1 MENOPOZ DÖNEMİNDEKİ BAYANLARDA SEKİZ HAFTALIK AEROBİK EGZERSİZİN KALPTE MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER Selma KARACAN ∗ Serkan HAZAR ∗ ∗ ÖZET Sekiz haftalık aerobik antrenman programının hormon tedavisi görmeyen menopoz dönemindeki sedanter bayanlarda kalbe ilişkin meydana getirdiği değişiklikleri EKG ile belirlemek amacıyla yapılan bu araştırma, 14 ü deney grubu, 11 i kontrol grubu toplam 25 sağlıklı–gönüllü, son bir yılda hiç adet olmamış deneklerin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Deneklere % 40-60’lık hedef kalp atım sayıları şiddetinde, sekiz hafta, haftada 3 gün , 30 - 45 dk arasında koş-yürü egzersizi yaptırılmıştır. Egzersiz öncesi ve egzersiz sonrasında gurupların EKG kayıtları alınmış, kayıtlar üzerinden kalbe ilişkin veriler mv, mm ve sn cinsinden okunarak değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmadan menopoz döneminin kalpte bazı olumsuz değişiklikler meydana getirdiği görülmektedir. Özellikle kalbin büyüklüğüne ilişkin kriterlerde ön ve son ölçümlerde kontrol gurubunda anlamlı azalmalar olduğu tespit edilirken deney gurubunun aynı ölçümlerinde bu değerlerin anlamlı olmasa da artmaya dönük ya da azalmanın daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular yapılan 8 haftalık aerobik nitelikli egzersizin menopoz dönemindeki bayanlarda kalbe ilişkin kayıpları durdurduğu ya da azalttığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Menopoz, EKG, Kalp, Egzersiz. ABSTRACT: This study which was carried out in order to determine the changes on heart by means of EKG on sedantery females of menopause period not having hormonal cure, caused by an eight-week aerobic training program includes 25 healty-voluntary females,14 in experiment group,11 in control group, not mensturating for the last one year. Experiment group participated in jogging-walking exercise program that was done 3 times per week and each session included 35-40 min. The Intensity of exercise was %40-60 of aimed heart rate. Resting ECGs of the groups were taken in the begining and at the end of eight-week program. Reports were evaluated in terms of mv, mm and scd. The study points out that menopause period has some negative effects on heart. Some significant decrease on the control group was seen in pre and post mesurament in terms of the criteria about the size of heart. However in the same measurements of the experimental group, results tend to increase insignificantly or decrease less than the control group. İt is determined that this eight- week aerobic exercise either blocks or decreases the loss related to the heart of females in the period of mensturation. Key words: menopause, EKG, heart, exercise ∗ Arş.Gör.Dr. Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Ankara. Arş.Gör. Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Ankara. ∗∗ 2 GİRİŞ VE AMAÇ Menopoz sözcüğü, Yunan men (ay) ve pausis (kesilme, ara) sözcüklerinden türetilmiştir Kadın üreme faaliyetlerinin sonlandığını haber veren adetlerin kalıcı olarak kesilmesine menopoz denir. Menstruasyonun kesilmesi, overde üretilen östrojen düzeylerinin endometrial tabakanın prolife için yetersiz kaldığını yansıtır (15). Egzersizin özellikle menopoz dönemindeki kadınlara yararı çok büyüktür. Menopoz döneminde kadınlarda birtakım fiziksel ve