T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TÜRK TARİHİ ANABİLİM DALI GENEL TÜRK TARİHİ BİLİM DALI MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU (CEMİLOĞLU): HAYATI VE FİKİRLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ MUHAMMED FURKAN ENGİN İSTANBUL 2014 T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TÜRK TARİHİ ANABİLİM DALI GENEL TÜRK TARİHİ BİLİM DALI MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU (CEMİLOĞLU): HAYATI VE FİKİRLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ MUHAMMED FURKAN ENGİN TEZ DANIŞMANI: DOÇ. DR. OKAN YEŞİLOT İSTANBUL 2014 ii İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER ................................................................................................................ I ÖNSÖZ ......................................................................................................................... III ÖZET ......................................................................................................................... VIII SUMMARY .............................................................................................................. VIII KISALTMALAR ......................................................................................................... IX GİRİŞ ............................................................................................................................. X BİRİNCİ BÖLÜM I. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN HAYATI I. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Hayatı ............................................................... 1 I.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Doğduğu Yıllarda Kırım’da Genel Durum ... 1 I.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ve Ailesi .............................................................. 8 I.3. Eğitim Hayatı ........................................................................................................ 12 I.4. 1989’a Kadar Vatana Dönüş Mücadelesi Ve Hapis Yılları ................................... 15 I.4.1.Sürgünden Dönüş ............................................................................................... 15 I.4.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Moskova Günleri: .................................. 16 l.4.3. Hapishane Yıllarından Sonra ............................................................................ 26 İKİNCİ BÖLÜM II. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN SİYASI GÖRÜŞLERİ II. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri............................................. 28 II.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri.......................................... 28 II.2. Vatana Dönüş Sonrası Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Mücadelesinde Türkiye’nin Rolü............................................................................................................. 29 II.3. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türk Dünyası’na Bakışı ............................ 31 I II.4. Vatan’da Mücadele ............................................................................................... 38 II.5. Kırım Tatar Milli Kurultayı Ve Kırım Tatar Milli Meclisi ................................. 45 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM III. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU'YLA İLGİLİ BASIN-YAYINDA ÇIKAN HABERLERİN VE YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ III. Kırımoğluyla İlgili Çıkan Haberlerin Ve Yaptığı Görüşmelerin Değerlendirilmesi50 III.1. Kırım Meselesinin Uluslararası Örgütlerde Temsil Edilmesi ............................. 51 III.2. Sürgünün Yıldönümündeki Faaliyetleri Ve Basına Yansıması ........................... 55 III.3. Kırımoğlu’nun Meclis Başkanlığı ....................................................................... 57 III.3.1. Kırım Tatar Milli Meclisi ............................................................................... 58 III.3.2. Ukrayna Parlemantosunda Vekilliği .............................................................. 60 III.4. Kırım Tatar Kültürünün Korunmasına Ve Sürdürülmesine Yönelik Faaliyetler 64 III.4.1. Dil Meselesi ................................................................................................... 64 III.4.2. Tatar Ve Tarihinin Muhafazası ...................................................................... 66 III.4.3. Aldiğı ve Aday Gösterildiği Ödüller .............................................................. 71 III.5. Suikast Haberleri ................................................................................................. 74 SONUÇ ........................................................................................................................ 76 BİBLİYOGRAFYA .................................................................................................... 79 Kitaplar ......................................................................................................................... 79 Süreli Yayınlar.............................................................................................................. 81 Gazeteler ....................................................................................................................... 83 İnternet Kaynakları ....................................................................................................... 90 EKLER ........................................................................................................................ 93 A. BELGELER ............................................................................................................. 93 II B. FOTOĞRAFLAR .................................................................................................... 98 C. ROPORTAJLAR ................................................................................................... 111 D. DİĞER YAZILAR ................................................................................................ 126 III ÖNSÖZ Bu çalışmada Kırımoğlu’nun Kırım Tatarlarının yurtlarına dönmesi ve haklarının kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslararası çapta yürüttüğü faaliyetler ve bu süreçte gelinen nokta konu edilmiştir. Bir devleti ve onu meydana getiren ulusu, tüm yönleriyle ele alıp incelerken, o ulus için hizmetlerde bulunmuş ve halka önderlik yapmış devlet adamlarının hayatı ve faaliyetlerinin de ele alınması gerekir. Zira ulusları oluşturan fertler, kendilerine yön veren entelektüellerden bağımsız olmamış, onların söylem ve eylemleri sonucunda fikir birliği gerçekleştirip ortak hareket ederek kendi devletlerini kurmuşlardır. Liderler, eylemleriyle toplumlarını harekete geçirdikleri gibi, fikirleriyle de onları aydınlatma görevini yerine getirmiş ve onlar için birer model haline gelmişlerdir. Çalışmamıza konu olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bir halkın mücadelesine kendini adamış, zor şartlar altında milli mücadelesini sürdürmüştür. II. Dünya savaşında Sovyet yönetimi, Ruslara karşı Almanlar’la iş birliği yaptığı gerekçesiyle Kırım Tatarlarını bir gecede vatanlarından sürmüş, yanlarına eşyalarını bile almalarına müsaade etmemiştir. Hayvan vagonlarında kötü şartlarda sürgünleri gerçekleştirilmiş ve sürüldükleri Özbekistan’a birçoğu varamadan yollarda vefat etmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Özbekistan’da başladığı milli mücadelesinde Sovyet hükümetinin her türlü sıkıntısına göğüs germiş ve pes etmemiştir. Rusya’da yıllarca hapishanelerde yatmış, esir kamplarında birçok eziyete maruz kalmıştır. Mücadelesinde Kırım Tatarlarının da desteği ve birlikteliğiyle başarı elde edilmiş, sürgün edildikleri topraklara tekrar yerleşme hakkını elde etmişlerdir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu halkı tarafından Milli Kurultayda, Milli Meclis Başkanı olarak seçilerek mücadelesine lider olarak devam etmiştir. Halen Ukrayna Parlamentosu Millet Vekili olarak milletinin haklarını savunmaya devam etmektedir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu tez konusu olarak belirlememe Doç. Dr. Okan Yeşilot hocam vesile oldu. Halkı için kendini feda eden ve ömrünü tüketen bu değerli insan için böyle bir yazılı çalışmanın yapılmasının gerekli olduğunu düşündük. Onun verdiği mücadeleyi kendi ağzından dinledik, hiç lüzum hissedilmemesini IV dileyerek bu mücadelenin olası durumlarda yol gösterici olacağını düşündük. Kırımoğlu’nun mücadelesinin bilinmesini istedik. 2009 ve 2010 yıllarında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli Meclisinde ziyaret ettik ve kendisiyle uzun soluklu röportajlarımız oldu. Kendisi ve Milli mücadelesinde çektiği sıkıntılarını kendi ağzından dinledik. Kırım’da, Milli mücadeleyle ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatıyla ilgili süreli basın taraması yaptık. Basılı Rusça, Tatarca, Türkçe belge ve kitapları toplamaya gayret ettik. Dünya ve Türkiye’deki basında çıkmış haberleri, rastlantısal örneklem yöntemiyle belirlediğimiz medya organlarından topladık ve tez çalışmamızda kullandık. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla ilgili çalışma yapanlardan birisi olan Zafer Karatay’dan istifade ettik. Özellikle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatıyla ilgili yaptığı belgesel çalışması bu tezi hazırlamamızda büyük katkı sağladı. Yine İnsan Hakları savunucusu Andre Grigoryengo’nun “A Kak Da Mı Verniyomse” eserinden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun Özbekistan’da ve Rusyadaki hapishane yıllarıyla ilgili bilgileri elde ettik. Hamdi Mert’in “Bir insan Hakları Savunucusu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu “ ve Hakan Suver’in “Cemiloğlu” eserleri, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla ilgili yapılmış öemli çalışmalardandır. Konumuz Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı ve fikirleri olsa da, onun neredeyse bütün şahsi hayatı Krım Tatarlarının yeniden diriliş ve vatana dönüşü yolunda mücadelede geçtiği için, Rus işgalinden bu yana defalarca toplu katliamlar, sürülmeler, asimilasyona maruz bırakılan bu millete yapılanlarla iligili Türkiye’de, Krım’da yazılan eserleri, araştırmaları, makaleleri de tezimizde zaman-zaman kullandık. Sovyetlerin Kırım Tatarları üzerindeki baskı ve işgencelerine karşı başlatılan Krım tataraları milli mücadelesinin yoğunlaştığı 80’li yıllarda ilim adamları kitaplar, makaleler yazarak, konferanslar düzenleyerek Türkiye kamoyunun dikkatini bu konuya yöneltmiştir.1 1 Daha geniş bilgi için bkz. “Kırım Türkleri İslam Konferansı Teşkilatına Müracaat Ettiler”, Emel, sayı 139, KasımAralık 1983.s.8-14, “Topyekun sürgünün 40 yılı,Krım Türklerinin sürgün sonrası fealiyetleri” Türk Dünyası Araştırmaları sayı 33,aralık 1984,2.102-129, “ Sovyet Rejiminin Eziyetlerine dayanamayan Mustafa Cemloğlu Göç Etmek İstiyor” Emel ,sayı 139, Mayıs-haziran1983 s.29-40. “ Krım Türklerinin Son Aylardakı Mücadelesi”.Emel,Sayı 167,Temmuz-Ağustos 1988,s.5-8. “Nurfet Murahhas Mahkumiyeti ,Krım Türklerinin Ruslaştırmaya karşı Mücadelesi “,Emel,Sayı 137 ,Temmuz- Ağustos 1983 s.4-8. V Ayrıca Yard. Doç. Dr. İsmail Türkoğlu’nun “Kırım Tatarlarının Vatana Dönüş Sürecinde (1987-1994) Türk ve Bazı Batı Basını” 2 makalesi de bana Türk ve dünya basınında Kırımoğlu ve Kırım Türklerinin milli mücadelesinin yansımalarını araştırmakta yardımcı oldu. Bu çalışmanın meydana gelmesinde benden her türlü desteğini esirgemeyen, kaynaklara ulaşmamı sağlayan, yapıcı tavsiye ve yerinde ikazlarıyla beni yönlendiren tez danışmanı hocam Doç. Dr. Okan Yeşilot’a müteşekkirim. Yine çalışmalarımda bana destek olan, yazım konusunda desteğini esirgemeyen Hülya Utkuluer’e, Rusça çeviriler konusunda yardımcı olan Dr. Telman Nusretoğlu Guliyev’e, Emrullah Şahinbaş’a teşekkürü bir borç biliyorum. Prof. Dr. Haluk Dursun’a, Cihan Çarbaş’a, Zafer Karatay’a, Gülcan Demirci’ye, ablam Dr. Fatma Zehra Engin’e, annem ve babama hertürlü destekleri için teşekkür ederim. 2 İsmail Türkoğlu, "Kırım Tatarlarının Vatana Geri Dönüş Sürecinde (1987-1994) Türk ve Bazı Batı Basını". Originea Tatarilor Locul lor in Romania şi in lumea turca. Kriterion (s.347-353). Bükreş 1997 VI ÖZET 13 Kasım 1943’te Kırım’ın Bozköy’ünde doğan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Bir Halkın mücadelesine kendini adamış zor şartlar altında milli mücadelesini sürdürmüştür. II. Dünya savaşında Sovyet yönetimi, Ruslara karşı Almanlar’la iş birliği yaptığı gerekçesiyle Kırım Tatarlarını bir gecede vatanlarından sürmüş, yanlarına eşyalarını bile almalarına müsaade etmemiştir. Hayvan vagonlarında kötü şartlarda sürgünleri gerçekleştirilmiş ve sürüldükleri Özbekistan’a birçoğu varamadan yollarda vefat etmiştir. Bu çalışmada Kırımoğlu’nun Kırım Tatrlarının yurtlarına dönmesi ve haklarının kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslar arası çapta yürüttüğü faaliyetler ve bu süreçte gelinen nokta konu edilmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Özbekistan’da başladığı milli mücadelesinde Sovyet Hükümetinin bilinçli olarak yaptığı hertürlü zorluğa göğüs germiş ve pes etmemiştir. Rusya’da yıllarca hapishanelerde yatmış, esir kamplarında birçok eziyete maruz kalmıştır. Mücadelesinde Kırım Tatarlarının da desteği ve birlikteliğiyle sürgün edildikleri topraklara tekrardan yerleşme hakkını elde etmişlerdir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu halkı tarafından 1991 II. Milli Kurultaylarında, Milli Meclis Başkanı olarak seçilerek mücadelesine devam etmiştir. Aynı zamanda Ukrayna Patlamentosunda da Milletvekilliği görevi yapmıştır. Ukrayna Parlamentosundaki Milletvekilliği görevi ve Kırım Tatarlarının haklarını arama mücadelesi hala devam etmektedir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Mücadelesinde Türkiye başta olmak üzere birçok ülke destek vermektedir. Diğer ülkelerdeki Kırım Tatar diasporasının da katkısı olmaktadır. Halen birçok sıkıntılarını çözememiş olsalar da Milli mücadelede büyük yol katedilmiş, gün geçtikçe de şartları iyiye gitmektedir. VII SUMMARY Mustafa Cemil Kırımoğlu was born in the village of Crimea Boskoyt (Bozköy) in 13 November 1943 who, has dedicated to the struggle of a people under difficult conditions continued national struggle.During to World War II the Soviet government deported Crimean Tatars from their homeland in one night, not even allowed to take their chattel and belongings with them, on the grounds that they deal with the Germans against the Russians. They deported to Uzbekistan under bad conditions by carried on cattle cars so many exile died before reaching the road. In this study, Kırımlıoğlu's national and international operations, which returning to the Crimean Tatars' home and discharging their rights are interested in, and in the meanwhile present situation have been mentioned. Mustafa Cemil Kırımoğlu began his national struggle in Uzbekistan and face up to all kinds of difficulty that the Soviet Government made a consciously and did not give up. He served time in prison in Russia for many years, and had been exposed to many torment in prison camps. The national struggle under the leadership of him, achieved to resettlement of the Tatars to homeland where they deported from, with the support of the Crimean Tatars. Mustafa Cemil Kırımoğlu was elected President of the National Council by people in 1991 II. NationalCongress and as continued to his struggle. At the same time he acted as the National Chairman of the Parliament of Ukraine. He is still deputy and Chairman of the National Council mission. Also he continue to defend the Crimean Tatars rights in Ukrainian Parliament. Especially Turkey and also other many countries support Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’s struggle. At the same time, the Crimean Tatar diasporas of the other countries also contribute this struggle. Even though they are still unable to solve the many problems they have been in great progress in the national struggle and also day by day conditions progressing well. VIII KISALTMALAR a.g.e. Adı geçen eser a.g.m. Adı geçen makale KTMM Kırım Tatar Milli Meclisi QHA Kırım Haber Ajansı AB Avrupa Birliği SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği KKTC Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bkz. Bakınız B. N. Belge Numarası C. Cilt Çev. Çeviren Diğ. Diğerleri Haz. Hazırlayan No. Numara s. Sayfa S. Sayı v.b. Ve benzeri y.y. Basım yeri yok. IX GİRİŞ Kırım’ın jeo-politik konumu ve ticaret yollarının bu bölgeden geçmesi, yarımadayı önemli kılmış ve tarih boyunca birçok devlet ve toplulukların ilgisini üzerine çekmiştir. Kırım Yarımadası 26.140 km. genişliğindedir. Anakara ile irtibatını sağlayan Orkapı adlı berzah 3 , yarımadaya anakaradan gelebilecek tehlikelere karşı koruyan tabii bir engel durumundadır. Bu dar bağlantı sebebiyle yarımada bir bakıma ada özelliği gösterir. Bundan dolayı buraya halk arasında “Yeşilada” ismi de verilmiştir.4 Kıyıları girintili çıkıntılı olup yaklaşık 1000 kilometreyi bulur; gemilerin yanaşmasına elverişli koylar, tabii limanlar mevcuttur. 5 Yenikale tarafından başlayıp kuzeyde dar bir uzantıyla karadan ayrılan setten Orkapı'ya kadar varan bölümdeki sığ sulara “Savaş Denizi” denilir, burası Kırım'ı Azak denizinden ayırır. Sahillerinin en mâmur kısmı Kefe ile Akyar arasındaki kesimdir. Yarımadada güneybatıdan kuzeydoğuya ve batıdan doğuya doğru uzanan dağ silsilesi vardır. Bu dağlar aynı zamanda zengin su kaynaklarına sahiptir, kuzeybatı ve kuzey istikametinde çeşitli ırmaklar buradan çıkar. Bahçesaray, Akmescid, Karasubazar gibi eski Kırım şehirleri bu dağların kuzey eteklerinde ırmak havzalarında yer alır. Tarih boyunca özellikle Asya içlerinden gelen çeşitli kavimlerin uğrak yeri olan Kırım Yarımadası’nın en eski sakinlerinin Taurlar olduğu ileri sürülür. Milâttan önce VIII. yüzyılda Kırım'ın bozkır kesimi İskit göçebelerince mesken edildi. Daha sonra buraya Kimmerler'in geldiği belirtilir. Kırım'da ilk Yunan kolonileri milâttan önce VI. yüzyılda kuruldu. Kerç'in olduğu yerde Pantikopeon, Akyar'ın yakınında Khersones (Kerson), Gözleve civarında Karkanti-da gibi limanlar teşekkül etti. Ancak Yunan kolonileri içerilere nüfuz edemedi, kaynaklara göre Taur veya Taur- İskit denilen halkın mukavemetiyle karşılaştı, onlarla ancak çok sonraları ticarî ilişki kurabildi. Sahil kolonileri milâttan önce I. ve milâttan sonra IV. yüzyıllarda Roma idaresindeyken içeride İskitler gibi göçebe bir hayat yaşayan ve çeşitli grupları bünyesinde barındıran Sarmatlar bulunuyordu. IV. yüzyıldaki Got saldırıları, ardından Hunlar'ın Kuzey Avrupa'ya inişleri sırasında Kırım ve Azak sahillerine Sarmatlar'a bağlı Alan grupları yerleşmişti. Bu gruplar Hunlar'ın Avrupa'ya yönelik akınlarına katılmışlar, bir kısmı 3 Arapça kökenli bir söz olup, coğrafyada bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, kıstak, anlamına gelmektedir 4 Yılmaz Öztuna, Başlangicindan Zamanimiza Kadar Büyük Türkiye Tarihi: Türkiye'nin Siyasî, Medenî, Kültür, Teşkilât Ve San'at Tarihi, 3. Cilt, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1977, s.101 5 Kemal Çapraz, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Kültür Vakfı, İstanbul, 1995, s.4 X dağlık alanlara ve sahillere çekilmiş, III. yüzyılda kurulan Suğdak (Sudak), Kefe gibi şehirleri ele geçirmişlerdi. Bunlar Got bakiyeleriyle beraber XIII. yüzyıla kadar Kırım'ın yaylalık kesimlerinde yaşadılar.6 Kırım Yarımadası, miladi IV. yüzyılda Hun İmparatoru Atilla’nın hâkimiyeti altına girmiştir. O tarihten itibaren Kırım’a Türkler akın akın yerleşmişlerdir. Göçler ve akınlarla gelen Türk boylarından; Hunlar, Hazarlar Bulgarlar, Peçenekler, Kumanlar ve diğer adlarıyla Kıpçaklar, Moğollarla birlikte gelen Tatarlar, Kırım’ın içinde ve dışında yaşayan nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmuşlardır. Kırım’da en uzun süre kalan ve en kalıcı izler bırakan Türk kavmi Kıpçaklar’dır. Yaklaşık iki yüzyıl hükümran olan Kıpçak Türklerinin kültür mirası, Kırım Türkleri arasında bugün hala yaşatılmaktadır. Kırım Türk kavimlerinin Müslüman olmaya başlamaları da Kıpçaklar dönemine denk gelmektedir.7 VI. yüzyılda Avar Türkleri Kırım’a yerleşmişlerdir. VIII. yüzyılda Kırım, Hazar Türklerinin bir vilayeti haline gelmiştir. XI. yüzyılda Türkçe Tevratları olan ve bugün de varlıklarını hala devam ettiren Karaim Türkleri, Hazar Türklerinden gelmedir. X. yüzyıldan itibaren Hazarlardan sonra Peçenekler, daha sonra da Kıpçak Türkleri Kırım’a yerleşmiştir. XII. yüzyılın başlarında, Anadolu Selçuklu Devleti’nden Kırım’a ticaret yapmak için pek çok Türk tüccarı gitmiştir. İlk Selçuklu-Kırım münasebeti Emir Hüsameddin Çoban’ın 1221 yılında yaptığı Kırım Seferi ile başlar.8 1239 yılında Altın Ordu Devleti, Kırım’ı hakimiyeti altına almıştır. 1357 ve peşi sıra gelen yıllarda Timur akınları yüzünden Altın Ordu Devleti bölünmüş ve ortaya Kırım, Kazan, Sibir, Astrahan, Hanlıkları ile Nogay Mirzalığı çıkmıştır.9 XV. yüzyılın ilk yarısında Kırım “müstakil hanlığını” ilan etmiştir. Kırım Hanlığının kurucusu Hacı Giray Han’dır. Kırım’daki hanlıklar dönemi 1428’den 1792 tarihine kadar, 364 yıl devam etmiştir. Bu yıllar içerisinde toplamda 75 han değişmiştir. 10 1441 yılında hanlığın özel paraları bastırılmış, başşehir “Bahçesaray” olarak kabul edilmiştir. 6 Ayşegül Aydıngül, İsmail Aydıngül, Kırım Tatarlarının Vatana Dönüşü Kimlik ve Kültürel Canlanma, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, Ankara, 2004 s .13 7 Hamdi Mert, Bir İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Bilig Yayınları, Ankara 2000, s.11 8 Çapraz, a.g.e. s.5 9 a.g.e. s.5 10 Erdoğan Aslıyüce, Ukrayna Toprağında Turan’dan Kırım’a, Yesevi yayınları, İstanbul 2001, s.24 XI Fatih Sultan Mehmet Han, 1475’te Gedik Ahmet Paşa’yı bir donanma ile gönderip Kefe’yi ve Kırım sahillerindeki Cenevizliler’e ait bütün limanları fethettirmiş; Cenevizliler tarafından hapse atılan Mengli Giray kurtarılıp Hanlığa getirilerek Osmanlı Han’ına tabi olmayı kabul etmiştir.11 1552 tarihinde IV. İvan, Kazan ve Astrahan Hanlığını işgal ederek Rusya’ya bağlamıştır. Kazan’ın işgaline karşılık Devlet Giray Han, 1553’te Moskova’yı tahrip etmiştir. Rusya güçlenince Kırım Adasına göz dikmiştir. Ruslar 1736’da Kırım’a girerek Bahçesaray’da iki bin evi ve Hansaray’ı yakmıştır. Selim Giray tarafından kurulan zengin kütüphane de tahrip edilmiş, Akmescit yakılmıştır.12 1769-1774 Türk-Rus Savaşının sonunda imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması ile Osmanlı hâkimiyeti sona ermiştir. Bu tarihten sonra hanlık üç defa Rus orduları tarafından işgal edilmiştir. II. Yekaterina 1783’te yayınladığı bir manifestoyla Kırım Hanlığı’nın ortadan kalktığını ve Rusya İmparatorluğu’na ilhak edildiğini ilan etmiştir. 13 Rusya’nın işgaline maruz kalan Kırım Türklerinin esaret yılları böylece başlamıştır. Rusya’nın Kırım’daki Türklere uyguladığı baskı ve imha politikaları, çeşitli ahlak dışı ve insanlık dışı metotları kullanarak Kırım Türklerini kendi vatanlarından atma ve Kırım’da hâkimiyetini sağlama çalışmaları, Kırım Türklerini Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisindeki başka bölgelere göçe zorlamıştır. Kırım Hanlığı döneminde milli unsur olan Kırım Türkleri, Çarlık döneminin sonlarına doğru yürütülen politikalar sonrasında azınlık durumuna düşmüştür. 1783-1883 Kırım’da Rus Hâkimiyetinin ilk yüzyılıdır. 1883 yılını takiben yalnızca Kırım Tatarlarını değil tüm Rusya Türklerini içine alacak bir “milli uyanış ve modernleşme” hareketi başlamıştır. 1905 yılına gelindiğinde Kırım Tatarlarının siyasi, sosyal ve kültürel haklarını kazanmayı amaçlayan milliyetçi teşkilatlar ortaya çıkmıştır. 11 Kemal Özcan, Vatana Dönüş Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi (1944-1991), Tatav, İstanbul 2002, s.1 12 Çapraz, a.g.e., s.6 13 Hakan Kırımlı, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik Ve Milli Hareketler(1905-1916), TTK yayınları, Ankara 1996, s.5,6. XII 1917 yılına gelindiğinde ise Kırım Tatarları milli muhtariyetlerini ve hatta istiklallerini ilan edebilme noktasına gelmişlerdir.14 Ancak bu durum fazla sürmemiştir. Bolşevik yönetimi kurulduktan sonraki ilk yıllar, istenmeyen etnik unsurların ortadan kaldırıldığı kanlı bir dönem olmuştur. 1920’lerin ikinci yarısında Stalin’in Sovyetler Birliği’nde iktidarı ele geçirmesinden sonra durum değişmiştir. 18 Ekim 1921’de Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş; Rus diliyle beraber Kırım Tatar dili de devletin resmi dili olarak kabul edilmiştir. 15 Fakat 1930’lardaki Stalin’in devlet teröründen Kırım Tatarları da paylarını almıştır. Stalin döneminin ünlü baskıcı ve totaliter anlayışı, Kırım Tatarları aydınlarının da kaderlerinde önemli rol oynamıştır. 16 Milli düşünce yapısına sahip Kırım Tatarları aydınlarının birçoğu ya sürgün kamplarında hayatlarını kaybetmiş, ya da ceza evlerinde ömürleri sona ermiştir.17 II. Dünya Savaşı’nda Alman-Sovyet Harbinin başlamasından kısa bir süre sonra Alman orduları 24 Ekim 1941’de Kırım’a girmeye başladılar ve Alman 11. Ordusu 16 Kasım 1941’e kadar Akyar (Sivastopol) hariç bütün Kırım yarımadasını ele geçirmeyi başardı. Akyar ise çok şiddetli muharebeler sonucunda 4 Temmuz 1942’de düştü. Ancak savaşın Almanlar aleyhinde bir seyir takip etmeye başlamasıyla birlikte kaybettiği yerleri geri almaya başlayan Kızıl Ordu, 11 Nisan 1944’ten başlayarak Kırım’ı geri aldı.18 10 Nisan 1944’te Kırım’a yeniden hâkim olan Ruslar, Kırım Türklerine karşı ağır baskılar uyguladı ve hatta birçok Kırım Tatarını katletti ve bu faaliyetlerinin gerekçesi olarak da Almanlarla işbirliğini gösterdi. 19 Hatta 20 Nisan 1944’te Kırım Komünist Partisi bölge komitesi, Almanlarla işbirliği yapanların tespiti için, “Olağanüstü Devlet Komisyonu” kurulmasına karar verdi. İşte bu komisyonun hazırladığı raporların, Kırım Tatarlarının sürgünü için bir zemin oluşturduğu 14 Kırımlı, Kırım Tatarlarında…, a.g.e, s.1. Hakan Kırımlı, İsmail Bey Gaspıralı için, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, Ankara 2004, s.74 16 “Altıncı Askerı Tarih Semineri bildirileri: İkinci Dünya Harbi ve Türkiye “ , Genelkurmay. Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1998, s.313 17 Emine Gürsoy-Naskali, Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs Yayınları, 2007, s.225 18 http://www.kırımtatarlari.org, (30.09.2009) 19 Ebru Manga, “Hatıralar” , Emel Dergisi , Sayı:205 Mayıs - Haziran 1995, s.31 15 XIII düşünülmektedir.20 Rus hükümeti, Kırım’ın Alman işgalinden kurtarılmasından sonra, bölgenin “Slav olmayanlardan temizlenmesi” faaliyetlerine başladı ve ilk olarak Kırım Tatarlarının sürgünü gerçekleşti. 21 18 Mayıs 1944’te saat 03.00 civarında başlayan Kırım Tatarlarının sürgünü, “potansiyel tehlikeli” olarak nitelendirilen kişilerin tutuklanmasıyla başlamıştır. Bunların çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşlılar oluşturuyordu. Sürgüne gönderilenler arasında Kızıl Ordu mensubu Kırım Tatar askerleri de bulunuyordu. Sürgüne gönderilen Kırım Tatarları, nakliye araçları ile istasyona taşınarak buradan hayvan ve yük taşıyan vagonlara bindirildi. Bu yolculuk sırasında, birçok insan hastalanmış ve hayatlarını kaybetmiştir.22 “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu(Cemiloğlu) Hayatı ve Fikirleri” adlı bu çalışmamızda Kırımoğlu’nun Kırım Tatrlarının yurtlarına dönmesi ve haklarının kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslararası çapta yürüttüğü faaliyetler ve bu süreçte gelinen nokta konu edilmiştir. Bu bağlamda Kırımoğlu’nun Kırım Tatarlarının Vatanlarına dönüşleri hususunda öncesinde Sovyet Rusya hükümeti nezdidnde, ardından Ukrayna Hükümeti nezdinde yürüttüğü çalışmalar dile getirilmiştir. Dönüş izninin yasal olarak alınmasından sonra ise büyük çoğunluğu Eski SSCB coğrafyasına dağılmış olan Kırım Tatrlarının ve diğer kırım diasporasının Ukrayna Cumhuriyetine dair Kırım Özerk Cumhuriyetine yerleşmeleri için yürüttüğü faaliyetler anlatılmıştır. Yine vatanlarına dönen Kırım Tatarlarının burada karşı karşıya geldikleri bir kısım idari, ekonomik ve kültürel sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar aktarılmıştır. Çalışmada, bunların yanı sıra Kırımoğlu’nun bahsi geçen mücadelesinin, belirlenen bir kısım olaylar üzerinden Kırım, Türkiye ve az da olsa uluslararası basına yansımaları konu edinmiştir. 20 O.Özkırım, “II. Dünya Savaşında Kırım Türkleriile Almanlar Arasındaki Münasebetler”, Emel Dergisi, S. 25, 1964, s.5-20 21 Necip Hablemitoǧlu, Kırım'da Türk soykırımı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2003 s. 72 22 Özcan, Vatana Dönüş Kırım…, a.g.e., s.1 XIV BİRİNCİ BÖLÜM I. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN HAYATI I.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Doğduğu Yıllarda Genel Durum 1942 senesinde Kırım Milli güçlerinin komutanları olan Rus asıllı A. N. Mukrusov ve A.V. Martınov devlet yetkililerine düzmece bir rapor sunarak, dağlarda yaşayan Kırım Tatarlarının faşist Almanya’ya yardım ettiğini iddia ettiler. 23 Bu raporu bahane eden Sovyetler Birliği İçişleri ve İstihbarat Kurumu “Halk Komiserliği ve DTK” tarafından 1944’ te Kırım Tatarlarının yurtlarından Özbekistan’a sürgün edilmesi için operasyon başlatıldı. 2 Nisan ve 11 Mayıs 1944’te Stalin imzasıyla yayınlanmış olan kararlardan, Kırım’dan Özbekistan’a sürgün operasyonunun tamamlanması için yaklaşık 20.000 askerin görevlendirildiği anlaşılmaktadır24. İkinci Dünya Savaşı Kırım Türklerinin tarihinde silinmez izler bıraktı. Dünyaya hâkim olmak niyeti güden Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliğinin jeostratejik çatışmasının gerçekleştiği coğrafya olan Kırım ve burada yaşayan Kırım Türkleri her iki cepheden baskı, zulüm ve kıyımla karşılaştı. Aslında İkinci Dünya Savaşı öncesinde hem Almanların hem Rusların Kırım’a dair planları mevcuttu. Sovyet kaynaklarında daha savaş başlamadan, Stalin rejiminin Kırım Türklerini Orta Asya’nın bozkırlarına sürmeyi ve bu stratejik bölgeye Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Rus nüfusunu getirip yerleştirmeyi tasarladıkları bilinmektedir.25 İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin de Almanya’nın safında ve Sovyetlere karşı savaşma ihtimali üzerine, Stalin yönetimi Kırım Türklerinin muhtemel özgürlük hareketlerini bastırmak ve bu tehlikeyi bertaraf etmek istemiştir. En iyi çözüm olarak da bu tarihî Türk topraklarını, Türklerden arındırmak ve buralara sadık tebaa olarak Rusları yerleştirmek fikri kabul görmüştür. Aynı zamanda Almanlar da bu zengin ve verimli toprakları stratejik önemine binaen kendi kolonisi yapmak arzusundaydı ve bunun için Güney Tirol Almanlarını bu bölgeye yerleştirmek ve Kırım’ı Alman subayları için bir tatil beldesi haline getirmek niyetleri vardı.26 Ancak hızla gelişen olaylar, Almanların cephede ilerleyişi, Stalin’in göç planlarını geçici olarak rafa kaldırdı. 23 Elvedina Çubarova, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol (Akmescit) 2009, s.231 Çubarova, a.g.e., s.159. 25 Hablemitoğlu, (Kırım'da Türk soykırımı) a.g.e. s.99 26 A Nekriç, Ne Kazanye nıe Narodı nevyork, Kronika 1978, s. 24-25 24 1 Ekim 1941’de Almanlar Kırım’ın kuzeyindeki Orkapı’dan girerek Ak Mescid’i ele geçirdiler. Stalin’in ve totaliter komünizmin ağır baskısı altında milli ve dini değerlerini giderek kaybetmek üzere olan Kırım Türklerinin Alman ordularını sevinçle karşıladıklarına dair bazı kaynaklarda bilgiler yer almaktadır. Aslında Kırım Türklerinin Almanların Kırım’a girmesini milli özgürlüklerini elde etmek için bir fırsat olarak gördükleri anlaşılamaktadır. Sovyet orduları Kırım’dan geri çekilirken büyük bir katliama girişmiş, yaralı askerlerin yattığı hastaneleri bile ateşe vermiş, yakıp yıkmışlardı. 27 Kırım muhaceret mücadelesine, Kırım’daki halkla beraber, Kırım dışında yaşayan Kırım Türklerinin de destek verdiğini ve bu süreçte Kırım’ın bağımsızlığı için Almanlarla temasa geçtiğini görmekteyiz. Bu gayeyle Alman orduları nezdinde “gönüllü nefs-i müdafaa taburları” diye adlandırılan ve Kırım Türklerinden müteşekkil askeri birlikler oluşturulmuştu. Gönüllü olarak bu mücadelenin içinde yer alan Kırım Türklerinin başlıca amacı Alman hakimiyeti altında yaşamak değil, Rus esaretinden kurtulmak, tarihte var olan Kırım Türk devletini yeniden kurmaktı.28 Rus araştırmacıların makalelerinde bu “nefs-i müdafaa taburlarında” 20.000 kişi civarında gönüllünün yer aldığı belirtilmektedir. Alman askeri belgelerinde ise bu rakam yaklaşık 10.000’dir.29 Aslında Alman idaresinin de Kırım Türklerine tam itimat göstermediği anlaşılmaktadır. Almanların kendileriyle işbirliği içerisinde olan Kırım Türklerine bir takım kültürel imtiyazlar sağladığı bilinmektedir. Kasım 1941’de Ak Mescid’de oluşturulan Kırım Türkleri Komitesi’nde sadece dini ve kültürel meselelerde olaylara müdahil olmak yetkisi verilmişti. Almanlar Azat Kırım gazetesinin de yeniden yayınlanmasına izin vermişlerdi. Yalnız Sovyet kaynakları da Almanlarla iş birliği yapanların aksine Kırım Türklerinin çoğunluğunun “vatanlarına sadık kaldıklarını” yazmaktadır ki savaş sırasında 30 Alman uçağını düşüren Kırım Türkü Ahmet Han Sultan bu duruma örnek olarak gösterilmektedir. Ona “Sovyetler Birliği Kahramanı” adı verilmiştir.30 1943 senesinde Stalingrat’da yaşanan Alman yenilgisi İkinci Dünya Savaşı’nın kaderini de değiştirdi. Artık bütün cephelerde Sovyet orduları ilerlemekteydi. Kızıl Ordu, 10 Nisan 1944’te Kırım’a hâkim oldu. Ruslar zafer sarhoşuydu. Bazı Kırım 27 Edige Kırımal, “Sovyet ve Rusya Hakimiyeti Altında Kırım”, Dergi 49, (1967), s.65 Kemal Özcan, Kırım Dramı Kırım Türklerinin Varoluş Mücadelesi, Babıali Yayınları, İstanbul 2010, s.1 29 Litfin, Gıa Kırımskogo Tatarsjie Farmiravanye , “Dokumenti Tredyevo Reyha Svidisytyot”, Vayenno İstariçeski Jurnal; 3, s. 92-93 30 “a.g.m.” s.1 28 2 Türklerinin Almanların safında savaşması da Rusların Türklere karşı olan nefretinin ortaya çıkmasına katkıda bulundu. Sovyet yönetimi Kırım’a tamamen hâkim olduktan yani 1944 Nisan ayından itibaren Kırım Komünist Partisi başkanlığında Almanlarla işbirliği yapanların tespit edilmesi maksadıyla “Olağanüstü Devlet Komisyonu” kurulmasına karar verilmişti. Artık Stalin’in 1941’de uygulamak istediği sürgün ve kıyım için ortam hazırdı. 31 13 Nisan 1944’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) İçişleri Komiseri L. Beriya ve Devlet Güvenlik Komiseri V. Merkulof Birge bir belge yayınladı. Bu belge aslında Kırım Türklerinin topluca bölgeden sürgün edilmesi için bir hazırlık niteliğindeydi. Bu tarihlerde Rus verilerine göre Kırım’da yaklaşık 218.000 Kırım Türkü yaşamaktaydı. Berya’nın 10 Mayıs 1944 tarihinde Stalin’e göndermiş olduğu telgrafta Kırım’daki son durum tasvir edilmiş; düşmanla işbirliği “bahanesi” ile 5381 kişinin tutuklandığı belirtilmişti. Bu telgrafta Kızıl Ordu’dan ayrılarak Alman saflarına katılan Kırım Türkleri hakkında da bilgi verilmişti.32 Berya’m ve diğer Sovyet üst düzey yetkililerinden oluşturulan özel komitenin ardı ardına sunmuş olduğu raporlara bakıldığında Kırım Türklerinin bölgeden çıkarılarak sürgün edilmesine karar verildiği ortaya çıkmaktadır. Serov Kobulov’un 20 Mayıs 1944’te gönderdiği rapor da bu doğrultudadır. Raporda Kırım’da yaşayan 330 kişilik İtalyan, Macar, Avusturya ve Alman ahalinin de sürgüne gönderilmesi ihtimalinden bahsedilmesi Sovyet devletinin bu operasyonlardaki gerçek amacının Kırım’ı tamamen Ruslaştırmak olduğu görüşünü ortaya çıkarmaktadır. Beryan’ın Mayıs 1944’te Stalin’e sunmuş olduğu raporda Kırım Türklerinden “hain” olarak bahsedilmekte; onların Sovyetler Birliği’nin sınır bölgelerinde yaşamalarının tehlikeli olacağı belirtilmekte ve Kırım Türklerinin Kırım’dan tamamen çıkarılması teklif edilmektedir. Bu raporda aynı zamanda sürgün yeri olarak da Özbekistan SSCB’ye ait topraklar belirlenmiştir. Berya bu hususta Özbekistan yönetimiyle mutabık kalındığını da ifade etmektedir. 33 Berya’nın bu telgraf ve taleplerine bir gün sonra Stalin’den cevap geldi. 58-59 numaralı “çok gizli kararname” ile bütün Kırım Türklerinin Kırım’dan sürülmesi 31 Bekir Günay, Avrupa'dan Asya'ya: Sorunlu Türk Bölgeleri, IQ Kültürsanat Yayıncılık, İstanbul 2005, s.345 Özcan, Kırım Dramı..,, a.g.e., s.66 33 a.g.e . 2010, s.67. 32 3 kararlaştırıldı. 