık ve bireyciliğin güçlü bir şekilde vurgulandığı, çalışan ve işletme arasında pek de uzun vadeyi gözetmeyen bireysel sözleşmelerin geçerli olduğu, işletmelerin oturmuş geleneksel uygulamalara sahip olmadığı, çalışanlar arasında sınırlı bir etkileşimin bulunduğu şirket kültürü türüdür. Bu tür kültürlerde de performansa dayalı ödüllendirme stratejileri daha uygun olacaktır. Bu da ücret içinde değişken kısmın oranının yüksek, yıldız oyuncularını takım oyuncularından daha fazla ödüllendiren, yönetici primlerinin birimlerinin başarılarına bağlı olduğu bir ödüllendirme stratejisi benimsenmesi gerektiği anlamına gelmektedir. Sizce Türkiye’de kamu sektörü işletmelerinde hangi şirket kültürü tipi ve buna bağlı olarak da hangi ödüllendirme yöntemleri daha yaygındır? 144 www.hedefaof.com İnsan Kaynakları Stratejilerinin Analiz Edilmesi Çalışanlar ve onların sahip oldukları kültürün analizinin ardından sıra işletmenin çalışanlarla kurduğu ilişkinin analizine gelmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi artık günümüzde çalışanlar işletmelerin en önemli rekabet dayanakları haline gelmiştir. Özellikle içinde yaşamakta olduğumuz bilgi toplumu, bilginin en önemli üreticisi durumunda olan insanı en önemli üretim faktörü haline getirmiştir. Bu nedenle hem işletmenin sahip olduğu nitelikle insan kaynağını elde tutmak hem de çevredeki nitelikli adayları işletmeye çekmek açısından ödüllendirme stratejilerinden yararlanılmaktadır. Bilgi çağında insanların genel anlamda beklentileri de değişmektedir. Bu beklentiler her bir işletmenin özelliklerine göre farklılaşmaktadır. İşletmelerin insan kaynaklarına bakış açılarının ne olduğu, onları birer kaynak mı yoksa üretim faktörlerinden sadece biri olarak mı gördükleri ödüllendirme stratejilerinin oluşturulması açısından son derece önemlidir. bu bakış açısının ne olduğu işletmelerin bazı özelliklerinden anlaşılabilir. Örneğin işletmelerin yapısı ve işleyişi, iş yapma biçimi, yani bir anlamda içinde faaliyet gösterdiği sektörler o işletmelerde çalışanlara yönelik uygulanacak ödüllendirme stratejilerini de etkileyecektir. İşletmeler genel olarak yaptıkları işin türüne göre imalat işletmeleri, pazarlama işletmeleri, hizmet işletmeleri, kar amacı güden veya gütmeyen işletmeler, kamu veya özel işletmeler, eğitim işletmeleri gibi farklı türlere ayrılırlar. Bazen bu özelliklerin birkaçı bir arada bulunabilir. Örneğin devlet üniversiteleri kar amacı gütmeyen kamu eğitim kurumlarıdır. Yukarıda örnek verilen Tesco ise pazarlama sektöründe faaliyet gösteren kar amacı güden bir özel sektör işletmesidir. Her sektörün yapısı ve işleyişi, değerleri, iş görme biçimleri kendine göre farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıklar işletmelerin ve çalışanların birbirlerinden beklentilerini de farklılaştırmaktadır. Örneğin kamu sektöründe veya imalat sektöründe merkezi ve toplu ödüllendirme stratejileri daha uygunken pazarlama, finans veya diğer hizmet sektörlerinde genellikle çalışanlar arasındaki rekabete dayalı bireysel ödüllendirme stratejileri uygulanmaktadır. İnsan kaynakları analiziyle ilgili bir başka unsur ise teknolojidir. Teknoloji insanlık tarihi boyunca gerçekleşmiş pek çok önemli değişimin motoru durumundadır. Teknolojik gelişmeler makinanın icadıyla bizi tarım toplumundan sanayi toplumuna taşımış, bilgisayarın ve internetin icadıyla da sanayi toplumundan bilgi toplumuna taşımıştır. Teknoloji işletmelerin en önemli üretim faktörlerinden de biridir. Bugün işletmeler arasında yaşanan amansız rekabetin iki temel unsurundan biri insan kaynağı diğeri teknolojidir. Bir işletmenin teknolojiyle olan ilişkisi o işletmenin pek çok özelliğini de etkilemektedir. İşletmelerde kullanılan teknoloji yoğunluğunun artması o işletmelerin ihtiyaç duyduğu çalışan profilini de etkilemektedir. Teknolojik açıdan gelişmiş işletmelerde çalışanların geleneksel işletmelerde çalışanlara göre daha çoklu yeteneklere sahip olmaları beklenmektedir. Çünkü teknolojik imkanların çalışanlara sağladığı avantajlar pek çok farklı yeteneğe sahip olmayı gerektirmektedir. Eskiden bir üretim hattından sürekli benzer bir montaj işini yapmakta olan çalışanların yerini neredeyse birbirini sadece bilgisayar ekranından görebilen, birbiriyle internet üzerinden iletişim kurabilen, aynı anda birkaç farklı proje takımında çalışabilen çalışanlara bırakmaktadır. Örneğin son yıllarda altın yakalılar veya bilgi işçileri denen bir çalışan sınıfı ortaya çıkmaktadır. İşlerini sadece bilgisayar üzerinden yürütmekte olan bu işçilerin geleneksel çalışanlardan farklı olarak daha çok kendilerine odaklı oldukları, esnek çalışma, uzaktan çalışma gibi kendileriyle işleri arasındaki ilişkiye dayalı içsel ödülleri daha fazla önemsedikleri iddia edilmektedir. Bunlar dışında insan kaynakları yönetiminin her bir işlevi ile ilgili olarak da ayrıntılı analizlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Özellikle işe alım ve performans değerleme konusu ödüllendirmeyle doğrudan ilişkilidir. İşe alım konusu ödüllendirme stratejisinin dışsal eşitliğiyle ilişkilidir. Piyasa koşullarının üstünde ödüller vermek iyi adayları işletmeye çekecektir. Performans değerleme ise içsel eşitlikle ilişkili bir konudur. Altıncı ünitede de belirtildiği gibi, eşitlik kuramı çerçevesinde çalışanlar aldıkları ödülleri kendi performanslarıyla değil, çoğunlukla başkalarının aldıkları ödüllerle karşılaştırma eğilimindedirler. Bu nedenle etkin ve adaletli bir performans yönetimi sisteminin kurulması diğer yönlerinin yanı sıra ödüllendirme stratejileri açısından da önemlidir. Sizce insan kaynakları yönetimi stratejileriyle işletmenin diğer birimlerinin stratejileri arasında ödüllendirme stratejisi açısından ne gibi ilişkiler vardır? 145 www.hedefaof.com Ödüllendirme Stratejilerinin Oluşturulması İnsan kaynakları stratejisinin de ödüllendirme stratejileri açısından değerlendirilmesinin ardından iç ve dış çevre faktörleri, işletme stratejileri, şirket kültürü ve insan kaynakları stratejileriyle uyumlu bir ödüllendirme stratejisi oluşturulması aşamasına gelinmektedir. Ödüllendirme stratejileri oluşturulurken aslında yapılan şey ödüllendirme konusunda belli boyutlarda mevcut birtakım strateji alternatifleri arasından tercihlerde bulunmaktır. Bu boyutlar kabaca ödüllendirme süreci, ödül sisteminin yapısı, ödül stratejisinin dış çevredeki rekabetçi konumu, ödül türlerinin karışımı ve ödül performans ilişkisinin oluşturulması olarak sıralanabilir. Ödüllendirme stratejileri bir kere oluşturulduktan sonra yöneticilerin işi bitmez. Ödüllendirme stratejileri ödüllendirme sistemlerine dönüştürülüp uygulamaya geçildikten sonra sürekli bir geribildirim ve geliştirme süreci başlatılmalı, belirlenen eksikliklerin düzeltilmesi ve yeni gerekliliklerin karşılanması sağlanmalıdır. Ödüllendirme süreciyle ilgili olarak ilk karar verilmesi gereken konu ödüllendirme sürecinin çalışanlar ve yönetimin katıldığı karşılıklı bir toplu bir pazarlık süreci olarak mı yürütüleceği, yoksa yönetimin sağduyusuyla vereceği kararlarla mı yetinileceğidir. Eğer süreç yöneticiler tarafından yürütülecekse ödüllendirme konularında insan kaynakları birim yöneticilerinin görüşleri yeterli olacak mıdır yoksa diğer birim yöneticilerinden de görüş alınacak mıdır? Ödüllendirme sistemi geliştirilirken veya yeniden düzenlenirken katılımcılığın ölçüsü ne kadar olacaktır? Burada kastedilen katılımcılık daha çok çalışanların katılımını ifade etmektedir ancak kimi zaman müşteriler veya hissedarlar gibi diğer paydaşların da katılımı da söz konusu olabilir. Ödüllendirme süreciyle ilgili bu stratejik kararlar önceki aşamalarda belirtilen analizlerin sonuçlarına bağlı olarak verilmelidir. İkinci boyut ödül sisteminin yapısı hakkında verilmesi gereken stratejik kararlardan oluşmaktadır. Öncelikle herkesi aynı şekilde ele alan merkezi bir ödüllendirme sistemin mi yoksa birimlere veya pozisyonlara göre farklılaşan bir sistemin mi daha uygun olacağına karar verilmelidir. Eğer merkezi olmayan bir sistem uygulanacaksa farklılaştırma kişiler bazında tek tek mi, gruplar halinde mi yoksa birimlere göre mi yapılacaktır? Ödül kişiye göre mi yoksa yapılan işe göre mi verilecektir? Kişiye göre verilecekse kişinin eğitimi, kişiliği, kıdemi gibi özelliklerine göre mi verilecektir yoksa performansa göre mi verilecektir? Yine ödül yönetimi faaliyetinin insan kaynakları biriminin idari işlevlerinden biri olarak mı ele alınacağı, yoksa üst düzey stratejik karar alma süreçlerinin bir parçası olan stratejik bir işlev olarak mı ele alınacağı konusu da önemlidir. Ödül sistemi kurulurken performans yönetimi ve maliyetler gibi içsel süreçlerin mi daha çok dikkate alınacağı yoksa piyasalardaki ödüllendirme uygulamalarının mı esas alınacağı da önemli bir karar konusudur. Kimi işletmeler yüksek derecede biçimsel ve kontrole dayalı ödüllendirme sistemleri tercih ederlerken bazıları da oldukça esnek sistemler kullanabilmektedirler. Bu tercih, önceki başlıklarda da belirtildiği gibi, işletmenin temel stratejileriyle yakından ilişkili bir tercihtir. Ödül sisteminin şeffaf mı yoksa kapalı bir sistem mi olacağı konusu da önemlidir. Kişilerin aldıkları ödüller işletme içerisinde duyurulacak mıdır yoksa ödüllendirme gizli olarak mı uygulanacaktır? Ödül sisteminin yapısıyla ilgili son ve önemli bir karar konusu da ödüllendirme sisteminin işletmenin genel yapısındaki gelişme ve değişmelere ayak uydurmaya çalışan bir yapıda mı, yoksa değişim ve gelişmelere liderlik edecek, yön verecek bir yapıda mı olacağına karar verilmesidir. Üçüncü boyut ödül stratejisinin rekabetçi konumudur. Bu konum ödüllendirme stratejilerinin içsel ve dışsal eşitlik konusundaki dengeyi ne şekilde kuracağını ifade etmektedir. İçsel denge mevcut çalışanlar arasındaki ödüllendirme dengesini ifade ederken dışsal denge ise başka işletmelerde çalışanların aldıkları ödüllerle yapılan bir karşılaştırmayı ifade etmektedir. Bu konuda öncelikle karar verilmesi gereken konu rekabetçi pozisyonla ilgili açık bir tercih ortaya konup konmayacağıdır. Çünkü işletme bazen açık bir tercih belirtip “biz piyasadaki en iyi ödülleri veriyoruz” deyip bunu nitelikli adayları işletmeye çekmek için bir strateji olarak kullanmayı seçebileceği gibi bu konuda sessiz kalarak daha çok içsel eşitliği sağlamaya da odaklanabilir. Eğer dış piyasayla bir rekabet yürütülecekse bu rekabetin temel ücretler üzerinden mi yoksa toplam ödemeler üzerinden mi, uzun veya kısa vadeli ekonomik ödüller üzerinden mi yoksa toplam ödüller üzerinden mi yürütüleceği, ödül seviyesi olarak piyasanın altında mı yoksa üstünde mi kalınacağı kararları da ödüllendirme stratejisinin rekabetçi konumu açısından önemli kararlar arasındadır. 146 www.hedefaof.com Dördüncü boyut ödül karmasıdır. Altıncı ünitede ayrıntılı olarak açıklanan ödül türlerinin hangilerinin verileceği konusu ödül karması kararı kapsamındadır. Ekonomik ödüllere mi yoksa ekonomik olmayan ödüllere mi ağırlık verileceği, ödül kriterlerinin esnek veya sabit olması, yan ödeme ve katkıların toplam ödüllendirme içindeki oranları, ödül paketlerinin içeriğinin sabit tutulması veya çalışanlara istedikleri paketlerden seçim yapma seçeneği tanınması gibi konular da ödül karmasının belirlenmesiyle ilgili stratejik kararlara örnektir. Bu tercihler özellikle motivasyon ve maliyet dengesinin gözetilmesiyle yakından ilişkilidir. Son boyut ise ödül-performans ilişkisidir. Ödül performans ile ilişkili olacak mıdır olmayacak mıdır? Olacaksa bu bireysel performansa mı yoksa takım, birim yada bütün işletmenin performansına mı bağlı olacaktır? Ödül kriteri olarak çalışanların eğitim, beceri vb. birtakım özellikleri gibi performans girdileri mi yoksa üretim miktarı, satış miktarı vb. performans çıktıları mı kullanılacaktır? Finansal olarak ölçülebilir performans hedefleri mi yoksa finansal olmayan hedefler mi kullanılacaktır? Genel olarak değerlendirildiğinde ödüllendirme stratejileri oluşturulurken yukarıda beş boyut altında sınıflandırılan çok sayıda karar alınması gerekmektedir. Peki, en doğru karar nasıl verilecektir? Aslında yukarıda ikili seçenekler şeklinde ifade edilen soruların hiçbirinin tek bir doğru cevabı yoktur. Her işletme strateji geliştirme sürecinin önceki aşamalarında belirtilen aşamalara uygun bir şekilde kendi durumunu değerlendirerek karar almalı ve ödüllendirme stratejini oluşturmalıdır. Bu stratejiler bir sonraki ünitede açıklanacak ödüllendirme sisteminin kurulmasında yol gösterici olacaktır. Ödül Programlarının Hazırlanması Ödüllendirme stratejilerinin hazırlanmasında son aşama ödüllendirme stratejilerinin oluşturulmasından sonra ödül programlarının oluşturulmasıdır. Ödül programları ödüllendirme stratejileri hakkında yukarıda sıralanan farklı konularda alınan kararların ödüllendirilecek her bir alan, davranış veya pozisyon için ayrı ayrı özetlenmesidir. Böylece ödüllendirme sistemlerinin geliştirilmesinde ve burada belirlenen stratejilere göre uygulanmasında yöneticilere rehberlik edecek ödüllendirme politikaları, süreçleri ve faaliyetleri belirlenebilecektir. 