Girifl G‹R‹fi Ülkeden ülkeye a¤›rl›klar› farkl›l›k gösterse de devletin ekonomik ve sosyal hayattaki a¤›rl›¤› oldukça etkili durumdad›r. Çünkü devlet olmak, mutlaka belirli kamu hizmetlerini de sunmay› beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, devletin sunmakla yükümlü oldu¤u bu hizmetlerin boyut ve niteliklerindeki geliflme gelire olan ihtiyac›nda da art›fllar› zorunlu k›lmaktad›r. ‹flte, devletin gereksinim duydu¤u ve boyutlar› artm›fl olan bu finansman kaynaklar› içerisinde en büyük pay› vergilerin ald›¤› bilinmektedir ve bu oranlar ülkelerin toplam gelirleri içerisinde % 80-90’lar düzeyine kadar ç›kabilmektedir. Önceleri vergi sadece kamu harcamalar›n› finanse etmek için toplan›rken, XIX. Yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren sadece kamu harcamalar›n› karfl›layan bir gelir türü olmaktan ç›karak, ekonomik ve sosyal yaflama müdahalenin bir arac›, bir maliye politikas› de¤iflkeni olarak da kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Bu durum hem vergilerin önemini artt›rm›fl, hem de yükümlülerle devletin daha s›k› bir etkileflim içerisine girmesini de beraberinde getirmifltir. Özellikle kamunun görevlerinin ve sunmas› gereken hizmetlerin artmas›na paralel olarak finansman ihtiyac›n›n artmas› ile birlikte bu etkileflim daha da artm›fl ve verginin, psikolojik ve sosyolojik yönden ele al›nmas› gereklili¤ini beraberinde getirmifltir. Mikro aç›dan bak›ld›¤› zaman, özellikle yükümlülerce verginin bir yük olarak görülmesine karfl›n, bu yükün tüm yükümlülerce ayn› a¤›rl›kta hissedilmedi¤i de bir gerçektir. Bu nedenle yükümlüler ayn› vergi karfl›s›nda farkl› tutum ve davran›fllar içerisine girebilmektedirler. Bu ba¤lamda, yükümlülerce vergi yükünün farkl› hissedilmesine yol açan faktörlerin tespiti, maksimum düzeyde vergi hâs›lat› elde edebilmek için amaçlanan vergi uyumunu yakalamak bak›m›ndan önemlidir. Bu nedenle, bu faktörler dikkate al›narak haz›rlanacak bir vergi sistemine yükümlülerin daha istekli bir flekilde kat›laca¤›n› söylemek yanl›fl olmaz. Vergi bireylerin kullan›labilir gelirlerinde, servetlerinde ve harcamalar›nda daralmalara sebep olan ve ayn› zamanda tasarruf yapabilme potansiyellerini de azaltan bir unsurdur. ‹flte, verginin bu özelli¤i dolay›s› ile bireyler taraf›ndan hofl karfl›lanmaz ve genellikle bir yük ve külfet olarak kabul edilir. Vergilemede, ayn› zamanda özel kesimden kamu kesimine do¤ru zorunlu bir kaynak transferi de söz konusu olmaktad›r. Zorunlu olan her fley gibi vergiye karfl› da hem bireysel hem de toplumsal bir tepkinin oluflmas› söz konusudur ve bu tepkilerin bir tak›m ekonomik ve sosyal sonuçlar› do¤urdu¤u da hesaba kat›lmaks›z›n vergi uygulamalar›na bafllamak vergiden beklenen optimal has›lat› sa¤lama amac›n› engelleyebilece¤i gibi, baflka ekonomik ve sosyal sorunlar›n da do¤mas›na zemin haz›rlayabilmektedir. ‹yi bir vergi yönetimi vergileri ihdas ettikten sonra, etkin 21 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo bir yap›lanma ve etkin bir denetim sistemini kurman›n yan›nda, yükümlüleri de iyi bir flekilde tan›yarak onlarla samimi bir iliflki de tesis edebilmelidir. Böylece, yükümlülerin vergilere, vergilemeye, vergi yönetimine ve kamu harcamalar›na bak›fl aç›lar› belli aral›klarla ölçülmeli ve vergi sisteminde do¤abilecek aksakl›klar zaman›nda tespit edilerek uygun zamanda da müdahalede bulunarak minimum kay›pla sorunlar çözümlenmelidir. Bu ba¤lamda, vergilere iliflkin yükümlüler üzerinde yap›lacak olan ampirik araflt›rmalar›n önemi yads›namayacak derecede büyüktür. Böylece, verginin pasif süjesi olan yükümlülerin vergilemeye karfl› tutum ve davran›fllar› hakk›nda sa¤l›kl› bilgiler edinme olana¤› yakalanm›fl olmaktad›r. Yasal olarak ödeme zorunlulu¤una ra¤men, yükümlüler verginin üzerlerinde oluflturdu¤u “sübjektif vergi yükü” nedeniyle çeflitli davran›fllar içine girerler. Bu davran›fl biçimleri; karar alma birimlerini yönlendirme, bask› gruplar›n› yönlendirme, adaletsiz, eflit olmayan ve temel hak ve hürriyetlerini k›s›tlad›¤›na inand›klar› vergi kanunlar›n›n iptali için hukukî yollara baflvurma, vergiden kaç›nma, vergi kaçakç›l›¤›, verginin geç ödenmesi fleklinde olabilmektedir. Bu çal›flman›n amac›, yükümlülerin ödedikleri vergiyi psikolojik ve sosyal yönden nas›l alg›lad›klar› ve bu alg›lama ile birlikte ne tür tutumlar içerisine girdikleri, bu tutumlar›n› hangi davran›fllar olarak a盤a ç›kard›klar› ve bu davran›fllar›n› etkileyen etkenlerin ne oldu¤u hakk›nda bilgi sahibi olmakt›r. Çünkü, etkin çal›flan bir vergi sisteminin kurulabilmesi, her fleyden önce yükümlülerin vergiler karfl›s›ndaki tutum ve davran›fllar›n›n do¤ru bir flekilde bilinmesi ve de¤erlendirilmesine ba¤l›d›r. Çeflitli yöntemler yard›m›yla yükümlülerin vergileme ile ilgili tepki ve davran›fllar›n›n önceden kestirilebilmesi, vergi düzenlemeleri ve uygulamalar›n›n baflar›s› bak›m›ndan, önemli birer veri olarak katk› sa¤layacakt›r. Bu amaçla, yükümlüler üzerinde yap›lan anket çal›flmas› ile yükümlülerin vergi alg›lamalar›, vergiye bak›fl aç›lar›, vergi idaresi ile iliflkileri ve vergiye karfl› davran›fl çeflitlerine etki eden etkenlerin neler oldu¤u test edilmeye çal›fl›lacak ve bu bilgiler ›fl›¤›nda bir tak›m öneriler getirilecektir. Bu çerçeve içerisinde ele al›nan bu çal›flma, üç bölümden ve bir de sonuç k›sm›ndan oluflmaktad›r. “Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri” bafll›kl› bu tez çal›flmas›n›n birinci bölümünde, verginin tan›m› ile birlikte, vergi kapasitesi ve vergilemenin s›n›r› yan›nda, mali sosyoloji, mali psikoloji ve vergi psikolojisi ele al›nacak, mali tutum kavram› ve vergiye karfl› davran›fllar› ile iliflkisine yer verilecektir. ‹kinci bölümde, yükümlülerin vergiye karfl› davran›fllar›n› belirleyen etkenler ile yükümlülerin vergiye karfl› davran›fl biçimleri ele al›nacakt›r. Yükümlülerin ver22 Girifl giye karfl› olumsuz davran›fllar içerisine girmesini belirleyen etkenler, bireysel vergi yükleri, vergi ahlak› ve vergi zihniyeti, e¤itim ve ö¤retim düzeyi, siyasal iktidara bak›fl aç›s›, devlete olan ba¤l›l›k, ailenin gelir düzeyi, yükümlünün di¤er yükümlülere bak›fl aç›s›, ödedikleri vergilerin hizmet olarak dönüp dönmemesi, kamu gelirlerinin etkin kullan›m›, yükümlünün mesle¤i ve di¤er kiflisel etkenler olarak görülmektedir. Bunlar›n haricinde, vergi siteminin ve yönetiminin yap›s› ile ekonomik ve siyasal yap› da yükümlülerin vergiye karfl› davran›fllar›n› belirleyen etkenler aras›nda yer almaktad›r. Yükümlülerin vergiye karfl› davran›fl biçimleri ise, oy kaymas›, bask› gruplar›n› yönlendirme, vergiden kaç›nma, vergi kaçakç›l›¤›, verginin geç ödenmesi, vergi cennetlerine göç, vergi grevi, verginin yans›t›lmas›, verginin dönüfltürülmesi, amortisman› ve kapitalizasyonu fleklinde ortaya ç›kabilmektedir. Üçüncü bölümde ise, ‹stanbul s›n›rlar› içerisinde faaliyet gösteren ve 502 adet vergi yükümlüsünü kapsayan anket çal›flmas› yap›larak, birinci ve ikinci bölümde ortaya konan teorik çerçeve test edilmeye çal›fl›lacak, çal›flma ile günümüz koflullar›nda yükümlülerin Türkiye’de uygulanmakta olan vergileri nas›l alg›lad›¤›, vergi yükü, vergi adaleti, ödenen vergi-kamu hizmeti iliflkisi, vergiye karfl› tepkilerinin ne oldu¤u gibi konularda yükümlülerin görüflleri ö¤renilecektir. Elde edilen bulgular ise sonuç k›sm›nda de¤erlendirilip bu sonuçlar›n ›fl›¤›nda ulafl›lan önerilerle çal›flma sonland›r›lacakt›r. 23 24 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü B‹R‹NC‹ BÖLÜM YÜKÜMLÜ DAVRANIfiLARININ PS‹KOLOJ‹K VE SOSYAL YÖNÜ Bu bölümde, yükümlü davran›fllar›n›n temelini teflkil eden vergilemede adalet ve eflitlik kavramlar› ile birlikte vergi kapasitesi ve vergilemenin s›n›r› konusu hakk›nda aç›klamalardan sonra, mali sosyoloji, vergi psikolojisi çerçevesinde yükümlü davran›fllar› ele al›nacakt›r. 1.1. VERG‹ ADALET‹, VERG‹ KAPAS‹TES‹ VE VERG‹LEMEN‹N SINIRI KAVRAMLARI Geçmiflten günümüze kadar vergiler, bir taraftan devlet aç›s›ndan gerekli ve sa¤l›kl› gelir kayna¤› niteli¤i tafl›rken, di¤er yandan da bunlar› ödemekle yükümlü olan gerçek ve tüzel kifliler taraf›ndan karfl›l›ks›z ve zorunlu olarak kamuya transfer edilecek olan ço¤unlukla katlan›lmas› güç bir yük olarak alg›lanm›flt›r. Bu nedenle, verginin konulmas›yla birlikte yükümlüler bu vergi tazyiki karfl›s›nda vergilere çeflitli tepkiler göstererek katlanm›fl olduklar› bu yüklerden kurtulma ya da azaltma çabalar› içerisine girmifllerdir. ‹deal bir vergi sisteminin oluflturulmas› veya eksikliklerinin giderilmesi için, özellikle psikolojik ve sosyal etkilerinin düflünülmesi ve dikkatle ele al›nmas› gereklidir. Bu nedenle çal›flmam›z›n bu k›sm›nda, yükümlülerin vergiye bak›fl aç›s›nda önemli bir yere sahip olan vergi yükü, vergi adaleti, vergi kapasitesi ve vergilemenin s›n›r› gibi kavramlar› ele almakta yarar vard›r. Daha sonra da yükümlüleri vergiye karfl› tepkilerini belirleyen etkenler ve tepki çeflitlerine de¤inilecektir. 