haftalık bülten 4haftalık Kasımbülten 2013 Ecicek Geçen haftanın özeti TCMB enflasyon tahminlerini OVP seviyesine revize etti. 4. çeyreğe dair enflasyon raporunda TCMB 2013 ve 2014 yılı enflasyon tahminlerini, beklendiği gibi Orta Vadeli Programda (OVP) öngörülen seviyelere revize etti. Böylelikle, TCMB’nin 2013 tahmini bir önceki rapora göre 0.6 yüzde puan artarak %6.8 oldu. 2014 tahmini ise, 0.3 yüzde puanlık artışla %5.3’e yükseldi. Bu yıla dair revizyonun 0.4 puanı liradaki değer kaybından, 0.1 puanı daralan çıktı açığından, 0.1 puanı ise artan petrol fiyatlarından kaynaklandı. Daha önce OVP tahminleri üzerine yaptığımız yorumlarda da belirttiğimiz gibi, yılbaşından bu yana gerçekleşen enflasyon dikkate alındığında, enflasyonun yıl sonunda %6.8 seviyesine gerilemesi oldukça zayıf bir olasılık gibi görünüyor. Dolayısıyla, TCMB’nin tahminlerini fazlasıyla iyimser buluyor; %7.8 olan tahminimizi koruyoruz. Enflasyon görünümü konusunda, Başkan Başçı ihtiyatlı konuşarak, politika duruşunda bir gevşemeye gidilmeyeceğini vurguladı. Ancak burada, 2014 yılında enflasyonda gerçekleştirilmesi öngörülen ciddi düşüşün, mevcut koridorun parametreleri değiştirilmek suretiyle yapılacak bir sıkılaşmaya dayanmadığı dikkat çekiyor. İç talep perspektifinden, koridorun tavanı fazla kısıtlayıcı ve enflasyondaki düşüşü destekleyici olarak görünmüyor. Dolayısıyla, TCMB enflasyonun talepten ziyade, kur kanalıyla düşüşe geçeceğine güveniyor olmalı. Ancak bunun için de küresel likidite koşullarının destekleyici olması gerekiyor. Bu da Fed’in tahvil alımlarını yavaşlatma planının hâlihazırda fiyatlara yansımış olmasını, dolayısıyla piyasalarda fazla bir çalkantı yaratmamasını gerektiriyor. Bizim görüşümüze göre, bu son varsayım, Fed’in beklentilerden daha şahin tonlu son açıklamalarının ardından görülen piyasa tepkileriyle pek uyuşmuyor. Bizce, son fiyat hareketleri piyasalarının Fed politikaları konusunda endişeli olduğunu ve büyük çalkantıların oluşması ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini gösteriyor. Dolayısıyla, küresel likidite koşulları konusunda daha karamsar olan bizlerin görüşüne göre, TCMB’nin mevcut duruşu TL’nin zayıflaması ve enflasyonun yükselmesi yönünde risk yaratıyor. PPK, para politikasındaki öngörülebilirliğin kademeli olarak arttırılacağını söyledi. 23 Ekim tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetine göre, Eylül ayında yıllık enflasyonun %7.88’e gerilemesinde işlenmemiş gıda enflasyonundaki düşüş ve enerji fiyatlarındaki olumlu baz etkisi en önemli rolü oynadı. Diğer taraftan, Türk lirasındaki değer kaybının yansıması sonucu, temel enflasyon göstergelerindeki yükseliş sürdü. Kurul, enflasyonun İnan Demir +(90) 212 318 5087 inan.demir@finansbank.com.tr Deniz Çiçek +(90) 212 318 5086 deniz.cicek@finansbank.com.tr Gökçe Çelik +(90) 212 318 5096 gokce.celik@finansbank.com.tr haftalık bülten önümüzdeki dönemde düşmeye devam edeceğini; ancak, çekirdek enflasyon göstergelerinin bir süre daha hedefin üzerinde seyredeceğini öngördü. PPK, PMI ve İYA anket göstergelerinin üçüncü çeyrek genelinde ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiğini söyledi; ancak, tüketim ve yatırım talebine dair güven endekslerinin olumsuz görünüm sergilediğini de belirtti. Kurul ayrıca, sanayi üretim endeksinin Ağustos’ta keskin bir düşüş göstermesinin, bu aydaki bayram dönemi sebebiyle, ana eğilimi yansıtmadığını da ekledi. Toplantı özetine göre, dış ticaret ve cari işlemler açıkları TCMB’nin beklentisi doğrultusunda gerçekleşmekte. Euro Bölgesinin ithalat talebinin canlanmaya başlaması ve PMI göstergelerinin küresel ölçekte toparlanmaya işaret etmesi sebebiyle, Kurul dış talep koşullarının önümüzdeki dönemde ihracata destek vereceğini düşünüyor. Altın hariç 12 ay birikimli ithalat da yatay seyrettiğinden, Kurul