M. Meclisi B : 126 . siyasi 'İktidar, sosyal 'ye. elkonamijk görüşlerini 'bütün yurt ölçüsünde gerçekleştirmek zıorundadır. Bu zorunluluk ısiyaşi iktidarların dayanağı­ nı .ıte/Jkil, eden sosyal güçlerin 'temayülleri ve tercillileri ica'bndır. B'ir Siyasi i'kıt'idarm, bir gölge­ de özel sektörcü, bir diğer bölgede Devlötçi olüiamnı istemek eğer bir bilgisizlik eseri değilse mutlaka Doğu 'bölgesinin faıkir halikını avutma­ yı öngören b'ir politik oyundur. özel sektörcü iktidarların sosyal ihtiyaçlara öncelik vermesi ve dengeli bir gelişmenin. ola­ naklarını sağlaması heklenemez. Ancak günü­ müzde gittikçe bilinçlenen emekçi sınıf ve taba­ kalarla onların siyasal örgütlerinin etkisi altın­ da bu iktidarlar da sosyal ihtiyaçlara göre bâzı tercihler yapmak zorundadırlar. Bu sebeple ileri Batı ülkelerinde dengesiz .gelişme sonucu ortala­ ma kalkınma düzeyinin gerisinde kalan gelişme­ miş bölgelerin kalkınması için bâzı çabalar sarf edildiğini görmekteyiz. İtalya'nın geri kalmış geri bölgesi için yapılan özel kalkınma plânları, Fransa ve Amerika'da geri kalmış bölgelerin kalkınması amaciyle, yetersiz de olsa, alman ted-. birleri, bu 'çabalar için birer örnek olarak göstebiliriz. Halbuki, ikinci Beş Yıllık Plânın hazırlan­ masında, piyasa ekonomisinin kuralları dışında sosyal ihtiyaçlara bir tercih tanınmamıştır. özellikle Doğu bölgesinin kalkınması için 'bu ku­ ralların dışında özel hiçbir tedbir öngörülme­ miştir. Plânın temel mantığı ile bir çelişmeye düşmeden ve onun özel sektörcü niteliğini boz­ mak Doğu bölgesinin kalkınmasındaki sosyal zorunluklar göz önünde tutularak hiç olmazsa Doğu'da kamu sektörünün sanayi yatırımları için uzun bir süre kârlılık ve verimlilik şartının aranmıyacağı ilkesini plâna koymak mümkün­ dür. Bunun yapılmamış olması, A. P. iktidarının . sosyal ihtiyaçlara öncelik verecek tarzda henüz etkilenemediğinin 'bir işaretidir. Geri kalmış Doğu bölgesinin kalkınması başlıbaşma bir hedef olduğu gibi, uzun vâdede sosyal ve ekonomik hayatımız üzerinde de olum­ lu, bir etki yapacak ve Türkiye'nin -genel kalkın­ masında müspet rol oynıyacaktır. Doğu kalkın­ ması ekonomik kaynaklarımızın harekete geç­ mesini, sosyal adaletin ve toplumumuzun.sosyal yapısında ileriye-doğru bünyesel bir değişikli­ ğin gerçekleşmesini < sağlıyacak,, ırkçı, turancı, 27 . 6 . 1967 O : 3 faşist akımların ayırıcı ideolojilerinin toplum hayatımızda yer etmesine engel olacaktır. Sosyal ihtiyaçlara öncelik veren kalkınma plânının hazırlanması bir iyiniyet işi değil, top­ lum yönetimi ile ilgili bir sistem meselesidir. Bu sebeple bölgeler arası dengesiz gelişmenin son bulması, .geri kalmış Doğu bölgesinin gelişmesi, Türkiye'nin Doğusu ve Batısı ile kalkınmış bir , ülke haline gelmesi, ancak insana değer veren ve halk yararına işliyen sosyal ihtiyaçlara önce­ lik tanıyan toplumcu bir iktidarın yönetimi ile mümkündür. Anayasamızın getirdiği sosyal ve ekonomik hakların toplum hayatında yaşantı haline gelmesi ve dengeli, adaletli, süratli kal­ kınmayı gerçekleştirecek bir kalkınma plânı da ancak bu nitelikte bir iktidar tarafındın ger­ çekleştirilebilir. Halktan yana, toplumcu 'bir düzende toprak yapılarak halkın bizzat işliyeceği top­ rağa kavuşması, tarımısal teknik ve kredi ile do­ natılması, Devlet eli ile geri kalmış bölgelere . öncelik tanımak suretiyle bütün altyapı yatırım­ ları ile birlikte süratli bir sanayileşmenin ger­ çekleştirilmesi ve halk yararına işliyen bir eği­ tim ve kültür seferberliği ile Doğunun kalkın­ ması mümkündür. Esasen Doğu kalkınmasının bilime dayanan tek yolu da budur. v reformu Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi' toplum hayatında her sosyo - ekonomik alt yapının bir de ideolojik üst yapısı vardır. Bu üst yapı te­ mel ekonomik yapıya dayanmakla, beraber müt&kabil.en altyapıyı. etkiler, hattâ bağımsız bir akım olarak toplum 'hayatında etkili bir rol oy­ namakta devam eder. Bugün Türkiye'de Doğu bölgesinin geri kalmış olduğundan bahsetmek ve bunu gidermek için tedbirler istemek âdeta bir suç olarak görülmekte,, hiç olmazsa bu talep sahiplerine, şüpheli gözlerle bakılmaktadır. Ni­ tekim İkinci Beş Yıllık Kalkınma Plânının Büt­ çe ve Plân (Komisyonunda yaptığı takdim konuş­ masında Sayın Başbakan JDemirel «'Greri kalmış bölgelerin kalkınması bir tefrik yapma anlamın­ da kullanılamaz.» diyerek hu hususa özellikle • parmak hasmak ihtiyacını duymuştur. Halbuki geri kalmış bölgelerin özellikle Do­ ğu 'bölgesinin kalkınmasını iste-melt bir tefrik yapmak* değil, aksine tarihî gelişim içinde mey­ dana 'gelen farklı gelişmenin ortadan kalkmasın* :. istemektir, Dengesiz gelişmeye karşı çıkmak:,