Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN - E

advertisement
FARMAKODİNAMİK
Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
•
Farmakodinami,
ilaçların biyokimyasal ve fizyolojik
etkileri ile onların etki
mekanizmalarını inceler
2
İLAÇLARIN ETKİ
MEKANİZMALARI
3
•
İLAÇLARIN ETKİ MEKANİZMALARI
İlaçların etkileri ile ilgili mekanizmalar;
sistem, organ, doku, hücre, subsellüler ve
moleküler düzeyde incelenebilir. Sistem, organ
veya doku düzeyindeki (makrodüzeydeki) etki
mekanizmaları birçok ilaç için incelenmiştir. Buna
karşılık hücre veya moleküler
düzeydeki(mikrodüzey) etki mekanizmaları kısıtlı
sayıdaki ilaç için incelenebilmiştir.
4
İlaçların etki mekanizmaları ve etkileri iki
şekilde incelenebilir
•
•
1-invitro: vucut dışında organ, doku, hücre
veya makromoleküller üzerine ilaçların
etkisinin incelenmesidir. Organ veya dokular
vucut dışında yaşatılarak ilaç etkisi incelenir.
Örnek:izole organ çalışması adı verilen
yöntemde barsaklardan alınan küçük bir parça
özel hazırlanmış solüsyonlarda yaşatılır ve
ilaçların etkisi incelenir
2-in vivo:Canlı (intakt) organizmaya ilaç
5
uygulanarak ilaç etkisinin incelenmesidir.
Canlı
Organ düzeyindeki ilaç etkisinin
araştırılması her iki yöntemde(invitro ve in vivo)
farklı bulunabilir.
İn vivo çalışmalarda organ üzerine etkili
fizyolojik düzenleme mekanizmalarının (sinir
sistemi veya hormonlar) etkisi söz konusudur .
İncelediğimiz ilacın oluşturacağı etki (primer
etki) organı etkileyen sistemlerin etkisi (ikincil
etkiler) tarafından modifiye edilmektedir.
Örnek:Noradrenalin invivo olarak verildiğinde
kalp atış hızını azaltır. Bunun nedeni ise kan
basıncındaki artmaya bağlı olarak refleks
etkinin
6
Bazı ilaçların etkisinin görülebilmesi için
sinirsel ve hormonal düzenleyici mekanizmaların
var olması gerekir.
Herhangi bir reseptörü bloke eden ilacın
etkisinin gözlenebilmesi için o reseptörün
uyarılmış olması gerekir. Bu tür ilaçların etkisi in
vitro olarak görülmeyebilir.
Örnek: alfa adrenerjik reseptörleri bloke
ederek damarlarda genişleme oluşturan alfa
adrenerjik reseptör antagonisleri invitro
etkisizdirler.
7
İki ayrı ilaç aynı mekanizma ile etkili ise etki
kalıplarının aynı olması beklenmemelidir. Bu iki
ilacın dağılımı ile ilgili özellikler farklı olursa etki
kalıpları da farklı olabilir.
Örneğin ilaçlardan biri beyine
giremeyebilir, bu durumda etkisi sadece
periferde görülür. Diğerinin etkisi ise hem
beyinde (santral sinir siteminde) hem de
periferde görülür.
Bazen ilaçların yapılarında meydana
getirilen bazı değişiklikler ilacın dağılım kalıbını
değiştirir dolayısıyla etki kalıbı da değişir.
8
İlaçların başlıca etki mekanizmaları
•
•
•
•
İlaçlar hücrelerde bulunan reseptörleri
etkileşerek etki oluşturabilirler.
İlacın fiziksel veya kimyasal bir özelliğine bağlı
olarak etki oluşturabilirler.
İlaçlar bazı enzimleri inhibe ederek veya aktive
ederek etki oluşturabilirler.
İlaçlar vucuttaki bazı substratların yerini alarak
etki oluşturabilirler.
9
İlaçların başlıca etki
mekanizmaları
•
•
•
•
İlaçlar organizmada eksik/yetersiz olan bir
maddenin işlevini görerek etki oluşturabilirler.
İlaçlar vücutta bulunan bazı maddelerin
salıverilmesini sağlayarak etki oluşturabilirler.
Hücre membranındaki iyon kanallarının
geçirgenliğini değiştirerek etki oluşturabilirler.