1.1.1. VERG‹LMEDE ADALET VE Efi‹TL‹K Vergileri ödeyip ödememe yönünde yükümlülerin tutum ve davran›fllar›na etki eden etkenlerden en önemlilerinden birisi, bireylerin adalet ve eflitlik hakk›ndaki zihinlerinde oluflan alg›laman›n flekli olarak görülmektedir( Aktan ve Çoban, 2006:141). Adam Smith’in, meflhur “Milletlerin Zenginli¤i” adl› eserinde belirtti¤i vergileme ilkelerinin bafl›nda “adalet ilkesi” geldi¤i ve bugün de hala geçerlili¤ini ayn› önemde korudu¤u bilinmektedir. Vergilerin teoride ve uygulamada, adaletli olup olmamalar› veya yükümlüler taraf›ndan adaletli olarak alg›lan›p alg›lanmamalar›, yükümlülerin vergi ödemelerine olan istekleri üzerinde çok etkilidir. Bir baflka deyiflle yükümlü, kamusal hizmetlerin finansman›na kat›lmas› gereken, fakat k›smen veya tamamen vergi sistemindeki adaletsizlikler nedeniyle kat›lmayan kiflilerin de ilgili hizmetlerden kendisiyle ayn› miktarlarda yararland›¤›n› düflünerek, vergiye karfl› gösterece¤i her olumsuz tepkiyi hakl› görmeye çal›flacakt›r. Böylece kimi yükümlüler adil 25 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo olmad›¤›n› varsayd›klar› vergi idaresinin belirledi¤i miktarlar›n d›fl›nda, daha adil oldu¤una inand›klar› bir baflka adalet anlay›fl›na uygun eflitli¤i sa¤lamak için, çeflitli davran›fl tarzlar›n› sergileyerek vergiden kurtulmaya ya da adaletsiz olarak al›nd›¤›n› düflündü¤ü verginin yükünü hafifletmeye çal›flacakt›r (Önder, 1992:50–51). Bu davran›fllar›n ne oldu¤una çal›flman›n ilerleyen k›s›mlar›nda de¤inilecektir. Bu ba¤lamda vergilemede adalet kavramlar› önem arz etmektedir. Vergilemede adalet, verginin tarafs›z veya düzenleyici olmas› bak›fl aç›lar›na göre de¤iflik flekillerde yorumlanabilmektir. Bu ba¤lamda vergi adaleti, bir yönüyle kiflilerin vergi ödeme güçlerine göre vergilendirilmesi fleklinde ele al›nabilece¤i gibi, baflka bir yönüyle, bireylerin sosyal ve ekonomik durumlar›n› dikkate alabilen düzenlemelere olanak sa¤layacak uygulamalar›n oluflturulup hayata geçirilmesi fleklinde de ele al›nabilmektedir (Akdo¤an, 1996:162). Fakat her ikisinde de en önemli güçlük, adaletin ne oldu¤unun belirlenmesi, yani adalet kavram›nda yatmaktad›r (Nadaro¤lu, 1992:317). K›saca, vergilemede adalet, toplumu oluflturan kiflilerin mali güçleriyle orant›l› olarak kamu harcamalar›n› karfl›lamak üzere vergi ödemeleri gerekti¤ini ifade etmektedir. Bu ilke, vergilemede iktidar (ödeme gücü) ilkesi olarak da adland›r›lmaktad›r (Aksoy, 1998:222). Herkes için mutlak adalete ulaflmak vergilemede oldukça zor oldu¤una göre, baz› tekniklerden yararlan›larak yükümlülerin gerçek ödeme güçlerine ulafl›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bu bak›mdan, yükümlülerin gelirlerinin hayatlar›n› sürdürebilecekleri kadarki bölümünden vergi al›nmamas›, yani yükümlünün gelirinin bir k›sm›n›n vergi d›fl› b›rak›lmas›, evlilik, çocuk sahibi olma gibi ailevi durumlar›n vergilemede göz önünde bulundurulmas›, emek ve sermayeden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde kayna¤›na göre adaleti sa¤lay›c› nitelikte farkl› düzenlemelerin yap›lmas›, vergi kaçakç›l›¤› ve çifte vergilemenin önlenmesi gibi hususlar›n vergi adaletine ulaflmada kullan›lmas› gerekti¤i belirtilmektedir (Aksoy, 1998:227 ve Akdo¤an, 1996:163). Vergileme psikolojisi aç›s›ndan, adalet kavram› ba¤lam›nda “da¤›t›m adaleti” (distibutive justic) ve “prosedürel adalet” (procedural justic) kavramlar›na da de¤inmek yerinde olacakt›r. Da¤›t›m adaleti, vergi yükünün bireyler aras›nda nas›l da¤›t›ld›¤› konusu ile ilgilidir ve genel olarak vergilemede yatay ve dikey adaletin (eflitli¤in) sa¤lanmas›na yönelik olarak kullan›lmaktad›r. Yükümlülerin adalet alg›lamas› ise yatay ve dikey adaleti de aflmaktad›r ve daha çok sübjektif vergi yüküne ba¤l›d›r. Bu nedenle yükümlülerin adalet alg›lamas›n›n yatay ve dikey adaleti sa¤lamakta kullan›lan tekniklerle tamamen de¤ifltirilmesi mümkün de¤ildir. Böylece, yü26 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü kümlülerin vergilemede adaletin sa¤lanamad›¤› yönündeki alg›lamalar›, adaleti sa¤lamaya yönelik tepkisel davran›fllar› da beraberinde getirmektedir. Bu konuda bir di¤er husus da, yükümlülerin vergilemede adalet alg›lamalar›na benzer durumdaki di¤er yükümlülerle karfl›laflt›rmal› de¤erlendirmeler sonucu ulaflt›¤›d›r. Buna göre, e¤er yükümlü kendisini ayn› durumda ya da konumda oldu¤unu düflündü¤ü di¤er bir yükümlüden farkl› vergisel yükümlülük alt›nda hissediyorsa, vergilemeye yönelik adalet alg›lamas›n› de¤ifltirerek bu psikolojiye ba¤l› tepkilerini ortaya koyacakt›r (Aktan ve Çoban, 2006:142–143). Prosedürel adalet ise, vergileme konusunda yap›lan formaliteler, ifllemler ve prosedürler konusunda yükümlülerin alg›lam›fl olduklar› adalettir ve bireylerin vergiyi ödeme ya da ödememe yönündeki tutum ve davran›fllar› üzerinde etkili olabilmektedir. Örne¤in, vergi idaresinin hizmetleri sunmadaki etkinli¤i, bürokrasi ve k›rtasiyecili¤in azalt›lmas›, vergi ödeme aflamas›ndaki ifllemlerin yap›lmas› esnas›nda yükümlülere eflit ve adil davran›lmas› gibi hususlar bu ba¤lamda de¤erlendirilmektedir (Aktan ve Çoban, 2006:143–144). Vergilemede eflitlik ilkesi ise, öncelikle bireylerin genel vergi yüküne kendi ödeme güçleri oran›nda kat›lmas› anlam›n› tafl›maktad›r. Vergilemede adaletin sa¤lanmas› bak›m›ndan önemli bir fonksiyonu bulunan bu ilke, vergi yükünün yükümlülerin kiflisel ve ekonomik durumlar› gözetilerek eflit bir flekilde da¤›t›lmas›n› gerekli k›lmaktad›r (Akdo¤an, 1996:163–164). Fakat, en büyük sorun vergi ödeme gücü ölçütlerinin ortaya konmas›nda ç›kmaktad›r (Erginay, 1987:47). Eflitlik teorisine (equity theory) göre, bir iliflkide e¤er tüm kat›l›mc›lar bulunduklar› katk› kadar fayda elde ediyorlarsa, bu tür bir iliflki eflit bir iliflki olarak kabul edilmektedir. E¤er bir iliflkide eflitsizlik söz konusu ise kifli sa¤lam›fl oldu¤u katk› miktar›n› art›r›p veya azaltarak bu iliflkiyi kendince eflitlemek isteyecektir (Lewis, 1982- Akt: Önder, 1992:50–51). Vergilemede eflitlik kavram›, yatay ve dikey eflitlik olmak üzere ikiye ayr›larak incelenebilir. Yatay eflitlik; ayn› durumda ve ayn› miktar gelir elde eden yükümlüleri ayn› vergiye tabi tutmak, dikey eflitlik de; sosyal ve ekonomik durumu ayn› olmayan yükümlülerin, birbirlerinden farkl› oranda vergi ödemesi fleklinde tan›mlanmaktad›r (Akdo¤an, 1996:163–164). ‹lke olarak, yatay eflitlik uygulamada gerçeklefltirilmesi kolay olmasa da kesindir ve benzer durumdaki ekonomik birimlere vergileme aç›s›ndan ayn› flekilde davran›lmas›n› gerekli k›lar. Yatay eflitlik konusunda ortaya ç›kan aksakl›klar, genellikle vergi sisteminden mali amac›n d›fl›ndaki amaçlar için yararlan›lmas›n›n bir sonucudur. Günümüzde de gerek ekonomik, gerekse sosyal ve politik nedenlerle yükümlülere; indirimler, ba¤›fl›kl›klar ve istisnalar tan›nmakta, böylece 27 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo bir k›s›m vergi konular› ve vergi yükümlüleri vergi d›fl›nda kalmaktad›r. Konulduklar› amaca ba¤l› olarak yararl› sonuçlar yaratabilen söz konusu uygulamalar zaman zaman vergi adaletini bozucu etkilere de yol açabilmektedir. Dikey eflitlik ise, göreceli bir kavramd›r ve uygulamas› daha zordur. Dikey eflitlik vergi oranlar›n›n ödeme gücü ile birlikte artt›r›lmas›n› gerektirir (Akbay, 1995:13). Teoride, yükümlülerin gerçek vergi ödeme güçlerinin belirlenmesi bak›m›ndan, ödedikleri vergi sonucunda katlanacaklar› fedakârl›klar›n dikkate al›nmas›n›n yerinde olaca¤› ileri sürülmüfltür (Akdo¤an, 1996:164). Bu kavram da, eflit fedakârl›k, eflit oranl› fedakârl›k ve en az toplam fedakârl›k fleklinde üç farkl› görüfl çerçevesinde ele al›narak incelenmifltir. Burada, katlan›lmas› gereken fedakârl›k sübjektif bir ölçü olarak, yani fedakârl›kta eflitlik olacak flekilde ele al›nmaktad›r. Bu ilkenin temeli ise marjinalist teoriye göre ortaya konmufltur (Aksoy, 1998:236). Uygulamada ise, fedakârl›¤›n ölçülmesi ve de¤erlendirilmesi, refah›n belirlenmesi ve de¤erlendirilmesinde ortaya ç›kan zorluklar nedeniyle fedakârl›k yaklafl›m›, vergi önünde herkesin eflit olmas›n› toplumdaki tüm bireylerin vergi yüküne ortak olmas›n› ve ödeme güçlerine göre vergiye kat›l›m›n› ifade eden (Aksoy, 1988:227 ve Akdo¤an, 1996:161) vergide genellik ve adalet ilkelerine de ters düflebilmektedir. Bu nedenle, gerçek vergi ödeme gücüne ulaflmak için, daha objektif, uygulamas› kolay ve mümkün olan ölçütlerin ele al›nmas› gereklili¤ini ortaya ç›karm›fl, böylece yeni ölçütler olarak da; artan oranl›l›k, en az geçim indirimi ve ay›rma prensipleri gibi teknikler uygulanmaya bafllanm›flt›r (Aksoy, 1988:239-240). Bu üç tekni¤e muafiyet ve istisnalar da dâhil edilebilmektedir (Öncel ve Ça¤an, 1994:11 ve Akdo¤an, 1996:206). Vergi sisteminin eflitli¤ine ya da eflitsizli¤ine karar verilirken, vergilerle finanse edilen kamu harcamalar›n›n sa¤lad›¤› faydalar›n toplum kesimlerine nas›l da¤›t›ld›¤›na da bak›lmas› gerekmektedir. Vergi konurken yatay ve dikey eflitlik prensiplerine uyulmufl olsa da, kamu harcamalar›n›n da¤›l›m›nda toplumun belli bir kesiminin daha çok yarar sa¤lamas› ve yahut da vergi yükümlüleri taraf›ndan böyle bir kanaatin oluflmas›, hem eflitli¤i zedelemektedir, hem de dolay›s› ile vergiye karfl› bak›fl› da de¤ifltirebilmektedir (Yarafll›, 1993:48). Vergi yükümlüsü, devletle olan iliflkisinin adil olmad›¤›n›, ödedi¤i verginin karfl›l›¤›n› alamad›¤›n› düflünüyorsa, vergi kaç›rarak bu adaleti kendisi sa¤lamaya çal›flacakt›r. Eflitlik teorisi (equity theory), klasik ekonomik teorinin tam tersi bir öngörüde bulunarak yükümlünün faydaland›¤› kamusal mal ve hizmet miktar›ndaki art›fl›n eflitli¤i alg›lamas›nda olumlu bur etki yaratarak vergi kaçakç›l›¤›n› azaltaca¤›n› söylemektedir. Tersi durumda ise, yükümlülerin kamusal mal ve hizmetlerden yeterince faydalanmad›¤› düflüncesine kap›lmalar› nedeniyle vergi 28 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü kaç›rma e¤ilimi artmaya bafllayacakt›r (Bayrakl› ve di¤erleri, 2004:212). K›saca, yükümlülerin yatay ve dikey eflitsizli¤i alg›lamaya bafllad›klar› andan itibaren vergiye karfl› tutum ve davran›fllar›, vergi kaç›rma yönünde a¤›rl›k kazanmaya bafllayacakt›r. Vergi sistemini adaletsiz olarak alg›layanlar›n vergi kaç›rma olas›l›¤›n›n adaletli alg›layanlardan daha yüksek oldu¤u, gerek ABD, gerekse ‹ngiltere’de yap›lan anketlerde ortaya ç›km›flt›r. Vergi kaç›ran yükümlülerin büyük bir k›sm›n›n, ayn› zamanda uygulanmakta olan vergi sisteminin adaletsiz oldu¤una da inand›¤› görülmüfltür ( Porcano, 1988:64 ve Bayrakl› ve di¤erleri, 2004:217). Adalet ilkesi, 1982 Anayasa’s›nda “Herkes, kamu giderlerini karfl›lamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür…Vergi yükünün adaletli ve dengeli da¤›l›m›, maliye politikas›n›n sosyal amac›d›r.” ifadeleri ile 73.maddesinde yer bulmufltur. 