ankara üniversitesi fen bilimleri enstitüsü yüksek lisans tezi

advertisement
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BRODİFACOUM’UN
SIÇAN DALAĞI ÜZERİNE HİSTOKİMYASAL ETKİSİ
Burcu BAYRAMLI
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
ANKARA
2016
Her hakkı saklıdır.
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
BRODİFACOUM’UN SIÇAN DALAĞI ÜZERİNE HİSTOKİMYASAL ETKİSİ
Burcu BAYRAMLI
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyoloji Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Nursel GÜL
Bu çalışmada kemiricilere karşı kimyasal mücadelede kullanılan Brodifacoum’un dalak
üzerine hisyokimyasal etkileri CD4 ve CD8 histokimyasal boyama yöntemi ile ışık
mikroskobunda araştırıldı. Deneylerde sıçanlar beş gruba ayrıldı (n:6 birey): kontrol
grubu, 24 saat, 72 saat, 14 gün, 30 gün brodifacoum uygulamalı
grubu.
Brodifacoum’un 0,2 mg’lık tek dozu Dimetil sülfoksitte (DMSO) çözdürülerek, ergin
erkek sıçanlara oral yoldan bir kez verildi. Deney grubundaki sıçanlardan uygulamadan
24 saat,72 saat, 14 gün ve 1 ay sonra ve kontrol grubundaki sıçanlardan 14 gün sonra
eter anestezi ile dalakları alındı. Dokular tespit edildi, dehidre edildi ve parafine
gömüldü. Parafin bloklardan 5 mikron kalınlığında kesitler alınıp, ışık mikroskobunda
histokimyasal yöntemlerle incelendi.
Yapılan ışık mikroskobu çalışmasında kontrol grubu sıçan dalağındaki kapsül, beyaz
pulp ve kırmızı pulp bölgelerinin normal yapıda olduğu ve doğal yapısındaki gibi
primer ve sekonder foliküllerin (germinal merkez) az sayıda olduğu ayrıca CD4 ve CD8
lenfositlerin normal yapılarına uygun olarak yuvarlak oldukları gözlendi. 24 saat
brodifaoum uygulanmış sıçan dalakların da CD4 ve CD8 hücrelerinde bozulmaların
başladığı ve germinal merkezlerin çaplarında büyüme olduğu gözlendi. Zaman artışına
bağlı olarak (72 saat ve 14 gün) primer foliküller artarken, germinal merkezlerin
çaplarında artış ve doku kayıpları tespit edildi. Bunun yanı sıra brodifacoum
uygulamasından 30 gün sonra sıçanlarda alınan dalaklarda CD4:CD8 oranının kontrol
grubuna yaklaştığı, hücre şekillerinde düzelme iyileşmenin etkisi olarak rapor edildi.
Yapılan bu çalışmayla brodifacoum’un sıçan dalağında immünohistokimyasal olarak
anormalliklere yol açtığı tespit edilmiştir.
Ağustos 2016, 46 sayfa
Anahtar kelimeler: Brodifacoum, dalak hücresi, histokimya, antikoagülant, CD4,
CD8, ışık mikroskobu, sıçan, Rattus norvegicus
ii
ABSTRACT
Master Thesis
HİSTOCHEMİCAL EFFECTS OF BRODİFACOUM ON RAT SPLEEN
Burcu BAYRAMLI
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Science
Department of Biology
Supervisor: Prof.Dr. Nursel GÜL
In this study, histochemical effects of Brodifacoum, an anticoagulant used against
rodents, on spleen are examined under light microscope by using CD4 and CD8
histochemical staining method. On the experiments rats were divided into five groups
(n:6 individual): control group, 24 hours, 72 hours, 14 days and 30 days Brodifacoum
applied groups. Single dose of 0.2 mg Brodifacoum was dissolved in Dimethyl
Sulfoxide (DMSO) was given orally to mature male rats. Spleen samples were collected
under ether anaesthesia after 24 hours, 72 hours, 14 days and 1 month from the rats in
the experimental groups and after 14 days from the rats in the control group. Tissues
were fixed, dehydrated and embedded into paraffin. Sections with 5 micron thick were
taken from paraffin blocks and examined under light microscope by using histochemical
methods.
In this light microscope study, it was observed that capsule, white pulp and red pulp
zones in the rat spleen were constructed normally and as their natural structure primary
and secondary follicles (germinal center) they were few in number and CD4 and CD8
lymphocytes were spherically structured. In the 24 hours spleens of the rats, the
diameters of germinal centers were expanded and deterioration of the structure of CD4
and CD8 cells was observed. Related to the increase in time (72 hours and 14 days) it
was determined that primary follicles increased in number and the diameters of
germinal centers expanded. In addition to this, after30 days, the rate of CD4:CD8 of the
brodifacoum apllied rat spleens was approximate to the rate of the control group and the
improvement of the structures of the cells were reported as an effect of regeneration.
With this presented study, it was identified that brodifacoum caused
immunohistochemically abnormalities on rat spleen.
August 2016, 46 pages
Key Words: Brodifacoum, spleen cell, histochemistry, anticoagulant, CD4, CD8, light
microscoby, rat, Rattus norvegicus
iii
TEŞEKKÜR
Bu tez çalışmasında bana bilgi ve tecrübeleriyle katkı sağlayan danışman hocam Sayın
Prof. Dr. Nursel GÜL’e (Ankara Üniversitesi Biyoloji Anabilim Dalı); tez önerisinde
teori kurmamızda bize yol gösteren Sayın Prof. Dr. Nuri YİĞİT’e (Ankara Üniversitesi
Biyoloji Anabilim Dalı), kesit alınmasında tez çalışmamda katkısı olan Gazi
Üniversitesinden Sayın Prof. Dr. Zekiye SULUDERE (Gazi Üniversitesi Biyoloji
Anabilim Dalı) ve Sayın Uzman Damla AMUTKAN (Gazi Üniversitesi Biyoloji
Anabilim Dalı) hocalarıma sonsuz teşekkür ederim. Tez çalışmalarım sırasında bana
manevi destek sağlayan Hakan ESKİZENGİN’e, Ceren GÜLER’e teşekkür ederim.
Benden manevi ve maddi desteklerini esirgemeyen annem Songül BAYRAMLI, babam
Ekber BAYRAMLI ve ablam Özge BAYRAMLI’ya saygıyla teşekkür ederim.
Burcu BAYRAMLI
Ankara, Ağustos 2016
iv
İÇİNDEKİLER
TEZ
ONAY
SAYFASI
ETİK .................................................................................................................................. i
ÖZET................................................................................................................................ ii
ABSTRACT ....................................................................................................................iii
TEŞEKKÜR ................................................................................................................... iv
KISALTMALAR DİZİNİ ............................................................................................. vi
ŞEKİLLER DİZİNİ ...................................................................................................... vii
ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................. ix
1.GİRİŞ ............................................................................................................................ 1
2.KAYNAK ÖZETLERİ ................................................................................................ 6
2.1 Rodentler.................................................................................................................... 6
2.2 Antikoagülant rodentisitler ...................................................................................... 7
2.3 Brodifacoum .............................................................................................................. 9
2.4 Dalak......................................................................................................................... 11
2.5 T Lenfositleri ........................................................................................................... 15
3.MATERYAL ve METOD......................................................................................... 18
3.1 Deney Hayvanları .................................................................................................... 18
3.2 Hayvanlara Brodifacoum Uygulanması ................................................................ 18
3.3 Işık Mikroskobu Preparasyonu ............................................................................. 19
4.ARAŞTIRMA BULGULARI .................................................................................... 21
5.TARTIŞMA ................................................................................................................ 38
KAYNAKLAR .............................................................................................................. 41
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................... 46
v
KISALTMALAR DİZİNİ
PPX
Propoxure insektisit
NK
Natural Killer hücreleri
Ig
İmmunoglobulin
ASH
Antijen Sunan Hücreler
MHC
Major Histocompatibility Complex
DMSO
Dimetilsülfoksit
BW
Body Weight (vücüt ağırlığı)
PBS
Phosphate Buffered Saline
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1 Rattus norvegicus ......................................................................................................................... 6
Şekil 2.2 Birinci nesil antikoagülantlara örnek ........................................................................................... 7
Şekil 2.3 İkinci nesil antikoagülantlar ve piyasada bulunuş şekilleri .......................................................... 8
Şekil 2.4 Antikoagülant rodentisitlerin ilk kullanıldıkları tarihler ve kimyasal yapıları ............................. 9
Şekil 2.5 Dalağın yapısı ............................................................................................................................ 12
Şekil 2.6 Dalak genel ................................................................................................................................ 13
Şekil 4.1 Hematoksilen ile boyanan kontrol grubu sıçan dalağı genel görüntüsü ..................................... 21
Şekil 4.2 Hematoksilen ile boyanan kontrol grubu sıçan dalağı ............................................................... 22
Şekil 4.3 Brodifacoum uygulanan sıçan dalağında kontrol grubunun genel dalak görüntüsü ................... 22
Şekil 4.4 CD4 Yardımcı T lenfositi kontrol grubunun beyaz pulp bölgesi ............................................... 23
Şekil 4.5 CD8 kontrol grubu sıçanların dalak yapısı ................................................................................. 23
Şekil 4.6 CD4 Yardımcı T lenfositi kontrol grubunun beyaz pulp bölgesi ............................................... 24
Şekil 4.7 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile boyanan sıçan
dalağının genel görüntüsü .......................................................................................................... 24
Şekil 4.8 Brodifacoum uygulandıktan 24 saat sonar hematoksilen ile boyanan dalaklarda kırmızı
pulp ............................................................................................................................................ 25
Şekil 4.9 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD 4 grubunun dalak yapısı................. 25
Şekil 4.10 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun dalağındaki
beyaz pulp yapısı .................................................................................................................... 26
Şekil 4.11 Brodifacoum uygulanan 24 saatlik CD 8 sıçan grubunun genel görünümü ............................. 27
Şekil 4.12 Brodifacoum uygulandıktan 24 saat sonraki dalaklarda kırmızı pulp. ..................................... 27
Şekil 4.13 Sıçanlara 72 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile boyanan sıçan
dalağının genel görüntüsü ........................................................................................................ 28
Şekil 4.14 Brodifacoum uygulandıktan 72 saat sonar hemotoksilen ile boyanan dalaklarda kırmızı
pulp bölgesi ............................................................................................................................. 28
Şekil 4.15 Sıçanlara 72 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun dalak yapısı ............... 29
Şekil 4.16 72 saatlik Brodifacoum uygulanmış dalakta kırmızı pulp bölgesindeki CD4 T
lenfositleri ................................................................................................................................ 29
Şekil 4.17 Brodifacoum uygulanan 72 saatlik CD 8 sıçan grubunun genel görünümü ............................. 30
Şekil 4.18 Brodifacoum uygulandıktan 72 saat sonraki dalaklarda kırmızı pulp. ..................................... 30
vii
Şekil 4.19 Sıçanlara 14 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile boyanan sıçan
dalağının genel görüntüsü ........................................................................................................ 31
Şekil 4.20 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 31
Şekil 4.21 14 günlük Brodifacoum uygulanmış dalağın genel görüntüsü ................................................. 32
Şekil 4.22 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 32
Şekil 4.23 Brodifacoum uygulanan 14 günlük CD 8 sıçan grubunun genel görünümü ............................ 33
Şekil 4.24 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 33
Şekil 4.25 Sıçanlara 30 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile boyanan sıçan
dalağının genel görüntüsü ........................................................................................................ 34
Şekil 4.26 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 34
Şekil 4.27 Sıçanlara 30 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun dalak yapısı ................ 35
Şekil 4.28 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 35
Şekil 4.29 Brodifacoum uygulanan 14 günlük CD 8 sıçan grubunun genel görünümü ............................. 36
Şekil 4.30 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp ...................................... 36
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 4.1 Brodifacoum uygulanmış sıçan gruplarında yardımcı T lenfositleri
(CD4) hücre sayısı ........................................................................................ 37
Çizelge 4.2 Brodifacoum uygulanmış sıçan gruplarında yardımcı T lenfositleri
(CD4) hücre sayısı ........................................................................................ 37
ix
1. GİRİŞ
Rodentisitler, halk arasında sıçan zehiri olarak bilinmektedir, haşere ve kemirgen
popülasyon kontrolü için kullanılan bir kimyasaldır (Meerburg vd. 2008). Piyasada
satılan iki grup rodentisit vardır. Bunlar; akut rodentisitler ve antikoagülant
rodentisitlerdir.
