Erentuð et al Acute Arterial Occlusions Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:236-239 Akut Arteriyel Týkanýklarda Cerrahi Tedavi SURGICAL TREATMENT OF ACUTE ARTERIAL OCCLUSIONS Vedat Erentuð, Denyan Mansuroðlu, Nilgün Ulusoy Bozbuða, Hasan Basri Erdoðan, Murat Güçlü Elevli, Ebru Bal, Hakan Akbayrak, Kaan Kýrali, Mehmet Balkanay, Gökhan Ýpek, Esat Akýncý, Mete Alp, Cevat Yakut Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul Özet Am maçç: Çalýþmamýzýn amacý emboli veya kateterizasyon morbiditesine baðlý akut arteriyel oklüzyon ile baþvuran hastalarýn cerrahi tedavi sonuçlarýnýn retrospektif olarak deðerlendirilmesidir. Materyal ve Metod: Þubat 1985 – Eylül 2002 tarihleri arasýnda, yaþ ortalamalarý 56.5 ± 13.3 (3-84) olan 186 erkek ve 132 kadýn, toplam 318 hasta incelendi. Hastalarýn 204’ü (%64.2) akut oklüzyondan sonra 12 saat içerisinde kliniðimize baþvururken, 114 hasta (%35.8) ise 12 saatten daha geç baþvurdu. Oklüzyon bölgesi en fazla femoro-popliteal bölge (%74.8) olup, bunu brakiyal (%18.8), infrapopliteal distal tutulum (%4.4) ve iliyak bölge (%1.9) takip ediyordu. En önemli týkanýklýk nedenini kardiyak nedenler %67.1 (208 hasta) oluþturmaktaydý. Bulgular: Beþ olguda üst ekstremiteye, 22 olguda alt ekstremiteye yönelik toplam %8.5 re-embolektomi gerekti. Onbeþ olguda (%4.7) alt ekstremiteye fasiyotomi yapýldý. Onbeþ olguda (%4.7) alt ekstremitede demarkasyon hattý geliþtiði için 6 diz üstü, 9 diz altý seviyede amputasyon yapýldý. Sonuçç: Akut arteriyel týkanýklýklar, yüksek mortalite ve morbiditeyi önlemek için erken taný ve acil tedavi gerektiren ciddi klinik tablodur. Anahtarr kelimelerr: Emboli, iskemi, akut arter týkanýklýðý, fasiyotomi, embolektomi Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:236-239 Summary Background: The purpose of our study is to evaluate the predictors of surgical therapy of the patients with acute arterial occlusion caused by embolous or morbidity of catheterization. Methods: Between February 1985 to September 2002, 318 patients (186 male and 132 female) with a mean age 56.5 ± 13.3 years (ranged 3 to 84 years) were analyzed. Only 204 patients (64.2%) were admitted to hospital with in 12 hours, the other 114 patients (35.8%) over 12 hours after acute occlusion. The occlusion sites were femoro-popliteal region (74.8%), followed by brachial (18.8%), inferopopliteal and distal (4.4%), iliac (1.9%) regions. The most frequent reasons of the occlusions were cardiac in 208 cases (67.1%). Results: Reembolectomy required in 8.5% cases that occured after upper extremity embolectomy in 5 cases and lower extremity embolectomy in 22 cases. Faciotomy was done in 15 cases (4.7%),all occured after lower extremity procedures. Amputation of relevant extremity, 6 of them above knee and 9 of them below knee, after demarcasion were performed in 15 cases (4.7%). Conclusions: Acute arterial occlusions are serious clinical entity require early diagnosis and urgent surgical interventions for preventing high mortality and morbidity. Keyyworrds: Embolus, ischemia, acute arterial occlusion, faciotomy, embolectomy Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:236-239 Giriþ baþvuran hastalarýn cerrahi tedavi sonuçlarý retrospektif olarak deðerlendirilmiþtir. Akut arter týkanýklýklarý erken taný ve tedavinin yapýlamadýðý hastalarda ilgili organ ve