1982 Anayasas›’n›n 10. maddesi ise “Herkes, dil, ›rk, renk, cinsiyet, siyasî düflünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay›r›m gözetilmeksizin kanun önünde eflittir…Hiçbir kifliye, aileye, zümreye veya s›n›fa imtiyaz tan›namaz. Devlet organlar› ve idare makamlar› bütün ifllemlerinde kanun önünde eflitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundad›rlar.” diyerek eflitli¤i tan›mlam›flt›r. Böylece, 73. maddedeki mali güce göre verginin al›nmas› eflitlik ilkesini de aç›klamaktad›r. 1.1.2. VERG‹ KAPAS‹TES‹ VE VERG‹LEMEN‹N SINIRI Kuflkusuz ki vergi, zorunlu bir yükümlülüktür ve devletin egemenlik hakk›na dayan›larak al›nmaktad›r. Bu egemenli¤in göstergesi ise, yasadan kaynaklanan emretme ve yapt›r›m gücüdür. Bu durumda, vergileme yetkisinin kullan›m›n›n bir s›n›r›n›n olup olmayaca¤›n›n veya hangi düzeyde olaca¤›n›n araflt›r›lmas›, hem vergilemeden beklenen en verimli hâs›lat›n elde edilmesi, hem de yükümlülerin vergiye olan tepkilerinin minimuma indirilmesi bak›m›ndan oldukça önem arz etmektedir. Gerçekten, vergileme yetkisinin kullan›lmas›nda, egemenlikten kaynaklanan yetkinin hiçbir s›n›r gözetilmeksizin kullan›lmas›n›n mümkün oldu¤unu söylemek zordur. Çünkü, verginin devletin egemenlik yetkisine dayan›larak al›nmas›na ra¤men bu yetkinin kullan›lmas›nda hukuki, iktisadi, mali, siyasal ve psikolojik bir tak›m s›n›rlar vard›r.* Vergi kapasitesi, belirli bir dönemde bir ülkede tahsil edilebilecek vergi hâs›lat›n›n en üst s›n›r›n› anlatmak için kullan›lan kuramsal bir s›n›r olarak tan›mlana* Bu konuda daha genifl bilgi için bkz: ‹nci User: Vergilemenin Sosyal Psikolojik S›n›r›, (Bas›lmam›fl Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, ‹stanbul, 1992 29 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo bilir. Bu konuyla ilgili olarak 1960’lardan itibaren çok say›da teorik ve uygulamal› çal›flmalar yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalar›n temel amac›, vergi kapasitesi ve vergilemenin s›n›r› konusunda belirli ölçekler oluflturmak fleklinde özetlenebilir (Öncel Türkan, 2001:19). Vergilemenin s›n›r›n›n iyi tespit edilmesi vergi tahsilât›nda etkinli¤i sa¤lamak bak›m›ndan oldukça önemlidir. Afl›r› oranda vergilemeye; verimlili¤i ve ekonomik teflviklerin olumlu etkilerini azaltma, vergiye karfl› olumsuz bak›fl› ve direnifli artt›rma ve vergi kaçakç›l›¤›na yol açma gibi sonuçlar› do¤urmas› nedeniyle bir s›n›r getirme düflüncesi ortaya ç›km›flt›r (Goode, 1980:250–251 ve 1984:95–96). Vergilemenin s›n›r› kavram› ile , “vergi optimumu” ve “optimal vergi yap›s›” kar›flt›r›lmamal›d›r. Vergi optimumu, vergilemenin daha çok idari yönüyle ilgilenmektedir ve her verginin sa¤layaca¤› net hâs›lan›n ulaflt›¤› maksimum noktad›r. Vergileme s›n›r› ise, bu noktadan daha da yüksekte oluflabilir (Öncel, 1974:18). Optimal vergi yap›s› ise, etkinlik kayb› ile eflitsizlik aras›ndaki dengenin eflitlik ve etkinli¤e yönelik farkl› tutumlar› yans›tt›¤›, toplum refah›n› maksimum yapan vergi yap›s› olarak tan›mlanmaktad›r. Yani, farkl› toplumlar›n, eflitsizlik yönünde farkl› tutumlar› varsa, farkl› vergi sistemlerini seçebilirler. Vergi yap›s›n›n ne derece artan oranl› olmas› gerekti¤ine iliflkin siyasal tart›flmalar ço¤unlukla, eflitsizlikteki belli bir azalma karfl›l›¤›nda, ne kadar etkinlik kayb›n›n kabullenilebilece¤i yönündeki farkl›l›klar fleklinde alg›lanabilir (Stiglitz; 1994:584–585). Vergileme kapasitesi kavram› da, vergilemenin s›n›r› ile ilgili olarak ileri sürülen kavramlardand›r (Öncel, 1974:21). Buna göre, verginin marjinal sosyal faydas›n›n, marjinal sosyal maliyete eflit oldu¤u nokta vergilenebilir kapasitenin s›n›r›n› göstermektedir. Vergilemeye, verginin marjinal sosyal faydas›, marjinal sosyal maliyete eflit oluncaya kadar devam edilir. Bu noktada verginin net sosyal faydas› s›f›rd›r. Verginin toplam faydas› bu noktadan sonra azalmaktad›r. O halde bu nokta vergi kapasitesinin s›n›r›d›r (Buluto¤lu, 1962:19–21). Buradaki marjinal sosyal fayda; toplumun vergileme sonunda elde edilen has›lat›n harcanmas›ndan sa¤lad›¤› fayday›, marjinal sosyal maliyet ise; vergi al›nmas›ndan dolay› özel sektörün üretiminden vazgeçti¤i de¤erleri (alternatif maliyet) ifade etmektedir (Öncel, 1974:21). Makro aç›dan bak›ld›¤› zaman vergi kapasitesi, vergi kapasitesini belirleyecek faktörler olarak; kifli bafl›na milli gelir, ihracat, tar›m ve madencilik kesiminin veri kabul edilmesiyle ulafl›labilecek Vergiler/GSMH oran› fleklinde tarif edilebilir (Berksoy, 1984:6). Geliflmifl ülkelerde vergilenebilir kapasite geliflmekte olan ülkelerinkine oranla daha yüksektir. Geliflmekte olan ülkeler yönünden vergilenebilir kapasitenin en iyi flekilde kullan›lmas›, bir vergi oran›n›n uygulanabilece¤i en uygun vergi matrah›n› ifade eden vergi tutamaklar›n›n say›sal ve de30 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü Girifl ¤ersel önemine ba¤l›d›r. Genellikle az geliflmifl ekonomilerde vergi tutamaklar›n›n say›s› azd›r. Bunun nedeni, vergi yönetimlerinin zay›f olmas› ve vergi al›nabilecek kesim ve matrahlar›n s›n›rl› olmas›d›r. Bu nedenle, vergilenebilir kapasite de s›n›rl› olmaktad›r (Berksoy, 1984:12–13). Özetle, vergi kapasitesi ülke düzeyinde tüm yükümlülerin vergi ödeme güçlerinin toplam› fleklinde tan›mlanmakla birlikte, ayn› zamanda bu gücün toplumun vergi ödeme gücünün bafllad›¤› nokta olarak da belirtilebilmektedir (Akdo¤an, 1996:157). Ekonomik, siyasal, hukuki ve idari bak›fl aç›lar›na göre vergilemenin s›n›rlar› farkl› yönleriyle ele al›nabilmekte ve ekonomik anlamda bak›ld›¤› zaman, vergilemede s›n›r afl›ld›kça üretim kapasitesinin olumsuz etkilenece¤i ve vergilemenin teflvik edici unsurlar›n›n azalaca¤› belirtilmektedir. Bu anlamda, vergilemenin s›n›r› afl›ld›kça, tüketim tercihleri de¤iflime u¤rayacak, kaynak kullan›m› ve istihdam olumsuz etkilenecek, vergiden kaç›nma ve vergi kaç›rma e¤ilimi gibi vergiye karfl› tepkiler oluflacak ve vergi yönetim maliyetleri olumsuz etkilenecektir (Öncel Türkan, 2001:18). Yukar›da belirtildi¤i gibi vergileme yetkisinin kullan›lmas›n› belirleyen hukuki, siyasal, kültürel ve toplumsal, iktisadi mali ve psikolojik s›n›rlar vard›r. fiimdi bunlar› k›saca ele alal›m. 1.1.2.1. Vergilemenin Hukuki S›n›r› Anayasalarda kifliler için öngörülen haklar ayn› zamanda devletin egemenli¤inin nereye kadar olaca¤›n› da belirlemektedir. Çünkü, anayasalardaki temel haklar, bireysel haklar, ekonomik ve sosyal haklar ve siyasal haklar devletin egemenli¤inin güvencesi alt›ndad›r. Dolay›s›yla, devletin egemenli¤inin kullan›lmas›, say›lan haklar ihlal edilerek sa¤lanamaz. Bu ba¤lamda ele al›nabilecek 1982 Anayasas›’n›n “Temel Haklar ve Ödevler” bafll›kl› ikinci k›sm›n›n, “Siyasi Haklar ve Ödevler “ ile ilgili dördüncü bölümün “Vergi Ödevi” bafll›¤›n› tafl›yan 73.Maddesinin ilk f›kras›, “Herkes, kamu giderlerini karfl›lamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.” fleklinde düzenlenmifltir. Bu hüküm, vergileme yetkisine anayasal bir s›n›r getirmekte ve devletin egemenli¤inden kaynaklanan vergi salma yetkisinin s›n›r›n›n herkesin mali gücünü aflmayacak flekilde kullan›lmas› gerekti¤ini belirtmektedir (Karakafl ve Sonsuzo¤lu, 2000:216–217 ve Nadaro¤lu, 1992:295). “Mali güç” kavram›n›n ne oldu¤u, nas›l ölçülece¤i anayasa maddesinde belirlenmemifltir. Bu durumda, kavram›n aç›kl›¤a kavuflturulmas› ya kanunlarla, ya da içtihatlarla çözümlenmesi fleklinde olacakt›r (Nadaro¤lu, 1992:296).* * Bu konuda daha genifl bilgi için bkz: Anayasal Mali Düzen (XII. Türkiye Maliye Sempozyumu), ‹stanbul, Marmara Üniversitesi Maliye Araflt›rma ve Uygulama Merkezi Yay›n No: 12, 2000. 31 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo 1.1.2.2. Vergilemenin Siyasal S›n›r› Vergilemenin siyasal s›n›r›, demokratik yap›n›n aktörlerinden olan siyasi partilerin oy kayb› endiflesine dayanmaktad›r. Di¤er bir deyiflle vergilemenin siyasal s›n›r› hükümetler ve vatandafllar aras›ndaki iliflkiler belirlemektedir (fienyüz, 1995:21 ve Savafl, 1989:1–12). Siyasal iktidar, vergi yasalar›n› haz›rlarken, öncelikle ülke içerisindeki gelir bölüflümünü dikkate almak zorundad›r. Ancak, iktidar›n› devam ettirebilme kayg›s› da bu konudaki kararlar›nda etkili olmaktad›r. Baflka bir deyiflle, daha çok seçmenin oyunu alabilmek iste¤i hükümetlerin iktisadi tercihlerini etkilemektedir. Toplanacak verginin miktar›n›n yan›nda kimden, hangi sektörlerden, hangi s›n›fsal ve co¤rafi birimlerden ne kadar vergi al›naca¤› son derece önemli bir politik sorundur ve hem seçmenlerin (dolay›s› ile de yükümlülerin) davran›fl tarz›n›, hem de politikac›lar›n kararlar›n› etkilemektedir. Seçmenler, ço¤u durumda kullan›labilir gelirinde, dolay›s›yla da kiflisel refahlar›nda azalmaya neden oldu¤u ve “elem verici” bir fley oldu¤u için vergi yükünü, adil da¤›t›l›p da¤›t›lmad›¤›n› ve politikac›lar›n bunlara karfl› olan tutumlar›n› yak›ndan izler ve oylama tepkileri ile politikac›lara mesaj verirler. Seçmenlerin bu davran›fl tarz›n›n alt›nda yatan sebep, devletin sunmufl oldu¤u hizmetlerin finansman›na kat›l›m paylar›n› minimize etmektir. Bunun için de bu hizmetleri kendileri için en düflük maliyette sunacak politikac›y› seçmek isterler (Berksoy ve Demir, 2004:515). Siyasi iktidarlar›n vergileme ile ilgili davran›fllar› oy maksimizasyonu ile tutarl› olmak zorunda oldu¤u için, vergileme yetkilerini s›n›rs›z bir flekilde kullanamazlar. Politikac›lar hem oylar›n› korumak ya da, daha da artt›rabilmek için seçmenin be¤enebilece¤i kamu hizmetlerini sunmak, dolay›s›yla da kamu harcamas› yapmak, hem de bu harcamalar›n kendisine ve halka en düflük maliyette yap›lmas›n› sa¤lamak zorundad›rlar. ‹flte, devlet, bu giderlerin finansman› için vergi salma yetkisi bak›m›ndan tekeldir, fakat bu yetkisini kullan›rken bunu s›n›rlayacak baz› nedenler vard›r. Politikac›lar vergi yükünü artt›rmak yerine, vergilemede adalet ve etkinlik amaçlar›na uygun olacak flekilde da¤›tmay› seçim kazanma amac› aç›s›ndan daha da uygun bulabilirler (Berksoy ve Demir, 2004:510). Ekonomistler, vergilendirmenin s›n›r›n› kamu ekonomisinde karar alma süreci olarak ekonomi bilimi ile siyaset bilimi aç›s›ndan birlikte ele alarak incelemifllerdir (Öncel, 2001:25). Bu anlamda vergilemenin siyasal s›n›r› bak›m›ndan da, Laffer e¤risinden elde edilen temel ekonomik bulgular yol gösterici olabilmektedir. Laffer e¤risi, oy maksimizasyonuna ulaflmak isteyen rasyonel politikac›lar›n vergi oranlar›n›, vergilemeden do¤an refah kay›plar› nedeniyle, e¤rinin azalan k›sm›nda de¤il de, artan k›sm›na tekabül eden bölgelerde tutmak isteyeceklerini, yani ayn› vergi gelirini sa¤layan biri yüksek di¤eri düflük iki orandan dü32 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü Girifl flük olan› tercih edeceklerini, yada vergi oranlar›n› en çok vergi gelirlerindeki marjinal art›fl›n s›f›r oldu¤u noktaya kadar artt›rabilmelerinin kendileri aç›s›ndan bir s›n›r teflkil edebilece¤ini öngörmektedir (Berksoy ve Demir, 2004:522). Downs ise, iktidarda kal›c› olabilmek arzusunda olan bir siyasi parti için, marjinal vergi art›fl› nedeniyle kaybedilen oy say›s›n›, kamu harcamalar›ndaki art›fl nedeniyle kazan›lan oy say›s›na eflitleyen noktay› vergilemenin siyasal s›n›r› olarak formüle etmifltir. Gerçekten de, günümüzde oy kaybetme endiflesinin önemi vergilendirilebilir kapasitesinin belirlenmesinde siyasal partiler (veya iktidarlar) için oldukça artm›flt›r. Yükümlülerin oylar›n›n yönünü, yeni bir vergi konmas› (veya kald›r›lmas›) ya da bir verginin oran›n›n artt›r›lmas› (veya azalt›lmas›) durumlar›nda de¤ifltirdikleri nokta, vergilenebilir kapasitenin siyasal s›n›r›n›n belirlenmesi aç›s›ndan günümüzde oldukça önemli hale gelmifltir (fienyüz, 1995:21). 