Akut rodentisitler, kısa sürede etki gösterirler ve bu yönden
antikogulant
rodentisitlere göre avantajlı durumdadırlar. Ancak hedef dışı canlılara yüksek derecede
zehir etkisi yaparlar ve çok azının spesifik antidodu mevcuttur. Ayrıca yem çekingenliği
adı verilen ve kemirgenlerin yeniden yeme dönüşünü engelleyen olumsuz etkileri
mevcuttur (Vural 2005).
Antikoagülant rodentisitler, karaciğer hepatositlerinin mikrozomlarında vitamin K
sentezini
engelleyerek
ölümcül
iç
kanamalara
yol
açarlar.
Akut
zehirlerle
karşılaştırıldığında etkilerini biraz daha uzun sürelerde göstermeleri ve insan dahil hedef
dışı canlıların kazara temas etmeleri durumlarında spesifik antidotu olan vitamin K1 ile
tedavi edildiği için daha güvenlidir (Vural 2005). Antikoagülant rodentisitler vitamin K
epoksid redüktazı inhibe ederler. Pıhtılaşma faktörlerinden II, VII, IX ve X’un
aktifleşebilmesi için post-translasyonel gama karboksilasyonuna ihtiyaç vardır. Gama
karboksilasyonunun gerçekleşebilmesi içinde vitamin K’nın redükte vitamin K’ya
dönüşmesi gerekmektedir. Bu dönüşümü yapan enzim ise vitamin K
epoksid
redüktazdır (Valchev vd. 2008). Oral yoldan verilen antikoagülant rodentisitler
karboksilasyonun meydana gelmesini engeller ve kan pıhtılaşmasını önler (Valchev vd.
2008). Bunun sonucunda rodentler kan kaybından ölürler (Mosterd ve Thijssen 1991).
Antikoagülant rodentisitler birinci nesil ve ikinci nesil olmak üzere ikiye ayrılır. Birinci
nesil antikoagülant rodentisitler Warfarin, Chlorophacinone, Diphacinone, Coumatetryl,
Pindone olarak adlandırılırlar. Warfarin gibi birinci nesil antikoagülantlar 1950’lerden
itibaren yaklaşık ilk 10 yıl başarıyla kullanılmıştır. Ancak daha sonradan rodentlerde bu
rodentisitlere karşı bir direnç meydana geldiği gözlenmiştir.
1
Difenacoum’un da yer aldığı ikinci nesil antikoagülantların geliştirilmesiyle dirençli
populasyonların kontrolü sağlanmıştır. İkinci nesil antikoagülant rodentisitlerden
flocoumafen ve brodifacoum diğerlerine göre daha toksiktir ve tek doz yeterlidir fakat
geç ölüm meydana gelmektedir ve çok şiddetli semptomlar oluşmamaktadır(Gutrie ve
Rufus 1972). Brodifacoum ‘superwarfarins’ olarak bilinen ikinci nesil antikuagülant
rodentisitlerin üyesidir.
İkinci nesil antikoagülant rodentisitler (bromadiolone, difenacoum, chlorophacinone)
warfarine direnç gösteren rodentler için üretilmiştir (Hollinger ve Pastoor 1993).
Brodifacoum 4-hydroxycoumarin antikoagulanttır. Brodifacoum Kuzey Amerika,
Avrupa, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın da içinde bulunduğu birçok ülkede ticari
olarak pazarlanmaktadır. Brodifacoum birçok hayvanın üzerinde denenmiştir ve bunun
sonucu olarak rodent seçici bir toksin olmadığı ortaya çıkmıştır. Fatal (ölümcül)
brodifacoumun diğer omurgalıları da zehirlediği görülmüştür. Bunlara köpek (Kieboom
ve Rammell 1981), kümes hayvanları, kedi (Hunter 1983), koyun, büyükbaş hayvanlar
(Kieboom ve Rammell 1981), lama (Ray vd. 1989) ve insanlar da (Ray vd. 1989,
Helmuth vd. 1989) dahildir. Non-fatal (ölümcül olmayan) brodifacoumun da insanlar
üzerinde zehir etkisi olduğu rapor edilmiştir (Siedelmann vd. 1995). Brodifacoum da
birinci nesil antikoagülant rodentisitler gibi K vitamini epoksid redüktaz inhibisyonu
yoluyla pıhtılaşma önleyici olarak görev yapmaktadır (Majerus vd. 1996). Brodifacoum
vitamin K epoksid redüktaz enzimini inhibe eder. Bu enzim vitamin K-epoksiti çevrimi
için K vitamininin sulandırılmasına ihtiyaç duyar. Brodifacoum ise kandaki aktif K
vitamini seviyesini düşürür. K vitaminine protrombinin gibi kan pıhtılaşmasında rol
oynayan önemli maddelerin sentezi için gereklidir. Brodifacoumun etkisi giderek
şiddetlenir ve kan pıhtılaşma yeteneğini kaybeder. Buna ek olarak brodifacoum kılcal
damarların geçirgenliğini artırır ve kan plazması küçük kan damarlarından sızmaya
başlar. Zehirlenen bir hayvanda iç kanama, bilinç kaybı ve son olarak ölüme neden olan
şok gözlenir. Brodifacoum memeliler, kuşlar ve balıklar için aşırı derecede zehirlidir.
Kümülatif bir zehir olup aynı zamanda yüksek lipofiliktir ve eliminasyonu oldukça
zordur.
2
Sağlıklı bir beslenme ancak hijyenik ortamlarda üretilen gıdalarla mümkün
olabilmektedir. Gıda maddelerinin üretiminde hammaddeden tüketiciye ulasana kadar
bir dizi tedbirin alınması hijyenik bir gıda üretimi için büyük önem taşımaktadır. Bu
tedbirlerden
biri
de
gıdalara
ve
tüketiciye
çeşitli
yönlerden
zarar
veren
Rodentlere(kemiricilere) karsı etkin bir mücadele yöntemidir.
Gıda işletmelerine büyük zarar veren rodentlerin basında Rattus norvegicus (Norveç
sıçanı, Göçebe sıçan), Rattus rattus (Ev sıçanı, Gemi faresi, Çatı faresi) ve Mus
musculus (Ev faresi) gelmektedir. Rattus norvegicus çoğunlukla insanların barındığı ev
ve binaların alt katlarında ve bodrumunda ve de kanalizasyon sistemlerinde yaşar.
Kırsal alanlarda yasayanlar ise su kaynaklarına yakın ahır, çöplük, depo ve kanallara
yerleşirler. Rattus norvegicus çöplüklerden yiyeceğini sağlayabilir. Rattus norvegicus,
su yokluğundan çok etkilenir. Yetişkin Rattus norvegicus bir günde 20-25 gr kuru
yiyecek, ev faresi ise 2-3 gr yiyecek tüketir. İri fareler diğerlerine göre daha düzenli
yeme alışkanlığına sahiptir (Vural 2005).
Dalak, karnın sol tarafında, mide ile diyafram arasında yer alan, süngerimsi yapıdadır.
Dalak ağırlığı ve büyüklüğü türden türe farklılık göstermektedir (Losco 1992). Dalak,
konak savunmasında önemli bir rol oynar. Kandan gelen antijenlerin temizlendiği
organdır (Smith ve Johnston 1979). Dalak savunmanın yanında kan homeostasisi için de
gerekli bir organdır (Bohnsack ve Brown 1986). Bu fonksiyonlar, dalağın yapısal ve
hücresel olarak birbirinden farklı iki komponenti beyaz pulp ve kırmızı pulp ile
gerçekleştirilmektedir. Dalak, kan filtresi olarak görev aldığından damarlı bir organdır.
Arter dallanmaları lenfoid dokularca çevrelenmiştir. Ana arterler kırmızı pulpu, daha
küçük arterler de beyaz pulpu beslemektedir (Cesta 2006). Kediler üzerinde 1999’da
yapılan bir çalışmada, bir deniz kabuklusu olan Saxidomus giganteus’tan izole edilen ve
toksik bir madde olan Saxitoxin’in kedilerin çeşitli organları üzerindeki etkileri
araştırılmıştır. Araştırmada beyin, safra kesesi, medulla oblongata, karaciğer ve dalakta
saxitoxin’in birikme miktarlarına bakılmıştır. En fazla toksik etkinin görüldüğü
organlardan ilkinin dalak, ikincisinin ise karaciğer olduğu rapor edilmiştir (Andrinolo
vd. 1999).
3
Bir başka çalışmada ise chlorophamın, sıçanların dalaklarında toksisite sonucu oluşan
değişiklikleri
incelemek
amacıyla
sıçanlara
uygulanmış
ve
değişiklikler
gözlemlenmiştir.
Deney hayvanlarının dalak ağırlıkları, kontrol grubuna göre belirli biçimde artış
göstermiştir ve kapsülde fibrozis, parankimada da lezyonlar görülmüştür.(Fujitani vd.
2004). Bu sonuçlar dalağın kan filtresi görevi gördüğünü kanıtlar niteliktedir.
Dalak T lenfositlerinin antijenlerle ( mikroorganizmalar ve bunların toksik proteinleri,
karbonhidratları, yağları vb.) karşılaşıp onlara karşı mücadele verip, antijenin ortadan
kaldırıldığı organdır (Aytekin ve Solakoğlu, 2006). İmmün sistemde görev alan
lenfositler, B ve T olmak üzere iki ana gruptan oluşur. T lenfositleri isimlerini,
oluşturuldukları timus organından alırlar ve periferal kandaki tüm lenfositlerin yaklaşık
%80’ini oluştururlar. T lenfositleri çeşitli alt gruplara sahiptir.
Bu gruplardan biri olan yardımcı T lenfositleri, yüzeylerinde bulunan CD4 marker
proteini ile tanınırken, bir diğer grup sitotoksik T lenfositleri CD8 marker proteini ile
tanınmaktadır. Bu hücreler organizmanın bağışıklığında önemli görevlere sahiptir.
