Doç.Dr. Levent YALÇIN_Actual Medicine

advertisement
SANATA GÖNÜL VERENLER
Doç.Dr. Levent YALÇIN
Ortopedi ve Travmatoloji - El Cerrahisi Uzmanı
El Cerrahı olan doktorumuz Doç.Dr. Levent Yalçın; renklerle
oynayarak, keyfini sürdüğü resim sanatını, zamanda yolcu luk olarak betimliyor. Zaman onun hikayesinin tanığı ve or taya çıkan eseri ile kendisini ifade ettiğini söylüyor. Soyut re simler yaparken o an ne hissediyorsa onu resmediyor.
Resimle olan ilişkisi okul yıllarında, annesinin onun yerine
yaptığı resimlerle, aldığı notların doğal sonucu. Resimle ilgi lenen annesinin bu sanata etkisi olduğu ortada. Hekimliği
sonradan sevdim dese de El Cerrahisi alanında yaptığı ame liyatlarda sanatını ortaya koyuyor. Doç.Dr. Levent Yalçın ile yaptığımız söyleşide sa natı resim çerçevesinde konuştuk.
ACME: Doktor olmaya na sıl karar verdiniz?
ACME: Ressamlık ve fotoğraf üzerine bir
eğitim aldınız mı?
Doç.Dr. YALÇIN: Bizim
toplumumuzda çoğunlukla
16-17 yaşında olan birinin
kendi mesleğiyle ilgili karar
verebilecek durumda olmadığını biliyoruz. Benimki de ailemin yönlendirmesiyle verilen bir karardı. Hekimliği
sonradan sevmişimdir.
Doç.Dr. YALÇIN: Hayır almadım. Ben ressam
değilim ama ressam olmak istiyorsanız alınması
gerektiğine inanıyorum. Çünkü teknik konularda hem elinizin maharetini artırıcı hem de sizin
o materyali daha iyi kullanmanızı sağlar. Gerçekten bu işi daha fazlasıyla sahiplenip, iyi işler
çıkartmak istiyorsanız eğitim almanız gerekir.
ACME: Siz resimle ve fo toğrafla nasıl ve ne zaman
tanıştınız?
Doç.Dr. YALÇIN: Annem
resimle ilgileniyordu. İlkokuldayken hatırladığım ödev
olarak verilip yetiştirilmesi
gereken resimlerimi annem
yapardı. Hocalarım çok beğenirdi; benim yapmadığımı
bildikleri halde tam not verir
ve alıp saklarlardı. Resimle
olan ilişkimde annemin etkisi
olduğunu söyleyebilirim.
62
ACME: Genelde hangi tür resimler yapı yorsunuz?
Doç.Dr. YALÇIN: Soyut; o anki duygu durumuyla kendiliğinden oluşan resimler yapıyorum. Daha çok renklerle oynuyorum ve bu da
bana iyi geliyor.
ACME: Sanat çok ciddi bir çalışma istiyor.
Ve bu çalışma üzerinde ciddiyetle durmak,
yoğunlaşmak gerekiyor. Resim için yete rince vakit ayırabiliyor musunuz?
Doç.Dr. YALÇIN: Resim için yeterince vakit
ayırıyorum ama resim vakit ayrılarak yapılacak
bir şey değil bence. Nasıl bir şiirin ya da hikayenin oluşması için bir zamana ihtiyaç varsa
resmin oluşması içinde bir zamana ihtiyaç var.
Actual
Medicine
O zamanı doldurduğunuzda
ya da zaman içinde yolculuğunuzu tamamladıktan sonra
o resmin ortaya çıktığını görüyorsunuz. Resim yapmak o
anki duygu durumunuzla ilgili.
ACME: El cerrahisi; görsel liğe, estetiğe önem veren
bir bilim dalı. Mes leği ni zin
sanatınıza katkısı ya da sa natınızın mesleğinize kat kısı nedir?
Doç.Dr. YALÇIN: El cerrahisi estetik anlamda görselliğe
de önem veren bir bilim dalı.
