T. B. M. M, B : 51 dinin temeli olan Kur'an-ı Kerim vardır, Kur'an-ı 'Kerim'in ilme, araştırmaya ver­ diği önem vardır. Ayet-i Kerime; «De !ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?» Ayet-,i Kerime; «!De iki, iRabbim, ilmimi artır..» Ayeıt-i Ke­ rime; «İşte misaller : Biz, onları insanlar için veriyoruz, bilgin olanlardan başkası1 anlamaz» Ayet-i Kerime; «Yeryüzünde, olgun bilgi sahipleri için ibretler vardır.» Ayet-i Kerime; «O gökleri, o yeri yarat* ması, dilerinizin ve renklerinizin farklı ol­ ması da O'num ayetlerindendir. Gerçek­ ten, bunlarda bilginler için ibretler var...» Hadisi şeriflerde de defalarca ilim ve araştırıma teşvik edilmiştir. Hadisi şerif; •«İlim öğrenenin yaptığı hayırii çalışma, geçmiş günahlarını bağışlatır.» Hadisi şe­ rif; «tlim öğrenin. Çünkü ilim, Allah'a olan saygınızı artırır. İlim öğrenmek iba­ dettir. Beraber çalışmak zikirdir. Araş­ tırma yapmak cihattır. Allah, milletleri ilimle . yükseltir. Onları iyilikle, güzel şeylerde önder yapar. Diğer milletler, ilim sahibi olan milletlerin izinden gider, on­ ların hareketler ini taklit ederler, görüşle­ rine başvururlar.» Betrand Russell, deney ve müşahede­ nin -ilmin temeli bunlar- ilme metot ola­ rak İslam ile girdiğini ifade ederken, çok önemli bir gerçeğe parımak basmıştır. İslam Medeniyeti, bu doğrultudaki zih­ niyet inkılabı sayesinde oluşmuş ve insan­ lığın kendinden önceki 'bilgi birikimini özümseyerek bugünkü medeniyetin teme­ llini atmıştır. Bu anlayıştan uzaklaşılması ve doyum noktasında oluşan kabuklaşma ve kabuğa yapışarak ruhu kaybetme so­ nunda da, bilinen gelişmeler ortaya çık­ mıştır. öyleyse, dinimizin bu gerçeğini ortaya koymak, din derslerinin temel gö­ revidir, temel görevi olmalıdır. Islamın özü, insan sevgisidir. Esas olan insandır, kutsal olan insandır; çün— 22 — 10 . 4 . 1988 O : 1 kü, insan, evrenlerin özüdür, çünkü insan, yaratılmışların en kutsalıdır. Zübdei kâi­ nattır insan, eşrefi ımahlükattır insan; ev­ renlerin özü, var edilmişlerin en kutsalı. Islamın özünü millî yapımıza en et­ kili bir biçimde aktaran ve Anadolu'nun manevî yönden gerçek fatihleri olan Yu­ nus Emre, Mevlâna, Hacı Bayram ve Hacı Bektaş gibi maneviyat sultanlarını ve onların insanilik felsefelerini cemlyetiımize yansıtmak, 'Millî Eğitim Bakanlığı­ mızın en önemli görevlerindendir. Yunus'u, şairlerden bir şair, Hacı Bay­ ramdı da, velilerden bir veli gibi anlatmak yetmez. Onlar, bizim milliyetimizin temel taşlarıdır. Onlar, bizim millî ruhumuzun' en güzel ifadeleridir. Onları ve onları Anadolu'ya gönderen, Trakya'ya gönde­ ren Ahmet Yesevî Hazretlerini, yetişen her memleket insanı ezbere bilmelidir. Büyük şair Yahya Kemal'in;, büyük illim adamı Fuat Köprüîü'ye söylediği bir söz var; son derece manalı hir söz : «Şu Ah­ met Yesevî kimdir? Bir araştırın görecek­ siniz, bizim asıl milliyetimizi onda bula­ caksınız» diyor. Profesör Ömer Lütfi Barkan'ın -me­ raklısı için söylüyorum- Vakıflar Dergisi ikinci sayısında çıkan «Kolonizatör Türk Dervişleri» isimli kitap çapındaki maka­ lesini de aşan araştırmalar yapılmalıdır. Millî eğitimimizin en önemli meselele­ rinden birisi de, millî kültürümüzün bir müzelik malzeme olmaktan çıkarılması, hayatımızı tanzimde yeniden görevli hale getirilmesidir. İnsanlık, bunca tecrübeden sonra, gelişmekte olan ülkeler için Av­ rupalılaşma ve Batılılaşma uğruna kendi öz kültürlerini tahrip etmenin pahalıya mal olduğunu anlamıştır. Çıkar yolun, her milletin kendi millî kültürünü çağdaşlaştırarak geliştirmesi olduğu gerçe-