1872’de Kırım’dan ayrılan Gaspıralı İstanbul, Viyana, Münih ve Stuttgart üzerinden Paris’e gitmiştir. Paris’ de geçirdiği iki yıl içinde ünlü Rus yazarı İvan Turgenyev’e asistanlık yapmak da dâhil çeşitli işlerle geçimini sağlamıştır. 1874’de öteden beri içinde yatan Osmanlı zabiti olma arzusuyla İstanbul’a gelmiştir. Ancak burada geçirdiği bir yıla yakın süre içerisinde başvurusuna olumlu karşılık alamamış ve tekrar Kırım’a dönmüştür. Gaspıralı aslen Litvanyalı bir Tatar olan Mustafa Mirza Davidoviç’ le birlikte, onların müdürü, tanınmış bir PanSlavist ve Moskovskiya Vedomosti gazetesinin editörü olan ve onları her hafta kendi evine davet eden İvan Katkov’un dikkatini çekmiştir. 1867’deki Girit ihtilalı sırasında Katkov’un Türkiye’ye karşı göstermiş olduğu düşmanlık, bu iki gençte bir tepkinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur ve bu iki genç Girit’e Türk tarafında gönüllü olarak hizmet etmek amacıyla Odessa’ya gitmişlerdir. Bununla birlikte pasaportları olmadığı için tutuklanarak, geriye Kırım’a kendi evlerine gönderilmişlerdir. İsmail Bey, Bahçesaray’da Zincirli Medrese’de mecburî Rusça öğretmenliğine tayin edildi. O hep Türkiye’ye gitmeyi ve subay olmayı düşünmüştür ve bunu yapmak için Fransızca öğrenmenin gerekli olduğunu fark etmiş, Bahçesaray’daki dört yıllık memurluk yaşamı sırasında Fransızca öğrenmiştir. Aslında bu dil hakkında bazı bilgileri Moskova’da Askerî Lise’de iken elde etmiştir. Paris’ de iken geçimini bir reklam ajansında tercümanlık yaparak sağlamıştır. Amacı Türkiye’ye gitmek olduğu için Paris’ de Genç Osmanlıların yer aldığı oluşumlara çok fazla karışmamıştır. Sonunda 1874’de İstanbul’a gitmiş ve orada daha önce yerleşmiş olan amcası Süleyman Efendi’nin yanında kalmıştır. Türk Harp Okulu’na girmek için büyük bir gayret göstermiş, fakat Rus büyükelçisi İgnatiyev bunu öğrendiğinde Sadrazam Mahmut Nedim Paşa üzerinde nüfuzunu kullanmış ve bu teşebbüsü engellenmiştir. Sonunda bir yıl boş yere bekleyen İsmail Gaspıralı, Kırım’a geri dönmüştür. İstanbul’da bulunduğu sırada St. Petersburg ve Moskova’da çıkan bazı Rusça gazetelerde Doğu’daki yaşamı tanımlayan, siyasî içerikli olmayan makaleler yayımlamıştır. 1874 ve 1878 yılları arasında Kırım Türkleri’ nin köy yaşamı ile içli-dışlı olmaya başlamış ve hayatının bu dönemini 1906’da yayımlanan Gün doğdu adlı öyküsünde tasvir etmiştir. Bu öyküde kendisinden Danyal Bey adı altında söz eder. Milletinin gereksinimleri, köy yaşamı ve öğretim ile içli dışlı olduğunda bu Danyal Bey, anlar ki, bir gazete çıkarma ve milletini dünyadan haberdar etmek yaşamsal bir gereksinimdir. İsmail Bey 1878’de Bahçesaray’a belediye başkanı seçilmiş ve 1879’da bir gazete çıkarma izni için Çar hükümetine başvurmuş ama bu isteği geri çevrilmiştir. Bunun üzerine Simferopol’ de Rusça olarak yayınlanan “Tavrida” gazetesine Rusya İmparatorluğu’nun Müslümanlarıyla ilgili ciddî siyasî makaleler yazmıştır. Arada bir makaleler toplusu (koleksiyonu) yayımlamıştır; Gaspıralı, kendi görüşlerini yaymak üzere 18811882 yılları arasında “Tonguç”, “Şafak”, “Kamer”, “Ay”, “Yıldız”, “Güneş”, “Hakikat” ve “Latail” olmak üzere çeşitli kitapçıklar yayımlamıştır. Bu kitapçıklarda genel olarak dil sorunu incelenmiştir. Daha sonra ilk ikisi Türkçe olan ve özellikle Rusya coğrafyasındaki Türk topluluklarına, coğrafya olaylarını, eğitim sistemlerini, basını, sağlık konularını anlatan, “Mirat-ı Cedit”(Yenilik Aynası) ve “Salname-i Türkî” ile Rusya’daki Türk topluluklarının durumunun ve çağdaşlaşma sorunsalının incelendiği, Rusça “Russkoe Musulmanstvo” adlı üç yapıt kaleme almıştır. Gaspıralı, bu yapıtında, Ruslar ve Türkler arasında eşitliği savunmuş ve Rus hükümetinin Türker’in kimliklerini ve kültürlerini eriterek, yok etme uğraşılarına açıkça karşı çıkmıştır İsmail Bey, bu yapıtta, kendisini Rusya’nın sadık bir tebaası Yıl:1 | Sayı:2 | Gökkubbe | 11 DOSYA: GASPIRALI VE KIRIM Babası Mustafa Ağa, Alupka ve Yalta arasındaki Gaspıra köyündendir. Mustafa Ağa, Odessa’ daki Askerî Lise’nin mezunlarındandı. 1854’de Sivastopol Savaşı sırasında Mustafa Ağa Bahçesaray’a yerleşmiştir ve oğlunu önce Bahçesaray’daki Zincirli Medrese’ye ve daha sonra da 10 yaşında iken Simferopol Gymnasium’ una göndermiştir. İki yıl sonra İsmail Gaspıralı, Voronezh Askerî Lisesi’ne gitmiştir, sonrasında Moskova Askerî Lisesi’ne nakledilmiştir.