İskender İmparatorluğu

advertisement
İskender İmparatorluğu
Salı, 24 Ocak 2012 09:28 - Son Güncelleme Pazar, 29 Kasım 2015 16:09
İskender İmparatorluğu (MÖ 359-MÖ323):
İskender, Çanakkale Boğazı üzerinden Anadolu'ya geçerek Persleri Granikos ve İssos
savaşlarında yenilgiye uğratmış, Suriye'yi ve Mısır'ı ele geçirmiştir. Bir süre bu bölgede
kaldıktan sonra Asur ülkesine yönelmiş, bütün Mezopotamya'yı egemenliği altına almıştır.
Hayber Geçidi'ni aşarak Hindistan'a girmiştir.Askerlerin isteksizliği ve yorgunluğu üzerine Babil'e
geri dönmüştür. İskender 33 yaşındayken hayatını kaybetmiştir. Onun ölümünden sonra ülke
İskender'in generalleri arasında paylaşılmıştır.
İmparatorluk toprakları üzerinde üç krallık kurulmuştur. Bunlar; Mısır da kurulan Ptolomeler,
Makedonya da Antigonitler ve Anadolu dan Hindistana kadar uzanan topraklarda ise
Selevkoslardır.
Selevkos Krallığı'nın parçalanmasıyla Anadolu'da Pontus, Kapadokya, Bitinya ve Bergama
krallıkları ortaya çıkmıştır.
İskender, ülkeyi Perslerde olduğu gibi satraplıklara bölmüştür. Doğudaki satraplıkların başına
Persleri, batıdaki satraplıkların başına Makedonyalıları geçirmiştir. Ancak askerî yönetimle sivil
yönetimi birbirinden ayırmıştır. Pers sarayının protokol kurallarını benimsemiştir. Merkezî bir
vergi toplama sistemi oluşturmuştur.
GORDİON DÜĞÜMÜ:
MÖ 334’te İskender, Gordion'a gelir. Bir efsaneye göre, “Gordion düğümünü (halatların öküz
arabasına bağlanarak gerdirilmesi ve uçlarının görünmemesiyle oluşan düğümü) çözen kişinin
Asya’ya hâkim olacağı söylenmektedir. Efsaneyi bilen ve hızlı bir çözüm yolu kullanan İskender,
kılıcıyla halatı bir hamlede kesip düğümü yok eder. Böylelikle Asya’ya, hâkim olabileceği
inancının halk arasında yayılmasını sağlar.
İskender'in kurduğu Bergama, Antakya ve İskenderiye gibi şehirler, zamanla birer kültür ve
1/3
İskender İmparatorluğu
Salı, 24 Ocak 2012 09:28 - Son Güncelleme Pazar, 29 Kasım 2015 16:09
ticaret merkezi hâline gelmiştir İskender'in Asya'ya yönelik faaliyetleri, batı ve doğu kültürlerinin
karışmasıyla yepyeni bir kültürün ortaya çıkmasını sağladı. Bu yeni kültüre Helenistik kültür, bu
kültürün ortaya çıktığı yaklaşık üç yüz yıl devam eden (MÖ 330-MÖ 30) döneme Helenistik
Dönem denilmiştir.
PARŞÖMEN:
Bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde, kitap okuma ve kütüphaneye gitme alışkanlığının az
olduğuna dikkat çekilirken eski çağlarda birçok kütüphanenin var olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan araştırmalar eski çağların en önemli kütüphanesinin Asurlular tarafından Ninova’da
kurulduğunu ortaya koymuştur. Asurluların yazıyı kil tabletler üzerine kaydederek bu tabletlerin
her birinden ikişer tane oluşturmak suretiyle kilden yapılmış zarf arasında sakladıkları
anlaşılmıştır. Bu dönemde üzerine yazı yazılan diğer önemli nesne ise Mısır da yetişen bir
bitkiden elde edilen papirüstür. İlk Çağda Anadolu’da da kültür- sanat merkezi olan kentlerde
ünlü kütüphaneler vardır. Bunların en ünlüsü de Bergama Kütüphanesi’dir. 200 bin kitapla
donanmış Bergama Kütüphanesi İskenderiye Kütüphanesi ile rekabet içindedir.
Öyle ki İskenderiyeliler, Bergama kenti bu yarışı kazanmasın diye papirüs ihraç etmeyi
yasaklamışlardır. Bunun üzerine hayvancılıkla uğraşan Bergamalılar keçi derisinden kâğıt elde
etmişlerdir. Bergama’nın antik söylenişi Pergamon olduğundan bu kâğıda parşömen adı
verilmiştir. Fakat parşömenin papirüsten farklı olarak çok ince olması ve kuruduğu zaman
kıvrılması parşömenin kenarlarına tahta çakılmasına neden olmuştur. Böylece Codex (Kodeks)
denilen ilk kitap oluşmuştur.
ÖLÜM TANRISI HADES GİREMEZ:
Kuruluşu MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan Asklepion Sağlık Merkezi, mitolojideki sağlık tanrısı
Asklepieos’a adanarak yapılmış ve MS 5. yüzyıla kadar, ünlü bir tedavi merkezi olarak etkinliğini
sürdürmüştür. Bergama'nın eski çağlarda önemli bir sağlık kenti olduğunu ispatlayan
Asklepion'un giriş kapısı, bugün Viran Kapı olarak ayakta durmakta olup bu kapının üzerinde şu
yazı yer almaktadır: "Bütün tanrılar adına kurulmuş bu kutsal yere, yalnız ÖlümTanrısı Hades
giremez!"
Rivayetlere göre; yüzlerce yıl boyunca Asklepion'da kimse hayatını kaybetmemiş. Çünkü
2/3
İskender İmparatorluğu
Salı, 24 Ocak 2012 09:28 - Son Güncelleme Pazar, 29 Kasım 2015 16:09
Asklepion Sağlık Merkezine gelen hastalar girişte muayene edilip tedavisi mümkün olmayan
ölümcül hastalar içeri alınmamıştır. İçeri alınan hastalar, 650 metre uzunluğundaki kutsal yoldan
yürüyerek, bugün bile içilebilen şifalı sudan içip yıkandıktan sonra hastalığın tedavisine
başlanmıştır. Buluntulardan, ameliyatların da yapıldığı anlaşılan Asklepion'da ilaçla, bitkilerle,
müzikle, su, çamur ve güneş banyolarıyla tedavinin yanında telkinle tedavinin uygulandığı
anlaşılmıştır. Galenos gibi ünlü hekimlerin yetişdiği bilinen Asklepion'da tıbbın simgesi yılanlı
sütun da yer almıştır.
www.bergama.bel.tr
3/3
Download