tc marmara üniversitesi türkiyat araştırmaları enstitüsü

advertisement
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ
TÜRK TARİHİ ANABİLİM DALI
GENEL TÜRK TARİHİ BİLİM DALI
MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU (CEMİLOĞLU): HAYATI VE FİKİRLERİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MUHAMMED FURKAN ENGİN
İSTANBUL 2014
T.C.
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ
TÜRK TARİHİ ANABİLİM DALI
GENEL TÜRK TARİHİ BİLİM DALI
MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU (CEMİLOĞLU): HAYATI VE FİKİRLERİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MUHAMMED FURKAN ENGİN
TEZ DANIŞMANI: DOÇ. DR. OKAN YEŞİLOT
İSTANBUL 2014
ii
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ................................................................................................................ I
ÖNSÖZ ......................................................................................................................... III
ÖZET ......................................................................................................................... VIII
SUMMARY .............................................................................................................. VIII
KISALTMALAR ......................................................................................................... IX
GİRİŞ ............................................................................................................................. X
BİRİNCİ BÖLÜM
I. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN HAYATI
I. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Hayatı ............................................................... 1
I.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Doğduğu Yıllarda Kırım’da Genel Durum ... 1
I.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ve Ailesi .............................................................. 8
I.3. Eğitim Hayatı ........................................................................................................ 12
I.4. 1989’a Kadar Vatana Dönüş Mücadelesi Ve Hapis Yılları ................................... 15
I.4.1.Sürgünden Dönüş ............................................................................................... 15
I.4.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Moskova Günleri: .................................. 16
l.4.3. Hapishane Yıllarından Sonra ............................................................................ 26
İKİNCİ BÖLÜM
II. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN SİYASI GÖRÜŞLERİ
II. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri............................................. 28
II.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri.......................................... 28
II.2. Vatana Dönüş Sonrası Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Mücadelesinde
Türkiye’nin Rolü............................................................................................................. 29
II.3. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türk Dünyası’na Bakışı ............................ 31
I
II.4. Vatan’da Mücadele ............................................................................................... 38
II.5. Kırım Tatar Milli Kurultayı Ve Kırım Tatar Milli Meclisi ................................. 45
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
III. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU'YLA İLGİLİ BASIN-YAYINDA
ÇIKAN HABERLERİN VE YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
III. Kırımoğluyla İlgili Çıkan Haberlerin Ve Yaptığı Görüşmelerin Değerlendirilmesi50
III.1. Kırım Meselesinin Uluslararası Örgütlerde Temsil Edilmesi ............................. 51
III.2. Sürgünün Yıldönümündeki Faaliyetleri Ve Basına Yansıması ........................... 55
III.3. Kırımoğlu’nun Meclis Başkanlığı ....................................................................... 57
III.3.1. Kırım Tatar Milli Meclisi ............................................................................... 58
III.3.2. Ukrayna Parlemantosunda Vekilliği .............................................................. 60
III.4. Kırım Tatar Kültürünün Korunmasına Ve Sürdürülmesine Yönelik Faaliyetler 64
III.4.1. Dil Meselesi ................................................................................................... 64
III.4.2. Tatar Ve Tarihinin Muhafazası ...................................................................... 66
III.4.3. Aldiğı ve Aday Gösterildiği Ödüller .............................................................. 71
III.5. Suikast Haberleri ................................................................................................. 74
SONUÇ ........................................................................................................................ 76
BİBLİYOGRAFYA .................................................................................................... 79
Kitaplar ......................................................................................................................... 79
Süreli Yayınlar.............................................................................................................. 81
Gazeteler ....................................................................................................................... 83
İnternet Kaynakları ....................................................................................................... 90
EKLER ........................................................................................................................ 93
A. BELGELER ............................................................................................................. 93
II
B. FOTOĞRAFLAR .................................................................................................... 98
C. ROPORTAJLAR ................................................................................................... 111
D. DİĞER YAZILAR ................................................................................................ 126
III
ÖNSÖZ
Bu çalışmada Kırımoğlu’nun Kırım Tatarlarının yurtlarına dönmesi ve
haklarının kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslararası çapta yürüttüğü
faaliyetler ve bu süreçte gelinen nokta konu edilmiştir.
Bir devleti ve onu meydana getiren ulusu, tüm yönleriyle ele alıp incelerken, o
ulus için hizmetlerde bulunmuş ve halka önderlik yapmış devlet adamlarının hayatı ve
faaliyetlerinin de ele alınması gerekir. Zira ulusları oluşturan fertler, kendilerine yön
veren entelektüellerden bağımsız olmamış, onların söylem ve eylemleri sonucunda fikir
birliği gerçekleştirip ortak hareket ederek kendi devletlerini kurmuşlardır. Liderler,
eylemleriyle toplumlarını harekete geçirdikleri gibi, fikirleriyle de onları aydınlatma
görevini yerine getirmiş ve onlar için birer model haline gelmişlerdir.
Çalışmamıza konu olan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bir halkın mücadelesine
kendini adamış, zor şartlar altında milli mücadelesini sürdürmüştür. II. Dünya savaşında
Sovyet yönetimi, Ruslara karşı Almanlar’la iş birliği yaptığı gerekçesiyle Kırım
Tatarlarını bir gecede vatanlarından sürmüş, yanlarına eşyalarını bile almalarına
müsaade etmemiştir. Hayvan vagonlarında kötü şartlarda sürgünleri gerçekleştirilmiş ve
sürüldükleri Özbekistan’a birçoğu varamadan yollarda vefat etmiştir. Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu
Özbekistan’da
başladığı
milli
mücadelesinde
Sovyet
hükümetinin her türlü sıkıntısına göğüs germiş ve pes etmemiştir. Rusya’da yıllarca
hapishanelerde yatmış, esir kamplarında birçok eziyete maruz kalmıştır. Mücadelesinde
Kırım Tatarlarının da desteği ve birlikteliğiyle başarı elde edilmiş, sürgün edildikleri
topraklara tekrar yerleşme hakkını elde etmişlerdir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
halkı tarafından Milli Kurultayda, Milli Meclis Başkanı olarak seçilerek mücadelesine
lider olarak devam etmiştir. Halen Ukrayna Parlamentosu Millet Vekili olarak milletinin
haklarını savunmaya devam etmektedir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu tez konusu olarak belirlememe Doç. Dr.
Okan Yeşilot hocam vesile oldu. Halkı için kendini feda eden ve ömrünü tüketen bu
değerli insan için böyle bir yazılı çalışmanın yapılmasının gerekli olduğunu düşündük.
Onun verdiği mücadeleyi kendi ağzından dinledik, hiç lüzum hissedilmemesini
IV
dileyerek bu mücadelenin olası durumlarda yol gösterici olacağını düşündük.
Kırımoğlu’nun mücadelesinin bilinmesini istedik.
2009 ve 2010 yıllarında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli
Meclisinde ziyaret ettik ve kendisiyle uzun soluklu röportajlarımız oldu. Kendisi ve
Milli mücadelesinde çektiği sıkıntılarını kendi ağzından dinledik. Kırım’da, Milli
mücadeleyle ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatıyla ilgili süreli basın
taraması yaptık. Basılı Rusça, Tatarca, Türkçe belge ve kitapları toplamaya gayret ettik.
Dünya ve Türkiye’deki basında çıkmış haberleri, rastlantısal örneklem yöntemiyle
belirlediğimiz medya organlarından topladık ve tez çalışmamızda kullandık.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla ilgili çalışma yapanlardan birisi olan Zafer
Karatay’dan istifade ettik. Özellikle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatıyla ilgili
yaptığı belgesel çalışması bu tezi hazırlamamızda büyük katkı sağladı. Yine İnsan
Hakları savunucusu Andre Grigoryengo’nun “A Kak Da Mı Verniyomse” eserinden
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun Özbekistan’da ve Rusyadaki hapishane yıllarıyla
ilgili bilgileri elde ettik. Hamdi Mert’in “Bir insan Hakları Savunucusu Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu “ ve Hakan Suver’in “Cemiloğlu” eserleri, Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’yla ilgili yapılmış öemli çalışmalardandır.
Konumuz Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı ve fikirleri olsa da, onun
neredeyse bütün şahsi hayatı Krım Tatarlarının yeniden diriliş ve vatana dönüşü
yolunda mücadelede geçtiği için, Rus işgalinden bu yana defalarca toplu katliamlar,
sürülmeler, asimilasyona maruz bırakılan bu millete yapılanlarla iligili Türkiye’de,
Krım’da yazılan eserleri, araştırmaları, makaleleri de tezimizde zaman-zaman kullandık.
Sovyetlerin Kırım Tatarları üzerindeki baskı ve işgencelerine karşı başlatılan Krım
tataraları milli mücadelesinin yoğunlaştığı 80’li yıllarda ilim adamları kitaplar,
makaleler yazarak, konferanslar düzenleyerek Türkiye kamoyunun dikkatini bu konuya
yöneltmiştir.1
1
Daha geniş bilgi için bkz. “Kırım Türkleri İslam Konferansı Teşkilatına Müracaat Ettiler”, Emel, sayı 139, KasımAralık 1983.s.8-14, “Topyekun sürgünün 40 yılı,Krım Türklerinin sürgün sonrası fealiyetleri” Türk Dünyası
Araştırmaları sayı 33,aralık 1984,2.102-129, “ Sovyet Rejiminin Eziyetlerine dayanamayan Mustafa Cemloğlu Göç
Etmek İstiyor” Emel ,sayı
139, Mayıs-haziran1983 s.29-40. “ Krım Türklerinin
Son Aylardakı
Mücadelesi”.Emel,Sayı 167,Temmuz-Ağustos 1988,s.5-8. “Nurfet Murahhas Mahkumiyeti ,Krım Türklerinin
Ruslaştırmaya karşı Mücadelesi “,Emel,Sayı 137 ,Temmuz- Ağustos 1983 s.4-8.
V
Ayrıca Yard. Doç. Dr. İsmail Türkoğlu’nun “Kırım Tatarlarının Vatana Dönüş
Sürecinde (1987-1994) Türk ve Bazı Batı Basını” 2 makalesi de bana Türk ve dünya
basınında Kırımoğlu ve Kırım Türklerinin milli mücadelesinin yansımalarını
araştırmakta yardımcı oldu.
Bu çalışmanın meydana gelmesinde benden her türlü desteğini esirgemeyen,
kaynaklara ulaşmamı sağlayan, yapıcı tavsiye ve yerinde ikazlarıyla beni yönlendiren
tez danışmanı hocam Doç. Dr. Okan Yeşilot’a müteşekkirim. Yine çalışmalarımda bana
destek olan, yazım konusunda desteğini esirgemeyen Hülya Utkuluer’e, Rusça çeviriler
konusunda yardımcı olan Dr. Telman Nusretoğlu Guliyev’e, Emrullah Şahinbaş’a
teşekkürü bir borç biliyorum. Prof. Dr. Haluk Dursun’a, Cihan Çarbaş’a, Zafer
Karatay’a, Gülcan Demirci’ye, ablam Dr. Fatma Zehra Engin’e, annem ve babama
hertürlü destekleri için teşekkür ederim.
2
İsmail Türkoğlu, "Kırım Tatarlarının Vatana Geri Dönüş Sürecinde (1987-1994) Türk ve Bazı Batı
Basını". Originea Tatarilor Locul lor in Romania şi in lumea turca. Kriterion (s.347-353). Bükreş 1997
VI
ÖZET
13 Kasım 1943’te Kırım’ın Bozköy’ünde doğan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Bir Halkın mücadelesine kendini adamış zor şartlar altında milli mücadelesini
sürdürmüştür. II. Dünya savaşında Sovyet yönetimi, Ruslara karşı Almanlar’la iş birliği
yaptığı gerekçesiyle Kırım Tatarlarını bir gecede vatanlarından sürmüş, yanlarına
eşyalarını bile almalarına müsaade etmemiştir. Hayvan vagonlarında kötü şartlarda
sürgünleri gerçekleştirilmiş ve sürüldükleri Özbekistan’a birçoğu varamadan yollarda
vefat etmiştir.
Bu çalışmada Kırımoğlu’nun Kırım Tatrlarının yurtlarına dönmesi ve haklarının
kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslar arası çapta yürüttüğü faaliyetler ve bu
süreçte gelinen nokta konu edilmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Özbekistan’da
başladığı milli mücadelesinde Sovyet Hükümetinin bilinçli olarak yaptığı hertürlü
zorluğa göğüs germiş ve pes etmemiştir. Rusya’da yıllarca hapishanelerde yatmış, esir
kamplarında birçok eziyete maruz kalmıştır. Mücadelesinde Kırım Tatarlarının da
desteği ve birlikteliğiyle sürgün edildikleri topraklara tekrardan yerleşme hakkını elde
etmişlerdir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu halkı tarafından 1991 II. Milli
Kurultaylarında, Milli Meclis Başkanı olarak seçilerek mücadelesine devam etmiştir.
Aynı zamanda Ukrayna Patlamentosunda da Milletvekilliği görevi yapmıştır. Ukrayna
Parlamentosundaki Milletvekilliği görevi ve Kırım Tatarlarının haklarını arama
mücadelesi hala devam etmektedir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na Mücadelesinde
Türkiye başta olmak üzere birçok ülke destek vermektedir. Diğer ülkelerdeki Kırım
Tatar diasporasının da katkısı olmaktadır. Halen birçok sıkıntılarını çözememiş olsalar
da Milli mücadelede büyük yol katedilmiş, gün geçtikçe de şartları iyiye gitmektedir.
VII
SUMMARY
Mustafa Cemil Kırımoğlu was born in the village of Crimea Boskoyt (Bozköy)
in 13 November 1943 who, has dedicated to the struggle of a people under difficult
conditions continued national struggle.During to World War II the Soviet government
deported Crimean Tatars from their homeland in one night, not even allowed to take
their chattel and belongings with them, on the grounds that they deal with the Germans
against the Russians. They deported to Uzbekistan under bad conditions by carried on
cattle cars so many exile died before reaching the road.
In this study, Kırımlıoğlu's national and international operations, which
returning to the Crimean Tatars' home and discharging their rights are interested in, and
in the meanwhile present situation have been mentioned. Mustafa Cemil Kırımoğlu
began his national struggle in Uzbekistan and face up to all kinds of difficulty that the
Soviet Government made a consciously and did not give up. He served time in prison in
Russia for many years, and had been exposed to many torment in prison camps. The
national struggle under the leadership of him, achieved to resettlement of the Tatars to
homeland where they deported from, with the support of the Crimean Tatars. Mustafa
Cemil Kırımoğlu was elected President of the National Council by people in 1991 II.
NationalCongress and as continued to his struggle. At the same time he acted as the
National Chairman of the Parliament of Ukraine. He is still deputy and Chairman of the
National Council mission. Also he continue to defend the Crimean Tatars rights in
Ukrainian Parliament. Especially Turkey and also other many countries support Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’s struggle. At the same time, the Crimean Tatar diasporas of the
other countries also contribute this struggle. Even though they are still unable to solve
the many problems they have been in great progress in the national struggle and also
day by day conditions progressing well.
VIII
KISALTMALAR
a.g.e.
Adı geçen eser
a.g.m.
Adı geçen makale
KTMM
Kırım Tatar Milli Meclisi
QHA
Kırım Haber Ajansı
AB
Avrupa Birliği
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
KKTC
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
bkz.
Bakınız
B. N.
Belge Numarası
C.
Cilt
Çev.
Çeviren
Diğ.
Diğerleri
Haz.
Hazırlayan
No.
Numara
s.
Sayfa
S.
Sayı
v.b.
Ve benzeri
y.y.
Basım yeri yok.
IX
GİRİŞ
Kırım’ın jeo-politik konumu ve ticaret yollarının bu bölgeden geçmesi,
yarımadayı önemli kılmış ve tarih boyunca birçok devlet ve toplulukların ilgisini
üzerine çekmiştir. Kırım Yarımadası 26.140 km. genişliğindedir. Anakara ile irtibatını
sağlayan Orkapı adlı berzah 3 , yarımadaya anakaradan gelebilecek tehlikelere karşı
koruyan tabii bir engel durumundadır. Bu dar bağlantı sebebiyle yarımada bir bakıma
ada özelliği gösterir. Bundan dolayı buraya halk arasında “Yeşilada” ismi de
verilmiştir.4 Kıyıları girintili çıkıntılı olup yaklaşık 1000 kilometreyi bulur; gemilerin
yanaşmasına elverişli koylar, tabii limanlar mevcuttur. 5 Yenikale tarafından başlayıp
kuzeyde dar bir uzantıyla karadan ayrılan setten Orkapı'ya kadar varan bölümdeki sığ
sulara “Savaş Denizi” denilir, burası Kırım'ı Azak denizinden ayırır. Sahillerinin en
mâmur kısmı Kefe ile Akyar arasındaki kesimdir. Yarımadada güneybatıdan
kuzeydoğuya ve batıdan doğuya doğru uzanan dağ silsilesi vardır. Bu dağlar aynı zamanda zengin su kaynaklarına sahiptir, kuzeybatı ve kuzey istikametinde çeşitli
ırmaklar buradan çıkar. Bahçesaray, Akmescid, Karasubazar gibi eski Kırım şehirleri bu
dağların kuzey eteklerinde ırmak havzalarında yer alır.
Tarih boyunca özellikle Asya içlerinden gelen çeşitli kavimlerin uğrak yeri olan
Kırım Yarımadası’nın en eski sakinlerinin Taurlar olduğu ileri sürülür. Milâttan önce
VIII. yüzyılda Kırım'ın bozkır kesimi İskit göçebelerince mesken edildi. Daha sonra
buraya Kimmerler'in geldiği belirtilir. Kırım'da ilk Yunan kolonileri milâttan önce VI.
yüzyılda kuruldu. Kerç'in olduğu yerde Pantikopeon, Akyar'ın yakınında Khersones
(Kerson), Gözleve civarında Karkanti-da gibi limanlar teşekkül etti. Ancak Yunan
kolonileri içerilere nüfuz edemedi, kaynaklara göre Taur veya Taur- İskit denilen halkın
mukavemetiyle karşılaştı, onlarla ancak çok sonraları ticarî ilişki kurabildi. Sahil
kolonileri milâttan önce I. ve milâttan sonra IV. yüzyıllarda Roma idaresindeyken
içeride İskitler gibi göçebe bir hayat yaşayan ve çeşitli grupları bünyesinde barındıran
Sarmatlar bulunuyordu. IV. yüzyıldaki Got saldırıları, ardından Hunlar'ın Kuzey
Avrupa'ya inişleri sırasında Kırım ve Azak sahillerine Sarmatlar'a bağlı Alan grupları
yerleşmişti. Bu gruplar Hunlar'ın Avrupa'ya yönelik akınlarına katılmışlar, bir kısmı
3
Arapça kökenli bir söz olup, coğrafyada bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası, kıstak,
anlamına gelmektedir
4
Yılmaz Öztuna, Başlangicindan Zamanimiza Kadar Büyük Türkiye Tarihi: Türkiye'nin Siyasî, Medenî, Kültür,
Teşkilât Ve San'at Tarihi, 3. Cilt, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1977, s.101
5
Kemal Çapraz, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Kültür Vakfı, İstanbul, 1995, s.4
X
dağlık alanlara ve sahillere çekilmiş, III. yüzyılda kurulan Suğdak (Sudak), Kefe gibi
şehirleri ele geçirmişlerdi. Bunlar Got bakiyeleriyle beraber XIII. yüzyıla kadar Kırım'ın
yaylalık kesimlerinde yaşadılar.6
Kırım Yarımadası, miladi IV. yüzyılda Hun İmparatoru Atilla’nın hâkimiyeti
altına girmiştir. O tarihten itibaren Kırım’a Türkler akın akın yerleşmişlerdir. Göçler ve
akınlarla gelen Türk boylarından; Hunlar, Hazarlar Bulgarlar, Peçenekler, Kumanlar ve
diğer adlarıyla Kıpçaklar, Moğollarla birlikte gelen Tatarlar, Kırım’ın içinde ve dışında
yaşayan nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturmuşlardır. Kırım’da en uzun süre kalan ve
en kalıcı izler bırakan Türk kavmi Kıpçaklar’dır. Yaklaşık iki yüzyıl hükümran olan
Kıpçak Türklerinin kültür mirası, Kırım Türkleri arasında bugün hala yaşatılmaktadır.
Kırım Türk kavimlerinin Müslüman olmaya başlamaları da Kıpçaklar dönemine
denk gelmektedir.7 VI. yüzyılda Avar Türkleri Kırım’a yerleşmişlerdir. VIII. yüzyılda
Kırım, Hazar Türklerinin bir vilayeti haline gelmiştir. XI. yüzyılda Türkçe Tevratları
olan ve bugün de varlıklarını hala devam ettiren Karaim Türkleri, Hazar Türklerinden
gelmedir. X. yüzyıldan itibaren Hazarlardan sonra Peçenekler, daha sonra da Kıpçak
Türkleri Kırım’a yerleşmiştir. XII. yüzyılın başlarında, Anadolu Selçuklu Devleti’nden
Kırım’a ticaret yapmak için pek çok Türk tüccarı gitmiştir. İlk Selçuklu-Kırım
münasebeti Emir Hüsameddin Çoban’ın 1221 yılında yaptığı Kırım Seferi ile başlar.8
1239 yılında Altın Ordu Devleti, Kırım’ı hakimiyeti altına almıştır. 1357 ve peşi sıra
gelen yıllarda Timur akınları yüzünden Altın Ordu Devleti bölünmüş ve ortaya Kırım,
Kazan, Sibir, Astrahan, Hanlıkları ile Nogay Mirzalığı çıkmıştır.9
XV. yüzyılın ilk yarısında Kırım “müstakil hanlığını” ilan etmiştir. Kırım
Hanlığının kurucusu Hacı Giray Han’dır. Kırım’daki hanlıklar dönemi 1428’den 1792
tarihine kadar, 364 yıl devam etmiştir. Bu yıllar içerisinde toplamda 75 han
değişmiştir. 10 1441 yılında hanlığın özel paraları bastırılmış, başşehir “Bahçesaray”
olarak kabul edilmiştir.
6
Ayşegül Aydıngül, İsmail Aydıngül, Kırım Tatarlarının Vatana Dönüşü Kimlik ve Kültürel Canlanma, Atatürk
Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, Ankara, 2004 s .13
7
Hamdi Mert, Bir İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Bilig Yayınları, Ankara 2000, s.11
8
Çapraz, a.g.e. s.5
9
a.g.e. s.5
10
Erdoğan Aslıyüce, Ukrayna Toprağında Turan’dan Kırım’a, Yesevi yayınları, İstanbul 2001, s.24
XI
Fatih Sultan Mehmet Han, 1475’te Gedik Ahmet Paşa’yı bir donanma ile
gönderip Kefe’yi ve Kırım sahillerindeki Cenevizliler’e ait bütün limanları fethettirmiş;
Cenevizliler tarafından hapse atılan Mengli Giray kurtarılıp Hanlığa getirilerek Osmanlı
Han’ına tabi olmayı kabul etmiştir.11
1552 tarihinde IV. İvan, Kazan ve Astrahan Hanlığını işgal ederek Rusya’ya
bağlamıştır. Kazan’ın işgaline karşılık Devlet Giray Han, 1553’te Moskova’yı tahrip
etmiştir.
Rusya güçlenince Kırım Adasına göz dikmiştir. Ruslar 1736’da Kırım’a girerek
Bahçesaray’da iki bin evi ve Hansaray’ı yakmıştır. Selim Giray tarafından kurulan
zengin kütüphane de tahrip edilmiş, Akmescit yakılmıştır.12
1769-1774 Türk-Rus Savaşının sonunda imzalanan Küçük Kaynarca Anlaşması
ile Osmanlı hâkimiyeti sona ermiştir. Bu tarihten sonra hanlık üç defa Rus orduları
tarafından işgal edilmiştir. II. Yekaterina 1783’te yayınladığı bir manifestoyla Kırım
Hanlığı’nın ortadan kalktığını ve Rusya İmparatorluğu’na ilhak edildiğini ilan
etmiştir. 13 Rusya’nın işgaline maruz kalan Kırım Türklerinin esaret yılları böylece
başlamıştır.
Rusya’nın Kırım’daki Türklere uyguladığı baskı ve imha politikaları, çeşitli
ahlak dışı ve insanlık dışı metotları kullanarak Kırım Türklerini kendi vatanlarından
atma ve Kırım’da hâkimiyetini sağlama çalışmaları, Kırım Türklerini Osmanlı
İmparatorluğu sınırları içerisindeki başka bölgelere göçe zorlamıştır. Kırım Hanlığı
döneminde milli unsur olan Kırım Türkleri, Çarlık döneminin sonlarına doğru yürütülen
politikalar sonrasında azınlık durumuna düşmüştür.
1783-1883 Kırım’da Rus Hâkimiyetinin ilk yüzyılıdır. 1883 yılını takiben
yalnızca Kırım Tatarlarını değil tüm Rusya Türklerini içine alacak bir “milli uyanış ve
modernleşme” hareketi başlamıştır. 1905 yılına gelindiğinde Kırım Tatarlarının siyasi,
sosyal ve kültürel haklarını kazanmayı amaçlayan milliyetçi teşkilatlar ortaya çıkmıştır.
11
Kemal Özcan, Vatana Dönüş Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi (1944-1991), Tatav, İstanbul
2002, s.1
12
Çapraz, a.g.e., s.6
13
Hakan Kırımlı, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik Ve Milli Hareketler(1905-1916), TTK yayınları, Ankara 1996,
s.5,6.
XII
1917 yılına gelindiğinde ise Kırım Tatarları milli muhtariyetlerini ve hatta istiklallerini
ilan edebilme noktasına gelmişlerdir.14 Ancak bu durum fazla sürmemiştir.
Bolşevik yönetimi kurulduktan sonraki ilk yıllar, istenmeyen etnik unsurların
ortadan kaldırıldığı kanlı bir dönem olmuştur. 1920’lerin ikinci yarısında Stalin’in
Sovyetler Birliği’nde iktidarı ele geçirmesinden sonra durum değişmiştir. 18 Ekim
1921’de Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş; Rus diliyle beraber
Kırım Tatar dili de devletin resmi dili olarak kabul edilmiştir. 15 Fakat 1930’lardaki
Stalin’in devlet teröründen Kırım Tatarları da paylarını almıştır. Stalin döneminin ünlü
baskıcı ve totaliter anlayışı, Kırım Tatarları aydınlarının da kaderlerinde önemli rol
oynamıştır. 16 Milli düşünce yapısına sahip Kırım Tatarları aydınlarının birçoğu ya
sürgün kamplarında hayatlarını kaybetmiş, ya da ceza evlerinde ömürleri sona
ermiştir.17
II. Dünya Savaşı’nda Alman-Sovyet Harbinin başlamasından kısa bir süre sonra
Alman orduları 24 Ekim 1941’de Kırım’a girmeye başladılar ve Alman 11. Ordusu 16
Kasım 1941’e kadar Akyar (Sivastopol) hariç bütün Kırım yarımadasını ele geçirmeyi
başardı. Akyar ise çok şiddetli muharebeler sonucunda 4 Temmuz 1942’de düştü.
Ancak savaşın Almanlar aleyhinde bir seyir takip etmeye başlamasıyla birlikte
kaybettiği yerleri geri almaya başlayan Kızıl Ordu, 11 Nisan 1944’ten başlayarak
Kırım’ı geri aldı.18
10 Nisan 1944’te Kırım’a yeniden hâkim olan Ruslar, Kırım Türklerine karşı
ağır baskılar uyguladı ve hatta birçok Kırım Tatarını katletti ve bu faaliyetlerinin
gerekçesi olarak da Almanlarla işbirliğini gösterdi. 19 Hatta 20 Nisan 1944’te Kırım
Komünist Partisi bölge komitesi, Almanlarla işbirliği yapanların tespiti için,
“Olağanüstü Devlet Komisyonu” kurulmasına karar verdi. İşte bu komisyonun
hazırladığı raporların, Kırım Tatarlarının sürgünü için bir zemin oluşturduğu
14
Kırımlı, Kırım Tatarlarında…, a.g.e, s.1.
Hakan Kırımlı, İsmail Bey Gaspıralı için, Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yayınları, Ankara 2004,
s.74
16
“Altıncı Askerı Tarih Semineri bildirileri: İkinci Dünya Harbi ve Türkiye “ , Genelkurmay. Askeri Tarih ve
Stratejik Etüt Başkanlığı yayınları, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1998, s.313
17
Emine Gürsoy-Naskali, Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs Yayınları, 2007, s.225
18
http://www.kırımtatarlari.org, (30.09.2009)
19
Ebru Manga, “Hatıralar” , Emel Dergisi , Sayı:205 Mayıs - Haziran 1995, s.31
15
XIII
düşünülmektedir.20 Rus hükümeti, Kırım’ın Alman işgalinden kurtarılmasından sonra,
bölgenin “Slav olmayanlardan temizlenmesi” faaliyetlerine başladı ve ilk olarak Kırım
Tatarlarının sürgünü gerçekleşti. 21
18 Mayıs 1944’te saat 03.00 civarında başlayan Kırım Tatarlarının sürgünü,
“potansiyel tehlikeli” olarak nitelendirilen kişilerin tutuklanmasıyla başlamıştır.
Bunların çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşlılar oluşturuyordu. Sürgüne gönderilenler
arasında Kızıl Ordu mensubu Kırım Tatar askerleri de bulunuyordu.
Sürgüne
gönderilen Kırım Tatarları, nakliye araçları ile istasyona taşınarak buradan hayvan ve
yük taşıyan vagonlara bindirildi. Bu yolculuk sırasında, birçok insan hastalanmış ve
hayatlarını kaybetmiştir.22
“Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu(Cemiloğlu) Hayatı ve Fikirleri” adlı bu
çalışmamızda Kırımoğlu’nun Kırım Tatrlarının yurtlarına dönmesi ve haklarının
kendilerine iadesi konusundaki ulusal ve uluslararası çapta yürüttüğü faaliyetler ve bu
süreçte gelinen nokta konu edilmiştir. Bu bağlamda Kırımoğlu’nun Kırım Tatarlarının
Vatanlarına dönüşleri hususunda öncesinde Sovyet Rusya hükümeti nezdidnde,
ardından Ukrayna Hükümeti nezdinde yürüttüğü çalışmalar dile getirilmiştir. Dönüş
izninin yasal olarak alınmasından sonra ise büyük çoğunluğu Eski SSCB coğrafyasına
dağılmış olan Kırım Tatrlarının ve diğer kırım diasporasının Ukrayna Cumhuriyetine
dair Kırım Özerk Cumhuriyetine yerleşmeleri için yürüttüğü faaliyetler anlatılmıştır.
Yine vatanlarına dönen Kırım Tatarlarının burada karşı karşıya geldikleri bir kısım idari,
ekonomik ve kültürel sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar aktarılmıştır.
Çalışmada, bunların yanı sıra Kırımoğlu’nun bahsi geçen mücadelesinin, belirlenen bir
kısım olaylar üzerinden Kırım, Türkiye ve az da olsa uluslararası basına yansımaları
konu edinmiştir.
20
O.Özkırım, “II. Dünya Savaşında Kırım Türkleriile Almanlar Arasındaki Münasebetler”, Emel Dergisi, S. 25,
1964, s.5-20
21
Necip Hablemitoǧlu, Kırım'da Türk soykırımı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2003 s. 72
22
Özcan, Vatana Dönüş Kırım…, a.g.e., s.1
XIV
BİRİNCİ BÖLÜM
I. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN HAYATI
I.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Doğduğu Yıllarda Genel Durum
1942 senesinde Kırım Milli güçlerinin komutanları olan Rus asıllı A. N.
Mukrusov ve A.V. Martınov devlet yetkililerine düzmece bir rapor sunarak, dağlarda
yaşayan Kırım Tatarlarının faşist Almanya’ya yardım ettiğini iddia ettiler. 23 Bu raporu
bahane eden Sovyetler Birliği İçişleri ve İstihbarat Kurumu “Halk Komiserliği ve DTK”
tarafından 1944’ te Kırım Tatarlarının yurtlarından Özbekistan’a sürgün edilmesi için
operasyon başlatıldı. 2 Nisan ve 11 Mayıs 1944’te Stalin imzasıyla yayınlanmış olan
kararlardan, Kırım’dan Özbekistan’a sürgün operasyonunun tamamlanması için
yaklaşık 20.000 askerin görevlendirildiği anlaşılmaktadır24.
İkinci Dünya Savaşı Kırım Türklerinin tarihinde silinmez izler bıraktı. Dünyaya
hâkim olmak niyeti güden Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliğinin jeostratejik
çatışmasının gerçekleştiği coğrafya olan Kırım ve burada yaşayan Kırım Türkleri her iki
cepheden baskı, zulüm ve kıyımla karşılaştı. Aslında İkinci Dünya Savaşı öncesinde
hem Almanların hem Rusların Kırım’a dair planları mevcuttu. Sovyet kaynaklarında
daha savaş başlamadan, Stalin rejiminin Kırım Türklerini Orta Asya’nın bozkırlarına
sürmeyi ve bu stratejik bölgeye Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Rus nüfusunu getirip
yerleştirmeyi tasarladıkları bilinmektedir.25
İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin de Almanya’nın safında ve Sovyetlere
karşı savaşma ihtimali üzerine, Stalin yönetimi Kırım Türklerinin muhtemel özgürlük
hareketlerini bastırmak ve bu tehlikeyi bertaraf etmek istemiştir. En iyi çözüm olarak da
bu tarihî Türk topraklarını, Türklerden arındırmak ve buralara sadık tebaa olarak Rusları
yerleştirmek fikri kabul görmüştür. Aynı zamanda Almanlar da bu zengin ve verimli
toprakları stratejik önemine binaen kendi kolonisi yapmak arzusundaydı ve bunun için
Güney Tirol Almanlarını bu bölgeye yerleştirmek ve Kırım’ı Alman subayları için bir
tatil beldesi haline getirmek niyetleri vardı.26 Ancak hızla gelişen olaylar, Almanların
cephede ilerleyişi, Stalin’in göç planlarını geçici olarak rafa kaldırdı.
23
Elvedina Çubarova, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol (Akmescit) 2009, s.231
Çubarova, a.g.e., s.159.
25
Hablemitoğlu, (Kırım'da Türk soykırımı) a.g.e. s.99
26
A Nekriç, Ne Kazanye nıe Narodı nevyork, Kronika 1978, s. 24-25
24
1
Ekim 1941’de Almanlar Kırım’ın kuzeyindeki Orkapı’dan girerek Ak Mescid’i
ele geçirdiler. Stalin’in ve totaliter komünizmin ağır baskısı altında milli ve dini
değerlerini giderek kaybetmek üzere olan Kırım Türklerinin Alman ordularını sevinçle
karşıladıklarına dair bazı kaynaklarda bilgiler yer almaktadır. Aslında Kırım Türklerinin
Almanların Kırım’a girmesini milli özgürlüklerini elde etmek için bir fırsat olarak
gördükleri anlaşılamaktadır. Sovyet orduları Kırım’dan geri çekilirken büyük bir
katliama girişmiş, yaralı askerlerin yattığı hastaneleri bile ateşe vermiş, yakıp
yıkmışlardı. 27 Kırım muhaceret mücadelesine, Kırım’daki halkla beraber, Kırım dışında
yaşayan Kırım Türklerinin de destek verdiğini ve bu süreçte Kırım’ın bağımsızlığı için
Almanlarla temasa geçtiğini görmekteyiz. Bu gayeyle Alman orduları nezdinde
“gönüllü nefs-i müdafaa taburları” diye adlandırılan ve Kırım Türklerinden müteşekkil
askeri birlikler oluşturulmuştu. Gönüllü olarak bu mücadelenin içinde yer alan Kırım
Türklerinin başlıca amacı Alman hakimiyeti altında yaşamak değil, Rus esaretinden
kurtulmak, tarihte var olan Kırım Türk devletini yeniden kurmaktı.28
Rus araştırmacıların makalelerinde bu “nefs-i müdafaa taburlarında” 20.000 kişi
civarında gönüllünün yer aldığı belirtilmektedir. Alman askeri belgelerinde ise bu
rakam yaklaşık 10.000’dir.29 Aslında Alman idaresinin de Kırım Türklerine tam itimat
göstermediği anlaşılmaktadır. Almanların kendileriyle işbirliği içerisinde olan Kırım
Türklerine bir takım kültürel imtiyazlar sağladığı bilinmektedir. Kasım 1941’de Ak
Mescid’de oluşturulan Kırım Türkleri Komitesi’nde sadece dini ve kültürel meselelerde
olaylara müdahil olmak yetkisi verilmişti. Almanlar Azat Kırım gazetesinin de yeniden
yayınlanmasına izin vermişlerdi. Yalnız Sovyet kaynakları da Almanlarla iş birliği
yapanların aksine Kırım Türklerinin çoğunluğunun “vatanlarına sadık kaldıklarını”
yazmaktadır ki savaş sırasında 30 Alman uçağını düşüren Kırım Türkü Ahmet Han
Sultan bu duruma örnek olarak gösterilmektedir. Ona “Sovyetler Birliği Kahramanı” adı
verilmiştir.30
1943 senesinde Stalingrat’da yaşanan Alman yenilgisi İkinci Dünya Savaşı’nın
kaderini de değiştirdi. Artık bütün cephelerde Sovyet orduları ilerlemekteydi. Kızıl
Ordu, 10 Nisan 1944’te Kırım’a hâkim oldu. Ruslar zafer sarhoşuydu. Bazı Kırım
27
Edige Kırımal, “Sovyet ve Rusya Hakimiyeti Altında Kırım”, Dergi 49, (1967), s.65
Kemal Özcan, Kırım Dramı Kırım Türklerinin Varoluş Mücadelesi, Babıali Yayınları, İstanbul 2010, s.1
29
Litfin, Gıa Kırımskogo Tatarsjie Farmiravanye , “Dokumenti Tredyevo Reyha Svidisytyot”, Vayenno İstariçeski
Jurnal; 3, s. 92-93
30
“a.g.m.” s.1
28
2
Türklerinin Almanların safında savaşması da Rusların Türklere karşı olan nefretinin
ortaya çıkmasına katkıda bulundu. Sovyet yönetimi Kırım’a tamamen hâkim olduktan
yani 1944 Nisan ayından itibaren Kırım Komünist Partisi başkanlığında Almanlarla
işbirliği yapanların tespit edilmesi maksadıyla “Olağanüstü Devlet Komisyonu”
kurulmasına karar verilmişti. Artık Stalin’in 1941’de uygulamak istediği sürgün ve
kıyım için ortam hazırdı. 31
13 Nisan 1944’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) İçişleri
Komiseri L. Beriya ve Devlet Güvenlik Komiseri V. Merkulof Birge bir belge yayınladı.
Bu belge aslında Kırım Türklerinin topluca bölgeden sürgün edilmesi için bir hazırlık
niteliğindeydi. Bu tarihlerde Rus verilerine göre Kırım’da yaklaşık 218.000 Kırım
Türkü yaşamaktaydı. Berya’nın 10 Mayıs 1944 tarihinde Stalin’e göndermiş olduğu
telgrafta Kırım’daki son durum tasvir edilmiş; düşmanla işbirliği “bahanesi” ile 5381
kişinin tutuklandığı belirtilmişti. Bu telgrafta Kızıl Ordu’dan ayrılarak Alman saflarına
katılan Kırım Türkleri hakkında da bilgi verilmişti.32 Berya’m ve diğer Sovyet üst düzey
yetkililerinden oluşturulan özel komitenin ardı ardına sunmuş olduğu raporlara
bakıldığında Kırım Türklerinin bölgeden çıkarılarak sürgün edilmesine karar verildiği
ortaya çıkmaktadır.
Serov Kobulov’un 20 Mayıs 1944’te gönderdiği rapor da bu doğrultudadır.
Raporda Kırım’da yaşayan 330 kişilik İtalyan, Macar, Avusturya ve Alman ahalinin de
sürgüne gönderilmesi ihtimalinden bahsedilmesi Sovyet devletinin bu operasyonlardaki
gerçek amacının Kırım’ı tamamen Ruslaştırmak olduğu görüşünü ortaya çıkarmaktadır.
Beryan’ın Mayıs 1944’te Stalin’e sunmuş olduğu raporda Kırım Türklerinden “hain”
olarak bahsedilmekte; onların Sovyetler Birliği’nin sınır bölgelerinde yaşamalarının
tehlikeli olacağı belirtilmekte ve Kırım Türklerinin Kırım’dan tamamen çıkarılması
teklif edilmektedir. Bu raporda aynı zamanda sürgün yeri olarak da Özbekistan
SSCB’ye ait topraklar belirlenmiştir. Berya bu hususta Özbekistan yönetimiyle mutabık
kalındığını da ifade etmektedir. 33
Berya’nın bu telgraf ve taleplerine bir gün sonra Stalin’den cevap geldi. 58-59
numaralı “çok gizli kararname” ile bütün Kırım Türklerinin Kırım’dan sürülmesi
31
Bekir Günay, Avrupa'dan Asya'ya: Sorunlu Türk Bölgeleri, IQ Kültürsanat Yayıncılık, İstanbul 2005, s.345
Özcan, Kırım Dramı..,, a.g.e., s.66
33
a.g.e . 2010, s.67.
32
3
kararlaştırıldı.
34
Artık Kırım Türklerinin sürgününe bu kararnameyle başlamak
mümkündü. Operasyon 18 Mayıs 1944’te başladı. Sabaha karşı silahlı birlikler Kırım
Türklerinin evlerine sokularak onları yataklarından kaldırıp dışarıya çıkarıyorlardı.
Elleri havada dışarıya dizilen halk, resmen esir muamelesi görüyor, onlara 15 dakika
içerinde “Neyiniz varsa toparlanın, yola çıkacaksınız.” diye emir veriliyordu. Aslında
bu operasyonlara katılan Sovyet askerlerinin ne olup bittiğinden haberleri yoktu. Daha
sonraları bu askerlerden bazılarının yayınlamış olduğu hatıralardan bu anlaşılmaktadır.
Onlara Kırım ormanlarında gizlenen Tatar gönüllüleri ve geri çekilen Almanların geride
bıraktıkları askeri birliklerle savaşmak için Kırım’a gittikleri bildirilmiştir.35
Sürgün operasyonu Kırım tarihinin en facia dolu dönemidir. Bu sürgün bir nevi
büyük bir halkın yok edilişidir. Devlet Güvenlik Komitesi’nin kararnamesinde
belirtildiği gibi, bazı bölgelerde Kırım Tatarlarının özel eşyalarını, elbiselerini, günlük
ihtiyaçlarını bile yanlarına almalarına izin verilmemiştir.
Bazılarındana 15 dakika,
bazılarındana da 5 dakika içinde toparlanıp evlerini terk etmeleri istenmiştir. Anlaşılan
uygulamalar ayrı ayrı subayların inisiyatifine ve değer yargılarına bırakılmıştır.
Evlerinden çıkarılan halk yığınları meydanlarda, sokaklarda toplanılarak
nakliyat
araçlarına
götürülmekteydi.
evlerini
terk
bindirilmekte,
oralardan
da
demiryolu
istasyonlarına
Bazen onların içinden bu sürgüne karşı direnenler çıkmışsa da
etmek
istemeyen
Kırım
Tatarları
hemen
orada
kurşuna
dizilmiştir.36Sürgünle ilgili raporlar da bu sürgün operasyonunun başındaki isimler olan
Serov ve Kobulof tarafından günbegün telgrafla Berya’ya bildirilmişti. 19 Mayıs’ta
gönderilen iki telgrafta saat 12.00 itibariyle 140.000 kişinin istasyonlara götürüldüğü
belirtilmekteydi. Saat 16.00 sıralarında gönderilen ikinci telgrafta ise 165.515 kişinin
istasyonlara nakledildiği rapor edilmişti.37
Kırım’ın Türklerden arındırılması operasyonu 4 Temmuz 1944’te sona ermiştir.
Berya’nın Stalin’e sunmuş olduğu raporda bu tarih itibarıyla Türk topraklarından
225.000 kişinin sürgün edildiği belirtilmiştir.
34
Gko’nun Kırım Türkleri hakkındaki kararnamesi hakkında bknz. Gubovna çernovya, a.g.e., cilt 2 s.46
A.l. Vesnin , “kak provishodilo vosilenya vı Tatar, Bolgar, Grekof, Armanis Kırıma vı 1944 Goda”, Kırımskaya
assr, Simferapol, Tavriya yay., 1990, s.239-240.
