T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI ANABİLİM DALI ASTIM OLGULARINDA KOMORBİDİTELERİN VE KİŞİSEL ÖZELLİKLERİN, TEDAVİ ADHERANSINA VE ASTIM KONTROLÜNE ETKİSİ (UZMANLIK TEZİ) DR. SUHAIL SHEIKH TEZ DANIŞMANI PROF. DR. BİLUN GEMİCİOĞLU İSTANBUL - 2015 i I. ÖNSÖZ Birlikte çalışmaktan onur duyduğum, uzmanlık eğitimim boyunca değerli bilgi, birikim ve deneyimlerinden faydalandığım, güleryüzlerini eksik etmeyen, her koşulda arkamda olan sayın değerli hocalarıma, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum, üzerimde büyük emekleri olan, tezimin oluşumu sırasında desteğini esirgemeyen Sn. Prof. Dr. Bilun GEMİCİOĞLU Hocama ve ihtiyaç duyduğum anlarda mesleki ve insani desteğini esirgemeyen Sn. Uzman Dr. Şermin BÖREKÇİ ve Sn. Uzman Dr. Ersan ATAHAN’a, asistanlığım süresince destek gördüğüm birlik, beraberlik ve dostluk içinde birlikte çalıştığım sevgili asistan, hemşire ve sağlık memuru arkadaşlarıma, tezime oluşmasında sundukları katkıları ile Doç Dr. Günay Can, Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Psikolog. Kamile Tombul’a Bugünlere gelmemi sağlayan, her zaman yanımda olan canım aileme ve çok sevdiğim eşime, Tüm kalbimle teşekkür ederim. ii II. İÇİNDEKİLER I. ÖNSÖZ..................................................................................................................... ii II. İÇİNDEKİLER ....................................................................................................... iii III. TABLOLAR LİSTESİ............................................................................................iv IV. GRAFİKLER LİSTESİ ........................................................................................... v V. KISALTMALAR ....................................................................................................vi VI. ÖZET ................................................................................................................... vii VII. ABSTRACT .........................................................................................................ix 1. GİRİŞ VE AMAÇ ..................................................................................................... 1 2. GENEL BİLGİLER ................................................................................................... 3 3. YÖNTEM ve GEREÇLER ...................................................................................... 20 4. BULGULAR ........................................................................................................... 25 5. TARTIŞMA ............................................................................................................ 38 6. KAYNAKLAR ....................................................................................................... 41 7. EKLER ................................................................................................................... 47 Ek1 .......................................................................................................................... 47 Ek 2 ......................................................................................................................... 49 iii III. TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: İlk Tedavi Başlama Şeması (1) ........................................................................ 6 Tablo 2: Astım güncel kontrol değerlendirmesi (1) ........................................................ 8 Tablo 3: Hastanın gelecek risklerinin değerlendirilmesi (1) ........................................... 8 Tablo 4: Kontrole Göre Tedavi Basamakları (1) ............................................................ 9 Tablo 5: Astım Kontrol Testi Skorlaması..................................................................... 21 Tablo 6: MARS (Medical Adherence Report Scale) .................................................... 22 Tablo 7: EPQR-A (Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated) ............. 23 Tablo 8: Demografik veriler, solunum fonksiyon testi verileri AKT, MARS ölçekleri sonuçları...................................................................................................................... 28 Tablo 9: Hastaların kullandıkları ilaç sayısı ................................................................. 28 Tablo 10: AKT ile cinsiyet medeni durum ilişkisi ....................................................... 29 Tablo 11: AKT-Sigara İçme Durumu İlişki Analizi ..................................................... 30 Tablo 12: Kişilik Özellikleri ve Astım Kontrolü .......................................................... 30 Tablo 13: Yaş Ortalaması-MARS İlişki Analizi ........................................................... 31 Tablo 14: MARS-Cinsiyet İlişki Analizi ..................................................................... 31 Tablo 15: Medeni Durum-MARS İlişki Analizi ........................................................... 32 Tablo 16: Komorbidite Sayısı-MARS İlişki Analizi..................................................... 32 Tablo 17: Eğitim Durumu-MARS İlişki Analizi .......................................................... 33 Tablo 18: İlaç Sayısı-MARS İlişki Analizi ................................................................. 33 Tablo 19: MARS-İnhaler Sayısı ilişki Analizi.............................................................. 34 Tablo 20: Kişilik Özellikleri ve Adherans (MARS Ölçeği) .......................................... 34 Tablo 21: MARS-AKT İlişki Analizi ........................................................................... 35 Tablo 22: MARS-AKT-Komorbidite-İnhaler ve Kullanılan İlaç Sayısı-Kurutoz veya Ölçülü doz inhaler sayısı- Korelasyon Analizi ............................................................. 36 Tablo 23: MARS-AKT ile Kişilik Özellikleri arasındaki Korelasyon Analizi .............. 37 iv IV. GRAFİKLER LİSTESİ Grafik 1: Cinsiyet Frekans Tablosu ............................................................................. 25 Grafik 2: Medeni durum Frekans Tablosu.................................................................... 25 Grafik 3: Eğitim Durumu Frekans Tablosu .................................................................. 26 Grafik 4: Sigara verileri ............................................................................................... 26 Grafik 5: Komorbidite verileri ..................................................................................... 27 Grafik 6: AKT Verileri ................................................................................................ 29 Grafik 7: MARS verileri ............................................................................................. 31 Grafik 8: MARS-AKT Korelasyon Grafiği .................... Error! Bookmark not defined. v V. KISALTMALAR ACSS : Astım kontrolü puanlama sistemi AKT : Astım kontrol testi AR : Alerjik rinit DM : Diabetes mellitus DPI : Kuru Toz İnhaler (Dry powder inhaler) EPQR-A : Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated FEV1 : Zorlu ekspiratuar volüm birinci saniye FEF %25-75 : Vital kapasitenin % 25-75 arasındaki zorlu ekspiratuar akım FVC : Zorlu vital kapasite HT : Hipertansiyon IgE : İmmünglobulin E GINA : Küresel Astım Önleme ve Tedavi Girişimi GÖR : Gastroözofageal reflü İKS : İnhale kortikosteroid LABA : Uzun etkili beta agonist (Long-acting beta agonist) LAMA : Uzun etkili antikolinerjik (Long-acting muscarinic antagonist) LTRA : Leukotrien reseptör antagonisti MARS : Medikal Adherans Raporu (Medical Adherence Report Scale) MDI : Ölçülü doz inhaleri (Metered-dose inhaler) MMFR : Maksimum ekspiryum ortası akım sürati (Maximal mid-expiratory flow rate) OSAS : obstrüktif uyku apnesi sendromu (obstructive sleep apnea syndromm) PEF : Tepe ekspiratuar akımı (Peak expiratory flow) RV : Rezidüel volüm SABA : Kısa etkili beta agonist (Short-acting beta agonist) SFT : Solunum fonksiyon testi TLC : Total akciğer kapasitesi vi VI. ÖZET Amaç: Astım tedavisinde amaç hastanın kontrolde olması yani yakınmasız kalması ve atak geçirmemesidir. Bu durumun sağlandığının veya sağlanamadıysa nedenlerinin tespiti özellikle tedavinin doğru düzenlenmesi için gereklidir. Adherans astım kontrolünde büyük rol oynar. Yetişkin ve çocukların yaklaşık % 50 oranında ilaçlari reçetelendiği şekilde kullanmadıkları görülmüştür. Kötü bir adherans, düşük semptom kontrolü ve alevlenmelerin artışına katkıda bulunmaktadır. Bu araştırmada, kontrole gelen astım tanılı hastalarımızda, komorbiditelerin ve kişisel özelliklerinin tedavi adheransına etkisi araştırılarak, kontrolü bozduğu ortaya konmak istenmiştir. Metod: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniğine kontrole gelen 82 astımlı hastada araştırma tamamlandı. Olgulara MARS (Medical Adherence Report Scale), EPQR-A (Eysenck Personality Questionnaire RevisedAbbreviated), astım kontrol testi (AKT) verilerek kendilerinin doldurmaları beklendi. Ayrıca yapılmakta olan SFT, komorbit hastalıkları ve kullandıkları tedaviler kaydedildi. MARS ölçeğinde ≤20 kötü adherans, AKT için değerler <20 kontrolsüz astım olarak kabul edildi. Kullanılan tüm parametrelerin adherans ve astım kontrolüne etkileri ve ilişkileri araştırıldı. Bulgular: Çalışma 26 erkek (% 31.7) ve 56 kadın (% 68.3) olmak üzere toplam 82, yaş ortalaması 46.34±14.6 olan hastada gerçekleştirildi. Komorbiditeri olmayan hasta sayısı 40 (%48.8) komorbiditeleri olan hasta sayısı 42 (%51.1) idi. Olguların FEV1% değeri %45-128 arasında ve ortalama %88.84 ±17.01 saptandı. Kullandıkları toplam ilaç sayısı 1-7 arasında idi ve ortalama 2.63±1.45 bulundu. %50’si 1 inhaler, %43.9’u 2 inhaler ve %6,1’i 3 inhaler kullanmaktaydı. Tüm inhalerlerin %53.7’sinin kuru toz, %46.3’nün ölçülü doz inhaler olduğu kaydedildi. vii 31 (%37.8 ) olguda AKT≥20, 51 (%62 ) olguda AKT<20 olduğu gözlendi. Kadınlara nazaran erkeklerde daha yüksek kontrol düzeyleri saptandı (p<0.05). Komorbidite sayısı, eğitim seviyesi, ilaç sayısı ve şekli ile AKT arasında herhangi bir anlamlı ilişki saptanmadı. Çalışmada 36 hastada (%43.9) adheransının kötü olduğu ve 46 hastada (% 56.09) adheransının iyi olduğu bulundu. MARS ölçeği ortalama puanı 20.23±4.77 idi. İyi adheransı olanlarda yaş daha yüksek olup evli veya boşanmış oldukları saptandı (sırasıyla p<0.05, p<0.01). Komorbidite ve kullanılan ilaç sayısı ile adherans olması arasında fark saptanamadı (p>0.05). Ancak tek ihhaler kullanımında adherans anlamlı olarak artmış bulundu (p<0.05). Kişilik özellikleri ile adherans ve astım kontrolü irdelendiğinde herhangi bir ilişki saptanamadı (p>0.05). MARS değerleri düşüp adherans bozulduğunda kontrolünde bozulduğu gözlendi ve MARS değerleri ile AKT arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptandı (p<0.05). Sonuç: Adherans artıkça astım kontrolü artmaktadır. Adherans ile kişilik özellikleri komorbiditeler ve kullanılan ilaç sayısı arasında anlamlı ilişki saptanamamıştır. Birden fazla inhaler kullanımının, daha genç yaşın ve bekar olmanın adheransı bozduğu gözlenmiştir. viii VII. ABSTRACT Objective: The aim of asthma treatment is to control the disease, that means keeping the patient asymptomatic and having no exacerbations. Adherence is very important in asthma control. Studies found that about 50% of adults and children don't