fizyolojik değişikliklerin olduğu bilinmektedir. Bu değişiklikler, endokrin sistem, vücut kompozisyonu, kardiovasküler sistem ve akciğer fonksiyonlarında gerçekleşmektedir. Over aktivitelerinin kaybı nedeniyle bu sistemler olumsuz yönde etkilenebilmektedir (16). Östrojen hormon salınımının belirgin derecede azalması, folikül-stimülan hormon ile luteinizan hormon seviyelerindeki dalgalanmalar, bayanları psikolojik olarak olumsuz yönde etkilemesinin yanı sıra bu dönemde birçok fizyolojik değişikliklerde yaşanmaktadır. Hareketsiz, sedanter bir yaşam tarzı da menopoz dönemindeki bu olumsuz etkilerin daha da artmasına neden olmaktadır. Kadınlık hormonu östrojenin, ateroskleroz ve koroner arter hastalığına karşı koruyucu etkisi vardır. Östrojenin kandaki HDL-K düzeyini arttırdığı ve LDL-K düzeyini ise düşürdüğü bilinmektedir. Menopozdan sonra, östrojen hormonunun salınımı büyük ölçüde azalır, ve bu durum da koroner arter hastalığı riskini arttırabilir (12,18,23). Östrojen yetersizliğine bağlı olarak kronolojik bir sıra ile yerleşen kendine özgü şikayetler, urogenital atrofi, uterus, deri ve mukozalar, kardiyovasküler sistem, iskelet sistemi, vücut ağırlığı ve meme bölgelerinde gerçekleşmektedir (3,15) Egzersiz bireyde hem akut hem de kronik birtakım değişiklikler meydana getirmektedir (11). Bu değişikliklerden biride kalp yapısında meydana gelen değişikliklerdir. Uzun süreli egzersiz kalbin daha ekonomik çalışmasını sağlayan birtakım adaptasyonlar meydana getirir (1,13,14). Kalp kası hem iskelet kaslarının hem de düz kasların özelliklerini taşır. İskelet kası gibi düzdür ve hızlı kasılır, düz kaslar gibi istem dışı çalışır ve otonom sinir sistemlerle aktivitesi düzenlenir. Kalp, kendisini uyaran tüm sinirleri kesilse dahi kasılmaya devam eden bir organdır. Kalp dokusu, uyarıları kalbin her tarafına yayan bir ileti sistemine sahiptir ve pacemaker ( adım attırıcı) adı verilen birtakım yapılardan oluşmuştur (13,14). Fiziksel egzersize kalbin cevabı yaş, cins ve kondisyon düzeyine göre değişiklikler göstermektedir. Ventrikül yükünün artmasıyla fetal hayatta var olup erişkinlikte kaybolan tüm protein izoformları ve tüm gen fenotipleri ortaya çıkar. Protein izoformlarının biri hariç diğerleri sadece embriyonel hayatta ve doğum sonrası kısa bir süre varolup sonra yerini erişkin izoformlara terkeden maddelerdir (25). Egzersizle birlikte hücre hipertrofisi yapıcı ve hipertrofiyi uyarıcı çeşitli 3 hormonlar salgılanarak dolaşımdaki miktarları arttırılır. Bu hormonlar kalpte hipertrofi oluşumunu başlatırlar. Kronik olarak yüksek strese maruz kalan kalbin başlıca uyum mekanizmalarından biri de kalp hipertrofisidir. Deneysel olarak kalbin işi arttırıldığında birkaç saat içerisinde hipertrofinin metabolik bulguları ortaya çıkmaya başlar. Özellikle endurans sporcularında şahıstan şahısa değişen boyutlarda hipertrofi görülür. Bu hipertrofi daha ziyade ventrikül büyümesi şeklindedir. Hipertrofiye uğrayan ventrikül tarafındaki atrium da ventrikül hipertrofisine paralel olarak hipertrofiye uğrar. Yapılan araştırmalar; atrium hipertrofisinin aynı taraf ventrikül hipertrofisiyle sıkı ilişkili olduğunu, fakat kombine ventrikül hipertrofisinde atriumun pek değerli bir kriter olmadığını göstemiştir (13,14). Egzersizin özellikle menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda