Ekonomi Bülteni 01 Ağustos 2011, Sayı: 28 Yurtdışı Gelişmeler Yurtiçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi & Strateji 2 Ağustos’ta Borç Limiti Artmazsa Ne Olacak ?... ABD’deki Sorun Ne ?... 2 Ağustos’ta Limit Artmazsa ? Limit Artsa Bile Not Düşerse ? Sonuç Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Berke Gümüş Doğukan Ulusoy 1 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurtdışı Gelişmeler ABD Borç Krizinde vakit daralıyor. ABD’de 2 Ağustos tarihine yaklaşılırken, Borç Krizinin aşılması adına hala somut bir gelişme yaşanmış değil. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner yaptığı açıklamada ABD’nin borç yükümlülüklerini karşılayamamasının düşünülemeyeceğini belirtti. Geither açıklamalarının devamında kongrenin yeni borçlanma tavanını gelecek yılın Kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinden sonra, ülkeyi 2013’e getirecek şekilde onaylamasının kritik olduğunu belirterek, “Temerrüt tehdidini gelecek 18 ayda ortadan kaldırmamız en önemli şey” dedi. Ayrıca Geithner Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner’in borçlanma tavanının iki aşamalı olarak artırılması önerisine karşılık, bunun sorumlu bir davranış olmayacağı ve bu önerinin ABD ekonomisini uzun süre temerrüt tehdidi altında bırakacağı değerlendirmesinde bulundu. ABD para piyasaları nakit depoluyor. ABD para piyasaları 2 Ağustos tarihine kadar Borç Tavanı konusunda uzlaşılamaması ihtimalini göz önünde bulundurarak nakit varlıklarında artışa gitti. Fonlar ABD’nın yaşayacağı olası not indirimi yada temerrüt durumunda likidite sorunu yaşamamak için önlem alarak nakit varlıklarını artırmaya başladılar. ABD CDS’leri rekor seviyelerde. ABD CDS’leri rekor seviyelerden işlem gördü. ABD’nin Temerrüt riskinin tahviller üzerindeki kısa vadeli riskleri artırması 1 Yıllık CDS’lerin 5 Yıllık CDS’lerden daha yüksek seviyelerde işlem görmesine neden oldu. 5 Yıllık CDS’ler 90 baz puandan işlem görürken 5 Yıllık CDS’ler 65 baz puandan işlem gördü. ABD’de Bej Kitap ekonomide yavaşlama sinyali verdi. ABD’de büyümenin öncü göstergelerinden olan FED’in 12 eyaletten aldığı raporlarla oluşturduğu Bej Kitap raporunda, merkez bankasının buluğu 12 eyaletten 8’in de ekonomik faaliyetlerin yavaşladığı tespit edilirken tüketim harcamaları ve sanayi üretiminin hız kestiği vurgulandı. ABD’de işsizlik maaşı başvuruları azaldı. ABD haftalık işsizlik maaşı başvuruları verisi bir önceki haftaya göre 24.000 kişilik bir azalma göstererek piyasa beklentisinin altında 398.000 olarak açıklandı. 4 haftalık ortalama ise 422.250’den 413.750’e geriledi. Böylece Haftalık İşsizlik Maaşı başvurularında önemli bir psikolojik sınır olan 400.000 kişinin altına 15 hafta sonra inilmiş olundu . İngiltere’de büyüme hız kesti. İngiltere’den açıklanan verilere göre ekonomi yılın 2. çeyreğinde % 0.2 büyüme kaydetti. Yılın ilk çeyreğinde büyüme %0.5 olmuştu. İngiltere Maliye Bakanı Osbourne ise verilerden sonra “Büyüme fırtınada güvenli bir yer olduğumuzu gösteriyor” yorumda bulundu. İspanya ve İtalya’da borçlanma maliyetleri yükseldi. AB liderler zirvesinde açıklanan kurtarma paketinden sonra gerçekleşen ilk İspanyol tahvil ihalesinde ortalama getiri yükseldi. İspanya 3 milyar € hedef ile gerçekleştirdiği 3 ve 6 ay vadeli bono ihalelerinde 2.89 milyar €’luk satış gerçekleştirirken 3 aylık bonolarda ortalama getiri bir önceki ihalede oluşan %1.568 seviyesinden %1.899 seviyesine yükseldi. 