birinci bölüm 1 “marka” olma hikâyesi... 1 Marka nedir ne de⁄ildir ? i, l i g l i a l y “Marka ayal edersin, ih n i ğ in i t s t r e e t u s z i r i a in ğ i t t e l a a hay d n u n o ve s n.” ı s r ı t a r i ya n i ğ i d e ist Aslında marka merkezli tüketim anlayışımız daha da geçmişe, hatta çocukluğumuzda bize anlatılan masallara dayanıyor. Ne de olsa, Külkedisi, Rapunzel, Pinokyo, Bremen Mızıkacıları, Çirkin Ördek Yavrusu, Kaplumbağa ve Tavşan, Midas’ın Kulakları, Alaaddin’in Sihirli Lambası gibi masallarla büyüyen çocuklarız. Günümüz kadınının vazgeçilmez alışveriş alışkanlığının ayakkabı almak olduğunu söylesek kimse itiraz etmez sanırım. Sizce, Külkedisi’nin talihsizliğinin sihirli bir ayakkabıyla değişmesini anlatan masalı gerçek hayatımızda yaşamaya mı çalışıyoruz? Hayallerimizi yeni bir çift ayakkabıyla mı yakalamaya çalışıyoruz? Ya da Rapunzel’in bir kuleye hapsedilmesiyle başlayan masalın, saçlarının güzelliğinin ve o muazzam saçlarının bir erkeği ona nasıl âşık ettiğinin hikâyesiyle devam etmesi size ne anlatıyor? Mükemmel saçlarınız varsa, sevgiliniz sizi 10 yıl görmese bile, neredeyse bir gökdelen yüksekliğindeki bir kuleye tırmanıp sizi kurtarmayı göze alır. Yani bu masal aslında görselliğin ve buna yapılacak yatırımların en umulmadık kapıları bile açacağını işaret etmiyor mu? Masallar aslında tüketim alışkanlıklarımızla ilgili ipuçları mı veriyor? Masallarla çocukluğumuzda zihnimize işlenen davranışlar, tüketim alışkanlıklarımızı, hatta marka tercihlerimizi belirliyor olabilir mi? 13 Günümüzde, satın alma eyleminin odak merkezi haline gelen marka, tüketici üzerinde güven ve duygusal bağlılık yaratarak satın alma davranışını etkileyen bir kavramdır. Bir markanın gücü, tüketici zihninde satın alma davranışını etkileme yeteneğinde gizlidir. Markanızla bağ kuran tüketici, onun için mutlu ve sadık bir müşteri kategorisine girer. Tüm bu duygular içinde olan tüketici, fısıltı gazetesi ile markanız hakkında olumlu mesajlar paylaşıp onu yüceltebilir ve çok sayıda insanı markanız hakkında konuşmaya teşvik edebilir. Tabii tüm bunların tam tersi de mümkün elbette; unutmayın ki, tüketiciler alışveriş yaparken sadece ürünü değil, algıyı da satın alırlar. Bir yarışmada Tanrı Apollon’u değil de rakibi Pan’ı tutan Kral Midas, Apollon tarafından eşek kulaklarıyla cezalandırılır. Bu cezaya karşı gelemeyen Midas, kulaklarını saklayacak bir başlık giyerek gezer ve saçlarını kesen berber dışında kimse bu kusurdan haberdar olmaz. Fakat zaman içinde bu sır berbere ağır gelmeye başlar. Sazlıkların arasına kazdığı bir çukura gidip “Midas’ın kulakları eşek kulakları” diye fısıldayarak sıkıntısını bir nebze olsun hafifletmeye çalışır. Ne de olsa, Midas’ın sırrını biriyle paylaşıp ona ihanet etmiyordur. Fakat bilmediği şey, rüzgârın, onun fısıltılarını uzaklara taşıdığıdır. Böylece herkes Midas’ın sırrını öğrenir. 