İlaçlar bazı maddelerle birleşerek (şelasyon
oluşturarak ) de etkili oluşturabilirler.
10
İLAÇLARIN ETKİSİNİ
DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER
11
İLAÇLARIN ETKİSİNİ
DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER
• İlaçların vücuttaki etkisi çok çeşitli faktörler
tarafından değiştirilebilir. Bu faktörlerden bazıları
ilacın farmakokinetiğini bozmak suretiyle, onun etki
yerindeki konsantrasyonunu değiştirirler.
• Diğer bazı faktörler ise ilacın farmakokinetiği
üzerinde bir değişme yapmaksızın hedef organ veya
hücrelerin cevap verme yeteneğini değiştirir.
12
Vücut ağırlığı, dağılım hacmi ve
ilacın klerensi:
• Vücut ağırlığına göre doz hesap ederken kişinin
gerçek ağırlığının değil, "yağsız" (ideal) ağırlığının
esas alınması uygun olur.
• İlacın eliminasyonunun hızlı veya yavaş olması onun
kandaki ve etki yerindeki konsantrasyonunun hızlı
veya yavaş olarak azalmasına yol açar. Eliminasyon
hızını belirleyen önemli bir parametre olan klerens
vücut ağırlığı fazla olanlarda, düşük ağırlıkta olanlara
göre daha fazladır.
13
Yaş
• Yaşın ilaç etkisini değiştirmesi esas itibariyle, yaşa
göre vücut cüssesinin farklı olmasından ve kısmen
de "uç" yaşlarda (yenidoğan ve bebekler ile
yaşlılarda) daha belirgin olmak üzere, ilacın
eliminasyon hızının yasa göre değişkenlik
göstermesinden ileri gelir.
• Yenidoğan ve bebeklerle eliminasyon mekanizmaları
henüz olgunlaşmamıştır, yaşlılarda ise etkinlikleri
azalmıştır.
14
Absorpsiyon azalması ve
eliminasyon organlarının
hastalıkları
• Böbrek hastalıkları, ilaçların renal itrah hızlarının
azalması nedeniyle onların etkinliğinde artmaya yol
açar.
• Karaciğer hastalıklarında ilaçların hepatik
klerensleri azalır.
• Karaciğer bozukluğu bazı ön-ilaçların aktif şekle
dönüşümünü azaltacağından, bu ilaçların karaciğer
hastalarında etkisi azalmış olabilir.
15
Cinsiyet
• İlaç metabolizmasının cinsiyete bağlı olarak değişimi
konusunda insanlarda yapılan incelemeler
erkeklerle kadınlar arasında ilaçların eliminasyon
hızı bakımından ilaçların çoğu için belirgin bir fark
olmadığını ortaya koymuştur.
• Kadınların antipirini erkeklere göre daha hızlı
elimine ettikleri saptanmıştır. Buna karşılık, erkekler
süksinilkolin, asetilkolin ve diğer bazı kolin esterleri
ile prokaini kadınlardan daha hızlı inaktive ederler.
16
Çevresel faktörler ve diyet
• Çevre kirlenmesine neden olan çeşitli maddelerin,
biyotransformasyon yapan enzimleri etkileyerek ilaç
etkisinde değişiklik yapması mümkündür. Bu
maddelerden tarımsal savaşım aracı olarak kullanılan
poliklorlu bifeniller, DDT ve benzeri organik klorlu
insektisidler, benzopiren ve benzeri polisiklik
aromatik hidrokarbonlar belirli mikrozomal enzimleri
indüklerler.
• Bol proteinli diyetle beslenen insanlarda antipirin ve
teofilin'in metabolizmasının hızlandığı,
karbonhidrattan zengin diyetle beslenenlerde ise
yavaşladığı bulunmuştur.
17
Genetik faktörler
• Genetik faktörler, bireylerde ilaçların eliminasyon
hızını, ilaç reseptörlerinin ve hedef
hücrelerdeki diğer yapıların niteliğini ve niceliğini
değiştirerek ilaç etkisinin bireyler arasında ve etnik
gruplar ve ırklar arasında değişkenlik göstermesinde
önemli rol oynarlar (Bu konuları inceleyen
farmakoloji dalı “farmakogenetik”).