147 www.hedefaof.com Özet Ödüllendirme çalışanların yaptıkları işe karşılık olarak veya gelecekteki iş performanslarını artırmak üzere yöneticiler tarafından çalışanlara çeşitli yöntemlerle sağlanan mükafatlardır. Strateji ise işletmelerin uzun vadeli hedeflerine ulaşmak üzere sahip oldukları kaynakların neler olduğunu belirlemeleri ve bu kaynakları kullanarak belirlenen hedeflere nasıl ulaşılabileceğine dair planlar yapmalarıdır. Bu çerçevede stratejik ödül yönetimi de işletmelerin ödüllendirme sistemleri aracılığıyla uzun vadede ne gibi hedeflere ulaşmak istediklerinin belirlenmesi ve belirlenen hedeflere ulaşabilmek için ödüllendirme yöntemlerini nasıl kullanacaklarının planlanmasıdır. İnsan kaynaklarından işletmenin genel stratejileri açısından yararlanmanın en önemli yolu ise çalışanların motivasyonunu artıracak ödüllendirme stratejileri geliştirmektir. Böylece ödüllendirme stratejileri işletme stratejilerine katkıda bulunmuş olmaktadır. Ödüllendirme stratejisi 8 aşamadan oluşan bir süreçte hazırlanmaktadır. Öncelikle işletmenin ödüllendirmeye yönelik doğru bir bakış açısı geliştirmesi gerekmektedir. Bu bakış açısı ödüllendirme stratejisinin işletmeye has, devrimci değil evrimci, belli dengeleri gözeten, belli önceliklere sahip, basit ve uygulanabilir olmasını içermektedir. İkinci aşama ise ödüllendirme stratejisini hazırlayacak gurubun oluşturulması ve gerekli bilgilerin toplanmasını içeren hazırlık aşamasıdır. Üçüncü aşamada ödüllendirme stratejisini etkileyen iç ve dış çevre unsurlarının analiz edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla çeşitli kaynaklardan gerekli bilgiler analiz edilmek üzere toplanmalıdır. Dördüncü aşamada ise işletmenin genel stratejisinin analizine geçilir. Ödüllendirme stratejisinin işletmenin genel stratejileriyle uyumlu olması çok önemlidir. Çünkü her genel strateji için uygulanabilecek farklı ödüllendirme stratejileri bulunmaktadır. Beşinci aşamada şirket kültürünün analizi yapılır. Şirket kültürü kısaca o işletmede işlerin nasıl yürüdüğüne dair oluşmuş kabuller, çalışanlarca paylaşılan değerlerdir. Bu değerler uzun sürelerde oluşmaktadır. Şirket kültürü türünün belirlenmesiyle o kültüre uygun ödüllendirme stratejileri geliştirilebilir. Altıncı aşamada işletmenin insan kaynakları yönetimi stratejisi de analiz edilerek buna uygun ödüllendirme stratejileri geliştirilir. Yedinci aşamada analiz sonuçlarına göre işletmenin tümüne, her bir birime ve görevlere göre ödüllendirme stratejileri oluşturulur. Son aşamada ise bu stratejilerin hayata geçirilmesinde uygulamacılara yol göstermeye yönelik politika, prosedür ve süreçleri içeren programlar hazırlanır. Toplam ödül kavramı toplam kalite yönetimi anlayışından hareketle geliştirilmiş bir kavramdır. İşletmelerde çalışanlara sunulan ödüller ekonomik olan ve olmayan, bireysel ve toplu, açık ve gizli ödüller gibi farklı kategorilerde sınıflandırılmaktadırlar. Toplam ödül yaklaşımı ise ödülleri işle ilgili ödüller ve iletişimsel ödüller olmak üzere iki kategori halinde sınıflandırmakta; işle ilgili ödülleri toplam ödemeler, iletişimsel ödülleri ise içsel ödüller olarak isimlendirmekte ve her iki ödülün toplamını da toplam ödül olarak tanımlamaktadır. Toplam ödüllendirme yönetimi ise öncelikle işletmelerin ödül yönetimine en geniş perspektifle yaklaşmalarını önermekte ve işletmelerin kendilerine en uygun ödüllendirme stratejilerini oluştururken ödül türlerini aynı anda dikkate alarak en uygun karışımı bulmalarını önermektedir. İşletmeler rekabette başarılı olabilmek için çevresel faktörleri de dahil ettikleri analizler yaparak jenerik stratejiler olarak da bilinen çeşitli stratejilerden yararlanmaktadırlar. Bu stratejilerin uzun vadede belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için işletmenin sahip olduğu verimlilik, karlılık, yüksek performans, yenilikçilik, müşteri memnuniyeti ve kalite gibi kaynakları en etkin şekilde kullanması gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz bilgi çağında işletmeler için en önemli kaynaklardan biri de insandır. 148 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 1. İçinde yaşadığımız bilgi çağında işletmelerin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşmakta yararlandıkları kaynaklardan en önemlisi aşağıdakilerden hangisidir? 6. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirmenin stratejik çerçevesinin ikinci düzeyine ait bir unsurdur? a. Teknoloji b. işletme genel stratejisi b. Verimlilik c. İnsan kaynakları stratejisi c. İnsan d. Ödül uygulamaları d. Müşteri memnuniyeti e. Ödül prosedürleri e. Kalite 7. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin ödüllendirme stratejilerini etkileyen iç çevresel unsurlardan birisi değildir? a. Ödüllendirme politikası 2. Aşağıdakilerden hangisi strateji kavramının işletmenin dış çevre unsurlarıyla ilişkili bir boyutunu ifade etmektedir? a. Şirket kültürü a. Gelecek odaklılık b. Küreselleşme b. Müşteri odaklılık c. İşletme yapısı ve işleyişi d. İnsan c. Bütüncül bakış açısı e. Teknoloji d. Rekabet odaklılık 8. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirme uygulamaları ile ilişkili olarak karar almada rehberlik edecek birtakım prensipleri ifade eden bir kavramdır? e. Kalite odaklılık 3. Aşağıdakilerden hangisi strateji kavramının ödüllendirme stratejilerinin dikey ve yatay entegrasyonuyla ilişkili bir boyuttur? a. Ödül türü a. Gelecek odaklılık b. Ödül süreci b. Müşteri odaklılık c. Ödül uygulamaları c. Bütüncül bakış açısı d. Ödül stratejisi d. Rekabet odaklılık e. Ödül politikası 4. Aşağıdakilerden hangisi toplam ödemeler kavramının kapsamı içinde değildir? 9. Aşağıdakilerden hangisi bir ödül stratejisinin hazırlanması sırasında sahip olunması gereken doğru bakış açısının özelliklerinden birisi değildir? a. Temel ücret a. Kapsamlı olması b. Öğrenme ve gelişme b. Basit olması c. Değişken ücret c. Evrimci bir süreç olması d. Senelik izin d. Birtakım dengeleri gözetmesi e. Kalite odaklılık e. Uygulanabilir olması e. Yakacak yardımı 10. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirme stratejisinin hazırlanması sırasında yapılan iç çevre analizinde yararlanılan bilgi toplama yöntemlerinden biridir? 5. Aşağıdakilerden hangisi toplam ödüllendirme yönetiminin hem ilişkisel hem de toplu ödüllendirme boyutlarının bir unsurudur? a. Hisse a. Makale taraması b. Tatiller b. Medya araştırması c. Kariyer gelişimi c. Kitap taraması d. Liderlik d. Konferans düzenleme e. Esneklik e. Odak grup görüşmesi 149 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 2 Üniversiteler bilgi üreten ve aktaran özel sektöre veya devlete ait kurumlardır. Bu nedenle üniversitelerdeki öğretim üyelerine yönelik bir ödüllendirme stratejisinin belirlenmesinde öncelikle üniversitelerin sahibi durumundaki devlet kurumlarından veya özel üniversitelerin sahibi olan taraflardan hedeflere, genel stratejilere ve kaynaklara yönelik bilgi alınabilir. Öğretim üyeleriyle, öğrencilerle ve idari personelle ödüllendirme kriterleri konusunda görüşülebilir. Dünyadaki üniversitelerin kullandıkları ödüllendirme stratejileriyle ilgili bilgi toplanabilir. Üniversitelerdeki ödüllendirme sistemleriyle ilgili yayınlara göz atılabilir. 1. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 2. d Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme, Strateji ve Stratejik Ödül Yönetimi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 3. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme, Strateji ve Stratejik Ödül Yönetimi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 4. b Yanıtınız yanlış ise “Toplam Ödül ve Toplam Ödüllendirme Yönetimi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 5. d Yanıtınız yanlış ise “Toplam Ödül ve Toplam Ödüllendirme Yönetimi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 3 Türkiye’de genel olarak kamu işletmelerinin kurum kültürleri klan kültürünün özellikleri yansıtmaktadır. Çünkü daha en başından devlet tarafından çalışanların yönetimle ve birbirleriyle ilişkilerini yönetmek belirlenmiş katı hiyerarşik ve bürokratik kurallar bulunmaktadır. Bu nedenle genellikle kıdeme ve amir değerlendirmesine dayanan hiyerarşik temelli toplu ödüllendirme sistemleri kamu işletmeleri için daha uygun olacaktır. 6. a Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 7. b Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 8. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 4 9. a Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. İnsan kaynakları yönetimi stratejileri üretim işleviyle yakından ilişkilidir çünkü üretimin ürün veya hizmete yönelik olması kullanılacak ödüllendirme stratejilerini etkileyecektir. Muhasebe işleviyle ilişkisi çok açıktır, çünkü ödüllendirme sistemlerinin maliyetlerle çok yakın ilişkisi bulunmaktadır. İşletmelerde işgücü maliyetleri en önemli maliyet kalemleri arasındadır. Pazarlama işleviyle ilişkisi de satılan ürünün veya hizmetin özellikleri açısından önemlidir. Satışın bir mağazada yapılmasıyla tek tek müşterilerin dolaşılmasıyla yapılması ödüllendirme stratejileri açısından birbirinden oldukça farklı durumları ifade etmektedir. 10. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Stratejisinin Geliştirilmesi” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Stratejik düşünmenin temel özelliklerinden bir olan rekabet odaklılık, işletmenin dış çevre unsurlarıyla ilişkili bir kavramdır. Çünkü işletmenin ödüllendirme stratejisinin belirlenmesinde rakipler tarafından kullanılan ödüllendirme stratejilerinin göz önünde bulundurulmasını ifade eder. Bütüncül bakış açısı ise daha çok işletmenin iç çevresel unsurlarıyla ilişkili bir kavramdır. Çünkü ödüllendirme stratejilerinin işetmede her kademede çalışanların katılımıyla hazırlanması ve bütün birimler tarafından aynı bakış açısıyla uygulanması gerektiğini ifade etmektedir. 150 www.hedefaof.com Yararlanılan Kaynaklar Armstrong, M. (2010). Strategic Human Resource Management: A Guide to Action, London: Kogan Page Yayınları. Ergin, C. (2002). İnsan Kaynakları Yönetimi: Psikolojik Bir Yaklaşım,. Ankara: Academyplus Yayınları. Armstrong, M. (2006). Armstrong’s Handbook of Reward Management Practice, London: Kogan Page Yayınları. Lawler, E. (1996). “The Design of Effective Reward Systems”. R. Steers, L. Porter ve G. Bigley (Ed.), Motivation and Leadership at Work, New York: McGraw Hill International Press, s. 527-550. Armstrong, M. ve Brown, D. (2006). Strategic Reward: How Organizations Add Value Through Reward, London: Kogan Page Yayınları. Manas, T. M. ve Graham, M. D. (2002). Creating A Total Rewards Strategy: A Toolkit for Designing Business-Based Plans, New York: Amacom Yayınları. Baeten, X. (2004). “Strategic Rewards and Reward Strategies”, Kurt Verweire ve Lutgart Berghe (Ed.) Integrated Performance Management: A Guide to Strategy Implementation, London: SAGE Yayınları, s. 215-237. Robbins, S. P. ve Judge, T. A. (2012). Örgütsel Davranış, Ankara: Nobel Yayınları. Cameron, J. ve Pierce, W. D. (2002). Rewards and Intristic Motivation: Resolving the Controversy, Westport, Connecticut: Bergin & Garvey Yayınları. 