TEMEL HUKUK DERSİ HUKUKUN TANIMI Hukuk Arapça kökenli bir sözcüktür ve sözlük anlamı “haklar” dır. Hukuk terimi teknik anlamda hukuk kuralları ifade etmektedir. Soru: Toplumda uyduğumuz kurallar hepsi hukuk kuralları mı? Kavramlar Hak ve hukuk Kişi kavramı (gerçek ve tüzel) Davacı ve davalı Alacaklı ve borçlu İspat yükü (müddei iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.) Hukuki olay, hukuki işlem, sözleşme Zilyetlik ve mülkiyet Toplum düzeni ve hukuk 4 Hukuk kurallarının ve hukuk kurumlarının oluşturduğu düzene “hukuk düzeni” denir. Örneğin, evliliği düzenleyen kurallar, evlilik kurumunu oluşturur. İnsanlar toplumsal bir düzen içinde yaşarlar. Her insan topluluğunda toplu yaşama ilişkin düzenleyici, yasaklayıcı ve izin verici kurallar vardır. - Toplumun düzenini sağlayan kurallar arasında din, görgü, ahlak ve hukuk kuralları vardır. Bu kurallar kişiyi belli bir davranışa zorlarlar. Bunun için emredici olması, genel nitelikte bulunması, sürekli olması ve yaptırımının (müeyyidesinin) bulunması gerekir. - Toplumsal düzeni sağlayan kurallar bir yandan bireylerin özgürlüklerini kullanmalarına ortam hazırlar, bir yandan da onların özgürlüklerini kısıtlar. 4 Toplum düzeni ve hukuk Her toplumun hukuk anlayışı ve her toplumun hukuk düzeni, toplumların temel yapısı ile yakından ilgilidir. Bir ülkenin hukuk düzeni ile ekonomik yapısı ve sistemi arasında sıkı bir ilişki vardır. Gelişmekte olan ülkelerle, gelişmiş ülkelerin güncel hukuk sorunları birbirinden farklıdır. Hukuk düzen demektir, başıboşluğun ve kargaşanın karşısındadır. Hukuk düzeni bir yandan medeni (uygar) yaşamın dayanağı, diğer yandan da toplum içinde yaşamanın güvencesidir. Hukuk düzenindeki bir aksama toplumun düzenini de etkiler. 5 Hukuk düzeni; a) Hukuk düzeni barış sağlar. b) Hukuk düzeni güven sağlar. c) Hukuk düzeni eşitlik sağlar. d) Hukuk düzeni özgürlük sağlar. 6 6 Hukuk nedir? 7 “Ubi societas ibu ius” Hukuk, kişilerin birbirleriyle veya kişilerin oluşturdukları topluluklarla ya da kişi topluluklarının birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen, maddi yaptırımı olan, yani uyulması kamu (devlet) gücü ile desteklenmiş zorunlu kurallar bütünüdür. Toplumu düzenleyen (din, ahlak, görgü, örf adet) kuralların en önemlisi hukuk kurallarıdır. Bunlar, toplum içindeki tutum ve davranışlarımızı düzenleyen ve uyulması devlet zoru ile sağlanan kurallardır. Hukuku düzeni kurallarını, Hukuk yaptırımı, Hukuk mevcut hukuk sistemini ifade eder. 7 Kurallar: Toplumsal davranış kuralları (sosyal düzen kuralları) hukuk, ahlak, din ve görgü kurallarıdır. Bu kuralların tümünün amacı toplumsal yaşamın bir düzen içerisinde sürdürülmesini sağlamaktır. Ne kadar ilkel olursa olsun her insan topluluğunda, toplumsal yaşama ilişkin düzenleyici, yasaklayıcı ve izin verici kurallar bulunur. Kurallar: Kurallar ne yapılması gerektiğini söyleyen ifadelerdir. Bir şeyin yapılmasını belirten iradeye emir, yapmaktan kaçınmayı ifade eden iradeye ise yasak denir. Kuralların en önemli ayıt edici özelliği sorumluluk doğurmasıdır. 1. Hukuk kuralları: 2. Ahlak Kuralları 3. Din kuralları 4. Ör ve adet kuralları 5. Adabı muaşeret kuralları Ahlak Kuralları 1. 2. Uyulan kuralları ifade ettiği gibi, uyulması gereken kuralları da ifade eder. Ahlak sosyal, insani bir üründür. Doğanın ve ya olgudan kaynaklanmaz. Toplumsaldır, bazen bireysel olabilir. Ahlak kurallarına uymamak bir yaptırıma tabi değildir, fakat ahlak kurallarına uyulmaması Kişinin kendisinin vicdani azap çekmesine Toplumsal kınanma, toplumsal tepkiye neden olabilir. Din kuralları Hem bireyle Allah, hem de bireyler arasındaki ilişkileri düzenler. Bunları bireyler değiştiremezler. Din kuralları aynı zamanda kişilerin inançları ile ilgilidir. İslam hukukunda Allah ve peygamber tarafından kesin bir şekilde belirlenmiş olan hükümler (kurallar) değiştirilemez. Ancak bunun dışında konulması gereken kurallar zaman değiştikçe değişebilir. İslam hukukuna göre, ezmanın tegayyürüyle ahkamın tegayyürü inkar olunamaz. Ülkemizde 1928 yılına kadar Türkiye devletinin dini, İslam dinidir (1924 AY.m.2). Din kurallarına uyulmamasının yaptırımı manevidir. Günümüzde hukuk dinden ayrılmıştır. İstisnası vardır:örneğin, inanç özgürlüğüne ilişkin AY m.10 ve 24 (Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.), evlenmede dini tören yapılması gibi hükümler (MK.143). Örf adet kuralları Özelikle hukukun ve merkezi iktidarın olmadığı yerlerde daha yaygın görülmektedir. Önemli: Örf ve adetin hukukun kaynağı olabilmesi iki şartın gerçekleşmesine bağlıdır: 1. Belli bir bölgede yayılmış olması (yer unsuru) 2. Belli bir süre uygulanır olması (devamlılık unsuru) Hukukun tanımı Hukuk kuralları, kişilerin kendi aralarında ve toplumla(devletle) olan ilişkilerini düzenleyen ve aykırılık halinde devlet yaptırımına tabi olan yani kamu gücüyle desteklenen kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Amacına göre hukuk, toplumun genel yararını veya bireylerin ve toplumun ortak iyiliğini sağlamak amacıyla konulan ve kamu gücü ile desteklenen kurallar bütünü olarak tanımlanabilir. Her iki tanımın ortak noktası, hukukun toplumsal düzen kurallarından biri olduğu ve yaptırımın devlet yani kamu gücüne dayandığıdır. Soru: devletin zorlayıcı gücü, yaptırımı her alanda ayni şekli ile mi yer almaktadır? Hukukun temel üç amacı nedir? 14 Hukuk, düzeni korur (şekli amaç) Hukuk, ihtiyaçları karşılar (maddi amaç) Hukuk, adaleti gerçekleştirir (etik amaç) 14 Hukukun temeli ve kaynağı 15 1- Hukuku irade ürünü sayan görüşler İlahi irade kuramı: Hukuk kuralları da Allah tarafından yaratılmıştır ii. Kişisel irade kuramı: Hukuk siyasal iktidara sahip olanların ürünüdür iii. Genel irade kuramı Rousseau’ya göre, hukuk, toplum sözleşmesinin ürünüdür 2- Hukuku irade dışı sayan görüşler: (Hiçbir irade hukuku yaratamaz; hukuk, insanın dışında zaten mevcuttur. İnsan sadece var olanı açıklar) 3- Pozitivist görüşler: (Hukuk pozitif bir bilimdir. Felsefi düşüncelerle açıklanamaz) i. 15 Hukuku bilinçli irade sayan kuramlar/ Theories taking the law into concious will (3/1) A-İlahi Hukuk Kuramı: (Tanrısal irade kuramı). Dinsel bir doğal hukuk görüşüdür. Buna göre hukuk da Allah tarafından yaratılmıştır. Değiştirilmesi ve kaldırılması da O’nun iradesi ile olur. B-Kişisel İrade kuramı: Siyasal güce sahip olanların, yani devletin iradesidir. C- Genel İrade Kuramı: (Toplumsal sözleşme kuramı). Hukuk insanların birbirleri ile uzlaşan iradelerinden