T. B. M. M. B : 80 ediyoruz. Daha da önemlisi, bu hususların yeterli bir ayrıntıyla tasarıda yer almasını talep ediyoruz. Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla doğ­ rudan ilgili bir <başka meseleye daha burada önemle temas etmek ve Sayın Hükümet yetkililerine şu suali tevcih etmek istiyoruz : Bu kanun tasarısından önce Hükümet tarafından ithalat, ihracat ve dış ticaret iş­ lemleri üzerinden ek malî yükümlülükler, fonlar alın­ mış mıdır? Alındı ise bunlar nedir, hangi hukukî mesnede dayanılarak tahsilat yapılmıştır? Şayet 'böyle 'bir hukukî mesnet mevcut ise, bu hu­ kukî mesnet ile elimizdeki kanun tasarısı hakkındaki ilişki nedir ve niçin bu kanun tasarısına zaruret du­ yulmuştur. Bu hususların da Yüce Meclisimizde açık­ lanmasında yarar görmekteyiz. Sayın milletvekilleri, sonuç olarak şunu ifade et­ mek isteriz : Daha önce de 'belirttiğimiz gibi, ilgili konularda kanuna dayanarak Hükümete yetki, ver­ mek, şüphesiz Anayasanın 167 nci maddesinde ilke olarak ka'bul edilmiş bir husustur ve tartışılamaz. An­ cak, Yüce Meclisimize sunulan bu kanun tasarısı bu maddenin tekrarından öteye gidememekte, belirsizlik içinde ve muhtevadan tamamen yoksun bulunmakta­ dır., 'Bu tasarının yeniden ele alınmasını, Hükümete ve­ rilecek yetkileri, yukarıda izaha çalıştığımız yönler­ den açıklığa kavuşturan ve tasrih eden yeni bir ta­ sarının hazırlanması gereğini duyduğumuzu saygıları­ mızla arz etmek isterim. Teşekkürlerimle. (Alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederiz. Halkçı Parti Grubu adına Sayın Cahit Tutum; buyurun efendim. Sayın Tutum, süreniz 20 dadikadır. HP GRUBU ADINA CAHİT TUTUM (Balıke­ sir) — Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; önü­ müzdeki tasarının, değerli Milliyetçi Demokrasi Par­ tisi temsilcisi tarafından, özellikle teknik ayrıntılara varanfeıireleştirisi yapılmıştır. Benim de üzerinde dur­ mak istediğim 'birçok konular dile getirilmiştir. Esas itibariyle ben bu tasarı hakkındaki hukukî endişelerimi belirtmek istiyorum. 'Birinci nokta, bu tasarı aslında Anayasaya göre eksik bir tasarıdır. Çünkü, Anayasanın 167 nci mad­ desinin matlalbı, «Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi şeklindedir. Bu yasa tasarısı metnin bir parçasını almış, öbür parçasını bırakmıştır veya bu­ günkü uygulamayı yeterli saymaktadır, 167 nci madde Devletin piyasaları denetim altın­ da tutacağını, özellikle piyasalarda fiilî veya anlaşma 2 . 2 . 1084 O : 1 sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleyece­ ğini söylüyor. Gönül isterdi ki, 'böyle (bir tasarı dış ticaret dü­ zenlenmesi vesilesiyle hazırlanırken, piyasaların de­ netimini tıpkı Anayasamızın 167 nci maddesinde ol­ duğu gibi, bir 'bütün halinde ele alsın. Hemen belir­ teyim, bu düşüncem sübjektif 'bir değerlendirme de­ ğildir. Eğer Anayasanın 167 nci maddesinin gerekçe­ sine bakılırsa; bu 2 konunun, yani 1 inci fıkra ile 2 nci fıkranın 'birbiriyle iç içe, organik bir bağlantı halinde bulunduğunu açıkça görürsünüz. Dolayısıyla, sanıyorum ki değerli iktidarımızın; «ölen ölür, kalan sağlar bizimdir» politikasıyla serbest piyasa ekonomi­ sini savunmasını, galiba t>u Anayasa maddesinin ya­ rısına gözümüzü kapayarak, öbür yarısıyla maddeyi görme alışkanlığının bir sonucu gibi telakki ediyo­ rum. Çok değerli milletvekilleri, 2 nci nokta; bu tasa­ rının gerekçesinde tüketiciyi koruyacağından bahsedil­ mektedir. Tüketicilerin korunmasına ilişkin Anayasa­ nın ilgili maddesi 172 nci maddedir. Demek ki, Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı tüketicileri de koruyacaktır. Nasıl koruyacaktır? «Hü­ kümet tedbirler alır ve korur» derseniz, böyle bir hukukî ifade olmaz. Bu, makro düzeyde bir ifade olur. Yön gösterici, direktif hüküm niteliğinde, Ana­ yasada yer alan hu tür hükümler, yasama ve yürüt­ meye elbette bir direktif niteliğindedir; ama sadece onu tekrarlamak yani, «Hükümet alacağı tedbirlerle tüketiciyi korur» demek yetmez. Nasıl koruyacaktır? Anayasa hukuku açısından son derece tehlikeli bulduğum 'bir noktaya değinerek sözümü bağlamak istiyorum. Değerli Milliyetçi Demokrasi Partisi Sözcüsünün bahsettiği gibi burada «Ek malî yükümlülükler» den­ miş. 3 üncü maddeye 'baktığınız zaman sanki ek malî yükümlülükleri tarif edecekmiş gibi bir duyguya ka­ pılıyorsunuz; okuyorsunuz, öyle bir şey yok. O halde biz, hangi konuda ve hangi yetkiyi veri­ yoruz? Bence en önemli nokta, bu tür düzenleme­ lerde yargı denetimini büyük ölçüde güçleştiren ve yargıya bir kıstas vermeyen düzenlemelerdir. Özel­ likle yargı bu konuda, bu maddenin uygulanmasındaki ihtilafları nasıl çözüme (bağlayacaktır ve ne demek­ tir ek malî yükümlülük? Bunun hukuksal bir tanımı verilemezse, diyelim ki bu maddenin uygulanması dolayısıyla Hükümetin alacağı kararlar aleyhine Da­ nıştay'a gidildiğinde, Danıştay hangi kıstaslara baş­ vuracaktır? Örneğin, burada «vergi ve benzeri yü-. -safi —