yararı çok büyüktür. Fiziksel aktivitenin koroner kalp hastalıklarının gelişimini azaltmadaki potansiyel mekanizması; fonksiyonel iş kapasitesini geliştirmesi, kalp atım sayısı ve kan basıncını azaltması, vücut ağırlığını azaltması, lipid profillerini iyileştirmesi, fibrinolisisi (pıhtının çözülmesi) arttırması ve stresi azaltmasıdır. Egzersiz yapan kalp hastaları özellikle de koroner arter hastaları hastalıklarının semptomlarını göstermeden normal aktivitelerini sürdürebilirler (28). Yapılan çalışmanın amacı, menopoz dönemindeki sedanter bayanlarda hedef kalp atım sayılarının %40-60’ı şidettinde, sekiz haftalık, haftada 3 gün, 30-45 dakika arasındaki koş-yürü egzersizinin EKG de meydana getirdiği değişiklikleri tespit etmektir. MATERYAL VE METOD Araştırmaya Katılan Gruplar ve Özellikleri Sekiz haftalık aerobik antrenman programının hormon tedavisi görmeyen menopoz dönemindeki sedanter bayanların EKG lerinde meydana getirdiği değişiklikleri belirlemek amacıyla yapılan bu araştırma, 14 deney grubu, 11 kontrol grubu toplam 25 sağlıklı – gönüllü, son bir yılda hiç adet olmamış deneklerin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Deneklerden egzersiz yapmalarında herhangi bir sakınca olmadığına dair doktor raporu istenmiştir. Ayrıca, deneklerin sağlık hikayelerini öğrenebilmek için anket uygulanmıştır. Deneklere diyet programı verilmemiş, normal diyetlerine devam etmeleri istenmiştir. Deney grubunun yaş, boy ve menopoz yaşları sırasıyla 49,29±3,41 yıl, 153±5,53 cm, 48±3,11 yıl, kontrol grubunun 51,18±2,27 yıl, 156±3,69 cm, 49,12±4,13 yıl olarak tespit edilmiştir. Uygulanan Antrenman Programı Değişkenler 1.Hafta 2.Hafta 3.Hafta 4.Hafta 5.Hafta 6.Hafta 7.Hafta 8.Hafta Antrenman Süresi 30 dk 30 dk 35 dk 35 dk 40 dk 40 dk 45 dk 45 dk Antrenman Şiddeti % 40 % 45 %45 %50 %50 %55 %55 %60 Antrenman Sıklığı 3 gün/hf 3 gün/hf 3 gün/hf 3 gün/hf 3 gün/hf 3 gün/hf 3 gün/hf 3gün/hf Deneklere % 40-60’lık hedef kalp atım sayıları şiddetinde, sekiz hafta, haftada 3 gün , 30 - 45 dk arasında koş-yürü egzersizi yaptırıldı. Deneklere antrenman başlamadan 5-10 dk ısınma egzersizi, antrenman sonunda 5-10 dk germe egzersizi yaptırıldı. 4 Egzersizin şiddeti, egzersiz bitiminden hemen sonra boyundaki karotid atardamardan 10 sn’lik kalp atım sayımı sonucunda kalp atım sayısı rezerv (Karvonen) metoduna göre hedef kalp atım sayısı tespit edilmiştir (11) . Araştırmada Uygulanan Ölçümler ve Testler Gurupların ağırlık ölçümleri hassas kantarla, boy ölçümleri boy skalasıyla, kan basınçları sphgmomanometre ve steteskopla, elektrokardiogramları cardioline marka 3 kanal otomatik elektrokardiograf ile yapılmıştır. Deneklerin ölçümleri Gazi Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı polikliniğinde laboratuar ortamında doktor kontrolünde yapılmıştır. Öncelikle katılımcılara yapılan çalışma hakkında bilgi verilmiş, yapılan ölçüme etki edebilecek durumlarının bulunup bulunmadığını belirlemek amacıyla denekler genel bir muayeneden geçirilmiştir. Daha sonra denekler 10 dakika sırtüstü pozisyonda dinlendirilerek bu sürenin sonunda elde edilen nabız değerleri kayda geçilmiştir. Elektrokardiogram için deri yüzeyindeki elektriği etkileyeceğinden deneklerin üzerlerindeki metal ve elektronik eşyalar çıkartılmıştır. Elektrotların bağlanacağı yerler alkollü pamukla