TIBBA HEMŞİRELİK ve ETİK Konuşmacı: Doç. Dr. Nurhan Eren Moderatör: Prof. Dr. Arın Namal Hemşireler Konseyi tarafından 1965 yılında kabul edilen ve dilimize çevrilen ULUSLARARASI HEMŞİRELİK ANDI • Yüklenmiş olduğum sorumlulukların bilincinde geliştirdiğim anlayış ve becerilerimle herhangi bir ırk, inanç, renk, siyasal veya sosyal durum ayırımı gözetmeksizin hastalarıma bakacağıma; • Hayatı korumak, ızdırabı hafifletmek, sağlığı yüceltmek için gereken her türlü çabayı göstereceğime; • Bakımım altındaki hastaların bütün değer ve dini inançlarına saygı duyacağıma; • Bana bireylerle ilgili olarak verilen tüm bilgileri saklayacağıma; • Hayatı ya da sağlığı tehdit edebilecek her türlü girişimden sakınacağıma; • Mesleki bilgi ve becerilerimi en üst düzeyde tutmaya çalışacağıma; • Sağlık ekibinin bütün üyeleri ile iş birliği yapacağıma ve onları destekleyeceğime; • Bunların tümünü yaparken, Uluslararası Hemşirelik Ahlak Yasası’nın onurunu korumak için gerekecek bütün çabaları sarf edeceğime ve hemşireliğin bütünlüğünü koruyacağıma ant içerim. • Sağlık eğitim ve öğrenimi gördükten sonra; sağlık hizmeti alan hastaların bakımında görev yapan, kliniklerde de sağlık hizmeti sunan, hekimlere yardımcı olan sağlık personeline “Hemşire” denir. • Hemşireliğin farklı farklı tanımları yapılmıştır. • 19. yüzyılda Florance Nightingale hemşireliği “Hastayı iyileştirmek için hasta çevresinin iyileştirilmesi ve düzenlenmesi eylemi” şeklinde; • 20. yüzyılda Henderson ise “Bireyin sağlığına ve bağımsızlığına kavuşma sürecindeki dinamik güç” olarak tanımlamıştır. Florence Nightingale Hastaları geceleri de dolaşan Florence Nightingale’in elinde tuttuğu lamba, sembol oldu… HEMŞİRELİK PROFESYONEL BİR MESLEKTİR • Ülkemizde sağlık ve hemşireliğe yönelik planlamalarda hemşirelerin olmaması ya da yeterince temsil edilmemesi de mesleğin otonomi kazanmasını olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak görülüyor. • Hemşirelik profesyonel bir meslektir. Gelişmiş ülkelerde meslekleşme sürecini tamamladığı halde yukarda sayılan nedenlerden dolayı ülkemizde meslekleşme istenilen düzeyde değildir. • Ülkemizde hemşirelik eğitimi Lisans, Ön Lisans, Açık Öğretim, lise sonrası 18 aylık kurs ve ortaokul sonrası 4 yıllık lise şeklinde beş ayrı düzeyde verilmiştir ve bu farklılık devam etmektedir. • Bu heterojenlik mesleği algılama, mesleki çabaları benimseme, belirli bir gelire sahip olma gibi özelliklerinden dolayı mesleği olumsuz etkiliyor. Eğitim düzeylerinin farklılığı, çalışma yaşamında yetki ve sorumluluklara yansımıyor. • Ülkemizdeki toplam 80 bin Hemşirenin yüzde 90’ı, tedavi edici sağlık hizmetlerinde çalışıyor. Bunun yanında tedavi edici sağlık hizmetleri, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen kadronun yarısından bile az sayıda Hemşire ile yürütülmektedir. • Örneğin 300 yataklı bir Çocuk Hastanesi için 400 hemşire kadrosu belirlenmişken, ancak 150–170 hemşire ile hizmet verilebilmektedir. • Hemşireliğin sosyolojik özelliklerinin en başında gelen önemli faktör cinsiyettir. Ülkemizde erkek hemşirelerin sayılarının çok az olması ve hemşireliğin kadınlara özgü bir meslek olarak algılanması mesleğin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Ataerkil aile temelli