1.1.2.3. Vergilemenin Toplumsal ve Kültürel S›n›r› Toplumlar›n kalk›nm›fll›k düzeyleri ve sosyal yap›lar›ndan kaynaklanan baz› özel durumlar›n da vergilemenin s›n›rlar›n›n belirlenmesinde rol oynad›¤› gözlemlenebilmektedir. Kalk›nmas›n› tamamlayan toplumlarda Vergi Gelirleri/GSMH oran›n›n azgeliflmifl veya geliflmekte olan toplumlardan daha yüksek olmas›, vergi yükünün yüksek olmas›ndan dolay› oluflacak tepkileri azaltabilmektedir. Sanayileflmifl toplumlarda böylece, vergilemenin s›n›r›n›n yukar› çekilmesi fazla bir tepkinin oluflmas›n› engelleyebilmektedir. Ayn› flekilde, toplumu oluflturan ›rk›n özellikleri de vergilenebilir s›n›r›n saptanmas›nda etkili olabilmektedir. Örne¤in; Anglo-Sakson ve Nordik (‹skandinav) halklar›n›n vergiyi gayet anlay›flla karfl›layabildi¤i, Latin halklar›n›n da vergiye karfl› devaml› büyük bir tepki gösterdi¤i, ampirik baz› araflt›rmalarla gözlenmifltir (Y›lmaz, 2004:37 ve Nadaro¤lu, 1992:298–299). Ayn› flekilde, özellikle Akdeniz ülkelerinde yükümlüler beyan üzerine al›nan vergilere karfl› daha duyarl› ve dirençli olmaktad›rlar (Nadaro¤lu, 1992: 289). Yine, çeflitli ülkelerde vergi anlam›na gelen kelimeler de, o toplumun psiko-sosyal ve toplumsal yap›s›ndan do¤al olarak etkilenen bireylerin vergiye karfl› davran›fl biçimlerine göre farkl› flekiller alm›fllard›r. Örne¤in; Fransa, ‹talya ve ‹spanya gibi Akdeniz ülkelerinde vergi kelimesi bir zorlama ve yükümlülü¤ü ifade eden teklif (impôt, imposto, impuesto) ad› ile adland›r›lm›flt›r. Buna karfl›n Avrupa’n›n kuzeyinde ayn› sözcük, Almanya’da mali destek anlam›na gelen (steuer), ‹skandinav ülkelerinde ise, kamu hizmetlerini baflarabilmek için biriktirilen fona kat›l›m pay› olarak tan›mlanan (skat) kelimesiyle ifade edilmektedir (Bat›rel, 1973:44–45). Günter Schmölders, Türkiye’de yapt›¤› bir konuflmada, “vergi” kelimesinin kendili¤inden ba¤›fllanan tutarlar›, “salma” kelimesinin ise 33 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo zorlama yoluyla hazineye sa¤lanan tutarlar› ifede etti¤ini hat›rlatarak, Türk kültürünün genelde vergiye sad›k ve uygar oldu¤unu, bunda ‹slami zekât yükümlülü¤ünün de etkisi oldu¤unu ileri sürmüfltür (User, 1992a:21). Vergiye karfl› tepkiler ›rki özelliklerle iliflkilendirilebilmektedir, fakat vergiye karfl› bu tepkilerin veya uyumun tamamen ›rkî özelliklerden kaynakland›¤›n› söylemek oldukça güçtür. 1.1.2.4. Vergilemenin Ekonomik S›n›r› Vergilemenin hukuki yollarla s›n›rland›r›lmamas› durumunda dahi, ekonomik olarak bir s›n›r›n olmas› kaç›n›lmazd›r (Nadaro¤lu, 1992:296). Çünkü, kamu gelir ve giderlerinin, milli gelir veya servetin bir k›sm› oldu¤u ve bundan dolay› her iki büyüklü¤ün hacminin sonuç olarak milli gelir düzeyiyle s›n›rl› oldu¤udur. Hiçbir zaman var olandan fazlas› da¤›t›lamaz. Fakat bu mutlak s›n›r, sadece teorik olarak geçerlidir. Çünkü uzun vadede tüm vergi sisteminin verimlili¤ini azaltmaks›z›n vergilemenin uygulanabilece¤i ekonomik s›n›r, özellikle piyasa ekonomisinde oldukça daha afla¤›da bulunmaktad›r (Schmölders, 1976:102). Vergilemenin ekonomik s›n›r› ile ilgili, rakamsal olarak belli büyüklükler ve oranlar veren yazarlar olmufltur. Fakat bu konuda kesin s›n›r belirlemek imkans›zd›r (Öncel, 1974:19). Vergilemenin s›n›rlar›yla ilgili ilk öneriyi Fizyokratlar ortaya atm›fl ve al›nacak verginin kesinlikle yükümlünün kiflisel gelirinin % 20’sini geçmemesi gerekti¤ini belirtmifllerdir. Liberal düflünce mensuplar›ndan olan Frans›z iktisatç›s› Paul-Leroy Beaulieu ise bu oran›n % 12–15 aras›nda kalmas› gerekti¤ini savunmufltur. Amerikal› iktisatç› Colin Clark bu s›n›r›n milli gelirin % 25’i olmas› gerekti¤ini hesaplam›flt›r (Goode, 1980:253 ve Öncel Türkan, 2001:19). Clark’a göre, vergilerin bu s›n›r› geçmesi halinde, giriflimcilik gücü azalacak, üreticiler hak talebinde bulunmaya bafllayacak, borçlularla giriflimciler enflasyon dolay›s›yla avantajl› hale geleceklerdir. Bu da, üretimin azalmas›, gelir da¤›l›m›n›n bozulmas› gibi sonuçlar› do¤uracakt›r (fienyüz, 1995:18 ve Nadaro¤lu, 1992:296). Vergilemenin iktisadi s›n›r›n›n ne olmas› gerekece¤ini önceden belirlemek mümkün de¤ildir. Çünkü bu s›n›r, ülkelerin geliflmifllik düzeyine, fert bafl›na düflen gelire, ekonomik sistemin çeflidine, siyasal ve konjonktürel yap›ya, iktidardaki politika aktörlerinin hedef ve program›na ve toplumun sosyal ve psikolojik yap›s›na ve di¤er birçok faktöre ba¤l› olarak oluflmaktad›r. 1.1.2.5. Vergilemenin Mali S›n›r› Devletin otorite gücüne dayanarak gelir ihtiyac›n› karfl›lamak amac›yla yeni vergiler koyma, uygulanmakta olan vergilerin oranlar›n› artt›rmak ya da istisna ve muafiyetlerde daraltmaya gitmek gibi düzenlemeleri yaparken s›n›rs›z bir keyfilikte davranmas› düflünülemez. Bu durum, vergilendirilebilir kapasitenin mali 34 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü s›n›r› ile baflka bir deyiflle vergilemenin mali s›n›r› ile ilgilidir. Bu kavram› vergi optimumu kavram› ile aç›klamaya çal›flal›m. Vergi optimumu, toplam net hâs›lat› veren verginin toplam hâs›lat toplam maliyet fark›n›n en yükse¤e ulaflt›¤› nokta olarak tan›mlanmaktad›r. Bu nokta afl›ld›¤›nda, gayrisafi hâs›lat artsa bile, safi hâs›latta azalma bafllamaktad›r. Bu nokta, Alman maliyeci Gerloff taraf›ndan “Vergi Hâs›lat› Kanunu- Vergi Masraflar› Kanunu” olarak da adland›r›lm›flt›r. Vergi toplama giderlerinin, düflük ödeme gücü olanlar› da kapsayacak flekilde vergi taban›n›n geniflletilerek yükümlülerin say›s›n›n artmas›na ba¤l› olarak artmas›, hâs›lat›n da vergi oranlar›ndaki art›fltan daha düflük oranda artmas›yla sonuçlanacakt›r ki, bu durum vergilemenin mali s›n›r› ile ilgilidir ( fienyüz, 1995:19). Vergilemenin mali s›n›r› ile ekonomik s›n›r› aras›nda birçok ortak nokta vard›r. Hatta bir bak›ma ikisi de iç içedir. Fakat mali s›n›r ekonomik s›n›ra oranla daha esnektir. Fakat bu esneklik, vergi oranlar›ndaki art›flla düz orant›l› olmayabilir. Çünkü yeni bir vergi konuldu¤unda veya bir verginin oran› yükseltildi¤inde, yükümlüler bazen o verginin kondu¤u mal›n tüketiminden vazgeçebilmekte, bazen ikamesi mümkün olan daha düflük vergili baflka bir mal›n tüketimine yönelmekte, bazen de vergi kaç›rma yollar›n› deneyebilmektedirler. Bu davran›fllar vergilemenin mali s›n›r› kavram›yla aç›klanmaktad›r. ‹flte bu s›n›r, var olan bir verginin oran›n›n artt›r›lmas›na ra¤men, vergi gelirlerinde art›k bir art›fl›n görülmedi¤i veya yeni konulan bir vergiye ra¤men vergi hâs›lat›nda bir de¤iflikli¤in olmad›¤› nokta olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r (Nadaro¤lu, 1992:297). 1.1.2.6. Vergilemenin Psikolojik S›n›r› Vergilemede psikolojik s›n›r›n ölçüsü, vergilemenin yükümlülerin davran›fllar›nda mali verimlili¤i azaltacak ya da istenmeyen etkiler meydana getirmeyece¤i nokta olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bu durumda, psikolojik olarak vergilendirilebilir s›n›r kavram›, yükümlülerin tahammül edebilece¤i seviyede kamu sektörü için bir üst s›n›r çizmektedir. Fakat, bu s›n›r, kesin rakamlarla ifade edilen bir say› olarak ifade edilememektedir (fienyüz, 1995:21–22). Vergilemenin psikolojik s›n›r›n›n belirlenmesinde etkili olan nedenleri inceleyen vergi psikolojisi ise, kiflilerin ve ortak ç›karlar› olan gruplar›n zorunlu olan vergileri alg›lay›fl›n›, bak›fl aç›s›n› ve bunlara ba¤l› olarak gösterdikleri tepkileri ifade etmektedir. ‹flte, vergi psikolojisi toplumdaki belli bir zamandaki veya toplumdan topluma farkl› bir flekilde oluflabilecek vergi zihniyeti ve vergi ahlak›n›n oluflumunu etkilemektedir. G.Schmölders’e göre “Vergilemenin s›n›rlar› her fleyden önce psikolojik niteliktedir. Bu nedenle, kanun koyucu egemen vergi zihniyeti ve vergi ahlak› ile bu iki unsuru etkileyen ekonomik ve psikolojik olaylar›n durumuna göre vergi yükümlülerinin-vergilemenin verimlili¤ini önemli ölçüde s›n›rlayan-fakat her halükarda kesinlikle etkileyebilen-tepkilerini dikkate almak zorundad›r” (Schmölders, 1976:114). 