silindikten sonra iletimi daha iyi sağlamaya yardımcı olan özel jel sürülmüş ve kayda geçilmiştir. Kayıtlar ikişer defa alınmıştır. Ardından deneklerin kan basınç ölçümleri sphgmomanometre ve steteskop kullanılarak alınmıştır. Elde edilen elektrokardiogramlardan; - Üç saniyelik kayıt üzerindeki R-R interval sayısı yirmi ile çarpılarak Dakika/kalp atım sayısı hesaplanmıştır. - Atriumların depolarizasyonu temsil eden P dalgası süresi ve voltajı derivasyon I ve II de ölçülmüştür. - Atrial depolarizasyonun başlangıcından ventriküler aktivasyonun başlangıcına kadar olan süreyi temsil eden P-R intervalini saptamak için P’ nin başlangıcından QRS kompleksinin başlangıcına kadar olan süre ölçülmüştür. - SA düğümünden çıkan uyarının AV düğüme ve his huzmesi vasıtasıyla ventriküle geçiş süresini temsil eden, P dalgasının bitiminden QRS kompleksinin başlangıcına kadar olan süreyi temsil eden PR segmenti ölçülmüştür. - Ventriküllerin aktivasyon zamanını temsil eden QR interval ölçülmüştür. - Ventriküllerin depolarizasyon süresini temsil eden QRS intervali; Q’ nun başlangıcından S’ nin bitimine kadar geçen süre ölçülmüştür. - Ventriküllerin depolarizasyonuyla repolarizasyonu arasındaki, elektrotlar arasında potansiyel farkı olmayan (izopotansiyel) dönemi temsil eden S-T segmenti S nin bitiminden T’ nin başlangıcına kadar geçen süre ölçülmüştür. - Dinlenme/çalışma oranını hesaplamak amacıyla S’ nin bitiminden T’ nin başlangıcına kadar geçen süreyi temsil eden S-T interval (ventriküllerin çalışma zamanı) ölçülmüştür. 5 - Dinlenme/Çalışma zamanını hesaplamak amacıyla T dalgasının sonundan bir sonraki ST segmentinin başlangıcına kadar geçen süreyi temsil eden (ventriküler dinlenme zamanı) T-ST interval ölçülmüştür. - Dinlenme/ çalışma zamanı hesaplanmıştır. - Ventriküllerin depolarizasyonunun başlangıcından repolarizasyonunun bitimine kadar geçen süreyi temsil eden Q-T intervali ölçülmüştür. - Q-T interval kalp hızına göre düzeltilerek QTc interval değerleri hesaplanmıştır. - Sol ventrikül hipertrofi kriterlerinden biri olan V5-V6 daki R dalga voltajı ölçülmüştür. - Sol ventrikül hipertrofisinin en önemli kriteri olan V1 deki S dalgası yüksekliğiyle V5 deki R dalgası yükseklikleri toplamı hesaplanmıştır. - Sol ventrikül hipertrofi kriterlerinden olan aVL deki R dalga yüksekliği ölçülmüştür. - Sağ ventrikül hipertrofi kriterlerinden biri olan aVR deki R dalga yüksekliği ölçülmüştür. - Sağ ventrikül hipertrofisinin en önemli kriteri olan V1 deki R dalgası yüksekliği ile V5 teki S dalga yüksekliği toplamı hesaplanmıştır. - Ventriküler repolarizasyonu temsil eden T dalga voltajı en yüksek olduğu derivasyonda ölçülmüştür. Elektrokardiogramlarda ölçülen intervaller, segmentler , voltajlar ve yükseklik, derinlik değerleri literatürle ve grupların birbirleri arasında karşılaştırılmıştır. İstatistiksel Analiz Araştırmayla elde edilen bulguların aritmetik ortalaması (X) ve standart sapmaları (SD), tespit edilmiştir. Deney ve kontrol gurubu ölçümleri arasında bağımsız guruplarda aritmetik ortalamalar arasındaki farka ait “t” testi (independent t- test) yapılmış, grupların ilk ve son ölçümleri arasında aritmetik ortalamalar arasındaki farka ait “t” testi (paired t- testi) yapılmış, sonuçların 0.01, 0.05 önem seviyesinde olup olmadığı tespit edilmiştir. İstatistiksel değerlendirme bilgisayarda, SPSS 10,0 paket programında yapılmıştır. BULGULAR Tablo 1. Gurupların Demografik Özellikleri Değişkenler Deney AO±SD Yaş (yıl) 49,29±3,41 Boy (cm) 153±5,53 Vücut Egzersiz Öncesi 81,93±16,06 Ağırlığı Egzersiz sonrası 76,86±14,91 (kg) t. 10,07* *P<0,05 **P<0,01 Kontrol AO±SD 51,18±2,27 156±3,69 83,45±8,64 82,91±8,96 1,05 t. -1,05 -0,95 -0,28 -1,30 6 Tablo 2. Gurupların EKG Bulguları (1) Değişkenler Nabız Egzersiz Öncesi (atm/dak) Egz. sonrası t. PR İnt. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. QRS İnt Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. QT İnt Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. ST İnt. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. ST Seg. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. TST int. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. D/Ç orn.Egzersiz Öncesi Egzersiz sonrası t. AVL Ryük. Egz.Öncesi (mm) Egzersiz sonrası t. V5-6Ryük.Egz. Öncesi (mm) Egzersiz sonrası t. T dal.yük Egz. Öncesi (mm) Egzersiz sonrası t. P Vol Egzersiz Öncesi (mv) Egzersiz sonrası t. *P<0,05 **P<0,01 Deney AO±SD 72,153±6,290 68,461±9,116 1,094 0,138±0,026 0,123±0,024 1,178 0,076±0,007 0,072±0,013 1 0,369±0,037 0,397±0,085 1,135 0,304±0,053 0,301±0,06 1,148 0,150±0,039 0,145±0,040 0,293 0,570±0,092 0,573±0,101 0,108 1,921±0,429 1,846±0,408 0,425 3,692±1,846 3,846±1,908 0,223 8,353±2,714 9,568±3,425 0,541 4±2,12 3,538±0,66 0,713 0,121±0,043 0,120±0,041 0,0841 Kontrol AO±SD 70,5±6,670 71,2±4,516 0,242 0,132±0,019 0,134±0,024 0,176 0,084±0,012 0,066±0,018 2,861* 0,354±0,073 0,395±0,026 1,766 0,03±0,037 0,318±0,025 1,152 0,136±0,020 0,128±0,016 1,5 0,556±0,078 0,568±0,041 0,367 1,868±0,268 1,846±0,163 0,218 2,9±3,034 2,354±1,337 2,111 8,726±2,123 8,256±2,658 0,128 3,5±1,08 4,2±2,485 0,829 0,120±0,04 0,11±0,042 0,0741 t. 0,475 -0,868 0,65 -1,02 1,676 0,947 0,653 0,095 0,231 0,764 1,067 1,269 0,404 0,215 0,336 0,587 1,183 2,178* 0,551 0,821 0,678 0,924 0,409 0,382 7 Tablo 3. Gurupların EKG Bulguları (2) V1R+V5S Egzersiz Öncesi (mm) Egzersiz sonrası t. V1 S+V5R Egzersiz Öncesi (mm) Egzersiz sonrası t. P sür. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. PR seg. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. QR int. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. RR int. Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. QTc Egzersiz Öncesi (sn) Egzersiz sonrası t. *P<0,05 **P<0,01 3,769±1,786 3,730±1,468 0,808 14,384±3,617 16,769±5,068 1,366 0,075±0,011 0,056±0,018 2,408* 0,046±0,015 0,052±0,019 1,171 0,0338±0,009 0,036±0,007 1,477 0,818±0,161 0,762±0,244 0,638 0,413±0,058 0,447±0,085 1,062 3,812±1,751 3,1±1,635 1,557 14,211±4,049 13,1±3,348 0,620 0,076±0,012 0,053±0,019 3,572* 0,05±0,021 0,54±0,016 0,375 0,034±0,009 0,036±0,007 1,477 0,816±0,158 0,836±0,05 0,638 0,384±0,058 0,433±0,04 1,062 0,681 0,814 0,115 1,976 0,119 0,118 0,504 0,222 0,125 0,277 0,336 0,925 1,187 0,489 TARTIŞMA VE SONUÇ Yapılan çalışmada gurupların ilk ölçümlerine bakıldığında yaş, boy ve ağırlık ortalamaları arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilirken egzersiz sonrasında deney gurubunun ağırlık ortalamalarındaki düşmenin istatistiki açıdan anlamlı olduğu görülmektedir. Bu düşüşün yapılan egzersizden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan düzenli egzersizin