B : 54 23.2 .1950 hastanelerin hepsi de meccani olsa senede dört bin vatandaş ancak hastanelere girecektir. Mü­ tebaki yirmi bin vatandaş ne olacaktır? Anadolunun her köşesine serpilmiş olan ve adedleri on binleri bulan ve sefaleti fiziyolojiden dolayı günden güne artan bu menhus hastalıkla vatandaş haşhaşa kalmaktadır. Bu hastalıkla savaş en evvel bu hastalığa vücudu müsait kılan gıdasızlığı önlemekle mümkün­ dür. Memlekette bu sefalete yare aramak ve hayatı ucuzlatmakla kabildir. Hükümetin ha­ yat pahalılığına çaresaz olmasiyle kabildir. Verem sefaletle tevem olarak yürür, sefalet kaldıkça hastalık terakki eder. Hükümetin asıl vazifesi sefaleti ortadan kaldırmaktır. Baş­ kası lâfü güzaftır. İBRAHİM ARVAS (Van) — Muhterem ar­ kadaşlar; geçen sene SağliK Bakanlığının seyyar sıhhiye ekipleri Doğu illerimizin birçok yerlerini gezdiler. Bihakkın ifai faaliyette bulundukları için bu Millet kürsüsünden Bakana ve mesai ar­ kadaşlarına şükranlarımı arzederim. Bendeniz de Muzaffer Koçak arkadaşımıza tamamiyle iştirak ederim. Sayın arkadaşlar; bizim hastanelerimizde doktor yoktur. Doktor tâyin ediliyor, izam olu­ nuyor, geri geliyor. Buraya esaslı olmak üzere doktorların tâyin ve izamını bilhassa kendilerin­ den, rica ederim. Hakkâri Vilâyetinin dört kazası vardır. Bun­ dan başka bir de Başkale Kazası vardır ki, bu­ nunla beş tanedir. Kışın bunların Van!a muvasılası yoktur. Bu beş kazada, hastahane yok­ tur. öyle büyük hastane değil, küçük bir ha­ cımda olsun, burada, Doğu illeri kalkınma tah­ sisatından bir miktar para sarfedilerek, bir has­ tanenin yapılmasını Sayın Bakandan rica ede­ rim. Orada bir adam hastalandı mı, tedavi göre­ miyor, Van'a da gidemiyor. Irak'a tedaviye gi­ diyor. Hiç olmazsa; Doğu illeri kalkınma para­ sından burada bir hastane açılsın, Sağlık Ba­ kanlığı buraya da elini uzatsın. Hakkâri'nin bir hususiyeti daha vardır, onu huzurunuzda tebarüz ettirmek isterim. Buranın bir taratı Suriye, bir tarafı Iran, bir tarafı Irak'­ tır. Elhamdülillah Türkiye'mizde medeniyet şa'şaapaş oldu. Bu medeniyet karşısında orası­ nın ıssız ışıksız, hekimsiz, hastanesîz kalması doğru değildir. Bendeniz muhakkak şuna da emi- 0:1 nim ki, buna Sayın Bakanın vicdanı da kani de­ ğildir. Bir de Van'ın Edremit Köyünde bir iskân derdi vardır, burada bunu arkadaşımız da tebarüz ettirdiler, ben üzerinde fazla durmıyacağım. Yal­ nız babalarından, cetlerinden kalma mülklerini aldılar ve göçmenlere verdiler, orada Zıvıstan ve Keşişoğlu köyleri vardır göçmenlere bu köy­ lerden arazi dağıtılabilir. Binaenaleyh ricam. bu mülk sahiplerinin mülklerinin bir an evvel iadesi için gereken teşebbüslere geçilmesidir, bu arada diğerlerinin! de tatmini düşünülür. Sözlerime burada son verirken Aziz Bakana ve onun yakın mesai arkadaşlarına candan mu­ vaffakiyetler temenni ederim. BAŞKAN — Dr. Kâmil İdil. Dr. KÂMİL İDİL (Maraş) — Arkadaşlar; Sağlık Bakanlığının hamleli çalışmaları ve iyi­ liğe doğru gidişini yakından görmüş olmaklığım hasebiyle söz almak istememiştim. Bâzı arkadaş­ larım biraz mübalâğalı istatistikleri zikretmek suretiyle birçok talepte bulunmaları ve buna da­ yanan tenkidkâr sözleri beni kürsüye gelm iye sevketmiş bulunuyor. Bir defa kanser hakkında bahsedilen 60 000 ölümün tamamen hatalıdır. Bu bakanlığın bünyesinde uzun zaman çalıştım, istatistiklerle meşgul oldum. Türkiye de senede kanserden de­ ğil 60 000 hattâ 6 000 ölüm dahi yoktur. Bakan arkadaşım bunun rakamlarını bize daha sıhhatli olarak verecektir. Yalnız kanser mücadelesi, tek­ nik ve para işidir. Bilgi meselesidir. Beceriksiz­ lik, alâkasızlık değil radyom tedavisi gibi bü­ yük masrafları ve alât edevatı ve hususi hasta­ neleri istilzam ettirir. Amerika'da böyle bir has­ tane için 50 - 60 yataklı olan bir kanser hasta­ nesi için senede 4, 5 milyon dolar sarfedilmektedir. Bu itibarla fazla mübalâğaya kaçmamak faydalı olur. Vereme gelince; memleketimizde gözden ka­ çan veya kaçmıyan veremden ölüm sayısının 25 bini geçmediğine benim kanaatim vardır. Bu hu­ susta dünyanın her tarafında ki istatistikler aşa­ ğı yukarı birbirinin mütemmimidir. Birleşik Amerika Devletlerinde 1947 de bu hastalıktan 57 bin kişi ölmüştür. Nüfusu kıyaslarsak ölüm nis­ petinin bizdekinin yarısı kadar olduğunu görü­ rüz. Fakat onların bu sahada sarfettikleri para çok muazzamdır, her türlü vasıtalara da malik­ tirler.