2 yıl vadeli İtalyan tahvilleri ise ikincil piyasada 16 baz puan artarak % 3.99 seviyesinden %4.15 seviyesine yükseldi. İspanya’nın notu negatif izlemede. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P İspanya’nın “Aa2” olan ülke kredi notunu olası bir indirim için negatif izlemeye aldı . S&P yaptığı açıklamada olası not indirimin büyük ihtimalle bir kademe olacağını belirtirken, İspanya’nın izlemeye alınmasını ülkenin borçlanma maliyetlerindeki artışın kalıcı olma riski ve ekonomik büyümenin uzun vadeli bütçe dengesinin sağlanması yönünde zorluk yaratması riskleri ile gerekçelendirdi. Yunanistan’ın notu düştü. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Yunanistan’ın ülke notunu iki basamak düşürdü. S&P böylece Yunanistan’ın hali hazırda “CCC“ olan notunu “CC” ye indirmiş oldu. AB ve IMF’nin açıkladığı yardım paketinden sonra not indirimine giden kuruluş yaptığı açıklamada “Borç yapılandırması nedeniyle seçici temerrüttün söz konusu” olduğu dile getirilirken, 160 milyar €’luk yardım paketine özel sektörün dahil olmasının, kredi verenleri zarara uğratacağı gerekçesi ile bu kararın alındığını belirtti. Brezilya türev ürünlerden %25 vergi alacak. Brezilya’da ABD Doları karşısında 12 yılın en yüksek seviyelerine çıkan Real’in aşırı değerlenmesini önlemek için türev ürünlerden %25’e kadar vergi alınmasını ve denetlenmesini içeren yasa onaylandı. Brezilya hükümeti birkaç ay önce Real’deki artışı yavaşlatmak için kurumsal kredi ve tahvillere ilişkin vergileri artırma yolu gitmişti. Hindistan faiz artırıma gitti. Hindistan Merkez bankası faizlerinde 50 baz puanlık bir artışa gitti. Böylece Hindistan’ın politika faizi %7.5’ten %8’e yükselmiş oldu. Hindistan Merkez Bankası faiz artırımı ile beraber enflasyon hedefini de revize ederek %6’dan %7’e yükselttiğini açıkladı. Japonya’da toparlanma sinyalleri. Japonya’nın 11 Mart’ta yaşadığı deprem ve tsunami felaketlerinin ardından ekonomide toparlanma sinyalleri gelmeye başladı, geçtiğimiz hafta piyasalar tarafından dış ticaret açığı beklenirken, sürpriz bir şekilde 900 milyon $ dış ticaret fazlasının verilmesinden sonra Japonya’nın sanayi üretimi ve hane halkı harcamalarında da artışlar gözlendi. Sanayi üretimi aylık bazda %3.9 büyüme kaydederken, hane halkı harcamaları ise %0.8’lık bir artış gösterdi. 