kilo kaybına sebep olduğu bilinmektedir (28). İstirahat kalp atım sayılarına bakıldığında her iki gurubun değerlerinin de normal sınırlar içerisinde olduğu görülmektedir. gurupların ilk ve son ölçümleri arasında ve guruplar arasında istatistiki açıdan anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan birçok çalışmada egzersizin istirahat nabzını azalttığı ve spor yapanlarda bradikardi meydana geldiği bildirilmektedir(1,5,6,8,25). Menopoz öncesi ve menepoz sonrası orta yaş bayanlar üzerinde yapılan bir çalışmada gruplara 12 hafta yürüyüş programı tatbik edilmiş ve programın sonunda gurupların farklı vücut pozisyonlarındaki EKG leri çekilmiş. Antrenman gurubunun her pozisyonda daha uzun R-R intervallere sahip olduklaır tespit edilmiştir. R-R intervalerin uzun olması yapılan yürüyüş programının kalbin daha ekonomik çalışmasına sebep olduğu bildirilmiştir (19). Yapılan egzersizle birlikte kalpte oluşan bradikardinin oluş mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte birçok araştırmacı bunun nedenini uzun süreli egzersizin kalp hacminde yaptığı artışa bağlamaktadır(1,13,14). Yapılan çalışmada antrenman gurubunun istirahat kalp atım sayısında bir azalma olması beklenirken anlamlı bir azalma olmayışı yapılan antrenmanın yoğunluğunun ve süresinin bu mekanizmanın tam olarak gerçekleşmesi için 8 gerekli olan yüklenme yoğunluğunda olmadığını göstermektedir. Değişmeyen dinlenik kalp atım sayısıyla ilişkili olarak gurupların R-R interval sürelerinde de anlamlı değişiklik olmadığı tespit edilmiştir. Araştırma gurubunun özelliklerine uyarlanarak hazırlanan antrenman programının kalpte istirahat nabız oranını etkileyecek belirgin değişiklik meydana getirmediği düşünülmektedir. Atrial depolarizasyonun başlangıcı ile ventriküler depolarizasyonun başlangıcı arasında geçen süreyi temsil eden PR interval süresinin normal sınırları 0,12 sn ile 0,20 sn arasıdır. 0,30 sn’nin üzerine çıkması iletim bozukluğunu, 0,12 sn’nin altına düşmesi ise nodal ritmi temsil eder (17,22,24). Yapılan çalışmada PR mesafesi her iki gurubun iki ölçümünde de normal sınırlar içerisindedir. Guruplar arasında ve gurupların ön ve son ölçümleri arasında küçük farklar olmasına rağmen istatistik açıdan anlamlı fark yoktur. Yapılan egzersizin PR interval süresini etkilemediği tespit edilmiştir. PR segment ise atrial depolarizasyonun bitiminden ventriküler repolarizasyonun başlangıcına kadar geçen süreyi temsil eder. RP intervalde olduğu gibi PR segmentte de uzamanın olması iletim bozukluğu göstergesidir (17,22,24). Yapılan çalışmada PR segment her iki gurupta da normal sınırlar içerisindedir. Ölçümler arasında anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Guruplarda herhangi bir iletim anormalliğine rastlanmamıştır. Ventriküllerin depolarizasyonunu temsil eden QRS süresi genellikle 0,06-0,08 saniyeler arasındadır. Kap hızı yüksek olduğu zaman QRS süresi uzar. 0,010-0,012 saniyeler arası ventrikül hipertrofisini temsil eder. Bu sürenin daha uzaması çeşitli hastalık belirtileridir(22). Yapılan çalışmada QRS kompleksinin süresi egzersiz öncesi ve sonrası her iki gurupta da normal sınırlar içerisindedir. Ancak kontrol gurubunun ilk ölçümüyle son ölçümü arasında son ölçüm değerlerinin azalması yönündeki fark istatistiki açıdan anlamlıdır. (P<0,05) deney gurubunun ilk ve son