Yardımcı T lenfositleri, immün sistem reaksiyonlarının başlamasını sağlayan sitokin
hormonunu salgılarlar. Sitotoksik T lenfositleri ise salgıladıkları bazı enzimlerle patojen
organizma veya molekülleri etkisiz hale getirirler. T lenfositlerinin görev aldığı primer
immün yanıtın gelişmesi, antijenin yapısına ve organizmaya girdiği bölgeye göre 14
gün sürebilir (Ademokun ve Dunn-Walters 2010). Dalakta %30-40 oranında T lenfositi
bulunmaktadır. Langeveld ve arkadaşlarının (2006) yaptığı araştırmaya göre, insan
dalağında CD8 T lenfositlerinin CD4 T lenfositlerine göre daha fazla olduğu öne
sürülmüştür. Bu hücrelerin popülasyonunda aktif hücrelerin çoğunlukta olduğu ve CD8
T hücrelerinin daha çok sitotoksik CD27(-)CD45RA(+) bellek hücre fenotipinde olduğu
tespit edilmiştir (Langeveld vd. 2006).
Dalakta bulunan lenfosit alt gruplarının, periferal kanda bulunan lenfosit alt gruplarına
göre farklılık göstermesinin, dalaktaki CD4 ve CD8 T lenfosit aktivasyonunun önemli
ve ayrı bir yeri olduğu anlamına geldiği gösterilmiştir (Langeveld vd. 2006).
4
Propoxure (PPX) insektisiti C57-bl/6 farelere verilerek humoral ve hücresel bağışıklık
incelenmiştir. Çalışma sonucunda 10 mg/kg dozda PPX’in gecikmiş tip hipersensitivite
cevabını baskıladığı ve CD4(-)/CD8(+) T hücre yüzdesini arttırdığı rapor edilmiştir
(Neishabouri vd. 2003). Bir diğer çalışmada kokainin in vitro olarak, dalakta bulunan
sitokin salgılayan CD4(+) T lenfositlerini arttırdığı bildirilmiştir (Falchetti vd. 1995).
CD4 ve CD8 T hücrelerinin virüs enfeksiyonuna sitokin cevapta önemli bir rol
oynadığı, antiviral ve düzenleyici sitokinlerin salınımı görevinin bu iki T lenfosit alt
grubu arasında paylaşıldığı bildirilmiştir (Falchetti vd. 1996).
Yapılan araştırmaların doğrultusunda bu yüksek lisans çalışmasında Brodifacoum
rodentisitinin sıçanların dalağındaki bağışıklık reaksyonlarını başlatan T lenfositlerine
etkisinin ne olacağı histokimyasal yöntemle tespit edilecektir.
5
2. KAYNAK ÖZETLERİ
2.1 Rodentler
Rodentler memeli sınıfıının en geniş takımını oluşturur. Dişleri kemirmeye uygun
olarak gelişmiştir ve dişler sürekli bir büyüme gösterir. Köpek dişleri bulunmaz.
Herbivor ya da omnivor olarak beslenirler. Koku alma duyuları çok gelişmiştir. Sciurus
vulgaris ( Kırmızı sincap ), Castor fiber (Kunduz), Mus musculus (Ev faresi) ve Rattus
norvegicus (Kahverengi sıçan) örnek türler olarak verilebilir.
Rattus norvegicus, boyları 26 cm, kuyrukları 22 cm, ağırlıkları ise yaklaşık 500 g olan
rodent türüdür ( Kuru, 2009). Kanalizasyonlar ve binaların bodrum katları gibi izbe ve
pis alanlarda bulunurlar. Çok hızlı çoğalırlar. Yılda 7 kez yavru doğurabilir ve her
doğumda 7-11 yavru meydana getirirler. Doğumdan 22 gün sonra yavrular anneden
bağımsız olarak yaşamını sürdürebilir (Kuru, 2009). Kuduz, tifus ve veba gibi
hastalıkları insanlara bulaştırarak ölüme neden olabilirler. Bu nedenle tehlikeli haşereler
olarak kabul edilirler.
Laboratuvar ortamında deney hayvanı olarak kullanılmak üzere üretilen Wistar Albino
sıçanlar da Rattus norvegicus’tan üretilmiştir. Laboratuvar ortamında uygun şartlar
altında uzun süreler yaşayabilirler.
Şekil 2.1. Rattus norvegicus (http://www.criver.com, 2015)
6
2.2 Antikoagülant rodentisitler
Rodendisitler, sıçan ve fare gibi kemirici hayvanların kontrolünde kullanılır. Anorganik
ve organik yapıda birçok kimyasal maddeleri içeren rodentisitler, fizyolojik bakımdan
insana benzeyen hayvan tiplerinde (kemircilerde) toksik olmalarina karşın toksisiteleri
insanda daha farklıdır. Bu farklılık, kemiricileri primatlardan ayıran fizyolojik ayrılığa
dayanarak selektive gösterebilir.
Antikoagülant rodentisitler Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından 1. ve 2. nesil olarak
sınıflandırılmıştır. Warfarin gibi 1. nesil rodentisitler arka arkaya birkaç kez yem
tüketilmesi sonrası iç kanamaları başlatmaktadır. 2. nesil olarak adlandırılan
rodentisitler (Difenacoum, Brodifacoum, vb), birinci nesil rodentisitlere dirençli fare ve
sıçanlarla mücadele etmek için geliştirilmekle beraber, bir kez yem tüketme ile öldürücü
dozu verme imkânı tanırlar. İkinci nesil antikoagülant rodentisitler, süperwarfarinler
olarak
adlandırılırlar.
Bunlar
4-Hidroksikumarin
yapısındaki
Brodifacoum,
Bromadiolone, Difenacoum, Flocoumafen ve İndanedione türevleri ve Diphacinone’dur
(Vural, 2005).
Şekil 2.2 Birinci nesil antikoagülantlara örnek; Warfarin
7
Şekil 2.3 İkinci nesil antikoagülantlar (Watt vd. 2005) ve piyasada bulunuş şekilleri
8
Birinci ve ikinci nesil antikoagulant rodentisitler kimyasal olarak indandion ve
kumarinleri içerirler ( Fisher vd. 2005)
Şekil 2.4 Antikoagülant rodentisitlerin ilk kullanıldıkları tarihler ve kimyasal yapıları
(Fisher 2005).
Tez çalışmasında kullanılan superwarfarinli rodentisitte brodifacoum etken maddesi
vardır.
2.3 Brodifacoum
Deneyimizde kullandığımız brodifacoum “süperwarfarinler” olarak bilinen ikinci
jenerasyon antikoagülant rodentisitlerin bir üyesidir(Hollinger BR, 1993). Bu bileşen de
diğerleri gibi ( örneğin, bromadiolone, difenacoum, chlorophacinone vb.) rodentlerin
warfarine karşı direnç geliştirmesi üzerine geliştirilmiştir.
Sıçanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, warfarinin yarı ömrü 17 saat olarak
saptamışken, superwarfarinli rodentisit olan brodifacoumun yarı ömrü 156 saat olarak
saptamıştır (Binks, 2007). Superwarfarinin vücuttan atılması haftalarca sürebilmektedir.
Weitzel brodifacoum ile yaptığı bir araştırmada, bu sürenin 6-8 haftayı bulabildiği
gösterilmiştir (Weitzel, 1990).
9
Binks ve Davies’in (2007) bildirdiği olguda, superwarfarinin
toksik
etkilerinin
haftalarca hatta aylarca devam edebildiği, deriden emiliminin gerçekleştiği ve çözüm
için K vitamini tedavisinin gerektiği bildirilmiştir.
Brodifacoum, reçetesiz olarak marketlerde çok sayıda marka isimleriyle Kuzey
Amerika, Avrupa , Avusturalya ve Yeni Zelanda’da kolayca ulaşılabilen bir bileşiktir.
Brodifacoum içeren üç yaygın Birleşik Devletler markası Talon®, d-Con Mouse PrufeII®, and Havoc® şeklindedir.
Taylor ve Thomas belli bir hedef alan oluşturarak buralara tablet halinde 2.nesil
antikoagülant olan Brodifacoum koymuşlardır. Bu deneyleri sonucunda bölgede ki bir
çok sıçanın ( 25-50 sıçan) öldüğünü tespit etmişlerdir.
Brodifacoum dünyanın çoğu yerinde fare, sıçan, tavşan, opossum ve valabi gibi zararlı
kontrolünde kullanılmaktadır(Kieboom 1981). Bununla birlikte, Brodifacoum’un rodent
seçici bir zehir olmadığı iyice tespit edilmiştir. Köpeklerin (Kieboom ve Rammell
1981,Hunter 1983), kümes hayvanlarının (Hunter 1983), kedilerin (Hunter 1983),
koyunların (Kieboom ve Rammell 1981), sığırların (Kieboom ve Rammell 1981),
lamaların (Ray vd. 1989) ve insanların (Ray vd. 1989, Helmuth vd. 1989) da içinde
bulunduğu diğer omurgalı gruplarında ölümcül Brodifacoum zehirlenmesi rapor
edilmiştir (Hollinger ve Pastoor 1993, Siedelmann vd. 1995, Lipton 1984). Zehirlenme
kontrol merkezlerinde 1995 senesinde insanların süperwarfarine maruz kaldığı
13.000’den fazla vaka bildirilmiştir (Litovitz vd. 1996). Antikogülantlarla zehirlenen
rodentlerle beslenen baykuşların karaciğerleri incelendiğinde antikoagülant kalıntıları
tespit edildi (Albert vd. 2010). Süperwarfarin ve Brodifacoum’a maruz kalma
vakalarının büyük çoğunluğu ölümcül olmayan, çocukların kazara bileşeni yutması
şeklindedir. Yetişkinlerin bileşeni yuttuğu vakalar ise sıklıkla intihar girişimi olup
ölümcül olabilir (Helmuth vd. 1989, Kruse ve Carlson 1992). Warfarin gibi
Brodifacoum’un da antikoagülant etkilerini K vitamininin epoksit redüktazının inhibe
ederek gösterdiği düşünülmektedir.
10
Antikoagülant rodentisitler vitamin K epoksid redüktazı inhibe ederler. Pıhtılaşma
faktörlerinden II, VII, IX ve X’un aktifleşebilmesi için post-translasyonel gama
karboksilasyonuna ihtiyaç vardır. Gama karboksilasyonunun gerçekleşebilmesi içinde
vitamin K’nın redükte vitamin K’ya dönüşmesi gerekmektedir. Bu dönüşümü yapan
enzim ise vitamin K epoksid redüktazdır (Valchev vd. 2008).
Oral yoldan verilen antikoagülant rodentisitler karboksilasyonun meydana gelmesini
engeller ve kan pıhtılaşması meydana gelmez (Valchev vd. 2008). Bunun sonucunda
rodentler kan kaybından ölürler (Mosterd ve Thijssen 1991).
2.4 Dalak
İmmün sistem primer ve sekonder lenfoid organlardan oluşmaktadır. Primer lenfoid
organlar immün sistemin bileşenlerini üretirler. Kemik iliği ve timüs primer lenfoid
organlardır. Sekonder lenfoid organlar immün yanıtın oluştuğu yerlerdir. Lenf
düğümleri, dalak, tonsiller ve lenfositler ile antijen-sunucu hücrelerin akciğerdeki ve
sindirim kanalı mukozasındaki (peyer plakları) topluluklarıdır (Kierszenbaum, 2006).
