Manşetlerde Haftalık İhracat Risk Görünümü

advertisement
Euler Hermes
Ekonomik
Araştırmalar
Haftalık
İhracat Risk
Görünümü
14 Ekim 2015
Haftanın Verisi
50 dolar
Brent ham
petrolün
benchmark varil
fiyatı
Manşetlerde
Türkiye: TL daha ne kadar değer kaybedebilir?
Ankara’da 10 Ekim tarihine gerçekleşen, yaklaşık 100 kişinin hayatını kaybettiği, tarihin en kanlı terör saldırısı
zaten belirsiz olan politik ortamı olumsuz etkiledi. Güvenliğe dair endişelerin yanı sıra, hem bu saldırı hem de
önceki birkaç saldırının arkasında oldukları düşünülen IŞİD ve PKK’ya yönelik askeri eylemler de artacak. TL, en
son saldırı öncesinde USD’ye karşı 2.90 iken, sonrasında 2.94 seviyesine ulaştı. Ancak bunun öncesinde eylül ayı
ortalarında 3.06’yı gördükten sonra iyileşme kaydetmişti. Bu iyileşmeyi sağlayan ekonomik trendler arasında
ağustos ayında sanayi çıkışlarının yıllık yüzde 7,2 artması ve cari açığın 163 milyon dolara inmesi bulunuyordu
(ithalatta yıllık yüzde 17’lik daralma olmasına rağmen). Türkiye’nin dış açığı ise ülkenin ‘Aşil’in topuğu’ olmaya
devam ediyor. Ocak-ağustos döneminde 26 milyar dolar seviyesinde olan dış açığın, 2015 yılında GSYİH’nin
yüzde 5’ine ulaşacağı öngörülüyor. Bununla birlikte Fed’in faiz oranlarını artırmasının beklenmesi, TL’nin
üzerindeki aşağı yönlü baskıyı artırıyor. Haziran’daki sonuca ulaşmayan seçimlerin ardından, 1 Kasım’daki erken
seçimler sonrasında yeni bir hükümetin hızlı bir şekilde kurulması tabloya olumlu yansıyarak bu baskıları biraz
olsun azaltabilir. Ancak bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği kesin değil.
Çin: Düşe kalka mı ilerliyor?
İthalatta önemli seviyede daralma olmasına rağmen (eylül ayında yıllık yüzde 20,4; ağustos ayında yıllık yüzde
13,8) eylül ayında ticaret fazları 60,3 milyar dolar ile yüksek bir seviyede kaldı (ağustos ayında 60,2 milyar dolar
idi). Bölgesel kırılıma bakıldığında, ithalattaki azalmanın en büyük nedeninin büyük ticaret ortakları, özellikle
ASEAN (Güneydoğu Asya Milletleri Birliği; yıllık yüzde 26,6) ve Japonya (yüzde 19,3) olduğu görülüyor. İhracat
tarafında ise veriler daha olumlu. Toplam ihracat büyümesi halen eksilerde (yıllık yüzde 3,7) ancak bölgesel
bakıldığında bir gelişme olduğu görülüyor: ABD’ye yapılan ihracatta yıllık yüzde 6,7’lik büyüme kaydedilirken,
ASEAN’a yapılan ihracatta ise yüzde 6’lık büyüme elde edildi. Bu sırada, eylül ayında deflasyonel baskılar da
devam etti. Üretici fiyatlarında 43’üncü ay, üst üste olmak üzere gerileme kaydedildi (yıllık yüzde 5,9) ve tüketici
fiyatlarındaki büyüme ise zayıflayarak yıllık yüzde 2’den yüzde 1,6’ya geriledi. Genel olarak bakıldığında, yüksek
frekanslı göstergeler 3’üncü çeyrekteki büyümenin hükümetin hedefinin yüzde 7 altında gerçekleşeceğini
gösteriyor. Ekonomik görünüm, zayıf ihracat siparişleri, fiyat baskıları ve yerel talepteki zayıf büyüme ile
bulanıklaşıyor. Özel tüketim direnç gösteriyor ancak yatırımların azalması, ekonomi üzerinde ağırlık oluşturuyor.
Daha fazla gevşeme ölçülerinin alınmasını ve GSYİH’nin 2015’te yüzde 6,8, 2016’da ise yüzde 6,5 büyümesini
bekliyoruz.
Birleşik Krallık: Enflasyon olmaması iyi haber mi?
Enflasyon, nisan ve haziran aylarında olduğu gibi eylül ayında da yıllık yüzde 0,1 ile eksi seviyeye geri döndü. Bu, petrol
fiyatlarının yeniden zayıflamasının yanı sıra yıllık yüzde 2,2 ile gıda ve yıllık yüzde 2,7 ile nakliyedeki zayıflamayı da
yansıtıyor. Emtia fiyatları yıllık yüzde 2,4’lük düşüş kaydederken, hizmetler yüzde 2,5 ile sağlam bir şekilde arttı. Gıda
ve enerji fiyatları dışında tutulmak üzere çekirdek enflasyon yıllık yüzde 1 ile istikrarlı seyretti. Temel enflasyon ise
beklentiler doğrultusunda ilerledi ve önümüzdeki 2-3 ay içerisinde biraz daha azalacağı öngörülüyor. Genel olarak