2 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurtiçi Gelişmeler Merkez Bankası (MB) Enflasyon Raporu, Temmuz 2011 Raporda öne çıkan önemli noktalar şu şekilde özetlenebilir: Enflasyon tahminleri bir önceki rapora göre değişmedi: 2011 sonu %6.9 ve 2012 sonu %5.2. Her iki beklenti de 2010 ve 2011 sonundaki %5.5 ve %5.0’lık (± %2) hedeflerle uyumlu. Alınan önlemlerin etkilerinin görülmeye başladığı son faiz kararı notlarında olduğu üzere yenilendi. Bu anlamda enflasyon raporunda tıpkı son toplantı tutanaklarında olduğu gibi oldukça “yumuşak” bir ton kullanıldığını söylenebilir. Bu doğrultuda 2011 sonuna kadar politika faizinin %6.25 düzeyinde sabit kalacağı değerlendirmesi yapıldı. Rapor’a ilişkin gerçekleştirilen soru cevap kısmında TL’nin mevcut seviyelerinin cari açığın düzelmesi için maksimum katkıyı yaptığı belirtildi. Temmuz PPK toplantısında izlenen politika bileşiminin sıkılaştırıcı yöndeki etkilerinin bir süre daha izleneceği ve gerekli görüldüğü takdirde ilave tedbirlerin alınabileceği vurgusunu bırakan MB, enflasyon raporunda gelişmiş ülkelerdeki sorunların derinleşerek yurt içi ekonomik aktiviteyi etkilemesi durumunda genişletici para politikası uygulamalarının gündeme gelebileceğini hatırlattı. MB önümüzdeki dönemde kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması yasası kapsamında elde edilen gelirin büyük bir bölümünün kamu borcunun azaltılmasında kullanılacağını dolayısıyla maliye politikasının bir miktar sıkılaştırılacağını varsaydığını belirtti. BDDK’nın da aldığı önlemlerin katkısıyla kredi artış hızının 2011 sonunda %25’li hedeflenen seviyelere gerileyeceği belirtildi. Dış Ticaret Dengesi, Haziran 2011 Hem yılın ikinci çeyreğinde öncü göstergelerin ekonomik yavaşlamayı teyit etmesi hem de bütçe verilerinden ithalde alınan vergilerin hız kesmesi nedeni ile Haziran’da dış ticaret verilerinde bir düzeltme bekleniyordu. 260 Dış Ticaret (12 ay birikimli, milyar $) 220 180 Fakat dış ticaret dengesi Haziran ayında piyasa beklentisi 140 olan 9.5 milyar $’ın üzerine çıkarak 10.2 milyar $ oldu. 12 aylık dış ticaret açığı böylece 97 milyar $’a yükseldi. 100 İhracat İthalat 97 60 Enerji dışı dış ticaret dengesinde yıl başından itibaren süregelen bozulma Haziran’da da devam etti. 20 Oca02 Oca03 Oca04 Oca05 Oca06 Oca07 Oca08 Oca09 Oca10 Oca11 TCMB son dönemdeki açıklamalarında dış ticaretteki düzeltmenin yılın son çeyreğinden itibaren belirgin olacağını söylüyordu. Bu anlamda Haziran verisi Milyar $ mevcut algılarda çok önemli bir bozulma yapmadı. İhracat Aylık Yıllık 12 Ay Toplam Yıllık Haz.10 Haz.11 % Değ. Haz.10 Haz.11 % Değ. 9.5 11.4 19% 109 125 14% İthalat 15.2 21.6 42% 162 222 37% 2.3 3.7 62% 24 36 50% Diğer taraftan piyasa son çeyreği beklemeden eko- Yatırım Malları 10.9 15.1 38% 116 156 35% nomik faaliyetlerdeki yavaşlama ile kredilerin hız Ara Malı Tüketim Malları 1.9 0.0 -100% 22 14 -36% kesmesinin pozitif katkılarını yaz aylarında açıklana-5.7 -10.2 79% -53 -97 83% cak dış ticaret verileri üzerinde görmek isteyecektir. Dış Tic. Dengesi 3 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Haftalık ve Aylık Getiri Finansal Göstergeler 1 Aylık Değ (%, $ Bazında) 5 Günlük Değ (%, $ Bazında) DIBS End. -0.1 DIBS End. Emtia End. -1.2 Emtia End. Altın 1.4 EURO/$ 4.6 -1.1 MSCI TR -0.7 -0.5 MSCI EM -3.2 -4 -2.8 EURO/$ MSCI TR ABD-S&P 6.6 TL-Basket -0.6 MSCI EM 3.2 Altın 0.7 TL-Basket 0.9 1.1 ABD-S&P -2 0 2 4 6 -0.5 -4 0 4 8 AB ve ABD kaynaklı riskler piyasaları olumsuz etkilemeye devam ediyor... 