İmmün sistemin bir bileşeni olarak, lenfoid organların ana fonksiyonu vücudu, istilacı
patojenlere ya da antijenlere karşı korumaktır (bakteriler, virüsler ve parazitler). Bu
savunma mekanizmasının ya da immün yanıtın temelini, kendine ait ve yabancı
herhangi bir noktadan girebileceği için, lenfatik sistem vücutta yaygın olarak yayılmıştır
(Kierszenbaum 2006).
Dalak, vucüttaki sekonder lenfoid organların en büyüğüdür. Kan dolaşımında ki
antijenlere karşı immün cevap oluşturmakta büyük rol oynamaktadır. Dalak kan filtresi
görevi yapmaktadır. Dalak ayrıca kanda dolaşan antijenleri tanır, sistemik enfeksyonlara
cevap verir. Lenf nodüllerinin aksine, dalak lenf damarları içermez. Bununla birlikte
kanda oluşan antijenler ve lefositler dalak arteriyle dalağa taşınır. Radyoaktif olarak
işaretlenmiş lenfositlerle yapılan deneyler göstermektedir ki dalakta lenf nodüllerinden
daha çok lenfosit devridaim bulunmaktadır (Richard vd. 2000) .
11
Dalak, elastik lifler ve düz kas hücreleri içeren sıkı, düzensiz bağ dokusu yapısında bir
kapsülle sarılıdır. Bu kapsülden uzanan trabeküller dalağa giren ve dalaktan çıkan kan
damarlarını ve sinirlerini taşır. Spleneik arter hilumdan girer ve dalak pulpuna bağ
dokusu yapısındaki trabeküller boyunca dağılan trabeküler arterleri oluşturur. Arter
trabekülden ayrılınca periarteriyoler lenfotik kılıf (PALS)’ı oluşturan bir T hücresi kılıfı
ile sarılır ve lenf folikülünü (beyaz pulp) deler. Bu damar, sentral arter(beyaz pulpun
nodüler ya da foliiküler düzenlenmesi nedeniyle foliküler arteriyolde denen) olarak
adlandırılır(Richard vd. 2000).
Şekil 2.5 Dalağın yapısı (Richard vd. 2000)
12
Dalak; korteks ve medulladan yoksundur.Bunun yerine, dalak farklı görevleri olan iki
ana bileşene sahiptir: Kırmızı pulp ve beyaz pulp. Kırmızı pulp beyaz pulptan marjinal
zon ile ayrılır.
Şekil 2.6 Dalak genel. (http://www.proteinatlas.org 2010 )
Beyaz pulp, dalağın immün elemanıdır. Beyaz pulpanın hücresel elemanları, antijenlerin
dalağa lenf yerine kan yoluyla ulaştırmaktadır. Beyaz pulp bir T hücre kılıfı tarafından
çevrelenmiş (PALS) sentral arter ve B hücreleri içeren lenf foliküllerini içerir. Beyaz
pulpta antijen sunucu hücreler ve makrofajlar da bulunur (Kierszenbaum 2006).
Kırmızı ve beyaz pulpun arasında sentral arter ya da arteriyordan çıkan radyal
arteriyollerin ulaştığı marjinal sinüs bölgesi vardır. Bu marjinal sinüs bölgesi marjinal
zonun dış kısmında yerleşmiş küçük sinüzoidlere açılır. Kan, fagositik makrafojlar ve
antijen sunucu hücreler ve dalağa girmiş ancak özel yerleşimlerine henüz dağılmamış T
ve B hücrelerini içeren marjinal zonda, dalak parankimasıyla temas eder (Kierszenbaum
2006).
13
Kırmızı pulp, dolaşımdaki kandan yaşlanmış ve hasarlı kırmızı kan hücreleri ve
mikroorganizmaları uzaklaştıran bir kan filtresidir. Aynı zamanda kan hücrelerinin
depolanma yeridir. Bakteriler kırmızı pulp makrofajları tarafından tanınabilirler ve
doğrudan ya da kompleman proteinleri ve immunoglobulinlerle kaplandıktan sonra
ortadan kaldırılırlar. Kırmızı pulp kordonları, tümü retiküler hücre ve liflerden oluşan
bir stroma tarafından desteklenen plazma hücreleri, makrofajlar ve kan hücreleri içerir.
Makrofajların sitoplazmik uzantıları sinüzoidlere komşudur ve parçacıklı maddeleri
yakalamak üzere interendoteliyal yarıklardan sinüzoid lümenine doğru da uzanabilir
(Kierszenbaum 2006).
Dalak sinüzoidleri, sinüzoidlerin uzun ekseni boyunca paralel düzenlenmiş kaburga
biçimli endotel hücreleriyle döşeli, kesintili damar boşluklarıdır. Endotel hücrelerinin
ince uçlarında bağlantı kompleksleri bulunabilir. Her dalak sinüzoidi endotel hücreleri
çevresinde kaburga ya da fıçı kasnağı gibi düzenlenmiş kesintili bir bazal lamina ile
sarılmıştır. Komşu kasnaklar birbirine bazal lamina benzeri bantlarla tutunmuştur. Ek
olarak, dalak sinüzoidlerini gevşek bir retiküler lif ağı da sarar. Buna bağlı olarak kan
hücreleri, sinüzoide iğ biçimli endotel hücreleri arasındaki dar yarıklar ve gevşek bazal
lamina-retiküler lif ağı arasından engellenmemiş bir erişime sahiptir (Kierszenbaum
2006).
Kırmızı pulpta iki tür kan dolaşımı tanımlanmıştır. Arteriyal damarların doğrudan dalak
sinüzoidlerine bağlandığı bir kapalı dolaşım; ve kan damarlarının doğrudan kırmızı pulp
boşluklarına açıldığı, kanın bu boşluklar arasından ve daha sonra interendoteliyal hücre
yarıklarından geçerek dalak sinüzoidlerine ulaşmasıyla tanımlanan bir açık dolaşım.
Dalak aynı zamanda T lenfositlerinin antijenlerle karşılaşıp onlara karşı mücadele verip,
antijenin ortadan kaldırıldığı organdır (Aytekin ve Solakoğlu, 2006).
14
2.5 T Lenfositleri
Konak savunma mekanizması enfeksiyonlara karşı ilk koruyucu engeli oluşturan,
mikroorganizmaları tanıyıp onları yıkıma uğratmak için doğal olarak organizmada hazır
bulunan “doğal direnç - doğal bağışıklık" ve herhangi bir patojenle karşılaştıktan sonra
doğal direnci takiben ortaya ç›kan, enfeksiyonlara karşı daha etkili savunma sağlayan
“spesifik bağışıklık” dan oluşmaktadır. Doğal direncin başlıca yapıtaşları epitel
tabakası, doğal öldürücü hücreler (natural killer-NK hücreleri), kompleman sistemi,
fagositik hücreler ve sitokinlerdir (Kierszenbaum 2006).
Spesifik bağışıklığın yapı taşları ise T ve B lenfositleri ile birlikte bu hücrelerin
ürettikleridir. T lenfositleri hücresel immünite, B lenfositleri ise hümoral immüniteden
sorumlu hücrelerdir. Humoral immün yanıtlar antijen ile reaksiyona girebilen
antikorların oluşumu ile sonuçlanır. “immünoglobulin” (Ig) olarak adlandırılan tüm
antikorlar benzer yapıda proteinlerdir ve serum enjeksiyonu ile bir baflka kifliye pasif
olarak transfer edilebilir. Hümoral immün sistemin aksine hücresel immünite sadece
hücreler aracılığı ile transfer edilebilir. İmmün yanıt iki fazdan oluşur; tanıma fazında
antijen sunan hücreler (ASH) ve T lenfositleri, efektör fazda ise antikorlar ve efektör T
lenfositleri antijenin yok edilmesinde etkilidir (Deniz 2007).
Organizmada kendi olmayını tanıyıp yanıt verme işlevi immün sistemde T hücrelerinin
görevidir. Periferdeki lenfositlerin %70 ini oluşturan T lenfositleri belirli bi yerde
yerleşmeyip sürekli doku ile kan arasında dolaşırlar.
Kemik iliğinde üretilen ve timus bezinde olgunlaşan bu hücreler öncelikle sekonder
lenfoid dokuda yerleşir ve çoğunlukla orada aktifleşir. T lenfosit öncülleri önce kemik
iliğinden göç eder ve dolaşım yoluyla timusa gelip korteksinden girer ve olgun halde
medulla bölgesinden timusu terkeder. Timusda bulunan lenfositler timosit olarak
adlandırılır. Bu hücreler gelişimlerinin farklı aşamalarında bulunabilir. Timustaki bu
gelişim sırasında timositler epitelyal hücrelerine özgü yüzey molekülleri ve reseptörleri
taşımayan timositler hızla çoğalır ve yüzeylerinde taşıyacakları T hücre reseptörleri
(THR) genlerinin yeniden düzenlenmesi bu aşamada olur (Direskeneli 2013).
15
THR genlerinin(fragmalarının) olası tüm kombinasyonlarının gerçekleştiği ve rastgele
eksprese edildiği (20 x 109) öngörülmektedir. Timusda timik epitel kökenli hücreler ve
kemik iliği kökenli dendritik hücreler timosit etkileşimi bu süreci belirlemektedir. THR
ardından yüzeyde CD4 ve CD8 moleküllerinin de ekspresyonu başlar (Direskeneli
2013).
Hücrelerin yüzeyinde bulunan MHC II, CD4 T lenfositi ile MHC I molekülünün ise
CD8 T lenfosti ile bağlantı kuran hücre zarı molekülleridir. T hücre THR’si, MHC’nin
yarığında bağlı antijeni tanıdığı zaman CD4 ya da CD8 yardımcı-reseptörleri T hücre
işlevlerini uygulamasına yardımcı olurlar (Direskeneli 2013).
İmmünoglobulin süper-ailesinin üyeleri değişen sayıda ekstrasellüler immünoglobulin
benzeri birimler içerir. CD4’ün iki uç immünoglobulin benzeri birimi MHC klas II’nin
β2 birimine bağlanır. CD8’in tek immünoglobulin benzeri birimi MHC klas I’in α3
birimine bağlanır. Bu nedenle, CD4 yardımcı T hücresi MHC klas II ile bağlı antijenleri
tanır, CD8 sitotoksik T hücreler ise (sitolitik timüs kökenli lenfositler, CTL’ler) MHC I
trafından sunulan antijenlere cevap verirler.
T hücreleri olgunlaşması sırasında timusda iki önemli olay gerçekleşir; THR’nin protein
bileşenlerini kodlayan genin yeniden düzenlenmesi, THR’la ilişkili CD4 ve CD8
yardımcı reseptörlerinin geçici birlikteliği.
Kemik iliğinden köken almış öncül hücreler timüs korteksine girdiğinde olgun T
hücresinde olan yüzey moleküllerinden yoksundur. Henüz CD4 ve CD8 eksprese
etmediklerinden ‘çift negatif’ T hücresi olarak adlandırılır.
Timüs epitel hücreleriyle ilişki kurduktan sonra çift negatif T hücreleri çoğalırlar,
farklılaşırlar ve ilk T hücre özgün moleküllerini eksprese ederler: timüs hücre reseptörü,
TCR ve yardımcı-reseptörler CD4 ve CD8 (Direskeneli 2013).