18
Atopi
• Bazı kimselerde ilaçlara bağlı tipik alerjik
reaksiyonlar, diğer kimselere göre daha sık görülür.
Bunların çoğu aynı zamanda bronşiyal astım, saman
nezlesi ve besin alerjisi gibi patolojik durumları olan
kimselerdir. Atopi denilen bu durumun en önemli
nedeni, böyle kişilerin immünoglobülin E tipi antikor
oluşturmaya genetik predispozisyonlarının
bulunmasıdır.
19
Gebelik
• Mide suyunun bileşiminin değişmesi ve mide-barsak
kanalının motilitesinin azalması sonucu ilaçların
absorpsiyonu gecikebilir ve azalabilir.
• Karaciğerde biyotransformasyon yapan enzimlerin
etkinliği artar.
• Böbrek kan akımı ve glomerüler filtrasyon hızı artar.
• Dolaşan kan ve interstisyel sıvı hacminin artması ve
fötüs içine dağılım nedeniyle ilaçların gerçek ve
sanal dağılım hacimleri artar.
20
Biyolojik değişkenlik
• Yukarıda sayılan ve ilaç etkisini değiştirdiği belirtilen
çeşitli faktörler bakımından aralarında görünüşe
göre fark bulunmayan insan veya deney hayvanı popülasyonunda belirli bir dozda ilaç verildiği zaman
meydana gelen etkinin derecesi bütün bireylerde
aynı olmaz, bireylerarası fark gösterir. Eğer oluşan
etki hep veya hiç şeklinde bir cevapsa (örneğin
uyuma gibi) ilaç optimal dozda verildiğinde,
populasyondaki bireylerin bir kısmında etki oluşur,
geri kalanlarda ise oluşmaz.
21
Tolerans, taşifilaksi,
desensitizasyon
• Bazı ilaçlar uzun süre devamlı kullanıldıkları zaman,
başlangıçtaki dozun etki şiddetinin giderek azaldığı
ve etki süresinin kısaldığı görülür. Aynı tesiri idame
ettirmek için dozu gittikçe artırmak gerekir. Bu
duruma tolerans adı verilir.
• Bir örnek opioid analjeziklerdir; bu ilaçların kesintisiz
bir şekilde yinelenerek verilmeleri halinde ağrı kesici
etkiyi idame ettirebilmek için dozun giderek
artırılması gerekir.
22
Tolerans, taşifilaksi,
desensitizasyon
• Aynı farmakolojik gruptan olan ilaçlardan birine
tolerans kazanan bir kimse, diğerine karşı da tolerans
kazanmıştır; buna çapraz-tolerans adı verilir. Tipik bir
örneği, alkoliklerin, alkol gibi santral sinir sisteminin
genel depresanı olan uyku ilaçları, genel anestezikler
ve anksiyolitik ilaçlara tolerans gösterebilmeleridir.
23
Tolerans, oluşumuna göre;
• Biyokimyasal veya farmakokinetik tolerans: İlaç, yinelenen
dozlarda sürekli verildiğinde, kendini vücutta inaktive eden
enzim sistemini indükler (otoindüksiyon). Böylece ilacın
eliminasyonu zamanla giderek artar; plazmadaki ilaç
konsantrasyonu etkinliği giderek azalır.
• Farmakodinamik veya hücresel tolerans: Hücrenin ve
reseptörlerin ilaca devamlı olarak maruz kalmaları halinde
hücrelerde o ilaca adaptasyon gelişir. Böylece reseptörlerin
sayısı ve/veya ilaca duyarlığı ve diğer subselüler yapıların ilaca
cevap verme yeteneği giderek azalır. Bu tür toleransta, ilacın
belirli bir dozunun plazmada sağladığı konsantrasyon
düzeyinde bir azalma olmaz.
24
Taşifilaksi
• Toleransın çok çabuk oluşan bir şekli vardır ki, buna
taşifilaksi denilir. İn vivo koşullarda agonist ilaçların
verilmesi sırasında çabuk gelişen tolerans yani akut
tolerans için genellikle bu deyim kullanılır. Dakikalar
veya saatler içerisinde oluşur.
Desensitizasyon
• İn vitro ortamda çok kısa sürede gelişen akut
toleranstır.
