METAL ÇOCUKLAR TÜRK METAL`LE DÜNYAYI TANIYOR

advertisement
TÜRK METAL DERGiSi’NiN EKiDiR
METAL
EKİM-KASIM-ARALIK 2014 | SAYI: 41
METAL ÇOCUKLAR
TÜRK METAL’LE
DÜNYAYI TANIYOR
içindekiler
14
4
8
22
28
METAL
Ekim-Kasım-Aralık 2014
Sayı: 41 / Türk Metal dergisinin ekidir.
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası Adına
Pevrul KAVLAK
Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Kemal ŞEN
Yayına Hazırlayan:
Aslı BAŞARAN
Adres: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü
Türk Metal Sendikası Genel Merkezi
Basın Müşavirliği, Beştepe Mahallesi Yaşam
Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520
Söğütözü / ANKARA
Tel: 0312 292 64 00
Fax: 0312 284 40 18
e-posta: metalcocuk@turkmetal.org.tr
facebook: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü
Prodüksiyon: KARATAHTA
CTCP: REPROTEK
BASKI
Ziraat Grup Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu
Trafo Karşısı Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: EKİM 2014
YAYININ TÜRÜ: Süreli yayın
YAYIN ARALIĞI: ÜÇ (3) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
EDiTÖRDEN
Merhaba sevgili arkadaşlar…
Nihayet okullar açıldı, arkadaşlarımıza ve okulumuza
kavuştuk. Yaz tatili zihnimizi ve bedenimizi dinlendirmek
için müthiş bir fırsat, ama kendimizi geliştirmediğimiz
sürece, yalnızca evde oturarak zaman geçirmek de bu güzel
zamanı yeteri kadar değerlendirememek anlamına gelir.
Önümüzde, ülke olarak yas günümüz olan 10 Kasım
Atatürk’ü Anma Günü ve devamında Atatürk Haftası
var. Aslında hiçbir zaman unutmadığımız, ama bir hafta
boyunca daha sık andığımız Atatürk’ümüz, bildiğiniz gibi
Anıtkabir’de yatıyor. Yaz tatilinde Anıtkabir ziyaretinde
bulunabilenler, bizlere fotoğraflarını gönderebilirlerse çok
seviniriz.
Ayrıca Ekim ayında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı
kutlayacağız. Atatürk’ümüzün genç nesillere emanet ettiği
Cumhuriyet Bayramınız şimdiden kutlu olsun…
Yeni bir yıl yaklaşıyor. Yeni yıl yepyeni umutlar, hayaller,
planlar.. Diliyoruz ki, yeni yıl size en güzel anıları, hatıraları
edineceğiniz sağlıklı ve mutlu günleri getirsin.
Bize tüm anılarınızı, mektuplarınızı, önerilerinizi,
fotoğraflarınızı, kısaca, Metal Çocuk Arkadaş Kulübü’yle
paylaşmak istediklerinizi, yayınlanmak amacıyla
gönderebilirsiniz.
Sizlere yeni eğitim hayatınızda başarılar diliyoruz. Ve
başarılı olacağınızdan da hiç kuşkumuz yok...
Sizleri sevgiyle kucaklıyoruz…
n
Aslı Başara
PEVRUL KAVLAK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
Başkanımızdan
pkavlak@turkmetal.org.tr / twitter.com/KavlakPevrul
HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİREN
SİHİRLİ BİR FORMÜL…
Hayaller, çocukların herkesten sakladığı en değerli hazinelerdir…
Çocuklar, kimi zaman canlarını sıkan, kendilerini ve etrafındakileri üzen
olaylar ve gelişmeler karşısında, hemen hayalleriyle baş başa kalarak, o
üzücü ve can sıkıcı durumlardan kurtulmaya çalışır. Hayaller, bir anlamda
insanların moral ve motivasyon kaynağıdır.
Hayaller, bugün yaşadıklarından daha iyi ve daha güzel şartlara sahip
olduğu ve daha güçlü olduğu ya da olacağı duygusunu insana yaşatır.
Yedisinden yetmişine kim olursa olsun, insan hayal kurduğu sürece
mutludur.
Hayaller, yaşanılan ve içinde bulunulan koşullara göre farklılık gösterir.
Kimi uzayın derinliklerini görmek, kimi dünyanın en yüksek tepesine
çıkmak, kimi insanlığın büyük hayranlık duyacağı bir şeyi icat etmek, kimi
dünyaya hükmetmek, kimi dünyanın en hızlı atleti, en iyi futbolcusu ya da
saygı duyacağı bir sanatçı, bilim adamı ve siyasetçi olmak ister.
Bazen hayalleriniz ve yaşadıklarınız arasında uzun mesafeler, derin uçurumlar
olabilir. Ama bu mesafeleri kapatmak, uçurumları yok etmek sizlerin elindedir.
Sizlerin zorluklara karşı mücadele etme yeteneğinizin olması, bir anlamda
hayallerinize kavuşma yolunda atacağınız adımların ilki ve en önemlisidir. İkinci adım
inançtır. Yani kendinize güvenmektir. Üçüncü adım ise kararlılıktır. Her ne olursa olsun,
zorlukların büyüklüğü ya da büyümesi ihtimaline rağmen, mücadeleden yılmamaktır.
Tüm bunların yanı sıra, sahip olmanız gereken bir diğer önemli değer, bilgidir. Bilgiyi sizlerle
buluşturacak olan ise, öğrenme isteğiniz ve arzunuzdur...
Bilgili olmak, yetenekli olmak, inançlı olmak ve kararlı olmak…
İşte, sizleri bugün kurmuş olduğunuz o güzel hayallerle buluşturacak olan ‘sihirli formül’
bunlardan ibarettir. Hayalleriniz, aklınızın bir köşesinde yer almaya başladığı andan itibaren, bu
formülün içindeki tüm unsurları da yaşamınız boyunca yanınızda taşımalısınız.
Ben, sizlerin hayallerinin gerçekleşmesini, en az sizler kadar çok istiyorum. Çünkü
inanıyorum ki, Türkiye, sizlerin hayallerinin gerçekleştiği andan itibaren pırıl pırıl aydınlık ve
çağdaş bir ülke olacaktır.
Bütün hayallerinizin gerçek olmasını dileyerek, mutlu ve aydınlık bir gelecek için yürümeye
başladığınız yolda, hepinize başarılar diliyor, gözlerinizden öpüyorum…
3
Büyük hayallerle inşaa edilmiş
binalar, kurulmuş kasabalar
ve daha neler neler... Zaman
içinde bazısı gözden düşmüş,
bazıları artık kullanılmaz
olmuş, bazılarının ise yapımına
başlanmış, sonra vazgeçilmiş… İşte,
eski ama eskimeyen güzellikteki o
harikalardan birkaçı...
Namib Çölü’ndeki Kolmanskop
kasabası - Namibya
Kolmanskop, liman şehri
Lüderitz’ten birkaç kilometre
içeride, güney Namibya’daki
Namib Çölü’nde yer alan ölü
bir kasabadır. Bir zamanlar
küçük, fakat çok sayıda maden
ocağı bulunan bir köy olan
Kolmanskop, şu anda popüler
bir turistik bölge.
Homebush Körfezi’ndeki SS Ayrfield gemisi - Avustralya
SS Ayrfield,
çelik ile kaplı 1140 ton ve
79.1 metre uzunluğunda
bir kömür gemisidir. 1911
yılında İngiltere’de inşa
edildi ve1912’de Sidney’de
kayıda geçirildi. İngiltere
hükümeti tarafından
satın alınıp, 2.Dünya
Savaşı süresince Pasifik
Bölgesindeki Amerikan
donanmasına malzeme
tedarik etmek için
kullanıldı.
Wonderland Eğlence Parkı- Çin
4
Wonderland, Çin’in Nankou kasabası,
Chenzhuang Köyü’nde yapılması
planlanan, ancak daha sonra iptal
edilen eğlence parkı yapım projesidir.
İlk olarak Taylandlı Reignwood Grup
tarafından önerilen ve Asya’daki en
büyük eğlence parkı olarak tasarlanan
proje, mali sorunlar nedeniyle
durduruldu. 2008’deki bir başka
başlama girişimi de yine başarısızlıkla
sonuçlandı. Kale benzeri, orta çağı
andıran yapıları gibi birçok terk edilmiş
binayı da barındıran alanı çiftçiler,
tarım arazisi olarak kullanmak istiyor.
Kalavantin Durg-Hindistan
Hindistan’ın Maharashtra eyaletindeki
Matheran ve Panvel arasında yer alan
bu kale çok eski çağlarda inşa edilmiştir
ve 700 metre yüksekliktedir. Son
derece büyüleyici bir manzaraya sahip
olan bölge, turistlerin büyük ilgisini
çekmektedir.
Doğu Sussex’teki Bodiam Kalesi
İngiltere
Maunsell Deniz Hisarları
İngiltere
Doğu Sussex’teki
Bodiam Kalesi, İngiltere
ında, 14.yüzyıla
Roberts köprüsünün yan
Yüzyıl Savaşları
ait hendekli bir kaledir.
sına karşı savunmak
süresince Fransız istila
eski bir şövalyesi
amacıyla, III.Edward’ın
gge tarafından
gri
olan Sir Edward Dalyn
ir.
işt
lm
edi
inşa
Maunsell Hisarları,
Birleşik Krallık’ı ko
rumaya yardım
etmek amacıyla 2.D
ünya Savaşı süresinc
e Thames ve
Mersey haliç kenarla
rına inşa edilmiş kü
çü
k kulelerdir.