hastanýn kaybedilmesine neden olan ciddi klinik tablodur. Erken giriþim mortalite ve morbiditeyi büyük oranda etkiler. Fogarty tarafýndan 1963’de tanýmlanan balon kateterin cerrahi tedavide kullanýlmasý ile tedavide baþarý oraný artmýþ, morbidite ve mortalite önemli ölçüde azalmýþtýr [1]. Antikoagülan ajanlarýn tedavide yaygýn kullanýma katýlmasý da tedavi ve komplikasyonlarýn önlenmesinde önemli bir yer almýþtýr [2]. Bu çalýþmamýzda kliniðimizde emboli veya kateterizasyon komplikasyonu sonucunda geliþmiþ akut arteriyel oklüzyon ile Materyal ve Metod Þubat 1985 ile Eylül 2002 tarihleri arasýnda kliniðimizde akut arteriyel týkanýklýk nedeniyle tedavi edilen 318 hasta retrospektif olarak incelendi. Olgularýn 186 tanesi (%58.5) erkek, 132 tanesi (% 41.5) kadýn olup, yaþ ortalamasý 56.5 ± 13.3 (3-84) yýldý. Hastalarýn preoperatif özellikleri Tablo1’de verilmiþtir. Týkanýklýk nedeni olarak kardiyak nedenler (%67.1; 208 hasta) en önemli grubu oluþturmaktaydý. Romatizmal kalp hastalýðý Adrres: Dr. Vedat Erentuð, Koþuyolu Kalp Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul e-m mail: drvedat2002@yahoo.com 236 Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:236-239 Erentuð ve Arkadaþlarý Akut Arteriyel Týkanýklýklar Tablo 1. Hastalarýn preoperatif özellikleri. Hastalarýn kliniðe baþvuru nedenleri Aðrý Soðukluk Solukluk His kusuru Motor kayýp Siyanoz Tablo 2. Týkanýklýk nedenleri. n % 293 280 263 81 21 39 92.13 88.05 82.70 25.47 6.60 12.26 Þikayetlerin baþlangýç süresi ile giriþim arasý süre 0-12 saat 204 > 12 saat 114 64.15 35.84 Týkanýklýk Düzeyi Femoropopliteal Ýliyak Brakiyal Distal 74.84 1.88 18.86 4.40 238 6 60 14 n % 85 12 96 26.70 3.77 30.10 44 9 6 55 9 11 25 10 13.80 2.83 1.88 17.29 2.83 5.66 7.86 5.34 318 100 Kardiyak nedenler Atriyal fibrillasyon Miyokard enfarktüsü Romatizmal kalp hastalýðý Romatizmal kalp hastalýðý + Atriyal fibrillasyon Endokardit Protez kapak Arteriyoskleroz Sol ventrikül anevrizmasý Tümör Kateterizasyon sonrasý Nedeni bilinmeyenler Toplam Tablo 3. Embolektomi olgularýnýn sonuçlarý. Eþlik Eden Hastalýklarý Hipertansiyon Kronik obstrüktif akciðer hastalýðý Diabetes mellitus Atriyal fibrillasyon Konjestif kalp yetmezliði Romatizmal kalp hastalýðý Ýskemik kalp hastalýðý Periferik damar hastalýðý Serebrovasküler olay 150 30 57 129 15 96 111 45 15 47.18 9.43 17.92 40.56 4.71 30.18 34.90 14.15 4.71 Üst ekstremite n (%) 96 hastada (%30.1) mevcut olup, bu hastalarýn 44’ünde atriyal fibrillasyon mevcuttu. Hastalarýmýzýn toplam olarak 129’unda (%40.5) atriyal fibrillasyon mevcut olup, bunlarýn 85’inde (%26.7) eþlik eden hastalýk tespit edilemedi. En sýk arteriyel týkanma nedeni ateroskleroz olup 55 hastada (%17.9) mevcuttu (Tablo 2). Taný, çoðu olguda klinik bulgularla konulmuþ olup, yapýlan hastabaþý doppler tetkikinde arteriyel kan akýmý tesbit edilemedi. Akut oklüzyon iskemi süresini daha fazla uzatmamak için ise herhangi ek bir invaziv veya sonografik tetkik yapýlmadan cerrahi giriþim uygulandý. Ancak daha önceden bilinen periferik arteriyel aterosklerotik hastalýðý bulunan hastalarda kýsa süreli periferik anjiyografi tetkiki (n = 19) yapýlarak distal yatak görüntülenmeye çalýþýldý. Alt Ekstremite n (%) Morbidite nedenleri Ýskemi (n = 40) Rekürran emboli Re-embolektomi Amputasyon Fasiyotomi Enfeksiyon 5 5 5 1 1.57 1.57 1.57 0.3 35 22 22 15 15 16 11.00 6.90 6.90 