İLETİŞİM İLETİŞİM TANIMI Sözcük olarak dilimizdeki kullanımı yeni, kavram olarak eski olan "iletişim" değişik etkileşimleri, anlamları karşılamak için kullanılır. İleti alışverişi anlamında iletişim tüm canlılar dünyasında gözlenir; ancak, yalnız insanlar arasında simgeler aracılığı ile duygu, düşünce, bilgi biriktirilip aktarılması söz konusudur. İletişim, insan yaşamının tüm etkinlikleri ile ilgilidir, bu nedenle her zaman her yerde vardır. Toplumsaldır ve anlamların paylaşımıdır; temel amacı insanın çevresi üzerinde etkin olma isteğidir ve değişik katmanlarda gerçekleşen bir etkinliktir. İnsan iletişiminin temeli konuşmadır. İnsan simge yaratabildiği için duygusal dilden önerme diline geçebilmiştir. Böylece yalnız duygularını değil, bilgi ve yaşantılarını yargılarıyla birlikte aktarabilmekte, kısaca öğrenip öğretebilmektedir. Ad koyma, değişkenlik ve genelleme (soyutlama) simgesel dil ve düşüncenin temel özellikleridir. İnsanın düşüncesinin ve bilincinin gelişmesi ile dil becerisine sahip olması ve dili kullanmada yetkinleşmesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. İnsanı insan yapan kültür, dil ile birlikte gelişir. Kültür kuşaktan kuşağa aktarılan bir birikim olduğuna ve birey de kültürünü dil aracılığı ile öğrendiğine göre dil ile kültür arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. İletişimin gelişmesi düşüncenin gelişmesine, ikisinin birlikte gelişmesi ise bilgi birikimini çoğaltıp hızlandırarak kültürün evrimine yol açar. İLETİŞİMİN İŞLEVLERİ İletişimle toplumsal kültürel sistemler arasındaki ilişki karşılıklıdır. İletişim toplumsal/kültürel sistemlerin yeniden üretimi ve değişiminde rol oynadığı gibi, toplumsal/kültürel sistemler de iletişim sistemlerini ve bireylerin iletişimini belirlerler. Bunun yanında iletişim toplumsal/kültürel sistemler hakkında bilgi vererek bireylerin iletişim davranışlarında öngörü sağlar. İletişim bir aktarma ve paylaşma süreci olduğu kadar, bazı kişi ve grupların başkaları üzerinde güç kazanmasında da rol oynamaktadır. İletişimin işlevleri psikolojik ve toplumsal işlevler olarak sınıflandırılabilir. Psikolojik işlevleri: Benmerkezli; araçsal; oyun ve benliğin geliştirilmesidir. Toplumsal işlevleri ise haberdar etme; eşgüdüm; kuşaklararası aktarma ve eğlence işlevleridir. Bireysel iletişimden toplumsal boyuttaki iletişime geçişte üç aşamadan söz edilebilir: Birincisi küçük gruplar içinde bireylerin gerçekleştirdiği iletişim; ikisincisi bu iletişimlerin zamanda ve mekanda birbirine eklendiği aşama; üçüncüsü ikinci aşamadaki iletişimlerin kitle iletişimi boyutunda genişlediği aşamadır. İLETİŞİMİN ÖĞELERİ İletişim sürecinin temel ögeleri kaynak ve hedef, ileti; kanal ve araçlardır. Kaynak ve hedef iletiyi sunan ve alan kişi ve gruplardır. İleti içerik olarak anlam, yapı olarak simge ve kodlardan oluşur. Anlam iletişimin anahtarı, simge ve kodlar anlamın fiziksel alt yapı malzemesidir. Kanal ve araçlar ise anlamı oluşturacak biçimde düzenlenmiş simge ve kodları ileten fizik ve teknik yol ve olanaklardır. İletişim sürecinin işleyişi, belli bir iletişim durumunda iletişimde yer alan ögeler ve bunların karşılıklı ilişki ve etkileşimlerini gösteren sözel ve görüntüsel bir modelle incelenebilir. Böyle bir modelde işlevsel açıdan kaynaktan hedefe, hedeften kaynağa aşamaları ayırt edilebilir. Birinci aşama, anlamlandırma/yorumlama; iletileri kodlama ve gönderme süreçlerinden; ikinci aşama, algılama ve kod açma; yorumlama; kodlama ve geribesleme süreçlerinden oluşur. Bu süreçlerde kaynağın içeriğini belirleyip kodladığı ve değişik kanal ve araçlar aracılığı ile gönderdiği iletiler, hedef tarafından yeniden üretilip yorumlanmakta ve bu yorumlara göre oluşan tepkiler kodlanıp kaynağa geri gönderilmektedir. İletişim, tarafların ortak referans çerçevesinde gerçekleşmektedir. YAZILI İLETİŞİM Genel görüş, dilin bir simge sistemi, kod olduğu görüşüdür. Dil toplumsal ve kültürel bir etkinliktir. Bu nedenle bir dilin yapısı ve sözcük dağarcığı kültürel sistemle yakından ilişkilidir; buna bağlı olarak da