son dönemde oman iç ve dış siyasetindeki temel gerçekler

advertisement
>
55
İnceleme
Petrol kaynakları giderek azalan Oman petrole bağımlılığını azaltmaya çalışıyor.
İnceleme
>
Rıdvan KALAYCI
Araştırma Görevlisi
Sakarya Üniversitesi U.İ.B.
SON DÖNEMDE OMAN İÇ VE DIŞ SİYASETİNDEKİ
TEMEL GERÇEKLER: EKONOMİK SORUNLAR VE
PRAGRAMATİK DIŞ POLİTİKA
The Facts on Oman’s Recent Domestic and Foreign Policy:
Economic Issues and Pragmatic Foreign Policies
Abstract
With the independent, pragmatic and modernist policies of Sultan Qaboos bin Said who took over the
reign in 1970, Oman achieved economic progress, became a regional actor and managed to become a
stable state in the world’s most chaotic region. Sultan Qaboos abandoned his father’s isolationist policies and aimed to integrate his country into the international system. To this end, Oman participated
in the Arab League in 1971 and was one of the founders of the GCO in 1981. Oman has a strategic
location, and faces domestic issues from time to time, but manages to profit from its location through
pragmatic policies.
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
56
İnceleme
Ekonomik gelirinin büyük bir kısmı petrol ihracatına dayanan Oman, son
yıllarda petrol üretimindeki azalışa bağlı olarak ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlamıştır. Maskat yönetimi, petrol üretimini artırmaya çalışarak
ve alternatif gelir kaynağı olarak turizm projelerini hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Giriş
K
abûs Bin Said’in 1970 yılında yönetimi
ele geçirmesinin ardından Oman Sultanlığı bağımsız, pragmatist ve modernist
politikalar takip etmeye başlayarak dünyanın
en sorunlu bölgesinde istikrarın hâkim olduğu bir ülke olmayı, ekonomik olarak kalkınmayı ve etkin ve önemli bir bölgesel aktör olmayı
hedeflemiştir. Sultan Kabûs, babasının, ülkeyi
uluslararası ortamdan izole edilmesine neden
olan politikalarını terk ederek ülkesini uluslararası sisteme entegre etmeye çalışmış ve bu hedef
doğrultusunda Oman’ın 1971 yılında Birleşmiş
Milletler’e ve Arap Ligi’ne üye olmasını ve 1981
yılında Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) kuruluşunda yer almasını sağlamıştır.
Ayrıca Oman, 1970’li yılların ortalarında İngiliz
ve İran askeri kuvvetlerinin de desteğiyle, yaklaşık on yıl süren Dofar ayaklanmasını bastırarak
ülke içerisindeki olaylara son vermiş ve böylelikle reform hareketlerini hayata geçirmedeki
önemli engelleri ortadan kaldırabilmiştir. 2000’li
yıllarda ise iç siyasette ekonomik sorunlarla uğraşmak zorunda kalan Oman, bu sorunların üstesinden gelebilmek için çeşitli arayışlar içerisine
girmiştir. Bu girişimlerin nasıl bir sonuç vereceği
ilerleyen yıllarda belli olacaktır.
Diğer yandan ülke içerisinde istikrarın sağlanması Maskat yönetiminin, milli çıkarlarını korumak için dış politika üzerine daha fazla yoğunlaşmasına ve böylelikle sorunlu komşuluk
ilişkilerinin olduğu ve çatışmaların baş gösterdiği Ortadoğu bölgesinde pragmatik bir dış politika takip edebilmesine olanak sağlamıştır. Bu
açıdan bakıldığında Oman’ın, İran’ın Ortadoğu
ve Batı’daki birçok ülkeyle bir çeşit Soğuk Savaş
içerisinde olduğu bir ortamda, hem ABD hem
de İran ile yakın ilişkiler içerisinde olmayı başarması da bu politikanın olumlu bir sonucu niteliğindedir. Stratejik olarak önemli bir konumda
bulunan Oman, iç siyasette ekonomik sorunlarla
karşılaşsa da, dış politikada izlediği pragmatik
politikalar sayesinde bu konumundan yararlanmayı başarabilmektedir.
1. Oman’daki İç Politik Gelişmeler
Son dönemde Oman, ekonomik sorunlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Ülkenin tarım için
elverişli topraklara sahip olmaması, ekonomik
istikrarın tam olarak sağlanamaması, diğer bir
deyişle büyük oranda petrol satışından elde ettiği gelire bağlı olması ve bu gelirin, üretimdeki
düşüşe bağı olarak azalması Oman’ı ciddi ekonomik sorunlarla karşılaşmasına neden olmaktadır. Maskat yönetimi ekonomide günyüzüne
çıkan sorunları aşmak için yoğun bir çaba sarf
etmektedir. Son dönemde Oman için önemli bir
gelişme de siyasi alanda yaşanmıştır. Uzun yıllar
ABD’nin insan kaçakçılığıyla mücadele etmeyen
ülkeler listesinde olan Oman, 2008 yılında bu listeden çıkarılmıştır. Bunun ardından Maskat yönetimi insan hakları konusunda daha fazla çaba
sarf etmeye başlamıştır.
