TBMM B:41 25 .12 . 2007 O: 4 Altay dilleri içerisinde Türk dil ailesinin Oğuz grubuna mensup lehçesi olan Türkiye Türkçesi, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Makedonya ve Kosova'nın resmî dilidir. Türkiye Türkçesinin konuşulduğu ülkeler, Türkiye, Bulgaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri­ yeti, Makedonya, Yunanistan, Kosova, Romanya, Azerbaycan, Suriye ve Irak'tır. Türkçe konuşan göçmen toplulukların bulunduğu ülkeler ise, bilindiği gibi Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya, Amerika Birleşik Devletleri, Belçika, İsviçre, Birleşik Krallık, Danimarka, İsveç ve Avustralya'dır. Diğer yandan, ayrıca, sürgündeki Ahıska Türklerinin yaşadığı ülkeler, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Özbekistan ve Ukrayna'dır. Bu geniş coğrafya dikkate alındığında Türkçenin ne kadar önemli bir dil olduğu da hemen göze çarpmaktadır. Türkçe, gerçekte oldukça zengin ve işlek bir dildir. Bu gerçeği, Büyük Atatürk "Türk dili dille­ rin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin." sözüyle son derece güzel ve çarpıcı bir şe­ kilde ortaya koymuştur. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk, 17 Şubat 1931 tarihinde, Adana'da yaptığı bir konuşmada -benden önceki bir konuşmacımızın da dile getirdiği gibi- güzel Türkçemiz için şu sözü söylemiştir: "Türk demek dil demektir. Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır." Bu öneminden dolayı da, Atatürk, 12 Temmuz 1938'de kurmuş olduğu Türk Dil Kurumunu yaşatmak ve bunu her yıl tek­ rarlamak adına 26 Eylül 1938 tarihinde Birinci Türk Dil Kurultayını başlatmış ve bu tarihin, her yıl bundan sonra kurultay olarak kutlanması yönünde telkinde bulunmuş ve nitekim o günden bugüne Türk Dil Kurumu bu tarihi Dil Bayramı olarak kutlamaktadır. Dil bir iletim aracıdır, aynı zamanda bir kültür hazinesidir. Dil olmadan birikimler şüphesiz ki geleceğe aktarılamaz. Diğer yandan, dil, sosyal ve millî bir değerdir, kişilerin üstünde bütün toplu­ luğu ve milleti ilgilendirir. Dil, bütün bir milletin ortak sesi ve bu sesin tek bayrağıdır. Yani, dil, bütün bu özellikleriyle bir millet için kimlik belgesi niteliğindedir. Eğer bu kimlik belgesi zaman içinde yozlaşarak eriyip kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa, o dili konuşan toplum veya mil­ let de kimliğini, yani varlığını yitirir ve eriyip yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Ünlü şair ve yazar Ziya Gökalp dilin önemini şu dörtlükle dile getirmiştir: "Türklüğün vicdanı bir, Dîni bir, vatanı bir; Fakat hepsi ayrılır Olmazsa lisânı bir." Dünya dilleri arasında önemli bir yeri olduğunu söyledim Türkçemizin. Bugün dünyada 100 milyondan fazla kişinin konuştuğu 12 dil arasında Türkçemiz beşinci sırada yer alıyor. Birinci Çince, yaklaşık 1,3 milyar kişi tarafından kullanılıyor; ikinci İngilizce, 407 milyon dolayında kişi tarafın­ dan konuşuluyor; İspanyolca 266 milyon; Hintçe 223 milyon; bunların ardından da beşinci Türkçe, yaklaşık 220 milyon kişi tarafından değişik lehçeler ile konuşulan bir dil. Arapça, Portekizce, Bengalce, Rusça, Japonca, Almanca ve Fransızca da diğer 100 milyonun üzerinde kullanım alanına sahip olan diller. -396-