Hisarlara, tasarımc
ıları olan Guy Maun
se
ll’i
n adı
verilmiştir. Hisarlar
1950’li yılların
sonuna doğru kapatıl
dı, daha sonra
diğer faaliyetler içi
n kullanıldı.
Batık yat-Antartika
Abyss’-İtalya
San Fruttuoso kentindeki ‘Christ of the
‘Christ of the Abyss’,
İtalya’da, Camogli ve
Portofino arasında,
Akdeniz’de yer alan,
İsa’nın su altındaki bronz
heykelidir. Heykel, 2,5
metre uzunluğunda olup,
22 Ağustos 1954 yılında
suyun 17 metre altına
yerleştirilmiştir. Heykelin
benzerleri, dünyanın başka
yerlerinde su altında ya
da kilise ve müzelerde de
bulunuyor.
Brezilya’dan gelen yaklaşık 5 metre
uzunluğundaki Mar Sem Fin (Sonsuz
Deniz) adında bir yat, buz basıncı ve
şiddetli rüzgar etkisi ile Antartika’nın
kıyısında battı. Batık yat, gizemli
görüntüsüyle halen ilgi çekiyor.
Nara Dreamland- Japonya
n esinlenerek
Kaliforniya’daki Disneyland’te
, 2006’da
and
aml
Dre
a
Nar
1961’de yapılan
üntüsüne
gör
ıran
and
ni
leri
film
ku
kapatıldı. Kor
ettiği bir
ret
ziya
rağmen, her yıl binlerce turistin
ır.
tad
yer olma özelliğini taşımak
5
unutulmayanlar
Gülen, Güldüren Adam
Kemal Sunal
6
1944 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesi’nden
mezun oldu. Sanat hayatı, “Zoraki Tabip” adlı
tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler
Tiyatrosu’nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare
Tiyatrosu’nda görev aldı. 1973 yılında Ertem
Eğilmez’in yönettiği bir filmle sinemaya adımını
attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya
başladı. Türk sinemasında, başta “İnek Şaban”
tiplemesi olmak üzere, canlandırdığı pek çok
tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal
Sunal, 7’den 70’e herkesin sevgisini kazandı.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden
biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari
açıdan büyük başarı kazandı. Filmlerde çoğu
zaman saf,şansli ama iyi yurekli karakterleri
canlandırdı. Kemal Sunal filmleri, topluma ayna
tutan, topluma kendi hatalarını, aksaklıklarını
gösterip, o hatalara, aksaklıklara gülmeyi
sağlayan nitelikte oldu. Sunal 1974 yılında evlendi.
Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu.
1977’de Antalya Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu
ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik
tiplemeleriyle, Türk sinemasında komedi oyunculuğuna
yeni bir soluk getirdi. 1990’lı yıllardan itibaren filmleri
kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başladı;
ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı. 12
Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara
Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema
Bölümünü’nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek
lisans yapmaya başladı. Hayatı boyunca toplam 82 filmde
rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin
çekimlerine başlamak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği
uçakta, kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu
hayata gözlerini yumdu.
KEMAL SUNAL
HAKKINDA
Doğum Adı: Ali Kemal Sunal
Doğum Tarihi: 11 Kasım 1944 İstanbul
Ölüm Tarihi: 3 Temmuz 2000 İstanbul
Çocukları: Ali Sunal – 1977
Ezo Sunal – 1984
Meslek: Sinema ve tiyatro oyuncusu
Etkin Yıllar: 1964-2000
Altın Portakal Ödülleri
1977 – En İyi Erkek Oyuncu –
Kapıcılar Kralı
1998 – Yaşam Boyu Onur Ödülü
Tiyatrlaorı
oyun
n 1966 – “Fadik Kız” – Kent
Oyuncuları. İki-üç değişik rolde
n 1967 – “İspinozlar” (Orhan Kemal
uyarlaması) – Ulvi Uraz Tiyatrosu.
Taşkasaplı rolünde.
n 1967 – “Deli İbrahim” (Yazan:
Turan Oflazoğlu, reji: Şükran
Güngör) – Kent Oyuncuları. Cellât
Hamal Ali rolünde
n 1968 – “Yalova Kaymakamı”
– Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz
Topluluğu.
n 1968 – “Gözlerimi Kaparım,
Vazifemi Yaparım” – Arena
Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
n 1968/69 – “Fermanlı Deli
Hazretleri” – Arena Tiyatrosu, Ulvi
Uraz Topluluğu.
n 1968 – “Hamhumşarolop” – Arena
Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
n 1969 – “Murtaza” (Orhan Kemal
uyarlaması) – Ulvi Uraz Tiyatrosu.
Bekçi ve Kahveci rollerinde.
n 1969 – “Yaz Bitiyor” – Arena
Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu.
n 1972 – “Gergedan” (Yazan:
Eugène Ionesco) – Devekuşu
Kabare Tiyatrosu. Bakkal ve Mösyö
Papiyon rollerinde.
Kitapları
n Tv ve Sinemada Kemal Sunal
Güldürüsü, Sel Yayınları, İstanbul,
1998,
n Kemal Sunal Güldürüsü, Om
Yayınevi, İstanbul, 2001,
Aldığı ödüller
n 1977: 14. Antalya Film Şenliği, En
İyi Erkek Oyuncu, Kapıcılar Kralı
n 1998: 35. Antalya Film Şenliği,
Yaşam Boyu Onur Ödülü, Kapıcılar
Kralı
n 1989: 2. Ankara Film Şenliği, En
İyi Erkek Oyuncu, Düttürü Dünya
r
Rol Aldığı Filmle
1980-Zübük,
1980-Gol Kralı,
1980-Gerzek Şaban,
1980-Devlet Kuşu,
1979-Korkusuz Korkak,
1979-Umudumuz Şaban,
1979-Şark Bülbülü,
1979-Dokunmayın Şabanıma,
1979-Bekçiler Kralı,
1978-Yüz Numaralı Adam,
1978-Kibar Feyzo,
1978-İyi Aile Çocuğu,
1978-Köşeyi Dönen Adam,
1978-İnek Şaban,
1978-Avanak Apti,
1977-Şabanoğlu Şaban,
1977-Sakar Şakir,
1977-Hababam Sınıfı Tatilde,
1977-Çöpçüler Kralı,
1977-İbo Güllüşah İle İbo,
1976-Tosun Paşa,
1976-Süt Kardeşler,
1976-Meraklı Köfteci,
1976-Kapıcılar Kralı,
1976-Sahte Kabadayı,
1976-Hababam Sınıfı Uyanıyor,
1975-Şaşkın Damat,
1975-Hanzo,
1975-Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı,
1985-Keriz,
1975-Hababam Sınıfı,
1984-Atla Gel Şaban,
1974-Köyden İndim Şehire,
1984-Ortadirek Şaban,
1974-Salako,
1984-Postacı, 1984-Şabaniye,
1974-Salak Milyoner,
1983-Tokatçı, 1983-Kılıbık,
1974-Mavi Boncuk,
1983-En Büyük Şaban,
1974-Hasret,
er,
Milyon
ı
Çarıkl
19831973-Canım Kardeşim,
1982-Yedi Bela Hüsnü,
1973-Oh Olsun,
1982-Doktor Civanım,
1973-Güllü Geliyor Güllü,
1981-Üç Kağıtçı,
1973-Yalancı Yarim,
1981-Kanlı Nigar,
1972-Tatlı Dillim.
1981-Davaro,
1999-Propaganda,
1991-Varyemez,
1990-Koltuk Belası,
1990-Boynu Bükük Küheylan,
1990-Abuk Sabuk Bir Film,
1989-Zehir Hafiye,
1989-Talih Kuşu,
1989-Gülen Adam,
1988-Sevimli Hırsız,
1988-Uyanık Gazeteci,
1988-Polizei,
1988-İnatçı,
1988-Öğretmen,
1988-Düttürü Dünya,
1988-Bıçkın,
1987-Yakışıklı,
1987-Kiracı,
1987-Japon İşi,
1986-Yoksul,
1986-Tarzan Rıfkı,
1986-Garip,
1986-Deli Deli Küpeli,
1986-Davacı,
1985-Şendul Şaban,
1985-Şaban Papuçu Yarım,
1985-Sosyete Şaban,
1985-Gurbetçi Şaban,
1985-Katma Değer Şaban,
eri
Televizyon dizil
1996-Bay Kamber,
1995-Şaban İle Şirin,
1993-Şaban Askerde,
1992-Saygılar Bizden
7
BİR SENDİKACI
NASIL OLMALI?