1.1. Enflasyonla Mücadele
Oman ekonomisi için en önemli konuların başında gelen olay enflasyon oranlarının hızla artmasıdır. 2007 yılında yüzde 6,2 olan enflasyon
oranı 2008 yılında son 18 yılın zirvesine ulaşarak
yüzde 12,4’e yükselmiştir. Oman Ekonomi Baka-
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
57
İnceleme
Oman halkı, diğer Arap topluluklarından farklı olarak büyük ölçüde İbadi mezhebine mensup.
nı Ahmed Bin Abdul-Nebi Mekki Reuters’e yaptığı açıklamada enflasyonun 2008 yılı içerisinde
olağan seyrinde olacağını belirtmesine rağmen,
rakamların son yılların en yüksek seviyesine
ulaşmasına engel olunamamıştır.1 Enflasyonla mücadele konusundaki yetersizliği eleştiren
Oman Müteahhitleri Birliği de, milyarlarca dolarlık proje harcamalarının olumsuz etkilerine
dikkat çekmektedir.2
Öte yandan Oman’da enflasyonu önlemeye yö-
nelik bazı öneriler de tartışılmaktadır. Oman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Bin Abdullah
El-Konyi, konut stoklarının artırılarak kira ve kiralama talebinin hafifletilmesi gerektiğini belirtmiştir. Sanayi ve Ticaret Bakanı Makbul Bin Ali
Sultan başkanlığında bir komite oluşturulmuş
ve enflasyonu önlemeye yönelik olarak öneriler
hazırlanması istenmiştir.3 Çalışmalarını sürdüren komite, canlı hayvan üretiminin artırılması
ve tarımın geliştirilmesi için üreticilere teknik
ve mali destekte bulunulması gerektiğini söy-
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
58
İnceleme
Maskat yönetiminin belki de en önemli avantajı, komşularıyla artık sınır
sorunu yaşamaması ve İran’a karşı en sert politikaları takip eden ve diğer ülkeleri de bu yönde politikalar takip etmeye çağıran ABD ile yakın
ilişkilere sahip olmasıdır. Böylelikle Oman, enerjisisin büyük bir kısmını
içeriye harcamaktadır.
lemiştir. Aynı zamanda komşu ülkelerden canlı
hayvan ithalatına da bir süre izin verilmesi gerektiğini vurgulayan Komite, üreticilere modern
üretim tekniklerinin öğretilmesini ve teknoloji
kullanımının artırılmasını anlatan seminerler
verilmesini de öncelikleri arasına almıştır.4
1.2. Azalan Petrol Geliri ve Alternatif Çözüm:
Turizm
Oman’ın ekonomik yapısı incelendiğinde, gelirinin büyük bir kısmını petrol ihracatından elde
ettiği görülmektedir. Fakat yapılan araştırmalar
göstermektedir ki, Oman’ın petrol rezervlerinden elde ettiği gelir son yıllarda düşüş göstermektedir. Petrol geliri 2007 yılı GSMH’sinin
yüzde 40’ını oluştururken 2020 yılında bu oranın
yüzde 20’lere gerileyeceği tahmin edilmektedir.5
2008 yılı bu düşüş için bir istisnadır diyebiliriz.
Petrol fiyatlarının aşırı yükselmesi petrolden
elde edilen gelirin yüzde 48 artmasını sağlamıştır. Öte yandan Oman Turizm Raporu’na
göre 2008 yılında turizmden elde edilen gelir
GSMH’nin yüzde 4,99’unu oluşturmaktadır.6
Bunun yanında petrol fiyatlarında çık hızlı dalgalanmalar meydana gelmektedir. Hızlı değişimlerin yaşanması ve ekonominin can simidi olarak görülen petrol rezervlerinde düşüş olması,
Oman’ı yeni arayışlar içine sürüklemiştir. 2020’li
yıllarda iyice azalacağı tahmin edilen petrol yerine, ekonomiyi hareketlendirecek, Oman’ı Dubai
gibi bir cazibe merkezi haline getirecek olan turizme yönelik politikalara ağırlık verilmeye başlanmıştır. Ayrıca diğer ülke ve örgütlerle serbest
ticaret anlaşmaları imzalayarak ticaret yoluyla
da ülkeye önemli girdiler sağlamaya çalışılmış
ve ticari hayata hareketlilik getirmesi düşünülen
alışveriş merkezleri ve fabrikalar açılmıştır.7
Ekonomisini canlandırıp petrolden elde ettiği
gelire olan bağımlılığını azaltmak isteyen Maskat yönetimi büyük turizm projelerini hayata
geçirmeye başlamıştır. Bu hedef doğrultusunda
son yılların en büyük turizm projelerinden biri
olan Mavi Şehir projesinin yapımına 2005 yılı itibariyle başlanmıştı. 15 milyar dolara tamamlanması öngörülen projenin ilk etabı olan 2 milyar
dolarlık ihaleyi Türk şirketi ENKA ve onun Yunanlı ortağı Aktor Ate şirketi 7 Kasım 2006 tarihinde alarak çalışmalara başlamışlardı.8 Üç tane
beş yıldızlı otel, 202 villa, 4 bin 991 apartman
dairesi, dünya standartlarında iki golf sahası, ilkokul, cami vb. yapılması ve 2009 yılında bitirilmesi planlanan ilk etap çalışmaları, proje direktörü Tamer Perk’in ifade ettiği üzere ancak 2010
yılının son çeyreğinde bitirilebilecektir. 2008 yılı
itibariyle ilk etabın yarısı tamamlanabilmiştir.9
Proje tamamlandığında Oman ekonomik olarak
büyük bir kazanç elde edecek ve petrolden elde
ettiği gelire olan bağımlılığını kısmen azaltabilecektir.
Bir diğer önemli turizm projesi de, Oman Kordon Yatırımları, Oman Ulusal Yatırım Fon Şirketi ve Dubai merkezli El Futtaim Yatırım şirketi
tarafından ortaklaşa yürütülen Dalga Maskat
(The Wave, Muscat) projesidir. Bu projenin yapımına 2007 Nisan ayında başlanmıştı. Tamamlandığında sahil boyunca uzanan yedi kilometrelik
bir alanı, 18 golf sahası, 300 yatlık marina, dört
lüks otel, işyerleri, restoranlar, 4000 apartman
ve lüks villaları kapsayacak olan Dalga projesi,
Oman ekonomisine önemli girdi sağlayacaktır.