El, duygu durumumuzu ifade
etmemizde çok kullandığımız
organlardan biri. Duygularımızın çoğunu farkında olmadan ellerimizi kullanarak ifade ederiz. Elin, kendine ait
ifade özelliği var. El çizimi
çok kolay olmayan bir organdır. Resimde, ele ifade verOcak 2013
SANATA GÖNÜL VERENLER
mek kolay değil, detaylı karmaşık aynı zamanda keyifli
bir anatomisi var
Doç.Dr. YALÇIN: Ben kendimi sanatla daha iyi ifade
edilmiş hissederim. Sanat,
kendimizi ifade etmemiz noktasında en etkili araçtır. Bilimsel bir makalede kendi çalışmanızı sergilerken birçok
kuralın içinden geçip yaptığınızı ölçüp biçersiniz ve her zaman reddedilme korkusunu
içinizde taşırsınız. Sanat korkuyla yüzleşir, zamanın ve sayısal değerlerin ötesine geçer.
ACME: Bir olgunun sanat
olması nasıl açıklanabilir?
Resim yapmak ya da fo toğraf çekmek sanatsa bu nun işareti nedir?
Doç.Dr. YALÇIN: Genel anlamda bakarsak bir şeyin sanat olup olmadığına kim karar verir? Bu açık uçlu bir soru. Sanat, herhalde duygu anlamında bütün insanların ortak paydasına olan bir konu.
Resim, müzik vs gibi sanat
öğesi olarak nitelenecek bir
olguyu gören, duyan ya da
hisseden kişiler ortak paydada buluşturabiliyorsa işte o
sanattır. Sanatın içinde güzellik, iyilik, yücelik ve soyut anlamda insanı yücelten bir yanı da vardır. O da herhalde
ortak paydanın duygu durumu olarak hissedilmesi, alınması, algılanması orada duyulan heyecan ve keyiftir. Peki, bir şeyin sanat olup olmaması nasıl açıklanabilir? Bence popüler olan sıradan, günlük tükettiğimiz maalesef bizi de çok daha iyi
olmaya götürmeyen şeyi de sanatın dışında
görüyorum. Günlük,
sık tüketilen, biteviye
olan birçok şey sanatın
dışında bence. Sanat da
zaten bunun çıkışıdır
kaçışıdır demek istemiyorum. Kaçış bir yerde
sorunu çözmüyor ama
sanatın kendi içinde o
tekdüzeliğe karşı çıkış
Ocak 2013
ACME: Bir sanatçının ken disine sorması gereken so ru ne olmalı? Sanatçının
topluma mesaj verme gibi
bir amacı olmalı mı?
var. İçinde isyan duygusu da barındırıyor. Sanat
içinde bir tepkiyi barındırabilir ama tepki sanatı diye bir şey olmaz. Sırf isyanla sanat yapılmaz. Sanatın içinde doğal ve sizi içine çeken bir
form var. O formun yumuşaklığı da içinde barındırması lazım.
ACME: İnsanın sanata yönelmesinin, ken disini sanatla ifade etmesinin sebebi nedir
sizce?
Actual
Medicine
Doç. Dr. YALÇIN: Her kişinin yolculuğu kendinedir ve
sorunun ne olduğunu da kendi bilir. Hepimiz birbirimizi
mutlak etkiliyoruz ve ben
mesaj vermeliyim gibi bir
kaygı taşımıyorum. Kimse
doğrudan bir mesajla değişemez ve düzeltilemez Sanatın
da toplumsal sanat adı altında toplumu daha iyi hale getirmek, insanların estetik kaygılarını artırıp daha düzgün
ve değerli bir toplum
oluşturma çabası içinde
olması gerekmiyor. Sanat illa mesaj içermeli
diye bir durum yok Sanat, içinde eğitici öğretici unsurlar olsun diye
zorlanmamalı. Sanatın
çıkış noktası neresi ise
orijinalliğini bozmadan
paylaşım içinde olması
gerekir. Sanatın toplumsal olmasına gerek
yok. Sanat toplum için
63
SANATA GÖNÜL VERENLER
bulabilirsiniz. Eser dönemin
ötesinde ise kabul görebilmesi için o dönemin gelmesini
beklemelidir.
mi, yoksa sanat sanat için mi?
