Untitled - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
DOĞAYA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE
TÜKETİCİLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ
İNCELENMESİ: KAMPİNG ÖRNEĞİ
Üzeyir KEMENT
DOKTORA TEZİ
REKREASYON YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
REKREASYON YÖNETİMİ BİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
MAYIS 2015
iv
DOĞAYA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE
TÜKETİCİLERİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ
İNCELENMESİ: KAMPİNG ÖRNEĞİ
(Doktora Tezi)
Üzeyir KEMENT
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Mayıs 2015
ÖZET
KEMENT, Üzeyir. Doğaya Yönelik Gerçekleştirilen Rekreatif Etkinliklerde Tüketicilerin
Çevre Dostu Rekreasyon Davranışlarının İncelenmesi: Kamping Örneği, Doktora Tezi,
Ankara, 2015Çalışmanın amacı bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları
esnasında çevreye yönelik davranışlarının incelenmesidir. Arştırmada kullanılacak olan
birincil veriler, Türkiye’de bulunan kamping işletmelerini ziyaret eden bireylere anket
uygulanarak elde edilmiştir. Araştırmanın sonucunda kamping faaliyetinde bulunan
bireylerin ekolojik tutumu, rekreasyonel motivasyonları ve algılanan tüketici etkililiği
arttıkça, çevre dostu rekreasyon davranışlarının arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca
rekreasyonel motivasyonun, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon arasında aracılık
ettiği sonucu bulunmuştur. Diğer taraftan, ekolojik kaygı, sübjektif norm ve sorumluluk
yükleme faktörlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına olumlu bir etkisi olmadığı tespit
edilmiştir. Araştırmada elde edilen veriler bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının
belirlenmesinde özellikle motivasyon düzeyleri, doğaya yönelik tutumları ve doğayı
koruma hususunda ne kadar etkin oldukları gibi durumların önemli olduğunu
göstermektedir. Bu sonuçlar gelecekte
yapılacak olan çalışmalara da katkılar
sağlamaktadır.
Bilim Kodu
: 1169
Anahtar Kelimeler
: Rekreasyon, Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı, Kamping
Sayfa Adedi
: 132
Tez Danışmanı
: Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER
v
THE RESEARCH OF THE CUSTOMERS’ ENVİRONMENTALLY FRİENDLY
RECREATİON BEHAVİORS İN RECREATİON ACTİVİTİES TOWARDS
NATURE: CAMPİNG SAMPLE
(Ph. D. Thesis)
Üzeyir KEMENT
GAZİ UNIVERSITY
ENSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES
May 2015
ABSTRACT
KEMENT, Uzeyir. The Research Of The Customers’ Environmentally Friendly Recreation
Behaviors in Recreation Activities Towards Nature: Camping Sample, Ph. D. Thesis,
Ankara, 2015. The purpose of this study is to explain environmentally friendly recreation
behavior of camping individuals. Primary data is collected by means of survey method
from the campings customers in Turkey. According to the multiple regression analysis
results, environmental attitude, recreational motivation and perceived customer
effectiveness influence environmentally friendly recreation behavior positively. İn
addition, recreational motivation mediates on environmental attitude and environmentally
firendly recreation behavior. On the contrary, environmental concern, ascribed
responsibility and subjective norm do not have an influence on environmentally friendly
recreation behavior. The collected data revealed that environmental attitude, perceived
customer effectiveness and individual’s motivation is important to investigate
environmentally friendly recreation behaviors. The results provide contribution to next
studies.
Science Code
Key Words
Page Number
Supervisor
:
:
:
:
1169
Recreation, Environmentally Friendly Recreation Behavior, Camping
132
Asst Prof. Evren GÜÇER
vi
TEŞEKKÜR
Doktora eğitimim boyunca yanımda olan, tez çalışması sürecinde emeğini, bilgisini
esirgemeyen, bilimsel katkıları ile bana yardımcı olan çok değerli danışman hocam Sayın
Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER’ e teşekkür ederim.
Ayrıca tüm eğitim hayatım boyunca, kendi hayatlarından fedakârlıklarda bulunarak
verdikleri maddi ve manevi desteklerinden dolayı aileme, bu çalışmanın çeşitli
safhalarında desteklerini esirgemeyen Berkan BAŞAR, Barış DEMİRCİ ve diğer
arkadaşlarıma, varlığıyla bana güç veren, çok değerli eşim Aslıhan’a teşekkürlerimi
sunuyorum.
vii
İÇİNDEKİLER
ÖZET ....................................................................................................................................................... İV
ABSTRACT .............................................................................................................................................. V
TEŞEKKÜR ............................................................................................................................................. Vİ
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................................................... Vİİ
ÇİZELGELER LİSTESİ ......................................................................................................................... İX
ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................................................ X
DENKLEMLER LİSTESİ ....................................................................................................................... Xİ
RESİMLERİN LİSTESİ ......................................................................................................................... Xİİ
SİMGELER VE KISALTMALAR ........................................................................................................ Xİİİ
GİRİŞ ........................................................................................................................................................ 1
1.
BÖLÜM ............................................................................................................................................ 5
REKREASYON VE ÇEVRE .................................................................................................................... 5
1.1.
REKREASYON VE ÇEVRE İLİŞKİSİ ......................................................................................................5
1.1.1.
Boş zaman ve rekreasyon .........................................................................................................5
1.1.2.
Rekreasyon ve çevre ..............................................................................................................16
1.1.2.1.
1.1.2.2.
2.
Çevreye yönelik rekreatif etkinlikler ................................................................................................ 23
Kamping faaliyetleri ......................................................................................................................... 34
BÖLÜM .......................................................................................................................................... 47
ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI VE DEĞİŞKENLER ARASI İLİŞKİLER ............... 47
2.1.
2.2.
2.3.
2.4.
2.5.
2.6.
2.7.
2.8.
2.9.
3.
GİRİŞ ...............................................................................................................................................47
ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI (ÇDRD) .........................................................................47
EKOLOJİK TUTUM ............................................................................................................................51
SÜBJEKTİF NORM ............................................................................................................................56
SORUMLULUK YÜKLEME .................................................................................................................59
ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ ...................................................................................................60
EKOLOJİK KAYGI .............................................................................................................................61
REKREASYONEL MOTİVASYON........................................................................................................62
ÇEVRE DOSTU DAVRANIŞA YÖNELİK ÇALIŞMALARIN İNCELENMESİ ..............................................65
BÖLÜM .......................................................................................................................................... 75
ÇEVREYE YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF ETKİNLİKLERDE BİREYLERİN
ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ: AMPİRİK ANALİZ ...... 75
3.1.
YÖNTEM AMAÇ VE KAPSAM ...........................................................................................................75
3.1.1.
Araştırma modeli ...................................................................................................................75
3.1.2.
Evren ve örneklem .................................................................................................................76
3.1.3.
Veri toplama yöntemi .............................................................................................................80
3.1.4.
Veri analizi yöntemi ...............................................................................................................82
3.2.
ARAŞTIRMAYA İLİŞKİN BULGULAR VE YORUMLAR.........................................................................84
viii
3.2.1.
3.2.2.
3.2.3.
3.2.4.
3.2.5.
3.2.6.
3.2.7.
3.2.8.
3.2.9.
3.2.10.
Araştırmaya katılan bireylerin demografik özelliklerine ilişkin bulgular ..............................84
Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin bulgular .....................86
Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin bulgular .....................................87
Araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yükleme faktörüne ilişkin bulgular.....................88
Araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin bulgular .......................89
Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin bulgular ......................................90
Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin bulgular .....................................90
Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin bulgular ..............92
Araştırmada kullanılan boyutlara ilişkin faktör yükleri .........................................................93
Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik istatistiki bulgular ..........................................94
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME .........................................................................................................103
KAYNAKÇA ..........................................................................................................................................111
EKLER ...................................................................................................................................................127
EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE .......................................................................................................128
EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE ...................................................................................................130
ix
ÇİZELGELER LİSTESİ
Tablo
Sayfa
TABLO 1: İNSAN DAVRANIŞLARININ ZAMAN AÇISINDAN ANALİZİ .....................................................................6
TABLO 2: BOŞ ZAMAN KAVRAMINA YÖNELİK YAPILAN ÇEŞİTLİ TANIMLAR ...................................................13
TABLO 3: REKREASYON KAVRAMINA YÖNELİK YAPILMIŞ OLAN BAZI TANIMLAR ..........................................15
TABLO 4: DOĞADA YAPILAN SPORTİF REKREASYON ETKİNLİKLERİ ................................................................32
TABLO 5: DOĞAL ALAN KULLANIMININ ÇEVRE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ...........................................................36
TABLO 6: REKREASYON AMAÇLI DOĞAL ALAN KULLANIMININ DOĞAL YAŞAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ .........39
TABLO 7: DOĞADA EKOLOJİK AYAK İZİ BIRAKMAMA İLKELERİ VE YAPILMASI GEREKENLER.........................41
TABLO 8: ÇEVRE DOSTU DAVRANIŞI ÖLÇMEYE YÖNELİK YAPILMIŞ BAZI ÇALIŞMALARIN ANALİZİ ...............66
TABLO 9: ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜNÜN HESAPLANMASINA İLİŞKİN FORMÜLLER ............................................78
TABLO 10: BÖLGELERE GÖRE KAMPİNG SAYILARI VE BÖLGELERDEN KULLANILAN ÖRNEKLEM SAYILARI ....80
TABLO 11: KATILIMCILARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BULGULAR .............................................85
TABLO 12: REKREASYONEL MOTİVASYON DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...............................................86
TABLO 13: SÜBJEKTİF NORM DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ....................................................................87
TABLO 14: SORUMLULUK YÜKLEME DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ........................................................88
TABLO 15: ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ..........................................89
TABLO 16: EKOLOJİK KAYGI DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ....................................................................90
TABLO 17: EKOLOJİK TUTUM DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...................................................................91
TABLO 18: ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI DEĞİŞKENİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR ...............................92
TABLO 19: KMO VE BARLETT TESTLERİ ..........................................................................................................93
TABLO 20: FAKTÖR ANALİZİ SONUÇLARI .........................................................................................................93
TABLO 21: KORELASYON ANALİZİ SONUÇLARI ................................................................................................95
TABLO 22: SÜBJEKTİF NORM, SORUMLULUK YÜKLEME, ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ VE EKOLOJİK
KAYGI DEĞİŞKENLERİNİN EKOLOJİK TUTUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK ÇOKLU REGRESYON
ANALİZİ ...................................................................................................................................................96
TABLO 23: SÜBJEKTİF NORM, SORUMLULUK YÜKLEME, ALGILANAN TÜKETİCİ ETKİLİLİĞİ, EKOLOJİK KAYGI,
EKOLOJİK TUTUM VE REKREASYONEL MOTİVASYON DEĞİŞKENLERİNİN ÇEVRE DOSTU REKREASYON
DAVRANIŞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNE YÖNELİK ÇOKLU REGRESYON ANALİZİ ............................................97
TABLO 24: DENKLEM 1: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .....................................................................................99
TABLO 25: DENKLEM 2: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .....................................................................................99
TABLO 26: DENKLEM 3A: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ ...................................................................................99
TABLO 27: DENKLEM 3B: ARACI DEĞİŞKEN ÖLÇÜMÜ .................................................................................100
x
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil
Sayfa
ŞEKİL 1: REKREATİF FAALİYETLERİN SINIFLANDIRILMASI ...............................................................................24
ŞEKİL 2: BİREYLERİN MEKÂN TERCİHLERİ BAKIMINDAN REKREASYON ÇEŞİTLERİ .........................................25
ŞEKİL 3: FONKSİYONEL AÇIDAN REKREASYON ÇEŞİTLERİ ...............................................................................28
ŞEKİL 4: ÇEVRE YANLISI MODELİ (KOLLMUSS VE AGYEMAN, 2002) ................................................................48
ŞEKİL 5: EKOLOJİK DAVRANIŞ MODELİ (FİETAU VE KESSEL, 1981) .................................................................49
ŞEKİL 6: ÇEVREYE SORUMLU DAVRANIŞ MODELİ (HİNES VD., 1986) ..............................................................50
ŞEKİL 7: DÜŞÜNÜLMÜŞ EYLEM TEORİSİ (DET) THEORY OF REASONED ACTİON .............................................57
ŞEKİL 8: PLANLANMIŞ DAVRANIŞ TEORİSİ (PDT) THE THEORY OF PLANNED BEHAVİOR ................................57
ŞEKİL 9: ÇALIŞMA MODELİ ...............................................................................................................................75
ŞEKİL 10: SOBEL TESTİ ...................................................................................................................................101
xi
DENKLEMLER LİSTESİ
Denklem
Sayfa
DENKLEM 1: ..................................................................................................................................................52
DENKLEM 2: ..................................................................................................................................................58
DENKLEM 3: ..................................................................................................................................................78
DENKLEM 4: ..................................................................................................................................................79
xii
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim
Sayfa
RESİM 1: ÖRNEK BİR KAMP ALANI BÖLGE HARİTASI .......................................................................................43
xiii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Kısaltmalar
Açıklamalar
A
: Davranışa Yönelik Tutum
Akt.
: Aktaran
ATE
: Algılanan Tüketici Etkililiği
B
: Behavior (Davranış)
𝒃𝒊
: Her İnancın Gücü
ÇDRD
: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı
ÇYD
: Çevre Yanlısı Davranış
DET
: Düşünülmüş Eylem Teorisi
DİN
: Değer İnanç Norm Teorisi
𝐞𝒊
: Değerlendirme Çıktıları
EK
: Ekolojik Kaygı
ET
: Ekolojik Tutum
𝐦𝒊
: Bireyin referans gruplarındaki bireylere uyma motivasyonu,
𝒏𝒊
: Referans gruplarına yönelik normatif inanç,
N
: Toplamı ifade eder
PDT
: Planlanmış Davranış Teorisi
RM
: Rekreasyonel Motivasyon
RDT
: Rekreasyon Deneyim Tercihi
SN
: Sübjektif Norm
SY
: Sorumluluk Yükleme
xiv
SPSS
: Statistical Package Programme for Social Sciences (Sosyal
Bilimler için İstatistik Programı)
UKKF
: Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu
1
GİRİŞ
Tüketicilerin turistik ve rekreasyonel davranışlarını belirlemeye yönelik literatürde
çeşitli model ve çalışmalar bulunmaktadır. Tarrant ve Green, 1999 yılında yapmış
oldukları çalışmada, açık alan rekreasyon davranışlarına yönelik ekolojik tutumu
belirleyebilmek için tutum, rekreasyon katılımı ve etkileşim değişkenlerinin davranışa
yönelik etkisini incelemişlerdir. Berns ve Simpson (2009) yapmış oldukları çalışmada,
açık alan rekreasyon aktiviteleri, demografik özellikler ve ekolojik davranış arasındaki
ilişkiyi incelemişlerdir. Ayrıca tüketicilerin açık alan rekreasyon davranışları sergilerken
duydukları çevresel kaygıyı belirlemeye çalışmışlardır. Kolmuss ve Agyeman (2002)
hazırlamış oldukları çalışmada ekolojik davranışa ekolojik bilginin ekolojik tutum
aracılığıyla etkisini incelemişlerdir. Diğer bir ifade ile çevreye yönelik davranış
göstermekte bireylerin ekolojik bilgileri sonucu nasıl bir tutum sergilediklerini belirlemeyi
amaçlamışlardır. Kil, Holland ve Stein (2014) yaptıkları çalışmada bireylerin çevreye
duyarlı davranışlarını belirlemek için diğer araştırmacıların kullandığı değişkenler dışında
rekreasyonel motivasyon değişkenini kullanmışlardır. Ayrıca, ekolojik tutum değişkenini
de kullanarak, bireylerin ekolojik tutumlarının rekreasyonel motivasyonlarını etkileyip
etkilemediğini ölçmeye çalışmışlardır. Diğer bir ifade ile rekreasyonel motivasyon
değişkeni çevreye duyarlı davranış ile ekolojik tutum arasında aracı değişken olarak
kullanmışlardır.
Bu çalışmada da çevre dostu rekreasyon davranışını etkilediği düşünülen
değişkenler ile davranış arasında rekreasyonel motivasyon değişkeni, aracı değişken olarak
kullanılmaktadır. Song vd. (2012) tarafından yapılan çalışmada ise festival ziyaretçilerinin
karar verme sürecinde çevre dostu davranış sergilemeye yönelik algılarının etkisi
incelenmektedir. Bu çalışmalar genel olarak incelendiğinde farklı değişkenler yardımı ile
tüketicilerin çevreye duyarlı davranışlarını ve niyetlerini incelemeye çalışmışlardır. Bu
çalışmada da bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışları incelenmektedir. Ayrıca
davranışı etkilediği düşünülen faktörler genel olarak çevre ile ilgili olacak şekilde
seçilmiştir. Zira bireylerin çevre dostu rekreatif davranış sergilemesinde çevre dostu
faktörlerinden hangisinin özellikle etkisinin olduğunu belirlemek, bireylerin çevre dostu
davranışlarının altında yatan etmen veya etmenleri belirlemede, daha bilinçli tüketicilerin
oluşturulmasında etkili olacağı düşünülmektedir.
2
Dolayısıyla bu yönde yapılmış olan çalışmaların yönlendirdiği doğrultuda bu
çalışmada çevre dostu rekreasyon davranışı ölçülmektedir. Çalışma bu yönüyle hem
gelecekte yapılacak olan araştırmalara yol göstermesi hem de rekreatif etkinliklerin detaylı
bir şekilde ekolojik değişkenlerle incelenmesi noktasında önemli görülmektedir. Zira
geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde rekreatif etkinliklere yönelik davranışlarda
ekolojik değişkenlerin yetersiz kullanıldığı görülmektedir. Çalışmada istenilen amaca
ulaşmak için çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyetlerine katılan
bireylerin çevre dostu davranışları üzerinde etkili olan değişkenler belirlenmeye
çalışılmıştır. Bu incelemenin yapılabilmesi için ekolojik tutum, ekolojik kaygı, sorumluluk
yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve sübjektif norm değişkenleri rekreasyonel
motivasyon aracı değişkeni kullanılmaktadır.
Ayrıca insanlar, çalışma koşullarının ağır şartlarda olması, şehirleşme sonucu
kalabalık ortamlarda yaşamlarını devam ettirmeleri, zihinsel ve bedensel yönden dinlenme,
rahatlama arayışları gibi nedenlerden ötürü rekreatif etkinliklere yönelmektedir. Rekreatif
etkinlikler insanların kendilerini yenilemelerine imkân tanır ve çalışma hayatında
bireylerin daha aktif olmalarını sağlar. Bu bağlamda bireylerin çalışma ortamlarında
verimli olmaları bakımından büyük önem arz ettiği görülmektedir. Ancak rekreatif
etkinlikler gerçekleştirildiği ortamlarda oluşan kirlilik bakımında ve var olan kültürün
olumsuz yönde etkilenmesi açısında negatif sonuçlar da ortaya çıkartabilir. Bu tür
zararların oluşmaması için öncelikle bilinçli tüketiciler ve çevre dostu uygulamalara ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu bağlamda bireylerin rekreatif etkinlikleri gerçekleştirirken çevresel
sorunları da dikkate alarak davranması beklenmektedir. Bu çalışma ile bireylerin bu
konudaki davranışlarını etkileyen bazı etmenlerin neler olduğu öğrenilebilir ve bu
doğrultuda daha temiz ve sürdürülebilir bir çevre için gerekli çalışmalar gerçekleştirilebilir.
Ayrıca Türkiye’de bu uygulama sahası ile ilgili çalışmaların yetersizliği de bu
çalışmanın literatüre katkı sağlaması bakımından başka bir önemli noktası olarak
görülebilir.
Çalışmanın amacı bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları
esnasında çevreye yönelik davranışlarının incelenmesidir. Daha geniş bir ifade ile
bireylerin davranışlarına özellikle çevresel yönden etki etmesi hususunda önemli görülen;
sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, ekolojik
tutum ve rekreasyonel motivasyon değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına
3
etkisi incelenmektedir. Öncelikle tüm bu değişkenlerin doğrudan çevre dostu rekreasyon
davranışına ve ekolojik tutuma etkisi ölçülmeye çalışılmaktadır. Daha sonra ekolojik tutum
ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun aracılık özelliği
ölçülmektedir.
Çalışmanın alt amaçları ise aşağıdaki gibidir;
-
Bireylerin davranışlarına çevresel yönden etki etmesi noktasında önemli
görülen sübjektif norm, ekolojik tutum, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici
etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerinin çevre dostu rekreatif davranışları
etkileyp etkilemediğinin incelenmesi,
-
Bireylerin üzerinde hissettiği sosyal baskının çevre dostu rekreasyon davranışı
sergilemesinde ne derece önemli olduğu belirlenecektir. Dolayısıyla toplum
içerisinde çevrenin korunmasına yönelik bilicin ne düzeyde olduğu konusunda
bir fikir sahibi olunması,
-
Ekolojik tutumun içinde genel olarak ele alınmayan sorumluluk yükleme,
tüketici etkililiği ve kaygı gibi hususlar daha detaylı incelenerek ekolojik tutum
oluşumunda hangi özelliklerin daha fazla önem arz ettiği konusunda sonuçlar
elde edilmesi,
-
Rekreasyonel motivasyon değişkeninin aracı olarak kullanıldığı model
kapsamında oluşturulan hipotezin vereceği sonuçlar dâhilinde çevre ile
rekreasyon
arasındaki
ilişkide
motivasyonun
öneminden
bahsedilmesi
amaçlanmaktadır.
Ayrıca kamp yapan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışının belirlenmesi
kamping faaliyetlerinde ekolojik yönden görülen ihmallerin veya eksiklerin giderilmesinde
ve gerekli tedbir ve önlemlerin alınmasında önemli görülmektedir. Araştırmanın kavramsal
çerçevesi ve yönteminden önce, araştırmanın bu kısmında, çalışmanın dayandığı
varsayımlara ve çalışmaya ilişkin sınırlılıklara değinmekte fayda görülmektedir.
Türkiye’nin tüm bölgelerinde kamp yapan bireyler üzerinde uygulanan bu
araştırma, aşağıdaki varsayımlar çerçevesinde yapılmıştır.
4
-
Çalışma kapsamındaki ölçeklerin uygulanmasında katılımcıların ölçekte
bulunan her bir ifadeyle ilgili gerçek durumu yansıtacak seklide cevap
verdikleri varsayılmıştır.
-
Kullanılan ölçek, araştırmaya katılan bireylerin görüşlerine göre, çevre dostu
rekreasyon davranışı düzeyini yeterli derecede belirlemektedir.
-
Araştırmada seçilen örneklem, evreni (ana kütleyi) temsil etmektedir.
-
Veri toplama aracı olarak kullanılan anket, örneklemi oluşturan tüm bireyler
tarafından rahatlıkla anlaşılabilir ifadeler içermektedir.
-
Örneklemi oluşturan topluluktan elde edilen veriler geçerli ve güvenilirdir.
Araştırmanın sınırlılıkları ise aşağıdaki gibidir:
-
Araştırma sadece Türkiye’de gerçekleştirilmiş olup, Ulusal Kamp ve Karavan
Federasyonu (UKKF) tarafından oluşturulan kamp bölgeleri ile sınırlıdır.
-
Araştırma UKKF tarafından belirlenen yerlerde kamp yapan bireyler üzerinde
yapılmış olup, belirlenen yerler dışında farklı destinasyonlarda kamp yapan
bireyler ve seçilmiş destinasyonlarda bulunan ve kamp yapmayan bireyler
çalışma kapsamı dışında bırakılmıştır.
-
Araştırmada, Türkiye’de kamp yapan tüm bireylere ulaşmanın mümkün
olmamasından dolayı, örneklem alınma yoluna gidilmiştir.
-
Araştırmada, evreni ve örneklemi oluşturan kişilerin sayıca fazlalığı ve geniş bir
alanda yer almasından dolayı anket, gözlem, deney, mülakat vb. araştırma
teknikleri içerisinden sadece anket tekniği kullanılarak veri toplanmıştır.
5
1. BÖLÜM
REKREASYON VE ÇEVRE
Çalışmanın bu bölümünde boş zaman ve rekreasyon kavramları detaylı olarak ele
alınarak, çevre olgusundan bahsedilmektedir. Çevreyi incelemekte önemli görülen ekoloji
biliminden kısmen bahsedilerek, çevresel açıdan sorun oluşturan rekreatif etkinlikler
açıklanmaktadır. Ayrıca çevreye ve doğaya yönelik rekreatif etkinlikler belirlenip
sınıflandırılmakta ve bu etkinliklerden biri olan kamping faaliyetleri incelenmektedir.
1.1.
Rekreasyon ve Çevre İlişkisi
Rekreasyon bireylerin yenilenme amacıyla boş zamanlarında yaptıkları etkinlikleri
kapsamaktadır. Bu kapsamda çevreye yönelik yapacakları etkinlikler de rekreasyonla
doğrudan ilişki içinde olabilmektedir. Ekolojik yönden önem arz eden ve katılımı
esnasında bir takım beraberinde sorunlar getirme olasılığı olan çeşitli rekreatif etkinlikler
bulunmaktadır. Bireylerin doğa ile iç içe yaşamasında ve boş zamanlarında doğal
ortamlarda zaman geçirmeleri ve kendilerini yenilemeleri noktasında rekreasyon ve çevre
arasındaki ilişkinin incelenmesi gereklidir. Dolayısıyla bu tür faaliyetler için insanların
bilinçlendirilmesi, doğanın korunmasına yönelik gerekli önlemlerin alınması, hem doğal
ortamların sürdürülebilirliği hem de bireylerin istek ve arzularını gerçekleştirilebilmesi
açısından önem arz etmektedir.
1.1.1. Boş zaman ve rekreasyon
Zaman bir iş veya oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre veya
vakittir (Hazar, 2009: 5). İnsanlık açısından incelendiğinde zaman, önemi yeterince
algılanamayan ve yönetimi etkili bir biçimde yapılamayan bir olgu olarak bilinmektedir.
Bu yönüyle modern toplumlarda insanlığın en temel sorunlarından biri olarak ortaya
çıkmaktadır. Zaman olgusu ile ilgili çalışma yapan araştırmacıların tanımlamalarından yola
çıkılırsa zaman, geçmişten bugüne, bugünden geleceğe aktarılan olayların birbirini takip
ettiği ancak asla ve asla insanlığın hiçbir tasarrufunda bulunmayan kesintisiz olarak devam
eden bir süreçtir (Smith, 1998: 24).
Temelde kontrol altına alınarak bir tasarruf neticesinde miktarı ya da niceliğinin
arttırılmasının imkânsız olduğu zamanın, ancak tasarruflu ve planlı şekilde kullanılması ile
miktarı ve niceliği arttırılabilmektedir (Gürbüz ve Aydın, 2012). Dolayısıyla zamanın en
6
iyi bir biçimde yönetimi temel problem olarak görünmektedir. Birçok araştırmacı
tarafından üzerinde çalışılan zamana, net ve kesin hatları olan bir tanım çerçevesinin
yapılmasının mümkün olmadığı alan yazında yer alan tanımlardan da anlaşılmaktadır (Gül,
2014: 2).
Güven ve Yeşil (2011) zamanı, önüne geçilemez bir şekilde, sabit bir hızla akıp
giden ve tüm bireylerin eşit şekilde sahip olduğu önemli bir değer olarak tanımlarken,
Açıkalın’a göre (1998) zaman, arka arkaya meydana gelen olay ve olayların
algılanmasıdır. Zamanla ilgili literatürde bu tanımlara benzer birçok tanım bulunmaktadır.
Tüm bu tanımlardan yola çıkarak, kesin bir zaman tanımlamasının yapılmasının ne kadar
zor olduğu ve yapılabilecek tanımlama sayısının, zaman kavramı üzerinde araştırma yapan
araştırmacı kadar arttırabileceği görülmektedir.
Ayrıca insanların zorunlu davranışları mutlak zorunlu davranışlar ve kısmen
zorunlu davranışlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İnsanların mutlak ve kısmen zorunlu
davranışlar dışındaki eylemleri, boş zamanda gerçekleştirilen etkinlikleri kapsamaktadır.
Bu durum daha detaylı olarak tablo 1’de gösterilmektedir.
Tablo 1: İnsan Davranışlarının Zaman Açısından Analizi
DAVRANIŞ TÜRÜ
DAVRANIŞ ADI
ZORUNLU DAVRANIŞ
BOŞ ZAMAN DAVRANIŞI
Eğitim
Seramik Yapma
Voleybol Oynama
Sürücülük
Mutlak Zorunlu
Kısmen Zorunlu
Okula Gitme
Ev Ödevi Yapma
Bağlama kursuna gitme
İş (kazanç) için
Ek iş olarak
Hobi olarak seramik
seramik yapma
seramik yapma
yapma
İş gereği voleybol
Ek iş olarak
Amatörce voleybol
oynama
voleybol oynama
oynama
İş gereği taksi
Ek iş olarak taksi
Hobi olarak otomobil
şoförlüğü
şoförlüğü
yarışlarına katılma
Kaynak: Hazar, 2009: 8
7
Tablo 1’de yer alan insanların davranışları bir örnek aracılığı ile genel fikir
vermektedir. Ancak bazı davranışların (kutlama yemeğine katılma vb.) tam olarak belli bir
kategoriye yerleştirilmesi tartışma konusu olmaktadır. Dolayısıyla bireylerin zaman
dilimleri ile ilgili davranışlarının açıklanmasında zorunlu zaman diliminin daha detaylı
incelenmesi gerekmektedir.
İnsanların hayatlarını bir program dâhilinde devam ettirebilmeleri için bir meslek
edinmeleri ya da bir iş veya uğraşa sahip olmaları gerekmektedir. Bu kapsamda bireylerin
zaman algısı içerisinde yaşamlarını devam ettirebilmeleri, konforlu ve düzenli bir hayat
sürebilmeleri için çalışması gerekmektedir. Dolayısıyla, insan sahip olduğu zaman
içerisinde çalışmanın yeri ve önemi belirtilmelidir.
Çalışma, amaçlı bir dizi eylemde bulunmayı ve bir iş için geçirilen süreyi
kapsamaktadır. Bu kavram çoğu kez, zorunluluk, bağlayıcılık, disipline olma, örgütsel
kurallara dayanma gibi resmi bir yapılanmaya dayandırılmıştır. Modern anlamda çalışma,
uzmanlaşmış, genel geçer kuralları ve ücretli bir karaktere sahip olan bir kavram olarak
bilinmektedir (Roberts, l999: 2).
Çalışma kavramının temeli incelendiğinde, bireylerin isteklerine ve doğasına
hükmeden bir zorunluluk ve bağlayıcılık bulunmaktadır. Bu durumdan kaynaklı olarak
çalışma hayatı, insanların bağımsız bir şekilde hareket etme özgürlüğünü devre dışı
bırakmaktadır. Diğer bir ifade ile kişilerden ya da kurumlardan kaynaklı olarak bir
zorunluluk çerçevesi içinde bir etkinlik veya faaliyette bulunmak, bağımsız olarak hareket
etmek veya bireysel amaçlar için zaman tasarrufunda bulunmayı imkânsız hale
getirmektedir (Aytaç, 2012: 230).
Zamanı etkili ve planlı bir biçimde kullanmak isteyen bireylerin temelde yapması
gereken en önemli şey plan içerisinde hareket etmektir. Dolayısıyla insanlığa lütuf edilen
zaman olgusunu nicelik ve nitelik olarak yaşamın içerisinde en iyi biçimde kullanabilmesi
çalışma yaşamına, toplumsal yaşamına, dinlenme ve eğlencesine, beşeri ihtiyaçlarının
karşılanmasına ayıracağı zamanın dengesini iyi kurabilmesine bağlıdır.
Descartes, ülkelerin, toplumların gelişmişlik düzeylerinin veya zenginliklerinin
anlamlandırırken, zamanı kaynak olarak planlı ve programlı kullanarak çalışmaya ve
dinlenmeye yeteri kadar zaman ayırmalarından kaynaklandığını ileri sürmektedir (Köktaş
8
ve Köktaş, 2007: 657). Dolayısıyla iş hayatının dışında kalan zamanın kıymeti göz önünde
bulundurularak, arta kalan boş zamanın da ayrıca planlanması daha doğru olabilmektedir.
Boş zaman kavramı genelde insanların çalışmayla ilişkili olarak gördüğü çalışma
zamanından arta kalan, herhangi bir bağlayıcılık ve zorunluluktan uzak bir zaman olarak
tanımlanmaktadır. Diğer bir ifade ile bireylerin kendi hür iradesiyle, arzuları ve
hissettikleri doğrultusunda kullanacağı veya tasarrufta bulunabileceği bir zaman olarak
tanımlanmaktadır (Parker, l995: 28-31).
Ancak boş kavramı yüzyıllar içerisinde özellikle de sanayi devrimi sonrası ve
taşıdığı değer ve anlam ölçülerinde zamanla değişimler geçirmiştir. Bu sebepten dolayı
sosyal bilim alanında araştırma yapan birçok araştırmacı, boş zamanın bireye ait bir zaman
olarak ele alınmasına dünya tarihi içerisindeki kuşku ile bakmaktadır. Hatta modern
anlamda boş zaman kavramı, bireysel tasarrufların çok ötesinde, değişik iktidar
aygıtlarınca yönlendirilen bir zaman ve yaşam alanı haline getirilmiştir (Aytaç, 2005: 2).
Bu kapsamda öncelikle boş zaman kavramının temelinden bahsederek, tarihsel süreç
içerisinde değişiminin açıklanması gerekmektedir.
Boş zamanın özerk bir yaşam alanı olarak algılanmasının tarihi çok eski değildir.
Bağımsız bir algı olarak boş zaman algısı tüm yönleriyle modern döneme aittir. Sanayi
devrimi ile birlikte değişen toplumsal ve kültürel hayat, kendi içinde özel ve bağımsız
yaşam alanları ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın; zorunlu, eşgüdümlü, kuralcı, örgütlü ve
ritüel bir kurguya kavuşması beraberinde insanların iş yaşamı dışında kalan zamanlarını
değerlendirmelerini spesifik bir yaşam biçimi haline getirmiştir (Kraus, 1998: 186-188).
Ancak tarihsel süreçte çalışma ve boş zaman ilişkisi açısından tarihi süreç
incelendiğinde; eski tarih kayıtları arasında insanların boş zamanlarında müzik, resim ve
çeşitli spor faaliyetlerini kullandığı görülmektedir. Ayrıca taş devirleri diye adlandırılan ilk
insanların yaşadığı ilkel hayat tarzının var olduğu dönemlerde pek olmasa da, insanların bir
boş zaman algıların olduğu bilinmektedir (Aytaç, 2012: 231). Örneğin, Yontma Taş
devrine ait mağara yaşamlarında duvarların çeşitli hayvan ve insan resimleri ile kaplı
olması, dönem insanının duygularını aksettirme olanağını bulması yönünden bir boş zaman
faaliyeti olarak gösterilebilir.
Modern döneme doğru ilerlendiğinde insanlık boş zamanı, iyilik, hakikat ve bilgi
gibi
dünyanın
üstün
değerleriyle
uğraşmak,
bunlar
üzerine
düşünmek
olarak
9
anlamlandırılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda boş zaman, bir şey yapılmayan zaman
olarak değil, aksine, seçkinlik, derin düşünme, estetik hazlar ve beğeni oluşturmak için
ayrılan zaman olarak görülmüştür. Bu yönüyle boş zaman kavramından anlaşılan,
çalışmayla ilişkilendirilmekten uzak bir olgu olarak görünmesi ve yaşanmasıdır. O
dönemlerde çalışma ve boş zaman kavramları arasında farklılık ise sınıfsal düzeyde ortaya
çıkmakta ve farklı değerler/anlamlar taşımaktadır. Çalışma alt sınıfa aidiyeti içeriyorken,
boş vakit ise seçkinlere/iktidar çevrelerine ait bir ayrıcalık olarak görülüyordu (Juniu,
2000: 69).
Antik Yunan dönemi incelendiğinde, boş zaman algısı değişik şekilde ortaya
çıkmaktadır. Roma döneminde, boş zaman sınıfsal bir hak değil ve sosyal statü veya bir
yaşam tarzını ifade etmemektedir.
Roma dönemi insanlığı, eğlenceli boş vakit etkinlikleri için iş dışı zamanlarda
planlamalar yapmışlardır. Boş zaman, üretici aktivitelerden sonra bireylerin kendilerine
ayırmaları gereken bir zaman olarak düşünülmüş ve uygulanmıştır. Daha geniş bir ifade ile
işi destekleyici, onu takviye edici olarak kullanılmıştır. Bu yüzden, yönetici kesim
tarafından boş vaktin değişik eğlenceler yoluyla en uygun şekilde geçirilmesi teşvik
edilmekteydi. Kitle boş zaman türleri (oyunlar, sporlar, gladyatör dövüşleri vs.) bu dönem
içerisinde yaygınlaşmış ve gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiştir (Juniu, 2000: 69).
Roma döneminde var olan algının aksine, orta çağ döneminde boş zaman, sadece
bir dinlenme ve etkinlik zamanı değil, aynı zamanda üst sosyal tabaka arasındaki bir sosyal
temsil alanı olarak görülmüştür.
Orta çağ boş zaman algısı, işten boşalma ve hangi etkinliğe katılacağını seçme
özgürlüğünü ifade etmiştir. Ancak bu çağın ilerleyen kısmında boş zaman algısında farklı
düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan bir boş zaman kullanımı gerçekleşmeye
başlamıştır. Geç orta çağda, boş zaman; gösteriş, lüks, haz ve israfa doğru dönüşmeye
başlamış ve bu zamanın kullanımı köleci çalışma düzeninin aksine bir soyluluk işareti
olmuştur (Juniu, 2000: 70). Ayrıca bu dönemde oluşan bu boş zaman algısı modern
günümüze bakıldığında halen izlerini taşımaktadır.
Genel olarak sanayileşme öncesi arkaik ve toprağa bağlı toplumlarda veya
ortaçağın
ilerleyen
dönemlerindeki
çalışmanın
ve
dinlenmenin
görünümü
farklılaştırılmıştır. Yerleşik tarım ekonomisine geçişle eğlence ve dinlenmeler daha
10
disipline hale getirilmiştir. Böylece, çalışılan zaman kutsallık dışı zaman, eğlence ve
gerçekleştirilen ayinle kutsal zaman olarak anılmaya başlanmıştır. Ayrıca bu dönemde boş
zaman kullanımı her ne kadar kutsal zaman olarak anılsa da, yoğun çalışma ortamı
oluşturulmuştur (Karaküçük, 2008: 38).
Sanayi devrimi sonrasında ise arkaik ve toprağa bağlı çalışan insanların daha fazla
gelir elde etmek üzere kentlere göç etmesiyle birlikte, insanların çalışma hayatlarında ani
bir değişim yaşanmış ve insanlar 15, hatta 17 günlük çalışma saatlerine maruz
bırakılmışlardır. İnsanlık tarihinde yaşanan bu gelişme insanların kültürel ve dini anlamda
sahip olmuş olduğu boş zamanlarını neredeyse ortadan kaldırmıştır. 1778’de Fransa’da
ticaret düşmanı olarak adlandırılan tatil günleri; çalışma ahlakında kötülük ve tembellik
kaynağı olarak görülen dinlenme, görmezlikten gelinmiş sarhoşluğu önleme bahanesiyle
dini tatil günlerinin dahi çalışma günlerine dâhil edildiği görülmüştür (Languar, 1991: 16).