16
T hücre maturasyonu, hem CD4 hem de CD8 yardımcı reseptörleri ve düşük seviyede
THR’ın aynı hücrede eksprese edildiği bir evre ile sürer. Bu hücreler ‘çift pozitif’ T
hücreleri olarak adlandırılırlar. Çift pozitif T hücreleri kendi MHC’lerini tanıyabilir ya
da tanıyamazlar.
Kendi MHC’lerini tanıyan hücreler sonunda olgunlaşır ve yardımcı reseptör
moleküllerden birini (CD4 ya da CD8) birini eksperese ederler ve ‘tek pozitif’ T hücresi
olurlar. Kendi MHC’sini tanımayan çift pozitif hücreler pozitif seçimde başarısız olurlar
ve elenirler. T hücreleri bu şekilde olgunlaşır.
17
3. MATERYAL ve METOD
3.1 Deney Hayvanları
Deneylerde ağırlıkları 200- 250 gram olan, 24 tanesi deney grubu, 6 tanesi de kontrol
grubu olmak üzere toplam 30 adet erkek albino sıçan (Rattus norvegicus) kullanıldı.
Deneylere başlamadan önce deney hayvanları yedi gün karantinaya alındı. Hayvanların
her biri ayrı kafeslerde olmak üzere uygun laboratuvar şartlarında (22±2˚C; 12sa:12sa
fotoperiyot, %60 nispi nem) tutuldu. Deney boyunca hayvanlar katı yemle ad libitum
beslendi ve suluklara erişimleri serbestti (Sakai vd. 2004).
3.2 Hayvanlara Brodifacoum Uygulanması
Deney hayvanları CD4 ve CD8 öncelikle beş gruba ayrıldı. Bu gruplar:
Grup 1: Kontrol grubu hayvanlar ( n:6 hayvan)
Grup 2: 24 saat 0,2mg/kg Brodifacoum uygulanan hayvanlar ( n:6 hayvan)
Grup 3: 72 saat 0,2mg/kg Brodifacoum uygulanan hayvanlar ( n:6 hayvan)
Grup 4: 14 gün 0,2mg/kg Brodifacoum uygulanan hayvanlar ( n:6 hayvan)
Grup 5: 30 gün (1 ay) 0,2mg/kg Brodifacoum uygulanan hayvanlar ( n:6 hayvan)
Hayvanların grupları belirlendikten sonra, sıçanların ağırlıkları ölçülerek uygun ilaç
dozları hesaplandı. DMSO (Dimetilsülfoksit) /polietilenglikol-400/su (0.02ml/1ml/1ml)
çözeltisi ile hazırlanan 0.2 mg/kg BW Brodifacoum dozu sıçanlara oral yoldan gastrik
gavaj
yöntemiyle
verildi.
Kontrol
grubu
hayvanlara
1ml/kg
BW
DMSO
(Dimetilsülfoksit) /polietilenglikol-400/su (0.02ml/1ml/1ml) çözeltisi bir kez verildi
(Mosterd ve Thijssen, 1991) . Brodifacoum (0.2 mg/kg BW) uygulandıktan 24 saat, 72
saat, 14 gün ve 30 gün sonra eter anestezisi altında dalak örnekleri hayvanlardan alındı
(Hadler ve Bukle 1992).
18
3.3 Işık Mikroskobu Preparasyonu
Kontrol grubu (14 gün sonra) ve Brodifacoum (0.2 mg/kg BW) uygulanan ( 24 saat,
72 saat, 14 gün ve 30 gün) sıçanlardan eter anestezisi altında alınan dalak örnekleri
aşağıdaki işlemlerden geçirilerek, ışık mikroskobunda incelenmeye hazırlandı:
i.
Çıkarılan dalak örnekleri hassas terazide tartıldı.
ii.
Örnekler distile suyla yıkandı.
iii.
Yıkanan örneklerin %10’ luk Formaldehitte (0.1 M Sodyum fosfat tamponunda
hazırlanmış) ilk tespiti yapıldı (2 saat, +4 °C’de).
iv.
Tespit işleminden sonra örnekler aynı tampon ile yıkandı (1 saatte 3 kez
solüsyon değişimi yapılarak yıkandı).
v.
Fiksasyon işlemlerinden sonra, örnekler çeşitli derecelerdeki alkol serilerinde
(%80’lik, %90’lık %96’lık ve %100’lük) 5’er dakika bekletilerek dehidre edildi.
vi.
Örnekler ksilolden geçirilerek parafin bloklarına gömüldü.
vii.
Parafin bloklarındaki örneklerden 5µ kalınlığında kesitler alındı.
viii.
CD4 ve CD8 antikorları immünoboyama (immunostaining) yöntemiyle boyandı.
Serum: 1. karıştırma şişesinde (mavi kapaklı) 75 µl normal blocking serum stoğu ve 5
ml PBS(phosphate buffered saline) karıştırıldı.
Biotinylated Secondary Antibody: 2. karıştırma şişesinde (yeşil kapaklı) 75 µl normal
blocking serum stoğu, 5 ml PBS ve 25 µl biotinylated secondary antibody karıştırıldı.
AB enzim ayıracı(reagent): AB karıştırma şişesinde (mor kapaklı) 50 µl A ayıracı, 50 µl
B ayıracı ve 2.5 ml PBS karıştırıldı ve 30 dk bekletildi.
19
Peroksidaz Substrat: Substrat karıştırma şişesinde (sarı kapaklı) 1.6 ml distile su, 5
damla 10x substrat tamponu, 1 damla 50x DAB chromogen ve 1 damla 50x peroksidaz
substratı karıştırıldı.
Primer Antikor (CD4-CD8) Hazırlama:
20 µl CD4/CD8 + 980 µl PBS/dH2O = 1000 µl (karışımdan 10 µl damlatılacak)
Boyama İşlemi
Doku kesitleri preparasyonundan sonra lamlar üzerine PBSle dilüe edilmiş %0.1-1 ‘lik
hidrojen peroxide damlatıldı ve 7 dk bekletildi. Distile su ile iki kez yıkandı.
Primer Antikor seçilen kesitlerin üzerine damlatıldı ve 45 dk bekletildi. PBS ile 3 kez
yıkandı.
Kesitler üzerine biotinli sekonder antikor damlatıldı ve 30 dk bekletildi. PBS ile 3 kez
yıkandı.
Kesitler üzerine AB enzim ayıracı damlatıldı ve 30 dk bekletildi. PBS ile 3 kez yıkandı.
Kesitler üzerine 1-3 damla peroksidaz substrat damlatıldı ve 8 dk bekletildi. Kesitler
çeşme suyu ile 5 dk yıkandı.
Boyanan kesitler üzerine hematoxylin damlatıldı ve 15 dk bekletildi. Kesitler çeşme
suyuyla yıkandı.
Kesitler kuruduktan sonra entellan ile kapatıldı.
x.
Dalağın çeşitli kısımlarına ait kesitler,Leica marka ışık mikroskobu altında
incelendi ve fotoğrafları çekildi.
20
4. ARAŞTIRMA BULGULAR
Yapılan Yüksek Lisans Tez çalışmasında Brodifacoum’ un sıçanların dalak ağırlıkları
ve dalağın histolojik yapısına nasıl etki ettiği araştırıldı. Kontrol grubundaki sıçanların
ortalama dalak ağırlığı 0.65 gram olarak tespit edildi. Brodifacoum uygulanan 24
saatlik sıçanların dalağı 0.62 gram, 72 saatlik sıçanların dalağı 0.60 gram, 14 günlük
sıçanların dalağı 0.48 gram ve 30 günlük sıçanların dağlı 0.57 gram ölçüldü. Yapılan
dalak ağırlık ölçümlerine göre kontrol grubuna göre 24 saat, 72 saat, 14 gün
Brodifacoum uygulanan sıçanların dalak ağırlığı azaldığı halde 30 günlük uygulama
süresinde kontrol grubuna yakın ağırlık tespit edildi.
Çalışmada sıçanların dalaklarındaki beyaz pulp bölgesindeki bağışıklıkta antijen
varlığında diğer hücreleri sitokin salgılayarak uyaran CD4 (yardımcı T lenfositleri)
lenfositlerine ve bağışıklıkta yabancı organizma ve toksik maddeleri enzimleriyle
ortadan kaldıran CD8 (yardımcı T lenfositleri) lenfositlerine Brodifacoum’ un etkisi
histokimyasal yöntemle incelendi. Yapılan yüksek lisans tez çalışması histolojik yönden
incelendiğinde deneylerdeki kontrol grubu hayvanların dalağındaki kapsül, beyaz pulp
ve kırmızı pulp bölgelerinin normal yapıda olduğu ve doğal yapısındaki gibi primer ve
sekonder foliküllerin (germinal merkez) az sayıda olduğu ışık mikroskobunda tespit
edildi (Şekil 4.1).
Şekil 4.1 Hematoksilen ile boyanan kontrol grubu sıçan dalağı genel görüntüsü. Beyaz
pulp bölgesi (BP), kırmızı pulp bölgesi (KP), primer folikül (beyaz ok) x40
21
Kontrol grubu dalakta kırmızı pulp bölgesinde normal yapıda ve fazla sayıda eritrositler
ve bunların arasına yerleşmiş lenfositler ile makrofaj hücrelerine rastlandı (Şekil 4.2).
Şekil 4.2 Hematoksilen ile boyanan kontrol grubu sıçan dalağında eritrosit ve makrofaj
grupları
Eritrosit (beyaz ok) , makrofaj (çift siyah ok) x1000
Yardımcı T lenfositleri bakımından CD 4 Kontrol grubu sıçanların dalağının normal
yapıda olduğu ve beyaz pulp, kırmızı pulp, primer foliküllerin düzgün bir şekilde
yerleştiği gözlendi. Ayrıca control grubu sıçanlardan alınan dalak örneklerinde primer
foliküllerin çok belirgin olmadığı bir kaç tane olduğu dikkati çekti (Şekil 4.3).
Şekil 4.3 Brodifacoum uygulanan sıçan dalağında CD4 Yardımcı T lenfositi kontrol
grubunun genel dalak görüntüsü.
Beyaz pulp bölgesi (BP), Kırmızı Pulp bölgesi (KP), primer folikül (beyaz ok) x40
22
Kontrol grubundaki sıçanların dalağında timus kökenli T lenfositlerinin yerleştiği beyaz
pulp bölgesindeki CD4 T lenfositlerinin küresel şekle sahip olduğu tespit edildi. Bu
bölgede CD4’ lerin diğer hücrelere göre daha çok olduğu tespit edildi (Şekil 4.4).
Şekil 4.4 CD4 Yardımcı T lenfositi kontrol grubunun beyaz pulp bölgesi
Makrofaj (çift siyah ok), CD4 Lenfositler (beyaz ok). x 1000
Dalaktaki CD8 T lenfositlerinin Brodifacoum’ a karşı nasıl bir reaksiyon gösterdiğini
tespit etmek amacıyla control grubunun dalak örnekleri incelendi. CD8 kontrol grubu
dalak yapısında beyaz pulp ve kırmızı pulp bölgelerinin belirgin olduğu ve yok denecek
kadar az sayıda primer ve sekonder folikül gözlendi (Şekil 4.5).