14 İşte günümüzde eylemin ve tüketici ilgisinin nesnesi olan markaların kusurlarını gizleme çabası da Midas’ınki kadar nafile bir hale geldi... Hatta eylemin ağırlık merkezindeki bu değişim o kadar ciddi bir hal aldı ki, tüketiciler fısıltı gazetesiyle yeni bir markayı yüceltebilirken, en ufak bir memnuniyetsizlikte kötüleme hakkına da sahip oldular. Pazarlamanın merkezinde bulunan kavram markadır. Tüketicinin zihninde marka ancak iyi bir pazarlama stratejisiyle oluşur. Marka merkezli satın almanın adresi olan internetin hayatımızın her alanında kendine bir yer bulmaya başladığı son 10 yılda, tüketici olan bizler birçok markayı neredeyse yedi yirmi dört takip eder bir hale geldik. Hatta bu durumu biraz daha abartan bazı tüketiciler, neredeyse markayla yatıp markayla kalkmaya başladı. Tüm bunların çıkış noktasına baktığımızda tüketicileri bu kadar marka bağımlısı yapan şey, o marka için oluşturulan özendirme çalışmaları oldu. Bu özendirme çalışmaları genellikle hedef müşteri için planlanan pazarlama stratejilerinin ta kendisidir. Tüketicilerin bu özendirme enerjisini lehine çevirmeyi başaran markalar, kendilerine popüler bir yer edinirken, ilgi çekmeyi başaramayanlarsa, yok olup gitmekte. Şunu unutmamak gerekiyor, tüketici çok çabuk sıkılır. Markaların yapması gereken, onların ilgisini ve merakını her zaman sıcak tutmaktır. Aksi takdirde, fısıltı gazetesi devreye girer ve müşteriniz hemen farklı bir markaya kayar. Peki, marka aslında nedir? Marka olma hikâyesine öncelikle markanın ne olduğu ve ne olmadığını tanımlayarak başlamak yerinde olacaktır. Marka ne değildir sorusuna cevap ararken, bütünün kendisini düşünelim lütfen. Bir bütünün parçaları; hiçbir zaman tek başına marka değildir. Markanın sadece bir logo olduğunu düşünenler azımsanmayacak kadar çok olsa da, logo hiçbir zaman bir marka değildir, sadece marka için oluşturulan bir simgedir. Marka nedir sorusunu da “Tüketicinin zihninde oluşan, orada yaşayan ve onların algılarını geliştiren, büyük harfle başlayan bir isim” olarak cevaplamak daha doğru olabilir. Bütün ve parça ilişkisi üzerinden bir tanım yapmak gerekirse de şöyle diyebiliriz: Piyasadaki benzerlerinden ayırabilmek için kullanılan isim, sembol, tasarım veya bunların çeşitli kombinasyonları markadır. Bir bütünün içerisinde özel olarak hazırlanan bir parçayı veya bir öğeyi farklılaştırmaya ve ön plana çıkarmaya yarayan eylemlerin bütünü dememiz de mümkündür. 2 Marka nasıl yaratılır ? Bunun cevabı, markanıza vereceğiniz isimin, uzun yıllar sizinle beraber hep yaşayacak olmasıdır. Tüketicinizle markanız arasında kuracağınız güçlü bağ, markaya vereceğiniz isimle adlandırılır. Tüketici o ismi ne zaman duysa, beyninde markanızla ilgili hep bir çağrışım olacaktır. Jack Trout’un dediği gibi, alabileceğiniz en önemli pazarlama kararı, bir ürüne ne ad vereceğinizdir. Aynı zamanda, markanız için seçeceğiniz isim, onun kaderini belirleyecektir de diyebiliriz. Doğru isim, markanızın bilinirliğini arttırmayı kolaylaştırmakla birlikte, marka imajınızı yaratmak konusunda da her zaman size yardımcı olacaktır. Tüm bunları oluştururken vereceğiniz en önemli markalama kararı, Al ve Laura Ries’in Marka Yaratmanın 22 Kuralı kitabında da bahsedildiği gibi, ürün ya da hizmetinizin isminin ne olacağıdır. Bir markanın hayatta kalabilmesi ve başarılı olması