Sanayileşme sürecine girilmesinin ilk yıllarında, çalışma çok fazla ön plana
çıkartılmış, diğer taraftan boş zaman ise, tembellik ve savurganlık olarak nitelendirilmiştir
(Sağcan, 1986: 3). Bu algının ortaya çıkması ile birlikte boş zaman algısı tarihsel yönden
ilk defa bu kadar yoğun derecede değerini yitirmeye başlamış ancak kapitalist düzenin
ilerleyen süreçlerinde üretilenleri tüketilmesi noktasında tekrar önem arz etmeye
başlamıştır. Bu kapsamda, çalışma ve boş zaman arasında ortaya çıkan sanayi devrimi
sonrası ilişki, 1930 itibaren ters dönmeye başlamıştır.
Daha geniş bir ifade ile sanayi alanında meydana gelen gelişmeler ile birlikte
üretim miktarının artmasıyla çok üreten ve çok kazanmaya başlayan toplumların, çalışma
saatlerinde azalmalara gidilmiş ve buna bağlı olarak boş zamanların artmalar görülmüştür.
Yıllar itibari ile yasalar çerçevesinde işçilerin ücretli izin haklarının oluşması ve haftalık 40
saat çalışma süresi uygulamaları, çalışan bireyler için sosyal hayatlarını zenginleştirmiş ve
aktif, pasif ve ettirgen olarak boş zamanın değerlendirilmesine başlanmıştır (Karaküçük,
2008: 39).
Bu kapsamda insanlık tarihinde önemli bir olgu olan boş zaman ve boş zamana
sahip olma duygusunun alan yazında yer alan etimolojik yönden açıklanmasının ve kavram
tanımlamalarının yapılması önem arz etmektedir.
Literatürde yer alan “Boş Zaman” kavramı antik Grekçe “Leisure” kavramının
çevirisi olarak Türkçe ’ye girmiştir.
11
Kavram olarak Leisure ilk olarak Antik Yunan sitelerinde kullanılmıştır (Gül, 2014:
7-8). Kavram ilk olarak, kent soyluların özgür düşünceyi ortaya çıkarmak üzere Skhole,
Lyceum ya da Stoa adını verdikleri mekânlarda her şeyi özgürce tartışmaya açmak ve
felsefi amaçlı tartışmaların gerçekleştirildiği mekânı tanımlamak üzere ortaya çıktığı
bilinmektedir. Ancak kavramlardan ikisi olan Skhole ve Stoa, Lyceum olarak adlandırılan
mekândan şekilsel olarak biraz daha farklı olarak genellikle, Apollon Lykos tapınaklarının
yanlarında bulunan küçük ağaçlıklara verilen isimdir (Mclean, Hurd ve Roger, 2008: 20).
Skole ve Lyceum kavramları, modern dünyanın eğitim kurumları modern dünyada
İngilizce “School” ve Fransızca “Lycee” kavramlarını yerine kullanılması ayrı bir bakış
acısı olarak bu bakımdan çok manidardır. Skhole ve Stoa, Lyceum olarak adlandırılan
mekândan şekilsel olarak biraz daha farklı olarak genellikle, Apollon Lykos tapınaklarının
yanlarında bulunan küçük ağaçlıklara verilen isimdir (Mclean vd., 2008: 20). Skhole
mekân olarak, Lyceum olarak adlandırılan yerlere göre daha fazla kurumsal kamusal
mekânları ifade etmesi nedeniyle, Lyceum’lar biraz daha zihinsel olarak rahatlamanın
gerçekleştiği yerler olarak anlaşılmaktadır.
Wichasin (2007: 21)’e göre, alan yazında yer alan diğer tanımlamalarda Leisure
kavramının etimolojik kökeni Latince olarak “Lyceum, Licere” kavramı ile ifade
edilmektedir (Gül, 2014: 7).
Anlam olarak izinli ya da müsaadeli olma anlamında latince karşılığı olan Licere
kelimesi paralel anlamda iki farklı dilde yakın anlamlarda kullanılmıştır. Fransızca da
Loisir kelimesi “Özgür Zaman” anlamında kullanılırken, İngilizce de ise Leisure kelimesi
ile karşılık bulmuş, “Özgürlük ve İzin” anlamlarında kullanılmaktadır (Goodale ve Witt,
1980). Boş zaman kavramı etimolojik olarak incelendiğinde çeşitli yazarlar tarafından
kelimenin kökeni itibari ile farklı şekillerde nitelendirilmiş ve ifade edilmiştir. Ancak temel
olarak her anlamın sonunda ortak bir noktaya ulaşılması söz konusudur.
Genel olarak incelendiğinde, boş zaman olgusu, insanların çalışma ve iş hayatı için
tanımlanan zorunlu zamanının ve tüm fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayrılan
serbest zamanının dışında kalan süreç olarak ifade edilebilir. Ayrıca bu zaman dilimi
bireylerin kendi hür iradesi doğrultusunda yapacağı tüm etkinlikleri içermesi gerektiği
söylenebilir. Ancak bu koşullar dâhilinde boş zaman kavramından bahsedilebilir.
12
Boş zaman ile ilgili literatürde çeşitli yazarlar tarafında yapılmış olan tanımlamalar
şu şekilde özetlenebilir:
13
Tablo 2: Boş Zaman Kavramına Yönelik Yapılan Çeşitli Tanımlar
Kemp ve Pearson, 1997: 2
Çalışma, uyku, yemek yeme ve diğer zorunlu işler için ayrılan
(harcanan) zaman sonrasında artan zaman dilimidir
Howe ve Carpenter, 1985: 3
Aile ile geçirilen, profesyonel aktivitelerde bulunulan ya da farklı sosyal
aktiviteler içeren zaman dilimidir
Meyer, Brightbill ve
İnsanların çalışma zamanı ve varoluşu ile ilgili ihtiyaçlarını gidermek
Sessoms, 1969: 29
için harcadığı zaman diliminin dışında “işe gitme, yeme içme, ibadet ve
uyuma” etkinliklerin yapıldığı zaman dilimidir
Uyumak, yemek yeme, vücut temizliği yapmak, okula gidip gelmek,
Abadan, 1981: 3
ders veya bir işte çalışmak dışında kalan vakit veya onu takiben,
girişmekte olduğu, üretim dışında harcayabileceği süredir.
Bireyin hem kendisi ve hem de başkaları için bütün zorunluluklardan
Parker, 1979: 20
veya bağlantılardan kurtulduğu ve kendi isteğiyle seçeceği bir faaliyette
uğraştığı zamandır
Bireylerin yaşamsal fonksiyonları canlı tutmak amacıyla onları
Bayer, 1974: 49
dinlendiren, eğlendiren, neşe veren ve çeşitli uğraşlardan haz almalarını
sağlayan eylemleri yapmak veya bu etkinliklere katılarak fiziksel ve
zihinsel canlanma olarak tanımlamaktadır
İnsanoğlunun haz alma duyusu açısından doyurucu, duygusal ve zihinsel
açıdan renovatif amaçlar taşıyan, sosyal, kültürel, ekonomik ve
Kocaeski vd., 2012: 7
fizyolojik imkânları ile insanların iş vb. zamanlarından arta kalan boş
zamanlarını
değerlendirmeyi
amaçlayan
eylem
ve
etkinliklerin
gerçekleştirildiği zamandır
Kişinin işe, işle ilgili sorumluluklarına, kendisinin ve ailesinin bakımına
Müftügil, 1993: 63
ayırdığı zamanın dışında kalan, dolayısıyla zorunlulukların olmadığı
özgür bir zaman birimidir.
Hacıoğlu, Gökdeniz ve Dinç
2003: 24
Bireyin çalışma saatleri dışında ve zaruri ihtiyaçları için harcadığı
zaman dışında kalan ve bireyin istediği gibi kullanabileceği bir süredir
İnsanların, çalışma ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması dışındaki
Tezcan, 1982: 10
özgürce dinlenme, başarı kazanma, kişisel gelişme, eğlenme için
kullandıkları zamandır.
Hacıoğlu, Gökdeniz ve Dinç,
Bireyin, işe, işle ilgili sorumluluklarına, kendisinin ve ailesinin
2009: 18
bakımına ayırdığı zaman dışında kalan, dolayısıyla zorunlulukların
olmadığı özgür bir zaman dilimidir
14
Tablo 2’de boş zamanla ilgili çeşitli yazarların yapmış olduğu tanımlamalardan
bazıları yer almaktadır. Parker (1979), Tezcan (1982), Müftügil (1993) ve Hacıoğlu vd.
(2003), Hacıoğlu vd. (2009) ve yapmış oldukları tanımda bireylerin aktif veya pasif şekilde
boş zaman aktivitelerine katılımlarında hür iradelerini kullandıklarından bahsederken,
özgürce ve gönüllü katılmaları esasından bahsetmektedir.
hazırlamış
oldukları
çalışmada
bireylerin
Ayrıca Mayer vd. (1969)
gerçekleştirmiş
oldukları
boş
zaman
aktivitelerine örnek verirken “ibadet etme, işe gitme” gibi eylemleri de dâhil etmiştir.
Diğer yazarların tanımları incelendiğinde bu husustan bahseden bir çalışmanın olmadığı
görülmektedir. Kocaeski vd. (2012) yapmış oldukları çalışmada boş zaman kavramını
tanımlarken, kelime kökenini dikkate alarak hareket etmişler ve “renovatif” kelimesi,
diğer bir deyişle “yenilenme” sözcüğünü boş zaman aktivitelerinin öncülü olduğu fikrini
ortaya koymuşlardır. Bayer (1974) yapmış olduğu çalışmada “bireylerin yaşamsal
fonksiyonlarını canlı tutmak amacıyla…” cümlesi ile aslında Kocaeski vd. (2012)’nin
yapmış olduğu tanıma bir nevi referans niteliği taşımaktadır. Ayrıca Abadan (1985) yapmış
olduğu çalışmada boş zaman diliminde yapılabilecek etkinliklerin üretim amacı taşımaması
gerektiğini vurgulamıştır. Bireylerin boş zaman dilimleri çalışma dışına vurgu yaptığı için
bu husus ayrıca önem arz etmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında boş zaman; bireylerin çalışma ve serbest zamanı dışında
kalan, duyusal, duygusal ve zihinsel açıdan haz almalarını ve kendilerini yenilemelerini
sağlayan, dinlendiren, neşe veren, eğlendiren, eğiten vb. birçok yönden önem arz eden
çeşitli faaliyetlere, hür iradelerini kullanmaları şartıyla, etken, edilgen veya ettirgen
şekillerde üretim amacı gütmeden katılım gösterdikleri zaman dilimidir. Dolayısıyla boş
zamanda gerçekleştirilen faaliyetler de rekreasyonu ortaya çıkarmaktadır. Zira bireylerin
boş zamanlarında yapmış oldukları bütün etkinlikler birer rekreatif etkinlik olarak
gösterilmektedir. Rekreatif etkinliklerin boş zamandan ayrılmış olduğu en önemli kısım ise
toplumun zararına, ahlaki olmayan, şiddet vb. amaçlar taşıyan, insanın kendine zarar
verdiği eylemleri kapsamamasıdır. Karaküçük ve Gürbüz (2007: 104-105)’e göre bu tür
eylemler, diğer bir ifadeyle “A-Tipik Boş Zaman Davranışı ” şeklinde tanımlanmaktadır.
Boş zaman kavramını derinlemesine inceledikten sonra bu zaman diliminde
bireylerin gerçekleştirmiş oldukları aktivitelerin açıklanmasında önem arz eden rekreasyon
kelimesinin incelenmesi önemli görülmektedir. Rekreasyonla ilgili literatürde boş zaman
kavramı gibi üzerine çalışılarak oluşturulmuş birçok tanım bulunmaktadır. Bu tanımlardan
en çok öne çıktığı düşünülenler tablo 3’te verilmektedir.
15
Tablo 3: Rekreasyon Kavramına Yönelik Yapılmış Olan Bazı Tanımlar
İnsanoğlunun da bu boş zaman dilimi içerisinde gerçekleştirdiği her
Bayer, 1992: 205
türlü etkinlik ve faaliyet, rekreasyon etkinliği ve faaliyeti olarak
tanımlanmaktadır
İnsanların, sınırlı yaşam süresinin zorunlu davranışları dışında kalan
Hazar, 2009: 27
diliminde (boş zamanda), gönüllü olarak katıldıkları ve doyum
sağladıkları etkinliklerdir
İnsanoğlunun doğasına uygun ve uygulamaktan haz duyacağı bir
etkinlik içerisinde bulunması ile sıradanlaşan ve aynı rutini tekrar
Mirzeoğlu, 2006: 203
edercesine “iş-ev” arasında yaşadığı hayatı bir tarafa bırakarak, bu
zorunlu hallerden ayrı olarak ruhsal ve zihinsel dinlenmeyi
gerçekleştirerek diğer insanlarla kaynaşarak sosyal yaşam içerisinde yer
almasıdır
Pasif veya aktif olarak insanların münferit ya da grup halinde sportif,
Lundberg, 1980: 4
kültürel, doğa ile ilişkili, tarihi amaçlı etkinlik ve faaliyetlere kişisel
hiçbir zorlama ya da baskı altında kalmadan tamamıyla özgür iradesi
ile fiziksel ve zihinsel haz almak üzere yapmış olduğu etkinliklerdir.
Etkinliklere katılanlara mutluluk, tatmin, ruhsal denge, karakter,
Parker, 1979: 20
rekabet etme gücü, ruhsal dinginlik, özgürlük, fiziksel ve sosyal
aktivite ve entelektüel bakış açısı kazandıran etkinliklerdir.
Arta kalan zaman boş zamanlarda eğlenme, zihinsel ve duygusal
Sağcan, 1986: 1
yönden tatmin olma amacıyla gönüllü olarak katıldıkları ve bireylerin
fiziksel ve zihinsel yorgunluklarını giderme ve güç kazanma amacıyla
yapılan her türlü etkinlik ve faaliyetlerdir
Bireylerin zorunlu zamanlarının dışında fiziksel ve zihinsel olarak
Gül, 2013: 11
yenilenmek amacıyla uyuma, yeme-içme ve tüm fizyolojik ihtiyaçlara
bağlı yapılması zaruri eylemlerin dışında yapılan tüm etken, edilgen ve
ettirgen faaliyetlerdir.
Butler, 1959: 3
Farklı bir aktivite deneyimi, iş karşıtı olan ve yenilenmek için yapılan
etkinlikleri kapsamaktadır
Baud-Bovy ve Lawson,
2002: 1
Boş zaman içinde (yapmak zorunlu olunan işlerin dışında kalan zaman)
insanların uğraştıkları ve katıldıkları aktivitelerdir
Broadhurst, 2001: 2
İnsanların boş zamanlarında yapmak için seçmiş oldukları aktivitelerdir
Carlson, Deppe ve
Bireylerin boş zamanlarında gönüllü olarak katıldığı ve bunun
MacLean, 1972: 7
sonucunda
aktivitelerdir
doyuma
ulaştığı
eğlence
amaçlı
gerçekleştirilen
16
Tablo 3’te bazı yazarların rekreasyon kavramına yönelik yapmış oldukları tanımlar
yer almaktadır. Yazarların yapmış oldukları tanımlar incelendiğinde hepsinin ortak
noktasında rekreasyonun boş zaman içerisinde gerçekleştirildiği fikri ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca Carlson vd. (1972) yapmış oldukları çalışmada bireylerin gerçekleştirecekleri
etkinliklerin sonucunda doyuma ulaşmalarının gerekliliğinden bahsetmektedir. Dolayısıyla
bireylerin rekreatif etkinliklerden elde edeceği duyusal, duygusal ve zihinsel sonuçların da
önemli olduğundan bahsedilebilir. Diğer yazarlar tarafından yapılan tanımlar da bu
düşünceyi destekler niteliktedir.
Yapılan tanımlar dikkate alındığına rekreasyon, bireylerin boş zamanlarında
zihinsel ve fiziksel yönden yenilenmek amacıyla yapmış olduğu çeşitli aktiviteleri
kapsamaktadır.
Bu aktiviteler gezmek, eğlenmek, dinlenmek, kendini geliştirmek vb.
birçok etkinliği içine almaktadır. Örneğin, bir bireyin tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri
bulunan bir destinasyonda kamp kurması ve bu destinasyonda doğa yürüyüşü yapması,
dinlenmesi, müzik dinlemesi veya aktif olarak yapması vb. birçok aktivite rekreatif
etkinliklerin içine girmektedir. Bu tür rekreatif etkinlikler ise rekreasyon ve çevre
açısından ayrıca incelenebilir niteliktedir.
1.1.2. Rekreasyon ve çevre
Çevre kavramı, çevre sorunlarıyla birlikte anılmaya başlanmış ve artık yaygın
şekilde kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Çevre kavramı ilk ekologlar tarafından
ortaya atılmış zaman içerisinde çok geniş anlamlar yüklenerek kullanılmaya başlanmıştır
(Yücel ve Morgil, 1998: 84). Dolayısıyla canlıların birbirleri ile ve çevreleriyle ilişkilerini
inceleyen bilim dalı olarak ekoloji olmuştur. Biyolojinin bir alt dalı olan ekoloji biliminin
kapsamı günümüzde genişlemiş, “insan ekolojisi” veya “çevre bilimleri” denilen yeni bir
bilim dalının temelini oluşturmuştur (Kışlalıoğlu vd., 1997: 15). Bu bağlamda Çevre
biliminin disiplinler arası bir bilim dalı olma özelliği, bu bilimin inceleme konusu olan
çevreye yönelik bir tanım yapılmasını zorlaştırmıştır. Dolayısıyla hukuk, ekonomi,
sosyoloji vb. her bilim dalı çevre kavramını kendi uğraş alanlarına göre ele aldığından,
farklı çevre tanımları ortaya çıkmıştır.
Genel bir tanımla çevre; bir organizmanın hayatını etkileyen fiziksel ve biyolojik
unsurların bir birleşimidir (Kemp, 1998: 127). İnsanı baz alarak Keleş ve Hamamcı
(2002)’nın yapmış olduğu tanıma göre ise; “ insan faaliyetleri üzerinde hemen ya da
uzunca bir süre içinde dolaylı ya da dolaysız bir etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal,
17
biyolojik ve toplumsal etkenlerin belirli bir zamandaki toplamıdır”. Diğer yandan Uluğ
(1997: 41- 42) çevreyi, insanları ve diğer canlıları etkileyen içsel ve dışsal etmenlerin
karışımı olarak görmektedir. İçsel etmenlerin canlıların doğuştan sahip oldukları etmenler,
dışsal etmenlerin sonradan maruz kaldıkları etmenler olduğunu ileri sürmektedir.
Yapılan tanımlamaların sonucunda çevre ile ilgili üç temel nokta olduğu
görülmektedir (Keleş, Hamamcı ve Çoban, 2009: 22);
-
İnsanın diğer insanlarla olan karşılıklı ilişkileri ve insanların bu ilişki sürecinde
birbirlerini etkilemesi,
-
İnsanın kendisi dışında kalan tüm canlı varlıklarla, diğer bir deyişle bitki ve hayvan
türleri ile olan karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri,
-
İnsanın canlılar dünyası dışında kalan hava, su, toprak, iklim, yeraltı zenginlikleri
gibi cansız varlıklarla ilişkileri ve karşılıklı etkileşimleridir.
Çevreyi oluşturan canlı öğeler; insanlar, bitki örtüsü, hayvan topluluğu ve
mikroorganizmalardır. Cansız öğeler ise iklim, hava, su ve yer yuvarlağının yapısıdır.
Canlı ve cansız öğeler karşılıklı olarak birbirilerini etkilemektedirler. Cansız öğeler
canlıların bütün hareketlerini belirlemekte, canlılar da cansızların yapıları üzerinde etkiler
ortaya koyabilmektedir (Kahraman ve Türkay, 2006: 20).
Çevre kavramının ortaya koyduğu bu geniş alan içerisinde çevrenin farklı
boyutlarından söz edilebilmektedir. Bu boyutlar nitelik açısından incelendiğinde çevre
ikiye ayrılmaktadır.
Fiziksel (Coğrafi) Çevre: bireyin içinde yaşadığı ev, mahalle, kent, köy gibi farklı
mekânlardan oluşan çevredir (Kahraman ve Türkay, 2006: 21). Rekreasyon faaliyetlerinin
yapıldığı birçok fiziki alandan bahsetmek mümkündür. Örneğin, bireylerin şehir içinde boş
zamanlarında gezmek, dinlenmek vb. amaçlarla gitmiş oldukları parklar, sahil kenarları
gibi birçok alan fiziki çevrenin içine girmektedir.
Bookchin (1994: 30-32) hazırlamış olduğu çalışmada, doğal ve yapay çevre ayırımı
yapmakta ve doğal çevre deyimi ile insan eli değmeden kendiliğinden oluşmuş olan
çevreyi, yapay çevre deyimiyle de insan faaliyetleri sonucunda oluşmuş çevreyi ifade
etmektedir.
18
Daha geniş bir ifade ile fiziki çevreler oluşumu bakımından doğal ve yapay çevre
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Doğal çevre, insanın oluşumunda katkıda bulunmadığı,
yani insan elinden çıkmayan ve henüz insanın müdahale edemediği veya değiştiremediği
tüm doğal varlıklardır (Kınacı vd., 2011: 22). Bireylerin rekreatif amaçlı doğa ve manzara
gezilerine çıkmaları sonucu Ayder yaylasında gördükleri ve gezdikleri ormanlık alanlar,
doğal çevreye bir örnek olarak gösterilebilir. Doğal çevrenin dışında bir diğer çevre türü
yapay çevredir. Uşak (2006)’ya göre yapay çevre; insanlığın başlangıcından itibaren
günümüze kadar insan tarafından doğal çevreden yararlanılarak oluşturulan tüm
varlıklardır (s.4). Bireylerin rekreatif amaçlı (piknik, bisiklet turu, balıkçılık, gezinti vb.)
olarak kullandıkları baraj gölleri yapay çevreye örnek olarak gösterilebilir.
Toplumsal (Beşeri) Çevre: Aile üyeleri, akrabalar, yaşıtlar, arkadaşlar gibi
insanlardan oluşan çevredir. İnsanların ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlar nedeniyle
gerçekleştirdikleri ilişkilerin tümü toplumsal çevreyi oluşturmaktadır (Kahraman ve
Türkay, 2006: 21). Konser, tiyatro gibi sanatsal etkinlikler bünyesinde gerçekleşen
ilişkiler, davranışlar toplumsal çevrenin ifadesi olarak gösterilebilir.
Toplumsal ve fiziksel olarak ikiye ayrılan çevre bilimsel açıdan incelenmesi
gereken bir alan olarak görülmeye başlanmıştır. Özellikle doğal ortamlarda başlayan
bozulmalarını ortadan kaldırılması veya en az indirgenmesi amacıyla insanların
davranışlarının incelenerek daha bilinçli kullanmalarını ve bu sayede doğanın
sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla ekolojik incelemeler artmıştır.
Ekoloji terimi ilk olarak 1866 yılında Alman biyolog Ernest Haeckel tarafından
kullanılmıştır. 1927’ye kadar genel bir bilim olarak kalan ekoloji, Charles Elton’un
yayınlanan “Hayvan Ekolojisi” adlı kitabı ile ilk kez dinamik bir sistem olarak
incelenmiştir. Ekoloji, biyolojinin bir alt dalı olarak bu yüzyıl başında ortaya çıkmıştır ve
disiplinler arası bir bilim olarak kabul edilmektedir. Önceleri genellikle bir bitki ve havyan
ekolojisi olarak gelişen bu bilim dalı, ilerleyen süreçlerde çevre ve insanı da içine almıştır
ve çevrebilimi olarak algılanmaktadır (Kınacı, Pehlivan ve Seyhan, 2011: 23).
Ekoloji bilimiyle ilgili bazı yazarlar tarafından benzer yönleri olan bazı noktalarda
farklılık gösteren çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Bunlardan bazıları incelendiğinde;
Kocataş (1994: 2)’a göre, doğal varlıkların yapı ve özellikleriyle aralarındaki karşılıklı
ilişkileri araştıran bir bilim dalı şeklinde ifade edilmektedir. Diğer yandan Çepel (1990:
178)’e göre, organizmalarla çevrelerini ve bu iki varlığa ait öğelerin karşılıklı etki ve
19
ilişkilerini araştıran bir bilim şeklinde tanımlanırken, İslam (2000: 50-78) yapmış olduğu
çalışmada ekolojiyi, bir organizmanın veya organizmalar toplumunun yaşamı üzerinde
etkili olan tüm faktörlerin bütününü ifade eden bir terim ve canlıların yaşamasını ve
gelişmesini sağlayan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin bütünlüğü olarak iki farklı
şekilde ifade etmektedir. Ayrıca Neyişçi (2002: 70) yapmış olduğu çalışmada ekoloji
terimini, canlıların yaşam temellerini, dolayısıyla doğayı korumanın ilkelerini öğreten bir
bilim dalıdır şeklinde tanımlarken, Boşagelmez (2000: 5) ise, insanın geleceğini sigorta
etmeye çalışan bir bilim dalı diyerek tanımlamaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında, insanların dünya üzerinde sahip olunan kaynakları
kullanımında bilincin oluşturulmasında büyük öneme sahip olan ekoloji bilimi, canlıların
birbiriyle ve maddi çevreleriyle çok yönlü ilişkilerini inceleyen (Elevli, 1998: 7) ve bu
doğrultuda dünya üzerinde var olan canlıların, en uygun çevresel koşullar altında
yaşayabilmeleri için araştırmalar yürüten bir bilim dalı olarak ifade edilebilir.
Ekoloji biliminin sahip olduğu bir takım temel ilkeler bulunmaktadır. Bunlar
(Kışlalıoğlu ve Berkes, 1993: 20-25);
-
Doğanın bütünlüğü ilkesi
-
Doğanın sınırlılığı ilkesi
-
Doğanın özdenetimi ilkesi
-
Artan nüfus çevre sorunlarını sadece ağırlaştırabilir ilkesi
-
Doğanın çeşitliliği ilkesi
-
Doğada hiç bir şey yok olmaz ilkesi
-
Doğanın geri tepmesi ilkesi
-
En uygun çözümü doğa bulmuştur ilkesi
-
Doğa ile birlikte gitme ilkesi
Fiziksel, biyolojik ve sosyal kategorilere ayrılan çevre, insanoğlunun varoluşundan
bu yana sürekli etki altındadır. İnsan toplu yaşama geçişle birlikte içinde yaşadığı çevreyi
ve doğal kaynakları olabildiğince fazla oranda kullanabilmenin yollarını aramıştır. Bunun
sonucunda kendiliğinden var olan doğaya karşı, bu doğanın yeninden üretildiği ve insan
emeğinin ürünü olan yeniden üretilmiş ikinci doğa oluşturulmuştur. İlkel toplumlarda ve
tarımcı toplumlarda insanın doğayı değiştirmesi ve doğal kaynakları kullanması sınırlı
iken, modern endüstri çağında, insan refahını arttırmak için endüstrileşmenin ve bunun için
de doğanın ve doğal kaynakların sınırsızca kullanımının zorunlu hale gelmesiyle insan
20
ürünü olan doğa ile kendiliğinden var olan doğa yaşamsal bir rekabete girmiştir (Kement,
2014: 108).
Tüm bu rekabetin altında, insanların monotonluktan, sıkıcı bir şehir hayatından ve
hareketsizlikten
kaçış
olarak,
açık
alan
rekreatif
etkinlikleri
tercih
etmeleri
gösterilebilmektedir (Karaküçük, 2008: 222). Zira insanların bir gün içindeki zamanının
sekiz saati genel olarak rekreatif etkinliklerle dolmaktadır. Ayrıca senelik izinler, hafta
sonu izinler, dinlenme vb. amaçla yapılan izinler, özel günlerde gerçekleştirilen izinler gibi
birçok zaman dilimi insanların doğa ile iç içe gezme, eğlenme ve dinlenme gibi etkinlikleri
yapmalarına imkân tanımaktadır. Ayrıca gelişen çevre bilinci, insanları doğaya
yöneltmekte, doğada gerçekleştirilebilecek çeşitli rekreatif etkinliklere teşvik etmekte ve
doğada daha çok rekreatif faaliyet gerçekleşmesini sağlamaktadır (Gökdeniz ve Çetin,
2002: 46). Tüm bu ihtimaller beraberinde bir takım sorunların da gelmesine neden
olabilmektedir. Haliyle bu hususların daha derinden incelenmesi gerekmektedir. Öncelikle
gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin belirlenmesi ve bu kapsamda yapılan etkinliklerin
sayısal verilerinin oluşturularak kayıtlara alınması, bu doğrultuda fark edilen eksikler ve
aksaklıkların giderilmesi ve insanların ulaşabileceği bir takım sınırlılıklar getirilmesi
gerekmektedir. Çevresel yönden önem arz eden rekreatif etkinler ekonomik açıdan
faydaları ile dikkat çekerken, bireylerin yaşam kalitelerinin de artmasını sağlamaktadır. Bu
yönleriyle de olması gereken etkinlikler olarak da düşünülebilmektedir. Ancak bu tür
etkinliklerin yapılması noktasında gerekli önlem ve tedbirlerin alınması gerekliliği de
unutulmamalıdır.
Rekreasyon etkinliklerinin aynı zamanda etkinlik çeşidine göre değişik çevrelerde
olumsuz etkileri olabilmektedir (Yıldızcı, 1976: 12). Örneğin; kıyı bölgelerde ve göl
kenarlarında, insanların çeşitli rekreatif etkinliklerde bulunmaları sonucu sahil kumları
aşınmakta ve erozyon başlamakta, beraberinde taşınan kumların insanlar ve taşıtlar
tarafından çiğnenmesi kumları tarım arazilerine getirebilmekte ve bu tür tarım arazilerinin
verimsizleşmelerine neden olmaktadır. Ayrıca taşınan kumlar da göllerde olumsuz
durumlara yol açmaktadır. Diğer yandan rekreasyon etkinliklerinin çevreye olan olumsuz
etkilerinden bir diğeri de ateş ve çöptür. Dikkatsiz ve kontrolsüz yakılan bir ateş bir doğa
parçasını, içindeki bütün canlılarıyla beraber korkunç bir şekilde yok edebilmektedir. Çöp
ise, özellikle sportif amaçlı yapılan rekreatif etkinliklerde büyük sorun teşkil etmektedir.
Özellikle dağcılık sporunda, ana kamp yerleri bir çöplüğü andıran bir yer haline
gelmektedir. Ayrıca yine spor etkinliklerinden nehirler, ırmaklar ve göllerde yapılan spor
21
etkinlikleri ve bu etkinliklere pasif katılım gösteren seyircilerin vermiş olduğu zararlar
dikkat çeken bir diğer noktadır (Karaküçük, 2008: 222). Kamping faaliyetleri
incelendiğinde ateş, çöplük, kum taşıması vb. doğa için tehlike arz eden birçok durumun
dikkat çektiği görülmektedir. Bu bağlamda, kamping faaliyetleri yapan bireylerin doğada
yapmış oldukları etkinlikler ve bu etkinlikler esnasında davranışları derinlemesine
incelenmelidir.
Rekreasyon faaliyetleri sonucu çevrenin olumsuz yönde etkilenmesine bir diğer
örnek, avcılık yapan insanların bu işi bilinçsizce yapmaları sonucu hayvanların neslinin
yok olmasına kadar giden bir doğa tahribatına yol açmalarıdır. Mevsim dışı ve uygun
olmayan
yöntemlerle yapılan avlanmalar, canlılara büyük zararlar vermektedir
(Karaküçük, 2008: 223).
Tüm bunların dışında, rekreatif etkinliklerin gerçekleştirilmesinde kullanılan birçok
araçların da çevre kirliliği bakımından etkileri bulunmaktadır. Örneğin otomobil kullanımı,
hava, ses kirliliği gibi olumsuz etkiler ortaya koyabilmektedir. Bu bağlamda, yürüme,
bisiklet gelişmiş toplumlarda gerek işe gidiş-geliş, gerekse rekreatif etkinlikler için teşvik
edilmektedir (Lowe, 1991: 73). Ancak yine kamping faaliyetlerinde kullanılan
malzemelerin ne kadar doğaya uygun olduğu da ayrıca incelenmesi gereken bir husustur.
Örneğin bir otomobil yerine bisikletten bahsedilmekte ancak kamp yapılan bölgenin taşıma
kapasitesi ve çiğnenme sonucu ne tür bitki ve hayvan için risk arz ettiği gibi durumlar göz
ardı edilmemelidir. Diğer bir ifade ile gidilen çevrenin ekolojik hassasiyeti ayrıca tespit
edilmelidir.
Rekreasyonun çevreye olumsuz etkileri olduğu gibi olumlu yönden de etkileri
bulunmaktadır. Bunlar (Karaküçük, 2008: 223-224);
a) İnsanların boş zamanlarını olumlu etkinliklerle değerlendirebilme bilincine
ulaşmaları belirli bir eğitim almalarını gerektirmektedir. Bu eğitim ise, kişilere,
boş zamanlarını çevreye zarar vererek değil, bilakis çevreyi koruyarak ve
zenginleştirerek değerlendirmesi davranışını kazandıracaktır.
b) Rekreasyon faaliyetlerine katılan bireylerin doğada bıraktıkları beslenme
artıklarından diğer canlılar istifade etmektedirler. Burada çöp ile doğada
kaybolacak ya da canlıların yiyebilecekleri artıkları ayırmakta fayda vardır.
c) Çevrenin rekreasyon amaçlı kullanım talebinin artması sonucu kent içi veya
kent dışı yeni düzenlemelere gidilmesi ihtiyacını doğurmaktadır. Kent içinde
22
düzgün, amaca uygun ve çevre güzelliğine katkı sağlayacak parklar, yeşil
alanlar, oyun ve spor sahaları gibi yerler yapılabilmektedir.
Kentlerin dışında ise, doğanın korunması daha dikkatli olmalıdır. Bu amaç
doğrultusunda yasal düzenlemelerle beraber, vahşi doğanın korunması, rekreatif
etkinliklere katılan bireyler için belirli bölgelerin düzenlenmesi gibi uygulamalar
yapılmalıdır. Milli parklar çoğaltılmalı ve doğal yaşam denetim altına alınmalıdır
(Karaküçük, 2008: 224).
Rekreatif etkinliklerden özellikle açık hava rekreasyon faaliyetlerinde büyük önem
arz eden çevrenin korunması, düzenlenmesi ve çeşitli tahribatlardan korunması oldukça
önemli bir husustur. Zira bu sayede kentler için daha fazla rekreatif etkinlik alanları
sağlanabildiği gibi insanların sürdürülebilir bir çevrede sağlıklı yaşam sürmelerine imkân
tanınabilir.
Dolayısıyla doğal çevrenin korunması ve düzenlenmesinde bazı temel ilkelere
uygun olarak hareket etmek büyük önem taşımaktadır. Bu ilkeler (Olalı, 1981: 87):
a) Kişisel toplumsal bilinç, çevre sevgisi ve duyarlılığı yaratılacak şekilde çeşitli
yol ve yöntemlerle oluşturulmaya çalışılır.
b) Ekonomik faaliyetler ve üretim türü sanayi yatırımları yörenin doğal
kaynaklarına uygun biçimde belirlenir. Örneğin, tarıma elverişli alanlar, sadece
o amaçla kullanılır ya da orman bölgelerinde yaşayan halk, ormanı yok edecek
şekilde değil, koruyacak şekilde tarıma veya hayvancılığa yönlendirilir.
c) Rekreasyonel ve turizm amaçlı kullanılan veya ilerde kullanılması öngörülen
deniz, göl, dağ gibi doğal çevrelerin kullanım ve yararlanma biçimleri sağlıklı
olarak belirlenir, bunların çirkinleşmesi ve tahrip olması önlenir. Örneğin;
sahillerin bilinçsiz işgali betonlaşma ya da bu güzelliklere sanayi tesislerinin
kurulması gibi eylemlerin önlenmesi gibi durumlar.
d) Özellik arz eden doğa parçaları, milli parklar olarak organize edilir.
e) Şehir planlaması, doğa da düşünülerek yapılır.
f) Yollar ve güzergâhları doğayı tahrip ve işgal etmeyecek şekilde planlanır.
Sonuç olarak bireylerin rekreasyon faaliyetleri taleplerinin olması, kaynakların
bozulmadan, sonraki nesillere devredilecek bir miras olarak değerlendirilmesi gibi bu tür
çalışmalara hız ve önem verilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, insanların açık hava
23
rekreasyon etkinliklerine olan ilgilerinin artması çevrenin daha bakımlı ve kullanılabilir
olması çalışmalarına hız verdirecektir (Kement, 2014: 112).
1.1.2.1.
Çevreye yönelik rekreatif etkinlikler
İnsanların boş zamanlarında gerçekleştirmiş oldukları rekreatif etkinlikler birçok
yönden incelenirken çevre unsuru her bir kategorinin içinde yer alabilmektedir. Örneğin bir
bireyin gerçekleştirebileceği sanatsal rekreatif bir etkinlik yapıldığı mekâna göre
incelendiğinde;
a) Açık alanda yapılıyor ise, yapıldığı alan fiziki çevreyi kapsamaktadır. Bu
çevrede gerçekleştirilen her türlü fiziki durum da çevreyi etkileyebilir. Ayrıca
toplumsal çevre açısından da değerlendirilebilir nitelik taşımaktadır.
b) Kapalı bir alanda yapılıyor ise, yine fiziki alan yönünden kapsadığı gibi
toplumsal çevre açısından da etkinliği içine almaktadır.
Araştırmada doğal çevre unsuru dikkate alınarak bireylerin çevre dostu rekreasyon
davranışları incelenmektedir. Dolayısıyla daha çok fiziki çevre ile ilgili etkinlikler ön plana
çıkmaktadır. Örneklem olarak ele alınan çevreye yönelik rekreatif faaliyetlerden biri olan
kamping bunlardan biridir.
Çevreye yönelik rekreatif faaliyetler ve bu faaliyetlerden biri olan kamping
faaliyetini açıklamadan önce literatürde genel olarak birçok araştırmacı tarafından yapılmış
rekreatif etkinliklerin sınıflandırılmasını incelemek gerekmektedir. Zira geçmişte yapılmış
olan çalışmalarda sınıflandırılmış olan rekreatif etkinlik kategorilerinin her birinin içinde
doğal alanları veya genel itibari ile çevreyi ilgilendiren etkinlikler bulunabilmektedir.