Şekil 4.5 CD8 kontrol grubu sıçanların dalak yapısı
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Beyaz pulp bölgesi (BP), Sekonder folikül (beyaz ok), Primer folikül (beyaz
daire) x40
23
Kontrol grubu CD8 lerin yuvarlak veya ona yakın köşeli şekilde olduğu ve diğer
hücrelerle aynı oranda bulunduğu gözlendi (Şekil 4.6).
Şekil 4.6 CD8 Yardımcı T lenfositi kontrol grubunun beyaz pulp bölgesi
Makrofaj (beyaz daire), CD8 Lenfositler (beyaz ok). x 1000
Çalışmadaki 24 saat Brodifacoum uygulaması yapılan sıçanlardan alınan dalak
örneklerinde büyük çaplı germinal merkezlerin oluştuğu ve eritrositlerin çoğaldığı ışık
mikroskobunda gözlendi (Şekil 4.7).
Şekil 4.7 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile
boyanan sıçan dalağının genel görüntüsü
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), Germinal Merkez ( beyaz ok) x40
24
Brodifacoum uygulanmasından 24 saat sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde kontrol
grubuna gore lenfosit sayısında artış gözlenirken, eritrositlerin normalden küçük olduğu
gözlendi (Şekil 4.8).
Şekil 4.8 Brodifacoum uygulandıktan 24 saat sonar hematoksilen ile boyanan dalaklarda
kırmızı pulp bölgesindeki eritrositler ve makrofajlar
Eritrositler (beyaz ok), Makrofaj (çift beyaz ok) x1000
Brodifacoum uygulanmasından 24 saat sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde
bağışıklığın belirtisi olarak primer foliküllerin yanı sıra germinal merkezlerin
belirginleştiği gözlendi (Şekil 4.9).
Şekil 4.9 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD 4 grubunun dalak
yapısı
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), Germinal Merkez (beyaz daire), primer folikül (beyaz ok). x40
25
Brodifacoum 24 saat uygulanmış sıçanların dalaklarındaki beyaz pulp bölgesinde
kontrol grubuna göre CD4 T lenfosit hücrelerin de şekil bozulmalarının meydana
geldiği ve sayılarında azalma olduğu gözlendi (Şekil 4.10).
Şekil 4.10 Sıçanlara 24 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun
dalağındaki beyaz pulp yapısı
CD4 lenfositler (beyaz ok), Makrofaj (çift siyah ok). x1000
26
Brodifacoum uygulanmış 24 saatlik sıçanların dalak örneklerinde kırmızı ve beyaz pulp
bölgelerinin belirgin olduğu gözlendi. Çok sayıda yeni gelişen primer folikül ve bir kaç
tane sekonder foliküle ( germinal merkez) rastlandı (Şekil 4.11).
Şekil 4.11 Brodifacoum uygulanan 24 saatlik CD 8 sıçan grubunun genel görünümü
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Beyaz pulp bölgesi (BP), Primer foliküller (Beyaz ok), germinal merkez
(beyaz daire) x 40
24 saatlik Brodifacoum CD8 grubunun dalaklarındaki kırmızı pulp bölgesinde CD8
sitotoksik T lenfositlerinin morfolojilerinin kontrol grubundakine göre yuvarlak
şekilden üçgen ya da beşgen şekline dönüştüğü ve diğer hücrelere göre azaldığı
gözlendi (Şekil 4.12).
Şekil 4.12 Brodifacoum uygulandıktan 24 saat sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD8 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD8 T lenfositleri (beyaz ok). x1000
27
Deney gruplarından ikincisi olan 72 saat Brodifacoum uygulanmış sıçanların dalak
örnekleri hem hematoksilen ile boyandı hem de CD8 ve CD4 antikor boyalarıyla
boyandı. Brodifacoum uygulamasından 72 saatte sonra sıçandan alınan dalak örneğinde
primer ve sekonder foliküllerin varlığı ve çaplarının genişliği dikkat çekti (Şekil 4.13).
Şekil 4.13. Sıçanlara 72 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile
boyanan sıçan dalağının genel görüntüsü
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), Sekonder folikül (beyaz ok) x40
Brodifacoum uygulanmasından 72 saat sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde
eritrositlerin lenfositlere gore daha çok olduğu ve normal yapılarından küçük oldukları
gözlendi (Şekil 4.14).
Şekil 4.14. Brodifacoum uygulandıktan 72 saat sonar hemotoksilen ile boyanan
dalaklarda kırmızı pulp bölgesi
Eritrositler (beyaz ok), makrofaj (çift siyah ok) x1000
28
Brodifacoum uygulanmasından 72 saat sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde
kapsülle yakın bölgelerde küçük çaplı primer foliküller görünürken sekonder foliküllere
rastlanmadı (Şekil 4.15).
Şekil 4.15. Sıçanlara 72 saat Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun dalak
yapısı
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), primer folikül (beyaz ok). x40
Brodifacoum 72 saat uygulanmış sıçanların dalak örneklerinde CD4lerin kontrol
grubuna gore çaplarının küçülüp farklı şekillerde olduğu gözlendi. Aynı zamanda CD4
dışında hücrelerin sayısının az oldugu dikkati çekti (Şekil 4.16).
Şekil 4.16 72 saatlik Brodifacoum uygulanmış dalakta kırmızı pulp bölgesi
CD4 T lenfositleri (beyaz ok). x 1000
29
Brodifacoum uygulanmış 72 saatlik sıçanların dalak örneklerinde germinal merkez
çaplarının geniş olduğu gözlendi (Şekil 4.17).
Şekil 4.17 Brodifacoum uygulanan 72 saatlik CD 8 sıçan grubunun genel görünümü
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Beyaz pulp bölgesi (BP), sekonder foliküller (Beyaz daire), primer folikül
(beyaz ok) x40
72 saatlik Brodifacoum CD8 grubunun dalaklarındaki diğer hücrelerin azaldığı
CD8lerin şekil değişikliğine ugrayıp irili ufaklı olduğu ve makrofajların fazla sayıda
olduğu gözlendi (Şekil 4.18).
Şekil 4.18 Brodifacoum uygulandıktan 72 saat sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD4 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD4 T lenfositleri (beyaz ok), Makrofajlar (M). x1000
30
Deney gruplarından üçüncüsü olan 14 gün Brodifacoum uygulanmış sıçanların dalak
örnekleri hem hematoksilen ile boyandı hem de CD8 ve CD4 antikor boyalarıyla
boyandı. Kontrol, 24 saat, 72 saatlik deneylerde ki dalak yapılarına göre bağışıklığın en
yoğun olduğu 14.günde dalakta primer ve sekonder foliküllerin organın tamamını
kapladığı gözlendi (şekil 4.19).
Şekil 4.19 Sıçanlara 14 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile
boyanan sıçan dalağının genel görüntüsü
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), Primer folikül (beyaz ok), Sekonder folikül (beyaz daire) x40
Brodifacoum uygulanmasından 14 gün sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde
lenfositlerle aynı büyüklükte olması gereken eritrositlerin, kontrol grubuna gore giderek
küçüldüğü gözlendi (Şekil 4.20).
Şekil 4.20 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki eritrositler, makrofajlar, lenfositler
Eritrositler (beyaz ok) x1000
31
Brodifacoum uygulanmasından 14 gün sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde yer yer
dokuda erimeler ve hücre gruplarına rastlandı (Şekil 4.21).
Şekil 4.21 14 günlük Brodifacoum uygulanmış dalağın genel görüntüsü
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Doku kaybı (yıldız) .x 40
Brodifacoum 14 gün uygulanmış sıçanların dalaklarındaki beyaz pulp bölgesinde
kontrol grubuna göre CD4’ lerin üçgen veya dikdörtgen şekillerine değiştiği gözlendi
hatta zaman zaman birbirleriyle şekillerinin tamamen bozulduğu kaynaştığı gözlendi
(Şekil 4.22).
Şekil 4.22 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD4 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD4 T lenfositleri (beyaz ok), birbirleriyle kaynaşmış CD4 T lenfositleri (beyaz daire) x1000
32
Bağışıklığın yüksek olması beklenen 14.günde germinal merkezlerin bol sayıda olması
gerekirken doku harabiyeti dikkati çekti (Şekil 4.23).
Şekil 4.23 Brodifacoum uygulanan 14 günlük CD 8 sıçan grubunun genel görünümü
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Beyaz pulp bölgesi (BP), Doku harabiyeti (beyaz ok), primer folikül (beyaz
daire). x40
Brodifacoum uygulamasından 14 gün sonra sıçandan alınan dalak örneğinde CD8lerin
az sayıda olduğu, şekil değişikliğine uğrayarak küçüldüğü ve gruplar oluşturduğu
dikkati çekti.Buna karşılık CD8lerin dışındaki hücrelerin sayıca fazla olduğu dikkati
çekti (Şekil 4.24).
Şekil 4.24 Brodifacoum uygulandıktan 14 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD4 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD4 T lenfositleri (beyaz ok), x1000
33
Deney gruplarından dördüncüsü ve sonuncusu olan 30 gün Brodifacoum uygulanmış
sıçanların dalak örnekleri hem hematoksilen ile boyandı hem de CD8 ve CD4 antikor
boyalarıyla boyandı. Brodifacoum uygulamasından 30 gün sonra sıçanlardan alınan
dalak örneğinde kontrol grubu gibi dalakta primer ve sekonder folüküller az sayıda
olduğu gözlendi (Şekil 4.25).
Şekil 4.25 Sıçanlara 30 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki hematoksilen ile
boyanan sıçan dalağının genel görüntüsü
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), Primer folikül (beyaz ok) x40
Brodifacoum uygulanmasından 30 gün sonra sıçanlardan alınan dalak örneğinde çok
sayıda lenfosit, lenfositlere gore az sayıda şekilleri bozuk birbirine yapışmış eritrositler
gözlendi (Şekil 4.26).
Şekil 4.26 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki eritrositler, makrofajlar, lenfositler
Eritrositler (beyaz ok), Makrofaj (beyaz daire) x1000
34
Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonra iyileşmenin olup olmadığını tespit etmek
amacıyla dalak örnekleri incelendi. Dalağın genel görüntüsünde germinal merkezlerin
yok denecek kadar azaldığı buna karşılık irili ufak çaplı primer foliküllerin çok sayıda
olduğu iyileşmenin belirtisi olarak düşünüldü (Şekil 4.27).
Şekil 4.27. Sıçanlara 30 gün Brodifacoum uygulandıktan sonraki CD4 grubunun dalak
yapısı
Kırmızı pulp (KP), Beyaz pulp (BP), primer folikül (beyaz ok). x40
Brodifacoum uygulanmasından otuz gün sonra kırmızı pulp bölgesinde kontrol
grubunda olduğu gibi CD4 T lenfositlerinin yuvarlak şekilli ve hepsinin yaklaşık aynı
boyutta olduğu gözlendi.Bu durumun geriye doğrıu bir iyileşmenin belirtisi olduğu
düşünüldü (Şekil 4.28).
Şekil 4.28 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD4 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD4 T lenfositleri (beyaz ok), Makrofajlar (beyaz daire) x1000
35
Brodifacoum uygulanmış 30 günlük sıçanların dalak örneklerinde iyileşmenin belirtisi
olarak az sayıda folikül gözlendi (Şekil 4.29).