34 Artık Kırım Türklerinin sürgününe bu kararnameyle başlamak mümkündü. Operasyon 18 Mayıs 1944’te başladı. Sabaha karşı silahlı birlikler Kırım Türklerinin evlerine sokularak onları yataklarından kaldırıp dışarıya çıkarıyorlardı. Elleri havada dışarıya dizilen halk, resmen esir muamelesi görüyor, onlara 15 dakika içerinde “Neyiniz varsa toparlanın, yola çıkacaksınız.” diye emir veriliyordu. Aslında bu operasyonlara katılan Sovyet askerlerinin ne olup bittiğinden haberleri yoktu. Daha sonraları bu askerlerden bazılarının yayınlamış olduğu hatıralardan bu anlaşılmaktadır. Onlara Kırım ormanlarında gizlenen Tatar gönüllüleri ve geri çekilen Almanların geride bıraktıkları askeri birliklerle savaşmak için Kırım’a gittikleri bildirilmiştir.35 Sürgün operasyonu Kırım tarihinin en facia dolu dönemidir. Bu sürgün bir nevi büyük bir halkın yok edilişidir. Devlet Güvenlik Komitesi’nin kararnamesinde belirtildiği gibi, bazı bölgelerde Kırım Tatarlarının özel eşyalarını, elbiselerini, günlük ihtiyaçlarını bile yanlarına almalarına izin verilmemiştir. Bazılarındana 15 dakika, bazılarındana da 5 dakika içinde toparlanıp evlerini terk etmeleri istenmiştir. Anlaşılan uygulamalar ayrı ayrı subayların inisiyatifine ve değer yargılarına bırakılmıştır. Evlerinden çıkarılan halk yığınları meydanlarda, sokaklarda toplanılarak nakliyat araçlarına götürülmekteydi. evlerini terk bindirilmekte, oralardan da demiryolu istasyonlarına Bazen onların içinden bu sürgüne karşı direnenler çıkmışsa da etmek istemeyen Kırım Tatarları hemen orada kurşuna dizilmiştir.36Sürgünle ilgili raporlar da bu sürgün operasyonunun başındaki isimler olan Serov ve Kobulof tarafından günbegün telgrafla Berya’ya bildirilmişti. 19 Mayıs’ta gönderilen iki telgrafta saat 12.00 itibariyle 140.000 kişinin istasyonlara götürüldüğü belirtilmekteydi. Saat 16.00 sıralarında gönderilen ikinci telgrafta ise 165.515 kişinin istasyonlara nakledildiği rapor edilmişti.37 Kırım’ın Türklerden arındırılması operasyonu 4 Temmuz 1944’te sona ermiştir. Berya’nın Stalin’e sunmuş olduğu raporda bu tarih itibarıyla Türk topraklarından 225.000 kişinin sürgün edildiği belirtilmiştir. 34 Gko’nun Kırım Türkleri hakkındaki kararnamesi hakkında bknz. Gubovna çernovya, a.g.e., cilt 2 s.46 A.l. Vesnin , “kak provishodilo vosilenya vı Tatar, Bolgar, Grekof, Armanis Kırıma vı 1944 Goda”, Kırımskaya assr, Simferapol, Tavriya yay., 1990, s.239-240. 36 Özcan, Kırım Dramı..,, a.g.e., 2010, s.72 37 a.g.e. s.74 35 4 Kırım’ın Türklerden arındırılması operasyonuna katılan askerlerden birisi olan V. Vesnin olayları şöyle anlatılmaktadır: “9 Mayıs 1944’te bizim bölüğümüz hiçbir yerde duraklamadan Kırım’a ulaştı. Gece bizi uyandırdılar ve birkaç saat boyunca, sonu görülmeyen bir çölde yürümeye başladık. Gece saat 03.30’da Oysul isimli Tatar köyüne yaklaştığımızda, bizlere bu operasyonun asıl amacının, Kırım Tatarlarını yurtlarından sürgün etmek olduğunu anlattılar. Ağır silahlı askerler, onbaşılar ve yüzbaşılar etrafa mevzilenip bütün köyü muhasaraya aldılar. Operasyon saat 04.00’te başladı. Biz evlere girerek; “Sovyet hakimiyeti adına bildiriyoruz: vatana hıyanet ettiğiniz için sizleri Sovyetler Birliğinin başka bölgelerine sürgün ediyoruz” diye ilan ediyorduk. Bütün halkı toplayarak demiryolu istasyonlarına götürüyorduk. Başına gelen bu amansız felaketten şaşa kalmış bir yaşlı nine çöle doğru kaçınca ardınca duyulan kurşun sesleri ve onun yere düşüşü gözlerimin önündedir.” 38 Bu aslında uluslararası hukuk normlarını hiçe sayarak bir halkın soykırıma maruz bırakılmasıydı. Hıyanetle suçlanarak kendi yurtlarından sürülen Kırım Tatarlarına ait tarihi ve kültürel izler de bu topraklardan silinmeye çalışıldı, camiler kapatıldı. Osmanlı idaresi altında olduğu dönemler ve Kırım Hanlığı’nın bağımsızlık dönemlerinde inşa edilmiş birçok kültürel yapılar da bu politikalardan nasibini aldı. Kırım Tatarları çok zor şartlar altında bütün her şeylerini geride bırakarak Özbekistan’a geldiklerinde onları çok ağır şartlarda bir yaşam bekliyordu. Ancak vatanlarından mahrum bırakılan Kırım Tatarları Özbekistan’da da rahat bırakılmadılar. yerleştikleri yerlerde çeşitli suçlamalar ve işkencelere maruz kaldılar. Burada 39 Bir tarafta vatansızlık, diğer tarafta ağır şartlar altında yaşam, bu insanları yıldırmaya yetmedi. Sovyetlerin baskıcı rejiminin devam ettiği dönemlerde Kırım Tatarları vatana dönüş uğrunda bir mücadele başlattılar. Bu milli mücadele hareketine katılanlar çeşitli dönemlerde mahkemelerde yargılandılar, hapishanelere atıldılar ve ağır 38 Elvedina, a.g.e.161 s. Ediğe Kırımal, “Kırımda topyekün tehcir ve katliâm”, Dergi, Institut zur Erforschung der UdSSR., Sovyetler Birligini Ogrenme Enstitusu, S.5, 1956, s.29 39 5 işkenceler gördüler. Bütün bunlara rağmen Kırım Tatarlarını yıldırmak mümkün olmadı.40 Sürgünün ilk yıllarında açlık ve çeşitli hastalıklardan dolayı, sürgüne gönderilen Kırım Tatarlarının yarısına yakını hayatını kaybetti. Bu arada Rus yönetimi, eski Türk yurdu olan Kırım’a; Rusya ve Ukrayna’dan Slav kökenli insanları yerleştirmeye başladılar. Kırım Tatarlarının evleri, mobilyaları, elbiseleri hatta çocuk oyuncakları bile yeni yerleştirilen Ruslar’a verildi. Tatarların evlerinde bulunan Türkçe birçok kitap ve kültürel yapıt ise yakıldı.41 Rus hükümetinin özel kararıyla, Kırım’daki neredeyse bütün köylerin ve kasabaların Türkçe olan isimleri değiştirildi. Hatta Müslüman mezarlıkları da yok edildi. 42 Bunun ardından ise Kırım Tartlarını aşağılayan ve Kırım’ın bir Slav yurdu olduğunu iddia eden eserler yayınlanmaya başladı. 43 1944 senesinin o ızdıraplar, sıkıntılarla dolu büyük sürgünü ileride mücahidini de yetiştirecekti. Ailesi Özbekistan’ın Andican bölgesinin Ayn köyüne yerleştiği zaman Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu daha 6 aylıktı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Milli Mücadele hareketine okuduğu Taşkent Ziraat Mekanizasyon ve Sulama Enstitüsü dönemlerinde başladı. Milli fikirlerinden dolayı 3 yıl süreyle okuduğu enstitüden atılmıştı. Taşkent’teki bu bilinçlenme döneminde yazdığı “Kırım’da 12. - 18. yüzyıllarda Türk Medeniyeti” makalesi o dönemin şartları içinde Sovyet ideoloji doktrininin dışına çıkmaktı. Bundan dolayıdır ki makale Kırım Tatarları arasında büyük etki uyandırdı. 44 Enstitüden atılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Taşkent Milli Kütüphanesi’nde araştırmalar yapıyor, burada tanıştığı Kırımlı gençlerle Kırım’ın tarihi, geleceği, Türk kültürüyle ilgili fikir alışverişinde bulunuyordu. Gençler ondan bir konferans düzenlemesini istediler. Yapılan bir konferansta Kırım Tatar Gençler Organizasyonu’nun artık temeli atılmıştı.45 Bu Gençler Birliği’nin ikinci toplantısından 40 Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı vakfı, 327-332.sayı., 2001, s.47 Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, Materialı Cledctviya İ Zapis Sudebnova Prosessia 1983-1984 gg: Taşkent, Kırım Fonu, Simperafol 2001, 118 s. 42 Bknz. EK: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla 2010’da yapılan Röportaj. 43 Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, a.g.e. 118 s. 44 Kemal Özcan, Vatana dönüş: Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi, 1944-1991, Tarih ve Tabiat Vakfı 11. sayı/TATAV yayınları, 2002, s.163 45 Cemal Anadol, Hazar yükselirken: 21. yüzyıla girerken Türk dünyası, Orkun Yayınevi, İstanbul 1992, s.153 41 6 sonra Sovyet KGB’si harekete geçerek, tutuklamalara başladı. Çeşitli işkenceler ve sorgulamalar altında masum gençlere hangi yabancı devletten destek aldıklarını, gerçekte olmayan silahları nereye gömdüklerini soruyorlar, onları zorla suçlu göstermeye çalışıyorlardı. 46 Kırım Tatar halkının sürgününün 65. yıldönümünde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun “18 Mayıs 1944 Trajedisi” olarak adlandırdığı dönemi anlatışı şu şekildedir: “18 Mayıs 1944 trajedisini yaşayan ve bütün bu olaylara tanık olan insanların sayısı çok az kaldı. Bunların çoğu gurbette gömüldü. O zaman bebek olan ve özel yerleşim bölgelerindeki zor koşullarda mucize sonucu hayatta kalanlar benim gibi 65 yaşında yaşlı insanlar oldu. Ancak daha uzun zaman 18 Mayıs bizim için unutulmaz tarih olarak kalacaktır. Çünkü bu tarih Kremlin rejiminin halkımıza çıkardığı ölüm cezasının uygulanmaya başladığı tarihtir. Her yıl 18 Mayıs’ta toplanıp sürgün yerlerinde yoksulluk ve kanunsuzlukla yaşam mücadelesi ile birlikte anavatanına dönme mücadelesini veren ve vatan hasretini çekip gurbette ölenlere dua etmek bizim hem manevi hem dini borcumuzdur. Geleceğimizin kendi ellerimizde olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Çocuklarımızın geleceği için, halkımızın anavatanında bütün haklarının iade edilmesi için, vatanımızda olası kan dökülmesinin önlenmesi için, halkımıza karşı işlenen suçun sonuçlarının en kısa zamanda oradan kaldırılması için bizim hareketlerimizin son derece dengeli, organize ve aktif olması lazım.47” Kırım Tatar Milli Hareketi mensuplarının ev ev dolaşarak millî hareketin amaçlarını anlattığına ve Sovyet yetkililerine hitaben halk adına yazılan dilekçelere imza topladıklarına tanık olmaktayız. 48 1966 ve 1967 yıllarında neredeyse yılın her günü Moskova’da Kırım Tatar Teşebbüsü gruplarının delegeleri 46 Necip Hablemitoğlu, a.g.e., s.117 Osman Bayramaliyev “Mustafa A. Kirimoğlu’nun Matem Mitingi Konuşmasi”, QHA, 19/05/2009 (http://qha.com.ua/mustafa-a-kirimoglu-nun-matem-mitingi-konusmasi-47176tr.html, (02.12.2012)) 48 Hablemitoğlu, a.g.e., s.116 47 7 bulunmaktadır. 49 Getirilen müracaat ve dilekçelerin altında on binlerce imza vardı. Öyle ki 1966’daki Sovyetler Birliği Komünist Partisi XXIII. Kongresi’ne hitaben yazılan müracaatnamenin altındaki 120.000 imza sayısı bir rekordur.50 Böyle kitlesel bir katılıma Sovyetler Birliği’nde rastlanmamıştı. O dönemler Ancak “Hak aramak” kavramının yasak olduğu günlerdi. Bu dönemde SSCB mahkemelerinde yüzlerce Kırım Tatarı yargılandı, Gulag çalışma kamplarına gönderildi, hapse atıldı, işkence gördü ve öldürüldü.51 I.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Ailesi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 13 Kasım 1943’te Kırım’ın Boskoyt (Bozköy) köyünde doğdu. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yakınlarından Zafer Karatay’ın anlattığına göre: “Babası Abdülcemil ve annesi Mahfure, Stalin döneminde Sudak'ın Ayserez köyünden "Kulak", yani zengin aile çocukları oldukları gerekçesiyle Urallar'a sürülmüs; II.Dünya Savaşı esnasında gizlice Kırım'a dönen aile Kırım'ın çöl bölgesindeki Bozköy'e yerleşmişti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu henüz altı aylıkken ağabeyleri Hanefi ve Hasan, Ablaları Şevkiye ve Vasfiye ile birlikte 18 Mayıs 1944’te, bütün Kırım Tatarları gibi Kırım’dan sürgün edilmişti.” 52 Sürgün sırasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun babası, SSCB Ordusu’nda vatan olarak gördüğü toprakların Alman orduları tarafından işgal edilmemesi için savaşıyordu. Bu mücadelesi sürerken 18 Mayıs 1944‘te Kırımoğlu ailesinin evine üç Rus askeri geldi ve bütün her şeylerini toplayarak buradan ayrılmalarını emretti.53 Aile başlarında anneleriyle sürgün edilirken babası Abdülcemil diğer Kırım Tatar erkekleriyle muhtemel bir direnişe karşı tutuklanarak tecrid edilmişti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve ailesinin içinde bulunduğu tren de dahil olmak üzere tecridin 49 Hablemitoğlu, a.g.e., s.119 Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e., s.163 51 Altınoluk, “Cinayet Yüzyılı” Altınoluk Dergisi, 1999 - Mayis, S.159, s.19 52 Mezahir Avşar ,Türk kültür ve sanatından kesitler, 1. Cilt, Kömen 2007 s.414 53 Andrey Grigorenko, A Kak Da Mı Verniyomsya, Fond Kırım, Newyork 1977, s.7 50 8 hangi şartlarda gerçekleştiği pek çok kişinin hatıralarında geçmektedir. Erzak ve su yetersizliği yüzünden pek çok insanın hayatını kaybettiği, hayatlarını kaybeden insanların cesetlerini defnetmeye bile izin vermeyen güvenlik güçlerinin cesetlerin bir vagondan diğerine taşınarak Kırım’dan uzaklaştıktan sonra yollara atılmasına izin verdikleri anlatılmaktadır. 54 Andre Grigoryan’ın anlattıklarından, vagondaki insanların tuvalet ihtiyaçlarını bile yaşadıkları vagonda giderdiklerini görüyoruz. Bütün bu şartlar altında annesi Mahfure’nin küçük yaştaki Mustafa’yı ve diğer kardeşlerini uzak Türkistan çöllerine kadar sapasağlam hangi şartlarda ulaştırdığını düşünürsek, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yaşam mücadelesinin daha küçük yaşta başladığını söylemek de yanlış olmaz. Kırım Türklerinin sürgününü ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatını edebi bir dille anlatan Akkan Suver’in “Cemiloğlu” isimli eserinde sürgün yıllarının başlangıcı şu şekilde anlatılmaktadır: “Hareketli ve insafsız davranışların şekillendiği 19 km.’lik yolu Bozköy kafilesi 6,5 saatte almıştı. İstasyona vardıklarında çocukların çığlıklarıyla birlikte birer ikişer hayvan vagonlarına tıkıldılar. Sürgün treni dedikleri gerçekte hayvan vagonlarından ibaret bir marşandiz katarıydı. 195 kişiyle vardı katar Kreç liman şehrine! Yolda ölen yirmi kişiyi tren deniz kenarından geçerken, denize atmışlardı. Sağ kalan 195 kişi ise onar kişilik gruplar halinde yeniden bölündüler. Sonra hepsi ayrı bir vasıtaya bindirilerek yeni bir meçhule doğru yola çıkarıldılar. Cemil Cemiloğlu yaralı bacağını sürükleye sürükleye ve kucağında 6 aylık yavrusunu taşımaya çabalaya çabalaya üstü açık Moskoviç marka bir kamyona bindirilmişti. Moskoviç marka üstü açık kamyonda yirmi kişiydiler Cemiloğlu ailesi bu kamyonda tanıdık bir aileye rast gelmedi. (…) Moskoviç kamyon 300 nüfuslu küçük bir köye geldi! Töreleri başka, dinleri başka, düşünceleri başka insanlardan oluşuyordu bu köy…” 55 54 55 Grigoryengo, a.g.e. s 7 . Akkan Suver, Cemiloğlu , Su Yayınları, İstanbul 1979, s.11-12 9 Aile, Özbekistan'ın Andican bölgesine sürgün edildi. Küçük kardeşi Dilara sürgünde doğdu. Cemiloğlu, bu kıraç topraklarda, Türklüğün asırları dolduran mânevî rahmetiyle yetişecekti. Maddî şartlar alabildiğine elverişsizdi. Bu elverişsizliğe, Sovyetlerin Slav soyuna bağlı sadık idare anlayışlarını, zulmetme içgüdülerini de eklediğimiz takdirde Cemiloğlu’nun ve sürgün edilmiş soydaşlarının, fiziki bakımdan yaşama imkanı bulmalarına bile şaşmamız gerekir.56 Cemiloğlu ailesi de diğer Kırımlı Türk kardeşleri gibi Ruslar tarafından “vatan hâini” olarak damgalanmışlardı. “Oysa bu sözün Kırım Türkleri için bir mânâsı olamazdı. Onların vatanları Kırım ve Türklerin egemen oldukları her yerdi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu işte bu şartlar altında yetişiyor, Komünistlerin bütün insanlıkla birlikte Türklüğe karşı kullandıkları aldatıcı bilgilerle yetişmeye zorlanıyordu.” 57 Çocukluğu burada bir köyde geçen Kırımoğlu ailesi ile birlikte 1955 yılında Taşkent yakınlarında bir kasabaya yerleşti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 12 yaşına kadar yaşadığı köyle ilgili çocukluk hatıralarını şöyle anlatır: “1955 yılına kadar Aim Köyü’nde yaşadık. Köyde yaşayanların büyük çoğunluğu Özbeklerdi. Özbeklerle aramız epeyce iyi idi. Dilimiz çok yakın, dinimiz aynı idi. Fakat Sovyet idarecileri Özbek kardeşleri, bize karşı sürekli kışkırtırlardı. Çocukluğumda ben bu köyde çobanlık yapardım. Kendi ineğimizden ayrı, zengin Özbek köydeşlerimizin 3-5 baş ineğini de güderdim. Hizmetimin karşılığı olarak bana ayda 50-60 Ruble verirlerdi. Kıyaş olarak, bir Özbek okulunda bekçilik yapan babam 200, aynı okulda temizlikçi olarak çalışan annem 200 Ruble alırlardı. ” 58 1955 yılında Taşkent’e yakın Angren kasabasına yerleştikleri dönemi ise şu şekilde aktarır: “Geldiğimiz bu kasabada yaşayanların çoğunluğu Ruslardı. Genel Sovyet propagandasının tesiri altında bize “Satkınlar”, “Faşistler” diye saldırırlardı. Bu sebeple Ruslarla aramızda sık sık kavga dövüşler olurdu. Ben de –daha çocuk yaşta olsam da o dövüşmelere memnuniyetle katılırdım.” 59 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı boyunca sürdüreceği mücadelesinin ilk oluşma yılları bunlardır. 1956 senesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Komünist Partisi’nin yapmış olduğu kurultayda, Stalin’in şahsiyeti ve politikası yeniden gözden geçirilerek 56 Hasan Celâl Güzel, Ali Birinci, Genel Türk Tarihi, C. 10, Yeni Türkiye, 2002, s. 185 Aleksandr Soljenitsyne , Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur Yayınevi, İstanbul 1977, s.236 58 Mert, a.g.e. s. 28-29 59 a.g.e, s. 29 57 10 dönemi sorgulanmaya başlandı. Halkların kanun dışı yollarla sürgün edilmesi, Lenin’in politikasının sekteye uğratılması olarak değerlendirildi ve eleştirildi. 60 SSCB’de Hruşçev dönemi başladı. Hruşçev başkanlığındaki yeni yönetim; baskı, katliam ve sürgüne uğratılmış bütün milletlerin haklarının iade olunacağını vaad etti. 1956 Nisan ayında SSCB yönetiminin almış olduğu bir kararla Kırım Tatarları üzerindeki baskı ortadan kalktı. Bununla birlikte kararda; onların mal ve mülklerinin, evlerinin, topraklarının iadesinin mümkün olamayacağı ibaresi yer alıyordu. 61 1956 senesinden itibaren Kırım Tatarları SSCB yönetimine mektuplar ve müracaatlar yollayarak vatana dönüş haklarının iade edilmesini istediler. SSCB yönetimi bütün bu mektup ve müracaatlara ya sessiz kaldı, ya da bu mektuplarda imzası olanları çeşitli bahanelerle yıldırarak, baskı altında tutarak bu işlerden vazgeçirmeye çalıştı. Kırım Tatarları defalarca SSCB yöneticilerinden onların bir heyetini kabul etmesini ve şikâyetlerini dinlemesini rica etse de, Komünist yönetim bu halkın dertlerini dinlemeye zaman bulamıyordu. Moskova’ya bu iş için giden gruplar ise çeşitli takip ve suçlamalara tabi tutularak hapse atılıyor, Kırım Tatarlarının barışçıl toplantı ve gösterileri asker ve polis baskısıyla dağıtılıyordu. SSCB KGB’si ve polisinin baskı ve işkencelerine rağmen Kırım Tatarları kendi haklarını talep etmekten geri durmuyor, vatana dönüş uğrundaki milli mücadele devam ediyordu. 62 Çok ilginçtir, 1956 senesinden itibaren Kırım Tatarlarının güya haklarını iade etmek maksadıyla yayınlanmış olan birçok kararnamelerde Kırım Tatarlarından, “Önceleri Kırım’da yaşamış Tatarlar” olarak bahsedilmektedir. Bütün bu baskılara göz yumarak gruplar halinde Kırım’a dönen Tatar ailelerine karşı Kırım’da da engelleyici tedbirler devam etmekteydi. Ya onların çocukları Kırım’daki okullara alınmıyordu ya da hayatlarını devam ettirmek için gerekli olan belgeler verilmiyor, kayıt dışı yaşadıkları için onlara cezalar kesiliyordu. 63 Kırım’ın genelinde durum böyleyken Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 1959 yılında Rus dilinde orta öğretimini tamamladı.64 Orta eğitiminin ardından üniversiteye gidemeyişini Kırımoğlu şöyle anlatır: “Taşkent Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı 60 Allan Fisher, Crimean Tatars (Kırım Tatarları), Stanford 1978, s. 161. Emine Gürsoy, Naskali, Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs, İstanbul 2007, s.208-209 62 Aydıngün, a.g.e., s.23-24 63 Şestoy Protese Mustafa Cemilova, a.g.e. s.120 64 http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141, (12.09.2012) 61 11 Fakültesine girmek istedim ama orada bana açıkça bu fakülteye Kırım Tatarları, yani Sovyetler’e sadık olmayan milletin mensuplarını almıyoruz dediler.”65 Kırımoğlu, kendisini idrâk ettiği andan itibaren bütün Türkler, fakat ânın şartları bakımından en fazla zulüm altında inleyen, insanlık hakları gaspedilmiş durumda bulunan kendisi gibi Kırım Türkleri için, onların haklarının geri verilmesi, yurtlarına dönmeleri için mücadele verecekti. 66 I.3. Eğitim hayatı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na ortaokulda okuduğu yıllarda, Kırım Tatarları içerisinde çok sayıda “hain” bulunduğu, onların Kırım’a sonradan gelerek ve yerli halkı oradan kovarak yerleştikleri anlatılmaktaydı. Kırımoğlu, gençlik yıllarına ait bir hatırasında Taşkent Kütüphanesi’nde Kırım tarihiyle ilgili kitapları araştırdığı sıralarda tanıştığı Tatar gençlerinden söz etmektedir. Kırımoğlu’nun bu gençler önünde Kırım tarihinin gerçeklikleriyle ilgili yaptığı konuşmalar mücadele yıllarının ilk çalışmalarını oluşturur. Kırımoğlu’nun bu konuşmasından sonra bu gençler toplanarak Kırım Tatarları’nın vatana dönüş yolları üzerinde düşüncelerini paylaşmaya başlamış, artık örgütlenme zamanının geldiği ve gençlerin bir merkez oluşturması gerekliliği üzerinde durmuşlardır.67 Gençler, mücadele ve örgütlenmelerini meşru bir çerçevede sürdürmek için, bu örgütün Lenin ideolojisine sadıkmış gibi görülmesi kararına varmışlardır. 68 Kırımoğlu’nun da içerisinde yer aldığı bu örgütün, program ve iç tüzüğü de hazırlanmış, örgüte üye olacak gençlerin yemin etmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Taşkent’te bu örgütün çok sayıda toplantılarının yapıldığı ve zamanla katılanların giderek arttığı anlaşılmaktadır. Örgütlerini “Kırım Tatar Gençler İttifakı” olarak adlandırılmış olan gençler, Kırım Tatarları arasında milli ve dini şuurun yükseltilmesine yönelik faaliyetlere başlamışlardır. Bu oluşum genişledikten sonra Kırım Tatarlarının vatana dönüşünü temin etmek için imza kampanyası başlatılmıştır. 69 65 Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e., s.163 Aleksandr Soljenitsyne vd, Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur yayınevi, İstanbul, 1977, s.238 67 Grigoryengo,a.g.e., s.12 68 a.g.e., s.12 69 Güzel, (Genel Türk tarihi, 10. Cilt) a.g.e. ,s.76 66 12 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hatıralarında, bu gençlik örgütüne ait üyelik kartının üzerinde Lenin’e ait olan ibarelerin, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün İnsan Hakları Deklarasyonu ile değiştirilmesini teklif ettiğini anlatır. Bu örgütün birkaç daireden oluştuğu ve Tarih bölümüne Kırımoğlu’nun başkanlık yaptığı bilinmektedir. Tarih bölümünün başlıca görevi; Kırım Tatarlarının gerçek tarihinin öğrenilmesi, bu yönde makalelerin yazılması ve Kırım tarihini sahte yollarla değiştirenlere tutarlı cevapların yazılması olmuştur. Tatar gençlerin bu faaliyetleri komünist yönetimi rahatsız ettiği için, KGB elemanları Tarih bölümünde geniş aramalara başlayarak; Murat Ömerov, Refat Godjenof, Seyit Hamza Ömerof, Ahmad Asanof’u gözaltına almıştır. Örgüt toplantılarının protokolleri KGB’nin elindeki sözde anti- Sovyet faaliyetlerine en büyük delili oluşturmuştur. Bütün bu baskılardan yılmayan gençler, KGB binası önünde gösteri yapma kararı almıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hatıralarından; KGB başkanının Tatar gençleriyle görüşerek onları ikna etmeye çalıştığı, onlara Kırım tarihini değil, SSCB tarihini okumayı tavsiye ettiği öğrenilmektedir. 70 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Andre Grigoryengo’ya yazmış olduğu mektubunda kendisine KGB’deki sorgu esnasında 71 ; Çeçenler ve SSCB’de yaşayan diğer Müslüman milletlerle ilişkisinin olup olmadığını, hangi dış ülkeyle ilişkisinin bulunduğu, hangi ülkelerin hangi SSCB yöneticilerine karşı suikast yapmayı planladıkları ve silahı nereden temin edecekleri sorulduğunu belirtmiştir. Aynı zamanda milliyetçi düşünceleri hangi Kırım Tatar aydınlarından öğrendikleri bu soruların arasında yer almaktadır. “Arkadaşlarınızla nasıl tanıştınız? Sizi kim organize etti? Çeçen ve İnguşlarla bir bağlantınız var mı?, Kimleri öldürmeyi hedef aldınız? Bu bilgileri toplantıya katılanlar dışında kimlere verdiniz?” soruları da kendisine bu sorgu sırasında yöneltilmiştir. 72 Kırım Tatar Gençler İttifakı hakkında başlanan mahkeme sonucunda gençlerden bazıları “Sizin bütün yargılamalarınıza ve kararlarınıza rağmen biz vatanımız Kırım’ı sevmeye devam edeceğiz” diyerek davalarına sahip çıkmışlardır. Yüksek Mahkeme, örgüt yöneticilerinden iki kişiye Seyit Hamza Ömerov’a ve Merat Ömerov’a dört senelik hapis cezası vermiştir. 73 Yine 1961 yılında yani Kırım Tatar Gençler İttifakı’nın 70 Grigoryengo, a.g.e., s.17 . a.g.e., s 11-25 . 72 Mert, a.g.e, s. 35 73 Grigoryengo ,a.g.e., s 24 . 71 13 kurulmasından birkaç hafta sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu işçi olarak çalıştığı fabrikadan çıkartılmıştır. 1962 senesinde Taşkent Ziraat Mekanizasyon ve Sulama Enstitüsü’ne yazılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun tarihe merakı ve mensup olduğu halkın kaderine ilgisi artmaya devam etmiştir. Kırımoğlu’nun enstitüdeki eğitim döneminde, tarihle ilgili çalışmaları ve Tatar öğrenciler arasında yapmış olduğu propagandalar, enstitü yönetiminin ve istihbarat birimlerinin dikkatini çekmiştir. Sadece Türk kültürünün Kırım’daki izleriyle ilgili bir makaleyi okuduğu için onun enstitüden uzaklaştırılmasına varacak bir sıra tedbirlerin alınmasına çalışılmıştır. Nitekim, 29 Ağustos 1962’ de Gülistan köyünde yapılan Kırım Tatar Gençleri Mitinginde, polisler Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu iyice hırpaladıktan sonra bırakmışsa da birkaç gün sonra enstitü rektörü, Kırımoğlu’nu güya eğitime devam edemediği gerekçesiyle enstitüden uzaklaştırmıştır. 74 Enstitüden uzaklaştırılmasının sebebi KGB’nin isteği üzerine “Milliyetçi Komünist Parti ve Sovyet Devleti” aleyhine propaganda yapmak ve yazmış olduğu “Kırım’da XIII. – XVII. yüzyıllarda Türk Medeniyeti” adlı makalesini Enstitü talebeleri arasında dağıtmaktır. Enstitüden atıldıktan sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu askere çağırılmış “Benim milletimi yok sayan, tanımayan bir devlete askerlik yapmam!” diyerek Kızıl Ordu’da askerlik yapmayı reddedince tutuklanarak bir buçuk yıl hapse mahkum edilmiştir. 75 Askerlik davasından önce ise Kırımoğlu’nun evine baskın düzenleyen güvenlik güçleri, hiçbir yasal dayanağı olmayan bir araştırmadan sonra evdeki para ve belgelere el koymuştur. Bütün bu hukuksuzluğa itiraz olarak Kırımoğlu, SSCB yönetimine şikayetini belirtmek için Moskova’ya gitmiştir. SSCB’nin Köy İşleri Bakanlığı’nda görüşme yapıp çıktıktan sonra Kırımoğlu, polisler tarafından göz altına alınarak birkaç gün hapiste tutulduktan sonra yine serbest bırakılmıştır.76 Bu arada okuduğu enstitüye tekrardan kaydını yaptırmak çabaları sonuçsuz kalmıştır. 74 a.g.e., s 27 . http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013) 76 Grigoryengo ,a.g.e., s 28 . 75 14 I.4. 1989’a Kadar Vatana Dönüş Mücadelesi ve Hapis Yılları Üniversite ile ilişiğinin kesildiği bu yıllarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Rusya’nın diğer bölgelerindeki insan hakları savunucularıyla da ilişkilerini geliştirmiş ve dünyada baş gösteren olaylara karşı da sessiz kalmamıştır. 1968 senesi dünyada komünist rejimlerde ilk çatlakların meydana geldiği ve aynı zamanda Kırımoğlu’nun üzerindeki baskı ve kontrolün de giderek şiddetlendiği bir dönemdir. 1968 senesinin 7 Haziran ve 13 Eylül’ünde, Sovyet toplum ve devletinin ideolojisi ve rejimine zıt belgelerin ele geçirilmesi amacıyla, Kırımoğlu’nun evine iki kere baskın yapılmıştır. Ancak bütün bunlar onun haklı taleplerini Kırım Tatarlarının temsilcisi olarak Sovyet idarecileri karşısında seslendirmekten alıkoyamamıştır. I.4.1.Sürgünden Dönüş 1960’lı yılların sonundan itibaren Kırım’da yerleşmeye çalışan Kırım Tatarları, Kırım’da kendilerini ne gibi kanunsuzlukların beklediğini bilseler de, ata topraklarına dönmeye devam etmişlerdir. Kırım’da ev satın aldıklarında bunu noterde tasdik ettiremiyorlar, oturma ve çalışma izni alamıyorlar, defalarca ceza ödüyorlardı. Pasaport düzenini ihlâl ettikleri için hüküm giydirilerek zorla Kırım dışına çıkarılıyorlardı. Defalarca vatanlarından atıldılar, doğduğu topraklarda yaşama hakkı tanınmadı onlara. Ancak tekrar geri geldiler ve vatanlarında yaşama hakkı için mücadelelerini sürdürdüler. 1968 senesinde Çek ve Slovak halkı kendi kaderlerini değiştirmek amacıyla büyük bir antikomünist harekatı başlatmıştır. Bunun da etkisiyle yine aynı yıl SSCB’nin çeşitli bölgelerinde insan hakları savunucularının protestoları olmuştur. Bu yıl Kırım Tatarları açısından da önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. 1968 yılının Mayıs ayında Kırım Tatarlarının yurtlarından sürülmesinin 24. yıldönümü dolayısıyla Moskova’da Komünist Partisi Genel Sekreterliği önünde Kırım Tatarları ve insan hakları savunucuları da dahil binlerce insanın katılacağı bir gösteri planlamıştır. Bu hükümeti korkutmuştur. Nitekim gösterinin yapılmasına günler kala, Moskova’da polis ve KGB, Tatar halk temsilcilerini ve hatta otellerden birinde Tatarlara benzeyen Macar turistleri bile yakalayıp göz altına almıştır.77 77 Grigoryengo ,a.g.e., s 33 . 15 l.4.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Moskova Günleri: 1968-69 senelerinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, zamanının çoğunu Moskova’da geçirmiştir. Çekoslovakya olaylarını yakından takip etmiş, bu konularda insan hakları savunucularıyla birlikte hareket etmiş ve aynı zamanda Tatar halkının mücadelesiyle ilgili insan hakları savunucularına bilgi vermiştir. Böylece Kırımoğlu, artık yalnız Tatar halkının değil, SSCB’deki diğer halkların da savunucusu konumuna gelmiştir78. Moskova’da geçirdiği yıllarda Kırımoğlu’nun Kırım Türkleri davasıyla beraber Sovyetler Birliğinde “İnsan Hakları’nın yılmamacasına ve ölümü göze alarak savunmasını yapan” 79 Genel Demokratik Hareket Birliği’ne katılması önemli bir süreçtir. Kırımoğlu, KGB ajanları tarafından yakalanarak Taşkent’e gönderilmeden önce Saharov başta olmak üzere komitenin bütün mücadeleci üyeleriyle tanışmıştır. Bunların arasında emekli General Pyot Grigorenko, Leonid Pliutch, A. Galiç, A. Kosterin ve daha birçok ünlü şahsiyet vardı: Mücadeleci Ruslar, bu Türkün tâviz kabul etmez tutumu karşısında hayanlık duymuşlar, düşünceleri bakımından kendi soylarından olmayan bu gencin davasıyla ilgilenerek sürgündeki Kırım Türkleri meselesine ehemmiyet ve öncelik tanıdıkları büyük meseleler arasında yer vermekten geri kalmamışlardı.80 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu aydınlarla geçirdiği süreçten sonra Taşkent’e gönderildiğinde Sovyet idarecilerini hedef alan düşüncelerinin netleşmesi daha kolay olmuştur. Aynı zamanda bu aydınlar Kırımoğlu’nun özgürlük mücadelesine sonuna kadar destek vermeyi sürdürmüşlerdir. Her ânı ve her dakikası KGB elemanları tarafından izlenilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya’nın ünlü yazarı ve insan hakları savunucusu Aleksey 78 a.g.e., s. 38. Aleksandr Soljenitsyne vd, Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur yayınevi, İstanbul 1977, s.244 80 Soljenitsyne, a.g.e, s.245 79 16 Kosteri’nin vefatı dolayısıyla gelmiş olduğu Moskova’da, yeniden hapsedilmiştir. 19 Ekim 1968 tarihli ifadesinde Kırımoğlu, Kırım halkının geriye iadesi doğrultusunda yürütmüş olduğu mücadelenin anti Sovyet niteliği taşımadığını ve el konulmuş belgelerin hiçbirinde Sovyet Devletini yıkmaya yönelik bilgilerin bulunmadığını belirtmiştir. Sorgudan sonra serbest bırakıldıysa da 1968 yılında Sovyetler Birliği’nin Çekoslavakya’yı işgalini protesto eden grubun arasında yer alan Kırımoğlu, bu kezde Sovyet Devleti aleyhinde faaliyette bulunmak; Kırım Tatarlarının vaziyeti ve onların hakları hakkında mektuplar ve makaleler yazarak “Sovyetler Birliğinin Milli siyasetini lekelemekle” suçlanarak, 1969 yılında yeniden tutuklanmıştır.81 1969 yılındaki bu tutukluluk sürecini takiben Kırımoğlu bu kez de, ünlü insan hakları savunucusu ve her zaman Tatar halkının haklı mücadelesinin yanında yer alan Peter Grigeronko ve Muskova’da yaşayan Yahudi şair İlya Gabay’ın davaları sırasında sorguya alınmıştır. Bu sorgulamalar sonucunda Grigeronko akıl hastanesine kapatılarak 5 yılını burada geçirmiş; Kırımoğlu ve İlya Gabay ise üçer yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hapis cezası daha sonraki yıllarda uygulanmıştır. “Lenin Bayrağı” gazetesine yazmış olduğu bir mektupta Kırımoğlu o günü tasvir ederken, bütün etraf binaların bile KGB tarafından tutulduğunu, evden çıkarken altı KGB ajanının onu izlediği, hatta otobüsten inip taksiye binmek istediği zaman ajanlardan birinin de onunla beraber taksiye bindiğini ve onu provoke etmek için her türlü yola başvurduğunu anlatmıştır. 82 KGB’nin stratejisi, bu ünlü insan hakları savunucularının hapsedilmesi ile insan hakları harekatının da zayıflayacağı yönünde olmuştur. Baskının ve şiddetin giderek arttığı bu günlerde insan hakları savunucuları, resmi olarak SSCB İnsan Hakları Komisyonu kurulmasını ve bunun için bütün dünya halklarına ve Birleşmiş Milletler Örgütü’ne müracaatlar yapılmasını kararlaştırdılar. Bu grubun içerisinde Kırımoğlu da yer almıştır. Grubun Birleşmiş Milletler Teşkilatı İnsan Hakları Örgütü’ne göndermiş olduğu müracaatta, Sovyet yönetimi tarafından baskı ve 81 82 http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013) Grigorenko, a.g.e., s. 38. 17 zulmün arttırıldığı, giderek Stalin dönemindeki vahşete geri dönüldüğü dile getirilmiştir. İnsan Hakları savunucuları bu müracaatta; Sovyet yönetiminin onların hiçbir şikayetlerini dinlemediğini, kanundışı hareketlerin yapıldığını, düşünce özgürlüğünün hiçe sayıldığını, hiç kimsenin düşüncelerini özgürce ortaya koyamadığını belirtmiştir. Bu müracaatta aynı zamanda; Ukrayna’da, Baltık ülkelerinde ve başka bölgelerde yapılan zulümler sıralanmış, dünyanın barışsever güçlerinin ve Birleşmiş Milletler’in, İnsan Hakları savunucularının serbest bırakılması ve bu baskıların durdurulması için yardım etmesi istenmiştir. 83 Bu arada Kırımoğlu Moskova’da hapsedilerek yeniden Gülistan Köyü’ne gönderilmiş, buna itiraz olarak 21 Haziran 1969’da açlık grevine başlamıştır. 11 Eylül 1969’da Kırımoğlu’nun kapısı, KGB elemanları tarafından yeniden çalınmış ve Grigeronko dosyasıyla bağlantılı olarak tekrar tutuklanmıştır. Bir grup Tatar aydını Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hapsedilmesine itiraz olarak, SSCB Politbürosuna ve dünya devletlerine müracaat etmiştir. Aynı zamanda insan hakları savunucuları da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Örgütü’ne göndermiş oldukları mektuplarda, Kırımoğlu ve diğer insan hakları savunucularının serbest bırakılması için yardım istemiştir. Taşkent KGB’sinde soruşturmayı Kırım Meclisi’ni iyi bilen Berozoviski soyadlı bir özel yetkili savcı yapmaktaydı. Kırımoğlu hapisteyken de yine açlık grevine başlamıştır. O rejimin savunucusu olan birisi değil de, gerçek bir avukatın kendisine verilmesini istemiştir. Kırımoğlu’nun soruşturma işi 27 Kasım 1969’a kadar devam etmiş, bu arada çeşitli bölgelerde yaşayan 75 kişinin ifadesi alınmıştır. Sadece dosyada yer alan evrakın tasviri 100 sayfaya yakındır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve İlya Gabay’ın mahkemesi, Taşkent Şehir Mahkemesi’nde 12 – 19 Ocak 1970 tarihine kadar devam etmiştir. 84 Mahkemesindeki konuşmasında Kırımoğlu Kırım Türklerinin 1944’te acımasız bir şekilde sürgüne tabi tutulduğunu belirtmiştir. Kendi vatanının tarihini bilen birisi olarak, Kırım tarihi boyunca böyle bir vahşetin olmadığını dile getirmiştir. Bunlara ek olarak Kırımoğlu, 1966 senesinde bir sorgu yapıldığını ve bu sorgu sürecinde Kırım Tatarları’nın %46’sının hayatını kaybettiğinin, bunun bir soykırım olduğunun altını çizerek, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün soykırım hakkındaki kanunu gereğince 83 84 Grigorenko, a.g.e., s. 42. Şestoy Protses Mustafıi Cemileva , a.g.e., s.37 18 suçluların ortaya çıkarılması gerektiğini belirtmiştir. Kırımoğlu, Hruşev dönemiyle başlayan Kırım Tatarları’nın haklarının iadesi yönünde verilmiş kararlara rağmen, hiçbir ciddi gelişmenin yaşanmadığını; Kırım Tatarları’nın kendi vatanlarına geri dönme haklarının verilmesini talep ettiklerini ve bu talebin, Sovyet rejimine karşı olmadığını savunmuştur. Kırımoğlu mahkemedeki konuşmasında ayrıca Kırım Tatar halkının tarihinden; İsmail Gaspralı’nın 1883’te Bahçesaray’da yayınladığı Tercüman gazetesinin, Rusya Müslümanlarının ilk gazetesi olarak, üzerlerindeki aydınlatıcı etkisinden ve Çarlık döneminde açılan ilk Müslüman okullar ile Kırım tarihindeki diğer önemli hadiselerden bahsetmiştir. Konuşmasının sonunda Kırımoğlu, Sovyet yönetiminin, 1944’te Kırım Tatarlarını kültürel ve milli konularda soykırıma tabi tuttuklarını ve Kırım Tatarlarının damarlarından “Türk kanı” aktığı için böyle bir zulme uğradıklarını, camilerinin kapatılıp mezarlıklarının bile yok edildiğini ifade etmiştir.85 Kırımoğlu’nun bu yargılanma sürecindeki en ilginç noktalardan biri, Çekoslavakya olaylarıyla ilgili olarak hakimin yönelttiği sorulara, Kırımoğlu’nun verdiği cevaplardır. Kırımoğlu konuşmasında; Brejnev yönetiminin ordu göndermesini Çekoslovakya’nın işgali olarak nitelendirmiş ve Sovyet Ordusunun Çekoslovakya’ya giriş amacının sosyalist rejimi korumak olduğuna inanmadığını söylemiştir. Ona göre, Çekoslovakya’ya ordu gönderilmesinin asıl nedeni bu ülkede başlatılan demokratik açılımları ve reformları durdurmaktır. Kırımoğlu 1972’de nihayet şartlı tahliye edilmiştir. Uzun süren açlık grevleri ve ağır cezaevi şartları Kırımoğlu’nun sağlığını da etkilemiştir. Ev hapsinde tutulan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, her an polislerin müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kırım Tatarlarının vatanlarından sürülmesinin 30. yıldönümü yaklaştıkça Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun üzerindeki baskılar da artmıştır. 