36
Özcan, Kırım Dramı..,, a.g.e., 2010, s.72
37
a.g.e. s.74
35
4
Kırım’ın Türklerden arındırılması operasyonuna katılan askerlerden birisi olan V.
Vesnin olayları şöyle anlatılmaktadır:
“9 Mayıs 1944’te bizim bölüğümüz hiçbir yerde
duraklamadan Kırım’a ulaştı. Gece bizi uyandırdılar ve
birkaç saat boyunca, sonu görülmeyen bir çölde yürümeye
başladık. Gece saat 03.30’da Oysul isimli Tatar köyüne
yaklaştığımızda, bizlere bu operasyonun asıl amacının,
Kırım Tatarlarını yurtlarından sürgün etmek olduğunu
anlattılar. Ağır silahlı askerler, onbaşılar ve yüzbaşılar
etrafa mevzilenip bütün köyü muhasaraya aldılar.
Operasyon saat 04.00’te başladı. Biz evlere girerek;
“Sovyet hakimiyeti adına bildiriyoruz: vatana hıyanet
ettiğiniz için sizleri Sovyetler Birliğinin başka bölgelerine
sürgün ediyoruz” diye ilan ediyorduk. Bütün halkı
toplayarak demiryolu istasyonlarına götürüyorduk.
Başına gelen bu amansız felaketten şaşa kalmış bir yaşlı
nine çöle doğru kaçınca ardınca duyulan kurşun sesleri ve
onun yere düşüşü gözlerimin önündedir.” 38
Bu aslında uluslararası hukuk normlarını hiçe sayarak bir halkın soykırıma
maruz bırakılmasıydı. Hıyanetle suçlanarak kendi yurtlarından sürülen Kırım
Tatarlarına ait tarihi ve kültürel izler de bu topraklardan silinmeye çalışıldı, camiler
kapatıldı. Osmanlı idaresi altında olduğu dönemler ve Kırım Hanlığı’nın bağımsızlık
dönemlerinde inşa edilmiş birçok kültürel yapılar da bu politikalardan nasibini aldı.
Kırım Tatarları çok zor şartlar altında bütün her şeylerini geride bırakarak Özbekistan’a
geldiklerinde onları çok ağır şartlarda bir yaşam bekliyordu. Ancak vatanlarından
mahrum bırakılan Kırım Tatarları Özbekistan’da da rahat bırakılmadılar.
yerleştikleri yerlerde çeşitli suçlamalar ve işkencelere maruz kaldılar.
Burada
39
Bir tarafta vatansızlık, diğer tarafta ağır şartlar altında yaşam, bu insanları
yıldırmaya yetmedi. Sovyetlerin baskıcı rejiminin devam ettiği dönemlerde Kırım
Tatarları vatana dönüş uğrunda bir mücadele başlattılar. Bu milli mücadele hareketine
katılanlar çeşitli dönemlerde mahkemelerde yargılandılar, hapishanelere atıldılar ve ağır
38
Elvedina, a.g.e.161 s.
Ediğe Kırımal, “Kırımda topyekün tehcir ve katliâm”, Dergi, Institut zur Erforschung der UdSSR., Sovyetler
Birligini Ogrenme Enstitusu, S.5, 1956, s.29
39
5
işkenceler gördüler. Bütün bunlara rağmen Kırım Tatarlarını yıldırmak mümkün
olmadı.40
Sürgünün ilk yıllarında açlık ve çeşitli hastalıklardan dolayı, sürgüne gönderilen
Kırım Tatarlarının yarısına yakını hayatını kaybetti. Bu arada Rus yönetimi, eski Türk
yurdu olan Kırım’a; Rusya ve Ukrayna’dan Slav kökenli insanları yerleştirmeye
başladılar. Kırım Tatarlarının evleri, mobilyaları, elbiseleri hatta çocuk oyuncakları bile
yeni yerleştirilen Ruslar’a verildi. Tatarların evlerinde bulunan Türkçe birçok kitap ve
kültürel yapıt ise yakıldı.41
Rus hükümetinin özel kararıyla, Kırım’daki neredeyse bütün köylerin ve
kasabaların Türkçe olan isimleri değiştirildi. Hatta Müslüman mezarlıkları da yok
edildi. 42 Bunun ardından ise Kırım Tartlarını aşağılayan ve Kırım’ın bir Slav yurdu
olduğunu iddia eden eserler yayınlanmaya başladı. 43
1944 senesinin o ızdıraplar, sıkıntılarla dolu büyük sürgünü ileride mücahidini
de yetiştirecekti. Ailesi Özbekistan’ın Andican bölgesinin Ayn köyüne yerleştiği zaman
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu daha 6 aylıktı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Milli
Mücadele hareketine okuduğu Taşkent Ziraat Mekanizasyon ve Sulama Enstitüsü
dönemlerinde başladı. Milli fikirlerinden dolayı 3 yıl süreyle okuduğu enstitüden
atılmıştı. Taşkent’teki bu bilinçlenme döneminde yazdığı “Kırım’da 12. - 18.
yüzyıllarda Türk Medeniyeti” makalesi o dönemin şartları içinde Sovyet ideoloji
doktrininin dışına çıkmaktı. Bundan dolayıdır ki makale Kırım Tatarları arasında büyük
etki uyandırdı. 44
Enstitüden atılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Taşkent Milli Kütüphanesi’nde
araştırmalar yapıyor, burada tanıştığı Kırımlı gençlerle Kırım’ın tarihi, geleceği, Türk
kültürüyle ilgili fikir alışverişinde bulunuyordu. Gençler ondan bir konferans
düzenlemesini
istediler.
Yapılan
bir
konferansta
Kırım
Tatar
Gençler
Organizasyonu’nun artık temeli atılmıştı.45 Bu Gençler Birliği’nin ikinci toplantısından
40
Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı vakfı, 327-332.sayı., 2001, s.47
Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, Materialı Cledctviya İ Zapis Sudebnova Prosessia 1983-1984 gg: Taşkent,
Kırım Fonu, Simperafol 2001, 118 s.
42
Bknz. EK: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla 2010’da yapılan Röportaj.
43
Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, a.g.e. 118 s.
44
Kemal Özcan, Vatana dönüş: Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi, 1944-1991, Tarih ve Tabiat
Vakfı 11. sayı/TATAV yayınları, 2002, s.163
45
Cemal Anadol, Hazar yükselirken: 21. yüzyıla girerken Türk dünyası, Orkun Yayınevi, İstanbul 1992, s.153
41
6
sonra Sovyet KGB’si harekete geçerek, tutuklamalara başladı. Çeşitli işkenceler ve
sorgulamalar altında masum gençlere hangi yabancı devletten destek aldıklarını,
gerçekte olmayan silahları nereye gömdüklerini soruyorlar, onları zorla suçlu
göstermeye çalışıyorlardı. 46
Kırım Tatar halkının sürgününün 65. yıldönümünde Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun “18 Mayıs 1944 Trajedisi” olarak adlandırdığı dönemi anlatışı şu
şekildedir:
“18 Mayıs 1944 trajedisini yaşayan ve
bütün bu olaylara tanık olan insanların sayısı çok az
kaldı. Bunların çoğu gurbette gömüldü. O zaman
bebek olan ve özel yerleşim bölgelerindeki zor
koşullarda mucize sonucu hayatta kalanlar benim
gibi 65 yaşında yaşlı insanlar oldu. Ancak daha
uzun zaman 18 Mayıs bizim için unutulmaz tarih
olarak kalacaktır. Çünkü bu tarih Kremlin rejiminin
halkımıza çıkardığı ölüm cezasının uygulanmaya
başladığı tarihtir. Her yıl 18 Mayıs’ta toplanıp
sürgün yerlerinde yoksulluk ve kanunsuzlukla yaşam
mücadelesi ile birlikte anavatanına dönme
mücadelesini veren ve vatan hasretini çekip gurbette
ölenlere dua etmek bizim hem manevi hem dini
borcumuzdur. Geleceğimizin kendi ellerimizde
olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Çocuklarımızın
geleceği
için,
halkımızın
anavatanında bütün haklarının iade edilmesi için,
vatanımızda olası kan dökülmesinin önlenmesi için,
halkımıza karşı işlenen suçun sonuçlarının en kısa
zamanda
oradan
kaldırılması
için
bizim
hareketlerimizin son derece dengeli, organize ve
aktif olması lazım.47”
Kırım Tatar Milli Hareketi mensuplarının ev ev dolaşarak millî hareketin
amaçlarını anlattığına ve Sovyet yetkililerine hitaben halk adına yazılan dilekçelere
imza topladıklarına tanık olmaktayız. 48 1966 ve 1967 yıllarında neredeyse yılın her
günü
Moskova’da
Kırım
Tatar
Teşebbüsü
gruplarının
delegeleri
46
Necip Hablemitoğlu, a.g.e., s.117
Osman Bayramaliyev “Mustafa A. Kirimoğlu’nun Matem Mitingi Konuşmasi”, QHA, 19/05/2009
(http://qha.com.ua/mustafa-a-kirimoglu-nun-matem-mitingi-konusmasi-47176tr.html, (02.12.2012))
48
Hablemitoğlu, a.g.e., s.116
47
7
bulunmaktadır. 49 Getirilen müracaat ve dilekçelerin altında on binlerce imza vardı.
Öyle ki 1966’daki Sovyetler Birliği Komünist Partisi XXIII. Kongresi’ne hitaben
yazılan müracaatnamenin altındaki 120.000 imza sayısı bir rekordur.50
Böyle kitlesel bir katılıma Sovyetler Birliği’nde rastlanmamıştı. O dönemler
Ancak “Hak aramak” kavramının yasak olduğu günlerdi. Bu dönemde SSCB
mahkemelerinde yüzlerce Kırım Tatarı yargılandı,
Gulag çalışma kamplarına
gönderildi, hapse atıldı, işkence gördü ve öldürüldü.51
I.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Ailesi
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, 13 Kasım 1943’te Kırım’ın Boskoyt (Bozköy)
köyünde doğdu. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yakınlarından Zafer Karatay’ın
anlattığına göre:
“Babası Abdülcemil ve annesi Mahfure, Stalin
döneminde Sudak'ın Ayserez köyünden "Kulak", yani
zengin aile çocukları oldukları gerekçesiyle Urallar'a
sürülmüs; II.Dünya Savaşı esnasında gizlice Kırım'a
dönen aile Kırım'ın çöl bölgesindeki Bozköy'e
yerleşmişti. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu henüz altı
aylıkken ağabeyleri Hanefi ve Hasan, Ablaları
Şevkiye ve Vasfiye ile birlikte 18 Mayıs 1944’te, bütün
Kırım Tatarları gibi Kırım’dan sürgün edilmişti.” 52
Sürgün sırasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun babası, SSCB Ordusu’nda
vatan olarak gördüğü toprakların Alman orduları tarafından işgal edilmemesi için
savaşıyordu. Bu mücadelesi sürerken 18 Mayıs 1944‘te Kırımoğlu ailesinin evine üç
Rus askeri geldi ve bütün her şeylerini toplayarak buradan ayrılmalarını emretti.53
Aile başlarında anneleriyle sürgün edilirken babası Abdülcemil diğer Kırım
Tatar erkekleriyle muhtemel bir direnişe karşı tutuklanarak tecrid edilmişti. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu ve ailesinin içinde bulunduğu tren de dahil olmak üzere tecridin
49
Hablemitoğlu, a.g.e., s.119
Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e., s.163
51
Altınoluk, “Cinayet Yüzyılı” Altınoluk Dergisi, 1999 - Mayis, S.159, s.19
52
Mezahir Avşar ,Türk kültür ve sanatından kesitler, 1. Cilt, Kömen 2007 s.414
53
Andrey Grigorenko, A Kak Da Mı Verniyomsya, Fond Kırım, Newyork 1977, s.7
50
8
hangi şartlarda gerçekleştiği pek çok kişinin hatıralarında geçmektedir. Erzak ve su
yetersizliği yüzünden pek çok insanın hayatını kaybettiği, hayatlarını kaybeden
insanların cesetlerini defnetmeye bile izin vermeyen güvenlik güçlerinin cesetlerin bir
vagondan diğerine taşınarak Kırım’dan uzaklaştıktan sonra yollara atılmasına izin
verdikleri anlatılmaktadır. 54 Andre Grigoryan’ın anlattıklarından, vagondaki insanların
tuvalet ihtiyaçlarını bile yaşadıkları vagonda giderdiklerini görüyoruz. Bütün bu şartlar
altında annesi Mahfure’nin küçük yaştaki Mustafa’yı ve diğer kardeşlerini uzak
Türkistan çöllerine kadar sapasağlam hangi şartlarda ulaştırdığını düşünürsek, Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun yaşam mücadelesinin daha küçük yaşta başladığını
söylemek de yanlış olmaz.
Kırım Türklerinin sürgününü ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatını
edebi bir dille anlatan Akkan Suver’in “Cemiloğlu” isimli eserinde sürgün yıllarının
başlangıcı şu şekilde anlatılmaktadır:
“Hareketli
ve
insafsız
davranışların
şekillendiği 19 km.’lik yolu Bozköy kafilesi 6,5 saatte
almıştı.
İstasyona
vardıklarında
çocukların
çığlıklarıyla birlikte birer ikişer hayvan vagonlarına
tıkıldılar. Sürgün treni dedikleri gerçekte hayvan
vagonlarından ibaret bir marşandiz katarıydı. 195
kişiyle vardı katar Kreç liman şehrine! Yolda ölen
yirmi kişiyi tren deniz kenarından geçerken, denize
atmışlardı. Sağ kalan 195 kişi ise onar kişilik gruplar
halinde yeniden bölündüler. Sonra hepsi ayrı bir
vasıtaya bindirilerek yeni bir meçhule doğru yola
çıkarıldılar. Cemil Cemiloğlu yaralı bacağını
sürükleye sürükleye ve kucağında 6 aylık yavrusunu
taşımaya çabalaya çabalaya üstü açık Moskoviç
marka bir kamyona bindirilmişti. Moskoviç marka
üstü açık kamyonda yirmi kişiydiler Cemiloğlu ailesi
bu kamyonda tanıdık bir aileye rast gelmedi. (…)
Moskoviç kamyon 300 nüfuslu küçük bir köye geldi!
Töreleri başka, dinleri başka, düşünceleri başka
insanlardan oluşuyordu bu köy…” 55
54
55
Grigoryengo, a.g.e. s 7 .
Akkan Suver, Cemiloğlu , Su Yayınları, İstanbul 1979, s.11-12
9
Aile, Özbekistan'ın Andican bölgesine sürgün edildi. Küçük kardeşi Dilara
sürgünde doğdu. Cemiloğlu, bu kıraç topraklarda, Türklüğün asırları dolduran mânevî
rahmetiyle yetişecekti. Maddî şartlar alabildiğine elverişsizdi. Bu elverişsizliğe,
Sovyetlerin Slav soyuna bağlı sadık idare anlayışlarını, zulmetme içgüdülerini de
eklediğimiz takdirde Cemiloğlu’nun ve sürgün edilmiş soydaşlarının, fiziki bakımdan
yaşama imkanı bulmalarına bile şaşmamız gerekir.56 Cemiloğlu ailesi de diğer Kırımlı
Türk kardeşleri gibi Ruslar tarafından “vatan hâini” olarak damgalanmışlardı. “Oysa
bu sözün Kırım Türkleri için bir mânâsı olamazdı. Onların vatanları Kırım ve Türklerin
egemen oldukları her yerdi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu işte bu şartlar altında
yetişiyor, Komünistlerin bütün insanlıkla birlikte Türklüğe karşı kullandıkları aldatıcı
bilgilerle yetişmeye zorlanıyordu.” 57 Çocukluğu burada bir köyde geçen Kırımoğlu
ailesi ile birlikte 1955 yılında Taşkent yakınlarında bir kasabaya yerleşti.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 12 yaşına kadar yaşadığı köyle ilgili çocukluk
hatıralarını şöyle anlatır: “1955 yılına kadar Aim Köyü’nde yaşadık. Köyde
yaşayanların büyük çoğunluğu Özbeklerdi. Özbeklerle aramız epeyce iyi idi. Dilimiz
çok yakın, dinimiz aynı idi. Fakat Sovyet idarecileri Özbek kardeşleri, bize karşı sürekli
kışkırtırlardı. Çocukluğumda ben bu köyde çobanlık yapardım. Kendi ineğimizden ayrı,
zengin Özbek köydeşlerimizin 3-5 baş ineğini de güderdim. Hizmetimin karşılığı olarak
bana ayda 50-60 Ruble verirlerdi. Kıyaş olarak, bir Özbek okulunda bekçilik yapan
babam 200, aynı okulda temizlikçi olarak çalışan annem 200 Ruble alırlardı. ” 58
1955 yılında Taşkent’e yakın Angren kasabasına yerleştikleri dönemi ise şu
şekilde aktarır: “Geldiğimiz bu kasabada yaşayanların çoğunluğu Ruslardı. Genel
Sovyet propagandasının tesiri altında bize “Satkınlar”, “Faşistler” diye saldırırlardı.
Bu sebeple Ruslarla aramızda sık sık kavga dövüşler olurdu. Ben de –daha çocuk yaşta
olsam
da
o
dövüşmelere
memnuniyetle
katılırdım.”
59
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun hayatı boyunca sürdüreceği mücadelesinin ilk oluşma yılları bunlardır.
1956 senesinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Komünist Partisi’nin
yapmış olduğu kurultayda, Stalin’in şahsiyeti ve politikası yeniden gözden geçirilerek
56
Hasan Celâl Güzel, Ali Birinci, Genel Türk Tarihi, C. 10, Yeni Türkiye, 2002, s. 185
Aleksandr Soljenitsyne , Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur Yayınevi,
İstanbul 1977, s.236
58
Mert, a.g.e. s. 28-29
59
a.g.e, s. 29
57
10
dönemi sorgulanmaya başlandı. Halkların kanun dışı yollarla sürgün edilmesi, Lenin’in
politikasının sekteye uğratılması olarak değerlendirildi ve eleştirildi.
60
SSCB’de
Hruşçev dönemi başladı. Hruşçev başkanlığındaki yeni yönetim; baskı, katliam ve
sürgüne uğratılmış bütün milletlerin haklarının iade olunacağını vaad etti. 1956 Nisan
ayında SSCB yönetiminin almış olduğu bir kararla Kırım Tatarları üzerindeki baskı
ortadan kalktı. Bununla birlikte kararda; onların mal ve mülklerinin, evlerinin,
topraklarının iadesinin mümkün olamayacağı ibaresi yer alıyordu. 61 1956 senesinden
itibaren Kırım Tatarları SSCB yönetimine mektuplar ve müracaatlar yollayarak vatana
dönüş haklarının iade edilmesini istediler. SSCB yönetimi bütün bu mektup ve
müracaatlara ya sessiz kaldı, ya da bu mektuplarda imzası olanları çeşitli bahanelerle
yıldırarak, baskı altında tutarak bu işlerden vazgeçirmeye çalıştı. Kırım Tatarları
defalarca SSCB yöneticilerinden onların bir heyetini kabul etmesini ve şikâyetlerini
dinlemesini rica etse de, Komünist yönetim bu halkın dertlerini dinlemeye zaman
bulamıyordu. Moskova’ya bu iş için giden gruplar ise çeşitli takip ve suçlamalara tabi
tutularak hapse atılıyor, Kırım Tatarlarının barışçıl toplantı ve gösterileri asker ve polis
baskısıyla dağıtılıyordu. SSCB KGB’si ve polisinin baskı ve işkencelerine rağmen
Kırım Tatarları kendi haklarını talep etmekten geri durmuyor, vatana dönüş uğrundaki
milli mücadele devam ediyordu. 62 Çok ilginçtir, 1956 senesinden itibaren Kırım
Tatarlarının güya haklarını iade etmek maksadıyla yayınlanmış olan birçok
kararnamelerde Kırım Tatarlarından, “Önceleri Kırım’da yaşamış Tatarlar” olarak
bahsedilmektedir. Bütün bu baskılara göz yumarak gruplar halinde Kırım’a dönen
Tatar ailelerine karşı Kırım’da da engelleyici tedbirler devam etmekteydi. Ya onların
çocukları Kırım’daki okullara alınmıyordu ya da hayatlarını devam ettirmek için gerekli
olan belgeler verilmiyor, kayıt dışı yaşadıkları için onlara cezalar kesiliyordu. 63
Kırım’ın genelinde durum böyleyken Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 1959
yılında Rus dilinde orta öğretimini tamamladı.64 Orta eğitiminin ardından üniversiteye
gidemeyişini Kırımoğlu şöyle anlatır: “Taşkent Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı
60
Allan Fisher, Crimean Tatars (Kırım Tatarları), Stanford 1978, s. 161.
Emine Gürsoy, Naskali, Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs, İstanbul 2007, s.208-209
62
Aydıngün, a.g.e., s.23-24
63
Şestoy Protese Mustafa Cemilova, a.g.e. s.120
64
http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141, (12.09.2012)
61
11
Fakültesine girmek istedim ama orada bana açıkça bu fakülteye Kırım Tatarları, yani
Sovyetler’e sadık olmayan milletin mensuplarını almıyoruz dediler.”65
Kırımoğlu, kendisini idrâk ettiği andan
itibaren bütün Türkler, fakat ânın şartları bakımından
en fazla zulüm altında inleyen, insanlık hakları
gaspedilmiş durumda bulunan kendisi gibi Kırım
Türkleri için, onların haklarının geri verilmesi,
yurtlarına dönmeleri için mücadele verecekti. 66
I.3. Eğitim hayatı
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na ortaokulda okuduğu yıllarda, Kırım Tatarları
içerisinde çok sayıda “hain” bulunduğu, onların Kırım’a sonradan gelerek ve yerli halkı
oradan kovarak yerleştikleri anlatılmaktaydı. Kırımoğlu, gençlik yıllarına ait bir
hatırasında Taşkent Kütüphanesi’nde Kırım tarihiyle ilgili kitapları araştırdığı sıralarda
tanıştığı Tatar gençlerinden söz etmektedir. Kırımoğlu’nun bu gençler önünde Kırım
tarihinin gerçeklikleriyle ilgili yaptığı konuşmalar mücadele yıllarının ilk çalışmalarını
oluşturur. Kırımoğlu’nun bu konuşmasından sonra bu gençler toplanarak Kırım
Tatarları’nın vatana dönüş yolları üzerinde düşüncelerini paylaşmaya başlamış, artık
örgütlenme zamanının geldiği ve gençlerin bir merkez oluşturması gerekliliği üzerinde
durmuşlardır.67 Gençler, mücadele ve örgütlenmelerini meşru bir çerçevede sürdürmek
için, bu örgütün Lenin ideolojisine sadıkmış gibi görülmesi kararına varmışlardır. 68
Kırımoğlu’nun da içerisinde yer aldığı bu örgütün, program ve iç tüzüğü de hazırlanmış,
örgüte üye olacak gençlerin yemin etmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.
Taşkent’te bu örgütün çok sayıda toplantılarının yapıldığı ve zamanla
katılanların giderek arttığı anlaşılmaktadır. Örgütlerini “Kırım Tatar Gençler İttifakı”
olarak adlandırılmış olan gençler, Kırım Tatarları arasında milli ve dini şuurun
yükseltilmesine yönelik faaliyetlere başlamışlardır. Bu oluşum genişledikten sonra
Kırım Tatarlarının vatana dönüşünü temin etmek için imza kampanyası başlatılmıştır. 69
65
Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e., s.163
Aleksandr Soljenitsyne vd, Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur yayınevi,
İstanbul, 1977, s.238
67
Grigoryengo,a.g.e., s.12
68
a.g.e., s.12
69
Güzel, (Genel Türk tarihi, 10. Cilt) a.g.e. ,s.76
66
12
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hatıralarında, bu gençlik örgütüne ait üyelik
kartının üzerinde Lenin’e ait olan ibarelerin, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün İnsan
Hakları Deklarasyonu ile değiştirilmesini teklif ettiğini anlatır.
Bu örgütün birkaç
daireden oluştuğu ve Tarih bölümüne Kırımoğlu’nun başkanlık yaptığı bilinmektedir.
Tarih bölümünün başlıca görevi; Kırım Tatarlarının gerçek tarihinin öğrenilmesi, bu
yönde makalelerin yazılması ve Kırım tarihini sahte yollarla değiştirenlere tutarlı
cevapların yazılması olmuştur. Tatar gençlerin bu faaliyetleri komünist yönetimi
rahatsız ettiği için, KGB elemanları Tarih bölümünde geniş aramalara başlayarak;
Murat Ömerov, Refat Godjenof, Seyit Hamza Ömerof, Ahmad Asanof’u gözaltına
almıştır. Örgüt toplantılarının protokolleri KGB’nin elindeki sözde anti- Sovyet
faaliyetlerine en büyük delili oluşturmuştur. Bütün bu baskılardan yılmayan gençler,
KGB binası önünde gösteri yapma kararı almıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun
hatıralarından; KGB başkanının Tatar gençleriyle görüşerek onları ikna etmeye çalıştığı,
onlara Kırım tarihini değil, SSCB tarihini okumayı tavsiye ettiği öğrenilmektedir. 70
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Andre Grigoryengo’ya yazmış olduğu
mektubunda kendisine KGB’deki sorgu esnasında 71 ; Çeçenler ve SSCB’de yaşayan
diğer Müslüman milletlerle ilişkisinin olup olmadığını, hangi dış ülkeyle ilişkisinin
bulunduğu, hangi ülkelerin hangi SSCB yöneticilerine karşı suikast yapmayı
planladıkları ve silahı nereden temin edecekleri sorulduğunu belirtmiştir. Aynı zamanda
milliyetçi düşünceleri hangi Kırım Tatar aydınlarından öğrendikleri bu soruların
arasında yer almaktadır. “Arkadaşlarınızla nasıl tanıştınız? Sizi kim organize etti?
Çeçen ve İnguşlarla bir bağlantınız var mı?, Kimleri öldürmeyi hedef aldınız? Bu
bilgileri toplantıya katılanlar dışında kimlere verdiniz?” soruları da kendisine bu sorgu
sırasında yöneltilmiştir. 72
Kırım Tatar Gençler İttifakı hakkında başlanan mahkeme sonucunda gençlerden
bazıları “Sizin bütün yargılamalarınıza ve kararlarınıza rağmen biz vatanımız Kırım’ı
sevmeye devam edeceğiz” diyerek davalarına sahip çıkmışlardır. Yüksek Mahkeme,
örgüt yöneticilerinden iki kişiye Seyit Hamza Ömerov’a ve Merat Ömerov’a dört
senelik hapis cezası vermiştir. 73 Yine 1961 yılında yani Kırım Tatar Gençler İttifakı’nın
70
Grigoryengo, a.g.e., s.17 .
a.g.e., s 11-25 .
72
Mert, a.g.e, s. 35
73
Grigoryengo ,a.g.e., s 24 .
71
13
kurulmasından birkaç hafta sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu işçi olarak çalıştığı
fabrikadan çıkartılmıştır.
1962 senesinde Taşkent Ziraat Mekanizasyon ve Sulama Enstitüsü’ne yazılan
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun tarihe merakı ve mensup olduğu halkın kaderine
ilgisi artmaya devam etmiştir. Kırımoğlu’nun enstitüdeki eğitim döneminde, tarihle
ilgili çalışmaları ve Tatar öğrenciler arasında yapmış olduğu propagandalar, enstitü
yönetiminin ve istihbarat birimlerinin dikkatini çekmiştir. Sadece Türk kültürünün
Kırım’daki izleriyle ilgili bir makaleyi okuduğu için onun enstitüden uzaklaştırılmasına
varacak bir sıra tedbirlerin alınmasına çalışılmıştır. Nitekim, 29 Ağustos 1962’ de
Gülistan köyünde yapılan Kırım Tatar Gençleri Mitinginde, polisler Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nu iyice hırpaladıktan sonra bırakmışsa da birkaç gün sonra
enstitü rektörü, Kırımoğlu’nu güya eğitime devam edemediği gerekçesiyle enstitüden
uzaklaştırmıştır. 74
Enstitüden uzaklaştırılmasının sebebi KGB’nin isteği üzerine “Milliyetçi
Komünist Parti ve Sovyet Devleti” aleyhine propaganda yapmak ve yazmış olduğu
“Kırım’da XIII. – XVII. yüzyıllarda Türk Medeniyeti” adlı makalesini Enstitü talebeleri
arasında dağıtmaktır. Enstitüden atıldıktan sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu askere
çağırılmış “Benim milletimi yok sayan, tanımayan bir devlete askerlik yapmam!”
diyerek Kızıl Ordu’da askerlik yapmayı reddedince tutuklanarak bir buçuk yıl hapse
mahkum edilmiştir. 75
Askerlik davasından önce ise Kırımoğlu’nun evine baskın düzenleyen güvenlik
güçleri, hiçbir yasal dayanağı olmayan bir araştırmadan sonra evdeki para ve belgelere
el koymuştur. Bütün bu hukuksuzluğa itiraz olarak Kırımoğlu, SSCB yönetimine
şikayetini belirtmek için Moskova’ya gitmiştir. SSCB’nin Köy İşleri Bakanlığı’nda
görüşme yapıp çıktıktan sonra Kırımoğlu, polisler tarafından göz altına alınarak birkaç
gün hapiste tutulduktan sonra yine serbest bırakılmıştır.76 Bu arada okuduğu enstitüye
tekrardan kaydını yaptırmak çabaları sonuçsuz kalmıştır.
74
a.g.e., s 27 .
http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013)
76
Grigoryengo ,a.g.e., s 28 .
75
14
I.4. 1989’a Kadar Vatana Dönüş Mücadelesi ve Hapis Yılları
Üniversite ile ilişiğinin kesildiği bu yıllarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Rusya’nın diğer bölgelerindeki insan hakları savunucularıyla da ilişkilerini geliştirmiş
ve dünyada baş gösteren olaylara karşı da sessiz kalmamıştır. 1968 senesi dünyada
komünist rejimlerde ilk çatlakların meydana geldiği ve aynı zamanda Kırımoğlu’nun
üzerindeki baskı ve kontrolün de giderek şiddetlendiği bir dönemdir. 1968 senesinin 7
Haziran ve 13 Eylül’ünde, Sovyet toplum ve devletinin ideolojisi ve rejimine zıt
belgelerin ele geçirilmesi amacıyla, Kırımoğlu’nun evine iki kere baskın yapılmıştır.
Ancak bütün bunlar onun haklı taleplerini Kırım Tatarlarının temsilcisi olarak Sovyet
idarecileri karşısında seslendirmekten alıkoyamamıştır.
I.4.1.Sürgünden Dönüş
1960’lı yılların sonundan itibaren Kırım’da yerleşmeye çalışan Kırım Tatarları,
Kırım’da kendilerini ne gibi kanunsuzlukların beklediğini bilseler de, ata topraklarına
dönmeye devam etmişlerdir.
Kırım’da ev satın aldıklarında bunu noterde tasdik
ettiremiyorlar, oturma ve çalışma izni alamıyorlar, defalarca ceza ödüyorlardı. Pasaport
düzenini ihlâl ettikleri için hüküm giydirilerek zorla Kırım dışına çıkarılıyorlardı.
Defalarca vatanlarından atıldılar, doğduğu topraklarda yaşama hakkı tanınmadı onlara.
Ancak tekrar geri geldiler ve vatanlarında yaşama hakkı için mücadelelerini sürdürdüler.
1968 senesinde Çek ve Slovak halkı kendi kaderlerini değiştirmek amacıyla
büyük bir antikomünist harekatı başlatmıştır. Bunun da etkisiyle yine aynı yıl SSCB’nin
çeşitli bölgelerinde insan hakları savunucularının protestoları olmuştur. Bu yıl Kırım
Tatarları açısından da önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. 1968 yılının Mayıs ayında
Kırım Tatarlarının yurtlarından sürülmesinin 24. yıldönümü dolayısıyla Moskova’da
Komünist Partisi Genel Sekreterliği önünde Kırım Tatarları ve insan hakları
savunucuları da dahil binlerce insanın katılacağı bir gösteri planlamıştır. Bu hükümeti
korkutmuştur. Nitekim gösterinin yapılmasına günler kala, Moskova’da polis ve KGB,
Tatar halk temsilcilerini ve hatta otellerden birinde Tatarlara benzeyen Macar turistleri
bile yakalayıp göz altına almıştır.77
77
Grigoryengo ,a.g.e., s 33 .
15
l.4.2. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Moskova Günleri:
1968-69 senelerinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, zamanının çoğunu
Moskova’da geçirmiştir. Çekoslovakya olaylarını yakından takip etmiş, bu konularda
insan hakları savunucularıyla birlikte hareket etmiş ve aynı zamanda Tatar halkının
mücadelesiyle ilgili insan hakları savunucularına bilgi vermiştir. Böylece Kırımoğlu,
artık yalnız Tatar halkının değil, SSCB’deki diğer halkların da savunucusu konumuna
gelmiştir78.
Moskova’da geçirdiği yıllarda Kırımoğlu’nun Kırım Türkleri davasıyla beraber
Sovyetler Birliğinde “İnsan Hakları’nın yılmamacasına ve ölümü göze alarak
savunmasını yapan” 79 Genel Demokratik Hareket Birliği’ne katılması önemli bir
süreçtir. Kırımoğlu, KGB ajanları tarafından yakalanarak Taşkent’e gönderilmeden
önce Saharov başta olmak üzere komitenin bütün mücadeleci üyeleriyle tanışmıştır.
Bunların arasında emekli General Pyot Grigorenko, Leonid Pliutch, A. Galiç, A.
Kosterin ve daha birçok ünlü şahsiyet vardı:
Mücadeleci Ruslar, bu Türkün tâviz
kabul etmez tutumu karşısında hayanlık
duymuşlar, düşünceleri bakımından kendi
soylarından olmayan bu gencin davasıyla
ilgilenerek
sürgündeki
Kırım
Türkleri
meselesine ehemmiyet ve öncelik tanıdıkları
büyük meseleler arasında yer vermekten geri
kalmamışlardı.80
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu aydınlarla geçirdiği süreçten sonra
Taşkent’e gönderildiğinde Sovyet idarecilerini hedef alan düşüncelerinin netleşmesi
daha kolay olmuştur. Aynı zamanda bu aydınlar Kırımoğlu’nun özgürlük mücadelesine
sonuna kadar destek vermeyi sürdürmüşlerdir.
Her ânı ve her dakikası KGB elemanları tarafından izlenilen Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu, Rusya’nın ünlü yazarı ve insan hakları savunucusu Aleksey
78
a.g.e., s. 38.
Aleksandr Soljenitsyne vd, Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi Bürün, Yağmur yayınevi,
İstanbul 1977, s.244
80
Soljenitsyne, a.g.e, s.245
79
16
Kosteri’nin vefatı dolayısıyla gelmiş olduğu Moskova’da, yeniden hapsedilmiştir. 19
Ekim 1968 tarihli ifadesinde Kırımoğlu, Kırım halkının geriye iadesi doğrultusunda
yürütmüş olduğu mücadelenin anti Sovyet niteliği taşımadığını ve el konulmuş
belgelerin hiçbirinde Sovyet Devletini yıkmaya yönelik bilgilerin bulunmadığını
belirtmiştir.
Sorgudan sonra serbest bırakıldıysa da 1968 yılında Sovyetler Birliği’nin
Çekoslavakya’yı işgalini protesto eden grubun arasında yer alan Kırımoğlu, bu kezde
Sovyet Devleti aleyhinde faaliyette bulunmak; Kırım Tatarlarının vaziyeti ve onların
hakları hakkında mektuplar ve makaleler yazarak “Sovyetler Birliğinin Milli siyasetini
lekelemekle” suçlanarak, 1969 yılında yeniden tutuklanmıştır.81
1969 yılındaki bu tutukluluk sürecini takiben Kırımoğlu bu kez de, ünlü insan
hakları savunucusu ve her zaman Tatar halkının haklı mücadelesinin yanında yer alan
Peter Grigeronko ve Muskova’da yaşayan Yahudi şair İlya Gabay’ın davaları sırasında
sorguya alınmıştır. Bu sorgulamalar sonucunda Grigeronko akıl hastanesine kapatılarak
5 yılını burada geçirmiş; Kırımoğlu ve İlya Gabay ise üçer yıl hapis cezasına mahkum
edilmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hapis cezası daha sonraki yıllarda
uygulanmıştır.
“Lenin Bayrağı” gazetesine yazmış olduğu bir mektupta Kırımoğlu o günü
tasvir ederken, bütün etraf binaların bile KGB tarafından tutulduğunu, evden çıkarken
altı KGB ajanının onu izlediği, hatta otobüsten inip taksiye binmek istediği zaman
ajanlardan birinin de onunla beraber taksiye bindiğini ve onu provoke etmek için her
türlü yola başvurduğunu anlatmıştır. 82 KGB’nin stratejisi, bu ünlü insan hakları
savunucularının hapsedilmesi ile insan hakları harekatının da zayıflayacağı yönünde
olmuştur.
Baskının ve şiddetin giderek arttığı bu günlerde insan hakları savunucuları,
resmi olarak SSCB İnsan Hakları Komisyonu kurulmasını ve bunun için bütün dünya
halklarına ve Birleşmiş Milletler Örgütü’ne müracaatlar yapılmasını kararlaştırdılar. Bu
grubun içerisinde Kırımoğlu da yer almıştır. Grubun Birleşmiş Milletler Teşkilatı İnsan
Hakları Örgütü’ne göndermiş olduğu müracaatta, Sovyet yönetimi tarafından baskı ve
81
82
http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013)
Grigorenko, a.g.e., s. 38.
17
zulmün arttırıldığı, giderek Stalin dönemindeki vahşete geri dönüldüğü dile getirilmiştir.
İnsan Hakları savunucuları bu müracaatta; Sovyet yönetiminin onların hiçbir
şikayetlerini dinlemediğini, kanundışı hareketlerin yapıldığını, düşünce özgürlüğünün
hiçe sayıldığını, hiç kimsenin düşüncelerini özgürce ortaya koyamadığını belirtmiştir.
Bu müracaatta aynı zamanda; Ukrayna’da, Baltık ülkelerinde ve başka bölgelerde
yapılan zulümler sıralanmış, dünyanın barışsever güçlerinin ve Birleşmiş Milletler’in,
İnsan Hakları savunucularının serbest bırakılması ve bu baskıların durdurulması için
yardım etmesi istenmiştir. 83
Bu arada Kırımoğlu Moskova’da hapsedilerek yeniden Gülistan Köyü’ne
gönderilmiş, buna itiraz olarak 21 Haziran 1969’da açlık grevine başlamıştır. 11 Eylül
1969’da Kırımoğlu’nun kapısı, KGB elemanları tarafından yeniden çalınmış ve
Grigeronko dosyasıyla bağlantılı olarak tekrar tutuklanmıştır. Bir grup Tatar aydını
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hapsedilmesine itiraz olarak, SSCB Politbürosuna
ve dünya devletlerine müracaat etmiştir. Aynı zamanda insan hakları savunucuları da
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Örgütü’ne göndermiş oldukları mektuplarda,
Kırımoğlu ve diğer insan hakları savunucularının serbest bırakılması için yardım
istemiştir. Taşkent KGB’sinde soruşturmayı Kırım Meclisi’ni iyi bilen Berozoviski
soyadlı bir özel yetkili savcı yapmaktaydı.
Kırımoğlu hapisteyken de yine açlık grevine başlamıştır. O rejimin savunucusu
olan birisi değil de, gerçek bir avukatın kendisine verilmesini istemiştir. Kırımoğlu’nun
soruşturma işi 27 Kasım 1969’a kadar devam etmiş, bu arada çeşitli bölgelerde yaşayan
75 kişinin ifadesi alınmıştır. Sadece dosyada yer alan evrakın tasviri 100 sayfaya
yakındır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve İlya Gabay’ın mahkemesi, Taşkent Şehir
Mahkemesi’nde 12 – 19 Ocak 1970 tarihine kadar devam etmiştir. 84
Mahkemesindeki konuşmasında Kırımoğlu Kırım Türklerinin 1944’te acımasız
bir şekilde sürgüne tabi tutulduğunu belirtmiştir. Kendi vatanının tarihini bilen birisi
olarak, Kırım tarihi boyunca böyle bir vahşetin olmadığını dile getirmiştir. Bunlara ek
olarak Kırımoğlu, 1966 senesinde bir sorgu yapıldığını ve bu sorgu sürecinde Kırım
Tatarları’nın %46’sının hayatını kaybettiğinin, bunun bir soykırım olduğunun altını
çizerek, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün soykırım hakkındaki kanunu gereğince
83
84
Grigorenko, a.g.e., s. 42.
Şestoy Protses Mustafıi Cemileva , a.g.e., s.37
18
suçluların ortaya çıkarılması gerektiğini belirtmiştir. Kırımoğlu, Hruşev dönemiyle
başlayan Kırım Tatarları’nın haklarının iadesi yönünde verilmiş kararlara rağmen,
hiçbir ciddi gelişmenin yaşanmadığını; Kırım Tatarları’nın kendi vatanlarına geri
dönme haklarının verilmesini talep ettiklerini ve bu talebin, Sovyet rejimine karşı
olmadığını savunmuştur. Kırımoğlu mahkemedeki konuşmasında ayrıca Kırım Tatar
halkının tarihinden; İsmail Gaspralı’nın 1883’te Bahçesaray’da yayınladığı Tercüman
gazetesinin, Rusya Müslümanlarının ilk gazetesi olarak, üzerlerindeki aydınlatıcı
etkisinden ve Çarlık döneminde açılan ilk Müslüman okullar ile Kırım tarihindeki diğer
önemli
hadiselerden
bahsetmiştir.
Konuşmasının
sonunda
Kırımoğlu,
Sovyet
yönetiminin, 1944’te Kırım Tatarlarını kültürel ve milli konularda soykırıma tabi
tuttuklarını ve Kırım Tatarlarının damarlarından “Türk kanı” aktığı için böyle bir zulme
uğradıklarını, camilerinin kapatılıp mezarlıklarının bile yok edildiğini ifade etmiştir.85
Kırımoğlu’nun bu yargılanma sürecindeki en ilginç noktalardan biri,
Çekoslavakya olaylarıyla ilgili olarak hakimin yönelttiği sorulara, Kırımoğlu’nun
verdiği cevaplardır. Kırımoğlu konuşmasında; Brejnev yönetiminin ordu göndermesini
Çekoslovakya’nın işgali olarak nitelendirmiş ve Sovyet Ordusunun Çekoslovakya’ya
giriş amacının sosyalist rejimi korumak olduğuna inanmadığını söylemiştir. Ona göre,
Çekoslovakya’ya ordu gönderilmesinin asıl nedeni bu ülkede başlatılan demokratik
açılımları ve reformları durdurmaktır.
Kırımoğlu 1972’de nihayet şartlı tahliye edilmiştir. Uzun süren açlık grevleri ve
ağır cezaevi şartları Kırımoğlu’nun sağlığını da etkilemiştir. Ev hapsinde tutulan
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, her an polislerin müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır.
Kırım Tatarlarının vatanlarından sürülmesinin 30. yıldönümü yaklaştıkça Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun üzerindeki baskılar da artmıştır.
13 Mayıs 1974’te
yıldönümüne on beş gün kala hapsedilen 86 Kırımoğlu yine açlık grevine başlamıştır.
Kırımoğlu, bu kez de arkadaşlarına ve akrabalarına yazdığı mektuplarda Sovyet
devletine karşı propaganda yapmak ve iftira etmekle suçlanmıştır. Açlık grevi 303 gün
sürerken sıhhati kötüye gitmeye başlamış, kalp yetmezliği nedeniyle bu kez ölüm
tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Kamuoyunda onun sağlığına yönelik tartışmalar ve
bu yöndeki itirazlar, yönetimin geri adım atmasıyla sonuçlanmış ve Mustafa
85
86
Grigoryengo, a.g.e., s 67 .
a.g.e., s 87 .