25
UYUNÇ
• Uyunç, vücutta etki yapan, biyolojik bir faktör
değildir; fakat bulunmadığı takdirde, tedavinin
başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olan önemli bir
faktör olduğu için buraya alınmıştır. Farmakoloji
yönünden uyunç (compliance), hastanın, reçetede
yazılan ilaçlar hakkında hekim tarafından kendisine
yapılan tavsiyelere uyma isteği ve uyma derecesidir.
26
İLAÇLAR ARASI
ETKİLEŞMELER
27
-Bir ilaç diğer ilacın etkisini değiştiriyorsa, bu iki ilaç
arasında etkileşme söz konusudur.
-Etkileşme, bir ilacın terapötik etkisini diğer bir ilaçla
artırmak veya onun yan etkilerini azaltmak için
yapılıyorsa; buna yararlı etkileşme denir.
-Etkileşme, ilaçların bilgisizce kullanılması sonucu ya da
hastada belirli bir ilaçla tedaviye başlarken onun
almakta olduğu ilaçların bilinmemesi istenmeyen
etkileşme ye neden olur.
28
İlaçlar arasındaki etkileşmeler
oluş mekanizmalarına göre ikiye ayrılırlar;
I.
II.
Farmakodinamik Etkileşmeler: İlacın plazma
veya diğer vücut sıvılarındaki
konsantrasyonunu, ikinci ilaç değiştirmez.
Farmakokinetik Etkileşmeler (ADME tipi
etkileşme):
Farmasötik Etkileşmeler: Vücut dışında
meydana gelen etkileşmedir.
29
• Agonist: Bir reseptöre bağlanıp etki
oluşturan ilaç.
• Parsiyel Agonist: Bir reseptöre bağlanıp
zayıf etki oluşturan ilaç.
• Antagonist: Bir reseptöre bağlanıp etki
oluşturmayan ilaç.
• İnvers agonist(ters agonist): Bir reseptöre
bağlanıp, reseptörün olağan agonistinin
yaptığı etkinin tersi yönde etki oluşturan
ilaçtır.
30
FARMAKODİNAMİK ETKİLEŞMELER
I.
II.
Antagonizma
i.
Kimyasal Antagonizma
ii.
Fizyolojik Antagonizma
iii.
Farmakolojik Antagonizma
Kompetitif Antagonizma
Non-Kompetitif Antagonizma
-İndirekt Farmakolojik Antagonizma
Sinerjizma
i.
Sumasyon (Additif Etkileşme)
ii.
Potansiyalizasyon (Supraadditif Etkileşme)
31
Kimyasal Antagonizma:
Agonist ilacın, antagonist ile kimyasal olarak birleşmesi
sonucu etkisiz hale getirilmesi olayıdır.
Antidot olarak da adlandırılırlar.
Ör:
İlaçların kanda albümine bağlanması,
Dimerkaprol x (civa, altın, bizmut, arsenik …)
Pralidoksim-Obidoksim x Organofosfatlı
insektisidler
Heparin x Protamin sülfat
Digoksin x Digibind
32
Fizyolojik (Bağımsız) Antagonizma :
Bir ilacın etkisinin, ayrı bir reseptör veya mekanizma
aracılığı ile aksi yönde etki yapan diğer bir ilaç tarafından
azaltılması veya ortadan kaldırılmasıdır.
Antagonistler tek başlarına verildiklerinde agonisttirler,
ancak etkileri ters yöndedir.
Fizyolojik antagonistler, aynı ilacın farmakolojik
antagonistlerine göre daha az spesifik ve daha az selektif etki
gösterirler.
Ör:
Kolin esterleri, Nitratlar x Noradrenalin, diğer
vazokonstrüktörler
Barbituratlar, Narkotikler x Doksapram, Kafein
Bazı ilaçlar vücutta endojen aktif maddelerin sentez ve
salıverilmelerini artırarak indirekt nitelikte etki yaparlar. Ör:
NSAII (Aspirin, İndometazin) x Propranolol, Furosemid
33
Farmakolojik Antagonizma:
Aynı reseptörle birleşebilen iki ilaç arasındaki etkileşmedir.
Agonist reseptör ile birleşince etki oluştururken, antagonist
direkt etki meydana getirmez.
Reseptöre reversibl veya irreversibl bağlanmaya göre
kompetitif veya non-kompetitif olarak ikiye ayrılır.