için, kısa vadede benzersiz bir fikir veya kavrama sahip olması gerekir. Yeni bir kategoride ilk olması gerekir. Zihinlerde bir kelimeye sahip olması gerekir. Ancak uzun vadede, fikir ve kavram uçup giderek, benzersiz ve ilk olma kavramı önemini yitirir. Geriye kalan tek şey markanıza verdiğiniz isim olur. Uzun vadede markanızı başarılı kılan da ona verdiğiniz isimdir. Markanıza vereceğiniz isim, güvenirlik ve ürün kalitesi konusunda mesajlar taşıyarak, tüketiciye seçimleri konusunda yardımcı olmalıdır. Tüketicinin, yarattığınız markaya karşı olumlu bir bakış açısına sahip olmasının yolu, marka farkındalığını, marka imajını ve marka kimliğini doğru mesajlarla tüketiciye ulaştırmaktan geçer. Marka Yaratmanın 22 Kuralı kitabında söylendiği gibi, bir markanın gücü, insanların satın alma kararlarını etkileme yeteneğiyle ölçülür. Ancak, bir paketin üstündeki marka ismiyle zihindeki marka ismi aynı şey değildir konusu aslında tüketicinin zihninde markayı nasıl inşa ettiğinizle alakalıdır. 19 Bir markanın varoluş amacı, tüketici zihninde lehine karar verdirebilmektir. Bu kararı, ürünün ya da hizmetin özellikleri hakkında doğru bilgilendirmeler ve sinyaller vererek yapabilir. Piyasaya yeni çıkan bir markanın; ilk, benzersiz ya da en azından farklı olması, tüketicinin algısını, onu kabullenmesini ve zihinlerde kolay yer edinmesini sağlar. Ve zaman içinde bu yerin adı, tüketiciye vereceğiniz doğru mesajlarla birlikte markanızın ismiyle anılmaya başlar. Yani markanızın ismi; ürünlerinizle, hizmetlerinizle, standartlarınızla, duruşunuzla, yatırımlarınızla birlikte bu alanı tanımlamaya başlar. Basit ve akılda kalıcı bir marka ismi sayesinde tüketicinin zihnine girmeyi başarırsınız. Bilgisayarda bir şeyi silmek istediğinizde işiniz çok kolaydır. Oysa tüketicinin zihninde bir şeyi değiştirmek bu kadar kolay değildir. Tüketici bir karara vardıysa, onu değiştirmek çok zordur ve bu kararı değiştirmek oldukça büyük bir bütçe ve neredeyse sonu gelmez bir çaba gerektirir. 20 Marka ismini belirledikten sonra yapılan en büyük hatalardan biri de, marka ismini her şeye koymaktır. Marka Yaratmanın 22 Kuralı kitabında da bahsedildiği gibi marka isminizi her şeye koyarsanız, markanızın isim gücünü yitirirsiniz ve markanızı kendi kendinize baltalarsınız. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Bir markanın isim gücü, marka genişleme alanıyla ters orantı olmalıdır. Bu noktada akla ilk gelen örnek Apple ve iPad/iPod/iPhone ilişkisidir. Bir pazarlama dehası olan Steve Jobs, bahsettiğim hataya düşmemek için, çığır açan ürün serisinin adını markanın adından farklı tutmuştu. Jobs’ın ardından Apple’ın CEO’luğunu üstlenen Tim Cook ise, markalama sürecinde Jobs’dan farklı düşündüğü için, Apple’ın sistemlerine entegre ettiği ödeme sistemini “iPay” gibi alışageldiğimiz şekilde isimlendirmektense, Apple Pay olarak adlandırmayı tercih etti. Elbette markanız Apple gibi dünyanın her yerinde kabul görmüş bir marka olduğunda, markalama konusunda daha serbest ya da kural dışı davranmak mümkündür. Bir markanın isim gücü, marka genişleme alanıyla ters orantı olmalı