19
Abdülcemil Kırımoğlu serbest bırakılmıştır. Bu süreçte Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
zorla ve darp altında beslenirken ünlü fizikçi Andrey Saharov, General Andrey
Grigeranko gibi Sovyet aydın ve insan hakları savunucuları Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun serbest bırakılması için Birleşmiş Milletler’e, dünya kamuoyuna, İslam
dünyasına, tüm insan hakları kuruluşlarına yazılı olarak müracaat etmişlerdir. Bütün bu
mücadeleler sürerken Kırımoğlu’nun adı Türkiye kamuoyunda da geçmeye başlamış,
halkı için verdiği mücadele dolayısıyla “Kırımoğlu” olarak anılan bu ünlü insan hakları
savunucusunun hapishanede öldüğüne dair haberler çıkınca Türkiye’de pek çok yürüyüş,
toplantı ve açlık grevi gerçekleştirmiş, cenaze namazı kılınmıştır.87
1973’te
İlya
Gabay
hayatını
kaybettikten
sonra
da
Kırımoğlu’nun
yargılanmasına, dünya kamuoyunun tepkisine aldırılmadan devam edildi. Mahkemeye
“halka açık” olmasına rağmen Kırımoğlu’nun akrabaları, eşi Safinar, Yelena Bonner ve
Andrey Saharov alınmıyor, dinleyici sıralarına KGB ve İçişleri mensupları
dolduruyordu. Sibirya’nın Omsk şehrinde süren yargılamalar iki buçuk yıl devam etti ve
ağır şartlarda çalışma kampı cezası ile sona erdi 88 Kırımoğlu cezasını çekmek üzere Çin
sınırındaki Primoraki çalışma kampına gönderildi.89
1974-1975 yıllarında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun henüz KGB
kamplarındaki mahkumiyeti sürerken, yeni suçlamalarda bulunan KGB elemanları,
tutukluluk süresini uzatmaya çalışıyorlardı. Nitekim Kırımoğlu’nun hapsedildiği
toplama kampında da KGB elemanları sahte deliller oluşturmaya devam etmiştir. O
dönemde aynı ceza kampında cezasını çekmekte olan Duvoryansk Vlademir’in
anlattıklarından,
özellikle
KGB
elemanlarının
Kırımoğlu’nun
yanına
ajanlar
yerleştirerek onun kimlerle irtibata geçtiği, hangi ülkelerden destek aldığı, hangi
örgütlemeler içerisinde olduğu, kimleri kendi örgütüne kattığı ve bu gibi başka konuları
öğrenmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Dovoryanski Vlademir, sağlık durumu dolayısıyla
başka bir kampa gitmek istediğini söylediğinde ise, ona bu işin karşılığında,
Kırımoğlu’na daha yakın olması ve ondan bilgi alarak KGB elemanlarına bildirmesi
teklif edilmiştir.90
87
Bkz. EK Resimler: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Şehit edildi Haberi
Grigoryengo ,a.g.e., s 95.
89
http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013)
90
Grigoryengo, a.g.e., s 96-104.
88
20
Kırımoğlu’nun aleyhindeki delilleri çoğaltmak isteyen Cezaevi Müdürü
Yanbatrova ve Subaylardan Yakuboviç, çeşitli planlar hazırlamıştır. Bütün bu süreçte
Kırımoğlu sağlık durumunun kötüye gitmesine rağmen, açlık grevine devam etmiştir.
Birçok insan hakları savunucusu, KGB Başkanı Andoropov’a gönderdikleri
mektuplarda, Kırımoğlu’nun hayatının risk altında olduğunu belirterek, ondan yardım
istemiştir. Bu mektuplardan birine topluca imza atan T. Hodoroviç, T. Velikanova, M.
Landa, Yu Orlov, T. Podyapolski, Z. Grigorenko, A.Grigorenko, A. Lavut, V. Yakir, E.
Kosterina, I. Kaplum, L. Alexeyeva, K. Velikanova, N. Lİsovskaya, S. Hodoroviç, L.
Ternovski, yzadıkları mektupta şunları söylemektedirler:
“Aşağıda imzalarımız bulunan biz
vatandaşlar Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na
karşı işlenen ve işlenmesine devam edilen bütün
bu haksız itham ve mahkumiyetleri şiddetle
protesto
ediyor;
imkanı
olan
diğer
vatandaşlarımızı, bu münasebetle, insan hak ve
hürriyetlerini savunma savaşına katılmaya
çağırıyoruz. Vatandaşlar! Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
savunmasına
katılarak
kanunsuzluğa karşı direnişi kuvvetlendiriniz!”91
Kırımoğlu’nun ailesi de, Sovyetler Birliği’nin yüksek yöneticilerine mektuplar
yazarak, onun ölmemesi için yardım istemiş ve oğullarının hiç olmazsa SSCB’den
çıkmaya izin vermelerini istemişlerdir. 92
Bu sürecin sonunda artık birçok ülke Kırımoğlu’na “siyasi muhacir statüsü”
vermeye hazırdı. Kırımoğlu’nun dostları ve insan hakları savunucuları da ondan açlık
grevini bitirmesini istemeye başlamıştır. 18 Ağustos 1974 günü Kırımoğlu
hapishaneden hastaneye götürülmüş ve gıdalandırıcı vitamin iğneleri vurulmuştur. İnsan
hakları savunucusu Grigeryonki’nin, Rusya Başsavcılığı’na göndermiş olduğu
mektuplardan Kırımoğlu’nun içeride çok zor şartlar altında tutulduğu anlaşılmaktadır.
Grigeryonki ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşi Vasfiye Cemiloğlu bir
29 Ekim’de basın toplantısı düzenleyerek Kırımoğlu’nun durumuna dikkat çekmek
istemiştir.
91
92
Suver, a.g.e., s.33-34
Zafer Karatay, “Kırımoğlu Belgeseli”, TRT, 4. Bölüm, 2013
21
3 Aralık’ta ünlü akademisyen A. Saharov, başta P. Gregeryonki ve diğer insan
hakları savunucularının katılımıyla, Moskova’da dış ülke basınının Moskova
temsilcileri için bir basın toplantısı düzenlenmiştir. Basın toplantısında, Kırımoğlu’nun
35 kiloya düştüğü belirtilmiş ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurtavathaym’a
acil yardım çağrısında bulunulmuştur.
Bu arada mahkemenin Omsk’da yapılacağı
hakkında haberler yayılmasına rağmen bu konuda da belirsizlikler devam etmekteydi.
93
Kırımoğlu’nun mahkemesi 14-15 Nisan 1976’da Anasof başkanlığında devam
etmiş, mahkemeye ünlü insan hakları savunucuları A. Saharov ve E. Boyneri “yer
olmadığı” söylenerek alınmamıştır. Mahkemede annesinin durumu kötüleştiği için, onu
teskin etmek maksadıyla ablası içeriye alınmak zorunda kalınmıştır. Mahkemede, Kırım
Tatar Milli Hareketi’nin beyanatları ve bazı mektupları aleyhinde delil olarak
sunulmuşsa da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu belgelerin hiçbirisinde devlet
düzenini değiştirmeye yönelik bir amacın olmadığını açıklamıştır. Bu mahkemenin en
ilginç yanı, babası Kırım Tatarı, annesi bir Rus olan Vlademir Duvoryanski’nin,
Kırımoğlu aleyhinde imzalamış olduğu bütün ifade ve belgelerden vazgeçmesi ve
bunların ondan “zor ve baskı yoluyla” alındığını bildirmesi olmuştur. Duvoryanski,
KGB elemanlarının kendisine ailesinin fotoğrafını göstererek eğer buradan çıkmak ve
ailesine kavuşmak istiyorsa bu ifadelere imza atması gerektiğini söylediğini belirtmiş ve
Kırımoğlu aleyhinde hiçbir şey söyleyemeyeceğini dile getirmiştir.
Mahkemede
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
yazmış
olduğu
bazı
makalelerden de alıntılar delil olarak gösterilmiş, hakim bunlara dayanarak
Kırımoğlu’na sorular sormuştur. Hakim, “Kullanmakta olduğunuz “Kırım Tatar
Halkının Faciası” ifadesiyle neyi kastediyorsunuz?” diye sorduğunda Kırımoğlu, “Eğer
bütün bir halka tehcir uygulanması ve sürgün esnasında, bu halkın yarıya yakınının
hayatını kaybetmesi sizin için facia değilse bile, benim için, bir Tatar evladı olarak,
faciadır!” diye cevap vermiştir. Mahkemenin sonunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
kendi kaderinin, 1944’te sürgün edilmiş milletin kaderiyle sıkı sıkıya bağlı olduğunu
93
Grigoryengo ,a.g.e., s.117
22
söyleyerek, kendisinin bu düşünceleri yüzünden yargılandığını belirtmiştir. Sonuç
olarak mahkemece iki sene altı ay hapsedilmesine karar verilmiştir.
94
Bu mahkemede ünlü insan hakları savunucusu Saharov ile polisler arasında
gerginlik yaşanmış ve Saharov bile karakola götürülmüştür.
Mahkeme sonrası bu
konular basında da geniş olarak yer bulmuş ve dünya kamuoyundan bu adaletsiz
kararların durdurulması için yardım istenmiştir.
Mahkeme sonrası, Piromorsk bölgesindeki hapishanede tutulan Kırımoğlu ile
ablası ve kardeşi uzun uğraşlardan sonra ancak görüşebilmiştir çünkü Kırımoğlu,
Rusya-Çin sınırındaki bir cezaevinde tutulmaktaydı ve o bölgeye gidiş için bile özel bir
izne ihtiyaç vardı. Bundan dolayı cezaevinde bile Kırımoğlu’nu ziyaret etmek kolay
olmamıştır. Bu mahkumiyet sürecinde bir kaşık çorbanın bile Kırımoğlu’nun midesini
rahatsız ettiği, hatta idrarını yaptığında kan geldiği bilinmektedir.95
Bu dönemde Andrey Sharov’un Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurt
Valdheim’a , Müslüman Halklar liderlerine, İnsan Hakları Komisyonu Başkanına
yapmış olduğu başvuru mektubunda şunlar yazılıdır:
“Kırım
Türklerinin
doğdukları
öz
topraklarında yaşama haklarını savunma yolunda
yılmadan mücadele eden Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu; 21 Haziran tarihinde mahkûmiyetini
bitirmek üzere, Omsk Ceza Kampında bulunuyor
fakat, yeniden, kamp yöneticilerinin “Sovyet
toplum düzenine karşı çıktığı” iftirası ile karşı
karşıyadır. Ceza Kampı Mahkemesinde Mustafa’yı
savunmak imkânı yoktur. Onun ceza süresini
arttırıp ölümüne sebep olacaklardır. O, bu durumu
protesto için, hasta olarak AÇLIK GREVİ’ne
başlamıştır. 1973 yılında benze bir olay için
Birleşmiş Milletler Teşkilatı Andrei Amalrik’i
kurtarmıştı. Bugün aynı tehlikede bulunan Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’na yardım edilmesi için size
yalvarıyorum.”96
94
Şestoy Protses Mustafa Cemileva, a.g.e. s.93-94
Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu”, Ekovitrin : Aylık
Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 66
96
Suver, a.g.e. s.34-35
95
23
Ceza müddetinin bitimine az kalan ve özgürlüğe kavuştuktan sonra tekrar
Sovyet rejiminin başına bela olacağını düşünen KGB elemanları, Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun hakkında yeni bir dosya hazırlamaktaydılar. Bundan dolayı da Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu açlık grevine başlamıştı. Ordinaryüs Profesör A. D. Saharov
başta olmak üzere birçok insan hakları savunucusu, Kırımoğlu’nun hayatından ciddi
endişe duymaktaydı. Bütün olumsuzluklara rağmen Kırımoğlu yine de uzun mücadele
sonucunda 1983 yılında cezaevinden sağ salim çıkabilmiştir.
1970’li yılların sonunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gibi mücadele
içerisinde olan pek çok lider zor bir süreçte mücadelesini sürdürme çabasındaydı. Kırım
Tatarlarının yaşadıkları Özbekistan’da da Kırım Milli Mücadele Hareketi önderleri,
sahte mahkemeler kurularak, hapsediliyordu. Mahkeme kararlarında; SSCB rejimine
iftira atmak, toplu yürüyüş düzenlemek, hükümete karşı gelmek gibi suçlamalar yer
almaktaydı. Suçlanan kişilerden Reşat Cemiloğlu, Mamedi Çobanoğlu ve başkaları da
Kırımoğlu gibi defalarca hapsedilmiş, çeşitli yayın organlarında haklarında yalan ve
iftira dolu makaleler yayınlanmıştı. Bunların birçoğu da, sözde SSCB sever Kırım
Tatarları tarafından yazılmaktaydı. Bazıları bu baskılara dayanamayarak hayatlarına
son vermiştir. 23 Haziran 1978’de kendini yakmış olan Musa Mamud buna bir
örnektir.97
Bu dönemde dünyanın çeşitli devlet başkanlarına, İslam Konferansı Örgütü’ne
ve dünya Müslümanlarına Kırım Tatarlarının bu zorlu mücadelesini anlatan müracaatlar
gönderilmekteydi. Bu örgütlenme ve direniş harekatının önünde ise, yine Kırımoğlu
bulunmaktaydı.
Cezaevinden çıktıktan sonra Taşkent şehrine sürüldü. Şehri terk etmesi, akşam
saat 20.00 ile sabah 06.00 saatleri arasında evden çıkması, halkla birlikte bulunabileceği
yerlere (kahvehane, çay salonları, tiyatro, pazar yerleri) gitmesi yasaklandı ve her hafta
karakola gitme mecburiyeti getirilerek açık nezaret altına alındı. Bir yıl sonra açık
nezaret şartlarını ihlal ettiği gerekçesiyle 5. defa tutuklanarak Yakutistan’daki Ziryanka
kasabasında dört yıl sürgün edildi. Kırım Tatar kızı Safinaz ile Ziryanka’da evlenen
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun oğlu Hayser sürgünde, burada doğdu.
97
Şestoy Protses Mustafa Cemileva, a.g.e., s.121
24
Yakutistan’dan döndükten sonra ailesiyle Kırım’a yerleşen Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu burada fazla barınamadı ve rejim onu anavatanından tekrar Taşkent’e
sürdü. 98 1983 senesinin yazında Taşkent’te gayri resmi olarak bir grup Kırım Tatar
genciyle beraber “Musa Mahmut” adına gayri resmi bir dergi yayınlamaya başladılar.
Ekim 1983 ‘de Taşkent bölge mahkemesinin kararıyla cezasını ağır ceza evinde çekmek
kaydıyla, Sovyet Devleti aleyhinde ideolojik propaganda malzemeleri yaydığından
dolayı 6.kez tutuklandı. Aynı zamanda kaos ve kargaşa çıkaracak gösterilerin yöneticisi
ve düzenleyicisi olarak da yargılanmaktaydı.
Kırımoğlu bu ceza müddetini de
Rusya’nın Magadan bölgesindeki “Ubtar” cezaevinde geçirdi. 99
Cezasının bitmesine az kala Rusya Federasyonu’nun Ceza Kanunun 188-1.
maddesi
gereğince
hakkında
tekrar
soruşturma
açıldı.
Ubtar
Cezaevi’nden
Magadan’daki başka bir cezaevine nakledildi. Bütün dünya çapında Sovyet idaresi
altındaki politik nedenlerden dolayı tutuklananların savunulmasıyla ilgili ciddi bir
kampanya yürütüldüğünden, uluslararası kamuoyu oluşmaya başlamıştı. Artık
geleneksel olan, öncekilerle benzer suçlamalarla, yani Sovyet Devleti’nin iç ve dış
siyasetine iftira etmek, anti-Sovyet olmak ve bununla beraber Kızıl Ordu’nun
Afganistan’ı işgalini kınayan bir bildiriyi Andrey Saharov ve birkaç aydınla birlikte
neşretmekle suçlandı. Ayrıca 1983 yılında Krasnodar bölgesinde vefat eden babasının
naaşını Kırım’a gömmeye teşebbüs etmek ve bu esnada polisle ve askerle çıkan
çatışmalara önderlik etmek gibi suçları vardı.
Magadan şehri yakınlarındaki kampta ceza müddetinin tamamlanmasına az bir
zaman kala Kırımoğlu aleyhine yeni bir dava daha açıldı. 1986 yılı sonunda Magadan'da
yargılandı ve üç yıl hapse mahküm edildi. Ancak yargılandığı haberinin alınmasıyla,
Türkiye'de ve ABD'de serbest bırakılmasına yönelik başlatılan yoğun kampanyalar ve
İzlanda’da Reykjavik şehrinde yapılan tarihi Gorbaçov-Reagan zirvesinde, Reagan'ın ön
şart olarak aralarında Kırımoğlu'nun da bulunduğu hapisteki beş insan hakları
savunucusunun serbest bırakılmasını talep etmesi sonucunda şartlı olarak serbest
bırakıldı. Siyasî faaliyetlerde bulunduğu takdirde, üç yıllık hapis cezasını tamamlamak
üzere tutuklanacaktı.
98
Özcan, Vatana dönüş: Kırım…, a.g.e. s.166
İsa Kayacan, “Kırım Tatarları’nın Efsanevi lideri: Prof. Dr. Mustafa Cemiloğlu”, Anayurt, 19 Ekim 2011,
(http://www.anayurtgazetesi.com.tr/default.asp?page=yazar&id=14152), (20.10.2011)
99
25
l.4.3. Hapishane Yıllarından Sonra
Kendi
deyimiyle
“hapishanelerde,
ceza
kamplarında
ve
Yakutistan
sürgünlüğünde geçen toplam 15 yıldan sonra” 100 Kırımoğlu artık özgür olarak milli
mücadele faaliyetlerine başlamıştır.
Öncelikle hapisten çıkınca, Kırım Tatar Millî Hareketi'nin teşebbüs grupları
mensuplarıyla görüşerek milli faaliyetlerini sürdürdü. Arkadaşlarıyla birlikte, 1987
yılında Kızıl Meydan'da Sovyet tarihinde benzeri hiç görülmemiş Kırım Tatar
gösterilerini organize etti. Bu gösteriler, gerek Sovyetler Birliği'nde, gerekse Hür
Dünya'da büyük yankı yarattı ve dikkatleri Kırım Tatar meselesine çevirdi. Kırım
Türklerine Kırım'ın yolunu açtı.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 1989 yılı Mayıs ayında Taşkent'te toplanan
Kırım Tatar Millî Hareketi Teşebbüs Grupları Genel toplantısında kurulan Kırım Tatar
Millî Hareketi Teşkilâtı başkanlığına seçildi.101 Bu teşkilâtın öncülüğünde 1991 yılında,
SSCB'nin Kırım Tatarlarının yaşadığı her yerde yaptıkları demokratik seçimler
sonucunda II.Kırım Tatar Millî Kurultayı 26 Haziran 1991'de Akmescit'de toplandı. Bu
Kurultay'ın seçtiği ve Kırım Türklerini temsile yetkili en üst organ olan “Kırım Tatar
Millî Meclisi Başkanlığı”na seçildi. Daha sonra yenilenen seçimlerde de Kırım Tatar
halkının tercihi ve teveccühü ile Millî Meclis Başkanlığı görevini sürdürdü. 102
29 Mart 1998 yılında yapılan seçimler ile Ukrayna Parlamentosu’nda Kırım
Türklerini temsil eden Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu milletvekili oldu. 103
Bunun yanı sıra, Ekim 1998 yılında, halkını sürgünden barışçı yollarla ve
olağanüstü bir mücadeleyle vatanlarına döndürmeyi başardığı için Birleşmiş Milletler
Mülteciler ve Kaçaklar Yüksek Komiserliği tarafından “Nansen Madalyası” ile
ödüllendirildi. 104 İlk defa 1954 yılında Eleanor Roosevelt’e verilmesiyle başlayan bu
100
Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2010’da yapılan Röportaj
Kenan Acar, Kırımlı Bekir Sıdkı Çobanzade: dilciliği ve edebiyat araştırmacılığı, Türk Dil Kurumu Yayınları,
Ankara 2001, s.8
102
Mezahir Avşar, “Türk kültür ve sanatından kesitler”, 1. Cilt, Kömen, 2007, s.413
103
Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj
104
“Cemiloğlu’na madalya”, Hürriyet Gazetesi, (07 Ekim 1998)
101
26
ödülü alanlar arasında Valéry Giscard d'Estaing (1979), Kral I.Juan Carlos (1987),
Richard von Weizsäcker (1992) gibi devlet başkanları da bulunmaktadır.105
2003 yılında KTMM başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdulcemil
Kırımoğlu Bakanlar Kurulu kararıyla insan hakları mücadelesi, milletlerarası ilişkilerin
geliştirilmesine katkısı nedeniyle” Şeref Diplomasına layık görüldü106
Yine 2003 yılında uluslararası ilişkilerin gelişmesine ve devletin kalkınmasına
şahsen sağladığı katkılardan dolayı 60. yaş günü kutlamaları vesilesiyle Ukrayna
Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen “Yaroslav Mudrıy” nişanına layık görüldü.107
Dünya Demokrasi Hareketi'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açılan toplantısı, Nisan ayında İstanbul'da yapıldı. Kırım Tatar milleti ve Kırım Tatar
Milli Meclisi, 5 Nisan 2006 akşamı Hilton Oteli'nde yapılan bir törenle, Dünya
Demokrasi Hareketi'nin "demokrasi ödülü"ne lâyık görüldü.
Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu, halkını temsilen ödülü aldı.108
Kırımoğlu bir grup batılı aydın ve bilim adamı tarafından “2011 Nobel Barış
Ödülüne” de aday gösterildi.109
105
www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=141, (10.09.2013)
Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” Ekovitrin : Aylık
Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 68
107
Zafer Karatay“Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” Ekovitrin : Aylık
Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159, Mart 2013/3 s. 68
108
Vahap Şatır, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazetesi, 06/04/2006
109
Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi”, QHA, 02/02/2011,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-nobel-baris-odulune-aday-gosterildi-87250tr.html, (02.02.2011))
106
27
İKİNCİ BÖLÜM
II. MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU’NUN SİYASİ GÖRÜŞLERİ
II.1. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Siyasi Görüşleri
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, büyük bir kahraman ve dava adamı olmasıyla
beraber, aynı zamanda değişen siyasi şartlar içinde milletinin haklı davasını en iyi
biçimde yürüten bir siyaset adamıdır. Sovyetler Birliği’nin baskın komünist ideolojisi
ve ağır totaliter yapısı içerisinde, topluca tehcire maruz bırakılmış bir milletin vatana
dönüş mücadelesini örgütlemek, başlı başına bir siyasi maharet gerektirmektedir.
Türk aydınları, özgür düşünce talepleri karşısında Sovyetler Birliği’nde dönem
dönem baskılarla yüz yüze gelmişlerdir. Sadece 1937 senesinde binlerce MüslümanTürk aydını “Pantürkist”, “Panislamist” damgasıyla Sibirya’ya sürülmüş; işkencelere,
açlık ve sefalete maruz bırakılmıştır. Komünist ideolojisine azıcık ters düşecek
anayasanın, yasaların, uluslararası anlaşmalardan ileri gelen bazı hak ve özgürlüklerin
elde edilmesi noktasında durum vahimdi. İşte böyle şartlar içinde Sovyet ideolojisinin
resmen hain ilan edip, topyekûn vatanından sürdüğü bir milletin mücadelesini
yapabilmek, biraz da siyasi ustalık gerektirmekteydi. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu,
ayrı ayrı konuşma ve makalelerinde, röportajlarında da vurguladığı gibi, ilk dönem
Sovyetler Birliği’nin yasalarına bağlı kalarak, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün İnsan
Hakları Evrensel Bildirisi’nden ileri gelen haklarını elde etme stratejisi yürütmekteydi.
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
Özbekistan’daki
sürgün
dönemi
faaliyetlerinde, Kırım Tatarları arasında “maariflendirme ve milli şuur aşılama”
çalışmaları ön plandaydı. Kırım Tatarlarına kendi dillerini konuşmak bile yasaklanmıştı.
Kırım Tatarları, toplama kamplarında yaşayan ve hiçbir hakları olmayan insanlardı.
Önce onların bu hakları için mücadele verilmesi gerekiyordu. Kırımoğlu da siyasi ileri
görüşlülüğüyle böyle bir yola başvurdu. Kırımoğlu’nun ılımlı ve barışçıl yaklaşımları,
Sovyetler Birliği yasalarını zorlamadan hak arayışları, ona karşı yapılan baskı ve
işkencelerin de bir nebze yumuşamasına neden oluyordu.
Kırımoğlu’nun siyasi mücadelelerini, hayat hikâyesini göz önüne alarak
aşamalara bölecek olursak; birinci aşama sürgün döneminde Özbekistan’da Kırım
Tatarlarının milli ve tarih şuurunun benimsetilmesinde adımlar atmak ve yavaş yavaş
onları örgütleyerek, insan hakları çerçevesinde, Kırım’a dönüşünü sağlamaktı. Sovyet
28
ideolojisi Kırım Tatarlarının Alman ordularıyla işbirliği içinde olduğunu gerekçe
göstererek sürgün edildiğini ileri sürmekteydi. Hruşov döneminden itibaren de Stalin
politikalarından kaçınılması sonucu, bu halkların sürgününün ideolojik gerekçeleri
ortadan kalkmıştır.
Kırımoğlu ve arkadaşları toplantılarda, konuşmalarda ve makalelerinde,
Sovyetler safında kahramanca Almanlara karşı savaşan binlerce Kırım Türkünün
yaptıklarını bilgi ve belgelerle ortaya çıkararak, Kırım Türklerine vurulan bu “hain”
damgasının asılsız olduğunu göstermeye çalışmışlardır.
Sovyetler Birliği’nin yıkılışı ve Kırım Türklerinin vatana dönüşünden sonra
yapmış olduğu konuşmaların birinde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu asıl hıyaneti,
hainliği Sovyetlerin safında Almanlara karşı savaşan on binlerce Kırımlının toplama
kamplarında, ailesinden, çoluk çocuğundan uzak yerlere sürgün eden Sovyetler
Birliği’nin yaptığını belirtmektedir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ılımlı ve barışçıl tavrı; insan hakları
çerçevesinde hak talepleri, uluslararası camianın da Kırım Tatarlarının ağır baskı
altındaki durumunu gündemine almasına neden olmuştu. Aynı zamanda Sovyetler
Birliği’nin, A. Saharov ve Petro Grigorenko gibi insan hakları savunucuları da bu
konuda daima Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun ve Kırım Tatarlarının yanında yer
almış, uluslararası kamuoyuna çeşitli müracaatlar göndermişlerdir.
II.2.
Vatana
Dönüş
Sonrası
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
Mücadelesinde Türkiye
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun siyasi faaliyetlerinden bir diğeri de, ister
Sovyetler Birliği’nin içinde isterse de dışarıdaki insan hakları örgütleriyle,
dünya
kamuoyuyla, özellikle Türkiye’yle haberleşme kanallarını açık tutabilmek; baskı, zulüm
ve yapılanlar hakkında onları bilgilendirmekti. Bu da bir nevi Sovyetler Birliği’nin
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatarları etrafındaki izolasyon siyasetini
kırıyordu.
Kırımoğlu’nun en büyük siyasi hedefi, Kırım Tatarlarının ellerinden alınmış
haklarının geri iadesine nail olmak; milletinin topluca, emniyet içerisinde vatana
dönüşünü sağlamaktı. Sonraki yıllarda Kırımoğlu, Birleşmiş Milletler Genel
29
Sekreteri’nden “Barış Ödülü” alırken, Genel Sekreter “Milletini barışçıl yollarla
vatanına götürebilmiş tek lider” diyerek Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu anons
etmişti.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, zaman zaman, ölümün eşiğine geldiğinde bile
mücadelesinden vazgeçmemiş; bu ağır milli mücadelesinin birinci aşamasını kapatmış,
Kırım Türkleri topluca artık kendi vatanlarına dönme hakkını elde etmişti. Şimdi artık
ikinci bir mücadele dönemi başlıyordu: Kırım, Rus işgalinden bu yana maksatlı
yürütülen politikalar sonucunda Slavlaştırılmış, sürgün döneminde de Kırım Türklerinin
malları, mülklerine ve arsalarına el konulmuştur. Onların çoğu artık kendi dillerini bile
unutmuşlardı. Şimdi daha ağır ve zor çalışma ve mücadele hayatı Kırımoğlu’nu
beklemekteydi. Bir taraftan Kırım Türklerine karşı yöneticilerin ırkçı tutumları, diğer
taraftan vatana dönen Kırım Tatarlarının evsiz, barksız durumu ve başka sorunlar
halledilmeliydi. Bu dönemde, Türkiye, Kırım Tatarlarının yanındaydı. Ukrayna’yla
Türkiye arasındaki ilişkilerin olumlu seyri de eğitim-kültür alanındaki bazı sorunların
halledilmesinde Kırımoğlu’nun elini güçlendirmekteydi.
Elbette ki Kırım Tatarları topraklarına döndükten sonra Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu ve dava arkadaşlarının önünde büyük problemler, sorunlar durmaktaydı.
Gerek uluslararası toplantılarda, gerekse Ukrayna sınırları içerisinde yapılmış olan
konferanslarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Milli Hareketin aşamalı ilerleyişinin
tezlerini savunuyordu.
İlk baştan Kırım Türklerinin, kendi milli devletini bu topraklarda yeniden tesis
etmek söylemine girmek fazlasıyla tehlikeli olabilirdi. Kırım Tatarlarının yeniden kendi
topraklarına dönüşünü bin bir yolla engelleyen Panislavist mihraklar iş başında ve halen
güçlüydü. Milli Hareket mensupları, Ukrayna makamlarına gönderdikleri toplu
müracaat ve dilekçelerle, mesken edinmek üzere topraklar, kendi ana dillerinde okullar
ve camiler istemekteydi. İlk aşamada “milli-kültürel muhtariyet” haklarının elde
edilmesi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun çalışmalarının önünde yer almaktaydı.
Kurulmuş olan Kırım Milli Hareketi de böyle bir strateji izlemekteydi.
30
II.3. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türk Dünyası’na Bakışı
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bütün bu sorunların aşılmasında Türkiye ve
Türk Dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesine özel önem vermekteydi. 26 – 30 Haziran
1991 tarihlerinde yapılmış olan Kırım Kurultayı’nda, Türk Dünyası’nın çeşitli siyasi
kuruluşlarının temsilcileri hazır bulunmuştu. Kurultay’a Azerbaycan Halk Cephesi
adına Niyazi İbrahimoğlu, Özbekistan Milli Hareketi’nden Mahmut İnakov, Ahıska
Türklerinin Vatan Milli Örgütü’nden Rasaddin Rasov, Gagavuz Türkleri Halk
Hareketi’nden İvan Krisnovgo, Kazan Türk Halkları Cemiyeti’nden Revail Muhammed,
Kumuk Milli Hareketi’nden Aynüddin Mamay ve diğer Türk Cumhuriyetleri ve akraba
topluluklarından da katılımlar vardı. 110
Özellikle Azerbaycan’da milli mücadele sonucunda iktidara gelmiş, Azerbaycan
Halk Cephesi ve onun lideri Elçibey ile Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun samimi
ilişkileri vardı. Elçibey bütün platformlarda Kırım Türklerinin haklı davasına ve milli
hareketine
destek
vermekteydi.
1993 senesinde Elçibey’in Cumhurbaşkanlığı
döneminde Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Azerbaycan’a davet edilmiş ve orada
Cumhurbaşkanı tarafınca samimi bir ortamda kabul edilmişti.
Bu kurultayda kabul edilen bildiride:
“Türk
Birliği”nden
de
bahsedilmekteydi.
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun bizzat kendisinin hazırlamış
olduğu bildiri de şöyle deniliyordu. “Kırım
Müslümanları Kırım’ı daha mükemmel ve
daha muntazam bir surette idare ve muhafaza
etmek kendi kanununu, kendi nizamını kendisi
tertip eylemek için Kurultay’ını açmaya karar
verdi. Çünkü Kurultay o mukaddes heyet-i
kanuniyedir ki, Türk ırkına asırlarca intizam
ve adalet temin etmiştir. Yalnız Türklere değil,
onlarla beraber bütün milletlere de ve hatta
bütün cihana dahi saf ve temiz bir şema-i
adalet serpmiştir. 111
110
111
“Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın Anlamı ve Meclis”, Fikirde Birlik Dergisi,, S.20, s. 13
http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141, (12.09.2012)
31
Kırım Milli Hareketi’nin, Kurultay çağırma ve kararlarını istişare içinde alma
geleneği Türklerde var olan bir geleneğin de yeniden ihyası demekti ve Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu geleneğe ve Türk milli bilincine bağlılığının da bir
göstergesiydi. Kurultayın ana fikri, bir meclis düzenlemek ve bu meclis vasıtasıyla
Kırım Türklerinin en yüksek organını oluşturmak,
halk adına kararlar almak ve
bunların işleyişine müdahil olmaktı. Nitekim Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
önderliğinde oluşturulan Kırım Milli Meclisi mühim kararlar almış, başarılı icraatlara
imza atmıştır.
Kurultay’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun yapmış olduğu konuşma, Türk
milletinin tarihi geleceği, Türk Dünyası ve Kırım Milli Hareketi’nin hedefleri açısından
önemli mesajlar ihtiva etmekteydi. Bu konuşmasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
aynı zamanda milli haysiyet sahibi olan, azatlıksever ve kendi topraklarına bağlı Kırım
Türklerinin; merhametsiz ve insafsız bir rejime karşı, hiçbir gün bile durmayan
mücadelesinin, diğer esir Türk halklarına da faydalı ve ibret verici olacağını
vurgulamıştı. Kırımoğlu ayrıca, Kırım Tatar Milli Hareketi’nin bütün devletlerde
demokratik ve barışçıl yollarla mücadelesine devam eden hakların hareketlerine, milli
ve dini mücadelelere de olumlu etki edebileceğini vurgulamıştı.112
Kurultay’da sürgünden vatana, yıllar içinde yüzlerce Kırımlı’nın, Sovyet
hapishanelerinde, ceza kamplarında, çeşitli sorgulamalarda baskı ve zulüm gördüğünü
anlatan Kırımoğlu; bunlardan sadece iki şehidi Musa Mahmut ve Fevzi Saydali’yi
anmakla gelecek nesillerin şuurunda vatan ve millet uğurunda fedakarca mücadelenin
olumlu etkilerini oluşturmanın önemine dikkat çekmiştir.
113
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu gelişen dünya şartlarının, Türk Dünyası’nın
önünü açtığı görüşünde olmuştur. Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlığını elde etmesi
onu sevindirmekte ve o çeşitli toplantılarda yapmış olduğu konuşmalarda bu
bağımsızlıkların kökleştirilmesi ve milli iradenin yönetime yansıması gerekliliğini
vurgulamaktaydı.
Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile beraber, esir Türk toplulukları da Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun daima gündeminde yer almıştı. Eski Muhtar Sovyet Türk
112
“Kırımoğlu'nun Kurultay konuşması”, QHA, 29/10/2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nun-kurultay-konusmasi129851tr.html, (15/11/2013))
113
http://www.vatanKırım.net, (13.09.2012)
32
Cumhuriyetleri’nin durumları (mesela Başkurdistan, Tataristan) bu bakımdan daha
zordur. Bu Cumhuriyetlerin denize açılma imkânı ve bağımsız devletlerle sınırları yoktu.
Bununla beraber onların toprakları diğer milletler ve hatta ilk olarak Ruslar tarafından
yurt edilmiştir. Şüphesiz ki bu Cumhuriyetlerin Türkleri de milli bağımsızlıklarını talep
edecekler ve onlar daha fazla zorluk, ihtilaf ve anlaşmazlıklarla karşı karşıya
kalacaklardır.
“Yakın gelecekte bizler belki bir diğer komünist
imparatorluğunun, yani Çin Halk Cumhuriyeti’nin
dağılmasına şahit olacağız ve bu durumda Doğu
Türkistan’ın bağımsızlığına da ağır bir yol açılacaktır. O
zaman Doğu Türkistan şimdiki Sovyet Muhtar Türk
Cumhuriyetleri’nin önünde duran bazı problemlerle
karşı karşıya gelecektir. Belki de gelecekte Türk Dünyası
ile İran devleti arasındaki münasebetler de
gerginleşebilir. Çünkü İran’da 18 milyona yakın Türk
yaşamaktadır.
Onların
bağımsızlık
isteyip
istemeyecekleri veya komşu Azerbaycan’a katılıp
katılmayacakları gibi bütün bu meseleler onların oradaki
durumlarına yani insani ve milli haklarına ne kadar
riayet edileceğine bağlıdır. Aynı durum Afganistan’da,
Irak’ta ve esir Türklerin yaşadıkları diğer memleketlerde
de olabilir. ”114
Bu düşünceler Kırımoğlu ve Türk Dünyası için çok önemlidir. Onun bütün Türk
Dünyası’nın problemlerine kafa yoran, Türk Birliğinden, bu birlikle büyük bir güç
oluşturmanın zaruretinden bahseden bir lider olduğunu göstermektedir.
Kırımoğlu, Asya ve Avrupa’nın önemli kısmında Türk varlığının bulunduğunu;
bu coğrafyalardaki doğal zenginliklere ve bu zenginliklerin güce çevrilmesi
istikametinde çalışmalar yapılmasının ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Türk
halklarının uzun zaman sömürge altında yaşamasından dolayı birlik ve milli şuur
bilincinin zayıflatıldığını ve birbirinden uzaklaştırıldığını söylemektedir. 115
Onun kanaatince öncelik sıralamasına göre Türk Dünyası’nın kültürel ve
ekonomik entegrasyonuna fazlasıyla önem verilmelidir. Çünkü sağlam ekonomik
114
115
Çapraz, a.g.e, s. 98
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
33
bağlantılar ve kültürel birliktelikler meydana getirildikten sonra siyasi birlik de kolayca
kurulabilir.
Ona göre Türk Dünyası’ndaki birlik, herhangi gönüllü ve sulhsever
birliklerde olduğu gibi, yalnız Türklere değil bütün dünyaya çok fayda getirecektir. 116
Kültürel birliktelik noktasında İsmail Gaspralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ona
göre çok önemliydi. Bu yolda Türk Dünyası’nın alması gereken başlıca tedbirlerden
birinin,
hepsinin
yazılarını
Latin
alfabesine
geçirmesi
meselesi
olduğunu
düşünmektedir.117
Aynı zamanda kültürel mübadele, Türk kültür merkezlerinin ve ilim
cemiyetlerinin, haber ajanslarının kurulması, öğrenci mübadeleleri, dini idarelerin
müşterek çalışmaları gereklidir. O, Türk gruplarının birbirleriyle anlaşabilmek için
Rusça konuşmak zorunda bırakıldığını bildirerek, bu durumun değişmesi gerektiğini
vurgulamıştır. Türk dili esas alınarak umumi bir Türk dilinin meydana getirilmesine
önem vermemiştir. Bu umumi Türk dili çeşitli Türk gruplarının dillerinden alınan
eşanlamlı sözlerle daha da zenginleşecek, Türk Dünyası’nın tek lisanı olacaktır. Ona
göre Türk Dünyası okullarında Türkiye Türkçesi dersine yer vermek de zaruridir.
Ekonomik alanda Türk Dünyası ile müşterek müesseseler kurulmalı, ticari
alanda elverişli şartlar sağlanmalı, gümrük engelleri ortadan kaldırılmalı, işçilerin Türk
ülkelerinden diğerine serbest gidebilmesi sağlanmalıdır. Bunların ardınca artık bir Türk
birliğini oluşturmak zaman meselesi olacaktır.
Türkiye
Cumhuriyeti
önderliğinde
Bu çalışmaların yapılabilmesi için
bağımsızlığını
yeni
elde
etmiş
Türk
Cumhuriyetleri’nin üzerine büyük görev düşmektedir.
Kırımoğlu özellikle Türkiye ve onun gücü ve misyonu hakkında önemli
düşüncelere sahiptir. Ona göre Türkiye’de Sovyetler Birliği ve Çin Halk
Cumhuriyeti’nde olduğu gibi Türk aydınları bir kıyımdan geçirilmemiş, camiler
kapanmamış, milli ruh yok edilmemiş, yabancı ideolojiler milli bünyeyi tahrip
etmemiştir. Türkiye’nin milli medeniyeti ilerlemiş, Türk dili zenginleşmiştir. Türkiye
ekonomisi diğer Türk Cumhuriyetleri’nin ekonomisinden daha ileridedir. Bu da doğal
olarak Türkiye’ye Türk Dünyası’nda lider olma misyonunu kazandırmaktadır.118
116
Çapraz, a.g.e, s.100
Riza Fazıl, “Kırım Tatarları 20 yıldır Latin alfabesine neden geçemiyor?”, QHA, 07/01/2013
,(http://qha.com.ua/kirim-tatarlari-20-yildir-latin-alfabesine-neden-gecemiyor-120908tr.html,( 07.09.2013))
118
Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj
117
34
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye’nin liderliği ile ilgili nihai
düşünceleri ise şöyledir:
“Bu liderlik ümit ederim ki olmasını
arzu ettiğimiz Türk Dünyası’nın birliğinde,
hiçbir zaman diktatörlük şeklini almaz ve
Türkiye Türkleri hiçbir zaman bazı tarihi
sebeplerden
dolayı
zor
durumda
kalmış
kardeşlerine yüksekten bakmazlar. O zaman
Türkiye gerçekten de Türk Dünyası’nın tamamı
için birleştirici ruhi merkez olabilir.” 119
Kırımoğlu Kırım’ı Türkiye’nin güvenlik sahası olarak da tanımlar. “Rusya’nın
Kırım’da derin stratejik yapılanmaya girmesi, Türkiye’nin çıkarlarına aykırıdır.”
demektedir. Kırım’daki Türklerin nüfusunun giderek arttığını ve önümüzdeki yıllarda
bunun aynı zamanda Türkiye’ye de stratejik üstünlük sağlayacağı kanaatindedir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na göre Akdeniz’de Kıbrıs’ın önemi neyse,
Karadeniz’de de Kırım’ın önemi odur. İşte bu açıdan, ister kültürel alanda, ister
ekonomik, isterse de eğitim alanında Türkiye’nin ve Türk Cumhuriyetleri’nin Kırım’da
yapması gereken çok şeylerin olduğuna inanmaktadır. Kırımoğlu önderliğinde “Kırım
Sevdası” Gazetesi, Kırım Türkleri Kültür Merkezi ve Milli Kütüphane, Kırım Haber
Ajansı, daha nice kurum ve kuruluşlar onun siyasi liderliği ve dirayeti sayesinde
başarılmıştır.
Vatana dönüş mücadelesinden sonra Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun
giriştiği yeni mücadelede özellikle Türkiye ile ilişkileri önem kazanmıştır.
Kırımoğlu’nun Türkiye’deki temasları zamanında, en çok atıfta bulunduğu konuların
başında Kırım gençlerinin Türkiye’de eğitim imkanlarının genişletilmesi, eğitim için
gelenlerin burada en verimli şekilde yetiştirilmesi ve Kırım’a döndükten sonra da
onlarla irtibatın devam ettirilmesi olmuştur.
120
Aynı zamanda yeterli sayıda Tatar
Türkçesi öğretmeninin yetiştirilmesi; okulların ders kitabı, harita, sözlük gibi
119
120
Çapraz, a.g.e.,s.103
Bkz Ek. Röportajlar: Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj
35
malzemelerle donatılması; çocuk yuvaları, anaokullarının kurulması gibi konular da
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Türkiye’den istedikleri arasındadır. 121
Dini konularda da, yeni camiler, medreseler açılması, dini edebiyatın Kırım’a
getirilmesi, Tatar gençlerinin arasındaki eksik dini bilgilerin giderilmesi problemleri de
Kırımoğlu’nun öncelikleri arasında yer almaktadır. Türkiye; ortak tarih, dil, sosyal ve
kültürel
işbirliğinin
sağlam
temellere
oturtulması
ve
kurumsal
işbirliğinin
yoğunlaştırılması, ortak kültürel mirasın tespiti ve korunması, tarih, dil ve din alanında
ortak unsurların canlandırılmasına yönelik çeşitli projelerle, Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu önderliğindeki Kırım Milli Meclisi’ne yardım etmektedir. Türkiye aynı
zamanda Ukrayna’yla Karadeniz üzerinden birbirine komşu olan iki ülke arasındaki
ticari ve ekonomik ilişkileri canlandırarak ve ilişkileri sıcak tutarak, bu konuda Kırım
Türklerinin de bir aktör olarak yer almasını sağlamaktadır. 122
İki ülke arasındaki ticari ve siyasi ilişkilerin paralelinde başbakanlığa bağlı Türki
İş Birliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) aracılığıyla Kırım’a yönelik eğitim, kültürel ve
konut projeleri 1992 yılında başlatılmıştır.123 TİKA’nın Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin
başkenti Akmescit’teki ofisi 22 Kasım 1995 tarihinde, Birleşmiş Milletler Kırım’a
entegrasyon ve kalkınma programı koordinatörlüğüyle imzalanan protokol çerçevesinde
kurulmuştur. Aralık 2005 içerisinde tescil edilen üç projeyle TİKA Akmescit program
koordinatörlüğü hükmü şahsiyet kazanmıştır.