doğmuştur. Bu kuram, insanların özgür oldukları ve hukuk kurallarının da özgür insanlar arasında eşit koşullar altında yapılan toplumsal sözleşmeye dayandığını ileri sürer. Hukuku irade dışı sayan kuramlar/ Theories taking the law out concious will (3/2) A-Doğal Hukuk Kuramı: Doğal hukuk toplumdan önce vardır. Toplumun koyduğu hukuk buna uygun olmalıdır. Doğal hukuk ölümsüzdür, her dönemde geçerlidir. Düşünen insan doğal hukuku aklı ile bulur. B-Tarihsel Hukuk Kuramı: Hukuk akla değil, deneye ve gözleme dayanır. Hukuk kuralının ilkel maddesi ulusun tarihsel geçmişine dayanır. Yasa koyucunun takdirine dayanmaz. Hukuk ulusla beraber doğar ve gelişir. Hukuk toplumsal ihtiyaçların ve inançlarının bir ürünüdür, hukuk toplumun ruhundan doğar. Pozitivist kuramlar/Pozitivist theories (3/3) Bu kuramda hukuk tekdir ve var olan hukuktur. Pozitivistlerin bir bölümü hukukun devlet iradesinden doğduğunu (devlet pozitivizmi, hukuksal pozitivizm), Pozitivistlerin bir bölümü de hukukun sosyal bir olay olduğunu, yürürlükte olan kurallardan çok onları oluşturan toplumsal, sosyal olaylara bakmak gerektiğini (sosyolojik pozitivizm) ileri sürerler Adalet Adalet, adl kökünden gelir. Adalet, doğru, dürüst, düz, müsavi, müstekim, dengeli anlamlarına gelir. “Themis” adaletin sembolü olarak gösterilmiştir. Konfüçyüs’e göre adalet, “kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamaktır”. Ulpianus’a göre adalet, “herkese kendi hakkını vermek hususunda kesin ve sürekli irade.” Ömer Hayyam’a göre, “Adalet, kainatın ruhudur Adalet Adalet, bazılarına göre, adaletsizlik yapmamaktır. Zira, adalet, somut bir bilgi değil; daha çok bir fikir, tasavvurdur, düşüncedir. Bu nedenle adaletin tek bir tanımı da yoktur; tanımla da kavranamaz. Adalet kavramının içeriği 24 İdeler, yalnız zihnimizde var olan ve gerçek dünyanın kusurlarından arınmış, adeta olgunlaşmış görüntülerdir. Örnek olarak “Themis” bir idedir. İdealler, idelerin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak, zihnimizde somutlaştırdığımız kusursuz tasarımlar olarak ortaya çıkar. Norm (hukuk kuralı) ise, adaletin en somut anlamı ve görevi olarak karşımıza çıkar. Hukukun adalete uygunluğu konusundaki ölçüt normdur. Kural ne kadar iyi ve doğruysa, hukuk düzeni içinde adalet de o kadar gerçekleşmiş olur. 24 Dağıtıcı Adalet/ Denkleştirici Adalet 25 Bu ayrım Aristo tarafından yapılmıştır. O’na göre adalet en geniş anlamda erdem demektir. Dar anlamda adalet ise, orta ölçüyü yakalamak; yani ılımlılıktır. Buna göre adalet ikiye ayrılır. Dağıtıcı adalet; insanlar eşit olmadığına göre, adalet herkese aynı şeyin verilmesi demek değildir. Eşitsizliğin giderilebilmesi için gerektiğinde birine az, diğerine çok şey verilmesi de adaletin gereğidir. Denkleştirici adalet ise, dağıtıcı adalet tarafından sağlanan denge bozulduğunda denkleştirici adalet devreye girer. 25 Eşitlik- Adalet ikilemi 26 Adalet ile eşitlik ilişkili olsa da aynı anlama gelmezler. Herkese eşit davranılmasından ziyade koşullara göre nimetlerle külfetlerin dengelenmesi gerekir. Bu halde değişik durumlarda olanlara eşit olmayan şekilde muamele yapılması adaletsizlik değildir. Gerçekte mutlak ve matematiksel eşitlik, çoğu kez adaleti zedeler; dağıtıcı adalete de aykırıdır. Önemli olan, aynı durumda olanlara ayrım yapmadan aynı şekilde davranmak; farklılıklarda adalet hissini zedelememektir. Bu hem eşitliğin hem de adaletin gereğidir. 26 B. HUKUKUN ÇEŞİTLİ ANLAMLARI Belirtilen tanım dışında hukuk farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Bu kullanımlar şu şekilde özetlenebilir. Hukukun farklı anlamları 28 • Pozitif (Yürürlükteki) hukuk (De lege lata) • Mevzuu hukuku • Doğal (ideal) hukuk (De lege ferenda) • Hakkaniyet Hukuku • Objektif hukuk / Sübjektif hukuk • Evrensel hukuk / Yerel hukuk 28 1. Yürürlükteki Hukuk Belirli bir ülkede, belli bir zamanda yürürlükte bulunan hukuk yürürlükteki hukuk olarak isimlendirilir. Yürürlükteki hukuka olan hukuk, pozitif hukuk veya dogmatik hukuk da denir. Yürürlükteki hukukun içeriğine sadece yazılı olan hukuk kuralları, mesela kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, uluslararası antlaşmalar, tüzük ve yönetmelikler, içtihadı birleştirme kararları değil; yazılı olmayan hukuk kuralları, mesela örf ve adet hukuku da girer. Doktrin tarafından ileri sürülen bilimsel görüşler ve ilmi içtihatlar da bilgi kaynakları olarak anılırlar. 1. Yürürlükteki Hukuk 1. 2. Yürürlükteki hukuk maddi hukuk ve şekli hukuk olarak ikiye ayrılır. Maddi hukuk uyuşmazlıkların özüne ve çözümüne ilişkin maddi yargıyı içerir. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu belirler. Şekli hukuk, uyuşmazlığın çözümünde izlenecek usulü (yargılama usulünü) gösterir. 2. Mevzu Hukuk Mevzu hukuk, bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan hukuk kurallarından sadece yazılı olanlarını kapsar. Mevzu hukuk, yetkili bir makam tarafından konmuş hukuk kurallarının bütünüdür. Kanunlar, kanun hükmünde kararnameler, uluslararası antlaşmalar, tüzük ve yönetmelikler mevzu hukukun içeriğini oluşturur. Bunlara kısaca mevzuat denilmektedir. Örf ve adet hukuku yazılı hukuk olmadığından mevzu hukuk kavramına dâhil değildir. 2. Mevzu Hukuk Türkiye’de mevzu hukuk en geniş anlamıyla Resmi Gazete’den takip edilebilir. Kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ve bir çok yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanır. Yönetmelik, tebliğ, sirküler gibi kaynaklar için, bunların çıkartan kurumların internet sitelerine başvurulabilir. 3. Tabii (İdeal) Hukuk Tabii hukuk, pozitif hukuktan bağımsız, onun üstünde yada yanında yaşayan, ulaşılması ideal olan hukuktur. Hukuk kuralları oluşturulurken hedef alınması gereken hukuk tabii hukuktur. 4. Hakkaniyet Hukuku Hakkaniyet nedir? Pozitif hukukun biçimsel yönlerini yumuşatan, hukuk kurallarının uygulanması sonucu ortaya çıkan ve adalete aykırı olan sonuçların düzeltilmesini amaçlayan hukuktur. İstisnai nitelik taşır ve özellikle hakime tanınan takdir yetkisinde hakkaniyet hukuku önem taşır. Hukukun farklı anlamları 35 • Objektif hukuk / Sübjektif hukuk • Evrensel hukuk / Yerel hukuk 35 ÖRNEK SORU “Belirli bir ülkede, belirli bir dönemde yürürlükte bulunan yazılı ve yazılı olmayan bütün hukuk kurallarına .......... denir. A) Doğal hukuk B) Mevzu hukuk C) Pozitif hukuk D) Objektif hukuk III. HUKUK SİSTEMLERİ Farklı dil, inanış, yaşayış tarzı ve değer yargıları farklılığı sebebiyle her toplumun ayrı bir kurallar bütünü bulunur. Bu husus diğer toplumsal düzen kurallarında olduğu gibi hukuk kuralları bakımından da geçerlidir. Hatta hukuk kurallarının farklı toplumlarda farklı ortaya çıkışı çok daha belirgindir. Hukuk kurallarının devlet yaptırımına konu olması, devlet egemenliğinin hukuk kuralları ile bağlantısına yol açmaktadır. Buna bağlı olarak hukuk kuralları devlet sınırlarıyla bağlantılı olarak ortaya çıkar. Bu husus aşağıda hukuk kurallarının yer bakımından uygulanması başlığı altında incelenecektir. III. HUKUK SİSTEMLERİ 1. 