Rekreasyon faaliyetlerinin sınıflandırılmasında esas önemli olan, bireylerin boş
zamanları içerisinde rekreatif faaliyetlere katılmasını sağlayan amaçlar, istekler ve hazlar
temel belirleyicilerdir (Karaküçük, 2008: 76). Ayrıca rekreatif faaliyetler bu temel
unsurlara göre sınıflandırılabileceği gibi mekânsal, amaçsal, işlevsel vb. yönlere göre de
kategorize edilebilmektedir (Hacıoğlu, 2009: 37). Bu bağlamda, literatürde yer alan
sınıflandırmalar
sınıflandırılabilir.
göz
önüne
alındığında,
rekreatif
etkinlik
alanları
şu
şekilde
24
Şekil 1: Rekreatif Faaliyetlerin Sınıflandırılması
Kaynak: Gül, 2014: 21
Şekil 1’de rekreatif faaliyetlerin amaç, istek, haz, mekânsal vb. faktörler göz önüne
alınarak çeşitli yazarlar tarafından yapılmış olan sınıflandırılması gösterilmektedir. Ancak
Karaküçük (2013)’ e göre şekilde görülen faaliyetlerden “A-Tipik Boş Zaman Davranışı”
bir rekreatif etkinlik değildir. Zira a-tipik boş zaman davranışları insan ve diğer canlılar
için olumsuz durumlar oluşturan ve bireylerin çalışma hayatı dışında yapmış oldukları
davranışlardır. Bu husustan ötürü rekreatif etkinliklerden farklı görülmektedir. Boş zaman
ile rekreasyon arasındaki farklılığı oluşturan en büyük etmenlerden biri olarak da ifade
edilebilir.

Etkinliklere katılım biçimine göre rekreasyon
İnsanların boş zamanları içerisinde ihtiyaç duyduğu rekreatif etkinliklerin bireylerin
katılımları açısından literatürde yer alan sıralama bireylerin etkinliklerin içinde bizzat rol
almaları, izleyici olmaları ya da uzman rekreatörlerin yönlendirme şeklinde gerçekleşen
rekreatif faaliyetlere katılım şekli görülmektedir (Gül, 2014: 21). Bu katılım şekilleri şu
şekildedir.
1. Etken (Aktif) Katılım
2. Edilgen (Pasif) Katılım
3. Ettirgen Katılım
Bireylerin herhangi bir kamp alanında yapacakları faaliyetler aktif, bir kamp
faaliyeti esnasında gerçekleşen oyunlara izleyici olarak katılmaları pasif, bir kafile halinde
25
kampa gidip, örneğin çadır kurma konusunda kafile başı veya işin ustası tarafından eğitim
alması ettirgen katılımlı rekreasyona örnek olarak gösterilebilir.

Etkinliklere katılanların mekân tercihleri bakımından rekreasyon
İnsanların boş zamanlarını değerlendirmeleri amacıyla yapılacak mekânsal
sınıflama klasik manada Açık ve Kapalı alan rekreasyonu olarak iki gruba ayrılmaktadır
(Hazar, 2003: 23, Hacıoğlu, 2009: 37, Karaküçük, 2008: 77: Kocaeski vd., 2012: 16).
Örneğin bireylerin yapmış olduğu kamping faaliyetleri açık alan rekreatif etkinliklere bir
örnek olarak gösterilebilir. Bireylerin çevreye yönelik yapmış oldukları rekreatif etkinlikler
açık alan rekreatif etkinliklere örnek olarak verilebilir.
Ayrıca Kocaeski vd. (2012) yapmış oldukları sınıflamada açık mekân rekreatif
faaliyetlerin kaynağına göre farklılık gösterdiğini ve kent içi ve kırsal olarak da mekana
göre rekreatif etkinliklerin farklılık gösterdiğini ileri sürmüşlerdir. Bu durum daha detaylı
olarak şekil 2’de gösterilmektedir.
Şekil 2: Bireylerin Mekân Tercihleri Bakımından Rekreasyon Çeşitleri
Kaynak: Gül, 2014: 21
Şekil 2’de görüldüğü gibi mekân tercihleri bakımından rekreasyon çeşitleri dörde
ayrılmaktadır. Açık ve kapalı mekân dışında kent içi ve kent dışı (kırsal) rekreasyon
çeşitleri yer almaktadır. Kent içi rekreasyona daha çok insanların kent içerisinde
belediyeler tarafından inşa edilmiş oyun parkları, gezi parkuru vb. yerler dâhil olurken,
kırsal rekreasyona kamping, doğa yürüyüşü, kuş gözlemciliği vb. doğaya yönelik
gerçekleştirilen etkinlikler girmektedir. Karaküçük (2008: 80)’e göre ise kırsal rekreasyon,
26
kentsel rekreatif etkinliklere oranla insanların zihinsel olarak rahatlama ve yaşadıkları
ortamlardan uzaklaşmak üzere daha çok tercih edilen rekreasyon etkinliğidir. Kırsal
rekreasyon etkinliği, insanların hem kısa hem de uzun süreli boş zamanlarında ağırlıklı
olarak yaşanılan şehrin dışına çıkılarak gerçekleştirilen faaliyetlerden oluşmaktadır. Özgüç
(1984: 7)’e göre ise, kırsal rekreasyon etkinlikleri kentsel yerleşim yeri baz alınarak, kent
dışında doğal bir çekim alanına gidilerek, o alanda kalma süresine göre günübirlik, hafta
sonu ya da daha uzun süreli etkinliklerde gerçekleştirilen spor, tatil, sağlık vb. amaçlar
taşıyan etkinliklerdir.
Ayrıca açık mekânlarda gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin üç başlık altından
incelendiği görülmektedir. Çevre temelli bu yaklaşıma göre, bireylerin insan eliyle
yapılmamış ortamlarda (doğal çevre) gerçekleştirmiş oldukları her türlü etkinlik kaynak
merkezli, hem doğal hem yapay olan ortamlarda gerçekleştirilen her türlü etkinlik aracı
merkezli ve insan eliyle yapılmış olan diğer bir ifade ile doğal olmayan ortamlarda
gerçekleştirilen her türlü etkinlik kullanıcı merkezli olarak gösterilmektedir.

Etkinliklere katılanların sayısına göre rekreasyon
İnsanlar rekreatif etkinlikleri bireysel ya da grup halinde gerçekleştirebilirler.
Örneğin birey şehir hayatından uzaklaşarak kırsal bir mekânda tek başına çeşitli etkinlikler
yapabilir veya grup haline bu eylemi gerçekleştirebilir.

Etkinliklere katılanların yaşları bakımında rekreasyon
İnsanlar rekreatif etkinlikleri gerçekleştirirken yaş unsuru da önemli görülmektedir. Zira
yaşlarına göre de gerçekleştirdikleri rekreatif etkinlikler farklılık göstermektedir.
Katılımcıların yaşlarına göre rekreasyon çeşitleri ise şunlardır (Hazar, 2009: 32):
1. Çocuk rekreasyonu
2. Gençlik rekreasyonu
3. Yetişkin rekreasyonu
4. Üçüncü yaş rekreasyonu

Etkinliklere katılanların milliyetlerine göre rekreasyon
Rekreatif etkinliklere katılım gösteren bireyler bulundukları ülke itibari ile
incelendiğinde bulundukları ülkede (ulusal) veya farklı bir ülkede (uluslararası)
27
etkinliklerini gerçekleştirebilirler. İnsanların doğal ve kültürel amaçlı bulundukları ülkeden
farklı bir ülkeye gitmeleri ve o destinasyonda rekreatif etkinlik gerçekleştirmeleri kültürel
değerleri bakımından uluslararası rekreatif etkinliğe bir örnek olarak gösterilebilir.

Etkinliklere katılanların zaman tercihi bakımından rekreasyon
Rekreatif etkinlikler zamana göre incelendiğinde, bireylerin günübirlik yapmış
olduğu rekreatif etkinlikler (kafeye gitme, günübirlik geziler, oyun oynama, sinemaya
gitme vb.), hafta sonlarında gerçekleştirmiş oldukları etkinlikler (hafta sonu gezisi, kırsal
mekânlara gitme ve kamp kurma vb.) ve uzun süreli gerçekleştirmiş oldukları rekreatif
etkinlikler (senelik izin sebebi ile tatile gitme, uzun süreli dağ evine gidip dinlenme vb.)
bulunmaktadır.
Kamping faaliyetleri daha çok hafta sonu ve uzun süreli zaman zarflarında
gerçekleştirilebilecek bir rekreatif etkinliktir. Dolayısıyla insanların doğa ile iç içe
oldukları zamanın fazladır. Zamanın uzun olması doğanın korunması ve sürdürülebilirliği
açısında önemlidir. Dolayısıyla bireylerin çevreye karşı duyarlılıklarının incelenmesinin
önemli olduğu söylenebilir.

Fonksiyonel açıdan rekreasyon
Fonsiyonel açıdan rekreatif etkinlikler bireylerin fizyolojik, güvenlik, sosyal,
psikolojik ya da kişisel tercihleri ve tatminleri bakımından farklılık göstermektedir (Gül,
2014: 41). Bu etkinlikler ise şunlardır.
28
Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Çeşitleri
Ticari Nitelikli Rekreasyon
Entelektüel Nitelikli Rekreasyon
Sağlık ve Terapi Nitelikli Rekreasyon
Turizm Nitelikli Rekreasyon
Sosyal Nitelikli Rekreasyon
Sportif Nitelikli Rekreasyon
Gönüllülük Esasına Dayalı Rekreasyon
Kültürel Nitelikli Rekreasyon
Sanatsal Nitelikli Rekreasyon
Şekil 3: Fonksiyonel Açıdan Rekreasyon Çeşitleri
Şekil 3’te fonksiyonel açıdan rekreasyon çeşitleri verilmektedir. Ticari nitelikli
rekreasayon, insanların ücret karşılığında boş zamanlarını değerlendirmesi şeklinde ifade
edilebilir. Bireyin ücret vererek gitar kursuna gitmesi vb. durumlar örnek olarak
gösterilebilir. Ayrıca kamping esnasında çeşitli hususlarda (çadır kurma vb.) kişilerden
belli bir ücret karşılığında eğitim almak da ticari nitelikli rekreatif etkinliklere bir örnektir.
Kocaeski vd. (2012: 7)’e göre entelektüel nitelikli rekreasyon, bireylerin zorunlu
çalışma zamanları dışında, kişisel zevk ve hazlarını gerçekleştirmek üzere bilgi ve
görgülerini arttırmak ve buna bağlı olarak yaşam şeklini zenginleştirmek amacıyla, yüksek
eğitim ve kültür düzeyine sahip insanların zihinsel olarak yaptıkları ve katıldıkları tüm
etkinliklerdir. Bireylerin kamp yatıkları süreç içerisinde kişisel zevk ve hazlarını
gerçekleştirmek üzere veya yaşam şekillerini zenginleştirmek üzere yapabilecekleri
zihinsel etkinlikler bir örnek olarak gösterilebilir.
Sağlık ve terapi nitelikli rekreasyon, bireylerin sağlıklı yaşam koşullarını
sürdürmek üzere yaşadıkları kent içinde veya kent dışından bulunan termal, sağlık, kür ve
SPA merkezlerine gitmeleridir. Bireylerin doktor raporu doğrultusunda bir sağlıkla ilgili
merkeze gitmesi bu eylemin zorunluluk içermesinden ötürü rekreatif bir etkinlik olmasını
ortadan kaldırır (doktor veya terapist tarafından sağlıklı yaşam için bir tavsiye aynı özelliği
29
taşımamaktadır). Zira rekreasyonda hür irade ve bireyin kendi isteği doğrultusunda
etkinlikleri yapmak önemlidir.
Doğa yönelik daha çok ilgili olan rekreasyon etkinlikleri içerisinde tüm fonksiyonel
rekreasyon çeşitleri de sayılabilir. Yapılacak olan etkinliğin doğada olmasına göre bu
durum farklılık gösterebilir. Ayrıca kamping faaliyetleri turizm nitelikli, sosyal nitelikli,
kültürel nitelikli, sağlık nitelikli ve sportif nitelikli bir rekreasyon faaliyeti olarak
görülebilir. Dolayısıyla etkinliklerin fonksiyonel olmasından ziyade doğaya yönelik olması
konuyla ilişkisi bakımından daha çok önem arz etmektedir.
Turizm nitelikli rekreatif etkinliklerde öncelikle konaklama işletmelerinde yer alan
animasyon hizmetleri önemli görülmektedir. Turistlerin zaman geçirmelerinde çeşitli
sanatsal, kültürel, eğitsel vb. etkinlikleri bünyesinde barındıran animasyon turizm nitelikli
rekreasyon türüdür. Ayrıca kamping faaliyetleri doğa turizminin bir parçası iken aynı
zamanda kırsal bir rekreatif etkinliktir. Dolayısıyla turizm ile rekreasyon zaman zaman
benzer nitelikte etkinliklerde birleşmektedir. Bireyin başka bir destinasyona gitmesi,
gezme, dinlenme, eğlenme vb. amaçlar taşıması ve en az yirmi dört saat bir çadırda
konaklamış olması kamping faaliyetini doğa turizmi olarak adlandırırken, bireyin kendi
hür iradesi altında, duygusal, zihinsel ve fiziksel açıdan kendini yenilemek amacıyla,
çalışma ve serbest zamanı dışında kalan boş zamanında bir destinasyonda kamp kurması
bu etkinliğin rekreatif etkinlik olarak ifade edilmesini sağlamaktadır. Diğer bir ifade ile
turizm ve rekreasyon kamping faaliyetinde genel hatlarıyla iç içe yer almaktadır.
Sosyal nitelikli rekreasyon, insanlar boş zamanlarında yapmış oldukları akraba
ziyaretleri, arkadaş toplantıları, gün toplantıları, futbol maçı izlemeye gitme, kutlama
toplantılarına gitme, düğün, nişan, nikâh etkinliklerine katılma, mevlit ve cenaze
törenlerine katılma vb. etkinliklerdir. Ayrıca bireyin bir grup kapsamında doğaya yönelik
gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden biri olan kamping aktivitesine katılması ve bu
aktivite esnasında farklı insanlarla bir araya gelerek, çeşitli etkinlikler yapması da sosyal
nitelikli bir rekreatif etkinlik olarak sayılabilir.
Bireylerin mesleki amaçlar dışında sadece boş zamanlarında sağlık, eğlence ve
kişisel tatmin amacıyla her türlü sportif faaliyeti aktif veya pasif olarak yapması sportif
nitelikli rekreatif faaliyetlerdir. Ayrıca kamping esnasında bireylerin sabahları yürüyüş
yapmaları, çeşitli sportif etkinlikler gerçekleştirmeleri de kamping etkinliğinin içinde
sportif rekreatif etkinlikler barındırdığının bir kanıtı olarak söylenebilir.
30
Her yaştan bireyin, toplumsal sorumluluk kapsamında kamu veya özel teşebbüs
tarafından desteklenen vakıf, dernek, sivil toplum kuruluşları vb. kuruluşların yapmış
oldukları tüm çalışmalarda, kendilerine ayırdıkları boş zamanlarda herhangi bir ücret talep
etmeden gerçekleştirmiş olduk çalışmaya gönüllülük esasına dayalı rekreasyon şeklinde
ifade edilmektedir. Bu tür faaliyetlere şunlar örnek olarak gösterilebilir (Gül, 2014: 48):
-
Engelli bireylerin daha çok sosyalleşebilmesi ve toplum içerisinde birey
farkındalığını
olduklarının
yaratmak
üzere
gönüllülerin
rehabilitasyon
merkezlerinde eğitim alan engellilere hafta sonu partnerliği yaparak, beraber parkta
dolaşma, herhangi bir kafede kahve içmeye gitmek, siparişi vermeleri istemek vb.
-
Özellikle fiziki engeli bulunmayan dawn sendromlu bireylerin topluma entegre
olmaları için sosyal ve beşeri faaliyetlerde bulunmalarını sağlamak. Bu kapsamda
bireylerin bir kafe, restoran ve benzeri mekânlarda çalışmasının sağlanması ve
toplumun diğer sağlıklı bireylerinin bu mekânlara giderek günlük ve hafta sonu için
düşünmüş olduğu tüm boş zaman faaliyetlerini burada geçirmesi.
-
Darülaceze vb. bakım evlerinde ve kurumlarında yaşayan ileri yaşlardaki insanları
ziyaret etmek,
-
Sayfiye yerlerinde, yerel yönetimler tarafından organize edilerek gerekli zamanı
ayırabilecek insanlardan sahillerin ve ormanların temizliği için yeterli boş zamana
sahip insanların organize edilerek yapılan rekreatif faaliyetlerdir.
Ayrıca kamping faaliyetine katılmış engelli, down sendromlu, bakıma muhtaç yaşlı
vb. insanların kamp alanlarına giderek boş zamanın onlarla geçirilmesi veya onlar için
gönüllü olarak kamp esnasında çeşitli etkinliklerin aktif olarak yapılması örnek olarak
gösterilebilir.
Kültürel nitelikli rekreasyon insanların bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik
yapmış olduğu her türlü boş zaman etkinliğidir (Hazar, 2009: 35). Kamping faaliyeti
esnasında bireylerin yapacakları gelenek ve göreneklere uygun oyunlar, kutlamalar vb.
etkinlikler gibi boş zaman davranışları kültürel nitelikli rekreatif etkinliklere örnek olarak
gösterilebilir.
İnsanların sanatsal becerilerini kullanarak yapmış oldukları etkinlikler, sanatsal
rekreatif etkinlikler olarak ifade edilebilir. Örneğin bireylerin kamping etkinliği esnasında
müzik
yapması,
tiyatro
sergilemesi,
ağaç
gerçekleştirmesi sanatsal rekreatif bir etkinliktir.
oymacılığı
vb.
sanatsal
faaliyetleri
31
Bentley vd. (2001: 33) yapmış oldukları çalışmada doğada yapılan sportif
etkinlikleri bir tablo halinde sunmuşlardır. Tabloda bulunan sportif etkinlikler yoğunluklu
olarak doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklere örnek olarak gösterilebilecek
niteliktedir. Bu etkinlikler Tablo 4’te gösterilmektedir.
32
Tablo 4: Doğada Yapılan Sportif Rekreasyon Etkinlikleri
Etkinlik Sınıflaması
Etkinlik Adı
Hand gliding
Balon
Gliding
Havada Yapılanlar
Paraşüt
Paragliding
Gezintü turları (küçük uçak, helilopter)
Helikopterli bungy jumping
Su altı raftingi
Mağaracılık
Tüplü- tüpsüz dalış
Gemiyle seyahat
Jet ski
Jet botu
Suda Yapılanlar
Parasailing
Rafting
Nehir ve deniz kayağı
Kano
Nehir sörfü- nehir kızağı
Su kayağı
Rüzgar sörfü
Balıkçılık
Kros kayağı
Yamaç kayağı
Helikopterli kayak
Kayaklı yürüyüş
Trekking
Araç safarisi
Bungy jumping
Karada Yapılanlar
Bisiklet
Buzul yürüyüşü
Ata binme
Avcılık
Dağcılık
Oryantiring
İpli iniş
Kaya tırmanışı
Kaynak: Bentley, Page ve Laird, 2001: 33
33
Tabloda gösterilen etkinlikler daha çok sportif etkinlikler göz önüne alınarak
düzenlenmiştir. Ancak bu tür etkinlikler aynı zamanda rekreasyona girmektedir. Doğada
gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler havada, suda ve karada yapılanlar olarak üçe
ayrılmıştır. Ticari bir kaygı gütmediği sürece tüm bu etkinlikler açık havada doğaya
yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden bazıları olarak ifade edilebilir. Ancak
karada yapılan sportif etkinliklerden biri olarak gösterilen avcılık faaliyeti doğaya yönelik
zarar verici ve insanlar tarafından doğanın dengesine karşı bir müdahale olmasından ötürü
A-tipik boş zaman etkinliklerinden biridir. Dolayısıyla avcılık faaliyetinin rekreatif bir
etkinlik olarak gösterilmesi mümkün değildir.
Tüm bu sınıflamalar kapsamında düşünüldüğünde doğaya yönelik rekreatif
etkinliklerin her bir kategorinin içinde yer aldığı söylenebilir. Diğer bir ifade ile doğaya
yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler bünyesinde fonksiyonel alçıdan birçok
rekreatif nitelik taşıyan etkinlikleri barındırmaktadır. Ayrıca doğrudan çevre ile ilişkili
olabileceği düşünülen rekreatif etkinlikler genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
-
Balık tutmak
-
Yürüyüş yapmak
-
Kamping
-
Dağ bisikleti
-
Tırmanma
-
Rafting
-
Kayık, kano, deniz bisikleti vb. geziler
-
Su kayağı yapma
-
Yelkencilik
-
Piknik yapma
-
Yüzme
-
Kuş gözlemciliği
-
Safari
-
Hayvanat bahçesi gezme
-
At biniciliği
-
Milli parklar, tabiat koruma alanları vb. tarihi destinasyonları gezme
-
Yaylacılık etkinlikleri
-
Orman, ırmak, vadi vb. alanlarda yapılan etkinlikler
-
Fidan dikme, bahçecilik (hobi bahçeciliği)
34
-
Kırsal alanlara spor, tatil, eğlenme vb. amaçlarla kısa veya uzun süreli gitme vb.
etkinlikler
doğaya
yönelik
gerçekleştirilen
rekreatif
etkinlikler
olarak
sınıflandırılabilir.
1.1.2.2.
Kamping faaliyetleri
1930’lu yıllardan itibaren üretimin artmasıyla birlikte tüketim odaklı yaklaşım,
şehirleşme oranlarının yükselmesi, stresli iş ortamlarının oluşması, çalışma saatlerinin
azalması gibi durumlar, dünyanın önemli faaliyet alanlarından biri olan rekreasyonu
güçlendirmekte ve farklı kullanım alanlarıyla, insanların ihtiyacı olan temel yaşam
motivasyonlarının
artmasını,
kendilerinin
yenilemelerini
sağlamaktadır.
Rekreatif
etkinlikler önceki bölümlerde de bahsedildiği üzere gerçekleştirildiği mekana göre “açık”
ve “kapalı” olarak ikiye ayrılmaktadır. açık havada gerçekleştirilen rekreasyon, doğal
koşullar içerisinde gerçekleştirilen ve insanlara daha geniş hareket alanı sağlayan bir
rekreasyon çeşididir. Bu tip rekreatif etkinliklerden biri de kampingdir. Daha geniş bir
ifade ile özellikle Kentsel alanlardaki olumsuz koşullar ve açık hava rekreasyon
kaynaklarının yetersizliği nedeniyle kent insanları, kent dışındaki açık hava rekreasyon
kaynaklarına yönelmektedirler. Bu kaynaklardan en önemlilerinden biri kamp alanlarıdır.
Kamp, doğada rekreatif veya sportif etkinliklerde bulunmak, kısa bir süreliğine
konaklamak, dinlenmek gibi amaçlar doğrultusunda çadır, baraka, karavan benzeri
konaklama araçlarından faydalanılarak gerçekleştirilen bir aktivitedir. Bu etkinliğin
gerçekleştirildiği alanlar karayolları güzergâhları ve yakın çevreleri, kent girişleri, deniz,
göl, dağ gibi doğal güzelliği olan yerler ve genellikle kampçıların kendi imkânlarıyla
geceleme, yeme-içme, dinlenme, eğlence ve spor ihtiyaçlarını karşıladıkları en az 30
ünitelik karavan, çadır, bungalov gibi tesislerin bulunabileceği kamp alanlarıdır (Topay ve
Koçan, 2009: 120).
Kamp alanları gerektiği gibi ele alınıp planlanabilirse insanların açık hava
rekreasyonundan daha çok zevk almalarına katkıda bulunacak bir araçtır. Daha az güçlü,
daha yaşlı insanların, küçük çocukların ve engelli insanların doğal ortamlarda
dinlenebilmelerini, güvenli ve ekonomik geziler gerçekleştirebilmelerini, kişilerin dünyaya
açılmaları ve her gittikleri yerde yeni arkadaşlıklar kurabilmelerine olanak vermektedir
(Sözen ve Şahin, 1988: 123).
35
Bireyler çevresiyle uyum içerisinde ve belli bir dengenin sağlanmasıyla yaşamını
sürdüren, ancak bazı durumlarda dengeyi bozabilen bir varlıktır. İnsan ile çevresi
arasındaki dengeyi sağlayan koşullar bozulmaya başlayınca, insanların gerekli bir takım
önlemleri alma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çünkü doğada yapılan rekreatif
etkinliklerin ham maddesi olan doğal çevrenin olumsuz etkilenmesi doğaya yönelik
rekreatif etkinliklerin ve bu etkinliklerin yapıldığı alanda bulunan çeşitli canlıların
yaşamlarının sürdürülebilirliğini de tehlikeye sokmaktadır (Koçak ve Balcı, 2010: 216).
Kamping faaliyetlerinin çevresel yönden birçok olumsuz etkisinden bahsetmek
mümkündür. Cole (1987: 142)’göre kamping faaliyetleri, bitki ve toprak kirliliği
oluşturması noktasında incelenmesi gereken ve erozyon gibi ciddi sorunların ortaya
çıkmaması için gerekli bilinçlendirmelerin yapılması ve önlemlerin alınması gerekebilen
bir faaliyet türüdür. Hendee, Stankey ve Lucas (1990: 12-13)’a göre kamping faaliyetleri
bireylerin davranışlarının incelenmesi ile bilinçli hareket etmelerini sağlayacak şekilde
ekolojik yönden bilgilendirilmesi sonucu çevresel zararlar minimize edilebilir. Ayrıca
bireylerin sağlıklı bir boş zaman etkinliği geçirmesine de olanak sağlar. Cole (1981: 88)’e
göre tüm bu imkânlar için öncelikle kamping faaliyetleri amaçlı kullanılan bölgelerde bir
takım taşıma kapasitesi ile ilgili sınırlamalar yapılarak, alanın uzun vadede kullanılabilecek
şekilde kendini yenilemesine olanak tanımak gerekmektedir.
Kuntay (2004) tarafından hazırlanan çalışma incelendiğinde kamping faaliyeti de
dâhil olacak şekilde birçok ekolojik aktivitenin çevre üzerinde yapmış olduğu olumsuz
etkiler gösterilmektedir. Bu etkiler ve ekolojik aktiviteler tabloda gösterilmektedir.
36
Tablo 5: Doğal Alan Kullanımının Çevre Üzerindeki Etkileri
Ekolojik Etkilerin
Peyzaj Dengesini Sağlayan Faktörler
×
×
×
Yelken, sörf, su
×
kayağı
Motorlu kayık, su
o
kayağı
×
o
×
×
o
×
×
o
×
×
o
×
×
o
o
×
o
×
Su altı sporları
Balık avlama
×
Kaya tırmanışı
×
Dağcılık
×
×
×
×
×
o
o
o
×
×
×
×
Kampçılık
×
×
×
×
×
o
Hava sporları
o
o
o
o
o
Gezi yolları
×
×
×
×
o
o
o
o
Alan için yol
şebekesi, otopark
o
o
Plajlar
o
İskeleler
o
Konaklama ve
yeme-içme tesisleri
Kamp ve karavan
alanları
Alana yönelik
rekreasyon tesisleri
×
o
o
×
o
×
o
×
o
Kaynak: Altan, 1983: akt. Kuntay, 2004
×
o
×
×
Tür yığılması
o
o
×
×
×
Araba yarışları
o
Tür azalması
×
o
Yüzme
Trekking
Tesislerin etkileri
×
Peyzaj görünümünün ve
zenginliğinin azalması
×
×
Alan kullanımı ile
ekolojik durgunluk
Atlı spor
Görünümü
Fauna
Rahatsız edilmesi
Akış hızının artması
Taban suyu kirlenmesi
Alanda koşu
Flora
Tür değişmesi
Sportif aktivitelerin etkileri
saptanabilmekte
Toprak sıkışması
olarak
Su erozyonu
O: Etki yoğun
Rüzgar erozyonu
saptanabilmekte
Taban suyu azalması
X: Etki
Çevre
Tür azalması
Hava
Gürültü
Su
Yüzey alanlarda kirlenme
Toprak
Hava kirliliği
Yoğunluk Durumu
o
o
×
×
×
o
o
o
o
o
×
o
o
o
o
o
×
o
×
o
o
o
×
o
o
o
37
Tablo incelendiğinde koşu, yüzme, dağcılık, kampçılık gibi doğaya yönelik
gerçekleştirilen
rekreatif
etkinliklerin
çevreye
verdiği
zararlar
gösterilmektedir.
Araştırmanın örnekleminde kullanılan kamping faaliyetlerinin de çevreye bir takım
zararları bulunmaktadır. Kamping faaliyetlerinin toprak, su, hava, flora, fauna ve çevre
görünümü bakımından etkileri incelendiğinde, toprak bölümünde, “toprak sıkışması”
etkisi, su bölümünde, “taban suyu azalması, taban suyu kirlenmesi ve akış hızının artması”
kriterlerine etkisi bulurken yine su bölümünde “yüzey sularında kirlenme” noktasında
yoğun etkisi olmaktadır. Ayrıca hava bölümünde “gürültü”, flora bölümünde “tür azalması
ve değişmesi” hususunda yoğun etkisi, fauna bölümünde “rahatsız edilmesi” noktasında
etkisi bulunurken, çevre görüntüsü ile ilgili herhangi bir etkisi bulunmamıştır.
Ayrıca kamp ve karavan alanlarında bulunan çadır, karavan vb. alanların çevreye
verdiği zararlar incelendiğinde, toprak bölümünde “su erozyonu” olayına etki ederken,
“toprak sıkışması” olayına yoğun etkisi olmaktadır. Su bölümü incelendiğinde, sadece
“taban suyunun kirlenmesi” noktasında ektisi görülürken, hava bölümü incelendiğinde, bir
etkisi çıkmazken, flora bölümü incelendiğinde, “tür değişmesi ve tür azalması” noktasında
yoğun etkisi olduğu tespit edilmiştir. Fauna bölümü incelendiğinde “tür azalması”
durumuna
yoğun
etkisi
bulunurken,
“rahatsız
edilmesi”
noktasında
da
etkisi
bulunmaktadır. Ayrıca çevre görünümü bölümü incelendiğinde, “alan kullanımı ile
ekolojik durgunluk” kriterine etkisi, “peyzaj görünümünün ve zenginliğinin azalması”
hususunda yoğun etkisi olduğu görülmektedir.
Tüm bu bilgilerden yola çıkarak çevreye yönelik gerçekleştirilen rekreatif
aktivitelerden biri olan kamping faaliyetlerinin bölgesel kullanımı, tüketicilerin
bilinçlendirilmesi gibi hususlarda incelenmesi gerekmektedir. Zira gelecek nesillerin
kullanımı, bugünün dünyası içinde daha sağlıklı bir hayat yaşanması ve flora ve faunaların
yaşamlarını tehdit etmeyecek (doğaya müdahale) şekilde olabilmesi noktasında önemli bir
husus olarak ortaya çıkmaktadır.
Ewert (1999) tarafından hazırlanmış olan çalışmaya göre doğaya yönelik
gerçekleştirilen rekreatif etkinliklere katılan bireylerin bu alanların üzerindeki etkileri ile
ilgili bir takım özellikler bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde gösterilmektedir.
-
Etkiler değişik boyutlardadır: Doğada yönelik gerçekleştirilen etkinliklere
katılanların çevreye verebilecekleri etkilerin boyutları makro veya mikro düzeyde
olabilir.
38
-
Kullanım etki yaratır: Gerçekleştirilen tüm eğitsel uğraşlara rağmen bireyler,
doğal alanlarda gerçekleştirdikleri etkinlikler sırasında çevreye dolaylı ya da
dolaysız pek çok etkide bulunurlar. Bireylerin çevreye çöp atması vb. yapmış
oldukları eylemler dolaysız etki olarak değerlendirilirken, bu durumların “ekolojik
maliyetleri” dolaylı etki olarak değerlendirilir.
-
Kullanım etkileri zamana bağlıdır: Birçok durumda doğal alan kullanımından
kaynaklanan etkilerin büyük kısmı kullanımın başlangıcında gerçekleşir.
- Etkinliklerin türleri önemlidir: Doğal alanlarda faaliyetlerin türü, kullanıcı sayısı
kadar önemlidir. Ateş yakmak, ata binmek vb. faaliyetler bazı alanlarda olumsuz
etkileri nedeniyle sınırlandırılmaktadır.
Ayrıca Ewert (1999) hazırlamış olduğu çalışmada rekreatif etkinliklerin doğal
yaşam üzerindeki etkilerini ve nedenlerini detaylı olarak incelemiştir. Bu inceleme tablo da
daha detaylı olarak gösterilmektedir.
39
Tablo 6: Rekreasyon Amaçlı Doğal Alan Kullanımının Doğal Yaşam Üzerindeki Etkileri
Doğal Yaşam Üzerine Etkiler
Etkinin Nedenleri
Oyun rotalarının kalabalıkları
Habitatın değişmesinin yaban hayatı
davranışlarında meydana getirdiği değişiklikler
Habitatın Değişmesi
Hayvan yuvalarının ve beslenme alanlarının
yok edilmesi
Su/toprak kimyasında bozulmalar
Barınma alanlarının yok edilmesi
Beslenme
Fotoğraf ve film çekme
Barınma alanları
Rahatsız Etme
Yuvaların, beslenme alanlarının bulunması
Otomobillerin etkisi
Kar araçları/bisikletlerin etkisi
İnsanların ve evcil hayvanların varlığı
Plastik
Yağ/petrol ürünleri
Kirlilik
Çeşitli yabancı yiyeceklerle hayvanları
beslemeye çalışmak
Tortullaşmanın artması
Toplama
Avlanma
Tuzağa düşürme
Toplayıcılık
Balıkçılık
-
Satış amaçlı
-
Beslenme amaçlı
-
Rekreasyonel amaçlı
Yem ya da predatör türlerin kaybolması
Kaynak: Ewert, 1999: 62
Tablo da doğaya yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerin doğal yaşam üzerine
etkileri ve bu etkilerin nedenleri gösterilmektedir. Araştırmanın örneklemini oluşturan
kamping faaliyetleri bu kapsamda incelendiğinde, habitatın değişmesi noktasında bir takım
olumsuz yönde etkilerinden bahsedilebilir. Örneğin su ve toprak kimyasında bozulma
oluşması, yaban hayatın davranışlarında oluşabilecek davranış değişikliği, hayvan yuvaları
40
ve beslenme alanlarının yok olması noktaları kamp yapan bireylerin kamp yaptıkları süreç
içinde çevreye verebilecekleri zararlar arasında sayılabilir. Özellikle bireylerin kamp
kurduğu alanın habitat için önemi ve bireylerin bu konularda sahip olduğu bilgi, kaygı vb.
noktalar etki etme noktasında önemli görülmektedir.
Kamping faaliyetinde bulunan insanların “rahatsız etme” noktasında etkileri
incelendiğinde, karavanların çıkarabileceği sesler, kamp kurulan alanın beslenme bölgeleri
ve yuvalarına yakın olması, kamp esnasında fotoğraf çekilmesi, bireylerin bu alanda
bulunmuş olmaları ifade edilebilir.
Kamping esnasında “kirlilik” kriteri incelendiğinde, kamp esnasında yiyecekler için
kullanılan yağ atıkları, plastik atıklar, yabanıl hayvanlara yabancı yiyeceklerin verilmesi
gibi hususlar çevresel kirlilikte önemli noktalar olarak görülmektedir.
Kamp yapan bireylerin kamp alanı için çeşitli bitkileri toplayıp ateş amaçlı
kullanması veya yiyecek amaçlı çeşitli flora ve faunaların kullanılması “toplayıcılık”
kriteri kapsamında olumsuz etkiler olarak görülmektedir. Ayrıca bireyler kamping
esnasında birçok faaliyette bulunabilmektedirler ve bu etkinlikler de ayrı ayrı rekreatif
etkinlik olarak görülmektedir. Ancak bireylerin kamp yaptıkları esnada avcılık faaliyetinde
bulunmaları A-tipik boş zaman etkinliğidir. Kamping faaliyetinin dışına çıkan daha farklı
amaç güden bir etkinlik olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bireylerin amaç ve niyetleri
etkinliğe ad koymakta ayrıca önem taşımaktadır.
Kamping faaliyetleri gerçekleştirilirken bir takım önemler de alınabilir ve
böylelikle doğal bozulmalar en aza indirgenebilir. Örneğin, Kamp alanında çadır kurmak
için düz ve dayanıklı bir yüzey seçilmelidir. Hassas çimlerin ya da yeniden canlanması
uzun zaman alacak habitatların bulunduğu alanlara çadır kurmaktan kaçınılmalıdır. Ziyaret
edilen bölge koşulları aktive öncesinde kontrol edilmeli ateşe izin verilip verilmediği
öğrenilmelidir. Açık bir ateş yerine yemek pişirmek için gaz ocağı ya da hafif yakıtlarla
çalışan ocaklar kullanılmalıdır. Açık ateş kullanılacaksa bir ateş çukuru kullanılmalıdır.
Ateş küçük ve bitkilerden, çadırlardan uzakta tutulmalıdır. Kamp çevresinde canlılar için
hayati önemi olan ölü odun parçaları toplanmamalı, kamp yerinden ayrılmadan önce
yakılan ateş mutlaka söndürülmelidir. Yangın tehlikesi olduğundan ateş kesinlikle
aydınlatma olarak kullanılmamalıdır (Koçak ve Balcı, 2010: 220). Doğaya yönelik
gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerle ilgili alınabilecek önlemler detaylı olarak tablo da
gösterilmektedir.
41
Tablo 7: Doğada Ekolojik Ayak İzi Bırakmama İlkeleri ve Yapılması Gerekenler
Doğada Ekolojik Ayak İzi Bırakmama
Yapılması Gerekenler
İlkeleri
 Küçük
gruplar
halinde
seyahat
edilmelidir.
Etkinlik öncesi plan hazırlanmalı
 Kullanım süresi sınırlandırılmalıdır.
 Sadece
önemli
ihtiyaçlar
götürülülmelidir.
(Örneğin,
doğaya
ekipman,
yiyecek, içecek vb.).
 Mevcut
kamp
alanları
ve
yollar
kullanılmalıdır.
Gezinti ve kamp için dayanıklı yüzeyler
seçilmeli
 Alan ihtiyacı minimuma indirilmelidir.
(yemek yapma, çadır kurma vb.).
 Su
kaynaklarının
uzağında
kamp
kurulmalıdır.
Atıkların uzaklaştırılması
Bulduğun gibi bırak
 Tüm atıklar paketlenmelidir.
 Tarihi
eserler,
flora
ve
faunaya
dokunulmamalıdır.
 Kamp ateşi çukurları kullanılmalıdır.
Kamp ateşi etkilerini en aza indir
 Aydınlanma ve yemek yapmak için
soba/fener kullanılmalıdır.
Habitata saygı gösterilmeli
 Besinler hayvanlardan uzak tutulmalıdır.
 Uzaktan gözlem yapılmalıdır.
 Gürültüden kaçılmalıdır.
Diğer ziyaretçilere saygı duyulmalı
 Diğer
gruplardan
uzakta
kamp
yeri
seçilmelidir.