Önceleri dışişleri bakanlığı 1996’dan sonra ise TİKA ekseninde Türkiye Kırım’a
başta eğitim ve kültür olmak üzere teknik yardım , turizm, ticaret, bankacılık, sanayi ,
istihdam ve konut yardımları yapmıştır. Tabiî ki bu yardımların en başta geleni eğitim
ve kültür alanında yapılanlardır. 124
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yalnızca Türkiye ile değil Türk Dünyasının
diğer ülke liderleriyle de bir araya gelmekte ve bu ziyaretler basında yer bulmaktadır.
Bunlardan biri tıpkı Kırım Tatarları gibi yaşama hakları için zor bir mücadele vermek
zorunda kalan Doğu Türkistan Türklerinin lideri Rabeiya Kader 125 ile Brüksel’de bir
121
Bilal Koçak “Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla Röportaj” Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, Sayı 159,
Mart 2013/3 s. 61
122
Bkz Ek. Röportajlar: .Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Temmuz 2009’da yapılan Röportaj
123
Fahri, Unan, Yeni Türkiye Uluslararası Türkoloji Kongresi Bildirileri, TİKA,s.448
124
Unan, a.g.e. s. 449
125
Rabeiya Kader: Doğu Türkistan'da yaşayan Uygur halkının insan hakları için mücadele eden Uygur aktivist.
2005 yılından bu yana ABD'de yaşamakta ve Uygurların sesini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır.
36
araya gelmesi haberidir. Habere göre Doğu Türkistan için mücadelelerinin çok yönlü
olarak devam ettiğini ve bu davaya baş koyduğunu söyleyen Türklerin kadın lideri
Rebeiye Kader, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Sizleri görmek, sizlerle tanış
olmak, kardeşlerin buluşması kadar, Türklerin bir başka özgürlük lideri Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu ile buluşmak ne hoş. Bu iletişim çağında birbirimizden
haberimiz daha güzel olmalı. Güçlü dirlik ve birlik için mücadelemiz sürmeli”
demiştir.126
Doğu Türkistan Türkleri ile Kırım Tatarları arasındaki dayanışma, 2009 yılında
Kırım Tatar sivil toplum teşkilatlarının, son iki haftada Çin’in baskılarına maruz kalan
Doğu Türkistan Uygurlarını desteklemek amacıyla Kiev’deki Çin Büyükelçiliği binası
önünde eylem yapmasıyla da gündeme gelmiştir. 127
Türk Dünyasıyla beraber Kırım Tatarları 1996 yılında Çeçenlerin direnişine de
destek vermiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İnguşlardan, Dağıstandan sürülen
80.000 – 100.000 arası Çeçenlerin vatanlarına dönme mücadelesi için; 1944 yılında
Ruslar tarafından Kırım Tatarlarına acımasızca yapılan sürgününden sonra vatana dönüş
mücadelesinin ve haklarını arayışlarının suç olmadığını, sadece Rus terörizmine yeterli
bir cevap olduğunu ifade etmiştir.128
Çeçenlerin mücadelesini Kırımoğlu 2007 yılında yeniden dile getirmiştir ve
Deutsche Welle’nin verdiği habere göre “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu Lvov’da verdiği demeçte, “Eğer Ukrayna Cumhuriyeti Kırım’da
yasadışı toprak zapt eden Rus iş adamlarını düzene koymasa Kırım ‘ikinci Çeçenistan’
olur” demiştir. 129
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Tatar Türkleri arasındaki münasebette, özdeş
mücadeleleri üzerinde gelişmiştir. 2013 yılında Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret eden Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu arasında şöyle bir münasebet olmuştur: Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadeleleri
ile Kırım Türklerinin mücadelelerinin benzerliğine dikkat çeken Kırımoğlu, “ Siz
126
Y.C. “Çin’de bir kadın önder,Rabia Kader ” Yenihaber, 09.07.2009, (http://www.yenihaber.be/
printer_friendly.php?go=3050a47, (20.01.09))
127
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=35, (30.09.2009)
128
http://www.lexpress.fr, (03.10.2013)
129
Arzı Kencaliyeva, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Kırım “ikinci Çeçenıstana” dönüşebilir”, QHA, 17/12/2007,
(http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-ikinci-cecenistana-donusebilir-35228tr.html, (04.04.2013))
37
bağımsız bir cumhuriyet kurdunuz, biz maalesef bu noktaya ulaşamadık. Mücadelemiz
devam edecek” dedi. Kırımoğlu, Kırım Tatar Milli Meclisi’nin selamlarını
Cumhurbaşkanı Eroğlu’na ileterek, Kuzey Kıbrıs’ta büyük bir misafirliklerle
ağırlandıklarını dile getirdi, teşekkür etti.130
Kısaca ifade edersek Türkiye’nin de yardımlarıyla Kırımoğlu liderliğindeki
Kırım Türklerinin çeşitli kurum ve kuruluşları kültürel varlıklarını devam ettirme
çabaları yeni ivme kazanmıştır. Sosyal değişme sürecinde ve göçler ekseninde ahlaki
değerler, din, dil, edebiyat, müzik ve kimlik farkındalığı Kırımoğlu’nun Kırım
Türkleriyle ilgili gündeminin ön sıralarında yer almaktadır. Çünkü bu değerlerin
değişmesi ve yok olması bir milletin geleceğini de tehlikeye sokar. Aynı zamanda Kırım
Tatar kültürünün sürdürülebilmesi için; yaşlılardan gençlere kültür aktarımını
sağlayabilmek amacıyla yapılan çalışmaların içinde yer almaktadır. Kısacası bugün
Kırım Tatarları Kırımda başka bir kültürle iç içe yaşarken, kendi kültürlerini, dil ve
dinlerini geliştirmek, korumak ve geleceğe taşımak zorundadır. Bunun içindir ki
Kırımoğlu da ister Türkiye’de isterse de Kırım’da yapmış olduğu çeşitli konuşmalarda
milli mektepler, kitaplar, kültürel merkezler, konusunu devamlı gündemde tutmakta ve
bu konuda yapılan çalışmalara öncülük etmektedir.
II.4. Vatana Dönüş Sonrasında Devam Eden Mücadele
Kurultay ve Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki Milli Hareket,
halkın bilinçlendirilmesi ve örgütlendirilmesi işiyle uğraşmakta; milliyetçi panislavist
mihrakların çalışmalarına karşı milli çizgiyi daima muhafaza etmekte ve soydaşların
sürgünden vatana dönüşü ve onların vatandaki ağır sosyal, ekonomik, kültürel
sorunlarını çözmekteydi. Kırım’a dönen Türklerin çoğunun evleri yoktu. Bazıları
elektriği, suyu olmayan yapılarda, çadırlarda ve akrabalarının evlerinde yaşamaktaydı.
Günümüze dek, Kırım Türklerinin kendi topraklarına yerleşme çabaları, güvenlik
güçleri tarafından engellenmeye devam edildi.
7 Ekim 2007’de Kırım’ın Aypetri bölgesinde Kırım Türklerinin yapmış
oldukları evlerin yıkımı gerçekleştirilirken, polislerin silahlarından açılan ateş sonucu
130
“KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, Kırım heyetini kabul etti” QHA, 22/07/2013 (http://qha.com.ua/kktccumhuriyet-meclisi-baskani-bozer-kirim-heyetini-kabul-etti-128947tr.html, (23.09.2013))
38
birkaç Kırım Tatarı ağır yaralanmıştı. Bunun üzerine 7 Ekim’de Kırımoğlu milletvekili
sıfatıyla basın toplantısı düzenleyerek Ukrayna Emniyet Müdürü’nün görevden
alınmasını istemiş ve Aypetri olaylarında sorumsuzca davranış sergileyen polislerin
hakkında suç duyurusunda bulunmuştur. 131
Kırım Âli Meclisi’nin önünde yapılan çok sayıda protesto, gösteri ve mitingler,
Kırım hükümet çevrelerinin geri adım atmasıyla sonuçlanmıştır. Kırım Âli Meclis
Başkanı Antoni Gritsenko, Riya Novosity Ajansı’na vermiş olduğu demeçte, Kırım
Türklerinin mesken sorununun halledilmesi amacıyla 2,2 bin hektar toprak ayrılacağını
beyan etmiştir. Bu topraklar Simferapol ve Büyük Aluşta bölgelerinde olacaktır, ancak
Kırım Âli Meclisi Başkanı, mitinglerin ve gösterilerin artık sonlandırılması gereğini
beyan etmiştir.132
Kırım Komitesi’nin Lideri Leonit Kraç, Rusya yanlısı tutumunu Aypetri
olaylarında da devam ettirerek, Kırım Tatarlarının toprak elde etmesi ve buralara
mesken yapmasını kesin bir dille eleştirerek, bunun Ukrayna’nın belirli güç
merkezlerinin onayıyla gerçekleştiğini ifade etmiş ve bu konuda suç duyurusunda
bulunmuştu.133 Özbekistan’da, Tacikistan’da, Rusya Federasyonu’nda ve Ukrayna’nın
bazı bölgelerinde yaşayan Kırım Tatarlarının da istemelerine rağmen çoğunun
vatanlarından göç etmeye maddi imkânları yoktu. Kırımoğlu, bu insanlara yardım
edilmezse onların hiçbir zaman yurtlarına dönemeyeceğini bilmekte ve çareler
aramaktaydı.
Gazeteci
Kemal
Çapraz’a
vermiş
olduğu
bir
röportajda
Kırımoğlu;
Özbekistan’da onlara yardım etmeyen eski komünist yöneticilerden de yakınmaktaydı.
Bu Moskova yanlısı yöneticilerin yardım bir tarafa dursun, Kırım Türklerinin kendi
imkânlarıyla yurtlarına dönmesine engel olduğunu vurguluyordu. Mesela Kırım
Türklerinin hükümetten satın alınan evlerini satıp vatanlarına dönmelerine engel
olunmakta, onlardan bu evleri parasız bırakıp gitmeleri istenmekteydi. Bir Türk
Cumhuriyeti olan Özbekistan’da dahi Kırım Türklerine, demiryolları istasyonlarında
eşyalarını Kırım’a göndermek için vagonlar verilmiyor, onlar o sandıkları almak için
aylarca kuyruklarda beklemek veyahut başka yollarla bu haklarını elde etmek zorunda
131
“Крымские
татары
уповают
на
Тимошенко
и
(http://www.rosbalt.ru/ukraina/2007/12/19/441964.html, (05.02.2010))
132
http://www.bizxednay.ru, (24.03.2008)
133
http://www.intermedia.org.ua, (21.11.2007)
Луценко”
Росбалт,
19/12/2007,
39
bırakılıyorlardı.
Her
türlü
teknik
cihazları,
arabaları,
inşaat
malzemelerini
Özbekistan’dan çıkarmak, Kırım Tatarları için çok zor hale getirilmişti134.
Özbekistan’da bütün bunlar devam ederken Kırım’da da başka bir engelleme ve
sorun vardı. Rus yanlısı yerel idareciler, alelacele Kırım Türklerinin topraklarını
Rusya’dan, Ukrayna’dan gelmiş Ruslara, yazlık evler inşa etmek için dağıtıyorlardı.
Bütün bunlar, Kırım Türklerinin sayısını azaltmak, onların vatana dönüşünü engellemek
için yapılıyordu.
Özelleştirme adı altında topraklar, fabrikalar, binalar da yine Ruslara
satılmaktaydı. İşte bu zorlu şartlar altında Kırımoğlu, çareler ve siyaset üretmek
zorundaydı. Milli kültür ve eğitim alanında çok büyük bir boşluk vardı. Vatana dönen
Kırımlıların okuyacak okulu, ibadet edecek camisi yoktu.
1944 senesinden sonra ana dilinde tek bir okul bile açılmamıştı. Rus okullarında
vatana dönmüş Kırım Türklerinin çocukları için ana dillerini öğrenmek imkanları
verilse de; ders kitapları ve öğretmenleri yoktu. Milli Kurultay’da Kırımoğlu, bu
sorunların acilen çözülebilmesi için Kırım Türkçesinin alfabesinin değiştirilmesini ve
Latin alfabesine geçilmesi kararını almıştı.135 Bu karar aynı zamanda Türkiye’nin kültür
ve eğitim alanında Kırım’da başlayan milli intibak sürecine aktif bir biçimde müdahil
olmasını sağlayacaktı.
Dini hayat da yıllarca devam eden asimilasyon ve sindirme politikaları
sonucunda, neredeyse yok edilmişti. Sovyet döneminde zaten Müslümanların
yaşadıkları bütün topraklarda camiler kapatılmış, din adamları ya öldürülmüş ya da
Sibirya çöllerine sürgün edilmişti. Kırım Tatarlarının durumu ise daha vahimdi.
Buradaki camilerin çoğu depolara, hayvan barınaklarına ve kulüplere çevrilmişti. 136
Restore edilen ve pisliklerden temizlenen camiler yeniden ibadet için açılmaktaydı.
Örnek, Gözleve’de Sinan’ın yaptığı cami
Sovyet yönetimi Kırım Türklerine ait mimari eserleri, burada Türk izleri
kalmasın diye özellikle tahrip etmişti. Ama Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun özel
gayretleriyle İslam cemiyetleri oluşturulmakta, camiler inşa edilmekteydi ama bu
camilerde görev yapacak din adamları da yoktu.
134
Çapraz, a.g.e., s. 35
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
136
Çapraz, a.g.e., s. 79
135
40
Bir diğer sorun da Rusya’dan bu bölgeye getirilen Ruslar, Almanlar, Belaruslar,
Ermenilerle Kırım Türklerinin uyum sorunuydu. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun
anlatımıyla:
“ Kırım’da yaşamakta olan 2,5 milyon
kişinin yüzde doksanı, 1944’den sonra Rusya ve
Ukrayna’dan göç etmiş olanlarla ve o insanların
evlatlarıdır. Onlar Kırım Türkleriyle hemen hiç
yaşamamış, fakat yıllardan beri yapılan Şoven
propagandalar neticesinde Kırım Türklerine karşı,
davranışlarından anlaşıldığı kadarıyla, pek hayırlı
düşüncelere sahip değillerdi. Mesela 1988 yılında
yerel organlar tarafından Kırım’da yaşamakta olan
ahali arasında Kırım Türklerinin vatanlarına
dönüşleri hususundaki düşüncelerini öğrenmek
maksadıyla yaptırılan bir ankette, halkın yüzde
altmışı Kırım Türklerini vatanlarına dönmelerini
katiyyen karşı çıkmış. Yalnız yüzde yedisi onların
vatanlarına dönmelerine hakları olduğunu söylemiş,
kalan yüzde otuzüçü ise, bu konuda kayıtsız
olduklarını beyan etmişlerdir.” 137
Kırım Muhtar Cumhuriyeti’nin yönetim kadrolarında yer alan şahıslar da Kırım
Türklerine karşı açıktan açığa baskı uygulamakta, onların her türlü faaliyetlerine engel
olmaktaydı.
Böyle bir durum içerisinde Kırımoğlu’nun siyasi ileri görüşlülüğü
sayesinde Ukrayna’daki milli demokratik partiler ve örgütlerle iyi ilişkiler kurmakta,
onların Kırım Türklerine olan bakışları olumlu istikamette değiştirilmekteydi. Kırım’ın
statüsü, Rusya ve Ukrayna arasındaki bu konuda var olan tartışmalar ve Rusya’nın
Ukrayna’dan Kırım’ı geri alma isteklerinin varoluşu, Kırımoğlu’nu, Ukrayna’nın milli
demokratik güçleriyle beraber hareket etmeye zorluyordu.
1 Aralık 1991’de Ukrayna’da yapılmış olan Bağımsızlık Referandumu Rusya ile
Ukrayna’yı karşı karşıya getirmişti. Kırım’da yetkili olan Şoven-Rus çevreleri bu
referanduma karşı Kırım’ı Ukrayna’dan ayırıp Rusya’ya ilave etmek veya Rusya’ya
müttefik Bağımsız Kırım Cumhuriyeti kurmak için çabalamaktaydılar. Bu sefer de
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun dirayetli politikaları sayesinde, Kırım Türk Milli
137
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
41
Meclisi, Kırım Türklerine Ukrayna’nın bağımsızlığı yönünde oy kullanmalarını tavsiye
ederek Ukrayna’nın milli bağımsızlık hareketinin yanında yer almıştı138.
Kırım Türklerinin neredeyse tamamı bağımsızlık yönünde oy kullanarak bu
konuda kilit rol oynamışlardır. Bütün bunlar Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun iyi bir
devlet adamı ve iyi bir politikacı olmasının da göstergesidir.
Kırım’da Referandum sonrasında devam eden anayasa çalışmalarında da yine
Rus yanlısı çevreler Kırım’da yeni bir Rus Cumhuriyeti’nin kurulması niyetlerini
taşımaktaydılar. Onlara göre Kırım Cumhuriyeti’nde resmi dil Rusça olmalıydı. Bu
anayasa taslağında Kırım Türklerinin milli haklarını koruyacak hiçbir madde yoktu. Bu
durumda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve başkanlığındaki Kırım Tatar Milli Meclisi,
kendi anayasa projesini hazırlamış ve yayınlamıştır. 139
Bu anayasa taslağında cumhuriyetin resmi dilinin Kırım Tatarcası, Ukraynaca ve
Rus dili olması öngörülmüştü.
Kırım Türklerinin askerliğinin gönüllü ve yalnız
Kırım’da yerleşen Müslüman askeri birliklerden oluşması teklif edilmişti.
Artık Rusya- Ukrayna mücadelesi içerisinde Kırım Türklerinin bir denge unsuru
oluşturarak güçlendirilmesi gerekiyordu. Rusya taraftarlarının esas tezleri şuydu: Kırım
Ruslar tarafından ele geçirilmiş topraktır. Kırım ahalisin ezici çoğunluğunu Ruslar
teşkil etmektedir. 1954 yılında Kırım burada yaşamakta olan halkın fikirleri
sorulmaksızın Kruşev tarafından Ukrayna’ya hediye edildi. Bu haksızlık olarak
görülmekte, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması ve Rusya Federasyonuyla birleştirilmesi
veyahut Kırım’da bağımsız ve Rusya Federasyonu’na müttefik bir Cumhuriyet
kurulması
öngörülmekteydi.
Ruslar
Kırım
Türklerinin
varlığından
hiç
bahsetmemekteydi.
Ukrainler, Kırım’ın Rusya Federasyonuna katılmasına karşıydılar ve onların da
bir tezleri vardı. Ukrainler Kırım’ın Ukrayna’ya verilmesi hakkındaki 1954 yılında
alınmış karara atıfta bulunarak: “Evet belki bu kanunsuz bir karar gibi gözükebilir, ama
1783 yılında Rusya tarafından Kırım’ın kendi topraklarına eklenmesi de kanuni değildi;
bu yüzden de Rusya’nın Kırım benim toprağımdır demeye hakkı yoktur. Aynı zamanda
138
Hakan Kırımlı, “Kırım Tatarları Kimdir?”, (http://www.kirimdernegi.org.tr/sayfa.asp?id=456, (05.06.2013))
Osman Bayramaliyev, “Çubarov: ''1991 referandumu dönüşü engellemek için yapıldı''”, QHA, 23.01.2012,
(http://qha.com.ua/cubarov-039-1991-referandumu-donusu-engellemek-icin-yapildi-039-106667tr.html,
(14.04.2013))
139
42
Sovyetler Birliği döneminde çok miktarda Ukrayna toprağı da Rusya Federasyonu’nca
ilhak edilmişti Rusya Federasyonu’nun Kırım’ı talep etmesi halinde Ukrayna’nın da
Rusya Federasyonu’ndan Kırım alanından daha çok toprak istemeye hakkı vardır.”
demekteydi. 140
Görüldüğü gibi Ukrayna milli demokratik çevrelerinin görüşleri Kırım
Türklerine daha yakındı. Onlardan bazıları hatta Kırım Tatarlarının Ukrayna’nın
yardımlarıyla vatanlarına döndürülmesini ve Kırım’da Ukrayna’nın bünyesinde Kırım
Tatar Milli Cumhuriyeti’nin kurulmasını savunmaktaydı. Bu yüzden Kırımoğlu akılcı
politikalarıyla bu çizginin yanında yer almaktaydı.
Değişen dengeler Rusya, Ukrayna arasındaki Kırım uğrundaki mücadele hatta
Ukrayna’nın iç siyasi dinamiklerinin siyasal mücadelelerinde kullandıkları dil ve
unsurlar, Kırım Türklerinin mücadelesine direk veya dolaylı olarak etki etmekteydi.
Elbette ki Kırımoğlu zor siyasi şartlar ve dengeler gözetilerek mücadelesini
sürdürmekteydi. Mesela 90’lı yıllarda Ukrayna bağımsızlığını elde eder etmez; Rusya,
Kırım üzerindeki baskısının şiddetini arttırarak Kırım’ı Ukrayna’dan koparıp Rusya
Federasyonu’na bağlamayı hedeflemekteydi. Nitekim Rusya’nın Karadeniz’deki en
büyük askeri filoları da Kırım’dadır. Stratejik açıdan Rusya, Kırım’ı kendi topraklarına
ilhak etmeyi yegâne çare olarak görmekteydi. Bu dönem Kırım Cumhurbaşkanı olan
Rusya yanlısı Yuri Meşkov çok tehlikeli oyunlar oynamakta, Kırım Türklerini varlığını
önemsememekteydi.
Yuri Meşkov, Kırım’ı önce Ukrayna’dan koparmak, sonra Rusya’ya bağlamak
istiyor; onun için çeşitli baskılar ve projeler üretiyordu. Hatta Meşkov’un yardımcıları
bile Moskova’dan atanmıştı. Rus devlet adamları devamlı Kırım’dan gelerek Meşkov’a
destek veriyorlardı. Bağımsızlığını henüz ilan etmiş Ukrayna devleti ise elbette bu
durumu hazmetmek istemiyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyordu.
İşte böyle bir çatışma ihtimalinin var olduğu dönemde Kırımoğlu Kırım’ın
Bosna olmaması için çalışıyor, bu değişen dengeler içerisinde Kırım Türklerinin
Ukrayna içinde Milli Otonom Cumhuriyeti’nin kurulmasını istiyordu.
140
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
43
Bu dönemden itibaren Kırım’da Rus cemiyetleri de oluşturulmaya başlanmıştır.
Şoven ve Rusya yanlısı tavırlarıyla dikkat çeken bu cemiyetler Kırım Türklerine karşı
radikal tutumlar sergilemekteydi. Kırım’da Rus cemiyetlerinin bugüne kadar da etkili
olduğu bilinmekteydi. Bu Rus cemiyetleri Rusçanın Ukrayna’da hâkim dil olması
uğrunda mücadele veriyordu.
Kırım Türklerinin de çeşitli sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla halka yönelik
olarak Tatarca kursları açmak girişimleri, zaman zaman Rus yanlısı Kırım yöneticileri
tarafından engellenmekteydi. Ancak tüm bunlara rağmen Kırım Tatarları kendi
dillerinde kurslar düzenlemekte, mektepler açmakta, eğitim sorunlarına Türkiye’nin de
yardımıyla ciddi bir biçimde eğilmekte ve asimilasyon politikalarına karşı, Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlığında yeni açılan milli kuruluşlar vasıtasıyla cevap
vermekteydiler. 141
Artık Tatar dili okullarda okutulmakta, Tatarca ders kitapları hazırlanmakta,
Türkiye’nin
de
yardımıyla
tarih,
kültür,
edebiyat
alanlarında
yeni
kitaplar
yayınlanmaktaydı.
Dil konusunda yaşanan sıkıntılara rağmen olumlu gelişmeler de kaydedilmiştir.:
Hazırlanmakta olan tüzük dillerinden birinin Kırım Tatarcası olması, Kırım Devlet
Televizyonu’nda Kırım Tatarcasıyla müzik yayınlanması gibi…
Şuanda Kırım’da ana dilde eğitim yapan 15 civarında okul mevcuttur. Son
raporlara göre Kırım’daki Kırım Türklerinin çocuklarının sadece %10’u ana dillerde
eğitim veren milli mekteplerde öğrenim görebilmektedir. 142 Üstelik milli mekteplerdeki
eğitim, Ukrayna Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan müfredat çerçevesinde ve Rusça
olarak yapılmakta, sadece bazı dersler Kırım Tatarcası’nda verilmektedir. Bu milli
mekteplerde dahi ana dil, ikinci bir dil olarak öğretilmektedir.
Bazı ailelerde bile konuşulmayan ana dili milli mektepler aracılığıyla canlanma
olanağı bulacaktır. Bu milli mekteplerin kurulması ve maddi manevi desteklenmesi işi
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başkanlığındaki Milli Meclis nezaretinde yürümektedir.
Milli mekteplerin açılmaması ve oradaki eğitim kalitesinin düşük olması için çalışan
141
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
Okan Yeşilot, “Kırım Tatar Türklerinin Tarihi Ve Güncel Sorunları Perspektifinde Sosyo-Kültürel Yapısı,
Ukrayna’dakietnik Barışa Katkıları Ve Türkiye’deki Akrabalarıyla Kültürel İlişkileri” ,21. Yüzyılda Türk
Dünyası. Uluslararası Sempozyumu . 02 - 05 Aralık 2010 / Lefke - K.K.T.C.. Bildirgeler Kitabı. Eko Avrasya Yayın
No: 2011/1., s.103
142
44
Ukrayna’daki bazı mihraklar, zaman zaman Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri
aracılığıyla bu mekteplerde gerginliklerin oluşmasına neden olmuşlardır. Onlar milli
mekteplerin kültürel canlanmaya ve milli dilin yeniden yaygınlaşmasına neden
olacağını bildikleri için bunu çeşitli vasıtalarla engellemek istemektedirler. Bu
engellerin aşılmasında da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun gerek Kiev, gerekse
Kırım yönetimiyle kurduğu diyalog çabaları önemli rol oynamıştır.143
Ancak Kırım Tatarlarının sorunlarının halledilmesi konusundaki bazı yasal
düzenlemeler sürüncemede bırakılmış, halledilmemiştir. Her ne kadar Yuşenka,
vatanından sürülmüş Kırım Tatarlarının haklarının geriye iade edilmesi istikametinde
kapsamlı yasal düzenlemelerin yapılacağı hakkında söz vermişse de bu Ukrayna’daki
siyasi kriz nedeniyle yapılamamıştır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Azerbaycan’daki
Zerkala gazetesine vermiş olduğu demeçte, yasa çerçevesinde sosyal ve maddi tazminat
ödenmesinin gerekli olduğunu bildirse de, Ukrayna Parlamentosu’nun kabul ettiği
yasada, sadece Kırım Tatarlarının hukuki haklarının savunulması noktasında bir ibare
yer almıştır. Kırım Tatarlarının kendi yönetimlerini oluşturması ve kendi ana dillerinde
eğitim almaları konusuna da bu yasada yüzeysel bir biçimde değinilmiştir. 144
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla Kırım’da görüşen Ukrayna Cumhurbaşkanı
Yanikoviç, bir ara Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu “başbakan danışmanı” olarak
atamışsa da daha sonra Kırım’daki Rus cemiyetlerinin baskısıyla geri adım atmış,
imzaladığı kararnameyi iptal etmiştir. Yani zor şartlar altında Kırım Tatarlarının
Ruslaştırılmasına ve asimile olmasına karşı, maddi ve manevi tedbirler görmek, milli
kurum ve kuruluşların oluşumunu hızlandırmak kolay olmamaktadır. Kırımoğlu
Başkanlığındaki Milli Meclis, Tatar Türkçesini ve Türk kültürünü yaygınlaştırmak
amacıyla eğitim ve kültür merkezlerinin açılmasını ve sayılarının çoğalmasını gerekli
görmektedirler.
II.5. Kırım Tatar Milli Kurultayı ve Kırım Tatar Milli Meclisi
Kurultay, Kırım Tatarlarının iradesi, Kırım Tatar Milli Meclisi Kurultayın en
yüksek icra organıdır. Ne Kurultayın, ne Meclisin, ne de bir başka Kırım Tatar
143
144
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=111, (07.13.2013)
Zerkalo gazetesi (AZ.), (24.02.2010)
45
kurumunun, maalesef resmi bir statüsü bulunmamaktadır. Bütün gücünü halkından alan
Kurultay ve Meclis, herhangi bir gelir kaynağına da sahip bulunmamaktadır.
Kurultay, anlam ve önemi açısından Kırım Tatarları için büyük önem taşımakla
birlikte, halkın iradesinin en somut göstergesidir. “Kurultay, halktır, Kurultay halkın
kararıdır, Kurultay halkın iradesidir”
İlk Kurultaylarını 90 yıl önce bir organizasyonla gerçekleştiren Kırım Tatarları,
9 Aralık 1917 tarihinde Kurultay’ın açılışını Kırım’ın tarihi başşehri olan
Bahçesaray’da, 300 yıldan fazla Kırım’da hükümranlık süren Kırım Hanlığı’nın sarayı
Hansaray’da yapmıştı.145
Kırım Tatarlarının ilk Kurultaylarındaki şartları mükemmel olmamakla birlikte,
Türk ve İslam Dünyasında tam demokratik usullerle yapılan ilk seçim olması, katılımın
çok yüksek oranda gerçekleşmesi, seçme ve seçilme hakkına sahip olan kadınların 5
Milletvekili ile Kurultaya seçilmesi, ilk Kurultay’ın anlamını daha da anlamlı hale
getirmektedir.. Bu bakımdan 1. Kırım Tatar Kurultayı’nın çok iyi analiz edilmesi, gerek
Kırım Tatarlarının milli ruhunun anlaşılması, gerekse tarih açısından büyük önem
taşımaktadır. Kırım Tatarlarının sahip olduğu köklü devlet geleneği ve medeniyetinin de
Kurultay’ın başarılı olmasındaki etkisi yadsınamaz.
Bu sebeple, Kurultay’ın toplanmasının hemen ardından 26 Aralık 1917 tarihinde
Kurultay tarafından Kırım Anayasası kabul edilmiş, Kurultay Hükümeti oluşturulmuş ve
Kırım Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.
Çarlık Rusyası tarafından işgal edildikten sonra bir asırdan fazla zaman çok ağır
zulümler altında yaşayan, sürekli göçe zorlanan Kırım Tatarlarının 1917 yılındaki
istiklali uzun sürmeyerek, Bolşeviklerin Kırım’ı işgali ile son bulmuştu.
1921 yılında Kırım’da Muhtar Cumhuriyet kurulmakla birlikte, İkinci Dünya
Savaşı’nda eli silah tutan erkekleri Kızıl Ordu saflarında savaşırken, çoğunluğu kadın,
çocuk ve yaşlılardan oluşan Kırım Tatarları, 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyet
Yönetimince sürgüne gönderilmişti. Sürgünü takip eden günlerde uygulanan soykırım
ile nüfusunun yarısını kaybeden, tecrit edilmiş bir hayata maruz bırakılan Kırım
145
Çubarova Elvedina, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol (Akmescit), 2009, s.141
46
Tatarları, yurtlarından hiçbir zaman vazgeçmemişler, yıllarca yurtlarına kavuşabilmek
için emsalsiz bir mücadele vermişlerdi.
1980’li yılların sonuna doğru Vatanlarına dönmeye başlayan Kırım Tatarları
Vatanlarında, 1991 yılında ikinci Kurultaylarını yeniden toplamayı başarmışlardı. 26
Haziran 1991 tarihinde Akmescit'de II. Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın I. Toplantısı'nda
alınan kararla Kırım Tatar Milli Meclisi kurulmuştur. Bu toplantıda Kırım Tatar Milli
Meclisi Başkanlığı'na Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu seçilmiştir.
30 Haziran
1991'de Kırım Tatarları üzerindeki egemenliğini ilan eden Kırım Tatar Milli
Meclisi, Kırım Ulusal Marşı'nı ve Kırım Ulusal Bayrağı'nı ikinci kurultayda kabul
etmiştir.146
Kırım Tatar Milli Meclisi tarafından 26 -29 Haziran 1996 tarihleri arasında
Kırım'ın Akmescit şehrinde Ukrayna Tiyatro Salonunda 3. Kırım Tatar Milli Kurultayı
gerçekleştirilmiştir. Kurultayın
açış
konuşmasını
K.T.M.M.
başkanı
Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu yapmıştır. Kırımoğlu konuşmasında Kırım'ın siyasi ve genel
durumu hakkında bilgi vermiştir. Kurultayın ikinci günü söz alan teftiş komisyon
başkan yardımcısı Enver Muiddin meclis çalışmalarının müspet ve menfi taraflarını
anlattı. Yapılan bu kurultayda meclis azalarının %90 nın değişmesi gerektiğini
belirtmiştir. Dördüncü gün 33 kişilik Kırım Tatar Milli Meclisinin yeni merkezi Şura
azaları ile yedi kişilik teftiş komisyonu azaları seçilmiştir. 147
5 -6 Ocak 2001 tarihinde Kırım Tatar Müzik ve Drama Tiyatrosu salonunda III.
Kırım Tatar Milli Kurultayı 4. Oturumu yapıldı. "Kırım Tatar isimleri, soyadları, baba
adlarının milli ananelerine uygun şekilde yazılması ve söylenmesi" hakkındaki Bekir
Mamutov"un verdiği teklif olduğu gibi kabul edilmiştir. Ukrayna Parlamentosu ve
Kırım Parlamentosuna yapılacak seçimler ile ilgili kararların alınarak bir strateji
belirlenmesi ile ilgili E.Kurtiyev ve E.Ametov sunduğu bilgi ve belgelerin KTMM
tarafından incelenmesi kararı alınmıştır.
146
Aydıngün , a.g.e. s.164
KTMM, “Kırım Tatar Halkının 3. Kurultayı” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi ,Yıl : 1 S.1 / Ekim Kasım - Aralık 1996 , s.5-6
147
47
IV. Kurultayın tarihi 30 Temmuz 2001 olarak belirlenmiştir. Kurultayın sonunda
"lll. Kurultayın 4.Oturumunda Alınan Kararlar" başlığı altında sonuç bildirisi kabul
edilmiştir. 148
Kırım Türklerinin 4. Kurultayı 9-11 Kasım 2001 tarihleri arasında Kırım Akmescid'de yapıldı. Kurultay'a Kırım, Özbekistan ve Ukrayna'dan toplam 246 delege
katıldı. Dünyanın birçok yerindeki organize kuruluşlardan ve kişilerden Kurultay'a
kutlama mesajları geldi.
Kurultay'a katılan Ukrayna Halk Hareketi Partisi Başkanı Genadiy Udovenko,
Ukrain ve Kırım Tatar Halkı arasında kurulan dostluk ilişkilerine dair görüşlerini
açıkladı. Kurultay'da ayrıca tanınmış insan hakları savunucusu Genrih Altunyan ve
Ukrayna Cumhurbaşkanı Danışmanı Sergey Kunitsin konuşma yaptılar. Kunitsin,
konuşmasında "Kırım'daki mevcut durumun Kırım Tatarları açısından Pro-Tatar değil
Pro-Kırım'dır. Ve Kırım'ın yeniden kuruluşunda, Kırım Tatarlarının katılımının
olmaması düşünülemez. Bu sebeple bu mevcut pozisyona Kırım'lı politikacıların uzak
durmamaları gereklidir" dedi.
Bundan sonraki Kurultaylarda meclis başkanının seçimi meclis üyelerinin aday
göstermesi ile olması kararlaştırıldı. Meclis başkanına oluşturulacak mecliste çok yetkili
bir konum sağlandı. Meclis başkanı seçiminin, meclis üyeleri seçiminden önce
yapılması kararlaştırıldı. Ayrıca meclis başkanına meclise seçilecek üyeleri %10'unu
veto etme hakkı verildi. Bu durum meclis başkanının gelecekteki meclisi oluşturma da
yetkilerinin arttığını göstermekte. Daha sonra söz alan Rafet Çubar vetolar ve kazanma
konuları ile ilgili görüşlerini açıkladı. Alınan kararla 2.5 seneden önce meclis genel
toplantılarını yapılmaması kararlaştırıldı. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu yeni dönemde
tekrar meclis başkanı seçildi. 149
5.Kırım Tatar Kurultayı ise 7-9 Aralık 2007 tarihleri arasında yapılmış olup,
tarih seçimi ile de birinci Kurultay’ın hatırlanmasını sağlamıştı. 5. Kırım Tatar Milli
Kurultayı’nda, Kurultay’ın en yüksek icra organı olan Kırım Tatar Milli Meclisinin
azalarının da seçimi yapılmış olup, 33 Kişilik Milli Meclis azasının 13’ü bu Kurultay’da
148
KTMM, “III. Kırım Tatar Milli Kurultay 4. Oturumu” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi Yıl : 5 S.19 /
Ocak - Şubat - Mart 2001, s.4-6
149
KTMM,” 4.Kırım Tatar Kurultayı” Kalgay Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi,, Yıl : 6 Sayı : 22 / Ekim - Kasım Aralık 2001, s.4-6
48
yenilenmiştir. 1991 yılından beri Kırım Tatar Milli Meclisi’nin başkanlığını yürüten,
Kırım Tatarlarının efsanevi lideri Kırımoglu yeniden aday olmak istemese de, Kurultay
delegelerinin yoğun baskısı sonucu tekrar Milli Meclis Başkanlığı’na seçilmiştir.
Kırım Tatar Akademik Müzikal ve Drama Tiyatrosunda 21-22 Temmuz günleri
yapılan 5. Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın 4. Toplantısı sona erdi. Kurultayda, Kırım
Tatarlarının 28 Ekimde yapılacak Ukrayna Parlamentosu seçimlerinde sergileyeceği net
tutumun belirlenmesi amacıyla Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Ukrayna sağcı demokrat
güçleri ile müzakerelere devam etmesi, Kırım tatar Milli marşı olan Numan Çelebi
Cihan’ın “Ant Etkenmen” eserine değişiklik yapılmaması ve 6. Dönem Kırım Tatar
Milli Kurultay seçimlerin sivil toplum ve siyasi teşkilatları tarafından seçilecek kişilerin
belirleneceği bölgelerde karışık sisteme göre yapılacağı konusunda kararlar alındı.
Toplantıda, 6. Dönem Kırım Tatar Milli Kurultayı seçimlerinden sorumlu
Merkez seçim komisyonu kuruldu. Komisyona 27 kişi girdi. Komisyon başkanı Remzi
Ablayev oldu.150
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 6. dönemde Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın
Başkanlık görevinden ayrılmıştır.
26-27 Ekim tarihlerinde yapılan 6. Dönem Kırım Tatar Milli Kurultayında
seçilen Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov ve Meclis Üyeleri
Kırım Hanlığının Payitahtı Bahçesaray’daki Hansaray’da 1 Kasım 2013 tarihinde
yapılan törenle göreve başlamıştır.151
Refat Çubarov, Milli Harekette uzun zamandır yer almaktadır. 22 yıldır Milli
Meclis 1. Başkan Yardımcısı olarak çalışmıştır. Ömrünü Kırım Tatarlarının haklarını
aramaya adamıştır.
150
Osman Bayramaliyev, “5. Kırım Tatar Milli Kurultayının 4. Toplantısı sona erdi”, QHA, 22/07/2012, (
http://qha.com.ua, (22.06.2012))
151
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=342,0,a, (10.12.2013)
49
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
III. CEMİLOĞLUYLA İLGİLİ ÇIKAN HABERLERİN VE YAPTIĞI
GÖRÜŞMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım Tatarları adına sürdürdüğü
mücadelenin her aşaması basına sıklıkla yansımış, ilgi çekici haberler Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatına dair ayrıntıları da ortaya koymuştur. Türk ve dünya
basınına yansıyan haberlere baktığımızda sosyal, siyasi, kültürel açıdan Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun bakışını ortaya çıkaran ipuçları elde etmek mümkündür.
Özellikle Sovyetlerde Perestroyka ve Glasnost diye adlandırılan bir sürecin
başlamasıyla, Krım Türklerinin vatana dönüş uğrunda vermiş oldukları mücadeleler,
toplantılar, yürüyüşler, talepler de yavaş-yavaş demir perdeyi de aşarak dünya basınında,
Türk basınında yer almaya başlamıştır. Özellikle 1987 yılında Kırım Tatarlarının
Moskova’da başlatdıkları gösteriler,
dünya basınının yanısıra Hürriyet, Milliyet,
Türkiye, Tercüman, Güneş, Cumhuriyet, Zaman gibi gazetelerde bazen manşetten bazen
de birinci sayfalarda yer alan haberlerde kamoyuna duyurulmuştur. 152
Ayrıca dünya basını da Kırım Tatarlarının bu haklı mücadelesini hiç
gündeminden düşürmemekteydi.153
Sovyetlerin çöküşü süreciyle birlikte dünya ve Türkiye basınında da Krım
Tatalarının durumu ve mücadelesiyle ilgili daha fazla makale ve haberler yer almaya
başladı. 1987 senesinden itibaren başlayan kısmi yurda dönüş, artık 90’ lı yıllarda
daha da hızlanmaya başlamıştı.
Türk kamoyu da artık
Kırımdakı soydaşlarının
durumu ve mücadelesiyle ilgili daha fazla habere ihtiyac duymakaydı. 1994 sonrasında
arık Türk basınında Kırım Tatarları ve Kırımoğluyla ilgili röportaj, haber, yorum ve
makalelerin sayısında bir artış gözlemlemekteyiz.
152
Bu makalelerden özellikle Kemal
Bknz. “Tataralar Moskovada Gösteri Yaptı” Cumhuriyet, 25.07.1987, Tatarların Gösteri Günü, Milliyet,
26.07.1987, Krım Türkleri Kremline Dert Anlattı, Hürriyet, 28.07.1987. Krım Türklerinin Yurda Dönüş İstekleri
İnceleneiyor. Tercüman, 25.07.1987. Gorbaçovun iki yüzü ,Son Havadis 25.07.1987. Bir Mücadelenin
Öyküsü .Milliyet.27.07.1987. Krım Türklerinin Kremline ihtarı, Tercüman 26.07.1987. Kızıl Meydanda
Büyük
Gösteri, Krım Türkleri Şaşırttı, Hürriyet, 27.07.1987. Gromikodan Krımlılara, Bizi Daha Fazla Sıkıştırmayın
Tercüman, 28.07.1987. Sovyetler Sorunu Sürüncemede bırakıyaor, Hürriyet, .29.07.1987.
153
“ Plus de charges pour les Tatars”Liberation,16.07.1987. Glasnost and the Tatars, The Times,27.07.1987.
Tatar: Rare Kremlin Demonstration Test Tolerance, Herald Tribune ,27.07.1987. Des Tatars sur la place Rouge Le
Figaro,28.07.1987. Kremlin ponders hov to davn the fires of natioonalism., Financial Times,30.07.1987.
50
Çaprazın
18-24 Nisanda Türkiye gazetesinde yayınlanan Sürgünde Yeşeren Vatan
başıklı Krım izlenimleri , Mustafa Ünal’ın Zaman gazetesinin 18-22 Aralık sayısında
yayınlanan Krım ; sürgün ve dönüş ,Mustafa Balbayın Cumhuriyet gazetesinin 2
Haziran 1994 sayısında yayınlanan Mustafa Cemiloğlu, Yeni Günaydın gazetesinin
11 eylül 1994 sayısında yer alan Küçük Dev Adam Yılmıyor, Zaman gazetesinin 21
Ekim 1994 sayısında yer alan Krımoğlu; Diri diri mezara gömüldük başlıklı yazıları
da
özellikle dikkat çekicidir . Aşağıda daha çok 2000 yıllardan sonraki
Ukrayna ve dünya nezdinde artan
yıllarda
Krımoğlu faaliyetlerini kronolojik ardıcıllıkla
vermeye çalıştık.