Projenin 2012 yılına kadar tamamlanması öngörülmektedir.10
Turizm sektörünü hareketlendirmek için yoğun
çaba sarf eden Maskat yönetimi, bölgenin önde
gelen ülkeleriyle bağlarını geliştirmeye özen gös-
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
59
İnceleme
termektedir. Bu bağlamda Türkiye
Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ali
Babacan’ın 25 Nisan’da Oman’a
yaptığı ziyaret ve daha öncesinde
Akdeniz Belediyeler Birliği’nin 1722 Şubat tarihleri arasında Oman
ve Katar’a yaptığı ziyaretler yeni
fırsatlar sunmuştur. Akdeniz Belediyeler Birliği’nin Kepez Belediye Başkanı liderliğinde Oman’a
yaptığı ziyarette daha çok turizmi
geliştirmek için görüşmeler yapılmıştır. Oman’dan Antalya’ya daha
fazla turistin gelmesini sağlamak
için, öncelikle Omanlı öğrencilerin Türkiye’de turizm ve otelcilik
bölümlerinde eğitim alması kararlaştırılmıştır.11
Türk heyetinin ziyaretinin ardından Oman Sultanlığı Ticaret
Bakanlığı heyeti, 21 Temmuz’da
Antalya`da Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel`i
makamlarında ziyaret ederek iki
ülke arasındaki turizm potansiyelini ortaya çıkarmaya yönelik
istekliliklerini göstermişlerdir. Görüşmelerde Oman Sultanlığı Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Genel Müdürü Abdullah Bin Ali El-Hinay,
Oman’ın kapalı ekonomi politikası uygulamadığını, ABD ve AB ile
ekonomik ilişkilerinin olduğunu,
ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması
imzaladıklarını AB ile de görüşmelerin devam ettiğini ve ülkesinin özellikle tarım sektöründe dışa
bağımlı olduğunu ve Türk yatırımcıların Oman’da yatırım yapmasını
istediğini açıklamıştır.12
1.3. İnsan Hakları Komisyonunun Kurulması
ABD’nin Oman’ı insan kaçakçılığıyla mücadelede yeterli çaba
sarf etmeyen ülkeler listesinden
2005 yılında başlanan ve dünyanın en büyük turizm projelerinden biri olan Mavi Şehir
(Blue City) projesi 15 milyar dolara mal olacak.
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
60
İnceleme
çıkarmasından sonra Oman’da ilk kez bir insan
hakları komisyonunu oluşturulmaktadır. Yeni
oluşturulan “Ulusal İnsan Hakları Komisyonu”
Oman parlamentosunun bir üst mercii olan
Devlet Konseyi’ne bağlı özerk bir yapı olarak çalışmalarına devam edecektir. Merkezi Maskat’ta
bulunacak Komisyon’un kendi yasası olacak ve
bağımsız şekilde faaliyet gösterebilecektir. Kasım 2008’de ABD tarafından insan kaçakçılığıyla
mücadele etmeyen ülkeler listesinden çıkarılmasına rağmen, Oman Dışişleri Bakanlığı, raporda
bulunan bazı yanlış bilgilerden dolayı ABD’nin
Oman Büyükelçisine resmi bir protesto iletmiştir. Ayrıca raporun halkın Oman yönetimine ve
toplumun önde gelenlerine karşı öfke duyduğunu belirtmesi Meclis Eş-Şura tarafından da protesto edilmiştir.13
Eleştiriler dışında, 16 Kasım’da Oman Dışişleri
Bakanlığı Basın Sözcüsü, Washington yönetiminin bu yeni tutumunun doğru olduğunu ve Maskat yönetiminin itirazlarıyla örtüştüğünü belirtmiştir. Buna ek olarak, Oman’ın 2005 yılında
onayladığı BM insan kaçakçılığını önleme protokolünden ve uluslararası hukuktan kaynaklanan
sorumluluklarının bilincinde olarak uluslararası
toplumla birlikte “yapıcı işbirliğine” devam edeceğini ifade etmiştir. 14
2. Oman’ın Küresel ve Bölgesel Aktörlerle
İlişkileri
2.1. ABD ile İlişkiler
Son dönemde Oman-ABD ilişkilerinin gündemini Dick Cheney’in 2008 yılındaki Oman ziyareti, terörizmle mücadelede işbirliği, Oman Körfezi Güvenlik Diyaloğu görüşmeleri, İran ve Serbest Ticaret Anlaşması konuları oluşturmuştur.
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney iki günlük
Irak ziyaretinin ardından, 19 Mart 2008 tarihinde dokuz günlük Ortadoğu turunun ikinci durağı olan Oman’da resmi temaslarına başlamıştır. Uluslararası arenada İran’a karşı baskılarını
artıran ABD, İran’a çok yakın bir konumda bulunan Oman’ı da kendisiyle birlikte hareket etmesi için ikna etmeye çalışmaktaydı. Fakat ABD
ile birçok konuda işbirliği içerisinde olmasına
rağmen Maskat yönetimi, İran konusunda daha
temkinli davranmakta ve İran’a karşı hareket etmekten ve sert tepki vermekten kaçınmaktadır.
Dick Cheney’in ziyareti sırasında da gündemin
önemli maddelerinden olan İran konusunda
Oman temkinli davranmaya devam etmiştir.