Kaynak: Fresque ve Plummer, 2009: 596
Tabloda doğaya zarar vermeden doğaya yönelik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için
gereken ilkeler yazmaktadır. Kamping faaliyetleri kapsamında incelendiğinde, etkinlik
öncesi plan dâhilinde hareket edilmesi ciddi önem arz etmektedir. Özellikle kullanım
süresinin sınırlandırılması çevrenin üzerinde oluşabilecek etkiyi azaltırken doğanın kendini
yenilemesine olanak tanımaktadır. Kamp kurulacak alanın seçimine dikkat edilmesi
bölgede bulunan suların kirlenmesini önlerken, flora ve faunalardan uzak bir alana diğer
bir ifade ile sık kullanılan bölgelere kamp kurulması canlıların yaşamlarını sürdürmelerine
minimal etki bırakmaktadır.
42
Doğa ile iç içe yaşamak ve bir süreliğine de olsa vakit geçirmek istenildiğinde diğer
insanların da bu hakka sahip olduğu ve bunu düşünerek hassas kullanmak da alınabilecek
bir diğer önlemdir. Kamp yapan bireylerin de rahatsız olabileceği düşünülerek daha saygılı
ve kimsenin rahatsız olmayacağı şekilde hareket etmeye özen göstermek gerekmektedir.
Ayrıca kamp ateşleri çukur alanlarda yakılmalı ve kamp bölgesinde bulunan flora ve
faunalar uzaktan gözlenmelidir.
Ayrıca artık kamp alanları, çoğunlukla modern teknolojinin getirdiği olanak ve
kolaylıkları, kırsal ve doğal ortamların sükûnetiyle birleştirme isteğini giderek daha fazla
ihtiyaç olarak görmeye başlamaktadır. Modern kamp alanları, çadır yanı sıra alternatif
olarak bungalov ve motelleri de bir arada kapsayabilir. Kısa bir süre öncesine kadar kamp
alanı deyiminden rastgele bir araya gelen çadır ve birkaç karavan için ayrılmış yerler
anlaşılıyordu. Bugün ise giderek artmış olan talep, konuyu gerek tasarım gerekse tesis
bakımından oldukça karmaşık bir hale getirmiştir (Sözen ve Şahin, 1988: 129).
Dolayısıyla
kamp
alanı
planlama
ve
tasarımında
bölgesel
faktörlerin
değerlendirilmesi çok önemli görülmektedir. Ana karayolları, su yüzeyleri, tarihsel ve
kültürel özelliği olan yerler, önemli çekiciliğe sahip doğal alanlar ve uzun yürüme yolları
vb. bilgilerin yer aldığı bir harita, düşünülen tesisin doğru konumda olmasını sağlayacağı
düşünülmektedir. Bu tip harita ise resim 1’de gösterilmektedir.
43
Resim 1: Örnek Bir Kamp Alanı Bölge Haritası
Kaynak: Sözen ve Şahin, 1988: 129
Resimde gösterildiği üzere flora ve fauna kamp alanlarının en büyük kaynağıdır
olarak gösterilebilir. Başta sahip olunanı yitirmemek, bakımını sağlamak ve zarar
vermekten kaçınmak, yeniden oluşturmadan daha iyidir. Bu nedenle, planlamaya
başlamadan önce çalışma alanına ilişkin mevcut bitki örtüsü hâlihazır haritalarda
gösterilmelidir. Kamping alanlarının seçiminde, iklim, toprak özellikleri, topoğrafik yapı
ve ulaşılabilirlik mutlaka dikkat edilmesi gereken niteliklerdir. Kamping alanları açık
alanlarda gerçekleştirildiği için, fazla yağış almayan, kuvvetli rüzgârlardan korunmuş
alanlarda kurulması gerekmektedir. Kamping alanlarının topoğrafik yapısı ise çadır
kurmayı ve karavanların hareketini kolaylaştıracak şekilde oldukça düz bir yerde
44
seçilmelidir. Kamp alanının hafif eğimli olması ise yağış sularından çadır ve karavan
kullanıcılarının etkilenmelerini önler (Gök, 2011: 14-15).
Sözen ve Şahin (1988: 121-122)’in hazırlamış olduğu çalışmaya göre %5’e kadar
olan topoğrafik eğimler, yollar, yapılar ve kamp yeri için en ideal eğimdir. Teraslama ya da
tesviye yapılmak koşulu ile %5-15 arasındaki eğimler kamp yerleri için seçilebilir. Kamp
alanlarının kurulabileceği toprak yapılarından killi-tınılı topraklar orta derecede uygunluk
gösterirken, kumlu ve tınılı topraklar en ideal kamp alanlarını oluşturmaktadır.
Kamping alanlarının ana trafik yollarına uzaklığı ulaşılabilirlik açısından önemlidir.
Ana trafik ağına yakın çevrede kurulan kampinglerde uzun süreli kullanıcıların yanında, bu
yollardan geçenlerin kamping alanında geceleme olanağı bulması, kampingin kullanım
kapasitesini arttırmaktadır. Tüm bunların dışında kamping alanlarının yeşil alanlara, diğer
rekreasyon aktivitelerine özellikle de su, elektrik, telefon hattı gibi kamu hizmet
birimlerine yakın bulunmaları yer seçimini etkileyen faktörler bazılarıdır (Gülez, 1990:
133).
Son yollarda, insanların şehirlerin vermiş olduğu yoğunluktan ve iş stresinden
uzaklaşabilmek için kamp faaliyetlerine yöneldiği görülmektedir. Örneğin Cordell ve
Super (2000: 135)’e göre Amerika Birleşik Devletleri’nde nüfusun 2/3’sinin iş hayatının
dışında kalan zaman diliminde kamp kurdukları görülmektedir.
Türkiye’de kamping faaliyetleri incelendiğinde öncelikle kamp ve karavan
faaliyetlerinin 1966 yılında Türkiye Kamp ve Karavan Derneği (TKKD) kurulması ile ilk
defa bir dernek çatısı altında toplandığı görülmektedir (UKKF, 2015).
Camping (2015) verilerine göre Türkiye’de 113 kamp alanı bulunmaktadır.
Kampkaravan (2015) internet sitesi incelendiğinde kayıtlı 56 kamp alanı görülmektedir.
UKKF (2015)’nin resmi sayfası incelendiğinde Türkiye’de toplam 103 kamping alanının
kayıtlı olduğu görülmektedir. Ayrıca TÜİK verilerine göre 2013 yılından gerçekleştirilen
araştırma sonucunda 5 adet turizm yatırım belgeli tesis ve 5 adet turizm işletme belgeli
tesis bulunmaktadır. Ayrıca 2003 yılında 79 tesis, 2006 yılında yapılan araştırma
incelendiğinde ise bu sayının 54 olduğu istatistiki veriler sonucunda tespit edilmiştir.
Dolayısıyla geçen zaman içerisinde kamping tesis sayılarının azaldığı gözlenmektedir.
Bu bağlamda kamp karavan sayıları ile ilgili elde bulunan verilerin tam anlamıyla
Türkiye’de bulunan kamp alanlarını vermediği söylenebilir. Ayrıca bireylerin sürekli
45
yaşadıkları evlerin çok uzak olmayan alanlarında bireysel olarak da kamp kurabileceği
düşünüldüğünde ülkede bulunan bütün kamp alanlarına ulaşmanın pek mümkün olmadığı
söylenebilir.
46
47
2. BÖLÜM
ÇEVRE DOSTU REKREASYON DAVRANIŞI VE
DEĞİŞKENLER ARASI İLİŞKİLER
2.1.
Giriş
Çalışmanın bu bölümünde çalışmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş modelde
yer alan değişkenler ele alınarak, çevre dostu rekreasyon davranışı açıklanmaktadır. Çevre
dostu rekreasyon davranışından bahsedildikten sonra ekolojik kaygı, sorumluluk yükleme,
ekolojik tutum, algılanan tüketici etkililiği ve rekreasyonel motivasyon değişkenleri
incelenmektedir. Ayrıca geçmişte çevre dostu davranış ile ilgili yapılmış çalışmalar
derlenerek, bir tablo halinde gösterilmiş ve bu çalışmaların amacı ve sonuçları gibi
hususlarda değerlendirmelerde bulunulmuştur.
2.2.
Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı (ÇDRD)
Bilim, teknoloji ve endüstrinin gelişimi ile birlikte kirlilik ve çevresel yıkım gibi
birçok ekolojik yönden ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu durum doğal
kaynakların tükenmesine ve gelecek kuşaklar için tehlike arz etmektedir. Çalışma
ortamlarında kullanılan birçok ürün veya endüstrileşme sonucu kurulan fabrikaların
atıkları, evlerde kullanılan birçok teknolojik ürün, yiyecek atıkları gibi daha birçok
sayılabilecek çevreye zararlı maddeler artık toplumda ciddi bir tehlike olarak anılmaya
başlanmış ve artık üretilen bütün ürünleri çevreye zarar vermeyecek şekilde hazırlanmasına
dikkat edilmeye başlanmıştır. Sadece bireylerin çalışma ortamlarında değil arta kalan
zamanlarında da birçok rekreatif etkinlik gerçekleştirdiği ve bu süreçte kullandıkları
ürünler veya yapmış oldukları aktivitelerin çevreye karşı etkileri de önem arz etmeye
başlamıştır.
Rekreatif yönden gerçekleştirilen aktivitelerin sadece ekonomik ve sosyo-kültürel
faydaları değil aynı zamanda sürdürülebilirliği de önem arz eden bir diğer husus haline
gelmektedir (Newsome, Moore ve Dowling, 2002: 266-267). Dolayısıyla, gerçekleştirilen
etkinlerde oluşan ekolojik bozulmalar bireylerin çevreye yönelik daha duyarlı tutum ve
davranışlar sergilemesini de etkilemeye başlamıştır (Kaiser, Ranner, Harting ve Bowler,
1999: 60-61).
48
Çevre dostu davranış literatürde çevrenin yararına veya çevreye olumlu yönde etki
edebilecek doğrudan veya dolaylı bireysel ya da grup olarak davranışların sergilenmesi
olarak tanımlanmaktadır. Farklı şekillerde çevre dostu davranışlardan bahsetmek
mümkündür. Bunlar (Stern, 2000: 261);
-
Çevresel etkinlikler (gerçekleştirilen çevresel organizasyonlara katılım vb.)
-
Etkinlik olmaksızın politik davranışlar (çevresel problemlere yönelik dilekçeler
oluşturma, kamu kurum ve kuruluşlarına yazma vb.)
-
Özel çevrecilik (yeşil ürün satın alma vb.)
Olarak üç şekilde ifade edilmektedir. Bu tür davranışlar kaynakların korunması ve
muhafaza edilmesini sağlamakla birlikte doğal çevrenin sürdürülebilirliği noktasında da
önemli görülmektedir (Cottrell, 2003; Lee, 2011; Kill, Holland ve Stein, 2014).
Literatürde birçok çalışma çevreye yönelik davranış değişkeninden farklı isimler
altında faydalanmıştır (Çevreye duyarlı davranış, çevre dostu davranış, çevresel davranış,
çevreye karşı sorumlu davranış vb.) (Kaiser, Wolfing ve Fuhrer, 1999; Kollmuss ve
Agyeman, 2002; Kilbourne ve Pickett, 2008; Hallpenny, 2010; Milfont ve Duckitt, 2010;
Song vd, 2012; Kill vd., 2014). Ayrıca çevre dostu davranışı ölçmek amacıyla bazı
araştırmacılar tarafından farklı ölçekler oluşturulmuştur.
Geçmiş yıllarda çevre yanlısı davranışı oluşturduğu düşünülen çevresel kaygı ve
çevresel farkındalığın sonucu olan çevresel bilgiyi baz alarak basit bir çevre yanlısı modeli
oluşturulmuştur. Bu modelle ilgili detaylı bilgi şekil 4’te gösterilmektedir.
Ekolojik Bilgi
Çevre Yanlısı
Davranış
Ekolojik Tutum
Şekil 4: Çevre Yanlısı Modeli (kollmuss ve Agyeman, 2002)
Şekil 4’te çevre yanlısı davranışı ölçmek için çok basit bir şekilde oluşturulan
model gösterilmektedir. Modele göre; çevresel bilgi çevresel tutumu etkilerken; çevresel
tutum da çevre yanlısı davranışa etki etmektedir. Model 1970’li yıllarda geliştirilmiş ve
ilerleyen süreçte çevre dostu davranışı açıklamakta yetersiz kalmıştır. Ayrıca Burgess,
Harrison ve Filius (1998: 1447) tarafından kullanılan model, eğitimli insanların diğer
insanlara
nazaran
çevreye
karşı
daha
duyarlı
davranışlar
sergileyebileceğini
49
varsaymaktadır. Zaman içerisinde davranışın üzerinde bilgi dışında etkenlerin de önemli
olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Ajzen ve Fishbein (1975; 1980) tarafından oluşturulan
Düşünülmüş Eylem Teorisi (Theory Reasoned Action) ve Planlanmış Davranış Teorisi
(Theory of Planned Behavior) davranış ile ilgili yapılacak olan çalışmalarda öncü olmuştur
(Kollmuss ve Agyeman, 2002: 241).
Diğer yandan, Fietkau ve Kessel (1981) yapmış oldukları çalışmada çevre yanlısı
davranış (Pro-Environmental Behavior) veya bir diğer adıyla ekolojik davranış modelini
oluşturmuşlardır. Modellerinde çevre yanlısı davranışı doğrudan veya dolaylı olarak
etkileyen beş değişken yer almaktadır. Hazırlanmış olan model daha detaylı haliyle şekil
5’te gösterilmektedir.
Çevre Yanlısı
Davranış
Gerçekleştirme
Olasılığı
Ekolojik Tutum ve
Değer
Ekolojik Bilgi
Çevre Yanlısı
Davranış
Çevre Yanlısı
Davranış
Teşvikleri
Algılanan
Davranışsal Sonuç
Şekil 5: Ekolojik Davranış Modeli (Fietau ve Kessel, 1981)
Şekil 5’te gösterilen çevre yanlısı davranış modeli incelendiğinde, davranışın
algılanan sonuçları, çevre yanlısı davranış teşvikleri, çevre yanlısı davranış gerçekleştirme
olanakları ve çevresel tutum ve değer değişkenleri çevre yanlısı davranışı doğrudan
etkilediği ifade edilirken, çevresel bilginin de dolaylı etkisi olduğu anlatılmaktadır.
Hines, Hungerford ve Tomera (1986) yapmış oldukları çalışmada, Fishbein ve
Ajzen (1980)’in kurmuş olduğu Düşünülmüş Eylem Teorisi (DET) modelini temel alarak
Çevreye Sorumlu Davranış Modeli’ni (Model of Responsible Environmental Behavior)
kurmuşlardır. Model şekil 6’da detaylı olarak gösterilmektedir.
50
Durumsal
Faktörler
Tutum
Kontrol Odağı
Kişisel
Faktörler
Kişisel
Sorumluluk
Konuya
Yönelik Bilgi
Niyet
Çevre Yanlısı
Davranış
Gerçekleştirilen
Stratejilere
Yönelik Bilgi
Davranış
Becerileri
Şekil 6: Çevreye Sorumlu Davranış Modeli (Hines vd., 1986)
Şekil 6’da görülmekte olan modele göre çevre yanlısı davranışı, durumsal faktörler
ve davranışsal niyet doğrudan etkilerken; kişisel faktörler, konuya yönelik bilgi,
gerçekleştirilen stratejilere yönelik bilgi ve davranış becerileri davranışsal niyeti
etkilemektedir. Ayrıca tutum, kişisel sorumluluk ve kontrol odakları kişisel faktörleri
oluşturmaktadır. Kollmuss ve Agyeman (2002)’a göre araştırmacıların kurmuş olduğu
çalışma Ajzen ve Fishbein (1980)’in kurmuş olduğu modelden daha karmaşık olmasına
rağmen çevre yanlısı davranışı açıklamakta yeterli görülmemektedir. Dolayısıyla
araştırmacılar modelde buluna ve niyeti etkileyen değişkenlerin dışında ekonomik kısıtlar,
sosyal baskı ve farklı durumlarda seçmek için fırsatlar şeklinde üç durumu içinde
barındıran “durumsal faktörler” değişkenini eklemişlerdir.
Çalışmanın amacı itibari ile çevre dostu rekreasyon davranışının belirlenmesi, hem
toplumda çevreye yönelik algıların ne derece yeterli olduğu hem de gerçekleştirilen
etkinliklerde ne kadar çevrenin gözetildiği gibi hususlarda ciddi bir önem taşımaktadır.
51
Doğayla daha fazla etkileşim halinde olan insanlar çevre dostu ürünler satın alma,
çevrecilik ile ilgili yapılan etkinliklerde yer alma gibi hususlarda daha fazla
bulunmaktadırlar (Andereck, 2009). Özellikle kamp yapan birçok bireyden doğa ile daha
fazla uyum içinde olanlar, daha fazla çevre dostu davranış göstermektedirler (atıkların
toplanması, kamp alanlarında bulunan bitki ve hayvanlara dokunmama vb.). Böylelikle
rekreatif etkinliklere katılan bireylerin çevreye yönelik davranışlarının pozitif yönde
olduğunu
ve
gerçekleştirmiş
oldukları
etkinliklerde
çevreci
davrandıkları
söylenebilmektedir.
Ayrıca çevre dostu rekreasyon davranışı tüketici davranışı literatüründe
rekreasyonistlerin çevre dostu ürünler kullanması, gerçekleştirmiş oldukları etkinliklerde
çevreyi gözeterek hareket ettikleri şeklinde ifade edilmektedir (Song, Lee, Kang ve Boo,
2012: 1421). Diğer bir ifade ile kamping yapan bireylerin bu esnada davranışlarının
incelenmesinde çevre dostu rekreasyon davranışı değişkeni tüketicilerin çevre ile ilgili
düşüncelerinin
ve
bu
düşünceler
doğrultusunda
gerçekleştirdikleri
davranışların
belirlenmesinde önemli bilgiler vermektedir. Bu bağlamda çevre dostu rekreasyon
davranışı değişkeni çalışmanın sonucunda ulaşılmak istenen en önemli değişkenlerden biri
olarak görülmektedir.
Örneğin bireylerin kamp yaptıkları esnada kullanmış oldukları malzemelerin
çevreye zararı olmayan, geri dönüşümü gerçekleştirilebilen ürünler olup olmadığı, kamp
kurdukları alanda bulunan bitkilerin yaşam alanları engellenip engellenmediği, hayvanların
doğal yaşam alanlarına yönelik bir sorun oluşup oluşmadığı, bireyin kamp yaparken bu ve
buna benzer durumları dikkate alıp almadığı gibi birçok sorunun cevabının belirlenmesi
noktasında çevre dostu rekreasyon davranışı değişkeni çalışma için önemli görülmektedir.
2.3.
Ekolojik Tutum
Ajzen (1991) 1970’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen tutum ve davranış
arasındaki ilişkileri inceleyen araştırmalarda, tutumların davranışı tahmin etmede başarılı
bir rolünün olduğu ifade ederek, buradan hareketle, tüketicilerin tutumlarının,
davranışlarını tahmin etmede kullanılabilirliğinin kabul gördüğünü açıklamaktadır. Bu
doğrultuda birçok modern sosyal psikolog tutum oluşumunu açıklayabilmek için bilişsel ya
da bilgi süreçli yaklaşımları ele almaktadır. Bu yaklaşımlara örnek olarak Ajzen ve
Fishbein tarafından 1975 yılında düzenlenen model (Denklem 1) örnek olarak
52
gösterilebilir. Modele göre tutum, bireylerin inançları doğrultusunda gelişmektedir (Ajzen,
1991).
Bireylerin negatif veya pozitif bir tutuma sahip olması davranışsal inançların ve
sübjektif
değerlendirmelerin
birleşmesiyle
oluşmaktadır.
Dolayısıyla
davranışsal
inançların, tutumun oluşmasına yönelik olumlu ya da olumsuz olması değerlendirme
çıktılarına (sübjektif değerlere) dayalıdır (Ajzen, 2012). Diğer bir ifade ile bireyin bir
davranışı gerçekleştirmesi sonucunda ortaya çıkacak olan ihtimalleri (değerlendirme
çıktıları)
kafasında
düşünerek
(sübjektif
değer)
o
davranışı
gerçekleştirip
gerçekleştirmeyeceğine yönelik sahip olduğu inancı (davranışsal inanç) tutumun
oluşmasına etki etmektedir (Kement, 2013: 15).
Örneğin, “çevreye duyarlı rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyetini
tercih eden bir birey, kamping yaptığı bölgede bulunan flora ve faunaları koruması,
çevreye atıklarını atmaması gibi çevreyi korumaya yönelik davranışları doğanın
korunmasına yardımcı olur” şeklindeki bir inanç ifadesinde davranış “kamping esnasında
çevreye duyarlı davranışlar sergilemesi, çıktı ise “çevrenin korunmasıdır”. Çevreye duyarlı
rekreatif davranış örneğinde, birey bir yandan bu davranışın çevrenin korunmasına
yardımcı olacağı sonucunu doğuracağına inanırken, diğer yandan bu davranışın çevreyi
korumaya yeterli olmadığını veya çevrenin hiçbir şekilde kullanıma açık olmaması
gerektiği vb. durumlara inanabilir. Bu inançlardan hangisinin davranış üzerinde daha fazla
etkisinin olacağı ise, bireyin söz konusu çıktılara verdiği önem düzeyine bağlıdır.
Açıklanmakta olan ilişki Denklem 1’de gösterilmektedir (Fishbein ve Ajzen, 1975;
Ajzen, 1991; 2012);
DENKLEM 1:
𝐧
𝐀 ∞ ∑(𝒃𝒊 𝐞𝒊 )
𝐢=𝟏
𝒃𝒊 : Her İnancın Gücü
𝐞𝒊 : Değerlendirme Çıktıları
n: İnançların Toplamı
A: Davranışa Yönelik Tutum
53
Denklem de, her inancın gücü (b) ile sübjektif değerlendirmelerin (e) çarpımı ve bu
çarpım ile ortaya çıkan sonuçların toplamlarının (n) doğrusal orantısı (∞) sonucu davranışa
yönelik tutumun (A) olumlu veya olumsuz olarak ortaya çıktığı ifade edilmektedir (Ajzen,
1991). Sonuç olarak birey bir davranışı gerçekleştirmenin sonucunun pozitif olacağına
inanıyorsa (bu inancın gücü subjektif değerlendirmeler sonucunda elde edilir) o davranışa
yönelik olumlu bir tutuma sahip olacaktır. Diğer taraftan sonucunun negatif olacağına
inanıyorsa o davranışa yönelik olumsuz bir tutuma sahip olacaktır (Kement, 2013: 16).
Ajzen ve Fishbein tarafından yapılan birçok araştırma tutumun, davranışın
öncülerinden biri olduğunu göstermektedir. Tüm bu bilgiler ışığında ekolojik tutum ise
bireylerin doğal çevreye yönelik faaliyetler sonucunda oluşabilecek ihtimalleri olumlu
veya olumsuz şekilde değerlendirilmesini gösteren psikolojik bir hareket olarak ifade
edilmektedir (Milfont, 2009).
Ayrıca Himmelfarb (1993)’e göre tutum örtük bir yapıya sahiptir ve doğrudan
gözlenebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla bireylerin ekolojik yönden var olan
ihtimallere yönelik düşünceleri önem arz etmektedir. Diğer bir ifade ile bu düşüncelere
yönelik değerlendirmeleri tutumlarının tahmin edilmesine yardımcı olduğu söylenebilir.
Tutuma yönelik ölçekler genellikle, doğrudan bilgi alınan öz bildirim rapor metodu
ve dolaylı ölçüm teknikleri şeklinde oluşturulmaktadır (Krosnick, Judd ve Wittenbrink,
2005). Ekolojik tutumla ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde yoğunlukla doğrudan öz
bildirim rapor metotları (görüşmeler, anketler vb.) kullanılmaktadır (Milfont ve Duckitt,
2010: 80). Bu araştırmada da doğrudan bilgi alınmasını sağlayan anket yöntemi
kullanılmaktadır. Dolayısıyla bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının tespit
edilmesinde anket yöntemiyle toplanan ekolojik tutumla ilgili sonuçların etkisinin
incelenmesi önemlidir.
Bu doğrultuda ekolojik tutumun çevre dostu rekreasyon davranışı üzerinde etkisinin
olup olmadığının incelenmesi amacıyla H5 oluşturulmuştur. Buna göre:
H5: Katılımcıların ekolojik tutumları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
Han ve Kim (2010)’a göre literatür incelendiğinde sübjektif norm ve tutum arasında
uygun bir bağlantı tasarlanmış ve bu doğrultuda testler yapılmıştır. Örneğin, Chang (1998)
Ajzen ve Fishbein (1980) tarafından geliştirilen Planlanmış Davranış Teorisi modelini
54
değiştirerek geliştirmiştir. Sübjektif normdan tutuma bir bağlantı ekleyerek modelin
yapısına yönelik uygun gerekli gelişmeler bulmuştur.
Ryu ve Jang (2006) hizmet sektöründe yönelik yapmış oldukları çalışmada
bireylerin belli bir davranışa karşı tutumu ile sübjektif normunun pozitif ilişki içinde
olduğunu belirlemişlerdir. Benzer şekilde, bireylerin çevre dostu davranışlarını
açıklamada, Han, Hsu ve Sheu (2010) yapmış oldukları çalışma ile bireylerin yeşil yıldızlı
bir otele karşı tutumu ile sübjektif normu arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu
doğrulamışlardır. Dolayısıyla, bireyin bir davranışı olumlu veya olumsuz şekilde
değerlendirmesi konusunda bazı referanslar (aile, akraba, arkadaş vb.) tarafından algıladığı
sosyal baskının etkisi olduğu varsayılmaktadır (Han vd., 2010).
Bu doğrultuda bireylerin sübjektif normlarının ekolojik tutumları üzerindeki etkisinin
incelenmesi amacıyla H8 kurulmuştur. Buna göre:
H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
Çevreye yönelik bireylerin gerçekleştirmiş olduğu aktiviteler sonucu veya bilinçsiz
kullanım vb. durumlardan ötürü doğal çevrenin maruz kaldığı olumsuz durumlar son
yıllarda tüketici çevresinde de dikkatle incelenen bir konu haline gelmiştir (Han ve Kim,
2010). Bireylerin doğal çevre konusundaki önleyici tutumlarını etkileyen hususların en
başında da çevrenin bozulmaya başlaması gelmektedir (Wolfe ve Shanklin, 2001). Daha
geniş bir ifade ile bireylerin çevreye yönelik faaliyetleri sonucu olumsuz şartların artması
onların nasıl bir davranış göstermeleri gerekliliğine ilişkin tutumlarını etkilemiş ve olayları
kafalarında değerlendirmeleri sonucunda çevrenin etkilenmemesi, herkesin bu hususta
hassasiyet göstermesi gerekliliği gibi noktalara önem vermeye başlamışlardır.
Bireylerin çevreye yönelik önem verdikleri hususlardan biri olan diğer bireylerin de
bu hususta dikkatli davranmaları ve doğal çevreyi koruyarak hayatlarını sürdürmeleri veya
doğaya yönelik gerçekleştirecekleri faaliyetlerde duyarlı davranmaları gerekliliği gibi
durumlar
bireylerin
davranışlarının
ya
da
tutumlarının
açıklanmasında
önemli
görülmektedir (Han, 2015: 166). Bu bağlamda De Groot ve Steg (2009: 426)’e göre bu
kavram “sorumluluk yükleme” değişkeni olarak ifade edilmekte ve “sosyalleşme yanlısı
faaliyetlerin olumsuz sonuçları için sorumluluk hissetme” şeklinde tanımlanmaktadır.
Tamlamadan da anlaşılacağı üzere bireylerin ekolojik tutumlarını açıklamakta sorumluluk
yükleme değişkeninin dikkate alınması önemli görülmektedir. Bu bağlamda sorumluluk
55
yükleme faktörünün ekolojik tutuma etkisini tespit etmek amacıyla H9 oluşturulmuştur.
Buna göre:
H9: Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
Literatür incelendiğinde ekolojik kaygı, doğal kaynakların tükenmesi, kirlilik ve
doğa ve çevrenin bozulması gibi her türlü çevresel problemlere yönelik olumsuz algılarını
ifade etmektedir (Han vd., 2010: Paco ve Raposo, 2009; Song vd., 2012). Ayrıca Milfont
ve Duckitt (2010) tarafından yapılmış olan çalışmada ekolojik tutum envanterinde
bulunmakta ve ekolojik konularda önemli bir faktör olarak gösterilmektedir. Bu bağlamda
ekolojik kaygının, ekolojik tutuma olan etkisini tespit etmek amacıyla H10 oluşturulmuştur.
H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
Bireylerin çevre dostu tutum ve davranışlarını ölçmekte önemli görülen
faktörlerden biri de algılanan tüketici etkililiğidir (ATE). ATE incelendiğinde, sosyal
çelişki teorisi çerçevesinde önemli görülmektedir (Lee vd., 2014: 2099). Daha geniş bir
ifade ile sosyal çelişki teorisine göre bireylerin tutum ve davranışlarını incelenmesinde
ATE yardımcı olabilmektedir (Ellen, Wiener ve Cobb-Walgren, 1991; Bandura, 1994; Lee
vd., 2014).
Bu kapsamda bireylerin ekolojik tutumuna ATE’nin etkisini belirlemek amacıyla
H11 oluşturulmuştur. Buna göre:
H11: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
Litreratür incelendiğinde bireylerin ekolojik tutumlarının çevre dostu davranışlara etkisinin
incelendiği gibi rekreasyonel motivasyonun da çevre dostu davranışlara etkisinin
belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca Kil vd. (2014: 19) tarafından
hazırlanmış olan çalışmada ekolojik tutum ile çevreye karşı duyarlı davranış arasında
rekreasyonel motivasyon değişkeni aracı olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak, bireylerin
ekolojik tutumları ile çevreye karşı duyarlı davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun
aracılık ettiği tespit edilmiştir. Buradan hareketle, çalışmanın amacı doğrultusunda H7
oluşturulmuştur.
H7: Rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı
arasında aracılık yapmaktadır.
56
2.4.
Sübjektif Norm
Sübjektif norm, bireyin çevresinde önemli gördüğü kişiler (ailesi, akrabaları, yakın
arkadaşları, iş arkadaşları vb) tarafından davranışı gerçekleştirip gerçekleştirmeme
konusunda üzerinde hissettiği sosyal baskıyı ifade etmektedir (Baker ve White, 2010).
Diğer bir ifade ile herhangi bir davranışın gerçekleşmesi amacıyla bireye yakın çevresi
(ailesi, dostları ve iş arkadaşları) tarafından uygulanan sosyal baskıdır (Ajzen ve Fishbein,
1980).
Literatürde yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde (Taylor ve Todd, 1995; Marc
ve Woodside, 2005; Quintal vd., 2010; Cheng vd., 2005; Mullan ve Wong, 2010; Moan ve
Rise, 2011; Hamilton vd., 2011) sübjektif norm ve davranış arasında önemli bir ilişkinin
olduğunu göstermektedir. Örneğin, Peace, Galletta ve Thong (2003) düşünülmüş eylem
teorisi, planlanmış davranış teorisi, beklenti-fayda teorisi ve caydırıcılık teorisi gibi çeşitli
çalışmacılar tarafından oluşturulmuş modeller dâhilinde korsan yazılım davranışları
üzerinde çalışmışlardır. Çalışmanın sonucunda, sübjektif norm yazılımların yasal olmayan
yollarla çoğaltılması konusunda niyetin önemli bir öngörücüsü şeklinde tespit edilmiştir.
Subjektif Norm, Normatif İnançların ve Motivasyon Uyumunun bir fonksiyonudur.
Normatif inançlar; aile, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk gibi aralarında önemli ilişkilere
sahip toplumsal gruplardan (referans gruplarından) birinde bulunan bireylerin algılanan
davranışsal beklentisidir (Han ve Kim, 2010). Motivasyon Uyumu; bir bireyin bir
davranışa yönelik, referans gruplarından birinde bulunan herhangi bir bireyin düşüncesine
uyma isteğini kapsamaktadır (Ajzen ve Fishbein, 1980). Bu bağlamda bazı modellerde
kullanılmıştır. Örneğin Ajzen ve Fishbein (1975; 1981) tarafından oluşturulan düşünülmüş
eylem teorisinde (DET) ve Ajzen (1985; 1991) tarafından DET’in zaman içerisinde
davranışları açıklamada yetersiz bulunması sonucunda algılanan davranışsal kontrol
değişkeninin
eklenmesiyle
ortaya
çıkan
planlanmış
davranış
teorisinde
(PDT)
kullanılmıştır. DET ve PDT modelleri subjektif norm değişkeninin daha iyi açıklanması
amacıyla iki farklı şekil yardımı ile gösterilmektedir.
57
TUTUM
NİYET
DAVRANIŞ
SUBJEKTİF
NORM
Şekil 7: Düşünülmüş Eylem Teorisi (DET) Theory of Reasoned Action
Kaynak: Ajzen ve Madden (1986;454)
Şekilde Ajzen ve Fishbein (1975; 1981) yıllarında oluşturulmuş olan DET modeli
gösterilmektedir. Modele göre bireylerin tutum ve sübjektif normları niyetlerini, niyetleri
ise davranışlarını açıklamaktadır.
Davranışsal
İnançlar
Tutum
Normatif
İnançlar
Subjektif
Norm
Kontrol
İnançları
Algılanan
Davranışsal
Kontrol
Niyet
Davranış
Şekil 8: Planlanmış Davranış Teorisi (PDT) The Theory of Planned Behavior
Kaynak: (Hrubes ve Ajzen, 2001: 21)
Şekilde Ajzen (1985; 1991) tarafından DET’in yeniden düzenlenmiş hali olan PDT
modeli gösterilmektedir. Modele göre bireylerin tutum ve sübjektif normları davranışları
açıklamakta yetersiz kalmışlardır. Bu bağlamda bireylerin iradeleri dışında gerçekleşen
durumların da davranışlarına olan etkisini belirlemek amacıyla algılanan davranışsal
58
kontrol değişkeni eklenmiştir. Ayrıca DET ve PDT modellerinden de görüldüğü üzere
bireylerin davranışlarını açıklamakta sübjektif norm ayrı bir önem arz etmektedir.
Sübjektif norm değişkeni daha detaylı incelendiğinde temelinde motivasyon uyumu
ve normatif inançların olduğu görülmektedir. Her bir normatif inancın gücü, motivasyon
uyumuna bağlı olarak artmaktadır (Ajzen, 2012). Diğer bir ifade ile kişinin davranışı
gerçekleştirmeye yönelik, referans gruplarından her bireyin düşüncelerine uyma isteği
(motivasyon uyumu) normatif inancın şiddetinin/gücünün olumlu veya olumsuz yönde
oluşmasını sağlamaktadır (Kement, 2013: 17).
Örneğin, çevreye yönelik rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyeti yapan
bir bireyin “ailem kamping yaptığım esnada çevreye duyarlı davranmamı ister” şeklindeki
kanısı, bir normatif inançtır. Bireylerin sahip olduğu bu kanılar farklı referans
gruplarındaki bireyler için farklı oluşabilmektedir. Örnekteki rekreasyonist, bir yandan
ailesinin söz konusu davranışını destekleyeceğini belirtirken, diğer yandan “ama bazı
arkadaşlarım çevreye duyarlılık konusunu abarttığımı düşünebilirler veya çevrenin insanlar
için var olduğunu düşünebilirler dolayısyla dilediğim gibi kullanmam gerekli” diyebilir.
Hangi inancın davranışa daha çok etkisinin olacağı ise, bireyin bu normlara motivasyon
uyumu düzeyiyle bağlantılıdır.
Açıklanmakta olan ilişki Denklem 2’de verilmektedir (Ajzen, 1991):
DENKLEM 2:
𝐧
𝐒𝐍 ∞ ∑(𝒏𝒊 𝐦𝒊 )
𝐢=𝟏
SN: Sübjektif norm,
𝒏𝒊 : Referans gruplarına yönelik normatif inanç,
𝐦𝒊 : Bireyin referans gruplarındaki bireylere uyma motivasyonu,
n: Normatif inançların toplamını ifade etmektedir
Denklemde her bir referans grubunun düşüncesine yönelik bireyde oluşan normatif
inançların motivasyon uyumu ile çarpılması ve bu çarpımların toplamı ile sübjektif normun
belirlendiği ifade edilmektedir (Ajzen, 1991).
59
Sonuç olarak bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarının belirlenmesinde
sübjektif norm önemli bir değişken olarak gösterilebilir. Bireylerin karar vermesinde
önemli olarak görülen sübjektif norm çevreye yönelik yapılan çalışmalarda bireylerin
yakın çevrelerinin de davranışları ve tutumları ile ilgili düşüncelerinin tespit edilmesi
noktasında önem arz etmektedir. Bu bağlamda bireylerin çevre dostu rekreasyon
davranışlarına sübjektif normun etkisini ölçmek amacıyla H1 oluşturulmuştur. Buna göre;
H1: Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
2.5.
Sorumluluk Yükleme
Norm aktivasyon modeli bireylerin bencilce olmayacak şekilde başkalarını da
düşünerek davranış sergilemelerini inceleyen bir teoridir. Norm aktivasyon teorisi üç farklı
değişken üzerine kurulmuştur. Bu değişkenlerden biri de sorumluluk yükleme faktörüdür
(Schwartz, 1977). Dolayısıyla bu teori birçok çevreye yönelik yapılan çalışmalarda
kullanılmıştır (Han, 2015: 166). Değer modeli ve norm aktivasyon modelinin bir araya
getirilmesiyle de değer inanç norm teorisi (DİN) oluşturulmuştur (Stern vd., 1999: 83). Bu
teori içinde yer alan değişkenler şu şekilde gösterilebilir:
-
Sonuçların farkındalığı (Awareness Consequences)
-
Sorumluluk yükleme (Ascription of Responsibility)
-
Kişisel norm (Personel Norm)
-
Sosyalleşme yanlısı niyet (Pro- Social İntenion)
DİN teorisinde de yer alan sorumluluk yükleme değişkeni, bireylerin çevreye
yönelik karar verme sürecinin açıklanmasında önemli görülmektedir (Stern vd., 1999;
Stern, 2000; Han, 2015). Tüm bu bilgiler ışığında DİN teorisine göre sorumluluk yükleme
değişkeni, sosyalleşme yanlısı faaliyetlerin olumsuz sonuçları için sorumluluk hissetme
şeklinde ifade edilmektedir (De Groot ve Steg, 2009: 426).
Bireylerin kendilerine sorumluluk yüklemelerinde hissetmiş oldukları kişisel
normlar da önemli görülmektedir. Zira bir bireyin kişisel normlarını çevreye yönelik
atfedeceği sorumluluk düzeyi etkileyebilmektedir. Örneğin De Groot ve Steg (2009: 428)
hazırlamış oldukları çalışmada bireylerin kısa zaman içerisinde sorumluluk yükleme
algılarının düşük olduğunu ve bunun da kişisel normlarını etkilediğini tespit etmişlerdir.
60
Dolayısıyla sorumluluk yükleme değişkeni bireylerin davranışlarını etkileyebileceği gibi
kişisel normlarını da etkileyebilmektedir.