III.1. Kırım Meselesinin Uluslararası Örgütlerde Temsili
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
Göç, Mülteci ve Nüfus Komitesi Toplantısına Katılması
Cenevre’de gerçekleşen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Göç, Mülteci
ve Nüfus Komitesinin 2008 yılı toplantısına katılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bu
toplantıda göç ve mülteci sorunları hakkındaki görüşmelerde yer almış; meselesini
uluslararası bir platformada birkez daha dile getirmiştir.154
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Kırım Tatarları
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2009’da, 18 Mayıs 1944’te sürgün edilen ve
hakları iade edilmeyen Kırım Tatar Türkleri, Ukrayna Parlamentosunda Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Ulusal Azınlıklar Yüksek Komiserliği teklifi ile
milliyetinden dolayı sürgün edilen halklara hakların iadesi” yasa tasarısı çalışmalarına
katılmıştır.155
Kırım Tatarları Avrupa Parlamentosu’nda
17 Mart 2010 tarihinde Avrupa Parlamentosunda Kırım Tatarlarının durumu
görüşülmüştür.156
Toplantıya katılacağı belirtilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun, Kırım
Tatarlarının anayurtlarına dönmelerinin ardından geçen 20 yıllık süreçteki gelişmelere
154
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=5, (08.12.2008)
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (17.06.09)
156
www.newstin.com/tag/us/125022603 , (17.03.2010)
155
51
dikkat çekeceğini söylemiştir. 157 Nitekim basına yansıyan konuşmasının ana hatlarında
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatarları hakkında şu noktalara değinmiştir:
Ukrayna’daki totaliter bütünlüğün tehlike altında olması, Kırım Tatar halkının
milletler ve dinlerarası münasebetleri, yerleşim ve toprak meseleleri, ana dilde eğitim
ve bu eğitimin Tatar halkının milli medeniyet ve özgürlüğüne katkısı, sosyal
problemleri.158
Uluslararası Platformlar ve Kırım Tatarları
2008 yılında Ukrayna ile iyi ilişkiler geliştiren İngiltere, Kırım Tatarlarının
meselelerini gündeme getirmiştir. Avrupa İşlerinden Sorumlu İngiliz Bakan Caroline
Flint 2 Aralık 2008’de Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile görüşmüş ve mevkidaşlarının
dikkatini Kırım Tatarlarının sorunları üzerine çekeceğini bildirmiştir. 159
Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko 2009 yılında Kırım ziyareti
öncesinde, Ukrayna İstihbarat Servisi (SBU) ve Başsavcı Aleksandr Medvedko’ya,
1944 Kırım Sürgünü hakkında cezai soruşturma açılması emrini vermiştir. 160
Aynı yıl Milli Fırka Kırım Tatar sivil toplum teşkilatı üyesi Enver Kantemir
Umerov, 26 Nisan günü Akmescit’te (Simferopol) Kırım Tatar Akademik Müzik ve
Drama Tiyatrosunda yapılan ve milliyetine göre sürgün edilen “Halklara Haklarının
İade Edilmesi” yasa tasarısının ele alındığı halka açık toplantı sırasında, ulusal ve
uluslararası arşiv belgelerine dayalı olarak, Kırım Tatar Milli Hareketinin Kırım Tatar
halkını 14 milyar 709 milyon 509 bin dolarlık maddi zarara uğrattığını dile
getirmiştir.161
Yine aynı yıl Brüksel’de“Kırım - İleriye Giden Yol” konulu yuvarlak masa
toplantısı yapılmıştır. Avrupa Birliği’nin en etkin bilim araştırma enstitülerinden biri
olan Avrupa Siyaset Merkezi tarafından organize edilen toplantıda, ileride araştırma
157
http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com_content&view=article&id=12987%3Aavrupa-parlamentosutartyor-krm-tatarlar-ne-durumda-&catid=14%3Anews&Itemid=357&lang=tr, (17.03.2010)
158
Azer Hasret, “Qırımda problemler ve stabillik istiqballeri”, Yalquza, 20.03.2010, (http://www.yalquzaq.com
/?p=11585, (20.03.2010))
159
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (08.12.2008)
160
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009)
161
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (29.04.2009)
52
yapacak yetkili AB kuruluşlarının belirlenmesi amacıyla Kırım Tatar sorunları ayrıntılı
olarak ele alınmıştır. 162
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) başkenti Lefkoşa’da 14 Kasım 2008
günü Türk Dilli Haber Ajansları Birliği İstişare Toplantısı yapılmış ve bu toplantıda
Kırım ve Kırım Tatarlarının sorunları özellikle vurgulanmıştır. 163
Kırım Haber Ajansının haberlerinden birinde Azerbaycan ile Kırım Tatarları
arasındaki işbirliğine vurgu yapılmaktadır. Azerbaycan’ın Kiev Büyükelçisi Talat
Museiboğlu Aliyev ile görüşen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkçe konuşan halklar
forumunun yapılması girişimini desteklemiş ve Ukrayna’daki Türk toplulukların hem
kendi dillerini, dinlerini ve kültürünü koruma konusundaki çabalarının birleştirilmesi,
hem Ukrayna toplumunda demokrasinin gelişmesine katkıda bulunmaları açısından bu
forumun önemini vurgulamıştır.164
ABD Dışişleri Bakanlığı Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Dairesi 2008
Dünya İnsan Hakları Raporunda Kırım’da azınlık olan Ukrain ve Kırım Tatar halkının,
Kırım ve Sevastopol’de çoğunluk oluşlturan etnik Ruslar tarafından yapılan
ayrımcılıktan hoşnut olmadığı, Ukrain ve Kırım Tatar dillerine, Rus diline eşit olama
statünün verilmesinin istendiği belirtilmiştir. Ayrıca Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın
yıllık insan hakları raporunda; Rusya yanlısı grupların propaganda kampanyalarının
Kırım Tatar halkına karşı düşmanlık yaydığı, bu bağlamda, 1 Nisan 2008 tarihinde
Kırım Tatar Milli Meclisi basın servisinin, yerel bir gazetede çıkan düşmanca bir
makaleden sonra düşmanca karakter taşıyan duvar yazılarına rastlanıldığını ifade ettiği
bildirilmiştir. Bu rapor Kırım Tatarlarının her alandaki zorlu mücadelesini uluslararası
boyutta kanıtlaması ve kayda alması bakımından önem taşımaktadır.
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
başkanlığındaki KTMM heyeti, 8-9 Kasım 2012 tarihleri arasında Berlin’de bulunan ve
bugün müze olarak kullanılan Doğu Almanya gizli servisi Stasi'nin hapishanesi
binasında yapılan, Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun toplantısına katılmıştır.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, toplantının ilk gününde yaptığı konuşmada “Eski
SSCB’de
gerçekleştirilen
halkların
sürgünlerinin,
halkların
sürgün
edilmesi,
162
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009)
http://www.tkaonline.org/haberler-krim/115.html, (08.12.2008)
164
http://www.tkaonline.org/haberler-krim/603.html, (20.03.2009)
163
53
yerleşimlerin tarihi adlarının değiştirilmesine yönelik kanun hükmünde kararnamelerin
kabul edilmesi, sürgün edilen halkların anavatanında bulunan kültürel miras ve tarihi
anıtlarının
yok
edilmesi,
sürgün
yerlerinde
zorunlu
asimilasyon
eşliğinde
gerçekleştirildiğini” dile getirmiştir ve “bu nedenle SSCB’de gerçekleştirilen
sürgünlerin soykırım ve insanlığa karşı işlenen bir suç olarak nitelendirilebileceğini”
söylemiştir.165
2011 yılında “Svet Spravedlivosti” (Adalet Işığı) ödülü Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’na verilmiştir.
2 Kasım 2012’de Ukrayna Deniz Haçı Yardım Vakfı insan hakları ve Kırım
Tatar halkının haklarının korunması, aynı zamanda Ukrayna’da demokratik prensiplerin
yerleşmesi için yaptığı mücadele dolayısıyla Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na
Ukrayna Deniz Haçı madalyası vermiştir.166
Aynı yıl Türkiye’den İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği
(MAZLUMDER) de Sovyetler Birliğinin ünlü insan hakları savunucusu ve Kırım
Tatarlarının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü
vermiştir.167
2013 yılında Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Ukrayna milletvekili Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu, Polonya’da komünist rejimle mücadele etmiş olan Mücadeleci
Dayanışma hareketinin madalyası ile ödüllendirilmiştir.168
Yine 2013 yılında Ukrayna, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’te
dönem başkanlığına seçilmiştir. Bu durumu Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu “Kırım
Tatar halkına haklarının iade edilmesi konusunda yapılması planlanan uluslararası
forumun daha verimli geçmesini sağlayacakbir etkinlik” olarak değerlendirmiştir.169
165
Osman Bayramaliyev, “KTMM Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun toplantısında”, QHA, 12/11/2012
http://qha.com.ua/ktmm-avrupa-hafiza-ve-vicdan-platformunun-toplantisinda-foto-118879tr.html, (04.06.2013)
166
Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu’na madalya”, QHA, 02.11.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-na-madalya118544tr.html, (04.06.2013))
167
“MAZLUMDER, Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü verecek”, QHA, 05.07.2012,
(http://qha.com.ua/mazlumder-kirimoglu-na-insan-haklari-mucadelesi-odulunu-verecek-113586tr.html, (04.06.2013))
168
Asibe İbadullayeva, “Kırımoğlu’na Polonya’dan madalya”, QHA, 18.03.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-napolonya-dan-madalya-123868tr.html, (25.09.2013))
169
Osman Bayramaliyev , “Kırımoğlu: ''AGİT Başkanlığı Ukrayna için bir şanstır''”, QHA, 12.01.2013,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-039-agit-baskanligi-ukrayna-icin-bir-sanstir-039-121169tr.html, (01.10.2013))
54
III.2. Sürgünün Yıldönümündeki Faaliyetleri ve Basına Yansıması
Dünya Kırım Tatarları Kongresi
2008 yılında ilk kez gerçekleştirilmiş olan Dünya Kırım Tatarları Kongresi için
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu "Dünyanın bütün ülkelerinden Kırım Tatar birliklerinin
ve teşkilatlarının temsilcilerini Kırım Tatarlarının ilk dünya kongresinde, ana vazifemiz
olan Kırım Tatarlarının birleştirilmesi, Kırım Yarımadası'nın sosyal, siyasi, ekonomik
ve kültürel sorunlarının tartışılması için bir araya getirme amacımız var." Demiş ve bu
şekilde hem kongreyi hem de katılıma duyulan ihtiyacı ilan etmiştir.170
Sürgünün 66. Yıldönümü
2010 yılında Kırım Tatarlarının sürgün gününü anmak için çeşitli törenler
düzenlenmiştir. 18 Mayıs 2010’da sabah saatlerinde Kırım’ın her köyünde, şehrinde
bölge merkezlerinde 1944 sürgününde hayatlarını kaybedenleri anmak için mitingler
düzenlenmiş, öğlen saatlerinde ise farklı köy ve şehirlerden temsilciler Akmescit Lenin
Meydanında yapılacak mitinge katılmak üzere Akmescit tren garında toplanarak
mitingin yapılacağı Lenin meydanına kadar kolon halinde yürümüşlerdir. Mitinge
Romanya, Türkiye, Kanada, Rusya, Ukrayna, Almanya Kırım Tatar diasporası
temsilcilerinin de arasında bulunduğu yaklaşık 40 bin kişi katılmıştır. Sürgünün
yıldönümüne dair pek çok haber basına yansımıştır.
Mitinge konuşma yapan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatar halkının
sorunlarına dikkat çekerek Kırım Tatar halkının toprak meselesinin adil şekilde
çözülmesinin çok zor olduğunu, çünkü toprakların çoğunun yönetim yandaşlarına ve
parayı verenlere dağıtıldığını, kalan toprakların da en azından sürgünden dönen
vatandaşlara dağıtılması gerektiğini dile getirmiştir. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu,
Avurpa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kırım ziyareti
sırasında Kırım Tatar halkının sorunlarının AKPM’nin gözetimi altında olduğunu dile
170
http://www.turkgundem.net/icerik/index.php?option=com_content&task=view&id=4229&Itemid=1, (29 Mart
2008)
55
getirmesinin etkili olduğunu, bundan sonra Ukrayna ve Kırım yönetiminin istemezse
bile Kırım Tatar halkının sorunlarının çözümü konusunda bazı şeyleri yapmak zorunda
olacağını söylemiştir.171
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu anma gününde, Kırım sakinlerini ve
vatandaşlarını milyonlarca Soykırım kurbanlarının hatırasına saygı göstermeye ve diğer
milliyetlerle dayanışmaya çağırması önemlidir. 172
Aynı gün, Kocaeli Kırım Tatarları Derneği 18 Mayıs 2010’da Kırım Tatarlarının
Sürgününün 66. Yıldönümünde bir anma günü düzenlemiştir. Kırım’da bulunan
Tatarların aşağıdaki sorunlarının çözülmesi için Ukrayna, Birleşmiş Milletler ve diğer
kuruluşlara aşağıdaki çağrıyı yapmışlardır:173
* Ukrayna’nın üst mercisi olan Verkhovna Rada , kanunlar nezninde Kırım
Tatarlarının Kırım’ın gerçek sahibi olduğu gerçeği tanınmalıdır.
* Kırım’daki Kırım Tatarlarının yegane temsilcisi olarak Kırım Tatar Milli
Meclisi kabul edilmelidir.
* Kırım’ın gerçek sahibi olan Tatarların iskan problemi önemle dikkate alınmalı
ve çözüm bulunmalıdır.
* Kırım’ın gerçek sahibi, Kırım Tatarlarının sosyal ve hukuki hakları garanti
altına alınmalıdır.
* Kırım Tatar dilinde eğitim veren Milli Mekteplerin sayısı arttırılmalı ve
mevcut olanların etkinliğinin arttırılması gerekmektedir.
18 Mayıs Sürgün Törenlerinin Yasaklanması
Her yıl 18 Mayıs’da anma törenleri gerçekleştirilen Sürgünün yıldönümü, 2013
tarihinde Akmescit Belediyesi tarafından alınan kararla yasaklanmıştır. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu, 18 Mayıs’ların resmi tatil olmasını isterken174, Zerkalo Nedeli
sitesinde yer alan habere göre Akmescit Belediyesi İcra Kurulu Yöneticisi Yelena
171
“Kırım Tatarları Sürgün Kurbanlarını Andı”, Türk Dili Haber Ajansları Birliği, 18.05.2010,
(http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (18.05.2010))
172
http://www.boluolay.com/news.php?id=39077&t=cemiloglundan-boludaki-tatarlara-selam-var, (13.04.2010)
173
http://www.kocaelikirim.org/home/index.php?option=com_frontpage&Itemid=1 (18 Mayıs 2010)
174
Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, 18 Mayısın resmi tatil ilân edilmesini istiyor”, QHA, 09.04.2012,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-18-mayisin-resmi-tatil-il-n-edilmesini-istiyor-110054tr.html, (24.09.2013))
56
Matskova’nın KTMM Başkanı ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’na bir mektup yazarak, törenlere izin verilmediği bildirmiştir.175
Türkiye’de Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi tarafından Sibirya ve Orta Asya
çöllerine sürgüne gönderilen Kırım Türkleri anısına bir anıt yapılmıştır. Temel atma
töreninde konuşan Tepebaşı Belediye Başkanı Dr. M. Tacettin Sarıoğlu “Bu anıtla
beraber 18 Mayıs 1944 günü Eskişehir halkının bilincinde önemli bir yer edinecektir.
Ve bugün Türkiye’de bir ilk olan Kırım sürgün anıtının temelini atmak için buradayız.
Bu anıt ile Kırım Tatar dostlarımızın acısını paylaşmaktayız. 18 Mayıs 1944 günü ve
sonrası yaşanan acı olayları hiçbirimiz unutmadık. 1944 sürgün anıtı Eskişehirli
vatandaşlarımızın hafızalarında o günü yaşatacak ve Kırım ile kardeşliğimizin sonsuza
ulaşmasını sağlayacaktır” demiştir. 176
2 Aralık 2011’de yine Türkiye’de Nevşehir’de bulunan Şehitlik Parkı’nda
Nevşehir Belediyesi’nin yaptırdığı Kırım Sürgün Anıtı açılmıştır.
Türk basınında Kırım Tatarlarının sürgünü ve mücadelesine dair Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun bazı görüşleri de yer bulmuştur. Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu, 1933-34 Soykırım kurbanları hatırasına yaptığı bir konuşmada “75 yıl önce
Sovyet liderleri emri ile Ukrayna´nın tüm köylerinde iktidarın uygulamalarıyla halkın
açlığa mahküm edildiğini ifade ederken, pek çoğunun Sibirya´ya sürgüne gönderildiğini,
1932-33 yıllarında toprak sahibi 350.000 köylünün zorla Ukrayna´dan uzaklaştırıldığını,
10 milyon civarında halkın da açlıktan yok edildiğini”
177
hatırlatmıştır. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu sözleri Türk basınında da yer bulmuştur.
III.3. Kırımoğlu’nun Meclis Başkanlığı:
Mustafa Abdulcemil Krımoğlu’nun hayatı ve siyasi fealiyetlerinin önemli
bölümü, onun Krım Milli Meclisine Başkanlık yaptığı yıllara rastlamaktatır. Onun
Meclis Başkanı sıfatıyla Krım Tatarlarını temsilen Ukrayna parlamentusu nezdindeki
çalışmalaraı, yasa tasarıları, Krımdaki sosyal-siyasi-kültürel
sorunların gündeme
175
Lilya Kulcanay , “KTMM’ye 18 Mayıs Sürgün Törenlerini düzenlemesi yasaklandı”, QHA, 25.02.2013,
(http://qha.com.ua/ktmm-ye-18-mayis-surgun-torenlerini-duzenlemesi-yasaklandi-122998tr.html, (24.09.2013))
176
Arif Alptekin, “Eskişehir’de Kırım Sürgünü Anıtı’nın temeli atıldı”, QHA, 22.05.2007,
(http://qha.com.ua/eskisehir-de-kirim-surgunu-aniti-nin-temeli-atildi-33356tr.html (22.05.2007))
177
http://www.yenihaber.be/go.php?go=30506cc&do=details&return=last_news&pg=71, (22.04.2008)
57
getirilmesi, iskan sorununun halledilmesi noktasındaki açıklamaları , teklifleri hep
Ukrayna, Krım ve Türkiye basınında yer almıştır.
III.3.1. Kırım Tatar Milli Meclisi
7 Aralık 2007’de Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun başkanlık görevinden istifa edeceğini bildirmesi, kurultay delegeleri ve
diaspora temsilcileri arasında tartışmalara neden olmuştur. Söz alan herkes Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun başkanlık görevini bırakmaması ve hayat boyu bu görevde
kalması gerektiğini savunmuştur. 178 Seçimlerin yenilenmesi ve Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun yeniden başkan seçilmesi üzerine görevi bırakması söz konusu
olmamıştır.
2013 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu aynı istekle tekrar gündeme gelmiş
ve bu defa kendisini kimsenin ikna edemeyeceğini
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
başkanlık
bildirmiştir. 179
görevini
Buna karşılık
sürdürmesinde
ısrar
edilmektedir.180 Hatta 2013 yılında Kırım Tatar aydınları, 2009 yılında gündeme gelen
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanlığını
bırakması konusunun kapatılması talebiyle 5. Kırım Tatar Milli Kurultayına başvuru
yapmıştır.181
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım Tatarları ve Türkiye Cumhuriyeti
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu zaman zaman konferanslara katılmak gibi çeşitli
sebeplerle Türkiye’ye gelmektedir. Bu ziyaretler basına en sık yansıyan haberlerden
olmuştur.
178
Gayana Yüksel, Enver Abibulla , “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun istifa
etmesi Kurultay delegelerinde büyük yankı uyandırdı”, QHA, 08.12.2007, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-millimeclisi-baskani-mustafa-abdulcemil-kirimoglu-nun-istifa-etmesi-kurultay-delegelerinde-buyuk-yanki-uyandirdi35149tr.html, (30.09.2013))
179
“Kırımoğlu: Beni kalmaya ikna edemezler”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-beni-kalmaya-iknaedemezler-129343tr.html, (20.09.2013))
180
“İnkişaf, Kırımoğlu’nun KTMM Başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/inkisafkirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasini-istiyor-129342tr.html, (20.09.2013))
181
Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev, “Aydınlar Kırımoğlu’nun KTMM başkanı olarak kalmasını istiyor”,
QHA, 14.01.2013, (http://qha.com.ua/aydinlar-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasini-istiyor-121224tr.html,
(30.09.2013))
58
24-27 Ocak 2003 tarihleri arasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye’nin
de katılımı ile Irak’a karşı askeri operasyon başladığında, Irak Türkmenlerinin Saddam
Hüseyin rejimi tarafından maruz bırakılabileceği soykırımı önlemek üzere, alınabilecek
tedbirleri görüşmek amacıyla yapılan konferansa iştirak etmek için Türkiye'ye gelmiştir.
Ziyaret esnasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türk Dünyası Araştırlamaları
Vakfı’nın Başkanı Turan Yazgan, Türkiye Milli Kültür Vakfı’nın Başkanı Kemal
Özpınar, TBMM Milletvekili ve AKP Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Yalçıntaş,
Türkiye’deki Kırım Tatar Milli Hareketi’nin iştirakçilerinden İsmail Otar ve Sabri
Arıkan ile görüşmüştür. Meclis Başkanı’nın siyasetçilerle yapmış olduğu görüşmelerde,
Kırım Tatarları’nın problemleri, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımı ile
yürütülen Kırım Tatarları’na 1000 konut projesinin hızlandırılması, Kırım’ın ziraat
sektörünün geliştirilmesine yardım, Akmescit’te Baş Cami’nin inşaatı gibi önemli
konular konuşulmuştur.182
2006 yılında Kırım Türkleri lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, beraberinde
12 Kırımlı işadamı ile MÜSİAD’ı ziyaret etmiştir. MÜSİAD üyelerine hitaben bir
konuşma yapan Kırım Türkleri lideri ve Kırım–Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu, Kırımlı Müslümanların Stalin döneminde yapılan büyük
sürgünden döndükten sonra yeni bir mücadelenin içine girdiklerini anlatarak, “Kırım’a
dönen insanlarımızın barınacak evleri yok, işleri yok ve büyük bir yaşam mücadelesi
vermektedirler” diyerek süren mücadelelerinden bahsetmiştir.183
Aynı haberde, Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın, Kırım Tatarlarının çeşitli
platformlarda kendilerini daha iyi ifade edebilmelerinin önemli olduğuna değindiği
Kırım Tatar Milli Meclisi IV. Kurultayı’nın V. Oturumu’na katılması da, Türkiye’nin
siyasi desteğini göstermesi bakımından önem taşıdığ ifade edilmektedir.
Son yıllarda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yönelik olumsuz haberlerin
sıklıkla basına yansıması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu; “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, bir kaç insanın karalaması ile zarar
görecek bir lider değildir. Onu bütün dünya tanıyor. Kimse onu itibarsızlaştıramaz.”
182
. 21.05.03, http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=3012801, (04.06.2013)
http://www.zaman.com.tr/?bl=ekonomi&alt=&trh=19950201&hn=315994, (21.09.2006)
183
59
şeklinde bir açıklamada bulunarak Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na destek
vermiştir.184
III.3.2. Ukrayna Parlemantosunda Vekilliği
2004 yılında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna
gezisi Kırım’da bazı olaylara yol açmış, bu olayların Türk basınına yansımaması bazı
internet haber sitelerinde eleştiri kaynağı olmuştur.
“2004 Nisan ayının ilk haftasında Başbakan Erdoğan'ın
Ukrayna ve Kırım'ı kapsayan gezisi öncesinde Kırım'da
gerginlik had safhaya çıktı. Türk medyasının "bihaber" kaldığı
bu olayları, Kırım haberleşme gruplarından başka dünyaya
duyuran olmadı. Bir zamanlar Avrupa'da Türklerin maruz
kaldığı "dazlak terörü"nün bir benzeri Kırım'da da Ruslar
tarafından örgütlendi: Rus Kazakları veya dazlaklar...
Kargaşanın içine çekilmeye çalışılan Kırım Tatarları bütün
zorlamalara rağmen sağduyuyu elden bırakmadılar. Kırım'da
sık sık Kırım Tatarları tarafından protesto gösterileri
düzenleniyor.
Rus medyası bu çirkin hadiseleri Kırım Tatarlarının
çıkardığını söyleyecek kadar ileri gitti. Geçen sonbaharda
Rusya ile Ukrayna arasında Kırım'a ait Tuzla adacığı etrafında
başlayan ve neredeyse iki ülkeyi askeri çatışmanın eşiğine
getiren gerilimli günlerin hemen ardından Kırım'da toprak
meselesi ile ilgili yapılan ayrımcılık yarımadada huzursuzluğun
artmasına neden olmuştu. Özellikle Kırım'ın eşşiz güzellikteki
sahil kesiminde toprak edinme hakkı verilmeyen Kırım Tatarları
bu ayrımcılığı protesto etmek için Sudak, Simeiz, Yalta gibi sahil
kasabalarında gösteriler düzenlemişler ve zaman zaman yerel
emniyet güçlerinin kanatları altındaki Ruslar ile karşı karşıya
gelmişlerdi. 23 Mart'ta Akmescit'te bir Kırım Tatar gencinin
kendilerine "skinhed" (Dazlak) adını veren serseriler tarafından
bıçaklanması üzerine etnik çatışmanın eşiğine gelindi” 185
184
http://qha.com.ua/disisleri-bakani-davutoglu-039-kirimoglu-nu-kimse-itibarsizlastiramaz-039-104278tr.html,
(04.06.2013)
185
http://www.dunyadanbihaber.netfirms.com/_bi_haberler.html, (18.11.2006)
60
Başbakan Erdoğan’ın 2004 yılında Ukrayna’yı ziyareti esnasında söyledikleri
önemlidir.
Kırım ziyaretinin Ukrayna ziyareti ile bir bütünlük taşıdığını söyleyen
Erdoğan, Karadeniz'in etrafında yaşayan tüm halkların tarihte önemli bir yere sahip
olduğunu belirtmiş ve ''Ticaret ve sanatın yanı sıra savaşlar ve sürgünler de bu tarihin
önemli adımlarını oluşturmuştur.'' demiştir. Bu konuşmaları esnasında 1944 yılında
sürgüne gönderilen ve 1980'li yıllarda anayurtlarına gelmelerine izin verilen Kırım
Tatarlarına, tarihi ve kültürel bağlar nedeniyle Türkiye'nin verdiği önemi vurgulamıştır.
Başbakan Erdoğan ayrıca, sürgünden Kırım'a dönen Tatarların entegrasyonu için
Ukrayna'nın çabalarını desteklediklerini ifade ederek ''Türkiye, Kırım'a yardım eden en
önemli ülke konumuna gelmiştir. Özellikle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu liderliğinde
Kırım, Ukrayna ve Türkiye arasında bir bağ oluşturulması çabalarını destekliyorum.
Son dönemdeki bazı gelişmeler bizi de endişeye sevk etmiştir. Dünyada terk edilmeye
başlanan ırkçı anlayışları bir kenara bırakmanın zamanı gelmiştir. Artık dünyada
ideolojik devlet yapıları iflas etmiştir. Bu anlayışları yeniden uyandırmaya çalışma
gayretleri vardır. Bizler, Kırım’da barış ve sükunetin devam edeceği düşüncesindeyiz.''
demiştir. 186
2006 yılının Ağustos ayında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Ukrayna
Başbakanı Yanukoviç’in Müşaviri olacağına dair bir haber çıkmıştır. 187 Bu haber
Ukrayna ve Kırım Tatarlarının sözcüsü olması hasebiyle Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu ile aralarındaki ittifakın değerlendirilmesi açısından önemlidir. Ancak takip
eden süreçte Ukrayna Başbakanının, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun müşavirliğini
‘haber verilmeksizin’ kaldırdığı haberleri de basına yansımıştır.188
2007 yılında Ukrayna'ya resmi bir ziyarette bulunan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, başkent Kiev'de Ankara Meydanı'nın açılışını yapmıştır. Erdoğan, iki ülke
arasındaki dostluk ve ekonomik işbirliğinin Karadeniz'i dostluk ve ekonomik dayanışma
gölü haline getirdiğini belirtmiştir.
189
Yine aynı yıl Erdoğan, “İsmail Gaspıralı'nın
Bahçesaray'daki evinde, Kırım-Tatar toplumu lideri ve Ukrayna Parlamentosu
186
“Türk Müteşebbisinin Dışa Açılış Serüveni”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri
Birlikleri Merkez Birliği Dergisi (http://dergi.teskomb.org.tr/252/index2.asp?dp=s6) , (04.06.2013)
187
http://www.musavat.com/site/?name=search&do=search#, (29.08.2006)
188
http://www.turkgundem.org/icerik/index.php?option=com_content&task=view&id=1734&Itemid=159,
(20.09.2013)
189
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=32855&keyfield=43656DC4B16C6FC49F6C75,
(20.01.2007)
61
Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve toplum temsilcileriyle toplantı“ yapmıştır.
Erdoğan toplantıda yaptığı konuşmada, Ukrayna'nın vatandaşları olarak Kırımlı
Tatarların Türkiye ve Ukrayna arasında çok güçlü bir insani bağ oluşturduğunu
söylemiştir.190
17 Şubat 2008 tarihinde Haşim Taçi, Kosova Parlamentosu’nda bağımsızlık
bildirgesini okuyarak Kosova’nın bağımsızlığını dünyaya ilan etmiş ve Kosova’nın
bağımsızlığı gözleri hemen benzer durumdaki ülkelere çevirmiştir. Kırım içinde Kosova
senaryosunun uygulanacağı ve belli bir süre sonra Kırım Tatarlarının da Kosova gibi
bağımsızlığını ilan edeceği fikirleri söylenmeye başlanmış, bu söylemler üzerine
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Ukrayna Parlamentosu’nda Kosova’nın bağımsızlığının
kabul edilmesi görüşmelerinde Kosova’nın bağımsızlığını destekleyeceğini açıklayarak,
bir milletin kendi geleceğini tayin etme hakkı olduğunu belirtmiştir.191
Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde uzun süredir toprak sorunu
yaşayan halk, turizm sezonu öncesi yetkililerden yüzde 10 oranında bedava toprak
istemiş, toprak sorunları çözüme kavuşturulmazsa turizm sezonunu engelleyeceklerini
duyurmuştur. Kırım'ın başkenti Simferopol'da (Akmescit) toprak taleplerine olumlu
cevap alamayan Kırım Tatarları üç-dört yıldır toprak taleplerine olumlu cevap
alamadıklarını, Tatarların geleceğinin toprak dağıtılmasına bağlı olduğunu belirtmiş ve
eylem yapmışlardır. 192
Kırım’da süren toprak mücadelesinin bir başka boyutu da Rusların Kırım’dan
arazi satın almalarıdır. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2009 yılında Delo gazetesine
verdiği mülakatta, "Kırım'ı bize vermezlerse biz de onu satın alırız" prensibiyle hareket
eden Rus yatırımcıların, Kırım'da geniş araziler satın almakta olduğunu söylemiştir.
Kırım yönetimi de Rusya yanlısı tutum sergilediği için, Rus girişimcilerin zorlanmadan
tasarrufta bulunduğunu ifade eden Kırımoğlu, “Toprak alımı konusunda sorunla
karşılaşmıyorlar. Kırım'da toplu toprak alımında Ukrayna siyasetçilerinin de büyük rolü
var. Bunlar genellikle toprağın resmi sahibi gözükmüyor. Hukuki olarak hiçbir
190
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=33044&keyfield=43656D696C6FC49F6C75, (20.01.2007)
Nail Aytar, “Kosova’nın Bağımsızlık Meselesinin Kırım’daki Yansımaları”, TURAN-SAM, 05.01.2009,
(http://www.turansam.org/makale.php?id=229, (05 Ocak 2009))
192
“Kırım Tatarların toprak talebi reddedildi”, Zaman Gazetesi, 12 Mart 2008,
(http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=663792, (29.03.2008))
191
62
siyasetçinin üzerine toprak kaydedilmemiş... Arsalar arkadaş, eş ya da sevgililerin
üzerine kaydediliyor.“ diyerek sorunun bu boyutunu dile geetirmiştir. 193
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu basına verdiği bir başka demeçte, Kırım Tatar
halkının sorunlarına dikkat çekerek Kırım Tatar halkının toprak meselesinin adil şekilde
çözülmesinin çok zor olduğunu, çünkü toprakların çoğunun yönetim yandaşlarına ve
parayı verenlere dağıtıldığını, kalan toprakların da en azından sürgünden dönen
vatandaşlara dağıtılması gerektiğini dile getirmiştir.194
2011 yılında ise Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım’da devlet organlarında
işe alım sırasında Kırım Tatarlarına etnik ayrımcılık yapıldığını, Kırım’da İçişleri
Bakanlığı bünyesinde çalışan memurlardan ancak yüzde 3,6’sını Kırım Tatarlarının
oluşturduğunu söyleyerek “Kırım Tatarlarının Kırım’ın toplam nüfusunun yüzde 13’nü
oluşturduğunu göz önüne alırsak İçişleri Bakanlığına bağlı kurumlarda Kırım
Tatarlarına karşı yapılan etnik ayrımcılığın 4 katına çıktığını görürüz.” şeklinde bir
açıklamada bulunmuştur.195
Uluslararası platformda Kırım Tatarlarının hakları daha sık gündeme gelirken,
Ukrayna’da ülke içinde Kırım Tatarları son yıllarda bazı olumsuz tutumlarla
karşılaşmaktadır. Bunlardan ilki 2012 yılında alınan kararla Kırım’da yürütme
organlarında çalışan yüksek kıdemli Kırım Tatar memurlarının sayısı 4’e düşmüştür.196
Bununla beraber dönem dönem Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım
Başbakanı Anatoliy Mogilyov’un görevinde bulunduğu süre içinde Kırım Tatarlarına
karşı olumsuz bir tutum sergilediğini ve bu tutumun hiç değişmediğini de dile
getirmektedir.
197
2012 yılında Başbakan Mogilyov’un,
Mustafa Abdülcemil
193
“Ruslar,
Kırım'da
geniş
arazi
alıyor”,
Zaman
Gazetesi,
17.03.2009,
(http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=826666&title=ruslar-kirimda-genis-arazi-aliyor, (18.03.2009))
194
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (25.05.10)
195
Niyara Nurmambetova, Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: ''Kırım Tatarları işe alımda etnik ayrımcılığa maruz
kalıyor''”, QHA, 29.04.2011, ( http://qha.com.ua/kirimoglu-039-kirim-tatarlari-ise-alimda-etnik-ayrimciliga-maruzkaliyor-039-92014tr.html, (12.09.2013))
196
Osman Bayramaliyev , “Cumhuriyet yönetiminde Kırım Tatar memur temizliği”, QHA, 08.08.2012,
(http://qha.com.ua/cumhuriyet-yonetiminde-kirim-tatar-memur-temizligi-115202tr.html, (22.09.2013))
197
Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: Mogilyov, Kırım Tatar karşıtı tutumuna devam ediyor”, QHA, 07.11.2012,
(Http://qha.com.ua/kirimoglu-mogilyov-kirim-tatar-karsiti-tutumuna-devam-ediyor-118716tr.html, (22.09.2013))
63
Kırımoğlu’nun desteklediği Kırım’ın tarihi yer adlarının geri getirilmesi çalışmalarına
karşı olduğunu açıklaması198 bu durumun doğruluğunu da göstermektedir.
Nitekim 2012 yılında dahi Ukrayna Parlamentosu, Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun her yıl sunduğu milliyetten dolayı sürgün edilen Kırım Tatarları ve diğer
halkların mensuplarına haklarının iade edilmesini öngören sürgün yasa tasarısını yine
reddetmiştir.199
III.4. Kırım Tatar Sürgününün Korunmasına ve Sürdürülmesine Yönelik
Faaliyetler:
III.4.1. Dil Meselesi
Kırım Tatarlarının Dil Meselesi
2009 yılında Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu,mecliste Kırım’da değiştirilerek yerlerine Rusça isimler konan yer
isimlerinin yeniden Kırım Tatarcasına çevrilmesi yönünde talepte bulunmuştur. 200 Bu
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun siyasal mücadelenin yanında kültürel mücadelesini
sürdürmesine de örnektir. Bu mücadelenin bir eseri olarak Ağustos 2010’da Kırım'daki
yerleşim birimlerine tarihi adlarının geri iadesi projesi kapsamında eski yer adlarının
bulunduğu harita basılmıştır.201
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu
Kırım’da
Kırım
Tatar
öğrencilerin
sadece %10’unun ana dilinde eğitim alabildiğini dile getiren sayısız demeç vermiştir. 202
2009 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Halkımızın önünde duran en
büyük sorun ve tehdit, başta ana dilinin unutulması olmak üzere milli kimliğin
198
Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev , “Başbakan, Kırım’da eski yer adlarının geri getirilmesine karşı”, QHA,
11.07.2012,(http://qha.com.ua/basbakan-kirim-da-eski-yer-adlarinin-geri-getirilmesine-karsi-113840tr.html,
(22.09.2013))
199
İlyas Ali , “Parlamento sürgün yasasını yine reddetti”, QHA, 07.06.2012, (http://qha.com.ua/parlamento-surgunyasasini-yine-reddetti-112406tr.html, (22.09.2013))
200
TUİD, http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com (2 Mayıs 2009)
201
Evelina İlyasova, Osman Bayramaliyev, “Kırım’ın eski yer adlarının bulunduğu harita basıldı”, QHA, 11.08.2010,
(http://qha.com.ua/kirim-in-eski-yer-adlarinin-bulundugu-harita-basildi-76651tr.html, (27 Ekim 2009))
202
Lilya Emiruseinova, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Kırım’da Kırım Tatar öğrencilerin sadece %10 kendi
dilinde eğitim alabiliyor””, QHA, 24.12.2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-da-kirim-tatarogrencilerin-sadece-10-kendi-dilinde-egitim-alabiliyor-35266tr.html, (27 Ekim 2009))
64
kaybolma tehlikesidir”diyerek, Kırım Tatar dilinin UNESCO'nun kaybolma tehlikesi ile
karşı karşıya kalan diller listesine alındığını açıklamıştır.203
Tatarcanın ana dil olması yönündeki haberlere Rusça
204
ve İngilizce
205
haberlerde de rastlamaktayız.
Bu yönlü mücadelenin bir diğer örneği bundan birkaç yıl önce 2005’te yine
basına yansımıştır. Bu habere göre Kırım’da sanatçılar sahnede konser verir veya
gösteri
yaparken
seyirciler
Bravo
sözü
yerine
'Maşaallah'
diye
tezahürat
yapmaktadırlar.206
1992 yılında Kırım Tatar Milli Meclis'i girişimiyle oluşturulan bir milletlerarası
Dil ve Alfabe Konferansı düzenlenmiş ve Latin Alfabesine geçiş görüşülmüş ve kabul
edilmiştir. 207
2010 yılında basında çıkan “Bilim Adamları Kırım Tatar Yazı Dilinin Latin
Alfabesine Geçişini Destekliyor” başlıklı haberde Kırım Mühendislik ve Pedagoji
Üniversitesinde (KMPÜ) Kırım Tatar yazı dilinin Kiril alfabesinden Latin alfabesine
geçişi ile ilgili bilimsel toplantı gerçekleştirdiği bildirilmektedir. Kırım Tatar bilim
adamları ve dil uzmanlarının Latin harfleri esaslı Kırım Tatar edebiyat dilinin yazım
kurallar mevzuatının geliştirilmesi ve buna dayanılarak özel sözlüklerin basılması gibi
Latin harflerine geçişi sağlayacak diğer tedbirlerin en kısa zamanda alınmasını oy birliği
ile desteklenmiştir. 208
Tatarcanın ana dil olması yönünde yoğun çalışmalar yapılmasına karşın 2013
yılındaki bir haber Rusça’nın Tatarca karşısındaki ağırlığını ortaya koymaktadır:
“Kırım’da üniversite sınavına giren 15 bin adaydan yüzde 92’si Rusça soru kitapçığını
203
Elvida İslamova, Rıdvan Calilov , “Kırımoğlu: Kırım Tatarlarının ana dillerini konuşamaması utançtır”, QHA,
18.05.2009, (http://qha.com.ua/kirimoglu-kirim-tatarlarinin-ana-dillerini-konusamamasi-utanctir-47160tr.html , (27
Ekim 2009))
204
www.regnum.ru/news/961753.html , (17.03.2010)
205
“Crimean Tartars “demand that the Ukraine restore the national autonomy of our territory””, IA Regnum,
23.04.2008, (www.02varvara.wordpress.com/2008/02/23, (17.03.2010))
206
http://www.yenisafak.com/diziler/kirim/kirim4.html, (27.02.2005)
207
Kemal KONRAT, “Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi”, Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi,
(http://www.cengizdagci.org/default.asp?id=71695&lng=1, (08.07.2009))
208
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (12.02.10)
65
kullanırken yüzde 7’si Ukraince soruları tercih etti. Kırım Tatarca soru kitapçığını
kullanan ise çıkmadı.”209
Yine de Kırım Özerk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun 16 Eylül tarihinde
yenilenmiş olarak hizmete giren Ukrayna Hükümetin sitesinde Rusça, Ukraince ve
İngilizce’nin yanı sıra Kırım Tatarca haberler de yer alıyor.210
Tatarca eğitim konusunda Türkiye Cumhuriyeti de Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun yanında olmuştur. 2012 yılında Ukrayna Bakanlar Kurulu ile Türkiye
Cumhuriyeti arasında yapılan teknik ve mali işbirliğine ilişkin 14 Kasım 2002 tarihli
anlaşma kapsamında Türkiye, Bahçesaray’da Kırım Tatarca eğitim verilecek, 640
öğrenci kapasiteli okul inşa etmeye söz vermiştir.211
Türkiye’nin desteği ve TİKA Başkanlığı’nın, “Kırım Özerk Cumhuriyeti Eğitim
Altyapısı’na Katkı Projesi” kapsamında tamirat ve tadilat işlerini tamamladığı üç okul
ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kazandırılması hedeflenen Zincirli Medrese ve
Hacı Giray Türbesi Restorasyonu temel atma töreni, Devlet Bakanı Beşir Atalay ve
TİKA Başkanı Hakan Fidan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu tören Türkiye’nin
Kırım Tatarlarının kültürel mirasına verdiği desteği göstermesi bakımından önemlidir.
Törende
konuşma
yapan
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu,
“Kırım
Tatarları
anavatanlarına dönünce, ev, iş ve toprak meseleleri ile karşılaştı. Ancak Kırım Tatarları
için bunlardan daha da önemli bir problem de milli eğitim meselesidir, dilimizi,
kültürümüzü, milli bilincimizi koruyabilmektir. Şansımıza Karadeniz’in öte yanından
Türkiye Cumhuriyeti bu meselede bize elini uzattı” demiştir. 212
III.4.2. Tatar ve Tarihinin Muhafazası
Abdullah Gül, 2009 yılında Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş için düzenlenen
“Akademik Hayatının 50. Yılında Bir İlim ve Fikir Adamı” toplantısına pek çok
ülkeden çok sayıda değerli bilim adamının, siyasetçi ve fikir adamının katıldığını
209
“Hiçbir üniversite adayı Kırım Tatarca soru kitapçığını kullanmadı”, QHA, 08.07.2013, (http://qha.com.ua/hicbiruniversite-adayi-kirim-tatarca-soru-kitapcigini-kullanmadi-128411tr.html, (23.09.2013))
210
“Hükümetin sitesi Kırım Tatarca yayına devam ediyor”, QHA, 17.09.2013, (http://qha.com.ua/hukumetin-sitesikirim-tatarca-yayina-devam-ediyor-129497tr.html, (20.09.2013))
211
“Türkiye Bahçesaray’da Kırım Tatar okulu inşa edecek”, QHA, 03.07.2013, (http://qha.com.ua/turkiyebahcesaray-da-kirim-tatar-okulu-insa-edecek-128233tr.html, (23.09.2013))
212
http://www.tika.gov.tr/TR/Icerik_Detay.asp?Icerik=673, (21.05.2007)
66
kaydederken bunların arasında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun bulunmasından
büyük memnuniyet duyduğunu kaydetmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı,
konu ile ilgili yaptığı açıklamada Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun zor şartlarda
büyük mücadele verdiğini ve Türk dünyasında büyük şahsiyet olduğunu belirtmiştir.213
Kırım Tatarlarının kültürel-sosyal alanlardaki eksikleri için önemli çalışmalara
imza atılmıştır.