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel
Başkanı Pevrul Kavlak, sendikacılığı şöyle tanımlıyor:
"90'lı yıllara kadar Türkiye'de sendikacı
dendiğinde, akla fizik bakımından güçlü, sert
görünüşlü, tabiri caizse boksör ya da güreşçi gibi
insanlar akla gelirdi. O zamanlarda genel algı,
"Sendikacı dediğin, masaya yumruğunu vurdu
mu kıracak!.." yönünde idi. Ama 90'lı yıllardan
sonra, gelişen teknoloji ile birlikte, sendikacı
profili de değişmeye başladı. Sosyal taraflar,
uzlaşma ve diyalog dediğimiz, iki kavramla
tanıştı. Ancak, uzlaşma ve diyalog için donanım
gerekiyordu. Ve donanımlı sendikacılık dönemi
başladı…
Neydi donanım?...
Akıldı, bilgiydi, bilinçti. Anlamaktı,
kavramaktı, öğrenmekti, uygulamaktı.
Dolayısıyla, masaya vurdu mu, masayı kıran
sendikacı modeli yavaş yavaş yerini, kitap
okumayı seven, bir psikolog veya sosyolog
8
inceliğiyle kişileri ve toplumu analiz edebilen,
yurtta ve dünyada yaşanan sosyal, ekonomik ve
siyasal gelişmelere yabancı kalmayan, diyalog
kurabilen, iletişim bakımından güçlü, anlayış
ve hoşgörü çizgileri olan, teslimiyetçi olmayan,
uzlaşmayı bilen, bilim ve teknolojiyi takip eden,
dinlemesini bilen, konuştuğu zaman dinleten,
ikna yeteneği olan sendikacı modeline bıraktı…
Son olarak söylemek gerekirse; Biz, vitrinin
önündeki insanlarız. Yaptığımız iyi şeyler pek
görülmez, duyulmaz. Ama, küçük de olsa bir
hata yaptınız mı, adı skandal olur, rezalet olur.
Bunun için attığımız her adıma, söylediğimiz
her söze dikkat etmek durumundayız. Çünkü,
etrafımız, bizler hakkında yargısız infaz
bekleyen cellatlarla kuşatılmış durumda.
Dolayısıyla, sendikacılar olarak sosyal
kimliğimizi tertemiz tutmalı, her bulunduğumuz
ortamda yanımızda taşımak zorundayız..."
Üstten alta olmak üzere üç yatay şerit ve bu
şeritlerin renkleri sırasıyla kırmızı, sarı(iki kat kalın)
ve kırmızıdır. Sarı şeridin üstünde gönder tarafında
arma yer alır. Arma, Herkül Sütunlarının çevrelediği
kraliyet mührünü kapsar. Sütunlar, Cebelitarık
Boğazı’nın bitiminde her iki tarafta bulunan
Cebelitarık ve Ceuta burunlarını temsil eder.
Mısır Arap Cumhuriyeti
Güney Afrika Cumhuriyeti
İspanya Krallığı
Bayrakta bulunan kırmızı renk kanı, mavi gökyüzünü, yeşil ülke
topraklarını, siyah Afrikalı siyah halkı, beyaz renk ülkedeki beyazları,
sarı ise, başta altın olmak üzere, ülkenin doğal kaynaklarını simgeler..
Bayraktaki ‘y’ formatı ise 2 ırkın birleşimini ifade etmektedir.
Dünya
Bayraklarını
tanımaya
devam ediyoruz.
Bu sayımızda
Güney Afrika
Cumhuriyeti,
İspanya
Krallığı,
Mısır Arap
Cumhuriyeti var.
Yatay sıralanmış kırmızı, beyaz,
siyah renkleri barındırır. Beyaz
şeridin üzerinde amblem olarak
Selahattin Eyyubi’nin altın
kartalını barındırmaktadır.
Bayrakta bulunan pan-arabik
renkler, 1952’de krallık devrilince
benimsenmiştir.
9
T
A
K
U
V
A
İnandığınız bir şeyi başkalarına karşı savunmak, bu savunmayı
destekleyen kanıtları da karşı tarafa sunabilmek ve karşı tarafın
tezlerini çürütebilmek, insanın kendine olan güvenini ne kadar
geliştirir değil mi? İşte bu sayımızda sizlere tanıtacağımız
avukatlık da böyle bir meslek…
nYargı organları, emniyet makamları, diğer
TANIM
kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi
Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı
yapmış, avukatlık sınavını geçerek avukatlık
mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı
olarak icra eden kişidir. Avukatlar genellikle
çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak
faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların
doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması
ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri
temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi
yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda
danışmanlık, hakemlik, arabuluculuk görevlerini
de yerine getirebilir.
GÖREVLER
n Türkiye’de avukatlığın amacı; hukuki
ilişkilerin düzenlenmesini, her türlü hukuki
olay ve uyuşmazlığın adalet ve hakkaniyete
uygun olarak çözümü ve hukuk kurallarının tam
olarak uygulanmasını yargı organları, hakemler,
resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde
sağlamaktır.
10
teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar,
noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara
görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı
olmak zorundadır.
n Bir kimsenin avukatlığını kabul etmeden önce
davasını aldığı kişiyi (müvekkilini) dinler, yararlı
olabileceğine inanırsa davayı kabul eder,
n Dava konusu ile ilgili yasaları, yüksek
mahkemelerin kararlarını inceler,
n Dava ile ilgili geniş araştırma ve inceleme
yapar,
n Mahkemelerde çeşitli davalar açar veya
müvekkili aleyhine açılan davaya katılır,
n Dava ile ilgili tanıkları mahkeme heyetine
dinletir ve sorular sorar,
n Kararın müvekkili lehine sonuçlanmasını
sağlamak için savunma metnini hazırlar ve
savunma amacıyla konuşma yapar,
n İcra takipleri yapar,
n Yeni çıkan yayın ve kanunları takip eder ve
yorumlar.
M
İ
L
E
D
E
F
Ş
E
K
İ
R
E
L
K
MESLE
KULLANILAN ALET
VE MALZEMELER
Kırtasiye malzemeleri (dosya, kağıt, kalem vb.),
daktilo, bilgisayar, avukatlık cübbesi, mevzuat
(Anayasa, uluslararası sözleşmeler, yasa, tüzük,
yönetmelik, yargı kararları vb.).
ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA
OLANAKLARI
Bu meslekte iş alanı oldukça geniştir. Kişi, kamu
kurumlarında, özel şirketlerde çalışabileceği gibi
kendi işyerini açıp bağımsız da çalışabilir.
MESLEK EĞİTİMİNİN
VERİLDİĞİ YERLER
Mesleğin eğitimi, çeşitli üniversitelere bağlı hukuk
fakültelerinde verilmektedir.
EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
Temel eğitimin süresi 4 yıldır. Ön eğitim tamamlandıktan
sonra 1 yıllık staj dönemi vardır. Eğitim süresince; Medeni
Hukuk, Anayasa Hukuku, İktisat, Borçlar Hukuku, İdare
Hukuku, Devletler Umumi Hukuku, Ceza Hukuku, Mali
Hukuk, Türk Hukuk Tarihi, Sosyoloji, Ticaret Hukuku, Hukuk
Metodolojisi, Umumi Hukuk Tarihi, Avrupa Hukuku, Çevre
Korunması Hukuku, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku,
İcra-İflas Hukuku, Adli Tıp, Devletler Özel Hukuku, Askeri
Ceza Hukuku gibi dersler alırlar.
Staj süresince stajyer avukatlara yönelik çeşitli seminer
ve ödevler verilmektedir. Staj sonunda, Baro Yönetim
Kurulunca sözlü sınav yapılır, başarılı olanlara “Avukatlık”
belgesi verilir.
MESLEĞİN
GEREKTİRDİĞİ
ÖZELLİKLER
Avukat olmak isteyenlerin;
n Normalin üstünde
akademik ve sözel yeteneğe,
n Olaylar ve ilkeler arasında
ilişki kurabilme gücüne,
n Olayları derinliğine
araştırma merakına,
n Başkalarını anlayabilme ve
etkileyebilme yeteneğine,
n Akıcı konuşma becerisine,
n Sorumluluk duygusuna
sahip kimseler olmaları
gerekir.
11
R
E
L
İ
C
M
İ
Ş
İ
R
İ
G
Ç
GEN
rılı
yuruyor? Başa
u
d
i
in
m
is
e
v
lde
r
ük başarılar e
başarılı oluyo
y
k
ü
u
b
b
k
ça
ço
r
,
a
a
d
a
şt
a
k
y
ciler ne
k genç
rjilerini
ız, bazı girişim
n bir çoğu, ene
deriz. Ancak, ço
rı
e
l
la
a
n
ay
sa
h
in
ı
i
şl
k
a
a
y
Farkında mısın
şt
ı hep
Genç ya
ırının
e iş adamların
rıda bir yaş sın
gençler de var.
ş
şa
u
a
b
,
lm
a
o
d
ip
girişimcileri v
o
h
i,
e yazık
k
sa
e
men, sayıları n
bir gerçek var
g
ılığında bir ün
k
ra
rş
ca
a
a
n
k
n
a
e
sı
r,
v
a
o
iş
m
ıy
n
rc
tm
e
için ha
k çok
yeler bulu
küçük şeyler
listeden alınaca
verilecek tavsi
u
a
B
d
...
m
m
la
lı
n
a
a
ıy
genelde daha
u
n
b
r bize
arını birlikte ta
u genç insanla
nç girişimcilere
B
lw
.
e
il
zı
G
.
