ll " ISLAM'DA • AILE ve ÇOCUK • • TERBIYESI (II) o İstanbul2005 {Qj ~ ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi © Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir ISBN : 975-6794-39-9 İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18 Kitabın Adı İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il) Yayma Hazrrlayanlar Dr. İsmail Kurt Seyit Ali Tüz Editör Prof. Dr. İbrahim Canan Dizgi- Mizanpaj Ensar Neşriyat Kapak Tasanm Kenan Ağırman Baskı Karmat 2. Basım Nisan 2005 İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş. Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 - 513 03 09 Faks : (0212) 522 46 02 www .ensarnesriya t.com KUR' AN-I KERİM'E GÖRE AİLEDE ÇOCUK EGİTİMİ Prof Dr. Bayraktar BA YRAKLI Marmara Üniversitesi İ1ahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi GiRiŞ Hemen hemen bütün sosyal bilimciler, aileyi insanlığın en eski müessesesi olarak kabul etmektedir. Biz bu kabulden biraz daha ileri giderek diyoruz ki, ilk cemiyet ailedir. Sosyal bilimciler çoğUnlukla ailenin yapısı üzerinde durarak, onu sınıflandırmaya tabi tı.itmuşlardır. Mesela: 1- Klan ailesi, 2- Babaerkil aile, 3- Anaerkil aile, 4- Geniş aile, 5- Çekirdek aile 1 bu sınıflandırmalarda yer almaktadır. Yukarıdaki sı­ nıflama sosyolojik açıdan yapılmıştır. Eğitim açısından yapılan sır1ıflamalar da vardır. Ancak bu sınıflama çok yenidir. Eğitim açısından yapılan ayırımı şu şekilde yapabiliriz: 1- Demokratik aile, 2- Otoriter afle, 3- Tutarsız aile, 4- Kayıtsız aile. 2 Paul B. Lorton-Chester L. Hunt, Soeiology, Tokyo 1976, s. 191-196. Şule Bilir~Duyan Davanlı, Ergeıılik Çağmdakinin Sosya/.Gelişimiııe Aile Tutımılarııım Etkisinin Araştırılması (Aile Yazıları, T.C. Başbakanlık Araştırma Kurumu), Ankara. 180 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) . Biz bu tebliğirnizde "demokratik aile" kavramını "İslami aile" kavra- . rnıyla değiştireceğiz. Sınıflarnarnızı şu şekilde takdim edebiliriz: ı- İslami aile, 2- Otokratik aile, 3- Tutarsız aile, 4- Kayıtsız aile. Aslında, "demokratik aile" ile "İslami aile" birbirine ·eğitim açısından çok yakın aile biçirnleridir. Özellikleri hemen hemen aynıdır. Bizim yaptığı­ mız sınıflamanın bir rnahzuru vardır. O da, "İslami aile" kavramının karşı­ sında, "Hıristiyan", "Yahudi" ve "İnanrnayan" ailelerin de sınıflan1aya girme zorunluluğudur. Aile Yahudi, Hıristiyan ve inançsız bir aile olabilir. Aynı zamanda demokratik de olabilir. O takdirde bizim ileri sürdüğürnüz sınıflamadan vazgeçip yukarıdaki sınıflamaya dönebiliriz. Ayınının şekli nasıl olursa olsun, bizim için İslami bir ailenin yapısı içinde ebeveynin çocuğu nasıl eğiteceği konusu önem taşımaktadır. Sosyolojik açıdan yapılan sınıflama, Batılı sosyologların hakimiyeti altında yapılmaktadır. İslami bakış açısına göre, ilk aile "klan aile", ya da "geniş aile" tipi değildir. İlk aile, çekirdek ailedir. Hz. Adern, hanımı ve çocukları bugünün modern aile denen çekirdek ailenin yapısında idi. Daha sonraları aile, iki nesilden fazla nesli barındırmaya başlayınca, geniş aile tipi ortaya çıkmıştır. Böylece sosyoloji ilminin aile sınıflamasında bir hatası ortaya çıkmaktadır. Şimdi İslami aile denen demokratik ailede önemli bir unsur olan ve ai- leyi aile yapan nebiliriz. çocuğun, ebeveyn konusuna dö- "çocuk" kavramı, belli yaş sınırı ile sınır­ olan ve beraber yaşadıkları her yaştaki insanı