2010 yılında Kırım Tatar Milli Hareketi aktivisti Ayşe Seyitmuratova kendi
evinde açtığı müzede bir de Kırım Tatar halkının mücadelesini gösteren arşivi de
ziyarete ve araştırmaya açmıştır. Müzede ayrıca yabancı yazarların Kırım Tatar milli
hareketi hakkında yabancı dillerde yazdığı kitaplar yer almaktadır. Bu durum
mücadelenin bilimsel olarak desteklenmesi bakımından önemlidir.214
Kırım Tatarlarının sürgününü anlatan bir film ilk kez 2012 yılında çekilmiştir.
Kaytarma adlı bu film de sık sık Kırım Haber Ajansına haber olmuştur.215
2012 yılında TRT’de de yayınlanan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Bir Halkın
Mücadelesi belgeseli çekilmiştir. Belgeselin yönetmeni TRT’nin birçok ödüllü belgesel
hazırlayan başarılı yönetmeni Neşe Sarısoy Karatay iken, belgeselin yapımcısı ve metin
yazarı da Sayın Zafer Karatay’dır. 216 9 bölümlük belgeselin jeneriğinde Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun “Eğer bir mücadelede masum bir çocuğun kanı dökülürse
bu başarı değildir.” sözü kullanılmıştır.217
“Bir Halkın Mücadelesi Belgeseli”nin galasına ev sahipliği yapan Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)’nin Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kırım Tatar Milli
Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na göndermiş olduğu mektupta,
belgesel sayesinde Türkiye'nin tamamının Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu daha
213
“Abdullah Gül’den Mustafa A. Kırımoğlu’na övgü”, QHA, 13.04.2009, (http://qha.com.ua/abdullah-gul-denmustafa-a-kirimoglu-na-ovgu-44875tr.html, (04.06.2013))
214
Nara Narimanova, Osman Bayramaliyev, “Seyitmuratova: ''Arşiv, Kırım Tatar halkı için değerli bir kaynaktır''”,
QHA,
28.09.2010,
(http://qha.com.ua/seyitmuratova-039-arsiv-kirim-tatar-halki-icin-degerli-bir-kaynaktir-03981450tr.html, (24.09.2013))
215
Osman Bayramaliyev , “KTMM yönetimi, ilk Kırım Tatar filminin setini ziyaret etti”, QHA, 04.09.2012, (
http://qha.com.ua/ktmm-yonetimi-ilk-kirim-tatar-filminin-setini-ziyaret-etti-117491tr.html; (24.09.2013))
216
Evelina İlyasova “Kırım Sürgünü ilk kez beyaz perdede”, QHA, 18.05.2013, ( http://qha.com.ua/kirim-surgunuilk-kez-beyaz-perdede-126403tr.html , (24.09.2013))
217
“Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi belgeseli TRT'de”, QHA, 29.08.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-birhalkin-mucadelesi-belgeseli-trt-de-video-foto-115864tr.html , (24.09.2013))
67
yakından tanıyacağını ve örnek alacağını kaydetmiştir.218 Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, belgesele ilişkin, ''Tebrik edilmeyi beklemiyoruz ama Kırım'da bu mücadeleyi
veren binlerce insanımızın bugün ayakta kalanlarının nasıl bir haklı davayı sabırla
sebatla kararlılıkla fedakarlıkla bugünlere taşıdığının bir işareti olsun ve bu eser bütün
dünyada da yayınlansın istedik'' demiştir.219
2013 yılında Rus bilim adamı Prof. Dr. Valeriy Vozgrin’in Kırım Tatar tarihiyle
alakalı 4 ciltlik bir kitap yayınlanmıştır. Kırım’ın milli tarihi hakkında verdiği objektif
bilgiler ve Kırım Tatarlarının milli davasına yardımcı olacak bir eser olduğunu Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu basın duyurusunda açıklamıştır. 220
2012-2013 yılında Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen
Bilim ve Kültür şölenine şeref konuğu olarak katılan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu,
üniversitede Kırım Tatarlarının mücadelesini konu alan bir konferans vermiştir.221
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan
2012 yılında görüşmüş ve bazı önemli konularda kararlar almışlardır. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun ATR televizyonunda yaptığı açıklamada, Türkiye
Cumhuriyetinin Kırım Tatar halkının sosyokültürel gereksinimlerinin karşılanması için
büyük önem taşıyan bir dizi binanın inşaatı konusunda yardım etmeye hazır olduğunu
söylemiştir. Verdiği bilgiye göre Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye Başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede Kırım Tatar dilinde eğitim veren okulların
inşaatı başta olmak üzere Kırım Tatarları için en önemli 8 konunun müzakere edildiğini
dile getirmiştir. Ayrıca Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Ukrayna’dan para gelmesini
ümit etmiyoruz. Bu yıl devlet bütçesinden ayrılan 23 milyon grivna (yaklaşık 2,8
milyon dolar) ile bir okulun bile kurulması imkânsız.” demiştir.222
218
''Belgesel sayesinde Türkiye Kırımoğlu’nu tanıyacak ve onu örnek alacak'', QHA, 08.05.2013,
(http://qha.com.ua/039-belgesel-sayesinde-turkiye-kirimoglu-nu-taniyacak-ve-onu-ornek-alacak-039-125976tr.html ,
(24.09.2013))
219
“Arınç: ''Kırımoğlu belgeseli tüm dünyada yayınlansın isterdik''”, AA, (29.03.2013)
220
“ Vozgrin’in Kırım Tatar Tarihi kitabı tanıtıldı”, QHA, 15.08.2013, ( http://qha.com.ua/vozgrin-in-kirim-tatartarihi-kitabi-tanitildi-129242tr.html, (14.08.2013))
221
Gizem Öncül, “Marmara Üniversitesinde Kırım Tatarlarının mücadelesi anlatıldı”, QHA, 29.09.2012,
(http://qha.com.ua/marmara-universitesinde-kirim-tatarlarinin-mucadelesi-anlatildi-119493tr.html, (01.10.2013))
222
Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu, Erdoğan ile yardım için anlaştı”, QHA, 18.09.2012,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-erdogan-ile-yardim-icin-anlasti-116858tr.html, (20.01.2007))
68
Türkiye’den Tarihi Kentler Birliği üyesi belediye başkanları da Kırım’da somut
ve kültürel mirasın korunması ve yaşatılması amacıyla 12-15 Mayıs 2013 tarihleri
arasında Kırım’da teknik inceleme ziyareti gerçekleştirmiştir. 223
Yine 2013 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ve
beraberindeki milletvekilleri Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu ile görüşmüş, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Cemil Çiçek’e Kırım Tatar
Türklerinin yaşadığı sosyal ve siyasi sorunlar hakkında bilgi vermiştir. 50 yıl aradan
sonra sürgünden dönen Kırım Tatarlarının karşı karşıya kaldığı sorunlar arasında en
önemlisinin ana dilde eğitim problemi olduğunu kaydeden Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e Türkiye’nin bu konuda kendilerine yardım
edeceğini ümit ettiklerini söylemiştir.224
Türkiye’de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Seydişehir Şube
Başkanı Mustafa Sarıkamış, Kırım Devlet Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi ile bir
anlaşma yaparak Türkiye’den seçilecek öğrencilerin Kırım’da eğitim görmesi
hususunda bir proje başlatmıştır. Bu proje gereği ilk etapta 13 öğrenci Kırım'a
götürülmüş ve yapılan törende Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, "Türkiye'den gelen
öğrenciler bize büyük moral vermişlerdir. Kendilerini burada görmekten sevinç duyduk.
Öğrencilerimiz tüm sorunları bana iletsinler kendileri ile ilgilenecegim" 225 diyerek
onları karşılamış ve ağırlamıştır.
Aynı şekilde Kırım’dan gelen Kırımlı öğrencilerin Türkiye'mizde üniversitelerde
okuması için kontenjan ayrılması basında 2009 yılında gündeme gelmiştir. 226
Basında
zaman
zaman
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
Türkiye
Cumhuriyeti’ne yönelik görüşleri yer almıştır. 2005 yılında çıkan “Mahzun Kırım,
İslam Dünyasından İlgi Bekliyor” başlıklı bir haberde Kırım Tatar Kültür Günleri
dolayısıyla Türkiye’ye gelen “Kırım Tatar Türkleri lideri Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu, İslâm dünyasından sadece Türkiye’den Kırım’a destek geldiğini, diğer İslâm
223
“Türkiye’den 150’den fazla belediye başkanı Kırım’ı ziyaret etti”, QHA, 16.05.2013 , (http://qha.com.ua/turkiyeden-150-den-fazla-belediye-baskani-kirim-i-ziyaret-etti-126296tr.html, (20.01.2007))
224
“Cemil Çiçek, Kırım Tatar Milli Meclisini ziyaret etti”, QHA, 06.04.2013, (http://qha.com.ua/cemil-cicek-kirimtatar-milli-meclisini-ziyaret-etti-124681tr.html, (20.01.2007))
225
Mustafa Sarıkamış, “Kırım'da Türk Öğrenciler Eğitime Başladı” Vatan Kırım, 13.10.2004,
(http://egitim.vatankirim.net/universite/41013.asp, (25.02.2005))
226
http://www.kirimdernegi.org/istanbul/bahcesaray/yazi.asp?yazi=200809001, (23.04.2009)
69
ülkelerinin din kardeşleri Kırım için bir çabalarının olmadığını anlatarak Kırım
Tatarlarının kırgınlıklarını” dile getirmiştir. 227
2008 yılında yine Kırımlı Tatarların en yoğun yaşadığı kent olan Eskişehir'de
Odunpazarı Belediyesi tarafından Eskişehir Kırım Türkleri Derneği'ne armağan edilmek
üzere en büyük Kırım Kültür Evi yapılmıştır. 228
Kırım Türkleri ile ilgili haberler genellikle siyasi konular üzerinde yoğunlaşsa da
Türkler arasındaki kültürel birliğin vurgulandığı haberlere de rastlanmaktadır. Örneğin
Vatan Kırım Gazetesinde çıkan bir haber Kırım Tatarlarının Türkiye’deki müzik
hayatına etkilerini göstermektedir. “Kırım Tatar Türkleri Kırım Hanlığı'nın Osmanlı
İmparatorluğu'na bağlanması ile birçok alanda işbirliğine gittiler. Kırım atlıları
Osmanlı'nın yanında savaşıyor, eğitim görüyordu. Müzik ve sanat alanındaki gelişmeler
de bundan ayrı tutulamazdı. Bir kısım aydınlar geliyor eğitim görüyor, bir bölümü de
Kırım'a geri dönüyordu.“ şeklinde tarihsel geri planla başlayan haberde gerek
Anadolu'da kalan gerekse Kırım'da yaşayan, Türkiye'deki müzik hayatına etki eden
kişiler, kısa hayat hikayeleri ile listelenmiştir. Bu tarz haberler Türkler arasındaki tarihi
ve kültürel bağları göstermesi açısından değerlendirilmeye değerdir.229
2009 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu kez kendisine verilecek Fahri
Doktora Unvanı töreni için Türkiye’ye gelmiştir. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
konferans salonunda düzenlenen törende kendisine “Onursal Doktora” verilmiş, yaptığı
konuşmada Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatarları için verilen mücadelede en
çok özen gösterdikleri konunun kan dökülmeden demokratik yöntemlerin kullanılması
ve kimsenin zarar görmemesi olduğunu belirtmiş ve "Bazen annem ve babamın
emeklerini boşa çıkardım mı acaba diye kendime soruyorum. Ancak annem ve babam
sağ olsaydı Kırım Tatarlarının yoğun yaşadığı, adeta ikinci vatan olarak gördüğümüz
Eskişehir'de böylesine seçkin bir üniversiteden doktora unvanı verilmesinden büyük
onur duyarlardı.''demiştir.230
227
http://www.yeniasya.com.tr/2004/12/16/roportaj/h1.htm, (27.02.2005)
“Türkiye'nin en büyük Kırım Kültür Evi Eskişehir'de açılıyor“, Yenişafak Gazetesi, (17.01.2008)
229
Zekeriya Başarslan, “Kırım Tatarlarının Türkiye'deki Müzik Hayatına Etkileri”, Vatan Kırım,
(http://www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=143, (24.02.09))
230
“Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na fahri doktora ünvanı verildi“, Vilayet26 Eskişehir Haberleri, 12.10.2009,
(http://www.vilayet26.com/news_detail.php?id=892, (27.10.2009))
228
70
2010 yılında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun İstanbul Ayasofya ziyaretinde
Müze Başkanı Prof. Dr. Haluk Dursun heyete boza ikram etmiş, Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu bu ikram üzerine bozanın Osmanlı topraklarına ve İstanbul’a gelişinin
kaynağının Kırım Hansaray olduğunu; Kırım’da bu geleneğin devam etmezken
İstanbul’da sürdürülmesinin kendisini çok mutlu ettiğini söylemiştir.
231
Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun bu sözleri Türk milletlerinin ortak tarihini hatırlatması
bakımından önemlidir.
III.4.3. Aldığı-Aday Gösterildiği Ödüller
Nansen madalyası örnek ödülü:
Kırım tatarlarının haklarının iadesi yolunda Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun
verdiği uluslar arası boyuttaki mücadele, Başta Türkiye omak üzere, bazı Türkî
cumhuriyetler ve bazı Avrupadaki ülkeler ve toplumlar tarafından ilgi ve beğeniyle
takip edilmiştir. Zor koşullar altında yürüttüğü bu mücadele ve alınmaya başlanan
olumlu sonuçlar sonrası Kırımoğlu’na farklı ülkelerin farklı kurum ve kuruluşlarından
ödüller layık görülmüştür.
Bunlardan ilki ve çok önemlisi Birleşmiş Milletler Mülteciler ve Kaçaklar
Yüksek Komiserliği tarafından verilen Nansen Madalyasıdır. Halkını sürgünden barışçı
yollarla ve olağanüstü bir mücadeleyle vatanlarına döndürmeyi başardığı için bu ödüle
Kırımoğlu 1998 yılında layık görülmüştür. Bu olay dönemin Türk basınında ulusal
çapta yayın yapan Hürriyet gazetesinde “Cemiloğlu’na Madalya”
232
şeklinde
kamuoyuna sunulmuştur.
Demokrasi Ödülü:
Dünya Demokrasi Hareketi'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
açılan toplantısı Nisan ayında İstanbul'da yapıldı. Kırım Tatar milleti ve Kırım Tatar
Milli Meclisi’nin Mustafa Cemiloğlu’nun liderliğinde vermiş olduğu demokrasi
mücadelesi pek çok devlete ve millete örnek olmuştur. Bu mücadele için Kırım Tatar
231
232
Bu ziyaretten fotoğraf için bkz: EK:Resimler
“Cemiloğlu’na Madalya”, Hürriyet Gazatesi, 07.10.1998
71
Milleti ve Kırım Tatar Millet Meclisi 5 Nisan 2006 akşamı Hilton Oteli'nde yapılan bir
törenle Dünya Demokrasi Hareketi'nin "Demokrasi Ödülü"ne lâyık görüldü. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu halkını temsilen ödülü aldı. Bu olay dönemin basınında geniş
yer bulmuştur. Türk basınında Hürriyet , Radikal , Zaman gibi ulusal çapta yayın yapan
gazetelerde “Etik Zekalı Lider” 233 , “Demokrasi Ödülleri” 234 , “Demokrasi Cesaret
Ödülleri Sahiplerini Buldu”235 baslıklarıyla yer bulmuştur.
Nobel Barış Ödülüne Adaylığı :
Mustafa Cemiloğlu dünya barışının korunması, savaşsız bir toplum ve yeni
nesillere iyi bir gelecek bırakmak için zorlu bir mücadele yürütmüştür ve uzun yıllar
süren esaret ve sürgün dönemine rağmen bu mücadelesinden vazgeçmemiştir. Bu
mücadelesinin neticesinde Kırımoğlu bir grup batılı aydın ve bilim adamı tarafından
“2011 Nobel Barış Ödülüne” de aday gösterildi.
Kırım Haber Ajansı’sının (QHA) haberine göre, Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin
Başkenti Simferopol’de (Akmescit) yapılan 1. Dünya Kırım Tatar Kongresi’nde 22
Mayıs 2009 tarihinde alınan kararla, Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
Nobel
Barış
Ödülü’ne
aday
gösterilmesi
kararlaştırılmıştır.236
Selim Hazbiyeviç, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülüne
aday gösterilmesini teklif ederken, ödülün Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na
verilmesinin, Kırım Tatar halkının verdiği vatana dönüş mücadelesinin “sonuçlarının
kabullenmesi” olarak sayılacağını belirten bir konuşma yapmıştır.237
Nobel Barış Ödülü, Alfred Nobel'in vasiyeti uyarınca her yıl ulusların ve
halkların kardeşliği, silah ve orduların azaltılması ile barış kongreleri düzenlemek için
en çok çaba harcayan kişi, kişiler veya kuruluşlara Oslo'daki Norveç Nobel Komitesi
tarafından verilmektedir. Bu ödüle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun aday
233
Zeynep Gögüş, “Etik Zekalı Lider”, Hürriyet Gazatesi, 08.04.2006
Vahap Şatır, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazatesi, 06.04.2006
235
“Demokrasi Cesaret Ödülleri Sahiplerini Buldu”, Zaman Gazetesi, 06.04.2006
236
http://www.kirimhaber.com/haber/yazar.asp?yaziID=60, aynı haber İngilizce haber kaynaklarında da geniş yer
bulmuştur. Bkz: www.newstin.com, www.day.kiev.ua/274925 (06.06.2009),
237
“ Mustafa Kırımoğlu Nobel Barış Ödülü adayı”, Yazete Haber, 22.05.2009, ( http://www.yazete.com/MustafaKirimoglu-Nobel-Baris-Odulu-adayi_12729.html, (22.05.2009))
234
72
gösterilmesi hakkında Ukrayna Cumhurbaşkanı’na bağlı Kültür ve Maneviyat Milli
Kurulu Başkanı Nikolay Julinskiy Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun 20 ve 21.
yüzyılların en iyi insan hakları savunucusu olarak Nobel ödülünü kazanması için
nedenlerin çok olduğunu belirtmiştir ve şu şekilde bir açıklama yapmıştır:
“Kırımoğlu, Komünist rejime karşı mücadeleye daha gençken başladı. Ben onun
hayatını çok iyi biliyorum. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, sadece Kırım Tatar halkı
için değil, tüm dünya hak mücadelesi tarihinde önemli insandır. Kendi yaşamıyla,
sürgün edilen Kırım Tatar halkının hak ve özgürlüğünün kendisi için en önemli şey
olduğunu ispatlayan bir insandır.”238
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nu
destekleyenler
olduğu
gibi
onun
mücadelesini haksız bulanlar da vardır. Kendilerini Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı
(NDKT) olarak adlandıran bazı eski milli hareketçiler, 19 Eylülde Akmescit’te
düzenledikleri basın toplantısında Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış
Ödülüne karşı olduklarını bildirmiş, bununla ilgili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun
Nobel Barış Ödülü aday listesinden kaldırılması talebiyle Nobel Komitesine mektup
gönderdiğini açıklamışlardır.239
Elçibey-Türklüğe Hizmet Ödülü:
2002 yılında Kırım Tatar Milli Meclis Başkanı olarak Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu`na “Elçibey - Türklüğe Hizmet Ödülü” verilmiştir.
Dilara Aliyeva Kadın Haklarını Koruma Deneği`nde düzenlenen ödül törenine
bazı parti liderleri, ülkede yaşayan Kırım Tatar Toplumu ve çeşitli sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri katılmış; ödül, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi`nin (AHCP)
klasikler kanadı başkanı Mirmahmud Miralioğlu tarafından Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu adına kızkardeşi Dilara Seyitveliyeva`ya verilmiştir.240
238
Osman Bayramaliyev “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü Adaylığına Ukraynalı
Aydınlardan Tam Destek” , QHA, (22.05. 2009)
239
Susana Üseynova , Osman Bayramaliyev , “Kırım Tatar Milli Hareketi vetaranlarından Kırımoğlu’nun Nobel
Barış Ödülü adaylığına destek”, QHA, 03.10.2011, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-hareketi-vetaranlarindankirimoglu-nun-nobel-baris-odulu-adayligina-destek-foto-100963tr.html , (15.03.2010))
240
. http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=2072501, (23.01.2006)
73
Türk Dünyası Aksakalı Ödülü:
Türkiye’de Erzurum Güneş Vakfı tarafından 3-5 Mayıs 2007 tarihleri arasında,
Erzurum Valiliği ve Atatürk Üniversitesi desteği ile “1. Türk Dünyası Kültür, Sanat ve
Edebiyat Şöleni” düzenlenmiş Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Türk Dünyası
Aksakalı Ödülü” verilmiştir.
241
Törende “Türk Dünyası Dersi'' konulu bir konferans
veren Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Türkiye'yi anavatanımız biliriz” diyerek Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne verilen değerin Kırım'a da verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Buradaki konuşmasında sürgünden dönen Kırım Tatarlarının ihtiyaçlarına değinirken
şunları da söylemiştir:
''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır. Halkımı 63
yıl önce sürgüne gönderdiklerinde el koydukları ev ve iş yerleri bugün geri verilmedi.
Zaten biz de geri isteyemeyiz. Halkım konut ve okul sorunu yaşamaktır. Bu konuda
Türkiye'den yardımlar oluyor fakat yeterli değil. Sorunlarımızın çözümü için
Türkiye'den daha fazla yardım bekliyoruz ve Türkiye'ye güveniyoruz. Biz Türkiye'yi
ana vatanımız biliriz, öyle görürüz. Ancak bugüne kadar Türkiye'de Kırım'ın önemli
gerektiği kadar fark edilemedi. En azından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne verilenin
birazı kadar destek de Kırım'a verilmeliydi.'' 242
III.5. Suikast Haberleri:
2009 yılında Ukrayna İçişleri Bakanlığı, Kırım Tatarlarının lideri Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu'na yönelik suikast hazırlığında olan silahlı bir grubun iki
üyesinin yakalandığını duyurmuştur. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada; illegal bir
gruba mensup iki kişinin , Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve yardımcısına yönelik
suikast hazırlığında iken yakalandıkları ifade edilmiş,243hatta teşkilatın Taliban ve El
Kaide ile bağlantılı olduğu da dile getirilmiştir.244
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na yönelik bu suikastı değerlendiren araştırmacı
yazar Erdoğan Kırmızığlu, “Tatar Türklerinin efsanevileşmiş önderi, lideri, Atatürk’ü
sayılan Sayın Abdulcemil Kırımoğlu’na karşı girişilmeye çalışılan haince suikast
241
http:/www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=7050101, (21.05.07)
''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır”, Palandöken Gazetesi, (05.05.2007)
243
“KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na Suikast Hazırlığı”, Star Gazetesi, 28.10.2009
244
“Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı suikast girişimi engellendi”, Vatan Kırım, (27 Ekim 2009)
242
74
girişimini” lanetlediği yazısında, bu suikastın kendisini ve tüm Kırım kökenli
vatandaşlarını, Türk Dünyası sevdalılarını üzdüğünü belirtmiş ve Mustafa Abdülcemil
Kırımoğlu’nun kimliğine dair ayrıntılı bir yazı yazmıştır.245
Amerika’nın Sesi- Turkish (www.voanews.com)’un haberine göre Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’na suikast düzenleyen kişilerin ülkenin İçişleri Bakanı
tarafından “yeterince İslamcı olmayan Müslümanlar’ın öldürülmesine izin veren El
Tekfir vel Hicra adlı radikal bir grubun üyesi” olabileceği şeklindeki yorumuna da yer
vermiştir.246
245
http://www.tataralemi.net/joom/index.php/yazarlar/29-erdoan-krmzolu/380-krmoluqna-suikast-giriimi.html,
(25.11.09)
246
“Mustafa Cemiloğlu'na Karşı Suikast Planı Ortaya Çıkarıldı” VOA Amerikanın Sesi, 27.10.2009,
(http://www1.voanews.com/turkish/news/a-17-2009-10-27-voa3-88141497.html, (27 Ekim 2009))
75
SONUÇ
Tarihte pek çok milletlerin kader tayin edici sıkıntılar, kırılmalar, mücadeleler
yaşadığı süreçlerde cesareti, mücadeleci ruhu, vatanseverliyi ve inancında, davasında
sebatlı duruşuyla öne çıkarak milletlerin var oluş mücadelesini omuzlarında taşıyan
liderler vardır. En zor şartlar altında pes etmeyen, işkenceler, baskılardan yılmayan ve
dik duruşuyla milli mücadelelerini zafere götüren liderler… Kırım’ın Rus işgaliyle
karşı karşıya kaldığı günden bu yana Kırım Türklerine yönelik devam eden toplu
katliamlar, asimilasyon ve sürgünler Sovyetler döneminde zirve yapınca artık bir
milletin yok olma tehlikesi meydan çıkmış ve böyle zor şartlar, baskılar altındaki
sürgün hayatı aynı zamanda böyle bir dava adamını, lideri ortaya çıkarmıştır. Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu ve arkadaşlarının mücadelesi topluca vatanları Kırımdan sürülen
bu milletin yurda dönüş ve var oluş mücadelesinde bir umut olarak ortaya çıkmıştır.
Sovyet yönetiminin her türlü işkence, hapis ve baskıları altında Mustafa beyin liderlik
özellikleri, mücadeleci ruhu yüzlerce, binlerce Kırım Türkünün davaları etrafında
kenetlenmesine neden olmuş ve bunun sonucunda uluslararası kamuoyu bir milletin
barbarca usullerle yok edilmesinden haberdar olmuştur. Kırımoğlu’nun bir siyaset
adamı olarak
konjöktüründen
yasaların onlara vermiş olduğu hakları da kullanarak değişen Sovyet
,Stalin
dönemiyle ilgili komünist yönetimce başlatılan iç
sorgulamalardan ustalıkla faydalanarak Kırım Türklerinin sürgünü gerçeğini,yapılan
politikaları gündeme taşımayı başarmış ve en önemlisi
Kırım Tatarlarının vatana
dönüş sürecinin hazırlanmasında önemli rol üstlenmiştir. Kırımoğlu aynı zamanda
asimilasyona maruz
tutulmasında da
kalmış soydaşlarının milli kimlik ve tarih şuurunun
diri
aydın kimliğiyle etkili olmuştur. O kendi şahsi hayatını milletinin
kurtuluşu için adeta feda etmiştir.
Milletine hizmet etmeyi her zaman en büyük
görevi olarak gören Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun 60. yaş gününde yapmış
olduğu konuşması da bu açıdan değerlendirdiğimizde çok manidardır.
“Azrail yanıma gelip “Senin vaktin bitti. Seni almaya
geldim!” dediği zaman, mende acılık ve umütsüzlik duyğusu
hiç olmıyacaktır. Umit ederim ki, o zaman aklıma birinci
gelecek şey, Yüce Tanrıma bu dünyada böyle mündereceli ve
sonunda şanslı hayat verdiği için, butün ömür iştirak ettiğim
Millî hareketlerin, hiç olmadıkta, bazı neticelerini görmeye
imkân verdiği için; devrimizin en iyi ve temiz, ama artık bu
76
dünyadan gitmiş olan birçok insanlarınen tanışma ve
görüşme fırsatını verdiği için şükranlarımı bildirmek
olacaktır. İkinciden, çok ağır yıllar devamında benimle
beraber olğan, hiç bir zaman hiyanetlik yapmayan, bana
daima destekçi olğan dostlarıma ve safdaşlarıma, daima beni
destekleyen ve sonki yıllarda üç defa ardısıra beni
milletimizin en yüksek seviyesine layik görüp Kırım Tatar
Millî Meclisi başkanı olarak seçen halkıma teşekkürlerimi
söylemek ve ona parlak istikbal dilemekten ibaret olacaktır.
Ben bu dünyada epeyce bahtlı hayat geçirdim. Bunu ben
cesur milletime borcluyum ve elbette günlerimin sonuna
kadar bu millete hizmet etmek benim için bir sevinç
olacaktır.”
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, daha kundakta bir bebekken kendisini bulduğu
mücadelesinden zindanlar, sürgünler, çalışma kamplarında bile asla vazgeçmemiş ve
sosyal, siyasal, kültürel alandaki mücadelesini her alanda devam ettirip, sesini ulusal
uluslar arası her platformda duyurmaya çalışmıştır.
Aynı zamanda bir Türk milliyetçisi de olan Mustafa beye Mustafa Kemal
Atatürk’ün Türk milleti için yürüttüğü mücadele her zaman örnek olmuştur. O uzun ve
ağır bir mücadele sunucu döndükleri vatanlarındaki bir
19 Mayıs sabahını şöyle
hatırlıyor “Bugün 19 Mayıs. Aziz Atatürk’ün Samsun’a çıkışının üzerinden 85 yıl
geçmiş, Samsun’un ardından 4 yıl geçmeden düşmanlardan temizlenen güzel
vatanımızda Cumhuriyet ilan edilmiş. Darısı Güzel Kırım’ın başına. Sabah
kahvaltısından sonra, Kırım Tatar Milli Meclisi’ne gittik. Meclis binasını görmesek,
kocaman görkemli bir bina zannederdik. 2 katlı bir eski ev burası. Birçok eksiği var.
Meclis’ten çok bir dernek bürosunu andırıyor. Elbette ki maddi imkânsızlık hiç bir
şekilde Tatarların imanını kırmıyor.”
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve örnek şahsiyeti günümüzün değişen
şartlarında milli ve güçlü Kırım gerçeğinin şekillenmesinde de belirleyici ve etkilidir. O
ve dava arkadaşları Türksüz Kırım hedefiyle daima çeşitli hesaplar yapan Rusya ve
milliyetçi Ukrayna merkezi hâkimiyeti olgusu göz önünde bulundurulduğunda yine de
zor şartlar altında milli mücadelelerini sürdürmektedir. Ukrayna milletvekili olarak
2011 yılında yaptığı faaliyetlere ilişkin yayınladığı raporda Kırımoğlu, Kırım Tatar
halkına haklarının iade edilmesine yönelik olarak yapılan basın toplantısı, röportaj,
77
yorum, televizyon ve radyo yayını, konferans, yuvarlak masa toplantısı olmak üzere
toplam 290 etkinliğe katıldığını belirtmiştir. Raporunda Kırımoğlu ayrıca “Bir toplumun
totaliter rejiminden demokrasiye geçiş süreci, zor ve uzun süreli olur.
Söz konusu süreçte öne çıkan tarafları saymak kolay değil. Ancak halkın,
seçmenlerin temsilcisi olarak benim için demokrasinin kuruluş sürecini hızlandıracak,
bireysel faaliyet ve hırsla başarı ve kalkınmanın temelini oluşturacağı bir gelecek
uğruna çalışmaları için insanlara ilham vermek gibi esas bir görevi ise belirlemek
kolaydır.” demiştir.
Kırımoğlu’nun kan dökmeden, terörizme karşı ve demokrasiden ayrılmadan
milletinin haklarını araması ve davasından vaz geçmemesi birçok devletin ve sivil
toplum örgütlerinin desteğini almasını sağlamıştır.
Kırımoğlu ve arkadaşlarının mücadelesi sayesinde Kırım’da yaşayan Kırım
Tatarları birçok haklarına kavuşmaya başlamış ve siyaseten de Ukrayna’da söz sahibi
olmuşlardır. Halen elde edemedikleri hak ve özgürlükleri vardır. Ukrayna
Parlamentosundaki Millet Vekilliği görevi sayesinde halkının haklarını sonuna kadar
savunmakta ve aramaktadır.
78
BİBLİYOGRAFYA
Kitaplar:
-
Acar,
Kenan,
Kırımlı
Bekir
Sıdkı
Çobanzade: dilciliği
ve
edebiyat
araştırmacılığı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2001, s.8
-
Anadol, Cemal , Hazar yükselirken: 21. yüzyıla girerken Türk dünyası, Orkun
Yayınevi, İstanbul 1992
-
Aslıyüce, Erdoğan, Ukrayna Toprağında Turan’dan Kırım’a, Yesevi yayınları,
İstanbul, 2001
-
Avşar, Mezahir Türk kültür ve sanatından kesitler, 1. Cilt, Kömen 2007
-
Aydıngül, Ayşegül, İsmail Aydıngül, Kırım Tatarlarının Vatana Dönüşü Kimlik
ve Kültürel Canlanma, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, Ankara,
2004
-
Çapraz, Kemal, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Kültür Vakfı, İstanbul,
1995
-
Ediğe Kırımal, “Kırımda topyekün tehcir ve katliâm”, Dergi, Institut zur
Erforschung der UdSSR., Sovyetler Birligini Ogrenme Enstitusu, 5. Sayı, 1956,
s.29
-
Elvedina, Çubarova, Qırım Tarıhi, Bizim Qırım Halqara Cemiyet, Simperafol
(Akmescit), 2009
-
Fisher, Allan, Crimean Tatars (Kırım Tatarları), Stanford 1978
-
Grigorenko, Andrey, A Kak Da Mı Verniyomsya, Fond Kırım, Newyork 1977
-
Günay, Bekir , Avrupa'dan Asya'ya: Sorunlu Türk Bölgeleri, IQ Kültürsanat
Yayıncılık, İstanbul 2005
-
Güzel, Hasan Celâl, Ali Birinci, Genel Türk tarihi, Cilt 10, Yeni Türkiye, 2002
-
Hablemitoǧlu, Necip, Kırım'da Türk soykırımı, IQ Kültür Sanat Yayıncılık,
İstanbul 2003
-
Kırımlı, Hakan,
İsmail Bey Gaspıralı için, Kırım Türkleri Kültür ve
Yardımlaşma Derneği Yayınları, Ankara 2004
79
-
Kırımlı, Hakan, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik Ve Milli Hareketler(19051916), TTK yayınları, Ankara 1996
-
Mert, Hamdi, Bir İnsan Hakları Savunucusu : Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu,
Bilig Yayınları, Ankara 2000
-
Naskali, Emine Gürsoy , Liaisan Şahin, Stalin ve Türk dünyası, Kaknüs
Yayınları, 2007
-
Nekriç, A, Ne Kazanye nıe Narodı nevyork, Kronika 1978
-
Özcan, Kemal , Vatana dönüş: Kırım Türklerinin sürgünü ve Milli Mücadele
Hareketi, 1944-1991, Tarih ve Tabiat Vakfı (TATAV) yayınları, 2002
-
Özcan, Kemal, Kırım Dramı Kırım Türklerinin Varoluş Mücadelesi, Babıali
yayınları, İstanbul,2010
-
Öztuna,
Yılmaz,
Başlangicindan
Zamanimiza
Kadar
Büyük
Türkiye
Tarihi: Türkiye'nin Siyasî, Medenî, Kültür, Teşkilât Ve San'at Tarihi, 3. Cilt,
Ötüken Yayınevi, İstanbul 1977
-
Soljenitsyne, Aleksandr , Sovyet Rusya’da Hürriyet Mücadelesi, Tercüme. Vecdi
Bürün, Yağmur Yayınevi, İstanbul 1977
-
Suver, Akkan, Cemiloğlu , Su Yayınları, İstanbul 1979
-
Türkoğlu, İ. (1997). "Kırım Tatarlarının Vatana Geri Dönüş Sürecinde (19871994) Türk ve Bazı Batı Basını". Originea Tatarilor Locul lor in Romania şi in
lumea turca. Kriterion (s.347-353). Bükreş
-
Unan, Fahri, Yeni Türkiye Uluslararası Türkoloji Kongresi Bildirileri, TİKA
-
Vesnin, A.l. “kak provishodilo vosilenya vı Tatar, Bolgar, Grekof, Armanis
Kırıma vı 1944 Goda”, Kırımskaya assr, Simferapol, Tavriya yay., 1990, s.239240.
-
Yeşilot, Okan, “Kırım Tatar Türklerinin Tarihi Ve Güncel Sorunları
Perspektifinde Sosyo-Kültürel Yapısı, Ukrayna’dakietnik Barışa Katkıları Ve
Türkiye’deki Akrabalarıyla Kültürel İlişkileri” ,21. Yüzyılda Türk Dünyası
Uluslararası Sempozyumu . 02 - 05 Aralık 2010 / Lefke - K.K.T.C.. Bildirgeler
Kitabı. EkoAvrasya Yayın No: 2011/1., s.103
80
-
“Altıncı Askerı Tarih Semineri bildirileri: İkinci Dünya Harbi ve Türkiye “ ,
Genelkurmay. Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı yayınları, Genelkurmay
Basımevi, Ankara 1998
-
Şestoy Protses Mustafıi Cemileva, Materialı Cledctviya İ Zapis Sudebnova
Prosessia 1983-1984 gg: Taşkent, Kırım Fonu, Simperafol 2001
Süreli Yayınlar:
-
“Kırım Türkleri İslam Konferansı Teşkilatına Müracaat Ettiler”Emel,sayı
139,Kasım-Aralık 1983.s.8-14,
-
“Topyekun sürgünün 40 yılı,Krım Türklerinin sürgün sonrası fealiyetleri” Türk
Dünyası Araştırmaları sayı 33,aralık 1984,2.102-129,
-
“ Sovyet Rejiminin Eziyetlerine dayanamayan Mustafa Cemloğlu Göç Etmek
İstiyor” Emel ,sayı 139,Mayıs-haziran1983 s.29-40.
-
Ebru Manga, “Hatıralar” , Emel Dergisi , Sayı:205 Mayıs - Haziran 1995
-
“ Krım Türklerinin Son Aylardakı Mücadelesi”.Emel,Sayı 167,TemmuzAğustos 1988,s.5-8.
-
“Nurfet Murahhas Mahkumiyeti ,Krım Türklerinin Ruslaştırmaya karşı
Mücadelesi “,Emel,Sayı 137 ,Temmuz- Ağustos 1983 s.4-8.
-
Özkırım, O.,“II. Dünya Savaşında Kırım Türkleriile Almanlar Arasındaki
Münasebetler”, Emel Dergisi, S. 25, 1964, s.5-20
-
Kırımal, Edige, “Sovyet ve Rusya Hakimiyeti Altında Kırım”, Dergi 49, (1967),
s.65
-
Litfin, Gıa, “Dokumenti Tredyevo Reyha Svidisytyot”, Vayenno İstariçeski
Jurnal; 3, s. 92-93
-
Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı, Türk Edebiyatı vakfı, 327-332.sayı., 2001, s.47
-
Altınoluk, “Cinayet Yüzyılı” Altınoluk Dergisi, 1999 - Mayis, Sayı: 159, s.19
-
Karatay, Zafer, “Bir Kahramanve İnsan Hakları Savunucusu: Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu”, Ekovitrin : Aylık Ekonomi ve Haber Dergisi, S.159,
Mart 2013/3 s. 66-68
81
-
“Kırım Tatar Milli Kurultayı’nın Anlamı ve Meclis”, Fikirde Birlik Dergisi,,
S.20, s. 13
-
Koçak, Bilal, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla Röportaj” Ekovitrin : Aylık
Ekonomi ve Haber Dergisi, S.159, Mart 2013/3 s. 61
-
KTMM, “Kırım Tatar Halkının 3. Kurultayı” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve Kültür
Gazetesi ,Yıl : 1 S.1 / Ekim - Kasım - Aralık 1996 , s.5-6
-
KTMM, “III. Kırım Tatar Milli Kurultay 4. Oturumu” Kalgay, Üç Aylık Fikir Ve
Kültür Gazetesi Yıl : 5 S.19 / Ocak - Şubat - Mart 2001, s.4-6
-
KTMM,” 4.Kırım Tatar Kurultayı” Kalgay Üç Aylık Fikir Ve Kültür Gazetesi,
Yıl : 6 S.22 / Ekim - Kasım - Aralık 2001, s.4-6
-
“2. Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı” Karadeniz (Aylık gazete),Yıl:14, S.4, Nisan
2003, s.1-2
-
“Türkiye’de Kırım Tatr Gençlik Teşkilatlanması”, Fikirde Birlik, S.7, yıl 2006
-
“1917’den bugüne”, Kırım, Ağustos, Kasım 2010,yıl:19, S.67, s.3
Gazeteler:
-
“Cemiloğlu’na madalya”, Hürriyet Gazetesi, (07 Ekim 1998)
-
“Krım Türklerinin Yurda Dönüş İstekleri İnceleneiyor”. Tercüman
(25.07.1987)
-
“Kızıl Meydanda Büyük Gösteri,Krım Türkleri Şaşırttı”, Hürriyet.