İran konusunda herhangi bir anlaşma imzalanmayıp diğer konularda olumlu görüş bildirilmiştir.15 Maskat yönetiminin, 15 Aralık 2008 tarihinde New York’ta ABD tarafından düzenlenen
Basra Körfezi’nin güvenliğini ve istikrarını ele
alan toplantıya İran davet edilmediği için katılmamasının16 yanında terörizmle mücadelede
Amerikan askeri birliklerinin Oman topraklarını kullanmasına, askeri uçakların yakıt ikmali
yapmasına ve lojistik desteklerin ulaştırılmasına
izin vermesi Oman’ın iki ülke arasında denge
politikasını çok iyi yürüttüğünün kanıtıdır. Buna
bir örnek de, 3 Temmuz’da Washington’da düzenlenen Oman Körfezi Güvenlik Diyalogu toplantısına katılması ve silahların sınırlandırılması
ve terörizme karşı ortak mücadelede işbirliğinin
devam ettirilmesi konusunda ABD ile görüş birliği içinde olması verilebilir.17
ABD ile ilişkilerin diğer bir önemli ayağını oluşturan Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri,
2006 yılı Ocak ayında Oman Ticaret ve Sanayi
Bakanı Makbul Bin Ali Sultan ile ABD Dış Ticaret Sorumlusu Bob Portman arasında imzalanan anlaşma ile sonuçlanmıştı. Fakat anlaşmanın
yürürlüğe girmesi Oman’ın telekomünikasyon
sektöründeki liberalleşme yolunda attığı adımlar
ve Sultan Kabûs Bin Said’in uyguladığı yumuşak
politikadaki değişmelere bağlı olduğu için üç yıl
beklemek zorunda kalmıştır. Ancak 2009 Ocak
ayından itibaren anlaşma yürürlüğe girebilmiştir.18
Portman, Serbest Ticaret Anlaşmasının iki ülke
arasındaki ticaret hacmini önemli derecede artıracağını, iki ülkenin de ihracatında çeşitlilik
sağlayabileceğini ve yeni iş fırsatları yaratabileceğini, Oman’ın demokratikleşme çabalarına
ve 2000 yılında Dünya Ticaret Örgütü ile imzalanan anlaşma çerçevesinde liberalleşme çabalarına katkıda bulunabileceğini belirtmiştir.
Portman’ın Oman’ın Ortadoğu bölgesindeki en
açık ekonomik politikaları uygulayan ülke oldu-
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
61
İnceleme
Sultan Kabûs ülkesinde iç istikrarı sağlamadı başarılı oldu.
ğunu, ABD’nin terörizmle mücadelede Oman ile
yakın işbirliği içerisinde olduğunu belirtmesi ve
anlaşmayla bu işbirliğinin daha ileriye götürülebileceğini19 ifade etmesi, imzalanan bu serbest
ticaret anlaşmasının sadece ekonomik amaçlar
dikkate alınarak yapılmadığını da göstermektedir.
Öte yandan, ABD’nin, kendi çıkarları açısından
son derece önemli olan Ortadoğu Serbest Ticaret Bölgesi projesinde20 kilit bir öneme sahip
olan Oman ile serbest ticaret anlaşması imzalamasının, Oman ile sahip olduğu yakın işbirliği,
bu ülkenin Basra Körfezinde İran’a çok yakın bir
konumda 35 millik kıyı şeridine sahip olduğu ve
ABD’yi terörizmle mücadelede desteklemesi21
göz önüne alındığında oldukça önemlidir.
2.2. İran’la İlişkiler
Ortadoğu bölgesinde -Hürmüz Boğazı’nda- çok
önemli bir stratejik konuma sahip olan Mas-
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
62
İnceleme
Oman, elde ettiği kazanımları korumak ve kendisine yeni fırsatlar sağlamak için iç siyasette Sultan Kabûs’un başlattığı fakat 1990’lı yıllardan
sonra yavaşlayan demokratikleşme girişimlerini hızlandırmak ve pragmatik dış politikasını sürdürmek zorundadır.
kat yönetiminin dış politikada diğer Arap ülkeleriyle karşılaştırıldığında İran ile çok daha
yakın ilişkiler içerisinde olduğu görülür. 15
Aralık 2008 tarihinde New York’ta Batılı ülkelerin ve Ortadoğu’dan Bahreyn, Mısır, Ürdün,
Kuveyt, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’dan temsilcilerin katıldığı ve Basra
Körfezi’nin güvenliğinin ele alındığı toplantıya
Oman ve Katar, ABD’nin İran’ın davet edilmesine karşı çıkmasını gerekçe göstererek katılmadılar. Konuyla ilgili olarak Oman Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alavi yaptığı açıklamada, Basra
Körfezi’nde İran’ın yardımı olmadan çözümün
imkansız olduğunu ve New York görüşmelerinin
Basra Körfezindeki duruma bir katkı sağlamadığını belirtmiştir.22
İsrail’in Gazze saldırılarına en sert tepkiyi veren
ülkelerin başında gelen İran, Oman ile benzer
görüşleri paylaşmasının yanında birçok Ortadoğu ülkesi tarafından, nükleer silah geliştirmeye
çalışmakla ve Şiiliği çevre ülkelere ihraç ederek
bölge ülkelerindeki yönetimler ve halklar üzerinde etki kurmaya çalışmakla suçlanmakta ve
büyük bir tehdit unsuru olarak algılanmaktadır.