use their medicine regularly and non- adherence leads to bad asthma control and more exacerbations. In this study we want to demonstrate the effects of comorbidities and personal traits on adherence to therapy and asthma control. Method: 82 cases were enrolled to the study. The MARS (medical adherence report scale), EPQR-A (eysenck personality questionnaire revised-abbreviated), asthma control test (ACT) were given to patients to fill it themselves. Their pulmonary functions, comorbid diseases and used treatments were recorded. MARS ≤20 was the cut off for low adherence. ACT<20 was attributed as uncontrolled asthma. The relationship and effects of all used parameters on adherence and asthma control were studied. Results: 26 male (31.7%) and 56 female (68.3%) were included in the study. Mean age was 46.34±14.6, FEV1 values were between %45-128, and the mean was %88.84 ±17.01. The number of patients without comorbidities was 40 (48.8%) and the number of patients with comorbidities was 42 (51.1%). Used medication number was between 1-7, and the mean was 2.63±1.45. About 50% of them were using 1 inhaler, 43.9% were using 2 and 6.1% were using 3 inhalers. In 31 (37%) cases ACT≥20 and in 51 (62%) of cases ACT<20 was reported (p<0.05). No relationship was found between asthma control and the number of comorbidities, education level, the number and medications or the type of used inhaler. ix In 36 patients (43.9%) MARS ≤20 which means poor adherence and in 46 patients (56.09%) MARS > 20 which means good adherence was found and the average score was 20.23± 4.77. Patients with good adherence were older, married or divorced (p <0.01). The number of medications and the number of comorbidities were not different between adherent and non adherent patients (p> 0.05). However, adherence was significantly increased in patients using one inhaler (p <0.05). No correlation was found between personality traits, adherence and asthma control (p> 0.05) Significant relationship was found between the values of MARS and ACT (p<0.05). Conclusion: We found a significant relationship between adherence and asthma control, but not between personality traits and adherence. In contrast, adherence was impaired by using more than one inhaler, being young in age and being a single patient. x 1. GİRİŞ VE AMAÇ Astım hastalığını, GINA (Global Initiative for asthma: Küresel Astım Önleme ve Tedavi Girişimi) Rehberi (1) ve Türk Toraks Derneği Astım Tanı ve Tedavi Rehberi (2) şu şekilde tanımlamaktadır: "Astım, hava yolu inflamasyonu ile karakterize. zaman içinde sıklığı ve ağırlığı değişen hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma-baskı hissi ve öksürük yakınmaları ile tanımlanmış değişken ekspiratuar hava akımı kısıtlılığı bulunan heterojen bir hastalıktır" Bu şikayetler gün içinde ve gece, tetkikleyici faktörlerle ortaya çıkarak kişinin günlük aktivitesini ve gece uyku düzenini yani yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler (1). Kişilik özelliklerine göre bu etkilenme de farklı olabilecektir. Ayrıca astımla birlikte sık görülen alerjik rinit, gastroözofageal reflü, uyku apnesi gibi komorbit kronik hastalıklar da daha fazla ilaç kullanımına neden olup tedaviye uyumu ve astımın kontrolünü bozabilir. Astım tedavisinde amaç hastanın kontrolde olması yani yakınmasız kalması ve atak geçirmemesidir. Bu durumun sağlandığının veya sağlanamadıysa nedenlerinin tespiti özellikle tedavinin doğru düzenlenmesi için gereklidir. Hastaların kontrol durumunun bozulması sadece çevresel faktörler ile olmadığı diğer komorbit hastalıkların da bozabildiği ve gerek bunların getirdiği gerekse çoklu ilaç kullanımına bağlı gelişmelerin kendi kişisel özellikleri ile birleşerek tedaviye uyumunun azalmasına neden olabileceği bildirilmektedir (2). Bu nedenle bu durumu yansıtacak anket formları hekime kolaylık sağlayabilecek bir çözüm olabilir. Bunlar içinde kontrol durumunun saptanması amacı ile önerilen Astım Kontrol Testi Türkiye’deki hastalarda da geçerlik ve güvenirliği saptanmış bir sorgulama formudur (şekil 1) (3). Daha önceki çalışmalarda Türkiye’de astım kontrolünün gerek genelde gerekse üçüncü basamakta çok düşük bulunduğu belirtilmiştir (4,5). Ancak bu test ile kontrolsüzlük nedenleri sorgulanmamıştır. Yapılan pek çok çalışmada astımlı hastalarda komorbiditelerin kontrolü etkilediği görülmektedir (6,7). Yine hastaların kişisel özelliklerine (dışa dönük, psikotik, nörotik) bağlı olarak da tedavi adheransının bozulduğu bildirilmektedir (8). Bu amaçla kişisel özelliklerini yansıtan formlar ile objektif veriler sağlanabilmesi mümkün olabilmektedir (2). 1 Adherans astım kontrolünde büyük rol oynar. Yetişkin ve çocukların yaklaşık % 50’sinin ilaçları reçetelendiği şekilde kullanmadıkları gösterilmiştir (9). Adheransın olmamasının kontrolsüzlük ve alevlenmelere katkıda bulunduğu gösterilmiş (10), bu durumun kasıtsız (öneğin unutkanlık, ekonomik, yanlış anlama..) veya kasıtlı olabileceği saptanmıştır (örneğin tedavi ihtiyacını algılama değil, yan etkileri korkusu, kültürel konular, maliyet) (11). Gerek astım gerekse komorbiditelerinin kronik tedavi gerektirebilmesi adheransı kısa süre tedavi gereken hastalıklara göre daha fazla etkileyebilecektir. Düşük adheransın sonuçları bazı hastalar tarafından negatif olarak görülmeyebilir. Uzun bir süre için ağır astım semptomları yaşayan hasta durumunu sağlıklı gibi hissediyor, bulunduğu sağlık durumu kabul ediyor, sağlık profesyonellerine çok daha az görünüyor olabilir. Bu nedenle de bir ölçek ile sorgulanması hekime de yol gösterici olacaktır. Bu araştırmada, polikliniğine kontrole gelen astım tanılı hastalarımızda, komorbiditelerin ve kişisel özelliklerin tedavi adheransını olumsuz etkilediği ve kontrolü bozduğu ortaya konmak istenmiştir. 2 2. GENEL BİLGİLER ASTIM Astım tüm dünyada hem çocuk hem de erişkinlerde sıklıkla karşılaşılan, ataklarla seyreden, araya semptomsuz dönemlerinin girdiği bronş siteminin kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Hava yolu kronik inflamasyonu sonucu, birçok nonspesifik uyarana bronş aşırı duyarlılığı ve değişik derecelerde difüz reversibl hava yolu obstrüksiyonu oluşur (1). Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir. Çocuk ve erişkinler için nisbeten standardize ve karşılaştırılabilir yöntemlerle yapılan araştırmalarda, bu rakamların farklı ülkelerde %1-18 arasında değiştiği bulunmuştur (1,2). Astımdan dolayı dünyada yılda yaklaşık 250.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Prevalans ve mortalite rakamları arasında net bir ilişki bulunmamıştır (1,2). Hava yollarındaki inflamasyon nedenini ile tekrarlayan ataklar halinde hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkıntı hissi ve özellikle geceleri olan öksürük yakınmaları vardır. Bu yakınmalara, tedavi ile veya kendiliğinden gerileyen hava yolu obstrüksiyonu eşlik eder. Yetişkinde astım, gerek morbidite gerekse toplumda oluşturduğu sağlık harcamaları bakımından ülkelerin sağlık politikalarını yakından ilgilendiren bir konu olmasına rağmen, diğer hastalıklar ile birlikteliği ve bunun sonuçlarına ilişkin çok az sayıda araştırma mevcuttur, bunlardan sağlanan bilgiler de sınırlıdır. Ayrıca astım ile ilgili klinik çalışmalarda komorbid durumu olan olgular genellikle çalışmadan hariç tutulduğundan, astımlı hastalarda komorbiditelerin sıklığı, yaşam kalitesine ve tedavi adheransına etkisine ilişkin bilgi elde etmek zordur (2). ASTIM TANISI Anamnez: Astım tanısında anamnez çok önemlidir. Anamnezde zaman içinde sıklığı cve ağırlığı değişen nefes darlığı, vizing, öksürük ve göğüste baskı hissi gibi semptomların varlığı ile tanı konabilir. Astımlı hastalarda genellikle bu semptomlardan 3 birkaçı mevcuttur. Semptomların şiddeti zamanla değişir. Gece sabaha karşı artabilir, mevsimsel değişkenlik gösterebilir. Semptomları tetikleyen egzersiz, viral enfeksiyonlar, allerjenler ya da soğuk hava gibi tetikleyen etkenler vardır (2). Fizik muayene: Hasta semptomatik değilse fizik inceleme bulgusu yoktur. Solunum sistemi muayenesinin normal olması tanıyı ekarte ettirmez (2). Solunum fonksiyon testleri hava yolu darlığının derecesinin, reverzibilitesinin ve değişkenliğinin saptanmasına yardımcı olur. Solunum fonksiyon testlerinin normal olması astım tanısını dışlamaz. Solunum fonksiyonları normal ama astım ile uyumlu semptomu olan bireylerde hava yolu duyarlılığının provokasyon testleri ile ölçülmesi tanıyı doğrulamaya yardımcı olabilir. Solunum Fonksiyon Testinde Astım Tanı Kriterleri (1) (testler sabah, şikayetler varken ve bronkodilatör yeterli süre önce kesildikten sonra yapılmalıdır): En az bir kere tanı koyarken FVC normal olsa da FEV1 düşük veya FEV1/FVC < 75-80% olması Değişken akciğer fonksiyonunun sağlıklı insanlara göre daha fazla olduğunun belgelenmesi -bronkodilatör verdikten sonra FEV1 12% ve 200 mL 'den fazla artış -ortalam günlük PEF varyasyonunun 10%'dan fazla olması -anti inflamatuvar ilaçlari 4 hafta verdikten sonra FEV1 12% ve 200 mL'den fazla artış olması Ağır alevlenmeler ve viral enfeksiyon geçtikten sonra tedavi ile düzelme saptanması Bronş provokasyon testleri basit testleri negatif olgularda tanıyı doğrulamada yadımcı olabilir Allerjinin değerlendirilmesi: bireysel olarak astım semptomlarına neden olan risk faktörlerini ayırt edilmesine yardımcı olabilir. Anamnez ile prik deri testleri uyumlu ise anlamlı kabul edilir (2). 4 Daha önceki raporlarda geleneksel, astımın şiddetine göre yapılan (hafif intermittan, hafif persistan, orta persistan ve ağır persistan astım şeklindeki ) sınıflama, önceleri ilk başvuran hasta için kullanılırken yeni rehberde kullandığı tedavi sonrasında stabilite sağlanan duruma göre verilmektedir (1) Astım ağırlığı zaman içinde değişebilir ve ağırlık dışında tedaviye verilen yanıt önemlidir. ASTIM TEDAVİSİ Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar kontrol edici ve rahatlatıcı (semptom giderici) ilaçlar olarak ikiye ayrılır (1,2). Kontrol edici ilaçlar, çoğu zaman antiinflamatuvar etkileri sayesinde astımın kontrol altında tutulmasını sağlayan, her gün ve uzun süre kullanılan ilaçlardır. Rahatlatıcı ilaçlar ise hızlı etki ederek bronkokonstriksiyonu geri döndüren, semptomları gideren ve gerektiğinde kullanılan ilaçlardır. Astım tedavisinde amaç hastanın kontrolde olması yani yakınmasız kalması ve atak geçirmemesidir. Bu durumun sağlandığının veya sağlanamadıysa nedenlerinin tespiti özellikle tedavinin doğru düzenlenmesi için gereklidir Tedavi Almış Hastada Prensipler (1): 1. Astım kontrolü değerlendirilir -4 haftalık semptomlarının kontrol sonucu değerlendirilir -Kötü kontrol yaratabilecek risk faktörleri ve SFT değerlendirilir 2. Tedavi adheransı ve yan etkiye bakılır -İnhaler teknik ve tedavi uyumuna bakılır -Yan etkiler sorulur -Hastanın elinde yazılı tedavi planı var mı bakılır -Hastanın hastalığına karşı tavrı nedir irdelenir 3. Komorbiditeleri değerlendir ve tedavi edilmemişse edilmesi sağlanır 5 Astım Tedavisi Başlamadan Önce Önemli Noktalar (1) : -Astım tanısından emin olmak -Astım semptomları, atak risk faktörleri ve SFT sorgulamak -Tedavi seçeneklerini gözden geçirmek -İnhaleri doğru kullanacağından emin olmak -Kontrol randevu tarihini belirlemek Tablo 1: İlk Tedavi Başlama Şeması (1) Geliş Semptomları Başlangıç kontrol edici tedavisi Ayda 2den az gündüz semptomu veya SABA Kontrol