cari işlemler dengesindeki kademeli iyileşmenin süreceğini tahmin ediyor. Para politikasında Kurul, temkinli duruşun korunacağını ve enflasyon görünümü orta vadeli hedeflerle uyumlu hale gelene kadar gerekli görünen sıklıkta ek parasal sıkılaştırmaya devam edileceğini duyurdu. Bunun sonucunda, enflasyonun düşeceği öngörüldü. Ayrıca, TCMB’nin sıkı para politikası ve makro-ihtiyati tedbirleri ve zayıflayan sermaye akımları sebebiyle, kredi büyüme oranlarının da daha makul seviyelere ineceği tahmin edildi. Finansal piyasalarda artan belirsizlikler karşısında Kurul, para politikasındaki öngörülebilirliğin önemini bir defa daha tekrarladı; ayrıca, bu öngörülebilirliğin önümüzdeki dönemde kademeli olarak arttırılacağını değerlendirdi. Toplantı özetine göre, önümüzdeki aylarda küresel politikalara dair belirsizliklerin azalması ve gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının hız kazanması durumunda, TCMB döviz rezervlerini arttırıcı yönde adım atacak. Aksi durumda ise, zayıf seyreden sermaye akımlarının yaratacağı enflasyonist baskılara karşı koymak için, daha uzun süreli ek parasal sıkılaştırmalar uygulanabilecek. Eylül ayı dış ticaret açığı beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. Aylık dış ticaret açığı 7.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Piyasa beklentisi doğrultusunda olan bu sonuç, bizim 7.7 milyar dolar olan tahminimize de oldukça yakın. Aylık açık bir önceki yıla göre %7.6 oranında büyüdü. Böylece, 12 ay birikimli dış ticaret açığı, Ağustos’taki 94.6 milyar dolar seviyesinden, Eylül’de 95.1 milyar dolara çıktı. Aylık ihracat 13.1 milyar dolarla, bizim 13 milyar dolar tahminimizle uyumlu gerçekleşti. Bu, Eylül 2012’ye göre %1.3 oranında bir artışa işaret ediyor. Aylık ithalat ise bir önceki yıla göre %3.5 oranında artarak, 20.6 milyar dolara ulaştı. Bu da yine, bizim 20.7 milyar dolar olan tahminimiz doğrultusunda bir sonuç. Altın ithalatını da içeren değerli metaller kategorisinin toplam ithalata katkısı sadece 0.5 milyar dolar oldu. Hatırlanacağı gibi, Ocak-Temmuz döneminde altın ithalatı oldukça yüksek seyretmiş; bu kategorideki ortalama ithalat değeri 1.7 milyar dolar olmuştu. Ancak, Ağustos ayından beri altın ithalatı önemli ölçüde düşüş gösteriyor. Dahası, Ağustos’ta yıllık bazda %14.3 gerileyen enerji ithalatı, Eylül’de de %5.8 oranında gerileyerek 4.9 milyar dolar oldu. Bunun sonucunda, altın ve enerji dışarıda bırakıldığında, ithalat yıllık bazda %7 oranında arttı. Ekonomik gruplara göre sınıflandırılmış dış ticaret verilerine bakıldığında, ara haftalık bülten malı ithalatında %1.6 oranında artış görünüyor. Ara malları ithalatı son aylarda, ortalama artışın yıllık %8 olduğu Ocak-Mayıs dönemine daha yavaş ve değişken bir seyir izliyor. Bu yavaşlamanın önemli bir sebebi enerji ithalatında görünen azalma. Diğer yandan, sermaye ve tüketim malları ithalatı verileri, bu yılın genelinde olduğu gibi yine yüksek oranlı artışlar kaydetti. Önceki yıka göre, sermaye malları ithalatı %16.2, tüketim malları ise %16.5 yükseldi. Mevsim etkilerinden arındırılmış dış ticaret açığı, önceki aya göre %3.7 oranında artarak %7.2 oldu. Ancak, bu verinin bir önceki ay %14.5 oranında azaldığını dikkate alınca, Eylül’deki artış yüksek görünmüyor. Aslında, daha az oynak bir gösterge olan arındırılmış açığın 3 aylık hareketli ortalaması, Ağustos’taki 7.9 milyar dolar değerinden Eylül’de 7.4 milyar dolara geriledi. Bu değer yıllıklandırıldığında 88.4 milyar dolarlık bir açığa işaret ediyor. Bu da, bu göstergenin Ocak ayından beri aldığı en düşük değer. Sonuç olarak, birikimli manşet dış ticaret açığı Eylül’de genişlemeye devam etti; ancak mevsim etkilerinden arındırılmış veriler açıkta bir momentum kaybını gösterdi. Manşet dış ticaret açığındaki genişleme trendi yıl sonuna kadar