151 www.hedefaof.com 8 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; İşletmelerde ödüllendirme sistemlerine neden ihtiyaç duyulduğunu açıklayabilecek, Ödüllendirme sistemlerinin bileşenlerini tanımlayabilecek, Biçimsel bir ödüllendirme sisteminin kuruluş aşamalarını sıralayabilecek, Etkili bir ödüllendirme sisteminin özelliklerini listeleyebilecek, bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Ödüllendirme Sistemi Ödüllendirme Kriterleri Disiplin Devamlı Ödüllendirme Cezalandırma Aralıklı Ödüllendirme İş Analizleri Biçimsel Ödüllendirme Performans Yönetimi Biçimsel Olmayan Ödüllendirme İçindekiler Giriş Ödüllendirme Sisteminin Yapısı Ödüllendirme Sisteminin Kurulması Etkili Bir Ödüllendirme Sisteminin Özellikleri 152 www.hedefaof.com Ödüllendirme Sistemi GİRİŞ Ödüllendirme sistemleri günümüzün rekabet ortamında işletmelerin sahip olmaları gereken olmazsa olmaz stratejik araçlardır. Öyle ya da böyle bütün işletmeler çeşitli ödüllendirme yöntemleri kullanmaktadırlar. Ancak bu yöntemlerin etkin bir şekilde kullanılamaması işletmelerin ödüllendirmeye yönelik beklentilerinin karşılanamamasına neden olmaktadır. Önceki ünitede bunun en önemli nedeninin uygun bir ödüllendirme stratejisinin bulunmayışı, işletmelerin ödüllendirme faaliyetine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşmamaları olduğunu açıklanmıştı. Ancak ödüllendirme stratejisinin varlığı da bu stratejinin hayata geçirilmesini sağlayacak biçimsel bir ödüllendirme sisteminin varlığıyla birlikte anlam kazanmaktadır. Etkili bir ödüllendirme sisteminin olmayışı uzun vadede işletmelerin rekabetçi güçlerini yavaş yavaş kaybetmelerine neden olmaktadır. Etkili bir ödüllendirme sisteminin kurulması ödüllendirme sisteminin işletme sistemi içerisinde nerede durduğunun belirlenmesi ile mümkündür. Ödüllendirme sistemlerinin sınırlarının bilinmesi etkinliklerinin artırılması açısından önem taşımaktadır. Ödüllendirme sistemleri çalışanların davranışlarının işletmenin hedefleri doğrultusunda şekillendirilmesini sağlamaktadır. Bu şekillendirme her zaman ödüllendirmeyi kapsamaz, bazen cezalandırma da davranış biçimlendirici hatta ödüllendirici bir mekanizma olarak kullanılabilir. Diğer yandan ödüllendirme sistemlerinin aynı zamanda performans yönetimi sisteminin bir parçası olduğu da gözden kaçırılmamalıdır. Gerek ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesi, gerekse performans ölçümü sonuçlarının değerlendirilmesi ödüllendirme sistemleriyle yakından ilişkili süreçlerdir. İyi bir performans yönetim sistemi hem işletmeye hem de çalışanlara sağladığı geribildirimler açısından da ödüllendirme sistemlerinin etkinliğine katkı sağlamaktadır. Ödüllendirme sistemlerinin kuruluşu öncelikle işletmenin genel stratejilerinin, insan kaynakları stratejilerinin ve ödüllendirme stratejilerinin birbirleriyle etkileşimlerinin ve uyumlarının dikkate alınmasını gerektirmektedir. Bu stratejiler ve stratejilere bağlı olarak geliştirilecek politikalar ödüllendirme süreçlerinin ve uygulamalarının biçimlendirilmesine yön verecektir. Ödüllendirme sistemlerinin strateji ve politikalar dışında birbiriyle ilişki içinde olan çok sayıda bileşeni bulunmaktadır. Bu bileşenlerin sayısı ve ilişkilerinin boyutları işletmeden işletmeye değişebilmektedir. Ödüllendirme sistemlerinin kuruluşunda sadece işletme içerisindeki biçimsel ilişkiler dikkate alınmamalıdır. Ödüllendirme süreçleri ve uygulamaları büyük ölçüde ast üst ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirildiği için özellikle yönetici durumundaki çalışanların yaklaşımlar ödüllendirme sisteminin amaçlarını önemli derecede etkilemektedir. Bu nedenle biçimsel ödüllendirme sistemi kadar biçimsel olmayan ödüllendirme sistemleri de değerlendirilmelidir. Biçimsel ödüllendirme sistemleri genellikle amaçların belirlenmesi, mevcut durum analizi, ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesi, ödül türlerinin belirlenmesi, ödüllendirme politikalarının belirlenmesi, zamanlamanın belirlenmesi, maliyet analizi, uygulama ve izleme şeklinde birbirini izleyen aşamalardan oluşan bir süreçte kurulmaktadırlar. Bu süreçlerin açık, anlaşılır, katılımcı, geleceğe dönük, adil, eşitlikçi bir yaklaşımla yürütülmesi kurulacak ödüllendirme sisteminin başarısını artıracaktır. Bu ünitede işletmelerde biçimsel ödüllendirme sistemlerinin gerekliliği, yapısı, kuruluşu ve temel özellikleri üzerinde durulacaktır. 153 www.hedefaof.com ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİNİN YAPISI Ödüllendirme veya ödül yönetimi, çalışanların hem birer insan olarak hem de işletmenin bütünün, bir bölümünün veya üyesi oldukları proje takımların hedeflerini gerçekleştirmeleri konusunda yaptıkları katkıların fark edilmesi ve ödüllendirilmesi için gerekli strateji, politika ve süreçleri ifade eden bir kavramdır. Bu nedenle ödül yönetimi, çalışanların en iyi şekilde ödüllendirilebilmelerini sağlayacak ödüllendirme sistemlerini tasarlamayı ve hayata geçirmeyi de içerir. Ödüllendirme sistemleri, ödül yönetiminin, işletmenin ve çalışanların menfaatlerini karşılıklı olarak en etkin şekilde gözetecek biçimde gerçekleştirilebilmesi için gerekli, birbiriyle ilişkili süreç ve uygulamalardan oluşmaktadır. Bir ödül sistemi; iş analizi yoluyla işlerin değerlendirilmesini, o işlerin işgücü piyasalarındaki karşılıklarının belirlenmesini, ücret yapılarının oluşturulmasını, performans yönetimi süreçlerini, çalışanların bireysel veya takım olarak ortaya koyacakları başarıların nasıl belirleneceğinin ve ödüllendirileceğinin belirlenmesini ve ücret dışı katkıların belirlenmesini içerir. Etkili bir ödül sisteminde aynı zamanda bütün bu faaliyetler işletmenin çevresiyle etkileşim içerisinde oluşturduğu, uzun vadeli hedeflerini ve o hedeflere ulaşmayı sağlayacak yolları içeren bütüncül stratejilerle de uyumlu olarak belirlenmelidir. Bu anlamda ödüllendirme sistemlerinin işletmenin genel stratejileriyle uyumlu ödüllendirme stratejileri ve politikaları da içermesi bir zorunluluktur. Ödüllendirme uygulamalarını içeren prosedürler ve süreçler de temel ödüllendirme strateji ve politikaları çerçevesinde belirlenecektir. Ödüllendirme sistemini oluşturan bütün bu bileşenler ve işleyiş süreci birbiriyle yakından ilişkili aşamalardan oluşmaktadır. Ödüllendirme sistemlerinin tasarlanmasında, uygulanmasında ve gerektiğinde değişikliklerin ve güncellemelerin yapılmasında bu bütüncül yapı her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. İlerleyen sayfalarda bu bütüncül yapının bileşenleri daha ayrıntılı olarak incelenecektir. Bu bölümde öncelikle ödüllendirme sistemlerinin genel çerçevesinin oluşturulmasında önemli olan iki faktörden bahsedilecektir. Bunlardan birincisi ödüllendirmenin sınırlarıdır. Ödüllendirme her zaman ödüllendirerek veya ödüllendirmek amacıyla yapılan bir faaliyet değildir. Bu anlamda ödüllendirme ile cezalandırma ve disiplin arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. İkinci olarak da ödül sistemlerinin performans yönetimi ile ilişkisi üzerinde durulacaktır. Sistem kavramı birbiriyle ilişkili birtakım alt ve üst sistemler arasındaki ilişkileri ifade etmektedir. Bu çerçevede ödüllendirme sistemleri de performans sistemlerinin bir alt sistemi olarak kabul edilebilir. Ödüllendirmenin disiplin ve performans sistemleriyle ilişkisinin ele alınmasının ardından biçimsel bir ödüllendirme sisteminin hangi bileşenlerden oluştuğu üzerinde durulacaktır. Ödüllendirme sistemiyle ilgili problemlerin en önemli nedeni nedir? Ödüllendirme Sistemleri ve Disiplin Ödüllendirme sisteminin temel amacı çalışanların motive edilmeleridir. Motivasyonu yüksek çalışanlar işletmenin hedeflerine uygun davranışlar ortaya koyacaklardır. Yani bir anlamda ödüllendirme sistemleri genel olarak çalışanların davranışlarını işletmenin hedefleriyle uyumlaştıracak biçimde şekillendirmek üzere kullanılan araçlar, süreçler, eylemler ve programlardan oluşmaktadır. Ancak çalışan davranışlarının şekillendirilmesi her zaman ödüller kullanılmaz. Bazen cezalar da kullanılabilmektedir. Kimi zaman ceza uygulamaları da, cezayı alanlar için olmasa bile diğerleri için, ödüllendirici olabilmektedir. Özellikle işletmelerde istenmeyen davranışlar gösterenlerin cezalandırılmaları, işletmenin beklentilerine uygun bir performans ortaya koyan çalışanlar için ödüllendirici olabilmektedir. Diğer taraftan istenen davranışları ve hatta daha fazlasını gösteren çalışanların ödüllendirilmesi de diğerlerinin cezalandırılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ödüllendirme sistemlerinin özünde birbirine zıt iki farklı boyutu bulunmaktadır: 1) İstenmeyen davranışların engellenmesi için kullanılan disiplin boyutu, 2) İstenilen davranışların ortaya çıkması için kullanılan ödüllendirme boyutu ve 3) Şekil 8.1’den de görüldüğü gibi bu iki boyut arasında üç farklı yönetici yaklaşımı bulunmaktadır. Bunlardan ilki olumsuz davranışlara yönelik kınama veya cezalandırma davranışıdır. Disiplin uygulamaları arasında yer alan kınama davranışı yöneticiler açısından 154 www.hedefaof.com sık sık başvurulan bir davranış olabilmektedir. Çünkü yapılan araştırmalar kurallara uygun davranmayan çalışanların hoş görülmesinin diğer çalışanların motivasyonunu azalttığını göstermektedir. Bu nedenle disiplin uygulamaları da en az ödüllendirme uygulamaları kadar önemlidir. Ancak uyarma veya cezalandırma davranışlarının doğru uygulanmadığı durumlar da yine motivasyonu olumsuz etkileyebilecektir. Çalışanlar açısından hiçbir şeyden memnun olmayan bir yönetici profili de pek çok açıdan sorun oluşturmaktadır. Çalışanların motivasyonunu artıran sadece ödüllendirme değildir. Bazen çalışanların bir kısmına uygulanan yerinde ve dengeli cezalar da diğerleri için ödüllendirici ve motive edici olabilir. Kınama davranışlarının doğru biçimde yerine getirilmesinin bazı koşulları bulunmaktadır. Öncelikle kınama davranışı istenmeyen davranışın ortaya çıkmasının hemen ardından gerçekleştirilmeli ve kınama konusunda çalışanın kişiliği değil davranışı hedef alınmalıdır. Mümkünse çalışanla istenmeyen davranış üzerinde tartışılarak söz konusu davranışın işletme tarafından neden engellenmek istediği paylaşılmalıdır. Böylece ikna edilecek çalışanların olumsuz davranışları tekrar ettirme ihtimalleri azalacaktır. Kınama konusu olabilecek davranışların önceden tanımlanarak çalışanlara bildirilmesi, gerektiğinde davranışlardan örnekler verilmesi uygun olacaktır. İstenmeyen davranışların ortaya çıkmasının diğer çalışanlar üzerindeki olumsuz etkileri, işletmenin hedeflerine ulaşmasına yapacağı olumsuz etki vb. bilgiler de çalışanlarla paylaşılmalıdır. Şekil 8.1: Çalışan Davranışlarının Şekillendirilmesi Kaynak: Whetten ve Cameron, 2005: 313. Yönlendirme davranışı ise disiplin ve ödüllendirme arasında bir geçiş bölgesidir. İstenmeyen davranışların cezalandırılması yerine olumlu davranışlara dönüştürülecek şekilde yönlendirilmesini ifade etmektedir. Yönlendirme konusunda önemli nokta çalışanların davranış değişikliğine gittiklerinde gelecekte ödüllendirilme ihtimalleri olduğunu anlamalarıdır. Yönlendirme davranışlarının bulunmadığı bir cezalandırma sisteminde belki çalışanlar istenmeyen davranışları ortaya koymaktan vazgeçeceklerdir. Ancak kendilerinden beklenenin ne olduğunu tam olarak bilemediklerinde kendilerini mutsuz ve ne yapacaklarını bilemez hissedeceklerdir. Dolayısıyla çalışanlara yaptıkları işle ilgili olarak verilecek her türlü olumsuz geribildirimin çalışanları cezalandırmaktan ziyade olumsuz davranışları kabul edilebilir davranışlara dönüştürmeyi hedeflemesi gerekmektedir. Yönlendirme davranışının gerçekleştirilebilmesi için öncelikle çalışanlardan hangi standartlarda ne tür davranışlar beklendiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Çalışanların söz konusu davranış standartlarını anlamaları ve mantıklı bulmaları da davranışların yönlendirilmesi açısından önemlidir. Eğer çalışanların aklına yatmayan yönleri varsa söz konusu davranış standartları tartışılır hale gelecektir. Bu süreçte yöneticilerin olabildiğince destekleyici davranmaları gerekmektedir. Örneğin çalışanların 155 www.hedefaof.com istenmeyen davranışlarının belirtilmesinin yanı sıra aynı zamanda çalışanların ortaya koydukları olumlu davranışların övülmesi destekleyici bir davranıştır. İstenen davranışların gösterilmesi halinde verilecek bireysel ve toplu ödüllerden bahsedilebilir. Tabii bütün bu süreçte yaşanan sorunların iş dışı nedenlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının da gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bazen yöneticiler sorunun cevabını yanlış yerde arıyor olabilirler. Gerek kınama gerekse yönlendirme uygulamaları son tahlilde olumsuz tutumların ön planda olduğu faaliyetlerdir. Olumsuz bir ortamın uzun vadede işletme için doğuracağı sorunlar olabilir. Bu nedenle çalışanların istenmeyen davranışlardan vazgeçirilmeleri ve kabul edilebilir davranışlar ortaya koymaları için izlenen yöneticiler tarafından başvurulan kınama ve yönlendirmenin hemen ardından teşvik edici ve pekiştirici davranışların gündeme gelmesi gerekmektedir. Çünkü çalışanlar ancak karşılığında hoşlarına gidecek bir ödül olduğu durumlarda en yüksek motivasyona ulaşmaktadırlar. İstenmeyen davranışların önlenerek kabul edilebilir davranışlara dönüştürülmesinde kınama ve yönlendirme etkili olabilse de, kabul edilebilir davranışların ötesinde olağandan üstün davranışların ortaya konmasını sağlamak yöneticiler açısından çok daha zorlu bir uğraştır. Ancak ödüllendirme ile mümkün olabilecektir. Teşvik edici bir yönetim tarzı ortaya koymanın ilk şartı bir önceki aşama olan yönlendirme aşamasının hakkıyla yerine getirilmesidir. Bu süreçte koçluk ya da mentorluk gibi daha yakından ve birebir yönetim yaklaşımlarından yararlanılabilir. İlk aşamada çalışanların her biri için ilgi çekici ödüller belirlenmelidir. Dışsal nitelikteki bu ödüllerin yanı sıra istenen çıktılara ulaşmak için yapılacak faaliyetlerin kademeli ve sürekli bir gelişim süreciyle ilişkilendirilmesi de faydalı olacaktır. Son olarak da çalışanların gösterdiği her türlü