kapsamaktadır. Babasının eğitimine, uyarısına ve yönlendirmesine ihtiyacı olan herkes bu çocuk kavramı içine girmektedir. Bu noktadan hareketle, İslami ailenin, çocuğu eğitrnek açısından en önemli görevlerini ele alabiliriz. Bizim burada ele alacağırnız tarafından nasıl eğitileceği lanınamaktadır. Ana-babası sağ . KUR'AN-I KERIM'E GÖREAİLEDE ÇOCUK EGİTİMİ 181 A- D~i Eğitim Din! eğitimin boyutu doğum öncesine kadar uzanmaktadır: 1- Çocuğun annesine helaJ lokma yedirm~k; böylece anne karnında t:ıe­ lal gıda ile beslenmesini temin etmek. Doğduktan sonra çocuğa helal süt ve helal lokm~ yedirmek, aile eğitiminin en önemli görevleri arasında yer almalıdır. Zira çocuğun daha sonraki duygu ha yah, bu temel üzerinde inşa edilecektir. Mayasında, karakterinde, tınetinde haram lokma ve haram süt olan insanı eğitmenin zorıuğu ortadadır. 2- Doğan çocuğun kulağına ezan okumak ve ona iyi bir isim vermek: mevcut olmayanı var edemez; var olanı gelişti­ rir. Doğan çocuğun kulağına ezan okumak Hz. Peygamberin sünnetidir: Hz. Peygamberin kızı Hz. Fatıma, Hz. Hasan'ı doğurduğunda kulağına ezan okumuştuı::. 3 Doğan çocuğun kulağına ezan okumak, "Elest Bezmi" ile çocuğun şuur altına yerleştirilen inanç duygusunu hare~ete geçirmek için yapılan bir faaliyettir. İnanç duygusu ile diğer duygulada beraber dengeli bir şekilde gelişmesi için uygulanan bir metot olmaktadır. a- ~ilindiği gibi eğitim, b- Çocuğa iyi bir isim vermenin gelecekteki şahsiyetini etkileyeceği bir gerçektir. Hz. Peygamber cahiliyye döneminden kalma bazı anlamsız ve insanı rencide edecek isimleri değiştirmiştir. En iyi isimlerin "Abdullah" ve "Abdurrahman" olduğuna da işaret etmiştir. 4 3- Nasıl İnanacağına Rehberlik Etmek: Çocuğun dilli hayatını belirleyecek en büyük eğitim müessesesi ailedir. Ailenin, çocuğun dinini he denli tayin ettiğine ve bu konuda ne kadar etkili olduğuna Hz. Peygamber işaret etmektedir. 5 Çocuğun ilk kültür çevresi aile olması sebepiyle bu husustaki etkisi tartışmasızdır: a- Ebeveynin, iman konusunda çocuğa neyi, nasıl öğreteceği Lokman Suresinin 13. ayetinde Yüce Allah tarafından tespit edilmiştir: "Lolrnıaıı oğluna öğüt vererek demişti ki, yavrum, Allah'a ortak koşma. Çünkü ortak koşmak büyük bir zulümdür". Ebu Davud, Edeb, 116; Aynı Hadisi Tirmizide nakletrnektedir. 4 Ebu Davud, Edeb, 69-70. 5 Müslim, Kader, 26-28. İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) 182 Eğitim açısından bu ayetten pekçok esaslar çıkarmak mümkündür. Da.: ha sonraki konularda bu ayete dönmek üzere, burada şu ilkeye işaret etmek doğru olacaktır. Lokman (a.s.) oğluna öğüt verirken, ilk değindiği konu, Allah'a şirk koşmaması olmuştur. Lokman (a.s.), "Allah'm tek olduğuna iııanmak" şeklinde tecelli eden dinin ilk prensibini, değişik bir açıdan öğüdüne ilk basamak olarak almıştır. Oğlunun Allah'a inandığı kesindir. Onun için ona, "Allah'a inan" demiyor da, "Allah'a eş koşmamasını" öğütlüyor. İnandığı halde, Allah'a eş koşma ihtimalini ortadan kaldırmak için, öğretimine bu noktadan başlamaktadır. Dikkat edilirse Lokman (a.s.), oğluna bu yasağı koyarken, nedenini de izah etmektedir. "Kesinlikle, şirk büyük bir zulümdür". Şirkin büyük bir hata, büyük bir günah olduğurıu sebep olarak göstermektedir. Demek ki, çocuklara bir şeyi öğütlerken, ya da yasaklarken, o şeyin neden ve niçin yasaklandığinı anlatmakta yarar vardır. b- Birinci basamakta, şirk koşulmaması