toplumumuzda kadınlardan erkeğe boyun eğme ve saygı beklendiğinden, kadınlardan oluşan hemşirelik de bu anlamda büyük ölçüde payını almıştır. Ülkemizdeki geleneksel hekimlik anlayışında hasta merkezde görülmemekte, kendi hakkında karar verme hakkına çoğu kez saygı gösterilmemektedir. Hekim, birlikte çalıştığı, hastayı en yakından gözlemleyen konumunda olan Hemşirelerin de görüşlerine önem vermelidir. HEMŞİRELERİN MEMNUNİYETSİZLİK NEDENLERİ – Ücret yetersizliği, – Görev yetki ve sorumluluklarının belli olmaması – Risk fazlalığı, – Görev dışı işlerde çalıştırılma, – Meslekte ilerleyememe, – Toplumun mesleğe yönelik olumsuz yaklaşımı, – Yoğun çalışma temposu, – Yardımcı sağlık personeli olarak değerlendirilme, – Fazla çalışma ve – İstenilen branşta çalışamama… Hemşirelikte ilk etik kurallar 1953 yılında INTERNATIONAL COUNCIL OF NURSES tarafından ilan edilmiştir. Ülkemizde hemşirelerin etik yükümlülüklerini belirleyen kurallar TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ tarafından yayınlanmıştır. HEMŞİRELİKTE ETİK İLKELER Hemşirelik alanında etik kurallara olan gereksinim, ilk kez 1896 yılında Amerikan Hemşireler Birliği (ANA) tarafından gündeme getirilmiş, ancak etik kuralların hazırlanması 1926 yılında gerçekleştirilebilmiştir. 1973 yılında Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) ve 1976 yılında Amerikan Hemşireler Birliği (ANA) son değişikliklerini yaptıkları Hemşirelikte Etik Kuralları yayınlamıştır. Etik Kurallar, meslek üyeleri tarafından kabul edilmiş olan ahlaki ilkeler bütünüdür. Bu ilkeler, meslek üyesinin mesleğe, meslektaşlarına, hizmet verdiği bireylere, birlikte çalıştığı ekip üyelerine, meslek örgütüne ve kendisine karşı sorumluluklarını ifade eder. Meslek üyelerinin karşılaşabileceği mesleki etik sorunlar için mantıksal, nesnel ve doğru karar verebilmelerini sağlayacak bir rehberdir. Yararlılık Zarar vermeme Özerklik Doğruluk Adalet Güvenilirlik Sadakat Etik İlkeler ZARAR VERMEME Sağlık mesleklerinin birincil işlevi bireyin sağlığını korumak ve geliştirmektir. Bu nedenle tüm sağlık ekip üyeleri hastaya zarar verecek uygulamalardan kaçınmak zorundadır. Uygulamalar hasta için zarara neden olmamalıdır. Zarar Vermeme ise zararlı olmayan uygulamanın yapılmasını gerektirir. Zarar Vermeme, yarar sağlamanın tamamlayıcısıdır. Güvenliğin korunması ve etkili hemşirelik bakımı, korkuya, rahatsızlığa ya da ağrıya neden olan enjeksiyon uygulama, nazogastrik tüp takma gibi uygulamalar yapılırken gerekebilir. Zarar Vermeme, uygulamaların daima kabul edilmiş standartlara göre yapılmasını gerektirir. YARAR SAĞLAMA Yarar sağlama, yararın artırılmasıdır. Diğerlerinin yararına olan aktivitelerin uygulanmasını gerektirir. İyi aktiviteler mümkün olan en az zarara karşı ağırlıkta olmalıdır. Örneğin dönme sırasında ağrı hisseden yatalak bir hastanın çevrilmemesi, kısa vadede rahatsızlığı azaltan bir işlemdir, ancak kas-iskelet bozulma ve cilt bütünlüğünde bozulma gibi zararlara neden olacaktır. ADALET Bireyin ihtiyaç duyduğu hizmetin sunumunda kaynakların, eşitlik ilkesine uygun olarak dağılımı sağlanır. Adalet doğruluk, açıklık ve eşitlik demektir. Tüm hastaların tedavi ve bakımı için eşit uygun uygulamaları ifade eder. Adalet ilkesinin