olumlu ve harikulade davranışın zamanında ve adil bir şekilde ödüllendirilmesi bu davranışların gelecekte de gösterilmesini pekiştirmiş olacaktır. Ödüllendirme Sistemi İle Performans Yönetimi İlişkisi Ödüllendirmenin temel amacı çalışanların motivasyonunu artırarak performanslarını yükseltmektir. Bu nedenle ödüllendirme uygulamaları aslında işletmelerde performans yönetimi faaliyetlerinin bir parçası durumundadır. Böylece ödüllendirme sistemleri de performans yönetim sistemlerinin bir alt unsuru olarak değerlendirilebilir. Çünkü genellikle birçok ödül belirli performans hedeflerinin ne ölçüde tutturulduğuna bağlı olarak verilmektedir. Bu nedenle performans hedeflerinin belirlenmesinde bu hedeflerin ödüllendirme sistemiyle ilişkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Hedeflerin çok yüksek belirlenmesi ödülleri azaltıp maliyetleri düşürürken çalışanların motivasyonunu da düşürecektir. Diğer yandan hedeflerin düşük belirlenmesi de ödül hak edenlerin sayısını artırarak çalışanların motivasyonunu yükseltirken işletmenin maliyetlerini de yükseltecektir. Kaldı ki çabuk ulaşılabilen hedeflerin motive ediciliği de sorgulanabilir. Örneğin altıncı ünitede açıklanan amaç kuramına göre, çoğu zaman karmaşık ve ulaşılması zor hedefler daha motive edici olabilmektedirler. Bu nedenle performans hedeflerinin belirlenmesinde belirli bir denge tutturulmalıdır. Performans hedeflerinin belirlenmesinin ardından performansın ölçülmesi ve sonuçların değerlendirilmesi aşaması da ödüllendirme sisteminin amaçları açısından ele alınmalıdır. Altıncı ünitede de üzerinde durulduğu gibi, eşitlik kuramı çalışanların gerek bireysel olarak yaptıkları işin tam karşılığını alma noktasında, gerekse aldıkları karşılıkları diğer çalışma arkadaşlarının elde ettikleriyle karşılaştırma noktasında hassas olduklarını belirtmektedir. Bu nedenle hem performans ölçüm faaliyetlerinde hem de sonuçların değerlendirilmesi aşamasında çalışanlar arasında eşitlik ve adalet prensiplerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu aşamalarda yaşanacak olumsuzluklar doğrudan ödüllendirme uygulamalarına yansıyabilecektir. Böyle bir durumun en yaygın sonucu da çalışanların belirli ödüller aldıkları halde motivasyonlarının ve performanslarının düşmesidir. 156 www.hedefaof.com Şekil 8.2: Performans Yönetimi Döngüsü Kaynak: Mabey vd., 1998:12). Performans yönetimi döngüsü içerisinde ödüllerin bir başka önemli yönü de ödüllerin birer geribildirim oluşlarıdır. Bu geribildirim hem çalışan açısından hem de işletme açısından önemlidir. Çalışanlar açısından aldıkları ödüller, ortaya belli bir başarı koyduklarının ve belirlenen hedeflere ulaştıklarının, üstelik de bunun işletme yönetimi tarafından fark edildiğinin birer göstergesidirler. Aldıkları ödüllere göre hem motivasyonları artacak hem de gelecekteki davranışları ve çalışma biçimleri işletme hedefleri doğrultusunda şekillenecektir. Performans yönetim sistemi içerisinde ödüller işletmeler açısından da önemli geribildirimler sağlayabilirler. En önemli geribildirim ödüllerin doğru belirlenip belirlenmediğidir. Eğer uzun vadede işletmenin genel performansında özellikle çalışanlardan kaynaklandığı düşünülen bir artış görülüyorsa işletmede uygulanan ödül sisteminin sağlıklı yürüdüğü söylenebilir. Bir çalışan olarak performansınızla ilgili geribildirimleri olumlu karşılar mıydınız? Bu geribildirimin başkaları tarafından da bilinmesi sizi nasıl etkilerdi? Geribildirimin olumlu ya da olumsuz olması bu sorulara verdiğiniz cevapları değiştirir miydi? Ödüllendirme Sisteminin Bileşenleri Ödüllendirme sistemi çok sayıda birbiriyle ilişkili bileşenden oluşmaktadır. Bu bileşenlerin her biri farklı farklı özellikler taşımaktadır. Şekil 8.3 ödüllendirme sisteminin bileşenlerini birbirleriyle olan ilişkilerini de içerecek şekilde göstermektedir. Bu ilişkiler belirlenen ödüllendirme stratejisine bağlı olarak farklı biçimlerde de kurgulanabilmektedir. Ödüllendirme sisteminin bileşenleri üç başlık altında incelenebilir. Bunlar; 1) Strateji ve politikalar, 2) Ödüllendirme süreçleri ve 3) Ödüllendirme uygulamalarıdır. Strateji ve Politikalar Yedinci ünitede ödüllendirme stratejisi açıklanırken de belirtildiği gibi, ödüllendirmenin bizzat kendisi bir stratejidir. Ödüllendirmeyi ücretlendirmeden ayıran şey stratejik bakış açısının varlığıdır. Dolayısıyla bir ödüllendirme sisteminin en öncelikli bileşeni işletme stratejisidir. İşletmelerin genel stratejileri en üst düzeydeki yöneticiler veya şirket sahiplerince belirlenen uzun vadeli yol haritalarıdır. İşletmelerin uzun vadede hangi hedeflere varmayı amaçladığının belirlenmesi ve bu hedeflere ulaşmak için hangi kaynakların ne şekilde kullanılacağının belirlenmesi anlamında strateji işletmenin her işlevi gibi ödüllendirme işlevini de şekillendirmektedir. Bu şekillendirme özellikle işletme stratejilerinin her alanda nasıl hayata geçirileceği konusunda yöneticilere yol gösteren prensipler anlamında işletme politikalarından da etkilenmektedir. İşletmeler genel stratejileri doğrultusunda üretim, pazarlama, 157 www.hedefaof.com muhasebe, insan kaynakları yönetimi, finansman gibi farklı işlevlerinin her biri için stratejinin ne ifade etmesi gerektiğine dair işletme politikaları geliştirmektedirler. Bunlardan özellikle insan kaynakları politikaları ve mali politikalar doğrudan ödüllendirme uygulamalarını etkilemektedir. Şekil 8.3: Ödüllendirme Sisteminin Bileşenleri Kaynak: Armstrong, 2010: 29. Ödüllendirme sistemleri sadece iş analizi, iş değerleme, performans yönetimi ve ücretlendirme gibi insan kaynakları yönetimi işlevleriyle değil, aynı zamanda işletmenin genel stratejik kararlarıyla da uyumlu olmalıdır. Farklı stratejilere sahip işletmeler farklı ödüllendirme stratejilerine başvurmaktadırlar. Ödüllendirme stratejileri ve politikaları da ödüllendirme sisteminin önemli bileşenleri arasındadır. Ödüllendirme sisteminin kurulmasında öncelikle işletme stratejisi, ardından da ödüllendirme stratejisi dikkate 158 www.hedefaof.com alınmaktadır. Ödüllendirme stratejisi işletmenin ödüllendirme uygulamalarıyla gelecekte nereye varmak istediğinin ve bu hedefe varmak için farklı ödüllendirme alternatiflerini hangi biçimlerde kullanacağının belirlenmesidir. Bu çerçevede ödüllendirme stratejilerinin hayata geçirilmesinde yol gösterici olacak ödüllendirme politikaları da şu başlıklar altında belirlenmektedir (Armstrong, 2010: 30): • Ödüllerin seviyesi, yani çalışanlara verilen ödüllerin diğer işletmelerin ödülleri karşısındaki durumu açısından işletmenin işgücü piyasasında nasıl bir yer edinmek istediği, • İçsel yada dışsal eşitlikten hangisine odaklanıldığı, yani işletmenin öncelikle dışarıya karşı çalışanlarına bol ödül veren bir görüntü vererek yetenekli çalışanları elde etmeye mi; yoksa içeriye karşı mevcut çalışanlarına iyi ölçülüp-biçilmiş ödüller vererek herkesin tam hakkını aldığı, huzurlu bir işletmeye mi odaklanılacağı, • Şeffaflık, yani çalışanlara ücret politikaları ve oranları hakkında ne ölçüde bilgi verileceği, • Ücret yapıları, yani ödemelerin terfilerle ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceği, • Eşitleme, yani çalışanların farklı ödül kademelerinde veya ücret yapılarında ne şekilde gruplandırılacağı, • Koruma, yani farklı ödüllendirme sistemlerinde çalışanların kayba uğramadan en iyi ödül kombinasyonunu almalarının nasıl sağlanacağı. Ödüllendirme Süreçleri Ödüllendirme sistemleri içerisinde yapılan işlerin değerlerinin belirlenmesi, her bir çalışanın işletmeye katkısının ölçülmesi ve çalışanlara verilecek ödüllerin miktarlarının tespit edilmesi gibi farklı amaçlar için sürekli tekrar eden bazı süreçler bulunmaktadır. Bu süreçler ödüllendirme sisteminin geliştirilmesinde ve sürdürülmesinde önemli role sahiptirler. Tek bir kez değil, sürekli olarak tekrarlanan bu süreçlerin en bilinenleri iş analizleri, piyasa araştırmaları ve performans yönetimi süreçleridir. İş analizleri işletmelerde çalışanların yerine getirdikleri işlerin işletme açısından değerlerinin birbirlerine göre sıralanmasıdır. Böylece yöneticiler hangi işleri diğerlerine göre daha fazla ödüllendirmeleri gerektiğine karar verirler. Üçüncü ünitede daha geniş açıklandığı gibi iş analizleri iki tür bilgi üretir: İşin nasıl yapılacağına dair iş tanımları ve işi yapacak kişilerin özelliklerini belirten iş gerekleri. Son yıllarda hizmet sektörü ve bilgi sektörlerinin sanayi sektörleri karşısındaki ağırlığının artmasıyla birlikte iş analizlerinin kapsamı çalışma faaliyetinin farklı yönlerini de kapsayacak şekilde genişlemiştir. Artık sadece işler değil örneğin, roller de analiz edilmektedir. İş analizleri ücretlendirme sistemleri açısından üç farklı açıdan katkı sağlamaktadır: • İşletme içinde gerçekleştirilen işlerin birbirlerine göre değerlerini adil, doğru ve tutarlı analizlerle belirleyerek çalışanların hak ettikleri biçimde ödüllendirilmeleri için gerekli bilgileri oluşturmak • Benzer nitelikteki işlerin yapıldığı başka işletmelerdeki iş değerlemesi sonuçlarıyla karşılaştırmalar yaparak işletmenin işgücü piyasasındaki itibarını artıracak şekilde ödül seviyeleri oluşturulmasına yarayacak veriler sağlamak • Ödüllendirmelerin ve işlerin nasıl eşleştirildiğiyle ilgili bilgileri açıkça ortaya koyarak tüm tarafları tatmin edecek derecede şeffaflık sağlamak Piyasa araştırmaları ise işletmedeki işlere ödenen ücretler ve diğer ödüllerin seviyelerinin piyasada benzer işi yapan diğer işletmelerdeki ücret ve ödüllerle karşılaştırılmasıdır. Böyle bir karşılaştırmanın sonuçları işletmenin içsel ve dışsal eşitlik arasındaki tercihinin belirlenebilmesi için önemlidir. Piyasa araştırması verileri çeşitli kaynaklardan sağlanabilir ancak önemli olan verilerin güvenilir olmasıdır. Bunun için verilerin toplanmasında esas alınan başka işletmelerdeki işlerin araştırmayı yapan işletmeledekilerle tam olarak uyuşması, sadece işlerin değil işletmelerin de gerek büyüklük, gerekse sektörel açıdan uyumlu olmaları, sadece tek bir işletmeyle yetinilmeyerek farklı işletmelerden veri toplanması ve verilerin olabildiğince güncel olması gibi gereklilikler bulunmaktadır. 159 www.hedefaof.com Performans yönetimi süreci de ödüllendirme sisteminin temel süreçlerinden biridir. Çünkü çalışanların ödüllendirilmelerinde temel alınan noktalardan biri yaptıkları işin özellikleri ise, diğer de işlerini ne kadar iyi yaptıklarıdır. Performans yönetimi çalışanların işlerini en iyi biçimde yapabileleri için gerekli koşulların oluşturulması, performans hedeflerinin belirlenmesi ve performansın ölçülmesi faaliyetlerinin toplamını ifade etmektedir. Performans yönetimi sürecinin bulguları, ödüllerin belirlenmesi yanında çalışanlara geri bildirim sağlanması ve eğitim-geliştirme programlarının içeriğinin belirlenmesinde yararlanılmak üzere çalışanlardaki eksikliklerin belirlenmesi gibi amaçlara hizmet eder. Performans yönetimi süreci ödüllendirme sisteminin hem girdisi hem de çıktısı durumundadır. Çalışanlara verilecek ödüller büyük ölçüde performans değerleme sürecinin bulgularını temel alır. Diğer yandan bu ödüller çalışanların motivasyonunu artırarak performanslarının yükselmesine de katkı sağlarlar. Performans yönetimi ödüllendirme ilişkisi iki yönlüdür. Hem performans yönetimi ödüllendirme sistemine katkı sağlar, hem de ödüllendirme uygulamaları performansı artırır. Performans yönetiminin ödüllendirme sistemine sağladığı katkı performans yönetimi bulgularının kendilerinin ödüllerden oluşmasıdır. Çünkü performans yönetimi süreci etkili geribildirimler sağlayarak, çalışanların takdir edilmesine vesile olarak, çalışanların önüne ulaşılabilecek yeni hedefler, sahip olunabilecek yeni yetkinlikler koyarak ve kariyer gelişimi konusunda yol göstererek çalışanlar için çok önemli içsel ödüller sağlamaktadır. Diğer yandan ödüllendirme de bireysel ve örgütsel performansın artırılmasına şu açılardan katkıda bulunur: • Yüksek bir performans ortaya koymak için çalışanların sahip olmaları gereken değerler ve gerekli davranışların neler olduğuna ortaya koyarak, • Performans beklentilerini açıkça tanımlayıp anlaşılmalarını sağlayarak, • Yüksek performansın teşvik ve takdir edilmesini sağlayarak, • İşyerine adanmışlığı artırarak ve yüksek performansla çalışanlara pozitif ayırımcılık uygulanmasını sağlayarak, • İyi niteliklere sahip çalışanların işletmeye gelmesini ve işletmedekilerin de işletmede kalmalarını sağlayarak. Ödüllendirme Uygulamaları Ödüllendirme sisteminin temel unsurlarından olan ödüllendirme uygulamaları çalışanlara ödül olarak sunulan karşılıkları ve sunuluş biçimlerini ifade etmektedir. Bunlar genellikle ekonomik olan ve olmayan yada içsel ve dışsal ödüller olarak bilinen ödül türleridir. Ekonomik ödüller genel olarak temel ücret ve değişken ücret gibi iki ana bölümde ele alınmaktadır. Temel ücretler herkesin toplu halde ödüllendirilmeleri politikasına uygun bir ödüllendirme aracıyken değişken ücretler ise bireysel ödüllendirmeler için kullanılmaktadır. Değişken ücretin neye göre değiştiği önemlidir. Uygulamada performansa, beceriye, yetkinliğe, kıdeme, katkıya, terfiye, kişisel gelişime vb. birçok farklı kritere bağlı primler; işletmenin karlılığına, verimliliğine, büyümesine bağlı olarak hisse senedi veya kar paylaşımı gibi değişken ödüllendirme politikaları uygulanmaktadır. Çalışanların takdir edilmesi, kendini geliştirme imkanları sunulması, esnek çalışma imkanı verilmesi, terfi ettirilmeleri, yetki ve sorumluluklarının artırılması gibi uygulanmalar da içsel ödüllendirme politikaları arasındadır. Bu ödül türleri altıncı ünitede ayrıntılı olarak açıklandıkları için burada tekrar ele alınmayacaktır. 