KAHVE MOLASI “Her çocuk gibi bende küçükken evde kendi kendime tiyatro yapardım. Masanın al tına girer, masa örtüsünü perde yapar, o şekilde kendime sahne kurardım…” Çocuk luğundan beri en büyük tutkusunu bu şekilde özetliyor Zeynep Erkekli ve sizler için bu ay ki Kahve Molası köşemizin sorularını yanıtlıyor. Her çocuk gibi bende küçükken evde kendi kendime tiyatro yapardım. Masanın altına girer, masa örtüsünü perde yapar, o şekilde kendime sahne kurardım. Bu belki de orada kalırdı ama tiyatro eğitimi almak, tiyatroyu meslek olarak seçmek kararımda işte biraz önce bahsettiğim o acı etken oldu. Paylaşmak isteği... Dünyada biricik olmadığımı bilmek isteği… ACME: Tiyatro ile tanışma nızdan biraz bahseder misi niz? Zeynep ERKEKLİ: Ben küçükken her şeyi olmak isteyen bir çocuktum. İlk önce ressam olmak istedim, arkeoloji, sanat tarihi, Türk Dili Edebiyatı, fotoğrafçılık, iç mimari gibi bir sürü şeyle ilgileneyim derken, en son ya güzel sanatlar ya da konservatuarda okumak istediğime karar verdim. İçimde hep bu ateş vardı, illa sanatın bir dalı olacaktı. Babam çok karşı çıktı tiyatrocu olmama ama annem hep destekledi. Annemin o sonsuz desteği benim oyuncu olmamdaki en büyük etkendi. İstanbul Belediye Konservatuarı’nda iki yıl öğrenim gördükten sonra Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na girdim. Oradan mezun oldum. Kimi özel tiyatrolarda çalıştım. Halen de İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaktayım. ACME: Tiyatro sizin için ne ifade ediyor? Zeynep ERKEKLİ: Tiyatro aslında benim için acı demektir. İnsanın içinde canını acıtan bir şey yoksa zaten sanatla ilgilenmesi mümkün değildir. İçinizde ufacık da olsa bir acı varsa, mutlaka sanatın herhangi bir kolu ile ilgileneceksinizdir. Ekim 2010 Zeynep ERKEKLİ Yetmişli yıllarda ağabeyim üniversitede okuyordu. Ülkenin siyasi ve politik ortamı yine çok karışıktı. Bende pencerenin önünde ağabeyim gelecek diye korku içinde bekleyen bir çocuktum. Ülkenin başına gelenler bir küçük çocuk olarak benim canımı acıtıyordu. O yüzden aslında hukukçu da olmak istedim. Ağabeyim nasıl sağlıklı eve gelebilir, nasıl bir şeyler değişebilir diye düşünüyordum. Bu düşünceler arasında büyüdüm ve bu acı benim içimde yer etti. Bu acıyı bir şekilde sağaltmak istiyorsunuz. Beni en iyi kendime getiren, beni en iyi sağaltan şeyin oyunculuk olduğu fark ettim. Actual Medicine İlkokula giderken Üsküdar Şehir Tiyatrosunda A.Ç.O.K (Anadolu Çocuk Oyunları Kolu)’tan bir oyun seyretmiştim. İlk seyrettiğim oyundu. Ben o zaman ressam olmayı düşünürken o sahne beni çok cezbetmişti ve o zaman tiyatrocu olmam gerektiğine karar verdim. Doğru bir seçim yaptığımı düşünüyorum. Başka bir şey olamazdım. Çok dalla ilgilenip, o çok dalı da bünyesinde barından bir mesleğim oldu. İnsanları ve dünyayı anlamam açısından benim için tek olduğu için, tiyatro benim hayatımın en önemli yerindedir diyebilirim. ACME: Bugüne kadar çok ba şarılı isimlerle pek çok ka raktere hayat verdiniz. Bir lik te çalışmak istediğiniz özel bir isim ya da canlandır