3 Aylık Libor Faizi (%) Para Piyasaları USD Libor 1 ay, 3 ay ve 12 ay (%) 2.4 3 2 1.6 2 12 Aylık USD Libor USD JPY EUR 1.56 1.2 0.76 0.8 1 3 Aylık USD Libor 0.4 0.25 0.2 0 Aralık 08 Aralık 09 0.25 0 Aralık 08 Aralık 10 1 Aylık USD Libor Temmuz 09 Şubat 10 Ağustos 10 0.19 Mart 11 Fakat riskler faiz oranlarına –henüz– yansımadı. H. Senedi Piyasaları Hisse Senedi Endeksleri Değişim (%) Çin-Shangai Tr-Imkb100 Mac-Bux Rus-Micex Cz-Prague Pol-WIG Br-Bovespa Meks-Bolsa MSCI Emerging -2.5 -6.5 -5.8 1 Aylık Değ (%) -6.4 5 Günlük Değ (%) MSCI GOÜ Endeksi -1.6 150 -2.6 -1.8 1.0 1.1 -4.4 -0.2 -3.2 -2.4 -3.4 -2.7 -4 100 -0.3 -1.7 -4.1 -3.8 -8 0.4 -3.0 -2.3 -2.8 -5.1 MSCI IMKB Endeksi 3.2 -1.0 -0.7 Jp-Nikkei225 Ger-Dax Fr-Cac40 UK-FTSE 100 EU-DJ Stoxx 50 ABD-DJ Indus ABD-S&P G-7 Ortalama MSCI Global 200 4.1 -3.1 -3.9 -3.0 -3.6 Hisse Senedi Endeksleri (Eylül 2008=100) -1.0 -1.2 -0.5 50 Eylül 08 -0.1 0 4 Temmuz 09 IMKB bir önceki haftaki kayıplara tepki alımları ile birlikte yükseldi. Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 4 Mayıs 10 Mart 11 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Finansal Göstergeler Politika Faizi ve Gösterge Tahvil Getirisi Tahvil Piyasaları 25 GOÜ CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; Fitch, LT FX) 800 20 700 TR, BB+ Hun, BBB- 600 Rus, BBB Bra, BBB 500 Benchmark Tahvil Faizi (Bileşik) 15 400 300 10 200 8.82 100 Politika Faizi (Bileşik) 5 Eylül 08 O/N Karşılığı: 6.45% Haziran 09 Mart 10 0 Aralık 08 Aralık 10 Aralık 09 Aralık 10 Gösterge tahvil %9’un altında tutunuyor. GOÜ Para Birimleri (Aralık 2008=100) MXN CZK PLN -2.8 HUF -1.2 0.0 KRW -0.2 -3.5 TRY 0.1 -1.9 -1.3 ZAR Ocak 09 60 Nisan 10 Aralık 10 CZK ZAR 90 100 1.2 1.4 -0.1 -1.1 -0.6 -5 80 HUF KRW 2.2 JPY EURO 70 5 Günlük Değ (%) 0.3 1.0 GBP 1 Aylık Değ (%) Eylül 09 TRY BRL Değer Kaybediyor Döviz Piyasaları 0.6 -0.9 0.0 -1.0 -0.7 Değerleniyor USD'ye Karşı Değişim (%, Pozitif Değerler= $'a karşı değerleniyor) BRL 4.1 110 120 0 130 5 Risklerin artmasına paralel ABD Dolar’ı değerleniyor. TL olumlu açıklamalara paralel toparlandı. Emtia Piyasaları Emtia Endekslerinde Değişim (%) 150 1.3 0.6 Tarım 130 6.7 Tem. Maden Petrol Fiyatları (Brent Ham, $) 117 2.1 110 9.3 Değ. Maden 1.8 90 6.2 Enerji -1.0 1 Aylık Değ (%) 3.2 Top. Endeks -1.2 -2 2 70 5 Günlük Değ (%) 6 50 Ocak 08 10 Petrol 120 $ seviyelerinde tutunuyor. Not: Tüm veriler rapor tarihinde saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 5 Ocak 09 Ocak 10 Ocak 11 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji 2 Ağustos’ta Borç Limiti Artmazsa Ne Olacak ?... Piyasalardaki endişelerin çoğu bitti ya da ertelendi. AB Yunanistan için sorunu çözen değil ama yine zaman kazanabileceği bir planı açıkladı. Çin’in (%9.5)’luk büyümesi aldığı ısrarlı önlemlerin bir sert