SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRE YALOVA ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ F. Asuman GÜVENALTIN Süreç… 1970’li yıllarda tartışılmaya başlanmış olsa da, sürdürülebilir kalkınma düşüncesinin geçmişini daha eski tarihlere dayandıran görüşler de bulunmaktadır. Bu düşüncenin ilk kez 18. yüzyıl sonu 19. yüzyıl başında Almanya’nın Baden Bölgesi’ nde Kara Ormanların (Schwarzvald) yok oluşunu önlemek amacıyla çıkarılan yasalarda yer aldığı öne sürülmektedir. Bu kavram resmî olarak ilk kez 1987 yılında Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (WCED) tarafından yayımlanan “Ortak Geleceğimiz” raporu. ‘’Brundtland Raporu’’ nda geçmiştir. Sürdürülebilirlik: ekonomik, çevresel ve toplumsal gereksinimlerin gelecek kuşakların yaşam koşullarına zarar vermeden karşılanmasını hedefleyen bir dünya görüşüdür. Kısaca, bugünün hedef ve ihtiyaçlarının, gelecek jenerasyonların hedef ve taleplerini tehlikeye sokmadan karşılanması. Bu tanım dâhilinde sürdürülebilir kalkınma şematize edildiğinde üç daire modeli ortaya çıkmıştır Sürdürülebilir kalkınma Bu modele göre ancak ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda eş zamanlı ve eşit kalkınma sürdürülebilirliği getirebilir. Aksi takdirde sürdürülebilirlik yerine dayanılabilir, yaşanabilir gibi ifadeler kullanılmaktadır. Tanım içerisinde ihtiyaç ve ödün verme kavramları yer almaktadır. İhtiyaç kavramı toplumların temel ihtiyaçlarına işaret ederken ödün verme ile bir kısıt unsuru gözler önüne serilmektedir. Bu kısıtlama çevrenin günümüzde ve gelecek nesillere yönelik toplumsal ve ekonomik ihtiyaçların karşılanabilirliği noktasında sınırlayıcı durumudur. YANİ; çevresel açıdan refah olmadıkça toplumsal ve ekonomik açıdan da refahtan söz edilmesi mümkün değildir. Ortaya Çıkış Sebebi; Bilinen bilgi olarak; Sürekli ve hızla artan dünya nüfusu, doğal enerji kaynaklarının azalması, hatta yakın gelecekte tükenecek olmasının (petrol yaklaşık 40 yıl, kömür 200 yıl, doğalgaz 80-100 yıl) yanı sıra özellikle son yıllarda çeşitli doğal afetlerle kendini hissettiren küresel ısınma, çevre kirliliği gibi sorunlar, insanlığı gelecek nesillere temiz, sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakmak üzere harekete geçirmiştir. Amaç ve Hedefler Ortak Geleceğimiz (Brundtland Raporu) Raporu’nda sürdürülebilir kalkınmanın hedefleri aşağıdaki gibi sıralanmıştır; 1-Büyümeyi canlandırmak 2. Büyümenin kalitesini değiştirmek 3. İş bulma, yiyecek, enerji, su ve sağlık konularındaki temel ihtiyaçları karşılamak 4. Sürdürülebilir bir nüfus düzeyini garanti altına almak 5. Kaynak tabanını korumak ve zenginleştirmek 6. Teknolojiyi yeniden yönlendirmek ve riski yönetmek 7. Karar verme sürecinde çevre ve ekonomiyi birleştirmek Ekonomik etkenler • Klasik finansal performans yanında işletmenin kurulduğu bölge ekonomisine katkıda bulunabilmesi Sosyal etkenler • İşletme çalışanlarının sosyal ve yasal haklarının (iş şartları, maaş oranları vb.) korunması Çevresel etkenler • İşletmenin aktivitesi ve ekosistem arasındaki uyum; işletmenin çevresel etkisi ve ortaya çıkan ürünlerin kaynak tüketimi, atık miktarı ve zararlı emisyonlar açısından gözden geçirilmesi sürdürülebilir kalkınmanın amaç ve hedeflerini ekonomi, insan, çevre ve teknoloji açısından değerlendirmek uygundur. Ekonomik anlamda yaşam tarzının değiştirilerek verimliliğin artırılması, enerji ve doğal kaynakların kullanımında daha dikkatli davranılması, kaynak kullanımını minimize edecek temiz üretim teknolojilerinin kullanımı, dengesiz gelir dağılımının düzeltilmesi ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi, eğitim ve sosyal hizmetleri ulaşımda adaletin sağlanmasıdır. Sürdürülebilirlik kavramının