Bu ülkelerin aksine Oman, İran ile ilişkilerini
geliştirmeye özen göstermiştir. Haziran 2007’de
Tahran ve Maskat yönetimleri arasında Kish
bölgesindeki kaynakların geliştirilmesini öngören anlaşma imzalanmıştır. Nisan 2008’de de
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Pervez
Davudi, yaptığı basın açıklamasında Kish bölgesinde 7 milyar dolardan 12 milyar dolara kadar
yükseltilebilecek şekilde bir ortak yatırımın gerçekleştirilmesinin planlandığını belirtmiştir.23 Bu
anlaşmanın akabinde 30 Ağustos 2008 tarihinde
İran Petrol Bakanı Gulam Hüseyin Nazari’nin
Oman’a yaptığı ziyaret sırasında enerji konusu
öncelikli gündem maddesini oluşturmuş ve do-
ğalgaz ihracatı konusunda imza aşamasına gelinmiştir.24
İkili ekonomik ilişkilerin gelişmesiyle birlikte
bölgenin ekonomik ve askeri kapasite olarak en
güçlü devletlerinden olan İran ile iyi geçinmenin
Oman’ın çıkarlarına olacağı hesaba katılmış olmalıdır ki, bölgede yaşanan gerginliklerde, uluslararası büyük aktörlerin aksine İran’a karşı sert
tepki vermekten kaçınılmıştır. Buna örnek olarak, İran’ın Oman Denizi’nde Aralık 2008’de gerçekleştirdiği büyük çaplı askeri tatbikatı ve füze
denemesi yapmasının normal karşılanmasını ve
bunun ekonomik ilişkileri geliştirmeye engel olmadığının belirtilmesini gösterebiliriz.25
İran Dışişleri Bakanı Manuçer Muttaki’nin 3-4
Şubat 200826 tarihleri arasında ve daha sonra
İran’ın Körfez Bölgesinden Sorumlu Dışişleri Bakanlığı Temsilcisi Muhammed Celal Feyruz’un
Oman’a gerçekleştirdikleri ziyaretler sırasında
Dışişleri Bakanı Yusuf Bin Alavi ile yaptıkları
görüşmelerde ikili ilişkileri daha ileriye götürebilecek adımlar atılmıştır. Bu çerçevede Maskat
ve Bandar Abbas şehirleri arasında direkt uçak
ve gemi ulaşımı konusunda görüşmeler gerçekleştirilmiştir.27 Son olarak, İran Cumhurbaşkanı
Mahmut Ahmedinejad’ın 23 Aralık’ta Oman Sanayi ve Ticaret Bakanı Makbul Bin Ali Sultan’ı
kabulü sırasında, iki ülke arasındaki ilişkilerin
bölgede örnek olması gerektiğini vurgulaması
Oman ve İran’ın işbirliği alanlarını artırabileceklerini göstermektedir.28
2.3. Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile İlişkiler
ve Ortak Pazar
Oman dış politikasında 2008 yılı içerisinde gerçekleşen diğer bir önemli gelişme ise Oman’ın
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
63
İnceleme
29 Aralık’ta Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) toplantısına ev sahipliği yapmasıdır. Toplantıda küresel mali kriz, petrol fiyatlarının hızla düşmesi,
Körfez bölgesinde 2010 yılında ortak para kullanımını başlatıp başlatmama konuları ve İsrail’in
Gazze saldırıları ele alınmıştır. Aralık 2007’de
Katar’da gerçekleştirilen zirvede alınan karar
gereği 2008 Ocak ayında Ortak Pazar’ın hayata
geçmesi kararlaştırılmıştı.29 Ortak Pazar konusunda görüş birliği olmasına rağmen ortak para
kullanımına ilişkin altı Konsey üyesinin beşi30
anlaşmayı kabul etmiş, Oman ise başlangıçta
parasal birliğin dışında kalmayı tercih etmiştir.31
Maskat yönetiminin parasal birliğin başlangıç
aşamasında dışında kalmayı tercih etmesinin
nedenleri arasında ekonomik altyapısının henüz
böyle bir birliğe uygun olmaması ve parasal birliğin oluşmasına Oman’ın çok iyi ilişkilere sahip
olmadığı hatta 1950’li yıllarda birçok kez çatışma içerisine girdiği Suudi Arabistan’ın öncülük
yapmasının olduğu söylenebilir. Buna ilaveten,
iki ülkenin Körfez bölgesinde ve Körfez İşbirliği
Konseyinde liderlik mücadelesi içerisinde olması ve Ortadoğu’da başta İsrail-Filistin meselesi
olmak üzere birçok olayda farklı düşünmeleri de
Oman’ın, Suudi Arabistan’ın öncülük yaptığı bir
oluşumda ilk başlarda neden dışarıda kalmayı
tercih etiğini açıklamaktadır.
Ayrıca Sultan Kabûs Bin Said, 2008 yılındaki
KİK toplantısında, parasal birliğin ve ekonomik
krizin yanında küresel ısınma ve insan hakları
gibi konulara dikkat çekerek, bu alanda da çalışmalar yapılması gerektiğini, mevcut durumun
yeterli olmadığını vurgulamıştır.32
Bunlara ilaveten Maskat yönetimi KİK vasıtasıyla önemli ekonomik kazanımlar elde etmektedir.
Buna örnek olarak Körfez İşbirliği Konseyi ile
Singapur arasında 4 Şubat 2008 tarihinde imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması gösterilebilir.
Bu anlaşma çerçevesinde Oman da diğer Körfez ülkeleriyle birlikte ürettiği malları Singapur
pazarına vergisiz bir şekilde satabilme imkânına
kavuşmuştur. Öte yandan KİK ile AB arasında
Serbest Ticaret Anlaşması görüşmeleri devam
etmektedir.33 AB ile KİK arasında görüşmelerinin 2008 yılı sonuna kadar tamamlanması öngörülüyordu fakat görüşmeler “insan hakları”
konusunun AB tarafından gündemde tutulması
yüzünden anlaşma ile sonuçlanmamıştır. Bunun
üzerine KİK Genel Sekreteri Abdurrahman ElAtiyeh, AB anlaşmayı kabul edene kadar, kendilerinin görüşmeleri askıya aldıklarını beyan
etmiştir.34
2.4. İsrail ile İlişkiler
Oman Ortadoğu bölgesinde bir Arap ülkesi olmasına rağmen, Arap-İsrail çatışmalarında ya
da İsrail’le olan diğer sorunlarda Arap Ligi üyeleriyle ortak hareket etmemiş, aksine İsrail’le
ilişkilerini sürdürmeye devam etmiştir. Örneğin
Maskat yönetimi, 1979 yılında İsrail ile Mısır
arasında imzalanan Camp David Anlaşması’nın
ardından Arap Ligi tarafından yapılan Mısır ile
ilişkilerin kesilmesi çağrısına da uymayarak Tel
Aviv ile diplomatik ilişkilerini sürdürmüştür.35
Diplomatik olarak, merkezde yer almamasının
da etkisiyle Oman, Arap-İsrail çatışmalarında
ön planda rol alamamış ve bu çatışmalara karşı göstermiş olduğu tepki de çok zayıf kalmıştır.