Ayrıca geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde bireylerin davranışa yönelik
verdikleri değeri belirlemede sorumluluk yükleme değişkeni değerin önemli bir
açıklayıcısı olarak da gösterilmektedir (Dietz, Fitzgerald ve Shwom, 2005; Dunlap, Van
Liere, Mertig ve Jones, 2000: 437). Bu bağlamda değer teorisi ile norm aktivasyon
teorisinin bir araya gelmesiyle çevreye yönelik davranış ölçülmesine yönelik yapılan
birçok çalışmada sorumluluk yükleme değişkeni kullanılmıştır (Heywood ve Murdock,
2002; De Groot, Steg, 2009; Russel ve Russell, 2010; Zhang, Zhang, Zhang ve Cheng,
2014; Han, 2015). Bu kapsamda çalışmada istenilen amaca ulaşılabilmesi için H2
oluşturulmuştur. Buna göre;
H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
2.6.
Algılanan Tüketici Etkililiği
Geçmişte yapılmış birçok çalışmada yazarlar tutumun davranışı belirlemede yeterli
olduğuna inanmışlardır. Bazı yazarlar ise tutumun davranışı ölçmekte tek yeterli olmadı
kanısını ortaya koymuşlardır. Bu yetersizliği veya boşluğu doldurmak için bazı yazarlar
sosyal çelişki teorisini kullanarak davranışı belirlemeye çalışmışlardır (Gupta ve Ogden,
2009; Smith, Haugtvedt ve Petty, 1994; Lee, Kim, Kim ve Choi, 2014).
Sosyal çelişki herhangi bir grup üyelerinin grup çıkarlarını göz önüne alarak
birlikte hareket etmeleri veya kişisel çıkarlarını göz önüne alarak gruptan ayrılmaları
seçenekleriyle yüz yüze kalmalarını ifade etmektedir (Lee vd, 2014; 2099). Örneğin
bireylerin çevreyi gözeterek konaklama esnasında yeşil otelleri seçmeleri ve bu otellerin
ücretli pahalı dahi olsa kişisel çıkarlarından ziyade toplumun çıkarlarını göz önüne alarak
hareket etmesi durumudur. Ayrıca bu kişi bireysel çıkarlarını düşünerek kendine daha
yakın bir oteli de seçebilir veya daha ucuz bir otelde de konaklayabilir. Ancak böyle bir
durumda birey toplum çıkarlarını değil bireysel çıkarlarını düşünerek hareket etmiş
olacaktır.
Tüm bu bilgiler ışığında sosyal çelişki teorisine göre algılanan tüketici etkililiği
(ATE) bireylerin herhangi bir sosyal çelişki durumunda karar ve davranışlarının
açıklanmasını sağlayabilmektedir. Buradan hareketle ATE, bir bireyin ortaya konulan
61
problemin çözümü için yapacağı katkılara yönelik çabalarının derecesini ifade etmektedir
(Bandura, 1994; Ellen, Wiener ve Cobb-Walgren, 1991).
Yapılmış olan birçok çalışma bireylerin herhangi bir sosyal çelişki durumunda
inançları gereği daha çok toplumun veya grubun faydasına yönelik hareket ettiğini ve daha
az bireysel çıkarlarını gözeten davranışlar sergilediğini ifade etmektedir (Lee vd, 2014:
2099; Berger ve Corbini 1992).
Berger ve Corbin (1992)’e göre ATE bireylerin çevreye yönelik eylemlerinin
tahmin edilmesi noktasında etkililiği artmaktadır. Ancak Ellen vd. (1991)’ne göre
insanların davranışları farklılıklar oluşturmak için tek başına yeterli değildir. Diğer bir
ifade ile bireyler böylesi bir süreçte daha çok politik davranması gerekmekte ve daha çok
insanın bir araya gelerek hareket etmesi gerekmektedir. Örneğin Ellen vd., (1991) yapmış
oldukları çalışmada “bireylerin algılanan bireysel davranışları bir farklılık oluşturmak için
yeterli değildir” iddiasını ortaya koymuşlardır. İnsanlar birliktelik oluşturarak değişimi
gerçekleştirebilir düşüncesinden hareket etmişler ve bu doğrultuda sonuçlara ulaşmışlardır.
Literatürde yer alan ortak düşünceye göre insanların kendilerini mutlu
hissedecekleri konularda bireysel olarak toplumun yararına olacak bir davranış sergilemesi
olası görüldüğü gibi böyle bir davranıştan sonra insanlar, diğerlerinin de aynı şekilde
davranmalarını beklemektedirler (Lee ve Holden, 1999; Kim ve Choi ,2005; Rice, 2006;
Song vd., 2012). Bu bilgiden hareketle çalışmada istenilen amaca ulaşmak için H3
kurulmuştur. Buna göre;
H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu rekreasyon davranışlarını
olumlu yönde etkiler.
2.7.
Ekolojik Kaygı
Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde genel olarak ekolojik kaygı durumu,
tüketicilerin çevreye yönelik tehditlere karşı tutumlarını ifade etmektedir (Straughan ve
Roberts, 1999; Chan, 2001; İshaswini ve Saroj, 2011; Pinto, Nique, Anana ve Herter,
2011). Çeşitli çalışmalar incelendiğinde çevreye yönelik yapılan çalışmalarda davranışların
belirlenmesinde ekolojik kaygı değişkenin önemli olduğu görülmektedir (Ellen vd., 1991;
Lee vd., 2014). Ellen vd. (1991) hazırlamış oldukları çalışmada daha önce ifade edilen
ATE değişkeni gibi ekolojik kaygı değişkeni de çevreye duyarlı satın alma davranışı, geri
62
dönüşüme katkıda bulunma davranışı, toplumun faydasına yönelik imza kampanyası vb.
davranışların belirlenmesinde önemli bir değişken olarak gösterilmektedir.
Ayrıca Lee vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada çevreci bireylerin, çevresel
olayları vatandaşlık görevi olarak gören bireylerin ve yeşil davranışları destekleyen
bireylerin davranışlarını ölçmekte ekolojik kaygı değişkenini kullanmışlardır. Zira
bireylerin çevreye karşı duymuş olduğu kaygıların çevre ile daha fazla ilgi içerisinde
olabileceklerini göstermektedir.
Song vd. (2012: 1418) yapmış oldukları çalışmada genişletilmiş amaca yönelik
davranış modelinde ekolojik kaygı değişkenine yer vermişlerdir. Zira bireylerin çevreye
yönelik davranışlarının ölçülmesinde ekolojik kaygı değişkeni önem arz etmektedir.
Yazarlar çevre dostu turizm davranışını belirlemek amacıyla ekolojik kaygı değişkenini
kullanmışlardır. Boryeong Mud festivalini ziyaret eden turistlerin niyetlerini ve bu
davranışın çevreye olan etkilerini tespit etmek amacıyla yapılan çalışmada ekolojik kaygı
değişkeni de bireylerin festival esnasındaki davranışlarını ve bu davranışların çevreye olan
etkisinin belirlenmesinde kullanılan değişkenlerden biridir.
Tüm bu bilgiler ışığında çalışmada istenilen amaca ulaşabilmek amacıyla ekolojik
kaygının çevre dostu rekreasyon davranışı üzerindeki etkisini belirlemeye yönelik H3
oluşturulmuştur. Buna göre:
H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
2.8.
Rekreasyonel Motivasyon
Geçmişte yapılan çalışmalar incelendiğinde, rekreatif etkinliklere katılan bireylere
yönelik yapılan çalışmalarda dikkatle incelenen noktalardan biri bireylerin bu tür
etkinliklere neden katıldığı, neden katılmadığı, nelerin bireyleri katılıma teşvik ettiği gibi
durumlardır. Bu hususlara yönelik çalışmaların, yetmişli yıllardan itibaren özellikle boş
zaman motivasyonu kavramı ile ilgili kapsamlı bir literatürün oluşturulmasında büyük
etkisi olmuştur (Kim, Heo, Chun ve Lee, 2011).
Vromm (Akt. Öztürk ve Dündar, 2003: 58)’un hazırlamış olduğu çalışmaya göre
motivasyon, insanı harekete geçiren ve hareketlerin yönlerini belirleyen, onların
düşünceleri, umutları, inançları kısaca arzu ihtiyaç ve korkularıdır. Carroll ve Alexandris
63
(1997: 281)’e göre ise motivasyon içsel ve dışsal uyarıcılar tarafından oluşmakta ve birey
uyarıcılar veya güdüler yolu ile belirli bir motivasyon düzeyine ulaşmaktadır. Bu durum
ise bireyin boş zaman etkinliğine katılmasında önemli rol oynamaktadır.
Iso-Aloha (1980) rekreasyonel motivasyonu açıklamak amacıyla bir buzdağı
modeli ortaya koymuş ve bu modelde tepede yer alan faktörler açık ve kolayca görülebilen
boş zaman davranışı nedenlerini ortaya koyarken (bu aktiviteden zevk alıyorum), bir alt
tabanda yer alan faktörler ise gizli nedenleri göstermektedir (kalıtımla geçen özellikler,
toplumsal etki vb.) (Fawcett, Garton ve Dandy, 2009: 176).
Tinsley ve Kass, (1978: 194) yapmış oldukları çalışmada 44 adet rekreatif etkinlik
ihtiyacını keşfederek bir araya getirmişlerdir. Ayrıca bu kriterleri azaltarak sekize
indirmişlerdir. Buna göre kategorize edilmiş motivasyonlar şunlardır:
-
Kendini ifade etme
-
Arkadaşlık / eşlik etme
-
Güç
-
Mükâfat edinme/ zararı karşılama
-
Güvenlik
-
Hizmet
-
Entelektüel estetik
-
Kendi başına olma isteği
Rekreasyonel motivasyon değişkeni, rekreasyon deneyim tercihi (RDT) ölçeğinden
alınmıştır.
RDT
ölçeği
Driver
(1976;
1983)
tarafından
geliştirilmiştir.
RDT
rekreasyonistlerin açık alanda gerçekleştirilen rekreatif aktivitelerden ve deneyimlerden
elde ettikleri faydaları araştıran bir ölçektir (Manfredo, Driver ve Tarrant, 1996: 188).
Ölçekte bahsedilen fayda boyutları eğlenme (doğa araştırmaları vb.), öğrenme ve
mental/fiziksel sağlıklı eylemleri ile ilişkili rekreasyonel ve turistik etkinlikleri
kapsamaktadır. Rekreatif veya turistik amaçlı aktivitelerde bulunan bireylerin yapmış
olduğu etkinlikleri kapsayan bu faaliyetler motivasyon ölçeği için önemli görülmektedir.
İso-Ahola, 1999).
RTD ölçeğine göre rekreatif etkinlikler bireylerin bir takım psikolojik veya fiziksel
faydaları sağlamak amacıyla gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla bireylerin herhangi bir
rekreatif
etkinliği
gerçekleştirmesinde
onları
motive
eden
durumların
olduğu
64
söylenebilmektedir (Driver ve Tocher, 1970). Örneğin bireylerin şehirleşme ortamlarının
verdiği stres, aşırı gürültü veya yaptıkları işlerin etkisiyle oluşan aşırı bunalım ve stres gibi
durumlar onların kendilerine zaman ayırma istek ve arzularını artırarak, balık tutmaya
gitme, kırsal alanlarda gezintiye çıkma, arkadaşlarla veya aileyle birlikte piknik yapma,
yakınlarla birlikte eğlenme, gezme vb. rekreatif etkinliklere yönelik motivasyonlarının
oluşmasını sağlamaktadır (Wellman, 1979; Manfredo, 1984).
Driver (1976; 1983) RTD ölçeğine göre motivasyonu 39 adet ölçek şeklinde
oluşturmuş ve daha sonra bu sayıyı 19’a indirmiştir. Manfredo vd. (1996) yapmış oldukları
çalışmada ölçek üzerinde çalışarak sayıyı daha da aza, 11’e indirmişlerdir. Yazarların
hazırlamış olduğu motivasyon ölçeği ise şu şekildedir;
-
Başarı
-
Bağımsızlık
-
Benzer insanlar
-
Yeni insanlar
-
Öğrenme
-
Doğada eğlenme
-
İçe bakış/ içe yönelme
-
Sosyal kaçış
-
Fiziksel kaçış
-
Öğretme
-
Risk azaltma
Rosenthal, Waldman ve Driver (1982: 91) yapmış oldukları çalışmada doğaya
yönelik yapılacak olan çalışmalarda Driver (1976; 1976) tarafından oluşturulan 39 RTD
ölçeğinden sekizinin önemli olduğunu vurgulamışlardır. Yazarlara göre motivasyon
kaynakları doğaya yönelik yapılacak olan rekreatif etkinliklere göre farklılaşabilmektedir.
1990’lı yıllara gelindiğinde, Tinsley ve Eldredge (1995) yapmış oldukları çalışmada
boş zaman ile ilgili oluşturdukları paragrafta araştırmayı yapacakları katılımcılara sormak
için motivasyon ölçeği ile ilgili çalışma yaparak 10 tane rekreasyon motivasyonunu
sağlayan kriter tespit etmişlerdir. Bu kriterler ise şunlardır:
-
Yenilikçi
-
Güvende olma isteği
65
-
Hizmet
-
Duygusal eğlence
-
Bilişsel dürtü
-
Kendini ifade etme
-
Yaratıcılık
-
Rekabet
-
Dolaylı rekabet
-
Rahatlama
Son olarak İso-Ahola (1982; 1980) tarafından yapılan çalışmaya göre rekreasyon
davranışını etkileyen sadece iki motivasyon boyutu bulunmaktadır. Bu boyutlar ise; kaçış
ve araştırma olarak ifade edilmektedir.
Tüm bu bilgiler ışında araştırmada istenilen amaca ulaşmak için rekreasyonel
motivasyon ölçümü ile ilgili birkaç fayda boyutu göz önünde bulundurulmuştur. Bu
boyutlar ise doğadan haz alma (doğaya yakın olma vb.), kendi başına olma, ruhsal sağlık,
öğrenme ve yenilik (farklı ve yeni şeyler keşfetme vb.) şeklinde ayrılmaktadır. Ayrıca
çalışmada istenilen amaca ulaşmak için bireylerin çevre dostu rekreatif davranışlarını
belirlemek için H5 oluşturulmuştur. Buna göre:
H6: Katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını
olumlu yönde etkiler.
2.9.
Çevre Dostu Davranışa Yönelik Çalışmaların İncelenmesi
Çalışmanın bu bölümünde geçmiş yıllarda çeşitli yazarlar tarafından çevre dostu
davranışların ölçülmesi ve bu davranışa etki eden etmenlerin belirlenmesine yönelik
yapılan bazı çalışmaların amaçları, verileri ve sonuçları incelenmektedir. Bu hususta
yapılan çalışmalar daha geniş şekilde tabloda verilmektedir.
66
Ekolojik Tutum
Tutum
Algılanan Davranışsal Kontrol
Subjektif Norm
Ekolojik Kaygı
Yükümlülük
Algılanan Tüketici Etkililiği
Rekreasyonel Motivasyon
Ekolojik Farkındalık
Rekreasyonel Bağlılık
Ekolojik Bilgi
Kişisel Norm
Özgecil Değer
Egoistik Değer
Ekolojik Değer
Genel Değer
Algılanan Değer
Tahribat Sonuçlarının Farkındalığı
Destinasyon Bağlılığı
İstek
Ekolojik İnanç
Geçmiş Davranış Sıklığı
Müşteri Tatmini
Sorumluluk Hissetme
Büyüleyicilik
Uzak olma
Uyumluluk
Niyet
Uygunluk
Öz Yeterlilik
Talep Değerlendirmeleri
İhtiyaç Farkındalığı
Durumsal Sorumluluk
Problemle Başa Çıkma
Kontrol Odakları
Çevreye Yönelik Gönüllü Çabalama
Açık Alan Rekreatif Etkinlikler
Pozitif Yönlü Duygu
Negatif Yönlü Duygu
Ekolojik Saygınlık
Aktivite Bağlılığı
+ : Pozitif yönlü bir ilişki var
+
Han, 2015
Han ve Yoon, 2015
Lee vd., 2014
Zhang vd., 2014
Chiu, Lee ve Chen, 2014
+ +
Kil , Holland ve Stein, 2014
Latif vd., 2013
Song vd., 2012
Davis, Le ve Coy, 2011
Thapa, 2010
Hwnag, Kim ve Jeng, 2010
Berns ve Simpson, 2009
Kilbourne ve Pickett, 2008
Homburg ve Stolberg, 2006
Harland, Staats ve Wilke, 2007
Kaiser ve Fuhrer, 2003
Nordlund ve Garvill, 2002
Kaiser vd., 1999
Hartig, Kaiser ve Bowler, 2001
Ölçülen Değişkenler
Kaiser ve Shimoda, 1999
Tablo 8: Çevre Dostu Davranışı Ölçmeye Yönelik Yapılmış Bazı Çalışmaların Analizi
+
+ +
+ + +
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
-
+
+
+
+ +
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+ +
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
- : Negatif yönlü bir ilişki var
67
Tabloda çevre dostu davranışları ölçmeye yönelik hazırlanmış olan bazı
çalışmaların sonuçlarına yönelik analizler verilmektedir. Bu doğrultuda çevre dostu
davranışı ölçmeye yönelik hazırlanan bazı çalışmalar özetler halinde açıklanmaya
çalışılmıştır.
Kaiser ve Shimoda (1999) hazırlamış oldukları çalışmada ekolojik davranışın
belirlenmesinde sorumluluk faktörünün etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Bu
doğrultuda sorumluluk faktörünün alt bileşenlerini detaylı olarak inceleyip ekolojik
davranışa yönelik etkilerinin neler olabileceğini tartışmışlardır. Yazarlara göre ekolojik
davranışa yönelik oluşabilecek sorumluluk eylemi ya ahlaken ya da geleneksel şekilde
gerçekleşebilmektedir. Ahlaki sorumluluk bireyin daha çok kendine sorumluluk yüklemesi
ve çevreye karşı bir suçluluk hissederek oluşturduğu sorumluluk türüdür. Geleneksel
sorumluluk ise bireyin sosyal beklentileri doğrultusunda oluşan farkındalık sonucu ortaya
çıkan sorumluluk türüdür. Yazarlar iki adet İsviçre ulaştırma kurumundan 445 kişiye anket
yapmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre insanların çevreye yönelik ahlaki sorumlulukları
geleneksel sorumluluklarından daha yüksektir. İnsanların ahlaki sorumluluk hislerinin
%44’ü doğaya karşı suçlu hissetmelerinden kaynaklanırken, sorumluluk alma düşünceleri
%45 seviyelerinde tespit edilmiştir. Ayrıca sorumluluk hislerini ifade eden değişkenler,
ekolojik davranışın %55’ini açıklamaktadır. %45’lik kısım ise başka değişkenlerden
kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda elde edilen sonuçlara göre, insanlar çevreye yönelik
yapmış olduklarından ötürü kendilerini suçlu hissederek ekolojik yönden olumlu
davranışlar
gösterirken,
ahlaki
yönden
de
çevreye
karşı
kendilerini
sorumlu
hissetmektedirler.
Kaiser vd., (1999) tarafından hazırlanan çalışmada, çevresel tutuma yönelik
oluşturulan, genişletilmiş rasyonel seçim modelini kapsamında çevreye yönelik bireysel
yükümlülükler ve ekolojik davranışa yönelik niyet değişkenleri kullanılarak bireylerin
ekolojik davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda iki ayrı örneklem
kullanılarak çalışma gerçekleştirilmiştir. Birinci çalışmada örneklem olarak 436 İsviçreli
yetişkin ele alınırken, ikinci çalışmada California’da öğrenim görmekte olan 488 öğrenci
örneklem olarak seçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, ekolojik bilgi, ekolojik değer ve
sorumluluk hissetme değişkenleri ilk çalışmada çevreye yönelik niyeti %45, ikinci
çalışmada ise %50 etkilemekte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışma ekolojik davranışı
ilk çalışmada %76, ikinci çalışmada ise %94 açıklamaktadır. Sonuç olarak özellikle
68
ekolojik davranışların belirlenmesinde sorumluluk hissetme değişkeni önemli bir etken
olduğu görülmüştür.
Hartig, Kaiser ve Bowler (2001) çevrenin bozulmasına yönelik korku ve kızgınlık
içinde olanlar, kendini suçlu hissedenler doğal alanlara yönelik daha koruyucu ve
düzenleyici şekilde davranmaktadırlar hipotezi ile çalışmalarını ortaya koymuşlardır. Bu
kapsamda 488 öğrenciye anket uygulamışlardır. Bireylerin çevresel hareket çeşitliliğini
açıkladığı düşünülen uzak olma, büyüleyicilik, uygunluk ve uyumluluk boyutları
çalışmada kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre boyutlar genel olarak ekolojik
davranışın %23’ünü açıklamaktadır. Ayrıca büyüleyicilik boyutun diğer değişkenler ile
ekolojik davranış arasında aracı bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Nordlund ve Garvil (2002) hazırlamış oldukları çalışmada genel değer, ekolojik
değer, problem farkındalığı ve kişisel normların genel olarak çevre yanlısı davranışa olan
etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmada, kişisel normun, değerler ve problem
farkındalığı ile çevre yanlısı davranış arasında aracılık etmesi beklenmektedir. Araştırmada
1400 İsviçreli sivil örneklem olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kişisel
norm problem farkındalığı, ekoloji merkezlilik tarafından etki görmektedir. Ayrıca
çalışmada beklendiği gibi kişisel norm, genel değerler, çevresel değer ve problem
farkındalığı ile çevre yanlısı davranış arasında aracılık etmektedir.
Kaiser ve Fuhrer (2003) yapmış oldukları çalışmada ekolojik davranışa bilginin
neden etkisi olduğunu açıklamayı amaçlamışlardır. Öncelikle davranışın açıklanmasında
bilginin salt şekilde yeterli olmadığını söylemektedirler. İkinci olarak bilginin ekolojik
davranışının incelenmesinde yeterli şekilde ele alınmadığını ve bilginin farklı boyutlarıyla
ele alınması gerekliliğini vurgulamaktadırlar. Üçüncü olarak bilgi gibi psikolojik
faktörlerin durumsal etkiler daha fazla dikkate alındığı için ekolojik davranış üzerinde
sınırlı etkiye sahip olduğu ifade edilmektedir. Ancak ekolojik davranışa yönelik yapılacak
olan ölçülerde durumsal etkilerden ziyade bilgi gibi psikolojik faktörlerin davranışa önemli
derecede etkisi olduğunu iddia etmektedirler. Araştırmacılar çalışmada farklı yazarlar
tarafından (Kaiser vd., 1999; Levy-Leboyer, 1996) elde edilen sonuçlar doğrultusunda
çalışmalarında bilginin ekolojik davranış ile arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu ve
bilginin ekolojik davranışı etkilediğini tespit etmişlerdir. Ayrıca bilginin niyeti etkilediği
ve niyetin de ekolojik davranış üzerinde etkisi olduğu sonuçlarına ulaşmışlardır.
69
Homburg ve Stolberg (2006) bireysel çevre yanlısı davranışı açıklamak amacıyla
algısal stres teorisi kapsamında bir model hazırlamışlardır. Modele göre, çevresel strese
neden olan yerel kirlilik, iş ortamları gibi hususlar değerlendirme süreçleri (talep
değerlendirmeleri, öz yeterlilik) ile probleme odaklanma boyutları arasında aracılık ettiğ
düşünülmektedir. Dolayısıyla bu durumun davranış ile ilgili yollarla (sosyal yükümlülük,
özel alan ve çalışma alanı) çevre yanlısı davranışa yol açtığı düşünülmektedir. Araştırmada
dört ayrıç çalışma yapılmıştır. Yapılan iki çalışmanın sonuçları teorinin, çevre yanlısı
davranışı açıklamakta olduğu tespit edilmiştir. Ancak öz yeterlilik boyutunun problem
çözme ve çevre yanlısı davranışa bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Gerçekleştirilen
diğer iki çalışmanın sonuçlarda ise araştırmada kurulan hipotezleri desteklediği ve çevre
yanlısı davranışa etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Harland, Staats ve Wilke (2007) tarafından hazırlanan çalışmada çevre yanlısı
davranışın belirlenmesinde önemli görülen kişisel norm, ihtiyaç farkındalığı ve durumsal
sorumluluk boyutları kapsamında Schwartz (1977) tarafından oluşturulmuş norm
uygulama modeli (Norm Activation Model) kullanılmıştır. Modelin diğer durumsal
uygulayıcıları olan; yeterlilik ve kabiliyet, sonuçların farkındalığı ve sorumlulukların inkârı
boyutları bu çalışmada kullanılmamıştır. Araştırmada 345 adet genel halktan, 166 adet ise
laboratuvar deneyimi olan üniversite birinci sınıf öğrencilerinden olmak üzere iki farklı
örneklem kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, kişisel norm çevre yanlısı davranış ile
diğer boyutlar arasında aracı değişken özelliğine sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca
ihtiyaç farkındalığı ve durumsal sorumluluk değişkenlerinin, modelin çevre yanlısı
davranışı açıklamasında önemli olduğu tespit edilmiştir.
Kilbourne ve Pickett (2008) hazırlamış oldukları çalışmada, maddecilik, ekolojik
inanç, ekolojik kaygı ve ekolojik davranış arasındaki ilişkiyi açıklamayı amaçlamışlardır.
Araştırmada 337 Amerikalı’ya telefon aracılığıyla anket uygulanmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre, maddecilik boyutu ile ekolojik inanç boyutu arasında negatif yönlü bir
ilişkinin olduğu tespit edilirken, ekolojik inanç boyutunun ekolojik kaygı ve çevreye karşı
sorumlu davranışa olumlu yönde etki ettiği bulunmuştur.
Berns ve Simpson (2009) hazırlamış oldukları çalışmada birçok eğitimcinin, açık
alan rekreatif faaliyetlere katılan birçok bireyin yaşadıkları deneyim sayesinde çevresel
farkındalıklarının ve bağlılıklarının arttığına yönelik fikre sahip olduklarını ifade
etmektedirler. Yazarlar bu çalışma ile eğitimcilerin fikirlerinin doğruluk payını
70
araştırmaktadırlar.
Çalışmada
çeşitli
açık
alan
rekreatif
etkinliklere
yönelik
sınıflandırmalar yapılırken geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar da gözden geçirilmektedir.
Ayrıca çevresel yönden yapılmış çalışmalar incelenirken ekolojik anlamda kullanılan
terminolojilerin de incelemesi gerçekleşmektedir. Araştırma sonuçlarına göre açık alan
rekreatif etkinlikler ekolojik davranışın belirlenmesinde önemli bir değişken olarak ifade
edilebilirken, ekolojik tutumun oluşturulmasında açık alan rekreatif etkinlikler önemli
görülmemektedir.
Hwang, Kim ve Jeng (2000) yapmış oldukları çalışmada tutum modelini
kullanmaktadırlar. Tutum modeli doğal kaynakların korunmasını sağlayarak çevreye
yönelik sorumlu davranışların oluşması noktasında kullanılan bir modeldir. Yazarlar tutum
modelinden ekolojik konu bilgisi, kontrol odakları, tutum ve bireysel sorumluluk
boyutlarını ile Hine (1986) tarafından oluşturulmuş nedensellik modeli kapsamında
çevreye sorumlu davranış boyutunu bir araya getirip çalışmanın çatısını oluşturmuşlardır.
Araştırmada istenilen sonuca ulaşmak için Kore’de bulunan Kwang-Reung Arboretum
kırsal alan ve ormanlarını ziyaret eden 523 misafire anket uygulanmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre ekolojik davranış üzerinde kontrol odakları ve tutum değişkenleri
diğerlerine nazaran daha yüksek etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yazarlar,
ekolojik yönden sorumlu davranışların elde edilebilmesi için çevresel yönden eğitimlerin
ve çevrenin korunmasına yönelik yapılması gereken durumların açıklanmasına ilişkin
eylemlerin oluşturulması gerekliliğini vurgulamışlardır.
Thapa (2010)’a göre son zamanlarda bireyler açık alana yönelik rekreatif
etkinliklere daha fazla katılım göstermektedir. Bu bağlamda araştırmacıların bu artıştan
ötürü doğal kaynakların yönetim politikaları için rekreasyonistlerin ekolojik değerlerinin,
aktivite stillerinin, genel özelliklerinin ve konuma göre gerçekleşen özel tutumlarının
incelenmesi önem arz etmektedir. Yazar bu araştırmayla bireylerin ekolojik tutum ve
davranışları arasındaki ilişkiyi ve açık alan aktivite oryantasyonunun iki boyut arasında
aracılık edip etmediğini tespit etmektedir. Araştırma sonuçlarına göre bireylerin
konumlarına göre göstermiş oldukları özel tutumları çevreye yönelik davranışlara etki
etmektedir. Ayrıca bireylerin aktivite katılımları tutum ile davranış arasında aracılık
etmemektedir.
Davis, Le ve Coy (2011) hazırlamış oldukları çalışmada bireylerin doğal çevreye
yönelik etkilerini ve doğal çevre ile olan ilişkilerini açıklamayı planlamaktadırlar.
71
Araştırmada
sorumluluk
faktörü
çevreye
duyarlı
davranışları
belirlemek
için
kullanılmaktadır. Yükümlülük boyutu kendi içinde tatmin, alternatifler ve yatırımlar olmak
üzere üçe ayrılmaktadır. Araştırmada yapılan faktör analizi sonucunda üç boyut elde
edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre yükümlülük faktörünün alt başlıkları olan yatırımlar
ve tatminin ekolojik davranışlara etkisi olduğu tespit edilirken alternatifler alt boyutunun
bir etkisi olmadığı sonucu elde edilmiştir. Ayrıca yükümlülük boyutunun tatmin ile
ekolojik davranış ve çevreye yönelik gönüllü çabalama arasında aracılık ettiği sonucuna
ulaşılmıştır. Çalışmada yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre yükümlülük boyutu
ekolojik davranış ve çevreye yönelik gönüllü çabalama değişkenlerini olumlu yönde
etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Song vd. (2012) hazırlamış oldukları çalışmada Güney Kore’de gerçekleştirilen
Boryeong çamur festivaline katılan bireylerin davranışsal niyetinin çevre dostu davranış
algılarına etkisini incelemektedirler. 400 katılımcının doldurmuş olduğu anketlerden elde
edilen sonuçlara amaca yönelik davranış modeli kapsamında (Goal-directed Behavior
Model) ulaşılmıştır. Ayrıca modelin çalışmada genişletilmiş hali kullanılmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre, tutum, sübjektif norm ve olumlu beklenen duygu faktörleri istek
faktörünü etkilerken, istek ise davranışsal niyeti etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca
algılanan davranışsal kontrol ve olumsuz yönde beklenen duygu boyutlarının istek
boyutuna etkisinin olmadığı ve geçmiş davranış sıklığının çevreye duyarlı davranışa
olumlu yönde etkisi şeklinde oluşturulan hipotez kabul edilmemiştir. Zira ziyaretçilerin
geçmiş yıllarda festivale katılmaları ile davranışları arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı
tespit edilmiştir.
Latif vd. (2013) hazırlamış oldukları çalışmada yüksek oranda doğal kaynak
tüketiminin çevreye olan olumsuz etkisinden bahsetmektedirler. Çalışmada bir yerde
oturan bölge sakinlerinin ekolojik bilgisi ile çevreye duyarlı davranışları arasındaki ilişki
ve ekolojik değerin bu iki değişken arasındaki aracılığı incelenmektedir. Araştırma
anketleri Malezya’da beş tane kırsal bölgede oturan insanlara uygulanmıştır. Araştırma
sonuçları incelendiğinde, bölge sakinlerinin ekolojik bilgilerinin ekolojik değerlerini
etkilediği ve ekolojik değerlerinin de çevre yanlısı davranışlarını etkilediği tespit
edilmiştir.
Chiu, Lee ve Chen (2014) hazırlamış oldukları çalışmada ekoturizm faaliyetinde
bulunan turistlerin çevreye karşı sorumlu davranışlarını incelemeyi amaçlamışlardır.
72
Turistlerin çevreye duyarlı davranışlarını belirlemek ve şekillendirmek amacıyla algılanan
değer, aktivite bağlılığı ve müşteri tatmini değişkenleri kullanılmıştır. Bu kapsamda
çalışmada istenilen amaca ulaşmak için 328 kişiye anket uygulanmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre algılanan değer çevreye duyarlı davranışları doğrudan etkilerken, tatmin
ve aktivite bağlılığı değişkenleri davranışa kısmi olarak aracılık etmektedir. Dolayısıyla
bireylerin ekoturizm faaliyetine yönelik algılamış oldukları değerin çevreye duyarlı
davranış sergilemelerinde de önemli bir etken olarak görüldüğü söylenebilir.
Kil, Holland ve Stein (2014) hazırladıkları çalışmada ekolojik tutum, açık alan
rekreasyon motivasyonu ve çevreye duyarlı davranış değişkenleri arasındaki ilişkiyi
ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre üç değişken arasında olumlu yönde
güçlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada motivasyon boyutunun tutum
ile davranış arasında kısmi olarak aracılık ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla
bireylerin çevreye duyarlı davranışlar sergilemesinde ekolojik tutum ve rekreasyon
motivasyonu değişkenlerinin önemli olduğu ifade edilebilir.
Zhang vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada Çin’de bulunan Great Jiuzhai turizm
kentinde yaşayan insanların çevre yanlısı davranışlarını incelemeyi amaçlamışlardır.
Yazarlar istenilen amaca ulaşmak için tahribat sonuçlarının farkındalığı, egoistik ve
özgecil değer ve destinasyon bağlılığı değişkenlerini, inanç norm teorisi (Belief-norm
Theory) ve destinasyon bağlılığı teorisi (Theory of Place Attachement) kapsamında
kullanmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre tahribat sonuçlarının farkındalığı, egoistik ve
özgecil değer ve destinasyon bağlılığı değişkenlerinin çevre yanlısı davranışa olumlu
yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca değer değişkenlerinden özgecil değerin
egositik değere kıyasla ve destinasyon bağlılığının da tahribat sonuçlarının farkındalığı
değişkenine nazaran daha güçlü pozitif yönde etkisi olduğu yapılan analizler sonucu elde
edilmiştir.
Lee vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada geçmişte yapılan çalışmalarda ölçülmesi
hedeflenen ekolojik davranış değişkenini farklı şekilde almışlardır. Ekolojik davranışı üçe
ayırarak, iyi vatandaşlık davranışı, ekoloji merkezci davranışı ve yeşil satın alma davranışı
şeklinden ifade etmektedirler. Yazarlar ekolojik davranışı üç farklı şekilde açıklayarak bu
değişkenlerin üzerinde oluşan etkileri belirlemeyi hedeflemektedirler. Araştırmada
istenilen amaca ulaşmak için anketler Güney Kore’de yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına
göre, özgecil değer değişkeninin davranışlara doğrudan etkisinin olmadığı ancak algılanan
73
tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenleri aracılığıyla etki ettiği tespit edilmiştir.
Algılanan tüketici etkililiğinin her üç davranışın üzerinde etkisi olduğu belirlenirken,
ekolojik kaygının iyi vatandaş davranışı ve yeşil ürün satın alma davranışı üzerinde
etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Han (2015) hazırlamış olduğu çalışmada inanç-norm teorisi ve planlanmış davranış
teorisi (Planned Behavior Theory) kapsamında ziyaretçilerin çevre yanlısı davranış ve
niyetlerini incelemeyi amaçlamıştır. Bu kapsamda örneklem olarak 402 ziyaretçiye anket
uygulamıştır. Araştırma sonuçlarına göre bireylerin çevreye yönelik önemler almada
zihinlerinde oluşan yükümlülük hissi değişkeni, tutum, sübjektif norm ve algılanan
davranışsal kontrol değişkenlerinin çevre yanlısı niyet ve davranışlara olumlu yönde
etkisinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca katılımcıların yaşamlarını sürdürdükleri çevreye
yönelik değerlerinin (biyosfer değeri) ekoloji görüşlerine etkisinin olduğu ve sorumluluk
yükleme değişkeninin de sorumluluk hissi değişkenine etkisinin olduğu yapılan analizler
sonucu tespit edilmiştir.
Han ve Yoon (2015) yapmış oldukları çalışmada konaklama endüstrisi kapsamında
çevreye duyarlı davranışları incelemeyi amaçlamışlardır. Son yıllarda tüketiciler tarafından
artan çevre dostu ürünlerin satın alınması eylemi artık konaklama sektörünün de çevreyi
gözeten nitelikte faaliyetlere başlatması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple artık
yeşil yıldız, beyaz yıldız gibi kavramlar ortaya çıkmış ve ülkelerin ilgili kamu kurumları da
bu faaliyetleri destekler nitelikte etkinlikleri artırmaya başlamışlardır. Yazarlar da bu
kapsamda yapılan faaliyetlerin tüketiciler tarafından nasıl algılandığını irdelemektedir.
Araştırma bu yönüyle önemli görünmektedir. Araştırmada amaca yönelik teorisi modeli ve
bu modele ek olarak tüketicilerin çevre dostu davranışlarını belirlemede önemli olduğu
düşünülen değişkenler (ekolojik farkındalık, algılanan etkililik, ekolojik saygınlık ve çevre
dostu davranış) kullanılmıştır. Ayrıca araştırmada tutum ve istek değişkenleri aracı
değişkenler olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin algıladıkları
etkililik ve ekolojik farkındalığının çevre dostu davranış üzerinde olumlu yönde etkisinin
olduğu, bu ekolojik davranışların çevre dostu otelleri tekrar ziyaret etme niyetine yol
açtığı, ekolojik saygınlığın ve isteğin tekrar ziyaret niyetini olumlu yönde etkilediği ve
olumsuz yönlü duygu, olumlu yönlü duygu, sübjektif norm ile tekrar ziyaret niyeti arasında
istek değişkeninin aracılık etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Ancak algılanan davranışsal
kontrol ile tekrar ziyaret niyeti arasında istek değişkeninin aracılığının söz konusu
olmadığı belirlenmiştir.
74
75
3. BÖLÜM
ÇEVREYE YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN REKREATİF
ETKİNLİKLERDE BİREYLERİN ÇEVRE DOSTU
REKREASYON DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ:
AMPİRİK ANALİZ
3.1.
Yöntem Amaç ve Kapsam
3.1.1. Araştırma modeli
Araştırmanın amaçlarına ve hipotezlerin test edilmesine yönelik bir model
geliştirilmiştir. Araştırma modelini oluşturmak için Greeley (1993), Chawla (1999),
Kollmuss ve Agyeman (2002), Milfont ve Duckitt (2010), Song vd. (2012), Zhang ve Lei
(2012) ve Kil vd. (2014)'in yapmış olduğu çalışmalardan yararlanılmıştır. Çalışmada
kullanılmak üzere oluşturulmuş model şekilde gösterilmektedir.
Şekil 9: Çalışma Modeli
Şekilde gösterilen çalışma modeline göre; sübjektif norm, sorumluluk yükleme,
ekolojik kaygı ve algılanan tüketici etkililiği boyutlarının ekolojik tutuma etkisi, bu
değişkenler, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyonun doğrudan çevre dostu
rekreasyon davranışına etkisi ve ekolojik tutumun rekreasyonel motivasyon değişkeni
aracılığında çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi belirlenmeye çalışılmaktadır.