inişe neden olmayacağı görüşünü güçlendirdi (Çin 2. çeyrek büyümesini açıklarken Türkiye 1. çeyrek büyümesini açıklıyordu bu da başka bir konu). Emtia fiyatlarındaki hızlı yükseliş durdu ve bunun özellikle gelişmekte olan ülkelerde sebep olduğu enflasyona yönelik endişeler azaldı (endişe vardı çünkü bu ülkeler enflasyona karşı önlem aldıkça dünya ekonomisini büyüten motorları da durdurma riskine giriyorlardı). Yurtiçinde ise seçim sonrası heyecanıyla arka arkaya verilen demeçler içlerinde kriz imalarıyla gelince yatırımcıların sinirlerini bozdu. Piyasalarda gereksiz bir oynaklık yaratıldı ve maalesef panik yapan şirketler ve yatırımcılar ciddi kayıplar verdiler. Ama artık ekonominin en güvenilir otoritesi olmaya başladığını gördüğümüz Merkez Bankası aksiyon ve açıklamalarıyla devreye girerek piyasalardaki bu “gereksiz” tepişmenin yatışmasını sağladı. Geriye de artık çözülmesi gereken sıkıntı olarak ABD’deki borç limitinin bir türlü yükseltilememesi kalmış oldu. ABD’deki Sorun Ne ?... Konunun uzağında kalmış müşterilerimiz için hatırlatABD Federal Bütçe Dengesi mak gerekirse, ABD Hazinesi’nin ancak Meclis kararı (% GSYİH) ve devlet başkanının onayı ile değiştirilebilecek 14.3 0% -1.1% -1.9% -2.5% trilyon $’lık bir borçlanma üst limiti var. Bu limite Ma-3.2% yıs ayında gelindi. Bu limit arttırılmadan ABD Hazine- -2% -7.0% si yeni tahvil çıkartıp satamayacak. Satması da ge- -4% -8.8% rekli çünkü hem vadesi gelen tahviller hem de bu yıl -10.0% -10.9% ayda 150 milyar $’a yakın ek borçlanma gerektiren -6% GSYİH’nın %10’unu geçebilecek bir bütçe açığı var (yandaki grafik). ABD Hazinesi durumu 2 Ağustos’a -8% kadar idare edebileceğini belirtiyor ve Ağustos ayında 131 milyar $’lık harcama için kaynağı olmadığını belir- -10% tiyor. Ama sonrasında yeni borçlanma yapamazsa ya emekli maaşı ödemeleri (ayda 49 milyar $), sivil sa- -12% 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 vunma transferleri (ayda 3 milyar $), memur maaşları Beklenen Tahmin (ayda 14 milyar $) gibi bazı resmi bütçe ödemelerini ya da bunları ödeyebilmek için vadesi gelen tahvil geri ödemelerini yapamayacağını (yani ABD devletinin temerrüde düşeceğini) söylüyor. Konu aylar öncesinde gündeme getirilmiş olduğu halde ABD yönetimi 2 Ağustos’a günler kalmış olmasına rağmen bir türlü borç limitini arttıramadı. Çünkü Cumhuriyetçi ağırlıklı Meclis ile Demokrat Parti’li başkan nasıl bir yol izleneceğinde anlaşamıyor. İki taraf da aslında limiti arttırırken piyasalara (ve tabi açıkça AAA kredi notunu düşürürüm tehditleri savuran rating şirketlerine) orta vadede güven verecek bütçe açığını azaltıcı önlemler alma konusunda hemfikir. Ama Demokratlar (yani Obama) harcamaları kısarken vergilerin de artmasını isterken Cumhuriyetçiler vergilerin artmamasını, borç limiti artışı kadar harcamaların kısılmasını istiyorlar. Gerçekten de asıl sorun orada. 