edici gerekmez Son ayda gece uyandırma olmaması Atak riski bulunmaması ve son yılda hiç yoksa Sık olmayan yakınmalar Düşük doz IKS Atak için bir veya fazla risk faktörü; düşük SFT veya oral steroidli atak Ayda 2 ile haftada 2 arası semptom veya LH Düşük Doz İKS SABA ihtiyacı veya bir veya daha fazla astımla uyanma Haftada 2den fazla semptom veya SABA Düşük doz IKS ihtiyacı Alternatifler; LTRa, Teofilin Çoğu günler semptomlar Orta-Yüksek doz IKS veya Haftada 1den fazla uyanma Düşük doz IKS/LABA Özellikle risk faktörleri olasılığı Kontrolsüz astım veya atakta başvuru Kısa oral steroidli kür ve kontrol tedavisi; yüksek doz IKS veya orta doz IKS/LABA İnisyal Kontrol Edici Başlama Kriterleri (1): Sürekli düşük doz IKS tedavisi başlanması: Astım semptomları ayda ikiden fazlaysa Astıma bağlı uyanmalar ayda birden fazlaysa Herhangi bir astım semptomuna ilave risk faktörü söz konusu ise 6 Daha yüksek basamak tedavi düşünülmesi: Çoğu günde astım yakınmaları Astıma bağlı uyanmalar haftada birden fazlaysa, Atak için risk faktörü varsa Atak ile gelmişse: Kısa dönem oral steroid verilir ve düzenli kontrol edici başlanır TAKİP: ASTIMDA KONTROL DEĞERLENDİRMESİ Bu kavramla bahsedilen, hastalığın belirtilerinin kontrol altına alınmasıdır. İdeal olan, bu terimin ayrıca inflamasyonu gösteren laboratuar göstergelerine ve fizyopatolojik özelliklerine de uygulanabilmesidir. Bunun için uygulanabilecek invazif ve noninvazif testler ve yöntemler mevcuttur. Ekspirasyon havasında nitrik oksit ölçümleri, indükte balgamda inflamasyon belirteçleri, solunum fonksiyon testleri, bronş aşırı duyarlılık testleri ve astım kontrol anketleri ve testleri bu kapsamda sayılabilir. Astımda klinik kontrolü değerlendirmek için onaylanmış ölçümler, hedefleri sürekli değişkenler olarak puanlamakta ve farklı astım kontrol düzeylerini ayırt etmeye yarayan sayısal değerler sağlamaktadır. Astım kontrolünü belirlemede kullanılan çok sayıda test mevcuttur. Uluslararası klavuzlar astım kontrolünü günlük semptom skoru, gece uyanmaları, bronkodilatör gereksinimi, alevlenmeler, aktivite kısıtlanması ve akciğer fonksiyonları gibi parametreleri içeren tedavi hedeflerine göre tanımlarlar. Tablo 2’de güncel kontrol durumunu gösteren bu testlerden 2014 Küresel Astım Tanı ve Tedavi Rehberinde bulunan verilmiştir (1). Diğer Kontrol Değerlendirmeleri ise aşağıda özetlenmiştir (1): o Tanıda ve takipte risk faktörleri değerlendirilip tedavi edilmelidir . o Tedavi başında, 3-6 ay sonrasında SFT yapmalı sonra her kontrolde yapılabilir . o Hastanın gelecek risklerinin değerlendirilmesi yapılmalıdır (Tablo 3); Ataklar Fiks hava yolu obstrüksiyonu İlaçlara bağlı sistemik ve lokal yan etki 7 Tablo 2: Astım güncel kontrol değerlendirmesi (1) Semptom Kontrolü Semptom kontrol derecesi Son 4 haftada olan semptomlar Kontrolde Kısmi kontrolde Hiçbiri evet olmamalı 1-2 si evet ise 3-4’ü evet ise Gündüz semptomu Haftada >2 Evet □ Hayır □ Gece astımla uyanma Evet □ Hayır □ Kurtarıcı ihtiyacı Haftada >2 Evet □ Hayır □ Astıma bağlı aktivitede kısıtlanma Evet □ Hayır □ Kontrolsüz Tablo 3: Hastanın gelecek risklerinin değerlendirilmesi (1) Atak Risk Faktörleri: • • • • • • • Astıma bağlı intübasyon Kontrolsüz astım semptomları Son 12 ayda birden fazla atak Düşük FEV1 (tedavi sonrası kendi en iyi değerine göre) Kötü inhaler teknik veya düşük tedavi adheransı Sigara kullanımı Obesite, hamileleik, kan eozinofilisi Fiks Havayolu Risk Faktörleri: • İKS tedavisi olmaması, sigara, mesleki maruziyet, mukus hipersekresyonu, eozinofili İlaç Yan Etkisi Risk Faktörleri: • Sık oral steroid, Yüksek doz IKS, P450 inhibitörleri Hastanın güncel kontrol durumu, solunum fonksiyon testleri ve atak risk faktörleri değerlendirilerek kontrole ulaşılamamışsa bir basamak üstten tedavi verilir. Kontrol sağlandıktan ve risk faktörleri giderildikten sonra bulunulan basamakta 8 minimum 3 ay tedavi sürdürülüp bir alt basamağa geçmek denenir. Buna göre tedavi basamakları Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4: Kontrole Göre Tedavi Basamakları (1) TERCİH EDİLEN KONTROL EDİCİ STEP 1 Diğer kontrol ediciler Düşük doz ICS STEP 2 STEP 3 STEP 4 STEP 5 Düşük doz ICS Düşük doz ICS/LABA Orta, yüksek doz ICS/LABA Anti IgE benzeri ek tedaviler LTRa, Orta doz ICS, düşük doz ICS+LTRa, Düşük doz OCS veya yüksek doz ICS+LTRa ve, veya düşünülebilir teofilin veya ICS+ teofilin Kurtarıcı Lüzum halinde SABA + teofilin Lüzum halinde SABA veya düşük doz ICS/formoterol Medikal tedavi yanında non farmakolojik tedaviler de gereklidir. Bunlar aşağıda verilmiştir. Non-Farmakolojik Tedaviler (1) Sigara dumanına vb. maruziyetin yok edilmesi Fiziksel aktivite artırılması Mesleki maruziyet varsa kaldırılması Astımı kötüleştiren ilaçların yok edilmesi Nefes alma teknikleri Allerjenden sakınma Astımın İzlemi (Takibi) Aşağıdaki Esaslarda Yapılır: 1-3 ay ilk tedaviden sonra, devamında 3-12 ayda bir Hamilelikte, her 4-6 haftada bir Atakda bir hafta sonra 9 ASTIM VE KOMORBİDİTİLER Rinit, sinüzit, nazalpolip Üst solunum yolunu etkileyen rinit, sinüzit, polip gibi patolojiler sıklıkla astıma eşlik ederler. Astımın kontrol altına alınabilmesi için üst solunum yollarına ait semptomların tedavi edilmesi önerilmektedir. Allerjik Rinit (AR) : allerjen maruziyeti sonrasında , nazal mukozanın IgE aracılı inflamasyonu sonucu gelişen bir klinik durumdur. Burun akıntısı, tıkanıklık, kaşıntı başlıca semptomlardır ve aynen astım gibi tedaviyle veya spontan geri dönüşüm gösterir. Astım olgularının %75’inde allerjik rinit, allerjik rinit olgularının da %1040’ında astım varlığı veya gelişimi bilinmektedir. Alt ve üst havayolları yatay ve dikey bir etkileşim içindedir. Her iki hastalık birbirine paralel seyir gösterir. Rinit astım gelişimine öncülük ettiği gibi ve astımlılarda rinit varlığı astımın şiddeti için önemli bir risk faktörüdür (12-13). AR ve astım için risk faktörleri ortaktır. Ev tozu, ev hayvanları, polenler gibi iç ve dış ortam allerjenleri, mesleki etkilenimler, aspirin gibi non-spesifik faktörler hem burnu hem de bronşları etkilemektedir. Bu nedenle astım ve AR birlikteliğini tek hava yolu hastalığı olarak düşünmek , birlikte olmaları durumunda birinin diğerinin seyrini olumsuz etkilediği bilmek ve tedaviyi bu şekilde düzenlemek gerekir (12-13). Sinüzit: üst solunum yolu infeksiyonları, allerjik rinit, nazal polip sonucu ortaya çıkan nazal obstrüksiyonun bir komplikasyonudur. Astımlı olgulara sinüzit de sıklıkla eşlik etmektedir (14). Astım şiddeti arttıkça sinüzitin klinik tabloya etkisi ve radyolojik bulgu verme oranı artar. Türkiye’den bildirilen bir çalışmada birliktelik için %46,4 gibi bir oran verilmektedir (15). Hem akut hem kronik sinüzit astım kontrolünü bozabilir. Nazal polip: Astımlı hastalarda görülen nazal polipler sıklıkla ASA duyarlılığı ile birliktedir (16-17). Aspirin duyarlılığı olan hastaların %36-96’sında polip bulunur ve nazal polpi olan hastaların %29-70’inde astım bulunabilir. Nazal polipli çocuklar kistik fibrozis ve immotil silia sendromu açısından değerlendirilmelidir. Nazal polipler topikal kortikosteroidlere oldukça iyi yanıt verir, yanıt vermeyen sınırlı sayıdaki hasta cerrahiden yarar görebilir (14). 10 Gastroözofageal reflü (GÖR) Hışıltılı solunumu ve öksürüğü provoke edebilir ve astımlı hastalarda semptomları artırabilir. Toplum geneliyle karşılaştırıldığında astım hastalarında GÖR üç kat daha sık görülmektedir (18-19). Bu hastaların bazılarında hiatus hernisi de bulunmaktadır, ayrıca teofilin ve b2agonist kullanımı, alt özofagial sfinkteri gevşeterek semptom görülme olasılığını artırabilir. Astımı kontrol altına alınamayan ve özellikle noktürnal semptomları olan hastalarda tipik reflü yakınmaları olmasa da reflü düşünülmelidir. Kesin tanı özefagial pH ve akciğer fonksiyonu eş zamanlı izlenerek konur (20-21). Reflü yakınması olan ve özellikle noktürnal astımı olan hastalara medikal tedavi verilmelidir. Diyet, kilo verme ve yatak başının yükseltilmesi gibi yaşam stiline yönelik öneriler ile birlikte, az miktarda sık aralıklarla yemek yenmesi, yemekler arasında ve özellikle yatmadan en az 3 saat önce katı ve sıvı gıda alınımının kesilmesi ve özellikle yağlı yiyeceklerden, alkol, kafein, teofilin ve betamimetik kullanımından kaçınması söylenmelidir. Başlangıç tedavisi mutlaka proton pompa inhibitörleri (PPI) veya H2 reseptör antagonistlerini içermelidir. Orta ve şiddetli vakalarda ve reflü epizotları ile astım semptomları eş zamanlı olanlarda PPI tedavisi ile astım kontrolü daha iyi sağlanmaktadır (22). Hastalarda medikal tedavi ile solunum fonksiyonlarında düzelme olmadığı bildirilse de, PPI’nin astım ataklarını ve noktürnal astım semptomlarını azalttığı, yaşam kalitesini artırdığı gösterilmiştir (23-24-25). Asemptomatik gastroözofageal reflüsü olan hastalarda PPI kullanmaları astım semptomlarında ve kontrolünde ek bir katkısı bulunmamaktadır (26-27). Uyku apnesi: OSAS noktürnal astım patogenezinde rol oynamaktadır. OSAS ve Astım birlikteliği olan olgularda, uyku apnesinin astım ataklarını provake edebileceği bilinmektedir.İlginç olarak bu birlikteliğin olmadığı hastalarda da bronşhiperreaktivite olabileceği ve CPAP tedavisi ile azaldığı ileri sürülmektedir (28). 11 Depresyon ve Anksiyete: Çalışmalarda astım ve depresyon, anksiyete gibi psikolojik sorunlar arasında önemli bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. bronşial astım hastalarında cinsiyet farkı olmaksızın depresyon ve anksiyetenin arttığını göstermektedir. Astım hastalarının tedavisinin yürütülmesinde psikiyatrik değerlendirme yapılarak gerekirse psikiyatrik destek verilmesinin yararlı olabileceği gösterilmiştir (29). Obezite: Astım ve obezite arasındaki belirlenememiştir. Ancak, mekanik ilişkinin faktörler, ana mekanizması enerji-düzenleyici tam olarak hormonlardaki değişiklikler, obeziteye bağlı oluşan sistemik inflamasyon, obezite ile birlikte görülen hastalıkların incelenmesi ve genetik ilişki bu birlikteliğin aydınlatılmasına yardımcı olmaktadır. Çalışmalarda astımın obezite nedeni olmadığını, hatta şişmanlık ve obezitenin astıma öncülük ettiği ya da astımı kötüleştirdiği rapor edilmiştir. Astımlı obeslerin, obes olmayanlarla aynı fiziksel aktiviteyi yapabilmelerine karşın fiziksel aktivitelerinde daha çok kısıtlanma hissettikleri, yine solunum fonksiyon testlerinin diğer grupla farklılık göstermediği halde astım şiddet skorlamalarının ve ilaç kullanımının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak obezite astım semptomlarını kötüleştirmektedir. (30) ADHERANS VE ASTIM Tanımlar: Komplians: Hastanın doktorun emirlerini takip etmesidir (11). Tedavi stratejisinde bir rolü yoktur. Adherans: Verilen tedaviye, rejime bağlılıktır (11). Tedaviyi kontrol faktörüdür. Astımlı hasta ile tedavi ekibi üyeleri arasında makul bir müzakere vardır. Tedavi ekibi ile astımlı hasta arasındaki ilişki eşitlik ve saygı kavramına dayanmaktadır. Adheransı etkileyen en önemli etkenlerden biri hastanın motivasyonu, ilacı almaya ve etkilerine olan inancıdır. Doktor / hasta ilişkisi, hasta davranış değişikliğini etkileyen en önemli etkendir. Astım hastalarının tedavilerinde iyi sonuçlar alınmasında temel belirleyici 'Doktor ile ortaklık ilişkisi' dir (11). 