(27.07.1987)
-
“Gromikodan Krımlılara, Bizi Daha Fazla Sıkıştırmayın”, Tercüman,
(28.07.1987)
-
“Tatar: Rare Kremlin Demonstration Test Tolerance”, Herald Tribune,
(27.07.1987)
-
“Kremlin ponders hov to davn the fires of natioonalism”, Financial Times,
(30.07.1987)
-
“Kırım Tatarların toprak talebi reddedildi”, Zaman Gazetesi, (12.03.2008)
82
-
“Arınç: ''Kırımoğlu belgeseli tüm dünyada yayınlansın isterdi”,
AA., (29.03.2013)
-
“Türkiye'nin en büyük Kırım Kültür Evi Eskişehir'de açılıyor“, Yenişafak
Gazetesi, (17.01.2008)
-
“Demokrasi Cesaret Ödülleri Sahiplerini Buldu”,Zaman Gazetesi, (06.04.2006)
-
''Kırım-Tatar halkı büyük haksızlıklara zulümlere maruz kalmıştır”, Palandöken
Gazetesi, (05.05.2007)
-
“KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na Suikast Hazırlığı”, Star
Gazetesi, 28.10.2009
-
“Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na karşı suikast girişimi engellendi”, Vatan
Kırım, (27 Ekim 2009)
-
Gögüş, Zeynep, “Etik Zekalı Lider”, Hürriyet Gazatesi, (08.04.2006)
-
“Plus de charges pour les Tatars” Liberation, (16.07.1987)
-
“Tataralar Moskovada Gösteri Yaptı” Cumhuriyet, (25.07.1987)
-
“Gorbaçovun iki yüzü”, Son Havadis, (25.07.1987)
-
“Tatarların Gösteri Günü”, Milliyet, (26.07.1987)
-
“Krım Türklerinin Kremline ihtarı”, Tercüman, (26.07.1987)
-
“Bir Mücadelenin Öyküsü”, Milliyet, (27.07.1987)
-
“Glasnost and the Tatars”, The Times, (27.07.1987)
-
“Krım Türkleri Kremline Dert Anlattı”, Hürriyet, (28.07.1987)
-
“Des Tatars sur la place”, Rouge Le Figaro, (28.07.1987)
-
“Sovyetler Sorunu Sürüncemede bırakıyaor”, Hürriyet, (29.07.1987)
-
“Cemiloğlu’na Madalya”, Hürriyet Gazatesi, (07.10.1998)
-
Şatır, Vahap, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazetesi, (06/04/2006)
-
Şatır, Vahap, “Demokrasi Ödülleri”, Radikal Gazatesi, (06.04.2006)
-
Zerkalo gazetesi (AZ.), (24.02.2010)
83
-
“Kırım Tatarları Sürgün Kurbanlarını Andı”, Türk Dili Haber Ajansları Birliği,
18.05.2010,
-
“Ruslar, Kırım'da geniş arazi alıyor”, Zaman Gazetesi, 17.03.2009,
(http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=826666&title=ruslar-kirimda-genisarazi-aliyor, (18.03.2009))
-
“Crimean Tartars “demand that the Ukraine restore the national autonomy of
our territory””, IA Regnum, 23.04.2008,
www.02varvara.wordpress.com/2008/02/23, (17.03.2010)
-
Sarıkamış, Mustafa, “Kırım'da Türk Öğrenciler Eğitime Başladı” Vatan Kırım,
(13.10.2004) , http://egitim.vatankirim.net/universite/41013.asp, (25.02.2005)
-
Başarslan, Zekeriya, “Kırım Tatarlarının Türkiye'deki Müzik Hayatına Etkileri”,
Vatan Kırım, http://www.vatankirim.net/yazi.asp?YaziNo=143, (24.02.2009)
-
„
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'na fahri doktora ünvanı verildi“, Vilayet26
Eskişehir Haberleri, (12.10.2009) ,
http://www.vilayet26.com/news_detail.php?id=892, (27.10.2009)
-
Kayacan, İsa, “Kırım Tatarları’nın Efsanevi lideri: Prof. Dr. Mustafa
Cemiloğlu”, Anayurt, 19 Ekim 2011,
(http://www.anayurtgazetesi.com.tr/default.asp?page=yazar&id=14152)
-
Y.C. “Çin’de bir kadın önder,Rabia Kader” Yenihaber, 09.07.2009,
(http://www.yenihaber.be/printer_friendly.php?go=3050a47, (20.01.09))
-
“Крымские татары уповают на Тимошенко и Луценко” Росбалт,
19/12/2007, http://www.rosbalt.ru/ukraina/2007/12/19/441964.html,
(05.02.2010)
-
“ Mustafa Kırımoğlu Nobel Barış Ödülü adayı”, Yazete Haber, 22.05.2009, (
http://www.yazete.com/Mustafa-Kirimoglu-Nobel-Baris-Oduluadayi_12729.html, (22.05.2009))
-
Bayramaliyev, Osman, “Mustafa A. Kirimoğlu’nun Matem Mitingi Konuşmasi”,
QHA, 19/05/2009 (http://qha.com.ua/mustafa-a-kirimoglu-nun-matem-mitingikonusmasi-47176tr.html, (02.12.2012))
84
-
Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, Nobel Barış Ödülüne aday gösterildi”, QHA,
02/02/2011, (http://qha.com.ua/kirimoglu-nobel-baris-odulune-aday-gosterildi87250tr.html, (02.02.2011))
-
“Kırımoğlu'nun Kurultay konuşması”, QHA, 29/10/2013,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-nun-kurultay-konusmasi-129851tr.html,
(15/11/2013))
-
Fazıl, Riza,“Kırım Tatarları 20 yıldır Latin alfabesine neden geçemiyor?”, QHA,
07/01/2013 ,(http://qha.com.ua/kirim-tatarlari-20-yildir-latin-alfabesine-nedengecemiyor-120908tr.html,( 07.09.2013))
-
Kencaliyeva, Arzı, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Kırım “ikinci Çeçenıstana”
dönüşebilir”, QHA, 17/12/2007, (http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemilkirimoglu-kirim-ikinci-cecenistana-donusebilir-35228tr.html, (04.04.2013))
-
“KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Bozer, Kırım heyetini kabul etti” QHA,
22/07/2013 (http://qha.com.ua/kktc-cumhuriyet-meclisi-baskani-bozer-kirimheyetini-kabul-etti-128947tr.html, (23.09.2013))
-
Bayramaliyev, Osman, “Çubarov: ''1991 referandumu dönüşü engellemek için
yapıldı''”, QHA, 23.01.2012, (http://qha.com.ua/cubarov-039-1991referandumu-donusu-engellemek-icin-yapildi-039-106667tr.html, (14.04.2013))
-
Bayramaliyev, Osman, “5. Kırım Tatar Milli Kurultayının 4. Toplantısı sona
erdi”, QHA, 22/07/2012, ( http://qha.com.ua, (22.06.2012))
-
Hasret, Azer, “Qırımda problemler ve stabillik istiqballeri”, Yalquza,
20.03.2010, (http://www.yalquzaq.com/?p=11585, (20.03.2010))
-
Bayramaliyev, Osman, “KTMM Avrupa Hafıza ve Vicdan Platformunun
toplantısında”, QHA, 12/11/2012 http://qha.com.ua/ktmm-avrupa-hafiza-vevicdan-platformunun-toplantisinda-foto-118879tr.html, (04.06.2013)
-
Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu’na madalya”, QHA, 02.11.2012,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-na-madalya-118544tr.html, (04.06.2013))
-
“MAZLUMDER, Kırımoğlu’na İnsan Hakları Mücadelesi ödülünü verecek”,
QHA, 05.07.2012, (http://qha.com.ua/mazlumder-kirimoglu-na-insan-haklarimucadelesi-odulunu-verecek-113586tr.html, (04.06.2013))
85
-
İbadullayeva, Asibe, “Kırımoğlu’na Polonya’dan madalya”, QHA, 18.03.2013,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-na-polonya-dan-madalya-123868tr.html,
(25.09.2013))
-
Bayramaliyev , Osman, “Kırımoğlu: ''AGİT Başkanlığı Ukrayna için bir
şanstır''”, QHA, 12.01.2013, (http://qha.com.ua/kirimoglu-039-agit-baskanligiukrayna-icin-bir-sanstir-039-121169tr.html, (01.10.2013))
-
Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, 18 Mayısın resmi tatil ilân edilmesini
istiyor”, QHA, 09.04.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-18-mayisin-resmi-tatilil-n-edilmesini-istiyor-110054tr.html, (24.09.2013))
-
Kulcanay , Lilya, “KTMM’ye 18 Mayıs Sürgün Törenlerini düzenlemesi
yasaklandı”, QHA, 25.02.2013, (http://qha.com.ua/ktmm-ye-18-mayis-surguntorenlerini-duzenlemesi-yasaklandi-122998tr.html, (24.09.2013))
-
Alptekin, Arif, “Eskişehir’de Kırım Sürgünü Anıtı’nın temeli atıldı”, QHA,
22.05.2007, (http://qha.com.ua/eskisehir-de-kirim-surgunu-aniti-nin-temeliatildi-33356tr.html (22.05.2007))
-
Yüksel, Gayana, Enver Abibulla , “Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’nun istifa etmesi Kurultay delegelerinde büyük yankı
uyandırdı”, QHA, 08.12.2007, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-meclisibaskani-mustafa-abdulcemil-kirimoglu-nun-istifa-etmesi-kurultaydelegelerinde-buyuk-yanki-uyandirdi-35149tr.html, (30.09.2013))
-
“Kırımoğlu: Beni kalmaya ikna edemezler”, QHA, 29.08.2013,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-beni-kalmaya-ikna-edemezler-129343tr.html,
(20.09.2013))
-
“İnkişaf, Kırımoğlu’nun KTMM Başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA,
29.08.2013, (http://qha.com.ua/inkisaf-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarakkalmasini-istiyor-129342tr.html, (20.09.2013))
-
İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev, “Aydınlar Kırımoğlu’nun KTMM
başkanı olarak kalmasını istiyor”, QHA, 14.01.2013,
(http://qha.com.ua/aydinlar-kirimoglu-nun-ktmm-baskani-olarak-kalmasiniistiyor-121224tr.html, (30.09.2013))
86
-
Nurmambetova, Niyara, Osman Bayramaliyev, “Kırımoğlu: ''Kırım Tatarları
işe alımda etnik ayrımcılığa maruz kalıyor''”, QHA, 29.04.2011, (
http://qha.com.ua/kirimoglu-039-kirim-tatarlari-ise-alimda-etnik-ayrimciligamaruz-kaliyor-039-92014tr.html, (12.09.2013))
-
Bayramaliyev , Osman, “Cumhuriyet yönetiminde Kırım Tatar memur
temizliği”, QHA, 08.08.2012, (http://qha.com.ua/cumhuriyet-yonetiminde-kirimtatar-memur-temizligi-115202tr.html, (22.09.2013))
-
Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu: Mogilyov, Kırım Tatar karşıtı tutumuna
devam ediyor”, QHA, 07.11.2012, (Http://qha.com.ua/kirimoglu-mogilyovkirim-tatar-karsiti-tutumuna-devam-ediyor-118716tr.html, (22.09.2013))
-
İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev , “Başbakan, Kırım’da eski yer
adlarının geri getirilmesine karşı”, QHA, 11.07.2012,
(http://qha.com.ua/basbakan-kirim-da-eski-yer-adlarinin-geri-getirilmesinekarsi-113840tr.html, (22.09.2013))
-
Ali, İlyas, “Parlamento sürgün yasasını yine reddetti”, QHA, 07.06.2012,
(http://qha.com.ua/parlamento-surgun-yasasini-yine-reddetti-112406tr.html,
(22.09.2013))
-
İlyasova, Evelina, Osman Bayramaliyev, “Kırım’ın eski yer adlarının bulunduğu
harita basıldı”, QHA, 11.08.2010, (http://qha.com.ua/kirim-in-eski-yer-adlarininbulundugu-harita-basildi-76651tr.html, (27 Ekim 2009))
-
Emiruseinova, Lilya, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, “Kırım’da Kırım Tatar
öğrencilerin sadece %10 kendi dilinde eğitim alabiliyor””, QHA, 24.12.2007,
(http://qha.com.ua/mustafa-abdulcemil-kirimoglu-kirim-da-kirim-tatarogrencilerin-sadece-10-kendi-dilinde-egitim-alabiliyor-35266tr.html, (27 Ekim
2009))
-
İslamova, Elvida, Rıdvan Calilov , “Kırımoğlu: Kırım Tatarlarının ana dillerini
konuşamaması utançtır”, QHA, 18.05.2009, (http://qha.com.ua/kirimoglu-kirimtatarlarinin-ana-dillerini-konusamamasi-utanctir-47160tr.html , (27 Ekim 2009))
-
“Hiçbir üniversite adayı Kırım Tatarca soru kitapçığını kullanmadı”, QHA,
08.07.2013, (http://qha.com.ua/hicbir-universite-adayi-kirim-tatarca-sorukitapcigini-kullanmadi-128411tr.html, (23.09.2013))
87
-
“Hükümetin sitesi Kırım Tatarca yayına devam ediyor”, QHA, 17.09.2013,
(http://qha.com.ua/hukumetin-sitesi-kirim-tatarca-yayina-devam-ediyor129497tr.html, (20.09.2013))
-
“Türkiye Bahçesaray’da Kırım Tatar okulu inşa edecek”, QHA, 03.07.2013,
(http://qha.com.ua/turkiye-bahcesaray-da-kirim-tatar-okulu-insa-edecek128233tr.html, (23.09.2013))
-
“Abdullah Gül’den Mustafa A. Kırımoğlu’na övgü”, QHA, 13.04.2009,
(http://qha.com.ua/abdullah-gul-den-mustafa-a-kirimoglu-na-ovgu-44875tr.html,
(04.06.2013))
-
Narimanova, Nara, Osman Bayramaliyev, “Seyitmuratova: ''Arşiv, Kırım Tatar
halkı için değerli bir kaynaktır''”, QHA, 28.09.2010,
(http://qha.com.ua/seyitmuratova-039-arsiv-kirim-tatar-halki-icin-degerli-birkaynaktir-039-81450tr.html, (24.09.2013))
-
Bayramaliyev , Osman, “KTMM yönetimi, ilk Kırım Tatar filminin setini ziyaret
etti”, QHA, 04.09.2012, ( http://qha.com.ua/ktmm-yonetimi-ilk-kirim-tatarfilminin-setini-ziyaret-etti-117491tr.html; (24.09.2013))
-
İlyasova, Evelina, “Kırım Sürgünü ilk kez beyaz perdede”, QHA, 18.05.2013, (
http://qha.com.ua/kirim-surgunu-ilk-kez-beyaz-perdede-126403tr.html ,
(24.09.2013))
-
“Kırımoğlu, Bir Halkın Mücadelesi belgeseli TRT'de”, QHA, 29.08.2013,
(http://qha.com.ua/kirimoglu-bir-halkin-mucadelesi-belgeseli-trt-de-video-foto115864tr.html , (24.09.2013))
-
''Belgesel sayesinde Türkiye Kırımoğlu’nu tanıyacak ve onu örnek alacak'',
QHA, 08.05.2013, (http://qha.com.ua/039-belgesel-sayesinde-turkiye-kirimoglunu-taniyacak-ve-onu-ornek-alacak-039-125976tr.html , (24.09.2013))
-
“ Vozgrin’in Kırım Tatar Tarihi kitabı tanıtıldı”, QHA, 15.08.2013, (
http://qha.com.ua/vozgrin-in-kirim-tatar-tarihi-kitabi-tanitildi-129242tr.html,
(14.08.2013))
88
-
Öncül, Gizem, “Marmara Üniversitesinde Kırım Tatarlarının mücadelesi
anlatıldı”, QHA, 29.09.2012, (http://qha.com.ua/marmara-universitesinde-kirimtatarlarinin-mucadelesi-anlatildi-119493tr.html, (01.10.2013))
-
Bayramaliyev, Osman, “Kırımoğlu, Erdoğan ile yardım için anlaştı”, QHA,
18.09.2012, (http://qha.com.ua/kirimoglu-erdogan-ile-yardim-icin-anlasti116858tr.html, (20.01.2007))
-
“Türkiye’den 150’den fazla belediye başkanı Kırım’ı ziyaret etti”, QHA,
16.05.2013 , (http://qha.com.ua/turkiye-den-150-den-fazla-belediye-baskanikirim-i-ziyaret-etti-126296tr.html, (20.01.2007))
-
“Cemil Çiçek, Kırım Tatar Milli Meclisini ziyaret etti”, QHA, 06.04.2013,
(http://qha.com.ua/cemil-cicek-kirim-tatar-milli-meclisini-ziyaret-etti124681tr.html, (20.01.2007))
-
Bayramaliyev, Osman, “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Nobel Barış
Ödülü Adaylığına Ukraynalı Aydınlardan Tam Destek” , QHA, (22.05. 2009)
-
Üseynova , Susana, Osman Bayramaliyev , “Kırım Tatar Milli Hareketi
vetaranlarından Kırımoğlu’nun Nobel Barış Ödülü adaylığına destek”, QHA,
03.10.2011, (http://qha.com.ua/kirim-tatar-milli-hareketi-vetaranlarindankirimoglu-nun-nobel-baris-odulu-adayligina-destek-foto-100963tr.html ,
(15.03.2010))
-
“Mustafa Cemiloğlu'na Karşı Suikast Planı Ortaya Çıkarıldı” VOA Amerikanın
Sesi, 27.10.2009, (http://www1.voanews.com/turkish/news/a-17-2009-10-27voa3-88141497.html, (27 Ekim 2009))
İnternet Kaynakları:
-
Kırımlı, Hakan, “Kırım Tatarları Kimdir?”,
(http://www.kirimdernegi.org.tr/sayfa.asp?id=456, (05.06.2013))
-
“Türk Müteşebbisinin Dışa Açılış Serüveni”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar
Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği Dergisi
(http://dergi.teskomb.org.tr/252/index2.asp?dp=s6) , (04.06.2013)
89
-
http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com_content&view=article&id=1298
7%3Aavrupa-parlamentosu-tartyor-krm-tatarlar-ne-durumda&catid=14%3Anews&Itemid=357&lang=tr, (17.03.2010)
-
http://www.yenihaber.be/go.php?go=30506cc&do=details&return=last_news&p
g=71, (22.04.2008)
-
http://www.turkgundem.net/icerik/index.php?option=com_content&task=view&
id=4229&Itemid=1, (29 Mart 2008)
-
http://www.boluolay.com/news.php?id=39077&t=cemiloglundan-boludakitatarlara-selam-var, (13.04.2010)
-
http://www.kocaelikirim.org/home/index.php?option=com_frontpage&Itemid=1
(18 Mayıs 2010)
-
http://www.zaman.com.tr/?bl=ekonomi&alt=&trh=19950201&hn=315994,
(21.09.2006)
-
http://qha.com.ua/disisleri-bakani-davutoglu-039-kirimoglu-nu-kimseitibarsizlastiramaz-039-104278tr.html, (04.06.2013)
-
http://www.turkgundem.org/icerik/index.php?option=com_content&task=view&
id=1734&Itemid=159, (20.09.2013)
-
http://www.zaman.com.tr/webapptr/haber.do?haberno=32855&keyfield=43656DC4B16C6FC49F6C75,
(20.01.2007)
-
http://www.zaman.com.tr/webapptr/haber.do?haberno=33044&keyfield=43656D696C6FC49F6C75, (20.01.2007)
-
Nail Aytar, “Kosova’nın Bağımsızlık Meselesinin Kırım’daki Yansımaları”,
TURAN-SAM, 05.01.2009, (http://www.turansam.org/makale.php?id=229, (05
Ocak 2009))
-
TUİD, http://www.tuid.org.ua/index.php?option=com (2 Mayıs 2009)
-
Kemal KONRAT, “Kırım Tatarcanın yeni Lâtin alfabesi”,
(http://www.cengizdagci.org/default.asp?id=71695&lng=1, (08.07.2009))
-
http://www.kirimdernegi.org/istanbul/bahcesaray/yazi.asp?yazi=200809001,
(23.04.2009)
90
-
http://www.kirimhaber.com/haber/yazar.asp?yaziID=60, aynı haber İngilizce
haber kaynaklarında da geniş yer bulmuştur. Bkz: www.newstin.com,
www.day.kiev.ua/274925 (06.06.2009),
-
http://www.tataralemi.net/joom/index.php/yazarlar/29-erdoan-krmzolu/380krmoluqna-suikast-giriimi.html, (25.11.09)
-
http://qha.com.ua/4-kirim-tatar-genclik-kurultayi-yapildi-video112336tr.html,(05.06.2012)
-
http://www.kalgaydergisi.org/index.php?sayfa=yazaryazidetay&yazi=1021,(05.0
8.2013)
-
http://qha.com.ua/7-kirim-tatar-genclik-kurultayi-ankara-da-yapildi118608tr.html,(05.1102012)
-
http://zaman.ro/ro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=7849,(27.05.2009)
-
http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=2072501, (23.01.2006)
-
http://www.yeniasya.com.tr/2004/12/16/roportaj/h1.htm, (27.02.2005)
-
http://www.tika.gov.tr/TR/Icerik_Detay.asp?Icerik=673, (21.05.2007)
-
http://www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=3012801, (04.06.2013)
-
http://www.vatankirim.net/Bahcesaray/2002haziran/2.htm,(05.08.2012)
-
http://www.yenisafak.com/diziler/kirim/kirim4.html, (27.02.2005)
-
http://www.musavat.com/site/?name=search&do=search#, (29.08.2006)
-
http:/www.vatankirim.net/ayrinti.asp?HaberNo=7050101, (21.05.07)
-
http://www.intermedia.org.ua, (21.11.2007)
-
http://www.bizxednay.ru, (24.03.2008)
-
(http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=663792, (29.03.2008))
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=5, (08.12.2008)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (08.12.2008)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim/115.html, (08.12.2008)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim/603.html, (20.03.2009)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (29.04.2009)
91
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (17.06.09)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=35, (30.09.2009)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html?start=50, (30.09.2009)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (12.02.10)
-
http://www.newstin.com/tag/us/125022603 , (17.03.2010)
-
http://www.regnum.ru/news/961753.html , (17.03.2010)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (18.05.2010)
-
http://www.tkaonline.org/haberler-krim.html, (25.05.10)
-
http://www.vatanKırım.net/yazi.asp?YaziNo=141 (12.09.2012)
-
http://www.surgun.org, (02.12.2012)
-
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=111, (07.13.2013)
-
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=245,(12.08.2013)
-
http://www.lexpress.fr, (03.10.2013)
-
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
-
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
-
http://www.kirimoglu.org, 12.10.2013
-
http://www.vatankirim.net/, (15.10.2013)
-
http://www.dunyadanbihaber.netfirms.com/_bi_haberler.html, (18.11.2006)
-
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=342,0,a, (10.12.2013)
92
EKLER
A.Belgeler
Belge-1- 1976 mayıs
Cemiloğluna yapılan baskılarla ilgili
kamoyuna ,uluslararsı basına müracat eden bir grup Kırım tatarının listesi.
dünya
93
Belge-2- Dünyaca ünlü insan hakları savunucusu A. Saharovun M. Cemiloğlunun
sürgün edilmesi ve sürgün hayatıyla ilgili kaleme aldığı makale.
94
Belge-3- Hairova Vasfiyenin Cemiloğlunun tutuklanmasıyla ilgili dünya kamoyuna
duyurusu.
95
Belge-4- Mustafa Cemiloğlunun dördüncü kez tutuklanmasından sonra bir grup Sovyet
İnsan hakları savunucusunun bu olayla ilgili dünya kamoyunu bilgilendirmesi
96
Belge-5- Amerikada M. Cemiloğlunun savunması için oluşturulan
komisyonu hakkında belge.
savunma
Belge-6- Ermeni savcı B. Azaryan Cemiloğlunu milliyetçilikte
ittiham etmek
amacıyla uydurma delil oluşturmakta ve bu amaçla da “Yıldız” dergisinin genel yayın
yönetmenine Şükrü Elçinin Bahçasaray Fontanı şiirinin Türkceden Ruscaya
çevilmesini istemektetir
97
B.Fotoğraflar
Fotograf-2- Kırımoğlu’nun 25’li yaşları
Fotograf-1-Kırımoğlu Liseden mezun olduğu 15’li
yaşları
Fotograf-4Kırımoğlu 3. Kez hapishaneye
girmeden önce çekilmiş resim. 23’lü yaşları.
Fotograf-3- Kırımoğlu Kırım Gençler İttifakının
üyesi 17’li yaşları
98
Fotograf-5- Kırımoğlu 5. Kez hapishaneye girmeden
önce çekilmiş bir fotoğraf.
Fotograf-6- Kırımoğlu’nun kızı Safiye’yle
Fotograf-7- Kırımoğlu 17 Temmuzda onu ziyaret eden İnsan Hakları savunucusu Tatyana Osipova’yla
99
Fotograf-9Hayser’le
Kırımoğlu,
oğlu
Fotograf-8- Kırımoğlu, eşi Safinar hanımla 1980.
Fotograf-10- Yakutistan’da Kırımoğlu’nun sürgünde yaşadığı Ziryanka Köyü.
100
Fotograf-12- Kırımoğlu, Kırım Milli Hareketine
Başkan seçildikten sonra 1989’lu yıllar
Fotograf-11- Kırımoğlu Magadan Cezaevinden
çıktıktan 2 ay sonrası. 1987’li yıllar
Fotograf-13- Kırımoğlu’nun 1996 Kırım Milli
Kurultayında yaptığı konuşma
Fotograf-14Kırımoğlu’nun
Milletvekilliği görevinde
Ukrayna
101
Fotoğraf-15- Magadan Cezaevinden çıktıktan sonra ünlü Sovyet insan hakları savunucusu A. Sharov’la
25 Aralık 1986
Fotoğraf-16- Saharov’un evinde ünlü insan hakları savunucularıyla
102
Fotoğraf-17- Ünlü insan hakları savunucusu A. Saharov’un defninde 1989 Moskova
Fotoğraf-18- Kırımoğlu’nun annesinden dünya
kamuoyuna çağrı
Fotoğraf-19- Kırımoğlu hapishanedeyken ona
özgürlük talebiyle Türkiye’de hazırlanan bir
afiş.1986
103
Fotoğraf-20- Soldan Sağa eşi Safinar, annesi Mahfure hanım, Kırımoğlu ve babası Abdülmecid bey.
Fotoğraf-21- Kırımoğlu ailesiyle birlikte, babasının defninden sonra çekilmiş resim.
104
Fotoğtaf-22- Kırımoğlu ve Kırımoğlu’nun Abisi Hasan
105
Fotoğraf-23- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu 2013
106
Fotoğraf-24- Adana’da Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu için destek yürüyüşü için dağıtılan bildiri
14/02/1976
107
Fotoğraf-25- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Şehit olduğuyla ilgili haber, M.Savtekin, “Sovyet
Emperyalizmine kafa tutan irade sembolü ülkücü Cemiloğlu şehit oldu.”, Ülküm Gazetesi, 18/03/1978
108
Fotograf-26- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Ayasofya Müzesi ziyaretinden
Fotograf-27- Kırım Özerk Cumhuriyeti, Akmescit’te Bayrak Bayramından bir kesit. Sağdan sola
Kırımoğlu’nun eşi Safinar hanım, Furkan Engin, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım tatar çocukları.
109
Fotograf-28- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli Meclisi’ndeki makam odasında ziyaret
2009
Fotograf-29- Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nu Kırım Milli Meclisi makamında ziyaret .2010, Sağdan
sola; Doç. Dr. Okan Yeşilot, Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Furkan Engin
110
C.Roportajlar
C.1. Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu’yla Roportaj - I
Temmuz 2009 – Kırım Tatar Milli Meclisi’nde, Doç. Dr. Okan Yeşilot’la
birlikte Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’yla yaptığımız röportaj ses kaydının
deşifresidir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: ilkokul çağlarında çocuklar Rus okullarına
gidiyorlar. Tatarcayı anne babalarından öğreniyorlar.
Şimdiki çocuklar Rusça konuşuyor Türkçeyi pek konuşmuyorlar. 1 tane özel
televizyonumuz var. Orada 3 saat yayın yapıyoruz. Değerlendirilirse 24 saat yayın
yapılacak… İletişim için en iyi yol televizyon.
Geçen hafta olan, “Dünya Tatar Kongresi”nde de bu sorun konuşuldu.
-
Efendim şimdi sıralarsak, kültürel asimilasyon, milli mektep olmaması ve
yerleşme problemleri var. Göçler sonucu konut ve toprak problemi var.Çünkü
eski toprakları iade edilmiyor.Toprak almak için çok para isteniyor.Mescit, okul
ve kütüphane yapılacak. Ukrayna hükümeti buna olumsuz bakmıyor, ama destek
veriyor mu? Rusya’nın bu konuda baskısı var mı? Bir ara pasaport veriyorlar
diyorlardı.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ukrayna istediğimiz kadar destekçi değil.
Ben savaş patlak verdikten sonra bir açıklama yaptım. Biliyorsunuz burada Rusların
Karadeniz filosu var. Savaş kaidelerine göre, eğer Gürcistan’ın imkanı olsaydı, bizi de
burada bombalardı.
-
Gelişebilecek bir takım problemler sonucu, (olmazya) bir yıl sonra Rusya’nın
Ukrayna’ya baskısı artarsa, ya da buradaki Ruslar bir problem çıkarırsa, o
zaman burada yaşayan Türklerin durumu ne olur? Türkiye buradaki
pozisyonuna göre, yarın bölgede Rusya’ya karşı ne yapmalı?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: O konuda yetkililerle konuştum. Türkiye’nin
Rusya’yla büyük bir ticareti var. 30 milyar dolar civarında. Bu savaş zamanında da
aslında siyaseti böyleydi. Burada hiç keskin kelimeler kullanılmadı.Aslında burada
olaylar olsa bile, Türkiye’nin de menfaatleri olduğu için, pek bir şey yapamaz.
-
Önceden tedbir almak açısından…
111
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Konut problemi çok önemli. Ben 1996
yılında Süleyman DEMİREL’le görüştüğümde, bize 1000 konut vaat etmişti. Aslında
İskan Bakanlığından kredi alacaktı, olmadı. Şu anda nüfusumuz 280 000 civarındadır.
-
Göç nasıl?Gelenler- gidenler, yerleşenler..?
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu:
Çok
seyrek.
Yılda
300-400
aile
civarında.Dışarıda 150.000 vatandaşımız var. 1944 den önce resmi rakamlara göre
288.000 kişi göç etti. Savaşta göç edenlerle beraber sayının 450.000’i bulduğu
düşünülüyor.
-
“Aile ve toprak meselesi çözülürken, parası olan hemen konut almaya
çalışıyor.Kimse ticaretle uğraşmıyor.” diyordu Zafer KARATAY. İş adamı var
mı?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Ufak tefek var.Çok büyük hacimli işlerle
uğraşmayan 3-5 kişi.
-
Türkiye’de akademik çevre, ben ve arkadaşlarım, yada işte rapor hazırlayanlar,
neleri vurgulamalıyız?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Siyasi, hukuki problemler var. Ama burada
Türkiye çok şey yapamıyor. Etkin değil. Etkin olabileceği konular okullar, tv,
radyo… gibi. İletişim araçlarının desteklenmesi ve basın örgütlenmesine yardım
olabilir.
-
Türkiye’de zaman zaman yapıla siyaseten açıklamalar, etkili oluyor mu?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Şimdi Kırım haber ajansları Türkiye’yle
bağlantı içindeler. Oraya gidip,geliyorlar. Bu çok iyi oldu. Ayrıca Türk gazetelerine
bakıyorum da Kırım’la ilgili haberler yapıyorlar. Tabi muhakkak bunlar TİKA’nın
desteğiyle oldu.
-
TİKA’nın çalışmalarından memnunmusunuz? Zincirli Medreseyle ilgili büyük
çalışmaları var. Milli mekteplerle ilgili var…
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Fakat burada çalışmalar maddi imkanlarla
sınırlı.Türkiye’de ne kadar bütçe ayrılırsa, o kadar çalışabiliyorlar.
Bir kaç milyon dolar civarında
112
-
Biz sizi görmeden önce, ben 1980’lerden itibaren sizinle tanışmayı hayal
ediyordum. Türkiye’de bir efsane gibi anlatılırdınız. Benim doktora arkadaşım
Kemal Bey de, Kırım Türklerinin Sürgünü’nü çalıştı.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Birkaç ay önce Türkiye’deydim. Atatürk
Köşkü’nde yanıma bir millet vekili geldi.”Nereden geldiniz” dedi. “Kırım” dedim:
“Adınız” dedi.”Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu” dedim. “O, 1977’ de hapishanede
ölmüştü.Siz oğlumusunuz? “ dedi. Ben de: “Demek ölememişim” dedim.
-
Öldü haberiniz o yıllarda gelmiş, hatta gıyabi cenaze namazınız kılınmıştı. Çok
çile sıkıntı çektiniz. Hala da çekiyorsunuz,bu dava uğruna. Allah yardımcınız
olsun. Biz Türkiye’de, “Türk Dünyasının Problemleri” diye bir seçmeli ders
anlatıyoruz. Ve orada 3-4 ders, Kırım Türklerinden, sürgünden bahsediyoruz.
Gaspralı ve Sizi anlatıyoruz. Rahmetli İsa Yusuf ALPTEKİN’i anlatıyoruz.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: 1982 yılında mahkeme kitapçığı var. Bu
mahkemedeki konuşmalar Emel KIRIMLI’da. Ayrıca Prof. Dr.Cernovanya, Kırım
tatarlarıyla ilgili en ciddi araştırmayı yapan insan. Onun da kitabı var. Belgelerle
beraber.Hem de çok yardımcı oldu.Kendisi şu anda Polonya’da.
C.2. Mustafa Abdulcemil Kirimoğlu’yla Roportaj - II
Temmuz 2010 – Kırım Tatar Milli Meclisi’nde, Doç. Dr. Okan Yeşilot’la
birlikte Mustafa Abdülcemil Kırımoğluyla yaptığımız röportaj ses kaydının
deşifresidir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu:
Yakın zamanlarda, Özbek Diasporasının başkanıyla görüştüm. Onun da Kırgızlar
hakkında söylentileri var. Ona: “Siz kardeşsiniz. Provakasyona gelmeyin.Barış yollarını
arayın.“ dedim. Ancak çok hoşuna gitmedi. -Biliyorsunuz ki aynı şey 1989 yılında
Özbekler tarafından Ahıska Türklerine yapıldı. Zannedersem onun da fikri, bunda
Rusların parmağı olduğu yönünde. Ona göre tartışmalar ve devamında savaş çıkınca,
Rus askerleri gelecek ve hem Özbekistanda, hem de Kırgızistanda kendi düzenlerini
kuracak. Tabi kesin böyle oldu demek zor.
113
-
2005 yılında biz Amerika‘dan devrim yaparken Sarostan falan... beraber ...
Şimdi Rus askerlerini çağırması ... Bu sadece Amerika ile Rusyanın üst meselesi
mi? Yoksa Rusyanın aldığı iki baraj meselesi mi?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Bu, bundan böyle oranın etnik grubu olan
Kırgızlar ve Özbeklerin meselesidir. Özbekler orada kendi adamlarını korumaya
çalışıyorlar. Bunlar ufak tefek şeyler ama birleşince problem çoğalıyor. Hem de bizim
arkadaşların söylediklerine göre,
Özbekler Kırgız anavatanında biraz zenginmiş.
Toprakları almışlar ve Kırgızlar topraksız kalmışlar. Böyle sosyal ve ekonomik bir sorun
da var.
-
Bu durumu diğer ülkeler Amerika ve Rusya kendi çıkarları için kullandı mı?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Amerika‘nın durumunu bilmiyorum ama
bunda Rusyanın parmağı var.
-
Olan Türklere oldu: Kırgızlarla Özbekler bir daha zor bir araya gelirler.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Maalesef ne Kırgızlar‘da ne de Özbekler‘de
Türk şuuru yok.
-
Türklük şuurunun oluşması, uzun süre alacak,. Ben Kazakistan‘da bir yıl
çalıştım. „Kazak, Türk birdir“ diye dört ay boyunca ders anlattım. Sonra
sınavda sordum. Öğrencilerin verdiği cevap:“ Biz Kazağız, siz Türksünüz“ oldu.
-
Başka yerde, sorun olan sıkıntılı bir bölge var mı? Çatışma beklediğiniz bir yer
var mı? Bu sınır Stalin döneminde çizildi. Değil mi?
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Evet Stalin döneminde çizildi. Başkurtlarla
Kazan Tatarları arasında gerginlik var. Stalin zamanında Özbekistana ait olan bir
bölgede karıştırdılar. Böyle olayların olması için gizli çalışmalar yapmak lazım. Ruslar
da bu konuda uzmandır.
-
Sizinle ilgili suikast olayı, silah taşıma ve silah ruhsatı alma sıkıntısını duyduk
ve çok üzüldük. Sizin çok güzel bir sözünüz var. „Büyük devletler bir şey isterse,
önünde durmak zordur“ diye bir beyanatınız var. Şimdi korkumuz bu baskı
Türklere daha çok artacak belki. Meclise ve toprak noktasında Türklere baskılar
olabilir.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu: Aslında bu suikast konusunda, bu olay
114
olmadan önce Ağustos ayında, buradan Rus istihbaratını kovmuşlar........??? Dışişleri
bakanları açıklamalarında suçlamaları anlatıyorlar. Bir maddede, „Bu insanların niyeti,
Kırım Tatar Milli Meclisini ortadan kaldırıp, Rus taraftarı insanları yerine
getirmektir.“ diyor. Nasıl gerçekleştireceklerini, fiziki uygulamaları yazmıyordu.Aama
böyle planları vardı.
C.3.1.Bayrak Bayramı – Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu Konuşması
Sevgili halkımız, kıymetli arkadaşlarımız ve gençlerimiz malum olduğu gibi her
milletin manalı milli bir günü vardır. Çok milletler için bu, o milletin milli
bağımsızlığını kazandığı gündür. Bazı milletler için ise, bu katı rejimlerin yıkılıp,
demokratik yönetime geçtiği gündür. İkinci Dünya Savaşından sonra en manalı gün 18
Mayıs günüdür. Çünkü bu gün, halkımıza karşı uygulanan cinayetten sonra, milletimizin
kaderini tamamen değiştirdiği gündür. Ve bundan sonraki yolumuz vatanımızı korumak,
milli birliğini sağalamak ve bu başarıyı uzun yıllar, millet çapında devam ettirmektir.
Ama bu millet için yalnız kara gün, matem günü, önemli gün olamaz. Bu normal değil.
Çünkü halkımızın tarihinde çok parlak günler de oldu. Bu günü, milli bayram olarak
ilan etme konusunda çok tartışmalar yaşandı. Böyle zamanlarda bizim bu konularla
ilgilenen bir çok teşkilatlarımız, gençlik teşkilatlarımız ,Kırım Tatar Miiili Meclisi
iştirakçileri ve aydınlarımız, yazarlarımız var. Tüm bu teşkilatlat, Kırım Tatar Milli
Meclisine dedilerki:“ Kırım Tatar Milli Bayrak Günü“ olsun ve bu gün de 26 Haziran
olsun. Bu Kırım Tatar Milli Meclisinde müzakere ile kabul edilerek çok manalı ve
doğru bulundu. Çünkü 26 Haziran 1991 de Kırım Tatarında bolşevik rejimi yerleştikten
74 yıl sonra, burada birinci kurultayı açtı. Ve kurultayda alınan kararlara göre Kırım
Tatar milletinin özgürlüğü konusunda deklerasyonu ve Kırım Tatar Milli Bayrağını,
milli devletçilik simgesi kabul etti. Bu halkımız için çok önemli bir olaydır. Eğer
internetten bakarsanız, 1991 yılında dünyanın en önemli olayları arasında Kırım Tatar
Miili Günü Kurultayının olduğunu göreceksiniz. Onun için Kırım Tatar Milli Meclisi
bugünü milli bayram olarak kabul etti ve eminki bugün ki kurultayda bu karar
tasdiklenecektir. Hiç şüphesizki bugün bu bayramda halkımız tarafından memnuniyetle
kabul edilecektir. Böylelikle kıymetli vatandaşlarımız milli bayramımız olan bayrak
bayramımız hepimize hayırlı olsun.
115
C.3.2. Kırım Tatar halkının sürgününün 65. yıldönümünde Kırımoğlu’nun
“18 Mayıs 1944 Trajedisi” olarak adlandırdığı dönemi anlatışı şu şekildedir:
18 Mayıs 1944 trajedisini yaşayan ve bütün bu olaylara tanık olan insanların
sayısı çok az kaldı. Bunların çoğu gurbette gömüldü. O zaman bebek olan ve özel
yerleşim bölgelerindeki zor koşullarda mucize sonucu hayatta kalanlar benim gibi 65
yaşında yaşlı insanlar oldu. Ancak daha uzun zaman 18 Mayıs bizim için unutulmaz
tarih olarak kalacaktır. Çünkü bu tarih Kremlin rejiminin halkımıza çıkardığı ölüm
cezasının uygulanmaya başladığı tarihtir. Her yıl 18 Mayıs’ta toplanıp sürgün yerlerinde
yoksulluk ve kanunsuzlukla yaşam mücadelesi ile birlikte anavatanına dönme
mücadelesini veren ve vatan hasretini çekip gurbette ölenlere dua etmek bizim hem
manevi hem dini borcumuzdur. Bununla birlikte biz genelde her yıl 18 Mayıs’ta
haklarımızın iade edilmesi konusunda ve sürgün sonuçlarının ortadan kaldırılması
yönünde yaptıklarımızın değerlendirilmesini yapıyoruz. Esas sorunlarımızı belirten ve
belli devlet kurumları ile uluslararası teşkilatlara bu sorunların çözülmesine yardım
olmalarını talep ve çağrıları içeren bildirileri kabul ediyoruz. Bugün de dikkatinize
Meclis Divan Kurulu toplantısında kabul edilen bildiriyi sunacağız. Eğer siz ellerinizi
kaldırıp bu bildiriyi desteklerseniz, bu bildiri kabul edilecek.
Bizim Ukrayna’nın yüksek iktidarına, özellikle Kırım iktidarına yeteri kadar
talep ve sorularımız var. Burada Kırım Tatarlarının ana vatanında hukuki ve sosyal
haklarının iade edilmesi, ana dilinde eğitim sisteminin yenilenmesi, Kırım’ın şehir ve
köylerine tarihi adlarının iade edilmesi, toprak konusunda adaletin yerine getirilmesi,
tüm iktidar organlarında orantılı Kırım Tatar temsilinin sağlanması, Kırım’da Kırım
Tatar diline resmi dil statüsünün verilmesi, sürgün yerlerinde zorunlu olarak kalan
soydaşlarımızın Kırım’a dönmelerinin sağlanması gibi bir çok konular yer alıyor. Ancak
bütün sorunlarımızın değişik bildirilerle çözülmeyeceğini unutmamak lazım. Ulu
Atatürk’ün dediği gibi, milli sorunlar merhametin ve adaletin yüksek eşikleri önüne
dökülmesiyle
çözülmez.
Çoğu
sorunlarımızın
çözümü
öncelikle
bize
bağlı,
hareketlerimizin ne kadar birlik, akıllı ve disiplinli olacağına bağlı. Haklarımız için
verdiğimiz mücadelenin şimdiki etabının Sovyet dönemindekinden prensipli fark bütün
sorunların en üst iktidar tarafından çözülmemesidir.
Sovyet döneminde her şey Kremline bağlı idi. Bütün çabalarımız Kremlini
Kırım Tatar halkının iradesini, haklarını ve yasal emellerini saymaya zorunda
116
bırakmaya yönelikti. Kremlinin buna cevap olarak milli hareket aktivistlerine baskı
uyguluyordu. Şimdi kendi fikirlerin ifade edilmesi ve yasal taleplerin açıklanması için
baskı yapılmıyor. Şimdi, her şey serbest olduğundan dolayı devlet iktidarına veya ülke
yönetimine karşı çıkmak kahramanlık ve cesaret gerektirmez. Tam tersine, Rusya
yanlısı bölücülük ruhunun ve Ukrayna karşıtı isterinin hakim olduğu Kırım’da devlet
menfaatlerinin korunması daha çok cesaret gerektirir. Ancak gerçekte adaletin yanında
olduğu tarafın değil, siyasi güç olanların talepleri yerine getiriliyor.
Kendi vatanında milli azınlık olan Kırım Tatar halkına gerçek siyasi güç olması
ve kendi haklarını verimli koruması için son derece birlik ve Kırım’da yaşayan diğer
etnik gruplarına göre siyasi açıdan daha aktif olması lazım. 18 yıl önce, SSCB
dağılmadan önce biz 73 yıl içinde ilk kez halk temsilcilerinin demokratik seçimlerini
yapıp Kurultayı topladık, halkın en üst temsili organı olan Kırım Tatar Milli Meclisini
seçtik, daha sonra da soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde yerel ve bölge
Kırım Tatar meclislerini seçtik, kendi kendine milli idare yapısını kurduk. Böylece,
halkımızın haklarını verimli olarak korumaya imkan sağlayan yeteri kadar şeffaf ve
demokratik sistem oluşturuldu. Ancak biz kurduğumuz kendi kendine milli idare
organlarının yeteri kadar etkili ve kuvvetli siyasi güç olmaları için ne kadar çaba sarf
ettik? Ancak bizde “vatanperver” faaliyetleri halkımızın haklarının iade edilmesinin
karşıtlarını sevindirmeye yönelik, kendi halkının temsili organını karalamaya ve bunun
itibarını düşürmeye yönelik dar kafalı ve aşırı kibirli insanların sayısı çok fazla olmadı
mı? Aramızda Kırım Tatarlarını “doğru” ve “doğru değil” olarak ayırmaya çalışıp
karşıtlarımızı sevindiren ve hareketleriyle diğer halkalar ve din mensupları karşısında
halkımızın ve dinimizin itibarını düşüren değişik değişik tarikatçıların sayısı
fazlalaşmadı mı? Maalesef son yıllarda diasporada genellikle tarihi vatanına yardım
etmek değil, entrika yapmakla uğraşan çok insan ortaya çıktı. Bunlar Kırım’da
kendilerine benzer insanları arıyor, buluyor ve bunları destekleyip soydaşlarımızın
bölünmesine ve Milli Hareketimizin zayıflatılmasına katkılarını sağlıyor. Ancak bu
insanların ve grupların sayısı çok değil. Eğer bunlar birleşirse, ki kendilerinden başka
hiç kimseyi sevmediklerinden ve ancak kendilerini “doğru” saydıklarından dolayı
birleşmezler, ancak birleşseler bile, bunlar bizim kendi kendine milli idare sistemimizle
rekabet edemez ve soydaşları için iyi bir şey yapmaz. Ancak bilindiği gibi yıkıcı
faaliyet fazla zeka ve enerji gerektirmez. Bu yıl önümüzdeki 3-4 ay içinde biz yerel ve
bölge meclisi seçimlerini yaparız. Maddi açısından ne kadar zor olsa da bu seçimler iki
117
aşamalı olacak ve toplantılarda açık oylama ile değil, oy pusulaları ile yapılacak. Bu
uygulama, yerel meclislerin yukardan atandığı yönündeki konuşmalara son verir ve
yerel meclislerin soydaşlarının daha çok saygısını kazanmasını sağlar. Bütün
soydaşlarımıza bir rica var, seçimlere aktif katılmalılar. Soydaşlarımızın görevi
kendilerinin seçtiği meclis üyelerinde hata aramak değil, meclis üyelerine her türlü
destek ve yardım sağlamak olur. Bunun yanı sıra biz sorunlarımızı her hangi bir devlet
kararını beklemeden kendimiz çözebiliriz ve çözmeliyiz. Halkımız önündeki en büyük
sorun ve tehlike ana dili başta olmak üzere milli kimliğinin kaybedilmesi tehlikesidir.
Şu anda Kırım Tatar dili UNESCO’nun tamamen kaybolmak üzere olan dillerin
listesinde yer almaktadır.
Biz çok ve haklı olarak bizim milli özerkliğimizin yeniden kurulması hakkında
konuşuyoruz. Ancak, eğer biz milli özelliklerimizi, kendi dilimizi, kültürümüzü
kaybedersek, Rus dilli ortamda asimile olursak, bu milli özerklik neye yarar, söyleyin?