2000 yılında GSYİH’nın %18’i olan kamu harcaması 2010 sonunda %26 (Türkiye %27!). Bir sorun da Cumhuriyetçilerin Çay Partisi oluşumuyla bölünmüş olmaları. Hazır Demokratları kıstırmışken bırakmak istemiyorlar ve bu sayede yandaşlarının gözünde prim yapıp Cumhuriyetçi Parti’nin yönetimini ele geçirmeyi istiyorlar. Piyasalar nasılsa anlaşırlar diyerek başlangıçta olayı pek önemsemedi. Ama artık Avrupa örneğinde de politikacıların oy uğruna en mantıksız şeyleri de yapabileceklerini görmeye ve dolayısıyla endişelenmeye başladılar. Rating şirketleri de her zaman olduğu gibi yangına körükle gidiyorlar. S&P biraz daha öngörülü davranarak Nisan ayı sonunda ABD’nin görünümünü negatife çekti. Moody’s de iki hafta evvel açık bir şekilde ABD’nin notunu düşürmek üzere değerlendirmeye aldığını açıkladı. İşin kötüsü, PIMCO’nun ünlü fon yöneticisi Mohamed El-Arian gibi bazı “guru” analistler borç limit artsa bile ortaya itibarlı bir tasarruf paketi ve bütçe disiplini koyamazsa ABD’nin notunun düşürülebileceğini açıkladı. FED başkanı Bernanke de çok net olarak, “eğer borç limiti artmazsa dünya piyasalarında şiddetli bir deprem olabileceği” söyleminde bulundu. Çünkü dünyanın her köşesinde bu ödemeleri bekleyen ya da bunları teminat olarak kullanan yatırımcılar (likit fonlar, şirketler, bankalar, sigorta şirketleri, yabancı devlet fonları ve merkez bankaları) bir anda likidite krizi yaşayabilirler, kısa vadeli faizler bir anda fırlayabilir ve kredi mekanizmaları çalışamaz hale gelebilir. 6 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji Endişeler arttıkça piyasalar da önlemlerini almaya başladılar. Örneğin, likit yatırım fonları ve şirketler itfaları ya da harcamaları için ellerinde nakit rezervlerini hızla arttırdılar. Bu ihtiyati davranışın bir sonucu örneğin ABD’de likit fonların Avrupa bankalarına verdikleri kısa vadeli fonlamaları ya kesmeleri ya da vadelerini bir kaç güne mümkünse geceliğe çekmeleri oldu. Son 1 ayda ABD’deki en büyük 10 fon Avrupa bankalarına verdiği likiditeyi %9 azalttı. Elindeki 1.16 trilyon $ ABD tahvili ABD’nin en büyük yabancı finansör konumundaki Çin ABD’li politikacıları kendi haber ajansları üzerinden en üst seviyede uyardı. Onlar da ümitlerini kaybetmiş gözüküyorlar. Bu durumda iki sorunun cevabına ihtiyaç var: 2 Ağustos’ta limit artmazsa veya limit artsa bile ABD’nin notu düşerse piyasalarda neler yaşanır? 2 Ağustos’ta Limit Artmazsa ? Ya kamu harcamaları mümkün olduğu kadar ertelenecek ve vadesi gelen tahvil ödemeleri yapılacak, ya da temerrüt. Yani hemen bir temerrüt kesin değil. Ama Hazine’nin temerrüde düşmeden bir kaç günden fazla dayanması da oldukça zor gözüküyor. Temerrüt geldiği anda da yani yatırımcılar takastan ödemelerini alamadığı anda da kredi notu örneğin AA’ya düşecek. 