İndirekt Farmakolojik Antagonizma: Antagonistin, reseptör
dışında endojen bir etkin maddenin etkinliğini veya diğer bir
ilacın endojen bir etkin madde ile yaptığı etkiyi indirekt
olarak azaltması veya önlemesi. Örneğin;
ACE inhibitörleri, AgI-AgII dönüşümünü reseptör
düzeyinde değil enzimi inhibe ederek önlerler…
Aspirinin COX inhibisyonu yaparak antienflamasyon
etkisi…
Hormon biyosentezini inhibe eden ilaçlar…
34
Sinerjisma:
Bir ilacın diğerinin etkisini artırmasıdır. Artırmanın
derecesine göre 2’ye ayrılır;
Sumasyon (Additif Etkileşim)
Potansiyalizasyon (Supraadditif Etkileşim)
Sumasyon:
•
Aynı etkiye sahip iki ilaç, birlikte verildiklerinde
oluşturdukları etki tek başlarına verildiklerinde
oluşturdukları etkinin cebirsel toplamına eşit ise additif
etkileşmedir.
Aspirin + Parasetamol
35
Sinerjisma:
Potansiyalizasyon:
•
İki ilaç bir arada verildiklerinde oluşturdukları kombine
etkinin miktarı, bireysel etkilerinin sumasyonundan
beklenenden fazla ise supraaditif etkileşmedir. Örnek;
Asetilkolinesterazlar, kolin esterlerini potansiyalize
ederler,
Kokain, Noradrenalinin re-uptake’ini inhibe eder,
MAO inhibitörleri- tiramin, efedrin’in etkilerini
potansiyalize eder.
36
FARMASÖTİK ETKİLEŞİMLER
• Aminoglikozid antibiyotik + Penisilinler
Çökelti
• Hidrokortizon Na süksinat + Tetrasiklin
Çökelti
• Tiyopental + Süksinil kolin
Çökelti
37
İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ
38
İlaç etkisinin üç önemli özelliği
•
1-geçici olması
•
2-doza bağımlı olması
•
3-seçici olması
Seçicilik: Bir ilacın sadece kullanış amacı ile
ilgili hücre yapı veya fonksiyonları etkilemesidir.
Fakat bu şekilde etkili olan ideal bir ilaç yoktur.
Bütün ilaçlar hedef hücre veya dokular dışında
da etkili olurlar ve sonuçta istenilen etkiler
yanında az veya çok istenilmeyen etkiler de
oluşturur.
39
İlaçların tesirleri (etkileri) iki gruba ayrılır.
1-istenilen etkiler: yararlı etkiler (terapötik
etkiler, tedavi edici etkiler)
2-istenmeyen etkiler
a-yan tesirler: genellikle olağan dozlarda
görülür. b-toksik tesirler: yüksek dozlarda
görülürler
•
•
Toksik tesir(zehirli tesir): hücre hasarı veya
ölümü ile sonuçlanan ilaç etkileridir.
40
Zehir: hücrelerin ölümüne ya da hasarına
yol
•
Yan tesirleri olduğu bilinen bir ilacı kullanmaya
karar verirken , öncelikle ilacın sağlayacağı
faydanın zararından daha fazla olmasına dikkat
etmek gerekir. Başka bir deyişle ilaç bize
fayda sağlayacaksa kullanmak gerekir.
•
•
•
Yarar/zarar oranı= tedavi edici tesirler/ istenmeyen tesirler
İatrojenik hastalık: yanlış ilaç kullanmaya bağlı
olarak oluşan hastalıklar
Hipokratın ilkelerinden birisi: Önce zarar verme
41
•
Güven aralığı (terapötik indeks):
Minimal Toksik Konsantrasyon
ile
Minimal Etkin Konsantrasyon
arasıdır.
•
•
Tedavi indeksi(güvenlik indeksi): TD50/ED50
İlacın güvenirliğini (zararsızlığını) gösteren en
42
önemli kantitatif gösterge tedavi indeksidir
İLAÇLARIN YAN TESİRLERİ
•
1-Yalın toksik tesirler
•
2-Özel toksik tesirler
•
3-İlaç allerjisi
•
4-Aşırı duyarlılık reaksiyonları
•
5-İdiosenkrazi veya genetik farklılığa bağlı
reaksiyonlar
43
1-YALIN TOKSİK TESİRLER
•
En sık görülen toksik tesir
•
Doza bağımlı
•
Öngörülebilir.