4.71 4.71 5.00 Mortalite nedenleri Kalp yetmezliði Miyokard enfarktüsü Serebral emboli Multiorgan yetmezliði Böbrek yetmezliði Bilinmeyen 1 - 0.3 - 14 5 4 3 2 2 4.40 1.57 1.13 0.90 0.62 0.62 Toplam mortalite 30 9.75 yapýsý iyi ise transvers, ileri aterosklerotik ise longitudinal arteriyotomi tercih edildi. Damar yapýsý iyi olan vakalarda arteriyotomi primer onarýldý. Ancak kötü olan vakalarda “patch plasty’’ uygulandý. Yirmibeþ olguda embolektomiyle beraber femoral artere endarterektomi ve safen “patch plasty’’ yapýldý. Onsekiz hastada embolektomi, endarterektomi yanýnda prostetik greft interpozisyonu da gerekti. Cerrahi Teknik Üst Ekstrem miteye Yönelik Cerrahi Giriþim mler Altmýþ olgu üst ekstremite iskemisi nedeni ile operasyona alýndý. Cerrahi giriþim antekubital bölgeden yapýldý. Damar yapýsý iyi ise transvers, ileri aterosklerotik ise longitudinal arteriyotomi tercih edildi. Damar yapýsý iyi olan vakalarda arteriyotomi primer onarýldý. Hastalarýn tümüne embolektomi uygulandý. Bir olguda safen “patch plasty” gerekti. Üç olguda iskeminin tekrarý nedeniyle re-embolektomi yapýldý. Preoperatif ve Postoperatif Medikal Tedavvi Tüm hastalarýmýza akut oklüzyon tanýsý alýr almaz heparin, dekstran 80, pentoksifilin infüzyonu baþlandý ve postoperatif 72. saate kadar devam edildi. Cerrahi giriþim esnasýnda sistemik heparin 100 Ü/kg olarak, sonrasýnda ise 3 gün boyunca 4x1000 Ü/gün olarak uygulandý. Takibinde oral antikoagülan ile devam edildi. Hastalarýn protrombin zamaný normalin 1.5 katý ve International Normalization Ratio (INR) Alt Ekstrem miteye Yönelik Cerrahi Giriþim mler Femoral ve popliteal bölgeden cerrahi giriþim yapýldý. Damar 237 Erentuð et al Acute Arterial Occlusions Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:236-239 deðeride normalin 2-2.5 katý olunca heparin kesilerek oral antikoagülan ile devam edildi. Cerrahi tedavi ve heparinizasyonla düzelme saðlanamayan 27 hastada intraarteriyel veya periferik venden prostoglandin E1 analogu infüzyonu tedaviye eklendi. wire” yardýmý ile intravasküler trombüsün olduðu bölgeye kadar kateter yerleþtirilerek, trombüs içine direkt trombolizis yapan merkezler de mevcuttur [11]. Embolektomi sonrasý antikoagülasyon trombüsün önlenmesinde, özellikle katetere baðlý damar intima hasarý sonucu oluþacak re-oklüzyonun önlenmesinde önemlidir. Embolektomi ve heparinizasyonla iyi yanýt alýnamayan hasta gruplarýnda tedaviye prostoglandin E1’in ilave edilmesi tedavide baþarý oranýný arttýrmaktadýr [12]. Kronik aterosklerotik arter týkanýklýðý zemininde geliþen akut arteriyel tromboz önemli ekstremite kaybý nedenidir [13]. Bu hastalarda embolektomi giriþimi de yeterli dolaþýmý saðlayamamaktadýr. Anjiyografi, akut oklüzyona baðlý geliþmiþ lezyonlarda gerçek damar anatomisini gösteremeyebilir. Bu olgularda yapýlacak trombolitik tedavi ekstremitenin kurtarýlmasý için tek þans olabilir. Bu nedenle trombolitik tedavi sonrasý bu hastalara yeniden anjiyografi yapýlarak tedavinin planlanmasý uygun olacaktýr [13,14]. Trombolitik tedavinin veriliþ þekli tedavinin baþarýsýný etkilemekte olup sistemik verildiðinde baþarý oraný %25-75 arasýnda iken, trombüs içine yüksek doz verilmesi durumunda oklüzyon zamanýna bakmaksýzýn baþarý oranýnýn %81'e çýktýðý bildirilmektedir [15,16]. Akut arteriyel embolilerin %80-90 nedeni kalp hastalýklarý olup, özellikle mitral darlýðý