C. Senatosu B : 36 SALİH TANYERİ (Gaziantep) — Cumhu­ riyet Halk Partisi Grupu adına ben konuşaca­ ğım. BAŞKAN — Yazı ile bildirildi mi efendim? •SALİH TANYERİ (Gaziantep) — Evet. Söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Crupu şadına Bayın Salih Tanyeri'nin, buyurun Sayın Tanyeri. Sayın üyeler, daha önce kabul edilen Danış­ ıma Kurulu kararı gereğince Dışişleri Bakan"lığı Bütçesinin tümü üzerinde gruplar adma yapılacak görüşmeler 45 dakika ile tahdidedilmiştir; bu hususu arz ederim. Buyurun Sayın Tanyeri. C. H. P. GRUPU ADINA SALİH TANYE­ Rİ (Gaziantep) — Sayın Başkan, değerli sena­ törler; Dışişleri Bakanlığının 1971 bütçesi mü­ nasebetiyle Grupumuzun, Hükümetin dış politiJkası üzerindeki görüşlerini arz etmeye çahşaca•ğız. Bu görev, gruptaki iş bölümü dolayısiyle 'Sayın Bekata'ya verilmişti. Ancak, sevgili ar­ kadaşımız, ani rahatsızlığı dolayısiyle - acele bir dekolman ameliyatı geçirmek zorunluğu do­ layısiyle - halen yurt dışında bulunduğundan bu görevi grup adına ben ifa etmeye gayret edeceğim. Sayın Başkan, değerli üyeler; bugünkü Türk dış politikasının daha da iyi belirtilebilmesi için, önce uluslararası görünüş üzerinde biraz dura­ cağız. Dünyada genel barış arzuları, henüz bir umut olmanın ötesine geçmemiştir. Bununla be­ raber, bölge savaşları hafiflemiş görünüyor. Nijerya savaşı bitmiş, Vietnamda ateş azal­ mış, Arap - İsrail çatışması bir duraklama döne­ mine girmiştir. Bununla beraber, dünyaya yön veren devlet­ ler arasındaki karşılıklı güvensizlikten doğan ©ndişeler ve istikrarsızlık devam etmektedir. Nitekim bir yandan, Amerika'nın Rusya ile :nükleer silâhların sınırlandırılması görüşmeleri sayesinde yumuşıyan hava, hemen arkasından Küba adasında bir denizaltı üssü kurma teşeb­ büsü yüzünden sertleşmektedir. öte yandan, Orta - Doğumda barışın sağlanma­ sı için Rusya ile Amerika Rogers Barış Plânı üzerinde işbirliği yaparlarken, hemen arkasmdan,Sovyet savaş gemilerinin Akdenize indiril­ mesi, ciddî endişelere yol açmaktadır. Denizler­ deki bu tehlikeli çalkantı karalara da taşmış ve 3 . 2 . 1971 O : 1 Amerika'da Yahudilerin Sovyet müesseselerine saldırmalarına; Moskova'da Amerikalıların oto­ mobillerine ve bir Amerikan diplomatına teca­ vüzle mukabele edilmiştir. Böylece, bu iki devlet arasında yıllardır görülmiyen nota ve protesto teatileri, siyasi havayı bir ölçüde bozmuştur. Asya'da Kıta Çini, kendini her yıl biraz da­ ha kabul ettirmektedir. Nitekim Çin'in Birleş­ miş Milletlere girmesi artık bir zaman işi olmak­ tan çıkmış; Milliyetçi Çin'in de Birleşmiş Mil­ letlerde kalmasını sağlıyacak bir formül bulun­ masına bağlı kalmıştır. Çünkü, sekiz yüz milyonluk ve nükleer güce de sahip Çin'in bugün Birleşmiş Milletlere olan ihtiyacından daha çok, Birleşmiş Milletlerin Çin'e olan ihtiyacı ağır basmaktadır. Bu itibarla Kıta Çin'in, dünya siyasetinde üçüncülük yerini almakta oluşu, devletleri dü­ şündürmektedir. Bu nedenledir ki, Amerika ve Rusya, Çin ile ikili ilişki hazırlıklarına şimdiden başlamış bulunmaktadırlar. Öte yandan, NATO'ya dâhil devletlerden İngiltere, İtalya, Fransa, Kanada, Holânda, Da­ nimarka ve Norveç Kıta Çin'ini tanımışlardır. Bağımsız Türkiye'nin, Çin'e karşı tutumu ve •oyu ise, Amerika'nın tutumuna ve oyuna bağ­ lanmış görünüyor. Bu arada Asya'dan yavaş yavaş çekilmekte olan Amerika'nın yerini, iktisaden olduğu gibi, askerî güc olarak da Japonya'nın alacağını ve yakın gelecekte bir de Çin ve Japon sorununun ortaya çıkacağını söylemek bir kehanet değil­ dir. Avrupaya gelince : Willy Brandt, gerçekçi yolunda yürümekte ve Federal Almanya'nın Doğuya açılış politika­ sını cesaretle yürütmektedir. Nitekim Alman­ ya; Sovyetlerle saldırmazlık paktını, Polonya ile Öder - Neisse sınırlarını tanıyan Andlaşmayı imzalamış, Çekoslovakya ile de anlaşma hazırlı­ ğına girmiş ve böylece Batı - Doğu rahatlığını sağlamış gibidir. Şimdi, Doğu Almanya ile anlaşma ve Berlin sorununa formül aranmaktadır. 1953 yılından beri kesik bulunan Doğu ve Batı Berlin telefon hattının, sınırlı da olsa yeniden bağlanması bu — 347 —