160 www.hedefaof.com ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİNİN KURULMASI Ödüllendirme stratejilerinin belirlenmesinin ardından gelen aşama biçimsel bir ödüllendirme sisteminin kurulmasıdır. Ödüllendirme sistemi bir işletmenin çalışanlarını işletme hedeflerine yaptıkları katkılar, sahip oldukları beceriler, yetkinlikler ve işgücü piyasasındaki değerleriyle uygun düşecek biçimde ödüllendirmek üzere oluşturdukları birbiriyle uyumlu politika, süreç ve uygulamaları ifade etmektedir. Ödüllendirme sistemi işletmenin genel stratejileri ve politikaları, insan kaynakları stratejileri ve politikaları ve ödüllendirme strateji ve politikalarıyla uyumlu olmalıdır. Ödüllendirme sisteminin iki farklı boyutu bulunmaktadır. Bunlardan biri biçimsel ödüllendirme, diğeri biçimsel olmayan ödüllendirmedir. Biçimsel ödüllendirme sistemi çalışanların ödüllendirilmesinde izlenecek biçimsel prosedürleri ve uygulamaları ifade etmektedir. Oysa ödüllendirme her zaman biçimsel olarak sınırları belirlenebilen bir ugulama değildir. Daha önce de ifade edildiği gibi, bazen yöneticinin bir gülümsemesi veya onay jesti, hatta bir baykasını cezalandırması bile ödüllendirici olabilmektedir. Bu tip dolaylı ödüllendirmelerin önceden belirlenmiş birtakım biçimsel uygulamalara dönüştürülmeleri mümkün değildir. Bu anlamda biçimsel olmayan ödüllendirme işte bu sınırları, zamanı ve biçimi tam olarak belirlenemeyen ödülleri kapsamaktadır. Biçimsel olmayan ödüllendirme sistemi genellikle işletmenin kültürü veya iklimiyle ilişkili bir durumdur. Biçimsel bir yöntemden ziyade bir strateji, bir vizlon, bir zihin durumudur. Yöneticilerin çalışanlara karşı destekleyici, adil, duyarlı, farkındalıklı yaklaşımlarının hakim yönetim anlayışı haline geldiği, herkese adil ve eşit davranılan, herkesin hakkını tam olarak alabildiği, fikirlerini ifade edebildiği, kendini çalıştığı işletmenin bir parçası olarak görebildiği, yönetime katılabildiği bir şirket kültürünün varlığı çalışanlar açısından biçimsel olmayan ödüllendirme uygulamalarının sürekli gündemde olduğu bir işletme anlamına gelmektedir. Dolayısıyla biçimsel olmayan ödüllendirme önceden planlanabilen bir ödüllendirme sistemi olmaktan ziyade kurum kültürünün zamanla ortaya çıkardığı bir durumu ifade etmektedir. Biçimsel olmayan ödüllendirmenin bir sistem olarak tanımlanamayışı böyle bir yaklaşımın hiç ortaya çıkmayacağı anlamına gelmemektedir. İşletmeler kurum kültürlerini biçimsel olmayan ödüllendirmeleri destekleyecek şekilde oluşturmaya veya değiştirmeye çalışabilirler. Bu, zaman alıcı bir çaba olmakla birlikte uzun vadede maliyeti oldukça düşük bir ödüllendirme stratejisi olabilir. Biçimsel ödüllendirme sistemleri her zaman sıfırdan kurulan sistemler değildir. Çoğu zaman mevcut ödüllendirme sisteminin değiştirilmesine yönelik çabaları içermektedir. Genellikle bir mevcut bir sistemi değiştirmek en baştan yeni bir sistem kurmaktan daha zor olmaktadır. Biçimsel bir ödüllendirme sisteminin kuruluşu biçimsel olmayan sistemlere göre nispeten daha tanımlanabilir aşamalardan oluşmaktadır. Bu aşamaların başında amaçlar belirlenir. Daha sonra mevcut durum analizi yapılır, ödüllendirme kriterleri belirlenir, ödül türlerine karar verilir, ödüllendirme konusunda politikalar belirlenir. Zamanlamanın yapılmasının ve maliyet analizinden sonra sistem uygulanır ve izlenir. Şimdi bu aşamaları kısaca inceleyelim. Ödüllendirme sistemleri de dahil olmak üzere nitelikli çalışanları elde tutmak için işletmelerin uygulayabileceği stratejileri daha iyi anlamak için Beverly Kaye ve Sharon Jordan-Evans’ın Sistem Yayınlarınca çevrilen eserleri Sevin ya da Kaybedin: İyi Elemanların Kalmasını Sağlamak adlı kitaba bakılabilir. Amaçların Belirlenmesi Ödüllendirme sistemleri işletmeler tarafından farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Altıncı ünitede ödüllendirmenin en temel amacının çalışanların motivasyonunu artırmak olduğu, bunun dışında işletmenin vizyon ve değerlerinin çalışanlarca paylaşılması, nitelikli çalışanların işletmeye kazandırılması ve elde tutulması, mevcut çalışanların motivasyon ve performansının artırılması, çalışanların bilgi ve yeteneklerinin geliştirilmesi, kurum kültürünün desteklenmesi, örgüt yapısının oluşturulması ve güçlendirilmesi, ücretlerden kaynaklanan maliyetlerin kontrol edilmesi gibi amaçlar da bulunduğu belirtilmişti. Ödüllendirme sistemi kurulurken bu amaçların hangisine veya hangilerine odaklanılacağı önceden belirlenmelidir. Çünkü her bir amaca ulaşmak için kullanılacak ödüllendirme yöntemleri farklı olacaktır. 161 www.hedefaof.com Özellikle nitelikli çalışanların işletmeye kazandırılmasını hedefleyen bir işletmede ödüllendirme sistemi daha çok dışsal ödüller üzerine odaklanmalı ve ödül düzeyleri de piyasa ödül seviyelerinin üzerinde olmalıdır. Buna karşılık mevcut çalışanların elde tutulması için içsel ödüllendirmeye ağırlık verilmelidir. Çalışanların kısa vadede performansının artırılması için prim sistemleri gibi ekonomik ödüller daha faydalı olurken işletmenin vizyonunun ve değerlerinin benimsetilmesi veya olumlu bir kurumsal kültürün oluşturulması için ekonomik olmayan ödüller üzerinde durulmalıdır. Amaçlar başlangıçta genel olarak belirlense de zaman içerisinde her birime ve hatta kariyer yönetimi ve performans yönetimi programları içerisinde her bir çalışana yönelik farklı amaçlar ve farklı ödüllendirme yöntemlerinin uygulanması söz konusu olabilecektir. Örneğin ödüllendirme sisteminin amaçları açısından kimi çalışanların daha davranışsal hedeflere ulaşması, örneğin müşterilere güler yüzlü davranması beklenirken, kimilerinin de üretim hızlarını artırmaları, örneğin gün içinde daha çok müşteriyle görüşmeleri veya daha çok ürün monte etmeleri istenebilir. Ödüllendirme stratejisinin amaçlarıyla ödüllendirme sisteminin bileşenlerinin doğru seçimi arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Farklı amaçlar için farklı ödüllendirme yöntemleri kullanılmalıdır. Ödüllendirme sisteminin amaçları işletmenin genel stratejileriyle ve yapısıyla da uyum içerisinde olmalıdır. Örneğin yenilikçiliği, sürekli yeni ürünler geliştirmeyi temel alan bir işletmede daha bireysel ödüllendirme sistemleri kullanılırken maliyetleri kısmayı veya üretimi artırmayı düşünen işletmelerde daha toplu ödüllendirme sistemleri uygulanabilir. Yine hizmet işletmelerinde ekonomik olmayan ödüllendirmeler daha etkiliyken sanayi işletmelerinde ekonomik ödüller daha faydalı olabilir. Mevcut Durumun Analiz Edilmesi ve Problemlerin Belirlenmesi Her işletmede mutlaka bir ödüllendirme sistemi vardır. Ancak çoğu zaman bu sistemlerin gözden geçirilerek yeniden düzenlenmeleri gerekir. Üzerinde çok çalışılmış en iyi ödüllendirme sistemleri bile günümüzün hızla değişen ekonomik ortamında çok kısa sürede yetersiz hale gelebilir. Bu nedenle ödüllendirme sisteminin kurulmasında ikinci aşama ödüllendirme ile ilgili mevcut durumun analizidir. Bu analiz sadece ödüllendirme sistemini kapsamaz. Ödüllendirmeye temel teşkil edecek, örneğin işletmenin ekonomik gücü gibi özelliklerin de gözden geçirilmesi gerekir. Mevcut durum analizinde gözden geçirilmesi gereken iki nokta bulunmaktadır. Bunlardan biri mevcut ödüllendirme sisteminin yani işletme stratejisinin, ödüllendirme stratejisinin, insan kaynakları stratejisinin, iş analizi ve performans yönetimi sisteminin, ücretlerin, katkıların, ödüllendirme politikalarının, prosedürlerinin ve uygulamalarının gözden geçirilmesidir. İkinci nokta ise mevcut ödüllendirme sisteminden kaynaklanabilecek veya ödüllendirme sisteminin amaçlarını olumsuz etkileyebilecek problemlerin belirlenmesidir. Yapılacak mevcut durum analizinde tespit edilebilecek problemlere örnek olarak şunlar verilebilir (Armstrong, 2006): • Ödüllendirme stratejisi açık olmayabilir veya işletmenin genel ve insan kaynakları stratejileriyle uyumlu olmayabilir • Toplam ödüllendirme anlayışıyla ilgisiz bir yaklaşım olabilir • Politika talimatları anlaşılır veya uygun olmayabilir • Ücret seviyeleri piyasanın çok gerisinde kalmış olabilir • Çalışanlar arasında ücret adaletsizlikleri olabilir • Çok fazla ücret skalası bulunabilir • Çalışanların katkıları tam olarak ödüllendirilemiyor olabilir • Performans yönetimi süreçleri tam çalışmıyor olabilir • Ücret yada katkı uygulamaları esnek olmayabilir 162 www.hedefaof.com • Çalışanların ödüllendirme sisteminin geliştirilmesine katılımı zayıf olabilir • Birim yöneticilerinin ödüllendirme ile ilgili konularda beceri ve istekleri yetersiz olabilir • İnsan kaynakları birimi tarafından sağlanan destek yetersiz olabilir • Ödüllendirme maliyetleri çok etkin yönetilemiyor olabilir Sizce bu ünitenin girişinde verilen örnek olaydaki işletmede uygulanan ödüllendirme sisteminde yukarıdaki problemlerden hangileri daha ön plandadır? Çözüm Önerileri Geliştirilmesi Durum analizi bu gibi sorunların tespit edilmesinde önemli bir araç olacaktır. Bu tespitlerin yapılmasının ardından belirlenen problemlerin çözümü için öneriler geliştirilmesi gerekmektedir. Daha sonra bu çözüm önerileri de değerlendirilir ve alternatifler arasından en iyileri tespit edilir. Yukarıda örnekler verilen problemlerin çözümü için aşağıda sıralananlara benzer çözüm önerileri geliştirilebilir (Armstrong, 2006): • Ödüllendirme strateji ve politikalarının gözden geçirilerek yenilenmesi • Toplam ödüllendirme anlayışına geçilmesi • İş analizi ve performans yönetimi süreçlerinin gözden geçirilerek yenilenmesi • Pazar araştırmaları yapılması • Yeni ücret skalaları belirlenmesi • İçsel eşitliğin sağlanması için ücret düzeylerinin gözden geçirilmesi • Değişken ücret sisteminin gözden geçirilerek yenilenmesi • Ekonomik olmayan ödüllerin ve katkıların sunulmasında esnek paket sistemine geçilmesi • Ödüllendirme sisteminin geliştirilmesinde çalışanların katkılarının alınması • Ödüllendirme sisteminin maliyet yönetiminin etkin hale getirilmesi • Birim yöneticilerinin ödüllendirme stratejiisi ve politikaları konusunda eğitilmeleri • İnsan kaynakları biriminden ödüllendirme sistemi konusunda üst düzeyde uzmanlık ve veri desteğinin sağlanması Ödüllendirme Kriterlerinin Belirlenmesi İşletmenin mevcut ödüllendirme sisteminin iç ve dış çevresel durumunun belirlenmesinin ardından geliştirilecek ödüllendirme sistemi için ilk adım yeni ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesidir. Ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesi ödüllendirme sistemi açısından “kim?” sorusunun cevabının verilmesi, yani kimlerin ödüllendirileceğine karar verilmesi için kriterler belirlenmesi demektir. Ödüllendirme kriterlerinin açık bir şekilde belirlenmiş olması çok önemlidir çünkü çalışanlar, buna kendileri de dahil olmak üzere, kimin neden ödüllendirildiğini anlayamadıklarında durumu kendilerince yorumlayarak işletmenin hedeflediğinden farklı ödüllendirme kriterlerinin var olduğunu düşünebilirler. Bu da genellikle ya şansın birilerine gülmesi yada birilerinin kayırılması olarak anlaşılacaktır. Çünkü genellikle kime ne kadar ödül verileceğine amirler karar vermektedirler ve eğer yöneticilerin elinde açık ödüllendirme kriterleri olmazsa amiriyle arası iyi veya iş icabı amiri tarafından daha sık görülen çalışanların ödüllendirilme ihtimali daha yüksek olacaktır. Her şekilde bu durum ödüllendirme sisteminin motivasyonu artıracağına azaltması sonucunu doğuracaktır. Hatta böylesi durumlarda gerçekten hak ederek ödüllendirilen çalışanlar bile çevredekilerin yanlış değerlendirmeleri sonucunda motivasyona kaybına uğrayabilmektedirler. Örneğin bir sigorta firmasının belirlediği ayın çalışanı ödüllerinin kriterleri gayet açık ve farklı biçimde yorumlanamayacak kadar nettir (Armstrong, 2006): 163 www.hedefaof.com • Sürekli olarak iş tanımlarının ötesine geçerek işletmeye, çalıştığı birime ve çalışma arkadaşlarına katkıda bulunmak • Beklenenin ötesinde bir performans göstererek başarıyla tamamlanmasına önemli bir katkı sağladığı bir projenin üyesi olmak • Beraber çalıştığı takım arkadaşlarına yenilikçilik, yaratıcılık ve isteklilik konusunda ilham verici örnekler ortaya koymak Ödüllendirme kriterlerinin açık bir şekilde belirlenmemiş veya çalışanlarla paylaşılmamış olması çalışanlar arasında dedikoduları artıracaktır. Öyle ki kimi zaman ödülü gerçekten hak eden çalışanlar bile çalışma arkadaşlarının tutumlarından dolayı aldıkları ödülden olumsuz etkilenebilirler. Ödül kriterlerinin belirlenmesi önemli bir konudur. Kriterler belirlenirken mutlaka işletmenin genel ve ödül stratejileri göz önünde bulundurulmalıdır. Ödül kriterlerinin mutlaka az sayıda, anlaşılır, mantıklı, ölçülebilir ve ulaşılabilir olması gerekmektedir. Yoksa çalışanlar açısından motive ediciliklerini kaybederler. İşletmeler genellikle müşteri memnuniyeti, çalışma kalitesi, problem çözücülük, üretim miktarı, hedef belirleme ve başarma, önerilerle iş süreçlerinin geliştirilmesine katkıda bulunma, işe devamlılık, kendini geliştirerek yeni becerilere sahip olma gibi kriterlerden yararlanmaktadırlar. Her işletmenin ödül kriteri ödüllendirme stratejisinin amaçlarına ve işletmenin faaliyet türüne göre farklılık gösterebilir. Örneğin bir ABD’de güler yüzlü hizmeti hedefleyen bir bir motel zinciri müşterilerine bir form dağıtarak kaldıkları süre içerisinde kendilerine gülümseyen personelin isimlerini not etmelerini istemekte ve bu formaların sonuçlarına göre çalışanlarını ödüllendirmektedir. İşletmede dürüstlük ve fedakarlık değerlerinin yaygınlaşmasını isteyen bir şirket kimsenin görmediği hataları düzelten veya hatasını kabul etmekte tereddüt etmeyen çalışanlarını ödüllendirebilir. Ödüllendirme sistemlerinde sabit kriterlerin belirlenmesi yanında, bu bölümün girişinde verilen örnek olayda olduğu gibi, kimi zaman da ayın çalışanı, ayın satışçısı, en iyi öneri, en iyi takım gibi belli başlıklar altında yarışmalar düzenlenmektedir. Belli satış hedeflerinin tutturulması gibi konularda düzenlenen yarışmalar ve veriler ödüller çalışanların motivasyonunu artırabilir. Ancak yine de bu tür yarışmaları düzenlerken ortaya çıkabilecek sorunları da gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Her yarışmanın ardından genellikle üç farklı olumsuz sonuçla karşılaşılabilmektedir. Bunlardan ilki her yarışmanın kazananları kadar kaybedenlerinin de olmasıdır. Sürekli kaybeden durumunda olan çalışanlar zamanla normal performanslarının da altına düşebilirler. İkinci olarak ise kazananlar genellikle bunu tek başlarına başarmazlar. Mutlaka kendilerine yardımcı olan takım arkadaşları olacaktır. Ancak o takım arkadaşları ödüllendirilmedikleri için onların da uzun vadede motivasyonlarının azalması söz konusu olabilir. Sonuncu olarak ise yarışmaların hemen ardındaki dönemde yaşanan performans kayıplarıdır. Kazananlar zaten çok yüksek bir performans ortaya koyduklarından ödüle ulaştıktan sonra performanslarını düşürürler. Bunun çözümü olarak hemen yeni bir yarışma düzenlense dahi bunun sürekli olarak tekrar edilmesi olayı yarışma olmaktan çıkaracaktır. Bu nedenle yarışmaları düzenlerken olabildiğince farklı kazananların olabileceği, mümkünse kimsenin kaybetmeyeceği, sadece daha az ödül aldıkları yaklaşımlar tercih edilebilir. Ödül Türlerinin Belirlenmesi Ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesinin ardından ödüllendirme sisteminin amaçlarına, işletmenin mevcut durumuna ve ödüllendirme kriterlerine uygun ödül türlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Altıncı ünitede de belirtildiği gibi doğrudan veya dolaylı ödüller, planlı veya sürpriz ödüller, açık veya gizli ödüller, bireysel, takım bazlı veya örgütsel ödüller, ekonomik, sosyo-politik veya yönetsel ödüller gibi çok çeşitli ödül sınıflandırmaları bulunmaktadır. Bu sınıflandırmalara dahil olan çalışanlara yönelik takdir davranışları gösterme, çalışanlara değer verme, çeşitli teşekkür uygulamaları, katılımcı bir yönetim anlayışı, çalışanların yetki ve sorumluluk devriyle güçlendirilmeleri, eğitim vb. kişisel gelişim imkanları sunma, iş tasarımı yöntemleri uygulama, iş güvencesi sağlama, sosyalleşme ortamlarını destekleme gibi 164 www.hedefaof.com çok sayıda içsel özendiriciliği olan ödül yanında; temel ücret, performansa dayalı primler, yemek, yakacak, kıyafet yardımı gibi dolaylı ödemeler, makam aracı veya sekreter tahsisi, unvan veya terfi verme, izin kullanımı gibi dışsal ödüller de farklı amaçlarla ve farklı türde işletmelerde kullanılabilmektedir. Ödül türleri ve işletmelerdeki uygulamaları konusu altıncı ünitede açıklandığı için burada sadece ödül türlerinin sıralanmasıyla yetinilmiştir. Ödül türlerinin belirlenmesinde önemli olan nokta belirlenen ödüllerin işletmenin genel, insan kaynakları ve ödüllendirme strateji ve politikalarıyla uyumlu olmasıdır. Ödüllendirme Politikalarının Belirlenmesi Ödüllendirme politikaları belirlenen ödül türlerinin çalışanlara nasıl yansıtılacağıyla ilgili temel prensiplerin belirlenmesini ifade etmektedir. Bir anlamda ödüllendirme sisteminin genel çerçevesidir. İşletmelerde ödüllendirme politikaları 5 başlık altında incelenmektedir: Ödül düzeyleri, içsel ve dışsal eşitlik tercihi, bölümlendirme, birim yöneticilerin rolleri ve şeffaflık. Ödül Düzeyleri İşletmeler ödül düzeyleriyle ilgili farklı politikalarına sahip olabilirler. Bunun nedeni genel işletme stratejileridir. Eğer işletmeler en iyi niteliklere sahip işgörenlerle çalışmak istiyorlarsa ödüllendirme düzeylerini piyasadan yüksek tutarlar. Böylece hem en nitelikli iş arayanlar o işletmeleri tercih ederler, hem de mevcut çalışanlar üst düzey bir bağlılık ve performans ortaya koyarlar. İşletmelerin yapılarına göre bu düzeylerde kademelendirmeye de gidilebilir. Daha dikey organizasyon yapılarına sahip işletmelerde kademelendirme başarıyla uygulanabilir ancak yatay organizasyonlarda pek yararlı olmayacaktır. İçsel ve Dışsal Eşitlik Tercihi İçsel ve dışsal eşitlik arasında tercih yapılması gereği işletmelerin insan kaynakları politikalarıyla yakından ilişkilidir. Kimi işletmeler, örneğin kamu işletmeleri, özellikle kamu bankaları terfi ve atamalarda öncelikle iç kaynaklardan eleman alımını tercih eder, dış kaynaklara mecbur kalmadıkça yönelmezler. Bunun nedeni mevcut çalışanların motivasyonlarının yüksek tutulmasıdır. Çünkü çalışanlar ileride gereksinim duyulacak bir pozisyon için öncelikle kendilerinin tercih edileceğini bilmektedirler. Bu gibi işletmelerde ödüllendirme sistemleri genellikle içsel eşitliği sağlamaya odaklanır. Farkı görevlerde çalışanların her biri için en uygun ödüllendirme yöntemlerini belirlemeye çalışırlar. Bazı işletmeler içinse insan kaynakları temininde dış kaynaklar daha önceliklidir. Yenilikçiliği en önemli rekabet aracı olarak benimseyen bilgi ve hizmet sektörü işletmelerinde en iyi elemanların bulunması esastır. Bu nedenle sürekli dış kaynaklardan iyi elemanlar bulma amacı gözetilmektedir. Böyle bir işletme için de ödüllendirmenin dışsal eşitlik boyutu önemlidir. Daha çok piyasa araştırmalarına odaklanılarak rakiplerin hangi ödüllendirme düzeylerini uyguladıkları, bu düzeylerdeki değişme oranları gibi bilgilere ulaşılmaya çalışılır. Bölümlendirme Bölümlendirme yada farklılaştırma politikası çok çeşitli ödül türlerinin çalışanlar arasında nasıl paylaştırılacağıyla ilişkili kararların verilmesidir. Bu kararların verilmesinde ön önemli faktör her bir çalışan için en motive edici ve işletmeye yaptığı katkıyı en iyi ödüllendirici karşılıkların belirlenmesidir. Bu nedenle çalışanların beklentilerinin ne olduğunun bilinmesi önemlidir. Ödüllendirmeler bireysel veya takım halinde olması, performansa, kıdeme, göreve veya başarıya göre verilmesi gibi açılardan farklılaştırılabilir. 165 www.hedefaof.com Birim Yöneticilerin Rolleri Ödüllendirme sistemlerinde farklı düzeylerdeki yöneticilere hangi rollerin verileceği de önemli ödüllendirme politikası tercihidir. İlk olarak düşünülmesi gereken de hangi birimde olursa olsun tüm yöneticilerin çalışanlarıyla ilgili kararlarında işletmenin genel ödüllendirme stratejilerine uygun tutumlar takınmalarıdır. Şeffaflık Son olarak ödüllendirme stratejileri, politikaları ve kriterleriyle ilgili çalışanlarla ne kadar bilgi paylaşılacağı konusunda da bir politika belirlenmelidir. Uzun yıllardır işletmeler ücretlendirme ve ödüllendirme politikalarını çalışanlardan gizleme yolunu tercih etmişlerdir. Kimi işletmelerde çalışanlar birbirlerinin aldığı ücretleri bile bilmeyebilirler. Bu durum her çalışanın ayrı ayrı işletmeye sağladığı katkıya göre ödüllendirilmesini sağlasa da çalışanlar birbirlerinin ücretlerini ve ödüllerini bir şekilde öğrendiklerinde ortaya birtakım problemler çıkabilmektedir. Aynı ofiste aynı işi birlikte yapan iki çalışandan birinin diğerinden %10 daha fazla ücret aldığının ortaya çıkması çalışanların motivasyonunu olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle son yıllarda daha şeffaf ödüllendirme politikaları uygulanmaya başlanmıştır. Özellikle çalışanların örgütsel adalet algılamaları ve psikolojik sözleşmelere uygun davranmaları açısından ödüllendirme politikaları hakkında olabildiğince bilgi sahibi olmaları, hatta ödüllendirme sistemlerinin oluşturulmasında bizzat katılımda bulunmalarının sağlanması önemlidir. Siz bir çalışan olsaydınız aldığınız ücretin çalışma arkadaşlarınız tarafından bilinmesini ister miydiniz? Bu soruya vereceğiniz cevap hangi koşullara bağlı olarak değişebilir? Zamanlamanın Yapılması Ödüllendirme sistemi kurulurken cevabı verilecek sorulardan biri de ödüllerin ne zaman verileceğidir. Ödüllerin zamanlaması çalışanların motivasyonuna etkileri bakımından önemlidir. Farklı zamanlamalara sahip ödüllerin çalışanlar açısından ifade ettiği özendiricilik farklı farklı olabilmektedir. Bu konuda yapılmış çalışmalar zamanlama açısından iki farklı ödüllendirme türünün olduğunu göstermektedir: Devamlı ödüllendirme ve aralıklı ödüllendirme. Devamlı ödüllendirme çalışanların belli tutum ve davranışları her gerçekleştirdiklerinde, belli performans hedeflerine her ulaştıklarında ödüllendirildikleri durumu ifade etmektedir. Devamlı ödüllendirmeler belli davranış kalıplarının, değerlerin ve kültürlerin işletmede ilk defa yerleştirilmeye çalışıldığı zamanlarda faydalı olabilecek ödüllendirmelerdir. Ancak bu hedefe ulaştıktan sonra ödüllendirmeler aralıklı hale getirilebilir. Aralıklı ödüllendirme ise ödüllendirmenin farklı zamanlarda ve miktarlarda uygulanmasını ifade etmektedir. Aralıklı ödüllendirme tarifelerinde ödüllendirmenin davranış sayısına göre verilmesine oranlı ödüllendirme, belli bir zaman aralığına göre verilmesine ise fasılalı ödüllendirme adı verilmektedir. Oranlı ödüllendirme kendi içinde sabit ve değişken oranlı olmak üzere iki farklı şekilde uygulanmaktadır. Sabit oranlı ödüllendirme belli sayıda çıktıya karşılık belli bir ödülün verildiği durumları ifade etmektedir. Parça başına ücretlendirme veya belli satış oranlarına göre belli primlerin verildiği durumlar sabit oranlı ödüllendirmeye örnektir. Bu tür ödüllendirmeler çalışanlardan hızla karşılık alırlar. Ancak bu hız bazen kaliteyi düşürebilmektedir. Bu nedenle bu konudaki kriterlerin dikkatle belirlenmesi gerekmektedir. Değişken oranlı ödüllendirme ise çalışanlara ödülün sürpriz bir şekilde verilmesini ifade etmektedir. Önceden düzeyler belirtilmediği halde çalışanlara belli üretim ve satış düzeylerine ulaştıklarında verilen ödüllendirmeler motive edici olabilmektedir. Veya bir müşterinin hakkında olumlu bir görüş bildirdiği bir çalışana o anda bir ödül verilmesi de buna örnektir. Çalışanlar herhangi bir olumlu davranışın ödüllendirileceğini bildiklerinden dolayı her an ona göre davranmaktadırlar. Bu tür ödüllendirmelerin motive ediciliği kimi zaman sabit oranlı ödüllendirmeden fazla olabilmektedir. 