bakıldığında, en iyi senaryoda 2015’te enflasyonun ortalama 0,1 seviyesinde olması, sonrasında da 2016’da yaklaşık
yüzde 1 artması (ki bu da çok zayıf bir seviye) bekleniyor. İleriye bakıldığında, Merkez Bankası’nın faiz artımıyla (bunun
en erken 2016’nın 2. çeyreğinde gerçekleşmesini bekliyoruz) ilgili olarak güvercinimsi pazar beklentilerinin artmasının
üstüne pound’daki düşüş enflasyonda olumlu gelişmelere işaret ediyor. Bunlara ek olarak, halen istikrarlı seyreden
maaş büyümesi (yıllık yaklaşık yüzde 3) ve işsizliğin azalması (yüzde 5,4 ile 2008’den bu yana elde edilen en düşük
seviye) da bunu destekliyor. Düşük enflasyon, hanelerin reel alım gücünü desteklese de 2014’ün 2. çeyreğinden beri
aşağı yönlü bir trend seyreden şirket ciroları üzerinde yük oluşturuyor.
www.eulerhermes.com.tr
Kanada: İstihdam ve konut pazarları sağlıklı
En güncel istihdam raporu eylül ayında 12.100 kişinin daha istihdam edildiğini gösterdi. Bu olumlu tablo, üst
üste üçüncü ay artış gösterirken bu yılki altıncı artışı da temsil ediyor. Maaşlardaki büyüme ise eylül ayında
yıllık yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşerek, üst üste beşinci ay enflasyonun üzerinde gerçekleşmiş oldu. İş
gücü, ağustos ayındaki 52 binin ardından 31 bin artış gösterdi. Katılım oranı da 0,2 puan artışla yüzde 65,9’a
yükseldi. Bunun yanında işsizlik de yükselerek temmuz ayındaki yüzde 6,8’in sonrasında yüzde 7,1’e ulaştı.
Ancak rapordaki bazı ayrıntılar tabloyu bulanıklaştırıyor. Eğitim sektörü, dönemsel düzenlemelere bağlanan
problemler nedeniyle 51 bin iş kaybetti. Tam zamanlı istihdamda 62 bin adetlik azalma gerçekleşirken, parttime istihdamda 74 bin adet artış oldu ve çalışma saatlerinde ayda yüzde 0,8’lik düşüş kaydedildi. Diğer
yandan, konut pazarı ağustos ayındaki 215.300 ünitenin ardından eylül ayında 230.700 adet ünitenin inşasına
başlanması ile iyileşme sinyalleri verdi. Bu, son üç yılın en yüksek seviyedeki kazancı olarak dikkat çekiyor. Birden
çok ünitenin inşasında 157.900 artış kaydedilerek, 25 yılın ikinci en yüksek seviyesine ulaşıldı ve bu, yıllık 10,5’lik
bir artışı temsil ediyor. İleriye bakıldığında, hem istihdam hem de konut piyasası verileri Euler Hermes’in umut
verici GSYİH büyümesi beklentilerini destekliyor.
Mercekteki Ülkeler
Amerika
Meksika: Tüketiciler dayanıklı mı?
GSYİH büyümesinin donuk olmasına (2’nci çeyrekte çeyrek bazında yüzde 0,5 ve yıllık yüzde 2,2) ve petrol gelirlerinin
daralması nedeniyle hükümetin mali kısıtlamalara gitmesine rağmen tüketici harcamaları hareketli seyrediyor. Temmuz
ayında, tüketim mallarının satışları çeyrek bazında yüzde 1,9 ve yıllık yüzde 3,6 artarken, eylül ayında otomobil satışlarında
yıllık yüzde 25 artış kaydedildi ve ülkenin en büyük perakende satıcısı eylül ayında satışlarındaki büyümenin yıllık yüzde 12,5
olduğunu açıkladı. Tüketimin canlanmasının arkasındaki itici kalemler ise şöyle: (i) özellikle üretim sektöründe olmak üzere
istihdamın ve reel maaşların artması, (ii) fiyatların nitekim istikrarlı seyretmesi: Eylül ayında tüketici fiyatlarındaki enflasyon
aylık yüzde 0,37 ve yıllık yüzde 2,52 seviyesindeydi; bu, 1970 yılından bu yana elde edilen en düşük seviye olma özelliğini
taşıyor, (iii) aylık işçi dövizleri yine 2 milyar doların üzerine çıktı; Meksika, ABD’nin yabancı iş gücüne en büyük katkıyı sağlayan
ülke. Enflasyonun yüzde 3 +/- yüzde 1 olan resmi hedefin orta noktasının altında olması nedeniyle para politikası, mali
düzenlemelerden daha düşük bir profilde seyredebilir. Mali düzenlemeler ve enerji sektörüne yapılan yatırımların azalması
nedeniyle GSYİH büyümesi bu yıl ve 2016’da daralarak, yüzde 3’ün altında gerçekleşecek.
Avrupa
Rusya: İhracatın düşmesi ile bilanço fazlası azalıyor
Resmi tahminler, 2’nci çeyrekte 15,8 milyar dolar olan bilanço fazlasının 3’üncü çeyrekte 5,4 milyar dolara düştüğüne işaret
