Haftalık Değerlendirme

advertisement
Azmi Dölen
Arastirma@Halkyatirim.com.tr
+90 212 314 8181
adolen@halkyatirim.com.tr
+90 212 314 8125
Haftalık Değerlendirme
MAKROEKONOMİK STRATEJİ
22 Aralık 2011
Yıl: 1 / Sayı: 44
ABD
Batı Dünyası Noel tatiline hazırlanırken, piyasalarda
da likiditenin giderek azaldığını görmekteyiz.
Piyasaya likidite sağlayıp yön veren aktörlerin
neredeyse hepsi yılsonu ofis partilerine ve tatil
programlarına odaklanmış durumdalar. Piyasa
yapıcılarındaki
yoğunlaşma
bu
konulara
odaklanırken piyasalarda işlem hacimleri düşüyor ve
işlem yapmak için gerekli olan likidite sağlanamıyor.
Böylece piyasalarda gördüğümüz fiyatlar da ya
endikatif ya da son derece oynak oluyor. Bu nedenle
böyle günlerde piyasalarda meydana gelen fiyat
hareketlerinin, temellerden uzak olduğu için,
geleceği tahmin edebilmekte de en azından Ocak
ayının ilk yarısına kadar bizlere pek yardımcı
olmayacağını düşünüyoruz.
Bu aralıkta olan en önemli hareket Avrupa Merkez
Bankası’ndan gelen politika değişimine yönelik
adımlar oldu. QE, yani niceliksel genişleme, olarak
tabir edebileceğimiz bir hareket ile AMB, Avrupalı
bankaları sınırsız bir şekilde fonlamaya karar verdi.
Üç yıl vadeli verilen bu fonlara karşılık Avrupa
bankacılık sisteminden yaklaşık 490 milyar Euro
talep geldi. Tam bir bazuka hareketi. Ama daha
önce de belirttiğimiz gibi piyasaların reaksiyonu
öncelikle beklentiyi satın almak, sonra bunu satmak
yönünde oldu.
Atılan adımın uzun vadeli etkilerini veya olası bir
AMB politika değişikliklerinin sinyallerin okumayı ve
görmeyi piyasa, Noel havasının etkisi ile olsa gerek
tercih etmedi.
Bir miktar piyasa rengi verdikten sonra, hazır
piyasalar da renksizken bir miktar ABD ekonomisine
bakmanın faydalı olacağını düşünmekteyiz. ABD
krizden çıkmak için uyguladığı politikalar geç de olsa
bir miktar pozitif sinyaller vermeye başladı.
ABD öncelikle probleme doğru teşhisi koydu.
Bankacılık
sektörünün
sermaye
yapısını
güçlendirmek için QE programları ile bilançolarına
nakit enjekte etti. Bu bankalar da %4 civarından
aldıkları 10 yıllık bonoların %1.8 seviyelerine iki yıl
içinde gerilemelerinin kazançlarını bilançolarına
yansıtabildiler. Ancak bilançolarındaki hasar oldukça
büyük olduğu için bu durum bankacılık sektörünü
ancak stabilize etti. Aynı zamanda da sistem, zombi
banka olarak nitelendirilen (yaşayan ancak hiçbir
fonksiyonu olmayan) birtakım bankaları yarattı.
Fakat faizlerin inmiş olduğu seviye tasarrufu teşvik
etmezken ABD ekonomisinde de yapısal bir değişim
başladı. Hepimizin bildiği ABD ekonomisi tüketim
ağırlıklı bir ekonomi ve ‘ABD’liler ayaklarını
yorganlarına göre uzatmaz ve geleceklerini
harcarlar’ diye bir önyargı var. Ne var ki burada ciddi
bir değişim ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.
Tasarrufu teşvik eden yüksek faiz iken, negatif reel
getiri teorik olarak tüketimi teşvik etmeli. Şu anda 1
yıllık Hazine tahvili getirisi ile 1 yıllık tüketici
enflasyonunu karşılattırdığımızda tarihinin en
yüksek negatif reel getirilerinin söz konusu olduğu
anlaşılıyor. Fakat burada işin ilginç yanı bu negatif
reel getiriye rağmen ABD hane halkının tasarrufta
olduğu ve borçluluk oranını ciddi ölçüde aşağı
çekme eğiliminde olduğu anlaşılmakta. Bu
önümüzdeki yıllar için çok farklı bir paradigma
olarak karşımıza çıkmakta.
Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız.
Haftalık Değerlendirme
22 Aralık 2011
2
MAKROEKONOMİK STRATEJİ
Bir başka değişimi ise ABD’nin cari rakamlarında
görmekteyiz. 1990’lı yıllardan itibaren ABD
ekonomisinin bariz bir şekilde cari açık verdiği
gözlenmekte. Cari açık veren bir ekonomide tasarruf
eğiliminin düşük olduğunu biliyoruz ve bu durumu
biraz önceki hane halkı tasarruf eğiliminde de
görmekteyiz. Fakat aynı fenomen burada da
karşımıza çıkmakta ve ABD ekonomisinin vermiş
olduğu cari açığın giderek azalmakta olduğu
gözlenmekte. ABD’de ithalatın artış hızı yavaşlarken
ihracatın ise hızlanarak artmakta olduğu ve bunun
da cari dengeyi pozitif yönde etkilediği anlaşılmakta.
Amerikalılar bu gelişmeyi imalat sanayinin yeniden
doğuşu olarak nitelendiriyorlar. Bu da önümüzdeki
yıllar için farklı bir paradigma.
Tasarruf eğiliminin arttığı ve genel olarak da cari
dengenin pozitif seyrettiği ülkelerin kurları da
genelde talepli olmakta. İçinde bulunduğumuz
günlerde doların diğer para birimlerine karşı talepli
olması aslında bundan kaynaklanmakta. Piyasa
krizleri genelde doları her zaman desteklemekte.
Dolardaki dönüşümün kalıcı olması için yukarıda
saydığımız iki faktör dışında kamu maliyesinin
düzelmesi ve kamu borçluluk oranlarının da aşağı
çekilmesi gerekiyor. Bu şartlar altında dolardaki
yükseliş trendinin daha da kalıcı olması ve bu
hareketin artan faiz oranları ile de desteklenmesi
beklenir.
Bu paradigma değişikliklerinin neticesinde çok daha
farklı bir ABD, çok daha farklı bir Avrupa ve çok daha
farklı bir Çin-Asya göreceğiz. Gözlerimizin önünde
yeni bir dünya düzeni, en azında ekonomik manada,
kurulmak üzere.
Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız.
Haftalık Değerlendirme
22 Aralık 2011
3
MAKROEKONOMİK STRATEJİ
Azmi DÖLEN
G. Müdür Yrd.
(212) 314 81 25
adolen@halkyatirim.com.tr
Uzman
(212) 314 81 07
btyilmaz@halkyatirim.com.tr
Uzman
(212) 314 81 07
ibuk@halkyatirim.com.tr
YURTDIŞI İLİŞKİLER BİRİMİ
Bora Tamer YILMAZ
ARAŞTIRMA BİRİMİ
Işıl BÜK
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy
yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.
Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar
doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan Halk Yatırım
Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor sayfalarında
yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz.
Çekince için lütfen arka sayfaya bakınız.
Download