ve atriyal fibrillasyon en sýk nedendir. Anterior transmural enfarktüsü takiben oluþan sol ventrikül apikal trombüslerinde %5 oranýnda emboliye rastlanmaktadýr. Kardiyak miksoma, mekanik kalp kapaklarý ve halkalarý, greftler de emboli nedeni olabilmektedir [17,18]. Özellikle son zamanlarda romatizmal kalp hastalýklarýndaki azalmaya baðlý olarak, aterosklerotik zeminde geliþen embolilerin rölatif olarak fazla olduðu bildirilse de, bizim serimizde çoðunluðu (%67) kardiyak kökenli emboliye baðlý arteriyel oklüzyonlar oluþturmaktadýr. Embolektomi sonrasý reperfüzyonun neden olacaðý kompartman sendromu dikkatle takip edilmelidir. Erken fasiyotomi yapýlmasý iskemiyi ve geliþebilecek komplikasyonlarý önlemek için gereklidir. Bizim hasta grubumuzda 15 hastaya (%4.7) fasiyotomi yapýlmýþ olup, bu hastalardan yanlýzca birisine amputasyon gerekmiþtir. Tedavinin baþarýlý olmasýnda, iskeminin baþlamasý ile tedavi arasýnda geçen süre, emboli kaynaðý, lokalizasyonu ve eþlik ettiði patolojilerin önemli olduðu bildirilmektedir [19]. Ýlk 12 saatte yapýlan giriþimlerde amputasyon oraný %2.1 ile %5.9 olarak bildirilirken, 12 saatten sonra ise bu oran %39.2’ye kadar çýkmaktadýr [7,19]. Mortalite oranlarý da 12 saatten önce %12.5, sonrasýnda %37.7 olarak verilmiþtir [20]. Bizim serimizde de 12 saati geçen oklüzyon oraný %35.8 olmasýna raðmen erken mortalite oraný %9.7, amputasyon oraný ise %4.7’dir. Mortalitenin en önemli nedeni %45 ile kalp yetmezliðidir. Türkçapar ve arkadaþlarýnýn [21] bildirdiði gibi mortalitenin azaltýlmasýnda kardiyak patolojiyi kompanse etmeye yönelik etkin tedavinin önemli olduðuna inanmaktayýz. Reperfüzyon sendromu, yeniden revaskülarize edilen bölgedeki oksidan ajanlar, toksik atýklar ve potasyumun kandaki miktarýnýn artmasý ile ortaya çýkan aritmi ve renal yetmezlikle seyreden mortalitesi yüksek bir durumdur. Çeþitli araþtýrmalarda 6-8 saatlik iskemi sonrasý iskelet kasýnda þiddetli iskemi ortaya çýktýðý ve revaskülarizasyon sonrasýnda ise miyoglobulinemi, miyoglobulinüri ve iskemik metabolitlerin açýða çýkmasý ile sistemik organ hasarý ortaya Bulgular Üst Ekstremiteye Ait Beþ olguda giriþim sonrasý iskemi devam etti. Bu olgulara reembolektomi gerekti. Üst ekstremite iskemilerinden hiçbirinde kompartman sendromu geliþmedi. Fasiyotomi ve amputasyon yapýlmadý. Enfeksiyon 1 olguda görüldü. Bir olgu serebral emboli nedeniyle kaybedildi. Alt Ekstremiteye Ait Otuzbeþ hastada giriþim sonrasý iskemi devam etti. Bu olgulardan 22’sine re-embolektomi yapýldý. Bu olgulardan 15’inde (%4.7) kompartman sendromu geliþmesi nedeni ile fasiyotomi uygulandý. Onbeþ olguda (%4.7) re-embolektomi, bypass ve fasiyotomi giriþimleri sonrasýnda iskeminin devam edip demarkasyon hattý geliþmesi ve hastanýn hayatýný tehlikeye sokmasý nedeniyle amputasyon gerekti. Amputasyonlardan 6’sý diz üstü, 9’u diz altý olarak yapýldý. Alt ekstremite iskemisi nedeniyle prostoglandin infüzyonu gereken 27 olgudan 16’sýnda klinik düzelme saðlandý. Hastalarýn 16’sinde (%5) femoral bölgede yara yeri enfeksiyonu geliþti. Bu hastalardan 2’si amputasyon uygulanan hastalar olup antibiyoterapi ile iyileþti (Tablo 2). Otuzbir hasta ile erken mortalite %9.7 olarak tesbit edildi. Bu olgularýn 30’u alt ekstremite iskemisi olan hastalar olup mortalite nedenleri 14 hastada kalp yetmezliði, bunu 5 hastada (%1.6) miyokard enfarktüsü ve serebral