uygulanmasında, herkesin aynı biçimde tedavi edilip-edilemeyeceği ya da aynı ilke ve prensiplerin herkes için uygulanıp-uygulanamayacağı dikkate alınmalıdır. Adalet konusu sağlık bakım kaynaklarının paylaştırılmasında daha önemlidir. Nüfusun artması ile birlikte, sağlık bakım ihtiyacı var olan kaynaklardan daha büyük olabilir. Sağlık bakımının sunulmasında açıklığın ya da eşitliğin korunması için hemşireler önemli role sahip olacaktır. Hemşire, toplumsal kaynakların israf edilmemesi ve çevrenin korunması için de duyarlılık göstermelidir. DÜRÜSTLÜK Dürüstlük onurlu bir anlaşma ya da sözünü tutma anlamındadır. Hastaya “size saat 9'da bir ağrı kesici yapacağım" ya da "sizin durumunuz hakkında doktorunuzla konuşacağımdan emin olabilirsiniz" dediğiniz zaman, hasta bunu iyiliği için verilmiş bir söz ya da vaat olarak kabul eder. Bu sözü tutmak sizin sorumluluğunuzdadır. Belirlenmiş bir zamanda sözünüzü tutmadığınız zaman, ya hastaya açıklama yapılmalı ya da mümkün olduğu kadar çabuk uygulama yapılmalı ya da görev başka bir bakım verici tarafından tamamlanmalıdır. DOĞRULUK Doğruya sadık kalma anlamındadır. Doğruluk ilkesi doğrultusunda, tamamıyla doğru olan söylenir, kişisel yorumlar katılmaz. Doğruluk Özerklik İlkesi ile daima ilişkilidir. Çünkü hasta, kendisine tüm bilgiler doğru olarak verilirse, kendisi için en iyiyi ya da doğruyu seçebilir. Bu konu terminal dönemdeki bir hasta ve hastalığın kötü prognozunu bilmek isteyen bir hasta karşısında çok kritiktir. Bu durum, özel bir yaklaşım gerektirir. GÜVENİLİRLİK Her sağlık bakım ekip üyesi dürüst olmakla yükümlüdür. Hemşire olarak görür, duyar ve hasta hakkında saklanması gereken verileri toplarız. Gizlilik sağlık bakım sistemi içinde özellikle korunması gereken bir hasta hakkıdır. Gizlilik, size güvenle verilmiş bilginin güvenliğini koruyarak bir başkasının gizliliğinin sürdürülmesi anlamındadır. Veri toplama süreci boyunca, hastanın sağlık geçmişi hakkında dolaylı söylenmiş bilgiye sahip oluruz. Veri toplamadan önce, hastanın bu tür bilgilerin sağlık kayıtlarına yazılacağını ve böylece diğer sağlık bakım verileri tarafından da kullanılabileceğini bilmesi gerekir. Bilginin güvenle saklanacağı ve yalnızca sağlık bakım ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılacağı konusunda hasta ikna edilmeli, inandırılmalıdır. Hastalar çoğunlukla bir başkasına bağımlı oldukları için, zarar verebilecek sağlık bakım bilgisinin saklanmasından hemşire sorumludur. Örneğin, bir hastanın HIV pozitif olduğunun açıklanması, onun işini kaybetmesine ve sosyal izolasyona neden olabilir. ÖZERKLİK (OTONOMİ) Otonomi, bireysel seçimler yapmada kişisel hakları ve özerkliği ifade eder. Birey, kendisi ile ilgili uygulamalarda söz sahibidir. Hastanın, sağlığı ile ilgili kararlara katılmasına saygı duymak gerekir. Hastanın kararı, hekimin tercihlerinden farklı olmasına saygı gösterilmelidir. Otonomiyi desteklemek için, hasta hakkında gerçek ve ayrıntılı bilgi sağlanmalıdır. Hasta uygun seçenekler arasında özgürce seçim yapabilmelidir. SADAKAT Bireyin kendisi dışında birine inanması, sadık kalması anlamında kullanılan bu ilke, güvene dayalı bir ilişkinin kurulmasında önemlidir. Hemşireler, hastalarının sağlığı ve iyiliğine sadakatle hizmet ederler.