Özellikle 1990’lı yılların ortalarında, İsrail’e karşı
cephe almak yerine Arap dünyası ile İsrail arasında diplomatik köprü oluşturmak için yoğun
çaba sarfetmiştir. Bu süre zarfında Oman, Körfez ülkesi olarak ilk kez bir İsrail Başbakanını
ağırlamıştır. 1994 Aralık ayında İzak Rabin, daha
sonra da 1996 Nisan ayında Şimon Peres Oman’ı
ziyaret ederek Oman’ın bu tutumunun İsrail tarafından memnuniyetle karşılandığı gösterilmiştir.36
Oman’ın İsrail’e karşı göstermiş olduğu en
sert tepkinin, 2000 yılında Filistin’de başlayan
İntifada’nın ardından Maskat’ta bulunan İsrail Ticaret Ofisinin kapatılacağı ve bu durumun
İsrail’in Filistin Devleti ile anlaşmaya varmasına
kadar süreceğinin belirtilmesi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Maskat yönetimi, Tel Aviv ile
ilişkilerini tamamen kesmekten kaçınmaya özen
göstermektedir.37
2.5. Türkiye İle İlişkiler
Oman-Türkiye ilişkileri, 16. yüzyıla kadar
uzanan bir geçmişi olmasına ve Osmanlı
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
64
İnceleme
İmparatorluğu’nun Oman topraklarının 1803
ve 1807 yıllarında olmak üzere iki kez Suudların
denetimine girmesini engellemesine karşın, günümüzde bu tarihi derinliğin gerektirdiği yakınlıktan bir hayli uzaktır. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 1985 yılında Oman’ın Ankara’da
ve 1986 yılında Türkiye’nin Maskat’ta büyükelçilik açmasının ardından kurulduğu göz önüne
alınırsa, ikili ilişkilerin istenilen düzeyin çok
altında olduğu anlaşılacaktır. Nitekim, iki ülke
arasındaki ticaret hacminin günümüzde ancak
300 milyon dolara ulaşması bu görüşü desteklemektedir.38
Fakat 2000 sonrası döneme baktığımızda iki ülke
arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin
bir hayli hareketlendiğini, geleceğe dair iyimser
beklentilerin arttığını görmekteyiz. Özellikle
Kabûs bin Said yönetiminde Oman’ın liberal politikalar takip etmesi ve yeniden yapılanma içerisine girmesi, aralarında birçok Türk şirketinin de
bulunduğu uluslararası şirketlerin Oman’da faaliyetlerini artırmalarına olanak sağlamıştır. 2008
yılında ENKA şirketi ve Yunanlı Ortağı Aktor
Ate’nin Oman’ın en büyük turizm projesi olan
Blue City projesinin 2 milyar dolarlık ilk etap
ihalesini kazanması39, ardından Maskat’ta yapılacak olan 1,170 milyar dolar tutarındaki Maskat Uluslararası Havalimanı’nın pist ve alt yapı
işleri ihalesini Tepe-Akfen Vie (TAV) inşaat şirketi ve Yunanlı ortağı Consolidated Contractors
Company (CCC) adlı şirketin oluşturduğu ortak
girişim grubunun kazanması Türk şirketlerinin
Oman’daki en önemli başarıları olarak gösterilebilir. İhalelerin TAV ve ENKA şirketlerine sağlayacağı yarar kadar Türkiye ve Oman ilişkilerine
de fayda sağlayacağı kesindir. Türk şirketlerin
Oman’daki önemli projelerde ihaleler kazanması, gelecek için hem iki ülke yatırımcılarına umut
vermektedir hem de iki ülke arasındaki ticaret
rakamlarının istenen seviyelere geleceği beklentisini artırmaktadır.40
Bu beklentileri karşılayabilecek ya da gerçekleşmesine etki edebilecek önemli bir gelişme de
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Sultan Kabûs
bin Said’in davetlisi olarak 12-14 Nisan 2010 tarihleri arasında Oman’a bir ziyaret gerçekleştirmiş olmasıdır. Ziyaret sırasında İran nükleer kri-
zi ve Filistin sorunu başta olmak üzere bölgesel
konular ele alınmış ve iki ülkenin bu konularda
ortak bir tutum içerisinde oldukları vurgulanmış
olsa da, ziyaretin en önemli gündemini ekonomik ve ticari ilişkiler oluşturmuştur. 2010 yılına
gelindiğinde iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 300 milyon dolarlar civarında olduğunu
belirten Abdullah Gül, bu rakamın yetersiz olduğunu belirterek kısa sürede 1 milyar dolara daha
sonra hızlı bir şekilde 6-7 milyar dolara çıkartılması gerektiğini vurgulamıştır. İki ülke liderinin
bu konuda mutabık kalmasının Türkiye-Oman
ilişkilerinin ekonomi, kültür, turizm ve enerji
alanlarında bir ivme kazanmasına katkıda bulunacağı söylenebilir.41
Türkiye ile Oman arasındaki ilişkileri etkileyen
önemli bir gelişme de İsrail’in 27 Aralık 2008 tarihinde başlattığı Gazze saldırıları olmuştur. Bu
saldırılar karşısında Arap devletlerinin bir araya
gelip ortak bir tepki ortaya koyamamasına karşılık Türkiye’nin sert tepki göstermesi, üstelik
Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’ta yapılan “Gazze: Ortadoğu’da Barış Modeli” başlıklı oturumda
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e sert tepki
göstermesi Arap dünyasında, özellikle halk ve
akademisyenler nezdinde büyük yankı bulmuştur.42
Türkiye’nin aktif dış politika takip etmesi ve
Ortadoğu’daki sorunlarla daha yakından ilgilenmesi, Türkiye’nin hem Oman’daki haberlerde daha fazla yer bulmasına hem de bu vesileyle
Oman halkının Türkiye’ye karşı ilgisinin artmasına neden olmaktadır. Halk nezdindeki bu ilgi
Türk dizilerinin gerek Oman’da gerekse diğer
Ortadoğu ülkelerinde çok fazla rağbet görmesi
şeklinde tezahür etmektedir.43 Böylelikle halklar
nezdinde de Türklerin ve Türkiye’nin tanınması
ve tanıtılmasına katkı sağlanmış olmaktadır.