76
Çalışma modeli kapsamında araştırmada istenilen amaca ulaşabilmek için
hipotezler oluşturulmuştur. Bu hipotezler şu şekildedir:
H1: Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu rekreasyon davranışlarını
olumlu yönde etkiler.
H5: Katılımcıların ekolojik tutumları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.
H6: Katılımcıların rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını
olumlu yönde etkiler.
H7: Rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı
arasında aracılık yapmaktadır.
H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
H9: Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
H11: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler.
3.1.2.
Evren ve örneklem
Çalışmada istenilen amaca ulaşmak için çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan
kamping faaliyetlerine katılan bireylerin çevre dostu davranışları üzerinde etkili olan
değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Daha geniş bir ifade ile çalışmanın evrenini
Türkiye’de çevreye yönelik rekreatif etkinlikler oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini
ise çevreye yönelik rekreatif etkinliklerden biri olan kamping faaliyeti oluşturmaktadır. Bu
77
bağlamda Türkiye’nin çeşitli bölgelerine kamping yapmak için seyahat eden ve yaşadıkları
destinasyonlarda kamping yapan bireylere, çalışmada istenilen amaca ulaşmak için bir
takım sorular anket yardımı ile sorulmaktadır.
Çalışma kapsamında araştırma evreninin çok geniş olması, bütün evrene
ulaşılmasını imkânsız kılmaktadır, bu nedenle gerek maliyet gerekse zaman açısından
evreni temsil edebilecek bir örneklemin alınması yolu tercih edilmiştir. Bilimsel
araştırmalarda evreni temsil edebilecek örneklem büyüklüğünün saptanması araştırma
sonuçlarının evrene genellenebilmesini sağlayan temel unsurlardan birisi olarak örneklem
büyüklüğünün saptanması için göz önüne alınması gereken bir dizi unsur bulunmaktadır
(Ural ve Kılıç 2005: 40). Bu unsurlar:
Kullanılacak örneklem yöntemi,

Evrenin büyüklüğü,

Araştırma değişkeni/değişkenleri açısından evrenin yapısı-evrenin homojenliği ya
da heterojenliği,

Değişkenin/değişkenlerin türü- niceliği, niteliği,

Değişkene/değişkenlere ilişkin grup sayısı,

Araştırmacı tarafından beklenen parametreler- standart sapma, standart hata ve
anlamlılık düzeyidir.
Bu unsurlar da göz önüne alınarak literatürde örneklem büyüklüğünün
hesaplanmasına yönelik olarak çeşitli formüller bulunmaktadır (Davis ve Cosenza, 1998,
Bas, 2001; Karasar, 1999; Özdamar 2001; Sekaran, 2003; Ural ve Kılıç, 2005).
İçerdiği birim (denek) sayısı 10.000 den az olan evrenler sınırlı evren, içerdiği
birim sayısı 10.000 den fazla olan evrenler ise sınırsız evren olarak nitelenmiş ve araştırma
konusu ile ilgili değişkenlerin türünü (nitel, nicel) de dikkate alarak, örneklem
büyüklüğünün hesaplanmasına ilişkin formüller tabloda verilmektedir.
78
Tablo 9: Örneklem Büyüklüğünün Hesaplanmasına İlişkin Formüller
Değişken Türü
Sınırlı Evren (N<10.000)
Sınırsız Evren (N>10.000)
Nicel (Ortalama İçin)
𝑁. 𝜎 2 . 𝑍𝑎2
𝑛=
(𝑁 − 1). 𝐻 2 + 𝑍𝑎2 . 𝜎 2
𝜎 2 . 𝑍𝑎2
𝑛=
𝐻2
Nitel (Oran İçin)
𝑛=
𝑁. P. Q. 𝑍𝑎2
(𝑁 − 1). 𝐻 2 + 𝑍𝑎2 . 𝑃. 𝑄
𝑛=
P. Q. 𝑍𝑎2
𝐻2
Kaynak: Ural ve Kılıç, 2005: 41
n: Örneklem büyüklüğü (örnekleme dâhil edilecek birey sayısı)
N: Evren büyüklüğü
σ: Standart sapma değeri
H: Standart hata değeri -örnekleme hatasız: Belirli bir anlamlılık düzeyine -yanılma olasılık değerine- “α” veya güven
düzeyine “1-α” karşılık gelen ve teorik değer (Çift yönlü hipotez ve sonsuz
serbestlik derecesinde α = 0,05 için z0,05=1,96 ve α = 0,01 için z0,01=2,58’dir)
P: Evrende bir olayın gözlenme oranı
Q: Evrende bir olayın gözlenmeme oranı (1-P)
Araştırmaya ilişkin veri toplamadaki değişkenlerin, nicel karakter taşıması ve
evrenin içerdiği birim sayısının diğer bir ifade ile kamping faaliyetinden faydalanan
bireylerin sayısının da 10.000’den fazla olması hususu göz önüne alındığında, araştırmada
örnekleme alınma işleminde denklem 3’te kare içerisine alınan örnekleme formülü
kullanılmıştır.
DENKLEM 3:
𝜎 2 . 𝑍𝑎2
𝑛=
𝐻2
“Tablodan seçilmiş olan formülü oluşturan parametrelerin belirlenmesinde,
araştırmacının önceden bazı kestirimlerde bulunması gerekmektedir. Değerlendirmelerin
verilere ilişkin ortalamalara göre yapılacağı araştırmalar için ortalamaya göre
katlanılabilir hata değeri standart hata olan “H” evren ve örneklem ortalaması arasında
79
izin verilebilecek en yüksek düzeydeki fark olup, araştırmacının evren değerini tahmin
etmede gösterebileceği toleransın bir ifadesidir. Araştırmacı, ölçümü yapılan özelliğin
duyarlılık derecesine bağlı olarak hata değerini büyük ya da küçük alabilir. Bu değerin
küçük tutulması, duyarlılığı artıracağı gibi örneklem hacminin de daha büyük olmasını
gerektirmektedir. Diğer taraftan, standart sapma değeri için ise, evrenden alınacak küçük
bir pilot grup üzerinde yapılacak ölçümler kullanılabilir. Araştırmacı tarafından belirlenen
diğer bir parametre ise, güven düzeyidir. Araştırmacı tarafından belirlenen diğer bir
parametre ise anlamlılık düzeyidir ki anlamlılık düzeyi (α), 0,01 (%1) veya 0,05 (%5)
olarak seçilebilir (Ural ve Kılıç 2005: 42)”.
Söz konusu bilgiler ışığında evren ve örneklem ortalaması arasında izin verilebilir
hata değeri (H) ±0,10 olarak alınmış ve anlamlılık düzeyi de (α) 0,05 alınarak
değerlendirilmiştir.
Buna göre örneklem büyüklüğü;
α=0,05 için z0,05=1,96 ve =1 H=±0,1 değerleri için
DENKLEM 4:
𝑛=
2
12 .1,96
0,12
= 384 olmalıdır.
Bu çalışma kapsamında 384 kişiden oluşan örneklem grubuna ulaşmak için
hazırlanmış olan ölçek, Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan kamping tesislerinde
yapılmaktadır.
Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu’ndan (UKKF) elde edilen bilgiye göre
Türkiye’de toplam 103 kamping bulunmaktadır (UKKF, 2015). Bu kampinglerin 15’i
Karadeniz bölgesinde, 14’ü Marmara bölgesinde, 12’si Kuzey Ege’de, 24’ü Güney Ege’de,
17’si Akdeniz bölgesinde, 15’i İç Anadolu bölgesinde, 2’si Güney Doğu Anadolu
bölgesinde ve 4’ü Doğu Anadolu bölgesinde bulunmaktadır. Bu doğrultuda kolayda
örnekleme yöntemiyle, her bölgede orantısal olarak eşit olacak şekilde anket
yapılmaktadır. Örneğin Güney Doğu Anadolu bölgesinde bulunan iki adet kampingden 30
adet, Güney Doğu Anadolu ile orantısal olarak eşit olacak şekilde her kamping için 15
katılımcı şeklinde düşünüldüğünde Karadeniz bölgesinde bulunan 15 kampingden 225
anket yapılması planlanmıştır. Yapılacak toplam anket sayısı ve bölgelere göre dağılımı
tabloda gösterilmektedir.
80
Tablo 10: Bölgelere Göre Kamping Sayıları ve Bölgelerden Kullanılan Örneklem Sayıları
BÖLGELER
KAMPİNG SAYISI
ÖRNEKLEM SAYISI
Karadeniz Bölgesi
15
116
Marmara Bölgesi
14
98
Kuzey Ege Bölgesi
12
115
Güney Ege Bölgesi
24
108
Akdeniz Bölgesi
17
145
İç Anadolu Bölgesi
15
147
Doğu Anadolu Bölgesi
4
74
Güney Doğu Anadolu Bölgesi
2
203
103
1006
TOPLAM
Tablodan da görüldüğü üzere çalışmada örneklemin evreni temsil etmesi amacıyla
toplam 1006 anket yapılmıştır. Ancak araştırmanın yapıldığı dönemde mevsimsel olarak
kamping faaliyetlerinin az olması, ülke içerisinde yer alan bütün işletmelere ulaşım
zorluğu, bazı işletmelerin araştırma kapsamında yapılan anketlere yönelik negatif tutumu
gibi sebeplerden ötürü yine her bölgeden yaklaşık olarak eşit olabilecek şekilde anket
toplanmıştır. Bu doğrultuda toplam 1028 ankete ulaşılmış, elde edilen anketlerden 22
tanesinde boşluklar, yazım hataları vb. sorunlar olduğu için söz konusu anketler iptal
edilmiştir. Sonuç olarak toplamda 1006 anket sayısına ulaşılmıştır.
Verilerin toplanmasında daha önce konu ile ilgili olarak yapılan araştırmaların
ışığında ve uzman görüşleri alınarak oluşturulan anket formları kullanılmıştır. Soru
formlarını uygulamadan önce pilot çalışma yapılıp, işlemeyen ya da anlaşılmayan sorular
üzerinde gerekli düzeltme ve değişiklikler yapılmıştır.
3.1.3. Veri toplama yöntemi
Araştırmada örneklemden elde edilen verilerin toplanmasında, anket tekniğinden
faydalanılmıştır. İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanan anket iki bölüm ve toplam 42
sorudan oluşmaktadır.
81
Anketin ilk bölümünde katılımcıların özelliklerini tespit etmeye yönelik sorular
yöneltilmiştir. Sorular, katılımcının yaşını (1=‹18, 2=18-24, 3=25-34, 4=35-44, 5=45-54,
6=55-64, 7=65≤), katılımcının cinsiyetini (1= Erkek, 2= Kadın), doğum tarihini (açık
uçlu), medeni durumunu (1= Evli-çocuklu, 2=Evli-çocuksuz, 3=Bekâr), ikamet edilen ülke
standartları çerçevesinde aile gelir düzeyini (1= Çok Düşük, 2= Düşük, 3= Orta, 4=
Yüksek, 5= Çok Yüksek) ve eğitim düzeyini (1= İlköğretim, 2= Lise, 3= Ön Lisans, 4=
Lisans, 5= Yüksek Lisans/Doktora) tespit etmek üzere oluşturulmuştur.
Anketin birinci bölümü katılımcıların özelliklerden oluşurken ikinci bölümünde
çalışma modelinde yer alan değişkenlere ilişkin sorulara yer verilmiştir. Kamping
faaliyetinde bulunan bireylerin sübjektif normlarını ölçmek için oluşturulmuş 1. 2. 3.
sorular, sorumluluk yükleme değişkenini ölçmek için oluşturulmuş 4. 5. 6. sorular,
algılanan tüketici etkililiğini ölçmek için oluşturulmuş 7. 8. 9. ve 10. sorular, ekolojik
kaygıyı ölçmek için oluşturulmuş 11. 12. 13. ve 14. sorular, ekolojik tutumu ölçmek için
oluşturulmuş 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. ve 23. sorular ve çevre dostu rekreasyon
davranışını ölçmek için oluşturulmuş 24. 25. 26. ve 27. sorular 5’li likert ölçeğine göre
düzenlenmiştir. Ayrıca katılımcıların rekreasyonel motivasyonlarını belirlemek amacıyla
oluşturulmuş 7. Sorunun altında yer alan özellikler (1) hiç önemli değil, (7) çok önemli
şeklinde ölçeklendirilmiştir.
Literatürde, çevre dostu davranış kapsamında çeşitli araştırmacılar tarafından, farklı
destinasyonlarda,
zamanlarda
ve
evrenlerde
uygulanmış
farklı
anket
formları,
bulunmaktadır. Çevre dostu davranışla ilgili farklı yazarlar tarafından geçmişte yapılmış
birçok çalışma bulunmaktadır. Araştırmada istenilen amaca ulaşmak için Song vd. (2012)
tarafından, Güney Kore’de gerçekleştirilen Boryeong çamur festivaline katılan bireylerin
çevre dostu davranışlarını belirlemeye yönelik yapılan çalışmadan davranış soruları
alınmıştır. Song vd. (2012) çalışmalarında çevresel rekreatif etkinliklerden biri olan,
doğaya yönelik gerçekleştirilen festivalleri uygulama alanı olarak belirlemişlerdir. Yazarlar
tarafından hazırlanan çalışma bu yönüyle şu anda yapılan araştırmada uygulama alanı
olarak kullanılan kamping faaliyetleri ile benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla kamping
faaliyetinde bulunan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarını ölçmek için
oluşturulmuş 24. 25. 26. ve 27. sorular ve ekolojik kaygıyı ölçmek için oluşturulmuş 11.
12. 13. ve 14. sorular Song vd. (2012)’nin çalışmalarından alınmıştır.
82
Araştırmada kamping faaliyetinde bulunan bireylerin ekolojik tutumlarını ölçmek
için oluşturulmuş 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. ve 23. sorular ve rekreasyonel
motivasyonu ölçmek için oluşturulmuş 7. soru, Kil vd. (2014)’nin yapmış olduğu
çalışmadan alınmıştır. Ayrıca çalışma modelinde kullanılan değişkenlerden algılanan
tüketici etkililiğini ölçmek için oluşturulmuş 7. 8. 9. ve 10. sorular Lee vd. (2014)’nin
yapmış olduğu çalışmadan, sorumluluk yükleme değişkenini ölçmek için oluşturulmuş 4.
5. 6. sorular Han (2015)’in yapmış olduğu çalışmadan ve katılımcıların sübjektif normunu
ölçmek için oluşturulmuş 1. 2. 3. sorular ise Han vd. (2010)’nin yapmış olduğu çalışmadan
alınmıştır.
Ölçeklerdeki sorular, ilgili literatür taraması ve uzmanların görüşleri doğrultusunda
belirlenmiş (kapsam geçerliliği) daha sonra da; öncelikle kamping alanlarının genelinde
dağıtılmadan önce, 30 kişilik, kamping yapan bir grup üzerinde ön uygulama yapılmış ve
(görünüş geçerliliği kapsamında) yanlış anlaşılan ya da anlaşılmayan ifadeler
düzeltilmiştir.
Çalışmada ekolojik tutumu ölçmekte olan 23. soru olumsuz ifade içerdiği için
analiz aşamasında ters çevrilmiş ve bu bölümle ilgili yapılan analizler dönüşüm sonrası
ortaya çıkan yeni değerler ile gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yapılan Cronbach Alpha
analizlerinde, ekolojik tutumu ölçmek için kullanılan 22. soru dahil olduğu boyutla ilgisiz
olduğu ortaya çıktığı için değerlendirmeye alınmamıştır.
3.1.4. Veri analizi yöntemi
Araştırma kapsamında ankete katılan kişilerin bireysel özelliklerine ilişkin frekans
ve yüzde dağılımları hesaplanmış ve tablo halinde gösterilmiştir. Ayrıca, bireylerin, çevre
dostu davranışlarını belirlemek için oluşturulmuş modelde bulunan değişkenlerin her bir
ifadesine ilişkin vermiş oldukları cevapların, frekans ve yüzde dağılımları ile birlikte, her
bir ifadeye ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanarak
yorumlanmıştır. Araştırmada elde edilen verilerinin analizleri SPSS 15.0 istatistik
programı ile yapılmıştır.
Araştırmaya katılan turistlerin sahip oldukları destinasyon imajı ve Antalya’nın
özelliklerine ilişkin algılamaların, bireysel özelliklerine, bilgi kaynaklarına ve seyahat
tutumlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği, parametrik testler kullanılarak
analiz edilmiştir. Söz konusu analizlerde parametrik testlerin kullanılmasının sebebi ise,
83
araştırma kapsamındaki değişken ve elde edilen verilerin parametrik test koşulları olarak
sağlamasıdır. Parametrik test koşulları ise aşağıdaki gibidir (Ural ve Kılıç, 2005: 57):
-
Veriler nicel özellikte olmalıdır.
-
Veriler normal dağılıma sahip olmalıdır.
-
Varyanslar homojen olmalıdır yani dağılımları yaygınlıkları benzer olmalıdır
-
Örneklemi oluşturan birimler- denekler- evrenden yansız olarak seçilmelidir.
-
Örneklemi oluşturan birimler- denekler- birbirinden bağımsız olmalıdır.
-
Örneklem büyüklüğü 10’dan az olmamalıdır.
Araştırmanın yukarıda sayılan parametrik test koşullarını sağlaması nedeniyle iki
grup içeren değişkenler için (cinsiyet gibi) “Bağımsız Örneklemleri” için t-testi” ve ikiden
fazla grup içeren değişkenler için (yas, eğitim düzeyi, medeni durum gibi) “Bağımsız
Örneklemler” için Tek-Faktörlü Varyans Analizi (Anova)” kullanılarak analiz yapılmıştır.
Analizler sonucu ikiden fazla grup içeren değişkenlerde ortaya çıkan anlamlı farklılığın,
hangi değişkenlerden kaynaklandığını belirlemek için ise “Çoklu Karşılaştırma (Tukey
HSD)” analizi yapılmıştır.
Araştırmada, çalışma modeli kapsamında oluşturulmuş hipotezlerin test edilmesine
yönelik yapılacak olan regresyon analizinin ön koşulu olan, değişkenler arasındaki ilişkinin
düzeyinin ve yönünün belirlenmesi amacıyla “Basit Korelâsyon Analizi” kullanılmış ve
bütün değişkenler arasındaki “Pearson Korelâsyon Katsayısı” hesaplanmıştır. Korelâsyon
katsayısının 1 olması, değişkenler arasında doğru yönlü (pozitif) tam bir ilişkinin
olduğunu; -1 olması değişkenler arasında ters yönlü (negatif) tam bir ilişkinin olduğunu; 0
olması ise değişkenler arasında hiçbir ilişkinin olmadığını göstermektedir (Çil, 2002, Ural
ve Kılıç, 2005). Korelâsyon katsayısının 0- 0,20 arasında olması durumunda çok zayıf;
0,20-0,40 arasında olması durumunda zayıf; 0,40-0,60 arasında olması durumunda orta;
0,60-0,80 arasında olması durumunda kuvvetli/yüksek ve 0,80-1 arasında olması
durumunda ise çok kuvvetli/çok yüksek düzeyde ilişki olduğu kabul edilmektedir (Akgül
ve Çevik, 2003).
Çalışma kapsamında ayrıca araştırmada kullanılan ölçeğe yönelik faktör analizi ve
güvenirlik testi de yapılmıştır. Faktör analizi, gözlemlenenden çok sayıdaki değişken
içerisinden gruplandırılmış temel değişkenler ya da faktörler tanımlayarak değişken
sayısını azaltmak amacıyla yapılmaktadır (Ural ve Kılıç, 2005). Söz konusu analiz
değişkenlerin faktör yüklerini belirleyerek gruplandırılmasına imkân tanımaktadır. Faktör
84
analizinde boyutları oluşturacak olan ifadelerin yüklerinin en az 0,30 olması
önerilmektedir (Büyüköztürk, 2003).
3.2.
Araştırmaya İlişkin Bulgular ve Yorumlar
Araştırmanın bu bölümünde katılımcıların çevre dostu rekreasyon davranışlarının
belirlenmesine ilişkin oluşturulmuş hipotez sonuçlarına ilişkin bulgular yorumlamalara yer
verilmiştir.
3.2.1. Araştırmaya katılan bireylerin demografik özelliklerine ilişkin bulgular
Bu bölümde katılımcıların demografik özelliklerine, çevreye duyarlı davranışlarını
incelemeye yönelik oluşturulmuş hipotezlerin sonuçlarına yer verilmektedir.
Tabloda yer alan araştırma bulgularına göre, katılımcıların %51,9’u erkek, %48,1’i
kadındır. Katılımcıların yaşa göre dağılımı incelendiğinde, dağılımın %19,4’ünün 45-54
yaş, %19,4’ünün 65≤ yaş ve %17,2’sinin 25-34 arası yaş grubunda olduğu, eğitim
durumları incelendiğinde; %52,8’inin lisans, %22,4’ünün ise ön lisans düzeyinde oldukları
tespit edilmiştir.
85
Tablo 11: Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular
Demografik Değişkenler
Cinsiyet
Yaş
Medeni Durumu
Yaşadığı Yer
Eğitim Durumu
Aile Gelir Durumu
n
%
Erkek
522
51,9
Kadın
484
48,1
<18
37
3,7
18-24
95
9,4
25-34
173
17,2
35-44
168
16,7
45-54
195
19,4
55-64
163
16,2
65≤
175
17,4
Evli-Çocuklu
478
47,5
Evli-Çocuksuz
119
11,8
Bekâr
409
40,7
Marmara Bölgesi
159
15,8
Ege Bölgesi
152
15,1
Akdeniz Bölgesi
119
11,8
İç Anadolu Bölgesi
119
11,8
Karadeniz Bölgesi
83
8,3
Doğu Anadolu Bölgesi
68
6,8
Güney Doğu Anadolu Bölgesi
113
11,3
Yabancı
193
19,2
İlkokul
18
1,8
Lise
127
12,6
Ön Lisans
225
22,4
Lisans
531
52,8
Y. Lisans/Doktora
105
10,4
Çok Düşük
22
2,2
Düşük
75
7,5
Orta
265
26,3
Yüksek
430
42,7
Çok Yüksek
214
21,3
Tabloya göre ayrıca katılımcıların medeni durumları incelendiğinde %47,5’inin
evli-çocuklu, %40,7’sinin bekâr olduğu ve %11,8’inin ise evli olmasında rağmen
çocuğunun olmadığı görülmektedir. Katılımcıların ikamet ettikleri yer incelendiğinde
%19,2’sinin Türkiye’ye yurt dışından geldikleri,
%15,8’inin Marmara bölgesinden,
86
%15,1’inin ise ege bölgesinden geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca katılımcıların gelir
düzeyi incelendiğinde; %42,7’sinin “yüksek” gelir, %26,3’ünün “orta” gelir grubunda
oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla kamp faaliyeti gerçekleştiren bireylerin maddi
imkânların iyi olduğu söylenebilir.
3.2.2. Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin
bulgular
Çalışmanın
bu
bölümünde
araştırmaya
katılan
bireylerin
rekreasyonel
motivasyonlarını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve
standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda
gösterilmektedir.
İnsanlardan Uzak Olmam
Yalnız Başına Deneyim Yaşama İmkânı
Çevreyi Keşfetme İsteğim
Doğa İle İlgili Daha Fazla Şey Öğrenme İsteğim
Yeni ve Farklı Şeyler Yaşama İsteğim
Çok Önemli
Kendi Başıma Olmam
Önemli
Doğaya Yakın Olması
Karasızım
Doğa Deneyimi İmkânlarının Olması
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
Önemli Değil
Manzaradan Hoşlanmam
Hiç Önemli Değil
İfadeler
Dağılım
Tablo 12: Rekreasyonel Motivasyon Değişkenine İlişkin Dağılımlar
9
4
16
56
921
,9
,4
1,6
5,6
91,6
-
5
13
67
921
-
,5
1,3
6,7
91,6
2
2
12
63
927
,2
,2
1,2
6,3
92,1
6
15
26
100
859
,6
1,5
2,6
9,9
85,4
5
7
33
81
880
,5
,7
3,3
8,1
87,5
5
14
31
69
887
,5
1,4
3,1
6,9
88,2
1
3
14
41
947
,1
,3
1,4
4,1
94,1
-
2
13
27
964
-
,2
1,3
2,7
95,8
-
4
10
33
959
-
,4
1,0
3,3
95,3
s.s.
4,86
0,52
4,89
0,38
4,89
0,38
4,78
0,62
4,81
0,56
4,80
0,60
4,91
0,36
4,94
0,30
4,93
0,32
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin yüzde,
frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin en az düzeyde motive oldukları ifade, 4,78’lik bir ortalama ile “kendi başıma
87
olmam” ifadesidir. Ayrıca rekreasyonel motivasyon başlığı altında oluşturulmuş dokuz
ifade genel olarak araştırmaya katılan bireyleri, kamp yapmaya yönelik motive eden
etmenler olarak söylenebilir. Zira bütün ifadelerin ortalamaları incelendiğinde 4,00
ortalamasının üzerindedir. Diğer ifadelerin ortalamaları ise sırasıyla şu şekildedir;
“manzaradan hoşlanmam” ( = 4,86), “doğa deneyimi imkânlarının olması” ve “doğaya
yakın olması ifadeleri” ( = 4,89), “insanlardan uzak olmam” ( = 4,81), “yalnız başına
deneyim yaşama imkânı” ( = 4,80), “çevreyi keşfetme isteğim” ( = 4,91), “doğa ile ilgili
daha fazla şey öğrenme isteğim” ( = 4,94) ve “yeni ve farklı şeyler yaşama isteğim” ( =
4,93) ifadeleri bulunmaktadır.
3.2.3. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarını
ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir.
Kesinlikle
katılmıyorum
Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu
davranmamı tercih ederler
-
Katılıyorum
Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu
davranmamı ister
f
%
f
%
f
%
Karasızım
Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada
çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür
Katılmıyorum
İfadeler
Kesinlikle
katılmıyorum
Dağılım
Tablo 13: Sübjektif Norm Değişkenine İlişkin Dağılımlar
6
,6
5
,5
5
,5
31
3,1
26
2,6
18
1,8
69
6,9
91
9,0
88
8,7
900
89,5
884
87,9
895
89,0
𝑿
s.s.
4,85
0,47
4,84
0,46
4,86
0,42
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarına ilişkin yüzde, frekans,
aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin sübjektif normlarını açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada kullanılmaktadır.
Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “benim için önemli olan çoğu kişi kamping
yaptığım esnada çevre dostu davranmam gerektiğini düşünür” ( = 4,85), “benim için
önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister” ( = 4,84), “düşüncelerine
değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler” ( = 4,86)
şeklindedir.
Bu
doğrultuda
araştırmada
kullanılan
sübjektif
norm
ifadelerinin
88
ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanların
fikirlerine önem verdikleri ve bu doğrultuda hareket etmeye eğilimli oldukları söylenebilir.
3.2.4. Araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yükleme faktörüne ilişkin
bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin diğer bireylere yönelik
yükledikleri sorumlulukları ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik
ortalama ve standart sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler
tabloda gösterilmektedir.
Katılıyorum
Kesinlikle
katılmıyorum
Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu
çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır
-
Karasızım
Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu
çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım
f
%
f
%
f
%
Katılmıyorum
İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping
faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur
Kesinlikle
katılmıyorum
İfadeler
Dağılım
Tablo 14: Sorumluluk Yükleme Değişkenine İlişkin Dağılımlar
1
,1
1
,1
15
1,5
18
1,8
13
1,3
75
7,5
81
8,1
72
7,2
916
91,1
906
90,1
920
91,5
𝑿
s.s.
4,89
0,35
4,88
0,38
4,89
0,34
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin sorumluluk yüklemelerine ilişkin yüzde,
frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin diğerlerine yükledikleri sorumlulukları açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada
kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “inanıyorum ki kamp yapan
her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı
sorumludur” ( = 4,89), “kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu
çevresel bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım” ( = 4,88), “kamping
yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk
almalıdır” ( = 4,89) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan sorumluluk
yükleme ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde
bulunan insanlara çevre dostu davranmalarına ilişkin bir takım sorumluluklar yükledikleri
ifade edilebilir.
89
3.2.5. Araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin
bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici
etkililiğini ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart
sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir.
Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe
imzalayarak toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir
f
%
f
%
f
%
f
%
1
,1
1
,1
10
1,0
1
,1
4
,4
5
,5
11
1,1
4
,4
27
2,7
38
3,8
59
5,9
27
2,7
67
6,7
95
9,4
101
10,0
80
8,0
Kesinlikle
katılmıyorum
Katılıyorum
Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi
yeterli hissediyorum
Karasızım
Kampta su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal kaynaklarla
ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum.
Katılmıyorum
Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın
alarak çevreyi koruyabilirim
Kesinlikle
katılmıyorum
İfadeler
Dağılım
Tablo 15: Algılanan Tüketici Etkililiği Değişkenine İlişkin Dağılımlar
907
90,2
867
86,2
825
82,0
894
88,9
𝑿
s.s.
4,86
0,45
4,81
0,52
4,70
0,71
4,85
0,46
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin algıladığı tüketici etkililiğine ilişkin yüzde,
frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin en az düzeyde algıladıkları tüketici etkililiği ifadesi, 4,70’lik bir ortalama ile
“çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum”
ifadesidir. Ayrıca algılanan tüketici etkililiği başlığı altında oluşturulmuş dört ifade genel
olarak araştırmaya katılan bireylerin, diğer insanların çevresel olaylarda etkisi olduğunu
gösterir nitelikte sonuçlar vermektedir. Algılanan tüketici etkililiğini açıklayan diğer
ifadelerin ortalamaları ise sırasıyla şu şekildedir; “kamp yaptığım süreç içerisinde çevre
dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi koruyabilirim” ( = 4,86), “kampta su ve
enerji kullanımını en aza indirerek doğal kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı
olabileceğimi hissediyorum” ( = 4,81) ve “her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği
amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir” ( = 4,85)
ifadeleri bulunmaktadır.
90
3.2.6. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarını
ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir.
Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden
dezavantajlarından bahsedilmesi gerekmektedir
Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler
vergilendirilmelidir
3
,3
2
,2
3
,3
2
,2
7
,7
8
,8
9
,9
8
,8
30
3,0
25
2,5
28
2,8
26
2,6
100
9,9
99
9,8
82
8,2
64
6,4
Kesinlikle
katılmıyorum
Katılıyorum
Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri
kullanmaları gerekmektedir
f
%
f
%
f
%
f
%
Karasızım
Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca
vergilendirilmelidir
Katılmıyorum
İfadeler
Kesinlikle
katılmıyorum
Dağılım
Tablo 16: Ekolojik Kaygı Değişkenine İlişkin Dağılımlar
866
86,1
872
86,7
884
87,9
906
90,1
𝑿
s.s.
4,80
0,54
4,82
0,51
4,82
0,53
4,85
0,49
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin ekolojik kaygılarına ilişkin yüzde, frekans,
aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin
ekolojik
kaygılarını
açıkladığı
düşünülen
dört
ifade
araştırmada
kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “geri dönüşümü olmayan
ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir” ( = 4,80), “Üreticilerin
çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir” ( = 4,82),
“ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi
gerekmektedir” ( = 4,82) ve “üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler
vergilendirilmelidir” ( = 4,85) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan ekolojik
kaygı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevresel
bozulmalara yönelik bir ekolojik kaygı güttükleri düşünülebilir.
3.2.7. Araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarını
ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir.
91
Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre
sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız
Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir
Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma
hakkına sahiptir
İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan
sonra doğanın geri kalanı üzerinde hâkim olması anlamına gelir
Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi
öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir
Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça
abartmaktadır
2
,2
17
1,7
11
1,1
11
1,1
15
1,5
14
1,4
11
1,1
10
1,0
35
3,5
58
5,8
43
4,3
48
4,8
45
4,5
47
4,7
43
4,3
53
5,3
124
12,3
Kesinlikle
katılmıyorum
Katılmıyorum
1
,1
1
,1
-
Katılıyorum
İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle
kötü sonuçlar doğurmaktadır
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
f
%
Karasızım
Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım
sergilemekteyiz
Kesinlikle
katılmıyorum
İfadeler
Dağılım
Tablo 17: Ekolojik Tutum Değişkenine İlişkin Dağılımlar
930
92,4
952
94,6
947
94,1
945
93,9
945
93,9
952
94,6
943
93,7
845
84,0
𝑿
s.s.
4,90
0,35
4,93
0,28
4,93
0,29
4,92
0,32
4,92
0,31
4,93
0,28
4,92
0,29
4,79
0,50
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin ekolojik tutumlarına ilişkin yüzde, frekans,
aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan
bireylerin en az düzeydeki ekolojik tutum ifadesi, 4,79’luk bir ortalama ile “ekolojik kriz
şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır” ifadesidir. Ayrıca ekolojik
tutum başlığı altında oluşturulmuş sekiz ifadenin ortalaması incelendiğinde yüksek olduğu
görülmektedir. Buradan hareketle, bireylerin çevreye yönelik tutumlarının olumlu yönde
olduğu söylenebilir.
Ekolojik tutumu açıklayan diğer ifadelerin ortalamaları incelendiğinde “biz
dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz” ( = 4,90),
“insanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar
doğurmaktadır” ( = 4,93), “çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre
sonra büyük çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız” ( = 4,93), “bitki ve hayvanlar
insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir” ( = 4,92), “hayvanlar ihtiyaçları olduğu
kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir” ( = 4,92), “insanların doğa
üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri kalanı üzerinde
92
hâkim olması anlamına gelir” ( = 4,93) ve “eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl
geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir” ( = 4,92),
şeklinde ortaya çıkmaktadır.
3.2.8. Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin
bulgular
Çalışmanın bu bölümünde araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon
davranışını ölçmek için kullanılan ifadelerin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart
sapma değerleri incelenmektedir. İfadelere ilişkin detaylı bilgiler tabloda gösterilmektedir.
Kesinlikle
katılmıyorum
Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini
tercih ederim
Katılıyorum
Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye
etkisini minimize etmeye çalışıyorum
-
Karasızım
Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği
hakkında fikir sahibiyim
f
%
f
%
f
%
f
%
Katılmıyorum
Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı
duyarlı davranıyorum
Kesinlikle
katılmıyorum
İfadeler
Dağılım
Tablo 18: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı Değişkenine İlişkin Dağılımlar
1
,1
-
19
1,9
27
2,7
26
2,6
21
2,1
74
7,4
92
9,1
93
9,2
77
7,7
913
90,8
886
88,1
887
88,2
908
90,3
𝑿
s.s.
4,88
0,36
4,85
0,43
4,85
0,41
4,88
0,38
Tabloda araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışına ilişkin
yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya
katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışını açıkladığı düşünülen dört ifade
araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “mümkün
olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum” ( = 4,88),
“bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim” (
= 4,85), “kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize
etmeye çalışıyorum” ( = 4,85) ve “doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm
faaliyetlerini tercih ederim” ( = 4,88) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan
çevre dostu rekreasyon davranışı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla
bireylerin çevreye duyarlı şekilde davrandıkları söylenebilir.
93
3.2.9. Araştırmada kullanılan boyutlara ilişkin faktör yükleri
Araştırmada kullanılan ölçeklerin faktör analizi ile gruplandırılmasının yapılması
gerekliliğini belirlemek amacıyla KMO ve Barlett testleri yapılmaktadır. Buna ilişkin
veriler tabloda detaylı olarak gösterilmektedir.
Tablo 19: KMO ve Barlett testleri
Kaiser – Meyer – Olkin Örneklem Yeterliliği Ölçümü
Barlett Küresellik Testi
0,919
Yaklaşık Ki-kare
17677,105
Sd
325
Anlamlılık
,000
Barlett Küresellik Testi anlamlı (p<,001) ve KMO testi sonucu 0,91 çıkmıştır.
Dolayısıyla faktör analizi uygulamak son derece önemli görülmektedir. Bu kapsamda
ölçeğe ilişkin sorularla ilgili faktör analizi yapılmıştır. Bu analiz daha detaylı olarak
tabloda gösterilmektedir.
Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım
sergilemekteyiz
İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü
sonuçlar doğurmaktadır
Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük
çaplı ekolojik felaketler yaşayacağız
Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir
Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına
sahiptir
İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra
doğanın geri kalanı üzerinde hakim olması anlamına gelmektedir
Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek
dünya pek çok doğal kaynaklara sahiptir
Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır
Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı
davranıyorum
Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir
,779
,830
,823
,824
,840
,856
,811
,438
,795
,836
Faktör VI
(Sorumluluk Yükleme)
Faktör V
(Sübjektif Norm)
Faktör IV
(Ekolojik Kaygı)
Faktör III
(Algılanan Tük. Etkililiği)
Faktör II
(Çevre Dostu Rekr. Dav)
İfadeler
Faktör I
(Ekolojik Tutum)
Tablo 20: Faktör analizi sonuçları
94
sahibiyim
Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini
minimize etmeye çalışıyorum
Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih
ederim
Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak
çevreyi koruyabilirim
Kamp yaptığım süreç içerisinde su ve enerji kullanımını en aza indirerek
doğal kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi
hissediyorum
Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli
hissediyorum
Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak
toplumda olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir
Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca
vergilendirilmelidir.
Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları
gerekmektedir.
Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından
bahsedilmesi gerekmektedir.
Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir.
Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu
davranmam gerektiğini düşünür
Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister
Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu
davranmamı tercih ederler
İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin
sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur.
Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel
bozulmadan müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım.
Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel
sorunlara karşı sorumluk almalıdır.
,811
,823
,820
,824
,726
,796
,794
,851
,860
,812
,877
,895
,860
Araştırmanın amacı kapsamında ölçeğe ilişkin ifadeler üzerinde faktör analizi
yapılmıştır. Bu kapsamda yedi boyut ortaya çıkmıştır. Yapılan faktör analizi sonuçlarına
göre öz değeri 1’den büyük yedi boyut çıkarılmış ve bu boyutların “ekolojik tutum”,
“çevreye duyarlı rekreasyon davranışı”, “algılanan tüketici etkililiği”, “ekolojik kaygı”,
“sübjektif norm” ve “sorumluluk yükleme” oldukları doğrulanmıştır.
3.2.10. Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik istatistiki bulgular
Araştırmada H1, H2, H3, H4, H5, H6, H8, H9, H9, H10 ve H11 hipotezleri tek taraflı
etkinin belirlenmesi amacıyla regresyon analizi ile test edilmiştir. Ayrıca hipotezlerin
testlerine yönelik öncelikle aralarında ilişki olup olmadığını belirlemek için korelasyon
analizi yapılmıştır. Daha sonra aralarındaki ilişki göz önünde bulundurularak regresyon
analizi uygulanmıştır. Bu kapsamda öncelikle korelasyon testi uygulanmıştır. Korelasyon
testinden elde edilen sonuçlar tabloda daha detaylı gösterilmektedir.
,859
,828
,826
95
Araştırmada oluşturulmuş hipotezlerin regresyon analizi yöntemiyle ölçülmesi için,
regresyon analizinin ön koşulu olan korelasyon analizi yapılmaktadır. Korelasyon analizine
ilişkin veriler tabloda detaylı bir şekilde gösterilmektedir.