13 Mayıs 1974’te yıldönümüne on beş gün kala hapsedilen 86 Kırımoğlu yine açlık grevine başlamıştır. Kırımoğlu, bu kez de arkadaşlarına ve akrabalarına yazdığı mektuplarda Sovyet devletine karşı propaganda yapmak ve iftira etmekle suçlanmıştır. Açlık grevi 303 gün sürerken sıhhati kötüye gitmeye başlamış, kalp yetmezliği nedeniyle bu kez ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kamuoyunda onun sağlığına yönelik tartışmalar ve bu yöndeki itirazlar, yönetimin geri adım atmasıyla sonuçlanmış ve Mustafa 85 86 Grigoryengo, a.g.e., s 67 . a.g.e., s 87 . 19 Abdülcemil Kırımoğlu serbest bırakılmıştır. Bu süreçte Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu zorla ve darp altında beslenirken ünlü fizikçi Andrey Saharov, General Andrey Grigeranko gibi Sovyet aydın ve insan hakları savunucuları Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun serbest bırakılması için Birleşmiş Milletler’e, dünya kamuoyuna, İslam dünyasına, tüm insan hakları kuruluşlarına yazılı olarak müracaat etmişlerdir. Bütün bu mücadeleler sürerken Kırımoğlu’nun adı Türkiye kamuoyunda da geçmeye başlamış, halkı için verdiği mücadele dolayısıyla “Kırımoğlu” olarak anılan bu ünlü insan hakları savunucusunun hapishanede öldüğüne dair haberler çıkınca Türkiye’de pek çok yürüyüş, toplantı ve açlık grevi gerçekleştirmiş, cenaze namazı kılınmıştır.87 1973’te İlya Gabay hayatını kaybettikten sonra da Kırımoğlu’nun yargılanmasına, dünya kamuoyunun tepkisine aldırılmadan devam edildi. Mahkemeye “halka açık” olmasına rağmen Kırımoğlu’nun akrabaları, eşi Safinar, Yelena Bonner ve Andrey Saharov alınmıyor, dinleyici sıralarına KGB ve İçişleri mensupları dolduruyordu. Sibirya’nın Omsk şehrinde süren yargılamalar iki buçuk yıl devam etti ve ağır şartlarda çalışma kampı cezası ile sona erdi 88 Kırımoğlu cezasını çekmek üzere Çin sınırındaki Primoraki çalışma kampına gönderildi.89 1974-1975 yıllarında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun henüz KGB kamplarındaki mahkumiyeti sürerken, yeni suçlamalarda bulunan KGB elemanları, tutukluluk süresini uzatmaya çalışıyorlardı. Nitekim Kırımoğlu’nun hapsedildiği toplama kampında da KGB elemanları sahte deliller oluşturmaya devam etmiştir. O dönemde aynı ceza kampında cezasını çekmekte olan Duvoryansk Vlademir’in anlattıklarından, özellikle KGB elemanlarının Kırımoğlu’nun yanına ajanlar yerleştirerek onun kimlerle irtibata geçtiği, hangi ülkelerden destek aldığı, hangi örgütlemeler içerisinde olduğu, kimleri kendi örgütüne kattığı ve bu gibi başka konuları öğrenmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Dovoryanski Vlademir, sağlık durumu dolayısıyla başka bir kampa gitmek istediğini söylediğinde ise, ona bu işin karşılığında, Kırımoğlu’na daha yakın olması ve ondan bilgi alarak KGB elemanlarına bildirmesi teklif edilmiştir.90 87 Bkz. EK Resimler: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Şehit edildi Haberi Grigoryengo ,a.g.e., s 95. 89 http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013) 90 Grigoryengo, a.g.e., s 96-104. 88 20 Kırımoğlu’nun aleyhindeki delilleri çoğaltmak isteyen Cezaevi Müdürü Yanbatrova ve Subaylardan Yakuboviç, çeşitli planlar hazırlamıştır. Bütün bu süreçte Kırımoğlu sağlık durumunun kötüye gitmesine rağmen, açlık grevine devam etmiştir. Birçok insan hakları savunucusu, KGB Başkanı Andoropov’a gönderdikleri mektuplarda, Kırımoğlu’nun hayatının risk altında olduğunu belirterek, ondan yardım istemiştir. Bu mektuplardan birine topluca imza atan T. Hodoroviç, T. Velikanova, M. Landa, Yu Orlov, T. Podyapolski, Z. Grigorenko, A.Grigorenko, A. Lavut, V. Yakir, E. Kosterina, I. Kaplum, L. Alexeyeva, K. Velikanova, N. Lİsovskaya, S. Hodoroviç, L. Ternovski, yzadıkları mektupta şunları söylemektedirler: “Aşağıda imzalarımız bulunan biz vatandaşlar Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı işlenen ve işlenmesine devam edilen bütün bu haksız itham ve mahkumiyetleri şiddetle protesto ediyor; imkanı olan diğer vatandaşlarımızı, bu münasebetle, insan hak ve hürriyetlerini savunma savaşına katılmaya çağırıyoruz. Vatandaşlar! Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun savunmasına katılarak kanunsuzluğa karşı direnişi kuvvetlendiriniz!”91 Kırımoğlu’nun ailesi de, Sovyetler Birliği’nin yüksek yöneticilerine mektuplar yazarak, onun ölmemesi için yardım istemiş ve oğullarının hiç olmazsa SSCB’den çıkmaya izin vermelerini istemişlerdir. 92 Bu sürecin sonunda artık birçok ülke Kırımoğlu’na “siyasi muhacir statüsü” vermeye hazırdı. Kırımoğlu’nun dostları ve insan hakları savunucuları da ondan açlık grevini bitirmesini istemeye başlamıştır. 18 Ağustos 1974 günü Kırımoğlu hapishaneden hastaneye götürülmüş ve gıdalandırıcı vitamin iğneleri vurulmuştur. İnsan hakları savunucusu Grigeryonki’nin, Rusya Başsavcılığı’na göndermiş olduğu mektuplardan Kırımoğlu’nun içeride çok zor şartlar altında tutulduğu anlaşılmaktadır. Grigeryonki ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşi Vasfiye Cemiloğlu bir 29 Ekim’de basın toplantısı düzenleyerek Kırımoğlu’nun durumuna dikkat çekmek istemiştir. 91 92 Suver, a.g.e., s.33-34 Zafer Karatay, “Kırımoğlu Belgeseli”, TRT, 4. Bölüm, 2013 21 3 Aralık’ta ünlü akademisyen A. Saharov, başta P. Gregeryonki ve diğer insan hakları savunucularının katılımıyla, Moskova’da dış ülke basınının Moskova temsilcileri için bir basın toplantısı düzenlenmiştir. Basın toplantısında, Kırımoğlu’nun 35 kiloya düştüğü belirtilmiş ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurtavathaym’a acil yardım çağrısında bulunulmuştur. Bu arada mahkemenin Omsk’da yapılacağı hakkında haberler yayılmasına rağmen bu konuda da belirsizlikler devam etmekteydi. 93 Kırımoğlu’nun mahkemesi 14-15 Nisan 1976’da Anasof başkanlığında devam etmiş, mahkemeye ünlü insan hakları savunucuları A. Saharov ve E. Boyneri “yer olmadığı” söylenerek alınmamıştır. Mahkemede annesinin durumu kötüleştiği için, onu teskin etmek maksadıyla ablası içeriye alınmak zorunda kalınmıştır. Mahkemede, Kırım Tatar Milli Hareketi’nin beyanatları ve bazı mektupları aleyhinde delil olarak sunulmuşsa da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu belgelerin hiçbirisinde devlet düzenini değiştirmeye yönelik bir amacın olmadığını açıklamıştır. Bu mahkemenin en ilginç yanı, babası Kırım Tatarı, annesi bir Rus olan Vlademir Duvoryanski’nin, Kırımoğlu aleyhinde imzalamış olduğu bütün ifade ve belgelerden vazgeçmesi ve bunların ondan “zor ve baskı yoluyla” alındığını bildirmesi olmuştur. Duvoryanski, KGB elemanlarının kendisine ailesinin fotoğrafını göstererek eğer buradan çıkmak ve ailesine kavuşmak istiyorsa bu ifadelere imza atması gerektiğini söylediğini belirtmiş ve Kırımoğlu aleyhinde hiçbir şey söyleyemeyeceğini dile getirmiştir. Mahkemede Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yazmış olduğu bazı makalelerden de alıntılar delil olarak gösterilmiş, hakim bunlara dayanarak Kırımoğlu’na sorular sormuştur. Hakim, “Kullanmakta olduğunuz “Kırım Tatar Halkının Faciası” ifadesiyle neyi kastediyorsunuz?” diye sorduğunda Kırımoğlu, “Eğer bütün bir halka tehcir uygulanması ve sürgün esnasında, bu halkın yarıya yakınının hayatını kaybetmesi sizin için facia değilse bile, benim için, bir Tatar evladı olarak, faciadır!” diye cevap vermiştir. Mahkemenin sonunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu kendi kaderinin, 1944’te sürgün edilmiş milletin kaderiyle sıkı sıkıya bağlı olduğunu 93 Grigoryengo ,a.g.e., s.117 22 söyleyerek, kendisinin bu düşünceleri yüzünden yargılandığını belirtmiştir. Sonuç olarak mahkemece iki sene altı ay hapsedilmesine karar verilmiştir. 94 Bu mahkemede ünlü insan hakları savunucusu Saharov ile polisler arasında gerginlik yaşanmış ve Saharov bile karakola götürülmüştür. Mahkeme sonrası bu konular basında da geniş olarak yer bulmuş ve dünya kamuoyundan bu adaletsiz kararların durdurulması için yardım istenmiştir. Mahkeme sonrası, Piromorsk bölgesindeki hapishanede tutulan Kırımoğlu ile ablası ve kardeşi uzun uğraşlardan sonra ancak görüşebilmiştir çünkü Kırımoğlu, Rusya-Çin sınırındaki bir cezaevinde tutulmaktaydı ve o bölgeye gidiş için bile özel bir izne ihtiyaç vardı. Bundan dolayı cezaevinde bile Kırımoğlu’nu ziyaret etmek kolay olmamıştır. Bu mahkumiyet sürecinde bir kaşık çorbanın bile Kırımoğlu’nun midesini rahatsız ettiği, hatta idrarını yaptığında kan geldiği bilinmektedir.95 Bu dönemde Andrey Sharov’un Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurt Valdheim’a , Müslüman Halklar liderlerine, İnsan Hakları Komisyonu Başkanına yapmış olduğu başvuru mektubunda şunlar yazılıdır: “Kırım Türklerinin doğdukları öz topraklarında yaşama haklarını savunma yolunda yılmadan mücadele eden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu; 21 Haziran tarihinde mahkûmiyetini bitirmek üzere, Omsk Ceza Kampında bulunuyor fakat, yeniden, kamp yöneticilerinin “Sovyet toplum düzenine karşı çıktığı” iftirası ile karşı karşıyadır. Ceza Kampı Mahkemesinde Mustafa’yı savunmak imkânı yoktur. Onun ceza süresini arttırıp ölümüne sebep olacaklardır. O, bu durumu protesto için, hasta olarak AÇLIK GREVİ’ne başlamıştır. 1973 yılında benze bir olay için Birleşmiş Milletler Teşkilatı Andrei Amalrik’i kurtarmıştı. Bugün aynı tehlikede bulunan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yardım edilmesi için size yalvarıyorum.”96 94 Şestoy Protses Mustafa Cemileva, a.g.e. s.93-94 Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu”, Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 66 96 Suver, a.g.e. s.34-35 95 23 Ceza müddetinin bitimine az kalan ve özgürlüğe kavuştuktan sonra tekrar Sovyet rejiminin başına bela olacağını düşünen KGB elemanları, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hakkında yeni bir dosya hazırlamaktaydılar. Bundan dolayı da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu açlık grevine başlamıştı. Ordinaryüs Profesör A. D. Saharov başta olmak üzere birçok insan hakları savunucusu, Kırımoğlu’nun hayatından ciddi endişe duymaktaydı. Bütün olumsuzluklara rağmen Kırımoğlu yine de uzun mücadele sonucunda 1983 yılında cezaevinden sağ salim çıkabilmiştir. 1970’li yılların sonunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gibi mücadele içerisinde olan pek çok lider zor bir süreçte mücadelesini sürdürme çabasındaydı. Kırım Tatarlarının yaşadıkları Özbekistan’da da Kırım Milli Mücadele Hareketi önderleri, sahte mahkemeler kurularak, hapsediliyordu. Mahkeme kararlarında; SSCB rejimine iftira atmak, toplu yürüyüş düzenlemek, hükümete karşı gelmek gibi suçlamalar yer almaktaydı. Suçlanan kişilerden Reşat Cemiloğlu, Mamedi Çobanoğlu ve başkaları da Kırımoğlu gibi defalarca hapsedilmiş, çeşitli yayın organlarında haklarında yalan ve iftira dolu makaleler yayınlanmıştı. Bunların birçoğu da, sözde SSCB sever Kırım Tatarları tarafından yazılmaktaydı. Bazıları bu baskılara dayanamayarak hayatlarına son vermiştir. 23 Haziran 1978’de kendini yakmış olan Musa Mamud buna bir örnektir.97 Bu dönemde dünyanın çeşitli devlet başkanlarına, İslam Konferansı Örgütü’ne ve dünya Müslümanlarına Kırım Tatarlarının bu zorlu mücadelesini anlatan müracaatlar gönderilmekteydi. Bu örgütlenme ve direniş harekatının önünde ise, yine Kırımoğlu bulunmaktaydı. Cezaevinden çıktıktan sonra Taşkent şehrine sürüldü. Şehri terk etmesi, akşam saat 20.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında evden çıkması, halkla birlikte bulunabileceği yerlere (kahvehane, çay salonları, tiyatro, pazar yerleri) gitmesi yasaklandı ve her hafta karakola gitme mecburiyeti getirilerek açık nezaret altına alındı. Bir yıl sonra açık nezaret şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 5. defa tutuklanarak Yakutistan’daki Ziryanka kasabasında dört yıl sürgün edildi. Kırım Tatar kızı Safinaz ile Ziryanka’da evlenen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun oğlu Hayser sürgünde, burada doğdu. 97 Şestoy Protses Mustafa Cemileva, a.g.e., s.121 24 Yakutistan’dan döndükten sonra ailesiyle Kırım’a yerleşen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu burada fazla barınamadı ve rejim onu anavatanından tekrar Taşkent’e sürdü. 98 1983 senesinin yazında Taşkent’te gayri resmi olarak bir grup Kırım Tatar genciyle beraber “Musa Mahmut” adına gayri resmi bir dergi yayınlamaya başladılar. Ekim 1983 ‘de Taşkent bölge mahkemesinin kararıyla cezasını ağır ceza evinde çekmek kaydıyla, Sovyet Devleti aleyhinde ideolojik propaganda malzemeleri yaydığından dolayı 6.kez tutuklandı. Aynı zamanda kaos ve kargaşa çıkaracak gösterilerin yöneticisi ve düzenleyicisi olarak da yargılanmaktaydı. Kırımoğlu bu ceza müddetini de Rusya’nın Magadan bölgesindeki “Ubtar” cezaevinde geçirdi. 99 Cezasının bitmesine az kala Rusya Federasyonu’nun Ceza Kanunun 188-1. maddesi gereğince hakkında tekrar soruşturma açıldı. Ubtar Cezaevi’nden Magadan’daki başka bir cezaevine nakledildi. Bütün dünya çapında Sovyet idaresi altındaki politik nedenlerden dolayı tutuklananların savunulmasıyla ilgili ciddi bir kampanya yürütüldüğünden, uluslararası kamuoyu oluşmaya başlamıştı. Artık geleneksel olan, öncekilerle benzer suçlamalarla, yani Sovyet Devleti’nin iç ve dış siyasetine iftira etmek, anti-Sovyet olmak ve bununla beraber Kızıl Ordu’nun Afganistan’ı işgalini kınayan bir bildiriyi Andrey Saharov ve birkaç aydınla birlikte neşretmekle suçlandı. Ayrıca 1983 yılında Krasnodar bölgesinde vefat eden babasının naaşını Kırım’a gömmeye teşebbüs etmek ve bu esnada polisle ve askerle çıkan çatışmalara önderlik etmek gibi suçları vardı. Magadan şehri yakınlarındaki kampta ceza müddetinin tamamlanmasına az bir zaman kala Kırımoğlu aleyhine yeni bir dava daha açıldı. 1986 yılı sonunda Magadan'da yargılandı ve üç yıl hapse mahküm edildi. Ancak yargılandığı haberinin alınmasıyla, Türkiye'de ve ABD'de serbest bırakılmasına yönelik başlatılan yoğun kampanyalar ve İzlanda’da Reykjavik şehrinde yapılan tarihi Gorbaçov-Reagan zirvesinde, Reagan'ın ön şart olarak aralarında Kırımoğlu'nun da bulunduğu hapisteki beş insan hakları savunucusunun serbest bırakılmasını talep etmesi sonucunda şartlı olarak serbest bırakıldı. Siyasî faaliyetlerde bulunduğu takdirde, üç yıllık hapis cezasını tamamlamak üzere tutuklanacaktı. 98 Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e. s.166 İsa Kayacan, “Kırım Tatarları’nın Efsanevi lideri: Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu”, Anayurt, 19 Ekim 2011, (http://www.anayurtgazetesi.com.tr/default.asp?page=yazar&id=14152), (20.10.2011) 99 25 l.4.3. Hapishane Yıllarından Sonra Kendi deyimiyle “hapishanelerde, ceza kamplarında ve Yakutistan sürgünlüğünde geçen toplam 15 yıldan sonra” 100 Kırımoğlu artık özgür olarak milli mücadele faaliyetlerine başlamıştır. Öncelikle hapisten çıkınca, Kırım Tatar Millî Hareketi'nin teşebbüs grupları mensuplarıyla görüşerek milli faaliyetlerini sürdürdü. Arkadaşlarıyla birlikte, 1987 yılında Kızıl Meydan'da Sovyet tarihinde benzeri hiç görülmemiş Kırım Tatar gösterilerini organize etti. Bu gösteriler, gerek Sovyetler Birliği'nde, gerekse Hür Dünya'da büyük yankı yarattı ve dikkatleri Kırım Tatar meselesine çevirdi. Kırım Türklerine Kırım'ın yolunu açtı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 1989 yılı Mayıs ayında Taşkent'te toplanan Kırım Tatar Millî Hareketi Teşebbüs Grupları Genel toplantısında kurulan Kırım Tatar Millî Hareketi Teşkilâtı başkanlığına seçildi.101 Bu teşkilâtın öncülüğünde 1991 yılında, SSCB'nin Kırım Tatarlarının yaşadığı her yerde yaptıkları demokratik seçimler sonucunda II.Kırım Tatar Millî Kurultayı 26 Haziran 1991'de Akmescit'de toplandı. Bu Kurultay'ın seçtiği ve Kırım Türklerini temsile yetkili en üst organ olan “Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanlığı”na seçildi. Daha sonra yenilenen seçimlerde de Kırım Tatar halkının tercihi ve teveccühü ile Millî Meclis Başkanlığı görevini sürdürdü. 102 29 Mart 1998 yılında yapılan seçimler ile Ukrayna Parlamentosu’nda Kırım Türklerini temsil eden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu milletvekili oldu. 103 Bunun yanı sıra, Ekim 1998 yılında, halkını sürgünden barışçı yollarla ve olağanüstü bir mücadeleyle vatanlarına döndürmeyi başardığı için Birleşmiş Milletler Mülteciler ve Kaçaklar Yüksek Komiserliği tarafından “Nansen Madalyası” ile ödüllendirildi. 104 İlk defa 1954 yılında Eleanor Roosevelt’e verilmesiyle başlayan bu 100 Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2010’da yapılan Röportaj Kenan Acar, Kırımlı Bekir Sıdkı Çobanzade: dilciliği ve edebiyat araştırmacılığı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2001, s.8 102 Mezahir Avşar, “Türk kültür ve sanatından kesitler”, 1. Cilt, Kömen, 2007, s.413 103 Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj 104 “Cemiloğlu’na madalya”, Hürriyet Gazetesi, (07 Ekim 1998) 101 26 ödülü alanlar arasında Valéry Giscard d'Estaing (1979), Kral I.Juan Carlos (1987), Richard von Weizsäcker (1992) gibi devlet başkanları da bulunmaktadır.105 2003 yılında KTMM başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu Bakanlar Kurulu kararıyla insan hakları mücadelesi, milletlerarası ilişkilerin geliştirilmesine katkısı nedeniyle” Şeref Diplomasına layık görüldü106 Yine 2003 yılında uluslararası ilişkilerin gelişmesine ve devletin kalkınmasına şahsen sağladığı katkılardan dolayı 60. yaş günü kutlamaları vesilesiyle Ukrayna Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen “Yaroslav Mudrıy” nişanına layık görüldü.107 Dünya Demokrasi Hareketi'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan toplantısı, Nisan ayında İstanbul'da yapıldı. Kırım Tatar milleti ve Kırım Tatar Milli Meclisi, 5 Nisan 2006 akşamı Hilton Oteli'nde yapılan bir törenle, Dünya Demokrasi Hareketi'nin "demokrasi ödülü"ne lâyık görüldü. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, halkını temsilen ödülü aldı.108 Kırımoğlu bir grup batılı aydın ve bilim adamı tarafından “2011 Nobel Barış Ödülüne” de aday gösterildi.109 105 www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=141, (10.09.2013) Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 68 107 Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 68 108 Vahap Şatır, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazetesi, 06/04/2006 109 Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi”, QHA, 02/02/2011, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nobel-baris-odulune-aday-gosterildi-87250tr.html, (02.02.2011)) 106 27 İKİNCİ BÖLÜM II. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN SİYASİ GÖRÜŞLERİ II.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, büyük bir kahraman ve dava adamı olmasıyla beraber, aynı zamanda değişen siyasi şartlar içinde milletinin haklı davasını en iyi biçimde yürüten bir siyaset adamıdır. Sovyetler Birliği’nin baskın komünist ideolojisi ve ağır totaliter yapısı içerisinde, topluca tehcire maruz bırakılmış bir milletin vatana dönüş mücadelesini örgütlemek, başlı başına bir siyasi maharet gerektirmektedir. Türk aydınları, özgür düşünce talepleri karşısında Sovyetler Birliği’nde dönem dönem baskılarla yüz yüze gelmişlerdir. Sadece 1937 senesinde binlerce MüslümanTürk aydını “Pantürkist”, “Panislamist” damgasıyla Sibirya’ya sürülmüş; işkencelere, açlık ve sefalete maruz bırakılmıştır. Komünist ideolojisine azıcık ters düşecek anayasanın, yasaların, uluslararası anlaşmalardan ileri gelen bazı hak ve özgürlüklerin elde edilmesi noktasında durum vahimdi. İşte böyle şartlar içinde Sovyet ideolojisinin resmen hain ilan edip, topyekûn vatanından sürdüğü bir milletin mücadelesini yapabilmek, biraz da siyasi ustalık gerektirmekteydi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, ayrı ayrı konuşma ve makalelerinde, röportajlarında da vurguladığı gibi, ilk dönem Sovyetler Birliği’nin yasalarına bağlı kalarak, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nden ileri gelen haklarını elde etme stratejisi yürütmekteydi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Özbekistan’daki sürgün dönemi faaliyetlerinde, Kırım Tatarları arasında “maariflendirme ve milli şuur aşılama” çalışmaları ön plandaydı. Kırım Tatarlarına kendi dillerini konuşmak bile yasaklanmıştı. Kırım Tatarları, toplama kamplarında yaşayan ve hiçbir hakları olmayan insanlardı. Önce onların bu hakları için mücadele verilmesi gerekiyordu. Kırımoğlu da siyasi ileri görüşlülüğüyle böyle bir yola başvurdu. Kırımoğlu’nun ılımlı ve barışçıl yaklaşımları, Sovyetler Birliği yasalarını zorlamadan hak arayışları, ona karşı yapılan baskı ve işkencelerin de bir nebze yumuşamasına neden oluyordu. Kırımoğlu’nun siyasi mücadelelerini, hayat hikâyesini göz önüne alarak aşamalara bölecek olursak; birinci aşama sürgün döneminde Özbekistan’da Kırım Tatarlarının milli ve tarih şuurunun benimsetilmesinde adımlar atmak ve yavaş yavaş onları örgütleyerek, insan hakları çerçevesinde, Kırım’a dönüşünü sağlamaktı. Sovyet 28 ideolojisi Kırım Tatarlarının Alman ordularıyla işbirliği içinde olduğunu gerekçe göstererek sürgün edildiğini ileri sürmekteydi. Hruşov döneminden itibaren de Stalin politikalarından kaçınılması sonucu, bu halkların sürgününün ideolojik gerekçeleri ortadan kalkmıştır. Kırımoğlu ve arkadaşları toplantılarda, konuşmalarda ve makalelerinde, Sovyetler safında kahramanca Almanlara karşı savaşan binlerce Kırım Türkünün yaptıklarını bilgi ve belgelerle ortaya çıkararak, Kırım Türklerine vurulan bu “hain” damgasının asılsız olduğunu göstermeye çalışmışlardır. Sovyetler Birliği’nin yıkılışı ve Kırım Türklerinin vatana dönüşünden sonra yapmış olduğu konuşmaların birinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu asıl hıyaneti, hainliği Sovyetlerin safında Almanlara karşı savaşan on binlerce Kırımlının toplama kamplarında, ailesinden, çoluk çocuğundan uzak yerlere sürgün eden Sovyetler Birliği’nin yaptığını belirtmektedir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ılımlı ve barışçıl tavrı; insan hakları çerçevesinde hak talepleri, uluslararası camianın da Kırım Tatarlarının ağır baskı altındaki durumunu gündemine almasına neden olmuştu. Aynı zamanda Sovyetler Birliği’nin, A. Saharov ve Petro Grigorenko gibi insan hakları savunucuları da bu konuda daima Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ve Kırım Tatarlarının yanında yer almış, uluslararası kamuoyuna çeşitli müracaatlar göndermişlerdir. II.2. Vatana Dönüş Sonrası Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Mücadelesinde Türkiye Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun siyasi faaliyetlerinden bir diğeri de, ister Sovyetler Birliği’nin içinde isterse de dışarıdaki insan hakları örgütleriyle, dünya kamuoyuyla, özellikle Türkiye’yle haberleşme kanallarını açık tutabilmek; baskı, zulüm ve yapılanlar hakkında onları bilgilendirmekti. Bu da bir nevi Sovyetler Birliği’nin Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatarları etrafındaki izolasyon siyasetini kırıyordu. Kırımoğlu’nun en büyük siyasi hedefi, Kırım Tatarlarının ellerinden alınmış haklarının geri iadesine nail olmak; milletinin topluca, emniyet içerisinde vatana dönüşünü sağlamaktı. Sonraki yıllarda Kırımoğlu, Birleşmiş Milletler Genel 29 Sekreteri’nden “Barış Ödülü” alırken, Genel Sekreter “Milletini barışçıl yollarla vatanına götürebilmiş tek lider” diyerek Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu anons etmişti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, zaman zaman, ölümün eşiğine geldiğinde bile mücadelesinden vazgeçmemiş; bu ağır milli mücadelesinin birinci aşamasını kapatmış, Kırım Türkleri topluca artık kendi vatanlarına dönme hakkını elde etmişti. Şimdi artık ikinci bir mücadele dönemi başlıyordu: Kırım, Rus işgalinden bu yana maksatlı yürütülen politikalar sonucunda Slavlaştırılmış, sürgün döneminde de Kırım Türklerinin malları, mülklerine ve arsalarına el konulmuştur. Onların çoğu artık kendi dillerini bile unutmuşlardı. Şimdi daha ağır ve zor çalışma ve mücadele hayatı Kırımoğlu’nu beklemekteydi. Bir taraftan Kırım Türklerine karşı yöneticilerin ırkçı tutumları, diğer taraftan vatana dönen Kırım Tatarlarının evsiz, barksız durumu ve başka sorunlar halledilmeliydi. Bu dönemde, Türkiye, Kırım Tatarlarının yanındaydı. Ukrayna’yla Türkiye arasındaki ilişkilerin olumlu seyri de eğitim-kültür alanındaki bazı sorunların halledilmesinde Kırımoğlu’nun elini güçlendirmekteydi. Elbette ki Kırım Tatarları topraklarına döndükten sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve dava arkadaşlarının önünde büyük problemler, sorunlar durmaktaydı. Gerek uluslararası toplantılarda, gerekse Ukrayna sınırları içerisinde yapılmış olan konferanslarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Milli Hareketin aşamalı ilerleyişinin tezlerini savunuyordu. İlk baştan Kırım Türklerinin, kendi milli devletini bu topraklarda yeniden tesis etmek söylemine girmek fazlasıyla tehlikeli olabilirdi. Kırım Tatarlarının yeniden kendi topraklarına dönüşünü bin bir yolla engelleyen Panislavist mihraklar iş başında ve halen güçlüydü. Milli Hareket mensupları, Ukrayna makamlarına gönderdikleri toplu müracaat ve dilekçelerle, mesken edinmek üzere topraklar, kendi ana dillerinde okullar ve camiler istemekteydi. İlk aşamada “milli-kültürel muhtariyet” haklarının elde edilmesi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun çalışmalarının önünde yer almaktaydı. Kurulmuş olan Kırım Milli Hareketi de böyle bir strateji izlemekteydi. 30 II.3. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türk Dünyası’na Bakışı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bütün bu sorunların aşılmasında Türkiye ve Türk Dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesine özel önem vermekteydi. 26 – 30 Haziran 1991 tarihlerinde yapılmış olan Kırım Kurultayı’nda, Türk Dünyası’nın çeşitli siyasi kuruluşlarının temsilcileri hazır bulunmuştu. Kurultay’a Azerbaycan Halk Cephesi adına Niyazi İbrahimoğlu, Özbekistan Milli Hareketi’nden Mahmut İnakov, Ahıska Türklerinin Vatan Milli Örgütü’nden Rasaddin Rasov, Gagavuz Türkleri Halk Hareketi’nden İvan Krisnovgo, Kazan Türk Halkları Cemiyeti’nden Revail Muhammed, Kumuk Milli Hareketi’nden Aynüddin Mamay ve diğer Türk Cumhuriyetleri ve akraba topluluklarından da katılımlar vardı. 110 Özellikle Azerbaycan’da milli mücadele sonucunda iktidara gelmiş, Azerbaycan Halk Cephesi ve onun lideri Elçibey ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun samimi ilişkileri vardı. Elçibey bütün platformlarda Kırım Türklerinin haklı davasına ve milli hareketine destek vermekteydi. 1993 senesinde Elçibey’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Azerbaycan’a davet edilmiş ve orada Cumhurbaşkanı tarafınca samimi bir ortamda kabul edilmişti. Bu kurultayda kabul edilen bildiride: “Türk Birliği”nden de bahsedilmekteydi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bizzat kendisinin hazırlamış olduğu bildiri de şöyle deniliyordu. “Kırım Müslümanları Kırım’ı daha mükemmel ve daha muntazam bir surette idare ve muhafaza etmek kendi kanununu, kendi nizamını kendisi tertip eylemek için Kurultay’ını açmaya karar verdi. Çünkü Kurultay o mukaddes heyet-i kanuniyedir ki, Türk ırkına asırlarca intizam ve adalet temin etmiştir. Yalnız Türklere değil, onlarla beraber bütün milletlere de ve hatta bütün cihana dahi saf ve temiz bir şema-i adalet serpmiştir. 111 110 111 “Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın Anlamı ve Meclis”, Fikirde Birlik Dergisi,, S.20, s. 13 http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141, (12.09.2012) 31 Kırım Milli Hareketi’nin, Kurultay çağırma ve kararlarını istişare içinde alma geleneği Türklerde var olan bir geleneğin de yeniden ihyası demekti ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu geleneğe ve Türk milli bilincine bağlılığının da bir göstergesiydi. Kurultayın ana fikri, bir meclis düzenlemek ve bu meclis vasıtasıyla Kırım Türklerinin en yüksek organını oluşturmak, halk adına kararlar almak ve bunların işleyişine müdahil olmaktı. Nitekim Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu önderliğinde oluşturulan Kırım Milli Meclisi mühim kararlar almış, başarılı icraatlara imza atmıştır. Kurultay’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yapmış olduğu konuşma, Türk milletinin tarihi geleceği, Türk Dünyası ve Kırım Milli Hareketi’nin hedefleri açısından önemli mesajlar ihtiva etmekteydi. Bu konuşmasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu aynı zamanda milli haysiyet sahibi olan, azatlıksever ve kendi topraklarına bağlı Kırım Türklerinin; merhametsiz ve insafsız bir rejime karşı, hiçbir gün bile durmayan mücadelesinin, diğer esir Türk halklarına da faydalı ve ibret verici olacağını vurgulamıştı. Kırımoğlu ayrıca, Kırım Tatar Milli Hareketi’nin bütün devletlerde demokratik ve barışçıl yollarla mücadelesine devam eden hakların hareketlerine, milli ve dini mücadelelere de olumlu etki edebileceğini vurgulamıştı.112 Kurultay’da sürgünden vatana, yıllar içinde yüzlerce Kırımlı’nın, Sovyet hapishanelerinde, ceza kamplarında, çeşitli sorgulamalarda baskı ve zulüm gördüğünü anlatan Kırımoğlu; bunlardan sadece iki şehidi Musa Mahmut ve Fevzi Saydali’yi anmakla gelecek nesillerin şuurunda vatan ve millet uğurunda fedakarca mücadelenin olumlu etkilerini oluşturmanın önemine dikkat çekmiştir. 113 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gelişen dünya şartlarının, Türk Dünyası’nın önünü açtığı görüşünde olmuştur. Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlığını elde etmesi onu sevindirmekte ve o çeşitli toplantılarda yapmış olduğu konuşmalarda bu bağımsızlıkların kökleştirilmesi ve milli iradenin yönetime yansıması gerekliliğini vurgulamaktaydı. Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile beraber, esir Türk toplulukları da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun daima gündeminde yer almıştı. Eski Muhtar Sovyet Türk 112 “Kırımoğlu'nun Kurultay konuşması”, QHA, 29/10/2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nun-kurultay-konusmasi129851tr.html, (15/11/2013)) 113 http://www.vatanKırım.net, (13.09.2012) 32 Cumhuriyetleri’nin durumları (mesela Başkurdistan, Tataristan) bu bakımdan daha zordur. Bu Cumhuriyetlerin denize açılma imkânı ve bağımsız devletlerle sınırları yoktu. Bununla beraber onların toprakları diğer milletler ve hatta ilk olarak Ruslar tarafından yurt edilmiştir. Şüphesiz ki bu Cumhuriyetlerin Türkleri de milli bağımsızlıklarını talep edecekler ve onlar daha fazla zorluk, ihtilaf ve anlaşmazlıklarla karşı karşıya kalacaklardır. “Yakın gelecekte bizler belki bir diğer komünist imparatorluğunun, yani Çin Halk Cumhuriyeti’nin dağılmasına şahit olacağız ve bu durumda Doğu Türkistan’ın bağımsızlığına da ağır bir yol açılacaktır. O zaman Doğu Türkistan şimdiki Sovyet Muhtar Türk Cumhuriyetleri’nin önünde duran bazı problemlerle karşı karşıya gelecektir. Belki de gelecekte Türk Dünyası ile İran devleti arasındaki münasebetler de gerginleşebilir. Çünkü İran’da 18 milyona yakın Türk yaşamaktadır. Onların bağımsızlık isteyip istemeyecekleri veya komşu Azerbaycan’a katılıp katılmayacakları gibi bütün bu meseleler onların oradaki durumlarına yani insani ve milli haklarına ne kadar riayet edileceğine bağlıdır. Aynı durum Afganistan’da, Irak’ta ve esir Türklerin yaşadıkları diğer memleketlerde de olabilir. ”114 Bu düşünceler Kırımoğlu ve Türk Dünyası için çok önemlidir. Onun bütün Türk Dünyası’nın problemlerine kafa yoran, Türk Birliğinden, bu birlikle büyük bir güç oluşturmanın zaruretinden bahseden bir lider olduğunu göstermektedir. Kırımoğlu, Asya ve Avrupa’nın önemli kısmında Türk varlığının bulunduğunu; bu coğrafyalardaki doğal zenginliklere ve bu zenginliklerin güce çevrilmesi istikametinde çalışmalar yapılmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Türk halklarının uzun zaman sömürge altında yaşamasından dolayı birlik ve milli şuur bilincinin zayıflatıldığını ve birbirinden uzaklaştırıldığını söylemektedir. 115 Onun kanaatince öncelik sıralamasına göre Türk Dünyası’nın kültürel ve ekonomik entegrasyonuna fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü sağlam ekonomik 114 115 Çapraz, a.g.e, s. 98 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) 33 bağlantılar ve kültürel birliktelikler meydana getirildikten sonra siyasi birlik de kolayca kurulabilir. Ona göre Türk Dünyası’ndaki birlik, herhangi gönüllü ve sulhsever birliklerde olduğu gibi, yalnız Türklere değil bütün dünyaya çok fayda getirecektir. 116 Kültürel birliktelik noktasında İsmail Gaspralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ona göre çok önemliydi. Bu yolda Türk Dünyası’nın alması gereken başlıca tedbirlerden birinin, hepsinin yazılarını Latin alfabesine geçirmesi meselesi olduğunu düşünmektedir.117 Aynı zamanda kültürel mübadele, Türk kültür merkezlerinin ve ilim cemiyetlerinin, haber ajanslarının kurulması, öğrenci mübadeleleri, dini idarelerin müşterek çalışmaları gereklidir. O, Türk gruplarının birbirleriyle anlaşabilmek için Rusça konuşmak zorunda bırakıldığını bildirerek, bu durumun değişmesi gerektiğini vurgulamıştır. Türk dili esas alınarak umumi bir Türk dilinin meydana getirilmesine önem vermemiştir. Bu umumi Türk dili çeşitli Türk gruplarının dillerinden alınan eşanlamlı sözlerle daha da zenginleşecek, Türk Dünyası’nın tek lisanı olacaktır. Ona göre Türk Dünyası okullarında Türkiye Türkçesi dersine yer vermek de zaruridir. Ekonomik alanda Türk Dünyası ile müşterek müesseseler kurulmalı, ticari alanda elverişli şartlar sağlanmalı, gümrük engelleri ortadan kaldırılmalı, işçilerin Türk ülkelerinden diğerine serbest gidebilmesi sağlanmalıdır. Bunların ardınca artık bir Türk birliğini oluşturmak zaman meselesi olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti önderliğinde Bu çalışmaların yapılabilmesi için bağımsızlığını yeni elde etmiş Türk Cumhuriyetleri’nin üzerine büyük görev düşmektedir. Kırımoğlu özellikle Türkiye ve onun gücü ve misyonu hakkında önemli düşüncelere sahiptir. Ona göre Türkiye’de Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde olduğu gibi Türk aydınları bir kıyımdan geçirilmemiş, camiler kapanmamış, milli ruh yok edilmemiş, yabancı ideolojiler milli bünyeyi tahrip etmemiştir. Türkiye’nin milli medeniyeti ilerlemiş, Türk dili zenginleşmiştir. Türkiye ekonomisi diğer Türk Cumhuriyetleri’nin ekonomisinden daha ileridedir. Bu da doğal olarak Türkiye’ye Türk Dünyası’nda lider olma misyonunu kazandırmaktadır.118 116 Çapraz, a.g.e, s.100 Riza Fazıl, “Kırım Tatarları 20 yıldır Latin alfabesine neden geçemiyor?”, QHA, 07/01/2013 ,(http://qha.com.ua/kirim-tatarlari-20-yildir-latin-alfabesine-neden-gecemiyor-120908tr.html,( 07.09.2013)) 118 Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj 117 34 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye’nin liderliği ile ilgili nihai düşünceleri ise şöyledir: “Bu liderlik ümit ederim ki olmasını arzu ettiğimiz Türk Dünyası’nın birliğinde, hiçbir zaman diktatörlük şeklini almaz ve Türkiye Türkleri hiçbir zaman bazı tarihi sebeplerden dolayı zor durumda kalmış kardeşlerine yüksekten bakmazlar. O zaman Türkiye gerçekten de Türk Dünyası’nın tamamı için birleştirici ruhi merkez olabilir.” 119 Kırımoğlu Kırım’ı Türkiye’nin güvenlik sahası olarak da tanımlar. “Rusya’nın Kırım’da derin stratejik yapılanmaya girmesi, Türkiye’nin çıkarlarına aykırıdır.” demektedir. Kırım’daki Türklerin nüfusunun giderek arttığını ve önümüzdeki yıllarda bunun aynı zamanda Türkiye’ye de stratejik üstünlük sağlayacağı kanaatindedir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na göre Akdeniz’de Kıbrıs’ın önemi neyse, Karadeniz’de de Kırım’ın önemi odur. İşte bu açıdan, ister kültürel alanda, ister ekonomik, isterse de eğitim alanında Türkiye’nin ve Türk Cumhuriyetleri’nin Kırım’da yapması gereken çok şeylerin olduğuna inanmaktadır. Kırımoğlu önderliğinde “Kırım Sevdası” Gazetesi, Kırım Türkleri Kültür Merkezi ve Milli Kütüphane, Kırım Haber Ajansı, daha nice kurum ve kuruluşlar onun siyasi liderliği ve dirayeti sayesinde başarılmıştır. Vatana dönüş mücadelesinden sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun giriştiği yeni mücadelede özellikle Türkiye ile ilişkileri önem kazanmıştır. Kırımoğlu’nun Türkiye’deki temasları zamanında, en çok atıfta bulunduğu konuların başında Kırım gençlerinin Türkiye’de eğitim imkanlarının genişletilmesi, eğitim için gelenlerin burada en verimli şekilde yetiştirilmesi ve Kırım’a döndükten sonra da onlarla irtibatın devam ettirilmesi olmuştur. 