12 Adherans statik bir konsept olmaktan çok dinamik bir kavramdır(31). Farklı ilaçlar ve reçete gibi faktörlerden etkilenir. Tedavi süresi doktor ziyaretleri arasındaki sürenin uzunluğu hastanın günlük programı, aile ve benzeri durumlardan etkilenir. Yapılan nitel bir çalışmada, tedavi planlarına hastaların uyumu incelenmiş, farklı bağlılık düzeyleri ve farklı karşılıklı tutumlara bağlı olduğu bulunmuştur (11). Adherans zamanla azalır, akut tedavide (örneğin antibiyotik ile 10 günlük tedavi) verilen ilaç astım gibi uzun dönemde verilen ilaçtan daha etkilidir. Bununla birlikte adherans düzeyi akut tedavilerde de bazen çok düşük olabilir (11). Birçok farklı çalışmada farklı sonuçlar ortaya konmuştur. 10 günlük antibiyotik ile adherans bazı hastalarda %5 gibi düşük olduğu saptanmıştır (32). Bazı hastalarda ise %63 bulunmuştur (32). Bir çalışmada %56 olgu 3.günde penisilini durdurmuştur (32). Diğer bir çalışmada %83’ü 9. Ve 10. gününde ilacı bırakmıştır (32). Neye Adherans: İlaç, özellikle astım tedavisi durumunda adheransın sadece bir yönüdür. Sağlık çalışanları olarak astımlı hastalara bir dizi karmaşık davranışlara olan uyumlarını sorgulayabiliriz : -ilaç uyumu -yazılı bir yönetim planına uyum -takip randevularına katılım -alerjen ve tetikleyenlerden kaçınma statejileri -pik akış izleme -semptomların kaydı -düzenli incelenmesi Non adherans (Uyumsuzluk) Çeşitleri (11): Adheransın dereceleri ve seviyeleri olduğu gibi uyumsuzlukla ilgili birçok tipi de vardır. Araştırmacılar uyumsuzluk konusunda aşağıdaki çeşitleri vermektedir: 13 - Primer: Hasta reçetesini alamadığında veya randevu almakta başarısız olduğunda belirtilen tanımdır. - Sekonder: tedavi reçetelendirildiği gibi alınmadığında söz konusudur. - Kasıtlı: Hasta teşhisi ve tedaviyi reddettiğinde düşünülmelidir. Bu tür bir uyumsuzluk, hasta ile iletişim sağlığını ve inançlarını anlamak için hayati bir önem taşımaktadır. Astım ve ilaçlar hakkındaki düşünceleri çelişkileri tedaviyi reddetmelerine neden olabilir. - Kasıtsız : İlacı bitmiş yada ilacını almaya unutmuş gibidir. Adherans Neden Bir Sorun? Düşük adheransın çeşitleri olduğu gibi, tedaviye uymayan hastalar üzerinde farklı etkili faktörler vardır (33). Adherans için tıbbi tartışmalar hastalar üzerinde sadece bir etkisi olduğunu, kişisel, sosyal ve kültürel yaşam tarzlarının, sağlıklarını yönetme tercihleri ve davranışlarıyla yarıştığını gösterir (33). Her hastanın kendi sağlığı ile ilgili inançları astım konusunda istekleri hedefleri günlük rutinleri ve adherans kapasitesi farklıdır (33) Bir hastanın adheransını etkileyen kompleks faktörler çeversel faktörlerle ve astım şiddetinin düzeyi ile zamanla değişebilir (11). En temel düzeyde, zayıf iletişim becerileri hastaların yapması gerekenleri anlamamasına yol açarak adheransına etki edebilir. Tavsiye edilen reçete veya ilaç dağıtım veya astım ile ilgili eğitim sunarken hastanın dil ve okuma yazma becerileri, kültürel arka plan ve yaş faktörlerinin tümünün akılda tutulması gerekir (11). Hastalar tipik olarak sadece gerçekten inandıkları önerileri takip eder ve uygularlar. Bazen hastalar gerekli becerileri geliştirmek için pratik yardıma ihtiyaç duyarlar (ilaçlarını almayı hatırlatmak için ya da tetikleyici faktörleri önlemek gibi). Daha karmaşık bir tedavi rejiminde hastanın hata yapması ve adheransını azaltır (11). Hastanın yaşı, günlük programı ve diğer tedaviler için aldığı ilaçların sayısı gibi faktörler tedavi planlamasını ve adheransı zorlaştırır (11). 14 Belki de astım hastalarının kendi sağlıklarına olan tutumu daha iyi iletişim elde etmede daha güvenilir bilgi sağlamada en önemli faktördür. Düşük adheransın sonuçları bazı hastalar tarafıdan negatif olarak görülmeyebilir. Uzun bir süre için şiddetli astım semptomları yaşayan hasta durumunu sağlıklı gibi hissediyor, bulunduğu sağlık durumu kabul ediyor, sağlık profesyonellerine çok daha az görünüyor olabilir. Hekimlerin, eczacıların, eğitimcilerin ve hemşirelerinin hasta uyumunu ve astım yönetimi iyileştirmede hayati rolleri ve sorumlulukları vardır. Ne Kadar Adherans Yeterlidir? Tüm ilaçların etkisi sonucu ortaya çıkan yanıt adheransa dayanmayabilir. Bazı rejimler diğerlerinden daha esnektir. Zayıf bağlılık istenen önleyici veya tedavi edici sonuç elde edilmesi muhtemel olandan aşağıda bir noktaya ulaştığında klinik sonuçları etkilemeye başlar (34). Adheransın evrensel geçerli olduğu ölçülebilir düzeyi yoktur, Her durum kendi klinigine göre değerlendirilmelidir (ilaç tipi, hastanın yaşam tarzı, hedefleri ve kapasiteleri, reçeteleri). Hastanın zayıf adheransının etkileri nelerdir, hastayı bizden veya diğer sağlık profesyonellerinden yardım almaya, hastanın davranışını değiştirmeye yöneltecek kadar ciddi midir şeklindeki asgari seviyeler ya da temel gereksinimler hasta ile istişare içinde ele alınmalıdır. Hasta ve durumun daha iyi anlaşılması %100 adheransa ulaştıramaz ama hayat kalitesi ve sağlık sonuçlarının kalitesi ile birlikte uyumunu artıracaktır (11). Adheransın Faydaları: Sağlık personelleri ve hastalar adheransı arttırmak için beraber çalışabilir. Bu toplumun tüm sosyal gruplarında etkili bir yöntemdir. Hastaların astım yönetim planları ve tedavi rejimlerine bağlılıklarını artırmak için olanağı vardır. Sağlık profesyonelleri önleyici stratejilerin kullanılmasının, iyileştirilmiş sağlık sonuçlarına yol açtığını biliyor. Hastanın bakış açısından, uygun adherans hayatının bir ölçüde daha kaliteli olacağı, anlamına gelebilir. Sağlık profesyonelleri için zorluk, öngörülen tedaviye uyumunun artırılması ve potansiyel faydalarını ulaştırmaktır. Astım bakım ekibi, bireyler ve toplum için astım maliyetini azaltarak, ciddi bir fark yaratarak başarılı bir terapötik ittifaka katılmaktan memnuniyet duyacaktır (35). 15 Toplum, daha tam katılımcı üye almakla adheranstan yararlanacaktır. Astımın daha iyi yönetimi ile yetişkin için iş günü kaybı, çocuklar için okul devamsızlığı azalacaktır. Ayrıca her yıl acil servise başvuruları ve hastane masrafları ciddi ölçüde azalacaktır(11). Adheransı Etkileyen Faktörler (11) -Tedavinin kompleksliği: 1) Ne kadar ilaç yazılırsa o kadar hasta az alır. Örneğin günde 2 defa alınan inhaler tedavide %70 olan adherans 4 defada %18 e düşmektedir (36). 2)Tedavinin sıklığı adheransı azaltır. 3)Daha fazla sosyal hayatı olan hastalar da adherans daha düşük görülmüştür 4) İlaç Kullanım Şekilleri: yapılan bir çalışmada inhaler cihazi önemli bulunmuş, DPI kullanımında adherans oranları MDI'dekiden daha yüksek bulunmuş (37). -İlaca karşı olan tutum (38): Sosyolojik literatürlerde gösterilen ilaca karşı tutumlar: 1) Zamanla ilaca bağışıklık kazanma 2)Üretilen ilaçların doğal olmaması 3) İlaç karşıtı tutum -Psikolojik Faktörler Psikososyal faktörlerin adherans üzerinde özellikle önemli etkileri vardır (39, 40, 41) ve astım ölümleri için bir risk faktörüdür. Psikolojik faktörler arasında psikiyatrik hastalık, ilaç bağımlılığı, zihinsel engelli, astım şiddeti ya da sosyal izolasyon reddi olabilir. Psikososyal faktörler astım ölümlerinin % 86 ve ölümcül astım vakalarının % 88 'de astım atağına etkide bulunmuştur(38). Diyabet litaratürlerinde adherans üzerinde psikososyal faktörlerin önemini desteklenmektedir. Ergenlik döneminde destekleyici bir aile sahibi olan hastalarda daha daha iyi öz-yönetimi olduğu kanıtlanmıştır . 16 -Sosyo Kültürel Faktörler Ailesi ve çevresiyle daha iyi ilişkiler içinde olanlar tedavi programlarına daha fazla uyum sağlayabilirler (42). -Hasta/Doktor İlişkisi Doktorların açık uçlu sorular sorup, sempati ve sıcaklık gösteren ve sözel ipuçları gibi stratejiler kullanıldığında, daha iyi adherans sonuçları alındığı gözlenmiştir (11). -Yazılan önerilerin okunabirliği Yazılan talimat veya verilen broşürün birçok hasta için anlaşılması zor olabilir. Ancak bu nokta adherans için çok da önemlidir. Hastanın eğitim ve kültür seviyesi, okuryazarlığı becerileri önemlidir. Astım hastaları çoğu zaman ilaçları semptomlar olduğu zaman kullanır, çünkü tedavi almak ve şikayetleri azalmak arasında direkt ilişki mevcuttur. Ayni sebepten kurtarcı ilacin adheransı koruyucu ilaclardan daha büyüktür (43). -Hastanın sağlık inançları Çalışmalarda doktor ve hastanın hastalık ve tedavi hakkında düşünceleri ve inançlari arasında önemli bir fark vardır. Hastanın inancını bilmek ve onunla tedavinin bir parçası olarak çalışmak daha iyi sonuç verebilir (44). Adheransın Arttırılıması Doktor hasta ilişkisinin güçlendirilmesi adheransın arttırılmasında önemlidir. Tedavinin aşağıdaki nitelikleri taşıması adheransı arttırır (45). 1)basit tedavi 2)efektif klinik tedavi 3)uyum 4)uygun fiyatlı tedavi 17 Adheransın geliştirilmesi: • Hastayı tanıyıp astım tedavisini düzenleyerek ve kısa motivasyonel görüşme yapılarak (46) • Tedavi basitleştirilerek(47) •Hasta ile bir ortaklık yaklaşımın' benimsenmesi ve İlgili tüm sağlık profesyonellerinin ekip halinde olması ile sağlanabilir. KİŞİSEL ÖZELLİKLER VE EYNSECK KİŞİLİK ANKETİ Eysenck, kişiliği biyolojik yaklaşımın etkisinde incelemiştir (48). Eysenck davranışçı ve sosyal öğrenme kuramından etkilenmiş, kişilik oluşumunun 3 te 2 sinin kalıtımdan kaynaklandığını belirtmiştir. Bireysel farklılıkların biyolojiden kaynaklandığını da belirtmiştir (48). Kişilik oluşurken şu basamakların olacağı ifade edilmektedir (48): Belirli bir tepki düzeyi, çeşitli uyarılara biyolojik ve kalıtımsal özellikleri taşıyan düzeydir. Bu kişiliğin en alt düzeyidir ve çok özel tepkileri içerir. Alışma düzeyi; bireyin bulunduğu ortamlardan elde ettiği, alışkanlıklara dayalı özelliklerle ilgilidir. Süper ayırıcı özellik düzeyi, eğilimlerle ilgili düzeydir ve kişinin birçok alışılmış davranışları arasından eğilimler kazanma evresidir. Kişilik kalıpları bu evrede ortaya çıkar. Süreklilik (persistance), değişmezlik (rigidite), bireysel dengesizlik, doğruluk ve değişkenlik, heyecanlılık özellikleri ortaya çıkar. Kişiliğin dördüncü ve son evresi tip oluşturma safhasıdır. Bu evrede baskın özelliklere göre belirgin tipler ortaya çıkar. Yani sosyal insanlar aynı zamanda atılgan, aktif, canlı özellikler taşır. Bu özellikleri dışa dönük süper ayırıcı özellik altında toplayabiliriz. Eysenck de diğer ayırıcı özellik yaklaşımını savunanlar gibi kişilik özelliklerini faktör analizi yöntemiyle gruplamış ve bunun sonunda 3 tip kişilik özelliğini 18 çıkartmıştır. Bu kişilik boyutları; “İçedönük-dışa dönük”, “nörotik”, “psikotik” şeklindedir. İçe dönük - dışa dönüklük; İçe dönük olanlar, sessiz, çevreye karşı kapalıdır. İnsanlardan kaçar, kendi başına kalmak isterler. Okumak, yazmak, resim, müzik gibi uğraşılardan hoşlanırlar. Bireylerle ilişki kurmazlar. Zor arkadaş edinirler. Günlük yaşantıları ciddiye alırlar. Kurdukları toplumsal ilişkileri sınırlı ve dengeli olarak sürdürürler. Yaşama bakış açıları karamsardır. Dışa dönük olanlar, insancıl ve cana yakındırlar. Bireylerle birlikte bulunmaktan hoşlanırlar. Kolay ilişki kurar, çabuk arkadaş edinirler. Kendi başlarına kalmaktan, okumak ve çalışmaktan hoşlanmazlar. Heyecan veren olaylardan hoşlanırlar. Neşeli, hareketlidir. Çok konuşur, şakadan hoşlanırlar. Genellikle tasasız iyimserdirler. Gülmeyi, eğlenmeyi severler. Saldırgan davranışları fazladır. Çok güvenilir değillerdir. Nörotik –nörotik olmayan; Nörotik tip; aşırı ve değişken duygular, kaygı, tedirginlik, duyarlılık, alınganlık ve çabuk tepki özellikleri bulundurur. Normal (nörotik olmayan) tipte, dengeli ve düzenli duygular güven duygusu, düşünceli hareket gibi nitelikler yer alır. Psikotik, bu boyutu Eysenck kişilik tiplerine sonradan eklemiştir. Bu bireylerin özellikleri ise bencillik, saldırganlık, mesafelilik, soğuk, anlayışsız, başkalarıyla ilgilenmeyen genel olarak başkalarını haklarına ve iyiliğine kayıtsız olarak tanımlanır. Sonuç olarak Eysenck kişiliğin oluşumunu biyolojik etkilere bağlamış, kişiliği ise 3 boyut (içe dönük-dışa dönük, nörotik, psikotik) altında incelemiştir (48). Eysenck Kişilik Anketi (tablo 7) ve aynı anketin kısa formunu (48 madde) gözden geçirerek EPQR-A’yı oluşturmuştur(49,50). Anket, 24 madde olup, kişiliği 3 ana başlıkta değerlendirmektedir: dışadönüklük, nörötizm, psikotizm. Ayrıca yalan söyleme alt ölçeği ile anketin uygulanması esnasındaki yanlılığı engellemek ve geçerliliği ile ilgili kontrol amaçlanmaktadır. Her bir faktörün 6 madde ile değerlendirildiği bu ankette katılımcıdan 24 soruya Evet (1) veya Hayır (0) formatıyla cevap vermeleri istenir. Her bir kişilik özelliği için alınabilecek puan 0 ile 6 arasında değişmektedir (49,50). 