“karşı-karşıya getirme”. Bu yöntem özellikle kompulsyonlarla birlikte

advertisement
Obsesif
kompulsif kişilik bozukluğunda
denemeleri
davranışçı
terapi
ve
duyarsızlaştırma ile yapılmıştı.
ilk tedavi
sistematik
En çok kullanılan tekniklerden biri de “karşı-karşıya
getirme”. Bu yöntem özellikle kompulsyonlarla birlikte
giden obsesyonların tedavisinde oldukça etkilidir.
Ancak
obsesyonların
başat
olduğu
kompulsyonların
görülmediği hastalarda aynı oranda başarı gözlenmemekte.
Bu bağlamda Salkovskis ‘in de önemli katkılarıyla bilişsel
model önerilmiştir.Bu modelde bir yandan hastanın
bilişleriyle çalışılırken bir yandan da uygun davranışçı
teknikler kullanılır.
Bilişsel terapiyle kişinin bozukluğu anlaması, kavraması
sağlanabilir. Böylece hastalıkla baş etme becerileri de
kazandırılmış olur.
Obsesif kişilik bozukluğunun bilişsel yöntemlerle tedavisinde takıntılı
düşünceler değil, bu düşüncelerin yol açtığı otomatik düşünceler hedef
alınır
Obsesyonlarla ilgili işlevsel olmayan varsayımlar bilişsel yöntemle ele
alınarak obsesyonlar ve suçluluk duyguları azaltılabilir.
Bu obsesyonların geçerli olup olmadığı hastayla tartışılmamalı.Örneğin;
günlük işlerini mikrop bulaşacak kaygısıyla yapamayan ve el yıkama
kompulsyonu geliştiren bir kişiyle mikrop bulaşma olasılığının ne kadar
az olduğunu tartışmak hiçbir işe yaramaz.
Bunun yerine;
Bir eylemi düşünmekle yapmak aynıdır
Sorumluluklar koşullara bağlı olarak değişmez.( “gerçekleşme olasılığı
çok düşük olaylarda bile sorumluluk almak gerekir”)
Bir zararı önleyememek zarara neden olmakla aynı şeydir. Birey
düşüncelerini kontrol edebilmelidir
Takıntılı düşünceleri etkisiz hale getirmeme,olası zararları istemekle
aynı şeydir.
… gibi temel işlevsel olmayan varsayımlara yönelinmelidir.
Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden
Yapılandırma Tekniği
Bu tekniğin geliştirilmesi ve ilk uygulamaları alında Travma
Sonrası Stres Bozukluğu tedavisine yönelik olmuştur.Ancak
elde ettiği başarılar sayesinde OKB, kişilik bozuklukları
tedavilerinde de başarıyla kullanılmakta. Teknikten
performans artırma alanında da kullanılmakta.
Bu tekniğin tedavi rasyoneli şöyle;
Travmatik bir olay olduğunda bilgi işleme esnasında
kullanılan uyartıcı/engelleyici denge zarar görür.
Bu travma beynin belli bölgelerinin fazla uyarımına ve
nöron patolojisine neden olur.
Bu patoloji bilgiyi kaygı uyandıran bir formda
dondurmakta, ilgili olay ve kendilik şemasıyla ilgili olumsuz
değerlendirmelere yol açmakta.
Kısaca olumsuz yaşam deneyimleri beynin fiziksel bilgi
işleme sisteminin dengesini bozmakta. Bu durumda
yaşantıyla ilgili algılar, duygular, inanışlar ve anlamlar sinir
sistemini kilitler.
İşte bu noktada yaptırılan göz hareketleri bu dengeyi
yeniden kurup “donmuş bilginin” duyarsızlaştırılmasını
sağlayarak bilgi işlemeyi ve uyarlamış bir bütünleşmeyi
sağlamaktadır.
Yapılan araştırmalar GHDYY ‘deki göz hareketlerinin
uykunun REM dönemindeki göz hareketlerine denk
düştüğünü ve sağa sola eşit göz girişlerinin hemisferlerde
ve özellikle de korpus kollozumda uyarılma meydana
getirdiğini göstermiştir.
OKB ile ilgili araştırmalara göre OKB ile korpus
kollozumun hemen ardında yer alan singulumun
aktivitesindeki artış arasında ilişki bulunmuştur.
Ayrıca OKB hastalarının REM verimliliğinin azaldığı
da bulunmuş
GHDYY’ de travmatik anıyla ilgili duygu ve
düşüncelerini aklında tutması ve bu şekilde göz
hareketlerine devam etmesi istenmekte.
Bu uygulamaya ek olarak kompulsyonu engelleme,
karşı karşıya getirme, yaşayarak üstüne gitme gibi
bilişsel-davranışçı teknikler de kullanılmaktadır.
Tüm bunlara dayanarak GHDYY ‘nin obsesif
kompulsiflerde kullanılması destek kazanmakta.
Download