ediyor. Ticari eşyaların ihracatı, 3’üncü çeyrekte global petrol fiyatlarında yeniden düşüş gerçekleşmesini yansıtacak şekilde
çeyrek bazında yüzde 14 ve yıllık yüzde 38 daralma kaydetti. İthalatta da yıllık yüzde 38 düşük gerçekleşti ancak çeyrek
bazında ise yüzde 4’lük artış kaydedildiği görülüyor. Sonuç olarak, 2014’ün 3’üncü çeyreğinde 45 milyar dolar ve 2015’in 2’nci
çeyreğinde 43 milyar dolar olan ticaret fazlası, 3’üncü çeyrekte daralarak 28 milyar dolar seviyesine geldi. Bu sırada, 3’üncü
çeyrek özel sektörün sermaye girişlerinin 5,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesiyle 2010’un 2’nci çeyreğinden bu yana
net girişlerin gerçekleştiği ilk çeyrek oldu. Yine de 200 milyar dolara yakın olan, 2014’ün başından bu yana gerçekleşen
kümülatif net sermaye çıkışları, önümüzdeki yıl da yatırımları olumsuz etkilemeyi sürdürecek. 3’üncü çeyrekte yaklaşık 522
milyar dolara yaklaşan (çeyrek bazında yüzde 6; yıllık yüzde 23 düşüş) toplam dış borcun da gösterdiği gibi, şirketler hızla
aktif satışı yaparak borçlarını azaltmayı tercih ediyor. Genel olarak bakıldığında ekonomik temellerdeki zayıflık devam ediyor
ve Euler Hermes tüm yıllık GSYİH büyümesinin 2015’te yüzde -4, 2016’da ise yüzde -0,3 olacağını öngörmeye devam ediyor.
Afrika ve Orta
Doğu
Birleşik Arap Emirlikleri: Düşüş var ancak hâlâ oyunda
Satın alma endeksi, eylül ayında 56’ya düşmesine rağmen (Ağustos ayında 57,1 idi) daha yüksek çıkışlar ve yeni siparişlerin
de etkisiyle genel bir genişlemeye işaret ediyor. Bu, yıllık 3,5’lik resmi GSYİH büyümesi tahminini destekliyor (Euler Hermes,
2015 için 3,5 ve 2016 için 4,5’lik büyüme öngörüyor). Ancak petrol fiyatlarındaki sert düşüş (brent ham petrolün benchmark
varil fiyatı 50 dolara düştü; bu, yıllık yüzde 43,6’lık düşüş anlamına geliyor) mali ve cari işlemler bilançosunu zayıflatıyor ve
finansal kırılganlığa neden oluyor. BAE’nin 1,215 milyar dolarlık hükümet fonu bulunduğundan bu durum kısa dönemde
önemli bir problem teşkil etmiyor. Yine de, zayıf petrol gelirlerinin resmi cevabı mali konsolidasyon ve bunun kapsadığı
unsurlar arasında da enerji için yapılan devlet yardımlarının azaltılması ve öncelikli olmayan projelere yapılan harcamaların
kesilmesi yer alıyor. Bu yıl mali dengenin zarar kaydedeceğini (GSYİH’nin yüzde -3,8’i, 2014’te yüzde 6’sıydı), mevcut cari
fazlanın yarıdan daha fazla azalacağını ancak GSYİH’nin yüzde 6’sına tekabül ederek yine rahat bir seviyede seyredeceğini ve
döviz kuru rejiminde değişiklik yapılmayacağını öngörüyoruz.
www.eulerhermes.com.tr
Asya Pasifik
Singapur: Parasal genişlemede II. perde
Üçüncü çeyrekte çeyrek bazında yüzde 0,1’lik büyüme ile (2’nci çeyrekte yüzde -2,5) ekonomik durgunluğun önüne geçildi.
Elektronik, hassas cihaz mühendisliği ve nakliyenin performanslarının zayıf olmasının da etkisiyle, üretim ikinci kez üst üste
3’üncü çeyrekte de daralma yaşadı (yüzde -17,4’ten çeyrek bazında yüzde -3,6). Çeyrek bazında yüzde 0,2’den yüzde 0,8’e
yükselen hizmetler ise büyümenin itici kalemi oldu. Gelişmiş göstergeler, ihracattaki büyüme zayıf olmasına rağmen yerel
talebin dirençli olduğuna işaret ediyor. Ancak ileriye bakıldığında risklerin aşağı yönlü olduğu görülüyor. Ticaret tablosu da
zayıf. Ana yüksek gelirli ekonomilerin (ABD ve Euro Bölgesi de dahil) ivme kazanması bekleniyor ancak bu ılımlı biz hızda
olacak. Çin’in GSYİH büyümesinin ise düşük yatırımlar ve ihracat büyümesi nedeniyle yavaşlaması bekleniyor. Çekirdek
enflasyonun 3’üncü çeyrekte yıllık yüzde 0,3 olması ve TÜFE’nin yüzde -0,6 daralması ile aşağı yönlü baskılar halen mevcut.
Merkez Bankası, bu yıl ikinci kez Singapur dolarının (SGD) nominal efektif döviz kuru aralığı (NEER) politikası bandının oranını
azalttı. Bandın genişliği ve seviyesi ise değişmedi.
Takvim / Neleri Takipte Olacağız?