değerlerinin değişmemiş olması, bunun yanında kontrol gurubunun son ölçüm değerlerinin düşmesi menopoz dönemiyle ilişkili olarak azalan hormon salınışının, özelliklede östrojen hormonunun azalmasının vücutta birçok yapı ve fonksiyon kaybını da beraberinde getirdiğini desteklemektedir. Menopoz döneminde iskelet, kas ve kardiovasküler sistemlerin olumsuz etkilendiğini belirtilmektedir (15). Yapılan çalışmada QRS kompleksinin kontrol gurubunda düşmesi, deney gurubunda ise değişmemiş olması uygulanan egzersizin menopoz döneminde ventrikülleri koruyucu bir etki yaptığını göstermektedir. Kalpte meydana gelen yapısal büyüme atrioventriküler düğümden his demeti vasıtasıyla ventriküllere geçen elektirik uyarımının daha uzun sürede ventriküllere yayılmasını sağlar. Ventriküler depolarizasyonu temsil eden QRS kompleksinin süresi de bundan dolayı uzar . Elektrokardiogram da bazı dalgaların yükseklik ve derinlikleri kalbin büyüklüğüne ilişkin bilgi vermektedir. Sokolov ve Lyon’un kalp hipertrofisini tanımlayan kriterleri birçok araştırmacı tarafından kullanılmıştır. Bu kriterlere göre derivasyon V5-V6 da ki R dalgasının 5 mm’den küçük olması ve derivasyon V1 deki R dalgasının derivasyon V5 (V6) da ki S dalgasıyla toplamı 10.5 mm ve daha fazla olması sağ ventrikülün hipertrofiye uğradığını göstermektedir. Derivasyon aVL deki R dalgasının voltajının 26 mm ya da daha yüksek olması Sokolov ve Lyon kriterlerine göre sol ventrikül hipertrofisini temsil etmektedir (17,22,24). Yapılan araştırmada gurupların aVL R değerleri hipertrofi 9 sınırlarının altındadır. Yine Sokolov-Lyon kriterlerine göre derivasyon V1 ya da V2 deki en derin S dalgasıyla derivasyon V5 ya da V6 daki en yüksek R dalgasının toplamı 36 mm ya da daha yüksekse sol ventrikül hipertrofisi olduğu söylenir(17,22,24). Yapılan çalışmada her iki gurubun değerleri de hipertrofi kriterlerinin altındadır ve normal sınırlar içerisindedir. Hem egzersiz programı öncesi hem de egzersiz programı sonrası gurupların ölçümleri arasında anlamlı farklılık yoktur. Bunun yanında kontrol gurubunun derivasyon AVL’deki R dalga yüksekliğinin son ölçüm lehine azalmanın anlamlı olduğu tespit edilmiş (P<0,05), yine kontrol gurubunun V1R+V5S ve V1 S+V5R son ölçüm değerleri düşmeye, deney gurubunun son ölçüm değerleri ise artmaya yöneliktir. Bu azalma ve artmalar istatistik açıdan anlamlı olmasa da AVL’deki R dalga yüksekliğiyle birlikte QRS kompleksindeki tespiti desteklemektedir. Buda uygulanan egzersiz programının ventrikül kriterlerinde belirgin bir değişiklik yapmadığını ancak menopoz süreciyle ilgili görülen kayıpları durdurduğu düşüncesini desteklemektedir. Uygulanan dayanıklılık egzersizlerinin aerobik kapasiteyi arttırdığı gibi yaşla birlikte görülen özellikle sol ventrikül fonksiyon kaybını engellediği ve iyileştirdiği bildirilmektedir(26). Yapılan birçok araştırmada egzersizin özellikle sol ventrikülde hipertrofiye yol açtığı bildirilmektedir.