ğ
a
e
b
ır
d
n
ıd
ç
e
ığ
e
d
d
g
a
in
n
olm
eklerin
içbir zama
un en güzel örn
koşmak için h
biliriz.
n
e
d
n
şi
e
p
ki çok az. Bun
in
allerimize ulaşa
riniz
ay
lle
h
a
ile
ay
H
ık
r:
ıl
c
a
v
tı
ra
a ve ya
önemli bir ders
, düzenli çalışm
ir
k
fi
ir
b
i
iy
i,
k
gösteriyor
s
l
l
a
u
q
y
e
l
h
s
a
1
aya üzere
siteyi oluşturm
u
b
,
y
le
sh
A
n
acıyla yola
ola
i göstermek am
com’un kurucu
n
e.
ri
if
le
L
er
ek
ev
en
at
et
h
y
büyük
W
m
Ashley’in sitesi
başladı. Tasarı
a
e,
d
d
n
in
şı
iğ
ya
rd
ti
14
liş
z
n dolar
ge
henü
ley’e 1,5 milyo
e için temalar
sh
ac
A
sp
a
y
d
m
ın
e
lığ
v
a
şı
d
etti.
kar
çıktığın
bu teklifi redd
bir kişi bu site
y
z
le
si
sh
im
A
İs
ı.
at
k
ad
fa
al
aba önerdi,
başarı yak
gi bir marka ar
an
h
er
h
i
iğ
d
te
ve is
AK
D
N
I
R
B
H
T
E
I
L
U
J
2
syal
yaşında ilk so
16
,
th
lie
Ju
n
on
laya
an için 15 mily
liştirmeye baş
şu
i
ge
i
et
in
d
rk
şi
en
li
k
a
im
d
ğunu
is
10 yaşın
s O & Friends”
büyük çoğunlu
is
in
“M
in
ı.
lir
tt
ge
ra
si
ya
te
u
platformun
n, Julieth’in si
olmasına karşı
e
d
in
er
eğ
d
r
dola
elde ediyor.
reklamlardan
sean belnIck
Sean,
ratarak yola çıkan
ya
si
te
si
riş
ve
ış
al
BizChair.
r ile bir
işine yoğunlaştı ve
a
Elindeki 600 dola
ily
ob
m
da
ın
ar
sahipti.
n aşamal
24 milyon dolara
an
Se
,
kariyerinin ilerleye
de
in
iğ
ld
ge
üz 20 yaşına
com’u kurdu. Hen
z
t
I
w
r
o
h
m
a
ad
e en az bir
şına geldiğind
ya
21
,
am
d
A
rmu olan
en
ine bir söz ver
ir eğitim platfo
d
b
a
en
d
k
i
ın
d
an
en
al
k
a
bir
lam
dayken
az altı rakamlı
ti. Mobil pazar
en
et
ık
Henüz 15 yaşın
ia
d
ıll
y
id
ı
e
v
ın
ı
ğ
şt
sahip olaca
hedefine ula
milyon dolara
i kuran Adam
y
te
si
li
im
is
”
poly
“Mobile Mono
ığı söyleniyor.
d
an
miktar kaz
jon koon
12
3
4
5
otomobil
otorsports’ isimli
M
ce
an
m
or
rf
Pe
s olarak
rk’un ‘Extreme
rak, Reality Show
pa
ya
a
şm
la
16 yaşında New Yo
an
r
bi
zzy ile bağlantı
ı atan Jon, MTV ile
e başladı. Young Je
ey
m
dünyasına adımın
et
rik
da
te
r
dolara sahip ve
r için ürünle
an için 40 milyon
şu
n,
Jo
bilinen programla
an
at
ı
ın
nyasına da adım
kurarak moda dü
nda.
ilyarder olma yolu
çok yakında bir m
e
v
a
ğ
o
D
m
ı
l
a
y
u
r
o
K
ı
m
Yaşa
Dünyamız gittikçe tükeniyor… Doğamız yok oluyor...Çevreye, doğal yaşama karşı gösterilen
duyarsızlık, dünyayı bir felakete adım adım yaklaştırıyor. Biz çocuklar ve gençler, buna bir ‘dur’
demeliyiz.. Çünkü gelecek bizim, dünya bizim, doğa bizim... Biz yeterince dikkatli olamazsak,
gelecekte bize bir şey kalmayacak… Çevrenin korunmasında en önemli adım, doğaya en
az zarar veren, mümkünse geri dönüşümü olan malzemeler kullanmak ve bunların
yeniden kullanılabilmesi için gerekli çabayı göstermektir…
Size bir fikir vermesi açısından; hiç düşünmeden sokağa atılan veya ayrıştırmadan çöp tenekesinde
biriktirilen çeşitli maddeler, bakın ne kadar zamanda yok olabiliyor?..
l Cam Şişe 4000 yıl
l Sakız 5 yıl
l Kutu Kola 10 yıl
l Sigara Filtresi 2 yıl
l Pet Şişe 400 yıl
l Plastik Malzeme 1000 yıl
l Plastik Çakmak 100 yıl
l Gazete kağıdı 3 ay
l Alüminyum 100 yıl
l Telefon Kartı 1000 yıl
l Poliüretan 1000 yıl
l Plastik Tabak 500 yıl
13
r
a
l
n
a
v
y
a
H
i
m
e
l
a
E
M
N
E
L
N
İ
D
E
V
K
U
YOLCUL
leyle yüzleşir: büyümek ve ölmeden
de
ca
mü
nı
ay
da
rın
tla
ya
ha
lar
an
Tüm hayv
minde hayatta kalmak kolay
ale
lar
an
yv
ha
t
ka
Fa
.
ak
olm
hip
sa
önce yavrulara
zorlu şartlar getirir. Her hayvan bu
değildir. Ormanda her mevsim yeni
. Bazıları uzun yolculuklara çıkar;
nır
lla
ku
r
lla
yo
klı
far
rşı
ka
ra
kla
rlu
zo
zelene kadar saklanmayı seçer.
dü
arı
rtl
şa
va
ha
rlu
zo
ız
as
ım
ac
bazıları
YOLUNU
K
A
M
L
BU
a da
bilmek y
la
klara
o
i
ib
h
n yolculu
ru sa
u
v
z
a
u
y
r
la
la
k
n
da
nlu
Hayva
ayvan yıl ç
h
için çoğu
u
k
ğ
e
o
m
Ç
il
.
b
için gö
ek' denir
beslene
'göç etm da beslenmek için eçimi
a
n
u
B
.
r
çıka
ak ya
olları s
avrulam
rın göç y
iki defa y döner. Hayvanla
oktur.
eri
bir bilgi y
t
e
eder ve g
n
e
v
a kesin
hakkınd
14
Bu yavru iribaşlı deniz
kaplumbağası denize ilk kez
giriyor. Yumurtasından yeni
çıkmış olmasına rağmen yüzmeyi
içgüdüsel olarak biliyor.
Kazların 'V' şeklinde
uçuş düzeni resimde
görüldüğü gibidir.
Oklar, sarmallar
halinde yükselen
havayı gösteriyor.
UÇMA
DÜZENLERİ
Topluluklar halinde göç etmek
yırtıcılardan korunmayı sağlar.
Ayrıca topluluk halinde göç etmek
kuşların yolculuklarını kolaylaştırır.
Kazlar V şeklinde bir düzenle uçar.
Böylelikle bir kuş kanadını çırptığında,
kanadından sarmallar halinde
yükselen hava, bir üstünde uçmakta
olan kuşun hareketini kolaylaştırarak
uçmak için daha az enerji
harcamasını sağlar.
KAPLUMBAĞA
GEZİSİ
Bazı hayvanlar
doğdukları anda
muhteşem bir yolcu
luğa
başlar. Dişi iribaşlı
deniz kaplumbağala
rı
yumurtalarını, sahi
llere
bırakır. Iki ay sonra,
yavrular yumurtada
n
çıktıklarında doğrud
an
denize yönelirler. Bu
,
onlarıönce beslenm
e
alanlarına sonra
doğdukları sahile
getirecek 13.000
kilometrelik bir
yolculuğun başlang
ıcıdır.
Yıllar sonra,
kaplumbağalar
yumurtalarını bırakmak
üzere aynı sahile döner.
Boz ayılar, göç eden somon
balıklarını avlıyor. Somon balıkları akın
tıya karşı
sıçradıkça ayılara yem oluyor.
Yavru kaplumbağalar,
yumurtadan
çıkar çıkmaz denize
yönelirler.
UYKUCU
YILANLAR
Soğuk kış ayları boyunca birçok hayvan
,
örneğin kurbağalar, ayılar ve yılanlar
güvenli yerlere gizlenip uyurlar. Kışı
uyuyarak geçirmeye ‘kış uykusuna
yatmak’ denir. Hayvanlar bu süre boyunc
a
beslenme ihtiyacı duymaz; vücutlarınd
aki
yağlar ilkbahara kadar hayatta kalmalar
ı
için gerekli enerjiyi onlara sağlar.
