PROF. DR. SAATÇİ AÇIKLAMASI Mimar Sinan Güzel Sanatlar

advertisement
PROF. DR. SAATÇİ AÇIKLAMASI
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Suphi Saatçi, Mimar
Sinan'ın, sadece cami değil, 'medrese, darüşşifa, kervansaray, türbe ve hamam' gibi
değişik işlevli yapılar da inşa ettiğini söyledi.Prof. Dr. Saatçi, Bilecik Üniversitesi Sürekli
Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen ''Tarih ve Kültür Sohbetleri'' etkinliğinde verdiği
''Yaşayan Sinan'ı Anlamak'' konulu konferansta, Türk kültür tarihinin en büyük simgesi
olan Mimar Sinan'ın, medeniyetin inşa edilmesinde en başta gelen temel taşlardan biri
olduğunu
kaydetti.
İstanbul'un, Osmanlı yönetimine geçtiği 1453 yılından sonra büyük bayındırlık
hareketlerine sahne olduğunu ifade eden Prof. Dr. Saatçi, şöyle konuştu:
''Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'da başlattığı imar çalışmaları, kendi adına yaptırdığı
külliye ile sınırlı kalmamış, değişik türde birçok eser inşa ettirmiştir. Böylece yerleşme
alanları canlılık kazanmış ve Türklerin elindeki İstanbul, dokusal açıdan zenginleşmeye
başlamıştır. Bizanslılar da İstanbul'a önemli eserler vermiştir. Bugün İstanbul'da Bizans'ı
hatırlatan Galata Kulesi, Ayasofya ve İstanbul surları vardır. Türkler, tarih boyunca kale
ve sur inşa etmemişlerdir. Daha çok kale fethetmekle ün kazanmışız. İnşa ettiğimiz kale
sadece Rumeli Hisarı'dır. Asya ile Avrupa'nın kenetlendiği İstanbul'da, Türk-İslam kültür
birikimi Bizans'tan kalan mirasla bütünleşmiş, evrensel bir mimarlık üslubuna doğru ilk
adımlar ise Fatih ve Beyazıt camilerinde atılmıştır. Bunun sonucunda, daha 15. yüzyılın
başlarından itibaren İstanbul tamamen Türk olan bir fiziksel görünüş kazanmıştır. Daha
sonra klasik üslubun olgunlaşma süreci 16. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, bu yüzyılın
üçüncü çeyreğinde Osmanlı mimarisinin en görkemli yapılarını Mimar Sinan
gerçekleştirmiştir.''
-''Süleymaniye, İstanbul'un kimliğini dünyaya tanıtan ölümsüz bir eserdir''Prof. Dr. Saatçi, 16. yüzyılın başlarında doğan Mimar Sinan'ın Yavuz Selim döneminde
İstanbul'a getirildiğini belirterek, Yeniçeri Ocağı'nda yetiştirilen Sinan'ın orduyla seferlere
katıldığını
anlattı.
Eminönü Tahtakale'de yer alan Rüstem Paşa Camisi'nin, Mimar Sinan'ın erken yapıları
arasında yer aldığını anlatan Prof. Dr. Saatçi, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ticaretin yoğun olduğu bir bölgede inşa edilen bu cami fevkani olarak tasarlanmıştır.
Rüstem Paşa Camisi, İznik çini sanatının doruk noktada olduğu bir dönemde en güzel
çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerin en güzel örnekleri mihrapta kullanılmıştır. Türk
mimarlık tarihinin en büyük külliyesini Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman için
tasarlamıştır. Süleymaniye, İstanbul'un kimliğini dünyaya tanıtan ölümsüz bire eserdir.
Silueti ile İstanbul'a damgasını vuran muhteşem Süleymaniye'dir. Türkler için
Süleymaniye bir cami olmaktan çok kurumlaşmış bir sosyal düşünce, bütün bir tarihi
özümseyen bir imgedir. İmparatorluğun en simgesel yapısı, peyzaj içindeki konumu ile
kentin en güzel siluetinin ögesidir. Kubbeler Osmanlı mimarisinin ana ögesidir. Külliyenin
yerleşme disiplini ise, önemli bir şehircilik planlamasının ürünüdür. Sadece Edirne'nin
değil, bütün yurdumuzun tapusu olan Selimiye hem İslam, hem de Hristiyan dünyasında
Selimiye'deki kubbenin benzeri yoktur. Sinan sadece cami değil, medrese, 'darüşşifa,
kervansaray, türbe ve hamam' gibi, değişik işlevli yapılar da inşa etmiştir. Ayasofya
Sinan
sayesinde
günümüze
gelmiştir.''
Konuşmanın ardından BÜ Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, üzerinde üniversite ambleminin
bulunduğu tabağı Prof. Dr. Saatçi'ye ve Kayseri Mimarlar Odası tarafından düzenlenen
geleneksel ''Mimar Sinan'' konulu afiş yarışmasında jüri özel ödülünü alan Bozüyük
Meslek
Yüksekokulu
öğrencisi
Nagihan
Demir'e
çeşitli
hediyeler
verdi.
Etkinliğe, İl Jandarma Komutanı Kd. Albay Ertan Yıldız, Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Abdullahik Bakır, BÜ Genel Sekreteri Rüştü Mumcu, öğretim üyeleri, Polis Meslek Eğitim
Merkezi ve üniversite öğrencileri ile vatandaşlar katıldı.
Kaynak:www.beyazgazete.com-05.04.2012
Download