2.5. Diğer Ülkelerle İlişkiler
Ortadoğu bölgesinde serbest piyasa ekonomisini
uygulayan ekonomilerden biri olan Oman, dış ticaretinde çok boyutluluk sağlamak için girişimlerini yoğunlaştırmıştır. Bu bağlamda, Hindistan
Başbakanı Manmohan Singh’in 8 Kasım’da, Körfez bölgesindeki üç günlük ziyareti çerçevesinde
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
>
65
İnceleme
Oman’a uğraması ve iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirme konusunda önemli adımların
atılmasına vesile olacak bir Mutabakat Zaptı’nın
imzalanması Oman’ın bu girişimlerinin sonucudur. 8 Kasım’da imzalanan bu belgeyle birlikte Hindistan-Oman Ortak Yatırım Fonu’nun
kurulması kararlaştırılmıştır. Fondaki sermaye
miktarı öncelikle 100 milyon dolar olarak belirlenmiş ve bu miktarın daha sonra 1,5 milyar
dolara kadar çıkabileceği karara bağlanmıştır. Bu
fon aracılığıyla iki ülke arasındaki kültürel etkileşimin artırılması, turizm sektöründe daha fazla işbirliği yapılması, sağlık, telekomünikasyon
ve altyapı alanlarındaki projelerin desteklenmesi
planlanmaktadır.44
Benzer bir gelişme ise, Oman ve Kazakistan ticaret ve sanayi odaları başkanları arasında 16 Mart
2008 tarihinde yaşanmıştır. İki ülke ticaret ve sanayi odaları başkanları arasında Oman Dışişleri
Bakanlığı’nda iki mutabakat zaptı imzalanmıştır.
Birinci mutabakat zaptı ile birlikte iki ülke vatandaşlarının vizesiz seyahat edebilmesine imkan sağlanmıştır. İkinci mutabakat zaptı ile karşılıklı ticaret ve yatırım alanlarındaki ekonomik
işbirliğinin derinleştirilmesi, bilgi alış verişinin
sağlıklı şekilde devam ettirilebilmesi, uzmanların değişimi ve farklı alanlarda teknoloji transferinin gerçekleştirilmesi kabul edilmiştir.45
Sonuç
Ekonomik gelirinin büyük bir kısmı petrol ihracatına dayanan Oman, son yıllarda petrol üretimindeki azalışa bağlı olarak ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlamıştır. Maskat yönetimi, petrol
üretimini artırmaya çalışarak ve alternatif gelir
1
2
3
4
5
6
kaynağı olarak turizm projelerini hayata geçirerek bu sorunu aşmaya çalışsa da, araştırmalar
Oman’daki petrol kaynaklarının azalmaya başladığını göstermektedir. Turizm projelerinin hayata geçmesi azalan petrol gelirlerine alternatif
oluşturabilir fakat bu seçeneğin hayata geçmesi
de uzun zaman alacağı için Sultan Kabûs, ülke
içerisinde ciddi sorunlarla karşılaşabilecektir.
Sultan Kabûs’a yönelik eleştiri ve baskıları artırabilecek diğer bir gelişme ise enflasyon oranlarının yüksek çıkması ve hayat pahalılığının
artmasıdır. Oman’da tarım ürünlerinin yetiştirilmesinde ciddi sorunlar varken çok yüksek maliyetli turizm projelerine kaynak ayrılması Sultan
Kabûs’a yönelik eleştirileri artırmaktadır. Bu sorunların artması durumunda muhalefet hareketlerinin gündeme gelmesi de söz konusu olabilir.
Maskat yönetiminin belki de en önemli avantajı,
komşularıyla artık sınır sorunu yaşamaması ve
Ortadoğu’daki birçok ülke tarafından ciddi bir
tehdit unsuru olarak görülen İran’a karşı en sert
politikaları takip eden ve diğer ülkeleri de bu
yönde politikalar takip etmeye çağıran ABD ile
yakın ilişkilere sahip olmasıdır. Böylelikle Oman,
ciddi bir güvenlik tehdidi hissetmeden enerjisisin büyük bir kısmını içeride ekonomiyi canlandırmak, dışarıda ise kendi çıkarlarını korumak
için harcamaktadır.
Oman, elde ettiği kazanımları korumak ve kendisine yeni fırsatlar sağlamak için iç siyasette
Sultan Kabûs’un başlattığı fakat 1990’lı yıllardan
sonra yavaşlayan demokratikleşme girişimlerini
hızlandırmak ve pragmatik dış politikasını sürdürmek zorundadır.
“Oman inflation jumps, showing cost of dollar peg”, Khaleej Times, 13.04.2008, Oman inflation doubled to 12.4% in 2008, Emirates Bussiness 24/7, 02.06.2009
“Caps and Props, Oman”, Volume 159, www.oxfordbusinessgroup.com/weekly...,11.03.2008
“Caps and Props, Oman”, Volume 159, www.oxfordbusinessgroup.com/weekly...,11.03.2008
“Govt acts to ease impact of inflation”, Times of Oman, 06.03.2008
“Alternative Tourism Strategies In The Sultanate Of Oman”, http://ezinearticles.com...,
20.04.2008
“Reports Bear Out: The Future Is Bright For Oman Tourism”, http://www.omanair.aero/...,
18.04.2009
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
DİPNOTLAR
>
66
İnceleme
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
DİPNOTLAR
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
“Joyalukkas opens world’s biggest jewellery showroom in Chennai”, Times of Oman,
17.03.2008, Sayyid “Shihab opens ceramics factory”, Times of Oman, 06.03.2008, “Sharon
Otterman, The Anti-Dubai (for Now)”, The New York Times, 16.04.2008
“Akdeniz Belediyeler Birliği Oman’ı ve Dubai’yi gezdi”, http://www.turkiyeturizm.com/news...,
26.02.2008
“The Blue city phase 1 on Schedule for 2010 delivery”, www.arabianbusiness.com...,
05.01.2009, “the blue city proect, Oman”, www.enka.com.bluecity..,
“The Wave, Muscat, Oman”, http://realestate.theemiratesnetwork.com/developments...,
James Exelby, “Oman’s Blue City causing investor concerns”, http://www.arabianbusiness.