emboli idi (Tablo 3). Tartýþma Akut arter týkanýklýklarý damar hastalýklarý içinde %7-37.5 oranýnda görülmektedir [3]. Embolilerde ayýrýcý taný son derece önemlidir. Birçok klinik muayene ile etiyolojiyi saptamak ve ayýrýcý tanýyý koymak mümkün olmaktadýr. Oklüzyon yönünden riskli gruplarda, kronik ateroskleroz zemininde akut tromboz geliþen olgularda, distal damar hastalýðý bulunan hastalarda noninvaziv ve invaziv ileri tetkik yapýlmasý uygundur. Anjiyografi oklüzyon seviyesini, damar kalitesini, hastalýðýn yaygýnlýðýný göstermesi ve cerrahi tedavi prosedürünün planlanmasý açýsýndan altýn standart bir taný metodudur. Doppler ultrasonografi, intravasküler ultrasonografi ve manyetik rezonans gibi ileri taný yöntemleri de kullanýlabilir [4-6]. Nedene yönelik yapýlacak tetkiklerde iskemi süresini uzatmamak için öncelikli olarak noninvaziv tetkikler tercih edilmelidir. Taný kesin ise ileri tetkik yapmadan hasta ameliyata alýnabilir. Akut periferik arteriyel týkanýklýklarda, distale trombüs migrasyonunun engellenmesi ve tekrar trombüs formasyonunun önlenmesi açýsýndan preoperatif invaziv tetkik yapmadan erken embolektomi önerilmektedir [7]. Standart tedavi heparinizasyon ve embolektomi olmakla beraber, son yýllarda fibrinolitik ajanlar (Ürokinaz, Streptokinaz, r-TPA) özellikle de kronik aterosklerotik zeminde akut týkanýklýk geliþen hastalarda tercih edilmektedir [8-10]. Ayrýca “guide- 238 Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:236-239 Erentuð ve Arkadaþlarý Akut Arteriyel Týkanýklýklar çýktýðý gösterilmiþtir [3,22,23]. Tedavisinde potasyum ve kan gazý kontrolü ile renal fonsiyonlarý yüksek tutmak esas olup, gerekirse hemodiyaliz ve hemofiltrasyon kulllanýmý gerekmektedir [24,25]. Serimizde üst ekstremite iskemilerinde, ekstremite kaybý ile sonuçlanan “irreversable” iskemi veya perfüzyon hasarý geliþimine rastlanmamýþtýr. Rastlanmamasýnýn nedeni aterosklerotik damar hastalýðý insidansýnýn alt ekstremiteye göre daha az olmasý þeklinde yorumlanabilir. Zeminde yaygýn damar hastalýðý bulunmadýðý için üst ekstremite iskemilerinin daha benign seyirli olduðu gözlenmiþtir. Sonuç olarak, akut arteriyel oklüzyonlar yüksek mortalite ve morbite oranlarý ile seyreden klinik tablo olup, erken taný cerrahi giriþim ile beraber antikoagülan tedavinin kullanýlmasý ekstremitenin kurtulmasý yanýnda morbidite ve mortalitenin azalmasýnda da en önemli faktörlerdir. Postoperatif dönemde ise rekürrensi önlemek için antikoagülan tedavi altýnda nedene yönelik inceleme yapýlýp tedavi yeniden planlanmalýdýr. 10. Arepally A, Hofmann LV, Kim HS, et al. Weight-based rtPA thrombolysis protocol for acute native arterial and bypass graft occlusions. J Vasc Interv Radiol 2002;13:45-50. 11. Mevissen MW, Minor PL, Beyer GA, Lipchik EO. Symptomatic native arterial occlusions: Early experience with“over-the-wire” thrombolysis. J Vasc Interv Radiol 1990;1:43-7. 12. Scheffler P, de la Hamette D, Gross J, Mueller H, Schieffer A. Intensive vascular training in stage IIB of arterial occlusive disease. The additive effects of intravenous prostaglandin E1 or intravenous pentoxifylline during training. Circulation 1994;90:818-22. 13. Ertürk M, Sarýosmanoðlu N, Hazan E, Dicle O, Açýkel Ü, Oto Ö. Akut arteriyel týkanýklýk tedavisinde trombolitik tedavi sonrasý periferik arteriyel bypass. Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 1998;6:41-4. 