Marka alanını ve algısını genişleterek kısa vadede ek satışlar elde etmek mümkün olsa da uzun vadede bu, markalama kavramının tersine işlemesine yol açar.Tüketicinin zihninde güçlü bir marka yaratmak ve pazarda konuşulan bir oyuncu olmak istiyorsanız, isminizi her şeye koyarak yeni ürünler veya kategoriler yaratmak yerine, markanızı ve ürünlerinizi daraltmak zorundasınız. Bunu konuyu Marka Yaratmanın 22 Kuralı kitabında yer alan iki örnekle açıklamak gerekirse; Birincisi; Procter & Gamble şirketi, çıkarttığı Crest diş macununun eskiden 38 Sku ile (Stock Keeping Unit/ stok birimi) diş macunu pazarının %36’sına sahipken, bugün elinde yer alan çok fazla sku’la, pazar payını % 25’e düşürmüştür. Ürün/SKU ile arttırarak pazar lideri olamazsınız. Crest bu şekilde liderliği Colgate’e kaptırmıştır. Bu dönemde Al ve Laura Ries’in Crest için marka adına öngördüğü ürün ve kategori stratejisiyse, “Hiçbir diş macununun ağzımızdaki dişlerden daha fazla SKU’sunun olmasına gerek yoktur” yönündeydi. İkinci örnekse; Bir zamanlar Xerox düz kâğıda fotokopi yapabilen ilk marka olarak zihinlerde yer etmişti. Müşteri algısı da bu yöndeydi. Fakat firma bir yenilik yapmak istedi ve bilgisayar üretip onlara da Xerox ismini vermeye karar verdi. Tüketicinin zihninde oluşturulmak istenen bilgisayar üreticisi algısı, Xerox firması için tam bir hüsran oldu. Xerox isminin tek başına güçlü olduğunu düşünmek hataydı. Sonuçta Xerox tüketicinin zihninde fotokopi demekti; bilgisayar kelimesi bir başkasına aitken, sırf adı Xerox diye hiçbir tüketici bilgisayar almazdı. 21 Markanıza vereceğiniz isim, güvenirlik ve ürün kalitesi konusunda mesajlar taşımalı 22 Marka olma hikâyesinde tek bir hedef vardır, o da bilinirliktir. Bu hedefe ulaşmak için izleyeceğimiz yol daima uzun ve meşakkatlidir. Marka olabilmek için öncelikle hedefinize doğru bir şekilde odaklanıp bu doğrultuda doğru rotayı seçmelisiniz. Peki, rotanızın doğru olduğunu nasıl bilebilirsiniz? Rakiplerinizden farklı olup olmadığınıza veya ne kadar farklı olduğunuza bakarak. Çünkü diğer markalar arasından sıyrılıp kendi kategorinizde farklılaşabilirseniz, bilinirlik hedefine ulaşmanız hiç kuşkusuz daha kolay olacaktır. Markaya vereceğiniz ismin yanı sıra, tüketiciye vereceğiniz vaatler konusunda da çok hassas davranmamız gerekir. Tıpkı eskiden bize anlatılan Fareli Köyün Kavalcısı masalında olduğu gibi. Bir muhtar köyünü istila eden farelerden kurtulmak için, bir ödül vereceğini vaat eder. Köyü farelerden kurtarıp ödülü almaya hak kazanan kavalcı hakkını almak istediğinde, muhtar vaadini yerine getirmez. Öcünü almak için harekete geçen kavalcı köyün tüm çocuklarını kendi tarafına çekerek köyden uzaklaştırır. Bunu gören halk endişelenir ve muhtarı dışlar. Muhtar yaptığı hatayı anlar ve kavalcıya vaat ettiği ödülü verir ve bir daha verdiği sözleri tutmamazlık etmez. Marka, tüketicilerin inandığı vaatlerdir. Vaatleriniz sizi öyle iyi tanımlamalı, marka algınızla öyle iyi bir uyum içinde olmalı ki, tüketici sizi kendiliğinden rakiplerinizden ayırt edebilmeli. Burada önceliğiniz, güven olmalı. Tüketicinizin, markanıza