2. 3. 4. Farklı devletler farklı hukuk sistemleri olarak ortaya çıkar. Bu farklılıklara rağmen, devletlerin hukuk sistemleri bazı benzerliklere bağlı olarak sınıflandırılmaktadırlar. Sınıflandırma Türk hukuk sisteminin tarihi gelişimi bakımından da önemlidir. Çünkü cumhuriyetin kabulü ile birlikte hukuk alanında yapılan devrimler, hukukumuzda bir sistem değişikliğine sebep olmuştur. Roma hukukunu temel alan sistem, İslam hukukunu esas alan sistem, Common law olarak isimlendirilen İngiliz–Amerikan sistemi, Sosyalist sistemdir. A. İSLAM HUKUKU SİSTEMİ İslam hukuku dinsel karaktere dayanan bir hukuk sistemidir. Bu sistem İslam inancını benimsemiş ve bu inancı devlet idaresinde de uygulayan devletlerin oluşturduğu bir sistemdir. Dini bir hukuktur. İslam dininin hukukudur. İlm-i fıkıh da denir Soru: Bu hukuk sisteminin kaynağı nedir? Hazreti Peygamber’in söz ve davranışlarını oluşturan Hadis veya Sünnet ile İslam bilginlerinin üzerinde birleştiği hususları kapsayan Kıyas veya İçtihat A. İSLAM HUKUKU SİSTEMİ ZAMANLA İslam hukuku değişmez bir hukuk sistemi karakteri kazanmıştır. Değişmezlik ve toplum hayatındaki değişim, İslam hukukunu kabul eden bazı ülkeleri, özel hukuk alanında yeni düzenlemeler yapmaya zorlamıştır. Bunlar Mısır, Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan olarak sayılabilir. Buna karşın Suudi Arabistan ve Yemen’de şeriat kurallarının tavizsiz bir biçimde uygulandığı görülmektedir. A. İSLAM HUKUKU SİSTEMİ • • İslam hukukunun Türk Hukuk Tarihi bakımından önemi, Osmanlı döneminde bu hukuk sisteminin kabul edilmiş olmasıdır. Osmanlı döneminde de, şeriat kurallarının yanında, Padişah fermanlarıyla Örfi Hukuk adı altında düzenlemeler getirilmiştir. Türkiyede özel hukuk alanında şeri kural olarak İslam Medeni Kanunu denilebilen 1951 maddeden müteşekkil Mecelle 1926 yılına kadar uygulanmıştır. Aynı şekilde 1917 tarihli Hukuk-ı Aile Kararnamesi de Aile Hukukuna ilişkin diğer bir İslam hukuku düzenlemesidi Mecelle, Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesiyle kaldırılmış, ardından 1928 yılında Anayasa’dan devlet dininin İslam olduğuna ilişkin hüküm çıkarılmış ve İslam hukuku sistemi terk edilmiştir. 2. ROMA HUKUK SİSTEMİ Bu sistem Kara Avrupa’sı ülkelerinde uygulanan ve tarihsel temeli Roma hukukuna dayalı bulunan sistemdir. 1700 ve 1800’lü yıllarda Avrupa ülkelerinde yaşanan sömürgeleşme olgusu, Roma hukuku sisteminin dünyaya yayılmasına sebep olmuştur. Cumhuriyet sonrasında bir çok kanun Avrupa ülkelerinden alınarak Türk hukuku da bu hukuk sistemine dahil olmuştur. Özel hukuk–Kamu hukuku ayrımı bu sistemin bir eseridir. Gelişmiş bir özel hukuk üzerine kurulmuştur. Bu sistemin esası, yetkili organlar tarafından çıkartılan yasaların idarecileri ve yargıçları bağlamasıdır. Roma hukuku/Roman law -Roma hukukuna dayanan hukuk sistemi, genellikle Kara Avrupası ülkelerinde (ve Türkiye’de) uygulanır. - Bu sistemde hukuk, başta yurttaşlar arasındaki ilişkileri düzenleme amacı gütmüştür. - Bu sistemde hukuk özel ve kamu hukuku olmak üzere ikiye ayrılır. - Özel hukuk bireyler arasındaki ilişkileri, - Kamu hukuku ise, kamu kuruluşlarını ve bireylerin kamu kuruluşu ile olan ilişkilerini düzenler. Hukuk Sistemleri/ Systems of Law (law Systems) 3- Common law/Common law (Ortak Hukuk) - Bu sistem, İngiltere’de özellikle XI. YY.da gezici hakimler tarafından geliştirilmiştir. İngiltere ve Anglo-Amerikan ülkelerinde uygulanmaktadır. - Bu sistem gelenek hukukuna dayanır. - Hakimler, ülkenin çeşitli yerlerindeki uygulamaları ile, ülkenin tek bir hukuk sistemine sahip olmasını sağlamıştır. - Özel hukuk ve kamu hukuku ayrımı yoktur. - Roma hukukunu benimseyen ülkelerde hukukun yaratıcısı yasa koyucu, Comman law sisteminde ise hakimdir. - Hakimler yalnız geleneklere dayanarak hukuk kuralı yaratmakla kalmamışlar, geleneklerin sertliklerini hakkaniyete dayanarak gidermişlerdir. Bu yolla yaratılan hukuka da equity law (hakkaniyet hukuku) adı verilmiştir. - İngiliz hukuku, 18.yy.daki yasalaştırma çabalarının dışında kalmış ve “örnek olay hukuku” niteliğini sürdürmektedir. Toplumsal gelişmelerin etkisi ile comman law’un eksiklikleri çıkarılan yasalarla giderilmeye çalışılmış; böylece comman law’un yanında bir de “statute law” yasa hukuku gelişmiştir. C. COMMON LAW İngiliz hukuku temelli olan bu sistem, eski İngiliz sömürgeleri olan Avustralya ve Amerika’da da uygulanmaktadır. Bu sistemin temeli hukuk kurallarının gelenek hukuku kaynaklı olması ve gelenek hukukunun yargıçlar tarafından aynı şekilde uygulanarak ülke içinde hukuk birliğinin sağlanmasıdır. Gelenek hukukunun oluşturduğu yapıda haksızlık ortaya çıktığında yine yargıçlar tarafından “adalet” duygusu ile geliştirilen ve gelenek hukukunu düzelten yargı kararları ise equity law olarak isimlendirilir (hakkaniyet hukuku). C. COMMON LAW Roma hukukundan farklı olarak hukuku yaratan, yasama organı değil yargıçlardır. Bu sebeple 1700 ve 1800’lerde Kıta Avrupa’sı hukuklarında ortaya çıkan geniş kapsamlı kanunlaşma hareketleri, İngiliz– Amerikan sistemini etkilememiştir. Ancak bu sistemde de yasalar ve bunun uygulanması söz konusudur. Yasalardan oluşan sistem statute law olarak anılmaktadır. Bu hukuk sisteminde özel hukuk–kamu hukuku ayrımına da rastlanmamaktadır. 