öğütlendikten sonra, ikinci basamakta, Yüce Allah'ın nasıl bir varlık olduğunu, insanın arneliyle bağlantı kurarak anlatmaktadır. Lokman (a.s.) da aynı metodu takip etmektedir. -Lokman silresinin 16. ayetinde Yüce Allah'ın kudreti, insan arneliyle olan bağlantısı dahilinde ele alınmaktadır. "Yavrımı, yaptığın iyilik veya kötülük hardal tanesi ağırlığında bir şey de olsa, bir kayanın içinde, göklerde veya yerde bulunsa, Allah onu senin karşma getirir. Çüııkü Allah liitiftir, herşeyi haber alır". Lokman (a.s.), Yüce Allah'ı oğluna "Latif ve "Hab!r" sıfatlarıyla tanıt­ Latif, yoğunluğu olmayan, her şeye sızan manasını ifade etmektedir. Tüm söylenen ve yapılan şeylerden haberi olduğunu söylemekle, Yüce Allah'ıninsanla ne denli yakın ilişkisi olduğunu dile getirmektedir. Bir arnelin taşın içinde, göklerde ve yerde olması kavramları, öğretim açısından çok dikkat çekicidir. Taş, maddi bir araştırmayı, gökler de astronomi, yer de yer bilimleri araştırmalarının bir amel olduğunu ifade edebilir. Madde, gök ve yerlerin araştırılması, bir ameldir. İlınl buluşların Yüce Allah tarafından değerlendirildiğini ifade etmektedir. · maktadır. c- Lokman (a.s.) üçüncü merhalede, "Namaz kılmasını" oğluna öğütle­ mektedir. 17. ayette üç konuyu ele almaktadır. Bunların birincisi "Yavruın namaz kıl" öğüdüdür. Görüldüğü lah'ı gibi Hz. Lokman, oğluna din eğitimi verirken, öncelikle Alanlatmakta, Allah-insan ilişkisine amel açısından yaklaşmaktadır. KUR'AN-IKERİM'E GÖRE AİLEDE ÇOCUK EGİTİMİ 183 Verilen bu bilgilerden sonra Hr. Lokrnan, zikir, harnd ve dua gibi dinin temel esaslarını içine alan namazı kılmasını önermektedir. Yüce Allah'ın layık olduğu ibadeti hatırlatmaktadır. Böylece Yüce Allah, bir babanın dolayısıyla ailenin din eğitimindeki tartışmasız yerini ve önemini net bir şekilde bize göstermektedir. Hz. Lokrnan ö{neği, İslam ailesindeki ebeveynin çocuğu terbiye ederken, hem öncelikleri dile getirmektedir, hem de ebeveynin vazifesinin boyutuna işaret etmektedir. Hz. Peygamber'in "7 yaşında çocuğa- namaz kılınayı öğretiniz, buluğ çağında da kılmasını söyleyiniz" şeklindeki emirleri, ailenin çocuğu ibadet konusunda nasıl eğiteceği ve nasıl takip edeceğini açıkça ifade etmektedir. Önce ibadetin bilgisi, sonra tatbikatı gelmektedir. Eğitimden verim alabilrnek için önce öğrenimi mi, Hz. Peygamber tarafından dile getirilmiştir. gerçekleştirmenin öne- 4-Sücrunetetlinnek B-Koruma Aile müessesesinin eğitim açısından en önemli görevleri arasında yer alan "çocuğu korumak", ailenin disiplin konusunu gündeme getirmektedir. Kötü etkilerden çocuğunu korumayan aileler, eğitici görevlerini yerine getirernezler. Bu görevini icra ederken aile, neyin iyi ve neyin kötü olduğu bilgisini çocuğa öğretmelidir. Bu şunu ifade eder: Ana-babalar disiplini sağlar­ ken, zor kullanma yerine, bilinçli bir uyum sağlayabilmeleri için çaba sarfetmelidirler. Öncelikle, insanı kötü manada nelerin etkiled~ğirıi öğretme­ lidirler. Ailenin bu konudaki görevini ve etkinliğini Yüce Rabbimiz, Tahrirn sfiresinin 6. ayetinde ele almaktadır. Ayet rnealen şöyledir: "Ey imçzn edenler! Ailenizi, yakıtı insan ve taşın olduğu ateşten koruyunuz." Ayette geçen "koruyunuz" emrinden, ailenin çocuklar için koruma görevini yerine getirme ilkesine hemen hemen bütün İslam alimleri işaret etmişlerdir. Ayetteki ;,nar" kavramına iki rnana vermemiz mümkündür: Birincisi dünyevl, diğeri de uhrevl