(2,4,7,10,25). Ancak yapılan çalışmada ventriküllere ilişkin kriterlerde araştırma gurubunun egzersiz öncesi ve egzersiz sonrası değerleri arasında anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Buda uygulanan egzersizin ventriküllerde belirgin bir büyümeye sebep olmadığını göstermektedir. QT intervali ventriküllerin depolarizasyonunun başlangıcından repolarizasyonunun bitimine kadar geçen süreyi temsil eder. Başka bir deyişle ventriküler sistolün devam süresidir. Cinsiyet yaş ve kalp hızına göre değişir (4,22,24). Yapılan çalışmada QT interval süresinde hem gurupların ön ve son ölçümlerinde hem de gurupların birbirleri arasında anlamlı farklılıklar olmadığı tespit edilmiştir. QT interval kalp hızına göre düzeltildiğinde yine guruplar arasında ve gurupların ön ve son ölçümleri arasında anlamlı farklılıklar olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan egzersizin ventriküllerin elektrik uyarım süresini temsil eden başka bir deyişle ventriküllerin kasılma ve gevşeme sürecini temsil eden QT interval de herhangi bir değişiklik meydana getirmediği tespit edilmiştir. ST interval ventriküllerin depolarizasyonunun bitiminden repolarizasyonunun bitimine kadar geçen süreyi temsil eder (7,22). ST segment ventriküllerin depolarizasyonu ile repolarizsyonu arasında elektriki aktivitenin olmadığı süreçtir. Yani ventriküllerin kasılmasını sağlayan elektrik uyarısının bitimiyle gevşemeye başlamasının arasında geçen ventriküllerin kasılı kalma süresidir (22). Yapılan çalışmada gurupların ölçümleri arasında anlamlı farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Gurupların ventriküler dinlenme zamanının ventriküler çalışma zamanına oranına bakıldığında gurupların ilk ölçümleriyle son ölçümleri arasında ve gurupların birbiri arasında herhangi bir farklılık olmadığı görülmektedir. Dinlenme çalışma oranı normalde 2,55 civarınadır (27). Ancak yapılan çalışmada her iki gurubun her iki ölçümünde de elde edilen sonuçlar bu oranın altındadır. Bunun sebebinin çalışmaya katılan bayanların orta yaşın üzerindeki sedanterlerden oluşması ve 10 uygulanan egzersiz süresinin çalışma/dinlenme oranında anlamlı bir değişiklik meydana getirecek kadar uzun olmamasından kaynaklandığı düşünülmektedir. P dalgasının süresi, voltajı ve yapısı atriumlarla ilgili bilgi vermektedir. P dalgasının voltajının yüksek olması sol atriumun büyüklüğünü, çentikli ve süresinin uzun olması da sağ atriumun büyüklüğünü temsil eder(17,22,24). P dalgası normalde 0,11 saniyenin altındadır. Voltajı ise DI ve DII de 0,2 mv dan azdır (17). Yapılan çalışmada her iki gurubunda atriumlarını temsil eden P dalga süre ve voltajları normal sınırlar içerisindedir. Egzersiz öncesi ve egzersiz sonrası guruplar arası değerler karşılaştırıldığında guruplar arasında anlamlı farklılık olmadığı görülmektedir. Ancak her iki gurubunda egzersiz sonrası değerleri egzersiz öncesi değerlerinden anlamlı şekilde düşüktür (P<0,05). Bununla birlikte deney gurubundaki düşüş kontrol gurubundaki düşüşe göre daha azdır. Bu bulguda egzersizin menopoz döneminde kalbi koruyucu etkisini desteklemektedir. Sonuç olarak; menopoz döneminin diğer organlarla birlikte kalpte de bazı olumsuz değişiklikler meydana getirdiği görülmektedir. Özellikle kalbin büyüklüğüne ilişkin kriterlerde ön ve son ölçümlerde kontrol gurubunun kalbin büyüklüğüne ilişkin kriterlerinde anlamlı azalmalar olduğu tespit edilirken deney gurubunun aynı ölçümlerinde bu değerlerin anlamlı olmasa da artmaya dönük ya da azalmanın daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular 8 haftalık aerobik nitelikli egzersizin menopoz dönemindeki bayanlarda kalbe ilişkin kayıpları durdurduğu ya da azalttığı söylenebilir. KAYNAKLAR