mak istediğiniz özel bir ka rakter var mı? 77 KAHVE MOLASI Zeynep ERKEKLİ: Eşim Özgür Erkekli ile birlikte, kendi başımıza yaptığımız ‘Şehir Uykuda’ adlı bir oyun vardı. O oyun beni çok etkiledi. Konservatuardan itibaren başladığımız bir çalışma idi. Gazete kupürleri, fotoğraflar, mektuplar, o an Türkiye’de yaşanan olayları içeren metinler ve aynı zamanda tiyatro metinleri ile karıştırılmış bir kolajdı. Bir uygarlık sorgulamasıydı. Orada minimal anlatım beni çok etkilemişti. O çalışmanın tamamı bize ait olduğu ve yapmak istediğimiz tiyatroya en yakın iş olduğu için, bu çalışmanın yeri benim hayatımda bir başkadır. Özel olarak şununla aynı sahneyi paylaşsam dediğim bir isim yok ama eşimle çalışmak beni çok zenginleştiriyor, beni çok besliyor. Onun dışında mesleğime, tiyatro geleneğine ve disiplin anlayışına uyan, kafası açık, aynı zamanda çocukluğunu kaybetmeyen, o masumiyeti içinde barındıran meslektaşlarım olduğunu biliyorum. Kimiyle zaman zaman çalıştım. Kimiyle de bir gün çalışmaktan hoşnut olurum. ACME: Oyunculuk dışın da bir dönem reji asis tanlığı yaptınız. Bu fikir nerden çıktı? Zeynep ERKEKLİ: İki defa yönetmen yardımcılığı yaptım. Kurum içinde böyle görevler yapılabilir. ACME: Peki düşünür mü sünüz ileride yönetmen lik yapmayı? raz seyrekleşti. Uygun bir zaman olursa yine gidip ders vermek isterim. Eğitmenlik yönümü de öğrencilerim tanımlamalı aslında… Herkesin çok beğendiği bazı eğitmenler vardı öğrenciliğimde ama o eğit- ACME: Birazda ödülleri nizden bahsedelim. Pek çok oyunla ödül aldınız. Ödüller sizin için ne ifa de ediyor? menler benim hayatıma iyi gelmedi. Mesela ben herkesin ruhuna iyi gelmek için çaba sarf eden bir insanım. Çünkü iyi olmak başkasına iyi gelirken, kendine de iyi gelen bir şey. Sanırım genç arkadaşlar da bu enerjimden mutluluk duyuyorlar. ACME: Dialog Anlatım İle tişim’de davranış psi ko lo ji si ve ses, nefes, ar ti kü las yon dersleri veri yorsunuz. Eğit menlik yö nünüzden biraz bah seder misiniz? Zeynep ERKEKLİ: İki tane ödülüm, adaylıklarım var. Şunu söylemekte fayda var. Ödül beklentisiyle iş yapılmaz. Oyuncunun resmiyet ve sorumluluk kazanmasını sağlar. İnsanı mutlu eder. Yaptığınız işe zaten inancınız varsa onun takdir edilmesi, insanı sevindiren hoş bir şeydir. ACME: İtalya’da Dario Fo’nun kadın oyunları çalışmalarına katıldınız. Bu süreci biraz anlatır mısınız? Zeynep ERKEKLİ: Dialog’ ta uzun yıllar ders verdim. Ama annemin ciddi bir rahatsızlığı var. Onun için bi78 Zeynep ERKEKLİ: İyi oyunculardan çok iyi rejisörler çıkabiliyor ama bütün bunlar benim için geçerli olmayabilir. Benim kalbim hala oyunculukta. Reji dışarıdan bir bütünün her şeyini gören insandır. Ben bir oyuncu olarak o bütünün sadece bir parçasıyım. O bütüne hizmet ederim. Zeynep ERKEKLİ: Devlet Actual Medicine Ekim 2010 KAHVE MOLASI Tiyatrosu’nda ilk defa Dario Fo-France Rame oyununu Bursa Devlet Tiyatrosu’nda biz oynamıştık. O oyunu Bursalı doğalgaz firmasında çalışan bir mühendis izlemiş ve çok etkilenmiş. Yedi sekiz defa izlemeye gelmiş ve her