4- Sosyalist hukuk/Socialist law 20. Yy ilk yarısında komünist devriminden sonra Rusya’da uygulama alanı bulmuştur. - Bu sistem yeni bir düzen yaratma toplumu değiştirme amacı güderek diğer hukuk sistemlerinden özde ayrılır. - Bu sistemde hukuk tamamen ekonomik koşullara ve Marksist Leninist görüşe dayanır. - Özellikle üretim araçları üzerindeki mülkiyet hakkı, topluma ait kabul edilmektedir. - Bireyler arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi geri plana itilmiştir. Toplumun çıkarı ön plana alınmıştır. - Özel hukuk önemini yitirmiş, kamu hukuku ön plana çıkmıştır. Bu düzende hukuk, sosyal düzeni sağlamak için yöneticilerin emrinde bir araçtır. - Sosyalist hukuk aslında geçicidir yani toplum komünist düzene geçince, yaptırıma dayanan hukuka da gerek kalmayacaktır. - Komünizmin Avrupada çökmesi, sosyalist hukuku da olumsuz yönde etkilemiştir. D. SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ Sosyalist hukuk sistemi özünde özel mülkiyeti kabul etmemesi sebebiyle diğer tüm hukuk sistemlerinden ayrılmaktadır. Bu sistemde toplum bireyin önüne geçmiştir. Bu sistem ilk olarak komünist devrim sonrasında Rusya’da uygulanmaya başlanmış, ikinci dünya savaşının ardından Doğu Bloku Ülkeleri veya Demir Perde Ülkeleri olarak anılan doğu Avrupa ülkelerine yayılmıştır. D. SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ Bu hukuk sisteminde hukuk kuralları toplumsal çatışmaların çözülmesini değil, yeni bir toplumsal düzen yaratma amacını güder. Bu sebeple sistem ekonomik koşullara ve Marksist ve Leninist siyaset felsefesine göre şekillenir. Bu görüşe göre komünist toplum oluştuğunda, sosyalist hukuk sistemine gerek kalmayacaktır. Çünkü yaptırıma ihtiyaç dahi bulunmayacaktır. D. SOSYALİST HUKUK SİSTEMİ Rusya’nın ve diğer doğu Avrupa ülkelerinin ekonomik anlamda serbest piyasa ekonomisini benimsemeleri ve özel mülkiyeti tanımaları üzerine uygulaması oldukça dar alanlarda kalmıştır. C. HUKUKUN DALLARA AYRILMASI Hukuk kuralları düzenledikleri ilişkiler dikkate alınarak bazı dallara ayrılırlar. Bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalları ve birey ile toplum ve toplumlar arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalları ayrımı, en belirgin ayrımdır. Bunlardan ilkine özel hukuk, ikincisine kamu hukuku dalları ismi verilmektedir. HUKUKUN KOLLARA AYRILMASI (SEPARATION INTO BRANCES OF LAW) Kamu Hukuku Dalları -Anayasa H. -İdare H. -Ceza ve Yargılaması H. -Uluslararası Kamu H. -Genel Kamu H. -Mali H. 52 Özel Hukuk Dalları -Medeni H. -Ticaret H. -Milletlerarası Özel H. -Borçlar H. Karma Hukuk Dalları -İş ve Sosyal Güvenlik H. -Toprak H. -Hava H. -Çevre H. -Banka H. -Medeni Usul H. -İcra İflas H. ÖRNEK SORU Antalya’da tatil yapmakta iken birbirleriyle tanışan ve Antalya Belediyesi evlendirme dairesinde evlenmek isteyen biri Amerikalı diğeri Fransız turiste uygulanacak hukukla aşağıdaki hukuk dallarından hangisi ilgilenir ? A) Medeni Hukuk B) Devletler Genel Hukuku C) Milletlerarası Özel Hukuk D) Aile Hukuku Kamu Hukuku / Özel Hukuk (Separation of Public Law And Private Law) 54 Hukukun özel hukuk ve kamu hukuku şeklinde iki kola ayrılması Roma Hukukuna dayanır. Roma hukukçusu Ulpianus; Devletin yapısını ilgilendiren hukuka kamu hukuku (jus publicum); bireylerin çıkarlarını ilgilendiren hukuka da özel hukuk (jus privatum) adını vermiştir. Bu sistem daha çok Roma hukukuna dayanan Kara Avrupası sistemi tarafından benimsenmiştir. İngiliz hukukunda bu şekilde bir ayırım yoktur. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Ayırımı (Separation of Public Law And Private Law) 55 Özel hukuk- kamu hukuku ayrımında kullanılan ölçütler/Criterions that are used in separation of public law and private law a) Çıkar ölçütü (korunan çıkar toplumun çıkarı ise kamu hukuku, bireyin çıkarı ise, özel hukuktan söz edilir. Mesela; hırsızın çaldığı malı geri vermesi özel hukuku, cezalandırılması kamu hukukunu ilgilendirir.) b) Egemenlik ölçütü (taraflar arasında eşitsizlik olduğunda kamu gücünü temsil eden tarafı düzenleyen hukuk kuralı kamu hukukunu ilgilendirir. Mesela; devletin vergi alması. Taraflar arasında eşitlik varsa özel hukuku ilgilendirir.) Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Ayırımı (Separation of Public Law And Private Law) c) İrade özgürlüğü ölçütü : Hukuk kuralı emredici nitelikte ise kamu hukukunu, tamamlayıcı nitelikte ise özel hukuku ilgilendirir. Kamu Hukuku emredici olup, taraflar kuralda değişiklik yapamazlar. Özel Hukukta ise irade özgürlüğü vardır. d) Eşitlik ölçütü (Hukuksal ilişkinin tarafları eşit ise ÖH, biri diğerine üstün ise KH söz konusudur) Ölçütlerin değerlendirilmesi/Evaluation of criterions Bu ölçütlerden hiçbirisi tek başına özel hukuk-kamu hukukunu ayırmaya yeterli değildir. Birlikte kullanılarak ayırımda yardımcı olabilirler. Özel Hukuk ve Dalları/Private Law and its Branches 57 ÖH alanında, bireyler arasında eşitlik ve irade özgürlüğü ilkelerine göre hareket edilir. Mesela: Bir kimse beğendiği evi zorla satın alamaz. 1- Medeni hukuk/Civil law Medeni Hukukun dayanağı 1926 da yürürlüğü giren eski 743 sayılı Medeni Kanun ve onun yerini alan 1.1.2002 de yürürlüğe giren 4721 sayılı yeni Medeni Kanun’dur. a) Kişi hukuku b) Aile hukuku c)Miras hukuku d)Eşya hukuku e)Borçlar hukuku Borçlar Hukukunun dayanağı 1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’dur. Ancak 1 Temmuz 2012’den itibaren 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girecektir.) Özel Hukuk ve Dalları/Private Law and its Branches 2-Ticaret hukuku/Commercial law (Dayanağını 1956 tarihli 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu oluşturur. 5 kitaptan oluşur: Ticari işletme, ticari şirketler, kıymetli evrak, deniz ticareti, sigorta. Ancak 1 Temmuz 2012’den itibaren 6103 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girecektir. ) 3-Milletlerarası özel hukuk/International private law (Devletler özel hukukunun kanunlar ihtilafı, yabancılar hukuku ve vatandaşlık konularını inceler. 1982 tarihli 2675 sayılı Kanun’nun yerini alan 5718 sayılı 2007 tarihli MÖHUK dayanağını oluşturur.) Kamu Hukuku ve Dalları/Public law and its branches 59 KH dallarında taraflar arasında bir eşitlik olmayıp; kamu gücünü elinde bulunduran iradesini zorla karşı tarafa kabul ettirebilir. Mesela; Kamulaştırma. Taraflardan en az biri kamu kuruluşudur. KH kuralları genelde emredicidir. 1- Anayasa hukuku/Constitutional law (Başlıca kaynağı, 1982 tarihli 2709 sayılı TC Anayasası’dır). 2- İdare hukuku/Administrative law (Yasama ve yargının dışında kalan tüm kamu kuruluşları ve bunların işleyişleri ve bireyler ile olan ilişkileri idare (yönetim) hukukun içine girer. -Genel idare merkez teşkilatı: CB, Başbakan, Bakanlar Kurulu, Bakanlıklardan oluşur. MGK, DPT, Danıştay, Sayıştay, yardımcı kuruluşlarıdır. -Genel İdare taşra teşkilatı: İl, İlçe, Bucak ve bölge kuruluşları. -Yerel Yönetim kuruluşları: İl Özel Yönetimi, Belediyeler, köyler. Seçimle gelirler ve özerklikleri vardır. -Yerinden Yönetim kuruluşları: Üniversiteler, KİT, Radyo Televizyon Üst Kurulu gibi. Kamu Hukuku ve Dalları/Public law and its branches 60 3- Ceza hukuku/Criminal law (Toplumun düzenini bozucu davranışların cezalandırılması ile ilgili kurallardır. 