19 3. YÖNTEM VE GEREÇLER 15 Mayıs - 15 Kasım 2014 tarihleri arasında 09.05.2014 tarihinde 83045809/604/02-12338 sayılı İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Etik Kurulu onayı ile İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniğine kontrole gelip katılmayı kabul eden 104 astımlı hastada gerçekleştirildi. Ancak anketlerdeki cevapların hepsine yanıt vermeyen olguların ekarte edilmesi nedeni ile 82 olgu çalışmaya dahil edilip bunların verileri değerlendirildi. Olgular: 82 olgunun 56’sı (%68.3) kadın, 26’sı (%31.7) erkekti. Yaş ortalamaları 46.34 olup 17-78 arasında değişmekteydi. Çalışmaya Alınma Kriterleri: Tedavi altında GINA 2014 kriterlerine göre persitan astım tanısı konmuş En az bir aydır astım tedavisi kullanmakta olan 17 yaş ve üstü erişkin olgular Çalışmadan Dışlanma Kriterleri: Hamilelik Bilinir bir psikotik durum Atak halinde bulunan veya son bir ay içinde atak geçirmiş olgular Solunum Fonksiyon Testleri: Hastaların spirometrik testleri, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı solunum laboratuarında (ZAN 100 Flow Handy II Germany) spirometre cihazı ile yapılmıştır. Zorlu spirometrik trase, hastalar dinlendirildikten sonra oturur pozisyonda, burun kapalı vaziyette birey spirometre cihazına sakin solunum yaparken, hızlı ve zorlu inspirasyonu takiben yine hızlı ve zorlu ekspirasyon sonrası, tekrar hızlı ve zorlu inspirasyonu yaptırılarak elde edildi. Eğri en az üç kere çizdirilip, elde edilen üç trase 20 içerisinden en iyi FVC, FEVı ve FEV1/FVC değerlerinin alındığı traselerden değerler alınarak, verilmiştir. Astım Kontrol Testi (AKT) (Tablo 5) AKT gündüz ve gece astım belirtileri, kurtarıcı ilaç kullanımı ve astım nedeniyle günlük aktivitelerde etkilenme düzeyini sorgulayan beş başlıktan oluşan bir ankettir, çalışmada Türkçe validasyonu yapılmış formu uygulanmıştır. AKT skorlaması yapılırken 25-20 puan “kontrolde” ve 20 puandan düşük “kontrolsüz” olarak kabul edilmiştir (51). Tablo 5: Astım Kontrol Testi Skorlaması MARS (İlaç Bağlılık Bildirim Ölçeği): İlaç Aderans Bağlılık Bildirim Ölçeği (MARS) hastaların ilaç yönelik tutum ve davranışlarını değerlendirmek için yapılır. Toplam 5 sorudan oluşan bu kısa ankette; kasıtsız olarak tedaviye bağlı olmama (“İlacı almayı unuttum”, soru 1) ve kasıtlı olarak tedaviye bağlı olmama (“İlaç dozunu değiştiririm”, soru 2; “Bir süreliğine ilaçları almayı keserim”, soru 3; “Bir doz atlamaya karar veririm”, soru 4; “Tavsiye edilenden daha az alırım”, soru 5) şeklinde oluşturulur. 21 Her soru; 1= “çok sıklıkla” ile 5=“hiçbir zaman” arasında değişen; 5 puanlık Likert-tipi ölçek kullanılarak cevaplandırılır (toplam puan 5 ila 25 arasında değişmekte). Düşük skorlar düşük bağlılık anlamına gelmektedir. MARS için literatürde bildirilen ayırıcı değer (cut-off) değer ≤20’dir (52). 25-21 arası adheransın sağlandığını gösterirken, 20 ve altı değerler adheransın yeterli olmadığını yansıtır. Tablo 6: MARS (Medical Adherence Report Scale) Size uygun olana çarpı koyunuz 1. İlaçları almayı unuttum (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5 Hiçbir zaman (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman 2. İlaç dozunu değiştiririm (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 3. Bir süreliğine ilaçları almayı keserim (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 4. Bir doz atlamaya karar veririm (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 5. Tavsiye edilenden daha az alırım (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla (3) Bazen EPQR-A (Eysenck Kişilik Anketi-Gözden Geçirilmiş Kısaltılmış Formu) Eysenck Kişilik Anketi (tablo 7) ve aynı anketin kısa formunu (48 madde) gözden geçirilerek EPQR-A oluşturulmuştur (49, 50). Anket, 24 madde olup, kişiliği 3 ana temada değerlendirmektedir: dışadönüklük, nörötizm, psikotizm. Ayrıca yalan söyleme alt ölçeği ile anketin uygulanması esnasındaki yanlılığı engellemek ve geçerliliği ile ilgili kontrol amaçlanmaktadır. Her bir faktörün 6 madde ile değerlendirildiği bu ankette katılımcıdan 24 soruya Evet (1) veya Hayır (0) formatıyla cevap vermeleri istenir. Her bir kişilik özelliği için alınabilecek puan 0 ile 6 arasında değişmektedir (49, 50). Anket, 24 madde olup kişiliği 22 üç ana faktörde değerlendirmektedir (Tablo 7): Dışa dönüklük, nörotizm, psikotizm. Testin Türkçe validasyonu Karanci AN ve ark. tarafından yapılmıştır (50) Tablo 7: EPQR-A (Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated) EKA-GGT Anketi 1. Evet Hayır . Duygu durumunuz sıklıkla mutlulukla mutsuzluk arasında değişir mi? 2. Konuşkan bir kişi misiniz? 3. Borçlu olmak sizi endişelendirir mi? 4. Oldukça canlı bir kişi misiniz? 5. Hiç sizin payınıza düşenden fazlasını alarak açgözlülük yaptığınız oldu mu? 6. Garip ya da tehlikeli etkileri olabilecek ilaçları kullanır mısınız? 7. Aslında kendi hatanız olduğunu bildiğiniz birşeyi yapmakla hiç başka birini suçladınız mı? 8. Kurallara uymak yerine kendi bildiğiniz yolda gitmeyi mi tercih edersiniz? 9. Sıklıkla kendinizi her şeyden bıkmış hisseder misiniz? 10. Hiç başkasına ait olan bir şeyi (toplu iğne veya düğme bile olsa) aldınız mı? 11. Kendinizi sinirli bir kişi olarak tanımlar mısınız? 12. Evliliğin modası geçmiş ve kaldırılması gereken bir şey olduğunu düşünüyor musunuz? 13. Oldukça sıkıcı bir partiye kolaylıkla canlılık getirebilir misiniz? 14. Kaygılı bir kişi misiniz? 15. Sosyal ortamlarda geri planda kalma eğiliminiz var mıdır? 16. Yaptığınız bir işte hatalar olduğunu bilmeniz sizi endişelendirir mi? 17. Herhangi bir oyunda hiç hile yaptınız mı? 18. Sinirlerinizden şikayetçi misiniz? 19. Hiç başka birini kendi yararınıza kullandınız mı? 20. Başkalarıyla birlikte iken çoğunlukla sessiz misinizdir? 21. Sık sık kendinizi yalnız hisseder misiniz? 22. Toplum kurallarına uymak, kendi bildiğinizi yapmaktan daha mı iyidir? 23. Diğer insanlar sizi çok canlı biri olarak düşünürler mi? 24. Başkasına önerdiğiniz şeyleri kendiniz her zaman uygular mısınız? 23 Yöntem: Tüm olgulara aynı hekim tarafından aynı poliklinikte çalışma anlatıldı ve tartışıldı. Bilgilendirilmiş onam formu (ek 1) alındıktan sonra, olgu rapor formuna (ek 2) demografik bilgileri, komorbiditeleri, kullandığı ilaçlar, hastalık süresi kaydedildi; Rinit, sinuzit, konjunktivit, ilaç allerjisi, reflü, hipertansiyon, diabet ve diğer komorbiditeler açısından hastalar sorgulanarak kayıt yapıldı. Hastanın kullandığı tüm ilaçların sayısı ve şekli de kaydedildi. Ardından AKT “astım kontrol testi”, “MARS İndeksi” (Medical Adherence Report Scale), EPQR-A “Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated indeksi’’ kullanılarak sırasıyla astım kontrolü, ilaç adheransi ve hastanın kişilik özellikleri sorgulandı (Ek 3). Tüm bu anketler hastalar tarafından hekim gözetiminde dolduruldu. Ayrıca anketlerin doldurulduğu gün rutin yapılmakta olan solunum fonksiyon testindeki FEV1, FVC, MMFR VE FEV1/FVC değerleri, bir yıl içinde yapılmışsa allerji prik deri testi de kaydedildi. İstatiksel Değerlendirme İstatistiksel değerlendirme için SPSS 17.0 programı kullanıldı. Tüm istatistiksel hesaplamalarda anlamlılık düzeyi olarak p<0.05 kabul edildi. Tüm olguların nicel verilerinin ve anketlerinin bulguları ortalama ve standart sapma olarak verilip, kategorik değişkenlerin karşılaştırması kikare, numerik değişkenlerin karşılaştırmaları MannWhitney U testi ve Kruskal Wallis testi ile AKT ve nicel parametreler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde Pearson korelasyon testi, nitel parametrelerle ilişkide ise Spearman korelasyon testi kullanıldı. 24 4. BULGULAR Çalışma 26 erkek (%31.7 ) ve 56 kadın (%68.3) olmak üzere toplam 82 hastada gerçekleştirildi (Grafik 1) CİNSİYET %68 KADIN %32 ERKEK Grafik 1: Cinsiyet Frekans Tablosu Hastaların yaşı 17-78 arasındaydı, 58’i (%70.7) evli, 24’ü (%29.3) bekar ve 2’si (%2) boşanmıştı (Grafik 2). MEDENİ DURUM %27 EVLİ %71 BEKAR %2 BOŞANMIŞ Grafik 2: Medeni durum Frekans Tablosu 25 Eğitim seviyesi açısından okuryazar hasta sayısı 4 (%4.9), ilk ve ortaokul 38 (%46.3) lise 19 (%23.2), üniversite ve üzeri 21 (%25.6) hasta şeklinde saptandı (Grafik 3). EĞİTİM DURUMU %23 OKURYAZAR DEĞİL %46 İLKÖĞRETİM %26 LİSE ÜNİVERSİTE VE ÜZERİ %5 Grafik 3: Eğitim Durumu Frekans Tablosu Sigara sorgulamasında sigara içen hasta sayısı 9 (%11 ), sigarayı bırakmış olan hasta sayısı 5 (%6) hiç içmemiş hasta sayısı 68 (%83) di (Grafik 4). SİGARA İÇME DURUMU 6% 11% HİÇ İÇMEMEMİŞ HALEN İÇİYOR BIRAKMIŞ 83% Grafik 4: Sigara verileri 26 Komorbiditeri olmayan hasta sayısı 40 (%48.8) komorbiditeleri olan hasta sayısı 42(%51.1) idi. Komorbiditesi olan hastaların genelde 1 komorbiditesi, en çok 3 komorbiditesi olduğu gözlendi. Rinit ile uyumlu yakınması olan kişi sayısı 34 (%41.5 ), sinuzit benzeri yakınması olan kişi sayısı ise 9 (%11 ) ilaç alerjisi 2 (%2.4) reflü 24 (%29.2) idi. Ayrıca diabetes mellitus, hipertansiyon gibi diğer ek hastalıklar 14 (%17 ) kişide gözlendi (Grafik 5). Komorbiditeler 45.00% 41.50% 40.00% 35.00% 30.00% 24% 25.00% 20.00% 17% 15.00% 11% 10.00% 2.40% 5.00% 0.00% rinit reflü sinuzit ilaç alerjisi DM,HT ve diğer Grafik 5: Komorbidite verileri Hastaların yaş, hastalık süresi, komorbidite, FEV1, FEV1/FVC, FEF25-75 yüzdeleri, toplam ilaç sayısı, AKT ve MARS ölçeği ortalamaları, standart sapmaları, en büyük (maksimum) ve en küçük (minimum) değerler Tablo 8 ’de yer almaktadır 27 Tablo 8: Demografik veriler, solunum fonksiyon testi verileri AKT, MARS ölçekleri sonuçları Minimum Maksimum Ortalama Standart S. YAŞ 17 78 46.34 14.61 HASTALIK SURESI (YIL) 1.0 40.0 10.817 9.194 KOMORBİDİTİLER 0 3 0.77 0.93 FEV1 % 45 128 88.84 17.01 FEV1 / FVC % 46 106 75.18 9.99 FEF25-75 % 10 130 56.17 19.35 TOPLAM İLAÇ SAYISI 1 7 2.63 1.45 AKT 6 25 17.41 4.77 MARS TOPLAM 10 25 20.23 4.13 Olguların %41.5’nin deri testleri ile semptomları uyumlu olarak allerjik olduğu, %58.5’nin ise alerjisinin bulunmadığı saptandı. Olguların FEV1% değeri 45-128 arasında ve ortalama %88.84 ±17.01 saptandı. Hastaların kullandıkları toplam ilaç sayısı 1-7 arasında idi ve ortalama 2.63±1.45 saptandı. Kulladıkları ilaç adedine göre döküm tablo 9’da verilmektedir. Tablo 9: Hastaların kullandıkları ilaç sayısı İlaç adedi 1 2 3 4 5 6 7 Hasta N 19 27 17 8 7 3 1 Hasta % 23.2 32.9 20.7 9.8 8.5 3.7 1.2 Bu olguların %50’si 1 inhaler, %43.9’u 2 inhaler ve %6.1’i 3 inhaler kullanmaktaydı. Tüm inhalerlerin %53.7’sinin kuru toz, %46.3’nün ölçülü doz inhaler olduğu kaydedildi. AKT testi 25-20 arasında yani kontrolde olan 31 (%37.8 ) olgu, kontrol dışı olarak değerlendirilebilecek AKT 19 ve altında 51 (%62 ) olgunun çalışmaya katılmış bulunduğu gözlendi (Grafik 6) . 