SIÇRAYAN
SOMON BALIKLARI
Somon balıkları, dünyanın en zorlu göç
yollarından birini izler. Akıntıya ters yüzerek,
hatta küçük şelaleleri sıçrayıp aşarak
denizlerden doğdukları nehirlerde yukarıya
doğru bir yolculuk yaparlar. Sonra, dişiler
nehir yatağında kuyruklarıyla kazdıkları
çukurlara yumurtalarını bırakırlar.
Bu kırmızı çizgili yılan, kışı
geçirdiği barınaktan çıkıyor.
15
RÖPORTAJ
ÖZGE SEZİNCE
Bu sayımızda konuğumuz, televizyon dünyasının
ünlülerinden, dizi-reklam oyuncusu ve sunucu Özge
Sezince… 8 Ekim 1986 İstanbul doğumlu olan Özge
Sezince, çok genç yaşta birçok başarılı projeye imza
attı. Bizler de onu ekranlardan iyi tanıyoruz. Özge
Sezince’yi daha yakından tanıyabilmek amacıyla
birkaç soru sorduk, bizi kırmadı yanıtladı… Kendisine
çok teşekkür ediyoruz.
n Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
28 yaşındayım. Sanatı seviyorum, el sanatlarını
ve müziği seviyorum. En çok da oyunculuğu
seviyorum.
n Oyuncu olmaya nasıl ve ne zaman karar
verdiniz?
Sanırım böyle net bir kararım hiç olmadı. Resim
de yapıyorum, el sanatlarıyla da ilgileniyorum.
Hayatımda hep sanatla ilgilendim. Oyunculuk bunların
içinde en sevdiğim ve iyi hissettiğim oldu. Bir oyuncu
olarak çok başarılı olmak için dersler aldım ve çok çalıştım.
Sonunda, tüm uğraşılarım arasından sıyrılan mesleğim oldu.
Oyunculuk zaten içimde var olan birşeydi.
n Bu noktada tanınan ve başarılı bir oyuncu olmayı hayal
edebiliyor muydunuz?
Basarılı olmak? Kriteri nedir? İşimi iyi yaptığımı
düşünüyorum. İyi hissediyorum. Mutlu oluyorum. Bunlar çok
önemli. Tanınma kısmı popularite, sanal ve magazinsel bir
şey. O kısımla ilgili bir hayal kurmadım açıkçası.
n Dizi ve sinema sektöründe geleceğe yönelik bir hedefiniz,
projeniz var mı?
Var tabii. Sinema istiyorum artık. İyi bir filmin içinde yer
almak istiyorum. Proje olarak var birşeyler. Bakalım, zamanı
gelince olacaktır.
n Oyunculuk dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Zamanınızı nasıl değerlendirirsiniz?
Seyahat, müzik, internet, okumak, izlemek, eğlenmek...
n Küçük yaşlarda takip ettiğiniz bir çocuk dergisi varmıydı?
Sürekli takip ettiğim olmadı hiç. Tek bir isim veremem. Ama
dergi okurdum. Okumayı severdim.
16
n Oyuncu olmak isteyen
arkadaşlarımız için neler tavsiye
edersiniz ve arkadaşlarımıza
iletmek istediğiniz bir mesajınız var
mı?
Kendi isteklerini ve ilgi alanlarını
keşfetmeliler. İçlerinde oyunculuk
hissi hakikaten var mı? Buna emin
olmalılar, sonra eğitim almalılar.
Her meslek ve ilgi alanı için eğitim
şart. Ve kendilerini geliştirmeliler,
okumalı ve araştırmalılar. Yine
oyunculuk diğer tüm meslekler için
geçerli.
Özge Sezince’nin
Yeraldığı Diziler
Gönül Hırsızı
Osmanlı’da Derin Devlet
Suskunlar
Halil İbrahim Sofrası
Kış Masalı
Televizyon Programları
Herşey Dahil
D Klip
Her Eve Lazım
Reklamlar
11818 Reklam kampanyası
DeFacto Reklam Filmi
17
BULMACA
18
19
m
u
r
u
D
l
i
Ac
REHBERİ
İlk Yardım
İlk yardım, hasta veya yaralı bir
kişiye verilen ön tıbbi yardımdır.
Küçük kazalarda veya küçük
yaralanmalardayapılan ön
tedavinin ardından, çoğunlukla
ikinci bir tıbbi yardıma ihtiyaç
kalmaz. Daha ciddi durumlarda
ise kişiyi sakinleştirmek, ilk
yardım yapmak ve acil yardım
çağırmak gerekir.
İlk yardımın
öncelikli amaçları
- Hastanın yaşayabilmesi için, vücut
fonksiyonlarının sürdürülmesini sağlamak
- Hasta veya yaralının durumunun daha da
kötüleşmesini engellemek.
Ne zaman acil yardım
çağrılmalı?
Panik olup küçük bir yaralanmada acil
yardım talep edilmemelidir. Fakat durum
ciddiyse, hemen harekete geçerek acil
yardım istenmelidir. Acil yardım araması
yapılırken en önemli şey panik yapmamak
ve sakin olmaktır. Telefonda durumu
olabildiğince açık ve kısa olarak anlatın,
adresi kolay ve açıklayıcı verin, acil yardım
görevlisinin size uygulamanızı söylediği ilk
yardımı sakince uygulayın.
20
Kesinlikle acil yardım
talebini gerektiren durumlar
n Bilinç kaybı
n Göğüs veya şiddetli karın ağrısı
n Yüz, kol veya bacakta ani zayıflık
hissi ya
da hissizlik
n Görme duyusunda ani değişiklikler
n Konuşma zorluğu
n Şiddetli nefes darlığı
n Baskı yapılmasına rağmen durmayan
kanama
n Belli bir sebebi yokken hissedilen ani ve
şiddetli ağrı
n Başın sert bir şekilde çarpması, kol veya
bacak kırılması gibi yaralanmalar
n Nedeni açıklanamayan akıl karışıklığı,
hafıza kaybı veya çevreyi tanıyamama gibi
durumlar
n Kanlı öksürük veya kusma
n Bir böcek ısırmasına, alınan bir ilaca veya
yiyeceğe karşı şiddetli alerjik reaksiyon
Acil durum telefon numaraları
n Bu numaraları aile fertlerinin kolay
ulaşabileceği bir yerde, mümkünse ev
telefonuna yakın bir yerde bulundurun.
112 Acil Yardım
110 İtfaiye
156 Jandarma
155 Polis
154 Trafik
114 Zehir Danışma
21
METAL ÇOCUKLAR
TÜRK METAL’LE
DÜNYAYI TANIYOR
METAL
Türk Metal - Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi olan, metal
işçilerinin derslerinde başarılı çocuklarından 52 arkadaşımız,
guruplar halinde Rusya’ya, Başkordistan’a ve Moldova’ya
birer hafta süreyle kampa gönderildi.
Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımız,
ziyaret ettikleri ülkelerdeki çocuklarla bir araya
geldiler. Yabancı arkadaşlarla dostluklar kuran,
farklı kültürleri tanıyan metal çocuklar, yabancı
dil öğrenmenin öneminin, bu ziyaretlerle
birlikte bir kez daha farkına vardılar. Konuk
edildikleri kamplarda sportif, kültürel ve
sanatsal faaliyetlerde bulunan arkadaşlarımız,
çeşitli yarışmalara katıldılar. Dereceye girenler
ödüllendirildi…
22
Arkadaşlarımız, yaşamları boyunca
unutamayacakları bir deneyim kazanarak,
ülkeye döndü. Türk Metal Sendikası genel
merkezi ve şubelerden refakatçilerle
gerçekleştirilen ziyaretlerden dönüşte
arkadaşlarımız, şubelerini de ziyaret ederek,
böyle bir faaliyetten duydukları memnuniyeti
dile getirdiler ve Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak’a teşekkürlerini ilettiler.
Rusya:
06-12 Temmuz tarihlerinde 15 Metal Çocuk
Kulübü üyemiz, Rusya Vladimir Bölgesi’nde
bulunan Savunma Sanayi Sendikasına bağlı
Silah Fabrikası İzci Kampı’nda bir hafta
süreyle konuk oldular. Kamp süresi boyunca
gezilerle ve sosyal aktivitelerle zaman geçiren
arkadaşlarımız, Rusya’nın tarihi Suzdal, Vladimir
ve Kuvrov şehirlerini gezdiler. Metal çocuklar,
dönüş yolunda da, Rusya’nın başkenti
Moskova’yı ve dünyaca ünlü Kızıl Meydan’ı da
gezme fırsatı buldular…
23
Başkordistan:
13-20 Temmuz tarihlerinde 17 Metal
Çocuk Kulübü üyesi, Rusya’nın Başkordistan
Cumhuriyeti’nin başkenti Ufa’da bulunan
Makine İşçileri Sendikası İzci Kampında
ağırlandılar. Bir haftalık ziyaret sırasında
Ufa şehrinin tarihi ve turistik yerlerini ziyaret
eden arkadaşlarımız, ayrıca Başkordistan İşçi
Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı
Amirhan Samirhanov ve Başkordistan Metal
İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nikolay
Lifanov tarafından kabul edildiler. UAMİF
Federasyonu Genel Sekreter Yardımcısı
Turajan Raupov, Başkordistan İşçi
Sendikaları Konfederasyonu Başkanlar
Kurulu toplantısına da katılarak, UAMİF
ve Türk Metal Sendikası hakkında güncel
bilgiler verdi…
Moldova:
03-09 Ağustos tarihlerinde Moldova
Oto ve Tarım Makineleri İmalat Sanayi
İşçileri Sendikası’nın daveti üzerine, 25
Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi,
Moldova’nın Kişinev şehrinde konuk edildi.