2 Ağustos sonrasında ödemeler yapılamazsa likidite sorunu olabilir çünkü beklenen bazı ödemeler yapılamıyor olacak. Bunun yukarda da belirttiğimiz gibi kısa vadeli faizler üzerinde etkisi olabilir. Ama yine yukarda belirttiğimiz gibi fonlar, bankalar ve şirketler bir süredir kısa vadeli nakit ihtiyaçlarına yönelik önlemlerini almaya başladılar ve bu süreci panik yapmadan geçmeleri mümkün olabilir. Burada FED’in nasıl davrandığı ve piyasalara doğru mekanizmalarla yeterli likiditeyi verip vermediği çok önemli hale gelecek. Ama herhalde Bernanke de olayları öylece seyredip uyumuyordur. Arkada bu tür ihtiyaçları karşılayacak gerekli mekanizmaların hazırlığını yapmış şekilde bir B planı ile bekliyorlardır. Burada kritik konu bize göre artık en kötü durumda ABD temerrüde düşerse değil. Ne kadar bir süre temerrütte kalacağı. Limit Artsa Bile Not Düşerse ? Herkes biliyor ki ABD ödeyemediği için değil teknik bir sebeple temerrüde düşecek. Yani teknik tarafta likidite sorunu olabilir ama bu kısa bir süre sonra yeniden bunların ödenmeyeceği anlamına gelmiyor. Olay bu yönüyle örneğin Yunanistan’dan çok farklı. Yunanistan istese de ödeABD 10 Yıllık Tahvil Getirisi (%) yebilecek konumda değil. Ayrıca dünyada AAA yatırım yapmak zorunda olan yatırımcı sayısı 4.0 çok değil. Bir çoğu için AA da yeterli. Örneğin, 684 milyar $’lık para piyasası yatırım fonları AA 3.6 oldu diye tahvil satacak değiller. Sigorta şirketleri için de, bankalar için de durum aynı. Ek yük gelmeyecek. Sonuçta FED bunları AA da olsa 3.2 teminat kabul ettiği sürece repo piyasasında sıkıntı yaşanmayacak. Bir çok yatırımcı ABD tahvillerini en güvenli diye alıyor. X rating şirke- 2.8 ti AA dedi diye notu AAA olan Avusturya, Danimarka, Hollanda gibi özellikle bankacılık sistem- 2.4 leri sorunlu ve küçük ülkelere gideceklerini düşünmek saflık olur. Kaldı ki şimdiye kadar ki tüm tiyatroya rağmen ABD gösterge tahvillerinin 2.0 Mayıs 10 Ekim 10 Mart 11 getirisi artmıyor (yandaki grafik). Bu tahvillerden Ocak 10 korkup kaçan yok. Bir olumsuz etki, notun AA’ya inmesiyle piyasaların bunu fırsat bilerek borç verme maliyetini yani faizi arttırmaları olabilir. Bu Japonya’nın notu düşünce olmadı. Ama Japonya ABD’nin tersine cari açıklı bir ülke değil. Dünyanın en büyük tasarrufçu kesimine sahip. O nedenle notu düşünce de borçlanma maliyeti yükselmedi. Ama ABD için az da olsa yükselebilir. 7 01 Ağustos 2011 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji Sonuç ABD politik çıkarlar uğruna hem kendi ekonomilerindeki hem de dünyadaki finansal istikrarı riske ediyorlar. Piyasalardaki endişe düzeyi giderek artıyor olması karşın hala genel görüş ABD’nin son dakikada veya teknik bir temerrüt sonrasında bu sorunu çözecek bir kararı alacağı yönünde. Eğer 2 Ağustos öncesi bir karar alınabilirse piyasalarda bir rahatlama kaynaklı coşku yaşanabilir çünkü bir kaç gündür risk iştahı törpülendi. Ama ortaya konacak plan yetersiz kalır veya sırf temerrüdü engellemek için bir kaç aşamalı olursa kredi notu yine de düşecek ve coşku kısa sürecek. Ama her durumda da bu sorun 2008-09 krizi sonrası toparlanmayı yeniden resesyona çevirecek bir gelişme olmadığına da dikkat etmek gerekir. Belki de not düşüşü, piyasaların tepkisi ve ABD’nin borçlanma maliyetinin biraz yükselmesi politikacıların akıllarını başlarına getirip daha yapıcı ve daha kalıcı bir planı ortaya koymalarını sağlayabilir. 8