28 37.80% 62% AKT<20 AKT≥20 Grafik 6: AKT Verileri Astım kontrolü, cinsiyet açısından değerlendirildiğinde erkeklerde 12 olguda (%23.5) AKT< 20, 14 olguda (%45) AKT≥20 idi. Kadınlarda 39 (%76.5) olguda AKT< 20 buna karşın 17 olguda (%58.8) AKT≥20 idi. Kadınlara nazaran erkeklerde daha yüksek kontrol düzeyleri gözlendi (p=0.041). Ayrıca medeni durum ile AKT arasında ilişki sorgulandığında bekarlarda; 19 (%37.3) olguda AKT< 20 ve 5 olguda (%16.1) AKT≥20 olduğu, evlilerde 32 olguda (%62.7) AKT< 20 ve 26 olguda (%83.9) hastada AKT≥20 olduğu (p=0.041) saptandı. Tablo 10’da bu parametrelere ait veriler sunulmuştur. Tablo 10: AKT ile Cinsiyet Medeni Durum İlişkisi AKT<20 AKT≥20 n % n % p KADIN 39 76,5 17 54,8 0,041* ERKEK 12 23,5 14 45,2 EVLI 32 62,7 26 83,9 BEKAR 19 37,3 5 16,1 CINSIYET MEDENI DURUM 0,041* Sigara içme durumu ile AKT değerleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (p=0.371) (Tablo 11). 29 Tablo 11: AKT-Sigara İçme Durumu İlişki Analizi AKT SİGARA İÇME DURUMU HİÇ İÇMEMIŞ HALEN İÇİYOR BIRAKMIŞ TOPLAM TOPLAM <20 ≥20 N 42 26 68 % %82,4 %83,9 %82,9 N 7 2 9 % %13,7 %6,5 %11,0 N 2 3 5 % %3,9 %9,7 %6,1 N 51 31 82 % %100,0 %100,0 %100,0 p=0,371 Komorbidite sayısı, eğitim seviyesi, ilaç sayısı ve şekli ile AKT arasında herhangi bir anlamlı ilişki saptanmamıştır. Kişilik analizi ile de AKT arasında herhangi bir ilişki bulunmadı (p>0.05 ) (dışa dönuk ile p= 0.99, nörotizm ile p= 0.99, psikotizim ile p=0.195, yalan ile p=0.183) (Tablo 12). Tablo 12: Kişilik Özellikleri ve Astım Kontrolü AKT≥20 AKT <20 Ortalama SS Ortalama SS p Dışadönük 4,00 1,57 4,00 1,37 ,990 Yalancı 5,02 1,19 5,35 ,91 ,183 Nörotik 3,39 1,77 3,39 1,69 ,990 Psikotik 1,43 1,02 1,10 1,27 ,195 Literatürde verildiği üzere MARS ölçeği için MARS ≤20 puan, kötü adheransı gösteren bir değer olarak kabul edildi. MARS>20, iyi adherans gösteren bir değer olarak kabul edildi. 30 Çalışmada 36 hastada (%43.9) MARS≤20 ve 46 hastada (% 56.09) MARS >20 bulundu ve ortalama puan 20.23±4.77 idi. Buna göre ölçeklendirme Grafik 7’de verilmiştir. 43.90% MARS≤20 56.09% MARS>20 Grafik 7: MARS verileri MARS≤20 olan hastaların ortalama yaşı 42.44, MARS>20 olan hastaların ortalama yaşı 49.39 saptandı (p=0.032) (Tablo 13). Tablo 13: Yaş Ortalaması-MARS İlişki Analizi YAS MARS N Ortalama Std. Sapma ≤20 >20 36 46 42,44 49,39 15,830 12,938 Cinsiyet ile MARS değerleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı (p=0,815) (Tablo 14). Tablo 14: MARS-Cinsiyet İlişki Analizi MARS CİNSİYET KADIN ERKEK N % N % N % ≤20 24 %66,7 12 %33,3 36 %100,0 >20 32 %69,6 14 %30,4 46 %100,0 Total 56 %68,3 26 %31,7 82 %100,0 p=0,815 31 Medeni durum ile MARS değerleri arasında anlamlı bir ilişki saptandı (p=0.003). Evli ve boşanmış olan hastalarda MARS>20 değerleri daha fazla olarak görülmekteydi (Tablo 15). Tablo 15: Medeni Durum-MARS İlişki Analizi MARS MEDENİ DURUM EVLİ+BOŞANMIŞ BEKÂR TOPLAM Komorbidite ≤20 20 %55,6 16 %44,4 36 %100,0 p=0,003 N % N % N % sayısı ile MARS >20 40 %87,0 6 %13,0 46 %100,0 değerleri arasında TOPLAM 60 %73,2 22 %26,8 82 %100,0 anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. (p=0.078) (Tablo 16). Tablo 16: Komorbidite Sayısı-MARS İlişki Analizi KOMORBİDİTE SAYISI 0 1 2 ve üzeri N % N % N % N % MARS ≤20 17 %47,2 16 %44,4 3 %8,3 36 %100,0 >20 23 %50,0 12 %26,1 11 %23,9 46 %100,0 TOPLAM 40 %48,8 28 %34,1 14 %17,1 82 %100,0 Ancak MARS değerleri ile komorbidite sayısı arasında pozitif yönde hafif bir ilişki vardır. p=0.045 r=0.222. 32 Eğitim durumu ile MARS arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p=0.134) (Tablo 17). Tablo 17: Eğitim Durumu-MARS İlişki Analizi MARS EĞİTİM DURUMU OKURYAZAR+İLKÖĞRETİM LİSE ÜNİVERSİTE VE ÜZERİ TOPLAM N % N % N % N % ≤20 14 %38,9 10 %27,8 12 %33,3 36 %100,0 p=0,134 >20 28 %60,9 9 %19,6 9 %19,6 46 %100,0 TOPLAM 42 %51,2 19 %23,2 21 %25,6 82 %100,0 Kullanılan ilaç sayısı ile MARS arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p=0,719) (Tablo 18). Tablo 18: İlaç Sayısı-MARS İlişki Analizi MARS İLAÇ SAYISI 1 2 ≥3 N % N % N % N % ≤20 9 %25,0 13 %36,1 14 %38,9 36 %100,0 p=0,719 >20 10 %21,7 14 %30,4 22 %47,8 46 %100,0 TOPLAM 19 %23,2 27 %32,9 36 %43,9 82 %100,0 33 İnhaler sayısı ile MARS değerleri arasında ilişki analizi yapıldığında; 1 ve 2 inhaleri olanlar karşılaştırıldığında MARS değerleri arasında farklılık saptandı tablo 19. Tek ihhaler kullanımında adherans anlamlı olarak artmış bulundu ( p=0.034). Tablo 19: MARS-İnhaler Sayısı ilişki Analizi MARS İNHALER SAYISI ≤20 13 %38,2 21 %61,8 34 %100,0 N % N % N % 1 2 TOPLAM >20 28 %65,1 15 %34,9 43 %100,0 TOPLAM 41 %53,2 36 %46,8 77 %100,0 p=0,034 Ölçülü doz inhaler ve kurutoz inhalerler kullananda MARS değerleri arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı (p=0.209, p=0.811 sırasıyla). Adherası olan ve olmayan olgular arasında kişilik özellikleri alt ölçek puan ortalamaları bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05) (dışa dönük ile p= 0.554, nörotizm ile p= 0.803, psikotizm ile p=0.168, yalan ile p=0.207) (Tablo 20). Tablo 20: Kişilik Özellikleri ve Adherans (MARS Ölçeği) MARS ≤20 MARS>20 Ortalama SS Ortalama SS p Dışadönük 3,89 1,47 4,09 1,52 ,554 Yalancı 4,97 1,23 5,28 ,98 ,207 Nörotik 3,44 1,73 3,35 1,74 ,803 Psikotik 1,50 1,21 1,15 1,05 ,168 34 Olguların 27’sinde (%52.9) MARS ≤20 ve AKT <20 saptanmış, 22’sinde (%71.0) MARS >20 ve AKT>20 saptandı (p=0.041) Yani MARS değerleri düşüp adherans bozulduğunda kontrolünde bozulduğu gösterilip, MARS değerleri ile AKT arasında anlamlı bir ilişki olduğu gözlendi (Tablo 21, Grafik 8,9). Tablo 21: MARS-AKT İlişki Analizi AKT MARS ≤20 >20 N % N % N % <20 27 %52,9 24 %47,1 51 %100,0 p=0,041 ≥20 9 %29,0 22 %71,0 31 %100,0 TOPLAM 36 %43,9 46 %56,1 82 %100,0 Grafik 8: MARS-AKT Korelasyon Grafiği 35 Çalışmanın asıl çıktıları olan adherans ve astım kontrolünü etkileyen parametrelerin ortak değerlendirilmesi amacı ile yapılan bu parametrelerin komorbiditeler, ilaç sayısı, inhaler sayısı ve şekli konusundaki korelasyonları tablo 22’de, kişilik özelliklerinin korelasyonları ise tablo 23’de verilmiştir. Tablo 22: MARS-AKT-Komorbidite-İnhaler ve Kullanılan İlaç Sayısı-Kurutoz veya Ölçülü doz inhaler sayısı- Korelasyon Analizi Korelasyon Katsayısı (r) p-değeri Korelasyon komorbidite_ Katsayısı (r) sayisi p-değeri Korelasyon inhaler_ Katsayısı (r) sayisi p-değeri Korelasyon toplam_ilac_s Katsayısı (r) ayisi p-değeri Korelasyon Ölçülü doz_ Katsayısı (r) sayisi p-değeri Korelasyon kurutoz_ Katsayısı (r) sayısı p-değeri Korelasyon Katsayısı (r) AKT p-değeri MARS *. p< 0.05 MARS komorbidite_ sayisi 1 ,222* -,101 ,045 ,366 1 inhaler_s ayisi -,007 ,947 1 toplam_ilac_s ayisi Kuru toz inhaler Ölçülü doz İnh. AKT ,132 ,005 ,065 ,191 ,239 ,966 ,559 ,085 ,137 -,018 -,158 ,220 ,874 ,155 ** ,583 ,000 ** ,151 -,390 ,177 ,000 1 ** ,290 -,229 * ,038 -,251 * -,110 ,323 -,035 ,008 ,023 ,756 1 -,509** ,092 ,000 ,413 1 ,165 ,139 1 **. p<0.01 Korelasyon analizi sonucu; koyu renkle gösterilen değerler anlamlı sonuçları gösteren değerlerdir. Bu durumda; Komorbidite sayısı ile kullanılan ilaç sayısı arasında pozitif ilişki vardır. (p=0.0001, r=0.583) İnhaler sayısı ile kuru toz inhaler sayısı arasında negatif yönde bir ilişki vardır. (p=0.0001, r= -0.390) 36 Tablo 23: MARS-AKT ile Kişilik Özellikleri arasındaki Korelasyon Analizi MARS AKT Korelasyon Katsayısı (r) p-değeri Korelasyon Katsayısı (r) p-değeri MARS AKT DIŞA DÖNÜKLÜK YALAN 1 ,186 ,066 ,141 -,028 -,154 ,094 ,554 ,207 ,803 ,168 1 ,009 -,042 ,119 ,054 ,938 ,706 ,285 ,629 NÖROTİSİZM PSİKOTİSİZM *. p<0.05 Kişilik özellikleri ile astım kontrolü ve değerlendirildiğinde herhangi bir korelasyon saptanmadı. MARS ölçeği birlikte 37 5. TARTIŞMA Çalışmada astım hastalarında Astım Kontrol Testi, MARS ölçeği, Eysenck Kişilik Anketi, komorbiditeler, ilaç sayısı ve kullanım şekli gibi parametreler kullanılarak astım olgularında komorbiditilerin ve kişisel özelliklerin, tedavi adheransına ve astım kontrolüne etkisi araştırılmıştır. Astım olgularında oluşan inflamasyon bronş hiperreaktivitesine ve difüz reverzibl hava yolu obstrüksiyonuna yol açar. Hastalığın ataklar şeklinde seyretmesi sürekli tedavi gerektirmesi hastaların günlük aktivitelerini, dolaysıyla da yaşam kalitesini kötü yönde etkileyebilmektedir. Astım hastalarına sık eşlik eden alerjik rinit, reflü, uyku bozukluğu gibi komorbit hastalıkların da yaşam kalitesi üzerine etkisi olduğuna dair çalışmalar mevcuttur (6, 7). Yaşam kalitesinin bozulması ise astım kontrolünü de etkileyecektir. Tedavilerin çokluğu ve inhaler yolla kullanımları ise tedaviye adheransı zorlaştırabilmektedir (8). Bu uyumun sağlanamaması kişilik özelliklerine de bağlı olabilir ancak sonuçta adheransın bozulması kontrolü de bozabilecektir. Değişken bir hastalık olan astımda her hastada farklı gözlenimler farklı yargılara da neden olabilir. Bu nedenle 82 olgunun yer aldığı bu çalışmadaki bulgular literatur verileri ile karşılaştırılarak irdelenecektir. Çalışmamızda olgu sayısının 82’de kalması, çalışmamızın eksik yanı olabilir. Çok fazla sayıda anket doldurulması nedeni ile pek çok hasta tam doldurmamış ve çalışma dışı kalmıştır veya bir müddet sonra yapamayacağını beyan ederek bırakmıştır. Hastalarımızın çoğu ev hanımı (%40.2) düşük eğitim seviyeli (okuryazar ve ilk öğretim olan hasta oranı %51.21) bundan dolayı anket sorularında zorlanmış olabilirler. Adherans kelimesi özellikle yabancı dilde bırakılmış tedavi uyumu şeklindeki Türkçeye çeviriminin aynı ifadeyi yansıtmayacağı düşünülmüştür. Adherans konusundaki çalışmaların biyometrik parametreler ile ilişkileri incelendiğinde literatürde Manteuffel M ve arkadaşlarının (53) adherans ve ilaç kullanımı üzerinde hastanın cinsiyeti ve yaşının etkisi konulu, 29.5 milyon katılımıcıdan oluşan çalışmada kadınlarda adherans oranı daha yüksek buldukları gözlenmektedir (bir ilaç için % 68 birden fazla için %59 saptanmıştır p<0.001). Çalışmamızda ise istatistik olarak anlamlı olmasa da (p=0.052) iyi adheranslı (MARS>20) kadınların oranı %57, erkeklerdeki oran %53 saptanmıştır. 