Arkadaşlarımız, Kişinev şehrinin tarihi
ve turistik yerlerini, Manastırı gezerek,
Karpuz Festivaline katıldılar. Arkadaşlarımız
Moldova’da ayrıca, Osmanlı’nın 300 yıl
boyunca hakim olduğu toprakları ziyaret
ederek, kendi tarihlerine dair bilgiler de
edindiler…
24
10 Kasım
ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ
A
tatürk, 1881’de Selanik’te dünyaya geldi. Babası Ali Rıza Bey, annesi Zübeyde
Hanım’dır. Sırasıyla eğitimlerini, mahalle mektebi, Şemsi Efendi İlkokulu, askeri
ortaokul, askeri lise ve İstanbul Harp Akademisi’nde almıştır.Kurmay yüzbaşı olarak
Osmanlı Ordusu’na katıldı ve onu Balkan Savaşı’nda görevlendirildi. Orada gösterdiği
başarı sonucu da Çanakkale Anafartalar Grup Komutanlığına getirildi.
Osmanlı Devleti, Mondros Antlaşması’yla düşmanlar tarafından işgal edilmeye
başlayınca, Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Amasya, Sivas, Erzurum
kongrelerini gerçekleştirdi. Halkın desteğini alarak Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Kurtuluş
Savaşı’nın ardından Atatürk, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni
açtı. “Egemenlik halkındır” düşüncesini benimseyerek, padişaha ve dünyaya Türk
milletinin gücünü kanıtladı.
1.İnönü, 2.İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşlarının ardından ülkeyi düşmanlardan
temizledi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etti ve ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Türk
milletinin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için ard arda bir çok devrime imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri olan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım
1938’de saat 09.05’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda hayata ve biz evlatlarına veda
etti. Ankara’da Etnografya Müzesine geçici olarak konulan naaşı, 10 Kasım 1953’te
Anıtkabir’e nakledildi.
Aramızdan ayrılsa da Atamız, bizlere bıraktığı miraslar ve imza attığı
devrimler ile Türk milletinin kalbinde ölümsüzdür...
25
SPOR
Türkiye’nin spor tarihini
değiştiren efsane sporcularımız...
Bazı sporcular vardır ki, başarıları ülkelerine gurur
yaşatmakla kalmaz, yarıştıkları branşta ülkelerinin
vizyonunu da değiştirirler. İşte, Türkiye spor tarihine adını
altın harflerle yazdırmış efsane sporcularımızdan bazıları...
CEMAL
KAMACI
acı, Türk boks tarihinin en önemli
1943'de Trabzon'da doğan Cemal Kam
sa
ak geçirdiği sakatlıktan sonra bok
ismidir. Spora futbolla başladı, anc
Sami
Ali
'de
1973
acı,
boksör olan Kam
yöneldi. Avrupa Şampiyonu ilk Türk
anlı
ünv
nu
piyo
ında, Avrupa Şam
Yen Stadı'nda düzenlenen unvan maç
upa şampiyonu oldu. Kamacı,
Avr
a
kg'd
Roger Zami'yi yenerek, 63,5
avt olmadı.
profesyonel boks yaşamında hiç nak
YAŞAR ERKAN
26
Türkiye’ye, olimpiyatlarda ilk altın
madalyasını kazandıran güreşçi olarak
Türkiye spor tarihine geçmiştir. Erkan, 1936
Yaz Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan
sonra, “Şampiyonluk kürsüsünde şanlı
bayrağımız şeref direğine çekilirken kendimi
tutamadım, gözlerimden yaşlar sel gibi aktı.
Yüz yirmi bin kişinin ve Hitler’in önünde
bayrağımızı şeref direğine çektirmek ve
ayakta güzel marşımızı dinletmek zevklerin
en güzeli ve en büyüğü” diye konuşmuştur.
Aynı dakikalarda, Cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal Atatürk'ten kendisine bir telgraf
ulaştırılır. Atatürk Erkan’ı şu sözlerle
kutlamaktadır: “Kendin küçüksün; ama
memleket için önemli bir iş yaptın. Artık adın
Türk spor tarihine geçti. Çok yaşa Yaşar!”
YASEMİN
DALKILIÇ
1979 yılında Ankara'da doğan Yasemin Dalkılıç, dünya sualtı dalış rekortmeni olarak tarihe geçti. 1999 yılında serbest dalışın en zor disiplininde 68 metre derinliğe dalarak dünya rekoru kırdı. Rekorlarına 2000
yılında iki yenisi eklendi. Serbest dalışın en itibarlı disiplinleri olan Limitli ve Limitsiz Değişken Ağırlık
kategorilerinde 100 ve 120 metre derinliğe indi. Daha
sonra, Mısır'da Limitli Değişken Ağırlık kategorisinde
105 metre ve Yunanistan'da Desteksiz Sabit Ağırlık
kategorisinde 40 metrelik dünya rekorları ile bu sporda dünyanın en elit grubuna yükselmeyi başardı.
GAZANFER
BİLGE
1924 Karamürsel doğumlu
olan Gazanfer Bilge, 1946'da
Avrupa Şampiyonluğunu
kazandıktan sonra, 1948’deki
Londra Olimpiyatlarında,
serbest güreş dalında
Türkiye'ye ilk altın
madalyasını kazandırdı.
MİRSAD TÜRKCAN
1976'da eski Yugoslavya'da doğan
Mirsad Türkcan,
Türkiye'de basketbolün en önemli
isimleri arasında
sayılmakta. Türkiye'de ve Euroleag
ue'de sayısız başarıya
imza atan Türkcan, 1999'da NBA takı
mlarından New York
Knicks'e transfer oldu ve NBA'de oyn
ayan ilk Türk oyuncu
olarak tarihe geçti.
KENAN
SOFUOĞLU
1984 yılında Sakarya'da motor tamircisi bir babanın oğlu
olarak dünyaya gelen Kenan Sofuoğlu, motosiklet yarışmalarına
merak saldı. 2007 yılında Supersport Dünya Şampiyonluğu'nda
sezonun bitimine 3 yarış kala şampiyon oldu. Sofuoğlu aynı
başarısını, 2010 ve 2012'de de göstererek, dünya motosiklet
şampiyonaları tarihine geçmiştir.
SEMİH
SAYGINER
NAİM SÜLEYMANOĞLU
Sadece Türkiye'nin
değil, dünyanın
gelmiş geçmiş en
büyük haltercisi
olan Naim
Süleymanoğlu, 1.47
boyuna rağmen
çok güçlü olması
nedeniyle, "Cep
Herkülü" olarak
da anılır. 1967'de
Bulgaristan'da doğan
Süleymanoğlu,
Bulgaristan'daki
baskılardan
kurtulmak ve Türkiye
adına müsabakalara
katılmak için 1986'da
Melbourne'de
düzenlenen Dünya
Halter Şampiyonası'nda
Türkiye Büyükelçiliği'ne
sığınarak Türkiye'ye
iltica etmişti.
Türkiye'ye ilticasında
ve getirilmesinde bizzat
devrin Cumhurbaşkanı
Turgut Özal devreye girmişti. Süleymanoğlu, üstün
performansıyla 1988 yılında Time dergisine kapak olmuştu.
TANJU
ÇOLAK
1963 Samsun doğumlu
Tanju Çolak, 335 gol
ile Türk futbolunun en
gölcü ismidir. 1987-88
sezonunda rekor bir
ücretle Galatasaray'a
transfer olan Çolak, o sezon Galatasaray formasıyla
39 gol atarak, Avrupa liglerinde o yıl en çok gol atan
futbolcu unvanını elde etti ve Altın Ayakkabı ile
ödüllendirildi.
Semih Saygıner, 1964’te Adapazarı’nda doğdu. Lise dönemindeyken, anne ve babasını trafik kazasında kaybetmesinin üzüntüsüyle okula ara veren Saygıner,
sonradan dışardan sınavları kazanıp liseyi bitirmeyi denediyse de okul hayatına devam edemedi. Bilardoya ilgisi
bu dönemde başlayan Saygıner, ilk başarısını 1981’de katıldığı İstanbul Bilardo Şampiyonası’nda 1. olarak kazandı. Arka arkaya turnuvalara katılan Saygıner, ilk Dünya Şampiyonluğunu 1994’te elde etti. Bilardo dünyasında
Mr. Magic ya da the Turkish Prince lakaplarıyla tanınan
Saygıner, Türkiye’de bilardonun federasyon haline gelmesini sağlayan isimdir ve Bilardo Literatürü'ne geçmiş
42 özel vuruş tekniğine sahiptir.