166 www.hedefaof.com Fasılalı ödüllendirme de benzer şekilde kendi içinde iki farklı biçimde uygulanmaktadır. Sabit fasılalı ödüllendirmede çalışanlara belli sürelerde belli ödüller sunulmaktadır. Maaşlar bunun en güzel örneğidir. Her ay düzenli olarak ödenirler. Üç ayda bir verilen ikramiyeler, her ramazan verile erzak yardımları, her yılbaşında verilen kıyafet yardımları da sabit fasılalı ödüllendirmelere örnek verilebilir. Sabit fasılalı ödüllendirme, ödüllendirme politikaları arasında motive ediciliği en düşük yaklaşımdır. Çünkü tek kriteri zaman olan bir ödül zaman geçtikçe artık çalışanlar tarafından bir ödül olarak değil bir hak olarak algılanmaktadır. Değişken fasılalı ödüllendirmede ise ödüllendirmenin ne zaman yapılacağı belli değildir. Bu tür ödüllendirme motive ediciliği en yüksek ödüllendirmedir. Çalışanlar ödülün verileceğini bilirler ancak ne zaman verileceği belirsizdir. Bu nedenle sürekli olarak ödülü hak edecek tutum ve davranışlarda bulunmaya çalışırlar. Örneğin belli proje takımlarında görev almanın teşvik edilmesi için kim zaman proje takımlarında yer alanlara sürpriz ödüller verilebilir. Böylece yeni bir proje takımı oluşturulurken gönüllü bulma sorunu ortadan kalkmış olur. Maliyet Analizi Ödüllendirme sistemi kurulduktan sonra uygulamaya geçilmeden önce yapılacak ilk iş ödüllendirme sisteminin maliyetinin analiz edilmesidir. Daha önce de belirtildiği gibi toplam ödüllendirme bakış açısı geleneksel ödüllendirme veya ücretlendirme stratejilerinden çok daha etkili ve çok daha az maliyetli bir ödüllendirme yaklaşımıdır. Ödüllendirme sistemi doğru biçimde kurulduğunda hem ödüllendirme uygulamalarının maliyeti azalacak hem de motivasyonu yükselen çalışanlar nedeniyle toplam gelirler artacaktır. Bu nedenle ödüllendirme sistemi maliyetlerinin işletmenin çeşitli finansal göstergeleriyle orantılı olarak izlenmesi gerekmektedir. Bunlar etkinlik ve verimlilik oranları, satış miktarları, gelir gibi değişkenler olabilir. Bir başka yöntem de her bir birim için farklı maliyet hesaplamaları yapmaktır. Örneğin satış elemanlarına yönelik ödüllendirmelerin satışlardaki artışa etkisi, üretim hattındaki ödüllendirmelerin hatalı üretim oranlarına etkisi, ar-ge birimlerindeki ödüllendirmelerin yeni ürün geliştirme, patent alma oranlarına etkisi gibi karşılaştırmalar yapılabilir. Ödüllendirme sistemleri açısından karşılaşılabilecek en kötü durumlardan biri de periyodik olarak verilmeye başlanan bir ödülün maliyetler nedeniyle iptal edilmesidir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için ödüllendirme sistemi maliyet analizlerini dikkatle yapmak gerekmektedir. Maliyetlerin analizi sadece mevcut durumu görmek açısından değil, gelecekteki ödüllendirme uygulamalarının maliyetlerinin tahmini için de önemlidir. Bazı ekonomik ödüller zaman içerisinde hak gibi algılanmaya başladığından gelecekte sürdürülemeyecek ödüllendirme uygulamalarına hiç başlanmaması daha akıllıca olacaktır. Ödüllendirmenin maliyeti sadece çalışanlara verilen ödüllerin toplamından oluşmamaktadır. Ödüllendirme sistemi için kullanılan yazılımların satın alınması, danışmanlık hizmetleri, ödüllendirme uygulamalarının takibi için görevlendirilecek ilave insan kaynakları personeli gibi farklı maliyetler de ödüllendirmenin toplam maliyetini artırabilmektedir. Uygulama ve İzleme Ödüllendirme sisteminin oluşturulması ve maliyetlerinin analizinden sonra gerekli değişiklikler yapılmalı ve uygulamaya geçilmelidir. Ödüllendirme uygulamalarının hayata geçirilmesinde görev alan tüm insan kaynakları personeli ve çeşitli düzeylerdeki yöneticiler işletmenin genel ödüllendirme politikalarına uygun davranmalıdırlar. Uygulamalar sırasında ödüllendirme sisteminin beklendiği gibi çalışıp çalışmadığının da kontrol edilmesi gerekmektedir. Her şey yolunda gitse dahi işletmenin başlangıçtaki beklentileri de zaman içerisinde değişebilmektedir. Ödüllendirme uygulamalarının izlenmesinde karşılaştırmalı oran analizi, aşınma analizi, katma değer ölçümü ve tutum anketlerinden yararlanılmaktadır. Karşılaştırmalı oran analizi işletmenin başlangıçta bütçeye her bir çalışan için koyduğu ödül miktarı ortalamasının uygulamadaki gerçekleşme oranının izlenmesidir. Planlanandan fazla ödüllendirme yapılması maliyetleri artıracak, düşük kalması ise ödüllendirmeden beklenen faydaları 167 www.hedefaof.com azaltacaktır. Aşınma analizi ise işe yeni girenlerin genellikle düşük ücretlerle işe başlamalarından ötürü işletmenin elde ettiği kazanımların izlenmesidir. Bu kazanımlar işletme açısından avantaj sağlar, ancak içsel eşitliğin korunması adına yeni gelenlerle mevcut çalışanlar arasındaki ödüllendirme makasının da çok açılmaması gerekmektedir. Katma değer analizi ise ödüllendirme sisteminin işletmeye katkısının ölçüldüğü temel bir fayda/maliyet analizidir. Her bir ödüllendirme yönteminin veya ödüllendirilen her bir çalışanın, davranışın, kriterin işletmeye olan maliyetiyle faydasının karşılaştırılmasıyla elde edilen bir bilgidir. Son olarak ödüllendirme tutum anketleri de yöneticiler tarafından doldurularak analiz edilmeli ve ödüllendirme sisteminin durumu sürekli gözden geçirilmelidir. Bu analizler dışında dış ödüllendirme sistemlerindeki gelişmeler açısından çevrenin de sürekli olarak izlenmesi ve raporlanması gerekmektedir. Çeşitli özel ve kamu kuruluşları tarafından yürütülen ücret ve ödüllendirme araştırmaları, en çok çalışılmak istenen işletme araştırmaları gibi araştırmalar önemli veriler sağlamaktadır. ETKİLİ BİR ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ Ödüllendirme sisteminin etkili olması, kendinden beklenenleri sağlamasıyla ilişkilidir. Dolayısıyla etkili bir ödüllendirme sisteminin özellikleri işletmeden işletmeye değişiklik gösterecektir. Ancak yine de ödüllendirmeyle ilgili önceki ünitelerde de üzerinde parça parça da olsa durulan şu noktalar etkili bir ödüllendirme sisteminin özelliklerini ortaya koymaktadır: • Ödüllendirme kriterlerinin az sayıda, anlaşılır, mantıklı, ölçülebilir ve ulaşılabilir olması • Ödüllendirme sisteminin uygulanabilir, şeffaf, adil, eşitlikçi ve katılımcı olması • Tüm çalışanların belli oranlarda ödüllendirilebilmesi • Ödüllendirmenin performansla ilişkisinin kurulmuş olması • Ödüllerin zamanında verilmesi • Ödüllendirme sisteminin gerektiğinde iptal edilebilir ödüllerden oluşması • Ödüllendirme sisteminin çalışanlara etkili geribildirim sağlaması ve onları geliştirmesi • Ödüllendirme sisteminin uzun vadeli hedefleri dikkate alması • Sadece yerine getirilmiş görevlerin değil girişimciliğin, yeni fikirlerin de ödüllendirilmesi • Liderlik, işbirliği ve takım çalışmasının ödüllendirilmesi • Aşırı ödüllendirmeden kaçınılması • Ödüllendirme sisteminin işletmenin genel stratejilerini, insan kaynakları stratejilerini ve ödüllendirme stratejilerini desteklemesi • İşletmenin önemsediği değerleri teşvik etmesi • Ödüllendirme sisteminin maliyetler açısından sürdürülebilir olması • İşletmenin performans yönetimi, iş analizi ve eğitim sistemleriyle uyumlu olması • İşletmenin bütün birim müdürlerince anlaşılmış, paylaşılmış ve uygulanabilecek olması • Çalışanların motivasyonunu, memnuniyetini, bağlılığını ve performansını artırması • Nitelikli çalışanları işletmeye çekmesi 168 www.hedefaof.com Özet İşletmeler etkili ödüllendirme sistemlerine sahip olmadıklarında ödüllendirme uygulamalarında bulundukları halde ödüllendirmeden bekledikleri performans artışını sağlayamamaktadırlar. Aksine çalışanların önemli bir kısmı motivasyonunu kaybetmekte, işini önemsemeyi bırakmakta ve hatta başka işler aramaya başlamaktadır. Çünkü ödüllendirme uygulamalarının kimi, neden, ne zaman ve nasıl ödüllendirdiği tam olarak anlaşılamamaktadır. Etkili bir ödüllendirme sistemi bu soruların cevabını vererek farklı ödüllendirme yöntem ve uygulamalarının işletme hedeflerine ulaşmadaki gerçek katkısını ortaya çıkartır. ödüllendirme sisteminin temel sorunlarının tespit edilmesine çalışılır. Sorunların belirlenmesinin ardından bu sorunların çözümüne yönelik çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılır ve geliştirilen alternatif çözümlerden bazıları üzerinde karar kılınır. Durum analizinin tamamlanmasından sonraki aşama ise ödüllendirme kriterlerinin belirlenmesidir. Bu kriterler kimlerin neye göre ödüllendirileceğine karar vermekte kullanılacağı için önemlidirler. Çok düşük seviyeli kriterler ödüllendirme maliyetlerini artıracak, yüksek kriterler ise kimse tarafından ulaşılamayacağı için moral bozucu olacaktır. Daha sonra belirlenen kriterleri yerine getirenlerin hangi ödüllerle ödüllendirileceğine karar verilmelidir. Çünkü her bir çalışanın farklı beklentileri bulunmaktadır ve iyi bir ödüllendirme sistemi çalışanlara işletme beklentileri ile çalışan beklentilerini bir araya getiren ödül türlerini sunabilmelidir. Daha sonra ödül düzeyleri, içsel ve dışsal eşitlik tercihi, bölümlendirme, birim yöneticilerin rolleri ve şeffaflık konusundaki ödüllendirme politikaları belirlenmelidir. Bu politikalar ödüllendirme sistemlerinin hayata geçirilmesinde uygulayıcı durumunda bulunan yönetici ve diğer çalışanlara yol gösterici olacaklardır. Ödüllendirme zamanlamasının belirlenmesi ve ödüllendirme maliyetlerinin analizinin ardından ödüllendirme sistemi kurulmuş olur. Oluşturulan sistem uygulamaya konulur ve gerektiğinde müdahalelerde bulunabilmek için izlenir. Ödüllendirme sistemleri bir bakıma performans yönetimi sistemlerinin bir alt sistemi olarak da kabul edilebilirler. Bu sistemler işletmenin genel, insan kaynakları ve ödüllendirme strateji ve politikalarından; iş analizleri, piyasa araştırmaları ve performans yönetimi gibi ödüllendirme süreçlerinden; temel ücret, değişken ücret, kar payı, hisse senedi, prim, kıdem tazminatı, ikramiye gibi ekonomik ve takdir davranışları gösterme, çalışanlara değer verme, çeşitli teşekkür uygulamaları, katılımcı bir yönetim anlayışı, çalışanların yetki ve sorumluluk devriyle güçlendirilmeleri, eğitim vb. kişisel gelişim imkanları sunma, iş tasarımı yöntemleri uygulama, iş güvencesi sağlama, sosyalleşme ortamlarını destekleme, gibi ekonomik olmayan ödül türlerinden oluşmaktadır. Etkili bir ödüllendirme sistemi az sayıda, anlaşılır, mantıklı, ölçülebilir ve ulaşılabilir kriterlere; işletmenin genel stratejilerini, insan kaynakları stratejilerini ve ödüllendirme stratejilerini destekleyen, uygulanabilir, şeffaf, adil, eşitlikçi ve katılımcı bir sisteme; çalışanların motivasyonunu, memnuniyetini, bağlılığını ve performansını artıracak bir içeriğe sahip olmalıdır. Biçimsel ödüllendirme sistemlerinden önce yöneticilerin çalışanlarına yönelik tutum ve ödüllendirme davranışlarında işletmenin stratejilerine ve politikalarına uygun tutum ve davranışlarda bulunmalarını ifade eden biçimsel olmayan ödüllendirme sistemlerinin varlığı dikkate alınmalıdır. Biçimsel ödüllendirme sistemleri ise birbirini tamamlayan beş farklı aşamada kurulmaktadır. Öncelikle ödüllendirme sistemlerinin hangi amaçla oluşturulacağı belirlenmelidir. Çünkü ödüllendirmenin işletmeler açısından farklı amaçları bulunmaktadır ve her bir amaç için kullanılabilecek farklı ödüllendirme türleri bulunmaktadır. Daha sonra mevcut durum analizi yapılmalıdır. Mevcut durum analizinde öncelikle işletmede halihazırda uygulanmakta olan 169 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım 6. Aşağıdakilerden hangisi ödüllendirme süreci bileşenlerinden birisidir? 1. Aşağıdakilerden hangisi işletmelerin ödüllendirme sistemlerindeki sorunları fark edememelerinin nedenleri arasında yer almaz? a. Çalışanların kendi menfaatlerine konularda sessiz kalmaları a. Performans yönetimi olmayan b. Maaş ilerlemesi b. Şirketlerin farklı kaynaklardan kâr etmeleri c. İşletme stratejisi c. Yarışmaların kazanandan belirlemeye odaklanması d. Tahsisatlar d. Önemli hedefler eksikliği ortaya çok elenenleri e. Kıdeme bağlı ücret koyacak liderlik 7. Aşağıdakilerden hangisi biçimsel olmayan bir ödüllendirme yöntemidir? e. Performans kriterlerinin belirsiz olması a. Prim 2. Aşağıdakilerden hangisi çalışan davranışlarının şekillendirilmesinde kullanılan ve kabul edilebilir davranışlar ortaya çıkarmayı hedefleyen bir stratejidir? b. Maaş c. Teşekkür a. Kınama d. Terfi b. Yönlendirme e. İzin c. Disiplin 8. Ücret düzeylerinin piyasa ortalamasından yüksek olması ödüllendirmenin amaçlarından hangisini daha çok önemseyen bir politikadır? d. Ödül e. Teşvik a. Motivasyonu artırmak 3. Aşağıdakilerden hangisi çalışan davranışlarının kullanılan ve koçluk şekillendirilmesinde yöntemiyle gerçekleştirilebilen bir stratejidir? b. Performansı artırmak c. Kurum kültürünü geliştirmek a. Kınama d. Maliyetleri kontrol etmek b. Yönlendirme e. Nitelikli çalışanları işletmeye çekmek c. Disiplin 9. Kimi zaman ödülü gerçekten hak eden çalışanların bile aldıkları ödülden olumsuz etkilenebilmelerinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? d. Ödül e. Teşvik 4. Ödemelerin terfilerle ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceğiyle ilgili kararlar ödüllendirme sisteminin hangi unsuru ile daha çok ilişkilidir? b. Ödüllendirme kriterlerinin açık olmaması a. Ödüllendirme stratejileri c. Çalışanların katılımının az olması b. Ödüllendirme süreçleri d. Birim yöneticilerinin beceriksizliği a. Ücret seviyelerinin piyasanın gerisinde olması. c. Ödüllendirme politikaları e. İnsan kaynakları biriminin destek vermemesi d. Ödüllendirme kriterleri 10. Aşağıdakilerden hangisi etkili ödüllendirme kriterlerinin özelliklerinden biridir? e. Ödüllendirme uygulamaları 5. Aşağıdakilerden hangisi kapsamında değildir? toplam ödemeler a. Ulaşılabilir olması b. İptal edilebilir olması a. Temel ücret b. Tahsisatlar c. Şeffaf olması c. Değişken ücret