T.B.M.M. B:73 26.1.1995 0:1 hakaret ve küfürler etmekte, kısaca kendisine manevî işkence yapılmaktadır. Bu sürenin sonunda evine getirilip serbest bırakılmakta, sonra tekrar alıkonmakta ve bu olay, sürekli, her gün tekrarlan-, maktadır; ama ilginçtir, Ahmet Faikoğlu, tutuklama kararma rağmen, cezaevine konmamakta; bu­ nun yerine, Yunanlılar, Ahmet Faikoğlu'nu psikolojik olarak yıpratmak için ellerinden ne geliyor­ sa yapmaktadırlar. Yine, Iskeçe'nin Müslüman cemaati tarafından seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Aga da, Yu­ nanlılar tarafından, sahte müftü suçlamasıyla, 10 ay hapis cezasına çarptırıldı; 2 gün önce de hap­ se konuldu. Değerli milletvekilleri, tüm bu uygulamalar, Atina ve Lozan Antlaşmalarına aykırıdır; bu ant­ laşmaların ve azınlık haklarının açıkça ihlalidir. Hatta, Yunanlılar, 1920 tarihli, 2345 sayılı kendi kanunlarını da ihlal etmektedirler. İşte, eski Yunana atıfla, kendini âdeta demokrasinin mucidi olarak tanıtan Avrupa Birliği üye­ si Yunanistan'ın, vatandaşlarına reva gördüğü muamele budur. Yunanistan, ne hakla, insan hakla­ rından, demokrasiden bahsedebilir?.. Hangi demokratik ülke, yurttaşlarını ayırıma tabi tutarak, se­ yahat ve ibadet özgürlüklerini ellerinden alabilir?.. Değerli milletvekilleri, bugün, Yunanistan'da, 150 bin Türkün 50 bin kadarının seyahat özgür­ lüğü olmadığı gibi, teller arkasında, açık cezaevinde, hapsedilmiştir. Bu, Avrupa Birliğine üye bir ülkede yaşanmaktadır. Geçen yılki Batı Trakya gezimizle ilgili olarak, Yunan Hükümet Sözcüsü şöyle demişti: "Gel­ sinler, gelsinler de, hukuk devleti nasıl olurmuş, görsünler." Değerli arkadaşlarım, Yunanistan, bugün, izlediği siyasetle, övündükleri, vârisleri olduklarını iddia ettikleri binlerce yıl önceki eski Yunan uygarlığından da geride kalmıştır. Oysa, İstanbul'da­ ki Rum cemaati, patriklerini özgürce seçebilmektedir. Buna, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin bir müdahalesinin olması, söz konusu bile edilemez. Öyle zannediyorum ki, yeni seçilen istanbul Patriği Barteleomos dahi, kendisi gibi, Yunanistan'daki Müslüman cemaat tarafından seçilen Meh­ met Emin Aga'nın 10 ay müddetle cezaevine atılmasından, herhalde büyük üzüntü ve Yunanlılar adına da utanç duymaktadır. Camilerin yakıldığı, Müslüman cemaatça seçilmişler yerine, kendilerinin, yani Ortodoksların atadığı müftülerin1 tercih edildiği, ırkçı uygulamaların gözlemlendiği; kısaca, insan haklarının tü­ müyle ayaklar altına alındığı Yunanistan hakkında, Türkiye'ye kadar gelip, bize, kendilerince de­ mokrasi dersi vermeye kalkışan ve Sevr'i çağrıştıran özlemlerini belli eden Yunan milletvekilleri, bu durum karşısında acaba ne düşünüyorlar; bu konudaki tepki ve duyarlılıkları ne olacaktır; bunu çok merak etmekteyim. Değerli milletvekilleri, diğer taraftan da, Avrupa'da insan hakları ve demokrasi havarisi kesi­ lenler, Bayan Mitterand başta olmak üzere, ülkemizde de bunlara inanıp kucak açanların, birlikte Batı Trakya'ya kadar gidip, dünyada emsali olmayan 50 bin kişilik açık cezaevi ile yeni tevkif olan müftü Emin Aga'yı ve bağımsız eski milletvekili Ahmet Faikoğlu'nu ziyaret ederek, yapılan ağır insan hakları ihlallerini bizzat yerinde görmeyi düşünürler mi? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Eler, size 1 dakikalık ek süre veriyorum; konuşmanızı tamamlayın. HASAN BASRI ELER (Devamla) - Sağ olun, bitiriyorum efendim. BAŞKAN - Peki, teşekkür ederim. HASAN BASRİ ELER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Gümrük Birliğiyle ilgili 7 Mart­ taki oylama tarihi yaklaştıkça, Yunanistan'ın, iki ülke arasındaki ilişkileri, kasten, amaçlı olarak -414-