ÖN SÖZ

advertisement
ÖN SÖZ
politik konusunda lisansüstü çalışma yapan
öğrenciler de bu mütevazı yayından yararlanabileceklerdir.
Üniversitelerimizin Edebiyat fakültelerinde,
Eğitim fakültelerinde ÜLKELER COĞRAFYASI önemli bir derstir. Aydın insan komşusunu tanımalıdır. Öğretmen adayı, komşularını tanıyarak yetişmelidir. Sağlam
bilgilerle ve bağnazlıktan uzak, fakat,
ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde
tutma düşüncesiyle…
Kitabı hazırlarken yararlandığımız kaynaklar, ülkelerin hemen ardında yer almıştır.
Dijital rönesans çağındayız. Multimedia
gereçleri birçok konuda imdada yetişmektedir. 32 ciltlik bir ansiklopedi bir CD ROM
içindedir artık. Ve bu olağanüstü eğitici
değeri olan CD, 2001 yılının verileriyle
hizmete hazırdır. Biz de bunları kullandık.
Her ülke hakkında yerli, yabancı çok sayıda bibliyografik künye verilmiştir. Bunların
bir bölümü, objektif olmayan, duygusal
bağları nedeniyle çeşitli etnik öbekleri
destekleyen yazılardır. Bir ulusa iyi niyetle
yaklaşan yazarlar yanında, art niyetli olanların varlığını da kabul etmemiz gerekir.
Birinci Büyük Paylaşım Savaşı (1914 –18)
öncesinde ve sonrasında, Osmanlı Devleti
topraklarında geçen acı olaylarla ilgili
olarak çok sayıda ABD’li, Britanyalı, Fransalı, Alman yazar, gezgin, muhabir, gerçekleri yansıtmayan yazılarla kamuoyunu
yanıltmışlar; duyguları sömürmüşler ve
ülkelerinde adlarını duyurarak çıkar sağlamışlardır. Bibliyografik kaynaklar incelenirken olaylara bu gözle bakmakta yarar
vardır. Örneğin, Edwin Pears adlı yazarın,
pek ünlü bir Amerikan coğrafya dergisinde
1912 yılında yayınlanan makalesinin adı
bile Türk’e duyulan nefreti, Haçlı öfkesini,
Sırpsındığı’nın, Niğbolu’nun, Preveze’nin,
Kosova’nın, Mohaç’ın, Dömeke’nin, İnönü’lerin, Sakarya’nın, İzmir bozgununun,
Greklerin Küçük Asya askeri harekâtının
yenilgisinin intikamını almak için fırsat
kollayan Balkanlı hristiyan düşüncesinin,
duygusunun somutlaşmış bir yansımasıdır:
Öğrenci, bir ülkenin doğal ve beşeri –
ekonomik coğrafya özelliklerini bu derste
öğrenir. Diğer bütün derslerde öğrendiklerini, bir ülkeyi ele alırken değerlendirme
olanağını elde eder.
Türkiye’nin Komşuları, bir ülkeler coğrafyası
kitabı olmanın dışında, jeopolitik konularına
da yer veren bir tarihi coğrafya kitabıdır.
Coğrafya öğretmen adaylarıyla birlikte,
uluslararası ilişkiler konusunda öğrenim
gören gençler de, aydınlar da bunu okuyup,
bilgilerini tazeleyebileceklerdir.
Burada, doğrudan sınırdaş olduğumuz
komşuların dışında, tarihsel, sosyal, ekonomik bağlarımızın var olduğu uzak komşulara da değinmek durumunda kaldık.
Lübnan’ın, İsrail(in, Ürdün’ün, Kuveyt’in,
Arnavutluk’un, Makedonya’nın, Romanya’nın, Moldova’nın bizimle, Türkiye’mizle,
doğrudan sınırı olmasa da, geçmişten
gelen ve geleceğe uzanan bir köprüde bu
ülkelerle ilişkilerimiz olmuştur ve ilerde de
olacaktır. Ele alınan ülkelerin ya tümü ya
da bir bölümü değişik dönemlerde Türk
egemenliğinde kalmıştır. Bu nedenle bu
ülkelerin hepsinin Selçuklu Devleti ile
Osmanlı Devleti ile ve Türkiye Cumhuriyeti
ile bazen dostça, bazen gergin lişkileri
olmuştur. Bu nedenle uluslararası ilişkiler,
devletlerarası politik çekişmeler gibi konularda ders veren öğretim elemanları, jeo-
Grass Never Grows Where the Turkish
Hoof Has Trod. Batı uygarlığının temelini
iii
Greklerin ve Romalıların attığı ileri sürülür.
Avrupalı, Amerikalı entelektüel, bu nedenle
daima bir Yunansever-Grekofil davranış
sergiler. Yunanistan’ın Küçük Asya askeri
harekâtı sürerken, 1921’de Ankara her an
düşme tehlikesi içindeyken ünlü ABD Coğrafya dergisi Alexander Wilbourne Weddell
adlı yazarını Anadolu’ya gönderir. 1922
Aralık ayında yayınlanan makalenin adı
çarpıcıdır: The Glory that was Greece. 9
Eylül 1922 günü Yunan ordusu yenilmiş ve
İzmir’de Ege’nin sularına dökülmüştür;
fakat, Atlantik ötesinde, hala, Yunanların
zafer kazandığı ileri sürülmektedir. Yalnız
Balkanlar değil, Doğu Anadolumuz ve
Kafkasya için de benzer intikam alma
duyguları canlıdır. Aynı dergide Maynard
Owen Williams adlı yazarın 1919 yılında
yayınlanan makalesinin adı da tüyler ürperticidir: Between Massacres in Van.
Kalenin dibinde, göle yakın koca Van kentinin kimlerce yıkıldığını, etnik arındırma
politikasını Ermenilerin kararlılıkla yaşama
geçirirken yaptıkları katliamları, soykırımı
bilmeyen, bilemeyen, aklına bile getireme-
yen bir ABD’linin, Britanyalının, Yeni Zelandalının, Avustralyalının, Kanadalının bu
yazıyı okuduktan sonra Türkler hakkında
iyi duygular beslemeyeceği bellidir. Kıbrıs’ta, Orta Doğu’da, Kafkasya’da, Tuna
ülkelerinde, Balkan yarımadasında tarih
yeniden yazılırken, geçmiş olayları bir kez
daha gözden geçirmemiz, hassas bir konumda bulunan ve jeopolitik önemi giderek artan ülkemizin, dengeleri sağlamadaki
rolü üzerinde de durup düşünmemizi zorunlu kılmaktadır.
Tarihsel, sosyal, ekonomik ilişkilerimiz
olmasına karşılık, Rusya Federasyonu ve
Ukrayna bu çalışmada ele alınmamıştır.
Bu iki ülke de Türkiye’nin komşuları sayılmalıdır.
İddiasız kitabımızın işe yaradığını, kullanıldığını görmekle mutlu oluruz.
Dr. Emrullah Güney
iv
Download