2004 tarihli 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu temel dayanağıdır. Bunun yanı sıra, Terörle Mücadele Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Askeri Ceza Kanunu vs. ceza kanunları vardır. TCK, genel hükümler ve özel hükümler olarak ikiye ayrılır. Bu suçlara verilecek cezalar, hapis (ağırlaştırılmış müebbet, müebbet, süreli hapis cezası (bir aydan az 20 yıldan fazla olamaz), bir yıl ve daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezasıdır) ve adli para cezalarıdır. Kanun, suçları, cezaları ve güvenlik tedbirlerini düzenlemiştir. Kamu Hukuku ve Dalları/Public law and its branches Uluslararası ceza hukuku, savaş suçlularının ve barış düzenini bozanların cezalandırılmalarını konu edinir. Disiplin cezası/Disciplinary punishment: Belli bir statüde bulunanların (memur, asker, öğrenci gibi) görevleri nedeni ile ya da görev yerlerindeki tutum ve davranışları nedeniyle verilen cezaları konu edinir. Ceza Kanunu ile toplum düzenine, disiplin cezaları ile bir kurumun düzenine aykırı davranışlar cezalandırılır. Memurlar için, uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezaları vardır. Eğer davranış hem toplumun hem de kurumun düzenini bozmuş ise hem disiplin hem de ceza kovuşturması yapılabilir. Kamu Hukuku ve Dalları/Public law and its branches 62 4- Uluslararası hukuk/ International law (Devletler hukuku, devletlerin ve uluslararası kuruluşların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenler) Başlıca kaynağı, uluslararası antlaşmalar, uluslararası gelenek kuralları ve hukukun genel ilkeleridir. Yaptırımları iç hukuktaki kadar etkili ve belirgin değildir. 5- Genel kamu hukuku/General public law (Devlet, toplumun siyasal örgütlenmesidir. Bu hukuk dalı, Devletin oluşumunu, kaynağını, devleti yapan unsurların neler olduğunu, bireylerin özgürlüklerini, hukuk, felsefe, tarih ve toplum bilim açısından inceler. Devlet nazariyeleri, insan hakları hukuku) 6 - Mali hukuk/ Fiscal (financial) law (Devletin mali etkinliklerini düzenler) Karma Nitelikli Hukuk Dalları (Law Branches of Mixed Quality) 63 1- Fikir hukuku/Intellectual property law (Fikir ve sanat eserlerini yaratan, bilim ve fen alanındaki buluşları olan kimselerin eserleri ve buluşları üzerindeki hakları düzenler. Bilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar, sinema ile ilgili yapıtlar 1951 tarihli FSEK koruması altındadır. Markalar da 1995 tarihli Markaların Korunması hk KHK ile korunmaktadır) 2- İş hukuku/ Labor law (İş sözleşmesini düzenler) 3- Toprak hukuku/Law of land (Tarımsal taşınmazların hukuki durumlarını, dağıtımlarını ve işletilmesini düzenler. Medeni Kanun dışında, bir dönemde Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, Toprak ve Tarım Reformu Kanunlar çıkarılmıştır. 4- Hava hukuku/Aviation law (Hava taşımacılığı ve havada egemenlik haklarını düzenler). Bir de Uzay Hukuku vardır (Hava katmanının üstünde bulunan uzaydaki trafiği ve kullanımı düzenler) 5- Bankacılık hukuku/Banking law (Bankacılığın kendine özgü kurallarını düzenler. ) 6- Çevre hukuku/ Environmental law (Doğal çevrenin korunmasına yönelik hukuki önlemlerin oluşturduğu hukuk dalıdır. Temel dayanağı 1983 tarihli Çevre Kanunu’dur. Yargılama Hukukları (Law of procedure) 64 Yargılama hukuku/Law of procedure Mahkemelerin yargı görevini yerine getirirken uyguladıkları yol ve yöntemlerle ilgili hukuk kurallarıdır. a- Ceza yargılama hukuku/Law of criminal procedure (Ceza muhakemesinin nasıl yapılacağını düzenler. Kural olarak mahkemeyi savcılar harekete geçirir. Ceza devlet adına verildiğine göre, dava da devlet adına açılmalıdır. Bu görev savcıya verilmiştir. Yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre soruşturma evresi, iddianamenin kabulüyle başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar olan evre de kovuşturma evresidir. Soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiye şüpheli, kovuşturma aşamasında ise sanık denir.) b- İdari yargılama hukuku/Law of administrative procedure (idarenin eylem işlem ve sözleşmelerinden doğan davalara bakar. c- Medeni yargılama hukuku/Law of civil procedure (özel hukuk ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkların çözülmesi yollarını düzenler) d- İcra ve iflas hukuku/Law of execution and bankruptcy (cebri icra hukuku, borçlunun borcunu kamu gücü aracılığı ile yerine getirilmesidir). 1. Kamu Hukuku Kamu hukuku kendi içinde, maddi kamu hukuku ve şekli kamu hukuku olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Maddi kamu hukuku kavramının içine, Anayasa Hukuku, İdare Hukuku, Ceza Hukuku, Uluslararası Hukuk, Mali Hukuk ve Genel Kamu Hukuku girer. Şekli Kamu Hukuku kavramına ise, Anayasa Yargısı, İdare Yargılaması, Ceza Yargılaması, Medeni Yargılama Hukuku ve İcra ve İflas Hukuku girer. Kamu hukuku özel hukuka göre daha yeni, bu sebeple geleneklerin tam oluşmadığı bir hukuk dalıdır. Ayrıca kamu hukuku siyasi etkilere özel hukuktan daha fazla açıktır. a. Anayasa Hukuku Bir devletin niteliği, temel yapısı, yasama, yürütme ve yargı gibi temel organlarının statüsünü ve organların birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen ve kişi hak ve özgürlüklerini düzenleyen ve güvence altına alan en üstün nitelikteki hukuk normlarına anayasa denir. Anayasa hukuku ise bu konularla ilgilenen kamu hukuku dalıdır. Türkiye’de anayasal konular esas itibarıyla 1982 Anayasası ile düzenlenmiştir. 