Tablo 21: Korelasyon Analizi Sonuçları
Rekreasyonel
motivasyon
Rekreasyonel
motivasyon
Sübjektif
Norm
Sorumluluk
yükleme
Algılanan
Tüketici
Etkililiği
Ekolojik
Kaygı
Ekolojik
Tutum
Çevre Dostu
Rekreasyon
Davranışı
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Pearson
Correlation
Sig. (2-tailed)
N
Sübjektif
Norm
Sorumluluk
yükleme
Algılanan
Tüketici
Etkililiği
Ekolojik
Kaygı
Ekolojik
Tutum
Çevre
Dostu
Rekreasyon
Davranışı
1
,216(**)
,257(**)
,180(**)
,220(**)
,301(**)
,283(**)
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,216(**)
1
,300(**)
,222(**)
,202(**)
,289(**)
,199(**)
,000
1006
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,257(**)
,300(**)
1
,356(**)
,246(**)
,392(**)
,310(**)
,000
1006
,000
1006
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,180(**)
,222(**)
,356(**)
1
,169(**)
,266(**)
,307(**)
,000
1006
,000
1006
,000
1006
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,220(**)
,202(**)
,246(**)
,169(**)
1
,289(**)
,230(**)
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
1006
,000
1006
,000
1006
,301(**)
,289(**)
,392(**)
,266(**)
,289(**)
1
,601(**)
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
1006
,000
1006
,283(**)
,199(**)
,310(**)
,307(**)
,230(**)
,601(**)
1
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
,000
1006
1006
** : p0.01
* : p0.05
Tabloda araştırmada kullanılan değişkenler arası ilişkilerin belirlenmesine yönelik
oluşturulmuş korelasyon testi gösterilmektedir. Buna göre katılımcıların rekreasyonel
motivasyonu, sübjektif normu, sorumluluk yüklemeleri, algıladıkları tüketici etkililiği,
ekolojik kaygıları ve ekolojik tutumları ile çevre dostu rekreasyon davranışları arasında
anlamlı bir ilişki (p<0,01) vardır. Değişkenler arasında doğru yönlü (pozitif) bir ilişki
vardır. Diğer bir ifade ile katılımcıların motivasyonu, yakın çevrelerinden (aile, arkadaş, iş
arkadaşları) gördükleri sosyal baskı, diğer insanların sorumlu olduğunu düşündükleri
96
çevresel durumlar, tüketicilerin çevresel olaylara ilişkin ne kadar etkili olduklarına ilişkin
algıları, çevreye yönelik oluşan kaygıları ve doğal çevrede oluşan negatif durumlara
yönelik tutumları arttıkça kamping alanlarında çevre dostu rekreasyon davranışları da
artmaktadır.
Araştırma hipotezlerinin ölçülmesine yönelik korelasyon testinde elde edilen
sonuçlar çalışmanın amacı doğrultusunda regresyon testinin yapılmasının uygunluğunu
doğrulamıştır. Bu bağlamda ölçülmesi hedeflenen hipotezler regresyon testi kapsamında
açıklanmaktadır. İlgili hipotezlerin sonuçları tabloda gösterilmektedir.
Tablo 22: Sübjektif Norm, Sorumluluk Yükleme, Algılanan Tüketici Etkililiği ve Ekolojik
Kaygı Değişkenlerinin Ekolojik Tutum Üzerindeki Etkisine Yönelik Çoklu Regresyon Analizi
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
2,529
0,139
Sübjektif Norm
0,098
0,019
0,220
Sorumluluk
Yükleme
Algılanan Tüketici
Etkililiği
Ekolojik Kaygı
R= ,476
β
t
P
18,136
0,000
0,150
5,062
0,026
0,265
0,067
0,018
0,106
0,018
R2= ,227
∆R2= ,224
F(4,1001)= 73,371
Tolerance
VIF
0,000
0,880
1,136
8,512
0,000
0,799
1,252
0,109
3,628
0,000
0,854
1,171
0,175
6,038
0,000
0,916
1,091
Durbin-Watson= 1,811
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Ekolojik Tutum
Tabloda sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve
ekolojik kaygı değişkenlerinin ekolojik tutum üzerindeki etkisi gösterilmektedir. Elde
edilen sonuçlar incelendiğinde, sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici
etkililiği ve ekolojik kaygı ile ekolojik tutum arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı
(p<0,01) bulunmuştur. Ekolojik tutum ile diğer değişkenler arasında pozitif yönlü (r:0,476)
bir ilişki vardır. Ayrıca belirlilik katsayısı (r2:0,227) hesaplanmış olup, bireylerin ekolojik
tutumlarındaki değişimin %22,7’sinin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan
tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı değişkenlerine bağlı olduğu söylenebilir.
Kamping faaliyetinde bulunan bireylerin ekolojik tutumlarını en çok etkileyen
değişkenin sorumluluk yükleme (0,265) olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile
sorumluluk yükleme faktöründeki bir birimlik artış katılımcıların ekolojik tutumlarını
97
0,265 birim artırmaktadır. Diğer değişkenlerin ekolojik tutuma etkisi incelendiğinde,
sırasıyla ekolojik kaygı (0,175), sübjektif norm (0,150) ve algılanan tüketici etkililiği
(0,109) şeklinde olduğu görülmektedir. Araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş;
“H8: Katılımcıların sübjektif normları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”, “H9:
Sorumluluk yükleme faktörü, katılımcıların ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”,
H10: Katılımcıların ekolojik kaygıları, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”, “H11:
Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, ekolojik tutumlarını olumlu yönde etkiler”
hipotezleri kabul edilmiştir.
Tablo 23: Sübjektif Norm, Sorumluluk Yükleme, Algılanan Tüketici Etkililiği, Ekolojik
Kaygı, Ekolojik Tutum ve Rekreasyonel Motivasyon Değişkenlerinin Çevre Dostu
Rekreasyon Davranışı Üzerindeki Etkisine Yönelik Çoklu Regresyon Analizi
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
0,183
0,202
Sübjektif Norm
-0,015
0,023
0,034
β
T
P
0,903
0,367
-0,018
-0,662
0,032
0,031
0,116
0,022
Ekolojik Kaygı
0,026
Ekolojik Tutum
Rekreasyonel
Motivasyon
Sorumluluk
Yükleme
Algılanan Tüketici
Etkililiği
R= ,628
F(6,999)= 108,546
Tolerance
VIF
0,508
0,850
1,176
1,070
0,285
0,737
1,356
0,140
5,230
0,000
0,841
1,189
0,021
0,032
1,222
0,222
0,873
1,145
0,699
0,038
0,520
18,313
0,000
0,750
1,333
0,099
0,029
0,089
3,374
0,001
0,862
1,161
R2= ,395
∆R2= ,391
Durbin-Watson= 1,490
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Çevreye Dostu Rekreasyon Davranışı
Tabloda sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik
kaygı, Ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyon değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon
davranışı üzerindeki etkisi gösterilmektedir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, algılanan
tüketici etkililiği (p<0,01), ekolojik tutum (p<0,01) ve rekreasyonel motivasyon(p<0,05)
ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlı
bulunmuştur. Ekolojik tutum ile modelde yer alan değişkenler arasında pozitif yönlü
(r:0,628) bir ilişki vardır. Ayrıca belirlilik katsayısı (r2:0,395) hesaplanmış olup, bireylerin
98
çevre dostu rekreasyon davranışlarındaki değişimin %39,5’inin modeldeki değişkenlere
bağlı olduğu söylenebilir.
Kamping faaliyetinde bulunan bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışlarını en
çok etkileyen değişkenin ekolojik tutum (0,520) olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile
bireylerin ekolojik tutumlarındaki bir birimlik artış katılımcıların çevre dostu rekreasyon
davranışlarını 0,520 birim artırmaktadır. Diğer değişkenlerin çevre dostu rekreasyon
davranışına etkisi incelendiğinde, algılanan tüketici etkililiği (0,140) ve rekreasyonel
motivasyon (0,089) şeklinde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla araştırmanın amacı
doğrultusunda oluşturulmuş; “H4: Katılımcıların algılanan tüketici etkililiği, çevre dostu
rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.”, “H5: Katılımcıların ekolojik tutumları,
çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.” ve “H6: Katılımcıların
rekreasyonel motivasyonu, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde etkiler.”
hipotezleri kabul edilmiştir.
Elde edilen sonuçlara göre, sübjektif norm, sorumluluk yükleme ve ekolojik kaygı
değişkenleri ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki
olmadığı bulunmuştur. Dolayısıyla araştırmanın amacı doğrultusunda oluşturulmuş; “H1:
Katılımcıların sübjektif normları, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu yönde
etkiler.”, “H2: Sorumluluk yükleme faktörü, çevre dostu rekreasyon davranışlarını olumlu
yönde etkiler.” ve “H3: Katılımcıların ekolojik kaygıları, çevre dostu rekreasyon
davranışlarını olumlu yönde etkiler.” hipotezleri kabul edilmemiştir.
Araştırmada ölçülmesi hedeflenen H7 hipotezine göre, ekolojik tutumun çevre
dostu rekreasyon davranışını etkilemesi rekreasyonel motivasyon aracılığıyla olmaktadır.
Hipotez oluşturma aşamasında da belirtildiği gibi “rekreasyonel motivasyon” değişkeninin
“aracılık” durumunun ortaya çıkabilmesi için bazı kriterlerin yerine getirilmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede gerekli olan kriterler aşağıda verilmiştir (Baron ve Kenny,
1986: 1173);
1. Denklemde, ekolojik tutum (bağımsız değişken), rekreasyonel motivasyonu (aracı
değişken) anlamlı şekilde etkilemelidir.
2. Denklemde, ekolojik tutum (bağımsız değişken), çevre dostu rekreasyon
davranışını anlamlı şekilde etkilemelidir.
99
3a. Denkleminde, rekreasyonel motivasyon (aracı değişken), çevre dostu rekreasyon
davranışını (bağımlı değişken) etkilemelidir.
Bu denklemdeki sonuçlar beklendiği gibi anlamlı çıkar ise aracılık, 3a
denklemindeki bağımsız değişkenin katsayısının, 2. denklemdeki bağımsız değişkenin
katsayısından düşük olmasına bağlıdır (Baron ve Kenny, 1986: 1173).
Rekreasyonel motivasyon değişkeninin aracılığını test etmek amacıyla, denklemler
dâhilinde yapılmış regresyon analiz istatistiksel olarak anlamlıdır. Bir sonraki aşamaya
geçmeden önce yapılan regresyon analizi sonuçları tablo 24, 25 ve 26 ve 27’de verilmiştir.
Tablo 24: DENKLEM 1: Aracı Değişken Ölçümü
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
3,068
0,180
Ekolojik Tutum
0,368
0,037
R2= ,091
∆R2= ,090
R= ,301
F(1,1004)= 100,312
β
0,301
t
P
17,001
0,000
10,016
0,000
Tolerance
VIF
1,000
1,000
Tolerance
VIF
1,000
1,000
Tolerance
VIF
1,000
1,000
Durbin-Watson= 1,687
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Rekreasyonel Motivasyon
Tablo 25: DENKLEM 2: Aracı Değişken Ölçümü
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
0,906
0,167
Ekolojik Tutum
0,807
0,034
R2= ,361
∆R2= ,361
R= ,601
F(1,1004)= 567,695
β
0,601
t
P
5,437
0,000
23,826
0,000
Durbin-Watson= 1,509
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı
Tablo 26: DENKLEM 3a: Aracı Değişken Ölçümü
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
3,352
0,163
Rekreasyonel
Motivasyon
0,311
0,033
R2= ,080
∆R2= ,079
R= ,283
F(1,1004)= 87,210
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı
β
0,283
t
P
20,588
0,000
9,339
0,000
Durbin-Watson= 1,617
100
Yapılan analizler sonucunda 3a denkleminin bağımsız değişkeninin katsayısının
(Bmotivasyon: 0,283) 2. Denklemin katsayısından (Btutum: 0,601) düşük olduğu tespit
edilmiştir.
Ayrıca, bağımsız değişken ve aracı değişkenin aynı anda bağımsız değişkeni
etkilemesi durumunda (3b)
Tablo 27: DENKLEM 3b: Aracı Değişken Ölçümü
Değişken
B
Standart Hata
Sabit
0,528
0,187
Ekolojik Tutum
0,123
0,029
Rekreasyonel
Motivasyon
0,762
0,035
R2= ,373
∆R2= ,371
R= ,610
F(2,1003)= 297,761
β
t
P
Tolerance
VIF
2,818
0,005
0,112
4,259
0,000
0,909
1,100
0,567
21,628
0,000
0,909
1,100
Durbin-Watson= 1,505
p< 0,000
Bağımlı Değişken: Çevre Dostu Rekreasyon Davranışı
a) Bağımsız değişkenin (0.567; p<0.001) ve aracı değişkenin çevre dostu rekreasyon
davranışına etkisinin anlamlı çıkması (B=0.112; p<0.001)
b) Bu denklemdeki bağımsız değişkeninin (3b Denklemindeki Xtutum=0.567), 2.
denklemdeki bağımsız değişkenin bağımlı değişkene etkisinden (Xtutum=0.601)
düşük çıkması (0.567<0<0.601) gerekmektedir (Muller, Judd ve Yzerbyt,
2005;859).
Dolayısıyla, rekreasyonel motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon
davranışı arasında aracılık yapmaktadır.
Bu çalışmada, yukarıda sonuçları verilen aracılık analizin “sağlama”sı niteliğinde
olan, daha karmaşık modellerde de kullanılabilen Sobel Testi (Baron ve Kenny, 1986:
1175) de yapılmıştır. Baron ve Kenny (1986)’nın aracılık testinin yanı sıra Sobel Testi
(Soper, 2010; Baron ve Kenny, 1986: 1175) de bağımsız değişkenin bağımlı değişkeni
dolaylı olarak bir aracı değişken vasıtası ile etkileme durumunu test etmektedir. Şekilde
verilen bağımsız değişkenden aracıya giden yol “a” ve standart hata, “sa”; aracıdan bağımlı
değişkene giden yol “b” ve standart hata, “sb” olarak gösterilmektedir.
101
Aracı Değişken
a (Sa)
b (Sb)
Bağımsız
Değişken
Bağımlı
Değişken
Şekil 10: Sobel Testi
Sobel Testi’ni yapmak için kullanılan formül (Baron ve Kenny, 1986) aşağıda
verilmiştir (Formül 1).
Aracının Anlamlılık Düzeyi = √b 2 𝑠𝑎2 + a2 𝑠𝑏2 + 𝑠𝑎2 𝑠𝑏2
Anlamlılık Düzeyi = √(0,567 ∗ 0,037)2 + (0,301 ∗ 0,035)2 + (0,037 ∗ 0,035)
Sobel testini yapmak için regresyon analizlerinden elde edilen değerler yukarıda
verilen denklemde yerine yerleştirildiğinde anlamlılık 0.014 (0,0144843743) olarak tespit
edilmiştir. Dolayısıyla, rekreasyonel motivasyon değişkeni Sobel testinin sonuçlarına göre
de anlamlı olup aracılık özelliği taşımaktadır (p<0.05). Buna göre, “H7:Rekreasyonel
motivasyon, ekolojik tutum ile çevre dostu rekreasyon davranışı arasında aracılık
yapmaktadır.” hipotezi kabul edilmiştir.
Buraya kadar olan H1, H2, H3, H4, H5, H6, H8, H9, H10, H11 hipotezlerinin test
edilmesinde bağımsız değişkenin bağımlı değişkene olan etkisini diğer bağımsız
değişken(ler) in etkisini göz ardı eden geleneksel yaklaşım (Lewis- Beck, 1995: 65) takip
edilmiştir (örn. Y=a+b1x1+b2x2+b3x3+e). Diğer bir ifade ile geleneksel yaklaşımdaki
regresyon analizi sonucu, bağımsız değişkendeki (x1) bir birimlik değişikliğin, bağımlı
değişkende (Y), x2, x3 veya xk’nin değerinden bağımsız olarak b1’lik değişime neden
olduğunu tespit etmektedir (Lewis-Beck, 1995: 65). Ayrıca H7 hipotezinin test edilmesinde
bağımsız değişken ile bağımlı değişken arasında aracı değişkenin etkisini belirlemek
amacıyla regresyon testi ve sağlaması için sobel testi uygulanmıştır.
102
103
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Çalışma bireylerin doğaya yönelik rekreatif etkinliklere katılımları esnasında
çevreye yönelik davranışlarının incelenmesi amacıyla hazırlanmıştır. Daha geniş bir ifade
ile bireylerin davranışlarına özellikle çevresel yönden etki etmesi hususunda önemli
görülen; ekolojik tutum, sorumluluk yükleme, algılanan tüketici etkililiği ve ekolojik kaygı
değişkenlerinin çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi ve ekolojik tutum ile çevre dostu
rekreasyon davranışı arasında rekreasyonel motivasyonun aracılık etkisi incelenmektedir.
Çevreye yönelik gerçekleştirilen rekreatif etkinliklerden kamping faaliyetinde bulunan
bireylerin çevre dostu davranışlarını belirlemek amacıyla sübjektif norm, sorumluluk
yükleme, algılanan tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, rekreasyonel motivasyon ve çevre
dostu rekreasyon davranışı değişkenlerinin soruları kullanılmış, yapılan faktör analizi
sonuçlarına göre özdeğeri 1’den büyük olan bu değişkenler tespit edilmiştir. Bu kapsamda
yedi boyut ortaya çıkmıştır. Yapılan faktör analizi sonuçlarına göre öz değeri 1’den büyük
yedi boyut çıkarılmış ve bu boyutların “ekolojik tutum”, “çevreye duyarlı rekreasyon
davranışı”, “algılanan tüketici etkililiği”, “ekolojik kaygı”, “sübjektif norm” ve
“sorumluluk yükleme”
oldukları doğrulanmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda
hipotezler oluşturulmuş, hipotezlerin regresyon analizi kapsamında çevre dostu rekreasyon
davranışına etkisi olup olmadığı analiz edilmiştir.
Katılımcıların demografik özelliklerine ilişki elde edilen sonuçlar incelendiğinde,
%51,9’u erkek, %48,1’i kadın, %19,4’ünün 45-54 yaş, %19,4’ünün 65≤ yaş ve %17,2’sinin
25-34 arası yaş grubunda olduğu, %52,8’inin lisans, %22,4’ünün ise ön lisans düzeyinde
eğitim sahibi oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca, katılımcıların %47,5’inin evli-çocuklu,
%40,7’sinin bekâr olduğu ve %11,8’inin ise evli olmasında rağmen çocuğunun olmadığı,
%19,2’sinin Türkiye’ye yurt dışından geldikleri,
%15,8’inin Marmara bölgesinden,
%15,1’inin ise ege bölgesinden geldiği sonuçları elde edilmiştir.
Katılımcıların gelir düzeyi incelendiğinde; %42,7’sinin “yüksek” gelir, %26,3’ünün
“orta” gelir grubunda oldukları tespit edilmiştir. Dolayısıyla kamp faaliyeti gerçekleştiren
bireylerin maddi imkânların iyi olduğu söylenebilir.
Araştırmaya katılan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarına ilişkin yüzde,
frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri incelendiğinde, bireylerin en az
düzeyde motive oldukları ifade, 4,78’lik bir ortalama ile “kendi başıma olmam” ifadesidir.
104
Ayrıca rekreasyonel motivasyon başlığı altında oluşturulmuş dokuz ifade genel olarak
araştırmaya katılan bireyleri, kamp yapmaya yönelik motive eden etmenler olarak
söylenebilir. Zira bütün ifadelerin ortalamaları incelendiğinde 4,00 ortalamasının
üzerindedir. Bireylerin sübjektif normlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve
standart sapma değerleri görülmektedir. Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif normlarını
açıkladığı düşünülen üç ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları
incelendiğinde, “benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu
davranmam gerektiğini düşünür” ( = 4,85), “benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken
çevre dostu davranmamı ister” ( = 4,84), “düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp
yaparken çevre dostu davranmamı tercih ederler” ( = 4,86) şeklindedir. Bu doğrultuda
araştırmada kullanılan sübjektif norm ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve
dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanların fikirlerine önem verdikleri ve bu
doğrultuda hareket etmeye eğilimli oldukları söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin
sorumluluk yüklemelerine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri incelendiğinde, “inanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping
faaliyetinin sebep olduğu çevresel problemlere karşı sorumludur” ( = 4,89), “kamp yapan
her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan müşterek olarak
sorumlu olduğu kanısındayım” ( = 4,88), “kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin
sebep olduğu çevresel sorunlara karşı sorumluk almalıdır” ( = 4,89) şeklindedir. Bu
doğrultuda araştırmada kullanılan sorumluluk yükleme ifadelerinin ortalamalarının yüksek
olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevrelerinde bulunan insanlara çevre dostu davranmalarına
ilişkin bir takım sorumluluklar yükledikleri ifade edilebilir. Bireylerin algıladığı tüketici
etkililiğine ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
incelendiğinde, bireylerin en az düzeyde algıladıkları tüketici etkililiği ifadesi, 4,70’lik bir
ortalama ile “çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli
hissediyorum” ifadesidir. Ayrıca algılanan tüketici etkililiği başlığı altında oluşturulmuş
dört ifade genel olarak araştırmaya katılan bireylerin, diğer insanların çevresel olaylarda
etkisi olduğunu gösterir nitelikte sonuçlar vermektedir. Araştırmaya katılan bireylerin
ekolojik kaygılarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
incelendiğinde, bireylerin ekolojik kaygılarını açıkladığı düşünülen dört ifade araştırmada
kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “geri dönüşümü olmayan
ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir” ( = 4,80), “Üreticilerin
çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları gerekmektedir” ( = 4,82),
“ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi
105
gerekmektedir” ( = 4,82) ve “üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler
vergilendirilmelidir” ( = 4,85) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan ekolojik
kaygı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla bireylerin çevresel
bozulmalara yönelik bir ekolojik kaygı güttükleri düşünülebilir. Bireylerin ekolojik
tutumlarına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
incelendiğinde, bireylerin en az düzeydeki ekolojik tutum ifadesi, 4,79’luk bir ortalama ile
“ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır” ifadesidir.
Ayrıca ekolojik tutum başlığı altında oluşturulmuş sekiz ifadenin ortalaması incelendiğinde
yüksek olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, bireylerin çevreye yönelik tutumlarının
olumlu yönde olduğu söylenebilir. Araştırmaya katılan bireylerin çevre dostu rekreasyon
davranışına ilişkin yüzde, frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri
incelendiğinde, bireylerin çevre dostu rekreasyon davranışını açıkladığı düşünülen dört
ifade araştırmada kullanılmaktadır. Bu ifadelerin ortalamaları incelendiğinde, “mümkün
olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum” ( = 4,88),
“bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim” (
= 4,85), “kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize
etmeye çalışıyorum” ( = 4,85) ve “doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm
faaliyetlerini tercih ederim” ( = 4,88) şeklindedir. Bu doğrultuda araştırmada kullanılan
çevre dostu rekreasyon davranışı ifadelerinin ortalamalarının yüksek olduğu ve dolayısıyla
bireylerin çevreye duyarlı şekilde davrandıkları söylenebilir.
Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan
tüketici etkililiği, ekolojik kaygı, ekolojik tutum ve rekreasyonel motivasyonun çevre dostu
rekreasyon davranışına etkisi incelenmiş; algılana tüketici etkililiği, ekolojik tutum ve
rekreasyonel motivasyonun çevre dostu rekreasyon davranışına etkisi olduğu sonucuna
ulaşılırken, sübjektif norm, sorumluluk yükleme ve ekolojik kaygının bir etkisi olmadığı
tespit edilmiştir. Han (2015) yapmış olduğu çalışmada planlanmış davranış teorisi
kapsamında bireylerin sübjektif normlarının davranışsal niyetlerine etkisini incelemiştir.
Elde edilen sonuçlara bakıldığında bireylerin sübjektif normlarının davranışsal niyetlerine
etkisi olduğu tespit edilmiştir. Nordlund ve Garvil (2002) hazırlamış oldukları çalışmada,
kişisel normların diğer değişkenlerle çevre yanlısı davranış arasındaki aracı etkisini
belirlemeyi amaçlamışlardır. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde kişisel normların aracı
etkisi olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Hazırlanan çalışmalar bu araştırmada elde edilen
sonuçla farklı doğrultudadır. Araştırma kapsamında elde edilen H1 bulgusu bireylerin yakın
106
çevrelerinden almış oldukları baskının ekolojik tutum sergilemelerinde bir etkisi olmadığı
gözlenmektedir. Bireylerin kamp yaptıkları esnada çevre dostu davranmalarında yakın
çevrelerinden bir baskı görmediği veya görse de bu durumun bireylerde bir etki
yaratmadığı sonucu çıkartılabilir. Bunun nedeni olarak bireylerin çevreye duyarlılık
hususunda üzerlerinde yeterince baskı hissetmemeleri veya bireylerin başkalarından böyle
bir baskı görmeyecek kadar yüksek bir çevre hassasiyetine sahip oldukları söylenebilir.
Araştırmada sorumluluk yükleme faktörünün çevre dostu davranışa bir etkisi
olmadığı tespit edilmiştir. Bunun nedeni olarak kamp yapan bireylerin kendilerine veya
diğer
insanlara,
çevreye
dostça
davranmaları
konusunda
yeterince
sorumluluk
yüklememeleri gösterilebilir. Diğer bir bakış açısı ile bireylerin çevre dostu davranışlar
sergilemesinde bireylerin başkalarına bu hususla ilgili sorumluluk yüklememeleri
düşünülebilir. Zhang vd. (2014) yapmış oldukları çalışmada bireylerin çevre dostu
davranışlarının ölçülmesinde sorumluluk yükleme faktörünü kullanmışlar ve sorumluluk
yükleme faktörünün kişisel normlara etkisi olduğu, normların da davranışa etkisi olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bu sonuç bu araştırma ile farklı bulgulara sahiptir.
Bunun nedeni olarak Zhang vd. ‘nin yapmış olduğu çalışmanın bir turizm kentinde
hazırlanmış olması gösterilebilir. Ayrıca Türkiye’de kamp yapmak bir rekreatif etkinlik
olarak ne derece önem arz ettiği ve dolayısıyla bu yönde bireylerin sorumluluk yükleme
derecelerinin ne düzeyde olduğu tartışılabilir. Elde edilen sonuç göre bu düzeyin yetersiz
olduğu söylenebilir. Ayrıca De Groot ve Steg (2009) yapmış oldukları çalışmada
sorumluluk yükleme faktörünü davranış ile kişisel norm arasında düzenleyici değişken
olarak ve sorumluluk yükleme faktörünün davranışa aracı değişken ile birlikte etkisini
incelemişlerdir. Elde edilen sonuçlar bu çalışma ile farklı doğrultuda çıkmıştır. Bireylerin
ekolojik kaygılarının daha önceki yapılan çalışmalarda (Kilbourne ve Pickett, 2008; Lee
vd., 2014; Song vd., 2012) davranışa etkisi çıktığı görülürken bu çalışmada bir etkisi
olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuç bireylerin çevreye yönelik
kaygılarının kamp yaptıkları alanlarda çevre dostu davranmalarına bir etki etki etmediğini
göstermektedir. Bireylerin çevre dostu davranmalarına etki etmemesine neden olarak
çevreye yönelik kamp alanlarında böyle bir kaygı gütmemeleri gösterilebilir.
Kamp yapan bireylerin ekolojik tutumlarının çevre dostu davranmalarına etki ettiği
görülmektedir. Ayrıca rekreasyonel motivasyonlarının çevre dostu davranmalarına etki
ettiği, gelecek yıllarda da bu davranışı gerçekleştirmek için çevreyi koruyucu davranışlar
sergilemelerinde önemli bir etken olduğu ifade edilebilir. Ayrıca bireylerin algıladıkları
107
tüketici etkililiğinin davranışlarına etki ettiği görülmektedir. Örneğin kamp yapan
bireylerin, diğer kamp yapanların su ve enerji kullanımlarında tasarruflu olmalarının veya
çevre dostu ürünler satın almalarının çevre dostu davranışlar sergilemelerinde etkisi olduğu
görülmektedir. Geçmişte yapılan çalışmaların (Kil vd., 2014; Thapa, 2010; Han ve Yoon,
2015; Lee vd., 2014) bu araştırma ile aynı doğrultuda olduğu görülmektedir.
Araştırmaya katılan bireylerin sübjektif norm, sorumluluk yükleme, algılanan
tüketici etkililiği ve ekolojik kaygılarının ekolojik tutuma etkisi incelenmiş, bütün
faktörlerin ekolojik tutuma etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Taylor ve Todd (1995)
yapmış oldukları çalışmada planlanmış davranış teorisi kapsamında sübjektif normun
tutuma etkisini incelemişler ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda sübjektif normun
tutuma etkisi olduğunu tespit etmişlerdir. Kement (2013) hazırladığı tez çalışmasında yeşil
yıldızlı otel müşterilerinin sübjektif normlarının tutumlarına etkisi olduğu sonucuna
ulaşmıştır. Han ve Kim (2010) hazırlamış oldukları çalışmada yeşil yıldızlı otelleri ziyaret
eden otel müşterilerinin bu otelleri tekrar ziyaret etme niyetlerini tahmin etmeyi
amaçlamışlarıdır. Bu kapsamda planlanmış davranış teorisi modeli kapsamında otel
müşterilerinin sübjektif normlarının tutumlarına etkisi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar
incelendiğinde bireylerin sübjektif normlarının tutumlarına etki ettiği sonucuna
ulaşılmıştır. Daha önceden hazırlanmış olan çalışmalardan elde edilen sonuçlar bu çalışma
ile aynı doğrultudadır. Ayrıca araştırmada kamp yapan bireylerin sorumluluk
yüklemelerinin ekolojik tutumu etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla insanların
ekolojik tutum oluşturmalarının arkasında sorumluluk yükleme faktörünün de etkisi olduğu
görülmektedir.
Araştırma sonuçlarına göre bireylerin ekolojik yönden var olan kaygılarının
ekolojik tutumlarını etkilediği görülmektedir. Dolayısıyla bireylerin ekolojik tutum
sergilemelerinde bir diğer faktörün de ekolojik kaygı olduğu tespit edilmiştir. Bireyler
ekolojik kaygı kapsamında geri dönüşümü olmayan ve çevreyi kirleten ürünlerin
vergilendirilmesi gibi noktalarda hassastırlar. Bu kaygılarının da ekolojik tutumlarına etki
ettiği görülmektedir. Ayrıca bireylerin çevreye yönelik algılamış olduğu tüketici etkililiği
kamp yapan bireylerin ekolojik tutumlarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bireyler
çevreye karşı olabildiğince etkili bir biçimde duyarlı çıkmışlar ve bu duyarlılıklarının da
ekolojik tutumu etkilediği sonucuna varılmıştır. Han ve Yoon (2015) yapmış oldukları
çalışmada algılanan etkililiğin tutuma olan etkisini incelemişler ve elde edilen sonuçlarda
108
algılanan etkililiğin tutuma etkisi olduğunu tespit etmişlerdir. Elde edilen sonuç bu
araştırma ile aynı doğrultudadır.
Türkiye’de yer alan kamp alanları son yıllarda insanların bulundukları yoğun
şehirleşme yapıları ve iş ortamlarından uzaklaşmaları bakımından önem arz etmeye
başlamıştır. Ancak küresel anlamda önemi kavranan çevrenin, insanlar tarafından bilinçli
şekilde kullanımı gerekmektedir. Bu kapsamda son zamanlarda tüm dünyada ülkeler sahip
oldukları doğal çevreleri korumaya yönelik uygulamalar başlatmışlardır. Akademik
yönden de bu doğrultuda çeşitli çalışmalar yapılmaya başlanmış ve bu sayede bireylerin
doğal alanlara ihtiyaç duyma nedenleri, kullanımı hususunda tutum ve davranışları vb.
birçok tüketici davranışları irdelenmektedir. Hazırlanan çalışma bu yönüyle literatüre katkı
sağlayabilecek bulgulara sahiptir. Zira çevre dostu davranan bireylerin bu davranışlarının
altında yatan etmenlerin bilinmesi, daha doğru şekillerde doğal çevrenin kullanılmasına
katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla hazırlanmış olan çalışma rekreasyonel yönden kullanılan
çevrenin daha bilinçli şekilde kullanımına olanak tanımaktadır. Ayrıca çalışma sonucunda
elde edilen bulgular doğrultusunda bireylerin çevre dostu davranışlarını ekolojik tutum,
algılanan tüketici etkililiği ve rekreasyonel motivasyon faktörlerinin etkilediği tespit
edilmiştir. Dolayısıyla bu değişkenlerin etkisi göz önüne alınarak bireylerin davranışları
irdelenebilir. Gelecek çalışmalarda bireylerin çevre dostu davranışlarının incelenmesi için
ekolojik bilgi, ekolojik naziklik, ekolojik dünya görüşü değişkenleri de kullanılabilir. Bu
kapsamda yapılacak çalışma bireylerin çevre dostu davranışlarına etki eden faktörlerin
daha detaylı bir şekilde incelenmesinde önemli olabilir. Ayrıca çevreye yönelik
gerçekleştirilen rekreasyonel etkinlik olarak kamping dışında diğer etkinlikler kapsamında
da bu çalışma yapılabilir ve bireylerin davranışlarına etki eden faktörlerin farklı çıkıp
çıkmadığı detaylandırılabilir. Dolayısıyla çevreye yönelik rekreatif etkinliklere bireylerin
farklı bakış açıları ile bakıp bakmadığı tespit edilebilir. Çalışmanın yapıldığı zamanın
ilkbahar dönemine denk gelmesi çalışmanın kısıtlarından biri olarak ifade edilebilir. Zira
yaz aylarında özellikle akdeniz ve ege bölgelerinde bireylerin deniz kum güneş üçlüsü
amacıyla deniz kenarında bulunan kamp alanlarına akın etmesi bireylerin bakış açılarının
farklı olmasına neden olabilirdi. İlerleyen çalışmalarda kamp alanlarının bulundukları
coğrafik konumlar da dikkate alınarak yeni bir araştırma yapılabilir. Böylelikle bölgesel
anlamda kamp alanlarını ziyaret eden bireylerin farklı davranış şekillerinin olup olmadığı
veya kamp alanlarının coğrafik açıdan farklı olmasının ortaya çıkabileceği farklılıklar
incelenebilir.
109
Ayrıca kamp alanları ile ilgili hukuki yönden daha detaylı düzenlemeler
geliştirilerek çevre bilincinin daha yüksek seviyelere çıkartılması sağlanabilir. Zira iş yeri
sahiplerinin alanları daha fazla kazanç elde etme amaçlı doğal alanları hiçe sayarak
kullanmaları ve hizmete açmaları doğal alanların sürdürülebilirliği açısından riskler
taşımaktadır.
Türkiye’de bulunan turizm fakültelerinin bünyesinde kurulmuş olan rekreasyon
yönetimi bölümlerinde rekreasyon ve çevre arasındaki ilişkiyi incelemeye yönelik
uygulamalı derslerin yer almasında fayda vardır. Ayrıca kamping faaliyetinin temel
özelliklerinin tanıtılması ve bu konuda uzman bireylerin yetiştirilmesi beraberinde
tüketicilerin de eğitilmesine olanak tanıyabilir.
110
111
KAYNAKÇA
Ajzen, I. (1985). From Intentions to Actions: A Theory of Planned Behavior. In J. Kuhl &
J. Beckman (Eds.), Action Control, From Cognition to Behaviour, Springer- Verlag
Berlin Heidelberg, ss. 11-39.
Ajzen, I. (1988). Attitudes, Personality and Behaviour. Milton Keynes, UK: Open
University Press.
Ajzen, I. (1991). The Theory Of Planned Behavior. Organizational Behavior and Human
Decision Processes, 50(2), 179-211.
Ajzen, I. (2012). Martin Fishbein’s Legacy The Reasoned Action Approach. The Annals of
the American Academy of Political and Social Science, 640(1), 11-27.
Ajzen, I. ve Fishbein, M. (1980). Understanding Attitude and Predicting Social Behavior.
Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ.
Ajzen I. ve Madden, T. J. (1986). Prediction of Goal-Directed Behavior: Attitudes,
İntentions and Perceived Behavioral Control. Journal of Experimental Social
Psychology, 22, 453-474.
Akgül, A. ve Çevik, O. (2003). İstatistiksel Analiz Teknikleri, "SPSS'te işletme Yönetimi
Uygulamaları". Emek Ofset Ltd. Ştd., Ankara.
Andereck, K. L. (2009). Tourists' Perceptions of Environmentally Responsible İnnovations
at Tourism Businesses. Journal of Sustainable Tourism Research, 17(4), 489-499.
Baker, R. K. ve White K. M. (2010). Predicting Adoloscents’ Use of Social Networking
Sites from An Extended Theory of Planned Behavior Perspective. Computers in
Human Behavior, 26, 1591-1597.
Bandura, A. (1994). Social Cognitive Theory and Exercise of Control Over HIV İnfection.
In Ralph J. DiClemente, & John L. Peterson (Eds.), Preventing AIDS: Theories and
Methods of Behavioral İnterventions (pp. 347–375). New York: Plenum.
112
Baron, R. M. ve Kenny, D. A. (1986). The Moderator–Mediator Variable Distinction in
Social Psychological Research: Conceptual, Strategic, and Statistical Considerations.
Journal of Personality and Social Psychology, 51(6), 1173.
Baş, T. (2001). Anket, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Bayer, M. Z. (1992). Turizme Giriş, İstanbul: İşletme Fakültesi Yayınları.
Baud-Bovy, M. ve Lawson, F. (1998). Tourism and recreation: handbook of planning and
design. Butterworth-Heinemann Ltd.
Bentley, T. A., Page, S. J. ve Laird, I. S. (2001). Accidents in the New Zealand adventure
tourism industry. Safety Science, 38(1), 31-48.
Berger, I. E. ve Corbin, R. M. (1992). Perceived Consumer Effectiveness and Faith in
Others As Moderators of Environmentally Responsible Behaviors. Journal of Public
Policy & Marketing, 11(2), 78–88.
Berns, G. N. ve Simpson, S. (2009). Outdoor Recreation Participation and Environmental
Concern: A Research Summary. Journal of Experiential Education, 32(1), 79-91.
Bookchin, M. (1994). Özgürlüğün Ekolojisi, İstanbul, Ayrıntı Yayınları.
Boşgelmez, A. (2000). Ekoloji I II (2. Baskı). Ankara: İmge Yayınevi.
Broadhurst, R. (2001). Managing Environments for Leisure and Recreation. Routledge,
Taylor & Francis Group, London.
Butler, C. G. (1959). The World of the Honeybee. London. Collins.
Burgess, J., Harrison, C. M. ve Filius, P. (1998). Environmental communication and the
cultural politics of environmental citizenship.
Büyüköztürk, S. (2003). Sosyal Bilimler için Veri Analizi El Kitabı. Pegema Yayıncılık,
Ankara.