alanıdır. Dünyevl manasını ele alınca, "nar" kavramı toplumu ifade etmektedir. Bazen toplumlar, çocuğun eğitim ortarnı için cehennem, yani ateş halini alabilirler. Çocuklar cehennem halini almış bu 184 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPO:lYUMU (Il) toplumlarda kötü tesir almaktan kendilerini koruyamazlar. Mesela Batı toplumlarının çocuk ve gençler için cehennemden farkları yoktur. Bizim toplumumuzun bazı kesimleri de c~hennemden farksızdır: Toplum denen bu cehennemin yakıtı nedir? Onu tutuşturan güç nedir? Ayet buna da cevap vermektedir. Yüce Allah, ayetteki "ateş"in yakıtının "insanlar'' ve "taşlar" olduğunu ifade etınektedir. Dünyevl manasıyla "ateş"i toplum manasma aldığımızda, "insanlar'' da fertler demektir. Toplumu meydana getiren insanlar anlamını ifade eder. "Taş" kavramı ise değeri, değer de parayı ifade edebilir. O zaman şu yorumu yapmamız mümkündür: Bir toplumda çocuğu ve genci en çok etkileyen, insanlar ve paradır. Çocuğun içinde bulunduğu grubun etkisiyle yoldan çıkacağı gibi, para ile de aldatıla­ bilir. İşte babalar, ya da ana-babalar ailelerini cehennem halini alan toplumdan korumalıdırlar. Uhrevl manasıyla da, ayetteki "nar" kavramı, gerçek cehennemİ ifade eder. Dünyada a:He reisleri, çocuklarını öyle korumalıdırlar ki, ahirette cehenneme gitınesinler., işte her iki manada alındığında, ailenin eğitimdeki "koruma" görevi ortaya çıkmaktadır. Bu koru·ma kavramı, bir disiplin ve bir bilinç meselesidir. Ebeveynler, çocuklarını ateş denen bu toplumdan ve ahiretteki cehennemden 'nasıl koruyacaklardır? Bu sorunun cevabı çok uzun olmakla beraber, kapsamlı kısa bir cevap verebiliriz. Ebeveynler çocuklarına dini ve ahlaki değerleri iyi öğreteceklerdir. Hz. Lokman'ın çocuğuna verdiği öğütleri daima terbiyelerinde esas almalıdıriar. Gençler manevi cihazlarla, teçhiz edilmelidir. Nefisle mücadele, gibi önemli bilgi ve esaslar iyice öğretilmelidir. şeytanı düşman tanıma "Koruma" baskı ile değil, bilinçte yapılan bir faaliyet olmalıdır. Kur'anKerim'in manevi koruyucu hekimliği asla unutulmamalıdır. Kur'an nurundan nasibini almayan, onunla kafası ve gör,ılü aydınlanmayan çocuk ve gençlerin manen korunması mümkün değildir. Bu nurdan nasibini alan gençler için, ateş halini almış toplum bile Hz. İbrahim'in atıldığı ateş gibi gülistan olacaktır. O zaman o gençler, ateş denen toplumda yanmadan, kişiliğini kaybetıneden ayakta durmasını becereceklerdir. ı KUR' AN-I KERİM'E GÖRE AİLEDE ÇOCUK EGİTİMİ 185 C- Toplumun Yücelttiği Değerleri Aktarmak İslam! ailede çocuğun eğitimi, ya da terbiyesi, dar bir çevre ve kısa hedefler için yapılmamaktadır. Çocuğun terbiyesi toplumsal değerlerle kaynaşacak bir tarzda gerçekleştirilmelidir. Toplumdan soyutlanarak, tek başına çocuğu terbiye etmek mümkün değildir; mümkün olsa bile, verimsiz ve süreksiz kalmaya mahkumdur. Bunun içindir ki, Hz. Lokman oğlunun sosyalleşmesi ve sosyal hayatta rol almasını temin etmeye çalışmaktadır. Çocuğun zihnini ve kalbini Yüce Allah'a çevirdikten sonra, toplumun yücelttiği değerlere de çevirmektedir. Bu çevirişinde yine ölçü olarak, ilah! beğeniyi kullanmaktadır. Hz. Lokman' ın bu konuda değindiği davranış biçimleri şunlardır: 1. "İnsanlara yanağını bülane" Dikkat edilirse, Hz. Lokman oğluna sosyal ilişkileri ve insanlara karşı gereken tavrı öğrettiği görülecektir. Toplumda sağlam ihsan ilişki­ lerini ve sağlıklı iletişimi