1982 tarihli Anayasamız yürürlüğe girdiğinden bu yana çok sayıda ve önemli değişikliklere uğramış ve en son ise 12 Eylül 2010 tarihli halk oylaması ile ciddi bir takım tadilatlar görmüştür. Anayasa ve anayasa hukuku ile ilgili daha geniş bilgilere ileride verilmiştir. b. İdare Hukuku İdare hukuku, idarenin kuruluş ve işleyişi ile kişilerin idare ile olan ilişki ve uyuşmazlıklarını ve kamu hizmetlerinin görülmesini konu olan hukuk dalıdır. İdare yürütme organının cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu ile bakanlar dışında kalan kısmı ve uzantısıdır. b. İdare Hukuku İdare teşkilat olarak iki kısımdan oluşur. Bunlar merkezi idare ve yerinden yönetim kuruluşlarıdır. Merkezi idare devlet idaresidir. Bu da iki kısımdan oluşur. Bunlar başkent ve taşra teşkilatıdır. Yerinden yönetim kuruluşları ise yer ve hizmet bakımından olmak üzere ikiye ayrılır. Yer bakımından yerinden yönetim kuruluşları yerel yönetimlerdir. Bunlar il özel idaresi, köy ve belediyedir. Hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşları ise TRT, TÜBİTAK, üniversiteler, KİT’ler gibi kuruluşlardır. İdare hukuku işte kamu hizmeti görmek üzere kurulan bu gibi kuruluşların kuruluş ve işleyişini düzenlemektedir. b. İdare Hukuku İdare hukukunun kapsamına bundan başka, kamu hizmeti, idari işlemler, idari sözleşmeler, kolluk, kamu görevlileri, kamu malları, idarenin sorumluluğu ve idari yargı konuları girmektedir. İdare hukuku ile ilgili daha geniş bilgilere aşağıda ileriki derslerde verilmiştir. c. Ceza Hukuku Ceza hukuku, toplumda suç sayılan fiil ve hareketler ile bunlara uygulanacak müeyyideleri (cezaları) düzenleyen hukuk dalıdır. Türkiye’de ceza hukuku esas itibarıyla 2004 tarihli Türk Ceza Kanunu ile düzenlenmiştir. Ceza hukuku kapsamında konular ikiye ayrılarak incelenir. Bunlar genel hükümler ve özel hükümlerdir. c. Ceza Hukuku Genel hükümlerde kanunilik ilkesi, ceza hukuku kurallarının yer, zaman ve kişi itibarıyla uygulanabilme sorunları, suçun unsurları (hareket, kusur, tipiklik, hukuka aykırılık), (suçun oluşmasını engelleyen) hukuka uygunluk nedenleri (meşru müdafaa, zaruret hali vs.), iştirak, teşebbüs, içtima gibi konular incelenir. Özel hükümler kısmında ise suç tipleri konu edilir. Örneğin, adam öldürme, yaralama, kaçırma, hırsızlık, dolandırıcılık, işkence, cinsel suçlar vs. Ceza hukuku ile ilgili daha geniş bilgilere aşağıda “11 Suç ve Ceza” da yer verilmiştir. d. Uluslararası Hukuk Uluslararası hukuk ya da devletler umumi hukuku, genel olarak bir devletin diğer devlet yada devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bağımsız devletlerin yanında bağımsızlıkları sınırlı devletlerin yahut devlet sayılmayan toplulukların ilişkilerinin düzenlenmesi de bu hukukun konusu içindedir. Uluslararası hukukun kaynaklarını anlaşmalar, uluslararası gelenek kuralları, teamüller ile adalet, eşitlik, ahde vefa gibi hukukun genel ilkeleri oluşturmaktadır. Kaynak olarak uluslararası yargı yerlerinin kararlarından da yararlanılır. Uluslararası hukuk alanındaki müeyyideler düzenlediği konunun bir gereği olarak iç hukuktakiler kadar etkili ve belirgin değildir. d. Uluslararası Hukuk İç hukuk kurallarının geçerliliğini ve etkinliğini devletin üstün gücü sağlamaktadır. Buna karşın uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasını sağlayacak devletler üstü bir güç kurulamamıştır. Bu konuda Birleşmiş Milletler Teşkilatı bulunsa da iç hukukta devletin üstlendiği üstün güç konumuna benzer, uluslararası hukuku uygulayan ve denetleyen bir otorite sıfatına sahip olmaktan uzaktır. d. Uluslararası Hukuk Klasik uluslararası hukuk öğretisine göre uluslararası hukukta hak süjesi devletlerdir. Ancak, uluslararası hukuk anlayışındaki gelişmelere göre, bireyler sınırlı da olsa hak sahibi (süjesi) olmaya başlamışlardır. Mesela, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre bireye, devleti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet etme hakkı tanınmıştır. Türkiye’de bu hakkı tanıyan devletler arasında yer almaktadır. e. Mali Hukuk Devletin mali etkinliklerini düzenleyen kuralların tümüne mali hukuk denilmektedir. Mali hukuk içinde en önemli yeri vergi hukuku tutmaktadır. Önceleri idare hukuku içinde yer alan mali hukuk gelişmeler sonucu ondan ayrılarak ayrı bir hukuk disiplini haline gelmiştir. Anayasada belirtildiği üzere herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi hukukunun dayandığı temel ilkeler kanunilik, genellik ve eşitliktir. Vergi hukukunun temel kaynakları, Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Özel Tüketim Vergisi Kanunu vs.dir. f. Yargılama Hukuku Yargılama işi, şekli kamu hukukudur. Yargılama hukuku içinde mahkemelerin yargı görevini yerine getirirken uyguladıkları yol ve yöntemlerle ilgili hukuk kuralları yer almaktadır. Yargılama hukuku anayasa yargısı, adli yargı, idari yargı gibi alt bölümlere ayrılmaktadır. Adli yargı kendi içinde iki kısımdan oluşur. Ceza yargısı ve hukuk (medeni) yargı. f. Yargılama Hukuku Anayasa yargısı norm denetimine ilişkin davalar ile yüce divan sıfatıyla bakılan davalara ve kişilerin bireysel başvurularında (anayasa şikayeti -12 Eylül 2010 anayasa değişikliği ile kabul edildi) anayasa yargısı; ceza davalarında ceza yargılaması (adli yargı); hukuk (medeni) uyuşmazlıklarında hukuk (medeni) yargılama; idari uyuşmazlıklarda idari yargılama usulü uygulanır. Bunların her biri ayrı yasalarla düzenlenmiştir. f. Yargılama Hukuku Anayasa yargısının kaynağını esas itibarıyla Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun; Hukuk yargılamasının kaynağını Hukuk Muhakemeleri Kanunu; ceza yargılamasının kaynağını Ceza Muhakemeleri Kanunu ve idari yargılama hukukunun kaynağını ise İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun oluşturmaktadır. Askeri konularla ilgili alanda da ayrı yargılama hukuku ve ayrı yargılama usulü mevcuttur. Yargılama hukuku ile ilgili daha geniş bilgilere aşağıda “9 Yargı” da yer verilmiştir. g. İcra ve İflas Hukuku Bu hukuk dalına cebri icra hukuku da denilir. Yani borçlunun borcunu kamu gücü zorlamasıyla yerine getirmesidir. Bir kimsenin alacağını kendi eliyle almaya (tahsil etmeye) kalkışması yasaktır. Bundan dolayı alacaklı, borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçluya karşı haciz yoluna ya da borçlu tacir ise iflas yoluna başvuracaktır. Başvuru devletin icra veya iflas dairesine yapılır. Haciz veya iflas yoluna duruma göre alacağın mahkeme kararına dayanıp dayanmasına bakılmaksızın başvurulabilir. g. İcra ve İflas Hukuku Haciz yolunda (cüz’i icra) borçlunun alacaklının alacağına yetecek miktardaki malvarlığına el konulur. İflasta (külli icra) ise borçlunun tüm malvarlığına el konularak yalnızca iflas yoluna başvurmuş alacaklının alacağının değil bilinen bütün alacaklıların alacağının tahsil edilmesi sağlanır. İcra ve İflas hukukunun temel kaynağı İcra ve İflas Kanunu’dur. 2. Özel Hukuk Kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler. Kamu hukukundan farklı olarak, hukuki ilişkiye dâhil olan taraflar birbirlerine karşı eşit durumdadırlar ve hukuki ilişkinin içeriğini serbest iradeleriyle belirleyebilirler. Özel hukuka dâhil olan hukuk dalları, medeni hukuk, borçlar hukuku, ticaret hukuku, devletler özel hukukudur. a. Medeni Hukuk Özel hukukun en kapsamlı hukuk dalıdır. Medeni hukuk özel hukuka ilişkin en temel ilke ve kuralları içerdiği için bazen özel hukuku medeni hukuk