27
Halk
ı
r
a
l
n
a
m
a
Kahr
FAHRETTİN PAŞA
Ömer Fahrettin Türkkan (1868 Rusçuk - 22 Kasım 1948 Eskişehir yakınları)
Türk tarihinde ismi çok duyulmamış sayısız kahramanlarımızdan biridir
Fahrettin Paşa. Osmanlı’nın son döneminde I. Dünya Savaşı sırasında
topraklarımızın işgaline karşı büyük mücadele vermiş, vatanseverliği
dillere destan olmuştur.
Arapların yoğun olarak yaşadığı
topraklarda Şerif Hüseyin İsyanı’nda
zor şartlar altında Medine’de yönettiği
2 yıl 7 ay süren Medine müdafaası ile
bilinir. “Medîne Müdâfii, Türk Kaplanı,
Çöl Kaplanı, Medine Kahramanı”
adlarıyla anılır.
1868’de Bulgaristan’ın Rusçuk
kentinde doğdu, 93 Harbi’nden
sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a
yerleşti. Mekteb-i Harbiye-i Şahane’yi
(Dönemin Harp Okulu) birincilikle
bitirdi. Erkan-ı Harbiye Mektebi’ni
bitirdikten sonra 1891’de Kurmay
Yüzbaşı rütbesiyle göreve başladı.
Balkan Savaşı’nda Çatalca
savunmasında ve Edirne’nin geri
alınışında görev yaptı.
I. Dünya Savaşı başladığında 4.
Orduya bağlı 12. Kolordu komutanı
olarak Musul’da bulunuyordu.
1915’te 4. Ordu komutan vekilliğine
getirildi. Bu bölgede iken hem
tehcire tabi tutulan Ermenilerin
yerleştirilmesiyle uğraştı hem de Urfa,
Zeytun, Musadağı ve Haçin Ermeni
isyanlarını bastırdı.
1916’da 4. Ordu komutanı
Cemal Paşa tarafından Medine’ye gönderilerek, Hicaz Kuvve-i Seferiyesi Komutanlığına atandı. İngilizlerin
desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ordusuna karşı, kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı Medine müdafaası
büyük takdir topladı.
1.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı, yerel isyancıları da yanına alan İngiltere ile bir çok cephede savaşmak
zorunda kalmıştı. Medine ile irtibatı sağlayan demir yolunun isyancılar tarafından harap edilmesi ile birlikte,
diğer cephelerde durum kötüye gidiyordu. Filistin Cephesi’nden kötü haberler gelmeye başladı. 7 Kasım
1917’de Gazze, 26 Aralık 1917’de Kudüs düştü. Ardından 21 Eylül 1918’deki Nablus Muharebesi’nde Sina
ve Filistin Cephesi’ni oluşturan 4’üncü, 7’inci ve 8’inci Ordular dağıldı. Böylece Filistin Cephesi tamamen
çöktü ve Medine Garnizonu’nun, Osmanlı Ordularıyla tekrar temas kurma umudu tamamen bitti. Ve Medine
Garnizonu yapayalnız kalmıştı.
28
Medine müdafaası okuyanları ve dinleyenleri adeta gözyaşına boğar. Durum, şehri savunan Osmanlı
garnizonu ve komutanı Fahrettin Paşa için oldukça sıkıntılıydı. Medine’nin işgal edileceğini anlayan Fahrettin
Paşa, Peygamber Efendimizin başucunda bulunan ve som altından yapılmış paha biçilemeyen iki şamdan
ile değerli eşyalar ve kutsal emanetlerin, İngilizler gelmeden İstanbul’a götürülmesini sağladı. Hatta Lozan
anlaşmasında bu emanetlerin Haşimilere verilmesi bile istendi; reddedildi.
Medine’yi sonuna kadar savunmaktan vazgeçmeyen Fahrettin Paşa, Medine’yi bir onur meselesi olarak
görüyordu. Kalede sıkışıp kalan askerler hasta, yaralı ve açtı. Askerler arasında ölümler de başlamıştı.
Fahrettin Paşa, hayatta kalabilmek için askerlerinden o sırada baş gösteren çekirge istilasından kalan
çekirgelerin kurutularak un haline getirilmesi ve bundan ekmek yapılmasını istedi. Bunun için de bir tamim
yayınlayarak, çekirge kurusunu yemenin sünnet olduğunu söyledi. Fahrettin Paşa’nın Medine’yi hiçbir suretle
teslim etmeyeceğine dair subaylarından İdris Bey şöyle bir şiir yazmıştır:
Yapamaz Ertuğrul evladı sensiz,
Can verir, Canan’ı (s.a.v.) veremez Türkler.
Ebedi hâdimu’l haremeyniniz,
Ölsek de Ravzanı ruhumuz bekler.
Savaş sona ermiş Mondros Mütarekesi imzalanmıştı. Anlaşmaya göre Medine İngilizlere teslim edilecek,
tabur tasfiye edilecekti. Fahrettin Paşa anlaşmaya rağmen Medine’den çıkmayarak direnişini sürdürdü.
İngilizler son padişah Vahdettin’i İstanbul’u tekrar işgal edip bir daha çıkmamakla tehdit etti. Padişah
Vahdettin, Fahrettin Paşa’ya bir mektup yazarak durumu anlattı ve Medine’yi teslim etmesini istedi. Paşa
Medine’den çıkmamakta direndi. Ancak, araya birçok kişi girdi ve durum iyice ümitsiz hale gelince, Fahrettin
Paşa kaleden çıkmak zorunda kaldı. Peygamber Efendimizin naaşının başında günlerce ağlayan ve oradan
çıkmayan Fahrettin Paşa, Türk subaylar tarafından çıkartılmak zorunda kaldı. 1. Dünya Savaşı resmen sona
erse de, Medine teslim olmadığı için fiilen bitmemişti. Ekim 1918’de Mondros Antlaşması imzalanmasına
rağmen, 10 Ocak 1919’a kadar anlaşmaya aykırı şekilde direniş sürdürüldü.
Thomas Edward Lawrence’ın “Çöl kaplanı” lakabını taktığı Fahreddin Paşa, Medine Kuşatmasından
sonra savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919’da Mısır’a, ardından da, 5 Ağustos 1919’da Malta’ya sürgün
edildi. Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere işgalci devletler tarafından İstanbul’da kurdurulan
Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkum edildi. Ancak, Ankara
Hükümeti’nin gayretleriyle 8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtulduktan sonra, Eylül 1921’de Milli Mücadele’ye
katılmak üzere Ankara’ya geldi. 9 Kasım 1921’de TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliğine tayin edildi. TürkAfgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı sırasında Afganistan’da yardım amaçlı
altın ve para toplayarak Anadolu’ya gönderdi. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı.
1936’da Korgeneral rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekliye ayrılan Fahrettin Paşa, 22 Kasım
1948’de bir tren yolculuğu sırasında, Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etti. Vasiyeti üzerine
Aşiyan Mezarlığına defnedildi.
29
Ninja
r
a
l
a
ğ
a
b
m
u
Kapl
N
inja Kaplumbağalar geri dönüyor. Orijinal adı
“Teenage Mutant Ninja Turtles” olan fantastik
çizgi seride, dövüş sanatlarına hakim 4 mutant
kaplumbağa ve ustaları mutant fare “Usta Splinter” ile
birlikte kötülere karşı savaş veriyor. Aynı zamanda, iyi
bir ninja olabilmenin eğitimini de alıyorlar.
K
aplumbağaların yaratıcıları
Kevin Eastman ve Peter
Laird, ilk Ninja Kaplumbağalar çizgi
romanını, 1984 yılında siyah-beyaz
olarak yayınladılar. Onlar sayesinde
kaplumbağalar yer altından çıkarak,
dünya çapında bir hit haline geldi.
Orijinal Amerikan seri, 1984’de
Mirage Stüdyoları’ndan çıkmıştır.
Kevin Eastman ve arkadaşı
Peter Laird’in beyin fırtınası
sırasında ortaya çıkan eser, uzaylı
düşmanlardan şehirdeki serserilere
kadar birçok kötü karakteri içerir.
Bu kötü karakterler arasından en
ünlüleri, Shredder ve onun ortağı ve
30
aynı zamanda ona emir verebilen
Beyin’dir. Hikâye kahramanlarından
bir diğeri de Kanal Muhabiri April
Oneill’dır. Kahramanlarımız Rafael,
Donatello, Leonardo, Michelangelo
pizzaya düşkündürler.
Daha sonraları Teenage Mutant
Ninja Turtles 1990, Teenage Mutant
Ninja Turtles II: The Secret of the Ooze
1991 ve Teenage Mutant Ninja Turtles
III 1993 filmi çevrilmiştir. Ve şimdi
kahramanlarımız 3D teknolojisiyle
geri dönüyor.
Ninja Kaplumbağalar efsanesi
beşinci defa beyaz perdede.
Yenilenen filmde hikaye, en başından
anlatılıyor. 4 ninja kaplumbağamız
henüz yumurtayken, uzaylılar
tarafından dünyaya bırakılıyorlar.
Fakat Ninjalarımız büyüyüp
yeteneklerini bir bir öğrendikçe,
uzaylıların tehlikesine karşı dünya
için savaşan en büyük güç haline
gelecektir. 2014 yapımı filmin
yönetmenliğini Wrath of the Titans,
Battle Los Angeles gibi büyük
aksiyon filmlerine imza atmış olan
Jonathan Liebesman üstleniyor.