35 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo Psikolojik s›n›r, ekonomik, mali ve sosyal s›n›rlardan daha genifl bir anlam tafl›makta olup, ayn› zamanda bu s›n›rlar›n hem ilerisinde, hem de gerisindeki bir noktay› da ifade edebilmektedir. Nitekim vergi bilinci ve al›flkanl›¤› yeterince geliflmemifl az geliflmifl ülkelerde vergilemenin s›n›rlar› alt›nda kal›nsa da, vergilemeye karfl› oluflabilecek olumsuz davran›fllar hofl karfl›lanabilmektedir. XX. yüzy›l›n bafllar›nda %15’lik toplam vergi yükünün tahammül edilebilir bir vergileme s›n›r› olarak kabul edilirken, günümüzde, baz› Amerikan literatürlerinde %50’lik bir oran›n psikolojik s›n›r›n tavan› olabilece¤inin vurgulanmas› ve yükümlülerin bu orana kadar ödedi¤i vergilerle maliye idaresinden çok kendisi için çal›flt›¤›n›, yani bu s›n›ra kadar olan vergi oranlar›yla ancak ekonomik varl›¤›n› sürdürebilece¤ini düflünebildi¤i ileri sürülmektedir (fienyüz, 1995:22). Reynaud ise (1966:20), vergilemede psikolojik s›n›r›n önemini vurgulayarak, maliyenin iki büyük prensibinin, yani verimlilik ve adalet prensiplerinin büyük ölçüde psikolojik hususlara ba¤l› oldu¤unu ifade ederek, vergilemenin psikolojik yönüne vurguda bulunmufltur. Bireylerin hissettikleri psikolojik vergi yükleri, vergi sisteminin yap›s›na ba¤l› olarak de¤iflebilece¤i gibi, kiflilerin zihni düzeylerine göre de de¤iflebilmektedir. fiayet, yükümlüler rasyonel bak›fl aç›s›na sahip iseler, psikolojik (sübjektif) vergi yükü objektif vergi yüküne yaklaflacakt›r. Bu durumda, miktar› veya oran› aç›kça belli olan, toplam› fiyatlara kar›flmam›fl olan ve bir defada ödenen genifl tabanl› bir vergiye, fiyatlara kat›larak birkaç taksitte ödenen vergilere oranla daha zor katlan›lmaktad›r (Ünsal, 1987:36). Yani, vergilerin ödenme flekli de o verginin psikolojik olarak ödeme s›n›r›n› da belirleyebilmektedir. Bütün bu tan›mlamalardan ve k›sa aç›klamalardan sonra, vergilemenin s›n›r›n›n kesin bir flekilde ölçmenin mümkün olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r. Ayn› zamanda bu s›n›r, her ekonomiye ve ele al›nan flartlara göre de¤iflme gösterece¤i gibi vergiden ne beklendi¤ine ba¤l› olarak da de¤iflecektir. Di¤er yandan, bu s›n›r, yükümlülerin davran›fllar›yla çok yak›ndan ilgilidir. Yükümlü davran›fllar› ile vergilenebilir kapasite s›n›r› karfl›l›kl› etkileflim halindedir. Vergi hâs›lat›n›n azal›p artmas›n› etkileyen bu davran›fllar, ayn› zamanda vergilemenin s›n›r›n› da etkilemektedir. 1.2. MAL‹ SOSYOLOJ‹ VE VERG‹ PS‹KOLOJ‹S‹ KAVRAMI 1.2.1. MAL‹ SOSYOLOJ‹ Günümüzde toplumlarda vergiyi ödeyen kesimler toplumun az bir k›sm›n› de¤il de, büyük bir ço¤unlu¤unu oluflturdu¤u için, verginin psikolojik etkilerinin sosyal aç›dan da ele al›nmas›n› gerektirmektedir (Dülgero¤lu, 1975:224). Mali olaylar›n, özellikle vergiler ve harcamalar›n ve bunlardaki dalgalanmalar›n tam olarak anlafl›labilmesi için, bu dalgalanmalar›n bulunduklar› tarihsel durum içerisinde ve geçirdikleri de¤iflimler dikkate al›narak, ayn› zamanda sosyolojik 36 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü koflullar› içerisinde ele al›narak incelenmeleri gerekmektedir. Kamu maliyesinin de¤iflkenlerinden olan özellikle vergiler, ayn› zamanda sosyolojik olgulard›r ve devletin ve toplumun de¤iflimi ve geliflimi ile yak›ndan iliflki içerisindedir (And›ç Fuat M.ve Süphan And›ç, 1998:53). Mali sosyoloji, toplumsal s›n›f, grup ve örgütler, k›saca toplum üzerinde mali araç ve olgular›n etkilerinin araflt›r›lmas›n› konu edinen sosyoloji biliminin bir alt disiplini olarak ele al›nmaktad›r. Mali sosyoloji bu haliyle, maliye, siyaset ve psikoloji ile iç içe bir yap›ya sahiptir. Bilindi¤i gibi vergiler, sosyal adaletin sa¤lanmas›nda bir maliye politikas› arac› olarak kullan›lmaktad›r. Ayn› zamanda vergiler, sosyal bir amac›n gerçeklefltirilmesinin istenmedi¤i durumlarda bile toplumu oluflturan s›n›flar üzerinde flu veya bu flekilde etkiler meydana getirebilmektedir. Bu aç›dan mali sosyoloji, özellikle s›n›f farklar›n›n daha çok belirgin oldu¤u az geliflmifl ülkeler bak›m›ndan sosyolojinin en önemli dallar›ndan birisi olarak kabul edilebilir (Bilgiseven, 1984:1). Mali sosyoloji, maliye politikalar›n›n belirlenmesinde çok önemli etkilere sahip bir çal›flma alan›d›r ve ayn› zamanda, tek bafl›na bir bütün olarak toplumun geliflmesi ve devletlerin ve fertlerin kaderlerinde kamu gelirlerinin bileflimlerinin ne kadar önemli oldu¤unu göstermek bak›m›ndan da önemlidir ve irdelenmesi gerekmektedir. Örne¤in; vergilerin aynî veya nakdi vergiler olarak tercih edilip edilmemesi, dolayl› ve dolays›z vergilerin oranlar›n›n ne düzeyde olaca¤›, vergi bask›s›n›n artt›r›l›p azalt›lmas›, nüfusun hangi gruplar›n›n daha a¤›r veya hafif yüke maruz kalaca¤›, iç ve d›fl borçlar›n tercih edilip edilmemesi (vergilerin yerine), harcamalar›n azalt›lmas› veya gelirin ço¤alt›lmas› vb. gibi konular mali sosyolojinin ilgi alan› olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r (Goldscheid, 1981:369–370). Mali sosyoloji, maliye politikalar›n›n belirlenmesinde gerçekten oldukça önemlidir. Çünkü toplumun mali olaylara bak›fl aç›s›n› ve mali olaylar›n toplum üzerindeki etkilerini dikkate almadan belirlenecek bir maliye politikas›n›n, toplumsal tepkilerle karfl›laflma olas›l›¤› yüksektir. Bu nedenle mali sosyoloji, maliyenin toplumsallaflmas›na, yani bireyle birlikte toplumu da dikkate alan düzenlemelerin yap›lmas›na duyulan ihtiyac›n bir ürünü olarak ortaya ç›km›flt›r (Karakoç, 1995:12). Maliye politikalar›n›n (özellikle de vergi politikalar›n›n) toplum üzerindeki etkilerinin dikkate al›nmadan uygulanmas› sonucunda yükümlülerin topluca reaksiyon göstermesi bak›m›ndan “Poujade Hareketi” en bilinen örneklerdendir.* * “Poujade Hareketi” hakk›nda daha detayl› bir bilgi için bkz.: Kenan Buluto¤lu: “Vergiye Karfl› Tipik Bir Reaksiyon: Poujade Hareketi”, Maliye Enstitüsü Konferanslar›, Dördüncü Seri, No:6, ‹stanbul, 1960, s.173-197. 37 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo Yükümlülerin, di¤er davran›fllar› gibi vergi ödevlerini yerine getirirken de, her ne kadar rasyonel davranaca¤› varsay›lsa bile, o bireyin toplumda yaflamas› dolay›s›yla, o toplumun dilinden, mant›k sisteminden, düflünce ve de¤erler sisteminden etkilenece¤i, bunlar›n bireyin psikolojisinde de¤iflimler meydana getirece¤i ve alg›lar›n› toplumun süzgecinden geçirerek yapabilece¤i belirtilmektedir (Önder, 1993:180). Yani birey, toplumu etkilemesinden kat kat daha fazla toplumdan etkilenmektedir. Böylece, vergiye bak›fl aç›s›n›n da hâkim davran›fl kal›plar› etraf›nda flekillenme olas›l›¤› artmaktad›r. Bir baflka aç›dan yaklafl›rsak, bireylerin daha dar bir dairede etkilendi¤i kesimler, kendilerine yak›n hissetti¤i arkadafllar›, meslektafllar›, aile fertleri ve benzerleri fleklinde say›labilir. Bireylerin ait oldu¤u bu gruba referans grup da denebilir. Bireylerin davran›fllar›, onlar›n içinde yaflad›klar› ve ait olduklar› referans gruptan oldukça fazla etkilenir. Sosyolojinin genel kabul görmüfl teoremine göre, birey kendi ait oldu¤u referans grubunda benimsenen düflünce ve davran›fllara yönelecek, referans grubunca benimsenmeyen davran›fl ve düflüncelerden kaç›nacakt›r. Buna göre, bireyin etraf›ndaki referans grubu vergi kaç›rmay› benimsiyor ve onayl›yorsa birey de vergi kaç›racakt›r ve bundan dolay› da etraf›ndan hiçbir olumsuz tepki almayacakt›r (Bayrakl› ve Di¤erleri, 2004:212). Sosyal normlar›n vergi uyumu üzerindeki etkinli¤i, ancak kiflinin kendisini sosyal grubun bir parças› olarak gördü¤ü durumlarda görüldü¤ü ileri sürülmüfltür. E¤er kifli kendisini içinde bulundu¤u sosyal grupla özdefllefltirmiyorsa, sosyal normlar›n vergi uyumunu art›r›c› etkisi görülmemektedir (Wenzel, 2004:213–214). Mali sosyolojiye iliflkin bu k›sa aç›klamalardan sonra, yap›lacak olan çal›flmayla daha çok ilgili olan mali psikolojisi ve vergi psikolojisi kavramlar› üzerinde durulacakt›r. 1.2.2. MAL‹ PS‹KOLOJ‹ Mali psikoloji, mali olaylar›n bireyler üzerindeki etkileriyle, bireylerin mali araç ve olaylar karfl›s›ndaki tutum ve davran›fllar›n›n araflt›r›lmas›n› konu edinen yeni say›labilecek bir disiplindir. Bu disiplinin ilgi alan›n›; vergileme ve vergilerin yap›s›yla birlikte, bütçe politikas›, harcama de¤iflkenleri ve borçlanman›n bireyler üzerindeki etkileri ve bireylerin bunlar karfl›s›ndaki tutum ve davran›fllar›n›n araflt›r›lmas› oluflturulmaktad›r. K›sacas› mali psikolojinin di¤er mali araçlarla birlikte ço¤unlukla vergilemenin nas›l alg›land›¤›n› ve ne gibi tepkilere yol açt›¤› hususunu inceledi¤i söylenebilir (User, 1992 b:63). Mali psikoloji, daha çok 1950’li y›llardan itibaren geliflen iktisadi psikolojinin bir branfl›d›r (User, 1992 b:63). Mali psikoloji ve geliflimini anlamak bak›m›ndan k›saca iktisat psikolojisine ve tarihsel geliflimine bakmakta yarar vard›r. ‹lk olarak, Adam Smith’in ilk eseri olan “Theory of Moral Sentiments” adl› 38 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü eserde psikoloji elemanlar›na yer verdi¤i görülmektedir. Fakat iktisat ile ilgili temel eseri olan “An Inquiry into the Wealth of Nations”’da bu öncülü¤ünü sergilemedi¤i görülmektedir (Önder, 1993:181). ‹ktisat literatüründe, iktisat psikolojisi ile ilgili ilk ifadelere ise Gabriel Tarde’nin 1881 y›l›nda yazm›fl ve yay›mlanm›fl olan bir makalesinde rastlanmaktad›r. Daha sonra Tarde, 1902 y›l›nda iki ciltlik “La Psychologie Economique” adl› eserini yay›nlam›fl, bu tarihlerden 1960’l› y›llara kadar literatürde bu alanla ilgili yay›nlara pek fazla rastlanmamaktad›r. 1961 y›l›nda ise, Amerikal› sosyolog Hughes, Tarde’nin görüfllerini tekrar topluma yans›tm›flt›r. Bu y›llardan hemen sonra, Pierre-Louis Reynaud ‹ktisat psikolojisi alan›na teorik bir alt yap› kazand›rma çabas›na giriflmifltir (Önder, 1993: 181–182). ‹ktisat psikolojisinin s›n›rlar›, psikolojinin yöntemine uyularak, çal›flma alanlar›n›n belirlenmesi fleklinde tespit edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bunun için de, üç temel alan olan, tüketici davran›fllar›, üretici davran›fllar› ve toplum-devlet iliflkileri alanlar›n› incelemektedir. ‹flte, bunlardan üçüncüsü ba¤lam›nda; enflasyon, kamu kararlar›, kamu harcamalar› ve vergiler inceleme alan›na girmektedir. Bu ba¤lamda, bireylerin mali kurumlarla iliflkisini irdeleyen mali psikoloji, iktisat psikolojisinin bir alt dal› oldu¤u gibi, sadece vergileme üzerinde yo¤unlaflarak, vergilemenin psikolojik s›n›rlar›n›, vergilemeye iliflkin tutum ve tepkileri inceleyen vergi psikolojisi de bu disiplinin kapsam› içinde ele al›nmaktad›r. Bu konularda da, Lewis, Schmölders ve Strüpel’in önemli katk›lar› olmufltur (Önder, 1993:183–184 ve User, 1992 b: 63-64) Mali psikoloji, maliye biliminin temellerini geniflletmek amac›yla ele al›nm›flt›r. Mali olaylar›n sadece hukuki, ekonomik ve siyasal yönlerinin