Doğanın Gizemi BD TEMMUZ 2016 Yücel Aksoy Doğaya Meydan Okuma mı? Doğa ile İşbirliği mi? B GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR BİR CANLI TÜRÜNE başka bir canlı türünden gen aktarılması veya mevcut genetik özelliklerin değiştirilmesi suretiyle yeni genetik özellikler kazandırılmasını sağlayan modern biyoteknolojik yöntemlere “gen teknolojisi”; gen teknolojisi kullanılarak, doğal süreçler ile edinilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmalara da “genetiği değiştirilmiş organizmalar” (GDO) adı veriliyor. 135 BD TEMMUZ 2016 Bilimsel yazılarda GDO’lar, “genetiği değiştirilmiş ürünler” (GD ürünler), “transgenik organizmalar” olarak da tanımlanmaktadır. Bu organizmalara aktarılan genler de “transgen” adını alır. Bilindiği gibi GDO’lar konusunda çok çeşitli görüşler var. Olumlu görüşler, bu teknolojinin daha fazla üretim sağlayacağı, besinlerin besleyici değerlerini artırarak, nizmaların gelişeceği, genetik kısıtlamalar getireceği, ekonomik olarak dışa bağımlılığın artacağı ve küçük çiftçilerin bundan zarar göreceği ileri sürülmektedir. Kısa başlıklar olarak değindiğimiz GDO’nın yararlı ya da zararlı olduğu konusundaki görüşleri açmaya çalışalım. Önce yararlı olduğunu savunanlar: 2025 yılında sekiz Ekilebilir alanları genişletmek milyarı aşması beklezor olduğuna göre, birim nen dünya nüfusunun gereksinimialandan alınan ürünün veriminin besin nin karşılanmasının artırılması gerekir. önemli bir sorun olacağı düşünülmektedir. İçinde bulunduğumuz yıllarda bile bazı kıtalar açlıkla savaşıyor, bazı ülkeler ise tek yönlü beslenmeyle yaşam savaşı veriyor. Ekilebilir alanları artırmak olası değilken, tarımsal dünyanın birçok yerinde mevcut üretimde kullanılabilecek tatlı su açlık sorununa ve kötü beslenmeye kaynakları da hızla azalmakta… çözüm getireceği, besinlerin alerjik Konuyla yakından ilgilenen kuruözelliklerinin ortadan kaldırılacaluşlar, olası bir tehlikenin önlenmesi ğı, besinler yardımıyla insanların için uzun zamandan beri araştırhastalıklara çok kolay bağışıklık malarını sürdürüyorlar.. Ana fikir, kazanacakları, üretim maliyetlerinin “Ekilebilir alanları genişletmek zor düşürülerek çok daha geniş kitlelere olduğuna göre, birim alandan alınan ulaşılabileceği şeklindedir. Olumsuz ürünün veriminin artırılması geregörüşlerde ise, gen teknolojisiyle kir.” Amaç, mevcut genetik yapıya üretilen besinlerin insan bedeninde müdahale edilerek yeni özellikler zararlı olacağı, alerjileri arttıracağı, kazandırılmasını sağlamaktır. antibiyotiklere dirençli mikroorgaGenetik mühendisliği teknolojisi “ ” 136 BD TEMMUZ 2016 uygulamaları ilk kez 1983 yılınTarımsal alanlarda da başladı. Tarla üreticiyi en korkutan denemelerinin başlama tarihi ise ya da üzen, ürünlerini 1985... Yaklaşık 10 zararlı organizmaların yıllık bir araştırma döneminden sonra harap etmesidir. ilk ürünler 1996 yılında alındı. Aynı tarladan, aynı ölçekte ekim yapıldığında, gen teknolojisi ile alınan gücünü çalan yabani otlar. Bunlarla ürün miktarı üç ya da dört katına çı- mücadele de ayrı bir zaman ve para karıldı. Bu elbette üreticinin yüzünü kaybıydı. İşte mısır, pamuk, patates güldüren bir gelişmeydi. gibi ürünlerde yapılacak transgen çalışmaları, bu ürünleri zararlılara TARIMSAL ALANLARDA karşı dayanıklı kılıyor. üreticiyi en korkutan ya da üzen, Tüm canlıların yaşam için en ürünlerini zararlı organizmaların büyük gereksinimlerinden biri de harap etmesidir. Bunun için elbette su... Dünyamızın üçte ikisi sularla ilaçlama yaparak korunmaya çalıkaplı olduğuna göre susuzluk diye şılmakta. Genetik mühendisliği ise, bir sorun olmaz diye düşünülebilir. bitkilerin genetik şifrelerini değişAncak, asıl canlılara yararlı olan tirerek, onları zararlı organizmalara tatlı su, dünya rezervinin sadece karşı daha dirençli kılıyor. Sonuçta, %3’ü… Ve yetkili kuruluşlarca bilhaşerelere karşı ilaç kullanılmadığı dirilen raporlarda, dünyada tatlı su için maliyet daha ucuz oluyor. Yine, rezervinin gittikçe azaldığı ve çok haşerelerle mücadele için her yıl kısa zaman sonra susuzluk sorunu kullanılan ilaçlar (pestisid) toprağa yaşanacağı doğrultusunda. Ama karışarak hem sonraki yılın ürününü tarım için de su gerekli… İşte bu zehirliyor hem de toprağın gücünü sorunun çözümü için gen teknolojisi azaltıyor; gen teknolojisi sayesinde devreye giriyor ve bitkilerin genetibu sorun da çözümlenmiş oluyor. ği değiştirilerek susuzluğa daha diBazı bitkilerde de virüslerin neden rençli hale getiriliyor. Böylece hem olduğu hastalıklar sık görülür. daha az su kullanılarak su tasarrufu Transgen çalışmalarıyla bitkiler bu sağlanıyor hem de ürün maliyeti virüslere karşı da güçlendiriliyorlar. düşük oluyor. Tarlaların ekiminden sonra Kuraklık, çok sıcak, çok soğuk, karşılaşılan bir sorun da, ürünün yüksek oranda tuz, aşırı asitli büyümesini engelleyen ve toprağın olmaları nedeniyle kullanılamaz T 137 BD TEMMUZ 2016 halde olan topraklar da bu güçlendirilmiş GDO’ların ekimi suretiyle tarıma kazandırılmış oluyor. Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (US FDA) tarafından 1990 yılı başlarında onay verilen ilk GD ürün, Flavr Savr domatesleridir. Bu domateslerin genetiği değiştirilerek, olgunlaşma, yumuşama ve çürüme işlemleri geciktirilmiş ve böylece uzun bir raf ömrü kazandırılmıştır. Bilindiği gibi domates normal şartlarda henüz tam olgunlaşmadan dalından erken toplanarak tarladan tüketiciye gelinceye dek katedeceği yola dayanıklı kalması sağlanır. Gen transferini gerçekleştiren Nottingham Üniversitesi’nden Profesör Graham Seymour, bu çalışmasıyla, domatesin dalında olgunlaşıncaya kadar kalmasını sağlayarak, renk, tad ve kokusunu tam olarak kazandırmayı amaçladığını söylüyor. Yumuşamadan, çürümeden tüketiciye Prof. Graham ulaştırma çabası sadece Seymour domates değil, birçok ürün için de geçerlidir. Örneğin çilek, şeftali, kayısı ve daha birçokları... Çürümeye neden olan enzimlerin genetik kontrolu ile bu ürünler, tarladan ya da bahçeden tüketiciye sorunsuzca ulaştırılabilmektedir. Ürünlerin işlenme, nakliyat ve depolamaya dirençli olması, soğutma sistemlerinin güvensiz, pahalı ve nakliye ağının yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerdeki çiftçiler ve tüketiciler için elbette yararlı olmaktadır. GENETİK DEĞİŞTİRME çalışma- Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi tarafından 1990 yılı başlarında onay verilen ilk GD ürün, Flavr Savr domatesleridir. 138 larında bir başka amaç da besin miktarının artırılması ve içeriğinin zenginleştirilmesidir. Örneğin domateslerin karbonhidrat içerikleri arttırılarak, ketçap, sos vb. yapımlarında daha yoğun ve daha aromatik olmaları sağlanabilmektedir. Meyvaların aromalarını arttırmak birçok ürün için olasıdır. Örneğin şeftali, çilek, kavun BD TEMMUZ 2016 Tohum hücrelerinin beta karoten üretmesi için üç anahtar gen aktarılan ve parlak sarıyeşil renkte olan bu ürüne “altın pirinç” (golden rice) adı verilmiştir. ve birçokları sayılabilir. Ürünlerin besin kalitelerinin yanı sıra, insan sağlığına yönelik yararlarını artırmak için de GDO üretimi yapılmaktadır. Bilindiği gibi metabolik faaliyetler sırasında serbest radikaller denilen, beden için zararlı maddeler oluşur. Bunlar kalp hastalığı, kanser gibi birçok hastalığa yol açar. Serbest radikallerin etkisini karşılayan, ortadan kaldıran da antioksidanlardır. Örneğin domates içinde bulunan likopen, iyi bir antioksidandır. İşte serbest radikallere karşı karotenoid, flavonoid, A,C,E, vitamini gibi antioksidanların, GD ürünlerdeki düzeyleri artırılabilmektedir. D DÜNYANIN BİRÇOK YERİNDE açlık ve yetersiz beslenme (malnütrisyon) büyük halk sağlığı sorunudur. Bu sorunun çözümlenmesi için yine genetik mühendisleri, vitaminlerce zenginleştirilmiş GD tarım ürünleri geliştirmişlerdir. Bunun en bilinen ve çarpıcı örneği, pirince beta karoten (provitamin A) üreten genlerin aktarılmasıdır. Dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun temel hatta tek besin maddesi olan pirinç, vitamin açısından çok yetersizdir. Özellikle pirincin en çok tüketildiği Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerinde okul öncesi döneminde üç milyon kadar çocuğun, A vitamin eksikliğinden kaynaklanan sağlık sorunları ve görme bozukluğu olduğu, bunların her yıl 250.000 kadarının kör olduğu ve onların da yarısından çoğunun birkaç ay içinde öldüğü saptanmış. Bitkilerin fotosentez yapabilmesi için gerekli olan beta karoten, pirinç bitkisinin yeşil dokusunda bulunmakla beraber, tohumlarında yoktur. İşte tohum hücrelerinin beta karoten üretmesi için üç anahtar gen aktarılmıştır. Pirinç taneleri parlak sarı-yeşil renkte olduğu için de bu ürüne “altın pirinç” (golden rice) adı verilmiştir. Yazımız, sonraki sayımızda da sürecek. • yucelaksoy@butundunya.com.tr 139