120 Aynı zamanda yeterli sayıda Tatar Türkçesi öğretmeninin yetiştirilmesi; okulların ders kitabı, harita, sözlük gibi 119 120 Çapraz, a.g.e.,s.103 Bkz Ek. Röportajlar: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj 35 malzemelerle donatılması; çocuk yuvaları, anaokullarının kurulması gibi konular da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye’den istedikleri arasındadır. 121 Dini konularda da, yeni camiler, medreseler açılması, dini edebiyatın Kırım’a getirilmesi, Tatar gençlerinin arasındaki eksik dini bilgilerin giderilmesi problemleri de Kırımoğlu’nun öncelikleri arasında yer almaktadır. Türkiye; ortak tarih, dil, sosyal ve kültürel işbirliğinin sağlam temellere oturtulması ve kurumsal işbirliğinin yoğunlaştırılması, ortak kültürel mirasın tespiti ve korunması, tarih, dil ve din alanında ortak unsurların canlandırılmasına yönelik çeşitli projelerle, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu önderliğindeki Kırım Milli Meclisi’ne yardım etmektedir. Türkiye aynı zamanda Ukrayna’yla Karadeniz üzerinden birbirine komşu olan iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri canlandırarak ve ilişkileri sıcak tutarak, bu konuda Kırım Türklerinin de bir aktör olarak yer almasını sağlamaktadır. 122 İki ülke arasındaki ticari ve siyasi ilişkilerin paralelinde başbakanlığa bağlı Türki İş Birliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) aracılığıyla Kırım’a yönelik eğitim, kültürel ve konut projeleri 1992 yılında başlatılmıştır.123 TİKA’nın Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Akmescit’teki ofisi 22 Kasım 1995 tarihinde, Birleşmiş Milletler Kırım’a entegrasyon ve kalkınma programı koordinatörlüğüyle imzalanan protokol çerçevesinde kurulmuştur. Aralık 2005 içerisinde tescil edilen üç projeyle TİKA Akmescit program koordinatörlüğü hükmü şahsiyet kazanmıştır. Önceleri dışişleri bakanlığı 1996’dan sonra ise TİKA ekseninde Türkiye Kırım’a başta eğitim ve kültür olmak üzere teknik yardım , turizm, ticaret, bankacılık, sanayi , istihdam ve konut yardımları yapmıştır. Tabiî ki bu yardımların en başta geleni eğitim ve kültür alanında yapılanlardır. 124 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yalnızca Türkiye ile değil Türk Dünyasının diğer ülke liderleriyle de bir araya gelmekte ve bu ziyaretler basında yer bulmaktadır. Bunlardan biri tıpkı Kırım Tatarları gibi yaşama hakları için zor bir mücadele vermek zorunda kalan Doğu Türkistan Türklerinin lideri Rabeiya Kader 125 ile Brüksel’de bir 121 Bilal Koçak “Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla Röportaj” Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 61 122 Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj 123 Fahri, Unan, Yeni Türkiye Uluslararası Türkoloji Kongresi Bildirileri, TİKA,s.448 124 Unan, a.g.e. s. 449 125 Rabeiya Kader: Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur halkının insan hakları için mücadele eden Uygur aktivist. 2005 yılından bu yana ABD'de yaşamakta ve Uygurların sesini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. 36 araya gelmesi haberidir. Habere göre Doğu Türkistan için mücadelelerinin çok yönlü olarak devam ettiğini ve bu davaya baş koyduğunu söyleyen Türklerin kadın lideri Rebeiye Kader, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Sizleri görmek, sizlerle tanış olmak, kardeşlerin buluşması kadar, Türklerin bir başka özgürlük lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile buluşmak ne hoş. Bu iletişim çağında birbirimizden haberimiz daha güzel olmalı. Güçlü dirlik ve birlik için mücadelemiz sürmeli” demiştir.126 Doğu Türkistan Türkleri ile Kırım Tatarları arasındaki dayanışma, 2009 yılında Kırım Tatar sivil toplum teşkilatlarının, son iki haftada Çin’in baskılarına maruz kalan Doğu Türkistan Uygurlarını desteklemek amacıyla Kiev’deki Çin Büyükelçiliği binası önünde eylem yapmasıyla da gündeme gelmiştir. 127 Türk Dünyasıyla beraber Kırım Tatarları 1996 yılında Çeçenlerin direnişine de destek vermiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İnguşlardan, Dağıstandan sürülen 80.000 – 100.000 arası Çeçenlerin vatanlarına dönme mücadelesi için; 1944 yılında Ruslar tarafından Kırım Tatarlarına acımasızca yapılan sürgününden sonra vatana dönüş mücadelesinin ve haklarını arayışlarının suç olmadığını, sadece Rus terörizmine yeterli bir cevap olduğunu ifade etmiştir.128 Çeçenlerin mücadelesini Kırımoğlu 2007 yılında yeniden dile getirmiştir ve Deutsche Welle’nin verdiği habere göre “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Lvov’da verdiği demeçte, “Eğer Ukrayna Cumhuriyeti Kırım’da yasadışı toprak zapt eden Rus iş adamlarını düzene koymasa Kırım ‘ikinci Çeçenistan’ olur” demiştir. 129 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Tatar Türkleri arasındaki münasebette, özdeş mücadeleleri üzerinde gelişmiştir. 2013 yılında Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret eden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasında şöyle bir münasebet olmuştur: Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadeleleri ile Kırım Türklerinin mücadelelerinin benzerliğine dikkat çeken Kırımoğlu, “ Siz 126 Y.C. “Çin’de bir kadın önder,Rabia Kader ” Yenihaber, 09.07.2009, (http://www.yenihaber.be/ printer_friendly.php?go=3050a47, (20.01.09)) 127 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=35, (30.09.2009) 128 http://www.lexpress.fr, (03.10.2013) 129 Arzı Kencaliyeva, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Kırım “ikinci Çeçenıstana” dönüşebilir”, QHA, 17/12/2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-ikinci-cecenistana-donusebilir-35228tr.html, (04.04.2013)) 37 bağımsız bir cumhuriyet kurdunuz, biz maalesef bu noktaya ulaşamadık. Mücadelemiz devam edecek” dedi. Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin selamlarını Cumhurbaşkanı Eroğlu’na ileterek, Kuzey Kıbrıs’ta büyük bir misafirliklerle ağırlandıklarını dile getirdi, teşekkür etti.130 Kısaca ifade edersek Türkiye’nin de yardımlarıyla Kırımoğlu liderliğindeki Kırım Türklerinin çeşitli kurum ve kuruluşları kültürel varlıklarını devam ettirme çabaları yeni ivme kazanmıştır. Sosyal değişme sürecinde ve göçler ekseninde ahlaki değerler, din, dil, edebiyat, müzik ve kimlik farkındalığı Kırımoğlu’nun Kırım Türkleriyle ilgili gündeminin ön sıralarında yer almaktadır. Çünkü bu değerlerin değişmesi ve yok olması bir milletin geleceğini de tehlikeye sokar. Aynı zamanda Kırım Tatar kültürünün sürdürülebilmesi için; yaşlılardan gençlere kültür aktarımını sağlayabilmek amacıyla yapılan çalışmaların içinde yer almaktadır. Kısacası bugün Kırım Tatarları Kırımda başka bir kültürle iç içe yaşarken, kendi kültürlerini, dil ve dinlerini geliştirmek, korumak ve geleceğe taşımak zorundadır. Bunun içindir ki Kırımoğlu da ister Türkiye’de isterse de Kırım’da yapmış olduğu çeşitli konuşmalarda milli mektepler, kitaplar, kültürel merkezler, konusunu devamlı gündemde tutmakta ve bu konuda yapılan çalışmalara öncülük etmektedir. II.4. Vatana Dönüş Sonrasında Devam Eden Mücadele Kurultay ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki Milli Hareket, halkın bilinçlendirilmesi ve örgütlendirilmesi işiyle uğraşmakta; milliyetçi panislavist mihrakların çalışmalarına karşı milli çizgiyi daima muhafaza etmekte ve soydaşların sürgünden vatana dönüşü ve onların vatandaki ağır sosyal, ekonomik, kültürel sorunlarını çözmekteydi. Kırım’a dönen Türklerin çoğunun evleri yoktu. Bazıları elektriği, suyu olmayan yapılarda, çadırlarda ve akrabalarının evlerinde yaşamaktaydı. Günümüze dek, Kırım Türklerinin kendi topraklarına yerleşme çabaları, güvenlik güçleri tarafından engellenmeye devam edildi. 7 Ekim 2007’de Kırım’ın Aypetri bölgesinde Kırım Türklerinin yapmış oldukları evlerin yıkımı gerçekleştirilirken, polislerin silahlarından açılan ateş sonucu 130 “KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, Kırım heyetini kabul etti” QHA, 22/07/2013 (http://qha.com.ua/kktccumhuriyet-meclisi-baskani-bozer-kirim-heyetini-kabul-etti-128947tr.html, (23.09.2013)) 38 birkaç Kırım Tatarı ağır yaralanmıştı. Bunun üzerine 7 Ekim’de Kırımoğlu milletvekili sıfatıyla basın toplantısı düzenleyerek Ukrayna Emniyet Müdürü’nün görevden alınmasını istemiş ve Aypetri olaylarında sorumsuzca davranış sergileyen polislerin hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. 131 Kırım Âli Meclisi’nin önünde yapılan çok sayıda protesto, gösteri ve mitingler, Kırım hükümet çevrelerinin geri adım atmasıyla sonuçlanmıştır. Kırım Âli Meclis Başkanı Antoni Gritsenko, Riya Novosity Ajansı’na vermiş olduğu demeçte, Kırım Türklerinin mesken sorununun halledilmesi amacıyla 2,2 bin hektar toprak ayrılacağını beyan etmiştir. Bu topraklar Simferapol ve Büyük Aluşta bölgelerinde olacaktır, ancak Kırım Âli Meclisi Başkanı, mitinglerin ve gösterilerin artık sonlandırılması gereğini beyan etmiştir.132 Kırım Komitesi’nin Lideri Leonit Kraç, Rusya yanlısı tutumunu Aypetri olaylarında da devam ettirerek, Kırım Tatarlarının toprak elde etmesi ve buralara mesken yapmasını kesin bir dille eleştirerek, bunun Ukrayna’nın belirli güç merkezlerinin onayıyla gerçekleştiğini ifade etmiş ve bu konuda suç duyurusunda bulunmuştu.133 Özbekistan’da, Tacikistan’da, Rusya Federasyonu’nda ve Ukrayna’nın bazı bölgelerinde yaşayan Kırım Tatarlarının da istemelerine rağmen çoğunun vatanlarından göç etmeye maddi imkânları yoktu. Kırımoğlu, bu insanlara yardım edilmezse onların hiçbir zaman yurtlarına dönemeyeceğini bilmekte ve çareler aramaktaydı. Gazeteci Kemal Çapraz’a vermiş olduğu bir röportajda Kırımoğlu; Özbekistan’da onlara yardım etmeyen eski komünist yöneticilerden de yakınmaktaydı. Bu Moskova yanlısı yöneticilerin yardım bir tarafa dursun, Kırım Türklerinin kendi imkânlarıyla yurtlarına dönmesine engel olduğunu vurguluyordu. Mesela Kırım Türklerinin hükümetten satın alınan evlerini satıp vatanlarına dönmelerine engel olunmakta, onlardan bu evleri parasız bırakıp gitmeleri istenmekteydi. Bir Türk Cumhuriyeti olan Özbekistan’da dahi Kırım Türklerine, demiryolları istasyonlarında eşyalarını Kırım’a göndermek için vagonlar verilmiyor, onlar o sandıkları almak için aylarca kuyruklarda beklemek veyahut başka yollarla bu haklarını elde etmek zorunda 131 “Крымские татары уповают на Тимошенко и (http://www.rosbalt.ru/ukraina/2007/12/19/441964.html, (05.02.2010)) 132 http://www.bizxednay.ru, (24.03.2008) 133 http://www.intermedia.org.ua, (21.11.2007) Луценко” Росбалт, 19/12/2007, 39 bırakılıyorlardı. Her türlü teknik cihazları, arabaları, inşaat malzemelerini Özbekistan’dan çıkarmak, Kırım Tatarları için çok zor hale getirilmişti134. Özbekistan’da bütün bunlar devam ederken Kırım’da da başka bir engelleme ve sorun vardı. Rus yanlısı yerel idareciler, alelacele Kırım Türklerinin topraklarını Rusya’dan, Ukrayna’dan gelmiş Ruslara, yazlık evler inşa etmek için dağıtıyorlardı. Bütün bunlar, Kırım Türklerinin sayısını azaltmak, onların vatana dönüşünü engellemek için yapılıyordu. Özelleştirme adı altında topraklar, fabrikalar, binalar da yine Ruslara satılmaktaydı. İşte bu zorlu şartlar altında Kırımoğlu, çareler ve siyaset üretmek zorundaydı. Milli kültür ve eğitim alanında çok büyük bir boşluk vardı. Vatana dönen Kırımlıların okuyacak okulu, ibadet edecek camisi yoktu. 1944 senesinden sonra ana dilinde tek bir okul bile açılmamıştı. Rus okullarında vatana dönmüş Kırım Türklerinin çocukları için ana dillerini öğrenmek imkanları verilse de; ders kitapları ve öğretmenleri yoktu. Milli Kurultay’da Kırımoğlu, bu sorunların acilen çözülebilmesi için Kırım Türkçesinin alfabesinin değiştirilmesini ve Latin alfabesine geçilmesi kararını almıştı.135 Bu karar aynı zamanda Türkiye’nin kültür ve eğitim alanında Kırım’da başlayan milli intibak sürecine aktif bir biçimde müdahil olmasını sağlayacaktı. Dini hayat da yıllarca devam eden asimilasyon ve sindirme politikaları sonucunda, neredeyse yok edilmişti. Sovyet döneminde zaten Müslümanların yaşadıkları bütün topraklarda camiler kapatılmış, din adamları ya öldürülmüş ya da Sibirya çöllerine sürgün edilmişti. Kırım Tatarlarının durumu ise daha vahimdi. Buradaki camilerin çoğu depolara, hayvan barınaklarına ve kulüplere çevrilmişti. 136 Restore edilen ve pisliklerden temizlenen camiler yeniden ibadet için açılmaktaydı. Örnek, Gözleve’de Sinan’ın yaptığı cami Sovyet yönetimi Kırım Türklerine ait mimari eserleri, burada Türk izleri kalmasın diye özellikle tahrip etmişti. Ama Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun özel gayretleriyle İslam cemiyetleri oluşturulmakta, camiler inşa edilmekteydi ama bu camilerde görev yapacak din adamları da yoktu. 134 Çapraz, a.g.e., s. 35 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) 136 Çapraz, a.g.e., s. 79 135 40 Bir diğer sorun da Rusya’dan bu bölgeye getirilen Ruslar, Almanlar, Belaruslar, Ermenilerle Kırım Türklerinin uyum sorunuydu. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun anlatımıyla: “ Kırım’da yaşamakta olan 2,5 milyon kişinin yüzde doksanı, 1944’den sonra Rusya ve Ukrayna’dan göç etmiş olanlarla ve o insanların evlatlarıdır. Onlar Kırım Türkleriyle hemen hiç yaşamamış, fakat yıllardan beri yapılan Şoven propagandalar neticesinde Kırım Türklerine karşı, davranışlarından anlaşıldığı kadarıyla, pek hayırlı düşüncelere sahip değillerdi. Mesela 1988 yılında yerel organlar tarafından Kırım’da yaşamakta olan ahali arasında Kırım Türklerinin vatanlarına dönüşleri hususundaki düşüncelerini öğrenmek maksadıyla yaptırılan bir ankette, halkın yüzde altmışı Kırım Türklerini vatanlarına dönmelerini katiyyen karşı çıkmış. Yalnız yüzde yedisi onların vatanlarına dönmelerine hakları olduğunu söylemiş, kalan yüzde otuzüçü ise, bu konuda kayıtsız olduklarını beyan etmişlerdir.” 137 Kırım Muhtar Cumhuriyeti’nin yönetim kadrolarında yer alan şahıslar da Kırım Türklerine karşı açıktan açığa baskı uygulamakta, onların her türlü faaliyetlerine engel olmaktaydı. Böyle bir durum içerisinde Kırımoğlu’nun siyasi ileri görüşlülüğü sayesinde Ukrayna’daki milli demokratik partiler ve örgütlerle iyi ilişkiler kurmakta, onların Kırım Türklerine olan bakışları olumlu istikamette değiştirilmekteydi. Kırım’ın statüsü, Rusya ve Ukrayna arasındaki bu konuda var olan tartışmalar ve Rusya’nın Ukrayna’dan Kırım’ı geri alma isteklerinin varoluşu, Kırımoğlu’nu, Ukrayna’nın milli demokratik güçleriyle beraber hareket etmeye zorluyordu. 1 Aralık 1991’de Ukrayna’da yapılmış olan Bağımsızlık Referandumu Rusya ile Ukrayna’yı karşı karşıya getirmişti. Kırım’da yetkili olan Şoven-Rus çevreleri bu referanduma karşı Kırım’ı Ukrayna’dan ayırıp Rusya’ya ilave etmek veya Rusya’ya müttefik Bağımsız Kırım Cumhuriyeti kurmak için çabalamaktaydılar. Bu sefer de Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun dirayetli politikaları sayesinde, Kırım Türk Milli 137 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) 41 Meclisi, Kırım Türklerine Ukrayna’nın bağımsızlığı yönünde oy kullanmalarını tavsiye ederek Ukrayna’nın milli bağımsızlık hareketinin yanında yer almıştı138. Kırım Türklerinin neredeyse tamamı bağımsızlık yönünde oy kullanarak bu konuda kilit rol oynamışlardır. Bütün bunlar Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun iyi bir devlet adamı ve iyi bir politikacı olmasının da göstergesidir. Kırım’da Referandum sonrasında devam eden anayasa çalışmalarında da yine Rus yanlısı çevreler Kırım’da yeni bir Rus Cumhuriyeti’nin kurulması niyetlerini taşımaktaydılar. Onlara göre Kırım Cumhuriyeti’nde resmi dil Rusça olmalıydı. Bu anayasa taslağında Kırım Türklerinin milli haklarını koruyacak hiçbir madde yoktu. Bu durumda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve başkanlığındaki Kırım Tatar Milli Meclisi, kendi anayasa projesini hazırlamış ve yayınlamıştır. 139 Bu anayasa taslağında cumhuriyetin resmi dilinin Kırım Tatarcası, Ukraynaca ve Rus dili olması öngörülmüştü. Kırım Türklerinin askerliğinin gönüllü ve yalnız Kırım’da yerleşen Müslüman askeri birliklerden oluşması teklif edilmişti. Artık Rusya- Ukrayna mücadelesi içerisinde Kırım Türklerinin bir denge unsuru oluşturarak güçlendirilmesi gerekiyordu. Rusya taraftarlarının esas tezleri şuydu: Kırım Ruslar tarafından ele geçirilmiş topraktır. Kırım ahalisin ezici çoğunluğunu Ruslar teşkil etmektedir. 1954 yılında Kırım burada yaşamakta olan halkın fikirleri sorulmaksızın Kruşev tarafından Ukrayna’ya hediye edildi. Bu haksızlık olarak görülmekte, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması ve Rusya Federasyonuyla birleştirilmesi veyahut Kırım’da bağımsız ve Rusya Federasyonu’na müttefik bir Cumhuriyet kurulması öngörülmekteydi. Ruslar Kırım Türklerinin varlığından hiç bahsetmemekteydi. Ukrainler, Kırım’ın Rusya Federasyonuna katılmasına karşıydılar ve onların da bir tezleri vardı. Ukrainler Kırım’ın Ukrayna’ya verilmesi hakkındaki 1954 yılında alınmış karara atıfta bulunarak: “Evet belki bu kanunsuz bir karar gibi gözükebilir, ama 1783 yılında Rusya tarafından Kırım’ın kendi topraklarına eklenmesi de kanuni değildi; bu yüzden de Rusya’nın Kırım benim toprağımdır demeye hakkı yoktur. Aynı zamanda 138 Hakan Kırımlı, “Kırım Tatarları Kimdir?”, (http://www.kirimdernegi.org.tr/sayfa.asp?id=456, (05.06.2013)) Osman Bayramaliyev, “Çubarov: ''1991 referandumu dönüşü engellemek için yapıldı''”, QHA, 23.01.2012, (http://qha.com.ua/cubarov-039-1991-referandumu-donusu-engellemek-icin-yapildi-039-106667tr.html, (14.04.2013)) 139 42 Sovyetler Birliği döneminde çok miktarda Ukrayna toprağı da Rusya Federasyonu’nca ilhak edilmişti Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı talep etmesi halinde Ukrayna’nın da Rusya Federasyonu’ndan Kırım alanından daha çok toprak istemeye hakkı vardır.” demekteydi. 140 Görüldüğü gibi Ukrayna milli demokratik çevrelerinin görüşleri Kırım Türklerine daha yakındı. Onlardan bazıları hatta Kırım Tatarlarının Ukrayna’nın yardımlarıyla vatanlarına döndürülmesini ve Kırım’da Ukrayna’nın bünyesinde Kırım Tatar Milli Cumhuriyeti’nin kurulmasını savunmaktaydı. Bu yüzden Kırımoğlu akılcı politikalarıyla bu çizginin yanında yer almaktaydı. Değişen dengeler Rusya, Ukrayna arasındaki Kırım uğrundaki mücadele hatta Ukrayna’nın iç siyasi dinamiklerinin siyasal mücadelelerinde kullandıkları dil ve unsurlar, Kırım Türklerinin mücadelesine direk veya dolaylı olarak etki etmekteydi. Elbette ki Kırımoğlu zor siyasi şartlar ve dengeler gözetilerek mücadelesini sürdürmekteydi. Mesela 90’lı yıllarda Ukrayna bağımsızlığını elde eder etmez; Rusya, Kırım üzerindeki baskısının şiddetini arttırarak Kırım’ı Ukrayna’dan koparıp Rusya Federasyonu’na bağlamayı hedeflemekteydi. Nitekim Rusya’nın Karadeniz’deki en büyük askeri filoları da Kırım’dadır. Stratejik açıdan Rusya, Kırım’ı kendi topraklarına ilhak etmeyi yegâne çare olarak görmekteydi. Bu dönem Kırım Cumhurbaşkanı olan Rusya yanlısı Yuri Meşkov çok tehlikeli oyunlar oynamakta, Kırım Türklerini varlığını önemsememekteydi. Yuri Meşkov, Kırım’ı önce Ukrayna’dan koparmak, sonra Rusya’ya bağlamak istiyor; onun için çeşitli baskılar ve projeler üretiyordu. Hatta Meşkov’un yardımcıları bile Moskova’dan atanmıştı. Rus devlet adamları devamlı Kırım’dan gelerek Meşkov’a destek veriyorlardı. Bağımsızlığını henüz ilan etmiş Ukrayna devleti ise elbette bu durumu hazmetmek istemiyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyordu. İşte böyle bir çatışma ihtimalinin var olduğu dönemde Kırımoğlu Kırım’ın Bosna olmaması için çalışıyor, bu değişen dengeler içerisinde Kırım Türklerinin Ukrayna içinde Milli Otonom Cumhuriyeti’nin kurulmasını istiyordu. 140 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) 43 Bu dönemden itibaren Kırım’da Rus cemiyetleri de oluşturulmaya başlanmıştır. Şoven ve Rusya yanlısı tavırlarıyla dikkat çeken bu cemiyetler Kırım Türklerine karşı radikal tutumlar sergilemekteydi. Kırım’da Rus cemiyetlerinin bugüne kadar da etkili olduğu bilinmekteydi. Bu Rus cemiyetleri Rusçanın Ukrayna’da hâkim dil olması uğrunda mücadele veriyordu. Kırım Türklerinin de çeşitli sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla halka yönelik olarak Tatarca kursları açmak girişimleri, zaman zaman Rus yanlısı Kırım yöneticileri tarafından engellenmekteydi. Ancak tüm bunlara rağmen Kırım Tatarları kendi dillerinde kurslar düzenlemekte, mektepler açmakta, eğitim sorunlarına Türkiye’nin de yardımıyla ciddi bir biçimde eğilmekte ve asimilasyon politikalarına karşı, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlığında yeni açılan milli kuruluşlar vasıtasıyla cevap vermekteydiler. 141 Artık Tatar dili okullarda okutulmakta, Tatarca ders kitapları hazırlanmakta, Türkiye’nin de yardımıyla tarih, kültür, edebiyat alanlarında yeni kitaplar yayınlanmaktaydı. Dil konusunda yaşanan sıkıntılara rağmen olumlu gelişmeler de kaydedilmiştir.: Hazırlanmakta olan tüzük dillerinden birinin Kırım Tatarcası olması, Kırım Devlet Televizyonu’nda Kırım Tatarcasıyla müzik yayınlanması gibi… Şuanda Kırım’da ana dilde eğitim yapan 15 civarında okul mevcuttur. Son raporlara göre Kırım’daki Kırım Türklerinin çocuklarının sadece %10’u ana dillerde eğitim veren milli mekteplerde öğrenim görebilmektedir. 142 Üstelik milli mekteplerdeki eğitim, Ukrayna Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan müfredat çerçevesinde ve Rusça olarak yapılmakta, sadece bazı dersler Kırım Tatarcası’nda verilmektedir. Bu milli mekteplerde dahi ana dil, ikinci bir dil olarak öğretilmektedir. Bazı ailelerde bile konuşulmayan ana dili milli mektepler aracılığıyla canlanma olanağı bulacaktır. Bu milli mekteplerin kurulması ve maddi manevi desteklenmesi işi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki Milli Meclis nezaretinde yürümektedir. Milli mekteplerin açılmaması ve oradaki eğitim kalitesinin düşük olması için çalışan 141 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) Okan Yeşilot, “Kırım Tatar Türklerinin Tarihi Ve Güncel Sorunları Perspektifinde Sosyo-Kültürel Yapısı, Ukrayna’dakietnik Barışa Katkıları Ve Türkiye’deki Akrabalarıyla Kültürel İlişkileri” ,21. Yüzyılda Türk Dünyası. Uluslararası Sempozyumu . 02 - 05 Aralık 2010 / Lefke - K.K.T.C.. Bildirgeler Kitabı. Eko Avrasya Yayın No: 2011/1., s.103 142 44 Ukrayna’daki bazı mihraklar, zaman zaman Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri aracılığıyla bu mekteplerde gerginliklerin oluşmasına neden olmuşlardır. Onlar milli mekteplerin kültürel canlanmaya ve milli dilin yeniden yaygınlaşmasına neden olacağını bildikleri için bunu çeşitli vasıtalarla engellemek istemektedirler. Bu engellerin aşılmasında da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun gerek Kiev, gerekse Kırım yönetimiyle kurduğu diyalog çabaları önemli rol oynamıştır.143 Ancak Kırım Tatarlarının sorunlarının halledilmesi konusundaki bazı yasal düzenlemeler sürüncemede bırakılmış, halledilmemiştir. Her ne kadar Yuşenka, vatanından sürülmüş Kırım Tatarlarının haklarının geriye iade edilmesi istikametinde kapsamlı yasal düzenlemelerin yapılacağı hakkında söz vermişse de bu Ukrayna’daki siyasi kriz nedeniyle yapılamamıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Azerbaycan’daki Zerkala gazetesine vermiş olduğu demeçte, yasa çerçevesinde sosyal ve maddi tazminat ödenmesinin gerekli olduğunu bildirse de, Ukrayna Parlamentosu’nun kabul ettiği yasada, sadece Kırım Tatarlarının hukuki haklarının savunulması noktasında bir ibare yer almıştır. Kırım Tatarlarının kendi yönetimlerini oluşturması ve kendi ana dillerinde eğitim almaları konusuna da bu yasada yüzeysel bir biçimde değinilmiştir. 144 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Kırım’da görüşen Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanikoviç, bir ara Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu “başbakan danışmanı” olarak atamışsa da daha sonra Kırım’daki Rus cemiyetlerinin baskısıyla geri adım atmış, imzaladığı kararnameyi iptal etmiştir. Yani zor şartlar altında Kırım Tatarlarının Ruslaştırılmasına ve asimile olmasına karşı, maddi ve manevi tedbirler görmek, milli kurum ve kuruluşların oluşumunu hızlandırmak kolay olmamaktadır. Kırımoğlu Başkanlığındaki Milli Meclis, Tatar Türkçesini ve Türk kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla eğitim ve kültür merkezlerinin açılmasını ve sayılarının çoğalmasını gerekli görmektedirler. II.5. Kırım Tatar Milli Kurultayı ve Kırım Tatar Milli Meclisi Kurultay, Kırım Tatarlarının iradesi, Kırım Tatar Milli Meclisi Kurultayın en yüksek icra organıdır. Ne Kurultayın, ne Meclisin, ne de bir başka Kırım Tatar 143 144 http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=111, (07.13.2013) Zerkalo gazetesi (AZ.), (24.02.2010) 45 kurumunun, maalesef resmi bir statüsü bulunmamaktadır. Bütün gücünü halkından alan Kurultay ve Meclis, herhangi bir gelir kaynağına da sahip bulunmamaktadır. Kurultay, anlam ve önemi açısından Kırım Tatarları için büyük önem taşımakla birlikte, halkın iradesinin en somut göstergesidir. “Kurultay, halktır, Kurultay halkın kararıdır, Kurultay halkın iradesidir” İlk Kurultaylarını 90 yıl önce bir organizasyonla gerçekleştiren Kırım Tatarları, 9 Aralık 1917 tarihinde Kurultay’ın açılışını Kırım’ın tarihi başşehri olan Bahçesaray’da, 300 yıldan fazla Kırım’da hükümranlık süren Kırım Hanlığı’nın sarayı Hansaray’da yapmıştı.145 Kırım Tatarlarının ilk Kurultaylarındaki şartları mükemmel olmamakla birlikte, Türk ve İslam Dünyasında tam demokratik usullerle yapılan ilk seçim olması, katılımın çok yüksek oranda gerçekleşmesi, seçme ve seçilme hakkına sahip olan kadınların 5 Milletvekili ile Kurultaya seçilmesi, ilk Kurultay’ın anlamını daha da anlamlı hale getirmektedir.. Bu bakımdan 1. Kırım Tatar Kurultayı’nın çok iyi analiz edilmesi, gerek Kırım Tatarlarının milli ruhunun anlaşılması, gerekse tarih açısından büyük önem taşımaktadır. Kırım Tatarlarının sahip olduğu köklü devlet geleneği ve medeniyetinin de Kurultay’ın başarılı olmasındaki etkisi yadsınamaz. Bu sebeple, Kurultay’ın toplanmasının hemen ardından 26 Aralık 1917 tarihinde Kurultay tarafından Kırım Anayasası kabul edilmiş, Kurultay Hükümeti oluşturulmuş ve Kırım Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. Çarlık Rusyası tarafından işgal edildikten sonra bir asırdan fazla zaman çok ağır zulümler altında yaşayan, sürekli göçe zorlanan Kırım Tatarlarının 1917 yılındaki istiklali uzun sürmeyerek, Bolşeviklerin Kırım’ı işgali ile son bulmuştu. 1921 yılında Kırım’da Muhtar Cumhuriyet kurulmakla birlikte, İkinci Dünya Savaşı’nda eli silah tutan erkekleri Kızıl Ordu saflarında savaşırken, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan Kırım Tatarları, 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyet Yönetimince sürgüne gönderilmişti. Sürgünü takip eden günlerde uygulanan soykırım ile nüfusunun yarısını kaybeden, tecrit edilmiş bir hayata maruz bırakılan Kırım 145 Çubarova Elvedina, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol (Akmescit), 2009, s.141 46 Tatarları, yurtlarından hiçbir zaman vazgeçmemişler, yıllarca yurtlarına kavuşabilmek için emsalsiz bir mücadele vermişlerdi. 1980’li yılların sonuna doğru Vatanlarına dönmeye başlayan Kırım Tatarları Vatanlarında, 1991 yılında ikinci Kurultaylarını yeniden toplamayı başarmışlardı. 26 Haziran 1991 tarihinde Akmescit'de II. Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın I. Toplantısı'nda alınan kararla Kırım Tatar Milli Meclisi kurulmuştur. Bu toplantıda Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanlığı'na Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu seçilmiştir. 30 Haziran 1991'de Kırım Tatarları üzerindeki egemenliğini ilan eden Kırım Tatar Milli Meclisi, Kırım Ulusal Marşı'nı ve Kırım Ulusal Bayrağı'nı ikinci kurultayda kabul etmiştir.146 Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından 26 -29 Haziran 1996 tarihleri arasında Kırım'ın Akmescit şehrinde Ukrayna Tiyatro Salonunda 3. Kırım Tatar Milli Kurultayı gerçekleştirilmiştir. Kurultayın açış konuşmasını K.T.M.M. başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yapmıştır. Kırımoğlu konuşmasında Kırım'ın siyasi ve genel durumu hakkında bilgi vermiştir. Kurultayın ikinci günü söz alan teftiş komisyon başkan yardımcısı Enver Muiddin meclis çalışmalarının müspet ve menfi taraflarını anlattı. Yapılan bu kurultayda meclis azalarının %90 nın değişmesi gerektiğini belirtmiştir. Dördüncü gün 33 kişilik Kırım Tatar Milli Meclisinin yeni merkezi Şura azaları ile yedi kişilik teftiş komisyonu azaları seçilmiştir. 147 5 -6 Ocak 2001 tarihinde Kırım Tatar Müzik ve Drama Tiyatrosu salonunda III. Kırım Tatar Milli Kurultayı 4. Oturumu yapıldı. "Kırım Tatar isimleri, soyadları, baba adlarının milli ananelerine uygun şekilde yazılması ve söylenmesi" hakkındaki Bekir Mamutov"un verdiği teklif olduğu gibi kabul edilmiştir. Ukrayna Parlamentosu ve Kırım Parlamentosuna yapılacak seçimler ile ilgili kararların alınarak bir strateji belirlenmesi ile ilgili E.Kurtiyev ve E.Ametov sunduğu bilgi ve belgelerin KTMM tarafından incelenmesi kararı alınmıştır. 146 Aydıngün , a.g.e. s.164 KTMM, “Kırım Tatar Halkının 3. Kurultayı” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi ,Yıl : 1 S.1 / Ekim Kasım - Aralık 1996 , s.5-6 147 47 IV. Kurultayın tarihi 30 Temmuz 2001 olarak belirlenmiştir. Kurultayın sonunda "lll. Kurultayın 4.Oturumunda Alınan Kararlar" başlığı altında sonuç bildirisi kabul edilmiştir. 148 Kırım Türklerinin 4. Kurultayı 9-11 Kasım 2001 tarihleri arasında Kırım Akmescid'de yapıldı. Kurultay'a Kırım, Özbekistan ve Ukrayna'dan toplam 246 delege katıldı. Dünyanın birçok yerindeki organize kuruluşlardan ve kişilerden Kurultay'a kutlama mesajları geldi. Kurultay'a katılan Ukrayna Halk Hareketi Partisi Başkanı Genadiy Udovenko, Ukrain ve Kırım Tatar Halkı arasında kurulan dostluk ilişkilerine dair görüşlerini açıkladı. Kurultay'da ayrıca tanınmış insan hakları savunucusu Genrih Altunyan ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Danışmanı Sergey Kunitsin konuşma yaptılar. Kunitsin, konuşmasında "Kırım'daki mevcut durumun Kırım Tatarları açısından Pro-Tatar değil Pro-Kırım'dır. Ve Kırım'ın yeniden kuruluşunda, Kırım Tatarlarının katılımının olmaması düşünülemez. Bu sebeple bu mevcut pozisyona Kırım'lı politikacıların uzak durmamaları gereklidir" dedi. Bundan sonraki Kurultaylarda meclis başkanının seçimi meclis üyelerinin aday göstermesi ile olması kararlaştırıldı. Meclis başkanına oluşturulacak mecliste çok yetkili bir konum sağlandı. Meclis başkanı seçiminin, meclis üyeleri seçiminden önce yapılması kararlaştırıldı. Ayrıca meclis başkanına meclise seçilecek üyeleri %10'unu veto etme hakkı verildi. Bu durum meclis başkanının gelecekteki meclisi oluşturma da yetkilerinin arttığını göstermekte. Daha sonra söz alan Rafet Çubar vetolar ve kazanma konuları ile ilgili görüşlerini açıkladı. Alınan kararla 2.5 seneden önce meclis genel toplantılarını yapılmaması kararlaştırıldı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yeni dönemde tekrar meclis başkanı seçildi. 149 5.Kırım Tatar Kurultayı ise 7-9 Aralık 2007 tarihleri arasında yapılmış olup, tarih seçimi ile de birinci Kurultay’ın hatırlanmasını sağlamıştı. 5. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nda, Kurultay’ın en yüksek icra organı olan Kırım Tatar Milli Meclisinin azalarının da seçimi yapılmış olup, 33 Kişilik Milli Meclis azasının 13’ü bu Kurultay’da 148 KTMM, “III. Kırım Tatar Milli Kurultay 4. Oturumu” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi Yıl : 5 S.19 / Ocak - Şubat - Mart 2001, s.4-6 149 KTMM,” 4.Kırım Tatar Kurultayı” Kalgay Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi,, Yıl : 6 Sayı : 22 / Ekim - Kasım Aralık 2001, s.4-6 48 yenilenmiştir. 1991 yılından beri Kırım Tatar Milli Meclisi’nin başkanlığını yürüten, Kırım Tatarlarının efsanevi lideri Kırımoglu yeniden aday olmak istemese de, Kurultay delegelerinin yoğun baskısı sonucu tekrar Milli Meclis Başkanlığı’na seçilmiştir. Kırım Tatar Akademik Müzikal ve Drama Tiyatrosunda 21-22 Temmuz günleri yapılan 5. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın 4. Toplantısı sona erdi. Kurultayda, Kırım Tatarlarının 28 Ekimde yapılacak Ukrayna Parlamentosu seçimlerinde sergileyeceği net tutumun belirlenmesi amacıyla Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Ukrayna sağcı demokrat güçleri ile müzakerelere devam etmesi, Kırım tatar Milli marşı olan Numan Çelebi Cihan’ın “Ant Etkenmen” eserine değişiklik yapılmaması ve 6. Dönem Kırım Tatar Milli Kurultay seçimlerin sivil toplum ve siyasi teşkilatları tarafından seçilecek kişilerin belirleneceği bölgelerde karışık sisteme göre yapılacağı konusunda kararlar alındı. Toplantıda, 6. Dönem Kırım Tatar Milli Kurultayı seçimlerinden sorumlu Merkez seçim komisyonu kuruldu. Komisyona 27 kişi girdi. Komisyon başkanı Remzi Ablayev oldu.150 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 6. dönemde Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın Başkanlık görevinden ayrılmıştır. 26-27 Ekim tarihlerinde yapılan 6. Dönem Kırım Tatar Milli Kurultayında seçilen Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Meclis Üyeleri Kırım Hanlığının Payitahtı Bahçesaray’daki Hansaray’da 1 Kasım 2013 tarihinde yapılan törenle göreve başlamıştır.151 Refat Çubarov, Milli Harekette uzun zamandır yer almaktadır. 22 yıldır Milli Meclis 1. Başkan Yardımcısı olarak çalışmıştır. Ömrünü Kırım Tatarlarının haklarını aramaya adamıştır. 150 Osman Bayramaliyev, “5. Kırım Tatar Milli Kurultayının 4. Toplantısı sona erdi”, QHA, 22/07/2012, ( http://qha.com.ua, (22.06.2012)) 151 http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=342,0,a, (10.12.2013) 49 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM III. CEMİLOĞLUYLA İLGİLİ ÇIKAN HABERLERİN VE YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım Tatarları adına sürdürdüğü mücadelenin her aşaması basına sıklıkla yansımış, ilgi çekici haberler Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatına dair ayrıntıları da ortaya koymuştur. Türk ve dünya basınına yansıyan haberlere baktığımızda sosyal, siyasi, kültürel açıdan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bakışını ortaya çıkaran ipuçları elde etmek mümkündür. Özellikle Sovyetlerde Perestroyka ve Glasnost diye adlandırılan bir sürecin başlamasıyla, Krım Türklerinin vatana dönüş uğrunda vermiş oldukları mücadeleler, toplantılar, yürüyüşler, talepler de yavaş-yavaş demir perdeyi de aşarak dünya basınında, Türk basınında yer almaya başlamıştır. Özellikle 1987 yılında Kırım Tatarlarının Moskova’da başlatdıkları gösteriler, dünya basınının yanısıra Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Tercüman, Güneş, Cumhuriyet, Zaman gibi gazetelerde bazen manşetten bazen de birinci sayfalarda yer alan haberlerde kamoyuna duyurulmuştur. 152 Ayrıca dünya basını da Kırım Tatarlarının bu haklı mücadelesini hiç gündeminden düşürmemekteydi.153 Sovyetlerin çöküşü süreciyle birlikte dünya ve Türkiye basınında da Krım Tatalarının durumu ve mücadelesiyle ilgili daha fazla makale ve haberler yer almaya başladı. 1987 senesinden itibaren başlayan kısmi yurda dönüş, artık 90’ lı yıllarda daha da hızlanmaya başlamıştı. Türk kamoyu da artık Kırımdakı soydaşlarının durumu ve mücadelesiyle ilgili daha fazla habere ihtiyac duymakaydı. 1994 sonrasında arık Türk basınında Kırım Tatarları ve Kırımoğluyla ilgili röportaj, haber, yorum ve makalelerin sayısında bir artış gözlemlemekteyiz. 152 Bu makalelerden özellikle Kemal Bknz. “Tataralar Moskovada Gösteri Yaptı” Cumhuriyet, 25.07.1987, Tatarların Gösteri Günü, Milliyet, 26.07.1987, Krım Türkleri Kremline Dert Anlattı, Hürriyet, 28.07.1987. Krım Türklerinin Yurda Dönüş İstekleri İnceleneiyor. Tercüman, 25.07.1987. Gorbaçovun iki yüzü ,Son Havadis 25.07.1987. Bir Mücadelenin Öyküsü .Milliyet.27.07.1987. Krım Türklerinin Kremline ihtarı, Tercüman 26.07.1987. Kızıl Meydanda Büyük Gösteri, Krım Türkleri Şaşırttı, Hürriyet, 27.07.1987. Gromikodan Krımlılara, Bizi Daha Fazla Sıkıştırmayın Tercüman, 28.07.1987. Sovyetler Sorunu Sürüncemede bırakıyaor, Hürriyet, .29.07.1987. 