devam edecektir. Ancak Türk lirasındaki değer kaybının devam eden etkileri ihracatı destekleyip ithalatı frenleyeceğinden, bu genişlemenin sınırlı olacağını düşünüyoruz. Tüketici güveni Ekim’de belirgin bir gelişme gösterdi. Tüketici güven endeksi bir önceki aya göre %4.8 oranında artarak 75.5 seviyesine ulaştı. Hatırlanacağı gibi, finans piyasalarında oynaklığın artmasının ve belli başlı döviz kurlarının tarihi en yüksek seviyelerine ulaşmasının ardından, Eylül ayında tüketici güveni %6.6 gibi yüksek bir oranda gerilemişti. Temmuz ayında bu yılki zirve noktasına ulaşan tüketici güveni, bu aydan sonra hafifçe azalan bir trend etrafında dalgalı seyir izlemekte. Endeksin şu anki seviyesi, bu yılki ne yüksek seviyenin %3.7 altında olmakla birlikte, 2012 sonu değerinin ise %2.7 üzerinde bulunuyor. Tüketici güven endeksinin 18 alt endeksinden biri hariç hepsi Ekim’de gelişme kaydederek, Eylül ayındaki gerilemeyi büyük ölçüde telafi etti. Hanehalkının önümüzdeki dönem için genel ekonomik durum beklentisi %6 oranında gelişme kaydederken, işsiz sayısı beklentisi de %2.2 oranında iyileşti. Tüketici güveninin bileşenleri içinde, sadece hanehalkının mevcut finansal durumu %0.5 gibi küçük bir oranda geriledi. Önümüzdeki dönemde, dış finansman koşullarında devam etmesi beklenen gevşeme tüketici güvenine olumlu yansıyacaktır. Ancak, küresel para politikalarına dair belirsizlikler sürdükçe, finans piyasalarındaki oynaklığın olumsuz etkileri sürecektir. Bu çerçevede, yılın son aylarında iç talebin baskı altında olmasını beklemeyi sürdürüyoruz. haftalık bülten Önümüzdeki Haftaya Bakış Ekim ayı enflasyon verileri bugün saat 10’da açıklanacak. Tüketici fiyatlarının aylık bazda %1.25 oranında artmasını bekliyoruz (piyasa beklentisi: %1.3). Enerji fiyatlarındaki olumlu baz etkisi destekleyici olmaya devam edeceğinden, bu aylık artışa rağmen yıllık enflasyonun, Eylül’deki %7.88 seviyesinden %7.13’e gerilemesini bekliyoruz. Ekim ayından sonra ise baz etkileri artık destekleyici olmayacak. Dahası, Türk lirasındaki son aylardaki değer kaybının çekirdek enflasyon göstergelerindeki yansıması sürecek; bu da manşet enflasyonu yukarı doğru itecek. Bunların sonucunda, enflasyonun Ekim ayından sonra yukarı doğru seyretmesini ve yıl sonunda %7.8 olmasını bekliyoruz. Bu tahmin, TCMB’nin geçen hafta yayımlanan Enflasyon Raporunda açıklanan %6.8’lik tahminin oldukça üzerinde yer alıyor. Eylül ayı sanayi üretim endeksi Cuma günü yayımlanacak. Ağustos’ta %-4 gibi serinin başlangıcından beri kaydedilen en düşük aylık büyümeyi kaydeden mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin, Eylül ayında güçlü bir toparlanma göstermesini bekliyoruz. Önceki yorumlarımızda belirttiğimiz gibi, Ağustos’taki düşüşün önemli bölümünün, bayram tatilinin etkisinin istatistiksel olarak tümüyle arındırılamamasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bu yüzden, Eylül ayında bu kayıpların büyük ölçüde telafi edilmesini bekliyoruz. Ayrıca, reel sektör güven endeksi, kapasite kullanımı ve PMI gibi öncü göstergelerin son aylardaki güçlü performansları da ciddi bir toparlanma olması ihtimalini güçlendiriyor. Dolayısıyla, aylık sanayi üretimi büyümesinin %3 civarında veya daha yüksek olmasını bekliyoruz. Bu oran, sadece takvim etkisinden arındırılmış ve arındırılmamış endekslerde %2.5 ve üzerinde bir yıllık büyümeye karşılık geliyor. Bu haftanın veri gündeminde ayrıca, Salı günü yayımlanacak olan Ekim ayı reel efektif döviz kuru ve Perşembe günü yayımlanacak olan Ekim ayı Hazine nakit dengesi bulunuyor. haftalık bülten Bu rapor, Finansbank CEO Ofisi Araştırma Bölümü tarafından müşterilerini bilgilendirmek amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank CEO Ofisi’ne ait görüşleri yansıtmakta olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.