d. Katılımcı olması d. Toplam ödüller e. Uzun vadeli olması e. Kıdem tazminatı 170 www.hedefaof.com Yaşamın İçinden Ödüllendirme Sistemini Gerektiren Nedenler elemanları iki-üç günlük bir toplantı için egzotik bir tatil yerine davet ediliyorlardı. Şirketin üst düzey yöneticilerinin hemen hemen tamamı bu programlara katılıyorlardı ve katılımcıların golf ve diğer dinlenme-eğlenme imkanlarından yararlanabilmeleri için iş toplantıları çok kısıtlı tutuluyordu. Martha bu toplantılara her zaman katılıyordu ve şirketin üst düzey yöneticileri tarafından da tanınıyordu. Birkaç yıl önce bu programlardan birine George da katılmıştı. Ortam güzeldi ama genel olarak olan-bitenin işleri iyileştirmekten daha çok şirket içi politik meselelerle alakalı olduğunu hissetmişti. “George ve Martha 12 yılı aşkın süredir köklü bir dayanıklı tüketim malları imalatçısının satış temsilcisi olarak çalışmaktadırlar. Farklı bölgelerden sorumlu olsalar da sattıkları ürünler aynıdır. Bu iş karşılığında belli bir ücret ve yılda dört kez de bireysel satış miktarlarına bağlı olarak prim almaktaydılar. Her ikisi de şirket içinde en başarılı çalışanlar arasındaydılar ve bu konuda pek çok ödül kazanmışlardı. Ancak Martha George’a göre biraz daha başarılı bir çalışandı. George ve Martha ürün satarken karşılaştıkları sıkıntılar konusunda fikir alış-verişinde bulunmayı çok severlerdi ve özellikle de pazarlama ve müşteri hizmetleri bölümlerinden gerekli desteği alamadıkları konusunda hemfikirlerdi. Zor durumlarla nasıl başa çıkacakları konusunda birbirlerinden tavsiye isterlerdi ama bu konularda konuşurlarken hep ihtiyatlı davranırlardı. Kendi “ticari numaralarını” belli etmekten sakınırlardı, çünkü böyle bir şey diğer çalışanlardan birinin performansında önemli bir artışa neden olabilirdi. Bu ise yöneticilerin herkes için satış kotalarını yükseltmeleri anlamına gelirdi. Satış primi sistemi çok basitti. Her satış elemanı kotaya ulaşana kadar yaptığı satışlardan belli bir yüzde alıyordu. Kota aşıldığında prim de artıyordu. Eğer bir bölge kotalarını ciddi biçimde aşarsa genellikle ertesi yıl o bölgenin kotası da artırılıyordu. Martha genellikle kotasını aşardı, fakat eğer mümkünse satışlarının bir kısmını sonraki yılda göstererek ertesi yıla birkaç adım ileriden başlardı. Satış ve sipariş süreçlerini kota hesaplama dönemlerine göre ayarlamaya çalışırdı. George ve diğer satış elemanları da kendi bölgelerinde Martha’nınkine benzer bir strateji uyguluyorlardı ve böyle bir “takım oyunu” ortaya koydukları için gidiyor memnundular. Herşey normal görünüyordu. Martha istikrarlı bir şekilde satış kotalarını tutturmaktaydı ve bu nedenle “En İyi Satışçılar Kulübü” nün devamlı bir üyesiydi. George ise satış kotalarını her zaman tutturamıyordu, ama o kendi satış bölgesinin diğer arkadaşlarının kilerden daha zor bir bölge olduğunu düşünüyordu. George daha yoğun bir rekabet ortamında çalışıyordu ve çoğu zaman o bölgede yıllardır kemikleşmiş bayimüşteri ilişkilerini aşabilmesi gerekiyordu. Martha’nın müşterilerinin çoğu yeni müşterilerdi ve bu nedenle Martha müşterilerinin karar almada yetkili üst yöneticilerine George’tan daha kolay ulaşabiliyor gibi görünüyordu. George, Martha’nın satış müdürlüğüne doğru adım adım ilerlediğini düşünüyordu. Bölge satış müdürü kendi bölgesindeki satış elemanlarının toplam satışları üzerinden ekstra bir prim alıyordu. Bu yöneticilere zamanlarının büyük kısmını şirketteki diğer yöneticilerle veya önemli müşterilerle geçirme imkanı veriyordu. Satışlarla, müşterilerle veya siparişlerle ilgili bir problem çıktığında olaya satış müdürü müdahale ediyordu. Ortada görünen bir problem olmadığında müdür şirketteki diğer işlerle ilgileniyordu. Şirket zaman zaman satış yarışmaları düzenliyordu, özellikle de üçer aylık hedefler tutturulamadığı zamanlar. Her bölgedeki satış elemanlarına verilen ödüller sınırlı sayıda olduğundan Martha her zaman ödülün bir numaralı adayıydı. George bu “oyunlarla” çok ilgilenmiyordu çünkü asla Martha’yı geçemeyeceğini düşünüyordu. Bu durum onu çok yıpratıyordu ve bu nedenle de ara sıra etraftaki farklı iş fırsatlarına göz atmakta bir sakınca görmüyordu. Daha iyi bir iş için gözlerini dört açmış durumdaydı. Şirket çoğu zaman üçer aylık dönemlerin ve mali yılın sonlarında hedeflerini tutturmak için büyük bir atağa geçmek zorunda kalıyordu. Bu baskı herkesi çok zor durumda bırakıyordu ama, aynı zamanda satış elemanları için daha fazla para kazanmak için de bir fırsat yaratıyordu. Şirketin üst yöneticileri şirketin genel stratejilerini belirlemek, yeni stratejik işbirlikleri kurmak ve kaynak kullanımıyla ilgili kararları vermek gibi işlere odaklanıyorlardı. Müdürler yeni pazarlama kampanyaları başlatmak, piyasaya yeni ürünler sürmek ve üretim maliyetlerini düşürmeye odaklanıyorlardı. Satış elemanları bu tür işlere Şirket “En İyi Satışçılar Kulübü” üyesi olan satış elemanlarını ödüllendirmek üzere büyük programlar düzenliyordu. Her bölgeden en iyi satış 171 www.hedefaof.com nadiren kafa yoruyorlardı, çünkü onların işi satış yapmaktı. çalışanların da iç rekabet nedeniyle destek sunacakları da garanti değildir. Şirketin rekabetçi gücü yavaş yavaş azalıyordu. Her geçen yıl şirketin satış ve karlılık hedeflerini tutturması giderek zorlaşıyordu. Şirketin elindeki stoklar arttıkça üst yöneticiler oldukça yüksek satış hedeflerini tutturmak için astları üzerindeki baskıyı artırıyorlardı. Geçmişte karlılık artışları genellikle başka şirketlerin satın alınmalarından ve maliyetlerin azaltılmasından kaynaklanıyordu, gelir artışından değil. Baskı arttıkça çalışanların moral bozukluğu artıyor, bu da işleri daha da kötüleştiriyordu.” (Wilson, 2003:3-5). • Liderler büyük ve şatafatlı hedefler ortaya koyduklarında bu bazen işe yarasa da bazen ters tepebilir. Büyük hedefler çalışanları motive edebilir, ama sadece o hedeflere nasıl ulaşabilecekleri ile ilgili akıllarına yatan yollar görebildikleri zaman. Aksi halde tüm bu büyük hedef söylemleri çalışanlar gözünde vaazdan öteye gitmez. Herkesin tek tek nasıl katkıda bulunabileceğini anlayabileceği hedefler konulmalıdır. • Çalışanlar işletmelerine katkıda bulunamadıklarını veya katkılarının karşılığını alamadıklarını düşündüklerinde motivasyonları azalacaktır. Bu tür çalışanlar işgücü piyasalarında “pasif iş arayıcıları” olarak bilinirler. Her an başka bir işletmeye geçebilirler. Örnek olaydaki şirkette ve pek çok benzerinde pazar payları giderek azalmaktadır ve standart çözümler de artık işe yaramamaktadır. Peki, çözüm nedir? Aslında pek çözüm bulunmaktadır, ama bu çözümlerin çoğu belli nedenlerle gözden kaçırılmaktadır. Örnek olayı göz önünde bulundurduğumuzda bu nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz: • Performans beklentilerinin net olmaması, eksik geribildirim ve sonuçlarla ödüller arasında açık bağlantıların bulunmadığı durumlarda çalışanlar aldıkları ödülleri ödül olarak değil hak olarak görmeye başlarlar ve çalışmaya devam ettikleri sürece gelecekte de belli periyotlarla tekrarlanmasını beklerler. Çünkü ödülü neden aldıkları belli değildir. Üstelik ödülün tekrarlanmadığı durumlarda da moralleri bozulur ve performansları düşer. Performans kriterleri net olmadığında çalışanlar toplu halde bu kriterleri görmezden gelirler veya kendi aralarında yeni standartlar geliştirirler. (Wilson, 2003:6-9). • Çalışanlar çoğu zaman yeni çözüm yolları üretmekte ustadırlar ama kendilerine bir menfaat sağlamayacağı için ya da çözümler kendilerine yeni yükümlülükler getireceği için bunu dile getirmek istemezler. • Şirketler gerçekte nereden kâr ettiklerinin her zaman farkında değildirler. Örnek olayda gelirleri artıracak en önemli nokta satışlardır ve bu da satış elemanlarının performansına bağlıdır. • Birçok yarışma neyin kazanıldığından çok kimin elendiğine odaklanacak şekilde tasarlanmaktadır. En iyi fikirler yerine en iyi elemanların ödüllendirilmesi çoğu zaman iyi fikirlerin gizli kalmasına neden olmaktadır. • Hedeflere ulaşamayacağına inanan bir çalışan bu hedeflerin önemini küçümsemeye ve hedeflere ulaşma çabasını “çocukça bir oyun” olarak görmeye başlar. Hedeflere ulaşamama durumunun çalışanın kendisinden veya işletmeden kaynaklanması sonucu değiştirmez. • Yöneticiler kendi sorumluluklarını uzun vadeli planlama ve problem çözmeden ibaret gördüklerinde çalışanlar günlük problemlerinin çözümünde ihtiyaç duydukları destekten yoksun kalırlar. Sorunları çözmek yerine bir şekilde “atlatmak” yoluna giderler. Kendi eksikliklerinin bilinmemesi için de daha tecrübeli çalışanlardan yardım istemekten kaçınırlar. Zaten daha tecrübeli ve başarılı 172 www.hedefaof.com Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 1. d Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Ödüllendirmenin stratejik bir araç olduğunun farkında olunmasıdır. Bu durumda işletme ödüllendirme yaptığı halde çalışanlardan beklediği karşılığı alamaz. Bu ise işletme üst yönetimine ait bir sorumluluktur. 2. b Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 2 3. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Geribildirim herkes için önemli olsa da çalışanlar genellikle erkesin bileceği veya duyacağı biçimde geribildirim almaktan hoşlanmazlar. Geribildirimin olumlu olması bu durumu değiştirebilir. Ancak kimi zaman olumlu veya olumsuz geribildirim almaktan hiç hoşlanmayan kimseler de olabilir. 4. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 5. d Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 3 En ön planda görünen problem çalışanların katkılarının tam olarak ölçülemiyor olması ve birim yöneticilerinin ödüllendirme ile ilgili konularda beceri ve isteklerinin yetersiz olmasıdır. 6. a Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Yapısı” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 7. c Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Kurulması” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde 4 Çalışanlar genellikle aldıkları ücretin diğer çalışma arkadaşları tarafından bilinmesini istemezler, ancak başkalarının aldığı ücretleri de bilmek isterler. Rekabete açık çalışanlar bu konuda daha gizlilik yanlısıyken kendine pek güvenmeyenler açıklığı tercih edebilirler. 8. e Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Kurulması” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 9. b Yanıtınız yanlış ise “Ödüllendirme Sisteminin Kurulması” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 10. a Yanıtınız yanlış ise “Etkili Bir Ödüllendirme Sisteminin Özellikleri” başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 173 www.hedefaof.com Yararlanılan Kaynaklar Armstrong, M. (2010). Strategic Human Resource Management: A Guide to Action, London: Kogan Page Yayınları. Kaye, B. ve Jordan-E. S. (2000). Sevin ya da Kaybedin: İyi Elemanların Kalmasını Sağlamak, İstanbul: Sistem Yayınları. Armstrong, M. (2006). Armstrong’s Handbook of Reward Management Practice, London: Kogan Page Yayınları. Lawler, E. (1996). “The Design of Effective Reward Systems”. R. Steers, L. Porter ve G. Bigley (Ed.), Motivation and Leadership at Work, New York: McGraw Hill International Press, s. 527-550. Armstrong, M. (2002). Employee Reward, London: Chartered Inst. of Personnel and Development. Manas, T. M. ve Graham, M. D. (2002). Creating A Total Rewards Strategy: A Toolkit for Designing Business-Based Plans, New York: Amacom Yayınları. Armstrong, M. ve Brown, D. (2006). Strategic Reward: How Organizations Add Value Through Reward, London: Kogan Page Yayınları. Mabey, C., Salaman, G. ve Storey, J. (1998). Human Resource Management: A Strategic Introduction, Malden: Blackwell Publishing. Baeten, X. (2004). “Strategic Rewards and Reward Strategies”, Kurt Verweire ve Lutgart Berghe (Ed.) Integrated Performance Management: A Guide to Strategy Implementation, London: SAGE Yayınları, s. 215-237. Robbins, S. P. ve Judge, T. A. (2012). Örgütsel Davranış, Ankara: Nobel Yayınları. Tevrüz, S.A.İ. ve Bozkurt, T. (1999). Davranışlarımızdan Seçmeler: Örgütsel Yaklaşım, İstanbul: Beta Yayınları. Barutçugil, İ. (2004). Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul: Kariyer Yayıncılık. Cameron, J. ve Pierce, W. D. (2002). Rewards and Intristic Motivation: Resolving the Controversy, Westport, Connecticut: Bergin & Garvey Yayınları. Whetten, D. A. ve Cameron, K. S. (2005). Developing Management Skills, Upper Saddle River: Prentice Hall. Wilson, T. B. (2003). Innovative Reward Systems for the Changing Workplace, New York : McGraw-Hill. Deeprose, D. (2006). How to Recognize & Reward Employees: 150 Ways to Inspire Peak Performance, New York: Amacom. Gürüz, D. ve Özdemir-Yaylacı, G. (2004). İletişimci Gözüyle İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul: Mediacat Yayınları. 174 www.hedefaof.com