153 “ Plus de charges pour les Tatars”Liberation,16.07.1987. Glasnost and the Tatars, The Times,27.07.1987. Tatar: Rare Kremlin Demonstration Test Tolerance, Herald Tribune ,27.07.1987. Des Tatars sur la place Rouge Le Figaro,28.07.1987. Kremlin ponders hov to davn the fires of natioonalism., Financial Times,30.07.1987. 50 Çaprazın 18-24 Nisanda Türkiye gazetesinde yayınlanan Sürgünde Yeşeren Vatan başıklı Krım izlenimleri , Mustafa Ünal’ın Zaman gazetesinin 18-22 Aralık sayısında yayınlanan Krım ; sürgün ve dönüş ,Mustafa Balbayın Cumhuriyet gazetesinin 2 Haziran 1994 sayısında yayınlanan Mustafa Cemiloğlu, Yeni Günaydın gazetesinin 11 eylül 1994 sayısında yer alan Küçük Dev Adam Yılmıyor, Zaman gazetesinin 21 Ekim 1994 sayısında yer alan Krımoğlu; Diri diri mezara gömüldük başlıklı yazıları da özellikle dikkat çekicidir . Aşağıda daha çok 2000 yıllardan sonraki Ukrayna ve dünya nezdinde artan yıllarda Krımoğlu faaliyetlerini kronolojik ardıcıllıkla vermeye çalıştık. III.1. Kırım Meselesinin Uluslararası Örgütlerde Temsili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Göç, Mülteci ve Nüfus Komitesi Toplantısına Katılması Cenevre’de gerçekleşen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Göç, Mülteci ve Nüfus Komitesinin 2008 yılı toplantısına katılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bu toplantıda göç ve mülteci sorunları hakkındaki görüşmelerde yer almış; meselesini uluslararası bir platformada birkez daha dile getirmiştir.154 Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Kırım Tatarları Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2009’da, 18 Mayıs 1944’te sürgün edilen ve hakları iade edilmeyen Kırım Tatar Türkleri, Ukrayna Parlamentosunda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ulusal Azınlıklar Yüksek Komiserliği teklifi ile milliyetinden dolayı sürgün edilen halklara hakların iadesi” yasa tasarısı çalışmalarına katılmıştır.155 Kırım Tatarları Avrupa Parlamentosu’nda 17 Mart 2010 tarihinde Avrupa Parlamentosunda Kırım Tatarlarının durumu görüşülmüştür.156 Toplantıya katılacağı belirtilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun, Kırım Tatarlarının anayurtlarına dönmelerinin ardından geçen 20 yıllık süreçteki gelişmelere 154 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=5, (08.12.2008) http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (17.06.09) 156 www.newstin.com/tag/us/125022603 , (17.03.2010) 155 51 dikkat çekeceğini söylemiştir. 157 Nitekim basına yansıyan konuşmasının ana hatlarında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatarları hakkında şu noktalara değinmiştir: Ukrayna’daki totaliter bütünlüğün tehlike altında olması, Kırım Tatar halkının milletler ve dinlerarası münasebetleri, yerleşim ve toprak meseleleri, ana dilde eğitim ve bu eğitimin Tatar halkının milli medeniyet ve özgürlüğüne katkısı, sosyal problemleri.158 Uluslararası Platformlar ve Kırım Tatarları 2008 yılında Ukrayna ile iyi ilişkiler geliştiren İngiltere, Kırım Tatarlarının meselelerini gündeme getirmiştir. Avrupa İşlerinden Sorumlu İngiliz Bakan Caroline Flint 2 Aralık 2008’de Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile görüşmüş ve mevkidaşlarının dikkatini Kırım Tatarlarının sorunları üzerine çekeceğini bildirmiştir. 159 Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko 2009 yılında Kırım ziyareti öncesinde, Ukrayna İstihbarat Servisi (SBU) ve Başsavcı Aleksandr Medvedko’ya, 1944 Kırım Sürgünü hakkında cezai soruşturma açılması emrini vermiştir. 160 Aynı yıl Milli Fırka Kırım Tatar sivil toplum teşkilatı üyesi Enver Kantemir Umerov, 26 Nisan günü Akmescit’te (Simferopol) Kırım Tatar Akademik Müzik ve Drama Tiyatrosunda yapılan ve milliyetine göre sürgün edilen “Halklara Haklarının İade Edilmesi” yasa tasarısının ele alındığı halka açık toplantı sırasında, ulusal ve uluslararası arşiv belgelerine dayalı olarak, Kırım Tatar Milli Hareketinin Kırım Tatar halkını 14 milyar 709 milyon 509 bin dolarlık maddi zarara uğrattığını dile getirmiştir.161 Yine aynı yıl Brüksel’de“Kırım - İleriye Giden Yol” konulu yuvarlak masa toplantısı yapılmıştır. Avrupa Birliği’nin en etkin bilim araştırma enstitülerinden biri olan Avrupa Siyaset Merkezi tarafından organize edilen toplantıda, ileride araştırma 157 http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com_content&view=article&id=12987%3Aavrupa-parlamentosutartyor-krm-tatarlar-ne-durumda-&catid=14%3Anews&Itemid=357&lang=tr, (17.03.2010) 158 Azer Hasret, “Qırımda problemler ve stabillik istiqballeri”, Yalquza, 20.03.2010, (http://www.yalquzaq.com /?p=11585, (20.03.2010)) 159 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (08.12.2008) 160 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009) 161 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (29.04.2009) 52 yapacak yetkili AB kuruluşlarının belirlenmesi amacıyla Kırım Tatar sorunları ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 162 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) başkenti Lefkoşa’da 14 Kasım 2008 günü Türk Dilli Haber Ajansları Birliği İstişare Toplantısı yapılmış ve bu toplantıda Kırım ve Kırım Tatarlarının sorunları özellikle vurgulanmıştır. 163 Kırım Haber Ajansının haberlerinden birinde Azerbaycan ile Kırım Tatarları arasındaki işbirliğine vurgu yapılmaktadır. Azerbaycan’ın Kiev Büyükelçisi Talat Museiboğlu Aliyev ile görüşen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkçe konuşan halklar forumunun yapılması girişimini desteklemiş ve Ukrayna’daki Türk toplulukların hem kendi dillerini, dinlerini ve kültürünü koruma konusundaki çabalarının birleştirilmesi, hem Ukrayna toplumunda demokrasinin gelişmesine katkıda bulunmaları açısından bu forumun önemini vurgulamıştır.164 ABD Dışişleri Bakanlığı Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Dairesi 2008 Dünya İnsan Hakları Raporunda Kırım’da azınlık olan Ukrain ve Kırım Tatar halkının, Kırım ve Sevastopol’de çoğunluk oluşlturan etnik Ruslar tarafından yapılan ayrımcılıktan hoşnut olmadığı, Ukrain ve Kırım Tatar dillerine, Rus diline eşit olama statünün verilmesinin istendiği belirtilmiştir. Ayrıca Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık insan hakları raporunda; Rusya yanlısı grupların propaganda kampanyalarının Kırım Tatar halkına karşı düşmanlık yaydığı, bu bağlamda, 1 Nisan 2008 tarihinde Kırım Tatar Milli Meclisi basın servisinin, yerel bir gazetede çıkan düşmanca bir makaleden sonra düşmanca karakter taşıyan duvar yazılarına rastlanıldığını ifade ettiği bildirilmiştir. Bu rapor Kırım Tatarlarının her alandaki zorlu mücadelesini uluslararası boyutta kanıtlaması ve kayda alması bakımından önem taşımaktadır. Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki KTMM heyeti, 8-9 Kasım 2012 tarihleri arasında Berlin’de bulunan ve bugün müze olarak kullanılan Doğu Almanya gizli servisi Stasi'nin hapishanesi binasında yapılan, Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun toplantısına katılmıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, toplantının ilk gününde yaptığı konuşmada “Eski SSCB’de gerçekleştirilen halkların sürgünlerinin, halkların sürgün edilmesi, 162 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009) http://www.tkaonline.org/haberler-krim/115.html, (08.12.2008) 164 http://www.tkaonline.org/haberler-krim/603.html, (20.03.2009) 163 53 yerleşimlerin tarihi adlarının değiştirilmesine yönelik kanun hükmünde kararnamelerin kabul edilmesi, sürgün edilen halkların anavatanında bulunan kültürel miras ve tarihi anıtlarının yok edilmesi, sürgün yerlerinde zorunlu asimilasyon eşliğinde gerçekleştirildiğini” dile getirmiştir ve “bu nedenle SSCB’de gerçekleştirilen sürgünlerin soykırım ve insanlığa karşı işlenen bir suç olarak nitelendirilebileceğini” söylemiştir.165 2011 yılında “Svet Spravedlivosti” (Adalet Işığı) ödülü Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na verilmiştir. 2 Kasım 2012’de Ukrayna Deniz Haçı Yardım Vakfı insan hakları ve Kırım Tatar halkının haklarının korunması, aynı zamanda Ukrayna’da demokratik prensiplerin yerleşmesi için yaptığı mücadele dolayısıyla Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Ukrayna Deniz Haçı madalyası vermiştir.166 Aynı yıl Türkiye’den İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) de Sovyetler Birliğinin ünlü insan hakları savunucusu ve Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü vermiştir.167 2013 yılında Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Polonya’da komünist rejimle mücadele etmiş olan Mücadeleci Dayanışma hareketinin madalyası ile ödüllendirilmiştir.168 Yine 2013 yılında Ukrayna, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’te dönem başkanlığına seçilmiştir. Bu durumu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu “Kırım Tatar halkına haklarının iade edilmesi konusunda yapılması planlanan uluslararası forumun daha verimli geçmesini sağlayacakbir etkinlik” olarak değerlendirmiştir.169 165 Osman Bayramaliyev, “KTMM Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun toplantısında”, QHA, 12/11/2012 http://qha.com.ua/ktmm-avrupa-hafiza-ve-vicdan-platformunun-toplantisinda-foto-118879tr.html, (04.06.2013) 166 Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu’na madalya”, QHA, 02.11.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-na-madalya118544tr.html, (04.06.2013)) 167 “MAZLUMDER, Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü verecek”, QHA, 05.07.2012, (http://qha.com.ua/mazlumder-kirimoglu-na-insan-haklari-mucadelesi-odulunu-verecek-113586tr.html, (04.06.2013)) 168 Asibe İbadullayeva, “Kırımoğlu’na Polonya’dan madalya”, QHA, 18.03.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-napolonya-dan-madalya-123868tr.html, (25.09.2013)) 169 Osman Bayramaliyev , “Kırımoğlu: ''AGİT Başkanlığı Ukrayna için bir şanstır''”, QHA, 12.01.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-039-agit-baskanligi-ukrayna-icin-bir-sanstir-039-121169tr.html, (01.10.2013)) 54 III.2. Sürgünün Yıldönümündeki Faaliyetleri ve Basına Yansıması Dünya Kırım Tatarları Kongresi 2008 yılında ilk kez gerçekleştirilmiş olan Dünya Kırım Tatarları Kongresi için Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu "Dünyanın bütün ülkelerinden Kırım Tatar birliklerinin ve teşkilatlarının temsilcilerini Kırım Tatarlarının ilk dünya kongresinde, ana vazifemiz olan Kırım Tatarlarının birleştirilmesi, Kırım Yarımadası'nın sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel sorunlarının tartışılması için bir araya getirme amacımız var." Demiş ve bu şekilde hem kongreyi hem de katılıma duyulan ihtiyacı ilan etmiştir.170 Sürgünün 66. Yıldönümü 2010 yılında Kırım Tatarlarının sürgün gününü anmak için çeşitli törenler düzenlenmiştir. 18 Mayıs 2010’da sabah saatlerinde Kırım’ın her köyünde, şehrinde bölge merkezlerinde 1944 sürgününde hayatlarını kaybedenleri anmak için mitingler düzenlenmiş, öğlen saatlerinde ise farklı köy ve şehirlerden temsilciler Akmescit Lenin Meydanında yapılacak mitinge katılmak üzere Akmescit tren garında toplanarak mitingin yapılacağı Lenin meydanına kadar kolon halinde yürümüşlerdir. Mitinge Romanya, Türkiye, Kanada, Rusya, Ukrayna, Almanya Kırım Tatar diasporası temsilcilerinin de arasında bulunduğu yaklaşık 40 bin kişi katılmıştır. Sürgünün yıldönümüne dair pek çok haber basına yansımıştır. Mitinge konuşma yapan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar halkının sorunlarına dikkat çekerek Kırım Tatar halkının toprak meselesinin adil şekilde çözülmesinin çok zor olduğunu, çünkü toprakların çoğunun yönetim yandaşlarına ve parayı verenlere dağıtıldığını, kalan toprakların da en azından sürgünden dönen vatandaşlara dağıtılması gerektiğini dile getirmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Avurpa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kırım ziyareti sırasında Kırım Tatar halkının sorunlarının AKPM’nin gözetimi altında olduğunu dile 170 http://www.turkgundem.net/icerik/index.php?option=com_content&task=view&id=4229&Itemid=1, (29 Mart 2008) 55 getirmesinin etkili olduğunu, bundan sonra Ukrayna ve Kırım yönetiminin istemezse bile Kırım Tatar halkının sorunlarının çözümü konusunda bazı şeyleri yapmak zorunda olacağını söylemiştir.171 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu anma gününde, Kırım sakinlerini ve vatandaşlarını milyonlarca Soykırım kurbanlarının hatırasına saygı göstermeye ve diğer milliyetlerle dayanışmaya çağırması önemlidir. 172 Aynı gün, Kocaeli Kırım Tatarları Derneği 18 Mayıs 2010’da Kırım Tatarlarının Sürgününün 66. Yıldönümünde bir anma günü düzenlemiştir. Kırım’da bulunan Tatarların aşağıdaki sorunlarının çözülmesi için Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlara aşağıdaki çağrıyı yapmışlardır:173 * Ukrayna’nın üst mercisi olan Verkhovna Rada , kanunlar nezninde Kırım Tatarlarının Kırım’ın gerçek sahibi olduğu gerçeği tanınmalıdır. * Kırım’daki Kırım Tatarlarının yegane temsilcisi olarak Kırım Tatar Milli Meclisi kabul edilmelidir. * Kırım’ın gerçek sahibi olan Tatarların iskan problemi önemle dikkate alınmalı ve çözüm bulunmalıdır. * Kırım’ın gerçek sahibi, Kırım Tatarlarının sosyal ve hukuki hakları garanti altına alınmalıdır. * Kırım Tatar dilinde eğitim veren Milli Mekteplerin sayısı arttırılmalı ve mevcut olanların etkinliğinin arttırılması gerekmektedir. 18 Mayıs Sürgün Törenlerinin Yasaklanması Her yıl 18 Mayıs’da anma törenleri gerçekleştirilen Sürgünün yıldönümü, 2013 tarihinde Akmescit Belediyesi tarafından alınan kararla yasaklanmıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 18 Mayıs’ların resmi tatil olmasını isterken174, Zerkalo Nedeli sitesinde yer alan habere göre Akmescit Belediyesi İcra Kurulu Yöneticisi Yelena 171 “Kırım Tatarları Sürgün Kurbanlarını Andı”, Türk Dili Haber Ajansları Birliği, 18.05.2010, (http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (18.05.2010)) 172 http://www.boluolay.com/news.php?id=39077&t=cemiloglundan-boludaki-tatarlara-selam-var, (13.04.2010) 173 http://www.kocaelikirim.org/home/index.php?option=com_frontpage&Itemid=1 (18 Mayıs 2010) 174 Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, 18 Mayısın resmi tatil ilân edilmesini istiyor”, QHA, 09.04.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-18-mayisin-resmi-tatil-il-n-edilmesini-istiyor-110054tr.html, (24.09.2013)) 56 Matskova’nın KTMM Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na bir mektup yazarak, törenlere izin verilmediği bildirmiştir.175 Türkiye’de Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi tarafından Sibirya ve Orta Asya çöllerine sürgüne gönderilen Kırım Türkleri anısına bir anıt yapılmıştır. Temel atma töreninde konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Dr. M. Tacettin Sarıoğlu “Bu anıtla beraber 18 Mayıs 1944 günü Eskişehir halkının bilincinde önemli bir yer edinecektir. Ve bugün Türkiye’de bir ilk olan Kırım sürgün anıtının temelini atmak için buradayız. Bu anıt ile Kırım Tatar dostlarımızın acısını paylaşmaktayız. 18 Mayıs 1944 günü ve sonrası yaşanan acı olayları hiçbirimiz unutmadık. 1944 sürgün anıtı Eskişehirli vatandaşlarımızın hafızalarında o günü yaşatacak ve Kırım ile kardeşliğimizin sonsuza ulaşmasını sağlayacaktır” demiştir. 176 2 Aralık 2011’de yine Türkiye’de Nevşehir’de bulunan Şehitlik Parkı’nda Nevşehir Belediyesi’nin yaptırdığı Kırım Sürgün Anıtı açılmıştır. Türk basınında Kırım Tatarlarının sürgünü ve mücadelesine dair Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bazı görüşleri de yer bulmuştur. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 1933-34 Soykırım kurbanları hatırasına yaptığı bir konuşmada “75 yıl önce Sovyet liderleri emri ile Ukrayna´nın tüm köylerinde iktidarın uygulamalarıyla halkın açlığa mahküm edildiğini ifade ederken, pek çoğunun Sibirya´ya sürgüne gönderildiğini, 1932-33 yıllarında toprak sahibi 350.000 köylünün zorla Ukrayna´dan uzaklaştırıldığını, 10 milyon civarında halkın da açlıktan yok edildiğini” 177 hatırlatmıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu sözleri Türk basınında da yer bulmuştur. III.3. Kırımoğlu’nun Meclis Başkanlığı: Mustafa Abdulcemil Krımoğlu’nun hayatı ve siyasi fealiyetlerinin önemli bölümü, onun Krım Milli Meclisine Başkanlık yaptığı yıllara rastlamaktatır. Onun Meclis Başkanı sıfatıyla Krım Tatarlarını temsilen Ukrayna parlamentusu nezdindeki çalışmalaraı, yasa tasarıları, Krımdaki sosyal-siyasi-kültürel sorunların gündeme 175 Lilya Kulcanay , “KTMM’ye 18 Mayıs Sürgün Törenlerini düzenlemesi yasaklandı”, QHA, 25.02.2013, (http://qha.com.ua/ktmm-ye-18-mayis-surgun-torenlerini-duzenlemesi-yasaklandi-122998tr.html, (24.09.2013)) 176 Arif Alptekin, “Eskişehir’de Kırım Sürgünü Anıtı’nın temeli atıldı”, QHA, 22.05.2007, (http://qha.com.ua/eskisehir-de-kirim-surgunu-aniti-nin-temeli-atildi-33356tr.html (22.05.2007)) 177 http://www.yenihaber.be/go.php?go=30506cc&do=details&return=last_news&pg=71, (22.04.2008) 57 getirilmesi, iskan sorununun halledilmesi noktasındaki açıklamaları , teklifleri hep Ukrayna, Krım ve Türkiye basınında yer almıştır. III.3.1. Kırım Tatar Milli Meclisi 7 Aralık 2007’de Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlık görevinden istifa edeceğini bildirmesi, kurultay delegeleri ve diaspora temsilcileri arasında tartışmalara neden olmuştur. Söz alan herkes Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlık görevini bırakmaması ve hayat boyu bu görevde kalması gerektiğini savunmuştur. 178 Seçimlerin yenilenmesi ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yeniden başkan seçilmesi üzerine görevi bırakması söz konusu olmamıştır. 2013 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu aynı istekle tekrar gündeme gelmiş ve bu defa kendisini kimsenin ikna edemeyeceğini Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlık bildirmiştir. 179 görevini Buna karşılık sürdürmesinde ısrar edilmektedir.180 Hatta 2013 yılında Kırım Tatar aydınları, 2009 yılında gündeme gelen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanlığını bırakması konusunun kapatılması talebiyle 5. Kırım Tatar Milli Kurultayına başvuru yapmıştır.181 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatarları ve Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu zaman zaman konferanslara katılmak gibi çeşitli sebeplerle Türkiye’ye gelmektedir. Bu ziyaretler basına en sık yansıyan haberlerden olmuştur. 178 Gayana Yüksel, Enver Abibulla , “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun istifa etmesi Kurultay delegelerinde büyük yankı uyandırdı”, QHA, 08.12.2007, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-millimeclisi-baskani-mustafa-abdulcemil-kirimoglu-nun-istifa-etmesi-kurultay-delegelerinde-buyuk-yanki-uyandirdi35149tr.html, (30.09.2013)) 179 “Kırımoğlu: Beni kalmaya ikna edemezler”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-beni-kalmaya-iknaedemezler-129343tr.html, (20.09.2013)) 180 “İnkişaf, Kırımoğlu’nun KTMM Başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/inkisafkirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasini-istiyor-129342tr.html, (20.09.2013)) 181 Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev, “Aydınlar Kırımoğlu’nun KTMM başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 14.01.2013, (http://qha.com.ua/aydinlar-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasini-istiyor-121224tr.html, (30.09.2013)) 58 24-27 Ocak 2003 tarihleri arasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye’nin de katılımı ile Irak’a karşı askeri operasyon başladığında, Irak Türkmenlerinin Saddam Hüseyin rejimi tarafından maruz bırakılabileceği soykırımı önlemek üzere, alınabilecek tedbirleri görüşmek amacıyla yapılan konferansa iştirak etmek için Türkiye'ye gelmiştir. Ziyaret esnasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türk Dünyası Araştırlamaları Vakfı’nın Başkanı Turan Yazgan, Türkiye Milli Kültür Vakfı’nın Başkanı Kemal Özpınar, TBMM Milletvekili ve AKP Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Yalçıntaş, Türkiye’deki Kırım Tatar Milli Hareketi’nin iştirakçilerinden İsmail Otar ve Sabri Arıkan ile görüşmüştür. Meclis Başkanı’nın siyasetçilerle yapmış olduğu görüşmelerde, Kırım Tatarları’nın problemleri, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımı ile yürütülen Kırım Tatarları’na 1000 konut projesinin hızlandırılması, Kırım’ın ziraat sektörünün geliştirilmesine yardım, Akmescit’te Baş Cami’nin inşaatı gibi önemli konular konuşulmuştur.182 2006 yılında Kırım Türkleri lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, beraberinde 12 Kırımlı işadamı ile MÜSİAD’ı ziyaret etmiştir. MÜSİAD üyelerine hitaben bir konuşma yapan Kırım Türkleri lideri ve Kırım–Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırımlı Müslümanların Stalin döneminde yapılan büyük sürgünden döndükten sonra yeni bir mücadelenin içine girdiklerini anlatarak, “Kırım’a dönen insanlarımızın barınacak evleri yok, işleri yok ve büyük bir yaşam mücadelesi vermektedirler” diyerek süren mücadelelerinden bahsetmiştir.183 Aynı haberde, Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın, Kırım Tatarlarının çeşitli platformlarda kendilerini daha iyi ifade edebilmelerinin önemli olduğuna değindiği Kırım Tatar Milli Meclisi IV. Kurultayı’nın V. Oturumu’na katılması da, Türkiye’nin siyasi desteğini göstermesi bakımından önem taşıdığ ifade edilmektedir. Son yıllarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yönelik olumsuz haberlerin sıklıkla basına yansıması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bir kaç insanın karalaması ile zarar görecek bir lider değildir. Onu bütün dünya tanıyor. Kimse onu itibarsızlaştıramaz.” 182 . 21.05.03, http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=3012801, (04.06.2013) http://www.zaman.com.tr/?bl=ekonomi&alt=&trh=19950201&hn=315994, (21.09.2006) 183 59 şeklinde bir açıklamada bulunarak Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na destek vermiştir.184 III.3.2. Ukrayna Parlemantosunda Vekilliği 2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna gezisi Kırım’da bazı olaylara yol açmış, bu olayların Türk basınına yansımaması bazı internet haber sitelerinde eleştiri kaynağı olmuştur. “2004 Nisan ayının ilk haftasında Başbakan Erdoğan'ın Ukrayna ve Kırım'ı kapsayan gezisi öncesinde Kırım'da gerginlik had safhaya çıktı. Türk medyasının "bihaber" kaldığı bu olayları, Kırım haberleşme gruplarından başka dünyaya duyuran olmadı. Bir zamanlar Avrupa'da Türklerin maruz kaldığı "dazlak terörü"nün bir benzeri Kırım'da da Ruslar tarafından örgütlendi: Rus Kazakları veya dazlaklar... Kargaşanın içine çekilmeye çalışılan Kırım Tatarları bütün zorlamalara rağmen sağduyuyu elden bırakmadılar. Kırım'da sık sık Kırım Tatarları tarafından protesto gösterileri düzenleniyor. Rus medyası bu çirkin hadiseleri Kırım Tatarlarının çıkardığını söyleyecek kadar ileri gitti. Geçen sonbaharda Rusya ile Ukrayna arasında Kırım'a ait Tuzla adacığı etrafında başlayan ve neredeyse iki ülkeyi askeri çatışmanın eşiğine getiren gerilimli günlerin hemen ardından Kırım'da toprak meselesi ile ilgili yapılan ayrımcılık yarımadada huzursuzluğun artmasına neden olmuştu. Özellikle Kırım'ın eşşiz güzellikteki sahil kesiminde toprak edinme hakkı verilmeyen Kırım Tatarları bu ayrımcılığı protesto etmek için Sudak, Simeiz, Yalta gibi sahil kasabalarında gösteriler düzenlemişler ve zaman zaman yerel emniyet güçlerinin kanatları altındaki Ruslar ile karşı karşıya gelmişlerdi. 23 Mart'ta Akmescit'te bir Kırım Tatar gencinin kendilerine "skinhed" (Dazlak) adını veren serseriler tarafından bıçaklanması üzerine etnik çatışmanın eşiğine gelindi” 185 184 http://qha.com.ua/disisleri-bakani-davutoglu-039-kirimoglu-nu-kimse-itibarsizlastiramaz-039-104278tr.html, (04.06.2013) 185 http://www.dunyadanbihaber.netfirms.com/_bi_haberler.html, (18.11.2006) 60 Başbakan Erdoğan’ın 2004 yılında Ukrayna’yı ziyareti esnasında söyledikleri önemlidir. Kırım ziyaretinin Ukrayna ziyareti ile bir bütünlük taşıdığını söyleyen Erdoğan, Karadeniz'in etrafında yaşayan tüm halkların tarihte önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiş ve ''Ticaret ve sanatın yanı sıra savaşlar ve sürgünler de bu tarihin önemli adımlarını oluşturmuştur.'' demiştir. Bu konuşmaları esnasında 1944 yılında sürgüne gönderilen ve 1980'li yıllarda anayurtlarına gelmelerine izin verilen Kırım Tatarlarına, tarihi ve kültürel bağlar nedeniyle Türkiye'nin verdiği önemi vurgulamıştır. Başbakan Erdoğan ayrıca, sürgünden Kırım'a dönen Tatarların entegrasyonu için Ukrayna'nın çabalarını desteklediklerini ifade ederek ''Türkiye, Kırım'a yardım eden en önemli ülke konumuna gelmiştir. Özellikle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu liderliğinde Kırım, Ukrayna ve Türkiye arasında bir bağ oluşturulması çabalarını destekliyorum. Son dönemdeki bazı gelişmeler bizi de endişeye sevk etmiştir. Dünyada terk edilmeye başlanan ırkçı anlayışları bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Artık dünyada ideolojik devlet yapıları iflas etmiştir. Bu anlayışları yeniden uyandırmaya çalışma gayretleri vardır. Bizler, Kırım’da barış ve sükunetin devam edeceği düşüncesindeyiz.'' demiştir. 186 2006 yılının Ağustos ayında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Ukrayna Başbakanı Yanukoviç’in Müşaviri olacağına dair bir haber çıkmıştır. 187 Bu haber Ukrayna ve Kırım Tatarlarının sözcüsü olması hasebiyle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile aralarındaki ittifakın değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak takip eden süreçte Ukrayna Başbakanının, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun müşavirliğini ‘haber verilmeksizin’ kaldırdığı haberleri de basına yansımıştır.188 2007 yılında Ukrayna'ya resmi bir ziyarette bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başkent Kiev'de Ankara Meydanı'nın açılışını yapmıştır. Erdoğan, iki ülke arasındaki dostluk ve ekonomik işbirliğinin Karadeniz'i dostluk ve ekonomik dayanışma gölü haline getirdiğini belirtmiştir. 189 Yine aynı yıl Erdoğan, “İsmail Gaspıralı'nın Bahçesaray'daki evinde, Kırım-Tatar toplumu lideri ve Ukrayna Parlamentosu 186 “Türk Müteşebbisinin Dışa Açılış Serüveni”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Dergisi (http://dergi.teskomb.org.tr/252/index2.asp?dp=s6) , (04.06.2013) 187 http://www.musavat.com/site/?name=search&do=search#, (29.08.2006) 188 http://www.turkgundem.org/icerik/index.php?option=com_content&task=view&id=1734&Itemid=159, (20.09.2013) 189 http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=32855&keyfield=43656DC4B16C6FC49F6C75, (20.01.2007) 61 Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve toplum temsilcileriyle toplantı“ yapmıştır. Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada, Ukrayna'nın vatandaşları olarak Kırımlı Tatarların Türkiye ve Ukrayna arasında çok güçlü bir insani bağ oluşturduğunu söylemiştir.190 17 Şubat 2008 tarihinde Haşim Taçi, Kosova Parlamentosu’nda bağımsızlık bildirgesini okuyarak Kosova’nın bağımsızlığını dünyaya ilan etmiş ve Kosova’nın bağımsızlığı gözleri hemen benzer durumdaki ülkelere çevirmiştir. Kırım içinde Kosova senaryosunun uygulanacağı ve belli bir süre sonra Kırım Tatarlarının da Kosova gibi bağımsızlığını ilan edeceği fikirleri söylenmeye başlanmış, bu söylemler üzerine Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ukrayna Parlamentosu’nda Kosova’nın bağımsızlığının kabul edilmesi görüşmelerinde Kosova’nın bağımsızlığını destekleyeceğini açıklayarak, bir milletin kendi geleceğini tayin etme hakkı olduğunu belirtmiştir.191 Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde uzun süredir toprak sorunu yaşayan halk, turizm sezonu öncesi yetkililerden yüzde 10 oranında bedava toprak istemiş, toprak sorunları çözüme kavuşturulmazsa turizm sezonunu engelleyeceklerini duyurmuştur. Kırım'ın başkenti Simferopol'da (Akmescit) toprak taleplerine olumlu cevap alamayan Kırım Tatarları üç-dört yıldır toprak taleplerine olumlu cevap alamadıklarını, Tatarların geleceğinin toprak dağıtılmasına bağlı olduğunu belirtmiş ve eylem yapmışlardır. 192 Kırım’da süren toprak mücadelesinin bir başka boyutu da Rusların Kırım’dan arazi satın almalarıdır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2009 yılında Delo gazetesine verdiği mülakatta, "Kırım'ı bize vermezlerse biz de onu satın alırız" prensibiyle hareket eden Rus yatırımcıların, Kırım'da geniş araziler satın almakta olduğunu söylemiştir. Kırım yönetimi de Rusya yanlısı tutum sergilediği için, Rus girişimcilerin zorlanmadan tasarrufta bulunduğunu ifade eden Kırımoğlu, “Toprak alımı konusunda sorunla karşılaşmıyorlar. Kırım'da toplu toprak alımında Ukrayna siyasetçilerinin de büyük rolü var. Bunlar genellikle toprağın resmi sahibi gözükmüyor. Hukuki olarak hiçbir 190 http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=33044&keyfield=43656D696C6FC49F6C75, (20.01.2007) Nail Aytar, “Kosova’nın Bağımsızlık Meselesinin Kırım’daki Yansımaları”, TURAN-SAM, 05.01.2009, (http://www.turansam.org/makale.php?id=229, (05 Ocak 2009)) 192 “Kırım Tatarların toprak talebi reddedildi”, Zaman Gazetesi, 12 Mart 2008, (http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=663792, (29.03.2008)) 191 62 siyasetçinin üzerine toprak kaydedilmemiş... Arsalar arkadaş, eş ya da sevgililerin üzerine kaydediliyor.“ diyerek sorunun bu boyutunu dile geetirmiştir. 193 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu basına verdiği bir başka demeçte, Kırım Tatar halkının sorunlarına dikkat çekerek Kırım Tatar halkının toprak meselesinin adil şekilde çözülmesinin çok zor olduğunu, çünkü toprakların çoğunun yönetim yandaşlarına ve parayı verenlere dağıtıldığını, kalan toprakların da en azından sürgünden dönen vatandaşlara dağıtılması gerektiğini dile getirmiştir.194 2011 yılında ise Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım’da devlet organlarında işe alım sırasında Kırım Tatarlarına etnik ayrımcılık yapıldığını, Kırım’da İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan memurlardan ancak yüzde 3,6’sını Kırım Tatarlarının oluşturduğunu söyleyerek “Kırım Tatarlarının Kırım’ın toplam nüfusunun yüzde 13’nü oluşturduğunu göz önüne alırsak İçişleri Bakanlığına bağlı kurumlarda Kırım Tatarlarına karşı yapılan etnik ayrımcılığın 4 katına çıktığını görürüz.” şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.195 Uluslararası platformda Kırım Tatarlarının hakları daha sık gündeme gelirken, Ukrayna’da ülke içinde Kırım Tatarları son yıllarda bazı olumsuz tutumlarla karşılaşmaktadır. Bunlardan ilki 2012 yılında alınan kararla Kırım’da yürütme organlarında çalışan yüksek kıdemli Kırım Tatar memurlarının sayısı 4’e düşmüştür.196 Bununla beraber dönem dönem Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Başbakanı Anatoliy Mogilyov’un görevinde bulunduğu süre içinde Kırım Tatarlarına karşı olumsuz bir tutum sergilediğini ve bu tutumun hiç değişmediğini de dile getirmektedir. 197 2012 yılında Başbakan Mogilyov’un, Mustafa Abdülcemil 193 “Ruslar, Kırım'da geniş arazi alıyor”, Zaman Gazetesi, 17.03.2009, (http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=826666&title=ruslar-kirimda-genis-arazi-aliyor, (18.03.2009)) 194 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (25.05.10) 195 Niyara Nurmambetova, Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: ''Kırım Tatarları işe alımda etnik ayrımcılığa maruz kalıyor''”, QHA, 29.04.2011, ( http://qha.com.ua/kirimoglu-039-kirim-tatarlari-ise-alimda-etnik-ayrimciliga-maruzkaliyor-039-92014tr.html, (12.09.2013)) 196 Osman Bayramaliyev , “Cumhuriyet yönetiminde Kırım Tatar memur temizliği”, QHA, 08.08.2012, (http://qha.com.ua/cumhuriyet-yonetiminde-kirim-tatar-memur-temizligi-115202tr.html, (22.09.2013)) 197 Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: Mogilyov, Kırım Tatar karşıtı tutumuna devam ediyor”, QHA, 07.11.2012, (Http://qha.com.ua/kirimoglu-mogilyov-kirim-tatar-karsiti-tutumuna-devam-ediyor-118716tr.html, (22.09.2013)) 63 Kırımoğlu’nun desteklediği Kırım’ın tarihi yer adlarının geri getirilmesi çalışmalarına karşı olduğunu açıklaması198 bu durumun doğruluğunu da göstermektedir. Nitekim 2012 yılında dahi Ukrayna Parlamentosu, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun her yıl sunduğu milliyetten dolayı sürgün edilen Kırım Tatarları ve diğer halkların mensuplarına haklarının iade edilmesini öngören sürgün yasa tasarısını yine reddetmiştir.199 III.4. Kırım Tatar Sürgününün Korunmasına ve Sürdürülmesine Yönelik Faaliyetler: III.4.1. Dil Meselesi Kırım Tatarlarının Dil Meselesi 2009 yılında Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu,mecliste Kırım’da değiştirilerek yerlerine Rusça isimler konan yer isimlerinin yeniden Kırım Tatarcasına çevrilmesi yönünde talepte bulunmuştur. 200 Bu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun siyasal mücadelenin yanında kültürel mücadelesini sürdürmesine de örnektir. Bu mücadelenin bir eseri olarak Ağustos 2010’da Kırım'daki yerleşim birimlerine tarihi adlarının geri iadesi projesi kapsamında eski yer adlarının bulunduğu harita basılmıştır.201 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım’da Kırım Tatar öğrencilerin sadece %10’unun ana dilinde eğitim alabildiğini dile getiren sayısız demeç vermiştir. 202 2009 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Halkımızın önünde duran en büyük sorun ve tehdit, başta ana dilinin unutulması olmak üzere milli kimliğin 198 Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev , “Başbakan, Kırım’da eski yer adlarının geri getirilmesine karşı”, QHA, 11.07.2012,(http://qha.com.ua/basbakan-kirim-da-eski-yer-adlarinin-geri-getirilmesine-karsi-113840tr.html, (22.09.2013)) 199 İlyas Ali , “Parlamento sürgün yasasını yine reddetti”, QHA, 07.06.2012, (http://qha.com.ua/parlamento-surgunyasasini-yine-reddetti-112406tr.html, (22.09.2013)) 200 TUİD, http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com (2 Mayıs 2009) 201 Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev, “Kırım’ın eski yer adlarının bulunduğu harita basıldı”, QHA, 11.08.2010, (http://qha.com.ua/kirim-in-eski-yer-adlarinin-bulundugu-harita-basildi-76651tr.html, (27 Ekim 2009)) 202 Lilya Emiruseinova, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Kırım’da Kırım Tatar öğrencilerin sadece %10 kendi dilinde eğitim alabiliyor””, QHA, 24.12.2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-da-kirim-tatarogrencilerin-sadece-10-kendi-dilinde-egitim-alabiliyor-35266tr.html, (27 Ekim 2009)) 64 kaybolma tehlikesidir”diyerek, Kırım Tatar dilinin UNESCO'nun kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalan diller listesine alındığını açıklamıştır.203 Tatarcanın ana dil olması yönündeki haberlere Rusça 204 ve İngilizce 205 haberlerde de rastlamaktayız. Bu yönlü mücadelenin bir diğer örneği bundan birkaç yıl önce 2005’te yine basına yansımıştır. Bu habere göre Kırım’da sanatçılar sahnede konser verir veya gösteri yaparken seyirciler Bravo sözü yerine 'Maşaallah' diye tezahürat yapmaktadırlar.206 1992 yılında Kırım Tatar Milli Meclis'i girişimiyle oluşturulan bir milletlerarası Dil ve Alfabe Konferansı düzenlenmiş ve Latin Alfabesine geçiş görüşülmüş ve kabul edilmiştir. 207 2010 yılında basında çıkan “Bilim Adamları Kırım Tatar Yazı Dilinin Latin Alfabesine Geçişini Destekliyor” başlıklı haberde Kırım Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesinde (KMPÜ) Kırım Tatar yazı dilinin Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçişi ile ilgili bilimsel toplantı gerçekleştirdiği bildirilmektedir. Kırım Tatar bilim adamları ve dil uzmanlarının Latin harfleri esaslı Kırım Tatar edebiyat dilinin yazım kurallar mevzuatının geliştirilmesi ve buna dayanılarak özel sözlüklerin basılması gibi Latin harflerine geçişi sağlayacak diğer tedbirlerin en kısa zamanda alınmasını oy birliği ile desteklenmiştir. 208 Tatarcanın ana dil olması yönünde yoğun çalışmalar yapılmasına karşın 2013 yılındaki bir haber Rusça’nın Tatarca karşısındaki ağırlığını ortaya koymaktadır: “Kırım’da üniversite sınavına giren 15 bin adaydan yüzde 92’si Rusça soru kitapçığını 203 Elvida İslamova, Rıdvan Calilov , “Kırımoğlu: Kırım Tatarlarının ana dillerini konuşamaması utançtır”, QHA, 18.05.2009, (http://qha.com.ua/kirimoglu-kirim-tatarlarinin-ana-dillerini-konusamamasi-utanctir-47160tr.html , (27 Ekim 2009)) 204 www.regnum.ru/news/961753.html , (17.03.2010) 205 “Crimean Tartars “demand that the Ukraine restore the national autonomy of our territory””, IA Regnum, 23.04.2008, (www.02varvara.wordpress.com/2008/02/23, (17.03.2010)) 206 http://www.yenisafak.com/diziler/kirim/kirim4.html, (27.02.2005) 207 Kemal KONRAT, “Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi”, Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi, (http://www.cengizdagci.org/default.asp?id=71695&lng=1, (08.07.2009)) 208 http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (12.02.10) 65 kullanırken yüzde 7’si Ukraince soruları tercih etti. Kırım Tatarca soru kitapçığını kullanan ise çıkmadı.”209 Yine de Kırım Özerk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun 16 Eylül tarihinde yenilenmiş olarak hizmete giren Ukrayna Hükümetin sitesinde Rusça, Ukraince ve İngilizce’nin yanı sıra Kırım Tatarca haberler de yer alıyor.210 Tatarca eğitim konusunda Türkiye Cumhuriyeti de Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yanında olmuştur. 