güven beslemesini gerektiğini tutarlı ve istikrarlı bir şekilde anlatıp bunu kabul ettirebilirseniz, markalaşma sürecini çok daha iyi yönetebilirsiniz. Tüketici zihninde algı oluşturmakla başlayan marka yaratma hikâyesi, nasıl algılandığınız, benimsediğiniz ve tüketicinin satın alma eylemini nasıl gerçekleştirdiğiyle doğru orantılıdır. Marka yaratmak, günümüzde büyük önem taşımaktadır. Marka yaratmak için ise ilk olarak bütünü parçalara ayırmakla başlayabilirsiniz. Bütünün içindeki parçayı, mümkün olduğu kadar daraltırsanız, daralttığınız parçadan bir marka yaratabilirsiniz. Marka yaratma bir analiz ve anlama sürecidir. Bu süreçte rakipleri ve daha önce rakiplerin neler yaptığını, mevcut pazarı, markanızın güçlü ve zayıf yönlerini ve müşteri beklentilerini çok iyi anlayıp doğru analiz ederek marka yaratmaya başlamanız gerekir. Bu anlama ve analiz sürecinde, ortaya çıkacak olan tespitler, bizi bir sonraki aşama olan, markamızı konumlandırmaya ve hedeflemeye taşır. Pazarı doğru şekilde anlayarak rakiplerimizden farklı bir hareket alanı belirlediğimizde, o hareket alanını kullanan tüketicilerin davranışlarını inceleyerek marka hedefimizi ve marka konumlandırmamızı oluştururuz. Hedefini ve konumunu belirlediğimiz markanın şimdi de marka kimliğini oluşturmamız gerekir. Hedef tüketicilerin beklentileri doğrultusunda marka kimliği oluşturulan marka için artık uygulama ve ölçümleme zamanı gelmiş demektir. Bir marka yaratıyorsunuz… Peki, bu marka ne kadar süre ayakta kalabilir? Markanızın ayakta kalabilmesi için, hızlı, güncel, insan kaynaklarına önem veren, nakit akışını iyi yöneten ve bağlantıları güçlü bir marka olması gerekir. Bunun için de markanıza bir sürü, yeni ürün veya hizmet ilave etmek yerine, belli başlı ürünlere veya hizmete odaklanmak gerekir. Tüketici alternatif ürün ister ama alternatifler arasında boğulmak da istemez. Markanızı bir sürü ürün ve kategori çeşitliliği ile genişletmek yerine, bir kategoriye odaklanıp daraltırsanız çok daha büyük başarılar elde edebilirsiniz. Bu da sizi hedefinize ulaştıracak olan bilinirliğin ve gücün anahtarıdır. Bugün bilinen tüm büyük markaların yıllar önce yaptığı şey budur. Bilinen ve güçlü markaların bugünkü konumları yerine, bu aşamaya gelene kadar geçtikleri yolları doğru yorumlamak çok önemlidir. 23 Markanızı bir sür ve kategori çeşitliliü ürün genişletmek yerine, ğiyle kategoriye odaklan bir ı p daraltırsanız çok daha büyük b a ş a elde edebilirsiniz.rılar Bir markanın büyüme hikâyesinde en büyük hata, geleneksel olanı yapmak, yani satılacak ürünleri arttırmak olur. Neden mi? Marka Yaratmanın 22 Kuralı kitabında yer alan örneklerle açıklayalım: “Bugün küresel bir perakende zincirine dönüşmüş olan Toys “R” Us eskiden mağazalarında çocuk ile ilgili birçok kategoriyi ve ürünü bir arada barındırıyordu. Şirket bu kategorilere ek olarak ciddi bir büyüme hedefi belirledi. Büyümek için daha fazla kategori ve ürün ilave etmek yerine mobilya, çocuk bezi, puseti ve maması gibi birçok kategoriyi markasından çıkartarak sadece oyuncak kategorisinde büyüme stratejisini benimsedi. Stratejinin