Güzel yıldız Megan Fox ise karşımıza,
kahramanlarımızın hayran olduğu
gazeteci April O’Neil karakteriyle
çıkacak.
Ana karakterler
Michelangelo
(Mikalenjelo)
Raphael
akımın en komik
Tüyesidir.
ve en haylaz
Uysal ve komik
(Rafael)
T
akımın kötü
çocuğudur.
Saldırgan ve hırçın
bir karaktere
sahiptir. Çift
sai kullanılır ve
kırmızı bir bandaj
takar. Çizgi filmin
yaratıcıları Raphael
adını Raphael
Sanzio’dan
esinlenmişlerdir.
bir yapıya sahiptir. Çift
nunçaku kullanır ve
turuncu bir bandaj takar.
Aynı zamanda takımın en
obur üyesidir. Çizgi
filmin yaratıcıları
Michelangelo
adını Michelangelo
Buonarroti’den
esinlenerek
koymuştur.
Leonardo
B
Donatello
T
akımın bilimle en ilgili
olan üyesi. Donatello
ayrıca, takımın şiddete en
az başvuran üyesidir. Bö
kullanır ve mor bir bandaj
takar.
ushido ustası ve
ekibin lideridir.
Çift bushido kullanılır
ve mavi bir bandaj
takar. Ayrıca ninjato
de kullanabilir.
Çizgi filmin
yaratıcıları Leonardo
adını, Leonardo
Da Vinci’den
esinlenmişlerdir.
31
Kitap Oku
mayı Sevi
yorum
Odamda oturmuş niye kitap okumayı sevdiğimi düşünüyordum. Bu soruya cevap bulmak için
kitapların arasında bir geziye çıkmaya karar verdim. Sayfayı açtım ve maceram başlamış oldu.
Peter Pan’ın gemisine bindim. Tam cevabı görmüş mü diye soracaktım. Fakat yuvarlandım ve
düştüm… Soğuk bir sokakta buldum kendimi, küçük Kibritçi kızın tam yanında. Küçücük bedeniyle
soğuktan titriyordu. Bir kibrit yaktı küçük kız, umutsuzca hayaller kurmaya başladı. Çünkü dünyadaki
haksızlıklara ve acılara tahammül edemiyordu. Ancak, kibrit çubuğunun sönmesiyle beraber, onun
hayalleri de söndü. Ona yardım etmek istedim, ama bu mümkün değildi. Çok üzüldüm, kalbim acıdı ve
bu yüzden beni Parmak kızın yanına attılar. Onunla çiçeklerin ve gölün yanında oynadık. Ama rüzgâr
yüzünden göle düştüm. Güzel bir kuğuya dönüştüm. Havaya yükseldim ve uçtum. Tam o sırada Eliza
benim gömleğimi de hazırlamıştı. Gömleği ondan aldım ve insana dönüştüm. Sadece bir tek sorunum
vardı; hala havada olduğumu unutmuştum ve başka bir şekil almam gürültü ve patlama ile sonuçlandı.
Villa Villekulla’nın önüne düştüm. Pippi, Tommy ve Annika o anda verandada çay içiyorlarmış. Pippi
bana kızdı ve ben onlardan kaçarken bir tavşan kuyusuna düştüm. Alice’nin yanında uyandım. O,
üzerinde “beni iç” yazan şişeden bir şey içiyordu. Bunu yapmaması için bağırdım, ama beni duymadı.
Ve bir anda küçücük kaldı. Ona o kadar kızdım ki, gözlerim futbol topu kadar büyük oldu. Gözlerimi
kapatıp açtığımda kendimi Pinokyo’nun yanında buldum. Sirke gidiyordu, bunu yapmaması için onu
uyarmak istedim. Ama Pamuk Prensesin zehirli elmayı yediğini gördüm. Ona yardım etmeye koştum,
ama artık çok geçti. Geri dönerken onun için o kadar çok ağladım ki, gözyaşlarımdan bir deniz oluştu
ve ben de içinde bir denizkızına dönüştüm. Daha fazla dayanamıyordum. Masallar için olan deniz
acentesine kadar yüzdüm. Bana sormadan beni istedikleri şeye dönüştürdükleri için olay çıkardım.
Görevli denizkızı sadece prenseslerin özel ayrıcalıklara sahip olduklarını açıkladı. Ona nasıl prensese
dönüşebileceğimi sordum.
- Kendine bir prens bulduğunda, diye cevap verdi bana.
Onu aramaya başladım. Artık sahili ve kıyıyı görme sırası benimdi. Yüzeye çıktım ve prensi aramaya
başladım. Karşıma çıkan prensi beğenmedim ve geri döndüm. Denizkızı olmayı sevmiyordum. Sonunda
insana dönüştüm. Tam işler yoluna girdi diyordum ki, ruhundan kurtulmak isteyen bir adam önüme geçti.
Sorunun cevabını da bulmuştum. Kitap okumayı seviyorum, çünkü aksi halde nereden uydurabilirdim
bu çılgınlıkları. Nerden öğrenebilirdim bu imkansız, ama güzel, eğlenceli hayatları?.. Hadi zaman
kaybetmeyin, siz de dalın kitapların içine ve tadını çıkartın, olasılıksız ama keyifli maceraların…
32
KİTAP
KURDU
Çılgın babam
Yazar: Zeynep Cemali
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı Sayfa Sayısı: 160
Böylesine çılgın, böylesine arkadaş bir babayı kim istemez?..
Kapalıçarşı’nın kalabalığında babasıyla ıslığıma gel oyununu
oynarken Zeynep henüz altı yaşındaydı. On yaşında artist
olmaya karar verdi ve babasının film şirketinin Beyoğlu’ndaki
ofisinde çalışmaya başladı. On bir yaşında, babasıyla birlikte
yazlık sinema işletiyordu. Babasının Anadolu gezilerine eşlik
etmeye başladığındaysa, on iki yaşındaydı. Baba kız sıkı
dosttular!..
Çocuk edebiyatımızın güçlü öykü yazarı Zeynep Cemali,
bu kez İstanbul’da geçen birbirinden ilginç çocukluk anılarını
aktarıyor. Yazarın tarih sırasıyla kaleme aldığı öykülerdeki,
her çocuğun hayranlıkla bağlanacağı, sürprizlerle dolu, sıradışı
baba karakteri, usta bir öykücü olan Cemali’nin tüm yaşamını
biçimlemiş. Her yaştan insanın severek okuyacağı bu kitabı,
baştan sona ya da tek tek öyküler halinde okumak mümkün.
Puding polİ
aydınlatıyor
Yazar: Christine Nöstlinger Çeviren: Tuna Alemdar
Yayınevi: Tudem Yayınları Sayfa Sayısı: 176
Dünya çocuk ve gençlik edebiyatının usta yazarı Christine
Nöstlinger’in, ağızları sulandıran muhteşem macera dizisi
Puding Poli devam ediyor! Usta şefleri cebinden çıkaran
acar dedektifimiz Poli ve matematik “dehası” ortağı Rozi,
çözülmeyi bekleyen büyük bir düğümle karşı karşıyalar.
Poli ve Rozi’nin okullarında gün geçmiyor ki yeni bir hırsızlık
haberi duyulmasın. Giysiler, çantalar ve öğrencilere ait daha
pek çok eşya bir bir sırra kadem basıyor. Üstelik çalınanlar
olur olmaz yerlerde ortaya çıkıyor! Bu işin arkasında biri olmalı
ama kim? Poli’nin bildiği bir şey varsa, o da bu hırsızın kendi
sınıflarından olmadığı... İki kafadarımız rahat durur mu hiç!
Aranan hırsızı bulmak için dahiyane bir plan yaptılar bile...
Poli ve Rozi’yle bu gizemli kovalamacının peşine düşerken,
yanlışlıkla parmaklarınızı yemeyin sakın! Poli’nin Rozi’ye
pişirdiği şövalye zırhı içinde balık ve mayonezle doldurulmuş
çeri domatesler ağzınızı sulandırmaya yetecek de artacak bile.
Tarifler mi? Merak etmeyin, Poli’nin tarifleri kitabın hemen
arkasında sizleri bekliyor. Ağız tadıyla okumalar…
3
33
Çocuklar İçin Teknoloji Müzesi
BUNLARI
Bi
liyor
musunuz?
1
3
2
Dalmaçyalı köpekler
doğduklarında
beneksizdirler.
Kediler tatlıların
tadını alamazlar.
4
Bazı balıkların
cinsiyeti dişi iken
erkeğe dönüşebilir.
6
5
7
Bazı kelebeklerin
kulakları
kanatlarındadır.
Maymunlar da
insanlar gibi
yaşlandıklarında kel
kalabilir.
34
Dev bir midyenin
içinde 6,4 kiloluk bir
inci bulunmuştur.
8
Timsah
yumurtalarından
sıcak havada
erkek, soğuk
havada
dişi yavru çıkar.
Bir köpeğin burun
izi, tıpkı insanların
parmak izi gibi
eşsizdir.
9
Bazı salyangozlar 3 yıl
uyuyabilir.
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ
KUTLU OLSUN
Download