izleyişinde bir sürü İtalyan getirmiş. Sonradan öğrendim ki o mühendis, yıllarca İtalya’da Dario Fo ve France Rame Tiyatrosu’nun kayıtlı abone seyircilerindenmiş. Yıllar sonra Türkiye’ye gelip çalışmaya başlamış. Bizim oyunu görünce çok şaşırmış ve İtalya’ya bildirmiş. France Rame ve Dario Fo’da oyunlarının bir ödenekli tiyatroda oynanmasına çok şaşırmışlar. İtalya’da yapılan kadın oyunları seminerine bizi davet ettiler. Orada biz küçük bir oyun sahneledik. Çok güzel bir çalışma oldu. Beni çok derinden etkileyen bir sürü bilgi ve mutlulukla eve dönmüştüm. Gerçekten çok mükemmel insanlardı. Çalışırken France Rame’den çok etkilenmiştim. ACME: Sinema ve tele viz yon oyunculuğu hak kında ne dü şünüyorsunuz? Si nema ve di zi oyuncusu olarak da göre bilecek miyiz? dir. Şimdilerde ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ dizisi var mesela. Diyalogları çok özenli. Oysa bir sürü dizide diyalog diye bir şey yok. Sinema zaten bambaşka bir kavram. O apayrı bir sanat. Çok başarılı yönetmenlerimiz var ama benim için tiyatro hepsinden başka bir şey. Tiyatro oyuncunun çok mutlu olabileceği bir dal iken, sinema daha çok yönetmeni mutlu eder diye düşünüyorum. ACME: Çocukken hep ressam olmak istemişsiniz. Şimdi resimle ilgilenebi liyor musunuz? Zeynep ERKEKLİ: Ne yazık ki sadece izleyici olarak ilgilenebiliyorum. Resim bende hep istek olarak kaldı. Ama eşimin annesi ressamdı. O sayede özlemimi giderdim diyebilirim. ACME: Yeni projeleriniz nelerdir? Zeynep ERKEKLİ: Oyunculuk her yerde oyunculuktur. Eğer tiyatroda kendinizi iyi yetiştirmiş, iyi geliştirmiş bir oyuncuysanız her yerde başarılı olursunuz. Bilirsiniz dizi çoğunlukla para için yapılır. İçinde sanattan pek eser yoktur. Ama sanatlı bir çabası varsa, bu sevindiriciEkim 2010 Actual Medicine Zeynep ERKEKLİ: Bu sezon İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Shakespeare’ in ‘Beğendiniz Gibi’ oyununu sahneliyoruz. Bu proje daha gündeme gelmeden önce, bu yıl hep Shakespeare oynamak istiyordum. O yüzden bu fikir ortaya çıkınca çok mutlu oldum. Bu oyun çok yeni. Onun dışında herhangi bir şey yok gündemde. Eğitimciliğe gelince çağrılır ve vakit ayırabilirsem devam ederim. Çünkü eğitmenliği seviyorum. ACME: Yoğun temponuzda kendinize ve sağlığınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz? Zeynep ERKEKLİ: Ben önce bütün kurallara uyarım sonra da bu kuralları bozarım. Ama sağlığımla ilgili bütün kurallara uymaya çalışıyorum. Şu anda ayağım atelli ama ona rağmen gerekli her şeyi yapıyorum. Kendimi yormadan sahneye çıkıyorum. Kendime dikkat ediyorum. tiroid hastasıyım ilaçlarımı zamanında alıyorum. Beslenmeme dikkat etmeye çalışıyorum ama tabi hayat ve annemin rahatsızlığı daha fazla dikkat etmemi engelliyor. Annemin nefes alması, onun gülümsemesi, onun gülen gözlerle bakmasından daha başka bir isteğim yok. O yüzden iyi ki hayatımda tiyatro var. Tiyatro benim üzerimdeki tüm olumsuzluğu alıyor. Tiyatroya geldiğimde, tüm negatif duygularımdan tamamen arınmış bir şekilde annemin yanına gidebiliyorum. 79