başarılı olduğunu, Amerika’daki toplam oyuncak satışının yüzde 20’sinin Toys “R” Us mağazalarında gerçekleşmesinden anlayabiliriz. “Süpermarket ve lokantaların çoğu her şeyi bulundurmakla övünür. Ama insanların aklına gelmek için, odaklanmak daha doğru bir stratejidir. Starbucks kahve satar. Toys “R” Us oyuncak satar. Starbucks gıda alanında, Toys “R” Us perakende oyuncak alanında hedefini daraltmıştır. Her iki marka da kendi kategorisine hükmeder.” Hedefini iyice daraltan şirketlerin, tüm markalarıyla tüm kategoriye hükmetme şansları her zaman için daha fazladır. Microsoft dizüstü işletim sistemlerinin yüzde 90’una, Intel dünya mikroişlemciler piyasasının yüzde 80’ine sahiptir. Microsoft, dizüstü işletim sistemlerinin yüzde 90’una, marka hedef daraltmada beş adımlık bir başarı stratejisi uygular. ırla. Müşteri kitleni sın 1. Hedefini daralt: çük bir mağazada 3 bin çeşit ürün Kü p: ya ün çeşit ür vardır. 2. Azami stok r mağazada 10 bin bi k yü bü n, ke ur alı ucuza alırsan bulundur r ürünü veya bir m bi de ör kt Se : al a 3. Ucuz en kazanırsın. her zaman alırk uza satarsan a aldığın ürünü uc 4. Ucuza sat: Ucuz a sahip olursun. arjın tegori yerine güzel bir kâr m Birçok ürün veya ka tirir. : et km hü e riy go 5. Kate kârlık ge e hükmetmek sana tek bir kategoriy 25 26 Hedefi daraltmanın anlamı sınırlı alanda ürün satmak ve dolayısıyla da düşük ciro elde etmek değildir. Kategoriyi daraltarak markanızı genişletebilirsiniz. Bunu çok bilindik bir örnekle açıklayalım: Müşterilerin her gün tercih ettiği ve haftada otuzla kırk milyon arasında müşteriye hizmet eden, her gün yedi yeni dükkân açan, her hafta bin beş yüz kadar kişiyi işe alan Starbucks, mağazalarında otuz çeşit kahve sunmaktadır. Evet, Starbucks otuz çeşit kahveyle müşterilerinin keyifli bir zaman geçirmelerini sağlamak için ideal ortamı yaratmayı hedeflemektedir. Kahve ve kahve çeşitlerine odaklanan marka, sadece kahve satarak, bir bütünü parçalara ayırmış ve içinde bulunduğu hedefini daraltmıştır. Hedefini daraltarak hizmetini ön plana çıkartan marka, sektörde hedef daraltma ve hizmet kalitesini arttırma konusunda öncü olmuştur. Charles Duhigg’in Alışkanlıkların Gücü adlı kitabında, Starbucks’ın marka stratejisi kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Starbucks CEO’su Howard Behar, “Biz insanlara servis yapan bir kahve işletmesi değiliz. Kahve servisi yapan insan işletmesiyiz. İşletme modelimizin tamamı olağanüstü müşteri hizmetine dayalıdır. Olağanüstü müşteri hizmeti yoksa biz de yokuz demektir. Önemli olan müşterinin rahat etmesi ilkesiyle hareket eden markamız, müşterilerinin kötü bir deneyim yaşamamasını engellemek için elinden geleni yapmaktadır.” demektedir. Amerika’da müşterilerin en küçük memnuniyetsizliğinde, Starbucksların tamamı aynı gün içerisinde üç saat boyunca kapatılır. Bunun sebebi olarak da, “Müşteriler eskisi gibi memnun değiller ve çalışanlara bu üç saat boyunca eğitim verilecektir açıklaması yapılır. Tabii burada “Siz değerli müşterilerimize, daha kaliteli hizmet vermek için gereken her şeyi yaparız” mesajını vermeyi amaçlarlar. 27 3