3. Hukuk Dairesi 2015/15829 E. , 2017/1101 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAYKARARI Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ... ... ... Müdürlüğü personeli olarak görev yapan davalıya yapılan sosyal yardım ödemelerinden mevzuat gereğince kesilmesi gereken gelir ve damga vergisinin eksik kesildiğini ve 2007 yılı için ....442,61 TL, 2008 yılı için ....692,55 TL olmak üzere ....135,... TL fazla ödeme yapıldığını, yapılan tebligata rağmen davalının bu tutarı ödemekten kaçındığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ....135,... TL hazine zararının 30/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; alacağın gelir ve damga vergisine ilişkin olup davacı idarenin tahsil yetkisi bulunmadığını, davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı idarenin dava konusu ....135,... TL’yi davalıdan talep edebilmesi için dava konusu miktarı ilgili vergi dairesine ödemiş olması gerektiği, bu konuda defalarca yazı yazılmasına rağmen bu verginin ödendiğine dair bir bilgi ve belge gönderilmediği, kaldı ki dava konusu edilen miktarın davalının herhangi bir gerçek dışı beyanına veya davalının hatasına dayalı olarak fazladan ödenmiş olmadığı, aynı şekilde dava konusu miktarın davacı idare tarafından idari yargıda dava konusu da yapılmamış olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu alacak, sosyal yardım ödemelerinden eksik gelir ve damga vergisi kesilmesi nedeniyle (....135,... TL) davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkindir. Dava konusu fazla ödemenin, idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. TBK. m.77/...'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Yanlışlık eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. HGK'nun 05.....1984 tarih ve 1982/...-387 E.-1984/997 K.sayılı kararı ile herhangi bir salt tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin idare tarafından BK'nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği açıklanmıştır. Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler uyarınca, ödemenin şart tasarrufa dayanmadığı gözönüne alınarak, davacının davaya konu eksik vergi kesintisi nedeniyle davalıya yaptığı fazla ödeme miktarına ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunduğu belirlenmekle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine ilişkin karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren ... günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.