çok temel olan bu ikilem hala geçerliliğini devam ettiriyor. Önemli olan; sanatla
kendimizi ifade etmek ve
kendimizi değiştirebilmek.
Ben sanatı kendimize ulaşma
yolu olarak görüyorum. Başkasına çeki düzen verme aracı değil, sanatın içinde kendini ifade etme durumu var.
Tabi ki ısmarlama müzik, resim hatta roman yazan sanatçılar var, ama sanatın özünde
ısmarlama yok. Sanat; kendiliğinden oluşan kalıpların dışında daha kendine özgü, insanoğlunun özüne aittir.
ACME: Sanatçının eserini
oluştururken bağlı kalması
gereken düşünce olmalı
mı? Örneğin; toplumların
kötüye ve yanlışa değil,
iyiye ve ahlâki olan güzel liğe ihtiyacı vardır. Yaza rın içerikte aradığı en üst
gerçekse, iyi ve ahlaki
olan dır, sanat topluma
fay dalı olmalıdır gibi.
Doç.Dr. Levent YALÇIN:
Toplumsal ahlak hepimizin
içinde olduğu hepimizi çevreleyen bir kavram. Bu ahlakın dışına hareket ettiğimizde hemen cezalandırılıyoruz. Ama sanatta
bunun dışına taşan bir
durum var. Mevcut ahlaki yapıya bakıp, bu
doğru bu yanlış demek
sanatın işi değil aslında.
Sanatın, insana ait her
şeyi vurgulaması gerekir.
Dolayısıyla kendine ait
bir ahlakı yok. Sanat,
64
ACME: Tarihsel süreçte sa nat ne zaman özgürce ifa desini bulmuşsa, sanatsal
ürün de o derece hayat
bul muştur. Sizce şuan Tür kiye de düşünce ve sanat
özgürlüğü ne durumdadır?
toplumla çatışabilir. Toplum sıradanlığın dışında
her türlü olayı, kişiyi, eseri almakta önce zorlanır ve zaman içinde kabullenir. Bu durumla karşılaşan çok eser var. İlk buluşma her zaman
muhteşem olmayabilir hayal kırıklığı da yaratabilir. Sonra toplum eseri içselleştirir. Van
Gogh’un ilk tabloları övgü görmediği gibi nerdeyse kaba bir şekilde eleştirilmiştir. Toplumun
o anki algılayışını ve ilk eleştirilerini çok kaba
Doç.Dr. YALÇIN: Düşünce
ve sanat özgürlüğü var tabii
ama bunu ifade etikten sonra
yaşadıklarınız önemli. Karşılaştığınız olaylar da özgürlüğünüzün bedeli oluyor. Ortaya çıkardığınız eser ile toplumun değerleri çatışabilir.
Ama bu toplumsal yapının
dinamiği içinde var olan bir
şey zaten. Ben Türkiye de düşüncenin ya da sanatın özgür
olmadığını söyleyemem. Bir
şey ifade ediyorsanız onun
yaratacağı sorunları da tahmin etmelisiniz. Sorunlarla
karşılaşacağım diye geri durmak da doğru değil
ACME: Sanat, bir hobi ya
da zaman geçirilmesi gere ken bir oyun değildir.
Tanık olduğumuz ça ğa düşüncelerimizle iz
bırakmaktır, topluma
yol
göstermektir.”
Dü şüncesine ka tılıyor
musunuz? Sizin böyle
bir amacınız var mı?
Doç.Dr. YALÇIN: Benim böyle bir amacım
yok. Ben sanatı hiçbir
şekilde zorlama olmaksızın kendiliğinden orta-
Actual
Medicine
Ocak 2013
SANATA GÖNÜL VERENLER
durumla, ortaya koyduğu
yapıtlar her zaman para lellik göstermeyebilir. Ör neğin; Tols toy, toplumsal
durum bakımından soylu
bir kişi olmasına karşın,
köylülerin çıkar ve idealle rinin sözcüsü olmuştur.