bireylerin algılama biçimlerini etkiler. Dil bir anlamlandırma haritasıdır, dile getirilmek istenen anlamlar için seçenekler sunduğu gibi, bu anlamları biçimlendirir ve sınırlandırır. Yazılı iletişim, konuşma dilinin zaman ve mekândaki sınırlılıklarını genişletmede en etkin ilk iletişim biçimidir. Uzaktan haberleşmede, bilgi ve deneyimleri zamanda biriktirmede sözlü iletişime göre daha güvenilir bir yol olan yazı ile iletmenin kökeni mağara resimlerindedir. Figuratif mağara resimlerini izleyen stilize çizimler, bir tümceyi ya da tümce grubunu temsil eden bireşimli yazı, kavramları dile getiren ideografik yazı, sesleri karşılayan simgelerden oluşan fonetik (alfabetik) yazı, yazı tarihinin bilinen ve genelde birbirini izleyen aşamaları sayılırlar. Avrupa'da 15. yüzyılda matbaanın icadı ve yoğun kullanımı yazılı iletinin hızla çoğalmasına, bilgi ve düşüncelerin yayılmasına neden olmuştur. Ancak, bu yayılmanın hızı okur-yazarlık oranı ile belirlenmiştir. Okur-yazar olmama sorunu ise günümüzde de tümüyle ortadan kalkmış değildir. SÖZSÜZ İLETİŞİM Sözsüz iletişim, kişiler arası iletişimde sözlü iletişimle birlikte etkin olan beden dili, mekân ve zaman özellikleri, renk ve giyim kuşam kodlarını içerir. Daha çok ilişkilerin belirlenmesinde ve/veya duyguların dile getiriminde rol oynar. Beden dili, yüz ifadelerini oluşturan mimikler ve baş, el- kol, ayak- bacak, vücudun duruşu gibi jestlere kodlanır. Beden dilinin evrensel, kültürel ve kişisel boyutları vardır. İletişimde mekânın kullanım biçimi ve kişiler arası mesafe ilişkilerin tanımlanması ve duyguların dile getirilmesi açısından ilginç bir sözsüz iletişim biçimidir. Zaman, iletişimin başlangıcında ve iletişim süresince sözel iletilerin yönü ve içeriği üzerinde etkili olur. Zamanında olunması gereken yerde olmak ve zamanı iyi kullanmak etkin bir iletişim için gerekli olan koşullardır. Renklerin dili ve giyim- kuşam dili, özellikle toplumsal kimlik ve statülerin belirlenmesi ve duyguların dile getirimi açısından önemlidir. İletişimde susma/sessizlik rastlantısal değildir; değişik ileti ve tepkileri dile getirir. KİTLE İLETİŞİMİ Kitle iletişiminin hedef kitlesi yapısal olarak ele alındığında, görece bir büyüklüğe sahip, türdeş olmayan, isimsiz insanlardan oluştuğu görülür. Böyle bir kitleyi hedef alan kitle iletişimi; kaynak kesimin paylaşma ve ilişkileşme amacı ile bilgi, düşünce, duygu, tutum ve kanıları alıcı kesim durumundaki büyük ve dağınık bir kitleye, kitle iletişimini gerçekleştirmek üzere geliştirilmiş araçlarla iletilmesi sürecidir biçiminde tanımlanabilir. Gazete, dergi, kitap gibi basılı yayınlar; radyo ve TV gibi elektromanyetik olarak çalışan araçlar; sinema, plak, ses ve görüntü bantları ve diskleri; bir yönüyle bilgisayar ve etkileşimli video gibi araçlar kitle iletişim araçlarıdır. Kitle iletişim araçlarının haber verme, eğitme, eğlendirme, dışımızdaki şeyleri gözlememize yardım etme, kültürün devamlılığını sağlama, eşya ve hizmetlerin tanıtılıp satılmasına yardım etme vb. işlevleri vardır. Anılan işlevlerine paralel olarak kitle iletişiminin toplumsal rolleri; gözcülük, karar almaya katıcılık ve öğreticiliktir. İKNA İkna, iletişim için ortak ve önemli bir nedendir. Tutum, bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan eğilimdir. Tutumun temel ögeleri düşünce, duygu ve davranışlardır. İkna konusunda da düşünceler geliştirmiş olan düşünür Aristo'ya göre iknadaki artistik kanıtlar ethos, pathos ve logos'tur. İknaya karşı koymada ise inanılırlık ve öğrenme önem taşıyan faktörlerdir. İLETİŞİM SORUNLARI İletişimin gerçekleşebilmesi ve etkinliği belli koşulların yerine gelmesi ile ilgilidir. Bu bakımdan iletişim sorunları; Amaçların belirsizliği/sapması ya da uyumsuzluğu; Hedefle alıcının değişik oluşları; Rol ve statü ilişkilerinin tanımındaki ayrımlar; İleti düzenlenmesi ile ilgili temel ilkelerin göz ardı edilmesi; İleti içeriğinin bozulması; Yargısal ifadelerin kullanımı; İşitme ile dinlemenin karıştırılması ve zayıf dinleme; Savunucu iletişim; Empatide başarısızlık ile ilgili olabilir.