yaşatan en önemli değer insanlara karşı "sevecen" davranmakhr. İnsan ilişkilerini sıcak tutan bu sevecenliktir. İnsanlardan yüz çevinnemek, onları aşağılamamak ve onlara güler yüzlü davranmak kadar kaynaştı­ rıcı ve birleştirici bir davranış biçimi bulmak çok zordur. takınması İnsanlara yanağını bükmek, insan ilişkilerini yıkar ve onlara zarar verir. Ebeveynin ridir. çocuklarına öncelikle, öğretecekleri konular bu davranış biçimle- İlahi rızanın, insanların rızasından geçtiğini durmadan öğütlemelidir­ ler. insanlarla sağlıklı ilişki kuramayanlar, Allah'la sağlıklı ilişki kuramazlar. 2. "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme" bile şekillendirmeye çalışmaktadır. yürüyüşünde kibir yoktur; böbürlenmek yoktur. Bir bakıma, davranışlarında "kompleks " yoktur. O, halkın içinde daima Hz. Lokman, Müslümanın müslümanın oğlunun yürüyüşünü rahattır. Seviyesi ne olursa olsun insanlara, insan olarak muamele eder. Kendisini onlardan farklı görmez. Hz. Lokman "yüz çevirme" ile "böbürlenerek yürüme" davranış şekil­ lerini oğluna yasaklarken, çok önemli bir metot kullanmaktadır. Bu davra- İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) 186 nışların değerlendirilmesini Yüce Allah'ın ·yapacağını ona hatırlatmakfadır: övünen kimseyi sevmez". Böylece bu davranışların kendisine mal etrnernektedir. Davranışın kötü olarak değerlendirilmesini Yüce Allah'a bağlamaktadır. İnsanlara yüz çevirrneyi ve onlara karşı kibirli davranınayı Yüce Allah'ın sevrnediğini söylemekte, bu davanışlardan kaçınrnakla, Allah'ın sevgisinin kazanılacağına işaret etmektedir. Dernek ki, insanlara karşı davranışlarımız Yüce Allah tarafından değerlendirilrnektedir. O'nun sevgisi, insanları sevrnemizden geçmektedir. ?:ira "Allah, kendinz beğenip yanlışlığını, babası "Yürüyüşünde tutumlu ol" öğüdünde bulunrnakla, orta seviyede bir biçimi sergilemesini istemektedir. "Kibirli yürüme" dernek yeterli değildir. Zira kibirli davranışın ne olduğu da belirtilmelidir. Nasıl yüıi.:.yece­ ğini söylemekle bu da yerine getirilmiş olacaktır. Böylece Hz. Lokrnan, çocuk eğitiminde çok önemli bir metoda dikkat çekmektedir. Yasaklanan bir davranış biçiminin karşıtı da öğretilrnelidir. · yürüyüş 3. "Sesini kıs" insanlarla nasıl konuşulacağına kadar terbiyenin boyutunu uzatan Hz. Lokrnan; insan ilişkilerine ne denli hassas davrandığını göstermektedir. Konuşrnarıın adabını çocuğa öğretmek, İslam ahlakının çok ciddi ve önemli bir konusudur. Netice olarak diyebiliriz ki, bakış, yürüyüş ve konuşma gibi insan ilişki­ leri belli değerler üzerine oturtulrnalıdır. Onlara bir şekil kazandırmak, itici olmaktan kurtarmak ve yapıcı bir eda kazandırrnak, aile terbiyesinin önde gelen mesel~lerinden biridir. Hz. Lokrnan, konuyla ilgili öğüdünü bir benzetmeyle pekiştirrnektedir. Yüksek sesle, kibirli bir şekilde insanlarla konuşmanın ne derece tiksindirici olduğunu eşek benzetmesiyle tarnarnlarnaktadır. Öğretimde ve terbiyede, benzetmelerin yeri çok önemlidir. 