Kendi içinde üç gruba ayrılır
a-fonksiyonel toksik tesirler
ilaçların dozu artırıldığı zaman normal ilaç
etkisinin şiddetlenmiş olarak ortaya çıkması
(Atropin.......kabızlık, idrar retensiyonu)
b-Biyokimyasal toksik tesirler
44
Yalın toksik tesirleri en aza indirgemek için
•
1-doz ayarı iyi yapılmalı
•
2-mümkün ise ilaç lokal olarak verilmeli
•
3-ikinci bir ilaçla birlikte verilmemeli
•
4-Vucutta dağılımı daha elverişli bir ilaç
verilmeli
45
2-ÖZEL TOKSİK TESİRLER
Hücre çekirdeği düzeyinde oluşan kalıcı
nitelikteki toksik tesirlerdir.
Üç gruba ayrılır
•
a-mutajenik etki
•
b-kanserojenik etki
•
c-teratojenik etki
46
a-Mutajenik etki
•
•
•
•
•
Mutasyon: ilaçların, kimyasal maddelerin
veya radyasyonun hücre DNA sında
oluşturduğu kalıcı yapı değişiklikleridir.
Mutajen: mutasyon yapıcı etkisi olan madde
Mutant : mutasyona uğrayan (gen, kromozom,
hücre)
Mutajenik etki(genotoksik etki ): mutasyon
oluşturucu etki
Bütün hücrelerin yapısı, gelişmesi,
47
fonksiyonları ve çoğalması ile ilgili bilgiler
b-Kanserojenik etki
•
•
•
•
kanser (karsinom): hücrelerin
yeterince farklılaşmadan kontrolsüz
bir şekilde aşırı çoğalması.
Kanserojen (karsinojen,
onkojen):kanser oluşturan
onkoloji: kanserin teşhis ve tedavisi
ile ilgili bilim dalı
48
c-Teratojenik etki
•
•
•
•
Embriyo: döllenme ile 2. ay sonu
arasındaki gebelik ürünü
fetus: 2. ay sonundan doğuma kadar
olan gebelik ürünü
Teratogenezis: Bazı ilaçlar veya
kimyasal maddelerin gebe kadınlar
tarafından alınması ile embriyo veya
fetusda oluşan gelişme bozukluklarıdır.
49
3-İLAÇ ALLERJİSİ
•
Allerji: vucudun belirli bir ilaca veya kimyasal
maddeye karşı hassa olmasıdır.İmmunolojik
bir reaksiyondur
İlaçlara karşı oluşan allerjik reaksiyonlar
antijen-antikor birleşmesi şeklinde olmaktadır.
İlaç allerjisinin başlıca özellikleri
•
1-Doza bağımlı değildir
•
2-öngörülemez
•
50
Allerjik reaksiyon belirtileri :
deri döküntüleri, ödem, eozinofili, anaflaksi
•
Çapraz allerji: Yapıca birbirine benzer
maddelerden birisine karçı allerjisi olan bir
kimsenin, diğerine de allerjisinin olmasıdır.
Allerjinin iki dönemi vardır
•
1-ilk karşılaşma dönemi (duyarlılık oluşur)
•
2-duyarlı kimsenin allerjen madde ile
ikinci kez
51
4-DAYANIKSIZLIK REAKSiYONLARI
•
•
(aşırı duyarlılık reaksiyonları)
Kişide mevcut bir hastalığa bağlı olarak yalın
toksik tesirlerin abartılı olarak ortaya
çıkmasıdır.
Astımlılarda..............Histamin, kolinerjik
ilaçlar, Beta blokerler
Hipertiroidizm...........adrenalin
52
•
•
5-İDİYOSENKRAZI VE GENETİK
FARKLILIĞA BAĞLI REAKSIYONLAR
Genetik defekt nedeniyle meydana gelen
enzim ve metabolizma ile ilgili değişiklikler
bazen ilaçların beklenmedik bir şekilde toksik
olmasına neden olur.
G-6-P dehidrogenaz enzimi............ Eğer
genetik olarak eritrositlerde eksik ise , sıtma
ilaçları (primakin) aldıklarında hemoliz53 oluşur.
Download