Doğal olarak ana dilinde eğitim sistemini yeniden kurmak lazım. Büyük miktarda ana
dilinde eğitim veren ana okulları ve mektepler açmak lazım. Bunun için ciddi devlet
desteğine ihtiyaç var, fakat bu maalesef yok. Ancak bizi ana dilimizi kendi başımıza
öğrenmek için az zaman ayırmamızı, günde hiç olmazsa ana dilinde iki sayfa gazete
veya kitap okumamızı, çocuklarımıza dilimizi öğretmemizi kim engelliyor? İnsanların
kendi evlerinde kendi yakınlarıyla ana dilinde değil, devletin resmi dilinde bile değil,
yabancı devletin dilinde konuşmaları rezalet değil mi? Sürgün sonuçlarının ortadan
kaldırılması, Kırım tatar halkının şeref ve onurunun iade edilmesi ve yarımadada
milletlerarası dirlik düzenliğin kurulmasının önemli önlemlerden biri Kırım’ın şehirler
ve köylerinin tarihi adlarının iade edilmesidir. Kırım şehirler ve köylerinin adlarının
değiştirilip berbat edilmesi Sovyet rejiminin Kırım’da yaptığı etnik temizlik
politikasının bir kısmı idi. Maalesef, Ukrayna Parlamentosunun büyük kısmı
Ukrainlerin milli onurunu korumakla ilgili sorunları umursamadığı gibi bu konuları da
umursamıyor. Bu parlamento kısmının Ukrayna Cumhurbaşkanının bu ülkenin
bağımsızlığı için mücadele eden gerçek vatanperverlerin itibarını yükseltmeye, suni
açlığın Ukrain halkına karşı yapılan amaçlı soykırım olarak tanınmasına yönelik
çabalarını halkın ne kadar büyük öfke ile karşıladığını kendiniz görüyorsunuz. Bu
parlamento bu konuda adaletin yerine getirmesi kararını almaya henüz hazır değil.
Ancak bu konuyu kendimizin çözmeye başlamamızı engelleyen nedir? Bütün
soydaşlarımı yerleşim bölgelerinin giriş ve çıkışlarında üzerinde şehir ve kasabaların
118
asıl adları yazılan tabelalar asmaya çağırıyorum. Bu tabelaları hırsızca koparmak
isteyecek şovenist şahısların öncellikle bundan sonra beğendikleri ve üzerinde Rus
dilinde yazı yazılan tabelaların yerinde kalıp kalmayacağını düşünmeleri gerekecek.
Yarın biz 1.Dünya Kırım Tatar Kongresini açacağız. Umarız, bu halkımızın birlik
olması ve sorunlarımızın çözülmesi yolunda yeni adım olacak. Sayın Soydaşlarım!
Geleceğimizin kendi ellerimizde olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum.
Çocuklarımızın geleceği için, halkımızın anavatanında bütün haklarının iade edilmesi
için, vatanımızda olası kan dökülmesinin önlenmesi için, halkımıza karşı işlenen suçun
sonuçlarının en kısa zamanda oradan kaldırılması için bizim hareketlerimizin son derece
dengeli, organize ve aktif olması lazım. Ulu İslam düşünürü Muhyiddin İbn Arabi 800
yıl önce dedi ki “Allah, birlik olan topluluklara yardım eder. Karşılıklı düşmanlık ve
anlaşmazlık olmayan topluluklar yenilmez”.247
C.5.Özbekistan’a sürülen Kırım Tatarları, daha sonra çekilen belgesellerde
durumlarını şöyle anlatmaktadır:
Safure Aliyeva-1928 Kırım Tatarosman Köyü doğumlu- 17-18 yaşında ben
Zapostovkalar’da, o vakitte saçlarım uzundu. Polis benim saçlarımdan tutup çekince
arkasından gidiyorsun mecbur. Bir Özbek dostum vardı onun kardeşi arkadan yaklaşıp
saçlarımı kesti, ben polisin elinden kaçıp kurtuldum. Biz haykırıyoruz “Vatan Vatan”
diye haykırıyoruz. Onlar bizi kuşatıp yakalıyorlar. İki kere nezarete atıldım
Semerkant’da.
Şefika Konsul- 1937 Kırım Kokköz Doğumlu- Ben uyuyordum büyükannem
Tatarca söylüyor: Hiç olmazsa bu balanın canını bağışlayın.
Musfire Müslimoğlu- 1933 Kırım Lenin Rayonu Doğumlu-Babam yeni
ayakkabılar diktirmişti. Benim onlarda gözüm kaldı onu alayım diyip uzandığımda
asker geldi arkamdan tekme attı, çabuk çık evden, dedi. Ayakkabılarım hala gözümün
önündedir, alamadım ben onu.
Rifat Müslimov- 1932 Kırım Koz Köyü doğumlu- Nereye gidiyoruz kimse bir
şey bilmiyor. Herkes ağlıyor bizi vurup öldürecekler, boğacaklar. Herkes bitlendi. Kir.
247
Osman Bayramaliyev, QHA, http://www.surgun.org, (02.12.2012)
119
Su yok içmeye, yıkanmaya su yok, tuvalet yok. Trenin tabanını delip perde koydular da
bütün vagonun halkı orayı kullandı. Kokudan girmenin imkanı yok.
Cemil İbraimov- 1923 Kırım Ayserez doğumlu- Allah Rahmet Eylesin
annemin çocuğu oldu yolda. Katakurgan’a vardığımız vakit o çocuk o yıl öldü. Onun
ardından annem öldü. Bizde 5 çocuk kaldık…
İsmet Bekirova- Kırım Doğumlu- Üç günden sonra o yaşlı öldü. Öldükten sonra
hiçbir yerde tren durmadı. Onu yanımızda götürdük. Sonra bir şehre varınca durdu
ölüleri vagondan kaldırıp kaldırıp attılar. Gömmüyorlardı.
Dinislam Mambet- 1938 Kırım Uskut köyü doğumlu - Bir lokma ekmek bir
yerde yoktu. Rahmetli anam işe giderdi, kovalarlardı saat 4 de işe. İşte böyle bir lokma
soğan verirdi benim koluma da “Canım oğlum ağlama senin aç olduğunu kimse
görmesin” derdi.
Şemsiye Useyinova - 1930 Kırım Aktaç doğumlu- Herkes aç. Pamuğa alıp
gittiler sabah herkesi. Sular çamur, içiyorsun çamur. Başladı dizanteri. Halk başladı
hastalanmaya. Bir göz eve soktular bizi o evin kapısı yok penceresi yok. Kış geldi,
soğuk. Perde gibi bir şey kapıya tuttu anam, babam dayanamadı garip, çıkıyordu avluya
hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Çare yok çocuklar aç.
Asiye Azizova- 1939 Kırım Kefe doğumlu- Baba öldü, anne öldü, kardeşim
öldü. Kaldık iki çocuk birimiz 4 yaşında birimiz de 5 yaşında.
Fevziye Seyitmahmutkızı- 1935 Kırım Koz doğumlu- 2 Yaşında kardeşim
böyle omzumda öldü. Anam gezdir yavrum dışarıda da ben işlerimi yapayım dedi. Ben
aldım dışarı gezdiriyorum, bir vakitte uyudu, dedim. Meğer çocuk ölüp kalmış da benim
haberim yok. Sekiz buçuk yaşında çocuğum ben. Ana çocuk uyudu, yatır yerine diye
anama götürdüm, çocuk uyuklama değil de ölüp kalmış sabim. Anam “Vay yavrum
ölmüş” deyip çocuğu elimden aldı.248
248
http://www.kirimoglu.org, (12.10.2013)
120
C.6.geriye dönüş ve öz topraklarında yaşayış mücadelelerinden belgesellere
yansıyan hikayeler şu şekildedir:
Alime Kilyanova- Kırım Doğumlu- 80 yaşlarında- Ben vatanıma geldiğime çok
memnunum, dayak yesek de burada, vatanımızda yaşıyoruz.
Kurtahmet Emirasan- 1931 Kırım doğumlu- Bizi kovup Ruslara verdiler evi.
Kurtahmet Emirasan’a 5 sene boyunca Kırım’da yerleşme izni verilmedi. 3 sene
çocuklarıyla beraber sokakta yattı.
Veciye Kaşka-1969’da Kırım’a geldi. Defalarca evinden atıldı- Gece saat 12’de
geldiler avluda arabaları pencereye karşı koydular. Bir yirmi otuz polisle beraber sarhoş
Ruslar vardı. Pencereyi kırdılar, kapıyı yıktılar evin içine girdiler başta kocamı aldılar,
kollarını bağlayıp avluda duran otobüse koydular. Yapıştılar bana kucağımda iki
yaşında kızım vardı. Evde de dört oğlan uyuyordu. Uyuyan çocukların üstüne su döküp
uyandırdılar. İrkilip uyandılar çocuklar kaçtılar. Kaçtıkları zaman da sopayla vurdular
birinin ayağına vurdular, bir oğlum adı Muhammet idi, pek korktu. Sonra bir yıl daha
yaşadı, uyuduğu zaman geceleri evden kaçıp giderdi ‘Polis geliyor kurtarınız,
Kırım”dan çıkaracaklar, beni alıyorlar size de alacaklar’ deyip başına yorganını kapattı,
öyle öldü.
Rıza Seyitveli (Mustafa Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız kardeşinin eşi)
1979’da dört sene yaşadık orada. Bizi işe almadılar. Evimizi resmi olarak devlet Kabul
etmiyor, resmileştirmiyorlardı.
Hikmet
Abdullayev-(Mustafa
Mustafa
Abdülcemil
Kırımoğlu’nun
kız
kardeşinin eşi) Bizi götürdüler ikinci günün sabahı annemleri de getirdiler. Annem,
kaynanam, kaynatam, çocuklar hepsi bir yerdeydi.
Gülizar Cemil Abdullayeva- (Mustafa Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun kız
kardeşi) Bizi koydular bir nezarete. Artık çocuklar aç, ağlamaya başladılar.20 yıldır
hapishanelerde olan bir adam “20 yıldır hapishanelerde dolaşıyorum böyle küçük çocuk
sesi ilk defa duyuyorum” Bu adam öldüren adam başlıyor kapıya vurmaya. Sonra hepsi
kapıya vuruyorlar. O çocukları doyurun. O çocuklar aç onun için ağlıyor. Bizi çıkardılar,
bu çocuklara balık başından yapılmış çorba verdiler. Öyle ilginç olay ki dört buçuk
yaşındaki kızım Leyla “Ana neden sen evde böyle lezzetli çorba pişirmiyorsun” dedi.
121
Çünkü sabahtan beri açtı öyle bir lezzetli geldi ki kaynanam çıpır çıpır ağlıyor, ben de
ağlıyorum.
C.7. İnsan Hakları Savunucularının Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Hakkında Söyledikleri:
Yuriy Yarimagayev-İnsan Hakları Savunucusu
Mustafa ilk savunma grubunun bir üyesiydi ki bu grup, Sovyetler Birliği’nde
İnsan Hakları konusunda her şeyin başıydı. Mustafa bir taraftan Kırım Tatarlarının
evlerine dönebilme savaşında liderlerden biriydi, öte yandan kendisi de Sovyetler
Birliği’nin en önde gelen muhaliflerindendi.
Andrey Saharov:Nobel Ödüllü Fizikçi- İnsan Hakları Savunucusu
(Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Omsk’daki hücresinde yaptığı, 303 gün
açlık
grevi sırasında onu kurtarmak için yaptığı duyurudan-27 Haziran 1975)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kurt Waildheim’a Müslüman halkların liderlerine:
Mustafa’yı savunmak imkanı yoktur. Onun ceza süresini uzatıp ölümüne sebep
olacaklardır. O bu durumu protesto için, hasta olarak açlık grevine başlamıştır. 1973
yılında benzer bir olayda BM Andrey Amalrik’i kurtarmıştı. Bugün aynı tehlikede
bulunan Mustafa Cemilev’e yardım edilmesi için size yalvarıyorum.
Miroslav Marinoviç-Ukrayna Katolik Üniversitesi Rektör Yardımcısıİnsan Hakları Savunucusu
Bu durumda ben hem Mustafa’nın hem Kırım Tatar siyasetçilerin ve Meclis’in
akıllılığına, ağırbaşlılığına hayran kalıyorum. Onların hepsi mucizevi bir şey yapıyorlar;
böyle zor şartlarda Kırım Tatar halkını gayet barışçıl ve medeni şekilde yönlendiriyorlar
Nikolay Bagrov-Kırım Tavria Milli Üniversitesi Rektörü- Kırım Yüksek
Sovyeti Başkanı 1990-1994
Bir aydın ve bir insan olarak Mustafa Ağa’ya büyük saygı ile yaklaşıyorum. O
bir efsane, çok dengeli ve bilge
bir insan. Kendi halkının çıkarlarını gerektiğinde çok
122
sert şekilde savunuyor. Kırım’da
etnik çatışma olabilirdi dediğim zamanlarda
gerçekten de birçok konuda anlaşmazlıklar ve keskin durumlar ortaya çıkabilirdi.
Bir taraftan yönetim bazı şeyleri sonunda anladı ve problemlerin çözümü için ödünler
verdi, öbür taraftan iyi ki Kırım Tatarlarının meclis yönetimi vardı. Bunları o zamanlar
engellememiz birlikte elde edilen bir başarıdır.
Irene Lasota- Demokrasi Merkezi-ABD
O kolaylıkla diğer demokratik liderlerle empati kurabilen birisi. Çünkü bir insan
Anti komünist anti Sovyet olabilir ama demokratik olmak içten gelen bir şey. Bu
özelliği onu birçok kişiye yakınlaştırırken birçok kişiyi de ona yaklaştırıyor.
William Miller –W.Wilson vakfı başkanı- Eski diplomat-ABD
Durumun daha iyi hale gelmesindeki katkının büyük kısmı da Mustafa
Cemilev’e ait. Büyük bilgelik direk tecrübe ve anlayış sahibi bir lider. O karşı tarafı
anlıyor muhtemelen onların kendilerini anladıklarından daha iyi bir şekilde.
Aleksandr Taryanik-Kırım-Bahçesaray Eski Belediye Başkanı
Mustafa Cemilev’e onun demoratçılığı için, Kırım Tatarlarının dönüşünde şiddet
yoluna başvurmadığı için müteşekkirim.
Anatoliy
Gritsenko-
Kırım’da
yerel
yönetici-
1989-1994
Kırım
Parlamentosu Eski Başkanı
Kırım Tatarlarının tarihi vatanına dönüşü başladığında Ukrayna Devleti’nin
onları önce yaşadıkları yerlere yerleştirmesi için kapsamlı plan kabul etmesi
gerekiyordu. Bu şartlar altında ittilafların ve gerginliklerin olasılığı, asayişin bozulması
ihtimali yüksekti. Mustafa Cemilev’in siyasi bilgeliği, Kırım Tatarları arasında otoritesi,
diğer siyasi liderler arasındaki saygınlığı sayesinde bunların önüne geçildi. Onun uzun
yıllar Kırım Tatarlarının vatana dönüşü ve diğer insani haklarının iadesi konusunda
yürüttüğü mücadelede edindiği siyasi tecrübe, uzun yıllarını cezaevlerinde geçirmesine
rağmen gösterdiği hoşgörü ve anlayış, aşırı eylemlerden, taşkınlıklardan kaçınması ve
123
Kırım Tatarlarının hiçbir terör yöntemlerine başvurmamasında Cemilev’in rolü
tartışılmaz.
Ludmilla Alekseyeva-Moskova Helsinki Grubu Başkanı
Bu halklara karşı sürgünle yapılan böyle şiddetten, böyle haksızlıktan sonra
onlardan şiddet eylemleri beklenebilirdi. Onun büyük etkisi var. Ben Mustafa
Cemilev’e son derece hayranım. O şiddet eylemlerinin emin karşıtı, barışçıl eylemlerin
emin taraftarı.
Semyon Gluzman-Ukrayna Psikiyatristler Birliği Başkanı- İnsan Hakları
Savunucusu
Mustafa çok sabırlı ve yumuşak olmayı başarabiliyor. Halbuki hayat tecrübesi
ona aksini hoşgörüsüz ve sert olmayı öğretti. Şaşılacak insan. Mesele şu: Tanrı
Mustafa’ya affetme kabiliyeti vermiş.
Leonid Kravçuk- Ukrayna Eski Cumhurbaşkanı (1991-1994)
Birinci görev Kırım Tatarlarına toprak vermek için uygun imkanları bulmak.
İkincisi iş sahibi olmak için gerekli şartları sağlamak. Eğer iş olmazsa, elbette ki durum
kötüleşecek. Kırım Tatarları kendi yönetimine sahip olmak istiyor. Bunu göz
önünde bulundurmak lazım. Kırım Tatar Kurultay'ı inkar edilemez. O var ve onunla
ilişkileri kurmak, ortak dili bulmak ve hem yerel hem de merkezi hakimiyet seviyesinde
işbirliği yapmak lazım.
Sergey Kovalev- İnsan Hakları Savunucusu:
Onun mücadelesi Kırım Tatar halkının mücadelesidir, adaletin yeniden
sağlanması için.
124
Vladimir Bukovsky-İnsan Hakları Savunucusu
Mustafa Müthiş bir arkadaştı. Ben dört kere hapsedildim o altı kere. O gerçekten
bir efsaneydi.249
249
http://www.kirimoglu.org, 12.10.2013
125
D – Diğer Yazılar
D.1 Kırım Tatar Gençlik Kurultayları
Türkiye’de Kırım Tatar Gençlik Teşkilatlanması
Türkiye’de Kırım Tatar Gençlik teşkilatlarının tarihi aslında genel Kırım Tatar
teşkilatlanma tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. İstanbul’da tahsil gören Kırım Tatar
gençleri Noman Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet Kırımer gibi isimlerin tahsilleri
sırasında yine İstanbul’da kurdukları ‘Vatan Cemiyeti’ aynı zamanda Kırım Tatar millî
mücadele tarihinin ilk gençlik teşkilatıdır.
Tarihi açısından elde çok az bilgi olan ‘İstanbul Tatar Cemiyeti Hayriyesi’ni bir
kenara
bırakacak
olursak,
Türkiye’de
bugün
kurulu
bulunan
Kırım
Tatar
teşkilatlanmasının ana nüvesini oluşturan Emel Kırım Vakfı ve Kırım Derneklerinin
temelleri de yine başta Müstecip Ülküsal olmak üzere, Cafer Ortalan, Yusuf Uralgiray
ve burada adını daha sayma imkânımız olmayan diaspora liderlerinin gençlik
dönemlerindeki çalışmalarla atılmaya başlanmıştır. Örneğin Müstecip Ülküsal ve
arkadaşlarının Romanya’da Tonguç adındaki kültür ve spor derneği bünyesinde
teşkilatlanmaları,
henüz
daha
18-20’li
yaşlarındayken
1916-17
yıllarında
gerçekleşmiştir. Müstecip Ülküsal, Emel dergisini ilk neşretmeye başladığında ise daha
30’lu yaşların en başındaydı.
Bu kısa tarihçeden hareketle, Kırım Tatar Millî Hareketinin temelini esas itibarı
ile gençlik hareketleri oluşturmuş demek mümkündür.
Türkiye’de 1950’li yıllardan itibaren başlayan dernekleşme çalışmalarının
ardından Kırım Tatar gençleri artık kurulu dernekler bünyesinde çalışmalarını
sürdürmeye başlamışlardır. Dernekler bünyesinde çalışmalara katılan gençler bilâhare
bu derneklerin yönetim kadrosunu oluşturacak beşeri kaynak haline gelerek,
Türkiye’deki Kırım Tatar teşkilatlarının sürekliliğini sağlamışlardır.
Dernekler bünyesinde devam eden gençlik organizasyonları, bu derneklerin
amaç ve çalışma konularına eşgüdümlü olarak özellikle Kırım Tatar millî benliğinin
temel taşlarını oluşturan örf ve adetlerin, kültürel zenginliğin yeni kuşaklara aktarılması
amacını gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarla birlikte, millî harekete yön verecek, katkı
sağlayacak insanları da yetiştiren bir okul olarak işlev görmektedir.
126
Gençlik teşkilatlanması ki Türkiye’deki dernekler bünyesinde Gençlik
Komisyonları bünyesinde Kırım Tatar örf adetleri ve kültürel varlığa yönelik olarak
yapılan halkoyunları ve müzik çalışmaları sayesinde unutulmaya yüz tutan Kırım Tatar
müziği ve halk oyunları yeniden gün ışığına çıkarılmış, belli bir oranda arşivlenme
imkânı
sağlanmış,
çeşitli
faaliyetlerle
bunların
Türkiye
içinde
tanıtımı
ve
yaygınlaştırılması sağlanmış, Kırım’dan dernekler vasıtasıyla getirilen hocalar ile halk
oyunları ve müzik arşivlerinin çoğaltılması sağlanmıştır. Bu ekiplerden yetişen
gençlerden bazıları hâlihazırda Türkiye’nin çeşitli yerlerinde artık Kırım Tatar halk
oyunları ve müziği eğitimi de vermektedir.
Kültürel varlığa yönelik bu çalışmalar kapsamında özellikle Tepreç adetinin
yeniden canlandırılması ile artık Tepreçler Kırım Tatarlarının yaşadığı pek çok yerde
büyük kalabalıkların katılımı ile gerçekleştirilen, kitlesel denilebilecek organizasyonlar
olarak ayrı bir yere sahip olmuştur. Oysa ki Tepreç adeti çok değil daha 15-20 yıl
öncesine kadar Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları arasında unutulmaya, sadece kültür
tarihimizin sayfalarında yer alan eski bir adet olarak kalmaya mahkûm idi.
Çınlaşmalar, kaytarmalar, yırlar da unutulmaya yüz tuttukları yaşlıların
zihinlerinden yeniden gençlerin günlük hayatta kullanmaya başladıkları kültür varlıkları
olma yoluna girmiştir.
Gençlik organizasyonlarının Türkiye’deki Kırım Tatar hayatına yeniden
döndürdüğü kültür varlıklarının, millî bilincin canlanmasında oynadığı rol, son 15 yılda
artan dernek sayısıyla da kanıtlanmaktadır.
Örf ve adetlerle kültürel varlığa ilişkin gençlik organizasyonlarının yaptığı bu
katkılarla birlikte, Gençlik Komisyonları, Türkiye’deki Kırım Tatar gençlerinin millî
harekete katılımı konusunda da etkili organizasyonlar yaparak önemli işlevler
görmüştür.
Türkiye’deki Kırım Tatar gençlerinin ilk önemli buluşması 1991 yılındaki Erdek
İstişare Toplantıları ile gerçekleşmiş, bu toplantıyı takip eden diğer önemli buluşma
1995 yılında Ankara’da gerçekleştirilen Kırım Tatar Gençlik Sempozyumu olmuştur.
1995 yılı Sempozyumu ile Türkiye’deki Kırım Tatar Gençlik Organizasyonunun ilke ve
hedefleri konusunda ilke kararları alınarak uygulamaya konulmuştur.
127
Sempozyumun ardından yapılan çalışmalar neticesinde I. Kırım Tatar Gençlik
Kurultayı ilk olarak 2001 yılında Ankara’da toplanarak, Türkiye’deki gençlik
organizasyonlarının en kapsamlı faaliyetini ortaya koydu.
2001 yılından 2005 yılına kadar her yıl toplanan Kırım Tatar Gençlik
Kurultaylarının 2005 yılında yapılan dördüncüsü artık sadece Türkiye’den değil Kırım,
Bulgaristan, Romanya, Almanya, Polonya, Litvanya’dan katılımlarla tüm Kırım Tatar
gençliğinin bir araya gelerek seslerini duyurduğu bir organizasyon haline gelmişti.
Nihayet, Kırım Tatar Gençlik Kurultaylarının beşincisi 2005 Sonbaharında her zaman
düzenlenmek istenen yer olarak düşünülen ve hep arzu edilen yerde vatan Kırım’da
toplanarak anayurda da dönmüş oldu. Vatan Kırım’da yapılan 5. Kurultaydan sonra bu
organizasyona ara verildi.. 250 6. Kurultay 2010 yılında, 7. Kurultay 2012 yılında
Ankara’da yapıldı.
Örf ve adetin, kültür varlığının korunmasına ve yaşatılmasına yönelik
çalışmalarla etkinliğini gösteren gençlik teşkilatlanması, bu toplantılar sonucunda artık
bir nevi siyasî yönünü de ortaya koyarak Kırım Tatar Millî Hareketi tarihinde yeniden
aktif yerini almaya başlamıştır.
Esas itibarı ile Kırım Tatar Millî Kurultayı ilkelerinin tüm gençlik içinde
benimsenmesi ve Kırım’ın esas sahibinin Kırım Tatarları olduğunu vurgulayan Kırım
Tatar Gençleri, bu kurultaylarda alınan kararlarla hukukî, siyasi, millî, kültürel,
ekonomik, sosyal, dinî ve sair her türlü insanî hakların Kırım Tatarları yönünden de tüm
dünyaca tanınması, 1944 Büyük Sürgünü ile elden alınan bu hakların iadesi yönünde
fikir ve eylem birliği ile hareket edileceğini karar altına almışlardır.
Gençlik kurultayları, ilk meyvelerini Kırım Tatar gençlerinin birlikte iş yapma
ve hareket etme imkânlarını doğurmakla ilk meyvelerini vermeye başlamıştır.
Önümüzdeki günler diğer meyvelerin de yavaş yavaş semere halinde millî harekete
verileceği günler olacaktır.
Kırım
Tatar
hayatına
yaptığı
katkılar
yadsınamaz
olan
gençlik
organizasyonlarının desteklenmesi, arttırılması, her derneğin olduğu yerde mutlak
250
“1917’den bugüne”, Kırım, Ağustos, Kasım 2010,yıl:19,S.67, s.3
128
surette gençlik kollarının da kurulması, millî hareketin devamı ve başarısı için sine qua
non-olmazsa olmaz bir zarurettir.251
D.1.1. Kırım Tatar Gençlik Kurultaylarında Alınan Kararlar
D..1.1.1. II. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı
Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi Gençlik
Komisyonu tarafından düzenlenen II. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı 26-27 Nisan 2003
tarihlerinde Ankara’da yapıldı
Sonuç Bildirgesi:
1. Kırım Tatar kültürünün korunması için Gençlik kolları arasında ortak
faaliyetler yapılmalıdır.
2. Gençlik Kolları arasında ortak bir yayın çıkarılmalıdır.
3. Türk Dünyası’ndan gençlerle irtibata geçip Kırım’ı en iyi şekilde tanıtmak
için ortak faaliyetler yapılmalıdır.
4. Dünya’da kendini göstermiş Kırımlı ünlüler araştırılıp irtibata geçilmelidir.
5. Kırım’a yardım etmek maksadıyla kampanyalar tertip edilmelidir.
6. Her bölgede sosyal, kültürel seminerler ve gençlerin geleceklerine yönelik
eğitim seminerleri verilmelidir.
7. Her yerde iletişimin devamı için koordinasyonu sağlayacak birer sekreterya
oluşturulmalıdır.
8. Kırım Tatar dili, tarihi, kültürünü gençlere aktarmak için çözüm yollarını
aramalı ve buna bağlı olarak faaliyetler gerçekleştirilmelidir.
9. Her bölgede farklı dillerde yayınlanan kaynakları bulunduran bir kütüphane
oluşturulmalıdır.
10. Kırım Tatarcası’nın öğrenilmesı ve Tatarca konuşan kişilerin sayısının
artırılması maksadıyla en başta Ana Vatanımız Kırım ve Diaspora’da neşredilen Kırım
Tatarca yayınlarının şubelerimiz tarafından kısa zamanda temin edilmeli ve Kırım
Tatarları arasında bu yayınların abonelikleri sağlanmalı ve artırılmalıdır.
251
“Türkiye’de Kırım Tatr Gençlik Teşkilatlanması”, Fikirde Birlik, Sayı: 7, yıl 2006
129
11. “Kelecek” projesi tanıtılmalı ve “Kelecek” projesi için hazırlanan web
sitesinde gönüllülerin tecrübelerini paylaşmalarına imkân sağlanmalıdır.
12.
Eğitim
kamplarının
oluşturulması
için
gereken
girişimlerde
bulunulmalıdır.252
D.1.1.2. III. Kırım Tatar Türkleri Gençlik Kurultayı
8-9 Haziran tarihlerinde Ankara Denizcilik Müsteşarlığı Konferans Salonunda
yapılan Gençlik Kurultayı'na 20 ilden delege olarak 40 gencimiz katıldı. Ankara'dan
katılanlar ile birlikte bu sayı iki katına ulaştı.
Alınan Kararlar:
1. Derneklerimizin gençlik komisyonları, şubelerinin faaliyetlerini anlatan ,
üyelerin fikren olgunlaşmasını sağlayabilecek bülten ve gazete çıkarmalı, bunun
altyapısını oluşturacak çalışmalar başlatılmalıdır.
2. Derneğimizin bütün şubelerinde ve diğer Kırım Tatar derneklerinde gençlik
komisyonlarının kuruluşu, dernek olmayan yerlerde dernek açılması için faaliyetlere
girişilmelidir.
3. Bütün Kırım Tatar gençlik komisyonları arasında çeşitli faaliyetler
tertiplenerek aralarındaki bağlar sıkılaştırılmalıdır.
4. Derneğimizin gençlerinin gelecekte dernek yöneticileri olacağı göz önünde
bulundurularak
aralarındaki
diyalog
ve
işbirliği
artırılmalı,
ortak
faaliyetler
gerçekleştirmeleri teşvik edilmelidir.
5. Kırım medeniyetini daha geniş kitlelere ulaştırabilecek çalışmalar, halk
oyunları, hor, tiyatro, gezi ve turlar, seminer, konferans çalışmaları yapılarak medya
desteği sağlanmalıdır.
6. Ak Topraklar'daki ve Vatan Kırım' daki milli, medeni materyallerin ortaya
çıkarılması, toplanması; sözlü tarih faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
7. Türkiye'de yaşayan Kırım Tatar gençleriyle Kırım'dan okumaya gelen
öğrencilerimizin tek vücut haline gelmeleri temin edilmelidir.
252
”2. Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı”, Karadeniz (Aylık gazete), Yıl:14, S.4, Nisan 2003, s.1-2
130
8. Derneklerimiz, şubelerimiz, gençlik komisyonlarımız ve şahıslarımız arasında
irtibat ve haberleşme için internet ve e-posta'dan en etkin şekilde faydalanılması temin
edilmelidir.
9. Türkiye ve Ukrayna arasında diploma-denklik meselesinin çözülmesi için
aktif faaliyet gösterilmelidir.
10. Kırım Tatar Gençlik Kurultayları ve yahut benzeri faaliyetler gelecek
yıllarda da tekrarlanmalı ve sonuçlarının hayata geçirilmesi temin edilmelidir.253
D.1.1.3. IV. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı
Akmescit’te “Ayşe” restoranında Kırım Tatar Gençlik Merkezi’nin organize
ettiği 4. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı yapıldı.
Kırım Tatar Gençlik Merkezi Başkanı Avamilev, “Kurultay, bütün Kırım Tatar
gençlerinin bir araya gelip kendi fikrini dile getirebildiği, bazı konuları gündeme
getirebildiği, birlik içinde sorunları çözebildiği bir etkinliktir.” dedi.
Kırım Tatar Gençlik Merkezi Fahri Başkanı İskender Bariyev, günümüzde çok
sayıda Kırım Tatar gençlik teşkilatının var olduğunu, bunların değişik faaliyetler
yürüttüğü, Kırım Tatar milli hareketine katkı sağladığını belirtirken bütün bu teşkilatları
tek milli politika ile tek amacın birleştirdiğini kaydetti. Emin Avamilev, Kırım Tatar
Gençlik Merkezinin faaliyeti hakkında rapor verdi. Kırım Tatar Milli Meclisi 1. Başkan
Yardımcısı
Refat
Çubarov,
gençlik
kurultayının
açılışı
dolayısıyla
program
katılımcılarını tebrik etti. Çubarov, “Son 10 yılda gençlerin değişik milli hareketlerine
ne kadar sık katılırsa, işlerimizin o kadar hızlı gitmeye başladığı görülüyor. Günümüz
nesilleri aralarındaki ilişkileri korumazsa, bizim çoğu girişimlerimiz tamamlanmamış
olarak kalır.” dedi.
Gençlik kurultayı toplantısında Kırım Tatar halkının sorunları ile ilgili
konuşmalar yapıldı. Aliye Fukala “Kırım’ın Bölgelerine Tarihi Adlarının İade Edilmesi:
Sorunlar ve Perspektif”, Ayder Bektaş “Kırım Tatar Halkına Haklarının İade Edilmesi”,
Lemara Üseyinova “Kırım Tatar Gençlerinin Sosyal Yetişmesi Konusunda Ukrayna
Devlet Politikasının Güncel Sorunları” konusunda sunum yaptı.
253
http://www.vatankirim.net/Bahcesaray/2002haziran/2.htm,(05.08.2012)
131
Kurultay kapsamında Kırım Tatar Halkının Milli Güvenliği Bildirisi, 4. Kırım
Tatar Gençlik Kurultayı’nın Kırım’ın Yerleşim Bölgelerine Tarihi Adlarının Verilmesi
Konusunda Kırım Tatar Halkına Başvurusu, 4. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı’nın
Kırım Tatar Üniversite Mezunlarına İstihdam Sağlanması Bildirisi, Ukrayna Gençler
İçin Konut İnşaatına Destek Fonu’na Başvuru, Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor
Yanukoviç’e Başvuru gibi belgeler kabul edildi.
Toplantının sonucunda yapılan açık oylama ile Kırım Tatar Gençlik Merkezi’nin
yeni başkanı, yönetim kurulu üyeleri teftiş komisyonu üyeleri seçildi. Teşkilatın yeni
başkanı Lemara Üseyinova oldu.254
D.1.1.4. V. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı
2005 Sonbaharında vatan Kırım’da yapıldı. 5. Kurultaydan sonra bu
organizasyona ara verildi
D.1.1.5. VI. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı
6. Kırımtatar Gençlik Kurultayı 13–14 Kasım 2010 tarihlerinde Ankara'da
toplandı. Kurultay'a katılımın en dikkat çekici tarafları, Kırım Hanları Gerayların
soyundan gelen Giray ailesi ile bundan yaklaşık 250 yıl önce Kırım'dan Anadolu'ya ilk
göçenlerden olan ve doğudan batıya tüm Karadeniz boyunca yerleşmiş iki büyük sülale
olan Azaklıoğulları ve Kefelioğulları ailelerinden de katılım olmasıydı.
Kurultay, 13 Kasım Cumartesi sabahı tüm delegelerin kendilerini tanıtmasıyla
açıldı. Ardından Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu'nun
tebrik mesajını içeren video gösterildi ve Kırım Devlet Mühendislik ve Pedagoji
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Yakubov'un kutlama mektubu okundu.
Öğleden sonra gerçekleşen komisyon toplantılarında delegeler arasında ;
1. Kırım tatarcasını öğretmek ve yaymanın yolları.
2. Kelecek bültenleri.
3. Kırım tatar müziği ve halk oyunlarını öğrenmenin ve yaymanın yolları.
4. Kırım tatar Milli sembollerinin tanıtılması ve üretilip dağıtımı.
254
http://qha.com.ua/4-kirim-tatar-genclik-kurultayi-yapildi-video-112336tr.html,(05.06.2012)
132
5. Kırımdan ve Romanyadan Türkiye' ye okumaya gelen talebelerin
problemleri.
6. Kırımdan diasporaya , diasporadan Kırım'a gidiş ve gelişler.
7. Sözlü tarihin yazımı konuları hakkında fikir birliği yapıldı.
Bu fikirlerden hareketle 6. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı, gençlik faaliyetleri
için şu kararları benimsedi:
1. Kırım Tatar Millî Kurultayı'nın kabul ettiği Latin harflerini Kırım Tatar
dilinin yazımında alfabe olarak kullanmak ve Kırım Tatar teşkilatlarının
aralarındaki resmî ve günlük yazışmalarını bu alfabe ile yapmak;
2. Kırım Tatar dilinin, bütün dünyadaki Kırım Tatar gençlerince öğrenilmesi ve
bu dilde konuşulması hususunda bütün gayretimizi vermek;
3. Uluslararası Kırım Tatar Dili Olimpiyatı'nın Türkiye, Romanya ve
Bulgaristan etaplarının düzenlenmesi için teklife destek vermek;
4. Kırım'daki ve diasporadaki gençlerimizin arasındaki bağları, bütün modern
imkânları kullanarak güçlendirmek;
5. Diasporada yaşayan gençlerin Kırım'a turizm ve spor maksatlı ziyaretlerini
teşkilatlandırmak;
6. Gençlik Kurultayı'nı toplayan gelecek platformunun yayın organları olarak
Kırım Tatar gençlerinin yaşadıkları yerlerde gelecek bültenlerini çıkarmak;
7. Diasporada Kırım Tatar müzik ve halk oyunlarının yaygınlaşması ve gelişimi
için festival ve tur-neler düzenlemek, Kırım'daki oyun ve çalgıcı takımlarıyla
işbirliği yapmak;
8. Kırım'da ve diasporada sözlü tarih çalışmalarını ilerletmek maksadıyla
projeler hazırlamak ve internette bilgi bankası teşkil etmek;
9. Bir sonraki Kurultay organizasyonu için irtibat grubu teşkil etmek.
Pazar günü yapılan sunumlarda delegeler geldikleri bölgelerde yaptıkları
çalışmaları tanıttılar, yapmak istediklerini tüm delegelere sundular. Sonuç Bildirgesi'nin
okunmasının ardından bir sonraki Kurultay'ın organizasyonu için bir irtibat grubu
133
oluşturuldu. Oluşturulan bu grupta Ayder Acımambetov (Kırım), Dinçer Cafer
(Romanya), Oral İlhan Osman (Bulgaristan), Reşat Örnek (Ankara), Türker Yüksel
(Ankara), Safiye Olgun (Ankara) ve Merve Vatansever (İstanbul) yer aldılar.
Toplu fotoğraf çekimiyle birlikte 6. Kırım tatar Gençlik Kurultayı kapandı.255
D.1.1.6. VII. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı
Kırım’dan, Romanya’dan, Bulgaristan’dan, Rusya’dan ve Türkiye’den yüz elli
beş delegenin katılımıyla 7. Kırım Tatar Gençlik Kurultayı gerçekleştirildi. Büyük bir
coşku ve heyecanla sonuçlanan bu toplantıya Kırım Tatar Milli Meclis reisi Mustafa
Abdülcemil Kırımoğlu’da katılarak bir konuşma yaptı..256
1. Alınğan qararlarnıñ icrasından mesul ve nevbetteki qurultaynıñ ötkerilüvi içün
çalışacak bir “Sekretariat” teşkil etmege qarar alındı. Sekretariat şu şekilde teşkil
olunacak:
Qurultaynı tertip etken Anqaradaki tertip komitetinden 3 kişi saylanacaktır.
Qırım delegatsiyası özü nasıl bir şekilde işleyecegine özü qarar berecektir.
Romaniya delegatları öz arasından 1 kişini saylayacaqtır
Bu sekreteryatqa saylanğan delegatlar ve Qırım delegatsiyasınıñ vaziyeti
qurultay bitkenden en çoq 1 ay son ilân etilecektir.
2. Qırımtatar tiliniñ saqlanması ve ögretilmesi içün:
Qırımtatarca online derslerniñ azirlenıp hızmetke keçmesi
Qırımtatarca kitaplarnı ve ders Cd lerini kirilceden latincege transliteratsiyasını
yapmaq.
Halqara Qırımtatar Tili Olimpiadasının ötkerilüvi ve bu Olimpiadağa qol tutmaq
Türkiyede hızlandırılğan Qırımtatarca derslerniñ berilmesi
3. Qırım Romaniya ve Türkiyede yaşağan yaşlarnıñ desteginen Qırımtatar
adetlerinen alâkalı azalarnıñ öz teşebüsünen azırlanğan video, müzik ve yazılarnın
olacağı “Qırımtatar adetleri” adlı internet saytının oluşturulması bu saifenin her
daim aktuel kalması ve propogandasının yapılması içün teşebbüs etmege niyet etemiz.
255
256
http://www.kalgaydergisi.org/index.php?sayfa=yazaryazidetay&yazi=1021,(05.08.2013)
http://qha.com.ua/7-kirim-tatar-genclik-kurultayi-ankara-da-yapildi-118608tr.html,(05.1102012)
134
4. 1-inci Qurultayımıznıñ toplaşqanı Aralıq kününü milliy bir bayram olup
qutlamağa niyet etemiz, Milliy Qurultayımıznıñ qabul etkeni ve Qırımda buyük
organizatsiyaneñ keçirilgen “Bayraq Künü”nün Türkiyede de tanıtılmasına niyet etemiz.
Bunnen beraber 18 Mayıs Matem Kününü em Vatan Qırımda emde diasporada
beraberlikte planlaştırıp otkermege niyet etemiz.
5. Qurultayımız Qırımtatarlarnıñ medeniyetini saqlamaq ve Qırımtatarları
arasında bağlarını küçleştirmek içün internet imkânlarının qullanmasını teşvik ete. Bu
maqsad ve qararlar ömürge keçirilmesi içün Qırımtatar Yaşlıq Qurultayınıñ icra
komitetini mesuliyetlendirir.
6. Butün Qırımtatar yaşlarınıñ yaşağan eñ yaqın yerlerdeki teşkilâtlarnıñ
faaliyetlerine aktif bir şekilde iştirak etmelerini teşvik etemiz. Teşkilatlar arasında
bağlarını küçlendirmek ve tecrübelerniñ aqtarılması içün Qurultay delegatlarını içine
alğan bir elektronik platformanın teşkilini tileymiz.
7. Yaşlarnıñ faaliyetlerine qıymet kesmek ve inkişaf ettirmek içün 3 ayda bir
kere istişare toplaşuvlarını keçirmege layıq köremiz.
8. Qurultay qararlarnın takibi ve Qurultaylarnıñ daa küçlü olması içün
Qurultayın olmağan senelerde de özara toplaşıp yapqan işlerinni müzakere etilmesinde
fayda köremiz.
9. Qırım ve diasporada yaşağan yaşlar içün yaz ve qış qamplarını (lager) teşkil
etmekni ve mesuliyetli kişilerni belgilenmesini tevsiye etemiz.
10. Yaşlarnın arsındaki umumiy medeniy faaliyetlerni ömürge keçirmek içün
halqara fondlarnı araştırmaq ve leyhalarını kerçekleştirmesini uyğun köremiz. 257
D.2. I.Dünya Kırım Tatarları Kongresi
Birinci Dünya Kırım Tatar Kongresi, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk
Cumhuriyeti’nin başkenti Simferopol’de (Bahçesaray) toplandı. Kırım Haber Ajansı’nın
bildirdiğine göre, kongrede ilk olarak divan kurulunun üyeleri seçildi. Divan kuruluna
Kırım Özerk Cumhuriyeti’nden 5, Türkiye’den 2, Romanya’dan 2 ve Kırım Tatarlarının
yaşadığı diğer ülkelerden birer kişi olmak üzere 18 üye seçildi.
257
http://www.kirimdernegi.org.tr/sdetay.asp?did=245,(12.08.2013)
135
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) 1. Başkan Vekili Refat Çubarov, organizasyon
komitesi adına yaptığı konuşmada, kongreye kayıtlı olarak 12 ülkeden 866 kişinin
katıldığını
belirtti.
üniversitesinin
Çubarov,
kurulacağını
konuşmasında,
da
bildirdi.
tarihi
Zincirli
Zincirli
Medrese’de
Medrese’nin,
bir
restorasyonun
tamamlanmasından sonra müze olarak kullanılacağını bildiren Çubarov, burada ayrıca
Kırım Müftülüğü ile Kırım tarihi alanlarında araştırmaların yapılacağı bir üniversite
açılacağını kaydetti.
Çubarov, açılacak üniversiteyle Kırım’da din adamı yetiştirilmesi alanında
önemli bir imkanın doğacağını ifade etti.
Kongrenin gündeminde, genel kurul ve dış toplantı çalışma düzeninin
onaylanması, Kırım Tatar halkının yeniden varoluş çabası ve kalkınmasına ilişkin
güncel konular, kongrenin statüsü ve faaliyeti ile yapılanmasını düzenleyen taslak
belgelerin değerlendirilmesi, Kongre bildirisi ve tüzüğü ile idare ve yürütme
organlarının belirlenmesi yer alıyor.
Çeşitli kültürel ve çevresel etkinliklerin de yer aldığı kongre çalışmaları 22
Mayısta sona erdi.258
258
http://zaman.ro/ro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=7849, (27.05.2009)
136
Download