incelenmesinin mali olaylar›n çözümlenmesinde eksik kald›¤›, psikolojik yaklafl›mlarla da ele al›nmas› gerekti¤i belirtilmektedir. Böylece, mali olaylar›n tüm yönlerinin incelenmesi ile vatandafllar›n mali sorunlar›n›n daha do¤ru ve daha kolay bir flekilde çözümlenmesine katk› sa¤lanacakt›r (fienyüz, 1995:3). Mali psikoloji, di¤er bütün psikoloji dallar› gibi pragmatik bir disiplin dal›d›r. Bütün pragmatik psikoloji dallar› gibi mali psikoloji de davran›fllar›n tam olarak gözlemlenmesi için uzun y›llar boyu yap›lan çal›flmalar›n sonucunda elde edilen bilgi birikimlerini, sistematik bir flekilde toplamak, düzenlemek ve de¤erlendirmektedir (Schmölders, 1968:11–12). Bireylerin iç ve d›fl uyar›lar karfl›s›nda gösterdi¤i ya da gösterebilece¤i tepkileri inceleyen psikoloji bilimine, psikologlar genelde iki biçimde yaklaflmaktad›rlar. ‹lk yaklafl›ma göre; kifli toplumdan ba¤›ms›z olarak ele al›n›r ve boflluktaym›fl gibi kabul edilir. Psikologlar, bu olgu içerisinde bireyin kiflilik yap›s› üzerinde durarak, bireysel düflünce ve duygular›n çevre etkisi olmaks›z›n nas›l ve neden de¤iflti¤ini incelerler. ‹kinci yaklafl›ma göre de; insan›n hiçbir zaman yaln›z ya39 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo flamad›¤› noktas›ndan hareket edilerek, toplumun bireyi etkileyip flekillendirdi¤i gibi, bireyin de toplumu az da olsa etkiledi¤i ileri sürülmektedir. ‹flte vergiye iliflkin yükümlü davran›fllar› incelenirken, bireyin (ya da yükümlülerin) hem bireysel, hem de toplumsal düzeydeki davran›fllar›n›n ele al›nmas› yararl› olacakt›r. Bu da, vergileme olay›na psiko-sosyal bir yaklafl›m gereklili¤ini zorunlu k›lmaktad›r (fienyüz, 1995:4). Mali Psikolojinin araflt›rma alan›na; halk›n vergi zihniyetinin araflt›r›lmas›, devlet kredilerinin psikolojik esaslar› ve kamuoyunun para de¤eri hakk›ndaki tutumu gibi konular girmektedir (Dülgero¤lu, 1975:234). Yukar›daki aç›klamalar ›fl›¤›nda, mali psikoloji, maliye, psikoloji ve ayn› zamanda sosyolojinin etkileflimi ve birlikte ele al›nmas›ndan meydana gelen bir yap›ya sahiptir. Bu bak›mdan mali psikoloji, bu üç disiplinin bir sentezi fleklinde alg›lanabilir ve tüm insan davran›fllar›n›n incelenmesi konu edilmektedir (fienyüz, 1995:4). 1.2.3. VERG‹ PS‹KOLOJ‹S‹ VE AMAÇLARI Henry Laufenburger’e göre (1967:239–240) iktisat biliminin psikolojik temeli çok eskidir ve kamu maliyesi alan› da psikolojik tahlillere daha çok uygunluk arz etmektedir. Bu anlamda, vergilerin yükümlüler üzerindeki psikolojik etkileri ve onlar›n davran›fllar›na nas›l yön verdi¤i konusu vergi psikolojisi kapsam›na girmektedir. Mali psikoloji tüm mali araçlar›n insan davran›fllar› üzerindeki etkilerini konu edinmesine karfl›n, vergi psikolojisi, mali araçlardan sadece vergilerin birey (yükümlü) davran›fllar› üzerindeki etkilerinin araflt›r›lmas›n› konu edinmektedir. Böyle bir ayr›m yap›lmas›n›n sebebi, her bir mali arac›n bireyler üzerindeki etkisinin farkl› olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. Vergi psikolojisi bafll› bafl›na bir bilim dal› de¤il, birey ve gruplar›n vergileri alg›lay›fl›, de¤erlendirifli ve gösterdikleri tepkilere e¤ilen bir araflt›rma alan›d›r. Kulland›¤› yöntemler sosyal psikolojik, araflt›rd›¤› kavramlar ise hem mali hem de psikolojik karakterde oldu¤u için, vergi psikolojisi bu iki branfl›n birlikte iflbirli¤i halinde daha iyi anlafl›laca¤› söylenebilir. Vergi karfl›s›nda, öncelikle merkezi idare olmak üzere, di¤er vergilendirme yetkisine sahip idareler ile kifli veya kurulufllar›n davran›fllar›n›n incelenip araflt›r›lmas› da vergi psikolojisi kapsam›na girmektedir (Öncel, 1974:10). Bu ba¤lamda, yeni bir verginin ihdas› veya mevcut vergilerde yap›lacak olan her hangi bir de¤ifliklik (vergi oran›n›n, istisna ve muafl›klar›n yeniden düzenlenmesi ve vergi tekni¤ine ait di¤er her hangi düzenlemeler) durumunda, vergiye karfl› reaksiyon ve davran›fllar›n do¤ru bir flekilde de¤erlendirilmesi vergiden istenen verimin al›nabilmesi aç›s›ndan son derece önem arz etmektedir. 40 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü Vergi karfl›s›nda yükümlünün tak›naca¤› davran›fllar› iki türlü ele almak mümkündür. Birincisi; vergi yükümlüsünü “homo economicus” olarak ele almak, yani yükümlünün olabildi¤ince dikkatli ve rasyonel bir biçimde davranarak, tüm ekonomik koflullar› hesaba katabilecek bilgi ve beceriye sahip ve bafll›ca amac›n›n kendi kazan›mlar›n› maksimize etmek oldu¤unu varsayarak, bu flekilde ele almakt›r. ‹kinci yaklafl›m biçimi ise, insan davran›fllar› hakk›ndaki sabit varsay›mlardan uzak kal›p, insan davran›fllar›n›n alt›nda yatan psikolojik etkenleri araflt›rmakt›r. ‹flte, ikinci yol tercih edildi¤i zaman, psikolojik yöntemlerin kullan›lmas› gerekecektir. Burada as›l amaç, yükümlüler taraf›ndan verginin nas›l alg›land›¤› ve bu alg› sonucunda davran›fl›n oluflmas›nda hangi tutumlar›n rol oynad›¤›n› anlayabilmektir. Bu amaca ulaflabilmek için ise, vergi psikolojisi araçlar›n› kullanmak gerekmektedir (User, 1992 a:24–25). Vergi psikolojisinin çal›flma alan›na girildi¤inde, rasyonel davran›fl›n insan için anormal bir durum oldu¤u ve ancak bunun belli zorlamalarla elde edilebilece¤i bile ileri sürülmüfltür. Bu görüfl uyar›nca, insan›n normal psikolojik durumu belli amaçlara yönelik ve davran›fl hesapl› de¤ildir, bilakis duygular ve de¤erler taraf›ndan yönlendirilir, çeliflkilidir ve büyük oranda grup etkisine ba¤l› olarak oluflmaktad›r (User, 1992 a:25). Vergileme ile ilgili yükümlülerin tutumlar›n›n belirlenmesi her zaman sonucu merak edilen bir konu oldu¤u kadar, bunlar›n tespit edilebilmesi de bir o kadar zor olmufltur. Genel olarak psikoloji bilimi aç›s›ndan de¤erlendirilecek olursa, insanlar›n yaflad›klar› ve içerisinde bulunduklar› olaylar karfl›s›ndaki durumlar› “ alg›-tutum-davran›fl” s›ras› fleklinde oluflmaktad›r. Bu çerçevede, bireyin olaylar karfl›s›ndaki sergiledi¤i tutum, onun karfl› karfl›ya kald›¤› olaydan ne anlad›¤›yla iliflkilidir. Bu olay “alg›lama” olarak ifade edilmektedir ve çevredeki uyar›c›lar›n insan›n duyu organlar›nda oluflturdu¤u uyar›mlar›n beyinde bir anlam kazanmas› fleklinde tan›mlanmaktad›r ve bu nedenle alg›laman›n bireyin sergiledi¤i tutumda birincil olarak belirleyici oldu¤u ileri sürülmektedir. Tutum ise, bireyin psikolojik bir obje ile ilgili düflünce, duygu ve davran›fllar›n› oluflturan bir e¤ilim olarak tan›mlanmaktad›r. Tutumun en önemli özelli¤i ise, gözlemlenebilen bir davran›fl de¤il, bireyleri davran›fllara haz›rlayan bir e¤ilim olmas›d›r (Do¤an, 1987:62 ve Ka¤›tç›bafl›, 2004:114). Di¤er bir deyiflle, tutumlar gözle görülememekte, fakat gözle görülebilir sonuçlar do¤urdu¤u için vergileme gibi sosyal olaylar›n incelenmesinde oldukça önem tafl›maktad›r. Genel olarak bak›ld›¤› zaman, yükümlülerin vergi karfl›s›ndaki tutumlar›n›n en önemli belirleyicisi, yükümlüler üzerinde oluflan vergi yükü, hatta onun da temelinde olan vergi oranlar›d›r. Vergi oranlar› ile yükümlülerin vergilemeye iliflkin tutumlar›n›n derecesi aras›nda do¤rusal bir iliflki vard›r. Çünkü vergi oran41 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo lar›n›n, dolay›s›yla da vergi yükünün artmas›, kullan›labilir gelir seviyesini azaltmakta ve yükümlü aç›s›ndan daha az tüketim ve tasarruf yapma anlam›na gelmektedir. Yükümlünün bunu telafi edebilmesi daha çok çal›flmas›n› gerektirmekte, bu da yükümlüyü psikolojik yönden vergiye karfl› rahats›zl›k duymaya do¤ru itmektedir (Aktan ve Di¤erleri, 2006:161). Vergiye karfl› yükümlülerin olumsuz tav›r tak›nmalar›n›n ve sonucunda da vergi kaçakç›l›¤› ve kay›t d›fl›l›¤a yönelmelerinin en önemli nedenin vergi oranlar›n›n yüksek olmas›d›r. Yüksek vergi oranlar›n›n kay›p ve kaçaklar› teflvik etmesi, bir yerde yükümlülerin vergiye karfl› gösterdikleri tepkinin sonucudur. Vergi oranlar›n›n yüksekli¤i nedeniyle oluflan afl›r› vergi yükü, birçok yükümlü taraf›ndan da kay›t d›fl›l›¤›n ve vergi kaç›rman›n nedeni olarak gösterilmektedir. Yükümlüler taraf›ndan, vergi yüklerinin fazla olmas›, gelirlerin büyük ölçüde elden ç›kmas›na, iflletme sermayesinin azalmas›na neden olarak gösterilmekte, bunun da ticari faaliyetlerin büyütülüp gelifltirilmesine engel oldu¤u iddia edilmektedir (DPT, 2001:33–34). fiüphesiz ki bu iddia, yüksek vergi oranlar› durumunda yükümlülerin vergiyi nas›l alg›lad›klar›n›n bir göstergesidir, ama vergi kaça¤›n›n tek nedeni de¤ildir. Kiflilerin anlay›fl ve kavrama içerikleri, çeflitli anlay›fllar›n toplam›ndan oluflan bir bütündür ve her birey için farkl› farkl› varyasyonlardan oluflur. Bundan dolay› bir verginin çeflitli bireyler üzerindeki etkilerini o vergiyi ödeyen her birey için genellefltirmek uygun de¤ildir. Çünkü kiflisel anlay›fllarda vergi anlay›fl›n›n yan› s›ra yer alan di¤er anlay›fllar birbirinin ayn› olmayabilir. Örne¤in, tar›m ürünleri yetifltiricilerine her hangi bir vergi ihdas olundu¤u veya mevcut olan bir verginin oranlar›nda art›r›ma gidildi¤i zaman, sadece tar›mla geçinen yükümlülerle, bunlar›n yan› s›ra baflka gelir türlerinden gelir elde eden di¤er yükümlüler üzerindeki yük derecesi, dolay›s› ile de vergilere gösterilen tepkilerin derecesi de farkl› olmaktad›r. Yükümlü psikolojisini incelerken dikkate al›nmas› gereken bir husus, yükümlünün ferdiyet gücüdür. Bireyci bir yap›ya sahip olan ülkelerde e¤itim sisteminden ve toplumun di¤er kurumlar›ndan gelen etkilerle birey, bireysel kabiliyetlerini gelifltirmifltir. Bu nedenle üretkenlik kabiliyeti de geliflmifltir. O birey, bu kabiliyetlerinin realize edilebilmesinin karfl›l›¤› olarak devletin sa¤lam›fl oldu¤u alt yap› yat›r›mlar›n› yeterli görür, ödedi¤i vergiyi yerinde bularak vergiye karfl› daha az tepkisel davran›fl içerisine girer. Hâlbuki bireyselli¤in geliflmemifl oldu¤u bir yap›ya sahip olan ülkelerde, bireyin üretkenlik kabiliyetlerinin daha az geliflmifl olmas›ndan dolay›, devletin yapm›fl oldu¤u harcamalar›n›n onun için fazla bir de¤er ifade etmesi söz konusu de¤ildir. Dolay›s›yla yükümlünün psikolojisi vergileri bir yük olarak anlama yönünde daha e¤ilimli olacakt›r (Ünsal, 1987:42). 