Şekil 4.29 Brodifacoum uygulanan 14 günlük CD 8 sıçan grubunun genel görünümü
Kırmızı pulp bölgesi (KP), Beyaz pulp bölgesi (BP) x40
Brodifacoum uygulamasından 30 gün sonra sıçandan alınan dalak örneğinde CD8lerin
kontrol grubuna yakın boyutlarda olduğu ve yine kontrol grubundaki gibi hücrelerle
aynı şekilde olduğu gözlendi (Şekil 4.30).
Şekil 4.30 Brodifacoum uygulandıktan 30 gün sonraki dalaklarda kırmızı pulp
bölgesindeki CD4 T lenfositleri ve diğer hücreler
CD4 T lenfositleri (beyaz ok), Makrofajlar (beyaz daire). x1000
36
Brodifacoum’un CD8 ve CD4 lenfosit hücre sayıları üzerinde ki etkisi aşağıdaki
tablolarda verilmiştir.
Çizelge 4.1 Brodifacoum uygulanmış sıçan gruplarında yardımcı T lenfositleri (CD4)
hücre sayısı.
Konrol grubu CD4
88,25
24 saat CD4 grubu
63,75
72 saat CD4 grubu
133,33
14 gün CD4 grubu
125
14 gün CD4 grubu
97,08
Çizelge 4.2 Brodifacoum uygulanmış sıçan gruplarında sitotoksik T lenfositleri (CD8)
hücre sayısı.
Konrol grubu CD8
90,33
24 saat CD8 grubu
65,83
72 saat CD8 grubu
120
14 gün CD8 grubu
100
14 gün CD8 grubu
117,5
Çizelge 4.1- 4.2'de de görüldüğü gibi Brodifacoumun T lenfosit çeşitlerine etkisi
bakımından CD4 ve CD8’lerin aynı oranda arttığı tespit edildi.
37
5. TARTIŞMA
İkinci nesil rodentisitlerden brodifacoum’un sıçan dalağına 24 saatlik, 72 saatlik, 14
günlük ve 30 günlük toksik etkisi histokimyasal yönden ışık mikroskobunda incelendi.
Guo vd. (2003) tavukların bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla tavuklara βglukanı oral yoldan uygulamışlardır. β-glukan yemlerde katkı maddesi olarak kullanılan
bir glikoz polimerdir. Araştırma sonucunda tavuklardaki makrofajların etkisinin, antikor
miktarının ve lenfoproliferatif yanıtın arttığını rapor etmişlerdir. İntestinal intraepitelyal
lökositlerdeki yardımcı T Lenfositleri (CD4), Sitotoksik T lenfositlerinin (CD8)
çoğaldığını ve CD4/CD8 yüzdesinin arttığını, bunun yanı sıra bursa fabricious, timus ve
dalak gibi primer ve sekonder lenfoid organların kontrol grubuna göre ağırlıklarının
arttığını öne sürmüşlerdir (Guo vd. 2003). Çalışmamızda sıçanlara uyguladığımız
brodifacoumun kontrol grubuna göre deney gruplarındaki sıçanların dalak ağırlıklarında
azalmaya sebep olduğu yönüyle Guo vd. (2003) çalışma sonuçlarına ters düşmüştür.
Ayrıca araştırmamızda kontrol grubuna göre CD 4 ve CD 8 lenfosit sayısında artışın
olması benzer bir durum göstermiştir.
Ateş vd. (2005) yaptığı araştırmada, Ailesel Akdeniz Ateşi hastalarında T ve B lenfosit
sayılarında ve bazı sitokinlerin salınımındaki değişiklikleri incelemişlerdir. Ailesel
Akdeniz Ateşi olan hastalarda lenfosit alt gruplarında bir değişiklik olup olmadığını
ortaya çıkarmak için yaptıkları ölçümlerde, remisyon ve atak dönemlerinde lenfosit alt
gruplarında istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler saptamışlardır. Total lenfosit
popülasyonu içindeki CD8 T lenfosit, aktive T lenfosit (CD3HLA DR) ve CD4/CD8
oranı kontrol grubuna göre düşük, CD4 T lenfosit oranı ise yüksek tespit etmişlerdir.
Ancak remisyon dönemindeki CD4 T lenfosit oranı kontrol grubuna göre anlamlı
yüksek saptanırken, CD8 T lenfosit oranı remisyon ve atak dönemlerinde kontrol
grubuna göre anlamlı düşük saptanmıştır. Her ne kadar lenfosit alt grup oranlarında
farklılık tespit edilmiş olsa da, bu farklılıklar normal kabul edilen sınırlar içerisinde
olduğunu gözlemlemişlerdir (Ateş vd. 2005). Yapılan bu araştırmada ise hem CD 4 hem
de CD8 lerin sayısal artışları aynı oranda olmuştur.
38
Viral enfeksyonlardan bağışıklık sistemi değişik şekillerde etkilenmektedir. Sprent ve
Webb’in (1987) fareler üzerinde yaptıkları araştırmaya göre viral enfeksiyonlarda hem
CD4 hem de CD8 rol almaktadır. Virüslerin farelerde CD4 T lenfositleri ve B
lenfositleri uyararak antikor sentezine neden olduğunu bildirmişlerdir. CD8 T
lenfositlerinin ise hem doğrudan virüse zarar verdiğini hem de virüs yanında virüsün
infekte ettiği hücrelere zarar verdiğini rapor etmişlerdir (Sprent ve Webb 1987).
Çalışmamızda CD8 T lenfositlerinin CD4 T lenfositlerine göre brodifacouma karşı
daha etkin olduğu Sprent ve Webb (1987)’in sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir.
Thomas vd. (1982) akut tip hepatit virüslü hastalarda baskılayıcı T lenfositlerinin
konsantrasyon artışına bağlı olarak sitotoksik T/baskılayıcı T lenfositi sayısının
azaldığını
bildirmişlerdir.
Bizim
çalışmamızda
Sitoksik
T
lenfositlerinin
brodifacoumun uygulandığı sürelerde (24 saat, 72 saat, 14 gün ve 30 gün ) sayısal
olarak artış göstermesiyle Thomas vd. (1982) diğerlerinin elde ettikleri bulgularla
uyumlu değildir.
Koşar vd. (1995) hemodiyalizli anti-HCV (Hepatit C virüsüne karşı vücut tarafından
oluşturulan antikor) pozitif hastalarla çalışmışlar ve bu hastaların lenfosit sayılarında
büyük bir değişiklik olmadığını ayrıca CD8:CD4 oranının düştüğünü tespit etmişlerdir.
Normalde 2 civarında seyreden CD4:CD8 oranının 1.5 altına inmesi bu hastalarda
immün yetersizliğe neden olmaktadır (Koşar vd. 1995). Brodifacoum uygulanan
sıçanlarda CD8:CD4 oranının 1 olması bakımından Koşar vd. (1995), bulgularıyla
benzerlik göstermediği anlaşılmıştır.
Fisher vd. (2011), Güney Yeni Zellanda da brodifacoum içeren yemlerin taşınırken göle
döküldüğünü tespit etmişlerdir. Aylar sonra göl canlılarında; sedimentlerde, bentik
omurgasızlarda, yılan balığı örneklerinde brodifacoum kalıntılarına rastlanmıştır. Bu göl
canlılarda antikoagülant zehirlenmesine bağlı olarak iç kanama gözlemlemişlerdir.
Yaptığımız deneysel çalışmamızda da bazı hayvanların iç kanamadan ölmesi Fisher vd.
(2011) tespit ettiği bulgularla uyum halinde olduğu düşünüldü.
39
Littin vd. (2000), Norveç sıçanları ve keseli sıçanlara brodifacoum uygulamışlardır.
Yapılan denemeler sonunda brodifacoumun tek dozunun bile toksik etki yarattığını ve
dolayısıyla deney hayvanlarında davranış bozukluklarının, patalojik değişikliklerin
olduğunu ve çoğunun da iç kanamadan öldüğünü tespit etmişlerdir. Buna benzer
bulgular Lechevin ve Vigıe (1992) yaptığı araştırmada da elde edilmiştir. Araştırıcılar,
20 köpeğe brodifacoumun ölümcül dozu (LD50 0,25) 0,14 mg/kg uygulamışlar ve
köpeklerin iç kanamadan dolayı öldüğünü tespit etmişler. Brodifacoum uygulanan bir
grup köpeğede 2 mg/kg K vitamini vererek hayvanların iyileştiklerini rapor etmişlerdir
(Lechevin ve Vigie 1992). Brodifacoumun 0.2 mg/kg’lık dozunun benzer şekilde
sıçanlara etki ettiğini yaptığımız Yüksek Lisans Tez çalışmasında da tespit edildi.
Yapılan bu tez çalışmasıyla brodifacoumun hücresel düzeyde hasar verici etkisinin
histokimyasal olarak mikroskobik yönden tespit edilmesi hem brodifacoum ile yapılan
araştırmalara destek olacağı hem rodentlerle yapılan mücadelelere bilimsel yönden katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
40
KAYNAKLAR
Ademokun, A.A. and Dunn-Walters, D. 2010. Immune Responses: Primary and
Secondary. eLS..
Albert, C.A., Wilson, L.K., Mineau, P., Trudeau, S. and Elliott, JE. 2009. Anticoagulant
Rodenticides in Three Owl Species from Western Canada, 1988–2003. Arch
Environ Contam Toxicol (2010) 58;451–459.
Andrinolo, D., Michea, L.F. and Lagos, N., 1999. Toxic effects, pharmacokinetics and
clearance of saxitoxin, a component of paralytic shellfish poison (PSP), in cats.
Toxicon 37(3); 447-464.7
Anonymous.2015.http://www.criver.com/products-services/basic-research/find-amodel/wistar-han-igs-rat, 15.07.2016
Anonymous.2010.http://www.proteinatlas.org/learn/dictionary/normal/spleen,
15.07.2016
Ateş Y., Ergün H., Tüzün A., Bağcı S., Kurt İ. ve İnal A., 2005. Ailesel Akdeniz Ateşi
olan hastalarda lenfosit alt grupları ve serum adenozin deaminaz düzeyleri.
Akademik Gastroenteroloji Dergisi; 2: 112-16.
Aytekin, Y. ve Solakoğlu S., 2006. Temel Histoloji. Nobel Tıp Kitap Evleri, s.332-334
İstanbul.
Basehore L.M. and Mowry J.M., 1987. Death following ingestion of superwarfarin
rodenticide: a case report. Vet Hum Toxicol 1987;29:459
Binks S. and Davies P., 2007 Case of the month: "Oh! Drat!--A case of transcutaneous
superwarfarin poisoning and its recurrent presentation". Emerg Med J. 2007
Apr;24(4):307-8.
Bohnsack, J.F. and Brown, E.J. 1986. The Role of the Spleen in Resistance to Infection.
Annual Review of Medicine 37;49-59.
Breckenridge, A.M., Cholerton, S., Hart, J.A., Park, B.K. and Scott, A.K. 1985. A study
of the relationship between the pharmacokinetics and the pharmacodynamics of
the 4-hydroxycoumarin anticoagulants warfarin, difenacoum and brodifacoum in
the rabbit. Br J Pharmacol. 84(1);81-91.
Cesta, F.M., 2006. Normal Structure, Function, and Histology of the Spleen.
Toxicologic Pathology 34; 455-465.