Chang, M. K. (1998). Predicting unethical behavior: A Comparison of The Theory of
Reasoned Action and Theory of Planned Behavior. Journal of Business Ethics, 17,
1825–1834.
113
Camping, (2015). http://tr.camping.info/t%C3%BCrkiye/kamp-alanlari. Erişim tarihi;
3.04.2015.
Carlson, R. E., Deppe, T. R. ve MacLean, J. R. (1972). Recreation in American life. The
National Agricultural Library, USA.
Carroll, B. ve Alexandris, K. (1997). Perception of Constraints and Strength of Motivation:
Their Relationship to Recreational Sport Participation in Greece. Journal of Leisure
Research, 29(3), 279-299.
Chan, R. Y. K. (2001). Determinants of Chinese Consumers' Green Purchasing Behavior.
Psychology and Marketing, 18(4), 389–413.
Chawla, L. (1999). Life Paths into Effective Environmental Action. The Journal of
Environmental Education, 31(1), 15-26.
Cheng, S., Lam T. ve Hsu C. H. C. (2005). Testing the Sufficiency of the Theory of
Planned Behavior: A Case of Customer Dissatisfaction Responses in Restaurants.
Hospitality Management, 24, 475-492.
Chiu, Y. T. H., Lee, W. I. ve Chen, T. H. (2014). Environmentally Responsible Behavior
in Ecotourism: Antecedents and implications. Tourism Management, 40, 321-329.
Cole, D. N. (1981). Managing ecological impacts at wilderness campsites: an evaluation of
techniques. Journal of Forestry, 79, 86-89.
Cole, D. N. (1987). Research on soil and vegetation in wilderness: a state-of-knowledge
review. In Proceedings National Wilderness Research Conference: Issues, State-ofKnowledge, Future Directions, July 23-26, 1985, Fort Collins, CO (Lucas, R. C.,
comp), pp. 135-177. General Technical Report INT-220. Ogden, UT: USDA Forest
Service, Intermountain Research Station.
Cordell, H.K. and Super, G.R. (2000) Trends in American’s outdoor recreation. In:
Gartner, W.C. and Lime, D.W. (eds.) Trends in Outdoor Recreation, Leisure and
Tourism. CABI Publishing, Wallingford, pp. 133-144.
114
Cottrell, S. P. (2003). Influence of Socio Demographics and Environmental Attitudes on
General Responsible Environmental Behavior Among Recreational Boaters.
Environment and Behavior, 35, 347–375.
Crompton, J. L., Love, L. L., ve More, T. A. (1997). An empirical study of the role of
recreation, parks and open space in companies'(re) location decisions. Journal of
Park and Recreation Administration, 15, 37-58.
Çepel, N. (1990). Ekoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Tema Vakfı Yayınları.
Çil, B. (2002). İstatistik. Detay Yayıncılık, Ankara.
Davis, D. ve Cosenza, R. M. (1998). Business Resarch for Decision Making, Boston:
PWS-Kent Publishing Company.
Davis, J. L., Le, B. ve Coy, A. E. (2011). Building a model of commitment to the natural
environment to predict ecological behavior and willingness to sacrifice. Journal of
Environmental Psychology, 31(3), 257-265.
De Groot, J. I. ve Steg, L. (2009). Morality and Prosocial Behavior: The Role of
Awareness, Responsibility, and Norms in the Norm Activation Model. The Journal
of Social Psychology, 149(4), 425-449.
Dietz, T., Fitzgerald, A. ve Shwom, R. (2005). Environmental values. Annuals Review
Environment Resource, 30, 335-372.
Do Paco, A. M. F., Raposo, M. L. B. ve Filho, W. L. (2009). Identifying the Green
Consumer: A Segmentation Study. Journal of Targeting, Measurement and Analysis
for Marketing, 17(1), 17-25.
Driver, B. L. (1976). Quantification o f outdoor recieationsts’ preferences, p. 165-187 in
Research camping and environmental education. Betty van der Smissen (ed.) Penn
State Series II, Univ. Park, Pa.
Driver, B. L. (1977). Item Pool for Scales Designed to Quantify The Psychological
Outcomes Desired and Expected from Recreation Participation. Rocky Mountain
Forest and Range Experiment Station.
115
Driver, B. L. (1983). Master List of İtems for Recreation Experience Preference Scales and
Domains. USDA For. Serv. Rocky Mountain Forest and Range Experiment Station,
Ft. Collins, Colo. Unpubl. doc.
Driver, B. L. ve Tocher, S. R. (1970). Toward a Behavioral İnterpretation of Recreational
Engagements, with İmplications for Planning. Elements of Outdoor Recreation
Planning, 8, 9-31.
Dunlap, R. E., Van Liere, K. D., Mertig, A. G. ve Jones, R. E. (2000). New Trends İn
Measuring Environmental Attitudes: Measuring Endorsement of the New Ecological
Paradigm: A Revised NEP Scale. Journal Of Social İssues, 56(3), 425-442.
Elevli, B. (1998). Madencilik Çevre ve ÇED Raporu. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi
Yayınları.
Ellen, P. S., Wiener, J. L. ve Cobb-Walgren, C. (1991). The Role of Perceived Consumer
Effectiveness in Motivating Environmentally Conscious Behaviors. Journal of
Public Policy & Marketing, 102-117.
Ewert, A. (1999). Outdoor Recreation and Natural Resource Management: An Uneasy
Alliance. Parks & Recreation, 39(2): 58-67.
Fawcett, L. M., Garton, A. F. ve Dandy, J. (2009). Role of motivation, self-efficacy and
parent support in adolescent structured leisure activity participation. Australian
Journal of Psychology, 61(3), 175-182.
Fıetkau, H. J. ve Kessel, H. (1981). Umweltlernen: Veraenderungsmoeglichkeiten des
Umweltbewusstseins. Modell-Erfahrungen (Koenigstein, Hain).
Fishbein, M. ve Ajzen, I. (1975). Belief, Attitude, İntention and Behavior: An İntroduction
to Theory And Research. Reading, MA: Addison-Wesley
Fresque, J. ve Plummer, R. (2009). Accounting for consumption related to outdoor
recreation: An application of ecological footprint analysis. Leisure/Loisir, 33(2),
589-614.
116
Gärling, T., Fujii, S., Gärling, A. ve Jakobsson, C. (2003). Moderating Effects of Social
Value Orientation on Determinants of Pro-environmental Behavior İntention.
Journal of Environmental Psychology, 23(1), 1-9.
Gökdeniz, A. ve Çetin, İ. (2002). Turistlerin Seyahat Anlayışlarında Değişme Eğilimleri ve
Ekoturizm. Turizm Akademik Dergisi, Ankara: Gazi Üniversitesi Vakfı Yayınları.
Gök, Y. (2011). Kozan Baraj Gölü Ve Çevresinin Rekreasyonel Alan Kullanım
Kararlarının Belirlenmesi. Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çukurova Üniversitesi, Adana.
Greeley, A. (1993). Religion and Attitudes Toward the Environment. Journal for the
Scientific Study of Religion, 19-28.
Gupta, S. ve Ogden, D. T. (2009). To Buy or Not to Buy? A Social Dilemma Perspective
on Green Buying. Journal of Consumer Marketing, 26(6), 376-391.
Gül, T. (2014). Rekreasyona Giriş. Boş zaman ve rekreasyon, 1. Bölüm. Edt. Yaylı, A.
Rekreasyona Giriş. Detay Yayıncılık, Ankara
Gülez, S. (1990). Ormaniçi rekreasyon potansiyelinin saptanması için geliştirilen bir
değerlendirme yöntemi. Journal of the Faculty of Forestry Istanbul University
(JFFIU), 40(2), 133-147.
Hacıoğlu, N., Gökdeniz, A. ve Dinç, Y. (2003). Boş Zaman ve Rekreasyon
Yönetimi. Ankara: Detay Yayıncılık.
Hacıoğlu, N., Gökdeniz, A. ve Dinç, Y. (2009). Boş Zaman ve Rekreasyon Yönetimi
“Örnek Animasyon Uygulamaları, Ankara: Detay Yayıncılık.
Halpenny, E. A. (2010). Pro-Environmental Behaviours and Park Visitors: The Effect of
Place Attachment. Journal of Environmental Psychology, 30(4), 409-421.
Hamilton, K., Daniels L., White K. M., Murray N. ve Walsh A. (2011). Predicting
Mothers’ Decision to İntroduce Complementary Feeding at 6 Months: An
İnvestigation Using an Extended Theory of Planned Behaviour. Appetite, 56, 674681.
117
Han, H. (2015). Travelers' pro-environmental behavior in a green lodging context:
Converging value-belief-norm theory and the theory of planned behavior. Tourism
Management, 47, 164-177.
Han, H. Hsu, L. ve Sheu, C. (2010). Application of The Theory of Planned Behavior to
Green
Hotel Choice: Testing The Effect of Environmental Friendly Activities.
Tourism Management, 31, 325–334.
Han, H. ve Kim, Y. (2010). An investigation of green hotel customers’ decision formation:
Developing an extended model of the theory of planned behavior. International
Journal of Hospitality Management, 29(4), 659-668.
Han, H. ve Yoon, H. J. (2015). Hotel Customers’ Environmentally Responsible Behavioral
İntention: Impact of Key Constructs on Decision in Green Consumerism.
International Journal of Hospitality Management, 45, 22-33.
Harland, P., Staats, H. ve Wilke, H. A. (2007). Situational and personality factors as direct
or personal norm mediated predictors of pro-environmental behavior: Questions
derived from norm-activation theory. Basic and Applied Social Psychology, 29(4),
323-334.
Hartig, T., Kaiser, F. G. ve Bowler, P. A. (2001). Psychological restoration in nature as a
positive motivation for ecological behavior. Environment and Behavior, 33(4), 590607.
Hazar, A. (2003). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık, Ankara.
Hazar, A. (2009). Rekreasyon ve Animasyon. Detay Yayıncılık.
Heywood, J. L. ve Murdock, W. E. (2002). Social Norms in Outdoor Recreation:
Searching for the Behavior-Condition Link. Leisure Sciences, 24(3-4), 283-295.
Hendee, J. C., Stankey, G. H. and Lucas, R. C. (1990). Wilderness Management (2nd edn).
Golden, CO: North American Press.
Himmelfarb, S. (1993). The Measurement of Attitudes. The Psychology of Attitudes, 2387.
118
Hines, J. M., Hungerford, H. R. ve Tomera, A. N. (1986/87). Analysis and synthesis of
research on responsible environmental behavior: A meta-analysis. Journal of
Environmental Education, 18, 1-8.
Homburg, A. ve Stolberg, A. (2006). Explaining pro-environmental behavior with a
cognitive theory of stress. Journal of Environmental Psychology, 26(1), 1-14.
Hrubes, D., Ajzen I. ve Daigle J. (2001). Predicting Hunting İntentions and Behavior: An
Application of the Theory of Planned Behavior, Leisure Sciences, 23, 165-178.
Hwang, Y. H., Kim, S. I. ve Jeng, J. M. (2000). Examining the causal relationships among
selected antecedents of responsible environmental behavior. The Journal of
Environmental Education, 31(4), 19-25.
Ishaswini, ve Datta, S. K. (2011). Pro-Environmental Concern İnfluencing Green Buying:
A Study on Indian Consumers. International Journal of Business and Management,
6(6), 124–133.
İslam, B. (2000). Ekoloji Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Birleşik Yayınları.
Iso-Ahola, S. (1982). Towards a Social Psychology of Tourism Motivation: A Rejoinder.
Annals of Tourism Research, 9, 256–261.
Iso-Ahola S. E. (1980). Experience-related factors as determinants of leisure satisfaction.
Scandinavian Journal of Psychology. 23(1), 141–146, September.
Iso-Ahola, S. E. (1999). Motivational foundations of leisure. In E. L. Jackson, & T. L.
Burton (Eds.), Leisure studies: Prospects for the twenty-first century (pp. 35–51).
State College, PA: Venture Publishing.
Kahraman, N. ve Türkay, O. (2006). Turizm ve çevre. Detay Yayıncılık.
Kaiser, F. G. ve Shimoda, T. A. (1999). Responsibility as a predictor of ecological
behaviour. Journal of Environmental Psychology, 19(3), 243-253.
Kaiser, F. G. ve Fuhrer, U. (2003). Ecological behavior's dependency on different forms of
knowledge. Applied Psychology, 52(4), 598-613.
119
Kaiser, F. G., Ranney, M., Hartig, T. ve Bowler, P. A. (1999). Ecological Behavior,
Environmental Attitude, and Feelings of Responsibility for the Environment.
European Psychologist, 4(2), 59-74.
Kaiser, F. G., Wolfing, S. ve Fuhrer, U. (1999). Environmental Attitude and Ecological
Behavior. Journal of Environmental Psychology.
Karaküçük, S. (2008). Rekreasyon (Boş Zamanları Değerlendirme), Gazi Kitabevi,
Ankara
Karaküçük, S. (2013). Rekreatif Kısıtlayıcılar Ders Notları. Rekreasyon Yönetimi Ana
Bilim Dalı Doktora Dersi. Gazi Üniversitesi. Ankara.
Karasar, N. (1999). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Kampkaravan, (2015).
http://www.kampkaravan.org.tr/kampingler.html.Erişim
tarihi;
03.04.2015.
Keleş, R., ve Hamamcı, C. (2002). Çevrebilim. İmge Kitabevi. Ankara.
Keleş, R., Hamamcı, C., Çoban, A., (2009), Çevre Politikası, İmge Kitabevi, Ankara.
Kement, Ü. (2013). Genişletilmiş Planlanmış Davranış Teorisi Modeli Kapsamında Otel
Müşterilerinin Yeşil Yıldızlı Otelleri Tekrar Ziyaret Etme Niyetlerinin İncelenmesi.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İşletme Ana Bilim Dalı, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Kemp, D. D. (1998). The environment dictionary. Psychology Press.
Kınacı, B., Pehlivan, N., A., ve Seyhan, G. (2011). Turizm Çeşitleri ve Çevre. Pegem
Akademi Yayıncılık. 1. Baskı, Ankara.
Kışlalıoğlu, M. ve Berkes, F. (1993). Ekoloji ve Çevre Bilimleri, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Kışlalıoğlu, M. ve Berkes, F. (1997). Çevre ve Ekoloji, İstanbul: Remzi Kitabevi.
Kilbourne, W. ve Pickett, G. (2008). How Materialism Affects Environmental Beliefs,
Concern, and Environmentally Responsible Behavior. Journal of Business Research,
61(9), 885-893.
120
Kil, N., Holland, S. M. ve Stein, T. V. (2014). Structural Relationships Between
Environmental Attitudes, Recreation Motivations, and Environmentally Responsible
Behaviors. Journal of Outdoor Recreation and Tourism, 7, 16-25.
Kim, B., Heo, J., Chun, S. ve Lee, L. (2011). Validation of the Leisure Facilitator Scale,
Leisure/Loisir, 35(4), 391-405.
Kim, Y. ve Choi, S. M. (2005). Antecedents of Green Purchase Behavior: An Examination
of Collectivism, Environmental Concern, and PCE. Advances in Consumer Research,
32, 592–599.
Kocaeski, S., Sevil, T., Şimşek, K. Y., Katırcı, H. Çelik, O. ve Çeliksoy, M. A. (2012). Boş
zaman ve Rekreasyon, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Kocataş, A. (1994). Ekoloji ve Çevre Biyolojisi. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları.
(2.Baskı).
Koçak F. ve Balcı, V. (2010). Doğada Yapılan Sportif Etkinliklerde Çevresel
Sürdürülebilirlik. Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi, 2(2): 213-222.
Kollmuss, A. ve Agyeman, J. (2002). Mind the Gap: Why Do People Act Environmentally
and What Are the Barriers to Pro-Environmental Behavior? Environmental
Education Research, 8(3), 239-260.
Krosnick, J. A., Judd, C. M. ve Wittenbrink, B. (2005). The measurement of attitudes. The
handbook of attitudes, 21-76.
Kuntay, O. (2004). Sürdürülebilir turizm planlaması. Alp Yayınevi.
Latif, S. A., Omar, M. S., Bidin, Y. H. ve Awang, Z. (2013). Role of Environmental
Knowledge
in
Creating
Pro-Environmental
Residents. Procedia-Social
and
Behavioral Sciences, 105, 866-874.
Lee, J. A. ve Holden, S. J. (1999). Understanding the Determinants of Environmentally
Conscious Behavior. Psychology and Marketing, 16(5), 373-392.
Lee, Y. K., Kim, S., Kim, M. S. ve Choi, J. G. (2014). Antecedents and İnterrelationships
of Three Types of Pro-Environmental Behavior. Journal of Business Research,
67(10), 2097-2105.
121
Lee, T. H. (2011). How recreation involvement, place attachment and Conservation
Commitment Affect Environmentally Responsible Behavior. Journal of Sustainable
Tourism, 19, 895–915.
Lévy-Leboyer, C., Bonnes, M., Chase, J., Ferreira-Marques, J. ve Pawlik, K. (1996).
Determinants
of
pro-environmental
behaviors:
A
five-countries
comparison. European Psychologist, 1(2), 123.
Lewis-Beck, M. (1995). Data Analysis an İntroduction. Sage University Paper Series on
Quantitative Applications in the Social Sciences 07-103. Thousand Oaks, CA: Sage.
Lowe, J. J. (1991). Stratigraphic Resolution And Radiocarbon Dating Of Late Devensian
Lateglacial Sediments. IN: Radiocarbon Dating: Recent Applications and Future
Potential. Quaternary Proceedings, 1. Quaternary Research Association, Cambridge.
Lundberg, D. E. (1980). The Tourist Businesss, IV. Edition, Boston: CBI Publishing Inc.
Manfredo, M. J. (1984). The Comparability of on Site and Off Site Measures of Recreation
Needs. Journal of Leisure Research.
Manfredo, M. J., Driver, B. L. ve Tarrant, M. A. (1996). Measuring Leisure Motivation: A
Meta-Analysis of the Recreation Experience Preference Scales. Journal of Leisure
Research, 28(3), 188.
March, R. ve Woodside A. G. (2005). Testing Theory of Planned Versus Realized Tourism
Behavior. Annals of Tourism Research, 32(4), 905-924.
Milfont, T. L. (2009). The Effects of Social Desirability on Self-Reported Environmental
Attitudes and Ecological Behaviour. The Environmentalist, 29(3), 263-269.
Milfont, T. L. ve Duckitt, J. (2010). The Environmental Attitudes İnventory: A valid and
Reliable Measure to Assess the Structure of Environmental Attitudes. Journal of
Environmental Psychology, 30(1), 80-94.
Mirzeoğlu, N. (Editör)., (2006). Spor Bilimlerine Giriş, Ankara: Spor Yayınevi.
Moan, I. S. ve Rise J. (2011). Predicting İntentions Not to ‘Drink and Drive’ Using an
Extended Version of The Theory of Planned Behavior. Accident Analysis and
Prevention, 43, 1378-1384.
122
Mullan, B. ve Wong C. (2010). Using the Theory of Planned Behavior to Desing a Food
Hygiene İntervention. Food Control, 21, 1524-1529.
Muller, D. Judd, C. M. ve Yzerbyt, V. Y. (2005). When Moderation is Mediated and
Mediation is Moderated. Journal of Personality and Social Psychology, 89 (6), 852863.
Newsome, D., Dowling, R. K. ve Moore, S. A. (2005). Wildlife tourism. Channel View
Publications.
Neyişçi, T. (2002). Ekoloji’ de Tanım Anlayış Sorunları ve Karakulaklar. Bilim ve Ütopya
(95), 68-77.
Nicholas, J. J., Rybarczyk, B., Meyer, P. M., Lacey, R. F., Haut, A. ve Kemp, P. J. (1998).
Rehabilitation staff perceptions of characteristics of geriatric rehabilitation patients.
Archives of physical medicine and rehabilitation, 79(10), 1277-1284.
Nordlund, A. M. ve Garvill, J. (2002). Value Structures Behind Pro-environmental
Behavior. Environment and Behavior, 34(6), 740-756.
Olalı H. (1981). Turizm. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Onwezen, M. C., Antonides, G. ve Bartels, J. (2013). The Norm Activation Model: An
Exploration of the Functions of Anticipated Pride and Guilt in Pro-Environmental
Behaviour. Journal of Economic Psychology, 39, 141-153.
Özdamar, K. (2001). Paket Programlar ve İstatistiksel Veri Analizi (Çok Değişkenli
Analizler). (4. Baskı), Kaan Yayınları, Eskişehir.
Özgüç, N. (1984). Turizm Coğrafyası, İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayıncılık,
İstanbul.
Öztürk, Z. ve Dündar, H. (2003). Örgütsel Motivasyon ve Kamu Çalışanlarını Motive
Eden Faktörler. CÜ İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 4(2), 57-67.
Parker, J. H. (1983). Landscaping to reduce the energy used in cooling buildings. Journal
of Forestry, 81(2), 82-105.
123
Peace, A. G., Galletta, D. F. ve Thong, J. Y. (2003). Software Piracy in the Workplace: A
Model and Empirical Test. Journal of Management Information Systems, 20(1), 153177.
Pinto, D. C., Nique, W. M., Anana, E. ve Herter, M. M. (2011). Green Consumer Values:
How
Do
Personal
Values
İnfluence
Environmentally Responsible
Water
Consumption? International Journal of Consumer Studies, 35(2), 122–131.
Rice, G. (2006). Pro-environmental Behavior in Egypt: Is There a Role for Islamic
Environmental Ethics? Journal of Business Ethics, 65(4), 373–390.
Rosenthal, D. H., Waldman, D. A. ve Driver, B. L. (1982). Construct Validity of
İnstruments Measuring Recreationists’ Preferences. Leisure Sciences, 5(2), 89-108.
Russell, D. W. ve Russell, C. A. (2010). Experiential Reciprocity: The Role of Direct
Experience in Value Perceptions. Journal of Travel & Tourism Marketing, 27(6),
624-634.
Ryu, K. ve Jang, S, (2006). Intention to Experience Local Cuisine in A Travel Destination:
The Modified Theory of Reasoned Action. Journal of Hospitality & Tourism
Research, (30)4, 507–516.
Quintal, V. A., Lee J. A. ve Soutar G. N. (2010). Risk, Uncertainty and the Theory of
Planned Behavior: A Tourism Example. Tourism Management, 31, 797-805.
Sağcan, M. (1986). Rekreasyon ve Turizm. Cumhuriyet Basımevi.
Schwartz, S. H. (1977). Normative İnfluences on Altruism. In L. Berkowitz (Ed.),
Advances in Experimental Social Psychology (Vol. 10). New York: Academic Press.
Sekaran, U. (2003). Research Methods for Business. New York: John Wiley.
Smith, S. M., Haugtvedt, C. P. ve Petty, R. E. (1994). Attitudes and Recycling: Does The
Measurement of Affect Enhance Behavioral Prediction? Psychology & Marketing,
11(4), 359-374.
Song, H. J., Lee, C. K., Kang, S. K. ve Boo, S. J. (2012). The Effect of Environmentally
Friendly Perceptions on Festival Visitors’ Decision-Making Process Using an
124
Extended Model of Goal-Directed Behavior. Tourism Management, 33(6), 14171428.
Soper, D. S. (2010). The Free Statistics Calculators Website. Online Software,
http://www.danielsoper.com/statcalc/.
Sözen, N. Ve Şahin, Ş., 1988, Kamping Planlama-Uygulama-İşletme, Peyzaj Mimarisi
Derneği Yayınları, s. 7-151. Ankara.
Stern, P. C. (2000). Toward a Coherent Theory of Environmentally Significant Behavior.
Journal of Social Issues, 56(3), 407-424.
Stern, P. C., Dietz, T., Abel, T., Guagnano, G. A. ve Kalof, L. (1999). A Value-BeliefNorm Theory of Support for Social Movements: the Case of Environmentalism.
Research in Human Ecology, 6(2), 81-97.
Straughan, R. D. ve Roberts, J. A. (1999). Environmental Segmentation Alternatives: A
Look at Green Consumer Behavior in the New Millennium. Journal of Consumer
Marketing, 16(6), 558-575.
Tarrant, M. A. ve Green, G. T. (1999). Outdoor Recreation and the Predictive Validity of
Environmental Attitudes. Leisure Sciences, 21(1), 17-30.
Taylor, S. ve Todd, P. A. (1995). Understanding İnformation Technology Usage: A Test of
Competing Models. Information Systems Research, 6(2), 144-176.
Thapa, B. (2010). The Mediation Effect of Outdoor Recreation Participation on
Environmental Attitude-Behavior Correspondence. The Journal of Environmental
Education, 41(3), 133-150.
Tinsley, H. E. ve Eldredge, B. D. (1995). Psychological benefits of leisure participation: A
taxonomy of leisure activities based on their need-gratifying properties. Journal of
Counseling Psychology, 42(2), 123.
Tinsley, H. E. ve Kass, R. A. (1978). Leisure Activities and Need Satisfaction: A
Replication and Extension. Journal of Leisure Research, 10(3), 191-202
Topay, M., Koçan, N. (2009). Kamping/Çadırlı Kamp İçin Alan Seçim Kriterlerinin
Belirlenmesi ve Bartın-Uluyayla’da Örnek Bir Uygulama, Süleyman Demirel
125
Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri:A, Sayı: 1, Yıl: 2009, ISSN: 1302-7085,
ss: 116-128.
UKKF, (2015). http://www.ukkf.org/bolgeler-gore-kamplar. Erişim tarihi: 09.04.2015.
Uluğ, E. (1997). Çevre Kirlenmesinin Boyutları. İnsan-Çevre-Toplum, İmge Kitabevi, 2.
Baskı, 41-64.
Ulusal Kamp ve Karavan Federasyonu (UKKF), (2015); http://www.ukkf.org/bolgelergore-kamplar/ Erişim Tarihi; 01.04.2015.
Ural, A. ve Kılıç, İ. (2005). Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi (SPSS
10.00-12.0 For Windows). Detay Yayıncılık, Ankara.
Uşak, M. (2006). Çevre Nedir?, Çevre Bilimi, Anı Yayıncılık, Ankara, 2006
Vromm, V. (1964). Work and Motivation, New York: Willey Publishers.
Wellman, J. D. (1979). Recreational Response to Privacy Stress: A Validation Study.
Journal of Leisure Research, 11(1), 61-73.
Wolfe, K. L. ve Shanklin, C. W. (2001). Environmental Practices and Management
Concerns of Conference Center Administrators. Journal of Hospitality & Tourism
Research, 25(2), 209-216.
Yıldızcı, A. C. (1976). Rekreasyon ve Etkileri. İTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi. (11), 5767.
Yücel, A. S. ve Morgil, İ. (1999). Çevre Eğitiminin Geliştirilmesi. Balıkesir Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 1(1), 76-89.
Zhang, H. ve Lei, S. L. (2012). A Structural Model of Residents’ İntention to Participate in
Ecotourism: The Case of A Wetland Community. Tourism Management, 33(4), 916925.
Zhang, Y., Zhang, H. L., Zhang, J. ve Cheng, S. (2014). Predicting Residents' ProEnvironmental Behaviors at Tourist Sites: The Role of Awareness of Disaster's
Consequences, Values, and Place Attachment. Journal of Environmental Psychology,
40, 131-146.
126
127
EKLER
128
EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE
Değerli Katılımcı,
Bu anket hazırlamakta olduğumuz “Doğaya Yönelik Gerçekleştirilen Rekreatif Etkinliklerde Tüketicilerin
Çevre Dostu Rekreasyon Davranışlarının İncelenmesi” konulu akademik çalışma ile ilgilidir. Yalnızca birkaç
dakikanızı ayırarak anket sorularına vereceğiniz yanıtlar gerek bu çalışmaya gerekse çevreye duyarlılık
davranışını ölçmeye yönelik yapılacak olan akademik çalışmaya önemli katkılar sağlayacaktır. Tüm yanıtlar
gizli kalacak ve yalnızca akademik amaçlı kullanılacaktır.
Katılımınızdan dolayı sizlere çok teşekkür ederiz.
Yrd. Doç. Dr. Evren GÜÇER
Öğr. Gör. Üzeyir KEMENT
Gazi Üniversitesi, Turizm Fakültesi
MYO
Bingöl Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Rekreasyon Yönetimi Bölümü
Turizm İşletmeciliği Bölümü
evrengucer@gazi.edu.tr
ukement@bingol.edu.tr
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Sürekli Yaşadığınız Şehir/Ülke Neresidir? ---------------------------------------Yaşınız
:
<18
18-24
25-34
35-44
45-54 55-64
65≤
Cinsiyetiniz
:
Erkek
Kadın
Medeni Durumunuz
:
Evli-Çocuklu
Evli-Çocuksuz
Bekar
Eğitiminiz
:
İlköğretim Lise
Ön Lisans
Lisans
Y. Lisans/Doktora
İkamet Ettiğiniz Ülke Standartları Çerçevesinde Aile Gelir Durumunuz:
Çok Düşük
Düşük
Orta
Yüksek
Çok Yüksek
7.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde kamping yapan bireylerin rekreasyonel motivasyonlarını açıkladığı
düşünülen özellikler aşağıda verilmiştir. Bu özellikleri aşağıdaki ölçeğe göre değerlendiriniz. Lütfen her
bir ifadeye ilişkin verdiğiniz önem derecesini ilgili kutucuğu (1) “Hiç önemli değil” - (5) “Çok önemli”
olacak şekilde işaretleyerek belirtiniz.
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Hiç Önemli Değil
1
Manzaradan Hoşlanmam
2
3
4
5
Çok Önemli
Doğa Deneyimi İmkânlarının Olması
2
3
4
5
Çok Önemli
Doğaya Yakın Olması
2
3
4
5
Çok Önemli
Kendi Başıma Olmam
2
3
4
5
Çok Önemli
İnsanlardan Uzak Olmam
2
3
4
5
Çok Önemli
Yalnız Başına Deneyim Yaşama İmkânı
2
3
4
5
Çok Önemli
Çevreyi Keşfetme İsteğim
2
3
4
5
Çok Önemli
Doğa İle İlgili Daha Fazla Şey Öğrenme İsteğim
2
3
4
5
Çok Önemli
Yeni ve Farklı Şeyler Yaşama İsteğim
2
3
4
5
Çok Önemli
129
EK-1: ANKET FORMU TÜRKÇE (DEVAMI)
8.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde kamping yapan bireylerin çevre dostu rekreatif davranışlarını
açıkladığı düşünülen özellikler aşağıda verilmiştir. Bu özellikleri kamping yaptığınız destinasyonu
göz önüne alarak aşağıdaki ölçeğe göre değerlendiriniz.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
Kesinlikle Katılmıyorum (1) -- Kesinlikle Katılıyorum (5)
Benim için önemli olan çoğu kişi kamping yaptığım esnada çevre dostu davranmam
1 2 3 4 5
gerektiğini düşünür
Benim için önemli çoğu kişi kamp yaparken çevre dostu davranmamı ister
1 2 3 4 5
Düşüncelerine değer verdiğim kişiler kamp yaparken çevre dostu davranmamı tercih
1 2 3 4 5
ederler
İnanıyorum ki kamp yapan her birey kısmen de olsa kamping faaliyetinin sebep olduğu
1 2 3 4 5
çevresel problemlere karşı sorumludur.
Kamp yapan her bireyin kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel bozulmadan
1 2 3 4 5
müşterek olarak sorumlu olduğu kanısındayım.
Kamping yapan her birey, kamping faaliyetinin sebep olduğu çevresel sorunlara karşı
1 2 3 4 5
sorumluk almalıdır.
Kamp yaptığım süreç içerisinde çevre dostu ürünler kullanarak/satın alarak çevreyi
1 2 3 4 5
koruyabilirim.
Kamp yaptığım süreç içerisinde su ve enerji kullanımını en aza indirerek doğal
1 2 3 4 5
kaynaklarla ilgili sorunların çözümünde yardımcı olabileceğimi hissediyorum.
Çevresel problemlerin çözümüne yardım etme hususunda kendimi yeterli hissediyorum.
1 2 3 4 5
Her birey, çevreyi korumaya teşvik desteği amaçlı bir dilekçe imzalayarak toplumda
1 2 3 4 5
olumlu yönde bir etkiye sahip olabilir.
Geri dönüşümü olmayan ürünler israfı azaltmak amacıyla ayrıca vergilendirilmelidir.
1 2 3 4 5
Üreticilerin çalışmaları esnasında geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmaları
1 2 3 4 5
gerekmektedir.
Ticari reklamları yapılan ürünlerin çevresel yönden dezavantajlarından bahsedilmesi
1 2 3 4 5
gerekmektedir.
Üretimi ve tüketimi esnasında çevreyi kirleten ürünler vergilendirilmelidir.
1 2 3 4 5
Biz dünyanın sınırlı sayıda insanı taşıyabileceği yönünde yaklaşım sergilemekteyiz.
1 2 3 4 5
İnsanlar doğanın işleyişine karıştığı zaman bu durum genellikle kötü sonuçlar
doğurmaktadır.
Çevresel koşullar var olan şekliyle devam ederse, kısa bir süre sonra büyük çaplı ekolojik
felaketler yaşayacağız.
Bitki ve hayvanlar insanların sahip olduğu kadar hakka sahiptir.
Hayvanlar ihtiyaçları olduğu kadar doğal çevrede değişiklik yapma hakkına sahiptir.
İnsanların doğa üzerinde hakka sahip olması, bitki ve hayvanlardan sonra doğanın geri
kalanı üzerinde hakim olması anlamına gelmektedir.
Eğer biz var olan doğal kaynakları nasıl geliştirebileceğimizi öğrenirsek dünya pek çok
doğal kaynaklara sahiptir.
Doğa, modern endüstriyel ulusların etkisiyle başa edebilmek için yeterli derecede güce
sahiptir.
Ekolojik kriz şeklinde adlandırılan durumu insanlar oldukça abartmaktadır.
Mümkün olduğunca kamp yaptığım süreç içerisinde çevreye karşı duyarlı davranıyorum.
Bireylerin hangi tür davranışlarının doğal çevreye etki ettiği hakkında fikir sahibiyim.
Kamp yaptığım süreç içerisinde davranışlarımın doğal çevreye etkisini minimize etmeye
çalışıyorum.
Doğaya dayalı rekreatif etkinlikleri veya eko turizm faaliyetlerini tercih ederim.
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
1
1
2
2
3
3
4
4
5
5
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
1
1
1
2
2
2
3
3
3
4
4
4
5
5
5
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
130
EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE
Dear Participant,
This questionnaire ise part of my Ph. D. Dissertation on research to Environmentally Friendly Recreation
Behaviors in Camping Activities that I have been preparing in Gazi University, Enstitute of Social Sciences,
Department of Recreation Management. Your valuable answers are vitally important for my thesis. All
response will be kept confidential and only be used for academic purpose.
I would like to thank for your contribution.
Assist. Prof. Dr. Evren GÜÇER
Lecturer Üzeyir KEMENT
Bingöl University, High School of Social Sciences
Gazi University, Faculty of Tourism
Department of Recreation Management
Department of Tourism Administration
evrengucer@gazi.edu.tr
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
ukement@bingol.edu.tr
Country of residence?
: ---------------------------------------Your Age
:
<18
18-24
25-34
35-44
45-54
55-64
65≤
Gender
:
Male
Female
Marital Status
:
Married With Children
Married Without Child
Single
Education
:
Primary School
High School
Some University
University
Master or Phd
Household Income Level Status resident country in the Framework of Standards:
Very Low
Low
Middle
High
Very High
Please evaluate your opinions in each centences set by checking appropriate box about your relatives
thoughts about which you set up camping destination.
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Not at All Important
1
Enjoy the Scenery
3
4
5
Experience Nature
2
3
4
5
Be Close to Nature
2
3
4
5
Be on My Own
2
3
4
5
Be Away from People
2
3
4
5
Experience Solitude
2
3
4
5
Explore the Area
2
3
4
5
Learn More About the Nature
2
3
4
5
Experience New and Different Things
2
3
4
5
2
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
Very Important
131
EK-2: ANKET FORMU İNGİLİZCE (DEVAMI)
8.
Variables of people environmentally Friendly Recreation Behaviors are given below. Listed
questionnaire form below by regarding variables of camping destinations where you set up a camp.
Please note your level of disagreement (1)- agreement (7) with each statements listed below.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
Strongly Agree (1) – Strongly Disagree (5)
Most people who are important to me think I should behave environmentally friendly
1 2 3 4 5
during camping
Most people who are important to me would want to be environmentally friendly during
1 2 3 4 5
camping
People whose opinions I value would prefer that I behave environmentally friendly
1 2 3 4 5
during camping
I believe that every person is partly responsible for the environmental problems caused
1 2 3 4 5
by the camping activities
I feel that every person is jointly responsible for the environmental deteriorations caused
1 2 3 4 5
by the camping activities
Every person must take responsibility for the environmental problems caused by camping 1 2 3 4 5
I can protect the environment by buying products that are friendly to the environment
1 2 3 4 5
during the camping
I feel I can help solve natural resource problems by conserving water and energy during
1 2 3 4 5
the camping
I feel capable of helping solve environmental problems.
1 2 3 4 5
Each person's behavior can have a positive effect on society by signing a petition in
1 2 3 4 5
support of promoting the environment
1 2 3 4 5
Non-recyclable products should be taxed to reduce waste.
Manufacturers should be required to use recycled materials in their operation.
Commercial advertising should be required to mention the environmental disadvantages
of products.
Products that pollute the environment during manufacturing or consumption should be
taxed.
We are approaching the limit of the number of people the earth can support
When humans interfere with natüre it often produces disastrous consequences
If things continue on their present course, we will soon experience a majör ecological
catastrophe
Plants and animals have as much right as humans to exist
Humans have the right to modify the natural environment to suit their needs
Humans were meant to rule over the rest of nature
The earth has plenty of natural resources if we just learn how to develop them
The balance of natüre is strong enough to cope with the impacts of modern industrial
nations
Theso-called “ecological crisis” facing human kind has been greatly exaggerated
I try to purchase environmentally friendly recreation products and services if possible.
I think about how people’ behaviors could impact natural environments.
I try to minimize my recreation behaviors to influence natural environments.
I prefer nature-based or eco-tourism.
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
1
2
3
4
5
1
1
2
2
3
3
4
4
5
5
1
2
3
4
5
1
1
1
1
2
2
2
2
3
3
3
3
4
4
4
4
5
5
5
5
1
2
3
4
5
1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
3
3
3
3
3
4
4
4
4
4
5
5
5
5
5
132
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, adı
: Kement Üzeyir
Uyruğu
: T.C.
Doğum tarihi ve yeri
: Ordu 01.01.1988
Medeni hali
: Evli
Telefon
: 05432667445
Faks
: …………………
e-mail
: uzeyirkement@hotmail.com
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet tarihi
Yüksek lisans
Hacettepe Üniversitesi
17.07.2013
Lisans
Gazi Üniversitesi
24.08.2009
Lise
Turizm ve Otelcilik Lisesi
18.05.2005
İş Deneyimi
Yıl
2014- ...
Yer
Bingöl Üniversitesi
Yabancı Dil
İngilizce
Yayınlar
………………
Hobiler
………………….
Görev
Öğretim Görevlisi
Download