2012 yılında Ukrayna Bakanlar Kurulu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan teknik ve mali işbirliğine ilişkin 14 Kasım 2002 tarihli anlaşma kapsamında Türkiye, Bahçesaray’da Kırım Tatarca eğitim verilecek, 640 öğrenci kapasiteli okul inşa etmeye söz vermiştir.211 Türkiye’nin desteği ve TİKA Başkanlığı’nın, “Kırım Özerk Cumhuriyeti Eğitim Altyapısı’na Katkı Projesi” kapsamında tamirat ve tadilat işlerini tamamladığı üç okul ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kazandırılması hedeflenen Zincirli Medrese ve Hacı Giray Türbesi Restorasyonu temel atma töreni, Devlet Bakanı Beşir Atalay ve TİKA Başkanı Hakan Fidan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu tören Türkiye’nin Kırım Tatarlarının kültürel mirasına verdiği desteği göstermesi bakımından önemlidir. Törende konuşma yapan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Kırım Tatarları anavatanlarına dönünce, ev, iş ve toprak meseleleri ile karşılaştı. Ancak Kırım Tatarları için bunlardan daha da önemli bir problem de milli eğitim meselesidir, dilimizi, kültürümüzü, milli bilincimizi koruyabilmektir. Şansımıza Karadeniz’in öte yanından Türkiye Cumhuriyeti bu meselede bize elini uzattı” demiştir. 212 III.4.2. Tatar ve Tarihinin Muhafazası Abdullah Gül, 2009 yılında Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş için düzenlenen “Akademik Hayatının 50. Yılında Bir İlim ve Fikir Adamı” toplantısına pek çok ülkeden çok sayıda değerli bilim adamının, siyasetçi ve fikir adamının katıldığını 209 “Hiçbir üniversite adayı Kırım Tatarca soru kitapçığını kullanmadı”, QHA, 08.07.2013, (http://qha.com.ua/hicbiruniversite-adayi-kirim-tatarca-soru-kitapcigini-kullanmadi-128411tr.html, (23.09.2013)) 210 “Hükümetin sitesi Kırım Tatarca yayına devam ediyor”, QHA, 17.09.2013, (http://qha.com.ua/hukumetin-sitesikirim-tatarca-yayina-devam-ediyor-129497tr.html, (20.09.2013)) 211 “Türkiye Bahçesaray’da Kırım Tatar okulu inşa edecek”, QHA, 03.07.2013, (http://qha.com.ua/turkiyebahcesaray-da-kirim-tatar-okulu-insa-edecek-128233tr.html, (23.09.2013)) 212 http://www.tika.gov.tr/TR/Icerik_Detay.asp?Icerik=673, (21.05.2007) 66 kaydederken bunların arasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bulunmasından büyük memnuniyet duyduğunu kaydetmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun zor şartlarda büyük mücadele verdiğini ve Türk dünyasında büyük şahsiyet olduğunu belirtmiştir.213 Kırım Tatarlarının kültürel-sosyal alanlardaki eksikleri için önemli çalışmalara imza atılmıştır. 2010 yılında Kırım Tatar Milli Hareketi aktivisti Ayşe Seyitmuratova kendi evinde açtığı müzede bir de Kırım Tatar halkının mücadelesini gösteren arşivi de ziyarete ve araştırmaya açmıştır. Müzede ayrıca yabancı yazarların Kırım Tatar milli hareketi hakkında yabancı dillerde yazdığı kitaplar yer almaktadır. Bu durum mücadelenin bilimsel olarak desteklenmesi bakımından önemlidir.214 Kırım Tatarlarının sürgününü anlatan bir film ilk kez 2012 yılında çekilmiştir. Kaytarma adlı bu film de sık sık Kırım Haber Ajansına haber olmuştur.215 2012 yılında TRT’de de yayınlanan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi belgeseli çekilmiştir. Belgeselin yönetmeni TRT’nin birçok ödüllü belgesel hazırlayan başarılı yönetmeni Neşe Sarısoy Karatay iken, belgeselin yapımcısı ve metin yazarı da Sayın Zafer Karatay’dır. 216 9 bölümlük belgeselin jeneriğinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun “Eğer bir mücadelede masum bir çocuğun kanı dökülürse bu başarı değildir.” sözü kullanılmıştır.217 “Bir Halkın Mücadelesi Belgeseli”nin galasına ev sahipliği yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na göndermiş olduğu mektupta, belgesel sayesinde Türkiye'nin tamamının Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu daha 213 “Abdullah Gül’den Mustafa A. Kırımoğlu’na övgü”, QHA, 13.04.2009, (http://qha.com.ua/abdullah-gul-denmustafa-a-kirimoglu-na-ovgu-44875tr.html, (04.06.2013)) 214 Nara Narimanova, Osman Bayramaliyev, “Seyitmuratova: ''Arşiv, Kırım Tatar halkı için değerli bir kaynaktır''”, QHA, 28.09.2010, (http://qha.com.ua/seyitmuratova-039-arsiv-kirim-tatar-halki-icin-degerli-bir-kaynaktir-03981450tr.html, (24.09.2013)) 215 Osman Bayramaliyev , “KTMM yönetimi, ilk Kırım Tatar filminin setini ziyaret etti”, QHA, 04.09.2012, ( http://qha.com.ua/ktmm-yonetimi-ilk-kirim-tatar-filminin-setini-ziyaret-etti-117491tr.html; (24.09.2013)) 216 Evelina İlyasova “Kırım Sürgünü ilk kez beyaz perdede”, QHA, 18.05.2013, ( http://qha.com.ua/kirim-surgunuilk-kez-beyaz-perdede-126403tr.html , (24.09.2013)) 217 “Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi belgeseli TRT'de”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-birhalkin-mucadelesi-belgeseli-trt-de-video-foto-115864tr.html , (24.09.2013)) 67 yakından tanıyacağını ve örnek alacağını kaydetmiştir.218 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, belgesele ilişkin, ''Tebrik edilmeyi beklemiyoruz ama Kırım'da bu mücadeleyi veren binlerce insanımızın bugün ayakta kalanlarının nasıl bir haklı davayı sabırla sebatla kararlılıkla fedakarlıkla bugünlere taşıdığının bir işareti olsun ve bu eser bütün dünyada da yayınlansın istedik'' demiştir.219 2013 yılında Rus bilim adamı Prof. Dr. Valeriy Vozgrin’in Kırım Tatar tarihiyle alakalı 4 ciltlik bir kitap yayınlanmıştır. Kırım’ın milli tarihi hakkında verdiği objektif bilgiler ve Kırım Tatarlarının milli davasına yardımcı olacak bir eser olduğunu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu basın duyurusunda açıklamıştır. 220 2012-2013 yılında Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen Bilim ve Kültür şölenine şeref konuğu olarak katılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, üniversitede Kırım Tatarlarının mücadelesini konu alan bir konferans vermiştir.221 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2012 yılında görüşmüş ve bazı önemli konularda kararlar almışlardır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ATR televizyonunda yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyetinin Kırım Tatar halkının sosyokültürel gereksinimlerinin karşılanması için büyük önem taşıyan bir dizi binanın inşaatı konusunda yardım etmeye hazır olduğunu söylemiştir. Verdiği bilgiye göre Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede Kırım Tatar dilinde eğitim veren okulların inşaatı başta olmak üzere Kırım Tatarları için en önemli 8 konunun müzakere edildiğini dile getirmiştir. Ayrıca Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Ukrayna’dan para gelmesini ümit etmiyoruz. Bu yıl devlet bütçesinden ayrılan 23 milyon grivna (yaklaşık 2,8 milyon dolar) ile bir okulun bile kurulması imkânsız.” demiştir.222 218 ''Belgesel sayesinde Türkiye Kırımoğlu’nu tanıyacak ve onu örnek alacak'', QHA, 08.05.2013, (http://qha.com.ua/039-belgesel-sayesinde-turkiye-kirimoglu-nu-taniyacak-ve-onu-ornek-alacak-039-125976tr.html , (24.09.2013)) 219 “Arınç: ''Kırımoğlu belgeseli tüm dünyada yayınlansın isterdik''”, AA, (29.03.2013) 220 “ Vozgrin’in Kırım Tatar Tarihi kitabı tanıtıldı”, QHA, 15.08.2013, ( http://qha.com.ua/vozgrin-in-kirim-tatartarihi-kitabi-tanitildi-129242tr.html, (14.08.2013)) 221 Gizem Öncül, “Marmara Üniversitesinde Kırım Tatarlarının mücadelesi anlatıldı”, QHA, 29.09.2012, (http://qha.com.ua/marmara-universitesinde-kirim-tatarlarinin-mucadelesi-anlatildi-119493tr.html, (01.10.2013)) 222 Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, Erdoğan ile yardım için anlaştı”, QHA, 18.09.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-erdogan-ile-yardim-icin-anlasti-116858tr.html, (20.01.2007)) 68 Türkiye’den Tarihi Kentler Birliği üyesi belediye başkanları da Kırım’da somut ve kültürel mirasın korunması ve yaşatılması amacıyla 12-15 Mayıs 2013 tarihleri arasında Kırım’da teknik inceleme ziyareti gerçekleştirmiştir. 223 Yine 2013 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ve beraberindeki milletvekilleri Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile görüşmüş, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Cemil Çiçek’e Kırım Tatar Türklerinin yaşadığı sosyal ve siyasi sorunlar hakkında bilgi vermiştir. 50 yıl aradan sonra sürgünden dönen Kırım Tatarlarının karşı karşıya kaldığı sorunlar arasında en önemlisinin ana dilde eğitim problemi olduğunu kaydeden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e Türkiye’nin bu konuda kendilerine yardım edeceğini ümit ettiklerini söylemiştir.224 Türkiye’de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Seydişehir Şube Başkanı Mustafa Sarıkamış, Kırım Devlet Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi ile bir anlaşma yaparak Türkiye’den seçilecek öğrencilerin Kırım’da eğitim görmesi hususunda bir proje başlatmıştır. Bu proje gereği ilk etapta 13 öğrenci Kırım'a götürülmüş ve yapılan törende Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, "Türkiye'den gelen öğrenciler bize büyük moral vermişlerdir. Kendilerini burada görmekten sevinç duyduk. Öğrencilerimiz tüm sorunları bana iletsinler kendileri ile ilgilenecegim" 225 diyerek onları karşılamış ve ağırlamıştır. Aynı şekilde Kırım’dan gelen Kırımlı öğrencilerin Türkiye'mizde üniversitelerde okuması için kontenjan ayrılması basında 2009 yılında gündeme gelmiştir. 226 Basında zaman zaman Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik görüşleri yer almıştır. 2005 yılında çıkan “Mahzun Kırım, İslam Dünyasından İlgi Bekliyor” başlıklı bir haberde Kırım Tatar Kültür Günleri dolayısıyla Türkiye’ye gelen “Kırım Tatar Türkleri lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İslâm dünyasından sadece Türkiye’den Kırım’a destek geldiğini, diğer İslâm 223 “Türkiye’den 150’den fazla belediye başkanı Kırım’ı ziyaret etti”, QHA, 16.05.2013 , (http://qha.com.ua/turkiyeden-150-den-fazla-belediye-baskani-kirim-i-ziyaret-etti-126296tr.html, (20.01.2007)) 224 “Cemil Çiçek, Kırım Tatar Milli Meclisini ziyaret etti”, QHA, 06.04.2013, (http://qha.com.ua/cemil-cicek-kirimtatar-milli-meclisini-ziyaret-etti-124681tr.html, (20.01.2007)) 225 Mustafa Sarıkamış, “Kırım'da Türk Öğrenciler Eğitime Başladı” Vatan Kırım, 13.10.2004, (http://egitim.vatankirim.net/universite/41013.asp, (25.02.2005)) 226 http://www.kirimdernegi.org/istanbul/bahcesaray/yazi.asp?yazi=200809001, (23.04.2009) 69 ülkelerinin din kardeşleri Kırım için bir çabalarının olmadığını anlatarak Kırım Tatarlarının kırgınlıklarını” dile getirmiştir. 227 2008 yılında yine Kırımlı Tatarların en yoğun yaşadığı kent olan Eskişehir'de Odunpazarı Belediyesi tarafından Eskişehir Kırım Türkleri Derneği'ne armağan edilmek üzere en büyük Kırım Kültür Evi yapılmıştır. 228 Kırım Türkleri ile ilgili haberler genellikle siyasi konular üzerinde yoğunlaşsa da Türkler arasındaki kültürel birliğin vurgulandığı haberlere de rastlanmaktadır. Örneğin Vatan Kırım Gazetesinde çıkan bir haber Kırım Tatarlarının Türkiye’deki müzik hayatına etkilerini göstermektedir. “Kırım Tatar Türkleri Kırım Hanlığı'nın Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanması ile birçok alanda işbirliğine gittiler. Kırım atlıları Osmanlı'nın yanında savaşıyor, eğitim görüyordu. Müzik ve sanat alanındaki gelişmeler de bundan ayrı tutulamazdı. Bir kısım aydınlar geliyor eğitim görüyor, bir bölümü de Kırım'a geri dönüyordu.“ şeklinde tarihsel geri planla başlayan haberde gerek Anadolu'da kalan gerekse Kırım'da yaşayan, Türkiye'deki müzik hayatına etki eden kişiler, kısa hayat hikayeleri ile listelenmiştir. Bu tarz haberler Türkler arasındaki tarihi ve kültürel bağları göstermesi açısından değerlendirilmeye değerdir.229 2009 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu kez kendisine verilecek Fahri Doktora Unvanı töreni için Türkiye’ye gelmiştir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi konferans salonunda düzenlenen törende kendisine “Onursal Doktora” verilmiş, yaptığı konuşmada Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatarları için verilen mücadelede en çok özen gösterdikleri konunun kan dökülmeden demokratik yöntemlerin kullanılması ve kimsenin zarar görmemesi olduğunu belirtmiş ve "Bazen annem ve babamın emeklerini boşa çıkardım mı acaba diye kendime soruyorum. Ancak annem ve babam sağ olsaydı Kırım Tatarlarının yoğun yaşadığı, adeta ikinci vatan olarak gördüğümüz Eskişehir'de böylesine seçkin bir üniversiteden doktora unvanı verilmesinden büyük onur duyarlardı.''demiştir.230 227 http://www.yeniasya.com.tr/2004/12/16/roportaj/h1.htm, (27.02.2005) “Türkiye'nin en büyük Kırım Kültür Evi Eskişehir'de açılıyor“, Yenişafak Gazetesi, (17.01.2008) 229 Zekeriya Başarslan, “Kırım Tatarlarının Türkiye'deki Müzik Hayatına Etkileri”, Vatan Kırım, (http://www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=143, (24.02.09)) 230 “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na fahri doktora ünvanı verildi“, Vilayet26 Eskişehir Haberleri, 12.10.2009, (http://www.vilayet26.com/news_detail.php?id=892, (27.10.2009)) 228 70 2010 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun İstanbul Ayasofya ziyaretinde Müze Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun heyete boza ikram etmiş, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu ikram üzerine bozanın Osmanlı topraklarına ve İstanbul’a gelişinin kaynağının Kırım Hansaray olduğunu; Kırım’da bu geleneğin devam etmezken İstanbul’da sürdürülmesinin kendisini çok mutlu ettiğini söylemiştir. 231 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu sözleri Türk milletlerinin ortak tarihini hatırlatması bakımından önemlidir. III.4.3. Aldığı-Aday Gösterildiği Ödüller Nansen madalyası örnek ödülü: Kırım tatarlarının haklarının iadesi yolunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun verdiği uluslar arası boyuttaki mücadele, Başta Türkiye omak üzere, bazı Türkî cumhuriyetler ve bazı Avrupadaki ülkeler ve toplumlar tarafından ilgi ve beğeniyle takip edilmiştir. Zor koşullar altında yürüttüğü bu mücadele ve alınmaya başlanan olumlu sonuçlar sonrası Kırımoğlu’na farklı ülkelerin farklı kurum ve kuruluşlarından ödüller layık görülmüştür. Bunlardan ilki ve çok önemlisi Birleşmiş Milletler Mülteciler ve Kaçaklar Yüksek Komiserliği tarafından verilen Nansen Madalyasıdır. Halkını sürgünden barışçı yollarla ve olağanüstü bir mücadeleyle vatanlarına döndürmeyi başardığı için bu ödüle Kırımoğlu 1998 yılında layık görülmüştür. Bu olay dönemin Türk basınında ulusal çapta yayın yapan Hürriyet gazetesinde “Cemiloğlu’na Madalya” 232 şeklinde kamuoyuna sunulmuştur. Demokrasi Ödülü: Dünya Demokrasi Hareketi'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan toplantısı Nisan ayında İstanbul'da yapıldı. Kırım Tatar milleti ve Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Mustafa Cemiloğlu’nun liderliğinde vermiş olduğu demokrasi mücadelesi pek çok devlete ve millete örnek olmuştur. Bu mücadele için Kırım Tatar 231 232 Bu ziyaretten fotoğraf için bkz: EK:Resimler “Cemiloğlu’na Madalya”, Hürriyet Gazatesi, 07.10.1998 71 Milleti ve Kırım Tatar Millet Meclisi 5 Nisan 2006 akşamı Hilton Oteli'nde yapılan bir törenle Dünya Demokrasi Hareketi'nin "Demokrasi Ödülü"ne lâyık görüldü. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu halkını temsilen ödülü aldı. Bu olay dönemin basınında geniş yer bulmuştur. Türk basınında Hürriyet , Radikal , Zaman gibi ulusal çapta yayın yapan gazetelerde “Etik Zekalı Lider” 233 , “Demokrasi Ödülleri” 234 , “Demokrasi Cesaret Ödülleri Sahiplerini Buldu”235 baslıklarıyla yer bulmuştur. Nobel Barış Ödülüne Adaylığı : Mustafa Cemiloğlu dünya barışının korunması, savaşsız bir toplum ve yeni nesillere iyi bir gelecek bırakmak için zorlu bir mücadele yürütmüştür ve uzun yıllar süren esaret ve sürgün dönemine rağmen bu mücadelesinden vazgeçmemiştir. Bu mücadelesinin neticesinde Kırımoğlu bir grup batılı aydın ve bilim adamı tarafından “2011 Nobel Barış Ödülüne” de aday gösterildi. Kırım Haber Ajansı’sının (QHA) haberine göre, Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin Başkenti Simferopol’de (Akmescit) yapılan 1. Dünya Kırım Tatar Kongresi’nde 22 Mayıs 2009 tarihinde alınan kararla, Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi kararlaştırılmıştır.236 Selim Hazbiyeviç, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesini teklif ederken, ödülün Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na verilmesinin, Kırım Tatar halkının verdiği vatana dönüş mücadelesinin “sonuçlarının kabullenmesi” olarak sayılacağını belirten bir konuşma yapmıştır.237 Nobel Barış Ödülü, Alfred Nobel'in vasiyeti uyarınca her yıl ulusların ve halkların kardeşliği, silah ve orduların azaltılması ile barış kongreleri düzenlemek için en çok çaba harcayan kişi, kişiler veya kuruluşlara Oslo'daki Norveç Nobel Komitesi tarafından verilmektedir. Bu ödüle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun aday 233 Zeynep Gögüş, “Etik Zekalı Lider”, Hürriyet Gazatesi, 08.04.2006 Vahap Şatır, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazatesi, 06.04.2006 235 “Demokrasi Cesaret Ödülleri Sahiplerini Buldu”, Zaman Gazetesi, 06.04.2006 236 http://www.kirimhaber.com/haber/yazar.asp?yaziID=60, aynı haber İngilizce haber kaynaklarında da geniş yer bulmuştur. Bkz: www.newstin.com, www.day.kiev.ua/274925 (06.06.2009), 237 “ Mustafa Kırımoğlu Nobel Barış Ödülü adayı”, Yazete Haber, 22.05.2009, ( http://www.yazete.com/MustafaKirimoglu-Nobel-Baris-Odulu-adayi_12729.html, (22.05.2009)) 234 72 gösterilmesi hakkında Ukrayna Cumhurbaşkanı’na bağlı Kültür ve Maneviyat Milli Kurulu Başkanı Nikolay Julinskiy Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun 20 ve 21. yüzyılların en iyi insan hakları savunucusu olarak Nobel ödülünü kazanması için nedenlerin çok olduğunu belirtmiştir ve şu şekilde bir açıklama yapmıştır: “Kırımoğlu, Komünist rejime karşı mücadeleye daha gençken başladı. Ben onun hayatını çok iyi biliyorum. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, sadece Kırım Tatar halkı için değil, tüm dünya hak mücadelesi tarihinde önemli insandır. Kendi yaşamıyla, sürgün edilen Kırım Tatar halkının hak ve özgürlüğünün kendisi için en önemli şey olduğunu ispatlayan bir insandır.”238 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu destekleyenler olduğu gibi onun mücadelesini haksız bulanlar da vardır. Kendilerini Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı (NDKT) olarak adlandıran bazı eski milli hareketçiler, 19 Eylülde Akmescit’te düzenledikleri basın toplantısında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülüne karşı olduklarını bildirmiş, bununla ilgili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü aday listesinden kaldırılması talebiyle Nobel Komitesine mektup gönderdiğini açıklamışlardır.239 Elçibey-Türklüğe Hizmet Ödülü: 2002 yılında Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı olarak Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu`na “Elçibey - Türklüğe Hizmet Ödülü” verilmiştir. Dilara Aliyeva Kadın Haklarını Koruma Deneği`nde düzenlenen ödül törenine bazı parti liderleri, ülkede yaşayan Kırım Tatar Toplumu ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılmış; ödül, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi`nin (AHCP) klasikler kanadı başkanı Mirmahmud Miralioğlu tarafından Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu adına kızkardeşi Dilara Seyitveliyeva`ya verilmiştir.240 238 Osman Bayramaliyev “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü Adaylığına Ukraynalı Aydınlardan Tam Destek” , QHA, (22.05. 2009) 239 Susana Üseynova , Osman Bayramaliyev , “Kırım Tatar Milli Hareketi vetaranlarından Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü adaylığına destek”, QHA, 03.10.2011, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-hareketi-vetaranlarindankirimoglu-nun-nobel-baris-odulu-adayligina-destek-foto-100963tr.html , (15.03.2010)) 240 . http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=2072501, (23.01.2006) 73 Türk Dünyası Aksakalı Ödülü: Türkiye’de Erzurum Güneş Vakfı tarafından 3-5 Mayıs 2007 tarihleri arasında, Erzurum Valiliği ve Atatürk Üniversitesi desteği ile “1. Türk Dünyası Kültür, Sanat ve Edebiyat Şöleni” düzenlenmiş Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Türk Dünyası Aksakalı Ödülü” verilmiştir. 241 Törende “Türk Dünyası Dersi'' konulu bir konferans veren Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Türkiye'yi anavatanımız biliriz” diyerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne verilen değerin Kırım'a da verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Buradaki konuşmasında sürgünden dönen Kırım Tatarlarının ihtiyaçlarına değinirken şunları da söylemiştir: ''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır. Halkımı 63 yıl önce sürgüne gönderdiklerinde el koydukları ev ve iş yerleri bugün geri verilmedi. Zaten biz de geri isteyemeyiz. Halkım konut ve okul sorunu yaşamaktır. Bu konuda Türkiye'den yardımlar oluyor fakat yeterli değil. Sorunlarımızın çözümü için Türkiye'den daha fazla yardım bekliyoruz ve Türkiye'ye güveniyoruz. Biz Türkiye'yi ana vatanımız biliriz, öyle görürüz. Ancak bugüne kadar Türkiye'de Kırım'ın önemli gerektiği kadar fark edilemedi. En azından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne verilenin birazı kadar destek de Kırım'a verilmeliydi.'' 242 III.5. Suikast Haberleri: 2009 yılında Ukrayna İçişleri Bakanlığı, Kırım Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na yönelik suikast hazırlığında olan silahlı bir grubun iki üyesinin yakalandığını duyurmuştur. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada; illegal bir gruba mensup iki kişinin , Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve yardımcısına yönelik suikast hazırlığında iken yakalandıkları ifade edilmiş,243hatta teşkilatın Taliban ve El Kaide ile bağlantılı olduğu da dile getirilmiştir.244 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yönelik bu suikastı değerlendiren araştırmacı yazar Erdoğan Kırmızığlu, “Tatar Türklerinin efsanevileşmiş önderi, lideri, Atatürk’ü sayılan Sayın Abdulcemil Kırımoğlu’na karşı girişilmeye çalışılan haince suikast 241 http:/www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=7050101, (21.05.07) ''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır”, Palandöken Gazetesi, (05.05.2007) 243 “KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na Suikast Hazırlığı”, Star Gazetesi, 28.10.2009 244 “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı suikast girişimi engellendi”, Vatan Kırım, (27 Ekim 2009) 242 74 girişimini” lanetlediği yazısında, bu suikastın kendisini ve tüm Kırım kökenli vatandaşlarını, Türk Dünyası sevdalılarını üzdüğünü belirtmiş ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kimliğine dair ayrıntılı bir yazı yazmıştır.245 Amerika’nın Sesi- Turkish (www.voanews.com)’un haberine göre Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na suikast düzenleyen kişilerin ülkenin İçişleri Bakanı tarafından “yeterince İslamcı olmayan Müslümanlar’ın öldürülmesine izin veren El Tekfir vel Hicra adlı radikal bir grubun üyesi” olabileceği şeklindeki yorumuna da yer vermiştir.246 245 http://www.tataralemi.net/joom/index.php/yazarlar/29-erdoan-krmzolu/380-krmoluqna-suikast-giriimi.html, (25.11.09) 246 “Mustafa Cemiloğlu'na Karşı Suikast Planı Ortaya Çıkarıldı” VOA Amerikanın Sesi, 27.10.2009, (http://www1.voanews.com/turkish/news/a-17-2009-10-27-voa3-88141497.html, (27 Ekim 2009)) 75 SONUÇ Tarihte pek çok milletlerin kader tayin edici sıkıntılar, kırılmalar, mücadeleler yaşadığı süreçlerde cesareti, mücadeleci ruhu, vatanseverliyi ve inancında, davasında sebatlı duruşuyla öne çıkarak milletlerin var oluş mücadelesini omuzlarında taşıyan liderler vardır. En zor şartlar altında pes etmeyen, işkenceler, baskılardan yılmayan ve dik duruşuyla milli mücadelelerini zafere götüren liderler… Kırım’ın Rus işgaliyle karşı karşıya kaldığı günden bu yana Kırım Türklerine yönelik devam eden toplu katliamlar, asimilasyon ve sürgünler Sovyetler döneminde zirve yapınca artık bir milletin yok olma tehlikesi meydan çıkmış ve böyle zor şartlar, baskılar altındaki sürgün hayatı aynı zamanda böyle bir dava adamını, lideri ortaya çıkarmıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve arkadaşlarının mücadelesi topluca vatanları Kırımdan sürülen bu milletin yurda dönüş ve var oluş mücadelesinde bir umut olarak ortaya çıkmıştır. Sovyet yönetiminin her türlü işkence, hapis ve baskıları altında Mustafa beyin liderlik özellikleri, mücadeleci ruhu yüzlerce, binlerce Kırım Türkünün davaları etrafında kenetlenmesine neden olmuş ve bunun sonucunda uluslararası kamuoyu bir milletin barbarca usullerle yok edilmesinden haberdar olmuştur. Kırımoğlu’nun bir siyaset adamı olarak konjöktüründen yasaların onlara vermiş olduğu hakları da kullanarak değişen Sovyet ,Stalin dönemiyle ilgili komünist yönetimce başlatılan iç sorgulamalardan ustalıkla faydalanarak Kırım Türklerinin sürgünü gerçeğini,yapılan politikaları gündeme taşımayı başarmış ve en önemlisi Kırım Tatarlarının vatana dönüş sürecinin hazırlanmasında önemli rol üstlenmiştir. Kırımoğlu aynı zamanda asimilasyona maruz tutulmasında da kalmış soydaşlarının milli kimlik ve tarih şuurunun diri aydın kimliğiyle etkili olmuştur. O kendi şahsi hayatını milletinin kurtuluşu için adeta feda etmiştir. Milletine hizmet etmeyi her zaman en büyük görevi olarak gören Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun 60. yaş gününde yapmış olduğu konuşması da bu açıdan değerlendirdiğimizde çok manidardır. “Azrail yanıma gelip “Senin vaktin bitti. Seni almaya geldim!” dediği zaman, mende acılık ve umütsüzlik duyğusu hiç olmıyacaktır. Umit ederim ki, o zaman aklıma birinci gelecek şey, Yüce Tanrıma bu dünyada böyle mündereceli ve sonunda şanslı hayat verdiği için, butün ömür iştirak ettiğim Millî hareketlerin, hiç olmadıkta, bazı neticelerini görmeye imkân verdiği için; devrimizin en iyi ve temiz, ama artık bu 76 dünyadan gitmiş olan birçok insanlarınen tanışma ve görüşme fırsatını verdiği için şükranlarımı bildirmek olacaktır. İkinciden, çok ağır yıllar devamında benimle beraber olğan, hiç bir zaman hiyanetlik yapmayan, bana daima destekçi olğan dostlarıma ve safdaşlarıma, daima beni destekleyen ve sonki yıllarda üç defa ardısıra beni milletimizin en yüksek seviyesine layik görüp Kırım Tatar Millî Meclisi başkanı olarak seçen halkıma teşekkürlerimi söylemek ve ona parlak istikbal dilemekten ibaret olacaktır. Ben bu dünyada epeyce bahtlı hayat geçirdim. Bunu ben cesur milletime borcluyum ve elbette günlerimin sonuna kadar bu millete hizmet etmek benim için bir sevinç olacaktır.” Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, daha kundakta bir bebekken kendisini bulduğu mücadelesinden zindanlar, sürgünler, çalışma kamplarında bile asla vazgeçmemiş ve sosyal, siyasal, kültürel alandaki mücadelesini her alanda devam ettirip, sesini ulusal uluslar arası her platformda duyurmaya çalışmıştır. Aynı zamanda bir Türk milliyetçisi de olan Mustafa beye Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milleti için yürüttüğü mücadele her zaman örnek olmuştur. O uzun ve ağır bir mücadele sunucu döndükleri vatanlarındaki bir 19 Mayıs sabahını şöyle hatırlıyor “Bugün 19 Mayıs. Aziz Atatürk’ün Samsun’a çıkışının üzerinden 85 yıl geçmiş, Samsun’un ardından 4 yıl geçmeden düşmanlardan temizlenen güzel vatanımızda Cumhuriyet ilan edilmiş. Darısı Güzel Kırım’ın başına. Sabah kahvaltısından sonra, Kırım Tatar Milli Meclisi’ne gittik. Meclis binasını görmesek, kocaman görkemli bir bina zannederdik. 2 katlı bir eski ev burası. Birçok eksiği var. Meclis’ten çok bir dernek bürosunu andırıyor. Elbette ki maddi imkânsızlık hiç bir şekilde Tatarların imanını kırmıyor.” Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve örnek şahsiyeti günümüzün değişen şartlarında milli ve güçlü Kırım gerçeğinin şekillenmesinde de belirleyici ve etkilidir. O ve dava arkadaşları Türksüz Kırım hedefiyle daima çeşitli hesaplar yapan Rusya ve milliyetçi Ukrayna merkezi hâkimiyeti olgusu göz önünde bulundurulduğunda yine de zor şartlar altında milli mücadelelerini sürdürmektedir. Ukrayna milletvekili olarak 2011 yılında yaptığı faaliyetlere ilişkin yayınladığı raporda Kırımoğlu, Kırım Tatar halkına haklarının iade edilmesine yönelik olarak yapılan basın toplantısı, röportaj, 77 yorum, televizyon ve radyo yayını, konferans, yuvarlak masa toplantısı olmak üzere toplam 290 etkinliğe katıldığını belirtmiştir. Raporunda Kırımoğlu ayrıca “Bir toplumun totaliter rejiminden demokrasiye geçiş süreci, zor ve uzun süreli olur. Söz konusu süreçte öne çıkan tarafları saymak kolay değil. Ancak halkın, seçmenlerin temsilcisi olarak benim için demokrasinin kuruluş sürecini hızlandıracak, bireysel faaliyet ve hırsla başarı ve kalkınmanın temelini oluşturacağı bir gelecek uğruna çalışmaları için insanlara ilham vermek gibi esas bir görevi ise belirlemek kolaydır.” demiştir. Kırımoğlu’nun kan dökmeden, terörizme karşı ve demokrasiden ayrılmadan milletinin haklarını araması ve davasından vaz geçmemesi birçok devletin ve sivil toplum örgütlerinin desteğini almasını sağlamıştır. Kırımoğlu ve arkadaşlarının mücadelesi sayesinde Kırım’da yaşayan Kırım Tatarları birçok haklarına kavuşmaya başlamış ve siyaseten de Ukrayna’da söz sahibi olmuşlardır. Halen elde edemedikleri hak ve özgürlükleri vardır. Ukrayna Parlamentosundaki Millet Vekilliği görevi sayesinde halkının haklarını sonuna kadar savunmakta ve aramaktadır. 78 BİBLİYOGRAFYA Kitaplar: - Acar, Kenan, Kırımlı Bekir Sıdkı Çobanzade: dilciliği ve edebiyat araştırmacılığı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2001, s.8 - Anadol, Cemal , Hazar yükselirken: 21. yüzyıla girerken Türk dünyası, Orkun Yayınevi, İstanbul 1992 - Aslıyüce, Erdoğan, Ukrayna Toprağında Turan’dan Kırım’a, Yesevi yayınları, İstanbul, 2001 - Avşar, Mezahir Türk kültür ve sanatından kesitler, 1. Cilt, Kömen 2007 - Aydıngül, Ayşegül, İsmail Aydıngül, Kırım Tatarlarının Vatana Dönüşü Kimlik ve Kültürel Canlanma, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, Ankara, 2004 - Çapraz, Kemal, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Kültür Vakfı, İstanbul, 1995 - Ediğe Kırımal, “Kırımda topyekün tehcir ve katliâm”, Dergi, Institut zur Erforschung der UdSSR., Sovyetler Birligini Ogrenme Enstitusu, 5. Sayı, 1956, s.29 - Elvedina, Çubarova, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol (Akmescit), 2009 - Fisher, Allan, Crimean Tatars (Kırım Tatarları), Stanford 1978 - Grigorenko, Andrey, A Kak Da Mı Verniyomsya, Fond Kırım, Newyork 1977 - Günay, Bekir , Avrupa'dan Asya'ya: Sorunlu Türk Bölgeleri, IQ Kültürsanat Yayıncılık, İstanbul 2005 - Güzel, Hasan Celâl, Ali Birinci, Genel Türk tarihi, Cilt 10, Yeni Türkiye, 2002 - Hablemitoǧlu, Necip, Kırım'da Türk soykırımı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2003 - Kırımlı, Hakan, İsmail Bey Gaspıralı için, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, Ankara 2004 79 - Kırımlı, Hakan, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik Ve Milli Hareketler(19051916), TTK yayınları, Ankara 1996 - Mert, Hamdi, Bir İnsan Hakları Savunucusu : Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Bilig Yayınları, Ankara 2000 - Naskali, Emine Gürsoy , Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs Yayınları, 2007 - Nekriç, A, Ne Kazanye nıe Narodı nevyork, Kronika 1978 - Özcan, Kemal , Vatana dönüş: Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi, 1944-1991, Tarih ve Tabiat Vakfı (TATAV) yayınları, 2002 - Özcan, Kemal, Kırım Dramı Kırım Türklerinin Varoluş Mücadelesi, Babıali yayınları, İstanbul,2010 - Öztuna, Yılmaz, Başlangicindan Zamanimiza Kadar Büyük Türkiye Tarihi: Türkiye'nin Siyasî, Medenî, Kültür, Teşkilât Ve San'at Tarihi, 3. Cilt, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1977 - Soljenitsyne, Aleksandr , Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur Yayınevi, İstanbul 1977 - Suver, Akkan, Cemiloğlu , Su Yayınları, İstanbul 1979 - Türkoğlu, İ. (1997). "Kırım Tatarlarının Vatana Geri Dönüş Sürecinde (19871994) Türk ve Bazı Batı Basını". Originea Tatarilor Locul lor in Romania şi in lumea turca. Kriterion (s.347-353). Bükreş - Unan, Fahri, Yeni Türkiye Uluslararası Türkoloji Kongresi Bildirileri, TİKA - Vesnin, A.l. “kak provishodilo vosilenya vı Tatar, Bolgar, Grekof, Armanis Kırıma vı 1944 Goda”, Kırımskaya assr, Simferapol, Tavriya yay., 1990, s.239240. - Yeşilot, Okan, “Kırım Tatar Türklerinin Tarihi Ve Güncel Sorunları Perspektifinde Sosyo-Kültürel Yapısı, Ukrayna’dakietnik Barışa Katkıları Ve Türkiye’deki Akrabalarıyla Kültürel İlişkileri” ,21. Yüzyılda Türk Dünyası Uluslararası Sempozyumu . 02 - 05 Aralık 2010 / Lefke - K.K.T.C.. Bildirgeler Kitabı. EkoAvrasya Yayın No: 2011/1., s.103 80 - “Altıncı Askerı Tarih Semineri bildirileri: İkinci Dünya Harbi ve Türkiye “ , Genelkurmay. Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1998 - Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, Materialı Cledctviya İ Zapis Sudebnova Prosessia 1983-1984 gg: Taşkent, Kırım Fonu, Simperafol 2001 Süreli Yayınlar: - “Kırım Türkleri İslam Konferansı Teşkilatına Müracaat Ettiler”Emel,sayı 139,Kasım-Aralık 1983.s.8-14, - “Topyekun sürgünün 40 yılı,Krım Türklerinin sürgün sonrası fealiyetleri” Türk Dünyası Araştırmaları sayı 33,aralık 1984,2.102-129, - “ Sovyet Rejiminin Eziyetlerine dayanamayan Mustafa Cemloğlu Göç Etmek İstiyor” Emel ,sayı 139,Mayıs-haziran1983 s.29-40. - Ebru Manga, “Hatıralar” , Emel Dergisi , Sayı:205 Mayıs - Haziran 1995 - “ Krım Türklerinin Son Aylardakı Mücadelesi”.Emel,Sayı 167,TemmuzAğustos 1988,s.5-8. - “Nurfet Murahhas Mahkumiyeti ,Krım Türklerinin Ruslaştırmaya karşı Mücadelesi “,Emel,Sayı 137 ,Temmuz- Ağustos 1983 s.4-8. - Özkırım, O.,“II. Dünya Savaşında Kırım Türkleriile Almanlar Arasındaki Münasebetler”, Emel Dergisi, S. 25, 1964, s.5-20 - Kırımal, Edige, “Sovyet ve Rusya Hakimiyeti Altında Kırım”, Dergi 49, (1967), s.65 - Litfin, Gıa, “Dokumenti Tredyevo Reyha Svidisytyot”, Vayenno İstariçeski Jurnal; 3, s. 92-93 - Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı vakfı, 327-332.sayı., 2001, s.47 - Altınoluk, “Cinayet Yüzyılı” Altınoluk Dergisi, 1999 - Mayis, Sayı: 159, s.19 - Karatay, Zafer, “Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu”, Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, S.159, Mart 2013/3 s. 66-68 81 - “Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın Anlamı ve Meclis”, Fikirde Birlik Dergisi,, S.20, s. 13 - Koçak, Bilal, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla Röportaj” Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, S.159, Mart 2013/3 s. 61 - KTMM, “Kırım Tatar Halkının 3. Kurultayı” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi ,Yıl : 1 S.1 / Ekim - Kasım - Aralık 1996 , s.5-6 - KTMM, “III. Kırım Tatar Milli Kurultay 4. Oturumu” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi Yıl : 5 S.19 / Ocak - Şubat - Mart 2001, s.4-6 - KTMM,” 4.Kırım Tatar Kurultayı” Kalgay Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi, Yıl : 6 S.22 / Ekim - Kasım - Aralık 2001, s.4-6 - “2. Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı” Karadeniz (Aylık gazete),Yıl:14, S.4, Nisan 2003, s.1-2 - “Türkiye’de Kırım Tatr Gençlik Teşkilatlanması”, Fikirde Birlik, S.7, yıl 2006 - “1917’den bugüne”, Kırım, Ağustos, Kasım 2010,yıl:19, S.67, s.3 Gazeteler: - “Cemiloğlu’na madalya”, Hürriyet Gazetesi, (07 Ekim 1998) - “Krım Türklerinin Yurda Dönüş İstekleri İnceleneiyor”. Tercüman (25.07.1987) - “Kızıl Meydanda Büyük Gösteri,Krım Türkleri Şaşırttı”, Hürriyet. (27.07.1987) - “Gromikodan Krımlılara, Bizi Daha Fazla Sıkıştırmayın”, Tercüman, (28.07.1987) - “Tatar: Rare Kremlin Demonstration Test Tolerance”, Herald Tribune, (27.07.1987) - “Kremlin ponders hov to davn the fires of natioonalism”, Financial Times, (30.07.1987) - “Kırım Tatarların toprak talebi reddedildi”, Zaman Gazetesi, (12.03.2008) 82 - “Arınç: ''Kırımoğlu belgeseli tüm dünyada yayınlansın isterdi”, AA., (29.03.2013) - “Türkiye'nin en büyük Kırım Kültür Evi Eskişehir'de açılıyor“, Yenişafak Gazetesi, (17.01.2008) - “Demokrasi Cesaret Ödülleri Sahiplerini Buldu”,Zaman Gazetesi, (06.04.2006) - ''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır”, Palandöken Gazetesi, (05.05.2007) - “KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na Suikast Hazırlığı”, Star Gazetesi, 28.10.2009 - “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı suikast girişimi engellendi”, Vatan Kırım, (27 Ekim 2009) - Gögüş, Zeynep, “Etik Zekalı Lider”, Hürriyet Gazatesi, (08.04.2006) - “Plus de charges pour les Tatars” Liberation, (16.07.1987) - “Tataralar Moskovada Gösteri Yaptı” Cumhuriyet, (25.07.1987) - “Gorbaçovun iki yüzü”, Son Havadis, (25.07.1987) - “Tatarların Gösteri Günü”, Milliyet, (26.07.1987) - “Krım Türklerinin Kremline ihtarı”, Tercüman, (26.07.1987) - “Bir Mücadelenin Öyküsü”, Milliyet, (27.07.1987) - “Glasnost and the Tatars”, The Times, (27.07.1987) - “Krım Türkleri Kremline Dert Anlattı”, Hürriyet, (28.07.1987) - “Des Tatars sur la place”, Rouge Le Figaro, (28.07.1987) - “Sovyetler Sorunu Sürüncemede bırakıyaor”, Hürriyet, (29.07.1987) - “Cemiloğlu’na Madalya”, Hürriyet Gazatesi, (07.10.1998) - Şatır, Vahap, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazetesi, (06/04/2006) - Şatır, Vahap, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazatesi, (06.04.2006) - Zerkalo gazetesi (AZ.), (24.02.2010) 83 - “Kırım Tatarları Sürgün Kurbanlarını Andı”, Türk Dili Haber Ajansları Birliği, 18.05.2010, - “Ruslar, Kırım'da geniş arazi alıyor”, Zaman Gazetesi, 17.03.2009, (http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=826666&title=ruslar-kirimda-genisarazi-aliyor, (18.03.2009)) - “Crimean Tartars “demand that the Ukraine restore the national autonomy of our territory””, IA Regnum, 23.04.2008, www.02varvara.wordpress.com/2008/02/23, (17.03.2010) - Sarıkamış, Mustafa, “Kırım'da Türk Öğrenciler Eğitime Başladı” Vatan Kırım, (13.10.2004) , http://egitim.vatankirim.net/universite/41013.asp, (25.02.2005) - Başarslan, Zekeriya, “Kırım Tatarlarının Türkiye'deki Müzik Hayatına Etkileri”, Vatan Kırım, http://www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=143, (24.02.2009) - „ Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na fahri doktora ünvanı verildi“, Vilayet26 Eskişehir Haberleri, (12.10.2009) , http://www.vilayet26.com/news_detail.php?id=892, (27.10.2009) - Kayacan, İsa, “Kırım Tatarları’nın Efsanevi lideri: Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu”, Anayurt, 19 Ekim 2011, (http://www.anayurtgazetesi.com.tr/default.asp?page=yazar&id=14152) - Y.C. “Çin’de bir kadın önder,Rabia Kader” Yenihaber, 09.07.2009, (http://www.yenihaber.be/printer_friendly.php?go=3050a47, (20.01.09)) - “Крымские татары уповают на Тимошенко и Луценко” Росбалт, 19/12/2007, http://www.rosbalt.ru/ukraina/2007/12/19/441964.html, (05.02.2010) - “ Mustafa Kırımoğlu Nobel Barış Ödülü adayı”, Yazete Haber, 22.05.2009, ( http://www.yazete.com/Mustafa-Kirimoglu-Nobel-Baris-Oduluadayi_12729.html, (22.05.2009)) - Bayramaliyev, Osman, “Mustafa A. Kirimoğlu’nun Matem Mitingi Konuşmasi”, QHA, 19/05/2009 (http://qha.com.ua/mustafa-a-kirimoglu-nun-matem-mitingikonusmasi-47176tr.html, (02.12.2012)) 84 - Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi”, QHA, 02/02/2011, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nobel-baris-odulune-aday-gosterildi87250tr.html, (02.02.2011)) - “Kırımoğlu'nun Kurultay konuşması”, QHA, 29/10/2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nun-kurultay-konusmasi-129851tr.html, (15/11/2013)) - Fazıl, Riza,“Kırım Tatarları 20 yıldır Latin alfabesine neden geçemiyor?”, QHA, 07/01/2013 ,(http://qha.com.ua/kirim-tatarlari-20-yildir-latin-alfabesine-nedengecemiyor-120908tr.html,( 07.09.2013)) - Kencaliyeva, Arzı, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Kırım “ikinci Çeçenıstana” dönüşebilir”, QHA, 17/12/2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemilkirimoglu-kirim-ikinci-cecenistana-donusebilir-35228tr.html, (04.04.2013)) - “KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, Kırım heyetini kabul etti” QHA, 22/07/2013 (http://qha.com.ua/kktc-cumhuriyet-meclisi-baskani-bozer-kirimheyetini-kabul-etti-128947tr.html, (23.09.2013)) - Bayramaliyev, Osman, “Çubarov: ''1991 referandumu dönüşü engellemek için yapıldı''”, QHA, 23.01.2012, (http://qha.com.ua/cubarov-039-1991referandumu-donusu-engellemek-icin-yapildi-039-106667tr.html, (14.04.2013)) - Bayramaliyev, Osman, “5. Kırım Tatar Milli Kurultayının 4. Toplantısı sona erdi”, QHA, 22/07/2012, ( http://qha.com.ua, (22.06.2012)) - Hasret, Azer, “Qırımda problemler ve stabillik istiqballeri”, Yalquza, 20.03.2010, (http://www.yalquzaq.com/?p=11585, (20.03.2010)) - Bayramaliyev, Osman, “KTMM Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun toplantısında”, QHA, 12/11/2012 http://qha.com.ua/ktmm-avrupa-hafiza-vevicdan-platformunun-toplantisinda-foto-118879tr.html, (04.06.2013) - Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu’na madalya”, QHA, 02.11.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-na-madalya-118544tr.html, (04.06.2013)) - “MAZLUMDER, Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü verecek”, QHA, 05.07.2012, (http://qha.com.ua/mazlumder-kirimoglu-na-insan-haklarimucadelesi-odulunu-verecek-113586tr.html, (04.06.2013)) 85 - İbadullayeva, Asibe, “Kırımoğlu’na Polonya’dan madalya”, QHA, 18.03.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-na-polonya-dan-madalya-123868tr.html, (25.09.2013)) - Bayramaliyev , Osman, “Kırımoğlu: ''AGİT Başkanlığı Ukrayna için bir şanstır''”, QHA, 12.01.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-039-agit-baskanligiukrayna-icin-bir-sanstir-039-121169tr.html, (01.10.2013)) - Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, 18 Mayısın resmi tatil ilân edilmesini istiyor”, QHA, 09.04.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-18-mayisin-resmi-tatilil-n-edilmesini-istiyor-110054tr.html, (24.09.2013)) - Kulcanay , Lilya, “KTMM’ye 18 Mayıs Sürgün Törenlerini düzenlemesi yasaklandı”, QHA, 25.02.2013, (http://qha.com.ua/ktmm-ye-18-mayis-surguntorenlerini-duzenlemesi-yasaklandi-122998tr.html, (24.09.2013)) - Alptekin, Arif, “Eskişehir’de Kırım Sürgünü Anıtı’nın temeli atıldı”, QHA, 22.05.2007, (http://qha.com.ua/eskisehir-de-kirim-surgunu-aniti-nin-temeliatildi-33356tr.html (22.05.2007)) - Yüksel, Gayana, Enver Abibulla , “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun istifa etmesi Kurultay delegelerinde büyük yankı uyandırdı”, QHA, 08.12.2007, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-meclisibaskani-mustafa-abdulcemil-kirimoglu-nun-istifa-etmesi-kurultaydelegelerinde-buyuk-yanki-uyandirdi-35149tr.html, (30.09.2013)) - “Kırımoğlu: Beni kalmaya ikna edemezler”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-beni-kalmaya-ikna-edemezler-129343tr.html, (20.09.2013)) - “İnkişaf, Kırımoğlu’nun KTMM Başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/inkisaf-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarakkalmasini-istiyor-129342tr.html, (20.09.2013)) - İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev, “Aydınlar Kırımoğlu’nun KTMM başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 14.01.2013, (http://qha.com.ua/aydinlar-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasiniistiyor-121224tr.html, (30.09.2013)) 86 - Nurmambetova, Niyara, Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: ''Kırım Tatarları işe alımda etnik ayrımcılığa maruz kalıyor''”, QHA, 29.04.2011, ( http://qha.com.ua/kirimoglu-039-kirim-tatarlari-ise-alimda-etnik-ayrimciligamaruz-kaliyor-039-92014tr.html, (12.09.2013)) - Bayramaliyev , Osman, “Cumhuriyet yönetiminde Kırım Tatar memur temizliği”, QHA, 08.08.2012, (http://qha.com.ua/cumhuriyet-yonetiminde-kirimtatar-memur-temizligi-115202tr.html, (22.09.2013)) - Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu: Mogilyov, Kırım Tatar karşıtı tutumuna devam ediyor”, QHA, 07.11.2012, (Http://qha.com.ua/kirimoglu-mogilyovkirim-tatar-karsiti-tutumuna-devam-ediyor-118716tr.html, (22.09.2013)) - İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev , “Başbakan, Kırım’da eski yer adlarının geri getirilmesine karşı”, QHA, 11.07.2012, (http://qha.com.ua/basbakan-kirim-da-eski-yer-adlarinin-geri-getirilmesinekarsi-113840tr.html, (22.09.2013)) - Ali, İlyas, “Parlamento sürgün yasasını yine reddetti”, QHA, 07.06.2012, (http://qha.com.ua/parlamento-surgun-yasasini-yine-reddetti-112406tr.html, (22.09.2013)) - İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev, “Kırım’ın eski yer adlarının bulunduğu harita basıldı”, QHA, 11.08.2010, (http://qha.com.ua/kirim-in-eski-yer-adlarininbulundugu-harita-basildi-76651tr.html, (27 Ekim 2009)) - Emiruseinova, Lilya, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Kırım’da Kırım Tatar öğrencilerin sadece %10 kendi dilinde eğitim alabiliyor””, QHA, 24.12.2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-da-kirim-tatarogrencilerin-sadece-10-kendi-dilinde-egitim-alabiliyor-35266tr.html, (27 Ekim 2009)) - İslamova, Elvida, Rıdvan Calilov , “Kırımoğlu: Kırım Tatarlarının ana dillerini konuşamaması utançtır”, QHA, 18.05.2009, (http://qha.com.ua/kirimoglu-kirimtatarlarinin-ana-dillerini-konusamamasi-utanctir-47160tr.html , (27 Ekim 2009)) - “Hiçbir üniversite adayı Kırım Tatarca soru kitapçığını kullanmadı”, QHA, 08.07.2013, (http://qha.com.ua/hicbir-universite-adayi-kirim-tatarca-sorukitapcigini-kullanmadi-128411tr.html, (23.09.2013)) 87 - “Hükümetin sitesi Kırım Tatarca yayına devam ediyor”, QHA, 17.09.2013, (http://qha.com.ua/hukumetin-sitesi-kirim-tatarca-yayina-devam-ediyor129497tr.html, (20.09.2013)) - “Türkiye Bahçesaray’da Kırım Tatar okulu inşa edecek”, QHA, 03.07.2013, (http://qha.com.ua/turkiye-bahcesaray-da-kirim-tatar-okulu-insa-edecek128233tr.html, (23.09.2013)) - “Abdullah Gül’den Mustafa A. Kırımoğlu’na övgü”, QHA, 13.04.2009, (http://qha.com.ua/abdullah-gul-den-mustafa-a-kirimoglu-na-ovgu-44875tr.html, (04.06.2013)) - Narimanova, Nara, Osman Bayramaliyev, “Seyitmuratova: ''Arşiv, Kırım Tatar halkı için değerli bir kaynaktır''”, QHA, 28.09.2010, (http://qha.com.ua/seyitmuratova-039-arsiv-kirim-tatar-halki-icin-degerli-birkaynaktir-039-81450tr.html, (24.09.2013)) - Bayramaliyev , Osman, “KTMM yönetimi, ilk Kırım Tatar filminin setini ziyaret etti”, QHA, 04.09.2012, ( http://qha.com.ua/ktmm-yonetimi-ilk-kirim-tatarfilminin-setini-ziyaret-etti-117491tr.html; (24.09.2013)) - İlyasova, Evelina, “Kırım Sürgünü ilk kez beyaz perdede”, QHA, 18.05.2013, ( http://qha.com.ua/kirim-surgunu-ilk-kez-beyaz-perdede-126403tr.html , (24.09.2013)) - “Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi belgeseli TRT'de”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-bir-halkin-mucadelesi-belgeseli-trt-de-video-foto115864tr.html , (24.09.2013)) - ''Belgesel sayesinde Türkiye Kırımoğlu’nu tanıyacak ve onu örnek alacak'', QHA, 08.05.2013, (http://qha.com.ua/039-belgesel-sayesinde-turkiye-kirimoglunu-taniyacak-ve-onu-ornek-alacak-039-125976tr.html , (24.09.2013)) - “ Vozgrin’in Kırım Tatar Tarihi kitabı tanıtıldı”, QHA, 15.08.2013, ( http://qha.com.ua/vozgrin-in-kirim-tatar-tarihi-kitabi-tanitildi-129242tr.html, (14.08.2013)) 88 - Öncül, Gizem, “Marmara Üniversitesinde Kırım Tatarlarının mücadelesi anlatıldı”, QHA, 29.09.2012, (http://qha.com.ua/marmara-universitesinde-kirimtatarlarinin-mucadelesi-anlatildi-119493tr.html, (01.10.2013)) - Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, Erdoğan ile yardım için anlaştı”, QHA, 18.09.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-erdogan-ile-yardim-icin-anlasti116858tr.html, (20.01.2007)) - “Türkiye’den 150’den fazla belediye başkanı Kırım’ı ziyaret etti”, QHA, 16.05.2013 , (http://qha.com.ua/turkiye-den-150-den-fazla-belediye-baskanikirim-i-ziyaret-etti-126296tr.html, (20.01.2007)) - “Cemil Çiçek, Kırım Tatar Milli Meclisini ziyaret etti”, QHA, 06.04.2013, (http://qha.com.ua/cemil-cicek-kirim-tatar-milli-meclisini-ziyaret-etti124681tr.html, (20.01.2007)) - Bayramaliyev, Osman, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü Adaylığına Ukraynalı Aydınlardan Tam Destek” , QHA, (22.05. 2009) - Üseynova , Susana, Osman Bayramaliyev , “Kırım Tatar Milli Hareketi vetaranlarından Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü adaylığına destek”, QHA, 03.10.2011, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-hareketi-vetaranlarindankirimoglu-nun-nobel-baris-odulu-adayligina-destek-foto-100963tr.html , (15.03.2010)) - “Mustafa Cemiloğlu'na Karşı Suikast Planı Ortaya Çıkarıldı” VOA Amerikanın Sesi, 27.10.2009, (http://www1.voanews.com/turkish/news/a-17-2009-10-27voa3-88141497.html, (27 Ekim 2009)) İnternet Kaynakları: - Kırımlı, Hakan, “Kırım Tatarları Kimdir?”, (http://www.kirimdernegi.org.tr/sayfa.asp?id=456, (05.06.2013)) - “Türk Müteşebbisinin Dışa Açılış Serüveni”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Dergisi (http://dergi.teskomb.org.tr/252/index2.asp?dp=s6) , (04.06.2013) 89 - http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com_content&view=article&id=1298 7%3Aavrupa-parlamentosu-tartyor-krm-tatarlar-ne-durumda&catid=14%3Anews&Itemid=357&lang=tr, (17.03.2010) - http://www.yenihaber.be/go.php?go=30506cc&do=details&return=last_news&p g=71, (22.04.2008) - http://www.turkgundem.net/icerik/index.php?option=com_content&task=view& id=4229&Itemid=1, (29 Mart 2008) - http://www.boluolay.com/news.php?id=39077&t=cemiloglundan-boludakitatarlara-selam-var, (13.04.2010) - http://www.kocaelikirim.org/home/index.php?option=com_frontpage&Itemid=1 (18 Mayıs 2010) - http://www.zaman.com.tr/?bl=ekonomi&alt=&trh=19950201&hn=315994, (21.09.2006) - http://qha.com.ua/disisleri-bakani-davutoglu-039-kirimoglu-nu-kimseitibarsizlastiramaz-039-104278tr.html, (04.06.2013) - http://www.turkgundem.org/icerik/index.php?option=com_content&task=view& id=1734&Itemid=159, (20.09.2013) - http://www.zaman.com.tr/webapptr/haber.do?haberno=32855&keyfield=43656DC4B16C6FC49F6C75, (20.01.2007) - http://www.zaman.com.tr/webapptr/haber.do?haberno=33044&keyfield=43656D696C6FC49F6C75, (20.01.2007) - Nail Aytar, “Kosova’nın Bağımsızlık Meselesinin Kırım’daki Yansımaları”, TURAN-SAM, 05.01.2009, (http://www.turansam.org/makale.php?id=229, (05 Ocak 2009)) - TUİD, http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com (2 Mayıs 2009) - Kemal KONRAT, “Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi”, (http://www.cengizdagci.org/default.asp?id=71695&lng=1, (08.07.2009)) - http://www.kirimdernegi.org/istanbul/bahcesaray/yazi.asp?yazi=200809001, (23.04.2009) 90 - http://www.kirimhaber.com/haber/yazar.asp?yaziID=60, aynı haber İngilizce haber kaynaklarında da geniş yer bulmuştur. Bkz: www.newstin.com, www.day.kiev.ua/274925 (06.06.2009), - http://www.tataralemi.net/joom/index.php/yazarlar/29-erdoan-krmzolu/380krmoluqna-suikast-giriimi.html, (25.11.09) - http://qha.com.ua/4-kirim-tatar-genclik-kurultayi-yapildi-video112336tr.html,(05.06.2012) - http://www.kalgaydergisi.org/index.php?sayfa=yazaryazidetay&yazi=1021,(05.0 8.2013) - http://qha.com.ua/7-kirim-tatar-genclik-kurultayi-ankara-da-yapildi118608tr.html,(05.1102012) - http://zaman.ro/ro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=7849,(27.05.2009) - http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=2072501, (23.01.2006) - http://www.yeniasya.com.tr/2004/12/16/roportaj/h1.htm, (27.02.2005) - http://www.tika.gov.tr/TR/Icerik_Detay.asp?Icerik=673, (21.05.2007) - http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=3012801, (04.06.2013) - http://www.vatankirim.net/Bahcesaray/2002haziran/2.htm,(05.08.2012) - http://www.yenisafak.com/diziler/kirim/kirim4.html, (27.02.2005) - http://www.musavat.com/site/?name=search&do=search#, (29.08.2006) - http:/www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=7050101, (21.05.07) - http://www.intermedia.org.ua, (21.11.2007) - http://www.bizxednay.ru, (24.03.2008) - (http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=663792, (29.03.2008)) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=5, (08.12.2008) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (08.12.2008) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim/115.html, (08.12.2008) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim/603.html, (20.03.2009) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (29.04.2009) 91 - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (17.06.09) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=35, (30.09.2009) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (12.02.10) - http://www.newstin.com/tag/us/125022603 , (17.03.2010) - http://www.regnum.ru/news/961753.html , (17.03.2010) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (18.05.2010) - http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (25.05.10) - http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141 (12.09.2012) - http://www.surgun.org, (02.12.2012) - http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=111, (07.13.2013) - http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=245,(12.08.2013) - http://www.lexpress.fr, (03.10.2013) - http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) - http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) - http://www.kirimoglu.org, 12.10.2013 - http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013) - http://www.dunyadanbihaber.netfirms.com/_bi_haberler.html, (18.11.2006) - http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=342,0,a, (10.12.2013) 92 EKLER A.Belgeler Belge-1- 1976 mayıs Cemiloğluna yapılan baskılarla ilgili kamoyuna ,uluslararsı basına müracat eden bir grup Kırım tatarının listesi. dünya 93 Belge-2- Dünyaca ünlü insan hakları savunucusu A. Saharovun M. Cemiloğlunun sürgün edilmesi ve sürgün hayatıyla ilgili kaleme aldığı makale. 94 Belge-3- Hairova Vasfiyenin Cemiloğlunun tutuklanmasıyla ilgili dünya kamoyuna duyurusu. 95 Belge-4- Mustafa Cemiloğlunun dördüncü kez tutuklanmasından sonra bir grup Sovyet İnsan hakları savunucusunun bu olayla ilgili dünya kamoyunu bilgilendirmesi 96 Belge-5- Amerikada M. Cemiloğlunun savunması için oluşturulan komisyonu hakkında belge. savunma Belge-6- Ermeni savcı B. Azaryan Cemiloğlunu milliyetçilikte ittiham etmek amacıyla uydurma delil oluşturmakta ve bu amaçla da “Yıldız” dergisinin genel yayın yönetmenine Şükrü Elçinin Bahçasaray Fontanı şiirinin Türkceden Ruscaya çevilmesini istemektetir 97 B.Fotoğraflar Fotograf-2- Kırımoğlu’nun 25’li yaşları Fotograf-1-Kırımoğlu Liseden mezun olduğu 15’li yaşları Fotograf-4Kırımoğlu 3. Kez hapishaneye girmeden önce çekilmiş resim. 23’lü yaşları. Fotograf-3- Kırımoğlu Kırım Gençler İttifakının üyesi 17’li yaşları 98 Fotograf-5- Kırımoğlu 5. Kez hapishaneye girmeden önce çekilmiş bir fotoğraf. Fotograf-6- Kırımoğlu’nun kızı Safiye’yle Fotograf-7- Kırımoğlu 17 Temmuzda onu ziyaret eden İnsan Hakları savunucusu Tatyana Osipova’yla 99 Fotograf-9Hayser’le Kırımoğlu, oğlu Fotograf-8- Kırımoğlu, eşi Safinar hanımla 1980. Fotograf-10- Yakutistan’da Kırımoğlu’nun sürgünde yaşadığı Ziryanka Köyü. 100 Fotograf-12- Kırımoğlu, Kırım Milli Hareketine Başkan seçildikten sonra 1989’lu yıllar Fotograf-11- Kırımoğlu Magadan Cezaevinden çıktıktan 2 ay sonrası. 1987’li yıllar Fotograf-13- Kırımoğlu’nun 1996 Kırım Milli Kurultayında yaptığı konuşma Fotograf-14Kırımoğlu’nun Milletvekilliği görevinde Ukrayna 101 Fotoğraf-15- Magadan Cezaevinden çıktıktan sonra ünlü Sovyet insan hakları savunucusu A. Sharov’la 25 Aralık 1986 Fotoğraf-16- Saharov’un evinde ünlü insan hakları savunucularıyla 102 Fotoğraf-17- Ünlü insan hakları savunucusu A. Saharov’un defninde 1989 Moskova Fotoğraf-18- Kırımoğlu’nun annesinden dünya kamuoyuna çağrı Fotoğraf-19- Kırımoğlu hapishanedeyken ona özgürlük talebiyle Türkiye’de hazırlanan bir afiş.1986 103 Fotoğraf-20- Soldan Sağa eşi Safinar, annesi Mahfure hanım, Kırımoğlu ve babası Abdülmecid bey. Fotoğraf-21- Kırımoğlu ailesiyle birlikte, babasının defninden sonra çekilmiş resim. 104 Fotoğtaf-22- Kırımoğlu ve Kırımoğlu’nun Abisi Hasan 105 Fotoğraf-23- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2013 106 Fotoğraf-24- Adana’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu için destek yürüyüşü için dağıtılan bildiri 14/02/1976 107 Fotoğraf-25- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Şehit olduğuyla ilgili haber, M.Savtekin, “Sovyet Emperyalizmine kafa tutan irade sembolü ülkücü Cemiloğlu şehit oldu.”, Ülküm Gazetesi, 18/03/1978 108 Fotograf-26- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Ayasofya Müzesi ziyaretinden Fotograf-27- Kırım Özerk Cumhuriyeti, Akmescit’te Bayrak Bayramından bir kesit. Sağdan sola Kırımoğlu’nun eşi Safinar hanım, Furkan Engin, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım tatar çocukları. 109 Fotograf-28- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli Meclisi’ndeki makam odasında ziyaret 2009 Fotograf-29- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli Meclisi makamında ziyaret .2010, Sağdan sola; Doç. Dr. Okan Yeşilot, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Furkan Engin 110 C.Roportajlar C.1. Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’yla Roportaj - I Temmuz 2009 – Kırım Tatar Milli Meclisi’nde, Doç. Dr. Okan Yeşilot’la birlikte Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla yaptığımız röportaj ses kaydının deşifresidir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: ilkokul çağlarında çocuklar Rus okullarına gidiyorlar. Tatarcayı anne babalarından öğreniyorlar. Şimdiki çocuklar Rusça konuşuyor Türkçeyi pek konuşmuyorlar. 1 tane özel televizyonumuz var. Orada 3 saat yayın yapıyoruz. Değerlendirilirse 24 saat yayın yapılacak… İletişim için en iyi yol televizyon. Geçen hafta olan, “Dünya Tatar Kongresi”nde de bu sorun konuşuldu. - Efendim şimdi sıralarsak, kültürel asimilasyon, milli mektep olmaması ve yerleşme problemleri var. Göçler sonucu konut ve toprak problemi var.Çünkü eski toprakları iade edilmiyor.Toprak almak için çok para isteniyor.Mescit, okul ve kütüphane yapılacak. Ukrayna hükümeti buna olumsuz bakmıyor, ama destek veriyor mu? Rusya’nın bu konuda baskısı var mı? Bir ara pasaport veriyorlar diyorlardı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ukrayna istediğimiz kadar destekçi değil. Ben savaş patlak verdikten sonra bir açıklama yaptım. Biliyorsunuz burada Rusların Karadeniz filosu var. Savaş kaidelerine göre, eğer Gürcistan’ın imkanı olsaydı, bizi de burada bombalardı. - Gelişebilecek bir takım problemler sonucu, (olmazya) bir yıl sonra Rusya’nın Ukrayna’ya baskısı artarsa, ya da buradaki Ruslar bir problem çıkarırsa, o zaman burada yaşayan Türklerin durumu ne olur? Türkiye buradaki pozisyonuna göre, yarın bölgede Rusya’ya karşı ne yapmalı? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: O konuda yetkililerle konuştum. Türkiye’nin Rusya’yla büyük bir ticareti var. 30 milyar dolar civarında. Bu savaş zamanında da aslında siyaseti böyleydi. Burada hiç keskin kelimeler kullanılmadı.Aslında burada olaylar olsa bile, Türkiye’nin de menfaatleri olduğu için, pek bir şey yapamaz. - Önceden tedbir almak açısından… 111 Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Konut problemi çok önemli. Ben 1996 yılında Süleyman DEMİREL’le görüştüğümde, bize 1000 konut vaat etmişti. Aslında İskan Bakanlığından kredi alacaktı, olmadı. Şu anda nüfusumuz 280 000 civarındadır. - Göç nasıl?Gelenler- gidenler, yerleşenler..? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Çok seyrek. Yılda 300-400 aile civarında.Dışarıda 150.000 vatandaşımız var. 1944 den önce resmi rakamlara göre 288.000 kişi göç etti. Savaşta göç edenlerle beraber sayının 450.000’i bulduğu düşünülüyor. - “Aile ve toprak meselesi çözülürken, parası olan hemen konut almaya çalışıyor.Kimse ticaretle uğraşmıyor.” diyordu Zafer KARATAY. İş adamı var mı? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ufak tefek var.Çok büyük hacimli işlerle uğraşmayan 3-5 kişi. - Türkiye’de akademik çevre, ben ve arkadaşlarım, yada işte rapor hazırlayanlar, neleri vurgulamalıyız? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Siyasi, hukuki problemler var. Ama burada Türkiye çok şey yapamıyor. Etkin değil. Etkin olabileceği konular okullar, tv, radyo… gibi. İletişim araçlarının desteklenmesi ve basın örgütlenmesine yardım olabilir. - Türkiye’de zaman zaman yapıla siyaseten açıklamalar, etkili oluyor mu? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Şimdi Kırım haber ajansları Türkiye’yle bağlantı içindeler. Oraya gidip,geliyorlar. Bu çok iyi oldu. Ayrıca Türk gazetelerine bakıyorum da Kırım’la ilgili haberler yapıyorlar. Tabi muhakkak bunlar TİKA’nın desteğiyle oldu. - TİKA’nın çalışmalarından memnunmusunuz? Zincirli Medreseyle ilgili büyük çalışmaları var. Milli mekteplerle ilgili var… Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Fakat burada çalışmalar maddi imkanlarla sınırlı.Türkiye’de ne kadar bütçe ayrılırsa, o kadar çalışabiliyorlar. Bir kaç milyon dolar civarında 112 - Biz sizi görmeden önce, ben 1980’lerden itibaren sizinle tanışmayı hayal ediyordum. Türkiye’de bir efsane gibi anlatılırdınız. Benim doktora arkadaşım Kemal Bey de, Kırım Türklerinin Sürgünü’nü çalıştı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Birkaç ay önce Türkiye’deydim. Atatürk Köşkü’nde yanıma bir millet vekili geldi.”Nereden geldiniz” dedi. “Kırım” dedim: “Adınız” dedi.”Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” dedim. “O, 1977’ de hapishanede ölmüştü.Siz oğlumusunuz? “ dedi. Ben de: “Demek ölememişim” dedim. - Öldü haberiniz o yıllarda gelmiş, hatta gıyabi cenaze namazınız kılınmıştı. Çok çile sıkıntı çektiniz. Hala da çekiyorsunuz,bu dava uğruna. Allah yardımcınız olsun. Biz Türkiye’de, “Türk Dünyasının Problemleri” diye bir seçmeli ders anlatıyoruz. Ve orada 3-4 ders, Kırım Türklerinden, sürgünden bahsediyoruz. Gaspralı ve Sizi anlatıyoruz. Rahmetli İsa Yusuf ALPTEKİN’i anlatıyoruz. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: 1982 yılında mahkeme kitapçığı var. Bu mahkemedeki konuşmalar Emel KIRIMLI’da. Ayrıca Prof. Dr.Cernovanya, Kırım tatarlarıyla ilgili en ciddi araştırmayı yapan insan. Onun da kitabı var. Belgelerle beraber.Hem de çok yardımcı oldu.Kendisi şu anda Polonya’da. C.2. Mustafa Abdulcemil Kirimoğlu’yla Roportaj - II Temmuz 2010 – Kırım Tatar Milli Meclisi’nde, Doç. Dr. Okan Yeşilot’la birlikte Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla yaptığımız röportaj ses kaydının deşifresidir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Yakın zamanlarda, Özbek Diasporasının başkanıyla görüştüm. Onun da Kırgızlar hakkında söylentileri var. Ona: “Siz kardeşsiniz. Provakasyona gelmeyin.Barış yollarını arayın.“ dedim. Ancak çok hoşuna gitmedi. -Biliyorsunuz ki aynı şey 1989 yılında Özbekler tarafından Ahıska Türklerine yapıldı. Zannedersem onun da fikri, bunda Rusların parmağı olduğu yönünde. Ona göre tartışmalar ve devamında savaş çıkınca, Rus askerleri gelecek ve hem Özbekistanda, hem de Kırgızistanda kendi düzenlerini kuracak. Tabi kesin böyle oldu demek zor. 113 - 2005 yılında biz Amerika‘dan devrim yaparken Sarostan falan... beraber ... Şimdi Rus askerlerini çağırması ... Bu sadece Amerika ile Rusyanın üst meselesi mi? Yoksa Rusyanın aldığı iki baraj meselesi mi? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Bu, bundan böyle oranın etnik grubu olan Kırgızlar ve Özbeklerin meselesidir. Özbekler orada kendi adamlarını korumaya çalışıyorlar. Bunlar ufak tefek şeyler ama birleşince problem çoğalıyor. Hem de bizim arkadaşların söylediklerine göre, Özbekler Kırgız anavatanında biraz zenginmiş. Toprakları almışlar ve Kırgızlar topraksız kalmışlar. Böyle sosyal ve ekonomik bir sorun da var. - Bu durumu diğer ülkeler Amerika ve Rusya kendi çıkarları için kullandı mı? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Amerika‘nın durumunu bilmiyorum ama bunda Rusyanın parmağı var. - Olan Türklere oldu: Kırgızlarla Özbekler bir daha zor bir araya gelirler. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Maalesef ne Kırgızlar‘da ne de Özbekler‘de Türk şuuru yok. - Türklük şuurunun oluşması, uzun süre alacak,. Ben Kazakistan‘da bir yıl çalıştım. „Kazak, Türk birdir“ diye dört ay boyunca ders anlattım. Sonra sınavda sordum. Öğrencilerin verdiği cevap:“ Biz Kazağız, siz Türksünüz“ oldu. - Başka yerde, sorun olan sıkıntılı bir bölge var mı? Çatışma beklediğiniz bir yer var mı? Bu sınır Stalin döneminde çizildi. Değil mi? Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Evet Stalin döneminde çizildi. Başkurtlarla Kazan Tatarları arasında gerginlik var. Stalin zamanında Özbekistana ait olan bir bölgede karıştırdılar. Böyle olayların olması için gizli çalışmalar yapmak lazım. Ruslar da bu konuda uzmandır. - Sizinle ilgili suikast olayı, silah taşıma ve silah ruhsatı alma sıkıntısını duyduk ve çok üzüldük. Sizin çok güzel bir sözünüz var. „Büyük devletler bir şey isterse, önünde durmak zordur“ diye bir beyanatınız var. Şimdi korkumuz bu baskı Türklere daha çok artacak belki. Meclise ve toprak noktasında Türklere baskılar olabilir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Aslında bu suikast konusunda, bu olay 114 olmadan önce Ağustos ayında, buradan Rus istihbaratını kovmuşlar........??? Dışişleri bakanları açıklamalarında suçlamaları anlatıyorlar. Bir maddede, „Bu insanların niyeti, Kırım Tatar Milli Meclisini ortadan kaldırıp, Rus taraftarı insanları yerine getirmektir.“ diyor. Nasıl gerçekleştireceklerini, fiziki uygulamaları yazmıyordu.Aama böyle planları vardı. C.3.1.Bayrak Bayramı – Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu Konuşması Sevgili halkımız, kıymetli arkadaşlarımız ve gençlerimiz malum olduğu gibi her milletin manalı milli bir günü vardır. Çok milletler için bu, o milletin milli bağımsızlığını kazandığı gündür. Bazı milletler için ise, bu katı rejimlerin yıkılıp, demokratik yönetime geçtiği gündür. İkinci Dünya Savaşından sonra en manalı gün 18 Mayıs günüdür. Çünkü bu gün, halkımıza karşı uygulanan cinayetten sonra, milletimizin kaderini tamamen değiştirdiği gündür. Ve bundan sonraki yolumuz vatanımızı korumak, milli birliğini sağalamak ve bu başarıyı uzun yıllar, millet çapında devam ettirmektir. Ama bu millet için yalnız kara gün, matem günü, önemli gün olamaz. Bu normal değil. Çünkü halkımızın tarihinde çok parlak günler de oldu. Bu günü, milli bayram olarak ilan etme konusunda çok tartışmalar yaşandı. Böyle zamanlarda bizim bu konularla ilgilenen bir çok teşkilatlarımız, gençlik teşkilatlarımız ,Kırım Tatar Miiili Meclisi iştirakçileri ve aydınlarımız, yazarlarımız var. Tüm bu teşkilatlat, Kırım Tatar Milli Meclisine dedilerki:“ Kırım Tatar Milli Bayrak Günü“ olsun ve bu gün de 26 Haziran olsun. Bu Kırım Tatar Milli Meclisinde müzakere ile kabul edilerek çok manalı ve doğru bulundu. Çünkü 26 Haziran 1991 de Kırım Tatarında bolşevik rejimi yerleştikten 74 yıl sonra, burada birinci kurultayı açtı. Ve kurultayda alınan kararlara göre Kırım Tatar milletinin özgürlüğü konusunda deklerasyonu ve Kırım Tatar Milli Bayrağını, milli devletçilik simgesi kabul etti. Bu halkımız için çok önemli bir olaydır. Eğer internetten bakarsanız, 1991 yılında dünyanın en önemli olayları arasında Kırım Tatar Miili Günü Kurultayının olduğunu göreceksiniz. Onun için Kırım Tatar Milli Meclisi bugünü milli bayram olarak kabul etti ve eminki bugün ki kurultayda bu karar tasdiklenecektir. Hiç şüphesizki bugün bu bayramda halkımız tarafından memnuniyetle kabul edilecektir. Böylelikle kıymetli vatandaşlarımız milli bayramımız olan bayrak bayramımız hepimize hayırlı olsun. 115 C.3.2. Kırım Tatar halkının sürgününün 65. yıldönümünde Kırımoğlu’nun “18 Mayıs 1944 Trajedisi” olarak adlandırdığı dönemi anlatışı şu şekildedir: 18 Mayıs 1944 trajedisini yaşayan ve bütün bu olaylara tanık olan insanların sayısı çok az kaldı. Bunların çoğu gurbette gömüldü. O zaman bebek olan ve özel yerleşim bölgelerindeki zor koşullarda mucize sonucu hayatta kalanlar benim gibi 65 yaşında yaşlı insanlar oldu. Ancak daha uzun zaman 18 Mayıs bizim için unutulmaz tarih olarak kalacaktır. Çünkü bu tarih Kremlin rejiminin halkımıza çıkardığı ölüm cezasının uygulanmaya başladığı tarihtir. Her yıl 18 Mayıs’ta toplanıp sürgün yerlerinde yoksulluk ve kanunsuzlukla yaşam mücadelesi ile birlikte anavatanına dönme mücadelesini veren ve vatan hasretini çekip gurbette ölenlere dua etmek bizim hem manevi hem dini borcumuzdur. Bununla birlikte biz genelde her yıl 18 Mayıs’ta haklarımızın iade edilmesi konusunda ve sürgün sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünde yaptıklarımızın değerlendirilmesini yapıyoruz. Esas sorunlarımızı belirten ve belli devlet kurumları ile uluslararası teşkilatlara bu sorunların çözülmesine yardım olmalarını talep ve çağrıları içeren bildirileri kabul ediyoruz. Bugün de dikkatinize Meclis Divan Kurulu toplantısında kabul edilen bildiriyi sunacağız. Eğer siz ellerinizi kaldırıp bu bildiriyi desteklerseniz, bu bildiri kabul edilecek. Bizim Ukrayna’nın yüksek iktidarına, özellikle Kırım iktidarına yeteri kadar talep ve sorularımız var. Burada Kırım Tatarlarının ana vatanında hukuki ve sosyal haklarının iade edilmesi, ana dilinde eğitim sisteminin yenilenmesi, Kırım’ın şehir ve köylerine tarihi adlarının iade edilmesi, toprak konusunda adaletin yerine getirilmesi, tüm iktidar organlarında orantılı Kırım Tatar temsilinin sağlanması, Kırım’da Kırım Tatar diline resmi dil statüsünün verilmesi, sürgün yerlerinde zorunlu olarak kalan soydaşlarımızın Kırım’a dönmelerinin sağlanması gibi bir çok konular yer alıyor. Ancak bütün sorunlarımızın değişik bildirilerle çözülmeyeceğini unutmamak lazım. Ulu Atatürk’ün dediği gibi, milli sorunlar merhametin ve adaletin yüksek eşikleri önüne dökülmesiyle çözülmez. Çoğu sorunlarımızın çözümü öncelikle bize bağlı, hareketlerimizin ne kadar birlik, akıllı ve disiplinli olacağına bağlı. Haklarımız için verdiğimiz mücadelenin şimdiki etabının Sovyet dönemindekinden prensipli fark bütün sorunların en üst iktidar tarafından çözülmemesidir. Sovyet döneminde her şey Kremline bağlı idi. Bütün çabalarımız Kremlini Kırım Tatar halkının iradesini, haklarını ve yasal emellerini saymaya zorunda 116 bırakmaya yönelikti. Kremlinin buna cevap olarak milli hareket aktivistlerine baskı uyguluyordu. Şimdi kendi fikirlerin ifade edilmesi ve yasal taleplerin açıklanması için baskı yapılmıyor. Şimdi, her şey serbest olduğundan dolayı devlet iktidarına veya ülke yönetimine karşı çıkmak kahramanlık ve cesaret gerektirmez. Tam tersine, Rusya yanlısı bölücülük ruhunun ve Ukrayna karşıtı isterinin hakim olduğu Kırım’da devlet menfaatlerinin korunması daha çok cesaret gerektirir. Ancak gerçekte adaletin yanında olduğu tarafın değil, siyasi güç olanların talepleri yerine getiriliyor. Kendi vatanında milli azınlık olan Kırım Tatar halkına gerçek siyasi güç olması ve kendi haklarını verimli koruması için son derece birlik ve Kırım’da yaşayan diğer etnik gruplarına göre siyasi açıdan daha aktif olması lazım. 