Deniz, G. 2007., T, B, NK Hücrelerin Değerlendirilmesinde Pratik Yaklaşımlar. Türkiye
Klinikleri J Int Med Sci 2007;3(43):18-25
41
Direskeneli G., 2013. T hücre gelişimi ve İşlevleri (Hücresel İmmün Yanıt). Bağışıklık
sistemi ve Yetersizlikleri Sempozyumu (Sempozyum no:80) 6-7 Mayıs 2013,
Bildiri Özeti Kitabı 41-46, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul.
Dubock, A.C., and Kaukeinen, D.E., 1978. Brodifacoum (Talon™ rodenticide) a novel
concept. In: Proceedings Eighth Vertebrate Conference (R.E. Marsh ed.),
Sacramento, California, pp 127-137.
Eason, C.T., Murphy, E.C., Wright, G.R.G. and Spurr E.B. 2002. Assesment of risks of
brodifacoum to non-target birds and mammals in New Zealand. Ecotoxicology,
11 (2002), pp.35-48.
El-Daly, A.A. and Nassar, S.A. 2014. Anticoagulant Difenacoum-induced Histological
and Ultrastructurcal Alterations in Liver of Albino Rats. International Journal of
Advanced Research 2(2);782-792.
Elliott, J.E., Hindmarch, S., Albert, C.A., Emery, J., Mineau, P. and Maisonneuve, F.
2014. Exposure pathways of anticoagulant rodenticides to nontarget wildlife.
Environ Monit Assess 186;895-906.
Falchetti, R., Di Francesco, P., Lanzilli, G., Gaziano, R., Casalinuovo, I.A., Ravagnan,
G. and Garaci, E. 1995. In Vitro Effects of Cocaine on Cytokine Secretion
Induced in Murine Splenic CD4+ T Cells by Antigen-Specific Stimulation.
Cellular Immunology 164; 57-64.
Falchetti, R., Lanzilli, G., Casalinuovo, I.A., Palamara, A.T., Di Francesco, P.,
Ravagnan, G. and Garaci, E. 1996. Splenic CD4+ and CD8+ T Cells from
Influenza Immune Mice Concurrently Produce in Vitro IL2, IL4, and IFN-γ.
Cellular Immunology 170; 222-229.
Fisher P., Eason C.T., O’Connor C.E., Lee C.H., Smith G.B. and Endepols S. 2003.
Coumatetralyl residues in rats and hazard to barn owls. Australian Centre for
International Agricultural Research Canberra p.457-460.
Fujitani, T., Tada Y.and Yoneyama M., 2004. Chlopropham-induced splenotoxicity and
its recovery in rats. Food and Chemical Toxicology 42; 1469-1477.
Guo Y, Ali R.A. and Qureshi M.A., 2003. The influence of β-glucan on immune
responses in broiler chicks. Immunopharmacol Immunotoxicol, 25 (3): 461-472.
Guthrie and Rufus K. 1972 Food Sanitation. Westport, Conn: AVI Pub. Co, 1972
Hadler, M.R. and Buckle, A.P. 1992. Forty five years of anticoagulant rodenticides –
past, presentand future trends. Vertebrate Pest Conference Proceedings
collection, Proceedings of the Fifteenth Vertebrate Pest Conference, pp. 149155.
Hadler, M.R., Redfern, R.and Rowe, F.P. 1975. Laboratory evaluation of difenacoum as
a rodenticide. J Hyg, 74(3), 441-448.
42
Hadler, M.R. and Shadbolt, R.S. 1975. Ovel 4-hydroxycoumarin anticoagulants active
against resistant rats. Nature 253;275-7.
Helmuth R.A., McCloskey D.W., Doedens D.J. and Hawley D.A. 1989 Fatal ingestion
of a brodifacoum-containing rodenticide. Lab Med, 1:25–7
Hollinger BR and Pastoor TP 1993. Case management and plasma half-life in a case of
brodifacoum poisoning. Arch Intern Med 1993;153:1925–8
Hunter K. Determination of coumarin anticoagulant rodenticide residues in animal
tissue by high performance liquid chromatography. 1. Fluorescence detection
using post-column techniques. J Chromatogr 1983;270:267–76.
Kieboom A.J. and Rammell C.G. Determination of brodifacoum in animal tissues by
HPLC. Bull Environm Contam Toxicol 1981;26:674–8.
Kierszenbaum A. 2006. Histoloji ve Hücre Biyolojisi. Palme Yayınları.618. New York.
Koşar A.,Dalmaz,Yeksan, Şengil, Duman. Hemodiyaliz hastalarinda total lenfosit, cd4,
cd8 ve cd4/cd8 oranina değişik faktörlerin etkileri. Türk Nefroloji Diyaliz ve
Transplantasyon Dergisi Official Journal of the Turkish Nephrology, Assosiation
1995; 3:146-150
Kruse J.A. and Carlson R.W. Fatal rodenticide poisoning with brodifacoum. Ann Emerg
Med 1992;21:331–6.
Kuru M., 2009. Omurgalı Hayvanlar. Palme Yayıncılık, 646, Ankara.
Langeveld M., Gamadi, L.E., ten Berge I.J. 2006. T-lymphocyte subset distribution in
human spleen. Eur J Clin Invest. 36(4);250-6.
Lechevin J.C. ve Vigie A., 1992. Which useful toxcicological information can be drawn
from studies on the hepatic fixation of anticoagulant rodenticides. Proceeding of
the fifteenth vertebrate pest. Conference paper 45.
Litovitz T.L., Felberg L., White S. and Klein-Schwartz W. 1995 annual report of the
american association of poison control centers toxic exposure surveillance
system. Am J Emerg Med. 1996;14:487–537.
Littin K.E., O’Connor C.E. and Eason C.T., 2000. Comparative effects of brodifacoum
on rats and posum. New Zealand Plant Protection vol. 53 pp.310-315.
Losco P. 1992. Normal Development, Growth, and Aging of the Spleen. In:
Pathobiology of the Aging Rat (U. Mohr, D. L. Dungworth and C. C. Capen,
eds.), Vol. 1, pp. 75–94. ILSI Press, Washington, D.C.
Majerus P.W., Broze G.J. Jr, Miletich J.P. and Tollefsen DM. 1996. Anticoagulant,
thrombolytic and antiplatelet drugs. In: Hardman JG, Limbird LE, Molinoff PB,
Ruddon RW, Gilman AG, editors. Goodman and Gilman’s The Pharmacological
Basis of Therapeutics, 9th Ed. New York: McGraw-Hill, 1996;1341-59.
43
Meerburg B.G., Brom F.W.A. and Kijlstra A. 2008. "The ethics of rodent control". Pest
Manag Sci 64: 1205–11.
Mosterd, J.J. and Thijssen, H.H.W. 1991. The long-term effects of rodenticide,
brodifacoum, on blood coagulation and vitamin K metabolism in rats. Br J
Pharmacol 104;531-5.
Neishabouri, E.Z., Hassan, Z.M. and Ostad, S.N. 2003 Humoral and Cellular
Immunomodulation Induced by Propoxure in C57-bl/6 Mice. Iranian Journal of
Pharmaceutical Research 3: 41-45.
Ray A.C., Murphy M.J., DuVall M.D. and Reagor J.C. 1989. Determination of
brodifacoum 1989;50:546–50.
Rich, R.R. 2008.The human immune response. Clinical Immunology, Principles and
Practice. Elsevier, ABD, 3-17.
Richard A. Goldsby, Thomas J. Kindt and Barbara A. Osborne. Kuby Immunology, 4th
Edition, Publishers: WH Freeman and Company (2000), 650
http://www.whfreeman.com/immunology, (Amherst College), (NIH, Bethesda),
(University of Massachusetts at Amherst). Illustrations: 482. Printed in the USA.
ISBN: 0-7167-33315.
Sakai, Y., Tanaka M. and Shirakawa M. 2004. Lymphocyte changes in peripheral blood,
spleen, and liver in DMBA-induced squamous cell carcinoma of mouse cheek
skin. Odontology 92:36-42.
Siedelmann S., Kubic V., Burton E. and Schmitz L. 1995. Combined superwarfarin and
ethylene glycol ingestion: a unique case report with misleading clinical history.
Am J Clin Pathol 1995;104:663–6.
Smith, T.F. and Johnston, R.B. Jr. 1979. Functions of the spleen in host defense against
infection. Am J Pediatr Hematol Oncol 1(4);355-62.
Sprent J. and Webb S.R. Function and specifity of T cell subsets in the mouse. Adv
Immunol 1987; 41: 39-133.
Standland B.E. and Winkel P. 1978. Physiological variability ofleucocytes in healthy
subjects. In: Koepke JA, ed. Differential Leucocyte Counting. Skokie. Illinois:
Colloge of American Pathology 1978; 66: 159-162.
Stansley W., Cummings M., Vudathala D. and Murphy, L.A. 2013. Anticoagulant
Rodenticides in Red-Tailed Hawks, Buteo jamaicensis, and Great Horned Owls,
Bubu virginianus, from New Jersey, USA, 2008-2010. Bull Environ Contam
Toxicol 92:6-9.
Thomas H.C., Brown D., Routhier G., Kung P.C. and Sherlpck S., 1982. Inducer and
suppressor T cells in hepatitis B virus induced liver disease. Hepatology 1982; 2
(2): 202-204.
44
Tosh D.G., McDonald R.A., Bearhop S., Lllewellyn N.R, Fee S. and Sharp, E.A., 2011.
Does small mammal prey guild affect the exposure of predators to anticoagulant
rodenticides? Environ Pollut, 159,pp.3106-3112.
Valchev I., Bınev R., Yardanova V., Nıkolov Y., 2008. Anticoagulant rodenticide
intoxication in animals- a review. Turk. J. Vet. Anim. Sci. 32(4):237-243.
Van Dam-Mieras M.C.E., Muller A.D., van Dejik, W.A. and Hemker, H.C. 1985.
Clotting factors secreted by monocytes and macrophages: Analytical
considerations. Thrombosis Reseach 37(1);9-19.
Vural, N. ‘Toksikoloji’, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları No: 73,
Ankara, 2005
Watts R.G., Castleberry R.P., Sadowski J.A. 1989. Accidental Poisoning With a
Superwarfarin Compound (Brodifacoum) in a Child. Pediatrics 86(6);883-887.
Weitzel J. N., Sadowski J. A., Furie B. C., Moroose R., Kim H., Mount M.E., Murphy
M.J., ve Furie B., 2012. Surreptitious Ingestion of a Long-Acting Vitamin K
Antagonist/Rodenticide, Brodifacoum: Clinical and Metabolic Studies of Three
Cases. Blood, Vol76, No 12 (December 15). 1990: pp 2555-2559.
Zimmerman A. and Matschiner J.T., 1974. Biochemical basis of hereditary resistance to
warfarin in the rat. Biochem Pharmacol 23; 1033–1040.
45
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı
: Burcu BAYRAMLI
Doğum Yeri
: Ankara
Doğum Tarihi
: 24/09/1990
Medeni Hali
: Bekar
Yabancı Dili
: İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl )
Lise
: 75.Yıl Anadolu Lisesi (2007)
Lisans
: Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü (2012)
Yüksek Lisans
: Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji
Anabilim Dalı (2013 Şubat- Eylül 2016)
46
Download