15 Ekim
ABD – Eylül ayı TÜFE

15 Ekim
Polonya – Eylül ayı TÜFE

15 Ekim
AB liderleri Brüksel’deki iki günlük zirvede toplanıyor

15 Ekim
İsrail – Eylül ayı TÜFE

16 Ekim
ABD – Eylül ayı sanayi üretimi

16 Ekim
Kanada – Ağustos ayı üretim gönderimleri

16 Ekim
Avusturya – Eylül ayı TÜFE

19 Ekim
Avrupa Komisyonu – Ağustos ayı inşaatlar

19 Ekim
Ukrayna – Eylül ayı sanayi üretimi

20 Ekim
Macaristan – Faiz oranı kararı

20 Ekim
Almanya – Eylül ayı TÜFE

20 Ekim
ABD – Eylül ayı konut başlangıçları ve izinler

21 Ekim
Güney Afrika – Eylül ayı TÜFE

21 Ekim
Kanada – Merkez Bankası yıllık faaliyet raporu

21 Ekim
Türkiye – Faiz oranı kararı
www.eulerhermes.com.tr
Feragatname
Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir.
Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Euler Hermes SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı
değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları, kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete
geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış olabileceği hiçbir yargı
alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Euler Hermes tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu
ile tamamlığı hakkında Euler Hermes, hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve
onu kullanmak aracılığıyla doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Euler Hermes Finans
Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Euler Hermes SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi
tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir.
Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir.
Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına
dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya
olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra, “olabilir”,
“olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”,
“öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya
olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik
koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere
finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri,
(vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) Euro-Dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri,
(x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı
hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel
rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana
gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar
Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi
www.eulerhermes.com.tr
Download