veya medeni hukuku özel hukuk şeklinde ifade etmek de yanlış olmaz. Medeni hukuk kişi, aile, miras, eşya ve borç ilişkilerini düzenler. Medeni hukuk kişinin ana rahmine düşmesinden başlayarak ve esasen de kişiliğin başlangıcından başlayarak kişiliğin sona erdiği ölümüne kadar ticari ilişkiler hariç olmak üzere bütün özel hukuk ilişkilerini içine alan geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. a. Medeni Hukuk Türkiye’de medeni hukukun temel kaynağı 2002 tarihli Türk Medeni Kanunu’dur. Medeni Kanun dört kısımdan oluşmaktadır: Kişiler Hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukukudur. Medeni hukukun bir diğer konusunu oluşturan borç ilişkileri kısmı ise ayrı bir kanunda, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Burada bahsedilen dört bölüm tanıtılacak, borçlar konusu ise takip eden başlıkta ele alınacaktır. a. Medeni Hukuk Medeni Kanunun ilk kısmı kişiler hukukuna tahsis edilmiştir. Burada ilkönce dürüstlük ve iyiniyet kuralı gibi medeni hukukun temel kuralları yer almaktadır. Sonrasında ise kişiliğin başlangıcı, kişilerin ehliyeti (hak ve fiil ehliyeti), hısımlık, yerleşim yeri (ikametgah), ad, kişiliğin korunması ve kişiliğin sona ermesi, kişisel durumların kişisel durum siciline kaydedilmesi gibi konular düzenlenmektedir. Kişiler hukuku gerçek kişileri ve özel hukuk tüzel kişilerinden dernekleri ve vakıfları kapsamaktadır. Özel hukuk tüzel kişilerinden bir kısmı olan şirketler ise Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş ve o hukuk bölümünde incelenir. a. Medeni Hukuk İkinci kısım aile hukukudur. Burada aile hukuku ilişkileri düzenlenir. Buna göre ailenin kurulmasına ilk adım olan nişanlanma ve sonuçları, evlilik sözleşmesi, ailede karı kocanın hak ve yükümlülükleri, evliliğin sona ermesi (ayrılık, boşanma, evliliğin feshi vs.) ve sonuçları, ana, baba ve çocuklar arasındaki bağı ifade eden soybağı (nesep), evlilikte mal rejimleri aile hukukunun konuları arasında yer almaktadır. a. Medeni Hukuk Üçüncü kısım miras hukukudur. Miras hukukunda ölen kişinin hayattayken sahip olduğu malvarlığı değerlerinin yada borçlarının kim/kimlere kalacağı düzenlenmiştir. Bu çerçevede yasal mirasçılık (örneğin, ölenin altsoyu, ana baba, eş, devlet vs.), atama yoluyla mirasçılık, miras sözleşmesi ve vasiyetname gibi ölüme bağlı tasarruflar, mirasın paylaştırılması ve mirasçıların sorumluluğu yer almaktadır. a. Medeni Hukuk Dördüncü kısım eşya hukukudur. Kişilerin taşınır ya da taşınmaz mallar üzerindeki hakları eşya hukukunun konusudur. Eşya üzerindeki haklar mülkiyet ya da sınırlı ayni haklardır. Mülkiyet, eşyadan yararlanma, kullanma ve üzerinde tasarrufta bulunma bakımından en geniş yetkiler veren mutlak bir ayni haktır. İrtifak veya rehin hakları ise sınırlı ayni hak olarak nitelendirilirler ve bunlar da yine eşya hukukunun diğer konuları arasında yer almaktadır. b. Borçlar Hukuku Borçlar hukuku, kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Aslında borçlar hukuku yukarıda incelenen medeni hukukun bir bölümüdür. Ancak borçlar hukuku ayrı bir kanunda düzenlenmiştir. Borçlar hukukunun ayrı bir kanunda düzenlenmesi tarihsel nedenlere dayanmaktadır. Sonuçta da, borçlar hukuku medeni hukukun bir bölümü olsa da ayrı olarak incelenmektedir. Bu ayrılık özde değil şekildedir. Yoksa borçlar hukuku medeni hukukun bir parçasıdır. Borçlar hukuku ilk önce 1926 tarihinde kabul edilen 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (BK) düzenlenmişti. Bu Kanun 2012 Temmuzuna kadar yürürlükte kalmış, Temmuz 2012’den itibaren ise çağdaş ihtiyaçlara cevap veren ve dili daha sade ve anlaşılır olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) yürürlüğe girmiştir. b. Borçlar Hukuku 1926 tarihli eski BK gibi 2012 tarihli yeni TBK da genel hükümler ve özel hükümler olmak üzere iki kısımdan oluşur. Genel kısımda kişiler arasında borç ilişkisinin doğması, kaynakları (sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme), hükümleri ve sonuçları ve borç ilişkisinin sona ermesi konuları yer alır. Özel kısımda ise kişiler arasında borç doğuran ve en sık rastlanan özel borç ilişkilerine yer verilmiştir. Bunlar satım sözleşmesi, kira sözleşmesi, bağışlama sözleşmesi, eser sözleşmesi, vekalet sözleşmesi, yayım sözleşmesi, kefalet sözleşmesi, hizmet sözleşmesi, adi şirket sözleşmesi gibi. Yeni TBK’nda eski kuralların büyük bir çoğunluğu muhafaza edilmekle birlikte bir takım yeni müesseseler de kanuna girmiştir. Örneğin, borca katılma, sözleşmenin devri ve sözleşmeye katılma, genel işlem şartları, ön ödemeli taksitle satış, pazarlama elemanları vs. c. Ticaret Hukuku Kişiler arasındaki ticari ilişkiler ticaret hukukunda düzenlenmektedir. Ticari ilişkilerin kendine özgü özelliklere sahip olması ayrı bir hukuk dalı olarak düzenlenmesinde etkili olmuştur. Ticaret hukukumuz ayrı bir kanuna, Türk Ticaret Kanunu’na sahip olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun bir parçası sayılmaktadır. Bunun sonucu olarak medeni hukukta geçerli kavram ve ilkeler ticari ilişkinin nitelik ve özüne aykırı düşmediği ölçüde ve ihtiyaç halinde ticaret hukukunda da geçerli olacaktır. c. Ticaret Hukuku Ticaret hukuku çok dinamik ve gelişmeye ve genişlemeye uygun bir hukuk disiplinidir. Bu nedenle ticaret hukuku temel kanun olan Türk Ticaret Kanunu’yla düzenlenmekle birlikte pek çok sayıda özel kanun da mevcuttur. Örneğin Sermaye Piyasası Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Faiz Kanunu, Ticari İşletme Rehni Kanunu gibi. c. Ticaret Hukuku Türkiye’de cumhuriyetin ilanından bu yana 2012 Temmuz’unda yeni Türk Ticaret Kanunumuz (6102 sayılı TTK) yürürlüğe girinceye kadar 1926 ve 1957 tarihli Ticaret Kanunu geçerli olmuştur 2012 tarihli yeni TTK altı kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısım ticari işletme kitabıdır. Burada ticari işletme, ticari iş, ticari hüküm ve ticari yargı, tacir, tacir olmanın sonuçları, tacir yardımcıları, ticaret sicili, ticaret unvanı ve işletme adı, ticari defterler ve cari hesap konuları düzenlenir. c. Ticaret Hukuku İkinci kısım şirketler hukuku kitabıdır. Burada ticaret şirketleri hakkında genel hükümler, kollektif şirketler, komandit şirketler, anonim şirketler, limited şirketler ve kooperatifler yer almaktadır. Kooperatifler ayrıca Kooperatifler Kanunu’yla da düzenlenmiştir. Üçüncü kısım kıymetli evrak hukukudur. Bu kitapta kıymetli evrak hukukuyla ilgili genel hükümlere ve ağırlıklı olarak kambiyo senetlerine yani