Başka bir örnek olarak da
Balzac gösterilebilir. Özel
yaşamında krallara ve asil lere hayran olduğu halde,
yapıtlarında acımasız bir
şekilde yine onları yermiş tir. Sanat nesnelliği mi ge rektirir? Bu tezat durumun
sebebi ne olabilir sizce?
lığa çıkan ve kendini var eden
bir şey olarak görüyorum.
Toplumu devindirmek için
ideolojik bir şey yapıyorsanız
bu sanat olmanın gerisinde
kalır. Bir düşüncenin peşine
taktığınız müzik, resim, heykel vs onun ne kadar sanat
olduğuyla ilgili tartışılabilir.
ACME: Sanatçı, çoğu za man güncel yaşamında bu lamadığı neşeyi yapıtların da yaratarak yaşama bağ lanır. Örneğin: Beetho ven
'in IX. senfonisinde, Schil ler'in "Sevince Övgü" adlı
yapıtında, ya da yoksul ve
hastalıklı Antoine Watte au'nun cenneti anım satan
re simlerinde bunu görmek
mümkündür. Siz de yaşa mınızda bulamadığınızı sa natta ara yanlardan mısı nız?
Doç.Dr. YALÇIN: Ben resim
yapmaktan ziyade renkleri
birbiriyle
karıştırıyorum.
Renklerin karışımından ortaya çıkan o keyifli hali yaşamayı seviyorum. Dolayısıyla
o keyifte yaşamı daha yaşanır
hale getiriyor. Ortaya çıkan
şey beni ifade ettiği için mutlu oluyorum. Herkesin bir sanat dalı ile uğraşması ve içinde var olan yaratıcılık duygusunu harekete geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü; genel kalıpların dışında,
kendine dönük, keyif verici,
kendini daha iyi hissetmesini
sağlayacak bir sanat dalı ile ilgilenmenin iyileştirici gücü
olduğuna inanıyorum.
Doç.Dr. YALÇIN: Toplum sanatsız öteye gidemez. Ben kalıplaşmış kültürümün dışına çıkamam, sadece kendi kültürümden beslenirim deme lüksüne sahip değiliz. Bütün kültürlerin birbirine açık olması lazım. İnsana ait olan ve insan
doğasına ait olan her şey evrenseldir. Sanat herkesi ortak paydada buluşturur. İnsanın özünde
olan şey her yerde kabul görür. Resim önceleri
akademikti, ışık çok mükemmel kullanılıyordu.
Zamanla resmin mükemmel unsuru olan ışık yerini ifadeye bıraktı. Başkalarının ısmarlama tablolarını yapmak yerine renklerin daha fazla coştuğu, duygunun ön plana çıktığı, kişinin kendini
ifade ettiği resimler aldı. Böylece izleyenle izleten arasında karşılıklı etkileşim oluştu.
ACME: Sanatın bireyler ve
ACME: Sanatçının içinde bulunduğu sosyal
Ocak 2013
toplumlar üzerindeki etkileri nedir sizce?
Actual
Medicine
Doç.Dr.YALÇIN: Sanat toplum için yapılamaz. Sanatı yapan kişi o toplumdan çıkmış
olabilir ama o toplumu yansıtmak zorunda değildir. Sanatçının eserlerini her zaman
onun kişisel özelliklerinin birebir karşılığı olarak görmemek lazım. Kendi hayallerini,
rüyalarını eserlerine yansıtabilirler. Ortaya çıkan eser, kişilerin karakterleriyle ya da yaşamlarıyla çelişkili olabilir.
‘Sanatçı toplumu yüceltir’ düşüncesine katılmıyorum. Ama
ortaya çıkan sanat eseri toplumu yüceltir. Toplumun ilerleyebilmesi için herkesin içinde
bastırılmış olan duygu ve düşüncesini estetik bir şekilde dışa vurması gerektiğini düşünüyorum. Kişinin kendi özüyle var olma cabasıdır sanat.
Bu daha değerli benim için.
İçinizdeki birikimi estetik kaygılar taşıyarak dışa vurmaya
çalışma durumunu ben sanat
olarak nitelendiriyorum.
65
Download