42 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü Maliye teorisinde vergilemeyi hakl› ç›karmaya çal›flan çok say›da görüfl bulundu¤u, fakat vergi ödemenin bireyler üzerinde az dahi olsa, olumlu bir heyecan uyand›rd›¤›na yönelik en küçük bir belirti görülmedi¤i ileri sürülmüfltür (Kirchler ve Di¤erleri, 2003:536–538 ve Vihanto, 2003:112). Devlet yetkililerinin ›srarla kamu gelirlerinin artt›r›lmas› gerekti¤i ve bireyin vergi verme konusunda devlete ba¤l› kalmas› ile ilgili çabalar›na ra¤men, bireyin vergi ödemekle elde etti¤i kazançlar soyuttur ve parasal olarak ifadesi oldukça zordur. Bundan dolay› yükümlülerin davran›fllar›n› anket araflt›rmalar› arac›l›¤› ile ölçmeye çal›flman›n önemi etkin bir vergilemeye ulaflabilmek bak›m›ndan önem kazanmaktad›r. Bundan dolay›, 1960’l› y›llarda ortaya ç›kan yeni bir yaklafl›mla yükümlü davran›fllar› anket araflt›rmalar› yöntemiyle incelenmeye bafllanm›flt›r. Vergi bireylerin gelir, servet ve harcamalar›nda azalmaya yol aç›p tasarruflar›n› da s›n›rlayan ve karfl›l›ks›z kamu kesimine aktar›lan bir fondur. Oysa, bireyler kazançlar›n›n tümünü kendisinin olarak kabul etti¤i için, kazançlar›na baflkalar›n›n (bunun içerisine devlet de dâhil) ortak olmas›n› kolay kolay kabullenememektedirler. Bu nedenle, kazançlar›n›n bir k›sm›n› karfl›l›ks›z olarak devlete vermeye yanaflmazlar. Vergi, kifliler aç›s›ndan bir külfettir ve psikolojik olarak bireylerin bu külfetten kurtulma e¤ilimi oldu¤undan, yükümlülerin kamu harcamalar›na yaklafl›m›, toplumun ve di¤er yükümlülerin vergiye karfl› davran›fllar›, vergi bilincinin yerleflmifl olmas› ve kültür düzeyinin düflük veya yüksek olmas› gibi sosyal ve psikolojik faktörler yükümlülerin vergiye bak›fl›n› etkileyebilmektedir (Yüce ve Gerçek,1998: 21–22). Yükümlülerin vergiye bak›fl aç›s›n› belirleyen bu psiko-sosyal faktörler yan›nda, ülkelerin geliflmifllik düzeyi, ekonomik ve sosyal durumu, vergi sisteminin ve gelir idaresinin yap›s› ve etkinli¤i gibi baflka faktörler de ön plana ç›k›p yükümlülerin vergiye yaklafl›mlar›n› etkileyebilmektedir. Yükümlü psikolojisine iliflkin ilk araflt›rmalar Almanya’da G. Schmölders taraf›ndan 1958 ve 1963 y›llar›nda yap›lm›fl, de¤iflik toplumlar›n vergiye bak›fl aç›s› ve tahammül düzeyi ölçülmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu araflt›rmalar vergi psikolojisine bugünkü çizgisini kazand›rm›flt›r. Ayn› çal›flmalar›n devam› çeflitli Avrupa ülkeleri ve ABD’de de yap›larak, ço¤unlukla sosyo-psikolojik yöntemler ›fl›¤›nda yükümlülerin vergiye iliflkin görüfl ve tutumlar› saptanmaya çal›fl›lm›flt›r (User, 1992 a:26).* * Bu çal›flmalar günümüze de¤in devam etmektedir. Sadece bir kaç örnek verecek olursak; Paul Webley, Michaela Cole, Ole-Petter Eidjar: ”The Prediction of Self-reported and Hypotetical Tax Evasion: Evidance From England, France and Norway”,Journal of Economic Psyghology, 22, 2001, 141–155 (‹ngiltere, Fransa ve Norveç için yapm›fl olduklar› araflt›rman›n sonuçlar›n› yay›nlam›fllard›r), Norman Gemmell, 43 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo Vergi psikolojisi aln›nda Türkiye’ de s›n›rl› da olsa, teorik ve ampirik çal›flmalar bulunmaktad›r. Fakat bu alanda yap›lan çal›flmalar›n yeterli say›da oldu¤u söylenemez.** Vergi psikolojisinin amaçlar› hakk›nda ise flunlar söylenebilir: 1.2.3.1. Vergi Politikalar›n› Verimli K›lma Amac› Vergileme ile amaçlanan hedeflere ulaflmak maksad›yla oluflturulacak olan vergi politikalar›n›n ve vergi tekni¤inin belirlenmesinde, vergilerin pasif süjesi olan yükümlülerin bu politikalara gösterebilece¤i tepkileri dikkate almak, hem etkin bir vergi politikas› izlemek, hem de yükümlülerin maksimum düzeyde memnuniyeti aç›s›ndan oldukça önemlidir (Akdeniz, 1968:29). Böylece, vergi konulmadan veya oranlar›nda her hangi bir art›r›ma gidilmeden önce yükümlülerin bu durumu nas›l alg›layaca¤› ve ne tür tepkiler verece¤i, izlenecek vergi politikalar›n›n baflar›s› aç›s›ndan önem kazanmaktad›r. 1.2.3.2. Vergi Uyumunu Kolaylaflt›rma Amac› Mali terminolojide, farkl› vergi uygulamalar›ndan kaynaklanabilecek olumsuzluklar› ortadan kald›rmaya yönelik çaba ve uygulamalar, vergi uyumu, vergi Oliver Morrissey, Abuzer Pinar:”Tax Perceptions and the Demand for Public Expenditure: Evidance from U.K. Micro-Data”, European Journal of Political Economy, 19, 2003, 793–816 (‹ngiltere’de yaklafl›k 3500 kat›l›mc› kullan›lm›flt›r) ve Michael Wenzel: “An Analysis of Norm Processes in Tax Compliance”, Journal of Economic Psyghology, 25, 2004, 213–228 (Avustralya’da 1300 civar›nda kat›l›mc› ile yap›lm›flt›r). ** Teorik çal›flmalarla ilgili ilk akla gelenler; Hakk› Karamete’nin “Türkiye’de ‹ktisadi Sistem, ‹ktisadi Zihniyet, Vergi Sistemi ve Vergi Mantalitesi” (1956: orjinali Almanca) bafll›kl› doktora tezi, Yenal Öncel’in “Vergiye Karfl› Tepkiler ve Türkiye’de Vergi Kaçakç›l›¤›”(1974) bafll›kl› doçentlik tezi, Hayrettin Aktayfll›o¤lu’nun “Vergi Psikolojisi” (t.y.) bafll›kl› doktora tezi, Do¤an fienyüz’ün “Etkin Bir Vergileme ‹çir Yükümlü Psikolojisi” (1984-daha sonra 1995 y›l›nda kitap olarak bas›lm›flt›r) bafll›kl› doktora tezi, ‹nci User’in “Vergilemenin Sosyal Psikolojik S›n›r›” (1992) bafll›kl› doktora tezidir. fiamil Ünsal’›n “Vergi Kaçakç›l›¤›nda Sosyal Etmenler” (1987) bafll›kl› doktora tezinde de vergi psikolojisine de¤inen k›s›mlar vard›r. Ampirik çal›flmalar ise; Maliye Bakanl›¤› Gelirler Genel Müdürlü¤ü Halkla ‹liflkiler fiubesi’nin, 1972 ve 1975 y›llar›nda yapt›rm›fl oldu¤u iki anket çal›flmas›, fiamil Ünsal’›n “Vergi Kaçakç›l›¤›nda Sosyal Etmenler” (1987) bafll›kl› doktora tezinde yap›lan anket çal›flmas›, Naci Muter, Süreyya Sak›nç ve A. Kemal Çelebi’nin “Manisa ‹li Mükellefleri Üzerine Bir Anket Çal›flmas›” (1993), Adnan Gerçek ve Mehmet Yüce’nin Bursa Ticaret ve Sanayi Odas›na kay›tl› yükümlülerin bir k›sm›n› kapsayan bir anket çal›flmas› (Mükelleflerin Vergiye Yaklafl›m›n› Belirleyen Faktörlerle ‹lgili Ampirik Bir Çal›flma, 1998), ‹hsan Cemil Demir’in “Yükümlülerin Vergi Karfl›s›ndaki Davran›fllar›-Afyon ‹li Anket Çal›flmas›” (1999), yine fiamil Ünsal’›n:”‘Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müflavir ve Yeminli Mali Müflavirlik Mesle¤inin Konumu ve Gelece¤i’ Konusuna Uygulamal› Bir Yaklafl›m” (2000) adl› çal›flmas›, Tolga Saruç’un “Vergi Eti¤inin Vergi Kaç›rma Üzerindeki Etkisi-Deney ve Anket Yöntemiyle Yap›lan Bir Araflt›rma” (2003), Harun Yeniçeri’nin “Beyan Esas›na Dayanan Vergilerde Vergi Kay›p ve Kaçaklar›n›n Psikolojik Nedenlerinin Tespitine Yönelik Bir Araflt›rma” (2004), Hilmi Çoban ve Selami Sezgin’in “Vergi Mükelleflerinin Davran›fllar› Üzerine Ampirik Bir ‹nceleme: Denizli Örne¤i” (2004) ve Hakk› M. Ay’›n “Adil Gelir Da¤›l›m› Sa¤lamada Özel Tüketim Vergisi’nin Yeri ve Bunun Türkiye’de Uygulanabilirli¤i” (2004) isimleriyle bizim tespit ettiklerimizdir. 44 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü 2. Türkiye ‹flgücü Piyasalar› ahengi, vergi harmonizasyonu gibi terimlerle ifade edilmektedir. Bir ekonomik birli¤e kat›lan ülkelerin vergi yap›lar›n›n ayn› olmas›, vergi harmonizasyonu için ilk kofluldur. Aksi takdirde birli¤e üye olan ülkeler di¤erlerine oranla daha fazla vergi yükü ile karfl› karfl›ya kalaca¤›ndan rekabet eflitli¤i aç›s›ndan dezavantajl› konuma düflerler (Bilici, 2004:119–120). Fakat vergi yap›lar›n›n ayn› olmas›, tek bafl›na yeterli de¤ildir. Çünkü ayn› vergi yap›s›n› benimseyen birli¤e dâhil iki ülkede yükümlü davran›fllar› farkl› oldu¤u takdirde, bu ülkelerden birinde baflar›l› olan vergileme, di¤erinde tepki ile karfl›lafl›labilir. Bundan dolay›, vergi uyumuna gidilmeden önce farkl› ülkelerdeki yükümlü davran›fllar›n›n incelenmesinde yarar bulunmaktad›r. 1.2.3.3. Toplumsal ‹liflkileri Düzenleme Amac› Devletin koydu¤u vergiler, flüphesiz ki vatandafllar üzerinde yeni bir yük demektir. Vatandafllara yüklenen bu yükümlülükleri toplum içinde kimi s›n›f ve gruplar daha a¤›r bir flekilde hissedebileceklerdir. Dolay›s›yla, bir yandan gelir da¤›l›m› bozulurken, di¤er yandan da toplumsal bar›fl zedelenir. Bu nedenle, kendilerini daha a¤›r bir vergi yükümlülü¤ü alt›nda hisseden veya öyle oldu¤una inanan kimi s›n›flar devlete ve di¤er s›n›flara karfl› cephe alabilirler ve vergi kanunlar›na uyum zorlaflabilmektedir (Gerçek, 2004:627-628). Vergi psikolojisi aln›nda yap›lacak olan çal›flmalarla, farkl› gruplar›n sübjektif vergi yükleri ve bunlara iliflkin tav›rlar› saptanarak, vergileme nedeniyle oluflabilecek toplumsal huzursuzluklar›n giderilmesinde yard›mc› olacak önerilerin gelifltirilmesi mümkün olabilecektir. Vergi psikolojisine iliflkin çal›flmalar özellikle toplumda farkl› s›n›f ve gruplar›n oldu¤u toplumlarda son derece önemli olmaktad›r (Bilgiseven, 1984:1). 1.2.4. VERG‹LEMEY‹ SINIRLANDIRAN PS‹KOLOJ‹K ETKENLER Vergileme, yükümlü davran›fllar›nda mali verimlili¤i azaltacak boyutta de¤iflmelere yol açmaya bafllad›¤› zaman, vergilemenin psikolojik s›n›rlar›na var›ld›¤› anlafl›lmaktad›r. Eski vergileri artt›rmak ya da yeni vergiler konmak istendi¤i zaman, büyük bir dikkat ve titizlikle vergiye karfl› psikolojik tepkilerin minimum oldu¤u noktay› tespit edip seçmek çok önemlidir (Reynaud, 1955:3). Vergi yükümlülerinin vergiye karfl› davran›fl›n› belirleyen etkenlerin bafl›nda, vergi zihniyeti ve vergi ahlak› gelmektedir (Turhan, 1998:199). Yükümlülerin vergiye karfl› davran›fl›n› belirleyen vergi zihniyeti; vatandafllar›n bizzat vergileme ve vergileme ile kendilerine yüklenilen mükellefiyetler karfl›s›ndaki tak›nd›klar› genel tav›r olarak tan›mlanmaktad›r (Schmölders, 1976:107). Bu tav›r, halklara, kiflilere, zamana, hatta co¤rafyaya göre farkl›l›klar gösterebilmektedir. Vergi zihniyetini ise üç temel faktör belirlemektedir. Bunlar; vergi adaleti, verginin amac› ve vergi morali (ahlak›) d›r (Önder, 1992:50). 