14. Ouriel K, Shortell CK, Azodo MVU, Guiterrez OH, Marder VJ. Predictors of success in catheter-directed thrombolytic therapy. Radiology 1994;193:561-6. 15. Baþar Y, Kayabalý M, Dilege Þ, Acunaþ B, Rozanes Ý, Özgür M. Periferik arterlerde ve greft týkanmalarýnda trombolitik tedavi. Damar Cer Derg 1995;4:9-13. 16. McNamara TO, Fischer JR. Trombolisis of peripheral arterial and graft occlutions: Improved results using high dose urokinase. AJR 1985;144:769-75. 17. Yavuz Þ, Vural H, Eriþ C, Türk T, Özdemir A. Periferik arteriyel embolilerinde kardiyak risk faktörleri ve tedavi yaklaþýmý. Damar Cer Derg 1998;1:13-7. 18. Taviloðlu K, Günay K, Asoðlu O, Dilege Þ, Kurtoðlu M. 10 yýllýk periferik arteriyel týkanýklýk olgularýmýzýn analizi. Damar Cer Derg 1995;4:17-21. 19. Panetta T, Thompson JE, Talkington CM, Garrett WV, Smith BL. Arterial embolectomy: A 34–year experience with 400 cases. Surg Clin North Am 1986;66:339-53. 20. Taviloðlu K, Günay K, Asaoðlu O, Güloðlu R, Kurtoðlu M. Kliniðe 12 saatden geç baþvuran periferik arteriyel týkanýklýk olgularýnda primer amputasyon gerekir mi? Damar Cer Derg 1995;4:91-6. 21. Türkçapar AG, Erverdi N, Tüzüner A, Erdem E. Üst ekstremite tromboembolileri. Damar Cer Derg 1993;3:131-5. 22. Duprez D. Naturel history and evolution of peripheral obsturictive arterial disease. Int Angiol 1992;11:165-8. 23. Stoney RJ, Thompson RW, Nelken NA. Surgical recanaliation of occluded peripheral arteries. Surg Clin North Am 1992;72:749-56. 24. Arsan S, Demircin M, Paþaoðlu Ý ve ark. Kardiyak orjinli arteriyel emboliler. Damar Cer Derg 1995;4:57-9. 25. Tünenir B, Dernek S, Beþoðul Y ve ark. Kardiak ve nonkardiak orjinli arteriyel embolilerde cerrahi tedavi sonuçlarýnýn irdelenmesi. Damar Cer Derg 1999;1:23-7. Kaynaklar 1. Fogarty TJ, Cranley J. Catheter techique for arterial embolectomy. Ann Surg 1965;161:325-30. 2. Üstündað ME, Necefli A, Güloðlu R, Kurtoðlu M. Akut arteriyel týkanma olgularýnda rekkürrensi önlemede düþük molekül aðýrlýklý heparinin yeri. Damar Cer Derg 2000;1:28-31. 3. Haimovici H. Acute arterial thrombosis and metabolic complications of acute arterial occlusions and skeletal muscle ischemia. In: Haimovici H, ed. Vascular Surgery. Massachuatess Blackwell Science, 1996:509-30. 4. Berkan Ö, Aksoy M, Önen A ve ark. Akut arter oklüzyonlarý. Damar Cer Derg 1998;2:69-72. 5. Yücel EK, Dumoulin CL, Waltman AC. MR Angiography of lower extremity arterial disease: Peliminary experience. J Magn Reson Imag 1992;2:303-9. 6. Reid SK, Heriberto RPM, Menzoian JO, Woodson J, Yücel K. Contrast enhanced moving-table MR angiography: Prospective comparison to catheter arteriography for treatment planning in peripheral arterial occlusive disease. J Vasc Interv Radiol 2001;12:45-53. 7. Cranley JJ, Krause RJ, Strasser ES, Hafner CD, Fogarty TJ. Peripheral arterial embolism: Changing concepts. Surgery 1964;55:57-63. 8. Graor RA, Olin J, Bartolomew JR, et al. Efficacy and safety of intraarterial local infusion of streptokinase, urokinase or tissue plasminogen activator for peripheral arterial occlusion. J Vasc Med Biol 1990;2:310-5. 9. LeBlang SD, Becker GJ, Benenati JF, Zemel G, Katzen BT, Sallee SS. Low dose urokinase regimen for treatment of lower extremity arterial and graft occlusions: Experience in 132 cases. J Vasc Interv Radiol 1992;3:475-83. 239