bir diğer amacı gelecek kuşakların güncel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerine olanak sağlamaktır. İnsanoğlunun başlıca ihtiyaçlarının karşılanması Su ihtiyacının karşılanması Açlık ve yetersiz beslenme ile mücadele Eğitim ihtiyacının karşılanması Sağlık ihtiyacının karşılanması Herkese iş olanağının sağlanması Yenilenebilir enerji kaynakları elde etme yöntemlerinin geliştirilmesi Rüzgar enerjisi kullanımı Güneş enerjisi kullanımı Jeotermal enerji kullanımı Sürdürülebilirlik - ekonomi ve Ekoloji İnsanoğlunun, ekoloji biliminin çalışma alanı olan ekosisteme en az zararı vererek yaşamını sürdürmesi, enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, daha az enerji tüketimine bağlı olarak daha az karbon emisyonunun oluşumuna teşvik edilmesi, sürdürülebilirlik kavramının genel ilkelerini oluşturmaktadır. Endüstri Devrimi orijinli düşünce biçimi ekonomi merkezli büyüme kriterlerini benimsemiştir. Bu model; ekosistemin yok olmasına, iklim değişikliklerine, doğal kaynakların tüketilmesine (örneğin ormanların sanayi amaçlı yok edilmesi) ve biyoçeşitliliğin azalmasına neden olmuştur. Sürdürülebilirlik kavramı, çevreci bir ekonomik kalkınma modeli olarak ileri sürülmüştür SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRENİN ETKİLEŞİM SÜRECİ Stockholm Çevre Konferansı 1972 Kyoto Protokolü Brundtland Raporu 1974 Büyümenin Sınırları Raporu 1987 Akdeniz Eylem Planı 1992 1997 Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi 2000 2002 Rio+20 Zirvesi Rio Konferansı BM Binyıl Kalkınma Zirvesi 2012 Gündem 21 Rio Konferansı’nda sürdürülebilir kalkınma tüm insanlığın 21. yüzyıldaki ortak hedefi olarak benimsenmiştir. “İnsanlık tarihi bir dönüm noktasındadır” ifadesiyle başlayan Gündem 21 (Agenda 21) 1990’lı yıllardan başlayarak 2000’li yıllar süresince çevre ve kalkınma sorunlarıyla başa çıkılması ve sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılması amacıyla belirlenen ilke ve eylemleri ortaya koymuştur. ÜLKEMİZDE ÇEVRE VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA sanayileşme ve ekonomik gelişme hızla devam ederken, çevresel kirlilik, atık kontrolü, kentleşmeden doğan riskler fark edilmemiş ya da göz ardı edilmiş, bir çevre politikası oluşturulmamış, yasal düzenlemeler yalnızca ilgili konuyla sınırlı kalmış ve bir bütünsellik oluşturulamamıştır. bu sebeplerden ötürü başta büyük kentler olmak üzere kirlilik ve doğal kaynakların bozulması sorunu ortaya çıkmıştır. 1963-1972 yılları- ilk iki kalkınma planında çevre sorunlarına ayrıntılı yer verilmiyor ve belirgin politikalar oluşturulmuyor. belirlenen politikalar düzenlenen yasa 1979-1983 Dördüncü ve yönetmelikler ile taraf olunan Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi - uluslararası antlaşmalar dâhilinde uygulanmaya çalışılıyor. “Çevre Kanunu” çıkarılıyor. 1995 – Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı (UÇEP) Taraf Olunan Çevre Hukuku Düzenlemeleri Akdeniz’in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) Stockholm Çevre Konferansı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı (Bern Sözleşmesi) Ramsar Sözleşmesi 1984 yılında sözleşmeye taraf olundu. 1994 yılında sözleşmeye taraf olundu. Yerel Gündem 21 yerel yönetimlerin öncülüğünde sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşların katılımıyla illerin kendi sorunlarını tespit etmeleri ve kendi kentleri için “21. yüzyılın yerel gündemi”ni oluşturmalarına karar verilmiştir ENDÜSTRİYEL ÇEVRE YÖNETİMİ TEMİZ ÜRETİM KİRLİLİK ÖNLEME SIFIR ATIK-SIFIR EMİSYON YEŞİL PAZARLAMA HAYAT BOYU DEĞERLENDİRME EKO-VERİMLİLİK ÇEVRECİ TASARIM Kaynak güney kalkınma ajansı 2011/Cansu AKSU Sürdürülebillir çevrenin nesnel temeli var mıdır? Teşekkürler…