45 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo Vergi ahlak› ise, vergi kaçakç›l›¤› ve vergi cezalar› karfl›s›nda al›nan vaziyet olarak tan›mlanm›flt›r (Tunçer, 2003:103, User, 1992 a:29 ve Turhan, 1998: 199). Vergi ahlak›ndan bahsederken, ahlak kavram›n›n bireyin, içinde bulundu¤u toplumdaki görevlerini daha iyi yapabilmek için, yaflad›¤› dönemde uyulmas› gereken toplumsal ve hukuki normlar›n› içtenlikle benimsemesi anlam›nda kullan›ld›¤›n› belirtmek gerekmektedir. Günümüzde vergi ahlak›n›n genel ahlaka göre çok daha düflük düzeyde oldu¤u ileri sürülmüfltür (Schmölders, 1976:108). Vergi zihniyeti ve vergi ahlak› kavramlar› ileriki k›s›mlarda biraz daha ayr›nt›l› ele al›naca¤›ndan flimdilik burada nokta koyaca¤›z. Vergilemeyi s›n›rlayan psikolojik etmenler yaln›zca vergi zihniyeti ve vergi ahlak› ile s›n›rl› de¤ildir. Bu iki kavram› da belirleyen sübjektif vergi yükü de, vergilemenin psikolojik s›n›r›n›n belirlenmesinde rol oynamaktad›r. Vergi ödevinin yükümlü taraf›ndan hangi a¤›rl›kta alg›land›¤›n› gösteren sübjektif vergi yükü ( ya da vergi tazyiki)’nün belirledi¤i alg›lama, bireyin toplumsal durumuna, bilgi düzeyine, vergiye iliflkin tutum ve tecrübelerine ve genel psikolojik durumuna ba¤l›d›r (Reynaud, 1966:21). Sübjektif vergi yükünün bireyin entellektüel düzeyi ve bilgi birikimine de ba¤l› oldu¤u ileri sürülmüfltür. Entellektüel düzeyi vergiyi rasyonel de¤erlendirmeye uygun olan yükümlünün, sübjektif vergi yükü ile objektif vergi yükü aras›nda ciddi bir fark olmayacakt›r. Ama entellektüel düzeyi vergiyi rasyonel de¤erlendirmeye uygun olmayan, bilgi birikimi ve vergi bilinci daha az olan yükümlünün ise vergiyi gerçekte oldu¤undan daha farkl› alg›lamas› söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle verginin nas›l tan›t›ld›¤› ve bireylerin nas›l alg›lad›¤› çok önemlidir. Sübjektif vergi yükünün, objektif vergi yükünden farkl› olarak, ancak yükümlüler üzerinde yap›lacak olan anketlerle saptanmas› mümkün olabilmektedir (User, 1992b:66). 1.2.5. YÜKÜMLÜLER‹N MAL‹ TUTUMLARI VE DAVRANIfiLARLA ‹L‹fiK‹S‹ 1.2.5.1. Tutum Kavram› Daha önce de bahsedildi¤i gibi “tutum” kavram›, bir bireye atfedilen ve onun psikolojik bir obje ile ilgili düflünce, duygu ve davran›fllar›n› oluflturan bir e¤ilim fleklinde tan›mlanmaktad›r (Ka¤›tç›bafl›, 2004:114). Tan›mdan da anlafl›laca¤› gibi tutumun birçok özelli¤i bulunmaktad›r. Buna göre tutumun en belirgin özelli¤i, gözlemlenebilen bir davran›fl de¤il, davran›fla haz›rlay›c› bir e¤ilim olmas›d›r. Dolay›s›yla, tutum gözle görülememekte ancak, gözle görülebilen baz› davran›fllara yol açt›¤› için, bu davran›fllar›n gözlenmesi sonucunda varl›¤› iddia edilebilmektedir. Bu nedenle, davran›fllara yol açan tutumlar, sosyal olaylar›n incelenmesinde son derece önemlidir (Aktan ve Di¤erleri, 2006:160). 46 Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü 2. Türkiye ‹flgücü Piyasalar› Bireyin geliflme süreci içinde çevresindeki belirli nesne ve olaylarla ilgili zihinsel ifllemleri, duygular› ve davran›flsal e¤ilimleri, tutum denilen kal›c› sistemler içerisinde organize olur. Buna göre birey, çevresindeki her nesneye belirli bir alg›lama biçimi, düflünce, inanç ve yarg›larla yaklafl›r. Bu donan›m bireyi o nesneye karfl› belli biçimlerde davranmaya yöneltir (User, 1992 a:33). Bireylerin olaylara karfl› tutumu de¤ifliklik gösterebilir. Belli bir konuda var olan görüflün yerine yeni bir görüflün benimsenmesi, tutum de¤iflikli¤i olarak ifade edilebilir. Tutum de¤iflikli¤i belli gerekçelerle meydana gelen bir süreçtir. Tutumlar›n de¤iflmesinde iç faktör denilen güdülerle, d›fl faktör denilen çevresel iliflkiler belirleyici olmaktad›r (fierif ve fierif, 1996:540). Tutumlar›n saptanmas› ve ölçülmesi, özellikle ABD olmak üzere birçok ülkede bir sektör haline gelmifltir. Siyasiler karar ve propagandalar›n› halk›n tutumlar› hakk›nda yapt›rm›fl olduklar› anketler ›fl›¤›nda yönlendirirler, üreticiler mallar›n› üretip satarken, tüketicilerin tutumlar› hakk›nda yapt›rm›fl olduklar› anketler ›fl›¤›nda belirlerler ve belli konularda halk› e¤itmek isteyen kurumlar, öncelikle o konuyla ilgili tutumlar› saptay›p, ona göre davran›fl belirlerler. Türkiye’de de bu tür yöntemlerin kullan›m› yeni yeni yay›nlaflmaya bafllasa da, henüz yeterli düzeyde oldu¤u söylenemez. 1.2.5.2. Vergileme ve Tutumlar Vergileme karfl›s›nda yükümlülerin tutumlar›n›n incelenmesi, tutumlar›n vergiye karfl› oluflan davran›fllara yol açan e¤ilimler olmas› aç›s›ndan önem kazanmaktad›r. Ancak, vergileme karfl›s›nda tutumlar›n bireysel olma özelli¤inden dolay›, inceleme aç›s›ndan güçlükler oluflturabilmektedir. Bu nedenle, genelleme yap›larak vergileme karfl›s›nda yükümlülerin tutumlar›n›n incelenmesi gerekmektedir ( Aktan ve Di¤erleri, 2006:160–161 ). Ço¤u durumda vergi yükümlülerinin, verginin kendilerinde oluflturaca¤› maliyeti hiç hesaplamadan, adeta bir refleks fleklinde tepki verdikleri ve bunun da ço¤unlukla olumsuz tepki oldu¤u bilinmektedir. Bu da vergilemeye karfl› bireyler taraf›ndan genellefltirilmifl bir tutumum varl›¤›na iflaret etmektedir (Reynaud, 1955:6). Örne¤in bir birey, içinde bulundu¤u toplumda uygulanmakta olan vergi yasalar›n›n adaletsiz oldu¤una inan›yorsa, üzerinde daha yo¤un bir vergi tazyiki hissedebilir ve bundan kurtulman›n çarelerini aramaya bafllar. ‹flte, olumsuz vergi tutumu bu aflamada devreye girmektedir. Tutumlar› belirleyen di¤er bir etken, “mali ba¤lant›” d›r. Mali ba¤lant›, kamu harcamalar›n›n bedeli olarak addedilen vergi ile verginin karfl›l›¤› olarak addedilen kamu hizmetleri aras›ndaki iliflkilere, “mali ba¤lant›”(fiscal connection) ad› verilmifltir. Yine, yap›lan araflt›rmalardan anlafl›lm›flt›r ki; bireyler bu ba¤lant›n›n yeterince fark›nda de¤ildirler. Bu konuda ABD’de 1963 y›l›nda yap›lan 47 Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karfl› Tutum ve Tepkileri istanbul smmmo bir araflt›rmada; cevaplay›c›lara önce bir harcamalar listesi verilerek devletin bu listedeki harcamalara daha fazla m›, yoksa az m› harcama yapmas› gerekti¤i sorulmufl, % 70’ i aflk›n cevaplay›c› yafll› insanlara daha fazla yard›m edilmesi gerekti¤ini, % 60’ › aflk›n cevaplay›c› da bütçeden yoksullara daha fazla pay ayr›lmas›n› istemifltir. Fakat daha sonra, cevaplay›c›lara bu iki harcama kalemini artt›rmak için vergilerin artt›r›lmas›na raz› olup olmad›klar› sorulunca, bu defa yukar›daki harcama kalemlerinin artt›r›lmas›n› isteyenler yar› yar›ya azalm›flt›r. Ayn› flekilde, bir grup ‹ngiliz yükümlü üzerinde yap›lan bir araflt›rmada da, vergilemenin amaçlar›n›n yükümlülere aç›klanmas› ile birlikte vergilemenin daha olumlu gözle görüldü¤ü anlafl›lm›flt›r (User, 1992 a:38). Vergiler karfl›s›ndaki tutumlar›n belirlenmesinde, bireylerin o fley hakk›nda bilgilerinin ne düzeyde oldu¤u da önemlidir. “Mali bilgi” ad› verilen; vergilerin içeri¤i ve amaçlar› ve mali ba¤lant› hakk›ndaki bilgilerinin düzeyi tutumlar›n› belirleyecektir. Daha önce de belirtildi¤i gibi, insan›n bilmedi¤i bir nesneye veya olguya karfl› tutumu oluflamaz, az bilinen fleylere karfl› da tutumlar› eksik ve tutars›z olacakt›r. Genel olarak söylenecek olursa, yükümlülerin vergileme karfl›s›ndaki tutumlar›n›n en önemli belirleyicisi, yükümlüler üzerinde oluflan vergi yükü, onun da belirleyicisi vergi oranlar›d›r. Vergi oranlar›nda meydana gelen art›fllar›n yükümlülerin vergiye karfl› olan tutumlar›nda ne yönde bir de¤ifliklik meydana getirebilece¤i afla¤›da fiekil 1’ de ana hatlar›yla sistematize edilmifltir (Aktan ve Di¤erleri, 2006:161): fiekil 1: Yükümlü Davran›fllar› Yönünden Oran-Tutum Analizi 100 İlgisizlikİsteksizlik Sevimli Bulmama Vergi alerjisi 0 Olumlu Tutum Vergiye Karfl› Tutum Kaynak: Aktan ve Di¤erleri, 2006:161. 48 Olumsuz Tutum Birinci Bölüm - Yükümlü Davran›fllar›n Psikolojik ve Sosyal Yönü 2. Türkiye ‹flgücü Piyasalar› fiekil 1’de de aç›kça görülmektedir ki; vergi oranlar›yla vergiye karfl› tutum aras›nda do¤rusal bir iliflki vard›r. Yani, yükümlülerin vergiye karfl› tutumlar› vergi oranlar›ndaki art›fla paralel olarak olumlu tutumdan olumsuz tutuma do¤ru de¤iflim göstermektedir. Yükümlülerin tutumlar›ndaki bu de¤iflim psikolojik yönden hissettikleri vergi tazyiki ile ilgilidir. fiekil 1’i biraz daha açal›m. Bafllang›çta yükümlüler düflük oranl› vergiler karfl›s›nda gayet olumlu bir tutum ortaya koymaktad›rlar ve vergilere karfl› olumlu bakarak bu vergileri ödemekte bir zorluk çekmedikleri için direnç göstermeden ödeyebilmektedirler. Fakat, ikinci aflamada vergilerin biraz daha artt›¤› durum söz konusudur. Bu durumda yükümlüler artan vergi oranlar› karfl›s›nda biraz isteksiz davranmaya bafllarlar. Bu aflama vergiye karfl› tutumun olumludan olumsuza do¤ru dönmeye bafllad›¤› aflamad›r. Üçüncü aflama, vergi oranlar›n›n biraz daha artt›¤› durumu ifade etmektedir ki, yükümlüler aç›s›ndan vergilere karfl› olumsuz tutumlar›n daha da kuvvetlendi¤i aflamad›r. Bir önceki aflamada bir karars›zl›k hali içinde olan yükümlüler bu aflamada baz› olumsuz his ve düflüncelere kap›lmaktad›rlar. Haks›zl›¤a u¤rad›klar› hissine kap›lan yükümlüler, ellerine geçen f›rsatlar› de¤erlendirerek vergilere karfl› olumsuz tepkiler göstermeye bafllamaktad›rlar. Son aflamada ise, artan vergilerle birlikte tamamen vergi alerjisine dönüflmektedir. Bir önceki aflamada baz› hilelerle ve gizli olarak yapm›fl olduklar› tepkileri art›k aç›kça ve büyük bir tepkiyle yapmaktad›rlar. Poujade Hareketi olarak adland›r›lan Fransa’daki vergiye karfl› yap›lan toplu tepki bu kapsamda de¤erlendirilebilir. Mali bilgi, mali ba¤lant› ve vergi oranlar›ndan baflka, mali tutumlar› etkileyen faktörler olarak; gelir, yafl, e¤itim düzeyi, ifl/meslek, cinsiyet ve medeni hal de say›labilmektedir (Derdiyok, 1993:39 ve User, 1992 a:41). Bu kavramlar tezimizin ikinci bölümünde ayr›nt›l› olarak incelenecektir. Özetle, tutumlar genellikle davran›fllar› belirlemektedir. Bireylerin vergileri alg›lay›fl› ve oluflan tutumlar› sonucunda, vergileme olay›na karfl› belli davran›fl flekilleri içerisine girebilmektedirler. Bir sonraki bölümde, yükümlülerin vergiye karfl› davran›fllar›n› belirleyen etkenler, bireysel ve çevresel etkenler olarak ele al›nacak, sonras›nda da oluflturduklar› davran›fl biçimleri ele al›nacakt›r. 49 50