38 Granger BB ve arkadaşlarının (54) yaş ve cinsiyete göre kalp yetmezliğinde adherans konulu 7599 katılımcılardan oluşan çalışmalarında 75 yaşı altındaki kadınlarda adherans oranı erkeklerden hafifçe daha düşük bulunmuştur (%87.3 ve %89.8, p=0.002). Ayrıca ağır hastalıkları olanlar, yaşlı, sigara içenler ve çok sayıda ilaç kulllanan hastalarda kötü adherans olduğunu saptamışlardır. Çalışmamızda sigara içmeyen ve bırakmış olan hastalarda adherans oranları daha yüksekti ( %55 ve %80 sırayla). Sigara içenlerde MARS<20 idi ama p değeri anlamlı bulunmadı (p=0.437). Ayrıca kullanılan ilaç sayısı ile MARS değerleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p=0.719). Rolnick SJ ve arkadaşlarının (55) hastaların özellikleri ile ilişkili adherans konulu çalışmasında 15334 hasta dahil edilmiş, astımlı hastalarda adherans oranı diğer hastalıklara göre daha az saptanmıştır (%32.3). Adherans, erkekler (%31 ), yaşlı hastalar (yaş >70 : % 38.5 ), yüksek eğitim seviyesi olanlar (%31.6 ), az komorbiditesi bulunanlar (%29) ve kullandığı ilaç sayısı fazla olan hastalarda(%29.1 ) (p<0.05) daha yüksek bulunmuştur (38). Barr RG ve arkadaşlarının yaşlı kadın astımlı hastalarda adherans konulu 121700 hasta kapsayan çalışmasında (56) adherans oranları %57-32% olup astım tipine göre değişmektedir (p=0.001). Ağır astımlılarda (%32), ileri yaşta (%47), düşük sosyoekonomik durumlularda (%49), sigara kullananlarda(%47), az hastalık süresi (%48) bulunanlarda ve komorbidite sayısı (>4: %47) olan hastalarda adherans oranları düşük saptanmıştır. Çalışmamızda diğer çalışmalara benzer şekilde iyi adheransı olan hastalarda ortalama yaş (49.39 ±12.93) daha fazladır (p=0.032). Ancak adherans bulunmasının eğitim seviyesi, kullanan ilaç sayısı ve komorbidite sayısı ile değişmediği saptanmıştır. Adherans yani MARS ölçeği ile komorbidite sayısı arasında korelasyona bakıldığında ise komorbidite sayısı artıkça adheransın arttığı şeklinde zayıf da olsa bir korelasyon olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak hastalarımızdaki komorbidite sayısına bakılığında en fazla 4 olguda 3 komorbidite şeklinde gözlenmiştir. Komorbidite sayısının azlığı nedeni ile bu hafif ilişki klinik olarak anlamlı görülmemiştir. 39 Axelsson M. ve ark. yaptıkları çalışmada 268 genç astımlıda kişilik özellikleri, astım kontrolu ve adherans ile ilişki araştırmışlar ve kişilik özellikleri ile adherans ve MARS ile AKT korelasyonu olduğunu saptamışlardır (57). Çalışmamızda da kötü kontrollü astımlı (AKT<20) hastalarda kötü adherans (MARS≤20) daha fazla saptandı ve kontroldeki hastalarda (AKT≥20) iyi adherans (MARS>20) daha fazla saptanarak korelasyon olduğu gözlendi (p=0.041). Ancak kişilik özellikleri ile anlamlı bir ilişki saptanmadı. K.Kalkan ve ark. allerjik rinit ile adherans konulu 85 hastayı kapsayan çalışmalarında adheransı kadınlarda daha kötü bulunmuş, kişilik özellikleri ile adherans asrasında herhangi bir ilişki saptamamışlardır (p<0.05) (58). Çalışmamızda da adherans ile cinsiyet ve kişilik özellikleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Kişilik özellikleri ile adherans ve astım kontrolü arasında anlamlı bir ilişki saptanmaması özellikle hekimlerin kontrolsüzlük ve tedaviye uyum bozukluğunun, hastalarının kişilik özelliklerinden kaynaklanabileceği şeklindeki yorumlamalarının yanlış olabildiğini ortaya çıkarmaktadır. Hasta hekim iş birliğinin gereği bu durumda daha önemli görünmektedir. Sonuç olarak astım kontrolü ile adherans arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Ancak kişilik özelliğinin, komorbidite sayısının ve ilaç sayısının adheransı bozmadığı görülmüştür. Bu nedenle astım takibinde sadece hastanın kişilik özelliklerinin, komorbidite ve ilaç sayısı artışının adheransızlığa yol açabileceğini yorumunun yanlış olabileceği görülmüştür. Buna karşın birden fazla inhaler kullanımının, daha genç yaşın ve bekar olmanın adheransı bozduğu göz önünde bulundurularak hastalar takip edilmelidir. 40 6. KAYNAKLAR 1. Global Initiative for Asthma. Global strategy for asthma management and prevention 2014. Available from: http://www.ginasthma.org/local/uploads/files/GINA_Report_2014_Aug12.pdf 2. Yıidiz F, Oguzulgen IK, Dursun B, Mungan D, Gemicioglu B, Yorgancioglu A; TTS Asthma and Allergy Working Group Guideline Committee for Asthma. Turkish Thoracic Society asthma management and prevention guideline: key points. Tuberk Toraks 2011;59(3):291-311. 3. MA. Uysal, D. Mungan, A. Yorgancioglu, F. Yildiz, M. Akgun, B. Gemicioglu, H. Turktas; Study Group, Turkish Asthma Control Test (TACT), Turkey, ‘Asthma control test via text messaging: could it be a tool for evaluating asthma control, Journal of Asthma, 2013; 50(10):1083-1089. 4. Sekerel BE, Gemicioglu B, Soriano JB. Asthma insights and reality in Turkey (AIRET) study. Respir Med. 2006; 100(10):1850-4. 5. Turktas H, Mungan D, Uysal MA, Oguzulgen K; Turkish Asthma Control Survey Study Group. Determinants of asthma control in tertiary level in Turkey: a crosssectional multicenter survey. J Asthma. 2010; 47(5):557-62 6. Ledford DK, Lockey RF. Asthma and comorbidities. Curr Opin Allergy Clin Immunol. 2013;13(1):78-86. 7. Boulet LP. Influence of comorbid conditions on asthma. Eur Respir J 2009; 33:897– 906 8. Jessop DC, Rutter DR, Sharma D, Albery IP. Emotion and adherence to treatment in people with asthma. Br J Psychol. 2004; 95:127-47 9. Fink JB, Rubin BK. Problems with inhaler use: a call for improved clinician and patient education. Respir Care. 2005; 50(10):1360-74; discussion 1374-5. 10. Engelkes M , Janssens HM , de Jongste JC , Sturkenboom MC , Verhamme KM. Medication adherence and the risk of severe asthma exacerbations: a systematic review, Eur Respir J. 2014 Oct 16. pii: erj 00756-2014, baskıda. 41 11. National Asthma Council Australia. Asthma Adherence A Guide for Health Professionals the 2005. Available from: http://www.nationalasthma.org.au/uploads/publication/asthma-adherence.pdf 12. Bousquet J, Khaltaev N, Cruz AA, et al. Allergic Rhinitis and its Impact on Asthma (ARIA) 2008 update (in collaboration with the World Health Organization, GA(2)LEN and AllerGen). Allergy 2008; 63:8-160. 13. Mungan D. Astım ve rinit birlikteliği poyraz tıbbi yayıncılık.Ankara 2007 14. Meltzer EO1, Szwarcberg J, Pill MW Allergic rhinitis, asthma, and rhinosinusitis: diseases of the integrated airway. J Manag Care Pharm. 2004; 10(4):310-7. 15. Karadağ F, Çildağ O, Pirim C, ve ark. Astımlı olgularımızda paranazal sinüs patolojisi sıklığı ve serum eozinofil ve tIgE düzeyi ile ilişkisi, ADÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2001;2:9-12 16. Dursun E, Samim E, Korkmaz H, ve ark. Nazal polipozisli olgularda endoskopik sinüs cerrrahisi. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi 1998; 6:71-80. 17. Özcan M, Altuğ Hİ, Olcay I, ve ark. Nazal polipozis tedavisinde oral steroid kullanımı, Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi 2000; 8:83-8 18. Harding SM. Acid reflux and asthma, Curr Opin Pulm Med 2003; 9:42-5. 19. Sontag SJ. Why do the published data fail to clarify the relation between gastroesophageal reflux and asthma? Am J Med 2000; 108:159-69. 20. Diette GB, Krishnan JA, Dominici F, et al. Asthma in olders patients. Factors associated with hospitalization. Arch Intern Med 2002; 162:1123-32 21. Irwin RS, Zawacki JK, Curley FJ, et al. Chronic cough as the sole manifestation of gastroesophegeal reflux. Am Rew Respir Dis 1989;140;1294-300 22. Expert Panel Report3 (EPR-3) Guidelines fort he diagnosisand Management of Asthma-Summary Report 2007. J Allergy Clin Immunol 2007; 120 (5 Suppl 1):94138. 42 23. Kiljendar TO, Salomoa ER, Hietanen EK, Terho EO. Gastroesophageal reflux in asthmatics. A double blind, placebe controlled crossover study with omeprazole. Chest 1999; 116;1257-64. 24. Gibson PG, Henry RL, Coughhlan JL. Gastro-oesophageal reflux treatment for asthma in adults and children. Cochrane Databese Syst Rev 2003;2:CD0011496. 25. Harmanci E, Entok E, Metintas M, et al. Gastroesophageal reflux in the patiens with asthma. Allergol Immunopathol 2001; 29:123-8. 26. Chan WW, Chiou E, Obstein KL, et al. The efficacy of pump inhibitors for the treatment of asthma in adults: a meta-analysis. Arch Intern Med 2011;171:620-9 27. Kiljander TO, Harding SM, Field SK, et al. Effects of esomeprazole 40 mg twice daily on asthma: a randomized placebo-controlled trial. Am J Respir Crit Care Med 2006;173:1091-7 28. Alkhalil M, Schulman E, Getsy J. Obstructive Sleep Apnea Syndrome and Asthma: What Are the Links?J Clin Sleep Med. Feb 15, 2009; 5(1): 71–78. 29. Aydin N, Gürel D, Vural V, Vargel S. Bronşial Astım Hastalarında Depresyon ve Anksiyete Varlığı, Turkiye Klinikleri J Allergy-Asthma 2002; 4:119-24 30. Özbek Ö, Astım ve Obezite, Turkiye Klinikleri J Pediatr Sci 2009; 5(3):50-4 31. Dima AL, Hernandez G, Cunillera O et al. Asthma inhaler adherence determinants in adults: systematic review of observational data. Eur Respir J. 2014 Dec 10. pii: ERJ-01721-2014, baskıda 32. Llor C, Hernández S, Bayona C, Moragas A, Sierra N, Hernández M, Miravitlles M. A study of adherence to antibiotic treatment in ambulatory respiratory infections. Int J Infect Dis. 2013 ;17(3):68-72 33. DiMatteo MR, Haskard KB, Williams SL Health beliefs, disease severity, and patient adherence: a meta-analysis. Med Care. 2007 ;45(6):521-8. 34. Guénette L, Breton MC, Grégoire JP, Jobin MS, Bolduc Y, Boulet LP, Dorval E, Moisan J. Effectiveness of an asthma integrated care program on asthma control and adherence to inhaled corticosteroids. J Asthma. 2014; 24:1-30. 43 35. Clark NM, Gotsch A, Rosenstock IP. Patient, Professional and Public Education on Behavioral Aspects of Asthma. A Review of Strategies for Change and Needed Research. J Asthma. 1993; 30(4):241-55. 36. Braido F, Baiardini I, Blasi F, Pawankar R, Canonica GW. Adherence to asthma treatments: 'we know, we intend, we advocate'. Curr Opin Allergy Clin Immunol. 2015;15(1):49-55. 37. Roy A, Battle K, Lurslurchachai L, Halm EA, Wisnivesky JP, Inhaler device, administration technique, and adherence to inhaled corticosteroids in patients with asthma , Prim Care Respir J. 2011 ;20(2):148-54. 38. O'Conor R, Wolf MS, Smith SG, Martynenko M, Vicencio DP, Sano M, Wisnivesky JP, Federman AD. Health Literacy, Cognitive Function, Proper Use and Adherence to Inhaled Asthma Controller Medications among Older Adults with Asthma. Chest. 2014 Oct 2. doi: 10.1378/chest.14-0914. baskıda 39. Krauskopf KA, Sofianou A, Goel MS, Wolf MS, Wilson EA, Martynenko ME, Halm EA, Leventhal H, Feldman JM, Federman AD, Wisnivesky JP. Depressive symptoms, low adherence, and poor asthma outcomes in the elderly, J Asthma. 2013; 50(3):260-6. 40. Holló G , Kóthy P, Géczy A, Vargha P. Personality traits, depression, and objectively measured adherence to once-daily prostaglandin analog medication in glaucoma, J Glaucoma.2009; 18(4):288-92. 41. Halimi L , Pry R, Pithon G, Godard P, Varrin M, Chanez P. Severe asthma and adherence to peak flow monitoring: longitudinal assessment of psychological aspects, J Psychosom Res. 2010; 69(4):331-40. 42. Zhang M1, Wang M, Li J, Phillips MR Randomised-control trial of family intervention for 78 first-episode male schizophrenic patients. An 18-month study in Suzhou, Jiangsu. Br J Psychiatry Suppl. 1994; (24):96-102. 43. Bateman ED. Treatment adherence in asthmatic patients: The last frontier? J Allergy Clin Immunol. 2014; 134(6):1269-70. 44 44. Britten, N. Lay views of drugs and medicines: orthodox and unorthodox accounts, in Modern Medicine: Lay Perspectives and Experiences, eds S.J. Williams & M. Calnan, UCL Press, London 1996 pp:100. 45. Meichenbaum D, Turk DC. Treatment adherence: Terminology, incidence, and conceptualization. In: Meichenbaum D, editor. Facilitating Treatment Adherence: A Practitioner’s Guidebook. New York, NY: Plenum Press; 1987. pp. 19–39. 46. Lavoie KL , Moullec G , Lemiere C , Blais L , Labrecque M , Beauchesne MF , Pepin V , Cartier A , Bacon SL , Efficacy of brief motivational interviewing to improve adherence to inhaled corticosteroids among adult asthmatics , Patient Prefer Adherence. 2014; 10; 8:1555-69. 47. O'Conor R, Wolf MS, Smith SG, Martynenko M, Vicencio DP, Sano M, Wisnivesky JP, Federman AD, Health Literacy, Cognitive Function, Proper Use and Adherence to Inhaled Asthma Controller Medications among Older Adults with Asthma, Chest. 