poliçe, bon ve çek’e yer verilmiştir. Çek konusu ayrıca Çek Kanunu’yla da düzenlenmiştir. c. Ticaret Hukuku Dördüncü kısım taşıma hukuku kitabıdır. Bu kitapta karayolu üzerinden yük ve yolcu taşınması, taşınma eşyası taşınması ile taşıma işleri komisyoncusu konuları yer almaktadır. Beşinci kısım deniz ticareti hukukudur. Deniz ticareti kitabında ticari anlamda gemi, bağlama limanı, bayrak çekme hakkı, donatan, kaptan, deniz yoluyla yük ve yolcu taşımacılığı, müşterek avarya, çatma, gemi alacağı, deniz alacağı, donatanın sorumluluğu, deniz cebri icra hukuku vs. konuları düzenlenmektedir. Altıncı kısım ise özel sigorta hukukudur. Altıncı kitapta da ilk önce özel sigorta sözleşmeleri hakkında genel hükümlere yer verilmiş ve daha sonra mal ve can sigortalarıyla ilgili çeşitli özel hükümler düzenlenmiştir. Özel sigorta hakkında başka kanunlar da mevcuttur. d. Devletler Özel Hukuku Devletler özel hukukuna milletlerarası özel hukuk da denir. Ayrıca kanunlar çatışması da denebilir. Bu hukuk dalının konusu yabancılık unsuru içeren özel hukuk ilişki ve uyuşmazlıklarına hangi ülkenin hukuk kurallarının uygulanacağının ve hangi ülkenin mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlenmesidir. Örneğin, Türkiye’de tatilde bulunan iki Fransız vatandaşının Antalya Asliye Hukuk Mahkemesinde açacağı bir boşanma davasında Fransız ya da Türk hukukunun uygulanacağının belirlenmesi ya da bir Türk işadamı ile bir Amerikalı işadamı arasında yapılan bir satım sözleşmesiyle ilgili uyuşmazlığa Amerikan ya da Türk Hukukunun uygulanacağının ve yetkili mahkemenin saptanması devletler özel hukukunun konusudur. d. Devletler Özel Hukuku Devletler özel hukuku özde bu türden konularla ilgilenmekle birlikte dört bölümde incelenir. Bunlar, vatandaşlık hukuku, yabancılar hukuku, kanunlar çatışması ve milletlerarası usul hukukudur. Bunlardan ilk ikisi esasen kamu hukuku konuları olmaya daha yatkındır. Ancak Türkiye’de vatandaşlık ve yabancılar hukukunun devletler özel hukuku kapsamında incelenmesi ve öğretilmesi öğretide benimsenmiş ve yaygınlık kazanmıştır. Diğer iki ise kanunlar çatışması ve usul hukuku klasik ve öz devletler özel hukuku konularıdır. d. Devletler Özel Hukuku Türkiye’de devletler özel hukukunun temel kaynağı 2007 tarihli Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’dur. Yabancılar ve vatandaşlık hukuku ile ilgili özel yasalar da mevcuttur. 3. Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Arasında Kalan (Karma) Hukuk Dalları Farklı bazı sebeplerle bazı hukuk dalları, hem özel hukuka ham kamu hukukuna ilişkin hükümler içerirler. Bu dallara fikri mülkiyet hukuku, hava hukuku, iş hukuku, bankacılık hukuku, toprak hukuku, çevre hukuku, hava hukuku örnek olarak gösterilebilir. a. İş Hukuku İş hukuku hizmet ilişkilerini düzenleyen bir hukuk bir hukuk dalıdır. Ham kamu hem özel kesimdeki işçi ve işveren ilişkileri, nitelikçe özel hukuk ilişkisi olmakla birlikte, günümüzde devletin iş hayatını emredici kurallarla düzenlemesi iş hukukunu salt özel hukuktan kamu hukuku alanına kaydırmaktadır. İş hukuku özellikle işçilerin hukuksal durumlarının düzenlenmesi ve işverenlere karşı korunması ihtiyacından doğmuştur. İş hukuku işçi ve işverenlerin devletle olan ilişkilerini de düzenler. Toplu iş sözleşmesi, sendika, grev, lokavt gibi önemli konular iş hukukunun uğraştığı konular arasında yer almaktadır. a. İş Hukuku Bireysel ve toplu iş hukuku ile ilgili konular Borçlar Kanunu; İş Kanunu; Sendikalar Kanunu; Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nda düzenlenmiştir. İş hukukunun bir diğer yönü de sosyal güvenlik hukukudur. Kişiler hayatı boyunca işsizlik, hastalık, kaza, yaşlılık ve ölüm gibi çeşitli risklerle karşı karşıyadır. Bu riskler gerçekleşirse kişiler gelir kaybına uğrar. a. İş Hukuku Kişinin Hayatını sürdürebilmesi için ise bu kişiye yardım edilmesi icap eder. İşte sosyal güvenlik denilen sistem kişilerin geçici veya daimi gelir kaybına uğramaları ihtimaline karşı önceden önlem almaya yönelik bir fondur. Sosyal güvenlik hukuku bu sistemi inceler. Sosyal sigorta sistemi sayesinde bahsedilen risklerin gerçekleşmesi ve niteliğine göre düzenli gelir bağlanır veya yapılan tedavi masrafları gibi giderler karşılanır. b. Fikri Mülkiyet Hukuku Fikri mülkiyet hukuku insanların zihinsel aktiviteleri neticesinde ortaya çıkardıkları yapıtlar veya buluşlarla ilgilenir. Bilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar, sinema ve benzeri eserler üzerindeki haklar fikri mülkiyet hukukunun fikri hukuk kısmının konusudur. Fikir ve sanat eserleri Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile koruma altına alınmıştır. Marka, patent (buluşçu hakkı), faydalı model (küçük buluşlar üzerindeki hak), tasarım, yarı iletken çipler ve yeni bitki türleri üzerindeki ıslahçı hakları ise sınai (endüstriyel) haklar olarak fikri mülkiyet koruması altındadır. Sözü edilen bu haklarla ilgili ayrı ayrı kanun hükmünde kararnameler ve kanunlar vardır. c. Bankacılık Hukuku Ticaret hukukunun yanında kendine özgü kuralları ile bankacılık hukuku gelişmiştir. Tasarruf sahiplerinin korunması amacıyla bankacılık alanına da emredici kurallar (kamu hukuku kuralları) konulduğu için bugün banka hukuku karma bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının en önemli kaynağı Bankacılık Kanunu’dur. d. Hava Hukuku Hava yolu ile taşımacılığın gelişmesi hava hukukunun doğmasına neden olmuştur. Devletlerin kara ve deniz ülkeleri üzerinde bulunan havada egemenlik haklarının bulunması hava trafiğini karmaşık bir duruma getirmektedir. Hava taşımacılığı ile ilgili kurallar hava hukukunu oluşturmaktadır. Hava trafiği hem kişililer arasındaki hem kişilerle devlet arasındaki hem de devletler arasındaki ilişkileri kapsamaktadır. Hava hukukunun yanında bir de uzay hukukundan söz edilmektedir. Uzay hukuku hava katmanının üstünde bulunan uzaydaki trafiği ve kullanımı düzenleme amacına yöneliktir. e. Çevre Hukuku Çevre hukuku doğal çevrenin korunmasına yönelik hukuksal tedbirlerin oluşturduğu yeni bir hukuk dalıdır. Anayasamıza göre bireylerin sağlıklı ve dengeli bir ortamda yaşamalarını sağlamak, çevrenin kirlenmesini önlemek, devletin ve bireyin ödevidir. Çevre hukuku ile temel düzenleme Çevre Kanunu’dur. Bu kanunun amacı çevrenin korunması, iyileştirilmesi, doğal kaynakların en uygun bir biçimde kullanılması, su, toprak ve hava kirliliğinin önlenmesidir. Milli Parklar Kanunu çevre hukukunu düzenleyen bir diğer yasadır.