4. "İyiliği emret ve kötülükten sakındı~~ Toplumsal değerleri kendi şahsiyetine sindiren ve onların bilincine varan gence, artık onları başkasına tavsiye etmekle sorumlu olduğunu hatır­ latmak gerekir. Hz. Lokrnan da aynısını yapmaktadır. İyi, doğru ve güzel olanı insanlara anlatacak; köti.i, yanlış ve toplum için zararlı olanlardan da onları sakındırmaya çalışacaktır. Böylece genç, yaşadıktan sonra, başkalarına da yaşatmak için çalışacaktır. değerleri KUR' AN-I KERIM'E GÖRE AİLEDE ÇOCUK EGİTİMİ 187 Bu faaliyetlerini yaparken, bazı tepkilerle karşılaşacaktır. Toplumun onun iyiliği ve düzenliği için bu tepkilere katlanacaktır. uğruna, D- Duygu Eğitimi Demokratik, ya da İsliimi ailede, baskı ve şiddet yerine merhamet hiikimdir. Merhamet, sevgiyi de içermektedir. Çocuğuna merhametli davrarımak, onları terbiye etmenin en iyi yollarından biridir. Çocuğu sevmek, ona acımak, ona dayak atma yerine okşanıak, çeliğe su vermek kadar önemlidir. Susuz çelik işe yaramaz. Sevilmeyen çocuk da toplumu ve oradaki insanları sevemez. Büyüdüğünde insanları sevmesi için, küçüklüğünde çocukları yeterince sevmek bir vecibedir. Çocuğu sevme, Allah' ı sevmenin ötesine geçmemelidir. Ş ınıarıklığa götürecek sevgi, zaraf veren bir sevgidir. Disiplinle sevgi arasında bir denge kurmak, merhamet denen değeri doğurmaktadır. Bu da en iyi terbiye etme yoludur. Çocuğun duygu hayatını en iyi besleyen, geliştiren ve topluma yayılmasını sağlayan güç; ana-babanın dengeli sevgisidir. Sevgisiz çocuğun duygu hayatı nadasa bırakılmış tarla: gibi diken bitirir. Zamanla o çocuk, toplumdaki insanları sevme yerine, onlara batari diken halini alacaktır. Çocuk bir ilahi mevhibe olarak bilinerek sevilirse, o sevgi· biribadete dönüşecektir. Çocuğu ya da ~nemi olarak tanımlarsak hata yapmış en belirgin olanı ve annenin kucağında tatmine ulaşanı "güven" duygusudur. Kayıtsız, ·tutarsız ve otoriter aileler, çocuğun güven duygusunu .geliştiremezler. Tam tersine, güven duygusundan yoksun bırakarak zamanla toplumda kendisini yalnız ve güv_ensiz hissetmesine neden olurlar. Güven duygusu gelişmemiş çocuklar topluma intibak edemezler. Devlet nizarnının yaşandığı ilk sosyal çevre aile olduğuna göre, orada tadılması, yaşarıması ve geliştirilmesi zorunlu olan güven duygusudur. Güven duygusu gelişmeyen çocukların, psikolojik yapısının sokaklarında emniyet içinde dolaşılamaz. Suça itilen çocuklarda, ana-baba sevgisinin yokluğu vardır. Disiplin, sevgi, merhamet ve güven duygularının canlı tutulduğu ve eğitimde yer aldığı bir ailede gerçek eğitimden bahsedebiliriz. olmayız. Bu bir duygu yumağı, duyguların arasında Ailenin çocuğa sağlayacağı güven duygusu, aynı zamanda Allah şuu­ runun da kaynağıdır. Yani ana-baba otoritesinin üstündeki sonsuz otorite de Allah'ın varlığıdır. ' 188 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) E- Dua Etmek Beşen eğitim bir sihirli değnek değildir. Herşeyi ve her istediğini ger- çekleştirmekten uzaktır. İlahl yardımı istemelidir. İslami şahsiyete sahip olan ebeveynler duanın lüzumunun şuurunda ki bildirimizde yer almışhr. olmalıdırlar. Bunun izahı bir önce- SONUÇ 1- İslami ailedeki eğitim veya terbiye; tolerans, sevgi, disiplin ve merhamete dayanmalıdır. 2- Çocuğu kötü etkilerden koruma gibi eğitimin temel işlevini yerine getirmelidir. 3- Haram lokma ve haram sütten daima kaçırulmalıdır. Eğitim faaliyetlerinin üzerine oturacağı temelde haram lokma ve haram süt olmamalıdır. 4- Ebeveynler, çocuklarından bir şeyi yapmalarım veya yapmamalarını isterken Hz. Lokman'ın "yavrucuğum" kavramını kullanmakta hassa~ davranmalıdırlar. 5- Eğitimde önce Allah ile insan, sonra da insanlar edinilmeli dir. arası ilişkiler konu 6- İnsan gücünün yetersiz kaldığı yerde, ilahl müdahale için dua ehnenin, İslami terbiyenin temel esası olduğu gözardı edilmemelidir.