com/... 14.08.2008,
“Oman heyeti başkanları ziyaret etti”, Zaman, 27.02.2008,
“Oman Sets Up Human Rights Commission”, Khalej Times, 17.11.2008
“Oman Sets …”, Khalej Times, 17.11.2008
“Cheney to Meet Oman’s Sultan for Talks on Iran”, www.voanews.com..., 19.03.2008
“Oman Dismisses US Concerns on Iran N. Issue”, www.farsnews.net.newstext..., 28.12.2008
“U.S.-Oman Gulf Security Dialogue”, merln.ndu.edu/archivepdf/NEA/State/105529.pdf,
03.07.2008
“US – Oman free trade agreement comes into effect from tomorrow”, Times of Oman, 30.12
2008
“US – Oman Free Trade Agreement”, http://fpc.state.gov/documents/organization/75249.pdf
Amerikan Devlet Başkanı George W. Bush tarafından 2003 yılında ortaya atılan bir projedir.
Irak Savaşından başarıyla çıkılması ve takip eden on yıllık süreç içerisinde Orta Doğu Bölgesinde Serbest Ticaret Bölgesi oluşturulması projesidir. Gümrük duvarlarının olmadığı serbest
ticaret bölgelerine katılma koşullarının devletlerle tek tek görüşülmesi, katılım için piyasa ekonomisini benimseme, ‘terörizmle savaş’a katkıda bulunma gibi koşullar aranmaktadır. “ABD’den
Ortadoğu’ya serbest ticaret bölgesi”, Radikal, 10.05.2003, Erişim Tarihi: 06.06.2009
“US – Oman Free Trade Agreement”, http://fpc.state.gov/documents/organization/75249.pdf,
“Oman Dismisses US Concerns on Iran N. Issue”, www.english.farsnews.net.newstext...,
28.12.2008
“Iran, Oman hold talks on energy”, www.presstv.com..., 03.09.2008
“Oil Minister to Visit Oman for Gas Talks”, Fars News, 31.08.2008, “Iran, Oman to Discuss Gas
Deal”, Arab Times, 29.08.2008,
“Iran aces first stage of naval drill”, http://www.presstv.ir/detail.aspx?id=77206&section
id=351020101, 02.12.2008, “Iran Tests Missile During Naval Maneuver”, http://www.foxnews.
com/story/0,2933,463145,00.htm, 07.12.2008
“Iranian foreign minister arrives”, Times of Oman, 04.02.2008, “Iran, Oman to broaden in oil, gas
sectors”, http://web-srv.mfa.gov.ir/output/english/documents/doc10247.htm, 21.01.2008
“Alawi, Maqbool discuss bilateral ties, trade with Iranian official”, Times of Oman, 04.02.2008
www.islamidevlet.com/iran-Oman..., 24.12.2008
“GCC Common Market Becomes a Reality”, http://www.arabnews.com... , 01.01.2008
Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt Anlaşma olmasını destekleyen ülkeler iken Oman başlangıçta dışarıda kalmayı tercih etmiştir.
“GCC summit still on, will cover Gaza assault – Oman”, Daily Star, 29.12.2008,
“The Muscat Declaration”, Oman Daily Observer, 31.12.2008,
“Talks see headway on GCC-EU free trade agreement”, http://www.arabianbusiness.com...
“GCC suspends EU free-trade talks”, http://www.google.com/hostednews..., 23.12.2008
Jeffrey A. Lefebvre, Oman’s Foreign Policiy in Twenty First Century, Middle East Policy, Vol. XVII,
No. 1, Spring 2010, s. 101-102.
Kenneth Katzman, Oman: Reform, Security and U.S. Poliy, Foreign Affairs, Defense, and Trade
Division, 2008, s. 5-6.
Jeffrey A. Lefebvre, Oman’s Foreign Policiy in Twenty First Century, Middle East Policy, Vol. XVII,
No. 1, Spring 2010, s. 102-103.
Veysel Ayhan, Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir
Ülke, Orsam Rapor No. 16, Nisan 2010, http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/2010412_sayi_16_rapor_webtrk.pdf, s. 20-22.
The blue city proect, Oman”, www.enka.com.bluecity..., The Blue city phase 1 on Schedule for
2010 delivery”, www.arabianbusiness.com..., 05.01.2009,
Tav İnşaat, Muscat Havalimanına 1.1 milyar dolarlık iş yapacak, Hürriyet, 13.05.2009
Veysel Ayhan-Oytun Orhan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Oman Ziyareti: Maskat’tan
Gözlemler, Orsam Dış Politika Analizleri, 14.04.2010, http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.
aspx?ID=736.
Veysel Ayhan, Türkiye’nin Gazze Politikasının Basra Körfezi Ülkeleri Üzerindeki Sonuçları: Saha
Araştırmasına Dayalı bir Analiz, Ortadoğu Analiz, cilt. 1, sayı. 3, 2009, s. 51-60
Gül ve Sultan Kâbus: Türkiye-Oman İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa, http://reyhanlioncu.com/yazar.
asp?yaziID=130, 14.04.2010
“Oman, India set up Joint Investment Fund”, http://www.presstv.ir/...,10.11.2008
“Oman, Kazakh chambers of commerce sign agreement”, Times of Oman, 17.03.2008
Ortadoğu Analiz
Mayıs’10 Cilt 2 - Sayı 17
Download