18 yıl önce, SSCB dağılmadan önce biz 73 yıl içinde ilk kez halk temsilcilerinin demokratik seçimlerini yapıp Kurultayı topladık, halkın en üst temsili organı olan Kırım Tatar Milli Meclisini seçtik, daha sonra da soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yerel ve bölge Kırım Tatar meclislerini seçtik, kendi kendine milli idare yapısını kurduk. Böylece, halkımızın haklarını verimli olarak korumaya imkan sağlayan yeteri kadar şeffaf ve demokratik sistem oluşturuldu. Ancak biz kurduğumuz kendi kendine milli idare organlarının yeteri kadar etkili ve kuvvetli siyasi güç olmaları için ne kadar çaba sarf ettik? Ancak bizde “vatanperver” faaliyetleri halkımızın haklarının iade edilmesinin karşıtlarını sevindirmeye yönelik, kendi halkının temsili organını karalamaya ve bunun itibarını düşürmeye yönelik dar kafalı ve aşırı kibirli insanların sayısı çok fazla olmadı mı? Aramızda Kırım Tatarlarını “doğru” ve “doğru değil” olarak ayırmaya çalışıp karşıtlarımızı sevindiren ve hareketleriyle diğer halkalar ve din mensupları karşısında halkımızın ve dinimizin itibarını düşüren değişik değişik tarikatçıların sayısı fazlalaşmadı mı? Maalesef son yıllarda diasporada genellikle tarihi vatanına yardım etmek değil, entrika yapmakla uğraşan çok insan ortaya çıktı. Bunlar Kırım’da kendilerine benzer insanları arıyor, buluyor ve bunları destekleyip soydaşlarımızın bölünmesine ve Milli Hareketimizin zayıflatılmasına katkılarını sağlıyor. Ancak bu insanların ve grupların sayısı çok değil. Eğer bunlar birleşirse, ki kendilerinden başka hiç kimseyi sevmediklerinden ve ancak kendilerini “doğru” saydıklarından dolayı birleşmezler, ancak birleşseler bile, bunlar bizim kendi kendine milli idare sistemimizle rekabet edemez ve soydaşları için iyi bir şey yapmaz. Ancak bilindiği gibi yıkıcı faaliyet fazla zeka ve enerji gerektirmez. Bu yıl önümüzdeki 3-4 ay içinde biz yerel ve bölge meclisi seçimlerini yaparız. Maddi açısından ne kadar zor olsa da bu seçimler iki 117 aşamalı olacak ve toplantılarda açık oylama ile değil, oy pusulaları ile yapılacak. Bu uygulama, yerel meclislerin yukardan atandığı yönündeki konuşmalara son verir ve yerel meclislerin soydaşlarının daha çok saygısını kazanmasını sağlar. Bütün soydaşlarımıza bir rica var, seçimlere aktif katılmalılar. Soydaşlarımızın görevi kendilerinin seçtiği meclis üyelerinde hata aramak değil, meclis üyelerine her türlü destek ve yardım sağlamak olur. Bunun yanı sıra biz sorunlarımızı her hangi bir devlet kararını beklemeden kendimiz çözebiliriz ve çözmeliyiz. Halkımız önündeki en büyük sorun ve tehlike ana dili başta olmak üzere milli kimliğinin kaybedilmesi tehlikesidir. Şu anda Kırım Tatar dili UNESCO’nun tamamen kaybolmak üzere olan dillerin listesinde yer almaktadır. Biz çok ve haklı olarak bizim milli özerkliğimizin yeniden kurulması hakkında konuşuyoruz. Ancak, eğer biz milli özelliklerimizi, kendi dilimizi, kültürümüzü kaybedersek, Rus dilli ortamda asimile olursak, bu milli özerklik neye yarar, söyleyin? Doğal olarak ana dilinde eğitim sistemini yeniden kurmak lazım. Büyük miktarda ana dilinde eğitim veren ana okulları ve mektepler açmak lazım. Bunun için ciddi devlet desteğine ihtiyaç var, fakat bu maalesef yok. Ancak bizi ana dilimizi kendi başımıza öğrenmek için az zaman ayırmamızı, günde hiç olmazsa ana dilinde iki sayfa gazete veya kitap okumamızı, çocuklarımıza dilimizi öğretmemizi kim engelliyor? İnsanların kendi evlerinde kendi yakınlarıyla ana dilinde değil, devletin resmi dilinde bile değil, yabancı devletin dilinde konuşmaları rezalet değil mi? Sürgün sonuçlarının ortadan kaldırılması, Kırım tatar halkının şeref ve onurunun iade edilmesi ve yarımadada milletlerarası dirlik düzenliğin kurulmasının önemli önlemlerden biri Kırım’ın şehirler ve köylerinin tarihi adlarının iade edilmesidir. Kırım şehirler ve köylerinin adlarının değiştirilip berbat edilmesi Sovyet rejiminin Kırım’da yaptığı etnik temizlik politikasının bir kısmı idi. Maalesef, Ukrayna Parlamentosunun büyük kısmı Ukrainlerin milli onurunu korumakla ilgili sorunları umursamadığı gibi bu konuları da umursamıyor. Bu parlamento kısmının Ukrayna Cumhurbaşkanının bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden gerçek vatanperverlerin itibarını yükseltmeye, suni açlığın Ukrain halkına karşı yapılan amaçlı soykırım olarak tanınmasına yönelik çabalarını halkın ne kadar büyük öfke ile karşıladığını kendiniz görüyorsunuz. Bu parlamento bu konuda adaletin yerine getirmesi kararını almaya henüz hazır değil. Ancak bu konuyu kendimizin çözmeye başlamamızı engelleyen nedir? Bütün soydaşlarımı yerleşim bölgelerinin giriş ve çıkışlarında üzerinde şehir ve kasabaların 118 asıl adları yazılan tabelalar asmaya çağırıyorum. Bu tabelaları hırsızca koparmak isteyecek şovenist şahısların öncellikle bundan sonra beğendikleri ve üzerinde Rus dilinde yazı yazılan tabelaların yerinde kalıp kalmayacağını düşünmeleri gerekecek. Yarın biz 1.Dünya Kırım Tatar Kongresini açacağız. Umarız, bu halkımızın birlik olması ve sorunlarımızın çözülmesi yolunda yeni adım olacak. Sayın Soydaşlarım! Geleceğimizin kendi ellerimizde olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Çocuklarımızın geleceği için, halkımızın anavatanında bütün haklarının iade edilmesi için, vatanımızda olası kan dökülmesinin önlenmesi için, halkımıza karşı işlenen suçun sonuçlarının en kısa zamanda oradan kaldırılması için bizim hareketlerimizin son derece dengeli, organize ve aktif olması lazım. Ulu İslam düşünürü Muhyiddin İbn Arabi 800 yıl önce dedi ki “Allah, birlik olan topluluklara yardım eder. Karşılıklı düşmanlık ve anlaşmazlık olmayan topluluklar yenilmez”.247 C.5.Özbekistan’a sürülen Kırım Tatarları, daha sonra çekilen belgesellerde durumlarını şöyle anlatmaktadır: Safure Aliyeva-1928 Kırım Tatarosman Köyü doğumlu- 17-18 yaşında ben Zapostovkalar’da, o vakitte saçlarım uzundu. Polis benim saçlarımdan tutup çekince arkasından gidiyorsun mecbur. Bir Özbek dostum vardı onun kardeşi arkadan yaklaşıp saçlarımı kesti, ben polisin elinden kaçıp kurtuldum. Biz haykırıyoruz “Vatan Vatan” diye haykırıyoruz. Onlar bizi kuşatıp yakalıyorlar. İki kere nezarete atıldım Semerkant’da. Şefika Konsul- 1937 Kırım Kokköz Doğumlu- Ben uyuyordum büyükannem Tatarca söylüyor: Hiç olmazsa bu balanın canını bağışlayın. Musfire Müslimoğlu- 1933 Kırım Lenin Rayonu Doğumlu-Babam yeni ayakkabılar diktirmişti. Benim onlarda gözüm kaldı onu alayım diyip uzandığımda asker geldi arkamdan tekme attı, çabuk çık evden, dedi. Ayakkabılarım hala gözümün önündedir, alamadım ben onu. Rifat Müslimov- 1932 Kırım Koz Köyü doğumlu- Nereye gidiyoruz kimse bir şey bilmiyor. Herkes ağlıyor bizi vurup öldürecekler, boğacaklar. Herkes bitlendi. Kir. 247 Osman Bayramaliyev, QHA, http://www.surgun.org, (02.12.2012) 119 Su yok içmeye, yıkanmaya su yok, tuvalet yok. Trenin tabanını delip perde koydular da bütün vagonun halkı orayı kullandı. Kokudan girmenin imkanı yok. Cemil İbraimov- 1923 Kırım Ayserez doğumlu- Allah Rahmet Eylesin annemin çocuğu oldu yolda. Katakurgan’a vardığımız vakit o çocuk o yıl öldü. Onun ardından annem öldü. Bizde 5 çocuk kaldık… İsmet Bekirova- Kırım Doğumlu- Üç günden sonra o yaşlı öldü. Öldükten sonra hiçbir yerde tren durmadı. Onu yanımızda götürdük. Sonra bir şehre varınca durdu ölüleri vagondan kaldırıp kaldırıp attılar. Gömmüyorlardı. Dinislam Mambet- 1938 Kırım Uskut köyü doğumlu - Bir lokma ekmek bir yerde yoktu. Rahmetli anam işe giderdi, kovalarlardı saat 4 de işe. İşte böyle bir lokma soğan verirdi benim koluma da “Canım oğlum ağlama senin aç olduğunu kimse görmesin” derdi. Şemsiye Useyinova - 1930 Kırım Aktaç doğumlu- Herkes aç. Pamuğa alıp gittiler sabah herkesi. Sular çamur, içiyorsun çamur. Başladı dizanteri. Halk başladı hastalanmaya. Bir göz eve soktular bizi o evin kapısı yok penceresi yok. Kış geldi, soğuk. Perde gibi bir şey kapıya tuttu anam, babam dayanamadı garip, çıkıyordu avluya hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Çare yok çocuklar aç. Asiye Azizova- 1939 Kırım Kefe doğumlu- Baba öldü, anne öldü, kardeşim öldü. Kaldık iki çocuk birimiz 4 yaşında birimiz de 5 yaşında. Fevziye Seyitmahmutkızı- 1935 Kırım Koz doğumlu- 2 Yaşında kardeşim böyle omzumda öldü. Anam gezdir yavrum dışarıda da ben işlerimi yapayım dedi. Ben aldım dışarı gezdiriyorum, bir vakitte uyudu, dedim. Meğer çocuk ölüp kalmış da benim haberim yok. Sekiz buçuk yaşında çocuğum ben. Ana çocuk uyudu, yatır yerine diye anama götürdüm, çocuk uyuklama değil de ölüp kalmış sabim. Anam “Vay yavrum ölmüş” deyip çocuğu elimden aldı.248 248 http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013) 120 C.6.geriye dönüş ve öz topraklarında yaşayış mücadelelerinden belgesellere yansıyan hikayeler şu şekildedir: Alime Kilyanova- Kırım Doğumlu- 80 yaşlarında- Ben vatanıma geldiğime çok memnunum, dayak yesek de burada, vatanımızda yaşıyoruz. Kurtahmet Emirasan- 1931 Kırım doğumlu- Bizi kovup Ruslara verdiler evi. Kurtahmet Emirasan’a 5 sene boyunca Kırım’da yerleşme izni verilmedi. 3 sene çocuklarıyla beraber sokakta yattı. Veciye Kaşka-1969’da Kırım’a geldi. Defalarca evinden atıldı- Gece saat 12’de geldiler avluda arabaları pencereye karşı koydular. Bir yirmi otuz polisle beraber sarhoş Ruslar vardı. Pencereyi kırdılar, kapıyı yıktılar evin içine girdiler başta kocamı aldılar, kollarını bağlayıp avluda duran otobüse koydular. Yapıştılar bana kucağımda iki yaşında kızım vardı. Evde de dört oğlan uyuyordu. Uyuyan çocukların üstüne su döküp uyandırdılar. İrkilip uyandılar çocuklar kaçtılar. Kaçtıkları zaman da sopayla vurdular birinin ayağına vurdular, bir oğlum adı Muhammet idi, pek korktu. Sonra bir yıl daha yaşadı, uyuduğu zaman geceleri evden kaçıp giderdi ‘Polis geliyor kurtarınız, Kırım”dan çıkaracaklar, beni alıyorlar size de alacaklar’ deyip başına yorganını kapattı, öyle öldü. Rıza Seyitveli (Mustafa Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşinin eşi) 1979’da dört sene yaşadık orada. Bizi işe almadılar. Evimizi resmi olarak devlet Kabul etmiyor, resmileştirmiyorlardı. Hikmet Abdullayev-(Mustafa Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşinin eşi) Bizi götürdüler ikinci günün sabahı annemleri de getirdiler. Annem, kaynanam, kaynatam, çocuklar hepsi bir yerdeydi. Gülizar Cemil Abdullayeva- (Mustafa Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşi) Bizi koydular bir nezarete. Artık çocuklar aç, ağlamaya başladılar.20 yıldır hapishanelerde olan bir adam “20 yıldır hapishanelerde dolaşıyorum böyle küçük çocuk sesi ilk defa duyuyorum” Bu adam öldüren adam başlıyor kapıya vurmaya. Sonra hepsi kapıya vuruyorlar. O çocukları doyurun. O çocuklar aç onun için ağlıyor. Bizi çıkardılar, bu çocuklara balık başından yapılmış çorba verdiler. Öyle ilginç olay ki dört buçuk yaşındaki kızım Leyla “Ana neden sen evde böyle lezzetli çorba pişirmiyorsun” dedi. 121 Çünkü sabahtan beri açtı öyle bir lezzetli geldi ki kaynanam çıpır çıpır ağlıyor, ben de ağlıyorum. C.7. İnsan Hakları Savunucularının Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Hakkında Söyledikleri: Yuriy Yarimagayev-İnsan Hakları Savunucusu Mustafa ilk savunma grubunun bir üyesiydi ki bu grup, Sovyetler Birliği’nde İnsan Hakları konusunda her şeyin başıydı. Mustafa bir taraftan Kırım Tatarlarının evlerine dönebilme savaşında liderlerden biriydi, öte yandan kendisi de Sovyetler Birliği’nin en önde gelen muhaliflerindendi. Andrey Saharov:Nobel Ödüllü Fizikçi- İnsan Hakları Savunucusu (Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Omsk’daki hücresinde yaptığı, 303 gün açlık grevi sırasında onu kurtarmak için yaptığı duyurudan-27 Haziran 1975) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurt Waildheim’a Müslüman halkların liderlerine: Mustafa’yı savunmak imkanı yoktur. Onun ceza süresini uzatıp ölümüne sebep olacaklardır. O bu durumu protesto için, hasta olarak açlık grevine başlamıştır. 1973 yılında benzer bir olayda BM Andrey Amalrik’i kurtarmıştı. Bugün aynı tehlikede bulunan Mustafa Cemilev’e yardım edilmesi için size yalvarıyorum. Miroslav Marinoviç-Ukrayna Katolik Üniversitesi Rektör Yardımcısıİnsan Hakları Savunucusu Bu durumda ben hem Mustafa’nın hem Kırım Tatar siyasetçilerin ve Meclis’in akıllılığına, ağırbaşlılığına hayran kalıyorum. Onların hepsi mucizevi bir şey yapıyorlar; böyle zor şartlarda Kırım Tatar halkını gayet barışçıl ve medeni şekilde yönlendiriyorlar Nikolay Bagrov-Kırım Tavria Milli Üniversitesi Rektörü- Kırım Yüksek Sovyeti Başkanı 1990-1994 Bir aydın ve bir insan olarak Mustafa Ağa’ya büyük saygı ile yaklaşıyorum. O bir efsane, çok dengeli ve bilge bir insan. Kendi halkının çıkarlarını gerektiğinde çok 122 sert şekilde savunuyor. Kırım’da etnik çatışma olabilirdi dediğim zamanlarda gerçekten de birçok konuda anlaşmazlıklar ve keskin durumlar ortaya çıkabilirdi. Bir taraftan yönetim bazı şeyleri sonunda anladı ve problemlerin çözümü için ödünler verdi, öbür taraftan iyi ki Kırım Tatarlarının meclis yönetimi vardı. Bunları o zamanlar engellememiz birlikte elde edilen bir başarıdır. Irene Lasota- Demokrasi Merkezi-ABD O kolaylıkla diğer demokratik liderlerle empati kurabilen birisi. Çünkü bir insan Anti komünist anti Sovyet olabilir ama demokratik olmak içten gelen bir şey. Bu özelliği onu birçok kişiye yakınlaştırırken birçok kişiyi de ona yaklaştırıyor. William Miller –W.Wilson vakfı başkanı- Eski diplomat-ABD Durumun daha iyi hale gelmesindeki katkının büyük kısmı da Mustafa Cemilev’e ait. Büyük bilgelik direk tecrübe ve anlayış sahibi bir lider. O karşı tarafı anlıyor muhtemelen onların kendilerini anladıklarından daha iyi bir şekilde. Aleksandr Taryanik-Kırım-Bahçesaray Eski Belediye Başkanı Mustafa Cemilev’e onun demoratçılığı için, Kırım Tatarlarının dönüşünde şiddet yoluna başvurmadığı için müteşekkirim. Anatoliy Gritsenko- Kırım’da yerel yönetici- 1989-1994 Kırım Parlamentosu Eski Başkanı Kırım Tatarlarının tarihi vatanına dönüşü başladığında Ukrayna Devleti’nin onları önce yaşadıkları yerlere yerleştirmesi için kapsamlı plan kabul etmesi gerekiyordu. Bu şartlar altında ittilafların ve gerginliklerin olasılığı, asayişin bozulması ihtimali yüksekti. Mustafa Cemilev’in siyasi bilgeliği, Kırım Tatarları arasında otoritesi, diğer siyasi liderler arasındaki saygınlığı sayesinde bunların önüne geçildi. Onun uzun yıllar Kırım Tatarlarının vatana dönüşü ve diğer insani haklarının iadesi konusunda yürüttüğü mücadelede edindiği siyasi tecrübe, uzun yıllarını cezaevlerinde geçirmesine rağmen gösterdiği hoşgörü ve anlayış, aşırı eylemlerden, taşkınlıklardan kaçınması ve 123 Kırım Tatarlarının hiçbir terör yöntemlerine başvurmamasında Cemilev’in rolü tartışılmaz. Ludmilla Alekseyeva-Moskova Helsinki Grubu Başkanı Bu halklara karşı sürgünle yapılan böyle şiddetten, böyle haksızlıktan sonra onlardan şiddet eylemleri beklenebilirdi. Onun büyük etkisi var. Ben Mustafa Cemilev’e son derece hayranım. O şiddet eylemlerinin emin karşıtı, barışçıl eylemlerin emin taraftarı. Semyon Gluzman-Ukrayna Psikiyatristler Birliği Başkanı- İnsan Hakları Savunucusu Mustafa çok sabırlı ve yumuşak olmayı başarabiliyor. Halbuki hayat tecrübesi ona aksini hoşgörüsüz ve sert olmayı öğretti. Şaşılacak insan. Mesele şu: Tanrı Mustafa’ya affetme kabiliyeti vermiş. Leonid Kravçuk- Ukrayna Eski Cumhurbaşkanı (1991-1994) Birinci görev Kırım Tatarlarına toprak vermek için uygun imkanları bulmak. İkincisi iş sahibi olmak için gerekli şartları sağlamak. Eğer iş olmazsa, elbette ki durum kötüleşecek. Kırım Tatarları kendi yönetimine sahip olmak istiyor. Bunu göz önünde bulundurmak lazım. Kırım Tatar Kurultay'ı inkar edilemez. O var ve onunla ilişkileri kurmak, ortak dili bulmak ve hem yerel hem de merkezi hakimiyet seviyesinde işbirliği yapmak lazım. Sergey Kovalev- İnsan Hakları Savunucusu: Onun mücadelesi Kırım Tatar halkının mücadelesidir, adaletin yeniden sağlanması için. 124 Vladimir Bukovsky-İnsan Hakları Savunucusu Mustafa Müthiş bir arkadaştı. Ben dört kere hapsedildim o altı kere. O gerçekten bir efsaneydi.249 249 http://www.kirimoglu.org, 12.10.2013 125 D – Diğer Yazılar D.1 Kırım Tatar Gençlik Kurultayları Türkiye’de Kırım Tatar Gençlik Teşkilatlanması Türkiye’de Kırım Tatar Gençlik teşkilatlarının tarihi aslında genel Kırım Tatar teşkilatlanma tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. İstanbul’da tahsil gören Kırım Tatar gençleri Noman Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet Kırımer gibi isimlerin tahsilleri sırasında yine İstanbul’da kurdukları ‘Vatan Cemiyeti’ aynı zamanda Kırım Tatar millî mücadele tarihinin ilk gençlik teşkilatıdır. Tarihi açısından elde çok az bilgi olan ‘İstanbul Tatar Cemiyeti Hayriyesi’ni bir kenara bırakacak olursak, Türkiye’de bugün kurulu bulunan Kırım Tatar teşkilatlanmasının ana nüvesini oluşturan Emel Kırım Vakfı ve Kırım Derneklerinin temelleri de yine başta Müstecip Ülküsal olmak üzere, Cafer Ortalan, Yusuf Uralgiray ve burada adını daha sayma imkânımız olmayan diaspora liderlerinin gençlik dönemlerindeki çalışmalarla atılmaya başlanmıştır. Örneğin Müstecip Ülküsal ve arkadaşlarının Romanya’da Tonguç adındaki kültür ve spor derneği bünyesinde teşkilatlanmaları, henüz daha 18-20’li yaşlarındayken 1916-17 yıllarında gerçekleşmiştir. Müstecip Ülküsal, Emel dergisini ilk neşretmeye başladığında ise daha 30’lu yaşların en başındaydı. Bu kısa tarihçeden hareketle, Kırım Tatar Millî Hareketinin temelini esas itibarı ile gençlik hareketleri oluşturmuş demek mümkündür. Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren başlayan dernekleşme çalışmalarının ardından Kırım Tatar gençleri artık kurulu dernekler bünyesinde çalışmalarını sürdürmeye başlamışlardır. Dernekler bünyesinde çalışmalara katılan gençler bilâhare bu derneklerin yönetim kadrosunu oluşturacak beşeri kaynak haline gelerek, Türkiye’deki Kırım Tatar teşkilatlarının sürekliliğini sağlamışlardır. Dernekler bünyesinde devam eden gençlik organizasyonları, bu derneklerin amaç ve çalışma konularına eşgüdümlü olarak özellikle Kırım Tatar millî benliğinin temel taşlarını oluşturan örf ve adetlerin, kültürel zenginliğin yeni kuşaklara aktarılması amacını gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarla birlikte, millî harekete yön verecek, katkı sağlayacak insanları da yetiştiren bir okul olarak işlev görmektedir. 126 Gençlik teşkilatlanması ki Türkiye’deki dernekler bünyesinde Gençlik Komisyonları bünyesinde Kırım Tatar örf adetleri ve kültürel varlığa yönelik olarak yapılan halkoyunları ve müzik çalışmaları sayesinde unutulmaya yüz tutan Kırım Tatar müziği ve halk oyunları yeniden gün ışığına çıkarılmış, belli bir oranda arşivlenme imkânı sağlanmış, çeşitli faaliyetlerle bunların Türkiye içinde tanıtımı ve yaygınlaştırılması sağlanmış, Kırım’dan dernekler vasıtasıyla getirilen hocalar ile halk oyunları ve müzik arşivlerinin çoğaltılması sağlanmıştır. Bu ekiplerden yetişen gençlerden bazıları hâlihazırda Türkiye’nin çeşitli yerlerinde artık Kırım Tatar halk oyunları ve müziği eğitimi de vermektedir. Kültürel varlığa yönelik bu çalışmalar kapsamında özellikle Tepreç adetinin yeniden canlandırılması ile artık Tepreçler Kırım Tatarlarının yaşadığı pek çok yerde büyük kalabalıkların katılımı ile gerçekleştirilen, kitlesel denilebilecek organizasyonlar olarak ayrı bir yere sahip olmuştur. Oysa ki Tepreç adeti çok değil daha 15-20 yıl öncesine kadar Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları arasında unutulmaya, sadece kültür tarihimizin sayfalarında yer alan eski bir adet olarak kalmaya mahkûm idi. Çınlaşmalar, kaytarmalar, yırlar da unutulmaya yüz tuttukları yaşlıların zihinlerinden yeniden gençlerin günlük hayatta kullanmaya başladıkları kültür varlıkları olma yoluna girmiştir. Gençlik organizasyonlarının Türkiye’deki Kırım Tatar hayatına yeniden döndürdüğü kültür varlıklarının, millî bilincin canlanmasında oynadığı rol, son 15 yılda artan dernek sayısıyla da kanıtlanmaktadır. Örf ve adetlerle kültürel varlığa ilişkin gençlik organizasyonlarının yaptığı bu katkılarla birlikte, Gençlik Komisyonları, Türkiye’deki Kırım Tatar gençlerinin millî harekete katılımı konusunda da etkili organizasyonlar yaparak önemli işlevler görmüştür. Türkiye’deki Kırım Tatar gençlerinin ilk önemli buluşması 1991 yılındaki Erdek İstişare Toplantıları ile gerçekleşmiş, bu toplantıyı takip eden diğer önemli buluşma 1995 yılında Ankara’da gerçekleştirilen Kırım Tatar Gençlik Sempozyumu olmuştur. 1995 yılı Sempozyumu ile Türkiye’deki Kırım Tatar Gençlik Organizasyonunun ilke ve hedefleri konusunda ilke kararları alınarak uygulamaya konulmuştur. 127 Sempozyumun ardından yapılan çalışmalar neticesinde I. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı ilk olarak 2001 yılında Ankara’da toplanarak, Türkiye’deki gençlik organizasyonlarının en kapsamlı faaliyetini ortaya koydu. 2001 yılından 2005 yılına kadar her yıl toplanan Kırım Tatar Gençlik Kurultaylarının 2005 yılında yapılan dördüncüsü artık sadece Türkiye’den değil Kırım, Bulgaristan, Romanya, Almanya, Polonya, Litvanya’dan katılımlarla tüm Kırım Tatar gençliğinin bir araya gelerek seslerini duyurduğu bir organizasyon haline gelmişti. Nihayet, Kırım Tatar Gençlik Kurultaylarının beşincisi 2005 Sonbaharında her zaman düzenlenmek istenen yer olarak düşünülen ve hep arzu edilen yerde vatan Kırım’da toplanarak anayurda da dönmüş oldu. Vatan Kırım’da yapılan 5. Kurultaydan sonra bu organizasyona ara verildi.. 250 6. Kurultay 2010 yılında, 7. Kurultay 2012 yılında Ankara’da yapıldı. Örf ve adetin, kültür varlığının korunmasına ve yaşatılmasına yönelik çalışmalarla etkinliğini gösteren gençlik teşkilatlanması, bu toplantılar sonucunda artık bir nevi siyasî yönünü de ortaya koyarak Kırım Tatar Millî Hareketi tarihinde yeniden aktif yerini almaya başlamıştır. Esas itibarı ile Kırım Tatar Millî Kurultayı ilkelerinin tüm gençlik içinde benimsenmesi ve Kırım’ın esas sahibinin Kırım Tatarları olduğunu vurgulayan Kırım Tatar Gençleri, bu kurultaylarda alınan kararlarla hukukî, siyasi, millî, kültürel, ekonomik, sosyal, dinî ve sair her türlü insanî hakların Kırım Tatarları yönünden de tüm dünyaca tanınması, 1944 Büyük Sürgünü ile elden alınan bu hakların iadesi yönünde fikir ve eylem birliği ile hareket edileceğini karar altına almışlardır. Gençlik kurultayları, ilk meyvelerini Kırım Tatar gençlerinin birlikte iş yapma ve hareket etme imkânlarını doğurmakla ilk meyvelerini vermeye başlamıştır. Önümüzdeki günler diğer meyvelerin de yavaş yavaş semere halinde millî harekete verileceği günler olacaktır. Kırım Tatar hayatına yaptığı katkılar yadsınamaz olan gençlik organizasyonlarının desteklenmesi, arttırılması, her derneğin olduğu yerde mutlak 250 “1917’den bugüne”, Kırım, Ağustos, Kasım 2010,yıl:19,S.67, s.3 128 surette gençlik kollarının da kurulması, millî hareketin devamı ve başarısı için sine qua non-olmazsa olmaz bir zarurettir.251 D.1.1. Kırım Tatar Gençlik Kurultaylarında Alınan Kararlar D..1.1.1. II. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi Gençlik Komisyonu tarafından düzenlenen II. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı 26-27 Nisan 2003 tarihlerinde Ankara’da yapıldı Sonuç Bildirgesi: 1. Kırım Tatar kültürünün korunması için Gençlik kolları arasında ortak faaliyetler yapılmalıdır. 2. Gençlik Kolları arasında ortak bir yayın çıkarılmalıdır. 3. Türk Dünyası’ndan gençlerle irtibata geçip Kırım’ı en iyi şekilde tanıtmak için ortak faaliyetler yapılmalıdır. 4. Dünya’da kendini göstermiş Kırımlı ünlüler araştırılıp irtibata geçilmelidir. 5. Kırım’a yardım etmek maksadıyla kampanyalar tertip edilmelidir. 6. Her bölgede sosyal, kültürel seminerler ve gençlerin geleceklerine yönelik eğitim seminerleri verilmelidir. 7. Her yerde iletişimin devamı için koordinasyonu sağlayacak birer sekreterya oluşturulmalıdır. 8. Kırım Tatar dili, tarihi, kültürünü gençlere aktarmak için çözüm yollarını aramalı ve buna bağlı olarak faaliyetler gerçekleştirilmelidir. 9. Her bölgede farklı dillerde yayınlanan kaynakları bulunduran bir kütüphane oluşturulmalıdır. 10. Kırım Tatarcası’nın öğrenilmesı ve Tatarca konuşan kişilerin sayısının artırılması maksadıyla en başta Ana Vatanımız Kırım ve Diaspora’da neşredilen Kırım Tatarca yayınlarının şubelerimiz tarafından kısa zamanda temin edilmeli ve Kırım Tatarları arasında bu yayınların abonelikleri sağlanmalı ve artırılmalıdır. 251 “Türkiye’de Kırım Tatr Gençlik Teşkilatlanması”, Fikirde Birlik, Sayı: 7, yıl 2006 129 11. “Kelecek” projesi tanıtılmalı ve “Kelecek” projesi için hazırlanan web sitesinde gönüllülerin tecrübelerini paylaşmalarına imkân sağlanmalıdır. 12. Eğitim kamplarının oluşturulması için gereken girişimlerde bulunulmalıdır.252 D.1.1.2. III. Kırım Tatar Türkleri Gençlik Kurultayı 8-9 Haziran tarihlerinde Ankara Denizcilik Müsteşarlığı Konferans Salonunda yapılan Gençlik Kurultayı'na 20 ilden delege olarak 40 gencimiz katıldı. Ankara'dan katılanlar ile birlikte bu sayı iki katına ulaştı. Alınan Kararlar: 1. Derneklerimizin gençlik komisyonları, şubelerinin faaliyetlerini anlatan , üyelerin fikren olgunlaşmasını sağlayabilecek bülten ve gazete çıkarmalı, bunun altyapısını oluşturacak çalışmalar başlatılmalıdır. 2. Derneğimizin bütün şubelerinde ve diğer Kırım Tatar derneklerinde gençlik komisyonlarının kuruluşu, dernek olmayan yerlerde dernek açılması için faaliyetlere girişilmelidir. 3. Bütün Kırım Tatar gençlik komisyonları arasında çeşitli faaliyetler tertiplenerek aralarındaki bağlar sıkılaştırılmalıdır. 4. Derneğimizin gençlerinin gelecekte dernek yöneticileri olacağı göz önünde bulundurularak aralarındaki diyalog ve işbirliği artırılmalı, ortak faaliyetler gerçekleştirmeleri teşvik edilmelidir. 5. Kırım medeniyetini daha geniş kitlelere ulaştırabilecek çalışmalar, halk oyunları, hor, tiyatro, gezi ve turlar, seminer, konferans çalışmaları yapılarak medya desteği sağlanmalıdır. 6. Ak Topraklar'daki ve Vatan Kırım' daki milli, medeni materyallerin ortaya çıkarılması, toplanması; sözlü tarih faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. 7. Türkiye'de yaşayan Kırım Tatar gençleriyle Kırım'dan okumaya gelen öğrencilerimizin tek vücut haline gelmeleri temin edilmelidir. 252 ”2. Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı”, Karadeniz (Aylık gazete), Yıl:14, S.4, Nisan 2003, s.1-2 130 8. Derneklerimiz, şubelerimiz, gençlik komisyonlarımız ve şahıslarımız arasında irtibat ve haberleşme için internet ve e-posta'dan en etkin şekilde faydalanılması temin edilmelidir. 9. Türkiye ve Ukrayna arasında diploma-denklik meselesinin çözülmesi için aktif faaliyet gösterilmelidir. 10. Kırım Tatar Gençlik Kurultayları ve yahut benzeri faaliyetler gelecek yıllarda da tekrarlanmalı ve sonuçlarının hayata geçirilmesi temin edilmelidir.253 D.1.1.3. IV. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı Akmescit’te “Ayşe” restoranında Kırım Tatar Gençlik Merkezi’nin organize ettiği 4. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı. Kırım Tatar Gençlik Merkezi Başkanı Avamilev, “Kurultay, bütün Kırım Tatar gençlerinin bir araya gelip kendi fikrini dile getirebildiği, bazı konuları gündeme getirebildiği, birlik içinde sorunları çözebildiği bir etkinliktir.” dedi. Kırım Tatar Gençlik Merkezi Fahri Başkanı İskender Bariyev, günümüzde çok sayıda Kırım Tatar gençlik teşkilatının var olduğunu, bunların değişik faaliyetler yürüttüğü, Kırım Tatar milli hareketine katkı sağladığını belirtirken bütün bu teşkilatları tek milli politika ile tek amacın birleştirdiğini kaydetti. Emin Avamilev, Kırım Tatar Gençlik Merkezinin faaliyeti hakkında rapor verdi. Kırım Tatar Milli Meclisi 1. Başkan Yardımcısı Refat Çubarov, gençlik kurultayının açılışı dolayısıyla program katılımcılarını tebrik etti. Çubarov, “Son 10 yılda gençlerin değişik milli hareketlerine ne kadar sık katılırsa, işlerimizin o kadar hızlı gitmeye başladığı görülüyor. Günümüz nesilleri aralarındaki ilişkileri korumazsa, bizim çoğu girişimlerimiz tamamlanmamış olarak kalır.” dedi. Gençlik kurultayı toplantısında Kırım Tatar halkının sorunları ile ilgili konuşmalar yapıldı. Aliye Fukala “Kırım’ın Bölgelerine Tarihi Adlarının İade Edilmesi: Sorunlar ve Perspektif”, Ayder Bektaş “Kırım Tatar Halkına Haklarının İade Edilmesi”, Lemara Üseyinova “Kırım Tatar Gençlerinin Sosyal Yetişmesi Konusunda Ukrayna Devlet Politikasının Güncel Sorunları” konusunda sunum yaptı. 253 http://www.vatankirim.net/Bahcesaray/2002haziran/2.htm,(05.08.2012) 131 Kurultay kapsamında Kırım Tatar Halkının Milli Güvenliği Bildirisi, 4. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı’nın Kırım’ın Yerleşim Bölgelerine Tarihi Adlarının Verilmesi Konusunda Kırım Tatar Halkına Başvurusu, 4. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı’nın Kırım Tatar Üniversite Mezunlarına İstihdam Sağlanması Bildirisi, Ukrayna Gençler İçin Konut İnşaatına Destek Fonu’na Başvuru, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç’e Başvuru gibi belgeler kabul edildi. Toplantının sonucunda yapılan açık oylama ile Kırım Tatar Gençlik Merkezi’nin yeni başkanı, yönetim kurulu üyeleri teftiş komisyonu üyeleri seçildi. Teşkilatın yeni başkanı Lemara Üseyinova oldu.254 D.1.1.4. V. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı 2005 Sonbaharında vatan Kırım’da yapıldı. 5. Kurultaydan sonra bu organizasyona ara verildi D.1.1.5. VI. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı 6. Kırımtatar Gençlik Kurultayı 13–14 Kasım 2010 tarihlerinde Ankara'da toplandı. Kurultay'a katılımın en dikkat çekici tarafları, Kırım Hanları Gerayların soyundan gelen Giray ailesi ile bundan yaklaşık 250 yıl önce Kırım'dan Anadolu'ya ilk göçenlerden olan ve doğudan batıya tüm Karadeniz boyunca yerleşmiş iki büyük sülale olan Azaklıoğulları ve Kefelioğulları ailelerinden de katılım olmasıydı. Kurultay, 13 Kasım Cumartesi sabahı tüm delegelerin kendilerini tanıtmasıyla açıldı. Ardından Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun tebrik mesajını içeren video gösterildi ve Kırım Devlet Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Yakubov'un kutlama mektubu okundu. Öğleden sonra gerçekleşen komisyon toplantılarında delegeler arasında ; 1. Kırım tatarcasını öğretmek ve yaymanın yolları. 2. Kelecek bültenleri. 3. Kırım tatar müziği ve halk oyunlarını öğrenmenin ve yaymanın yolları. 4. Kırım tatar Milli sembollerinin tanıtılması ve üretilip dağıtımı. 254 http://qha.com.ua/4-kirim-tatar-genclik-kurultayi-yapildi-video-112336tr.html,(05.06.2012) 132 5. Kırımdan ve Romanyadan Türkiye' ye okumaya gelen talebelerin problemleri. 6. Kırımdan diasporaya , diasporadan Kırım'a gidiş ve gelişler. 7. Sözlü tarihin yazımı konuları hakkında fikir birliği yapıldı. Bu fikirlerden hareketle 6. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı, gençlik faaliyetleri için şu kararları benimsedi: 1. Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın kabul ettiği Latin harflerini Kırım Tatar dilinin yazımında alfabe olarak kullanmak ve Kırım Tatar teşkilatlarının aralarındaki resmî ve günlük yazışmalarını bu alfabe ile yapmak; 2. Kırım Tatar dilinin, bütün dünyadaki Kırım Tatar gençlerince öğrenilmesi ve bu dilde konuşulması hususunda bütün gayretimizi vermek; 3. Uluslararası Kırım Tatar Dili Olimpiyatı'nın Türkiye, Romanya ve Bulgaristan etaplarının düzenlenmesi için teklife destek vermek; 4. Kırım'daki ve diasporadaki gençlerimizin arasındaki bağları, bütün modern imkânları kullanarak güçlendirmek; 5. Diasporada yaşayan gençlerin Kırım'a turizm ve spor maksatlı ziyaretlerini teşkilatlandırmak; 6. Gençlik Kurultayı'nı toplayan gelecek platformunun yayın organları olarak Kırım Tatar gençlerinin yaşadıkları yerlerde gelecek bültenlerini çıkarmak; 7. Diasporada Kırım Tatar müzik ve halk oyunlarının yaygınlaşması ve gelişimi için festival ve tur-neler düzenlemek, Kırım'daki oyun ve çalgıcı takımlarıyla işbirliği yapmak; 8. Kırım'da ve diasporada sözlü tarih çalışmalarını ilerletmek maksadıyla projeler hazırlamak ve internette bilgi bankası teşkil etmek; 9. Bir sonraki Kurultay organizasyonu için irtibat grubu teşkil etmek. Pazar günü yapılan sunumlarda delegeler geldikleri bölgelerde yaptıkları çalışmaları tanıttılar, yapmak istediklerini tüm delegelere sundular. Sonuç Bildirgesi'nin okunmasının ardından bir sonraki Kurultay'ın organizasyonu için bir irtibat grubu 133 oluşturuldu. Oluşturulan bu grupta Ayder Acımambetov (Kırım), Dinçer Cafer (Romanya), Oral İlhan Osman (Bulgaristan), Reşat Örnek (Ankara), Türker Yüksel (Ankara), Safiye Olgun (Ankara) ve Merve Vatansever (İstanbul) yer aldılar. Toplu fotoğraf çekimiyle birlikte 6. Kırım tatar Gençlik Kurultayı kapandı.255 D.1.1.6. VII. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı Kırım’dan, Romanya’dan, Bulgaristan’dan, Rusya’dan ve Türkiye’den yüz elli beş delegenin katılımıyla 7. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı gerçekleştirildi. Büyük bir coşku ve heyecanla sonuçlanan bu toplantıya Kırım Tatar Milli Meclis reisi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’da katılarak bir konuşma yaptı..256 1. Alınğan qararlarnıñ icrasından mesul ve nevbetteki qurultaynıñ ötkerilüvi içün çalışacak bir “Sekretariat” teşkil etmege qarar alındı. Sekretariat şu şekilde teşkil olunacak: Qurultaynı tertip etken Anqaradaki tertip komitetinden 3 kişi saylanacaktır. Qırım delegatsiyası özü nasıl bir şekilde işleyecegine özü qarar berecektir. Romaniya delegatları öz arasından 1 kişini saylayacaqtır Bu sekreteryatqa saylanğan delegatlar ve Qırım delegatsiyasınıñ vaziyeti qurultay bitkenden en çoq 1 ay son ilân etilecektir. 2. Qırımtatar tiliniñ saqlanması ve ögretilmesi içün: Qırımtatarca online derslerniñ azirlenıp hızmetke keçmesi Qırımtatarca kitaplarnı ve ders Cd lerini kirilceden latincege transliteratsiyasını yapmaq. Halqara Qırımtatar Tili Olimpiadasının ötkerilüvi ve bu Olimpiadağa qol tutmaq Türkiyede hızlandırılğan Qırımtatarca derslerniñ berilmesi 3. Qırım Romaniya ve Türkiyede yaşağan yaşlarnıñ desteginen Qırımtatar adetlerinen alâkalı azalarnıñ öz teşebüsünen azırlanğan video, müzik ve yazılarnın olacağı “Qırımtatar adetleri” adlı internet saytının oluşturulması bu saifenin her daim aktuel kalması ve propogandasının yapılması içün teşebbüs etmege niyet etemiz. 255 256 http://www.kalgaydergisi.org/index.php?sayfa=yazaryazidetay&yazi=1021,(05.08.2013) http://qha.com.ua/7-kirim-tatar-genclik-kurultayi-ankara-da-yapildi-118608tr.html,(05.1102012) 134 4. 1-inci Qurultayımıznıñ toplaşqanı Aralıq kününü milliy bir bayram olup qutlamağa niyet etemiz, Milliy Qurultayımıznıñ qabul etkeni ve Qırımda buyük organizatsiyaneñ keçirilgen “Bayraq Künü”nün Türkiyede de tanıtılmasına niyet etemiz. Bunnen beraber 18 Mayıs Matem Kününü em Vatan Qırımda emde diasporada beraberlikte planlaştırıp otkermege niyet etemiz. 5. Qurultayımız Qırımtatarlarnıñ medeniyetini saqlamaq ve Qırımtatarları arasında bağlarını küçleştirmek içün internet imkânlarının qullanmasını teşvik ete. Bu maqsad ve qararlar ömürge keçirilmesi içün Qırımtatar Yaşlıq Qurultayınıñ icra komitetini mesuliyetlendirir. 6. Butün Qırımtatar yaşlarınıñ yaşağan eñ yaqın yerlerdeki teşkilâtlarnıñ faaliyetlerine aktif bir şekilde iştirak etmelerini teşvik etemiz. Teşkilatlar arasında bağlarını küçlendirmek ve tecrübelerniñ aqtarılması içün Qurultay delegatlarını içine alğan bir elektronik platformanın teşkilini tileymiz. 7. Yaşlarnıñ faaliyetlerine qıymet kesmek ve inkişaf ettirmek içün 3 ayda bir kere istişare toplaşuvlarını keçirmege layıq köremiz. 8. Qurultay qararlarnın takibi ve Qurultaylarnıñ daa küçlü olması içün Qurultayın olmağan senelerde de özara toplaşıp yapqan işlerinni müzakere etilmesinde fayda köremiz. 9. Qırım ve diasporada yaşağan yaşlar içün yaz ve qış qamplarını (lager) teşkil etmekni ve mesuliyetli kişilerni belgilenmesini tevsiye etemiz. 10. Yaşlarnın arsındaki umumiy medeniy faaliyetlerni ömürge keçirmek içün halqara fondlarnı araştırmaq ve leyhalarını kerçekleştirmesini uyğun köremiz. 257 D.2. I.Dünya Kırım Tatarları Kongresi Birinci Dünya Kırım Tatar Kongresi, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Simferopol’de (Bahçesaray) toplandı. Kırım Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, kongrede ilk olarak divan kurulunun üyeleri seçildi. Divan kuruluna Kırım Özerk Cumhuriyeti’nden 5, Türkiye’den 2, Romanya’dan 2 ve Kırım Tatarlarının yaşadığı diğer ülkelerden birer kişi olmak üzere 18 üye seçildi. 257 http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=245,(12.08.2013) 135 Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) 1. Başkan Vekili Refat Çubarov, organizasyon komitesi adına yaptığı konuşmada, kongreye kayıtlı olarak 12 ülkeden 866 kişinin katıldığını belirtti. üniversitesinin Çubarov, kurulacağını konuşmasında, da bildirdi. tarihi Zincirli Zincirli Medrese’de Medrese’nin, bir restorasyonun tamamlanmasından sonra müze olarak kullanılacağını bildiren Çubarov, burada ayrıca Kırım Müftülüğü ile Kırım tarihi alanlarında araştırmaların yapılacağı bir üniversite açılacağını kaydetti. Çubarov, açılacak üniversiteyle Kırım’da din adamı yetiştirilmesi alanında önemli bir imkanın doğacağını ifade etti. Kongrenin gündeminde, genel kurul ve dış toplantı çalışma düzeninin onaylanması, Kırım Tatar halkının yeniden varoluş çabası ve kalkınmasına ilişkin güncel konular, kongrenin statüsü ve faaliyeti ile yapılanmasını düzenleyen taslak belgelerin değerlendirilmesi, Kongre bildirisi ve tüzüğü ile idare ve yürütme organlarının belirlenmesi yer alıyor. Çeşitli kültürel ve çevresel etkinliklerin de yer aldığı kongre çalışmaları 22 Mayısta sona erdi.258 258 http://zaman.ro/ro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=7849, (27.05.2009) 136