2014 Oct 2. doi: 10.1378/chest.14-0914, baskıda 48. Soysal, A. (2008). Çalışma Yaşamında Kişilik Tipleri: Bir Literatür Taraması. Ankara.Çimento İşverenler Dergisi. 1:22, 1-19 49. .Ekinci O, Ekinci A,Major Duygudurum Bozukluklarında Kişiliğin Üç Boyutlu Değerlendirilmesi ve Klinik Özelliklerle İlişkisi. Nöropsikiyatri Arşivi 2013; 50: 1522 50. Karanci AN, Dirik G, Yorulmaz O. Reliability and validity studies of Turkish translation of Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated, Turk Psikiyatri Derg. 2007; 18(3):254-61. 51. Nathan RA, Sorkness CA, Kosinski M, Schatz M, Li JT, Marcus P, Murray JJ, Pendergraft TB: Development of the asthma control test: a survey for assessing asthma control. J Allergy Clin Immunol 2004;113:59-65 52. Van de Steeg N, Sielk M, Pentzek M, Bakx C, Altiner A. Drug-adherence questionnaires not valid for patients taking blood-pressure-lowering drugs in a primary health care setting. J Eval Clin Pract. 2009; 15(3):468-72. 45 53. Manteuffel M, Williams S, Chen W, Verbrugge RR, Pittman DG, Steinkellner A, Influence of patient sex and gender on medication use, adherence, and prescribing alignment with guidelines. J Womens Health (Larchmt). 2014; 23(2):112-9. 54. Granger BB, Ekman I, Granger CB, Ostergren J, Olofsson B, Michelson E, McMurray JJ, Yusuf S, Pfeffer MA, Swedberg K. Adherence to medication according to sex and age in the CHARM programme, Eur J Heart Fail. 2009; 11(11):1092-8. 55. Rolnick SJ, Pamala A, Pawloski BD et al. Patient Characteristics Associated with Medication Adherence. Clin Med Res. 2013; 11(2):54-65. 56. Barr RG , Somers SC, Speizer FE, Camargo CA Jr; National Asthma Education and Prevention Program (NAEPP), Patient factors and medication guideline adherence among older women with asthma,Arch Intern Med. 2002; 12-26;162(15):1761-8. 57. M. Axelsson , M. Emilsson, E. Brink, J. Lundgren, K. Torén, J. Lötvall. Personality, adherence, asthma control and health-related quality of life in young adult asthmatics. Respir Med. 2009; 103(7):1033-40. 58. Koca Kalkan, A Baccioglu Kavut, AF Kalpaklioglu, Allergic Rhinitis: Can We Identify Nonadherence to Therapy and Its Predictors Easily in Daily Practice? J Investig Allergol Clin Immunol 2013; 23(5): 315-322 46 7. EKLER EK1 BİLGİLENDİRİLMİŞ GÖNÜLLÜ OLUR FORMU Değerli hastamız Size bir araştırmaya katılmanız teklif edilmektedir. Aşağıdaki formda, bu araştırmanın amacı, size yapılacak uygulamalar (anketler), bu uygulamaların yararları ve sizin için oluşturacağı riskler anlatılmaktadır. Aşağıdaki formu dikkatlice okuyunuz, konu ile ilgili doktorunuza sorularınızı sorunuz. Araştırmaya katılmayı kabul ettiğiniz takdirde son sayfadaki onam kısmına adınızı, soyadınızı, tarihi yazarak imzalayınız. Araştırmanın amacı : Astım günümüzde sıklığı giderek artmakta olan bir hastalık grubunu oluşturur. Astımda kontrol yani yakınmasız kalınması ve atak geçirilmemesi tedavinin hedefini oluşturur. Bu durumun sağlandığının veya sağlanamadıysa nedenlerinin tespiti özellikle tedavinin doğru düzenlenmesi yönünden önemlidir. Sizin tedavide yaşadığınız kişisel sorunlarında ortaya çıkarılarak tedavilerin düzenlenmesi gereklidir. Bu nedenle bu durumu yansıtacak doğru anket formları hekime kolaylık sağlayabilecektir. Bu araştırmada kliniklerimizde astım tanılı hastalarımızda anketleme yöntemi ile hastalığınızın kontrol durumu ile kullandığınız tedavi uyumu konusunda sizi etkileyen faktörlerin neler olabileceğinin saptanması amaçlanmaktadır. Araştırmanın yöntemi: Bu araştırma kliniğimizde gerçekleşecektir. Bu araştırma kapsamında hekiminiz size ve hastalığınıza ait mevcut bilgileri bir forma dolduracaktır. Doldurmanız için 3 farklı anket formu verilip cevaplamanız istenecektir. Bu çalışma amacı ile size olağan takibiniz için her zaman yapılan tetkikler kaydedilecek ve araştırmaya özel herhangi bir ek tetkik istenmeyecektir. Bu araştırmaya sadece 1 kez dahil edileceksiniz. Bu formlarda size sorulacak ve kaydedilecek bilgiler şunlardır; yaşınız, cinsiyetiniz, mesleğiniz, eğitim durumunuz, sigara içme durumunuz, eşlik eden hastalıklarınız, şu anki hastalığınıza ait bilgiler aldığınız tedaviler, tedaviye cevabınız, bu nedenle yapılan tetkikler (varsa soluk testleri, varsa allerji testleri gibi)]. Kontrol durumunuzu, tedaviye bağlılığınızı ve duygu durumunuzu ölçen 3 anket doldurmanız istenecektir. Bu işlemin yaklaşık 20 dakika süreceği tahmin edilmektedir. Bu araştırmada sizden hekimizin bu amaçla size soracağı sorulara cevap vermeniz beklenmektedir. Araştırma süresi: Araştırmanın 3 ay içerisinde bitirilmesi planlanmıştır. Bu çalışmaya özgü anketleme dışında herhangi bir test yapılmayacağından bu çalışma nedeni ile size veya sosyal güvenlik kurumunuza ekstra bir mali yük getirilmeyecektir. Bu çalışmada 47 hastalığınızın tedavisinde herhangi bir değişiklik yapılmayacak ve tedaviniz olması gerektiği gibi sürdürülecektir. Çalışma sırasında karşılaşılabilecek rahatsızlıklar ve riskler: Bu çalışmada, çalışmada uygulanılacak yöntemler nedeni ile herhangi rahatsızlık oluşması veya risk gelişmesi beklenilmemektedir. Araştırmadan beklenen tıbbi yarar Bu planlanan çalışma ile başlıca astım hastalarımızın tedavilerini doğru kullanamamaya bağlı yaşayabilecekleri kontrolsüzlük ve atak geçirmelerinin altında yatan etkenler araştırılmak istenmektedir. Bu anketler özellikle hastalarımızın tanı ve tedavisini yönlendirmede bizlere yardımcı olabilir. Yanısıra akademik olarak da bu çalışmadan elde edilen sonuçların kimlik bilgileriniz gizli tutularak yayınlanması planlanmaktadır. Araştırma ile ilgili bilgilendirildikten sonra çalışmaya katılma kararı tamamen size aittir. Gönüllü olup katılabileceğiniz gibi red etme hakkına da sahipsiniz. Araştırmaya katılmayı kabul ettikten sonra devam etmeme hakkına sahipsiniz. Araştırmaya katılmamanız size yapılan tedavi ve yaklaşımları kesinlikle etkilemeyeceği gibi herhangi bir cezaya da neden olmayacaktır. Orijinal tıbbi kayıtlarınıza sadece etik kurulun, denetim yapan kişilerin ve ilgili sağlık otoritelerinin ulaşma izni vardır. Bu durumda dahi tüm bilgileriniz gizli tutulacaktır. Gönüllü olur formunu imzaladığınızda bu ulaşımı kabul ediyor olacaksınız. Kimliğinizi açığa çıkaracak kayıtlarınız gizli tutulacak ve kamuoyuna açıklanmayacaktır, araştırma sonuçları yayınlanırken dahi kimlik bilgileriniz (isim) kesinlikle gizli tutulacaktır. Çalışmaya 80 olgunun alınması planlanmaktadır. Araştırma kapsamında sadece üç anket doldurulacak ve dosya bilgileriniz kaydedilecektir. Araştırma hakkında veya kendi hakkınızla ilgili herhangi bir soru durumunda proje koordinatörü Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu ile (İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabili Dalı) 0 212 4143216) ile temasa geçebilirsiniz. Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formundaki tüm açıklamaları okudum. Bana, yukarıda konusu ve amacı belirtilen araştırma ile ilgili yazılı ve sözlü açıklama aşağıda adı belirtilen hekim tarafından yapıldı. Araştırmaya gönüllü olarak katıldığımı, istediğim zaman gerekçeli veya gerekçesiz olarak araştırmadan ayrılabileceğimi ve kendi isteğime bakılmaksızın araştırmacı tarafından araştırma dışı bırakılabileceğimi biliyorum. Söz konusu araştırmaya, hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın kendi rızamla katılmayı kabul ediyorum. Gönüllünün Adı / Soyadı / İmzası / Tarih Araştırmacının Adı / Soyadı / İmzası / Tarih 48 EK 2 ASTIM OLGU FORMU Tarih Adı soyadı: Medeni Durum: Çocuk Sayısı: Yaş: Cinsiyet: Eğitim: Boy/kilo: Meslek: Sigara (Pk/yıl): Hastalık süresi (yıl): Tanı: Allerjik Astım Nonallerjik Astım Eşlik eden hastalık: Rinit Konjunktivit Sinüzit İlaç allerjisi Reflü BesinAllerjisi Hipertansiyon Diğer……………………………. Son bir yıldaki atak sayısı: AKT : Varsa; SFT: FVC(lt) FEV1/FVC% FVC% FEV1(lt) FEV1% MMFR (lt/sn) MMFR% Deri prick testi: Kullandığı ilaçlar ve ismi: t IgE Spe IgE: Toplam adet:…………….. Inhale steroid:……………………………….. Fiks kombinasyon:………………………………….. Lökotrien reseptör antagonisti……………………….. Teofilin………………………………………. Omalizumab……………………………………….. Allerjen immünoterapi: Evet Hayır Antihistaminik………………… Nazal steroid…………… Diğer: …………………………………………………………… 49 MARS (Medical Adherence Report Scale) Size uygun olana çarpı koyunuz 1. İlaçları almayı unuttum (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5 Hiçbir zaman (3) Bazen (4) Nadiren (5) Hiçbir zaman 2. İlaç dozunu değiştiririm (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 3. Bir süreliğine ilaçları almayı keserim (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 4. Bir doz atlamaya karar veririm (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 5. Tavsiye edilenden daha az alırım (1) Çok sıklıkla (2) Sıklıkla 50 EPQR-A (Eysenck Personality Questionnaire Revised-Abbreviated 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. EKA-GGT Anketi Duygu durumunuz sıklıkla mutlulukla mutsuzluk arasında değişir mi? Konuşkan bir kişi misiniz? Borçlu olmak sizi endişelendirir mi? Oldukça canlı bir kişi misiniz? Hiç sizin payınıza düşenden fazlasını alarak açgözlülük yaptığınız oldu mu? Garip ya da tehlikeli etkileri olabilecek ilaçları kullanır mısınız? Aslında kendi hatanız olduğunu bildiğiniz birşeyi yapmakla hiç başka birini suçladınız mı? Kurallara uymak yerine kendi bildiğiniz yolda gitmeyi mi tercih edersiniz? Sıklıkla kendinizi her şeyden bıkmış hisseder misiniz? Hiç başkasına ait olan bir şeyi (toplu iğne veya düğme bile olsa) aldınız mı? Kendinizi sinirli bir kişi olarak tanımlar mısınız? Evliliğin modası geçmiş ve kaldırılması gereken bir şey olduğunu düşünüyor musunuz? Oldukça sıkıcı bir partiye kolaylıkla canlılık getirebilir misiniz? Kaygılı bir kişi misiniz? Sosyal ortamlarda geri planda kalma eğiliminiz var mıdır? Yaptığınız bir işte hatalar olduğunu bilmeniz sizi endişelendirir mi? Herhangi bir oyunda hiç hile yaptınız mı? Sinirlerinizden şikayetçi misiniz? Hiç başka birini kendi yararınıza kullandınız mı? Başkalarıyla birlikte iken çoğunlukla sessiz misinizdir? Sık sık kendinizi yalnız hisseder misiniz? Toplum kurallarına uymak, kendi bildiğinizi yapmaktan daha mı iyidir? Diğer insanlar sizi çok canlı biri olarak düşünürler mi? Başkasına önerdiğiniz şeyleri kendiniz her zaman uygular mısınız? Evet Hayır 51 Astım Kontrol Testi™ (AKT) 1) Son 4 hafta içerisinde astımınız sizin işte, okulda, evde yeterince çalışmanızı ne sıklıkla engelledi? 12345- her zaman çoğu zaman bazen çok az hiçbir zaman 2) Son 4 hafta içerisinde ne sıklıkla nefes darlığı hissettiniz? 12345- günde birden fazla günde 1 kez haftada 3-6 kez haftada 1 veya 2 kez hiçbir zaman 3) Son 4 hafta içerisinde astım şikayetleriniz (hırıltı, öksürük, nefes darlığı, göğüs sıkışması veya ağrısı) kaç kez gece veya sabah normal kalkış saatinizden önce sizi uyandırdı? 12345- haftada 4 veya daha fazla gece haftada 2 veya 3 gece haftada 1 kez 1 veya 2 kez hiçbir zaman 4) Son 4 hafta içerisinde rahatlatıcı inhaler cihazınızı veya albuterol türü nebülizer ilacınızı kaç kez kullandınız? 12345- günde 3 kez veya daha fazla günde 1 veya 2 kez haftada 2 veya 3 kez haftada1 kez veya daha az hiçbir zaman 5) Son 4 haftadaki astım kontrolünüzü nasıl değerlendirirsiniz? 12345Toplam Puan: kontrol dışı çok az kontrol altında biraz kontrol altında epey kontrol altında tamamen kontrol altında 52