TELEFONLA İLETİŞİME FARKLI BİR BAKIŞ Karşımızdaki kişiye derdimizi anlatmak, onun düşüncelerini öğrenmek, birbirimizi anlamak...İletişim bütün bu kavramları kapsayan, geniş bir olgu. İletişimin değerinden ve öneminden bahsetmeye gerek yok. Sadece biz insanlar arasında değil, tüm doğada bir iletişim var aslında. Ve bu iletişim sayesinde, tüm canlılar hayatlarını kolaylaştırıyor. İletişim sayesinde teknoloji ve bilim bugün bu kadar ilerlemiş durumda. Günümüzde hepimizin kullandığı, çok çeşitli iletişim araçları mevcut: Televizyon, mektup, gazete, dergi, internet... Tüm bu iletişim araçları içinde, telefonun ayırt edici özellikleri var. Telefon konuşmasında iletişimin güçlü yardımcıları, jest ve mimikler, yanımızda olmazlar. Sesimizle baş başayızdır, tek iletişim kanalımız odur. Yüz ifademizle, hareketlerimizle anlatabileceğimiz durumları sadece ses tonumuzla anlatmak zorundayızdır. Bunu başarmak, çok kolay bir şey değil aslında. O nedenle, yüz yüze yapılan konuşmaların yerini tutamaz telefon görüşmeleri. Ama zaten, telefonun icat ediliş amacı, yüz yüze görüşmemiz mümkün olmayan insanlarla iletişim kurabilmemizi sağlamak değil mi? Bu durumda bize düşen, sadece ses tonumuzla iletişimi olabildiğince başarılı bir şekilde kurmaya çalışmak. Hepimiz daha önce yaşamışızdır: Bir telefon çalar, heyecanla telefona koşar, kim arıyor diye bakarız. Arayan kişi sesine hasret kaldığımız biriyse sevinçten dört köşe oluruz bir anda. Onunla konuşabilmek, ona olan özlemimizi gidermek açısından çok önemlidir bizler için. Onu göremeyiz evet, ama görmüş kadar oluruz bazen. Neler yaptığını, nerede olduğunu öğrenme imkânına erişiriz. Bütün bunlar, telefonun iletişime katkısını ve bize sağladığı kolaylıkları biraz olsun özetliyor. Düşünüyorum da, telefonla konuşmak çok basit gibi gözüken, ama çok değerli bir olay. Başka şehirdeki, hatta başka ülkedeki tanıdıklarımızla görüşmenin mutluluğunu tadıyoruz telefonlar sayesinde. Hatta artık, devrimizin “akıllı” telefonları sağolsun, görüntülü konuşma imkanımız bile var. Telefonlar, iletişimde gerçekten de önemli bir role sahip. Telefonun iletişime katkısı çok fazla evet. Ama, telefon konuşmalarının tabiri caizse çok “sakat” bir yanı da var. Çünkü ifade edeceğimiz duyguyu, sadece ses tonumuzu kullanarak, doğru bir şekilde ifade etmek zorundayız. Günlük yaşamımızda kurduğumuz diyaloglarda, mimik ve jestlerimiz sayesinde, sözcükleri tam olarak doğru seçmesek bile karşımızdaki kişi bizi anlayabilir. Vücut dili, bir çoğumuzun tahmin ettiğinden daha etkilidir. Telefon konuşması esnasında vücut dili ve mimikler olaya dahil olmadığından, konuştuğumuz kişinin bizi yanlış anlama ihtimali oldukça artar. Espriyle söylediğimiz bir şeyi ciddiye alıp bize kırılabilir, hatta konuşmanın önemli bir anında hattın kesilmesiyle söylediğimiz şeyi bambaşka şekilde algılayabilir. Bence bu noktada bize düşen, tane tane ve anlaşılır konuşmaktır. Herkes ses tonunu ayarlama konusunda çok başarılı değildir, ama yine de elimizden gelen çabayı göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Telefon konuşmalarını her zaman samimi olduğumuz insanlarla yapmıyoruz. Bazen müdürümüzle, patronumuzla, başka ülkeden satış temsilcisiyle vs. görüşme yapmamız da gerekiyor. Özellikle bu tarz durumlarda iki kat dikkatli olunması gerek. Çünkü, burada yapılacak hatalar, daha önemli sonuçlar doğurabilir. Bence e-posta, iş görüşmeleri için telefona oranla daha doğru bir seçim. Tabii ki e-posta yazarken de kullandığımız sözcükleri doğru seçmemiz gerekiyor, orası ayrı. Telefonun artı yönleri saymakla bitmiyor, ama ben eksi yönlerine medyada pek fazla değinilmediğini düşünüyorum. Buradan yola çıkarak, böyle bir yazı yazmak istedim. Ayrıca, telefonla konuşmayı çok seven bir insan olarak, kendi izlenimlerimden de yararlandım. İletişim hassas bir olay bence. Sizin söylemek istediğinizle karşı tarafın anladığı şeyler bazen çok farklı olabiliyor. Hatta bazen iki insan, aynı sözlerden farklı anlamlar çıkarabiliyor. Telefon konuşmalarında iletişim daha da hassaslaşıyor. Kısacası, telefon iletişim için çok kıymetli, aynı zamanda tehlikeli bir araç. Teknolojinin bize sağladığı bu imkândan tabii ki yararlanacağız, ama dikkat etmemiz gereken şeyler de yok değil. Barış EYMÜR / TURK 101 -31